jeotermal rezervuarlarda yenilenebilirlik ve sürdürülebilirlik

advertisement
X. ULUSAL TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ – 13/16 NİSAN 2011/İZMİR
_________________________
3 _______
JEOTERMAL REZERVUARLARDA YENİLENEBİLİRLİK VE
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Abdurrahman SATMAN
ÖZET
Birçok jeotermal saha genelde üretime başlamadan önce yeryüzüne ulaşan doğal akışkan ve ısı
debisinden (yenilenebilir kapasite) daha yüksek akışkan ve ısı debisiyle üretilerek işletilir. Sahanın
yenilenebilir kapasiteden daha yüksek kapasitede sürekli olarak işletilmesi mümkün değildir ve saha
işletimi sürdürülebilir olmaktan çıkar. Ancak belirli bir süre üretimden sonra işletim durdurulursa, doğal
akışkan ve ısı girişi jeotermal sistemi yeniler ve saha tekrar üretime hazır hale gelir. Bu şekilde (üretim
ve daha sonra kapatma) periyodik bir yöntemle, jeotermal sistemler yenilenebilir ve sürdürülebilir
olarak işletilebilir.
Bu bildiride yenilenebilirlik ve sürdürülebilirlik konusu incelenmektedir. Bir jeotermal saha belirli bir
süre üretildikten sonra işletme durdurulursa, rezervuarın orijinal durumuna gelmesi durumu
değerlendirilmektedir. Genelde Türkiye koşulları için geçerli düşük sıcaklıklı ve sıvı fazdan oluşan bir
sistemin basınç ve sıcaklık davranışı modellenmekte ve bildiride tartışılmaktadır. Çalışmada belirli bir
üretim periyodu sonrasındaki kapanma döneminde sıcaklık değişiminin özellikleri vurgulanmaktadır.
Orijinal duruma dönüş için gerekli zaman, bildiride tartışıldığı gibi, birçok faktöre bağlıdır. Üretim süresi
en önemli faktördür. Ancak doğal beslenme ve tekrar-basma (reinjeksiyon) koşulları da orijinal duruma
dönüş davranışını etkilemektedir.
Anahtar Kelimeler: Jeotermal rezervuar, Yenilenebilirlik, Sürdürülebilirlik.
ABSTRACT
Most geothermal fields are exploited at a rate faster than the energy is replaced by the pre-production
flow. Thus fields cannot be produced at a rate corresponding to the installed capacity of their heating
facilities or power plants on a continuous basis, forever. In this sense they are not sustainable.
However if after a time the field is shut-in the natural energy flow will slowly replenish the geothermal
system and it will again be available for production. Therefore when operated on a periodic basis, with
production followed by recovery, geothermal systems are renewable and sustainable.
This paper addresses renewability and sustainability concept. The parameters affecting the time that a
geothermal field takes to fully recover to its original state after shut-down at some
production time are discussed.
An approach to model the temperature behavior of a relatively low-temperature single liquid-phase
geothermal reservoir as mostly seen in Turkey is discussed here. The pressure and temperature
behavior of geothermal systems are investigated. Emphasis is given to understand the characteristics
of temperature recovery following some production period. The time to reach a recovery depends on
many factors as discussed in the paper. Primarily it depends on the production period. However, the
natural recharge and reinjection conditions considerably affect the recovery.
Key Words: Geothermal reservoir, Renewability, Sustainability.
Jeotermal Enerji Semineri
X. ULUSAL TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ – 13/16 NİSAN 2011/İZMİR
_________________________
4 _______
1. GİRİŞ
Jeotermal kaynakların sürdürülebilir kullanımı gittikçe daha fazla önem kazanmaktadır.
Sürdürülebilirlik; bir jeotermal projeyi, proje ömrü boyunca ekonomik olarak ticari kapasitede kullanma
kabiliyeti olarak tanımlanır ve bu tür bir işletme sırasında oluşan (basınç düşümü ve/veya soğuma gibi)
kaynak azalımını tekrar-basma (reenjeksiyon) ve/veya yeni kuyular delme gibi karşı uygulamalarla
giderme/önleme adımlarını içerir [1]. Yenilenebilirlik ise işletim sırasında herhangi bir kaynak azalımı
olmaksızın projenin kapasitede kullanım kabiliyeti olarak tanımlanır. Dolayısıyla yenilenebilir kapasite
sürdürülebilir kapasiteden düşüktür. Bir saha için yenilenebilir kapasite sisteme doğal olarak iletim ve
taşınımla giren beslenmeye eşdeğer olan ısıl güç kapasitesine karşılık gelir. Sürdürülebilir kapasite ise
doğal ısı beslenmesine ek olarak sistemde depolanmış ısının daha fazla üretiminden kaynaklanan ve
tekrar-basma ve yeni kuyu delme uygulamalarıyla gerçekleştirilen bir kapasitedir. Yenilenebilirlik
jeotermal kaynağın doğal yapısına dayanan bir tanım olurken, sürdürülebilirlik ise kaynağın nasıl
kullanıldığını ve ne kadarının üretildiğine yönelik bir tanımdır. Sanyal tarafından yapılan ve ticari olarak
işletilen jeotermal sahaları kapsayan bir çalışmada, sahalar için sürdürülebilir kapasitenin yenilenebilir
kapasiteden 5–45 kat (ortalama 10 kat) daha büyük olduğu gösterilmektedir [1].
Bu tür, yenilenebilir kapasiteden daha yüksek olan sürdürülebilir kapasitede işletilen sahalarda,
sürdürülülebilirlik zaman sınırlı olup, sonsuza kadar sürmez. Kaynağın hızlı üretimi sürdürülebilirlik
özelliğini ortadan kaldırabilir ve (sahada basınç düşmesi, kuyu içi seviyelerindeki düşüş ve pompaların
kullanılmaz hale gelmesi, üretilen sıcaklığın düşmesi gibi nedenlerle) işletim sürdürülebilir olmaktan
çıkar. İşletimde amaç, proje ömrünce sürdürülebilir özelliğin kalmasıdır.
Jeotermal sahalarda doğal beslenme hem üretim ve hem de kapanma döneminde etkilidir. Bu
nedenle, herhangi bir saha belirli bir üretim döneminden sonra üretim durdurulursa, doğal enerji girişi
jeotermal sistemi beslemeye devam eder ve sistem yenilenir ve tekrar üretilebilir duruma gelir.
Dolayısıyla üretim dönemi ve onu izleyen kapanma dönemi şeklinde periyodik bir işletme yöntemi ile
jeotermal sistemler yenilenebilir ve sürdürülebilir olurlar.
Yenilenebilirlik ve sürdürülebilirlik konusunda yapılmış literatür çalışmaları Satman tarafından
verilmektedir [2,3].
Bu bildiride yenilenebilirlik ve sürdürülebilirlik konusu incelenmekte, saha sonuçları iredelenerek,
jeotermal sahanın işletilmesini etkileyen parametreler ve özellikle sahada üretim durdurulduktan sonra
sahanın orijinal duruma gelmesi için gerekli süre ve bu süreyi etkileyen parametreler
vurgulanmaktadır.
2. REZERVUARIN
DAVRANIŞLARI
ÜRETİM
DÖNEMİ
VE
KAPANMA
DÖNEMİ
BASINÇ
VE
SICAKLIK
Bu çalışmada incelenen jeotermal rezervuar modelinin basit bir şeması Şekil 1’de verilmektedir.
Rezervuarın kaba hacmi V olup, rezervuar akışkan (su, su buharı) içermektedir. Rezervuardan
akışkan ve ısı üretimi yapılmaktadır. Rezervuara su girişi doğal beslenme ve tekrar-basma ile
gerçekleşirken, ısı girişi ise doğal beslenme ve tekrar-basma uygulamasında ısı taşınımı ile ve
sisteme alttan iletimle olmaktadır.
Rezervuarın üretimi sırasında, rezervuara alttan iletimle giren ısı ve rezervuardan iletimle olan ısı
kaybı genelde ihmal edilebilecek düzeydedirler. Ancak, rezervuarda üretim durdurulduğunda sisteme
iletimle ısı girişi önem kazanır ve sistemde enerji artışı esas itibariyle bu ısı iletiminden kaynaklanır.
Sistemin üretim dönemi göz önüne alındığında, sistemi etkileyen akışkan ve ısı geçişi bileşenleri
üretim, tekrar-basma ve doğal beslenmedir. İletimle olan ısı girişi ve ısı kaybı ihmal edilirse, sistemin
şeması Şekil 2’de verilmektedir. Rezervuardan akışkan ve ısı üretilmesinden dolayı sistemde basınç
Jeotermal Enerji Semineri
X. ULUSAL TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ – 13/16 NİSAN 2011/İZMİR
Heat
IsıLoss
ve
Mass Loss
Kütle
Kaybı
_________________________
5 _______
Cumulative
Reinjected
AkışkanFluid
ve Produced
Isı ÜretimiCumulative Fluid
Tekrar-Basma
Cumulative Heat Produced Cumulative Heat Reinjected
(Reenjeksiyon)
RESERVOIR SYSTEM
REZERVUAR
İletimle
Conductive
Isı Kaybı
Heat
Loss
Water, Steam, NC and Rock
Bulk
Volume,
V Kayaç
Su,
Buhar,
φ Hacım
Porosity,
Kaba
Heat Content,
ρavCav
Gözeneklilik
Isı İçeriği
Water
Recharge Su Girişi
Doğal
Beslenmeyle
Heat
Recharge
Doğal Isı Akışı
Şekil 1. Rezervuar Modeli.
ve sıcaklık azalır. Tekrar-basma uygulamasıyla rezervuar basıncının korunması amaçlanırken,
rezervuardakinden daha düşük sıcaklıkta su enjeksiyonu nedeniyle rezervuarda soğuma olur ve
sıcaklığı azalır. Rezervuara doğal beslenme ve tekrar-basma uygulamasıyla su girişi rezervuar
basıncının korunmasına yardımcı olur. Ancak doğal beslenmeyle giren suyun sıcaklığına bağlı olarak,
rezervuar sıcaklığı azalabilir veya artabilir. Tekrar-basma uygulaması, basılan suyun sıcaklığı üretilen
sıcaklıktan düşük olduğundan dolayı, rezervuarı soğutur ve rezervuar sıcaklığını düşürür.
wÜRETİM
p , Cpw, T
wri , Cpwri , Tri
TEKRAR-BASMA
REZERVUAR
DOĞAL
Cpwr, Tr
wr, BESLENME
DOĞAL
Qn
ISI
AKIŞI
Şekil 2. Üretim, Tekrar-Basma ve Doğal Beslenmenin Gözönüne Alındığı Rezervuar Modeli.
Sahadan üretim durdurulduğunda rezervuarın ortalama basıncı ve sıcaklığı orijinal basınç ve sıcaklık
değerlerinden daha düşük düzeylerde olur. Saha kapatıldığında, basınç ve sıcaklığın orijinal değerlere
artmasına neden olan farklı mekanizmalar vardır.
Basınç artışı doğal beslenme suyunun rezervuara girişinden dolayıdır. Saha işletilmiyor olmasına
rağmen, rezervuar basıncı doğal beslenme kaynağı basıncından düşük olduğu için, sisteme doğal
beslenme suyu girişi devam eder ve rezervuar basıncı artar. Doğal beslenmenin yeterli olması
durumunda, rezervuar basıncının orijinal basınca ulaşması belirli bir sürede gerçekleşir. Bu süre,
doğal beslenmenin güçlü olup olmamasına bağlıdır.
Saha kapatıldığında sıcaklık artışı iki nedenle olur; sisteme doğal beslenmeyle giren suyun
taşınımından kaynaklanan ısı ve alttan giren iletim ısısı. Üretim durdurulduktan sonra rezervuarın
yenilenebilir özelliğini sağlayan belirleyici mekanizma, rezervuara iletimle giren doğal ısı akışıdır.
İletimle ısı girişi rezervuarın sıcaklığını artırır. Uzun dönemde rezervuarın orijinal sıcaklığa
ulaşmasında etkili olan parametre, iletimle ısı girişidir. Isı iletiminin özelliklerine bağlı olarak, orijinal
Jeotermal Enerji Semineri
X. ULUSAL TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ – 13/16 NİSAN 2011/İZMİR
_________________________
6 _______
sıcaklığa ulaşma süresi değişir. Orijinal sıcaklığa ulaşma süresi, orijinal basınca ulaşma süresinden
genelde daha uzundur.
Rezervuarda üretim sırasında ve saha üretime kapatıldıktan sonraki dönem içinde oluşan basınç ve
sıcaklık davranışlarını belirlemekte kullanılan kütle ve enerji denklemleri burada verilmemektedir.
Ancak, basınç ve sıcaklık davranışını etkileyen parametreler tartışılmaktadır. Aşağıda tartışılmakta
olan davranışların geçerli olduğu rezervuar için rezervuar kaba hacmi 12x109 m3, rezervuarın orijinal
(ilk) sıcaklığı 210 oC, rezervuardan üretim debisi 270 kg/s ve doğal ısı akışı 30x106 J/s
varsayılmaktadır. Diğer modelleme ayrıntıları ve sistem ve rezervuar verileri Kaynak [2] ve [3]’te
sunulmaktadır ve burada tekrarlanmamaktadır.
2.1. Üretim Dönemi Sıcaklık ve Basınç Davranışları
Jeotermal sistemlerin enerji üretim potansiyeli, üretimde oluşan basınç düşümü ve rezervuardaki
mevcut enerji içeriği ile belirlenir. Doğal beslenmenin gücüne bağlı olarak, üretim zamanı içinde
rezervuar basıncı yavaş veya hızlı, fakat kesinlikle, azalır. Doğal beslenmenin yetersiz olması
durumunda basınç hızla azalır. Dolayısıyla sistemden üretim potansiyeli, rezervuarın enerji içeriğinden
dolayı değil, rezervuarın su içeriğinden dolayı sınırlanır. Jeotermal sistemin büyüklüğü, rezervuarın
geçirgenliği ve doğal beslenmenin gücü, basınç düşümünü belirleyen parametrelerdir. Rezervuarda
basınç düşümünü etkileyen bir başka parametre de sürdürülebilir jeotermal işletiminin olmazsa olmaz
parçası olan tekrar-basma uygulamasıdır. Tekrar-basma uygulamasıyla yüzeydeki artık sudan
kurtulma, basınç düşümünü azaltma ve ayrıca rezervuar kayacından daha fazla enerji üretimi sağlanır.
Jeotermal sahanın başarılı işletilmesindeki amaç mümkün olduğu kadar uzun üretim dönemi içinde
basınç düşümünü korumak ve sınırlamaktır.
2.1.1. Doğal Beslenme Sıcaklığının Etkisi
SICAKLIK, oC
2
210
Tr=180 oC
Tr=160 oC
4
Tr=140 oC
205
6
Basınç Düşümü, bar
Tekrar-basma uygulamasının olmadığı varsayılan bir jeotermal sistem için doğal beslenmeyle
rezervuara giren suyun sıcaklığının basınç ve sıcaklık davranışına etkisi Şekil 3’te gösterilmektedir.
100 yıllık üretim dönemi sonunda oluşan basınç düşümü 6.55 bar’dır. Doğal beslenme ile su girişinin
güçlü olduğu bu açık sistem için, doğal beslenmeyle giren suyun sıcaklığı (Tr) olarak 140, 160 ve 180
o
C alınmıştır. Rezervuarda basınç düşümü sıcaklık düşümüne göre çok daha hızlı gerçekleşir. Doğal
beslenme sıcaklığı basınç davranışını etkilemezken, sıcaklık düşümünü etkiler. Üretim sıcaklığından
daha düşük sıcaklıkta beslenme ile su girişi olduğundan, rezervuarda soğuma olur. Soğumanın
büyüklüğü doğal beslenme sıcaklığına bağlıdır. Daha düşük sıcaklıkta su girişi, daha çok soğuma
yaratır ve sıcaklık düşümü de fazla olur.
215
0
Basınç Düşümü
200
8
0
20
40
t,yıl
60
80
100
Şekil 3. Doğal Beslenme Sıcaklığının Rezervuarın Basınç ve Sıcaklık Davranışına Etkisi [2].
Jeotermal Enerji Semineri
X. ULUSAL TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ – 13/16 NİSAN 2011/İZMİR
_________________________
7 _______
2.1.2. Doğal Isı Akışının Etkisi
Doğal ısı akışı (Qn) sistemi üretim öncesinde besleyen net enerji girişi olarak tanımlanmaktadır [4].
Sanyal [1] ise bu terimi “Yenilenebilir Kapasite” olarak adlandırmaktadır. Rezervuarı taşınımla ve
iletimle besleyen ısı debisidir ve yeryüzünde ısıl anomalinin gerçekleştiği alandaki toplam ısı çıkışına
eşdeğerdir. İdeal koşullarda, üretim öncesi dönemde yeryüzünde ısıl anomalinin olduğu alanda iletimle
ısı kaybı ve yeryüzüne doğal çıkışlarla ulaşan taşınımla ısı çıkışı değerlerinden yararlanarak tahmin
edilir.
Şekil 4’te, tekrar-basma uygulamasının olmadığı varsayılan bir açık sistemde, doğal ısı akışının
rezervuarın basınç ve sıcaklık davranışına etkisi gösterilmektedir. Doğal beslenmeyle giren suyun
sıcaklığı 160 oC olup, doğal ısı akışı için karşılaştırma amacıyla üç farklı değer (0, 30 ve 53 MWt)
alınmıştır.
Üç farklı doğal ısı akışı durumu için de doğal beslenme ile su girişi aynı kaldığı için, Şekil 4’te verilen
basınç düşümü üç durum için de aynıdır. Rezervuardaki soğumanın büyüklüğü rezervuara giren doğal
ısı akışına bağlıdır. Doğal ısı akışı artarsa rezervuar sıcaklığındaki düşüm azalmaktadır.
Şekil 4. Doğal Isı Akışının Rezervuarın Basınç ve Sıcaklık Davranışına Etkisi [2].
2.1.3. Rezervuar Hacmının Etkisi
Rezervuar hacmının basınç ve sıcaklık davranışına etkisi Şekil 5’te gösterilmektedir. Doğal
beslenmeyle giren su sıcaklığı 180 oC olan bir açık sistem varsayılmaktadır. Rezervuar kaba hacmı
12x109, 6x109 ve 3x109 m3 olan üç ayrı sistem için basınç ve sıcaklık değişimi Şekil 5’te karşılaştırma
amacıyla birlikte verilmektedir. Üretim ve doğal beslenmeyle su girişinin olduğu, tekrar-basma
uygulamasız bir açık sistem göz önüne alınmaktadır.
Tekrar-basma uygulamasının olmadığı sistemlerde eğer doğal beslenmeyle giriş güçlü ise (açık
sistem) basınç davranışı rezervuar hacmından etkilenmez. Fakat rezervuardaki soğuma rezervuar
hacmına bağlıdır ve rezervuar hacmı arttıkça rezervuarın sıcaklık düşümü azalır.
Jeotermal Enerji Semineri
X. ULUSAL TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ – 13/16 NİSAN 2011/İZMİR
_________________________
8 _______
Şekil 5. Rezervuar Hacmının Rezervuarın Basınç ve Sıcaklık Davranışına Etkisi [2].
2.1.4. Dış Sınır Koşulunun Etkisi
Açık sistem dış sınırın doğal su beslenmesine uygun olduğu sistemi ve kapalı sistem ise dış sınırın
akışkan akışına kapalı olduğu ve rezervuara doğal beslenmeyle akışkan girişinin olmadığı sistemi
temsil etmektedir. Şekil 6’da üretim ve doğal beslenmenin olduğu ve fakat tekrar-basma
uygulamasının olmadığı bir açık sistem modellenmektedir. Doğal beslenmeyle giren suyun sıcaklığı
210 oC ve doğal ısı akışı 0 MWt varsayılmaktadır.
Şekil 6, dış sınır koşulunun rezervuar basınç ve sıcaklık davranışında etkisini göstermektedir.
Beklendiği gibi, doğal beslenmenin olmadığı kapalı sistemde basınç düşümü açık sistemdeki basınç
düşümüne göre çok daha yüksektir. Rezervuardaki soğuma da aynı şekilde dış sınır koşuluna bağlıdır.
Açık sistemde üretilen ısı ile doğal beslenmeyle giren ısı arasındaki fark rezervuardaki sıcaklık
düşümünü belirlemektedir. Doğal beslenmeyle ısı girişinin olduğu açık sistemde sıcaklık düşümü,
kapalı sistemdekine göre daha az olur.
0
220
Basınç Düşümü (Açık)
SICAKLIK, oC
T (Açık)
80
200
T (
Kap
alı)
Ba
sın
ç
Dü
şü
mü
190
Tr=210 oC, Qn=0
120
(K
a
180
0
20
40
t,yıl
60
Basınç Düşümü, bar
40
210
80
160
pa
lı)
200
100
Şekil 6. Rezervuar Dış Sınır Koşulunun Rezervuarın Basınç ve Sıcaklık Davranışına Etkisi [2].
Jeotermal Enerji Semineri
X. ULUSAL TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ – 13/16 NİSAN 2011/İZMİR
_________________________
9 _______
2.1.5. Tekrar-Basmanın Etkisi
Rezervuarın sürdürülebilir işletiminde tekrar-basma uygulaması gereklidir. Rezervuarda toplam ısı
içeriği rezervuarın sıcaklığına, kayaç ve akışkan ısıl özelliklerine ve gözenekliliğe bağlıdır. Toplam ısı
içeriği, kayaç ısıl içeriği ve akışkan ısıl içeriği toplamıdır. Su ile dolu bir jeotermal sistem için suyun
içerdiği ısının toplam ısı içeriğine oranını etkileyen en önemli parametre gözenekliliktir. Örneğin
gözenekliliği %5 olan ve doğal beslenmenin olmadığı varsayılan bir rezervuardan tüm su üretilse bile
toplam ısının ancak %7’si üretilmiş olacaktır [5]. Rezervuardan ısı üretiminin artırılması için kayaçtaki
ısının üretilmesi önem taşımaktadır. Kayaçtaki ısının üretilmesi ise üretilen suyun ısısı alındıktan sonra
kalan düşük sıcaklıkllı suyun rezervuara basılması, basılan soğuk suyun rezervuarda sıcak kayaçla
temas ettikten sonra ısınması ve sıcaklığı artan suyun ek su ve ısı kaynağı olarak üretilmesiyle
mümkündür.
Şekil 7’de tekrar-basmanın rezervuarın basınç ve sıcaklık davranışına etkisi gösterilmektedir. Şekil
7’de incelenen açık sistem iki ayrı durumda varsayılmaktadır. Birinci durumda rezervuarda üretim ve
doğal beslenme ile su girişi göz önüne alınmakta, tekrar-basma uygulanmakta, üretim debisi 270 kg/s
varsayılmaktadır. İkinci durumda ise üretim debisi aynı (270 kg/s) tutulurken, üretilen suyun yarısının
(135 kg/s) rezervuara tekrar-basıldığı düşünülmektedir. İki durum için de, doğal beslenmeyle giren
suyun sıcaklığı 180 oC ve basılan suyun sıcaklığı 90 oC alınmıştır.
Şekil 7’de verilen iki ayrı açık sistem için basınç davranışlarının karşılaştırılması, tekrar-basmanın
rezervuar basıncını korumadaki olumlu özelliğini açıkça göstermektedir. Tekrar-basma durumunda
basınç düşümü %50 oranında azalmaktadır. Ancak, tekrar-basma rezervuarın soğumasına neden
olur. Söz konusu soğuma niceliği, basılan suyun sıcaklığına ve miktarına bağlıdır. Enjeksiyon sıcaklığı
düşük olursa rezervuar sıcaklık düşümü artar.
210
0
SICAKLIK, oC
205
Basınç Düşümü (D. Beslenme & Tekrar-Basma, wpn=135 kg/s)
200
195
Tr=180 oC, Tri=90 oC
0
20
40
t,yıl
4
6
Basınç Düşümü (D. Beslenme, wp=270 kg/s)
190
2
Basınç Düşümü, bar
T (D. Beslenme, wp=270 kg/s)
T (D.
Beslen
me &
Tekra
r -B a s
ma, w
pn =13
5 kg/s
)
8
60
80
100
Şekil 7. Tekrar-Basmanın Rezervuarın Basınç ve Sıcaklık Davranışına Etkisi [2].
2.2. Kapanma Dönemi Sıcaklık ve Basınç Davranışları
Rezervuar üretime kapatıldığında basınç ve sıcaklık artmaya başlar. Kapanma anındaki basınç ve
sıcaklık değerlerinden orijinal basınç ve sıcaklık değerlerine artış hızları farklıdır. Genel olarak,
kapanma döneminde orijinal basınca dönüş süresi, üretimdeki basınç düşümü için geçen süreye yakın
olarak gerçekleşir. Fakat orijinal sıcaklık değerine varış süresi, basınç için geçerli süreden çok daha
uzundur. Sistem içinde kütle değişimi etkileri enerji değişimi etkilerine göre daha kısa sürede olur.
Jeotermal Enerji Semineri
X. ULUSAL TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ – 13/16 NİSAN 2011/İZMİR
________________________
10 _______
Rezervuar kapatıldığı andan itibaren, rezervuar basıncı düşük olduğundan dolayı, doğal beslenmeyle
rezervuara su girişi sürer. Beslenmeyle giren suyun sıcaklığı kapanma anındaki rezervuar
sıcaklığından yüksek ise giren suyun etkisi rezervuarı ısıtma, tersi ise soğutma yönünde olur. Eğer
doğal beslenme etkisi ihmal edilirse, kapanma döneminde rezervuarı ısıtan mekanizma, yenilenebilir
kapasite olarak ta tanımlanan doğal ısı akışı (Qn)’dir.
Özetlemek gerekirse, kapanma döneminde rezervuara taşınımla ısı girişi doğal beslenmeyle su girişi
nedeniyle, rezervuara iletimle ısı girişi ise doğal ısı akışıyla olur. Taşınımla ısı girişi, kapanma
döneminin başlangıcında etkili olurken, iletimle ısı girişi rezervuar sıcaklığı orijinal sıcaklığa ulaşana
kadar sürer.
2.2.1. Doğal Beslenme ile Giren Su Sıcaklığının Kapanma Dönemi Basınç ve Sıcaklık
Davranışına Etkisi
Üretim dönemi davranışı Şekil 3’te verilen rezervuar için 100 yıllık üretim dönemi sonrasındaki
kapanma dönemi basınç ve sıcaklık davranışı Şekil 8’de gösterilmektedir. Üretimle orijinal basınçtan
itibaren basınç hızla düşerken, kapanma döneminde basıncın orijinal basınca ulaşması da hızlı olur.
Sıcaklık değişimi ile basınç değişimi karşılaştırıldığında, üretim döneminde basınç düşümüne göre
daha yavaş bir sıcaklık düşümü ve kapanma döneminde de basınç artışına göre daha yavaş bir
sıcaklık artışı olur.
Şekil 8’de, doğal beslenme ile giren su sıcaklığının kapanma dönemindeki sıcaklık değişimine etkisi
gösterilmektedir. Doğal beslenme ile giren su sıcaklığı artıkça, orijinal sıcaklığa varış süresi daha kısa
olur. Bir başka deyişle, üretim döneminde daha düşük sıcaklıkta su girişi daha fazla soğuma yaratır ve
rezervuarda daha yüksek sıcaklık düşümü gerçekleşir. Dolayısıyla, daha düşük sıcaklıkta su girişi
durumunda orijinal sıcaklığa varış süresi de daha büyük olacaktır.
215
0
Basınç Düşümü, bar
210
Tr=180 oC
Tr=160 oC
4
Tr=140 oC
205
Basınç Düşümü
200
0
50
6
KAPANMA
SICAKLIK, oC
2
100
8
150
t,yıl
200
250
300
Şekil 8. Doğal Beslenme ile Giren Su Sıcaklığının Kapanma Dönemi Rezervuarın Basınç ve Sıcaklık
Davranışına Etkisi [2].
2.2.2. Tekrar-Basmanın Kapanma Dönemi Basınç ve Sıcaklık Davranışına Etkisi
Şekil 7’de üretim dönemi basınç ve sıcaklık davranışı verilen sistemi alalım. Doğal beslenme su giriş
sıcaklığı 180 oC ve tekrar-basma sıcaklığı 90 oC’dir. Üretim ve kapanma dönemini birlikte gösteren
Şekil 9’da tekrar-basmanın basınç düşümünü azaltmadaki ve rezervuar basıncını korumadaki olumlu
etkisi görülmektedir. Tekrar-basma uygulamasında, uygulamanın olmaması durumuna göre basınç
düşümü daha azdır. Ancak, tekrar-basma rezervuarın soğumasına neden olur. Rezervuarın
soğumasını belirleyen parametreler basılan suyun sıcaklığı ve debisidir. Daha düşük basma sıcaklığı
Jeotermal Enerji Semineri
X. ULUSAL TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ – 13/16 NİSAN 2011/İZMİR
________________________
11 _______
üretim döneminde daha yüksek sıcaklık düşümü oluştururken kapanma döneminde orijinal sıcaklığa
ulaşma süresi de daha uzun olur.
T(D.Beslenme,w
Tr=180 oC, Tri=90 oC
p =270 kg/s)
Basınç Düşümü
(D.Beslenme&Tekrar-Basma,
wpn=135 kg/s)
206
T
204
Basınç Düşümü
en
sl
e
.B
(D
m
e
&
T
r
ek
ar
a
-B
a,
sm
wp
35
0
s)
2
4
6
KAPANMA
SICAKLIK, oC
208
=1
n
/
kg
Basınç Düşümü, bar
210
(D.Beslenme, wp=270 kg/s)
202
0
100
8
t,yıl
200
300
Şekil 9. Tekrar-Basmanın Kapanma Dönemi Rezervuarın Basınç ve Sıcaklık Davranışına Etkisi [2].
Tekrar-basma debisinin basınç ve sıcaklık davranışına etkisi ise Şekil 10’da gösterilmektedir.
Karşılaştırma amacıyla, üretim debisi 540 kg/s ve tekrar-basma debisi 270 kg/s olan durum ile üretim
debisi 270 kg/s ve tekrar-basma debisi 135 kg/s olan diğer bir durum için geçerli basınç ve sıcaklık
davranışları birlikte verilmektedir. Her iki durumda da üretilen debinin yarısı rezervuara basılmaktadır.
Şekil 10. Net Üretim Debisinin Kapanma Dönemi Rezervuarın Basınç ve Sıcaklık Davranışına Etkisi
[2].
Jeotermal Enerji Semineri
X. ULUSAL TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ – 13/16 NİSAN 2011/İZMİR
________________________
12 _______
Şekil 10’da açıkça görüldüğü gibi, üretim döneminde basınç düşümünü belirleyen parametre,
rezervuardan üretim debisi ile tekrar-basma yoluyla rezervuara verilen debi arasındaki fark olan
rezervuardan net üretim miktarıdır. Net üretim miktarı artıkça üretimde basınç düşümü daha fazla
olmaktadır. Doğal beslenmenin güçlü olduğu bu iki açık sistem için de kapanma döneminde basıncın
orijinal basınca ulaşma süresi kısadır. Fakat kapanma döneminde orijinal sıcaklığa ulaşma süresi
orijinal basınca ulaşma süresinden daha uzundur. Ayrıca, net üretim miktarı ve tekrar-basma debisi
yüksek olan sistem (wpn=270 kg/s) için üretim döneminde sıcaklık düşümü daha yüksek olduğu gibi,
kapanma döneminde orijinal sıcaklığa ulaşma süreci de daha uzun olur.
2.3. Üretim-Kapatma Periyotlu İşletimde Yenilenebilirlik ve Sürdürülebilirlik
Jeotermal sahalar, belirli bir süre üretimden sonra işletim durdurulursa, doğal akışkan ve ısı girişi
jeotermal sistemi yeniler ve saha tekrar üretime hazır hale gelir. Eğer sistem kapalı ise, bir başka
deyişle jeotermal sisteme doğal beslenme ile su girişi yoksa bu tür bir sistem kapalı bir sistemdir.
Kapalı sistemlerde doğal beslenme ile su girişi olmadığı için taşınımla ısı girişide yoktur. Ancak doğal
ısı akışı (yenilenebilir kapasite) etkisi vardır ve kapanma döneminde sistemin yenilenebilir özelliği
doğal ısı akışı ile gerçekleşir.
Yeraltında özellikle geçirgenliği akışkan akışına uygun sedimanter formasyonlarda bir kuyu çiftinden
yararlanarak, enjeksiyon kuyusundan soğuk su basılır ve üretim kuyusundan sıcak su üretilerek, bir
yapay jeotermal rezervuar yaratılır ve ısı üretilebilir. Üretim ve enjeksiyon debileri aynıdır. Bu tür
sistemlere kuyu-çifti sistemleri (doublet) denmektedir.
Ayrıntıları Kaynak 3’te verilen bir kuyu çifti saha uygulaması için, sahanın 36 yıllık üretiminden sonra
kapatılması durumunda oluşan sıcaklık davranışı ve sahanın yenilenme davranışı Şekil 11’de
gösterilmektedir. Rezervuarın hacmı 1.8x109 m3, formasyon kalınlığı 112 m, üretim ve enjeksiyon
debisi 1500 m3/st olup, rezervuardan üretilen su ısısı alındıktan sonra 4.25 oC sıcaklıkta rezervuara
basılmaktadır.
Şekil 11’de görüldüğü gibi, 250 yıllık kapanma dönemi sonunda orijinal rezervuar sıcaklığına dönüş
%80 oranında gerçekleşmektedir veya bir başka deyişle, rezervuar %80 oranında yenilenmektedir.
Şekil 11. Kuyu Çifti (Doublet) Uygulamasında 36 Yıllık Üretim Dönemi Sonrasında Kapanma
Döneminde Oluşan Sıcaklık Davranışı [3].
Jeotermal Enerji Semineri
X. ULUSAL TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ – 13/16 NİSAN 2011/İZMİR
________________________
13 _______
18, 36 ve 72 yıllık üretim-kapanma periyotları durumunda sıcaklık davranışı için yapılan modelleme
sonuçları Şekil 12’de verilmektedir. Üç farklı periyot için geçerli sıcaklık davranışlarının
karşılaştırılmasından, daha kısa periyotlu işletmeler için sıcaklıkların daha yüksek düzeyde kaldığı
anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, kısa periyotlu işletmeler daha fazla enerji üretimi sağlamaktadır ve
sürdürülebilir işletimde tercih edilmelidirler.
21
18 yıllık periyot
20
36 yıllık periyot
72 yıllık periyot
SICAKLIK, oC
19
18
17
16
15
14
wp=0.417 m3/s, Qn=7.2x106 J/s
13
Ti=21 oC, Tri=4.25 oC,
12
wp=0.417 m3/s, Qn=7.2x106 J/s
11
0
40
80
Süre, yıl
120
160
Şekil 12. Kuyu Çifti (Doublet) Uygulamasında 18, 36 Ve 72 Yıllık Üretim Dönemi Sonrasında
Kapanma Dönemlerinden Oluşan Periyotlar İçin Sıcaklık Davranışı [3].
SONUÇ
Bu bildiride, genelde sıvının etken olduğu düşük sıcaklıklı jeotermal sistemler için üretim ve kapanma
dönemlerinde oluşan basınç ve sıcaklık davranışları incelenmekte, yenilenebilirlik ve sürdürülebilirlik
konusu değerlendirilmektedir. Jeotermal projelerin sürdürülebilir işletiminde sınırlayıcı faktörler basınç
düşümü ve/veya sıcaklık düşümüdür. Dolayısıyla proje sürdürülebilirliği, işletim sırasındaki basınç ve
sıcaklık davranışlarıyla belirlenmektedir.
Basınç ve sıcaklık davranışları sistemin bileşenleri tarafından kontrol edilmektedir. Üretim döneminde
basınç ve sıcaklık düşümünde etkili olan bileşenler arasında:
1.
2.
3.
4.
5.
6.
Üretim debisi,
Doğal beslenmeyle giren su sıcaklığı ve gücü (sistemin açık veya kapalı olması),
Tekrar-basma sıcaklığı ve debisi,
Doğal ısı akışı (yenilenebilir kapasite),
Rezervuar ve sistem özellikleri (kaba hacım, gözeneklilik, ısıl özellikler, vb.)
başlıcalarıdır. Kapanma döneminde ise basınç ve sıcaklığın orijinal değerlere ulaşmasını
belirleyen davranışı etkileyen bileşenler ise aşağıda sıralanmaktadır:
7. Doğal ısı akışı (yenilenebilir kapasite)
8. Doğal beslenmeyle giren su sıcaklığı ve gücü.
Kapanma döneminde sıcaklığın orijinal sıcaklığa ulaşması için gereken süre basıncın orijinal basınca
ulaşması için gerekli süreden uzundur. Sıcaklığın orijinal sıcaklığa ulaşması için gerekli süre birincil
Jeotermal Enerji Semineri
X. ULUSAL TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ – 13/16 NİSAN 2011/İZMİR
________________________
14 _______
olarak doğal ısı akışına (yenilenebilir kapasiteye) bağlıdır. Üretim dönemi süresi, doğal beslenmeyle
giren suyun sıcaklığı, tekrar-basma uygulamasında basılan suyun sıcaklığı ve debisi de üretim dönemi
sonundaki sıcaklık düşümünü belirleyen parametreler olduklarından dolayı, kapanma döneminde
orijinal sıcaklığa ulaşma süresini etkilemektedirler.
Jeotermal sistemlerin, üretim-kapanma dönemlerini kapsayan periyotlar şeklinde işletilmesi sözkonusu
olduğunda, kısa periyotlu işletmelerde rezervuar sıcaklığı daha yüksek düzeyde kalmakta ve
dolayısıyla daha fazla enerji üretilmektedir. Bu özellik, projelerin sürdürülebilir işletiminde dikkate
alınmalıdır.
Jeotermal projelerin sürdürülebilir işletiminin tasarımında, bu bildiride tartışılan modelleme
çalışmalarının ve basınç ve sıcaklık davranışlarının önemi belirgindir.
KAYNAKLAR
[1] SANYAL, S.K., “Sustainability and Renewability of Geothermal Power Capacity”, World
Geothermal Congress, Antalya, 24-29 Nisan, 2005.
[2] SATMAN, A., “Sustainability of a Geothermal Reservoir”, World Geothermal Congress 2010, Bali,
Indonesia, 25-29 Nisan, 2010.
[3] SATMAN, A., “Sustainability of Geothermal Doublets”, Thirty-Sixth Workshop on Geothermal
Reservoir Engineering, Stanford University, Stanford, California, 31 Ocak-2 Şubat, 2011.
[4] O’SULLIVAN, M., ve MANNINGTON, W., “Renewability of the Wairakei-Tauhara Geothermal
Resource”, World Geothermal Congress, Antalya, 24-29 Nisan, 2005.
[5] RAMEY, H.J., Jr. (Editor), Reservoir Engineering Assessment of Jeotermal Systems, Department
of Petroleum Engineering, Stanford University, California, 1981.
ÖZGEÇMİŞ
Abdurrahman SATMAN
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Petrol Mühendisliği Bölümü’nden Y. Mühendis olarak mezun
olduktan sonra ABD’deki Stanford Üniversitesi Petrol Mühendisliği Bölümü’nden Master ve Doktora
derecelerini aldı. Aynı üniversitede Yardımcı Profesör ve Doktora Sonrası Araştırmacı olarak
çalıştıktan sonra Türkiye’ye döndü. Temmuz 1980’den itibaren de İTÜ Petrol ve Doğal Gaz
Mühendisliği Bölümü’nde çalışmaktadır. Eylül 1985 ve Eylül 1987 tarihleri arasında Suudi
Arabistan’daki KFUPM Research Institute’te araştırmalar yaptı. Mayıs 2005-Ocak 2009 arasında İTÜ
Enerji Enstitüsü Müdürü olarak görev yaptı. Halen, öğretim üyeliği yanısıra Enerji Enstitüsü
Konvansiyonel Enerji Anabilim Dalı başkanlığı görevini de yürütmektedir.
İlgi alanları arasında; petrol, doğalgaz, jeotermal ve enerji mühendisliğinin değişik konuları
yeralmaktadır. Yurtiçi ve yurtdışında bilimsel dergilerde yayınlanmış veya bilimsel toplantılarda
sunulmuş 200’e yakın çalışması ve ikisini kendisinin tek yazar olarak yazdığı 3 kitabı vardır. İTÜ
Dergisi’nde (Mühendislik) ve Journal of Petroleum Exploration and Production Technology dergisinde
editör olarak görev yapmaktadır.
Petrol Mühendisleri Odası (Türkiye) ve Society of Petroleum Engineers (ABD) üyesi olup, ingilizce
bilmektedir.
Jeotermal Enerji Semineri
Download