Hepsi yağmacı, hepsi gitsin! Artık işçiler yönetsin!

advertisement
Hepsi yağmacı, hepsi gitsin!
Artık işçiler yönetsin!
Rejim içindeki çıkar odaklarının çatışmasının sonucu olarak 17
Aralık Operasyonu, AKP Hükümeti’nin yaptığı talanın şimdilik
bir kısmını ortaya saçtı. Bu kriz, burjuvazi, devlet
bürokrasisi, hükümet ve Cemaat’i de kapsayan büyük bir
bataklığı gözler önüne serdi. Yargının fiili olarak işlemez
hale geldiği, klasik anlamda burjuva hukuk sisteminin temel
yaptırımlarının bile uygulanamadığı ve sermaye blokunda derin
yarılmalara
karşıyayız.
yol
açan
büyük
bir
rejim
kriziyle
karşı
Rejim krizi ne anlama geliyor?
Hatırlayalım, Erdoğan önce 12 Eylül referandumunda yargı
üzerindeki HSYK etkisini ortadan kaldırarak askeri vesayetin
bittiğini ilan etmişti. Ardından, 2011 yerel seçimlerinin
galibi olarak yaptığı o meşhur balkon konuşmasında ‘bütün
kimliklerin taleplerini kapsayacak’ bir anayasa vaadi vererek
“bize oy vermeyenlerin yaşam tarzını şerefimiz, onurumuz
olarak göreceğiz” demişti. Ne anayasa vaadi gerçekleşti, ne de
demokratikleşme konusunda herhangi bir adım atıldı. Tam
tersine yargının, yasama ve yürütmenin etkisine girmesi sonucu
hükümetin baskıcı yanı daha da bilendi. Bu baskıcı karakter,
en ufak bir demokratik talebi terörize etme yoluyla ya da “her
şeyin en iyisini biz biliriz” anlayışıyla kitlesel huzursuzluk
ve öfkenin üstünü örtme olarak açığa çıktı. Kürt meselesinde
bir devlet politikası olarak yıllarca süregiden, Gezi İsyanı
ile birlikte daha önce hiç olmadığı kadar ayyuka çıkan baskı
ve şiddet, polis-asker rejimine dayanan iktidarın varoluşunun
zorunlu bir unsurudur. Yerine koyduğu kendi vesayetiyle
geriletilen askeri vesayet değil, siyasal demokratik hakların
tırpanlanması ve neoliberal talanın güçlendirilmesidir.
Gerek 12 Eylül referandumunda gerekse de 2011 seçimlerinde
defalarca “Hükümetin demokrasi makyajı tutmuyor” demiştik.
Şimdi ortaya çıkan durum da gösteriyor ki, yaşanan rejim
krizi, devlet aygıtını kim yönetecek; sermaye birikiminde kim
ne kadar pay alacak tartışmasının siyasi bir bunalıma
dönüşmesidir. Bu, devlet mekanizmasının böylesine bir yapı ile
hiçbir zaman demokratikleşemeyeceğini ve AKP türünden burjuva
partilerin hiçbir zaman demokrasiye önderlik edemeyeceklerini
gösteriyor. Bugün, Roboski katliamında MİT’in parmağı olduğuna
dair belgeler ortaya çıkmış ve hükümetin, ordunun buradaki
rolü gözler önüne serilmişken; sınırlarını hükümetin
belirlediği çözümsüzlük masasının başta Kürt halkı olmak üzere
bu ülkenin emekçilerine barış getiremeyeceği açıktır.
Devlet malı niye denizdir?
Seçimler yaklaşırken, Erdoğan’ın alternatifini üretemeyen
sistem, kitlelerin hoşnutsuzluğunu ve arayışını çeşitli
burjuva adaylara yönlendirme gayretinde. Emekçilerin, sol
siyasetin hem Sarıgül gibi en az AKP kadar burjuvazinin has
temsilcisi olan adaylara yönelmekten hem de AKP’nin barış ve
demokrasi getirebileceğine dair yaratılan yanılsamadan
kurtulması gerekiyor. Sonuçta, kendi hırsızını sürekli olarak
üreten bir sistemde yaşıyoruz. Erdoğan’dan önceki liderler ya
da onun yerine gelme potansiyeli taşıyan hasımları kendi sınıf
programlarının bir gereği olarak yağma ve talanı devam
ettireceklerdir. Sonuçta kimse, kapitalizm altında en “dürüst”
burjuva adayın bile işçiden emekçiden çalmadığını iddia
edemez! Bu yüzden diyoruz ki, belirleyici olan aday değil,
düzen ve programdır.
Siyasal demokrasi için kurucu meclis!
Ekonomik krizin kapıda olduğu bir gerçek; büyüme durma
noktasına geldi, bu bizler için hayat pahalılığı, işsizlik ve
maaşlarımızın her geçen gün biraz daha erimesi anlamına
gelecek. Her gün daha fazla yoksulluk yaratan, demokrasi
talebini sopayla karşılayan bir iktidarın egemenliği ancak,
bir işçi-emekçi hükümetiyle yenilgiye uğratılabilir. İktidarın
talan ve hırsızlığa dayalı politikalarına dur demek, sosyalist
hareket ve devrimci solun işçileri, emekçi kesimleri temsil
eden en geniş ittifakıyla mümkün. Siyasal demokrasi talebini
barajsız, eşit ve adil bir seçim sistemiyle birleştiren, var
olan sömürü ve baskı sisteminden bir kopuşu hedefleyen bir
kurucu meclis çatısı altında soygunculardan hesap soralım!
Download