î : 40 20.6 . 1337 refini gözeten her vekil giymek mecburiyetin­ dedir. Bu kaydın kanunda bulunmasında bir mahzur görmedik. Onun için bunu da ithal et­ medik. Damgalanmak meselesine gelince tabiîdir ki, damgalanması süistimale meydan verme­ mek içindir. Mademki biz Avrupa kumaşını serbest bırakmıyoruz; herkes bundan elbise yaptırabilir. Lâkin tasavvur edinki bu kanu­ nun neşrinden evvel Avrupa kumaşından ye­ ni bir elbise yaptırmış olan kimse, o da bu ka­ nun mucibince yerli kumaştan elbise giyecek bir zattır. Onun bunu evvel veya sonra yap­ tığı ne ile belli olacak? Bir alâmeti mahsu­ sa bir alâmeti farika olması lâzım olduğu için bu cihet kabili tatbik görüldü ve bu suretle düşünüldü. Ve aynen bu da kabul edildi. Sonra, propaganda meselesine gelelim. Di­ yoruz ki, kime propaganda edeceğiz? öyle zannediyorum ki, millet, ekseriyet; avam taba­ kamız; rençber halkımız tamamiyle esnaf, tüc­ car, rençber yani sunufu resmiye ile alâkası olmıyan kimselerdir ki, bunlar esasen propa­ gandaya hacet olmadan alıp giyiyorlar. Bu­ nu âdeta öyle tasavvur ediyorum ki : Bu maddei kanuniye ile fiilen propaganda yapmıya mecbur addediyoruz. Bunu giyeceksiniz ve hal­ kın içine dağıldığınız zaman yani bu propa­ ganda lafzı olmaktan ziyade fiilî olacaktır. Talebesinin karşısında muallim yerli kumaş­ tan elbise giyecek ve giymiş olacak sonra, zâbitan olsun, mutasarrıf olsun ve sair memurin­ den olsun velhasıl hangi kimse olursa olsun karşısına köylü geldiği zaman görecek ki, ken­ di elbisesi gibi yerli kumaştan giymiş, yani tamamiyle kendisine benzer bir kimse görecek ve esasen propagandayı yapacak kimseler mü­ nevverler gençlerdir. Esasen bu münev­ verler giymiyor. Bu maddei kanuniye bi­ rer birer bu sunufu yani bunların giymesini mecburi kılmıştır. Binaenaleyh uzunboylu dü­ şünerek bu meseleyi tehire lüzum yoktur, maddenin aynen kabulünü teklif ediyorum. (Müzakere kâfi «adaları) REİS -— Müzakerenin kifayetine tane takrir vardır. Sonra rüfekai da yedi! kişinin hakkı kelâmı var. kâfi sesleri) şu halde müzakerenin kabul ediyor musunuz? dair dört kiramdan (Müzakere kifayetini 0:2 ALÎ ŞÜKRÜ B. (Trabzon) — Reis Bey mü­ saade buyurun, ben bir sual sordum, iktisat Vekili Bey lütfen cevap versinler. İKTİSAT VEKİLİ MAHMUD CELÂL B. (Saruhan) — Bendeniz, Ali Şükrü Bey arkada­ şımızın beyanatının biraz mufassal ve kısmen aleyhtar ve kısmen taraftar beyanatta bulun­ duklarından dolayı kuvvetli noktalarını zaptedemediğiıni itiraf ederim. Fakat suallerimin va­ zıh bir noktası; siyaseti iktisadiyemiz nedir? Buyurdular. Bilhassa bu siyaseti iktisadiyemizin sanaiye taallûk eden kısmında memleketi­ mizin himaye usulünde yürüyebileceğini ve bun­ dan başka çarei necat olamıyacağını arz eyle­ miştim. Bunu tekrar ediyorum. Bunu tekrar ettikten sonra himaye usulü ile Hükümet ne yapabilir, şekli kalır? Ve böyle de­ niyor. Hükümet şimdiye kadar bütün müessesatımıza duacı mevkiinde idi. Ne gümrüklerine hâkim olabilir, ithalât resmini tezyit veyahut tenkis edebilir ve ne de müessesatı smaiycsini tevsi ve terakki ettirmek istiyenlere elimizde bulunan Teşviki Sınai Kanunundan başkaca bir menfaat temin edemezdi. Teşviki Sınai Kanu­ nunun bahşeylediği menfaat ise efendiler, bu­ gün gayet mahdut, müteşebbis zevata ve heyet­ lere onların teşebbüsleri sahayı fiiliyata intikal edeceği sırada yine birtakım mahdut muavenet­ lerden ibaret idi. Hükümetimizin sanayii hima­ ye için eğer millî bir bankamız mevcudolmuş olsaydı, bittabi bu meseleye Hükümetin müda­ halesini o kadar kuvvetle müdafaa etmezdim. Fakat bir defa şunu arz edeyim ki : Teklifimiz­ de tadadettiğimiz memurine, sınıflara giyecek kadar memleketimizde kumaş imal olunmakta­ dır. Bu, bu ay için değilse, altı aya varmadan daha mütekâmil bir surette olacağına sizi te­ min ederim ve temin olunacaktır. Teşebbüslerle, hususi şirketlerle bu işin yürümediğine kaani olduğumuz zamanlarda yapacağımız diğer me­ seleler vardır ki, onları arz etmek istiyorum. Bunlar memleketin ve Hükümetin basit faali­ yeti iktisadiyesi meyanma dâhildir. Bunu büt­ çenin müzakeresi esnasında ve daha evvelce Muvazene Kanununda arz edecektim. Fakat ba­ na bu vesileyi şimdi ihzar ettiklerinden bilhassa arzı şükran ederim. Memlekette sanayi bankası yoktur, efendi­ ler; müessesatı sağire ve cesimeyi himaye ede-