DiYANET IŞLERi BAŞKANLI~I DERGISI DiNi, AHLAK!, EDEBİ, MESLEKİ AYLIK DERG1 Ocak- Şubat 1969 8. Cilt 80 - 81. __1;........,....._ IiÇiNDEKİLERI Sayfa S. YlLA GiRERKEN TEFSiR (Al-i İmran Süresi, Ayet: 45-51) Dr. Ali Arslan AYDIN HADIS (HADİS VE SÜNNET) • . . • Prof. Dr. M. HAMiDULLAH Çeviren: Muharrem ŞEN HAC MÜESSESESİNİN CİHANŞÜMtrL EHEl\'IMİYETİ 5 8 13 17 Eşref EDİB KELAM (Peygamberlik ve Peygamberlere İm!in) • Dr. Ali Arslan AYDIN İSLAI\<1 - TÜRK Mİl\'IARİSİ • . . . . . • . Dr. Fill. İlhan AKÇAY İSLAM BÜYÜKLERi (İMAM-I MALiK b. ENES) Dr. l\f. Esat KILIÇER iSLAM TARiHi (MEKKE'NİN FETHi) . . . . Osman KESKİOGLU İSLAM'IN BEŞ ŞARTlNDAN BİRİSİ DE HAC'DIR Lütfi ŞENTÜRK EDEBi BİR HAZİNE Mahir ız NİÇİN MÜSLÜl\'IAN OLDUM... Çevıi.ren: Muharrem ŞEN TARiHTE ŞER'İYYE VE EVKAF VEKİLLERİ (MEHMET VEHBİ EFENDi) Veli ERTAN BİZİM KORKUMUZ YOK • . M. Şevki ÖZMEN ANA-BABAYA İYİLİK (Hutbe) Dr. Süleyman ATEŞ İSLAM DİNİNDE ÇEVRE SAGLIGI 21 24 26 29 34 36 39 41 46 48 51 İsmet SELİM ŞER'İYYE SiCİLLERİ ARŞİVİ 55 Nuri YEPREM MEDiNE YÜKSEK 1LAH1YAT OKULU 61 Ha:kkı MAvtş HACI HAFIZ FAIIRİ KIGILI'NIN VEFATI • Şakir DALBUDAK 62 Sayı AL-i İ~IRAN SÜRESi Ayet: 45-51 MeaJi Din Rahmn veRahim olan Allah Dr. Ali Arslan AYDIN İşleri Yüksek Kurulu üyesi adıyla. Melekler: "Ey Meryem! Allah, kendinden bir 'kelD:me'yi sana müjdeliyor. Adı Nesih, J\:Ieryemoğlu İsa'dır. Dünyada da, ahirette de şam yü-1 cedir. (Allah'a) çok yakmlard:andır." "Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlara söz söyleyecektir. (0), salihlerdendir." dedi\ği zaman: (Meryem) dedi ki: "Ey Rabbim! Bana bir insan dolrunmamışl{en benim nas:ı'lı çocuğuım olabilir?" Buyurdu ki: "Öyledir. (Fakat) Allah neyi dilerse yaratır. Bir şeyin olmasını dilerse, ona ancak, 'Ol!' .der, o da oluverir." "AllaJı ona hem yazmayı ve hikmeti, hem de Tevrftt'ı ve İncil'i öğre­ teoolr." "O'nu İsrail oğullarına Peygamber gönderecek. (Onlara diyecek ki): 'Ben size, Rabbimizden bir ayetle (mu'cize ile) geldiim. Ben size, çamurdan kuş biçimi gibi bir şey yapar, ona üfürürüm: de, Allalı'ın izniyle derhal (canlı) bir kuş olur. (Yine) Allah'ın izni ile anadan doğma körü ve abraşı (alacalıları) iyi eder, öliileı·i diriltirim. EvlerLllizde ue yiyor, ne biriktiriyorsanız size haber veririm. Şüphe yok Id bunla.ı~da. sizin iıçin, eğer iman edicilerseniz, kesin bir(er) ibret vardır." "Önüııde bulunan Tevrat'ı tasdik edici olarak ve size yasak edilenlerin bir kısmını lıelal kılmak için Rabbinııizden size bir ayet (bir mu'cize) lle geldim. Artık Allah'dan korkun ve bana itaat edin." "Şüphe yok ki Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse -yalnız- O'na ibadet edin. İşte doğru yol budur." 8 Al-i İmran Suresi, Ayet: 45-51 tefsiri: Anlamını verdiğimiz bu yüce ayetlerde, Hz. Meryem'in yüksek mevkiinden ve meleklerin müjdesi üzerine Rabbine sorduğu sorudan söz edilmekte, sonra Hz. İsa'nın yaratılış tarzındaki başkalık, Peygamberliğini isbat eden mu'cizeleri, İsrail oğullarına yeni hükümlerle gönderilen ve Yüce Rabbine ibadet etmekle mükellef bir Peygamber olduğu bildirilmektedir. Bundan önceki ayetlerde ise, kendisi yaşlı ve eşi kısır olan Zekeriyya Peygamber'e, bir erkek çocuğu verileceği müjdelenmiş ve Hz. Meryem'in üstün ve seçkin vasıflarından söz. edilerek, Rabbine ibadet etmesi emredilmişti. Bu ayetler arasında ibret ve hikmet dolu yüce ilgiler vardır. O da, bütün varlık alemini yaratan Rabbimizin, her şeyi dilediği gibi yaratma gücünde olduğu ve insanlara doğru yolu göstermek üzere kulları arasından Peygamberler seçerek gönderdiğidir. Bu Peygamberler, daima her yönden üstüh olan ailelerden, ana ve babalardan doğan seçkin ve örnek kişilerdir. Nitekim Yahya Peygamber'in babası bir Peygamber olan Hz. Zekeriyya'dır. İsa Peygamber'in annesi, o zamanın en temiz ve olgun kadını Hz. Meryem'dir. Peygamberlerin en büyüğü ve sonuncusu olan sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (A.S.) ise, ta Hz. İbrahim'e kadar uzanan asil bir ailenin son Peygamber halkasıdır. O'na iman, daha önce gelip geçen bütün Peygamberlere de imanı gerektirir. İşte bu ilahi gerçekleri hatırlatan ayetlerin birincisinde Yüce Rabbimiz sevgili Peygamber'ine, Meleklerin, Hz. Meryem'e adı "İsa" lakabı "Mesih" ve vasfı "Meryem oğlu" olan Peygamberi, kendinden bir "kelime" ile müjdelediğini bildiriyor. Bu sebeple Hz. isa'ya "Kelimetullah ., denmiştir. Burada "kelime", Yüce Allah'ın bu varlık aleminde görülen, ibret dolu eserlerinden biri, bir fiili, bir te'siri, bir eseri, adet üstü bir "oluş emri" anlamlarına gelir. Hz. İsa da, adet dışı, yani babasız olarak, Yüce Allah'ın bir "kün = ol" emriyle yaratılmış olduğundan, Rabbimizin varlık alemindeki kelimelerinden biridir. Hz. İsa'nın, Allah'ın irade ve emri ile babasız olarak yaratılması, anasız ve babasız olarak yaratıldığı­ na inandığımız Hz. Adem örneğine göre, asla yadırganamaz. Çünkü, bu alemi yok iken yaratan Allah, elbette babasız ve anasız, veya babasız olarak bir insan yaratmaya kaadirdir. Bunda, iman dolu kalbler için hikmet ve ibretten başka ne olabilir? Fakat Hıristiyanlar bu olayı yanlış anlamış ve bu üç isimden "üç uknum" denilen "Teslis" akidesini ortaya atmışlardır. Hz. İsa'nın Allah'a ibadet etmekle görevli bir kul, bir Peygamber olduğunu adeta unutarak, ona "İbnu'llah", "Allah'ın oğlu" demişler ve onu ilahlaştırmışlardır. Gerçek şudur ki, Hz. İsa, bir oğuldur. Fakat -haşa- "İbnu'llah", yani "Allah'ın oğlu" değil, Meryem'in oğlu­ dur. Hz. İsa, Mesih'tir. Mübarektir. Çünkü Mesih, İbranice "Mesiha", ya- 9 ni "mübarek, bereketli" demektir. "Isa'' da, bu kelimenin Arapçasıdır. Yüzü beyaz ve hafif kırmızı olduğu için ona bu ad verilmiştir. Vahiy meleği olan Cebrail ile desteklenen Hz. Isa, Allah'ın bir kelimesi, yani ibret ve hikmet dolu bir eseridir. O bir kul, bir Peygamberdir. Bu anlamda ona "Allah'ın bir kelimesi" denilebilirse de, Allah'ın oğlu denemez ve ilahlaş­ tırılamaz. Çünkü o, bir kul olarak Meryem'in oğludur. Babasız olarak yaratılan Meryem oğlu İsa, dünyada da, ahirette de "Vecih" yani kuvvetli, şerefli ve itibarlıdır. Çünkü dünyada Peygamberlik payesine ermiş ve mu'cizelerle desteklenmiştir. Ahirette yüksek derecelere, yani şefaate ve Gennet'te yüce makama sahip olacaktır. O, Rabbine çok yakın olanlardan ve büyük hoşnutluğunu kazananlardandır. Bundan başka o, henüz beşikte bir yavru iken de, büyüyerek yetide insanlarla konuşacak olan, salih, iyi ahlak sahibi ve olgun bir Peygamberdir. Beşikte çocuk iken, bir Peygamber gibi konuşma gücüne sahip olmak, adet üstü bir kudrettir. Bu hal, hem bir mu'cize ve hem de, onun ilah değil, insan olduğunu gösteren bir delildir. :Çünkü beşikte iken büyükler gibi konuşacağının, çocukluktan gençlik ve olgunluk çağı­ na geleceğinin bildirilmesi, onun bir tavırdan bir tavıra geçmesini, yani değişmesini gösterir. Bu ise, Hz. İsa'nın uluhiyetini değil, bir insan olduğunu anlatır. Zira Yüce Allah, bu gibi eksikliklerden uzaktır. şince Bundan sonraki ayette; Meleklerin Hz. Meryem'e verdiği müjde üzerine Meryem'in kendisinden bir şüphesi olmadığı ve böyle bir olayı adetlere aykırı bulduğu için Rabbine yönelerek: "Ey Rabbim bana hiçbir insan dokunmamışken benim için bir çocuk nereden ve nasıl olur?" diye hayretle sorduğu, Yüce Rabbımn da: "E~et öyle... Fakat Allah neyi dilerse onu yaratır. (O'nun kudreti her şeye fazlasıyla yeter.) Bir şeylıı olmasını ıdileyinoo, ona sadece 'ol' d.er. (Başka bir şeye 1üzum kalmadan) o da hemen oluveriır." buyurmuştur. Böylece Yüce Allah'ın kudretinin sonsuzluğu, dilediği şeyi bizce imkansız gibi olsa da, bir anda yaratma gücüne sahip olduğu, ancak, bir kısım eşyayı çeşitli illet ve nedenler sonunda, diğer bir kısmım da, dilerse, sebep ve maddeye lüzum görmeden derhal yaratabileceği belirtilmektedir. Bu esasa göre, nasıl ki Hz. Adem anasız ve babasız olarak yaratıhnışsa, Hz. Isa da babasız olarak yaratıl~ mıştır. Bunda şaşılacak ve garipsenecek bir cihet yoktur. Daha sonra gelen iki ayette ise; Hz. izniyle gösterdiği büyük mu'cizeler Iah'ın İsa' mn yüksek derecesi ve Al- şöyle açıklanmaktadır: Yüce Allah, Hz. Meryem'in kalbine huzur ve sükun veren müjdeyi bildirdikten sonra, Hz. Isa'ya yazı yazmayı, ilahi kitapları ve hikmeti, yani i'tikad, amel ve ahlak ile ilgili bilgileri öğreteceğini, ayrıca Hz. Musa'ya gönderdiği Tevrat ile kendisine indireceği İncil adlı kutsal kitaptaki lO ilahi hükümleri öğreteceğini haber veriyor. Böylece Allah, her şeye yeten yüce kudreti ile babasız olarak yaratacağı Hz. Isa'ya bütün bilgiler, ahlak ve faziletlerle beraber, semavi kitapların inceliklerini de öğretece­ ğini ve ona İncil gibi ilahi bir kitabı milletine bildirmek göreviyle şeref­ lendireceğini muhterem validesi Hz. Meryem'e müjdeliyor. Yüce Allah Hz. Isa'yı İsrail oğullarına son Peygamber olarak göndermiş, ona verdiği mu'cizeleri milletine şöylece bildirmesini istemiştir: Biliniz ki ben, size, Rabbinizden bir mu'cize ile Peygamber olarak geldim. Hak Peygamber olduğumu size gösterecek olan mu'cizelerim, yani belgeletim şunlardır: Ben, çamurdan kuş biçimi gibi bir şey yaparım, sonra onun ağzına üfürürüm, o ruhsuz kuş heykeli, Allah'ın izniyle derhal canlı bir kuş oluverir. Bundan başka, doktorların iyi edemediği anadan doğına körleri ve alacalık hastalığına tutulanları Rabbimin izniyle iyi ederim. Daha önemlisi, yine Allah'ın izniyle ölüyü diriltirim. Nitekim Hz. Isa, sayılan mu'cizeleri göstermiş ve İbn-i Abbas Hz.'nin rivayetine göre, dört ölüyü diriltmiştir. Bunlardan ilk üçü, yeni ölüler olduğu gerekçesiyle, (belki henüz ölmemişlerdi) diye Yahudilerce kabUl edilmemiştir. Bunun üzerine, dörtbin sene önce ölen Hz. Nuh'un oğlu (Sam) 'ı diriltti. Sam dirilince: (İsa'yı tasdik ediniz. Şüphe yok ki o, Allah'ın hak Peygamberidir.) dedi. Buna rağmen inatçıların şüpheleri devam edince, Hz. İsa onlara şu mu'cizesini bildirdi: r~~~~~~~~~~~~, ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~- ~ ~ ~ ~ LEBBEYK ; ~ ~ ~ ~ Kainat sacidindir, Hlebbeyk" A!lah'ım lebbeyk, Her zerre hamidindir, "lebbeyk" Allah'ım lebbeyk! :~elden, Mülk Sen'indir Bütün ni'metler Sen'den; Hamdinden acizim ben, "lebbeyk" Allah'ım lebbeyk! Ali ~ t_ ~ Rıza . DEM.IRCAN (Bugün, 2.2.1969) f ~ ~ ~~~~~~~~~~~~~~ 11 Görmediğim halde size, evlerinizde ne yediğinizi, ilerde yemek üzere neler toplayıp biriktirdiğinizi haber veririm. Allah'ın izni ile kalblerinizi, iman edip etmediğİnizi bilirim. Şüphe yok ki bütün bu mu'cize ve ilahi belgelerde sizin için kesin birer ibret ve burhan vardır. Eğer siz inatçı olmayan mü'min kişilerseniz, bu ilahi gerçekleri görür, benim hak Peygamber Glduğuma inanırsınız, dedi. Hz. İsa'nın bütün bu mu'cizeleri, kendi kudreti ile değil, ancak Alizni ile başaracağını tekrarlaması, ilahlık iddiasında olmadığına ve bütün varlıkların yaratıcısı olan Allah'ın iradesi, kudreti ve yardımı ile yaptığına deiildir. Hz. İsa'nın çamurdan kuş gibi bir suret yaparak ona üfürdüğü ve o suretin Allah'ın izniyle canlamp kuş olduğu, kendi milletince görülen bir gerçektir. Bunu, tevatüren sabit olan Kur'an-ı Kerim kesin olarak bildirmektedir. Bu ayetler, Yüce Allah'ın dilediği şeyleri, sebepler silsilesine muhtaç olmadan yaratma gücünde olduğuna kesin bir delildir. O halde, insanların, anasız ve babasız olarak balçıktan yaratılan ilk insan Hz. A.dem'den değil de, başka tür varlıkların zamanla gelişme ... sinden meydana geldiğini iddia eden nazariye, birçok müsbet ilimcilerce kabul edilmediği gibi, İslam inançlarına da aykırıdır. Her şeye gücü yeten ve bütün bu alemi yok iken var eden Allah, şüphe yok ki insanı yaratmak için, ona benzeyen bir varlığı geliştirerek yaratmaya muhtaç değildir. O, İsa'yı babasız olarak yarattığı gibi, A.dem'i, anasız babasız ve ilk insan olarak yaratabilir. Aksi halde O, bütün alerolerin tek yaratıcısı ve tek Rabbi olamaz. Allah'ın eşi ve benzeri olmayan bir tek yaratıcı olduğu, bütün ilahi dinlerin değişmeyen ortak inancıdır. lah'ın Nitekim son iki ayette Hz. İsa, kendisinden önce indirilen Tevrat'ı tasdik edici, orada haram kılınan balık eti, deve eti, içyağı ve Cumartesi günü çalışmak gibi yasaklanan bir kısım hükümlerin helal kılındığım bildirmek için gönderildiğini bildirmiş, selamet ve mutluluğa ermek için, gösterdiği mu'cizelere bakarak, Allah'dan korkmalarını ve kendisine itaat etmelerini istemiştir. Gösterdiği bütün bu mu'cizelerin ve Peygamberliğinin tabii sonucu olarak Hz. İsa: "Şüphe yok ki Yüce Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir." Bütün varlıkların eşsiz yaratıcısı, terbiye edip koruyucusu, ibadete layık tek ma'bud'u O'dur. Bütün Peygamberlerin bildirdiği tevhid akidesinin, yani Allah'ı birierne inancının ruhu ve anlamı budur. "Artık yaJnız O'na ibadet ediniz." O'nun ilahi emirlerine uyunuz, yasaklarından sakımnız. "İşte doğru yol, bütün Peygamberlerin bildirdiği hak din budur." demiştir. Yüce Allah, bizleri, biricik hak din ve doğru yol olan sevgili Peygamberimiz'in nurlu yolundan ayırmasın. 12 İslam'dan ve