BASINA ve KAMUOYUNA - Sosyal-İş

advertisement
31.05.2010
BASINA ve KAMUOYUNA
Türkiye Ölümlü İş Kazalarında Avrupa Birincisi, Dünya Üçüncüsü
Ölümlü İş Kazaları Kader Değil, Tedbirsizlik ve Kar Hırsının Kaçınılmaz Sonucudur
Zonguldak’ta taşeron şirket bünyesinde çalışan 30 madencinin yaşamını kaybettiği iş
kazasının acısı daha tazeyken, Malatya’nın Hekimhan İlçesi’ndeki özel bir maden ocağında
yaşanan göçükte 1 işçi ve Tuzla’daki Selahattin Arslan Tersanesi’nde kızak kaldırma
sırasında halatının kopması nedeniyle taşeron şirkette çalışan 1 işçi yaşamını kaybetti. Bu
arada Ağrı’da görev yapan bir ücretli öğretmen girdiği bunalım neticesinde intihar etti.
Turizm şoförlerinin günde 20 saati bulan sürelerle çalıştığı ve 10 bin şoförlük işi 3 bin şoförün
yaptığı Antalya’da, uykusuz yola çıkan tur firması şoförünün uyuklaması sonucunda yaşanan
kazada, şoför ve tur rehberinin yanı sıra 13 turist de hayatını kaybetti.
Bütün bu yaşananlar, Türkiye’de işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında yaşanan felaketi bir kez
daha gözler önüne serdi. Gün aşırı gelen kaza ve ölüm haberleri, Türkiye’de işçi sağlığı ve iş
güvenliği önlemleri alınmadığı, güvenceli istihdam ve insanca çalışma koşulları sağlanmadığı
takdirde, yeni kaza ve ölümlerin yolda olduğunu ortaya koydu. Bu yaşananlardan ders
çıkarması gereken ve benzer facia ve kazaların yaşanmaması için harekete geçme
sorumluluğunda olan hükümet yetkilileri ise adeta topu taca attı. Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, Zonguldak’taki kazanın kaçınılmaz olduğunu iddia ederek, önce kazayı “kader”
olarak nitelendirmiştir.
Yaşananlar ne “kader” ne de “kaza”dır. Göz göre göre kazalara davetiye çıkarılmış, işçiler
göz göre göre ölüme gönderilmiştir. İş kazasından ziyade “iş cinayeti” olarak
nitelendirilebilecek bu vakaların ardında, vahşi kapitalizm ve bunun yansıması olan
“özelleştirme, taşeronlaştırma, güvencesiz istihdam, ağır çalışma koşulları ve bütün bunlarla
birlikte alınmayan ya da uygulanmayan işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri” vardır. Gerekli
önlemler alındığı ve usulünce uygulandığı takdirde “önlenemeyecek iş kazası” yoktur. Bilim
bunu ispatlamıştır. Aksini iddia etmek ve iş kazalarını “kader” olarak nitelendirmek tüm
bilimsel gerçeklere aykırıdır.
Öte yandan Türkiye işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında dünyanın en kötü ülkelerinden biridir.
Şöyle ki:
1) 82 ülkenin Uluslararası Çalışma Örgütü’ne 2000 yılından bu yana bildirdiği verilerin
ortalaması alındığında,
Türkiye’nin ölümlü iş kazalarında dünya üçüncüsü olduğu
görülmektedir. 100 bin sigortalı işçi başına iş kazasında yaşamını yitiren işçi oranı, El
Salvador yüz binde 40,1 ile dünya birincisi, Cezayir yüz binde 21,6 ile dünya ikincisi, Türkiye
ise yüz binde 18 ile dünya üçüncüsüdür. Türkiye’yi yüz binde 15,3 oranı ile Arjantin ve yüz
binde 14,8 ile Tunus izlemektedir.
2) Avrupa Birliği’nin resmi istatistik kurumu olan EuroStat’ın verilerine göre 2000’li yıllarda
15 merkez Avrupa Birliği ülkesinde yüz bin işçi başına iş kazalarında yaşamını yitiren işçi
oranı 2,5 iken; 27 Avrupa Birliği ülkesinde bu oran yüzde 2,6’dır. Oysa aynı dönemde
Türkiye’de iş kazalarında yaşamını yitiren işçi oranı yüz binde 18’dir ve Avrupa Birliği
ortalamasının yaklaşık 7 katıdır. Türkiye ölümlü iş kazalarında Avrupa kıtasında birinci
sıradadır.
AKP hükümeti somut verilerle bir kez daha gözler önüne serdiğimiz bu tabloyu yok saymak
ya da “kader” olarak nitelendirmek yerine acilen harekete geçmelidir.
İş kazalarında yaşamını yitiren işçilerin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyor,
AKP hükümetini acilen şu 3 adımı atmaya davet ediyoruz.
1) Sendikalar, TTB, TMMOB ve bilim insanlarının görüşleri esas alınarak acilen bir “İşçi
Sağlığı ve İş Güvenliği Yasası” çıkarılmalı ve uygulanmalıdır.
2) Ülke çapında iş kazaları ve meslek hastalıklarını önlemek için bir seferberlik başlatılmalı,
en riskli sektörlerden başlayarak ülke çapında “işçi sağlığı ve iş güvenliği” önlemlerinin
alınması ve uygulanması için istikrarlı bir politika yürürlüğe konulmalıdır.
3) Özelleştirme, taşeronlaştırma ve güvencesiz istihdam uygulamalarından derhal
vazgeçilmeli ve sendikalaşmanın önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
Metin EBETÜRK
Sosyal-İş Sendikası Genel Başkanı
Download