sefer bey mi, muhammed emin mi?

advertisement
1
LEHİSTANLILARIN KAFKASYA'YA BİRLİK
GÖNDERME GİRİŞİMİNDE ZOR SEÇİM: SEFER BEY
Mİ YOKSA MUHAMMED EMİN Mİ?
ABDULLAH TEMİZKAN ∗
Toplumlar bunalımdan çıkmak için şiddetli bir arzu duyduğunda aşırı
uçlara savrulabilir. Eğer makul yollar diye tanımlayabileceğimiz, iletişim,
istişare ve müzakere gibi kanallar kapanmışsa toplumlar bunalımdan çıkmak
için bir takım sergüzeştler içine girebilir. 25 Temmuz 1772 yılında Lehistan
Devleti’nin siyasal mevcudiyetinin Rusya, Prusya ve Avusturya gibi önemli
güçler tarafından sonlandırılması 1 neticesinde Lehistan toplumunun işgalden
dolayı bir bunalım yaşadığını söylemek abartı olmayacaktır. Bu talihsiz işgalin
bitmesi için çeşitli yollar deneyen Leh aydınları hem ülke içerisinde hem de
dışında arayışlar içerisine girmiştir. Bu arayışlar ülke içerisinde isyanlar
şeklinde tezahür ederken ülke dışında diplomatik mücadele, işgalci güçlere
bilhassa Rusya’ya karşı ittifaklar oluşturma ve Avrupa’da kamuoyu oluşturma
şeklinde tezahür etmiştir.
1831 ayaklanmasının Rusya tarafından çok kanlı bir şekilde
bastırılması, Polonyalı vatansever ve münevverlerin gözlerini yurtdışına
çevirmelerine yol açmıştır 2. Dış yardım olmadan memleketi işgalden
∗
Doç.Dr., Ege Üniversitesi, Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü, Sosyal Ekonomik Siyasal İlişkiler
Anabilim Dalı 35100 Bornova/İzmir, [email protected]
Grzegorz Piwnicki, Polscy Wojskowi i Zeslancy w Carskiej Armii na Kaukazie w XIX i na
Poczatku XX Wieku, Torun 2001., s.33.
2
Владимир Бобровников, Крымская война на руccком Кавказе: идеология фронтира и диcкурc
муcульманcкого cопротивления, The Crimean War 1853-1856, Confrontation between different
civilizations, Warsaw-Obory 3-4 X 2007., s.8.; Hakan Demir, “Polonyalı Hotel Lambert ve Büyük
1
2
ABDULLAH TEMİZKAN
kurtarmanın imkânsız olduğu fikri münevverler arasında kabul görmüş ve Leh
münevverlerin önde gelenleri ülkelerini terk ederek başta Fransa olmak üzere
Osmanlı Devleti ve İngiltere gibi ülkelere sığınmışlardır. Bu tebliğde merkezi
Fransa’da olan ve “Hotel Lambert” olarak tesmiye edilen grubun İstanbul’da
yürüttüğü faaliyetler bağlamında Kafkasya’ya birlik gönderme teşebbüsü ve bu
teşebbüs esnasında Naip Muhammed Emin ve Zanoğlu Sefer Bey arasında
yaşadığı ikilem ele alınacaktır. Kendi ülkesinin dışında, Rus tehdidi ile başa
çıkmaya çalışan bir ülkede bir müfreze tertip edip bu müfrezeyi yine yoğun bir
abluka ile işgal teşebbüsünde bulunan Rusya’ya rağmen Kafkasya’ya
gönderme teşebbüsü kelimenin tam anlamıyla bir maceradır 3. Diğer taraftan bu
durum, Lehistanlı mültecilerin Lehistan’ın bağımsızlığını ne derecede
önemsediklerini de açık bir şekilde göstermektedir.
Ancak Kafkasya’ya birlik gönderme fikri Lehistanlı mültecilerden de
önce İngilizlerin aklına gelmiştir. Kafkasya’ya tüccar kılığında giden İngiliz
ajanlar James Bell ve John Longworth, Kafkasya’da Çerkesler arasında sık sık
Rus ordusundan firar etmiş Leh köleleri görünce akıllarına bu insanların bir
araya getirerek bunlardan bir birlik oluşturma fikri gelmiştir 4. Oluşturdukları
bu birliği Rus Ordusu ile savaşacak şekilde örgütleyip eğiterek Kafkasyalıların
Rusya’ya karşı yürüttükleri mücadeleye destek vermelerini sağlamayı kendi
aralarında
tartışmışlardır.
Longworth
bunun
uygulanabilir
olduğunu
düşünürken Bell bunun imkânsız olduğunu ileri sürmüştür . İngiltere’nin
5
İstanbul Konsolosluğu’nun tercümanı olan David Urquhart ise bu fikri
desteklemiş ve Avrupa’da faaliyet yürüten Hotel Lambert Grubu ileri
gelenlerine benimsetmeye çalışmıştır. Onlar ise Rusya’yı zayıflatacak her fikre
olumlu yaklaşırken İngilizler, Rusya’nın sıcak denizlere inmesini hatta
Sırbistan “Nacertanie” Planı (1840-1844), Avrasya İncelemeleri Dergisi, C.II, Sy.I, ss.271-310.
3
Bohdan Baranowski-Krzysztof baranowski, Polakow Kaukaskie Drogi, Lodz 1985, 75
4
Ludwik Widerszal, Sprawy Kaukazkie w Polityce Europieskiej w Latach 1831-1864. Warszawa
1934., s.240.
5
John Longworth, Kafkasya Halkının Özgürlük Savaşı, Çev. Sedat Özden, Kayseri 1996, s.192-194.
; Stanislaw James Bell, Çerkesya’dan Savaş Mektupları, Çeviren. Sedat Özden, İstanbul 1995, s.85.
SEFER BEY Mİ, MUHAMMED EMİN Mİ?
3
Hindistan’a ulaşma çabasını yavaşlatacak yardımcı aktörler üretme çabası
içerisindeydiler 6.
İngilizler, Sefer Bey ile ilk defa Bell ve Longworth’u Kafkasya’ya
gönderme çabaları sırasında temasa geçmişlerdir. Sefer Bey ilginç bir kişiliktir:
Babası olan Zanoğlu Muhammed Giray, Ferah Ali Paşa’nın Kafkasya’ya Soğucak
Muhafızı olarak atandığı zaman o görev yerine ulaşana kadar ona vekâlet eden
Şapsığ asıllı birisidir. Onun Osmanlı Devleti’nin Kafkasya’daki en önemli
müttefiklerinden biri olduğunu söylemek yanlış olmaz. Sefer Bey, Ruslar, Soğucak
ve Anapa’yı ele geçirdikten sonra Rus mekteplerinde eğitim almış akabinden de Rus
ordusunda görev almıştır. Babası Zanoğlu Muhammed Giray’ın vefat ettiğini haber
alınca Rus Ordusu’ndan firar ederek memleketi Şapsığ topraklarına geri dönmüştür.
Osmanlı Ordusu’nda Albay rütbesi ile görev aldıktan sonra bu sefer 1828 OsmanlıRus savaşında esir düşmüş bir yıl esarette kaldıktan sonra serbest bırakılmıştır.
Serbest bırakıldıktan sonra İstanbul’a gelen Sefer Bey’in tekrar Kafkasya’ya
dönmesine Rusya’nın diplomatik baskısı yüzünden izin verilmemiş ve bir süre
Tatarpazarı’nda ikamete zorlanmıştır. Bir süre burada ikamet ettikten sonra
Kafkasya’ya asker ve mühimmat gönderdiği iddialarıyla tutuklanmış bu sefer de
Edirne’de zorunlu ikamete icbar edilmiştir. Ruslar Edirne’de ikamet ederken bile
Sefer Bey’i çok yakından takip etmiş, kendisine kimlerin ziyarete geldiği, ne kadar
para harcadığına kadar takip etmişlerdir. Hatta Kafkasya’dan çok sayıda ziyaretçisi
gelmesi nedeniyle, Kafkasya’da bir ihtilal çıkartmasının iki ülkenin ilişkilerini
bozabileceği endişesiyle Osmanlı makamlarını uyararak daha sıkı kontrol edilmesini
talep etmişlerdir 7. 1854 yılında Kırım Harbi’nin patlak vermesine kadar burada
kalan Sefer Bey, savaş bahanesiyle serbest bırakılmış ve Osmanlı Devleti’nin bir
memuru olarak Kafkasya’ya gönderilmiştir 8.
s
Widerszal, a.g.e., s.239-240.; Michael Khodarkovsky, “The Great Game in the North Caucasus”,
Omelyan Pritsak Armağanı, Edit: Mehmet Alpargu, Yücel Öztürk, Sakarya 2007, s.710.;
Baranowski, a.g.e.,s.75.
7
BOA, HH.: 1063/43640.
8
BOA, Hatt-ı Hümayun:1103/44573.; BOA, HH.:1179/46586.; Khodarkovsky, a.g.m. s.715.
4
ABDULLAH TEMİZKAN
İngilizlerin akıllarına düşürmesi nedeniyle mi yoksa kendileri mi akıl
etmiştir bilinmez ama muhaceretteki Leh aydınları da İngilizlerin yaptığı planlara
benzer planlar tasarlamaktaydılar. Hem Lehistan Demokratik Yoldaşlık Hareketi
hem de Paris merkezli Hotel L’ambert Grubu Kafkasya’ya birlik gönderme
düşüncesini uygulamaya koymanın yollarını aramaktaydılar. Lehistan Demokratik
Yoldaşlık Hareketi’nin girişimleri başarısızlıkla neticelendiği için kısa süre içinde bu
fikirden vazgeçmişlerdir. Avrupa’nın büyük güçleri İngiltere ve Fransa’nın desteğini
arkasına alan Prens Adam Czartoryski’nin liderliğini yaptığı Hotel L’ambert Grubu
bu fikri o kadar ciddiye almıştır ki İstanbul’da çok sayıda muhacir bulunması
nedeniyle Hotel L’ambert Grubu’nun bir şubesini de orada açmayı ve bu şube
üzerinden birlik gönderme projesini yürütmeyi planlamıştır. Reşit Paşa ile varılan
mutabakat neticesinde Hotel L’ambert Grubu’nun İstanbul Şubesi, 1841 yılında
Mihal
Czajkowski
liderliğinde
faaliyete
geçmiştir.
Czaykowski,
Adam
Czartoryski’nin Avrupa’da saygı duyulan bir siyasi figür olmasından faydalanarak
Lehistan için yapılması gerekenlerin behemehâl uygulamaya konulması gerektiğini
düşünen Lehistanlılardan sadece birisiydi 9.
Muhaceretteki Lehistanlılar içerisinde ülkesi için her türlü maceraya
atılmaya hazır yüzlerce kişi Kafkasya görevinin bir an evvel başlaması için
sabırsızlanıyordu. Ancak Kafkasya’da ne olup bittiği, orada nasıl karşılanacakları,
kendi planları ile ilgili Kafkasyalıların ne düşündükleri hakkında en ufak bir fikirleri
yoktu. Bu konuda İngilizlerin telkinleri ile hareket ettikleri anlaşılmaktadır. Ancak
Urquhart’ın tezgâhladığı Vixen olayının patlak vermesi sonucu Prens Czartoryski,
İngilizlerin bu konudaki telkinlerinden şüphe etmeye başlamıştır 10. Bir diğer
9
Adam Czartoryski Arşivi:5492/397.; Michal Czajkowski, Rusya’nın diplomatik baskılarından
kurtulmak için din değiştirerek Müslüman olmuş ve Sadık ismini almıştır. Osmanlı ordusundaki
görevine Sadık Paşa ismiyle devam etmiştir. Kendisi kurulan I. Kazak Alayı’nın kumandanlığını
yapmıştır. Ayrıca Lehistanlı mülteciler için İstanbul yakınlarında kurulan “Polonezköy”ün kurulması
için en fazla çaba sarf edenlerden birisidir. Sadık Paşa, lejyonların teşkili ve Kafkasya’ya
ulaştırılması işlerinde de Osmanlı Devleti nezdindeki prestijini kullanmıştır. A.AMD Dosya No:79/
82. (1856 tarihli tezkire-i sami); Musa Gümüş, “Mehmed Sadık Paşa(Machal Czajkowski) ve
Osmanlı Devleti’nde Kazak Süvari Alayı”, Turkish Studies, International Periodical Fort he
Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Summer Vol: 5/3,(2010) s.1366
10
A. Cz.:5475.; Luxemburg, a.g.e., s.112.; Widerszal, a.g.e, s.70-71.
SEFER BEY Mİ, MUHAMMED EMİN Mİ?
5
güvensizlik hissi de Reşit Paşa ile ilgilidir. Onun Ruslarla ortak bir takım faaliyetler
yürütmesi Czartoryski ve diğer Polonyalıların endişelenmelerine sebebiyet
vermiştir 11. Bu güvensizlik hali Kafkasya’ya gönderilmesi düşünülen ajanlar,
Chrzanowski, Dembinski, Zwierkowski, Wereszczanski’ye hatta Czajkowski’ye bile
yansımıştır. Kendi isteği ile Gürcistan’a gönderilen Wereszczanski hastalanarak
Tauras’da ölmüştür. 1841 yılında Paris’ten gelen emir ile İstanbul şubesi dikkatini
tekrar Kafkasya üzerinde yoğunlaştırmıştır 12. Bu arada Czajkowski, İstanbul’da esir
pazarını gezerken çok sayıda Polonyalı olduğunu ve bunların Kafkasya’dan köle
olarak satılmak üzere getirildiğini görmüş ve İngilizlerin telkinlerinin en azından
bazı kısımlarının doğru olabileceği fikrine varmıştır. Bu tecrübeden hareketle
Kafkasya’da bir Lehistan Birliği oluşturma fikri ona uygulanabilir gelmeye
başlamıştır 13. Czajkowski’nin planlarına göre; hem Kafkasya’da Ruslardan kaçarak
Çerkeslere sığınan Lehistanlılardan hem de Osmanlı ülkesine sığınmış olan
Lehistanlılardan birlikler oluşturulacaktı. Osmanlı Devleti’ne sığınan Lehistanlılar,
Kafkasya’ya gemilerle gizlice nakledilecekti. Burada kullanılacak olan askerler
genellikle Birinci ve İkinci Kozak Alayı’nın askerleri arasından seçilecek
gönüllülerden oluşacaktı 14. Lehistanlılar, Osmanlı Devleti’nin Rusya’ya savaş ilan
etmesini bekliyorlardı. General Hrzanowski’ye göre 1840 yılı Kuzey Kafkasya’ya
birlik göndermek için en uygun zamandı. Planlarına göre; Kafkasya’da Rusya’yı
mağlup ettikten sonra Don bölgesinde bağımsız bir devlet kurmayı akabinden de
Lehistan’ı tekrar bağımsız bir devlet olarak diriltmeyi amaçlıyorlardı. Kafkasya’yı
ise Gürcistan, Ermenistan ve Müslüman Halklar federasyonu gibi bağımsız birimler
şeklinde düzenlemeyi hedeflemekteydiler 15. Prens Adam Czartoryski ve arkadaşları
tarafından geliştirilen bu planın son derece hayalperest olduğu görülmektedir.
Lehistan’ı kurtarmakla kalmıyor bunun yanında Kafkasya’yı da kendi zihinlerine
11
BOA, HH:1173/46423-A.; Baranowski, a.g.e., s.76.
Widerszal, a.g.e., s.87-89.
13
A. CZ. No:5475.
14
A. CZ. No:5475.; Barbara Konarska, W Kregu Hotelu Lambert, Wladyslaw Zamojski w latach
1832-1847, Warszawa 1971, s.154.; Widerszal, a.g.e., s.71.; Bu arada Cazjkowski ve Zamojski’nin
komutasında oluşturulan Kazak Alayları sürecine konumuzla ilişkilendirdiği kadar değinilecek
ayrıntısına girilmeyecektir.
15
Widerszal, a.g.e., s.243-244.; Konarska, a.g.e., s.157.; Baranowski, a.g.e., s.76.
12
ABDULLAH TEMİZKAN
6
göre yeniden şekillendirmekten bahsetmeleri, İngilizlerin verdiği desteğin yanı sıra
savaş sonrası senaryoları da Hotel L’ambert Grubu ile paylaşmış olmalarına
yorulabilir. Ya da bu tür söylemlerle İngilizlerin desteğini garanti altına almak
istemiş de olabilirler.
Czartoryski, bu nedenle Kafkasya’da neler olup bittiğini, orada nasıl
karşılanacaklarını ve planları hakkında Kafkasyalıların nasıl bir tavır alabileceğini
anlamak için Kafkasya’ya doğrudan kendi ajanlarını gönderme kararı almıştır 16.
Gönderilecek ajanların aynı zamanda bir Osmanlı subayı olan Sefer Bey ile mi yoksa
İmam Şamil’in Kuzeybatı Kafkasya’daki temsilcisi olan Naip Muhammed Emin ile
mi temasa geçeceği meselesi gündeme gelmiştir. Her iki şahsın da gerçekleştirilmesi
düşünülen plan açısından artıları ve eksileri vardı. Lehistanlıların bunları iyi
hesaplaması ve kendi menfaatlerine uygun ve aynı zamanda gerçekçi bir karar
almaları gerekmekteydi.
Bu arada Ruslar, Lehistanlıların Kafkasya’ya asker ve mühimmat
nakledeceğine dair istihbarat almış ve bu konuda tedbirler alması için Osmanlı
Devleti nezdinde girişimlere başlamışlardı. Bunun izlerini Osmanlı arşiv
kayıtlarından sürmek mümkündür. İstanbul’daki Rus Büyükelçiliği’nin, Osmanlı
Hariciye Nezareti’ni uyardığı bir yazıda; 3 Mayıs 1841 tarihinde İngiltere’nin
İstanbul Büyükleçiliği’nin başkâtibi David Urquhart’ın desteklediği İngiltere ve
Fransa’daki bir kısım Leh’in tedarik edecekleri silah ve mühimmatı, birkaç yüz
kişilik Lehistanlı grupla birlikte vapurla Kafkasya sahillerine nakletmeyi
planladıkları ileri sürülmektedir. Hatta vapurun güzergâhı, hangi limanlara
uğrayacağı dahi ayrıntılı bir şekilde belirtilmiştir. Ruslara göre; bu planın asıl amacı
Çerkesistan’da fitne, fesat ayaklanma çıkartmaktır. Ruslar aynı yazıda Osmanlı
makamlarını uyanık olmaya çağırırken bir taraftan da aba altında sopa
göstermektedirler: Bu durumun, Osmanlı devleti ile Rusya arasında yapılan
antlaşmalara ve sağlam dostluğa aykırı olmanın dışında dost bir devletin kendi
mülkünde böyle eylemlere izin vermesinin devletlerarası teamüllere uygun olmadığı
SEFER BEY Mİ, MUHAMMED EMİN Mİ?
7
gibi mertçe bir tutum olarak da nitelendirilmesinin mümkün olmadığı ifade
edilmiştir. Aynı yazıda, Osmanlı makamlarını söz konusu özellikleri havi teknenin
Osmanlı limanlarına uğraması durumunda gerekli kanunî tahkikatın yapılmasının
umulduğu belirtilmektedir. Bunun üzerine padişahın da onayı ile ilgili memurlara bu
hususta dikkatli olmaları gizli ve kati bir şekilde emredilmesi kararlaştırılmıştır.
Bunun yanında Rusların da ellerindeki bilgileri zamanında Osmanlı makamlarıyla
paylaşmalarının ortak hareket edilmesi noktasında önemli olduğuna dikkat
çekilmiştir 17. Bu belgede söz edilenlere karşın Prens Adam Czartoryski, General
Zamojski ve General Czajkowski arasında bu zaman diliminde yapılan yazışmalarda
böyle bir gemiden ve söz edilmemesi manidar gözükmektedir. Ayrıca, Osmanlı
siyasetinin Rus baskısı karşısında ne kadar kırılgan olduğu bu olayda açık bir şekilde
gözlenebilmektedir.
SEFER BEY- MUHAMMED EMİN İKİLEMİNİN BELİRGİNLEŞMESİ
General Czajkowski 1841 yılında Hotel L’ambert Grubu’nun İstanbul’da
açtığı ajansın başkanlığına getirilmiştir. Gelir gelmez de Kafkasya’ya birlik
gönderme meselesi ile ilgili çalışmalara başlamıştır. Bunlardan ilki Kafkasya’ya
gönderilmesi düşünülen ajanlardan Zwierkowski’yi yanına almak olmuştur.
Zwierkowski’nin ilk faaliyeti ise İngiliz ajanı John Longworth’un tavassutuyla
Edirne’de zorunlu ikamete tabi tutulan Sefer Bey ile görüşmek olmuştur 18. Sefer Bey
ile görüşmek onlar için çok önemliydi. Kafkasya’ya hatırlı birinin himayesinde
gitmek bu girişimin göreceli olarak daha güvenli bir ziyaret olmasını sağlayabilirdi.
Çünkü Kafkasya’da konak olmadan hatırlı birisinin himayesi olmadan gitmek her
türlü maceraya, saldırıya davet çıkarmak anlamına gelebilirdi.
Zwierkowski bu görüşmeden sonra Çerkesce bilen Lehistanlı bir firarî olan
Osikowski ile birlikte Kafkasya’ya gönderilmiştir. Zwierkowski, Czartoryski’nin de
düşüncesine uygun olarak naipleri vasıtasıyla İmam Şamil’e ulaşmaya çalışmıştır.
İmam Şamil’in naiplerinden Süleyman, Natuhaylar arasında Muhammed Emin ise
17
18
BOA, İrade Hariciye,:10/506.
A.Cz.: 5412; Widerszal, a.g.e., s.93.
ABDULLAH TEMİZKAN
8
Abzehler arasında faaliyet göstermekteydi. Ancak Sefer Bey ile Muhammed Emin’in
Kuzeybatı Kafkasya’da Sefer Bey’in, Osmanlı padişahının kendisine Kafkasya’daki
bütün Çerkesleri tek bayrak altında toplama yetkisi veren bir belge verdiğini ve çok
yakında kendisine destek vermek üzere mükemmel bir şekilde silahlandırılmış 4.000
kişilik bir kuvvet gönderileceği iddiasından dolayı bir nüfuz savaşı içindeydiler 19.
Bu nedenle onun İmam Şamil ile ya da naipleriyle temasa geçme çabası hoş
karşılanmamıştır. Bu teşebbüsü nedeniyle Zwierkowski bir suikasta maruz kalmıştır.
Suikasttan ağır yaralı olarak kurtulmuş ve İstanbul’a dönmüştür 20.
Zwierkowski’den sonra Hafız Paşa’nın kardeşi olan ve hac dönüşü
İstanbul’a uğrayan Hacı Geranduk ile birlikte Yüzbaşı Gordon’un Kafkasya’ya
gönderilmesi gündeme gelmiştir. Hacı Gerandukla birlikte Kafkasya’ya gönderilen
Gordon’a Prens Czartoryski’nin emirlerinden birisi Hacı Geranduk’un İmam Şamil
gibi bir statüye ulaşmak gibi bir arzusu olursa destek verilmesi olmuştur. Ancak
Hacı Geranduk’un böyle bir isteğinin olmadığı kısa sürede anlaşılmıştır. Geranduk
böyle bir statü istemediği gibi Gordon’un İmam Şamil’e ulaşma çabasına da mani
olarak Lehistanlıların hayal kırıklığı yaşamasına yol açmıştır 21. Diğer taraftan
Gordon, Kafkasya’dan dönememiş, muhtemelen Rusların bir organizasyonu ile
öldürülmüştür 22. Bu durum Rusların, Lehistanlıların faaliyetlerini adım adım
izledikleri anlamına da gelmektedir. Gönderilen her iki ajan da suikasta maruz
kalmış biri ağır yaralı kurutulmuş diğeri ise hayatını kaybetmiştir.
Hotel Lambert ve Czajkowski Kafkasya’ya yeni ajanlar gönderme hazırlığı
içerisindeydiler. Özellikle Czajkowski, Sefer Bey ve Hacı Geranduk meselesi
yüzünden Kafkasya ile kopan ilişkileri yeniden tesis etme niyetindeydi 23. Aslında
19
Марк Блиев, Россия и Горцы Большого Кавказа На Пути К Цивилизации, Москва 2004,
с.746.
20
Teofil Lapinski, Zwierkowski’nin bu saldırıda öldüğünü belirtirken, Widerszal kurtulduğunu
belirtmektedir. Теоил Лапинский, Горцы Кавказа и их Освободительная борьба Протиф
Русских, -Перевод: В.К. Гарданова, Нальчик 1995, s.390.; Widerszal, a.g.e., s.96, 244.; Konarska,
a.g.e., s.161.
21
Bu mektupta A.Cz. No: 5492; 5438;Widerszal, a.g.e., s.97-98.
22
A.Cz. No:5492/398.; Лапинский, a.g.e., s.284.; Baranowski, a.g.e., s.76.
23
Widerszal, a.g.e., s.101.
SEFER BEY Mİ, MUHAMMED EMİN Mİ?
9
Kafkasya’da kiminle çalışılacağı daha doğrusu Kafkasya’nın yerli liderlerinden
hangisi ile birlikte çalışılacağı hususunda Prens Czartoryski ile General Czajkowski
arasında ihtilaf vardı. Czajkowski, Kafkasya’ya birlik gönderme işinde işbirliği
yapmaya en uygun yerli lider olarak Sefer Bey’i görürken Czartoryski, İmam
Şamil’in Naibi Muhammed Emin’i görmekteydi 24. Hatta Czartoryski, Gordon’dan
sonra Kafkasya’ya gönderdiği Mikorski isimli ajana Kuzeybatı Kafkasya’daki feodal
beyleri karşısına almaması bakımından katiyen İmam Şamil’den söz etmemesini
fakat Şamil’in uygulamalarını anlatarak Rus zulmünü anlatmasını salık vermiştir 25.
Ancak Mikorski, Rus ablukasını aşamadığı için İstanbul’a geri dönmek zorunda
kalmıştır. Bu tarihlerde Kuzey Kafkasya’daki müridizm hareketini abluka altına
alarak dış desteğini kesmek isteyen Rusya, Karadeniz filosu ile sıkı kontroller
yapıyor
Kafkasya’nın
Karadeniz
kıyılarında
adeta
kuş
uçurtmuyordu 26.
Lehistanlıların Sefer Bey hakkında daha 1846 yılında olumsuz bir bakış açısına
sahip olduklarını söyleyebiliriz. Bölgedeki ajanların gönderdikleri bilgiler Sefer Bey
açısından hiç de müspet bir portre çizmemektedir. Söz konusu casusların
raporlarında, Sefer Bey’in eskiden ülkesinde bir nüfuzunun olduğu ancak halkın çok
fakirleşmesi ve onun kötü muameleleri yüzünden eski nüfuzunun kalmadığı, halkın
kendisinden soğuduğu belirtilmektedir. Aynı mektupta onun hediyeler vererek
feodal beylerle arayı iyi tutmaya çalıştığı ifade edilmektedir 27. Sefer Bey’in Kafkas
kabilelerine karşı Osmanlı Devleti’nin 1780’den beri bölgede uyguladığı siyaseti
benimsediği anlaşılmaktadır.
Prens Adam Czartoryski ile General Czajkowski arasındaki görüş ayrılığı
sadece kiminle birlikte çalışılacağı hususunda değildi. Bunun yanında Kafkasya’ya
gönderilecek birliğin büyüklüğü konusunda da Aralarında ihtilaf vardı. Czajkowski
daha küçük bir keşif birliğinin gönderilmesini savunurken, Czartoryski, büyük bir
sefer düzenlenmesinden yanaydı. Prens Czartoryski ile General Czajkowski
24
Widerszal, a.g.e., s.103.
A. Cz. No: 2002/105.
26
A.Cz. No: 5492/630.; BOA, Sadaret Mektubî Kalemi: 54/34; BOA, A. MKT.: 16/21.
27
A.Cz. No: 5492/397
25
ABDULLAH TEMİZKAN
10
arasındaki bir diğer ihtilaf ise Osmanlı devletinin birlik gönderme operasyonuna
destek vermemesi durumunda İstanbul’daki ajansın kapatılıp kapatılmaması
konusunda yaşanmaktaydı. Czartoryski kapatılmasını isterken Czajkowski ajansın
kapatılmasının Lehistan’ın bağımsızlığının tekrar elde edilmesi mücadelesine
olumsuz etkisinin olacağını düşünmekteydi. İstanbul’un doğuda yürütülecek
faaliyetler için en iyi merkez olduğunu ilerde Kafkasya’ya bir birlik gönderme
ihtimali belirdiğinde hemen uygulamaya koyma potansiyelinin de mevcut olduğu
fikrini savunuyordu. Diğer taraftan Prens ile general arasındaki bu ihtilafları çözmek
üzere 24 Haziran 1847 tarihinde İstanbul’a gelen General Zamojski ile General
Czajkowski’nin Polonezköy’ün kurulması işinde Lazarist rahiplerden yardım
istemesi yüzünden fikir ihtilafı bulunmaktaydı. 28.
General Czajkowski, ajanları vasıtasıyla Kafkasya hakkında sürekli haber
topluyor, oradaki gelişmeleri olabildiğince yakından takip etmeye çalışıyordu.
Şamil’in Naib’i Muhammed Emin’in Abzehler arasındaki faaliyetleri hakkında da
haberler alıyordu 29. Czajkowski bir taraftan Sefer Bey ile irtibatı koparmamaya
çalışırken diğer taraftan Muhammed Emin üzerinden İmam Şamil’le irtibat kurmaya
çalışıyor hatta mümkün olursa küçük bir keşif heyeti göndermeyi planlıyordu. Bu
seferin finansmanını da Osmanlı Devleti’nden tedarik etmeyi düşünüyordu 30.
Kafkasya’ya gönderdikleri ajanlarının Muhammed Emin ile temasa geçmesi
engellenen Hotel Lambert Grubu, Çerkeslerin özellikle de Sefer Bey’in baskısına
maruz kalmış hatta ajanlarına suikastlar düzenlenmişti. Derken, 1851 yılında
bekledikleri fırsat ayaklarına gelmiştir. Muhammed Emin, Yusuf Bey ismindeki bir
adamını İstanbul’a görüşmeler yapmak üzere göndermiştir. Yusuf Bey’in amacı
Kafkasya’da yürüttükleri mücadele için destek bulmaktır. Bu arada artık Müslüman
olarak Sadık Paşa ismini alan Czajkowski ile de görüşmüştür. Muhammed Emin,
Ruslara karşı yürütülen savaşta kendilerine yardımcı olacak birkaç subay, zanaatkâr,
madenci gibi nitelikleri olan bir düzine Lehistanlı adam talep etmiştir. Koscinski,
28
A.Cz. No: 5492/620.
A.Cz. No:5492/641.
30
A.Cz. No: 5492/641, 5422.; Widerszal, a.g.e., s.108-109.; Konarska, a.g.e., s.164.
29
SEFER BEY Mİ, MUHAMMED EMİN Mİ?
11
subay olarak Jordan’ı madencilikle ilgili olarak da Mc Donald ve Gulling’i
önermiştir. Bu seferin gerçekleştirilmesi de yine Osmanlı Devleti’nin yapacağı
maddî yardıma bağlıydı. Eğer Osmanlı Devleti’nden bekledikleri alamazlarsa
Czartoryski son çare olarak İngilizlere müracaat etmeyi düşünüyordu 31. Kırım
Savaşı’nın başlaması ile Lehistanlıların bekledikleri ortam oluşmuştur. Osmanlı
Devleti, Sadık Paşa aracılığı ile Prens Adam Czartoryski’den subay ve askerler
göndermesini talep etmiştir. Sadık Paşa, Osmanlı Devleti’nin 1848 Macar
isyanından sonra, Rusya’nın Lehistanlı ve Macar isyancıları teslim etmesi için
yaptığı baskılardan kurtulmak için Müslüman olmalarını teklif ettiği ve bu teklif
uyarınca Aslan ismini alan Ludwik Bystszanowski ve Şahin ismini alan Jan
Brenski’yi 1853 yılında Kafkasya’da Lehistanlılardan oluşan birlikler oluşturması
göreviyle Kafkasya’ya göndermiştir 32.
Kırım Harbi’nden sonra Osmanlı Devleti’nin dağıtmak istediği Kozak
Alaylarında görev yapan Lehistanlıların Kafkasya’ya nakli söz konusu olmuştur. Bu
aşamada akıllarına Kont Zamojski’nin kumandasındaki II. Kozak Alayı’nda görev
yapmış olan Teofil Lapinski’nin ismi gündeme gelmiştir. Osmanlı Ordusunda görev
yaparken Tevfik Bey ismini kullanan Lapinski, zaten öteden beri Ruslara karşı
savaşmak için Kafkasya’ya gitme arzusundaydı 33. Lapinski girişkenliği, cesareti ve
maceraperest kişiliği ile temayüz etmiş birisiydi. Etrafında kendisi gibi düşünen Leh
vatanseverlerinden bir grup toplanmış ve hepsi de Kafkasya’ya geçerek Rusya’ya
karşı silahlı mücadeleyi orda sürdürme kararlılığındaydılar. Tam bu sırada uzun
zamandır temasa geçmek isteyip de bir türlü fırsat bulamadıkları İmam Şamil’e
ulaşma
fırsatı
ellerine
geçmiştir.
İmam
Şamil’in
Kuzeybatı
Kafkasya’da
görevlendirdiği naibi Muhammed Emin Abzehlerden oluşan bir heyetle İstanbul’a
gelmiştir. Diğer taraftan Kırım Harbi’nin bitmesinden sonra Rusya ile bir daha
üstelik tek başına savaşa girmekten çekinen Osmanlı Devleti, Muhammed Emin’e
31
A.Cz. No:5596.; Widerszal, a.g.e., s.114.
Piwnicki, a.g.e., s.175.; Baranowski, a.g.e., s.76.
33
Лапинский, a.g.e., s.262.; j.A. Teslar, “Unpublished Letters of Adam Czartoryski and Wladislaw
Zamojski to Lord Dudley C. Stuart and teh Earl of Harrowby, 1832-1861, Slavonic &East European
Review, , Vol: 29/72, (1950),p.156.
32
ABDULLAH TEMİZKAN
12
yardım etmek bir yana onu engellemeye çalışmıştır. Tıpkı Sefer Bey’i Edirne’de
zorunlu ikamete icbar ettikleri gibi onu da Şam’da zorunlu ikamete tabi tutmaya
kalkmışlardır. Ancak Muhammed Emin bir yolunu bularak firar etmiş ve
Kafkasya’ya geri dönerek mücadelesine kaldığı yerden devam etmiştir 34. Lapinski
İstanbul’dayken Muhammed Emin ile temasa geçmiştir 35. Lapinski’nin kendi
hatıratında belirttiğine göre; Muhammed Emin, tercüman aracılığı ile kendisine,
bütün ihtiyaçları karşılanmış ve teçhizatı sağlanmış tam donanımlı bir Lehistan
Birliği Kafkasya’ya gönderildiği takdirde kendilerine yardım etmeleri koşuluyla
onları sevgiyle bağırlarına basacaklarını ifade etmiştir. Lapinski, Rus ordusundan
kaçan Lehistanlı askerlerle ilgili fikrini açtığında onların sayısının sandıkları kadar
fazla olmadığını, diğer taraftan teşkilatsız ve dağınık olduklarını, bu nedenle
onlardan bir birlik oluşturma fikrine destek veremeyeceklerini ifade etmiştir.
Bununla birlikte Muhammed Emin, 15.000 kişilik bir süvari birliğinin at ve
kumanyası gibi ihtiyaçlarını karşılayabileceklerini belirtmiştir 36. Muhammed
Emin’in firarî Lehistanlı askerlerden bir birlik kurma fikrine soğuk bakmasının bir
nedeni de bu askerlerin Çerkesler tarafından köleleştirilmiş ve temellük edilmiş
olmasından kaynaklanıyor olabilir 37. Bu askerlerin hepsini bilâ bedel almak her
zaman mümkün olmadığı gibi bunların bedellerini ödeyerek almak zaten sıkıntı
içerisinde olan Muhammed Emin’i aştığı gibi, Lehistanlıların dahi bunu karşılayacak
gücü yoktu. Bu nedenle daha İstanbul’dayken böyle bir şeyin sözünü vermemiş
olabilir.
Bu sırada Lapinski’nin, Muhammed Emin ile görüştüğü bazı çevreler
tarafından duyulmuştur. Osmanlı ülkesine köle olarak gelip sonradan asker yazılıp
hızla yükselen Çerkes lakabıyla tanınan İsmail Paşa da bu durumu haber alarak
Sefer Bey lehine Lapinski ile temasa geçmiştir. Muhammed Emin’in bir fanatik
Müslüman ve sofu olduğunu ileri sürerek daha seküler bir portre çizen Sefer Bey ile
34
BOA, HR.MKT.: 217/76.
BOA, AMD.: 79/2.
36
BOA, A.MKT.NZD.: 199/100.
37
Baranowski, a.g.e., s.75.
35
SEFER BEY Mİ, MUHAMMED EMİN Mİ?
13
birlikte çalışmasının daha doğru olacağını ifade etmiştir 38. Kendisi de bir Osmanlı
subayı olan Çerkes İsmail Paşa’nın böyle bir telkinde bulunması son derece anlaşılır
bir şeydir. Osmanlı Devleti’nin başından beri Kafkasya’daki gelişmelere karşı tavrı,
orada her ne olacaksa kendi kontrolünde olmasıdır. Osmanlı Devleti’nin
kontrolünden uzak olan İmam Şamil ya da onun naibi Muhammed Emin ile birlikte
hareket etmelerindense yine bir Osmanlı subayı olan Sefer Bey ile birlikte olmaları
daha tercih edilebilir bir durumdur. Rusya ise bu gelişmelere doğrudan müdahale
edemese de aldığı istihbarata dayanarak Osmanlı yöneticilerini baskı altına alarak,
onlar üzerinden engelleme çabaları içerisine girmiştir 39. Rusya, bu müdahalenin
yetersiz kaldığı zamanlarda ise ajanları vasıtasıyla bu yapıların içerisine sızmaya
çalışmıştır 40.
İsmail Paşa’nın tersine Lehistanlı ajanların ilk raporlarında Sefer Bey
hakkında onun prensin beklentilerini karşılayamayacağı şeklinde olumsuz görüşler
vardı 41. Ancak daha sonraki raporlarda Sefer Bey’in özellikle kuzeydeki üç kabile
(Şapsığ, Natuhay ve Bjeduğ) üzerinde çok etkili olduğu belirtilmektedir. Sefer Bey
onlar arasında eski dostları bulunmaktadır. Güneyde kalan Ubıh ve Abazaların ise
daha çok Osmanlı Hükümeti’ne güvendikleri belirtilmektedir. Sefer Bey’in bu
kabileler üzerinde de oğlu Karabatır vasıtasıyla çok etkili olduğu ifade edilmektedir.
Osmanlı Devleti’nin kabilelerin İmam Şamil ile birlikte hareket etmelerini istediği
şeklinde bir yorum vardır 42. Bu yorum Lehistanlıların Osmanlı Devleti’nin Kafkasya
politikasının prensiplerine henüz vakıf olamadıklarını göstermektedir. Osmanlı
Devleti, Kuzeybatı Kafkasya’daki kabilelerin Anapa’daki Osmanlı paşasına,
Dağıstan kabilelerinin de İmam Şamil’e itaat etmelerini desteklemiştir. Çünkü
Лапинский, a.g.e., s.265-266.
BOA, A.AMD.: 79/2.
40
Çerkes İsmail Paşa, Kafkasya’ya nasıl yardım edileceği, Lehistanlı askerlerin Kafkasya’ya nasıl ve
ne şartlarda nakledileceği ile ilgili bir toplantı düzenlemiştir. Bu toplantıya Çerkes asıllı üst düzey
bürokratların yanı sıra, Teofil Lapinski ve Mehmed Bey adını kullanan Macar asıllı “Bangya” isimli
bir Rus ajanı da katılmıştır. Bangya’nın Rus ajanı olduğunu Lapinski, Kafkasya’ya gittikten aylar
sonra anlayabilecektir. Bu konuda geniş bilgi içi bakınız: Abdullah Temizkan, “Albay Teofil
Lapinski ve Lehistan Lejyonu’nun Kafkasya’daki Faaliyetleri”, Türk Dünyası İncelemeleri, C.X,S.I,
(2010) ss.149-171.
41
A.Cz. No:5492/653
42
A.Cz. No: 5492/2002
38
39
ABDULLAH TEMİZKAN
14
Daryal Geçidi iki bölgenin arasından bir bıçak gibi geçmekte iki bölgenin iletişimini
palangalar ve hatlarla engellemektedir. Bu nedenle iki bölgenin Ruslara karşı
mücadeleyi örgütleyecek ve önderlik edecek yapılarını desteklemek bu politikanın
temelini oluşturmaktaydı. Muhammed Emin’in Abzehler arasındaki varlığı bu net
politikanın uygulanmasında sıkıntılar doğurduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Çerkes İsmail Paşa’nın tertip ettiği toplantıda mübalağalı vaatleri hem
Hotel L’ambert Grubu’nu hem de bu görevi şiddetle arzulayan Lapinski’yi ikna
etmiş olmalı. Lapinski, bu toplantıda konuşulanları ve Çerkes İsmail Paşa’nın
vaatlerini derhal Kont Zamojski’ye rapor etmiştir. Sadık Paşa ise bu planı çok
sonradan öğrenmiş ve Zamojski’nin kendisine karşı bir komplosu söz konusu
olabileceği endişesi ile hemen Osmanlı makamlarını uyarmıştır 43. Çok geçmeden
Ruslar da durumdan haberdar olunca İstanbul’daki büyükelçileri Butenyev
vasıtasıyla bu teşebbüsü önlemek amacıyla diplomatik girişimlerde bulunmuşlardır.
Hatta Kafkasya Umumî Valisi Prens Baryatinski, bu tehlikeyi sezince öncelikle
Adegum vadisini işgal edip buraya Kozakları iskân etmeyi ve yerli halkı da sürmeyi
bile düşünmüştür. Lakin Rusların bu işin içerisinde hem Muhammed Emin’i hem de
Sefer Bey’i birlikte göstermeleri oldukça mübalağalıdır 44. Birincisi birbirinden nefret
eden bu iki kişinin aynı ameliyatta birlikte çalışmaları imkânsızdır. İkincisi, Çerkes
İsmail Paşa, bir Osmanlı subayı olarak bu ameliyatın kendi kontrollerinde olmasını
istediği için kontrol etmelerinin mümkün olmadığı Muhammed Emin’i bu işe dâhil
etmesi ihtimal dışıdır. Sefer Bey ise bu kontrolün sağlanması için en uygun kişidir.
Çünkü o aynı zamanda bir Osmanlı subayıdır 45. Bir dizi aksaklıktan sonra Teofil
Lapinski’nin bulunduğu aralarında Bangya’nın da olduğu Lehistan birliği 20
Şubat’ta Kafkasya’ya doğru yola çıkmıştır. 27 Şubat’ta Tuapse’de karaya
çıkmışlardır. Bunun üzerine Ruslar, o yıl için yaptıkları bütün planları
43
Widerszal, a.g.e., s.178.
BOA, A. AMD.: 77/21.; AKTI, Собранные Кавказскою Археографическою Комиссиею,
Тифлис 1866, Tom: XII, s.707-708. ; Лапинский, a.g.e., s.271.; Widerszal, a.g.e., s.179.
45
Rus makamları, Osmanlıların Sefer Bey’e maaş vererek Muhammed Emin’i fiilen izole ettiklerini
düşünmektedir. Блиев, a.g.e., s.732.
44
SEFER BEY Mİ, MUHAMMED EMİN Mİ?
15
değiştirmişlerdir 46. General Baryatinski, Leh Birliği’nin bölgeye ulaştığını haber
alınca telaşa kapılmış ve hızlıca bazı tedbirler alınmasını emretmiştir. O Adegum
vadisine çok önem vermekteydi bu nedenle ordunun bütün ağırlığını oraya vermesi
gerektiğini, sahil şeridindeki Rus güçlerinin ise müttefik donanmasının ateşinden
korunmak için iç bölgelere çekilmesini elzem görüyordu. Onun en stratejik
adımlarından birisi de Şapsığlarla Natuhayları birbirinden ayıracak olan hamlesiydi.
Rus güçlerinin iç bölgelerde operasyonlara devam etmesini Çerkesleri tedirgin
etmesi ve müttefiklerle irtibata geçmelerini aksatmazı bakımından önemli
buluyordu. Nihai olarak ise bölgeyi abluka altına alarak dış dünya ile irtibatını
keserek
Kafkasyalıların
kayıtsız
şartsız
teslim
olmalarını
temin
etmeyi
47
hedefliyordu .
Lapinski Kafkasya’ya ulaşır ulaşmaz ilk yardımı Muhammed Emin’den
beklemiştir. Ancak oradan bir yardım gelmeyince şartların zorluğunu da göz önünde
bulundurarak Sefer Bey’in kontrolü altında tuttuğu bölgeye gitmek zorunda
kalmıştır 48. Kafkasya’ya gelir gelmez Lapinski ile Sefer Bey rol çatışması içerisine
girmişlerdir. Lapinski olabildiğince bağımsız hareket etmek isterken Sefer Bey ise
daha avantajlı bir konumda olmasının yanı sıra resmî statüsü sebebiyle de her türlü
silahlı sivil iktidar organının kendi kontrolünde olmasını istemektedir. Onun bu
baskınlığı Lapinski’yi çileden çıkartmıştır. Ancak çok iyi şartlara sahip olmayan
Lehistan birliği gerek silah ve mühimmat gerekse gıda ihtiyaçlarının temini
bakımından Sefer Bey’e bağımlı olduğu için duruma razı olmak zorunda
kalmışlardır. Çerkes İsmail Paşa’dan beklenen yardım ise hiçbir zaman gelmemiştir.
Gün geçtikçe şartlar ağırlaşmış, Sefer Bey ve oğlu Karabatır’la aralarında çeşitli
ihtilaflar çıkmıştır. Buna bir de birliğin içerisinde Rus ajanı Bangya’nın tertipleri ile
uyumsuzluk, itaatsizlik gibi problemler eklenmiştir. Bu tür problemler Lapinski
karşısında Sefer Bey’i daha avantajlı bir konuma getirdiği için Albay, tepki olarak
46
Abdullah Temizkan, “Lehistanlıların İstanbul’da Lobi faaliyetleri ve Kafkasya’ya Lejyon
Gönderme Girişimleri”, Türklük Bilimi Araştırmaları, S.28,(2010) s.388.
47
AKAK, C.XII, s.718.
48
Лапинский, a.g.e., s.286-287.
16
ABDULLAH TEMİZKAN
Muhammed Emin ile temasa geçmenin yollarını aramaya başlamıştır. Diğer taraftan
Sefer Bey’e olan bağımlılığı kırmak için adalet dağıtmak üzere vergi toplanması ve
mahkemeler kurarak hizmet karşılığı harç alınması gibi gelir elde etme yolları
deneyen
Lapinski
burada
da
aslan
payını
Sefer
Bey’e
kaptırmaktan
kurtulamamıştır . Başlangıçta Osmanlı bürokrasisi her iki liderin Osmanlı
49
padişahına itaat etme ve Ruslarla savaşma noktasında en ufak bir tereddütlü
olmadıkları ve birlikte hareket ettikleri şeklinde algılanabilecek yorumları olsa da
aralarındaki rekabet daha sonraki yıllarda çok açık bir şekilde gözükecektir 50.
Lapinski kendi hatıratında Sefer Bey ile aralarının çok kötü olduğunu sebepleri ile
ayrıntılı bir şekilde belirtse de Sefer Bey Prens Czartoryski’ye yazdığı mektupta
Kafkasya’daki Lehlistanlılarla arasının çok iyi olduğunu onlar sayesinde ortak
düşman Rusya’ya karşı tepkisiz kalan kabilelerin bile bu savaşa iştirak ettiklerini
belirtmektedir 51. Elbetteki Sefer Bey, Czartoryski’nin Avrupa’aki gücünün
farkındaydı ve onun desteğine her zaman ihtiyaç duyacağını biliyordu. Lapinski ile
iyi geçinemese de Czartoryski’nin bunu bilmesine gerek yoktu.
Sefer Bey, Muhammed Emin’i kendisine rakip olarak görüyordu. Onu
Osmanlı hükümetine muhalefet etmekle itham ediyordu. Muhammed Emin ise Sefer
Bey’in bu iddialarına karşı yanına Abzeh ve Ubıh aksakallarını alarak Batum’a
gitmiş ve oradaki Osmanlı yetkilileri ile görüşmüştür. Sefer Bey’in, Muhammed
Emin’in Osmanlı Hükümeti’ne muhalefet ettiği iddiasını Osmanlı devlet adamları
arasında çok kuvvetli kullanmış olmalı ki, İstanbul’a gittiğinde Sefer Bey’e itaat
etmesi tavsiye edilmiştir. Hatta Kırım Harbi esnasında, Muhammed Emin’i
Kuzeybatı Kafkasya’dan kovmak için kolordunun kendi kumandasına verilmesini
istemiştir. Bunun üzerine Muhammed Emin savaş organizasyonu işinden elini
çekmiştir. Bu sefer de Kafkasyalıları kendi saflarında daha güçlü bir şekilde görmek
isteyen müttefiklerin taleplerine uygun olarak Sefer Bey, Muhammed Emin’den
Abzehlerden bir birlik tertip ederek Sohum’a gelmesini istemek zorunda kalmıştır.
Лапинский, a.g.e., s.324-325, 346-348.; Widerszal, age, s.182,183.
BOA, HH.:1103/44575-A
51
A.Cz. No:5437/153.
49
50
SEFER BEY Mİ, MUHAMMED EMİN Mİ?
17
Kendi etkisini başkasının adını yükseltmek için kullanmayacağını belirtmiştir. Rus
kumandanlığına göre; Muhammed Emin, itaat etmeyi isteksizce kabul eden Sefer
Bey’i tercih ettikleri için “Türk idarecilere kızmamıştır 52.
Aslında Muhammed
Emin, Sefer Bey’in kendi aleyhindeki menfî propagandaları karşısında çaresiz
kalmıştır. Müttefiklerin ısrarla Muhammed Emin’in de organizasyona dâhil edilmesi
taleplerine karşı Anapa’daki Osmanlı garnizonunun komutanı Mustafa Paşa, onun
Çerkes olmadığını Çeçen asıllı olduğunu ve Adigeler arasına sonradan gelip
girdiğini söyleyerek onların taleplerini geri çevirmiştir 53.
Sefer Bey’in Osmanlı Devleti’ne sadakati de aslında pamuk ipliğine
bağlıdır. Lapinski onun bu ikircikli yapısını hissetmiştir. Rus belgeleri de
Lapinski’nin bu hissinde yanılmadığını göstermektedir. Sefer Bey’in 1857
Temmuz’unda Oğlu, Hacı İsmail ve Bangya ile birlikte Rusya’ya bağlı özerk bir
bölge olarak bir Natuhay Prensliği kurulması teklifini General Filipson’a ilettikleri
General Filipson’un 27 Temmuz 1857 tarihli raporunda zikredilmektedir 54. Ruslar
bu teklifi ciddiye almasa da Sefer Bey’in kişiliğini ortaya koyması bakımından
önemlidir. Sefer Bey, adeta bağımsız hareket ediyormuş izlenimi uyandırmıştır.
Bilhassa kabileler üzerinde bu algının oluşmasını hediyeler vererek temin etmiştir.
Osmanlı subaylarına da tıpkı Çerkes asillerine davrandığı gibi davranarak hatta
Anapa’daki komutanı kendi yanına çekerek remin etmiştir 55.
1858 yılında Sefer Bey’in baskılarından ve ikircikli tutumundan bunalan
Albay Lapinski, Doğu Şapsığlarının beyi olan ve Sefer Bey’in etki alanının dışında
kalan Alibi Hantohu’nun bölgesine sığınmıştır. Aslında buraya geçerken bile Abzeh
bölgesinde göreceli olarak daha sağlam bir düzen kurmuş olan Muhammed Eminle
birleşmeyi kafasına koymuştur. Bu hususta tek endişesi Çerkes İsmail Paşa’nın
koyu dindar biri olarak imlediği Muhammed Emin’in emrine girmek olmuştur 56.
Блиев, a.g.e., s.730-731.
Блиев, a.g.e., s.734.; Rus kaynakları Muhammed Emin’in Osmanlılarla birlikte hareket
etmemesinde Şamil’den aldığı emirlerin ciddî etkisi olduğunu iddia etmektedir. Блиев, a.g.e., s.737.
54
AKAK, C. XII, s.733. Belge No: 627/219.
55
Блиев, a.g.e., s.738.
56
Лапинский, a.g.e., s.366.
52
53
ABDULLAH TEMİZKAN
18
Onun bu düşüncesi hareketlerine de yansıyıp gözlemlenebilir hale gelince kendisine
iki kez suikast düzenlenmesi, kafasındaki düşüncenin ne denli tehlikeli bir düşünce
olduğu konusunda çok ciddî bir uyarı olmuştur. Çünkü bu fikir Kuzeybatı
Kafkasya’da feodal yapının çökmesi anlamına gelmektedir 57. Kendisini kabileleri
tek bayrak altında toplamak üzere Osmanlı Sultanı’nın görevlendirdiğini iddia
eden 58 Sefer Bey, Lapinski’yi bir fırsatını bularak tutuklatmış ve hapsetmiştir.
Teğmen Stankeviç, Alibi Hantohu’nun desteği ile Lapinski’yi kurtarmıştır 59.
Artık daha rahat hareket etme imkânına sahip olan Lapinski, Kafkasya’yı
terk edene kadar Muhammed Emin ile üç kez bir araya gelmiştir. O’na göre
Kuzeybatı Kafkasya’daki Adigeleri birleştirme potansiyeline sadece Muhammed
Emin sahipti. Aslında Rus raporları da Muhammed Emin’in böyle bir potansiyeli
olduğunu fark etmiştir 60. Teofil Lapinski, Kafkasya’ya adım atar atmaz gönderdiği
mektuptan sonra 12 Aralık 1859’da Teğmen Stankeviç ile bir mektup daha
göndererek, onu Lehistan Birliği’ni ziyarete davet etmiştir 61. Fakat bu sırada durum
gittikçe ciddîleşmekteydi. Rus tehlikesi daha görünür hale gelmiş, Ruslar artık
vadilerin iç kesimlerine kadar sirayet etmiş kavşak noktalarına kaleler kurarak
ilerliyor, bölgelerin birbiri ile irtibatını kesiyorlardı. Bu tarihlerde Natuhay
bölgesinin Şapsığ bölgesi ile irtibatını kesme girişiminde bulunurken diğer taraftan
da Denizden yürüttükleri ablukayı iyice sıkılaştırmışlardır. Ruslar, hem ticarî
faaliyetleri baskı altına alıyor hem de bu yolla Kafkasyalılara silah ve mühimmat
yardımı getirilmesinin önüne geçiyorlardı 62. Bütün baskılara rağmen Lapinski ve
Muhammed Emin 6 Şubat 1859’da Pşiş’de bir araya gelmiştir 63. Toplantıda İmam
Şamil’in otoritesini kaybetmesi ve zor durumda kalması, feodallerin çıkardığı
güçlükler, mahkemelerin artık işlevsiz kalması ve bölge halkının müridizmi
benimsememesi ve artık Kafkasya’nın bir karmaşaya sürüklenmesi gibi durumlar
Лапинский, a.g.e., s.369-370.
AKAK, C.XII, s.719, Belge No: 614.
Лапинский, age, s.391,396.; Widerszal, age, s.186.
60
AKAK, C.XII, s.796, Belge No:666.
61 Widerszal, age, s.187.
62 AKAK, C.XII, s.803, Belge No:674.
63 Лапинский, a.g.e., s.398.
57
58
59
SEFER BEY Mİ, MUHAMMED EMİN Mİ?
19
hakkında konuşmuşlardır. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Muhammed Emin hala
mücadeleye devam etme kararlılığında idi. Bu kararlılığını göstermek bakımından
Lapinski’ye Nisan 1859’a kadar Lehistanlı firarîlerden bir birlik oluşturmayı taahhüt
etmiştir 64. Lapinski’nin Muhammed Emin ile ikinci buluşması halkın moralini
yükseltmek için bir Rus kalesine saldırmak üzere olmuştur. 29 Haziran 1859’da
Şavgotça vadisindeki Rus kalesine toplarla birlikte saldırılmış ve kale yakılmıştır.
Lapinski, bu saldırının biraz olsun halkın moralini yükselttiğini ifade etmektedir 65.
Son görüşmeleri ise 14 Ağustos 1859’da olmuştur. Muhammed Emin, Albay
Lapinski’ye İmam Şamil’in Ruslara esir düştüğünü haber vermiştir 66. Bu görüşme
ikisinin de moralini bozmuştur. Bu görüşmeden sonra Lapinski ve adamları bir
müddet daha mücadele etmeye devam etmişler ancak dışarıdan yardım gelme
ihtimali kalmadığı ve Rusların da artık kesin bir galibiyet için ilerlediklerini göz
önünde bulundurarak Ruslara esir düşmemek için 1860 yılı Ocağına kadar
Kafkasya’yı terk etmişlerdir 67.
SONUÇ
Lehistanlıların Kafkasya’ya birlik gönderme girişimleri, büyük maddî
imkânsızlıkların yanı sıra, oldukça zor siyasî şartlar altında gerçekleşmiştir. Bu
uğurda gerek Avrupa’da gerek Osmanlı ülkesinde yaptıkları diplomatik girişimler,
gerekse kamuoyu oluşturma çabaları, bugünkü bağımsız Polonya’nın inşasında
görmezden gelinemeyecek fedakârca ve zaman zaman da maceraperest girişimlerdir.
Büyük Oyun’un en acımasızca oynandığı bir zaman diliminde devleti ve toprağı
elinden alınmış Lehistanlı mültecîlerin, işgalci güce karşı nerede olursa olsun bir
cephe açma, onunla mücadele etme arzusunu bir “özgürlük istenci” olarak anlamak
da yanlış olmayacaktır. Osmanlı Devleti ise bu mücadeleye tüm gücüyle destek
Лапинский, a.g.e., s.399.; Widersazal, a.g.e., s.187.
Лапинский, a.g.e., s.404-405.
Muhammed Emin’in, Şamil’in Ruslara esir düştüğünü haberini dayandırdığı ve Lapinski’ye de
okuduğu mektubun bir sureti Fikret Efe’nin Şeyh Şamil’in Yüz Mektubu ismiyle Türkçeye
kazandırdığı, Dam Rba’nın eserinde yüzüncü mektup olarak yayımlanmıştır. Dam Rba, Şeyh
Şamil’in Yüz Mektubu, Çev. Fikret Efe, İstanbul 2004, s. 290.
67
Лапинский, a.g.e., s.415-418.; Widersazal, a.g.e., s.190.
64
65
66
20
ABDULLAH TEMİZKAN
vermek istese de ne şartlar ve ne de içinde bulunulan uluslararası konjonktür bunu
gerçekleştirmesine izin vermemiştir. Osmanlı devlet ricalinin, Osmanlı Devleti’nin
tasfiyesi üzerine kurgulanan Büyük Oyun’un ortasında ülkeyi bu badireden en az
zararla kurtarma refleksi nedeniyle görüş ayrılıkları yaşaması dış politikaya
yansıdığı gibi şüphesiz Lehistan’ın bağımsızlaştırılması mücadelesine ne ölçüde
destek verileceği kararının alınmasına da etki etmiştir. Kendi toprak bütünlüğünü
hatta siyasî varlığını muhafaza etme çabası içerisindeki bir devletin gerek
Kafkasya’daki özgürlük mücadelesi yürütenlere gerekse Lehistan’ın bağımsızlığı
için mücadele edenlere verdiği destek ancak bu kadar olabilmiştir.
Hotel Lambert Grubu’nun Kafkasya’ya birlik gönderme girişiminde
kiminle çalışacağına karar vermesi bu iki şahıstan hangisinin hangi gerekçelerle
tercih edileceği noktasında düğümlenmiştir. Başlangıçta her iki Kafkasyalı lider
hakkında yeterli bilgiye sahip olmamaları bu kararı almalarını güçleştirmiştir. Hem
Muhammed Emin’in Hem de Sefer Bey’in hangi yapıları temsil ettiklerine
bakıldığında konu daha iyi anlaşılacaktır. Sefer Bey ile Muhammed Emin arasındaki
anlaşmazlık Lehistanlılara özellikle de Teofil Lapinski’ye kişisel görünse de temelde
yapısal bir meseledir. Sefer Bey’den bağımsız olarak Osmanlı yönetimi bölgede
resmî olarak görevlendirdiği memurlarına oradaki mevcut yapıyı bozmadan iyi
ilişkiler kurmalarını, aşiret, kabile yapısına saygı göstermelerini salık veriyordu. Bu
aynı zamanda bölgede hüküm sürmekte olan feodal yapının sürdürülmesi hatta
desteklenmesi anlamına gelmekteydi. Hâlbuki özellikle Dağıstan ve Çeçenistan
merkezli örgütlenen ve Rusya’ya karşı vatan müdafaası yapan müridizm hareketi bu
müdafaayı Ruslara karşı gazavat ilan ederek ideolojik bir mahiyete de
büründürmüştür.
Diğer
taraftan
Nakşî-Mücedidî
ekolden
etkilenen
Halidî
Nakşibendîlik Kafkasya gibi asırlardır tabakalı toplum yapısının hâkim olduğu bir
ülkede
bu
yapıyı
kökünden
sarsacak
bir
eşitlik
söylemiyle
gelmiştir 68.
Müslümanların Allahın huzurunda bir tarağın dişleri gibi eşit olduğu söylemini her
yerde propagandalarının ana başlığı haline getirmişlerdir. Müridizm, feodal yapının
68
Блиев, a.g.e., s.731.
SEFER BEY Mİ, MUHAMMED EMİN Mİ?
21
çok köklü ve kuvvetli olduğu Kuzeybatı Kafkasya’daki Adige kabileleri arasında
özellikle orta sınıf topraklı ve topraksız köylüler arasında ciddî iltifat görmüştür. Bu
bölgedeki feodal yapının en üstünde bulunan aristokratların hoşuna gitmemiştir.
Dolayısıyla iki farklı yapıyı temsil eden bu iki liderin iktidar mücadelesi temelde
yapısal ve zihinsel bir mücadelenin iktidar alanına yansımasından başka bir şey
değildir. Sefer Bey gibi Osmanlı Devleti’nin resmî yetkilisi ve aynı zamanda feodal
yapının bir ögesi olan kişi Müridizm hareketinin bölgede etkin olmasına tahammül
edememiştir. Çünkü bunun gerçekleşmesi kendisi açısından bölgedeki iktidarının
elden gitmesi yani kesin bir statü kaybı anlamına gelmekteydi. Osmanlı Devleti
açısından ise bölgedeki düzeni tamamen alt üst edecek böyle bir değişim, yeni bir
tavır almayı, bölgeyle ilişkileri yeni baştan düzenlemeyi gerektirecekti. Osmanlı
Devleti’nin böyle bir değişimi göze alacak ne zamanı ve ne de gücü vardı. Naib
Muhammed Emin ise İmam Şamil’den gelirken bölgede İslam’ı yaymak, müridizm
düzenini yerleştirmek bunu yapmak için gerektiğinde şiddet kullanmak dâhil bütün
icbar edici yolları kullanmak konusunda yetkilendirilmiştir. Müridizm Dağıstan’da
da öncelikle kendi öğretisini ve uygulamalarını yerleştirmek için ilk önce yerli
halkla mücadele etmiş ardından da Ruslara karşı gazavat ilan etmiştir 69. Burada da
öncelik tıpkı Dağıstan’da olduğu gibi yerli halk özellikle de tabakalı toplum yapısı
hedef alınmıştır 70. Bu yapıyı sarsmak için öncelikle geleneksel kabile sisteminin
aksakallar kurulu tarafından tesis edilen örfi hukukla adalet dağıtma yerine şer’î
hukuku te’sis etmiş; hukuku kandaş kabile sistemine göre işleyen toplumsal
cezalandırma anlayışından kurtararak suçu bireyselleştirmiştir. Hukuk anlayışını
kökten değiştirerek feodallerin bütün ayrıcalıklarını rafa kaldıran adil ve eşitlikçi bir
düzen getirmeye başlamıştır. Bu sistemi her yerde kuramasa da Abzeh bölgesinde bu
yapının büyük oranda tesis edildiğini söyleyebiliriz. Natuhay Bölgesinde de kısmen
başarılmış ancak Rusların bölgeyi işgali nedeniyle kısa bir ömrü olmuştur. İki figür
69
Müridizm’in Kuzey Kafkasya’da yayılımı için bakınız: Abdullah Temizkan, “Kuzey Kafkasya
Müridizmi, Müridizmin Yayılma Stratejisi ve Feodal Beylerle İlişkiler”, Türk Dünyası İncelemeleri,
C.IX/2,(2009), ss.163-190.; Abdullah Temizkan, “Kuzey Kafkasya’da Müridizmin Kurumsallaşması
ve Gazavat”, Karadeniz Araştırmaları, C.7/25, (2010), ss.11-26.
70
Lapinski, a.g.e., s.361.
ABDULLAH TEMİZKAN
22
arasındaki mücadelenin esası budur. Rus işgalin bütün Kafkasya’yı kapsaması bu
yapıların mücadelesini bir çırpıda bitirmiştir.
KAYNAKÇA
Arşiv Kayıtları
Osmanlı Arşivi
BOA, HH.: 1063/43640.
BOA, HH.:1103/44573.
BOA, HH.:1179/46586.
BOA, HH:1173/46423-A
BOA, HH.:1103/44575-A
BOA, A. AMD.: 77/21.
BOA, A.AMD :79/ 82.
BOA, A. AMD.: 79/2.
BOA, A.MKT.: 54/34.
BOA, A. MKT.: 16/21.
BOA, HR.MKT.: 217/76.
BOA, A.MKT.NZD.: 199/100
BOA, İH.:10/506.
Adam Czartoryski Arşivi
A. Cz.:5492/397
A.Cz. No:5437/153.
A.Cz. No:5492/398.
A.Cz. No: 5492/620.
A.Cz. No:5492/641.
A.Cz. No: 5422
A.Cz. No:5596.
A.Cz. No:5492/653
A.Cz. No: 5492/2002
A. Cz.:5475
A.Cz.: 5412
A.Cz. No: 5438.
A. Cz. No: 2002/105.
1
A.Cz. No: 5492/630.
Yayımlanmış Rus Arşiv Belgeleri: Ст. Сов. Ад. Берже, AKTI, Собранные
Кавказскою Археографическою Комиссиею, Тифлис 1866, XII Том.
SEFER BEY Mİ, MUHAMMED EMİN Mİ?
23
AKAK, Tom: XII, s.707-708, Belge No:604.
AKAK, TOM: XII, s.718, Belge No: 613.
AKAK, C. XII, s.733. Belge No: 627.
AKAK, C.XII, s.719. Belge No: 614.
AKAK, C.XII, s.803, Belge No:674.
AKAK, C.XII, s.796, Belge No:666.
Tedkik Eserler:
Baranowski, Bohdan – Baranowski, Krzysztof, Polakow Kaukaskie Drogi, Lodz
1985.
Bell, Stanislaw James, Çerkesya’dan Savaş Mektupları, Çeviren. Sedat Özden,
İstanbul 1995.
Бобровников, Владимир, Крымская война на руccком Кавказе: идеология
фронтира и диcкурc муcульманcкого cопротивления, The Crimean War 18531856, Confrontation between different civilizations, Warsaw-Obory 3-4 X 2007.
Блиев, Марк, Россия и Горцы Большого Кавказа На Пути К Цивилизации,
Москва 2004
Demir, Hakan, “Polonyalı Hotel Lambert ve Büyük Sırbistan “Nacertanie” Planı
(1840-1844), Avrasya İncelemeleri Dergisi, C.II, S.I, ss.271-310.
Gümüş, Musa, “Mehmed Sadık Paşa(Machal Czajkowski) ve Osmanlı Devleti’nde
Kazak Süvari Alayı”, Turkish Studies, International Periodical Fort he Languages,
Literature and History of Turkish or Turkic, Summer 2010Volume 5/3, ss. 13621375.
Khodarkovsky, Michael, “The Great Game in the North Caucasus”, Omelyan
Pritsak Armağanı, Edit: Mehmet Alpargu, Yücel Öztürk, Sakarya 2007.
Konarska, Barbara, W Kregu Hotelu Lambert, Wladyslaw Zamojski w latach 18321847, Warszawa 1971
24
ABDULLAH TEMİZKAN
Лапинский, Теоил, Горцы Кавказа и их Освободительная борьба Протиф
Русских, -Перевод: В.К. Гарданова, Нальчик 1995.
Longworth, John, Kafkasya Halkının Özgürlük Savaşı, Çev. Sedat Özden, Kayseri
1996.
Piwnicki, Grzegorz, Polscy Wojskowi i Zeslancy w Carskiej Armii na Kaukazie w
XIX i na Poczatku XX Wieku, Torun 2001.
Rba, Dam, Şeyh Şamil’in Yüz Mektubu, Çev. Fikret Efe, İstanbul 2004
Temizkan,
Abdullah,
“Albay
Teofil
Lapinski
ve
Lehistan
Lejyonu’nun
Kafkasya’daki Faaliyetleri”, Türk Dünyası İncelemeleri, 2010, C.X,S.I, ss.149-171.
Temizkan, Abdullah, “Lehistanlıların İstanbul’da Lobi faaliyetleri ve Kafkasya’ya
Lejyon Gönderme Girişimleri”, Türklük Bilimi Araştırmaları, S.28, ss.363-393.
Teslar, j.A., “Unpublished Letters of Adam Czartoryski and Wladislaw Zamojski to
Lord Dudley C. Stuart and teh Earl of Harrowby, 1832-1861, Slavonic &East
European Review, Dec 1950, Vol: 29, No: 72, pp.153-176.
Widerszal, Ludwik, Sprawy Kaukazkie w Polityce Europieskiej w Latach 18311864. Warszawa 1934.
Download