tmmob nıakina mühendisleri odası II.ULUSAL DEMİR-ÇELİK SEMPOZYUMU VE SERGİSİ BİLDİRİLER KİTABI İİ Yayın No: E/2003/336 tmmob makina mühendisleri odası Sümer Sok. 36/ 1-A 06440 Demirtepe / ANKARA Tel: (0312) 231 31 59 Faks: (0312) 231 31 65 e-posta: [email protected] http://www.mmo.org.tr Yayın No: E/2003/336 ISBN: 975-395-646-0 Bu yapıtın yayın hakkı Makina Mühendisleri Odası'na aittir. Kitabın hiçbir bölümü değiştirilemez. MMO'nın izni olmadan kitabın hiçbir bölümü elektronik, mekanik vb. yollarla kopya edilip kullanılamaz. Kaynak gösterilmek kaydı ile alıntı yapılabilir. Ekim 2003 / Ankara Baskı: Özkan Matbaacılık (312) 229 59 74 / II. DEMIR-ÇELIK SEMPOZYUM BİLDİRİLERİ / 01 tmmob makina mühendisleri odası "Türkiye paslanmaz çelik üretebilir mi ?" Yusuf Ziya KAYIR KOSGEB Sincan Müdürlüğü 11 TÜRKİYE PASLANMAZ ÇELİK ÜRETEBİLİR Mİ? Yusuf Ziya KAYIR KOSGEB Tel: (312) 267 02 85 06935 Sincan/Ankara E-posta: [email protected] Özet: Ülke kaynaklarını (yer altı, yer üstü ve insan kaynakları da dahil) harekete geçirerek ülke insanın ihtiyaçlarını karşılayabilen teknoloji kritik teknolojidir. Türkiye dünyada krom cevheri üretimi sıralamasında ilk 8 ülke içindedir. Krom cevherimiz yüksek kalitelidir. Yalnızca Türkiye ve Arnavutluk'un paslanmaz çelik tesisi yoktur, Küba'da bile ihracat yapabilen 150.000 ton kapasiteli bir paslanmaz çelik tesisi bulunmaktadır. Türkiye, 2002 yılında, dünya demir çelik üreticisi ülkeler sıralamasında 13. büyük Demir Çelik üreticisi olmuştur. Ülkemiz demir ve çelik üretiminde birikim ve deneyim sahibidir. Krom cevherlerimizden, Etibank'a ait Elazığ ve Antalya Ferrokrom Tesislerinde üretilen ürünler iç ve dış piyasalara satılmaktadır. Türkiye için paslanmaz çelik üretimi kritik bir teknolojidir. Gelişmiş ülkelerde çelik sektörü entegre tesislere dayalı olup, katma değeri yüksek; paslanmaz çelik, vasıflı çelik, özel çelikler gibi ürünlere yönelmiştir. Gelişmekte olan ülkelerde çelik sektörü, yarı entegre tesislere dayalı olup, hurda gibi parçalı girdilerden nispeten ucuz ürünler üretmektedir. Demir Çelik sektörünün özelliğinden; tonu 200-250 S'lık ürünler üretilebildiği gibi maliyetleri fazla artırmadan, paslanmaz çelik gibi, tonu 1.500-2.000 $'lık ürünler de üretmek mümkündür. Bu bildiride, Türkiye'nin paslanmaz çelik üretimi konusu irdelenecek yaratacağı olanaklar; istihdam ve ekonomik faydalar ortaya konularak başlıktaki soru yanıtlanmaya çalışılacaktır. Anahtar sözcükler: Demir ve Çelik, Krom, Nikel, Ferrokrom, Paslanmaz Çelik, Teknoloji, Sanayileşme, Kalkınma 1. açısından durumlarını belirlemek ve ülkemiz sanayinin gerçekçi bir profilini çıkarmak üzere, bu alt sektörlerin, toplam istihdam, ihracat, katma değer ve satış hasılatını hesaba katan bileşik bir endeks oluşturulmuş ve söz konusu sektörlerin bu endekse göre sıralaması yapılmıştır. Bileşik endekste en büyük ağırlık alt sektörün istihdamdaki payına verilmiş; ihracattaki pay ikinci ağırlık ölçütü olarak alınmıştır. Katma değer ve satış hasilatındaki paylara ise göreli olarak en düşük ağırlıklar verilmiştir. İmalat sanayi alt sektörleri arasında söz konusu bileşik endekse göre yapılan sosvo-ekonomik bazdaki stratejik önem sırası Tablo 1 'de verilmiştir. GİRİŞ Ülke ekonomisini büyüterek ve geliştirerek yeniden üretecek, ulusal ölçekte altyapı yatırımları; sanayimize rekabet üstünlüğü, kazandıracak, teknolojik ve sistemsel düzenlemeler; geniş ölçüde istihdam olanağı yaratacak yeni sanayi atılımları; ve yarınlarımızı inşa edecek jenerik teknolojiler bilim ve teknolojide atılım, geniş halk kitlelerine daha iyi bir yaşam, yükselen refah ve aydınlık yarınlar vaat edebilecek hedeflere odaklanmış bir yaklaşımla ülke ekonomisine katkıları göz önünde bulundurularak stratejik öneme sahip* .sektörler tüm verileriyle ortaya konulmalı; bunun yanı sıra gelişmeye açık sektörler de göz önünde tutularak öncelikli alanlar tespit edilmelidir. Tablo 1. İmalat Sanayi Alt Sektörleri Stratejik Önem Sırası 8) Makine İmalat D Tekstil ve Giyim 9) Petrol ürünleri 2) Gıda, İçki, Tütün 10) Metal eşya 3) Kimya ve ilaç 4) Demir ve Çelik 11) Kağıt ve Basım 12) Plastik ve Kauçuk 5) Toprak ürünleri 13) Demir Dışı Metal 6) Taşıma araçları 14) Kereste ve Mobilya 7) Elektrik Makineleri "Sanayi Stratejisi 1995-2005" 1 adını taşıyan çalışmada imalat sanayi alt sektörlerinin sosyo-ekonomik etki 1 TÜBA-TÜBÎTAK-TTGV BİLİM -Teknoloji -Sanayi Tartışmaları Platformu, İleri Malzemeler Bilim-Teknoloji-Sanayi Politikaları Çalışma Grubu, Ocak 96, 24. sayfa Bu tablodan görüleceği üzere ilk beş sırada yer alan sektörler, ülke ekonomisinde belirleyici özelliğe sahiptir. 13 İhracatta toplam pay % 83, istihdamda toplam pay % 66 bir başka deyişle, bu sektörlerden herhangi birisindeki büyük çaplı bir kriz önemli sosyo-ekonomik etkilere yol açabilecektir. Bu nedenledir ki bunlara stratejik bir önem atfedilmektedir. Demir çelik sektörümüz sosyo-ekonomik stratejik sıralamada 4. sırada yer almıştır. kısmını korur. Yüzeydeki pas katmanının alınması durumunda yeni bir pas katmanı oluşur. Bu durum paslanma olarak adlandırılır. Boyama, çinko kaplama ( galvanizleme), epoksi reçinelerle yapılan çeşitli kaplamalar paslanma sürecini durdurur. Paslanmaz çelik değişik kullanım alanlarında koruyucu bir kaplamaya sahip karbon çelikleri, alüminyum, pirinç ve tunçla rekabet etmektedir. Paslanmaz çeliğin rekabet gücü emsalsiz ve karizmatik bir özelliğinden gelmektedir. Yukarıda özetlenen stratejik yaklaşım çerçevesinde ve verilerden yola çıkarak sektörlerin kullandıkları girdiler, üretim süreç ve teknolojileri, ürün ve pazar özellikleri açısından Demir-Çelik sektörü değerlendirilmiş ve bu sektör için geleceğe dönük öneriler belirlenmiştir: Paslanmaz çelikteki kromun oksijene büyük bir yakınlığı vardır. Krom oksijenle karşılaştığında çeliğin yüzeyinde moleküler düzeyde bir krom oksit filmi oluşur. Bu 6 filmin kalınlığı 130 Angstrom ( 1 Angstrom = 10" cm. ) 'dür. Bu durum, büyük bir binayı, mektup kağıdı kalınlığındaki çatı saçıyla yağmurdan korumak gibi bir şeydir. DEMİR-ÇELİK SEKTÖRÜ İÇİN ÖNERİLER K O : Kısa dönem için önerilen çalışmalar : Orta dönem için önerilen çalışmalar Krom oksit katmanı edilgin, kuvvetli ve kendi kendini yenileme özelliğine sahiptir. Edilgin demek diğer malzemelerle tepkimeye girmeyen demektir. Kuvvetli demek çelik yüzeyine iyi yapışmış, yerinden kolayca sökülemez demektir. Yenilenebilir demek eğer krom oksit katmanı aşınırsa veya zorla yüzeyden sökülürse çeliğin içindeki krom tekrar havayla hemen yeni bir krom oksit katmanı oluşturur demektir. Hammadde, Yardımcı Madde Ve Teknoloji Girdileri Bazında: -kimyasal katkılar ( K, O ) -demir çelik sanayinde kullanılan makine parçaları( K) -vakumda gazlaştırma teknolojileri( K ) -pota metalürjisi, kontrollü haddeleme teknolojisi ( K) -ısıl işlem teknolojileri ( K ) -sürekli tavlama teknolojileri ( K) -sürekli döküm teknolojileri ( K) -kaplama ve koruma işlemleri ( K , O) -cüruf ve atık değerlendirme teknolojileri ( K , O ) Çıktılar Bazında: -çok düşük karbonlu derin çekme çelikleri üretimi ( K ) -soğuk şekillenebilen yüksek dayanım-düşük alaşım çelikleri (HSLA) üretimi (K) -bake hardenable çeliklerin ve paslanmaz çeliklerin üretimi -mikro-alaşımlı termomekanik haddelenmiş çeliklerin üretimi ( K ) -çift fazlı çelikler, dupleks çelikler ve hız çeliklerinin üretimi ( K ) >. Paslanmaz çelikten yapılmış bir çakı, uzun süre kullanıldığında aşınır ve ağzı körelir, bileği taşında bilendiğinde krom oksit katmanı sökülür. Kromun sağladığı bu yenilenme özelliği sayesinde paslanmazlığını muhafaza eder. Paslanmaz çeliğin ostenitik, martenzitik, ferritik ve çökelme sertleştirmen gibi dört ana grubu vardır. Ostenitik paslanmaz çelik krom, nikel ve manganez alaşımıdır. Bu grup paslanmaz çelikler 200 ve 300 nolu serilerde yer alırlar. Bu grubtaki 304 paslanmaz,çelik çok tanınır. Ferritik paslanmaz çelik 400 seride yer alır. Bu gruptaki çeliklerde ana alaşım elementi kromdur. Bu grupta yer alan çeliklerin işlenme kabiliyetleri, 200 ve 300 serideki çeliklere göre daha yüksektir. 2. PASLANMAZ ÇELİK NEDİR? Paslanmaz çelik, esas olarak paslanmayan çeliklerin genel adıdır. Özellikle nikel ve molibden çeliğin paslanmazlık özelliğini iyileştirmek için alaşım yapımında kullanılsa da paslanmazlığı sağlayan ana element kromdur. Paslanmazlık için gerekli en az krom miktarı, kütle olarak, yüzde 10.5'tir. Dünyada üretilen çeliğin çoğu karbon ve alaşımlı çeliktir. Karbon ve alaşımlı çeliğe göre paslanmaz çeliğin, daha küçük, fakat cazip ve gelişen bir pazarı vardır. Martenzitik paslanmaz çelikler de 400 seride yer alır. Fakat ferritik çeliklere göre daha az krom, daha çok karbon içerirler. Sertliklerini artırmak için ısıl işlem gerekir. Çökelme sertleştirmeli paslanmaz çelikler paslanmaz çeliklerin küçük bir grubudur. Yüksek krom ve nikel içerirler. Yaşlanmayla sertleşirler. Özellikleri martenzitik paslanmaz çeliklere benzemektedir.2 Doğada yalnızca altın ve platin gibi metaller saf halde bulunur, normal metallerse diğer elementlerle bileşmiştir. Paslanma, bu yüzden doğal bir olaydır. Doğada demir cevheri şeklinde bulunan demir, bu yüzden dengesizdir ve paslanmak ister. Paslanmak saf demirin suyun mevcudiyetinde oksijenle birleşmesidir. Herhangi bir koruyucu kaplamaya sahip olmayan karbon çeliği üzerinde bir pas katmanı oluşur ve çeliğin kalan ISSF-International Stainless Steel Forum (Uluslararası Paslanmaz Çelik Forumu) What is stainless steel?, www.wordstainless.org 14 3. Tablo 3. Dünya Paslanmaz Çelik Fiyatları ( dolar/ metrik ton) Tarih Sıcak Nervürlü Ticari Paslanmaz CR Paslanmaz hadde Çubuk Çubuk Tip 304 CRTip rulo 316 Aralık 02 262 328 298 1.470 2.036 Ocak 03 342 271 302 1.545 2109 Şubat 03 345 283 315 1.606 2.167 344 294 Mart 03 322 1.662 2.248 DÜNYA PASLANMAZ ÇELİK ÜRETİMİ 1950'lili yılların başında 1 milyon ton civarında olan dünya paslanmaz çelik üretimi, 20. Yüzyılın sonunda 20 milyon tona ulaşmıştır. Şekil 2'de görüldüğü gibi, 2010 yılında dünya paslanmaz çelik üretimi 30 milyon ton olacaktır. Kişi başına paslanmaz çelik tüketimi, gelişmiş ülkelerde 6,5 - 7 Kilogramdır. Ülkemizde ise paslanmaz çelik 3 tüketimi 1,5 Kilogram civarındadır. 5. PASLANMAZ ÇELİK NASIL ÜRETİLİR ? Dünyada paslanmaz çelik; entegre demir çelik tesislerinde ya da yarı entegre demir çelik tesislerinde ( ark ocaklarında ) yapılabilmektedir. Uluslararası Paslanmaz Çelik Forumu'nun tahminlerine göre; 2003 yılı dünya paslanmaz çelik üretiminin 20.9 milyon tona ulaşacağı beklenmektedir. 2002 yılı üretimine göre ( 20,1 milyon ton ) 2003 yılı üretiminde yüzde 4'lük bir artış gerçekleşmiş olacaktır. Dünya paslanmaz çelik talebinin 2004 yılında, bugüne kadar en yüksek miktar olan 4 22.5 milyon tona ulaşması beklenmektedir. Paslanmaz çelik genelde paslanmaz çelik hurdası, krom, nikel, molibden gibi çeliğin tipine göre katılan alaşım elementleriyle karbon elektrotlu ark ocaklarında üretilmektedir. Tablo 2. Dünya Paslanmaz Çelik (İngot) Üretimi ( bin ton) Bölgeler /Yıllar 2002 2003 +/-% Batı Avrupa/ Afrika 8,600 8,850 + 2.9 Merkez ve Doğu Avrupa 165 200 +21.2 Amerika 2,770 2,830 + 2.2 Asya 8,550 9,000 + 5.3 Dünya Toplamı 20,085 20,880 + 4.0 Ark ocağının karbon elektrotundan elektrik akımı geçtiğinde, sıcaklık yavaş yavaş yükselir. Hurda ve alaşım elementleri ergimeye başlar. Ergime tamamlandığında sıvı metal, ark ocağından Argon-Oksijen Karbon Düşürme kabına alınır. Karbon miktarı düşürülür. ( Bilindiği gibi; paslanmaz çelik, yumuşak çeliğe göre çok daha az karbon içerir ) Bundan sonra, elde edilen sıvı metal alaşımlandınlarak hedeflenen paslanmaz çeliğin analizine ulaşılır. Paslanmaz çeliğin ergitilmesi ve slab veya billet biçiminde dökümü ( ingot kalıbında ya da sürekli döküm makinesinde ) Şekil l.'de görülmektedir. Dünyada 15 büyük paslanmaz çelik uzun ürün üreticisinin dünya üretimindeki payı yüzde 70'tir. (Şekil 3 ) ABD, Japonya, Çin, Almanya, İtalya, G.Kore, Fransa, Hindistan, Tayvan ve İspanya'nın paslanmaz çelik üretimleri toplamı dünya üretiminin yaklaşık yüzde 80'inidir. ( Şekil 4 ) Bundan sonra malzeme tavlanır ve sıcak olarak haddelenir ya da son şeklini alması için dövülür. Sacların kalınlığı, çubuk ve tellerin çapı soğuk haddelemeyle düşürülür. Çoğu paslanmaz çelik yapının yumuşaması için tavlanır. Sonra oksitlerin giderilmesi için asitle yıkanır. Böylece, koruyucu pasif filmin doğal bir biçimde oluşması sağlanmış olur. 4. DÜNYA PASLANMAZ ÇELİK FİYATLARI Bu Tablo 3.'te görüldüğü gibi, 304 paslanmaz çeliğin fiyatı, nervürlü inşaat demirinden 5 kat; 316 paslanmaz çelik ise nervürlü inşaat demirinden 7 daha pahalıdır. Şekil 1.Paslanmaz Çeliğin Yapılısı ^[ Sen» 3 T. Çamhdere, " Kromit, Ferrokrom, İnsan Kaynaklan ve Paslanmaz Çelik, ETİ KROM A.Ş. Darboğaz Raporu" Eti holding A.Ş., Nisan 1999 4 ISSF, International Stainless Steel Forum, www.wordstainless.org 15 Paslanmaz çelik üretimi, yılda yüzde 5 artarak 2010 yılında 30 milyon tona ulaşacaktır. 20.000 ic o E i Şekü 2 : Dünyada Yıllara Göre Paslanmaz Çelik Üretim Kavnak- www smr at seuuof OOO, uı 17 mm® ABD Japonya! Çin 00 Almanya İtalya 500 1.000 1.500 Şekil 4 : Paslanmaz Çelik Üreticisi Ülkeler ve Üretimleri Kaynak: www.smr.at 2.000 2.500 3.000 6. DÜNYADA DEMİR ÇELİK ÜRETİMİ Çek cumhuriyeti Avusturya Hollanda isveç Romanya Kazakistan Arjantin Mısır 20. yüzyılın başında 28 milyon ton olan dünya çelik tüketimi bu yüzyılın sonunda 780 milyon tona ulaşmıştır. 2001 yılında, 850 milyon ton olan dünya ham çelik üretimi 2002 yılında 902 milyon tona yükselmiştir. ( Tablo 4 ) Uluslararası Demir ve Çelik Enstitüsü'nün rakamlarına göre 2001 yılında nihai ürün olarak 758 milyon ton demir çelik üretilmiştir. Dünya demir çelik ihracatı nihai ürün cinsinden 300 milyon tondur. Dünya Üretimi 595 644 716 719 1990 770 1995 752 1996 750 1997 799 1998 777 1999 788 2000 848 2001 850 2002 902 Kaynak: Uluslararası Demir Çelik Enstitüsü % 1,6 2,2 0,1 1,4 -2,3 -0,1 1,3 -0,6 0,3 Üretim 181,6 107,7 92,2 59,8 45,4 20,3 18,2 Sıra 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Türkiye ispanya Kanada 16,5 16,4 16,0 13 14 15 Meksiko ingiltere Belçika G. Afrika Polonya Avusturalya Iran 14,1 11,7 11,3 91 8,4 7,5 7,3 16 17 18 19 20 21 22 İtalya Fransa Çin Taipei 45 33,4 29,6 28,8 26,1 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 7. TÜRKİYE'DE DEMİR ÇELİK ÜRETİMİ 1,5 0,0 1,2 Bugün Türkiye'de dört tane büyük demir-çelik ağır sanayi merkezi vardır. Birisi Orta Karadeniz, Karabük ve Ereğli'nin bulunduğu yer; ikincisi Akdeniz, İskenderun ve Ekinciler'in bulunduğu yer; üçüncüsü Marmara Çolakoğlu'nun ve ark ocaklarının bulunduğu yer; dördüncüsü Aliağa İzmir; orası da ark ocaklarının bulunduğu bir merkezdir. Ve Türkiye'de bugünkü demir çelik üretimi 16,5 milyon tonu bulmuştur. Türkiye, bu üretim rakamıyla dünyada 13. üncü sıraya ulaşmıştır. 5 ( Tablo 5) Tablo 5. 2002 Yılında ülkelere göre Çelik üretimi Ülkeler Çin Japonya ABD Rusya G.Kore Almanya Ukrayna Brezilya Hindistan 5,8 5,5 4,8 4,4 4,3 4,3 4,2 Slovakya Venezüella Malezya 4,1 4.0 Finlandiya Suidi Arabistan 3,6 Endonezya 2,8 Lüksemburg 2,7 Tayland 2,3 Macaristan 2,1 Diğer 22,3 Dünya 902,4 Kaynak: Uluslararası Demir Çelik Enstitüsü Tablo 4. Dünya Ham Demir Çelik Üretimi Yıllar 1970 1975 1980 1985 6,5 6,2 6,1 Türkiye, 2001 yılında 10.6 milyon tonluk demir çelik ihracatıyla, dünyada demir çelik ihracatçısı ülkeler arasında 9. büyük ihracatçı ülke olmuştur. Ayni yıl 5.5 milyon ton çelik ithal eden Türkiye, dünya demir çelik ithalatında 15. Sırada yer almıştır, ülkemiz 5.1 milyon tonluk net demir çelik ihracatıyla Japonya, Ukrayna, Rusya, BelçikaLüksemburg ve Brezilya'dan sonra 6. sırada yer almıştır. Dünya demir çelik üretiminde ülkemizin payı, yüzde 1,8; dünya ihracatındaki payı ise yüzde 3,5'tir. 8. DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE KROM ÜRETİMİ Halihazırda Dünya ferrokrom üretimi 4.4 milyon ton/yıl civarındadır ve üretilen ferrokromun yüzde 70'i paslanmaz çelik üretiminde kullanılmaktadır. Dolayısıyla ferrokrom piyasası, birincil olarak paslanmaz çelik endüstrisindeki faaliyetlere bağlı olarak değişmektedir. Ülkemizde üretilen ferrokrom, 1995'te dünya üretiminin yüzde 1,9'unu 5 Word Steel in Figures.International Iron and Steel Institute, 2003, www.wordsteel.org 19 oluştururken, 1998'de bu oran yüzde 2,5'e yükselmiştir. 1. Ülkemizde, yüksek karbonlu ferrokrom üretiminde tam Tablo 6. FERROALASIMLAR SEKTÖRÜNDE ÖNEMLİ KURULUŞLAR YERİ KURULUŞUN ADI ÜRÜNLERİ KAPASİTESİ Eti Elektrometalurji A.Ş. Antalya Düşük Karbonlu ( D.K.) Ferrokrom 11.500 ton/yıl Ferrosilisyum 5.000 ton/yıl 7.300 ton/yıl Silikoferrokrom 2. Eti Elektrometalurji A.Ş. Elazığ TOPLAM Kaynak: Eti Holding A.Ş. JTüksek Karbonlu ( Y.K.) Ferrokrom Ferrokrom + Silikoferrokrom 150.000 ton/yıl 173.800 ton/yıl 1 İ (SEKİL 5-KROMİT ÜRETİCİSİ BAZI ÜLKELERDE PASLANMAZ ÇELİK l ÜRETİM DEĞİŞİMİ l i 1800 ıS - 1600 1400 800 600 400 200 1 1 BİNTO 1000 1 1 1 i 1200 1 0 \ «S O\ OO f) O\ ^ O\ OO OO 1 1 1 90 tğğt 4Hlm|llllJ w | • Brezilya I T 1 30 9\ OO VS OO WA OO ^^ OO ON G\ ^P\ il Finlandiya 1 kapasiteye ulaşılmasıyla birlikte, dünya ferrokrom üretiminde yaklaşık yüzde 4'lük bir paya sahip olacaktır. Son 20 yıl içerisinde Dünyada ferrokrom endüstrisinde, yukarıda anılan değişikliklerin yanı sıra, tüketilen ferrokrom türünde de değişiklik gözlenmiştir. Bu dönemde Y.K. Ferrokrom tüketimi hızlı bir şekilde artmıştır. Bu artışın ardında yatan temel neden, paslanmaz çelik üretim teknolojisindeki gelişmelerdir. Bu dönem içerisinde özellikle çelik üretiminde, argon-oksijen-dekarbürizasyon (AOD), ASEA (prosesi geliştiren firma ismi) ve benzeri proseslerin kullanımı yaygınlaşmıştır. 1970'li yıllarda batı dünyasında en büyük iki tüketici ülke ABD ve Japonya, aynı zamanda dünya ferrokrom ON Q*\ ON V\ ON • Hindistan 1 1 9S ^^ *J"> ON ^^ı ON ^^ı ON ^T\ D G.Afrika 1 1 üretiminin yaklaşık % 45'ini gerçekleştirmekte iken, bugün üretimdeki payları % 5'in altına düşmüştür. Aynı dönemde başta G. Afrika Cumhuriyeti olmak üzere, gelişmekte olan ülkeler grubunda yer alan kromit üreticisi ülkelerin üretimi hızla artmıştır. Gelişmiş ülkelerin Dünya ferrokrom üretimlerindeki toplam paylan sürekli azalmasına rağmen, paslanmaz çelik üretim artışı yönünde yatırımları devam etmektedir. ( Şekil 5 ) 6 Ülkemizin kromit cevherleri kaliteli ve yüksek tenörlüdür. FERROKROM 7 : VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı 6 T. Çamlıdere, " Kromit, Ferrokrom, İnsan Kaynaklan ve Paslanmaz Çelik, ETİ KROM A.Ş. Darboğaz Raporu" Eti holding A.Ş., Nisan 1999 7 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Ferroalaşımlar Özel İhtisas Komisyonu Raporu 20 döneminde Eti Holding A.Ş.'nin ferrokrom üretim kapasitesi 60.000 ton/yıl'dan 161.500 ton/yil'a silikoferrokrom kapasitesi 7.300 ton/yıl'a çıkartılmıştır. Düşük Karbonlu ferrokrom üretiminde ortalama kapasite kullanım oranı ( KKO ) yüzde 90, Yüksek karbonlu ferrokrom üretiminde ise ortalama KKO yüzde 70 olarak gerçekleşmiştir. ( Tablo 6 ) Hem insanlarımızın öğrenmesi bakımından, hem 8 memleketimizin ihtiyacının karşılanması bakımından. 10. PASLANMAZ ÇELİK ÜRETMEK İÇİN NE KADAR BİR YATIRIM GEREKLİDİR? Türkiye'nin paslanmaz çelik tüketimi kişi başına 1,5 kilogram olarak varsayıldığında yurt içi paslanmaz çelik tüketimi yaklaşık 100.000 ton olarak kabul edilebilir. Bu rakama yurt dışı talep için 50.000 ton eklendiğinde 150.000 tonluk yıllık paslanmaz çelik tesisi kapasitesi başlangıç için makul görünmektedir. Bu kapasitede bir paslanmaz çelik tesisi mevcut kromit rezervlerimizi ve ferrokrom üretim tesislerimizi atıl kalmaktan kurtararak katma değeri yüksek ürünler üretme olanağı sağlayacaktır. Ferrokrom üretim kapasitesinin Türkiye'de paslanmaz çelik döküm üretiminin çok düşük olması sebebiyle iç tüketimi çok kısıtlıdır. Bu yüzden mevcut üretim kapasitesi esas olarak ihracata yöneliktir. Ferrokrom ürünlerinde ülkemizin en önemli ihraç pazarları. ABD, AB Ülkeleri ve Japonya'dır. Ancak ETİ Elektrometalurji A.Ş., Elazığ Ferrokrom Tesisleri mevcut ferrokrom stoklarının artması nedeniyle geçen yıl üretimini durdurmuş ve özelleştime sürecine sokulmuştur. Yükselen stoklar ve özelleştirme süreci tesislerimizin zarar görmesine sebep olacaktır. Kaliteli ve yüksek tenörlü Kromit rezervlerimiz ve Ferrokrom üretimi, ülkemiz, demir çelik ve paslanmaz çelik sanayimiz için bir fırsattır. Ülkemizde Paslanmaz Çelik üretimi mevcut Entegre Tesislerinde ya da Yarı Entegre Tesislerinde ( Ark Ocakları ) gerçekleştirebilir. Bu tesislerde, bulunması zor ve pahalı olan paslanmaz çelik hurdası yerine entegre tesislerinde üretilen sıvı çelik ya da çelik hurdası kullanılabilir. Argon Oksijen Karbon Giderme kabında sıvı metalin karbonu azaltıldıktan sonra ferrokrom ve ferronikel ve diğer alaşım elementleri eklenerek paslanmaz çelik üretilebilir. Böyle bir paslanmaz çelik tesisi için gerekli yatırım tutarı, Argon Oksijen Karbon Giderici, sürekli döküm tesisi, haddehane, ısıl işlem, asitle temizleme ve malzeme kontrol ünitelerinden oluşacaktır. Ayrıca paslanmaz çelik üretiminde kullanılan ferroalaşımların her geçen sene üretimlerinin artması da göz önünde bulundurularak, paslanmaz çelik tesisinin kurulması konusunda çalışmalar yapılması da önem arz etmektedir. ( 8. Plan Demir Çelik ÖİK Raporu s. 209 ) 9. de TÜRKİYE'DE PASLANMAZ ÇELİK ÜRETMEK İÇİN ÖNCEKİ YILLARDA YAPILAN ÇALIŞMALAR Gerekli olan bu ünitelerin bazıları mevcut tesislerimizde zaten vardır ve mevcutların paslanmaz çelik üretimine uyarlanmaları gerekecektir. Böyle bir Paslanmaz Çelik Tesisi için gerekli yatırım tutarı yeni bir paslanmaz çelik tesisinin tutarıyla kıyaslandığında yeni tesis tutarının % 2030'u gibi bir yatırım tutarının yeterli olacağı tahmin edilmektedir. TMMOB Metalürji Mühendisleri Odasında 1998 yılında yapılan "Türk Demir Çelik Sektörünün Dünü ve Bugünü" konulu söyleşisinde Selahattin ŞANBAŞOGLU anlatıyor; 11. TÜRKİYE'DE PASLANMAZ ÇELİK ÜRETİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ İthalatımıza baktığımızda paslanmaz çelik ve trafo saçları ithalatının son derece mühim bir yekun tuttuğu söyleniyor. 1972 senesinde Makina Kimya Endüstrisi Kurumu, Aliağa'da bir çelikhane kurmayı mevzubahis etmişti. Ben de o planlamadaydım ve bunun paslanmaz çelik ve trafo saçları olması gerektiğine karar vermiştik ve yabancı bir mütehassıs bu işi bilen bir insan da bulmuştuk. Aradan bir zaman geçti, oraya hassas döküm fabrikası kuruldu. Türkiye'de Demir Çelik Sektörü ve Paslanmaz Çelik Üretimi değerlendirilmeye çalışılarak, paslanmaz çelik üretimi konusunda ülkemizin güçlü ve zayıf yönleri, fırsat ve tehditleri Tablo 7.'de sunulmuştur. Bu tablodan da görüldüğü gibi ülkemizin güçlü yönleri ve paslanmaz çelik üretiminin yaratacağı olanaklar; istihdam ve ekonomik faydalar oldukça fazladır. "Niye?" diye sordum. Dediler ki: Biz gezdik Avrupa'yı bu gibi tesisler 2 milyon tondan aşağı olmuyor. 2 milyon tona maddi gücümüz yetmez, o yüzden vazgeçtik." Benim kanaatimce 50-60 bin tonluk paslanmaz çelik sac imali tesisi mükemmel randımanlı bir şey olabilirdi. Ve bu ihtiyaç Türkiye'de yerli olarak karşılanabilirdi. Doğru yahut yanlış fakat bence kurulması isabetli bir şey olurdu. Mevcut demir çelik tesisleri esnek bir biçimde dönüştürülerek gerçekleştirilecek Paslanmaz Çelik üretimiyle demir çelik sektörümüze rekabet gücü kazandırılacak, mevcut istihdam korunacak ve ek istihdam yaratılmış olacaktır. 8 Paydossuz Bir Yaşam, Selahaddin ŞANBAŞOGLU, Türk Demir Çelik Sektörünün Dünü ve Bugünü, TMMOB Metalürji Mühendisleri Odası, 1998, s.93. 21 Tablo 7. Türkiye'de Demir Çelik Sektörü ve Paslanmaz Çelik Üretiminin Değerlendirilmesi Türkiye'nin Güçlü Yönleri Demir Çelik sektörü Türkiye için stratejik sektördür Demir Çelik üretiminde birikim ve deneyim sahibidir Uluslar arası standartlarda üretim yapmaktadır Türkiye dünyada Demir Çelik üretiminde 13. Sırada, demir çelik ihracatında 9. Sırada yer almaktadır Paslanmaz Çeliği mevcut demir çelik tesislerinde üretebileceği yatırımının az finansman gerektirmesi Türkiye'nin Zayıf Yönleri Düşük alaşımlı çelik üretimi Paslanmaz Çelik yatırımının finansmanı Mevcut Nikel rezervlerinin tenörlerinin düşük oluşu Ferronikel ihtiyacının dışardan karşılanması Türkiye'nin Fırsatları Kaliteli, yüksek tenörlü kromit rezevleri ve ferrokrom üretimi Paslanmaz Çelik teknolojisini öğrenmek Mevcut tesislerinde katma değeri yüksek ürünler üretmek Gençlere yeni istihdam olanakları yaratmak Paslanmaz Çelik ihtiyacını karşılamak Paslanmaz Çelik ihracatı yapmak Dış ödemeler dengesini iyileştirmek Dünya Demir Çelik sektöründe etkinliğini artırmak, rekabet üstünlüğü sağlamak Geleceği güvence altına almak Türkiye'ye Yönelik Tehditler Enerji fiyatlarındaki yükselişler Dünyada demir çelik sektöründeki gruplaşma 12. SONUÇ Anadolu'da, M.Ö. 1700-1200 yıllarında, özgür ve parlak bir uygarlık kuran Etiler ( Hititler ) dünyanın ilk metalurjistleri ve gönül uygarlığının ilk temsilcileridir. Anadolu'da Orta Tunç Çağın en büyük teknolojik aşaması, çömlekçi çarkının icat edilmesidir. Bu buluş, dünyada sanayileşmenin atılımının ilk adımıdır. Çömlekler artık makine ile üretiliyordu. 9( M.Ö. 2250-2000 ) Hitit Uygarlığı'nı Yakındoğu'daki komşularından ayıran en önemli özelliği, insan haklarına duyulan saygıda belirgin olmaktadır. Hititler insan yaşamına ve kişilik haklarına büyük önem veriyordu. Onur kırıcı cezalar, Asur kanunlarında görülen acımasız yargılar Hitit hukukuna yabancı idi. Nitekim bunun gibi işkencelerin yapılmış olduğunu gösteren tasvirlere Hitit sanatında rastlanmamaktadır. Kölelerin bile hakları güvence altında idi. 12 Evlerde kullanılan eşya arasında en önemli yeri olağanüstü form zenginliği ve çeşitlilik gösteren seramik kaplar alıyordu. Bunlar arasında gaga ağızlı testiler, hayvan biçimli içki kapları, tek ya da iki kulplu yonca ağızlı vazolar ( kantaroslar), gövdeleri halka biçiminde gayet zarif libasyon kapları, matara biçimli vazolar,ve diğer bir çok örnek, o çağların seramik ustalarının zerafet anlayışlarını ve üstün becerilerini sergilemektedir. Yine evlerde bulunmuş yün eğirmeye mahsus ağırşaklar ile dokuma tezgahı ağırlıkları gelişmiş bir tekstil endüstrisinin varlığını kanıtlamaktadır. Çoğu tunç ( bronz ) olan çeşitli madeni aletler ( bıçaklar, oraklar, keskiler ve baltalar ) metal endüstrisinin ulaştığı düzeyi göstermektedir.10 Hitit Uygarlığı'nın en ilginç özelliklerinden biri de Mezopotamya'da erkeklerin baskısı altında yaşayan kadının Hitit ülkesinde sahip olduğu saygınlıkta görülmektedir. Kraliçelerin nerede ise krallar kadar haklara sahip olmalarından anlıyoruz ki Hititlerde erkek ve kadın eşdeğerde idi. B Onların demir madeni filizinin redüksiyonunu yapmak gibi bazı becerileri olduğunu ve aralarında yetenekli demircilerin olduğunu düşünebiliriz. Belki de önceleri uzmanlaşmış bir metalürji endüstrisini geliştirmişlerdi. Saya geldiğimiz özellikleriyle Hititler Eskiçağ tarihinde seçkin bir yer alırlar. Onlar akılcı ve gerçekçi tutumları ile, dilleri ve dinleri birbirlerinden ayrı düzinelerce yerli halkla birlikte ulusal kimliklerini yitirmeden, yarım bin yıl süresince güçlü bir devlet ve özgür bir uygarlık olarak yaşadılar. Hititlerin Onlar ayrıca çelik üretimi de yaptılar.11 9 Anadolu Kültür Tarihi, Ekrem AKURGAL-Tübitak Popüler Bilim Kitapları 67,1998, 12. Sayfa 10 Hitit Çağında Anadolu, Sedat ALP-Tubitak Popüler Bilim Kitapları 140, 2000, 47. Sayfa " Arkeolojik Belgelere göre Hititler'de Demir, Eric Jean. Çev. Nuray Yıldız. 6. sayfa 12 Anadolu Kültür Tarihi, Ekrem AKURGAL-Tübitak Popüler Bilim Kitapları 67,1998, 115. Sayfa 13 Anadolu Kültür Tarihi, Ekrem AKURGAL-Tübitak Popüler Bilim Kitapları 67,1998, 116. Sayfa 22 en çarpıcı özelliklerinden biri, insan haklarına saygılı bir devlet kurmuş olmalarıdır. 13. KAYNAKLAR 1) İnsan haklarına saygı, eşitlik ve özgürlükle karılan bir potada, demir madeni filizinden kömürle indirgenerek; dünyada ilk kez demir ve çelik Anadolu'da., üzerinde yaşadığımız bu topraklarda, gönül uygarlığının ilk temsilcileri tarafından üretildi ve işlendi. Türkiye'de paslanmaz çelik üretimi; ülke ekonomisinin büyütülmesi, geliştirilmesi demir çelik sanayimize rekabet üstünlüğü kazandırılması, gençlerimize yeni istihdam olanakları yaratılması ve geleceğin güvence altına alınması, yükselen refah ve aydınlık yarınlar vaat eden kritik bir teknolojidir. 2) 3) 4) 5) Ülkemizde paslanmaz çelik üretimi projesi bu bakımdan öncelikli bir proje olma özelliğine sahiptir. Bu proje, ülke insanımıza ve sanayimize önemli bazı fırsatlar sunmaktadır. Türkiye'de paslanmaz çelik üretimi konusu, 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Ferroalaşımlar Özel İhtisas Komisyonu Raporu'nda yer almaktadır. 6) 7) 8) Ancak ETİ KROM A.Ş. Elazığ Ferrokrom Tesisleri mevcut ferrokrom stoklarının artması nedeniyle geçen yıl üretimini durdurmuş ve özelleştime sürecine sokulmuştur. Yükselen stoklar ve Özelleştirme süreci tesislerimizin zarar görmesine sebep olacaktır. Kaliteli ve yüksek tenörlü Kromit rezervlerimiz ve Ferrokrom üretimi, ülkemiz, demir çelik ve paslanmaz çelik sanayimiz için bir fırsattır. Bu bildiri, paslanmaz çelik üretimi için sektörümüzde ortak bir fikir oluşmasına yardımcı olmak ve insanımıza önemli fırsatlar sunan bu projenin gerçekleştirilmesine katkı koymak amacıyla hazırlanmıştır. Bu sunuşun sunarım. bu amaçlara ulaşmasını 9) 10) 11) 12) 13) diler, saygılarımı 23 TÜBA-TÜBİTAK-TTGV BİLİM -Teknoloji -Sanayi Tartışmaları Platformu, İleri Malzemeler BilimTeknoloji-Sanayi Politikaları Çalışma Grubu, Ocak 96, 24. Sayfa ISSF-International Stainless Steel Forum (Uluslararası Paslanmaz Çelik Forumu) What is stainless steel?, www.wordstainless.org T. Çamlıdere, " Kromit, Ferrokrom, İnsan Kaynaklan ve Paslanmaz Çelik, ETİ KROM A.Ş. Darboğaz Raporu" Eti Holding A.Ş., Nisan 1999 ISSF-International Stainless Steel Forum (Uluslararası Paslanmaz Çelik Forumu) What is stainless steel?, www.wordstainless.org Word Steel in Figuresjnternational Iron and Steel Institute, 2003, www.wordsteel.org 1 T. Çamlıdere, " Kromit, Ferrokrom, İnsan Kaynakları ve Paslanmaz Çelik, ETİ KROM A.Ş. Darboğaz Raporu" Eti holding A.Ş., Nisan 1999 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Ferroalaşımlar Özel İhtisas Komisyonu Raporu Paydossuz Bir Yaşam, Selahaddin ŞANBAŞOĞLU, Türk Demir Çelik Sektörünün Dünü ve Bugünü, TMMOB Metalürji Mühendisleri Odası, 1998, s.93. Anadolu Kültür Tarihi, Ekrem AKURGAL-TUbitak Popüler Bilim Kitapları 67,1998, 115. Sayfa Hitit Çağında Anadolu, Sedat ALP-Tübitak Popüler Bilim Kitapları 140, 2000, 47. Sayfa Arkeolojik Belgelere göre Hititler'de Demir, Eric Jean. Çev. Nuray Yıldız. 6. sayfa Anadolu Kültür Tarihi, Ekrem AKURGAL-Tübitak Popüler Bilim Kitapları 67,1998,115. Sayfa Anadolu Kültür Tarihi, Ekrem AKURGAL-Tübitak Popüler Bilim Kitapları 67,1998, 116. Sayfa II. DEMİR-ÇELİK SEMPOZYUM BİLDİRİLERİ / 02 tmmob makina mühendisleri odası M 00 00 "Kaizen Yaklaşımı" Erdem AYAN A.Tansel KARAKERİMOGLU Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş. 25 KAİZEN YAKLAŞIMI A. Tansel KARAKERİMOĞLU', Erdem AYAN2 'ERDEMİR 67330 Kdz.Ereğli /Zonguldak Tel: (372) 329 5745 E-posta: [email protected] 2 ERDEMİR 67330 Kdz.Ereğli /Zonguldak Tel: (372) 329 5909 E-posta: [email protected] Özet: Küreselleşmenin sonucu olarak rekabetin arttığı, müşteri isteklerinin daha da önem kazandığı günümüzde yönetim sistemi olarak Toplam Kalite Yönetimi'ni uygulayan işletmeler rakiplerine karşı avantaj sağlamış ve bu acımasız rekabet koşullarında ayakta kalabilmiştir. Sürekli değişen piyasa koşullarında değişim de kaçınılmazdır. Bu sebeple TKY' nin en önemli unsurundan biri olan sürekli ilerleme, şirkette yer alan herkesin katılımıyla standartlaştırılmış ürünlerin, uygulamaların, sistemlerin, tüm süreçlerin daha iyi seviyelere sistematik ve sürekli olarak yükseltilmesi olarak ortaya çıkmaktadır. Japonlar bu yaklaşıma "KAİZEN yaklaşımı" adını vermişler ve herkesin katılımı ile sağlanan, küçük, sık adımlarla gelişme olarak tanımlamışlardır. Kaizen; yöneticilerden işçilere işletmedeki her kademedeki çalışanı içeren bir yaklaşımdır. Teknolojik gelişmeler seçkinler zümresi olarak nitelendirilebilecek donanımlı insanların tekelinde olmasına karşın, Kaizen yaklaşımı çalışanların tümünü kapsamakta ve herhangi bir özel yeteneğe veya bilgiye dayanmamaktadır. Bu yaklaşım işletmelerde genel olarak Öneri Sistemi ve Takım Çalışmaları ile uygulama alanı bulmuştur. Bu sistemlerden ilki, çalışma ikliminde motivasyon, iletişim, atıl kalan düşünce ve bilgi birikimini harekete geçiren, insanların çevrelerini sorgulamasını sağlayan bir araçtır. İkincisi ise kendi deneyimlerine dayanarak, işin kalitesinin yükseltilmesi ve iyileştirilmeye açık alanların düzeltilmesi yönünde, çalışanların yaratıcılık becerisinden yararlanılmasını içeren bir araçtır. Anahtar Kelimeler : Toplam Kalite Yönetimi, Rekabet Gücü, Kaizen, Yenilik, Öneri Sistemi, Kalite Çemberleri 1. GİRİŞ Küreselleşmenin getirdiği ezici rekabet koşullan entelektüel sermayenin öneminin daha da artmasına sebep olmuştur. Kendisini sadece mevcudu korumaya ve kapasitesi dahilinde kitle üretime odaklanmış işletmeler pazar koşullarına uyum göstermede sorunlar yaşamaktadırlar. Klasik yönetim anlayışının insan faktörüne bakışı çalışanların yalnızca makinenin verimini artıran adeta makinenin bir uzvu olduğudur. Bu anlayışta çalışanların zihinsel potansiyelleri ve psikolojik durumu göz ardı edilmiştir. Geçen yüzyılın son çeyreğinde yaşanan hızlı değişim dünyayı büyük bir ortak pazar haline getirmiştir. Dünyanın herhangi bir yerindeki bir şirket başka bir şirketin pazarına rahatça ulaşma fırsatını yakalamıştır. Bu noktada rekabet üstünlüğü sağlayacak değişik stratejilerin geliştirilmesi zorunluluğu belirmiştir. Teknolojik atılım artık eskiden olduğu kadar uzun süreli rekabet üstünlüğü sağlamamaktadır. Çünkü taklit edilip ve hatta geliştirilerek herkes tarafından kullanılabilmektedir. Bir ürünün piyasaya sunulduktan sonraki sönümlenme evresi çok kısalmıştır. Çünkü müşteri beklentileri ve istekleri sürekli değişmektedir. Bu açıdan hız ve uyum gücü belirleyici faktörlerdir. İşte bu noktada bir işi en iyi yapan bilir prensibi doğrultusunda çalışanların yaptıkları işte karar süreçlerine katılmaları gerekir. Bu gereklilik kültürel dönüşü ifade etmektedir. Toplam Kalite Yönetimi bu dönüşümü sağlayacak önemli araçlardan biridir. Bir şirketin insan potansiyelini etkin ve verimli kullanması için TKY fırsatlar sunmaktadır. Durağan olmamak, mevcut ile yetinmemek, sürekli gelişim fırsatlarını aramak ilkelerine dayanan Kaizen, çalışanların kendilerini göstermelerini, iş yapış şekillerini sorgulamalarını ve bunun akabinde şirket çapında uyum sağlayıp, stratejik hedeflere yönelmeyi getirecek en önemli enstrümandır. Bu açıdan sadece sorun odaklı değil teşhis ve önlemeye dayanan proaktif bir çalışan kitlesi oluşturacaktır. Geçmişte kalmayan geleceğe bakan ve vizyon sahibi çalışanlar taklit edilme imkanı olmayan büyük bir rekabet kaynağı olarak ortaya çıkar. Kaizen' de esas olan sinerjidir. 27 Bunun yakalanması için Kalite Çemberleri ve Öneri Sistemleri'nin aktif bir şekilde kullanılması ve bütün kademelere yayılması anahtar faktörler arasındadır. standartlarına dayalı anlayış, sistemin sorgulanmasında ve geliştirilmesinde aksaklıklara neden olmaktadır. Teknolojik gelişim sürdüğü sürece rekabet gücünde üstünlük yaratmış, fakat sürekli değişen pazar ve rekabet koşulları, yüksek maliyetli bu çeşit yatırımların yapılmasını riskli hale getirmiştir. Japonlar, bu açmazı sürekli iyileştirme kavramı ile aşmışlardır. Bu sayede, değişen koşullara uyum yeteneği ve yüksek esneklik kazanmışlardır. Bunların sonucu olarak rekabette bir adım öne çıkmışlardır. 2. KAİZEN KAVRAMI Değişim, yaşam döngüsünde kaçınılmaz bir olgudur. Termodinamikte önemli bir kavram olan entropi ile açıklanabileceği gibi bütün sistemlerde çöküş yaşanır. Bu noktada değişimin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Kendisini değiştiremeyenler kaçınılmaz olarak başarısızlığa sürükleneceklerdir. Değişimin farklı türleri vardır. Bunlar Kademeli ve ani değişimdir. Bu açıdan değişimin temel kavramlarından biri olan sürekli iyileştirme , bilinen adı ile Kaizen bir fırsat olarak belirmektedir. Kaizen' in bir özelliği de ürün ve hizmetle sınırlı olmayıp sistemin bütününün kalitesi dolayısıyla tüm çalışanların kalitesi ile ilgili olduğudur. Sistem ve elemanlar kalite odaklı ise diğer tüm faaliyetlerin de kaliteli olacağı açıktır. Kaizen, Japonca "Kai: Değişim" ve "Zen: İyi, daha iyi" kelimelerinden oluşup geliştirme, iyileştirme ve özellikle de "sürekli gelişme" anlamlarında kullanılmaktadır. Kaizen yöneticilerden işçilere herkesin sorumluluğundadır. Yalnızca bir zümreye, gruba mal edilemez. Kaizen bir bakıma bir kültür ve dünyayı algılayış biçimi olarak tanımlanabilir. Kaizen' in özünde iyileştirme yatar. Kaizen kavramı, unvanı ve konumu ne olursa olsun herkesin yaptığı işlerde iyileştirmeye açık alanların olduğunu kabul etmesi ve bunları geliştirme çabasıdır. Toplam Kalite Yönetimi Anlayışı Tüm Çalışanların Katılımı Kaizen (Sürekli İyileştirme) Planlı Sistematik Yaklaşım + Kapsamlı Yaygın Faaliyetler 1 2.1 Kaizen Değerleri Kaizen, Japonlara özgü çok sayıda uygulamayı bir araya getiren şemsiye kavramı olarak ele alınabilir. Kaizen yaklaşımının şemsiye elemanları aşağıdaki gibidir. Hataların Önlenmesi + Yüksek Verimlilik • Müşteri yönetimi • Toplam Kalite Kontrol • Robot Kullanımı • Kalite Çemberleri • Öneri Sistemi • Otomasyon • İşyerinde Disiplin • Toplam Verimli Bakım • Kanban • Kalite İyileştirmesi • Tam Zamanında Üretim • Sıfır Hata • İşçi Yönetim İşbirliği • Verimlilik İyileştirme • Yeni Ürün Geliştirme Ürün, Pazar Çeşitlenmesi Tasarım, üretim prosesleri, satış, sevkıyat vb. konularda kullanım fırsatlarını sunan bu uygulamalar, şirketlere kalite, maliyet ve hız gibi alanlarda ve bunun sonucu olarak rekabette üstünlük sağlamaktadır. Batıda uzun süre hakim olan yönetim anlayışında teknolojik gelişim ve sonrasında oluşturulan prosedürlere, kalite ve iş + Eğitim 1 Yüksek Kalite + Düşük Maliyet 1 Yüksek Rekabet Gücü Şekil 1. Yüksek Rekabet Gücüne Ulaşım Toplam Kalite Yönetimi ve Şirket Çapında Kalite Kontrol kavramları Japon şirketlerinin prosese öncelik veren bir düşünce tarzı oluşturmasına ve organizasyon hiyerarşisinin her düzeyindekilerin katılımıyla sürekli iyileştirmeyi sağlayan stratejiler geliştirmesine yardımcı olmuştur. Kaizen stratejisinin verdiği mesaj, şirketin herhangi bir biriminde herhangi bir gelişmenin olmadığı tek bir gün bile geçirilmemesi gerektiğidir. 2.2 Kaizen'in Başlangıç Koşullan Kaizen' i gerçekleştirmek için üç temel koşulu sağlamak gerekir: 28 > Mevcut durumu yetersiz bulmak > Bir sistem kusursuz bir şekilde çalışıyor olsa da, iyileştirmeye açık alanlar mutlaka bulunacaktır. Ayrıca, bilim ve teknolojideki gelişmeler ile müşteri beklentileri, her gün "verimlilik" ve "kalite" ölçütlerini ileriye taşımaktadır. > Kaizen yaklaşımının yapı taşlarından biri insan kaynağı potansiyelinin kullanılmasıdır. Bu sebeple her çalışanın sürekli iyileştirme faaliyetlerine dahil edilmesi yönünde çaba gösterilmelidir. > Problem çözme tekniklerini yaygın biçimde kullanmak İşletmelerde karşılaşılan problemlerin % 90'ını çözmek için basit istatistik ve karar verme teknikleri yeterli olmaktadır. 3. KAİZEN VE ORGANİZASYONDAKİ ROLLER Bütün hiyerarşilerde bulunanlar Kaizen' in bir parçasıdır ve sürekli iyileştirme yaklaşımı ile sistemi sorgularlar. Kaizen' e katılımda hiyerarşi aşağıdaki gibidir. 3.1 Üst Yönetim > > > > > Kaizen'i bir şirket stratejisi olarak başlatma kararlılığındadır. Kaynak sağlayarak Kaizen' e destek ve yön verir. Kaizen için politikayı ve fonksiyonlar arası hedefleri oluşturur. Kaizen hedeflerine ulaşmak için politika yayılımı ve denetlemeleri gerçekleştirir. Kaizen' e yönelik sistemler, işlemler ve yapılar kurar. 3.2 Orta Kademe Yönetimi > > > > > > > Kaizen hedeflerini üst yönetim tarafından belirlenen politika ve stratejileri fonksiyonlar arası faaliyetler ile yayar ve yürütür. Fonksiyonel faaliyetlerde Kaizen'i kullanır. Standartları oluşturur, korur ve iyileştirir. Eğitim programları ile çalışanlara Kaizen bilinci aşılar. Çalışanlara yetenekleri ve problem çözme araçlarını geliştirmede yardım eder. Fonksiyonel rollerde Kaizen' i kullanır Kaizen için planlar hazırlar ve işçilere rehberlik eder. Çalışanlarla iletişimi güçlendirir ve yüksek moral sağlar. Kalite Çemberleri çalışmalarına ve Öneri Sistemi'ne destek verir. 29 Öneri Sistemi ve Kalite Çemberleri ile Kaizen'e katılır. Sistemin geliştirilmesi için geri beslemelerde bulunur. İşyeri sistematik ve standartlarına uyar. Eğitim faaliyetleri ile problem çözebilme yetenek ve tecrübesini sürekli geliştirir. 4. KAİZEN ve TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ KAPSAMI Japonların geçen yüzyılın son çeyreğinde gösterdiği atılımın temelinde değişime olan duyarlılıkları yatmaktadır. Bunun sağlamasında Toplam Kalite Yönetimi uygulamalarının öne çıktığı görülmektedir. Toplam Kalite Yönetimi'nin temel unsurları, organizasyondaki iletişimin artırılması ve kültürel dönüşümdür. Şirket kültürü olarak TKY anlayışı benimsenmelidir. Kültürel uyum Kaizen çalışmalarında kritik başarı faktörünü oluşturmaktadır. TKY insan bazlı bir yaklaşımdır. Çalışanların kararlara katılımı esastır. Bu da günümüz rekabet gücünün en önemli unsurları olan hız ve esnekliği oluşturan sürekli iyileştirme faaliyetlerinin öne çıkmasını sağlanmıştır. Kaizen' in şirket çapında benimsenmesi ve yaygınlaştırılması için yapılacaklar aşağıda sıralanmıştır. > > > > > > 3.3 Amirler > y > 3.4 İşçiler > y > İnsan faktörünü geliştirmek İşlerin belirli bir sistematik ve standartta yürütülmesini temin eder. > > Organizasyondaki iyileştirilmeye açık alanların belirlenmesi ve çözümü için sürekli çaba göstermek. Çalışanların eğitim ve öğrenimine önem vermek. Çalışanlar arasında resmi olmayan liderler yetiştirmek. Kalite Çemberleri faaliyetlerini oluşturmak. Çalışanların Kaizen çalışmalarını desteklemek ve onurlandırmak. Çalışma ortamının çalışanların yaşam hedeflerini gerçekleştirebilecekleri yer olması için bilinçli gayret göstermek. Çalışma alanı ile sosyal yaşamı mümkün olduğu kadar bağdaştırmak. İletişim kanallarını şeffaf hale getirmek ve belli bir çalışma standardı yakalamak. Organizasyon kültüründe yaşanacak dönüşümler uzun ve sabırlı bir çabayı gerektirir. Kısa vadeli kar beklentisi ile kültürel değişimde yaşanacak zorlukların bağdaştırılması gerekir. Bu işe karar verenlerin önceliklerini iyi tespit etmeleri daha sonraki aşamalar için sağlam bir zemin oluşturulmasını sağlar. Klasik anlayışta hakim olan sorunu bul ve çöz yaklaşımından ziyade Kaizen, sorun olabilecek potansiyel alanların tespiti ve önlem alınmasını benimser. Bu açıdan bakıldığında proaktif bir tutum ve anlayışa sahip olduğu görülmektedir. 5. GELİŞİM YAKLAŞIMLARI İlerleme konusunda iki yaklaşım vardır. Kademeli ilerleme yaklaşımı (Kaizen) ve tek adımda ilerleme yaklaşımı (Yenilik). adım öne geçecektir. Aşağıda bu iki yaklaşımın nerelerde ve nasıl kullanılacağı, avantajları-dezavantajları irdelenmiştir. Ayrıca bu iki yaklaşımın farklılıklarının daha iyi anlaşılabilmesi için bir tablo düzenlenmiştir. 5.1 Kademeli İlerleme Yaklaşımı (Kaizen) > > > > > > y > > Zaman > Şekil 2. İdeal Yenilik Modeli Uzun süreli, uzun vadelidir fakat heyecan verici değildir. İlerlemeler küçük adımlarla gerçekleşir. Temposu sürekli ve düzenli gelişir. Değişim, kademeli ve süreklidir. Kurumdaki herkesin katılımıyla gerçekleşir. Kaizen yaklaşımı çoğulcu ve sistemsel bir yaklaşımdır. Tarzı koruma ve iyileştirme şeklindedir. Konvansiyel bilgi ve çağdaş düşünceler mevcuttur. Uygulama için küçük yatırımlar yapılır, korumaya dönük yoğun çaba sarf edilir. Kaizen yaklaşımı yavaş gelişen ekonomilerde avantajlı olmaktadır. 5.2 Tek Büyük Adımda İlerleme Yaklaşımı (Yenilik) Olması Beklenen Gelişmişlik Düzeyi y > > y > Gerçekte Olan Gelişmişlik Düzeyi > Zaman" > Şekil 3. Gerçek Yenilik Modeli > > Bir atılım ile gerçekleşen sıçramanın etkisinin korunması için sürekli iyileştirme (Kaizen) faaliyetleri ile desteklenmezse, erişilen yeni performans düzeyi düşecektir. Bunun için, bir yeniliğin doruk noktasına ulaşıldığında, ulaşılan düzey bir dizi Kaizen çalışması ile korunmalı ve iyileştirilmelidir. Kısa vadeli ve heyecan verici bir yaklaşımdır. İlerleme büyük adımlarla gerçekleşir. Tempo aralıklı ve gelişimi düzensizdir. Bu yaklaşımda değişim birdenbire ve geçicidir. Bu yaklaşımda katı bireysellik görülür, bireysel fikir ve çabalar vardır. Teknolojik atılımlar, yeni keşifler ve yeni teoriler önemlidir. Uygulama için büyük yatırımlar yapılır. Koruma yönünde az çaba harcanır. Kar amacına yönelik sonuçlar görülür. Bu yaklaşım hızla gelişen ekonomilere daha uygundur. 5.3. İlerleme Konusundaki Yaklaşım Farklılıkları Tablo 1. Yenilik ve Kaizen Yaklaşımı Farklılıkları YENİLİK KAİZEN Yenilik Yaratıcılık Uyarlama yeteneği Bireysellik Takım çalışması (sistem yaklaşımı) Genelleme yönelimli Uzmanlık yönelimli Büyük sıçramalara Ayrıntılara eğilimli eğilimli Teknolojiye dönük İnsana dönük Zaman • Bilgi:Kapalı, kişisel Şekil 4. Yenilik artı Kaizen Bilgi: Açık, paylaşılır Fonksiyonel uzmanlığa Fonksiyonlar arası faaliyet yönelim yönelimi Yeni teknoloji arayışı Var olan teknoloji iyileştirmeye yönelik Fonksiyonel organizasyon Fonksiyonlar arası faaliyet Değişimin iki unsuru olan Kaizen ve Yenilik yaklaşımları, farklı şartlar altında fakat nihai hedef olan rekabet üstünlüğünü sağlamaya odaklanmıştır. Bu sebeple iki yaklaşımın birbirlerine karşı üstünlükleri ve dezavantajları vardır. Esnekliğin ön plana çıktığı günümüzde her ikisini de etkin ve birbirini tamamlayacak şekilde kullanabilenler bir Sınırlı bilgi iletimi 30 Kapsamlı bilgi iletimi Kaizen yaklaşımı, şirketlerde genel olarak Öneri Sistemleri ve Kalite Çemberleri uygulamaları ile yürütülmektedir. Bu iki sistemin genel işleyiş prensipleri ve yararlan özet olarak aşağıda verilmiştir. Kalite Yönetimi'nin gerek şartından birinin oluşmasına imkan sağlar. > Çalışanların kullandıkları teknolojileri özümsemesini sağlar. 6. ÖNERİ SİSTEMİ Öneri Sistemi'nin başlangıç noktası, işçinin mevcut çalışma tarzını değiştirmeye ve iyileştirmeye yönelik olumlu bir yaklaşım geliştirmesidir. Çalışanlar önerileriyle Kaizen'e katılabilmekte ve işyerindeki standartların yükseltilmesi ve iyileştirmeye açık alanların belirlenmesinde aktif rol alabilmektedir. Öneri Sistemi aynı zamanda, çalışanların büyük kısmında var olan yararlı olma isteği ile öneri yaratma potansiyelini aktif hale getirerek, dinamik ve girişken çalışanların oluşmasına öncülük etmektedir. Bu da iş yeri verimliliğinin arttırılması ve Toplam Kalite Yönetimi'nin yerleştirilmesine katkı sağlamaktadır. 6.1 Öneri Sisteminin Yararları > Çalışanların büyük kısmında var olan yapma ve yararlı olma isteği potansiyelini harekete geçirir. Eğer insanlar önerilerin önlerinin açık olmadığı bir toplumda yaşıyorlarsa bu yolu yine de zorlarlar. Ama dikkate alınmayan, işlerlik kazanmayan önerilerin sayısı arttıkça çalışanlar içlerine kapanır, sistemi daha az sorgular hale gelirler. Diyalog ve iletişim azalır. Öneri sistemi çalışanların önerilerine olumlu veya olumsuz tepki verdiği için çalışanlar düşünmeye ve sorgulamaya kanalize olurlar. Bütün çalışanlar çalıştığı ve içinde bulunduğu sistemi sorgular duruma gelir. Yaratıcı düşünce harekete geçirilmiş olur. Sonuçta çalışanların tümü sisteme faydalı, düşünen birer birey haline gelir. > 7. KALİTE ÇEMBERLERİ Kalite ve buna ilişkin sorunları problem çözme tekniklerini kullanarak belirlemek, analiz etmek ve çözmek amacıyla gönüllü ve düzenli olarak bir araya gelen iş gören grubuna Kalite Çemberi adı verilmektedir. Kalite Çemberi aynı işi yapan veya aynı işyerinde çalışan 6-8 kişiden oluşur. Çemberler çalışma saatleri içerisinde veya mesai bitiminde toplanırlar. Kalite Çemberleri'nde süreklilik esastır. Çember bir konuyu çözdükten sonra başka bir konu belirler. Konuyu tamamladıktan sonra ise çözümleri anlatan bir sunuş yaparak yönetimi bilgilendirirler. 7.1 Kalite Çemberleri'nin Yararları 7.1.1 Kalite Çemberleri'nin Kuruluşa Yararları > > > > > > > Çalışanların önermesini öğrenmelerini sağlar. Öneri sistemi aynı zamanda önerilerin geçerliliği konusunda bir geri besleme faaliyeti de içerdiği için; çalışanlar ne kadar olgun önerilerde bulunduklarını kendilerini sorgulayıp, test ederek görebilirler. Zamanla çalışanlar düşündüklerini ifade edebilme yetenekleri gelişir ve işlerliği daha yüksek öneriler vermeye başlarlar. > Öneri sistemi, sahip olunan teknolojiler üzerinde irili ufaklı değişikler ve iyileştirmeler yapmaya imkan tanıyıp çalışanların teknolojiyle bütünleşmesini sağlayarak teknolojilerin özümsenmesine katkıda bulunur. > Uzun süredir bilinen fakat çözüm getirilememiş veya fark edilememiş sorunların çözümü. Çalışanlar ve üniteler arası işbirliğinde artış. Çalışanların şirket sorunlarına karşı ilgisinin artması. Ürün kalitesinde ve iş yapma usullerinde gelişme. Çalışan ve yönetim arasında daha iyi ilişkiler kurulması. Sorumluluk duygusunun gelişmesi. Yeni teknolojilerin yerleştirilmesi, yeni üretim alanlarının çalışanlar tarafından daha istekli benimsenmesi. Motivasyonun ve şirkete bağlılığın artması. 7.1.2 Kalite Çemberleri'nin Çalışanlara Yararları > > Çalışanlara kendilerini kanıtlama imkanı sağlar. Öneri sistemi; değerlendirme, hakemlik, işleyen sistemi ve itiraz gibi mekanizmalarıyla çalışanların kendilerini kanıtlamalarına fırsat vermektedir. > > > ^ Toplam Kalite Yönetimi'nin diğer fonksiyonlarının yerine getirilebilmesine imkan tanır. > Toplam Kalite Yönetimi faaliyetleri çok büyük oranda takım çalışması gerektirmektedir. Öneri Sistemi çalışanların daha kolay takım olmalarını sağlayan yapısıyla Toplam 31 Çalışanların düşüncelerini söyleyebilecekleri bir yapı oluşturur. Bilgiye ulaşma, değerlendirme ve analiz yetenekleri gelişir. Çalışanların bilgi ve becerilerini gösterebilmelerini sağlar. Çalışanlar arasında iletişim ve arkadaşlık duygusu gelişir. Doğrudan yönetim ile temas kurma ve kendilerini gösterme imkanı sağlar. Çalışanlara işleri ile ilgili kararlara katılma fırsatı verir. 8. SONUÇ Kaizen yaklaşımı şirketlerin rekabet güçlerini artırmak ve sürekli gelişimin sistematik olarak yürütülmesi için kullandıkları önemli bir araçtır. Teorik sistematiğinin yanında, hayata geçirilmesi ve uygulanmasının nispeten kolaylığı açısından işletmelerde yaygın olarak uygulanmaktadır. Mevcut durumu yeterli bulmak, mevcudu korumak, geleceği tasarlamamak Kaizen'in uygulanabilirliliğini önemli ölçüde azaltmaktadır. Şirket açısından getireceği maddi faydalar yanında çalışanların o şirketin bir parçası olduklarını hissetmelerini ve dolayısıyla manevi tatmini sağlar. Kaizen, uygulanmasının pratikliği bakımından hayatın her safhasında kullanılabilir. Bunu bir yaşam felsefesi olarak algılamak hem şirketlere hem de insanlara oldukça yararlı sonuçlar sağlayacaktır, 9. KAYNAKLAR [1] R. Cheser, "Kaizen Is More Than Continuous Improvement", Quality Progress , Nisan 1994 [2] S. Gözlü, "Endüstriyel Kalite Kontrolü", İ.T.Ü. Rektörlüğü, 1990 [3] M. İmai, "Japonya'nın Rekabetteki Başarısının Anahtarı: Kaizen", Brisa, Mart 1997 [4] t. Kavrakoğlu, "Toplam Kalite Yönetimi", KalDer Yayınları, Nisan 1994 [5] MESS Eğitim Vakfı, "Kalite Çemberleri Uygulama El Kitabı", 1994 32 II. DEMİR-ÇELİK SEMPOZYUM BİLDİRİLERİ / 03 tmmob makina mühendisleri odası 00 00 00 "Değer Bazlı Yönetim" Alper ÇELİK Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş. 33 DEĞER BAZLI YÖNETİM Alper ÇELİK Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları (ERDEMİR) T.A.Ş. 67330 Kdz.Ereğli/Zonguldak Tel: (372) 329 5118 E-posta:[email protected] Özet: Küresel ve teknolojik değişimler sistemleri insan odaklı olmaya; gücü, yetkiyi, sorumluluğu ve kontrolü az sayıdaki insandan, süreçlerden etkilenen herkes üzerine kaydırmaya zorluyor. Bu doğrultuda performansı geliştirme ve değişen rekabet koşullarına adapte olabilme çabasıyla ortaya çıkan yaklaşımlardan biri olan Değer Bazlı Yönetim (DBY). şirketlerin yönetim, hizmet veya üretim süreçlerinin tüm aşamalarında değer yaratmaya odaklanmayı ve işletmeyi bu değerler üzerine inşaa etmeyi hedefliyor. DBY klasik yukarıdan aşağıya yapılı organizasyonları reddeder ve yerine daha yalın, yatay, etkileşimli sistemleri destekler. DBY stratejik yönetim, iletişim ve ölçüm sistemleriyle geliştirilmiş bir sistemdir. Kar odaklı şirketlerde yalnızca tek bir amaç olabilir: Değerin, yani karın maksimize edilmesi. Finansal hedeflerini gerçekleştirebilmek için DBY iki önemli finansal performans kriterini ölçümler: Ekonomik Katma Değer (EVA) ve Piyasa Katma Değeri (MVA). Değerin maksimize edilmesi ancak MVA'nm maksimize edilmesiyle gerçeklenir. Bu amaçla yola koyulan G.Kore'li demir-çelik devi Posco; elektronik iş (e-iş) yoluyla süreçlerini iyileştirmiş ve müşterisine daha yaklaşmış, en güncel bilgi sistemlerini işletmesinde konuçlandırmış ve şirket genelinde kurumsal bir kültür yeleştirmiştir. Atılım Kaynakları Planlaması (ERP) ve Tedarik Zinciri Yönetimi (SCM) ile iç süreçlerini entegre etmiş; e-tedarik ve e-satış yoluyla iç ve dış süreçlerini eş zamanlı hale getirmiş ve şirket genelinde ağ tabanlı (Oracle) bir işletim sistemi kurmuştur (Posvvare). Değer Bazlı ve Dijital Yönetim sayesinde Posco, dünyadaki öncü konumunu devam ettirmiş ve şirket değerini milyonlarca dolar artırmıştır. Anahtar sözcükler: DBY, EVA, MVA, POSCO, e-iş, ERP, SCM 1. GİRİŞ performans ölçümleri kullanmaya çağırır. Tüm şirketler için geçerli olan ortak ve en öncelikli amaç; hissedarları (sermayedarları) için değer yaratmaktır. Bahsedilen değer, hissedarlar tarafından sahip olunan şirketler için ancak kar ile ve bu karın yatırımcıya geri dönüşüyle (kar payı) ifade edilir. İşletmeden beklenen, en azından şirkete yatırım yapmış olanlara makul bir kar payı dönüşü sağlamasıdır. Değer Bazlı Yönetim (DBY) en basit ifadeyle, küresel piyasada en etkili şekilde rekabet edebilmek için değer, ciddiyet, saygınlık ve sorumluluğa dayanan, bunların her bir paydaşa-özellikle herbir çalışana, müşteriye ve tedarikçiye-hissettirilip aktarılmasını hedefleyen bir iş felsefesi ve yönetim sistemidir. Son yıllarda özellikle yazılım şirketleri ve danışmanlar tarafından, ölçüm ve yönetim araçları entegre sistemlerini tanımlamak amacıyla gündeme getirilmiş olan DBY, kusursuz yönetim yaklaşımlarını ölçümleyerek ve komünikasyonla bütünleştirerek kritik organizasyonel değişimler ve verimlilik artışları hedefler. Hizmet, üretim, kamu veya kar amaçlı olmayan tüm sektörlere uyarlanabilecek bir yönetim ve organizasyon felsefesi olan DBY'nin üretimde odağı, tedarik zinciri boyunca değer yaratma fırsatlarıdır. Bugün, çoğu şirket, modası geçmiş finansal yönetim sistemleri ile değer yaratma arayışlarını sonu gelmeyecek bir uğraşa çevirmişlerdir: Genellikle yanlış finansal odaklar, yanlış para politikaları, yanlış operasyonel hedefler ve yöneticilerin çoğu zaman yanlış değerlendirmeleri dolayısıyla ödüllendirilmeleri, şirketlerin değer yolunda yol almalarını güçleştirmekte, hatta imkansızlaştırmaktadır. Aslında DBY'nin arkasındaki düşünce basittir: Şirketin değeri, indirgenmiş gelecekteki nakit akışlarıyla (discounted future cash flow) belirlenir. Değer yalnızca, şirketler yatırımlarının toplam maliyetinden (sermayenin maliyeti de dahil olmak üzere) daha fazla geri dönüşüm sağladıklarında oluşur. DBY, 1960'ların planlama sistemlerinden çok farklıdır. Kesinlikle çalışmaya zorlayıcı bir sistem değildir. Organizasyonun her seviyesinde daha iyi kararlar alınmasına odaklanır. DBY farkındadır ki, özellikle çokişli büyük kurumlarda (multi-business corporations) yukarıdanaşağıya emir-kumanda yapıları başarılı olamaz. Bunun yerine DBY, yöneticileri, daha iyi kararlar için değer bazlı DBY, "Ekonomik Katma Değer" gibi dinamik, yüksek performanslı, finansal odaklı araçların güçleri üzerine, müşteri ve diğer paydaşların bakış açılarının eklenmesiyle 35 etkili sonuçlar yaratır. DBY bu kavramları, şirketlerin varlıklarını nasıl stratejik ve günübirlik operasyonel kararlar almada kullandıklarına odaklanarak genişletir. Düzgün bir şekilde uygulandığında, DBY şirketin tüm hedeflerini, analitik tekniklerini ve yönetim süreçlerini, yönetimsel karar verme mekanizmasının kritik değer yaratıcı etkenlerine odaklanmasında kullanır. üst yönetimin organizasyonun geri kalan kısmını anlaması ve neyin başarılmasını beklediğini aktarması bu değer dinamikleri sayesinde gerçekleşir. Değer dinamikleri (value drivers), şirketin değerini etkileyen tüm değişkenlerdir. Yöneticilerin hangi dinamiklerin değer üzerinde en fazla etkisi olduğunu anlayıp, çalışanlara bu dinamikler üzerinde sorumluluk verebilmesi için değer dinamiklerinin organize edilmesi gerekir. Şirket performansında (değerinde), dolayısıyla karında, en fazla etki yaratanlar "Kritik Değer Dinamikleri (Key Value Drivers)" olarak adlandırılır. Kritik değer dinamikleri durağan değildir, düzenli olarak gözden geçirilmeleri gerekir. 2. DEĞER BAZLI YÖNETİMİN ORGANİZASYONLARDA ENTEGRASYONU 2.1 Değer Yaratma Anlayışı DBY, en iyi, değer yaratma anlayışı (Value Creation Mindset) ile bu anlayışı harekete geçirecek yönetim süreçleri ve sistemlerinin evliliği olarak anlaşılır. Tek başlarına ele alındıklarında her iki kavram da yetersiz kalır ama birlikte ele alındıklarında, inanılmaz ve sürdürebilir bir etkiye sahip olurlar. Kritik değer dinamiklerinin tanımlanması zor olabilir. Bu tanımlama süreçlerin farklı bir bakış açısıyla ele alınmasını gerektirir. Genellikle varolan raporlama sistemleri de gerekli bilgiyi sağlayacak donanıma sahip olamazlar. Sadece ulaşılabilir, eldeki bilgiye dayanan mekanik yaklaşımlar ya da tamamen fınansal ölçümler çok nadir başarı sağlar. Bunların yerine gereken daha fazla denemeyanılma içeren yaratıcı süreçlerdir. Değer Yaratma Anlayışı, üst düzey yöneticilerin ve tüm diğer karar vericilerin, işletmelerinin en büyük ve nihai amaçlarının değeri yani karı maksimize etmek olduğunun farkında olmalarını, bu amacın karşılanması beklenilen diğer hedeflerce geriye atılmasının engellenmesini ve sonuç olarak, hangi performans değişkenlerinin işletme için değer yarattığını anlamalarını sağlayan analitik düşünüş biçimidir. Değer dinamikleri birbirinden ayrı düşünülemezler. Tek başına fiyat artışı değeri artırabilir ama bu artış pazar payında daha büyük bir kayıpla sonuçlanırsa değer artmaz, azalır. Değer dinamikleri arasındaki içsel ilişkiyi anlamaya yönelik önemli bir araç "Senaryo Analizi'"dir. Senaryo analizi tutarlı yaklaşımların ve varsayımların şirketin üzerindeki etkilerini değerlendirmeye yarayan bir yoldur. Tipik senaryolar, bir fiyat savaşı çıkması durumunda ya da başka bir ülkedeki kriz, aşırı üretim gibi durumlarda neler olabileceğini tahminlemeye çalışır. Bu konular üzerinde düşünmek, şirketin değişiklikler karşısında birdenbire hazırlıksız yakalanmasını engellediği gibi strateji ve değer arasındaki ilşkiyi de hayata geçirir. Yönetim süreçleri ve sistemleri, yöneticileri ve çalışanları şirketlerinin değerini maksimize edecek şekilde davranmaya yönlendirmelidir. Planlama, hedef belirleme, performans ölçümleri ve prim sistemleri bir bütün olarak kendilerini çevreleyen etkileşimin sıkı sıkıya değer yaratma amacına bağlı olması durumunda etkili çalışırlar. Şirketlerin tüm organizasyonlarını yönlendirebilmeleri, bir şirket kültürü ve sinerjisi oluşturabilmeleri için müşteri memnuniyeti, ürün yönetimi, çalışanların tatminliği gibi fınansal olmayan amaçlara da ihtiyacı vardır. Bu tür amaçlar en nihai ve büyük finansal amaç olan değer maksimizasyonuyla çelişmezler ya da onu yadsımazlar. Bilhassa en varlıklı ve başarılı şirketler özellikle bu alanlarda üstünlük sağlayanlardır. Yine de fınansal olmayan amaçlar, şirketin fınansal amaçları çerçevesinde ele alınıp incelenmelidir. Örneğin, mümkün olduğunca az çalışanla faaliyet vermenin bir avantaj olduğu kesin olan savunma sanayii alanındaki bir şirketin, "İşçi çıkarılmayacak" şeklinde bir amaç benimsememesi gerekir. 2.3. Yönetim Süreçleri Değer Bazlı bir anlayışı benimsemek ve değer dinamiklerini bulmak sadece yolu yarılamaktır. Bu anlayışı şirketin günlük aktivitelerinde hayata geçirmek için, yöneticiler, işletmelerinde ayrıca süreçler yerleştirmelidir. DBY'nin kalıcı bir şekilde yerleşmesi için, yöneticilerin değer bazlı düşünceyi karar verme mekanizmasının gelişmiş bir yolu olarak benimsemesi ve bu anlayışın organizasyondaki tüm karar verme yetkisine sahip çalışanları (decision makers) kapsaması gerekir. 2.2 Değer Dinamiklerinin Bulunması DBY'nin en hassas noktası belki de, gerçekte iş değerlerini yaratacak olan performans değişkenlerinin derinlemesine kavranması ve sistem ve süreçlere entegre edilmesidir. Böyle bir anlayış zorunludur çünkü organizasyon doğrudan değer üzerine eğilemez. Değeri yaratacak teşviklere ve dinamiklere ihtiyacı vardır. Bu yüzden üzerinde etki yaratabileceği müşteri memnuniyeti, maliyet, sermaye yatırımları gibi kavramlar üzerine odaklanmalıdır. Dahası, Kollektif bir şekilde DBY'nin benimsenmesini idare eden beş temel yönetim süreci vardır: 1) Değer yaratmanın önemini belirten ve başarılmak isteneni anlatan bir "amacın" tayin edilmesi; 2) Oluşturulan bu amaca ulaşmak için nasıl davranılması gerektiğini anlatan "stratejilerin" geliştirilmesi ve geliştirilen stratejilerin kısa ve uzun dönem kritik değer 36 dinamikleriyle ifade dönüştürülmesi; edilmiş performans hedeflerine > 3) Amaca ulaşabilmek için çalışanları teşvik edecek, daha önceden yerleştirilmiş performans hedefleri karşısında izleyecek Performans Ölçüm ve Prim Sistemlerinin yerleştirilmesi; 2.3.3 Ölçüm; 4) Bu ölçümlerin ve amacı gerçekleyecek adımları belirleyecek bütçe ve faaliyet planlarının, yani "Süreçlerin" sıralanması; 5) Görüş çizgisinin "Kararların" alınması. belirlenmesini sağlayacak olan Bu beş süreç şirket çapında kurumsal, ünitesel ve fonksiyonel seviyelerde birbirlerine bağlıdır. Değer yaratma hedeflerinin gerçekleşebilmesi için şirket genelindeki strateji ve performans hedeflerinin birbirleriyle tutarlı olması zorunludur. > Performans ölçümleri, strateji üzerine odaklanarak ve hissedarlar için değer yaratma amacını sürdürerek stratejinin uygulanabilir basamaklar haline dönüştürülmesine yardımcı olur; > Geçmişte performans ağırlıklı olarak fınansal kriterlerle ölçülürdü. Bu duruma alternatif, şirketin tüm değer yaratan kavramlarını kapsayan ve şirketin değerini maksimize etme amacına odaklanmış bir ölçüm mekanizması benimseyen yaklaşımdır; > İdeal performans ölçümü; başta hissedarların ve sonra diğer paydaşların çıkar ve ilgileriyle bağdaşık bir şekilde, organizayonun uzun ve kısa dönem değerini maksimize etme amacında olmalı; yönetime kesin, tutarlı, doğru ama aynı zamanda anlaşılması kolay sinyaller göndermelidir; > Uygun performans ölçümü daha sonra değer dinamiklerinin tanımlanmasına, iş birimleri boyunca yaratılan potansiyel değerin ölçülmesine ve değerlendirilmesine ve rekabetçi konumun değerlendirilmesine odaklanacaktır. 2.3.1 Amaç > Değer yaratmak için varolan bir şirkette yatırımcılara 'değer' aktarabilmektir; > Yatırımcılara maksimum geri dönüşümü sağlarken, müşteriler ve çalışanlar gibi diğer önemli paydaşların gereksinimlerini ve beklentilerini karşılamayı gerektirir; > Birden fazla amaç karışıklığa, netliğin kaybolmasına ve zayıf karar alabilme mekanizmasına sebebiyet verecektir; > amaç, 2.3.4 Süreçler; Yönetim süreçleri; şirket felsefesini, davranış ve faaliyetlerini değiştirme yetkisine sahip idari takımayönetime-beklentiler, işaretler ve bilgi gönderen kritik bir bağlantıdır. Başarılı bir şekilde değer yaratmak içini, iyi karar vermeyi destekleyen ve teşvik eden süreçleri düzgün sıralamak gerekir. Stratejik Planlama, Yıllık Bütçeleme, Finansal Raporlama, ve Prim/Tazminat şeklinde sıralanan süreçler organizasyona sırasıyla yön belirler, beklentileri işaret eder, bilgi sağlar ve başarıyı ödüllendirir. Hissedarlar tarafından sahip olunan bir şirketin yalnızca bir amacı olabilir: Değerin (karın) maksimize edilmesi. 2.3.2 Strateji; > İyi tanımlanmış bir strateji değer üretmenin anahtarıdır; > Strateji, amaç değildir- "Sektördeki en karlı şirket olacağız."; > Amaç, başarmak istediğinizdir-Bir yarışı kazanmak gibi; > İş hayatında hedefiniz, sonuçta herzaman hissedarlar için değer yaratmaktır (hisse değerini-shareholder value-artırmaktır.); > Strateji, taktik değildir- "Bu yıl maliyetleri 30 milyon $ düşüreceğiz."; > Beklenen piyasa ekonomisi koşulları altında, iyi bir strateji, şirkete sürdürülebilir rekabetçi avantaj sağlar. 2.3.5 Kararlar; > Değer Yönetimi, değer yönetim anlayışı şirketin operasyonel ve yatırım kararlarına yerleşebildiği zaman bir gerçek haline gelir; > Yönetciler, stratejik tercihler yaparken nelerin hisse değerini artırdığını bilmeli ve bunlara odaklanmalıdır. Mesela; "Hangi ürünleri üretmeli, Piyasada nasıl rekabet etmeli, Operasyonlarını ne zaman genişletmeli/ ilerletmeli" üzerine yoğunlaşmahdır; Taktikler, stratejilerinizi gerçekleştirmenize yarayan yollardır (Mesela amerikan futbolunda topu en hızlı koşan oyuncuya aktarmak gibi); > Çoğu DBY şirketleri yöneticilerinin davranışlarını, şirket geneline yerleştirdiği bir 'bakış açısıyla' değiştirir; > Taktikler, stratejileri desteklemek ve amacıyla tasarlanırlar; > > Strateji, amacınızı nasıl başaracağınızdır"Sektörümüzde düşük maliyetle çalışan bir üretici olacağız."; Bu bakış açısı, yöneticilerin kararlarının stratejik hedeflere nasıl uygunluk gösterdiğini anlamaya odaklanmalarını sağlar. gerçeklemek 37 3. DEĞER BAZLI PERFORMANS ÖLÇÜMLERİ ve her yıl enflasyon artı "muğlak" bir performans zammı alan yöneticilerinizin canla başla şirketinizi ileri götürmek için çalışmasını bekleyemezsiniz. EVA ve değer yönetimi bağlamında, özellikle tepe yöneticilerin, iş birimlerinden sorumlu yöneticilerin ve fonksiyonların başlarındaki yöneticilerin, ücretlerinin bir kısmının yetkileri altındaki işte yaratılan değere göre değişken olması gerekmektedir. Primleri doğrudan EVA performansına bağlıycak olursanız, çalışanlarınızın ve sermayedarlarınızın kaygılarını yanyana getirmiş olursunuz. Unutulmaması gereken; değer uzun vadede oluşan ve korunan bir kavram olduğundan, değer primlerinin, özellikle tepe yöneticilerinize kısa vadeli başarıların ateşiyle değil, bir kaç yıllık dönemlerdeki kalıcı değer artışını baz alarak vermek daha doğru olur. Değer Bazlı Yönetim, adından anlaşılacağı üzere tipik olarak değer bazlı fınansal performans ve getiri ölçümlerini kullanır. 3.1 EV A (Economic Value Added)-Ekonomik Katma Değer EVA'nın haketmiş olduğu popülaritesi, hissedar memnuniyetini sağlayan gerçek performansı ölçmesinden ve yönetmesinden (maksimize etmeye çalışmasından) kaynaklanmaktadır. Hissedar memnuniyeti, en basit ifadeyle, sermaye sahiplerinin işe yatırdıkları sermayeleri ile bu yatırımları sayesinde sahip oldukları haklarını satmaları durumunda elde edecekleri gelir arasındaki farkla ölçülür. Yatırımcının tek kaygısı vardır; yatırmış olduğu her birim sermayenin kendisine ne kadar olarak geri döneceği ya da getireceğidir. Peter Drucker, Hanvard Business Revievv'da yayınlanan makalesinde şöyle der: "Bir işletme, sermayesinin maliyeti üzerinde bir kar yaratmadıkça zarar ediyor demektir. Vergilerini ödüyor olmasını ve bunun dışında kar ediyor olmasını boşverin. İşletme halen, tüketmiş olduğu kaynaklardan çok daha azını ekonomiye geri gönderiyor demektir. Bu değer yaratmadığı, bilakis yok ettiği anlamına gelir." Bu şekilde, EVA, çalışanlarınızı kar yaratacak gerçek fırsatlar bulmalarına teşvik ederken, değeri yok eden yani yapılan yatırımı haklı çıkarıcak kadar kar üretemeyen faktörlerden de uzaklaştırmaktadır. Çalışanlar, EVA sayesinde kurumsal performansı artırma yönünde gayret göstermekte ve varlıkları çok daha etkin kullanmaya yönlendirilmektedir. Vergilerden arındırılmış net operasyonel kar eksi kullanılan sermayenin maliyeti şeklinde ifade edilen EVA, matematiksel olarak: Somut bir örnekle EVA ifade edilmeye çalışılıcak olursa: Hissedarlarınızın yapmış oldukları yatırımlarından, farzedin ki %10 getiri beklediklerini kabul edelim. Bu durumda, hissedarlar ancak ve ancak, vergiler sonrası kendilerine geri dönen getiri %10'un üzerindeyse gerçek anlamda "para kazanmış" olacaklar. Bu oranın altındaki her miktar, yatırımcının bu yatırıma girmek için göze almış olduğu minimum kabul edilebilir riskin (opportunity cost=fırsat maliyeti; yatırımcının, yatırım tercihini bir başka alternatifte kullanmamakla göze almış olduğu risk) altında ve dolayısıyla yatırımcının zararınadır. EVA=Net Operasyonel Karlar-Vergiler-Sermayenin Maliyeti (1) eşitliğiyle ifade edilir. Sermaye; nakit, envanter (stok), alacaklar, ekipman, bilgisayarlar, ar-ge, leasing, eğitim ve üzerine kurulu arazi gibi kısa ve uzun dönem varlıkların hepsini kapsamalıdır. Sermayenin maliyeti, yukarıda da bahsedildiği üzere, yatırımcıların işletmeyi finanse etmek üzere ve tabii, pozitif bir getiri kazanmak umuduyla yapmış oldukları yatırımlardan bekledikleri getiri oranı, faizdir. Değer ancak, işletmenin gelirleri, işin maliyeti artı sermayenin maliyeti toplamından büyük olduğu zaman üretilir. İşletmeler için sermayenin maliyeti, yukarıda, yatırımcının yapmış olduğu yatırım ile göze almış olduğu risk ya da beklediği getiri oranı ile ifade edilmeye çalışılandır. EVA ile hedeflenen, işletmenin yaratmış olduğu vergiler sonrası nakit akışı eksi bu nakit akışını yaratmak için kullandığı sermaye maliyeti miktarını maksimize etmektir. Bu aynı zamanda, hissedarlan için yaratılan değeri de maksimize etmek anlamına gelecektir. Yükselen bir inanç vardır ki, kazançlar değil EVA bir şirketin değerini artırmaktadır. NOPAT=Satışların Getirisi-Satılan Amortisman-Vergiler (2) EVA'nın uygulanabilmesindeki anahtar ise, şirket kültürünü değiştirebilmekte yatmaktadır. Şirketlerde kültür değişimi ise, kanıtlanmış bir gerçek olarak, ancak tüm çalışanların ve yöneticilerin, prim yani ücret sistemlerinin, istenilen performans sağlanılacak şekilde yeniden tasarlanmasıyla gerçekleşmektedir. Eğer çalışanlarınızın, özellikle de yöneticilerinizin sürekli artan bir şekilde şirketin yararına performans göstermelerini istiyorsanız, bunun yolu, onların ücret paketlerinin bir kısmını şirketin gidişatına belirlemekten geçmektedir. Sabit ücretle, şirket batsa da çıksa da, uzasa da kısalsa da her ay aynı maaşı alan İşletmelerde sermayenin maliyeti biri basit, diğeri kompleks iki işlemle hesaplanır. Basit olanı, alınmış olan borçların maliyetine işaret etmekte olup vergiler sonrası kredilerin ve bonoların faiz oranı ile eşdeğerdir. İkinci ve kompleks olanı ise, tüm varlıkların maliyetini ya da daha net olarak, hissedarların beklentilerini analiz etmeyi gerektirir. Hissenin borsadaki endekse göre nispi değişkenliği yani riskidir söz konusu olan ve yatırımcının hiç riskin olmadığı kabul edildiğinde beklediği getiri (% risk free rate) ile piyasa risk ortalamasının firma hissesinin değişkenlik oranı ile çarpımı sonucunun, toplamıyla elde edilir. Basit ifade ile EVA hesaplamalarında kullanılan diğer değişkenlerden NOPAT (Net Opereating Profits After Taxes), vergiler sonrası net kazançları ifade etmektedir ve şu şekilde hesaplanır: 38 Malların Maliyeti- Sermayenin Maliyeti; işletmenin kendini finanse etmekte kullandığı tüm kısa ve uzun dönem borçlanma enstrümanlarının ağırlıklı ortalama maliyeti (faizi) ile elindeki tüm sermayesinin çarpımı ile elde edilir. EVA bu özelliğiyle diğer tüm fınansal performans kriterlerinden ayrılır ve onlara çok büyük üstünlük sağlar. Bahsedilen özellik, EVA'nın hesaplamalarında kullanılan karı oluşturan maliyet unsurudur. Varlıklarının maliyeti, ya da aldığı borçların (kredi, bono) maliyetinin %15 olduğu bilinen bir işletmenin yatırımlarının üzerinden %14 kar etmesi, kazanç değil zarar olacaktır. Pay Başına Düşen Kar Oranı (EPS-Earnings Per Share) ve Aktif Karlılığı (ROAReturn On Assets), karı oluşturan nakit akışının maliyeti ile ilgilenmeyip sadece kazançların getirişine bakan, şirketlerin, yaratılan değeri ölçmekte sıkça kullandıkları örnek iki finansal performans kriteri olmasından öte, gerçek anlamda yaratılan değeri ifade etmekte yetersiz kalmaktadırlar. 3.2 MVA (Market Value Added)-Piyasa Katma Değeri Piyasa Katma Değeri, MVA, şirketlerin ne kadar değer yarattıklarını gösteren en önemli fınansal enstrümandır. MVA ile EVA arasında çok yakın bir ilişki vardır. MVA, gelecekte gerçekleşecek olan EVA değerlerinin indirgenmiş bugünkü değeridir. MVA, kurumsal bir kümülatif performans ölçümüdür ve şirketin geçmişteki ve gelecek için tasarlanmış yatırım projelerinin borsadaki değerlendirmesini yansıtır. Değer için varolan bir şirketin en öncelikli amacı MVA'nın maksimize edilmesi olmalıdır. MVA şirketin toplam piyasa değerinden yatırımcıların katmış olduğu sermayenin çıkarılmasıyla elde edilir. MVA'nın ve dolayısıyla hissedar refahının maksimize edilmesinde EVA'nın hayati önemi vardır. 4. POSCO'DA DEĞER BAZLİ YÖNETİM 1968 yılında ülkesinin yassı çelik ihtiyacını karşılamak üzere mütevazi bir yatırımla kurulan Güney Kore'li demirçelik devi POSCO, geride kalan 35 yıl içerisinde üretimini ve teknolojisini dünyanın en önde gelen çelik firmalarından biri olacak şekilde geliştirerek ülke ekonomisine milyarlarca dolarlık değer yaratmıştır. 1973'de %30 olan ülke çelik talebinin yurt içi piyasalardan karşılanma oranını, 1998'de %91,6'ya kadar yükseltmiştir. POSCO günümüzde, 19.200 çalışanı ve yıllık 28,1 milyon tonluk üretimi (2002 yılı sonu itibariyle) ile dünyanın en büyük 4. çelik üreticisi konumundadır. merkezli e-işe geçişi gerçekleştirmiş ve kendisini bu noktada üç performans kriteri üzerinden değerlendirmiştir: Üretimde Mükemmelik, Ürün Liderliği ve Müşteriye Yakınlık. Bu üç kavramdan Üretimde Mükemmellik bakımından, POSCO'nun dünyanın en önde gelen şirketi olduğu görülmüş fakat özellikle Müşteriye Yakınlık ve Ürün Liderliği alanlarının iyileştirilmesi gerektiği farkedilmiştir. POSCO bu değerlendirmelerden şu sonucu çıkarır: Yeni ekonomide ayakta kalabilme, pozisyonunu koruyabilme ya da daha iyi olabilme ancak müşteri odakiılıkla mümkündür. Müşteriye ve hissedara yakınlık bir Zorunluluktur. POSCO, üretici merkezli geleneksel ekonominin bittiğinin ve müşteri odaklı e-iş (e-Business) döneminin başladığının çoktandır farkında olduğundan, bünyesindeki tüm süreçleri müşteriye daha yakın olacak biçimde (customer intimacy) iyileştirmeye/yenileştirmeye/geliştirmeye çalışmaktadır. POSCO'nun kendisine belirlediği hedef: Müşteri memnuniyeti odaklı bir yönetimle Hisse Değerini (Shareholder Value) maksimize etmektir. Bu hedef birbirine entegre üç basamağı kapsamaktadır: Hisse değerinin maksimize edilmesi, müşteriye mümkün olduğunca yakın olma (müüşteriyi elde tutma ve memnuniyeti), süreçleri yenileme ve geliştirme (Yönetim süreçleri, bilgi sistemleri ve organizasyon). Süreçlerin Yenilenmesi/Geliştirilmesi adımında; POSCO, öncelikle Dijital Yönetim Sistemi'ni kurmuş ve böylelikle yönetim sistemlerini elektronik ortama taşıyarak geliştirmiş, birbirleri ile entegre etmiş ve küresel bir standardizasyona kavuşturmuştur. Bunu yaparken de yönetim sistemlerinin merkezine Müşteri Odaklılığı'nı yerleştirmiştir. Yeniden yapılandırılmış yönetim sistemlerinden sonra kurumsal kültürün yenilenmesi ve geliştirilmesine geçilmiş ve POSCO, Süreç Yönetimi Modeli'ni müşteriye daha yakın olacak şekilde geliştirerek organizasyonunu yeniden tasarlamış ve sisteme e-iş'i dahil etmiştir. Kurumsal Kültürün yenilenmesi ve geliştirilmesi işletmelerde en zor olan işlerin başında gelir. Var olan sistemi çalışanlara unutturmak ve yenisini kabul ettirmek için çok iyi bir "Değişimin Yönetimi Sistemi'" kurulması gerekir. Değişimin Yönetimi, POSCO'nun hassasiyetle yaklaştığı kavramlardan biridir. Amaç, organizasyonun ve kurumsal kültürün, yeni sistemleri ve süreçleri kabul etmesini sağlayacak yenileşmeyi ve gelişmeyi gerçekleştirmektir. POSCO bu amacı Uç evrede gerçekleştirmiş ve başarılı olmuştur: Öncelikle değişimin yönü bir master plan ile tayin edilmiştir; daha sonra, dış paydaşlarla (müşteri, hissedar,..) iletişimi kuvvetlendirmek, süreç yönetimli organizasyonun tanımlanması ve yönetimde ortak kararlılığı sağlamak amacıyla detay tasarıma ve sistemin uygulamasına geçilmiş ve bunu yaparken de değişimi tetikleyen "Değişim Dinamikleri" belirlenmiştir; son olarak da değişimin yönetilmesi ve sistem ile tam entegrasyonu sağlanmıştır. Kurulduğu yıldan bu yana neredeyse her alanda (üretim kapasitesi; ürün çeşitliliği, maliyet, ekonomiye katkı, üretilen değer, teknoloji, vs.) sürekli bir gelişme ve ilerleme kaydeden POSCO, gelişen teknolojik olanaklar, artan rekabet koşulları altında sektörüne en yeni ve güncel yönetim sistemlerini kullanmada öncülük etmektedir. POSCO, Değer Bazlı Yönetim'e kendisini değerlendirerek başlar; POSCO firma odaklı geleneksel piyasadan, müşteri 39 Süreç Yönetim Modeli'ni geliştirirken POSCO'nun hedeflediği, kurum içi süreçlerini hem müşterilere hem de sermayedarlara daha fazla fayda sağlayacak şekilde bütünleştirmekti. Paydaşların memnuniyeti merkezli böyle bir sistem ancak e-iş (elektronik iş) ile gerçekleştirilebilirdi. Bu amaçla yola koyulan POSCO; e-iş yoluyla süreçlerini iyileştirmiş ve müşterisine daha yaklaşmış, en güncel bilgi sistemlerini işletmesinde konuçlandırmış ve şirket genelinde kurumsal bir kültür yerleştirmiştir. Atılım Kaynaklan Planlaması (ERP-Enterprise Resource Planning) ve Tedarik Zinciri Yönetimi (SCM-Supply Chain Planning) ile iç süreçlerini entegre etmiş; e-tedarik ve e-satış yoluyla iç ve dış süreçlerini eş zamanlı hale getirmiş ve şirket genelinde Dijital Yönetimin de temelini oluşturan ağ tabanlı (Oracle) bir işletim sistemi kurmuştur (Posware). e-Satış yoluyla POSCO'nun gerçekleştirdikleri kısaca şöyledir: Şirketin web sayfası üzerinden sadece kayıtlı kullanıcılarca ya da on-line olarak yapılabilen kayıt işlemlerinden sonra ulaşılabilen ikinci bir on-line siteyle (Steel-N.com, 30 Ağustos 2000 tarihinden beri kullanıcılara hizmet vermektedir.), şirket alıcılar için fiyatların ve miktarın belirlendiği on-line serbest bir piyasa yaratmaktadır. Satıcının POSCO'nun kendisi olduğu ve alıcılarla on-line olarak yüz yüze geldiği elektronik ortamda, POSCO satabileceği ürünlerinin spesifıkasyonlarını, miktarını, ne zaman teklifleri kabul edebileceğini, teslimatın tahmini ne zaman gerçekleşeceğini ve fiyat tekliflerini duyurmaktadır. Buna karşılık POSCO'nun yayınladığı tekliflerle ilgilenen alıcılar, kendi tekliflerini on-line olarak iletirler: Duyurulmuş olan ürünlerden hangi spesifikasyonda ne kadar istediklerini ve ne fiyata istediklerini. Görüşmeler sonrasında iki taraf da teklifleri değerlendirir ve uzlaşma sağlanır ya da sağlanamaz. Eğer uzlaşma sağlanırsa, kontrat yine on-line olarak sonuçlandırılır. Bundan sonra, müşteri durumuna gelen alıcılar, siparişlerinin her aşamasını, nakliyatı ya da teslimatı online olarak takip edebilirler. e-Satışın arkasında çalışan çok güçlü bir ERP sistemi vardır ki, bu sistem sayesinde değişiklikler olduğunda bilgiler on-line olarak anında güncellenmektedir. Şirketin tüm departmanları, birbirlerine Posware ile bağlanmış olup, iç müşteri ve iç tederikçi durumundaki üniteler için üretim hatlarında beklemeler, gecikmeler minimuma indirilmiştir. Bu şekilde siparişler adım adım takip edilebilmekte ve üretimin hangi aşamasında olduğu istendiği anda müşteriye bildirilmektedir. Müşteri ile üzerine uzlaşma sağlanan ürün, miktar ve spesifikasyonları itibari ile ERP sayesinde ünitelere bildirilir ve üretim işlemi tüm üniteler için tam zamanlı olarak başlatılır. sermaye yatırım projesi süresi, hammadde envanterçevrimi, standartlaşmış ürün kodları gibi bir çok performans kriteri üzerinde kaydadeğer gelişmeler izlenmiştir. e-Satış ile yukarıda anlatılan müşteriler ve POSCO arasında karşılıklı teklifler verilerek uzlaşma yollan aramanın dışında, alıcıların bizzat spesifıkasyonlarını kendilerinin verdiği ürün siparişleri de kabul edilmektedir (make-toorder). e-Tedarik ise, e-satışın tedarikçilerle gerçekleştirileni olup, 2 Nisan 2001 tarihinden itibaren şirket ile tedarikçileri tarafından etkileşimli olarak kullanılmaktadır. e-Tedarik ile sağlanan, POSCO'nun tedarikçileriyle gerçekleştirdiği tüm alış-verişlerin web tabanlı bir program üzerinden on-line olarak gerçekleştirilmesidir. Tedarikçilerin kayıt olmalarından, satışını yapacakları hammaddeler için teklif vermelerine ve uzlaşma sağlanırsa kontratı sonuçlandırmalarına, ödemenin gerçekleştirilmesine ve teslimatın yapılmasına kadar tüm işlemler on-line olarak etedarik ile gerçekleştirilir. Amaçlanan, e-tedarik ile uzun vadeli, devamlı tedarikçiler edinmek ve sabit sayıdaki tedarikçiler ile Tedarik Zinciri Yönetimi'nin etkinliğini sürekli olarak artırmaktır. Müşteri ve Sermayedar Değerini maksimize etmeyi amaçlayan Değer Bazlı Yönetim, POSCO tarafından, süreçlerin, sistemin ve organizasyonun müşteri odaklı olarak inşaa edilmesiyle uygulanmaya çalışılmıştır. Kanıtlanmış en iyi bilgi sistemleri uygulamaları ile yenilenip geliştirilmiş Kurumsal Kültür, ve merkezine Müşteri Memnuniyeti ve e-iş yerleştirilmiş süreçler ile Değer Bazlı Yönetim yolculuğunda POSCO, dünyada adı geçen tek demir-çelik şirketi olmuştur. POSCO, Dijital Yönetim ve e-iş sayesinde küresel lider konumunu muhafaza etmiş olup, kurumsal değerini ve şeffalığını milyarlarca dolar artırmıştır. 5. SONUÇ Şirketler, gelişen teknolojik olanaklar ve artan rekabet nedeniyle, müşterileri, iş ortakları, çalışanları ve hissedarları tarafından yeni yönetim ve operasyon modellerinde çalışmaya, başka bir deyişle sürekli değişime zorlanmaktadır. Yeni ortamda stratejik yönetim, süreç bazlı organizayon ve entegre bilgi sistemleri gibi etkin yaklaşımları uygulamak ve koşullara göre sürekli rekabet edebilen çevik bir organizasyon yaratabilmek için, şirketler yoğun olarak yeniden yapılanma çalışmalarına ihtiyaç duymaktadır. Bu doğrultuda amaç, şirketlerin çağdaş yönetim yaklaşımları ile bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak, işlerini yaparken oluşturdukları katma değeri artıran, kendilerine rekabet avantajı ve yeni iş fırsatları yaratmalarını sağlayan çözümleri oluşturarak, başarılarını yükseltmek olmalıdır. Bu amacı gerçekleştirecek yaklaşım ise; şirketlerin iş modeline, bu modeli oluşturan misyon, vizyon ve stratejiler ile iş süreçleri, bilgi sistemleri ve e-Satış ile POSCO'nun yıllık satışı 600,000 ton civarında olup, on-line satışlardan sağlanan maliyetten kazanç ile %3'e varan kar artışları sağlanmıştır. Ayrıca, satış planının müşteriye bildirimi, teslimat isabet oranı, üretim çevrim zamanı, pazara girme zamanı, bütçeleme periyodu, aylık hesap kapama süresi, standart maliyetlendirme peryodu, 40 organizasyona bir bütün olarak bakmak, bu dört unsur arasında dengeyi ve uyumu sağlamak olmalıdır. Değer Bazlı Yönetim felsefesi bu ihtiyaçalrdan doğmuştur. DBY sisteminin şirketlerde konuçlandınlmas. ve [15] "Value-Based Management" http://www.stinnes.de/english/investor/finanzberichte/img/ wert_management_gb_O l_e.pdf ,.„..,_,., . [16] "ORACLE İSTANBUL tarafindan gerçekleştirilen benimsenmesiyle şirkette değer yaratma/art.rma kültürü Sn^p--?^-^-^!" * 3 ? ^ yerleşecek, şirket değer yaratan hedefler ile çalışmaya ERDEMIR Egıt.m Müdürlüğü, odaklanacak, çalışanların çıkarları şirket sahiplerinin ve [17] Alper Çelik "Değer Bazlı Yönetim" ERDEMİR hissedarların çıkarlarıyla eşitlenmiş olacak ve yatırımcıların Yayınları, Eylül, 2002 şirket hissesine sürekli talep yaratmaları için gereken sistem „ „ , „ , „ , ,, , [1 8 ] P a u l S h a r m a n V a I u e B a s e d kurulmuş olacaktır. Böylelikle şirkette değer yaratma süreci Management Foc sürekli ve kalıç, hale gelecektir. Management Yayınlan, Ekim, 1999 Bu bildiride, DBY sisteminin başarılı uygulanması için gerekli olan unsurlar ve bu yolda başarıya ulaşmış çabaların ortak özellikleri yer almıştır. POSCO örneği, DBY'nin başarılı uygulamalarının bir şirkete neler kazandırabileceğini gözler önüne sermektedir. 6. KAYNAKLAR [I] William E. Trischler "Understanding and Applying Value-Added Assessment, Eliminating Business Process Waste" [2] W. Edvvards Deming "Krizden Çıkış" [3] Samuel C. Weaver, J. F. Weston "A Unifying Theory of Value Based Management" [4] Timothy Koller "What is Value Based Management?" The McKinsey Quarterly Yayınları, Sayı 3, 1994 [5] "Economic Value Added: The Invisible Hand At Work" http://www.crfonline.org/orc/pdf/ref8.pdf [6]"Economic Value-Added (EVA)" http: //w w w .peterkeen. com/emgbp007 .htm [7]"Economic Value-Added" http://www.idgcapitalgroup.com/G&M_Article.htm [8] "What is EV A?" http://www.sternstewart.com/evaabout/whatis.php [9] "Value Based Management-Economic Value Added or Cash Value Added" http://www.capitalideasonline.com/books/cfroiacovalue.html [10] "The ABCs of Supply Chain Management" http://www.cio.com/research/scm/edi t/Ol 2202_scm.html.html [II] "The ABCs of ERP" http://www.cio.com/research/erp/edit/erpbasics.html [12] "Value Based Management" http://www.valuebasedmanagement.com/vbm.html [13] POSCO web sayfası http://www.posco.co.kr [14] "Value Based Management" http://www.financeoutlook.com/vnm.htm 41 II. DEMİR-ÇELİK SEMPOZYUM BİLDİRİLERİ / 04 tmmob makina mühendisleri odası "İsdemirşin Erdemirfe devrinden sonra yapılan iyileştirmeler ve sonuçları" Yavuz DEVECİLER İskenderun Demir ve Çelik Fabrikaları 43 İSDEMİR'İN ERDEMİR'E DEVRİNDEN SONRA YAPILAN İYİLEŞTİRMELER VE SONUÇLARI Yavuz DEVECİLER İsdemir A.Ş. 31319 İskenderun/Hatay Tel: (326) 758 41 31 E- Posta: [email protected] Özet : İsdemir'in Erdemir'e devrinden sonra yapılandırılan Sürekli Dökümler Müdürlüğü bünyesinde pota hazırlama, ikincil metalürji, tandiş hazırlama ve sürekli blum döküm makinaları tesislerini bulundurmaktadır. Bu çalışmanın amacı, 1 Şubat 2002 tarihinden sonra blum üretimi kapsamında yapılan iyileştirmeleri ve akabinde elde edilen işletme sonuçlarını üretim, kalite ve ürün çeşitliliği açısından irdelemektedir. Devir öncesi 0,5 m/dak döküm hızları ile 4 kanallı bir blum makinasında 102 dakika olan ortalama döküm süresi devir sonrası yapılan iyileştirmeler ile 56 dakikaya indirilmiştir. Bu sayede Yüksek Fırınlar ve Çelikhanede kapasite kaybı yaratmadan daha önceki yıllarda 6 makine ile yapılan blum üretimi 3 makine ile yapılabilir hale gelmiştir. Ayrıca blum kalitesi yönüyle de gerek çelik temizliği gerekse makro yapı bakımından daha iyi sonuçlar elde edilmiştir. Bunların yanı sıra devir sonrası İsdemir'de Al ile öldürülmüş düşük Karbonlu ve düşük Silisli SAE 1008, 1006 vb. kalite çelikler de problemsiz olarak üretimi gerçekleştirilmiş ve ticari olarak satılabilir ürün portföyüne dahil edilmiştir. Anahtar 1. Sözcükler: İsdemir, Erdemir, Çelikhane, Blum Makinesi, Pota Metalürji, Sürekli Döküm. Pota tabanından gaz üfleme sistemi olarak RHI mekanizmaları ve poroz tapalar (undirectional) kullanılmaktadır. SÜREKLİ DÖKÜMLER MÜDÜRLÜĞÜ İsdemir'in Erdemir'e devrinden önce Çelikhane Müdürlüğü bünyesinde yer alan ve aşağıda kısımlar halinde belirtilen birimler l.Şubat.2003 tarihinden sonra Sürekli Dökümler Müdürlüğü adı altında toplanmıştır. Bu kısımlar sırasıyla; Pota hazırlama kısmında yer alan başlıca ekipmanlar ve teknik karakteristikleri Pota Hazırlama kısmı Pota Metalürji istasyonları a) Elektrikli pota fırını b) Kimyasal pota istasyonu Sayısı Kapasite Tablo 1. Tavan Vinçleri 3 adet 80/20 ton Sayısı Kapasite Tablo 2. Monoraj Vinçler 2 adet 5 ton Tandiş Hazırlama Kısmı Sayısı Kapasite Hareket hızı Sürekli Blum Döküm Makinaları a) Radyal Blum Döküm Makinaları b) Dik Blum Döküm Makinaları c) Blum Stok Sahası Sayısı Kapasite Astar 1.1 Pota Hazırlama Kısmı Sürekli dökümler Müdürlüğü'nde 130 ton sıvı çelik kapasiteli 26 adet çelik potası mevcuttur. Potalarda çalışma astarı olarak Mgo-c kalite tuğla kullanılmaktadır. Potadan tandişe sıvı çelik akışı Flocon 6300 model sürgü sistemi ile kontrol edilmektedir. Model Çap Tipi Sayısı 45 Tablo 3. Çelik Pota Transfer Arabası 3 adet 180 ton Tablo 4. Çelik Pota 26 adet 130 ton MgO-C Tablo 5. Çelik Pota Sürgü Sistemi 4200 Flocon 0 45 Tablo 6. Pota Hazırlama Stendi Döner stend (360°) 4 adet Sayısı Yanıcı gaz Sayısı Kapasite Sayısı Modeli Tablo 7. Pota Kurutma/Isıtma Sistemi 7 adet Kok gazı Tablo 8. Pota Tartım Kantarları 3 adet 200 ton Tablo 9. Pota Nozul Sökme Makinası 1 adet Gradal 1.2 Tandiş Hazırlama Kısmı Sürekli Döküm Makinalarında toplam 45 adet tandiş mevcuttur. Tandişlerin emniyet astarı monolitik malzeme, çalışma astarı ise MgO kalite püskürtme malzemedir. Tandiş sıvı çelik kapasitesi 30 ton'dur. Tandişden kalıba sıvı çelik akışı el ile kumanda edilen monoblok stopernozul kombinasyonu ile sağlanmaktadır. Tandiş Hazırlama kısmında yer alan başlıca ekipmanlar ve teknik karakteristikleri Sayısı Kapasite Sayısı Kapasite Tablo 10. Tavan Vinçleri 3 adet 80/20, 30/5 ton (2 adet) Tablo 11. Monoraj Vinçler 2 adet 5 ton Tablo 12. Tandişler Sayısı 45 adet Kapasite 30 ton Monolitik Emniyet Astarı Çalışma MgO-püskürtme Stoper Mekanizma Tandiş Nozulu A12O3- C Monoblok Stoper A12O3-C Tablo 13. Tandiş Sökme Makinaları 2 adet Sayısı Tipi Hidrolik Sayısı Kapasite Tablo 14. Tandiş Transfer Arabası 1 adet 50 ton 1.3 Pota Metalürji İstasyonları Sürekli dökümler müdürlüğünde ikincil metalürji uygulamalarının yapıldığı iki adet tesis mevcuttur. Sıvı çeliğin standartlara uygun kimyasal analizde üretilmesi ve sürekli döküm teknolojisine uygun dökülebilirlik özelliklerinin kazandırılması bu tesislerin temel işlevidir. 1.3.1 Kimyasal Pota Metalürji İstasyonu ( İr-Ut) Sayısı İmalatçı Devreye Alma Tarihi : 1 adet : Sumitomo Metal : 8 Ekim 1993 Ana • • • • • • • • • Ekipmanlar Oksijen lansı Azot lansı Snorkel Şarj sistemi Sıcaklık ve numune alma sistemi Toz toplama sistemi Pota arabası Seviye 1 otomasyon PLC Kullanılan Akışkanlar • Azot gazı : 9 atm • Argon gazı: 9 atm • Oksijen : 10 atm 1.3.2 Elektrikli Pota Metalürji İstasyonu Sayısı İmalatçı firma Devreye Alma tarihi Ana • • • • • • • • • • • : 1 adet : Danieli : 07 Temmuz 1993 Ekipmanları Trafo Elektrot 400 mm çapında Elektrot tutucular ve hareket sisemi Su/Refrakter soğutmalı pota kapağı Şarj sistemleri Toz toplama sistemi Tel besleme makinesi Seviye 1-2 otomasyon sistemi Pota arabası Proses kontrol sistemi Acil Karıştırma lansı Kullanılan Akışkanlar • Azot Gazı: 14 atm • Argon Gazı: 10 atm • Basıçlı hava: 4 atm 1.4 Sürekli Döküm Makinaları Sürekli Dökümler Müdürlüğünde blum üretimi 4 Haziran 2003 tarihine kadar üç adeti dik blum döküm makinası üç adeti ise radyal blum döküm makinası olan sürekli döküm makinaları ile gerçekleştirilmiştir. Bu tarihtrn itibaren dik blum döküm makinalarında üretim faaliyetlerine son verilmiştir. Radyal Blum Döküm Makinaları Sayısı İmalatçı Devreye Alama tarihi Ana Ekipmanları • Kanal Sayısı : 4 adet/makine • Metalurjik boy: 18840 : 3 adet :USSR : 1984 • • • • • • • iyileştirilmesi olmuştur. Bu noktada Sürekli Dökümler Müdürlüğü iyileştirme önceliklerini tek tek tespit ederek süratle işe başlamıştır. Yapılması gereken iyileştirmeler aşağıda üretim birimleri bazında incelenmiştir. Kalıp ebatı : 260 * 335, 260 *260 Kalıp Boyu : 1000 mm Döküm hızı : 0.2 - 0.9 mt/dk. Osilasyon frekansı : 70 - 90 Sal/dk. Max. Osilasyon Stoku : 7 - 9 mm Blum kesme sistemi: Gazlı Kesme Blum kesme boyu : 6- 10 metre 2.1 Pota Hazırlama Kısmı Bu kısımda iyileştirme çalışmalarında ilk önceliği pota sürgü sistemindeki nozul-plaka çapının büyütülmesi almıştır. Devir öncesinde potalarda kullanılan Flocon 4200 model sürgü sisteminde nozul-plaka çapı 0 45 mm olup, buradan sağlanacak sıvı çelik akışının 0,9 mt/dk değerindeki döküm hızını yeterince karşılayamayacağı anlaşıldığından nozul-plaka delik çapının 0 65 mm ye çıkartılmasına karar verilmiştir. Bu değişikliği belirtilen süre içinde yapmanın tek yolu pota tabanlarında önemli bir değişikliğe gitmeden bu dönüşümü sağlamaktır. Flocon serisi dışında seçilecek diğer sürgü mekanizmaları pota tabanlarında çeşitli tadilatlar gerektireceğinden öngörülen süre zarfında tamamlanması mümkün olamıyacaktır. Oysa ki 0 65 mm çapında nozul-plaka kullanımına imkan veren Flocon 6300 model sürgü mekanizması pota tabanlarında herhangi bir tadilata gerek duyulmadan olduğu gibi monte edilebileceğinden en uygun seçenek olarak öne çıkmıştır. Ayrıca Flocon 6300 model sürgü sistemi Erdemir'de de kullanıldığından deneme amacıyla bir mekanizmanın derhal ödünç olarak buradan temin edilebilme şansı da vardır. Bu tercih üzerinde mutabık kalındıktan sonra bir adet Flocon 6300 model sürgü mekanizması refrakterleriyle birlikte Erdemir'den temin edilmiş ve İsdemir işletme şartlarında denenmiştir. Denemenin olumlu çıkması üzerine ihtiyaç duyulan mekanizma sayısı ve refrakter malzemeleri acilen yurt içi kaynaklarından temin edilerek Temmuz 2002 başlarında bütün potalarda Flocon 6300 modele geçilmiştir. Pota sürgü sisteminde yapılan bu radikal değişiklik ile döküm süresi boyunca tandiş içerisinde istenen seviyede sıvı çelik sürekli olarak sağlanabilmiştir. Bu sayede döküm boyunca 0,9 mt/dk değerindeki ortalama döküm hızı sürekli ve kararlı olarak korunabilmiştir. Döküm hızının döküm boyunca dalgalanmadan seyretmesi blum kalitesine de olumlu olarak katkı sağlamıştır. Bu radikal iyileştirmenin dışında pota hazırlama birimi de pek çok alanda devir sonrası iyileştirmeler yapılarak performans yönüyle oldukça çarpıcı sonuçlar elde edilmiştir. Bunlar kısaca; Kullanılan Akışkanlar • Makine/Kal ip/Püskürtme Suyu : 4- 12,5 atm. • Oksijen : 15 atm max. • Azot: 4 -8 atm • Basınçlı hava: 3-5 atm • LPG gazı : 1.5-3 atm. 2. SÜREKLİ DÖKÜMLER YAPILAN İYİLEŞTİRMELER MÜDÜRLÜĞÜ'NDE Isdemir'in Erdemir'e devrinden sonra yönetim kurulu üç adet dik blum döküm makinesinin sökülerek yerine iki adet kütük döküm makinesi kurulmasına karar vermiştir. Bu kararla birlikte kütük makinalarının montajı tamamlanıncaya kadar Sürekli Dökümler Müdürlüğünde blum üretiminin yaklaşık bir yıl süreyle sadece 3 adet Radyal blum döküm makinesinde yapılması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Sürekli Dökümler Müdürlüğü bu yeni durum karşısında Çelikhane Müdürlüğünün 2,2 Milyon ton/yıl sıvı çelik üretimine cevap verebilmek için yapılması gereken bir dizi iyileştirme hedefi belirlemiştir. Bu hedefler sadece üretim boyutu ile değil kalite anlamındaki iyileştirmeleri de kapsamaktadır. İsdemir'in devir öncesi üretim akım şemasına baktığımızda prensip olarak Uç adet konverterden ikisi ile dört adet blum döküm makinesinin çalıştırılması esas alınmıştır. Bu uygulama ile konverterlerde dökümden döküme geçen zaman 45-50 dk, blum döküm süresi ise 90-100 dk olarak gerçekleşirken, blum döküm makinelerinin ortalama döküm hızı 0,5 mt/dk civarında tutulmuştur. Buradan açıkça görüleceği üzere eğer radyal blum döküm makinelerinin döküm hızları 0,5 mt/dk'dan bir şekilde 0,9 mt/dk ya yükselti 1 ebi 1 irse döküm süresi ortalama 50 dk civarında gerçekleşeceğinden konverterin dökümden - döküme (tapto-tap) zamanı ile uyum sağlanacak ve böylelikle Çelikhanede önemli bir kapasite kaybı yaratmadan blum üretimi devir öncesi miktarlarda gerçekleştirilebilecektir. Bir başka deyişle 6 blum döküm makinesi ile yapılan üretim 3 blum döküm makinası ile gerçekleştirilecektir. Artık Sürekli Dökümler Müdürlüğü için ana hedef belirlenmiştir. Bu hedefe ulaşmak için yapılacak her tür iyileştirme dik blum döküm makinelerinin üretimine son verildiği 04 Haziran 2003 tarihine kadar yani devirden sonra ki dört aylık süre zarfında tamamlanmak zorundadır. Bu kadar kısa bir süre radyal blum döküm makinalarının yatırım kanalıyla modernize edilmesine imkan vermeyeceğinden yapılabilecek tek şey, mevcut şartların a) Pota Çalışma Astarı Devir öncesi potalarda çalışma astarı olarak MgO-C kalite tuğla tabanda ise, Andalusite kalite tuğla kullanılmıştır. Bu örüm tasarımı ve kullanılan çanak kaliteleri sebebiyle potanın bir kampanyasında iki defa taban örmek zorunda kalındığından devrede çalışan pota sayısı fazla tutulmakta ve potalar gereksiz yere soğutulmaktadır. Refrakter Müdürlüğünce birlikte yürütülen çalışmalar sayesinde pota tabanında Andalusite yerine MgO-C kalite tuğlaya geçilmiş, çanak kaliteleri iyileştirilerek devirden önce çift taban uygulaması ile ortalama 45 döküm olan pota astar ömürleri 65 döküme yükseltilmiştir.Bu sayede bir kampanyada potalarda çift taban örümüne son verilmiştir. 47 Devrede daha az sayıda pota ile çalışma sayesinde işletmedeki ısı kayıpları önemli ölçüde azaltılmış ve azımsanamayacak değerde refrakter malzeme tasarrufu sağlanmıştır. b) Pota tabanında gaz üflemede kullanılan Radex standartı poroz ( undirectional ) tapa sisteminden vazgeçilerek kanallı( directional/segment ) jumbo tip tapalara geçilerek tapa ömürleri 5-6 dökümlerden 20-25 dökümlere yükseltilmiştir. c) Pota sürgü sisteminin Flocon 6300 modele dönüştürülmesinden sonra nozul ömürleri 5-6 dökümden 12-15 dökümlere yükselmiştir. Pota sürgü sisteminde MgO kalite plaka kullanımından vazgeçilerek A12O-C veya A12O3-Zr kalite plakalara geçilmiştir. Bu sayede devirden önce ortalama 1 döküm olan plaka ömürleri ortalama 2,5 döküme yükselmiştir. Bu tür sarf malzemelerinin ömürlerinin önemli sayılacak ölçüde artması harcanan işgücünde de önemli azalma ve çalışan memnuniyetinde artış sağlamıştır. 2.2 Tandiş Hazırlama Kısmı Tandiş hazırlama biriminde yapılması gereken en önemli iyileştirme hedefi tandiş nozul çapının 0,9 mt/dk'lık döküm hızını karşılayacak şekilde büyütülmesidir. Devir öncesi işletme şartlarında tandişlerde 0 22mm aplı nozullar kullanılmıştır. Bu çap blum makinelerindeki 0,5 mt/dk'lık döküm hızlarından tandişten kalıba sıvı çelik akışında yeterli olurken 0,9 mt/dk'lık döküm hızlarında yetersiz kalacağı anlaşılmıştır. Yapılan incelemeler ve araştırmalar sonucunda en uygun nozul çapının 0 32mm olacağı öngörülmüştür. Bu çapata yeterli sayıda tandiş nozulunun yurtdışından kısa sürede temin edilmesinin zor olacağı ve en iyi çözümün işletmede kullanılmakta olan 0 22mm çaplı nozulların mekanik atölyelerde kurulacak bir matkap sistemi ile nozul cidarında çatlak oluşumuna sebebiyet vermede 0 32mm'ye delinerek büyütülmesi olduğu görülmüştür. Mekanik atölyelerde yapılan titiz çalışma ile tandiş nozulları 0 32mm'ye başarı ile büyütülmüş ve denemelerde herhangi bir sorun ile karşılaşılmamıştır. Bunun üzerine stoklarımızda bulunan nozulların tamamı 0 32mm çapa dönüştürülmüştür. Bu sayede blum makinelerinde ortalama 0,9 mt/dk döküm hızlarına çıkmada önemli bir engel ortadan kalkmıştır. Blum döküm makinelerinin döküm süresinin ortalama 50-55 dakikalara çekilmesi ve ileride izahına devam edeceğimiz diğer iyileştirmeler ile birlikte kullanılan sarf malzemede herhangi bir kalite değişikliğine gidilmeden tandiş bindirme döküm sayılarında çok büyük sıçramalar elde edilmiştir. Devir öncesi işletme şartlarında ortalama 4,5 olan tandiş bindirme döküm sayısı ortalama 13 döküme, devir öncesi bir tandişten en fazla 12 döküm alınmış iken bu değer devir sonrası 34'e çıkmıştır. Tandiş bindirme döküm sayısının bu ölçüde artmasıyla çok büyük oranda refrakter malzeme ve işçilik tasarrufu sağlanmıştır. 48 2.3 Pota Metalürji İstasyonları Elektrikli ve Kimyasal pota metalürji istasyonlar 1953 yılında işletmeye alındığında tesis ve ekipman bazında harhangi bir iyileştirmeye açık alanı olmadığı görülmüştür. Devir sonrası değişen işletme şartlarında tesislerin çalışma şartlarını olumlu yönde etkilemiş pota istasyonları üzerindeki termal yükü azaltmıştır. Bu tesislerimiz ile ilgili en kritik alan bunların sayısıdır. Sadece 3 konverter 3 blum makinesinin birlikte çalıştırılmasında ve ihtiyaç duyulan bakımların yapılmasında zaman zaman sıkıntıya düşülmektedir. Devir sonrası pota metalürji istasyonlarında Al ile öldürülmüş çeliklerin dökülebilirliğinin sağlanması konusunda ciddi mesafeler alınmıştır. Özellikle hazır müşterisi olan ve sektörde yoğun talep bulan SAE 1006, SAE 1008 gibi katma değeri yüksek ince tel çekilebilen Al ile öldürülmüş bu çelik kalitelerinin devir öncesi işletme şartlarında üretiminde yaşanan sıkıntılar devir sonrası yaratılan iyileştirmeler ve pota metalürji istasyonlarında uygulanan CaSi işlemiyle aşılarak bu kaliteler ticari olarak satılabilir ürün olarak tsdemir'in satış portföyüne kazandırmıştır. 2.4 Radyal Blum Döküm Makinaları I İsdemirin Erdemire devrinden sonra Radyal blum döküm makinalarında döküm hızlarının 0.9 mt/dk değerine çıkartılarak ortalama döküm süresinin 50 - 55 dakikaya düşürülmesi ve bu şartlarda ticari olarak satılabilir kalitede blum üretimi yapılabilmesi için gerekli olan iyileştirme alanları aşağıdaki gibi tesbit edilmiştir. 2.4.1 Blum Makinalarının Bakımlarının Yapılması Mekanik -Elektrik Genel Dik blum döküm makinalarının sökülmesinden önce üç adet Radyal blum döküm makinasının 25'er günlük peryotlar halinde üç vardiya çalışma düzeninde genel bakımları sırayla yapılmıştır. Bu bakımlar esnasında makinaların mekanik aksamları büyük ölçüde sökülerek atelyelerde bakımları tamalanmıştır. Makinaların ekipman soğutma ve yağlama sistemleri borulama hatlarının değişimi dahil yenilenmiştir.Yüksek döküm hızlarında sorun çıkarabilme ihtimali olan her tür ekipman proje bazında etüd edilerek gerekli düzeltmeleri yapılmıştır. Toplam maliyeti yaklaşık 1 Milyon USD bulan bu bakım döneminde İsdemir'in tecrübeli bakım grupları büyük bir özveri ile çalışarak blum makinalarını proje değerlerine büyük ölçüde getirmişlerdir. 2.4.2 Kalıp Osilasyon Sistemlerinin İyileştirilmesi ve yedeklenmesi I: I Brumec firması tarafından 1998 yılında modernize edilen kalıp osilasyon sistemi gerek yedek sayısının azlığı ve gerekse de zaman içerisinde değiştirilen parçaların imalatlarındaki hatalardan dolayı blum üretiminin önünde •i, önemli bir engel oluşturmuştur. Devir sonrasında Etüd Proje gruplarının yaptığı çalışmalar sayesinde yedek iki adet osilasyon masasının imalatı İsdemir'de gerçekleştirilmiştir. Ayrıca mevcutlardaki imalat hatalara da peyderpey giderilmiştir. a) Radyal blum döküm makinalarında ortalama blum döküm hızı 0,5 dk/mt'den 0,9 dk/mt'ye çıkarılarmıştır. b) Ortalama döküm süresi 102 dakikadan 55 dakikaya indirilmiştir. 2.4.3 c) Radyal blum döküm makinalarında Mayıs 2003 'te 170 301 ton blum üretimi yapılarak yıllık bazda radyal blum döküm makinalarının toplam kapasitesi 2 Milyon tonun üzerine çıkarılmıştır. d) Devirden önce altı makine ile günlük en iyi blum üretim tonajı 7253 ton iken Devirden sonra bu değer üç radyal blum döküm makinası ile 7744 ton'a yükseltilmiştir. e) Rekorlar, Kalıp Ölçülerinin Kontrol Altına Alınması Blum makinalarının kalıplarında kullanılan bakır plakaların et kalınlıklarının homojen ölçülerde monte edilmemesinden kaynaklanan kalite ve işletme sorunları bakır plakaların yeterli sayıda yedeklenmesi ve kalıp hazırlama atelyesinde kurulan sistematik kontrol yaklaşımı ile aşılmıştır. 2.4.4 Primer ve Sekonder Soğutma Sistemleri ve Su Kaliteleri Blum Makinalarında döküm hızlarının arttırılabilmesi için primer ve sekonder soğutma sistemlerinde uygun kalitede su ihtiyacı Su ve Çevre Yönetim Müdürlüğünün çok kısa sürede gerçekleştirdiği kimyasal şartlandırma ile aşılmıştır. Bu sayede sekonder soğutma sisteminde full-cone tipinde püskürtme nozulları kullanılmaya başlanmıştır. Her bir çelik kalitesi için optimum soğutma eğrilerinin geliştirilmesiyle birlikte blum makinalarında döküm hızlarının arttırılmasında ve blum kalitesinin iyileştirilmesinde çok önemli mesafe alınmıştır. 2.4.5 • Makine bindirme döküm sayısı rekoru 63 dökümden 134 döküme • Tandiş bindirme döküm sayısı rekoru 13 dökümden 34 döküme • Tandiş bindirme döküm ortalaması 4.5 dökümden 13 döküme • Pota astar döküm sayıları ortlama 45 dökümden 65 döküme yükseltilmiştir. Seksiyon Role Tasarımı Devir öncesi işletme şartlarında blum döküm makinalarında yüksek oranda meydana gelen kanamalardan dolayı seksiyonlarda kullanılan rölelerin sayısı dokuz sıradan beş sıraya düşürülmüştür. Devirden sonra yapılan iyileştirmeler sayesinde kanamaların azalması neticesinde dokuz sıralı seksiyon role tasarımına dönülerek kalite alanında yaşanan çatlak problemleri azaltılmıştır. 2.4.6 Pota Ara tüp Uygulaması Potadan tandişe sıvı çeliğin korumasız olarak akması sonucu reoksidasyonun sebep olduğu sorunlar üretimi ve kaliteyi uzun yıllar önemli ölçüde etkilemiştir. Pota ara tüp (ladle shroud) uygulaması ile birlikte kaliteye yansıyan sorunlar önemli ölçüde giderilmiştir. Bu uygulamanın daha da çarpıcı sonucu tandiş refrakterlerinin performanslarındaki artışta görülmüştür. Pota ara tüp uygulaması olmadığı dönemlerde 4.5 döküm olan tandiş bindirme ömrü pota ara tüp uygulamasından sonra 13 dökümlere ulaşmıştır. 3. İYİLEŞTİRME SONUÇLARI İsdemir Erdemir bütünleşmesinin yarattığı sinerji ile yönetimimizin çalışanların bilgi ve deneyimine olan inancı ve kararlı desteği sayesinde gerçekleştirilen bu iyileştirmelerin sonuçları aşağıdadır. 49 0 İhraç kaydıyla üretimi yapılan 20MnSi kalite blumların makro yapılarında görülen % 13 seviyelerindeki kalite problemleri önceki bölümlerde yapılan iyileştirmelerden sonra %0,2 seviyelerine düşürülmüştür. g) Katma değeri yüksek olan ince tellik SAE1006, SAE 1008 kalite çeliklerin yanı sıra elektrot üretiminde kullanılan Sİ, SG2 , S2Mo kalite çeliklerin İsdemir de üretilebilriliği sağlanmıştır. II. DEMİR-ÇELİK SEMPOZYUM BİLDİRİLERİ / 05 tmmob makina mühendisleri odası "Demir Çeliğin hammaddesi olan taşkömüründe, TTK'nın ileriye dönük üretim-maliyet politikaları" Rıfat DAĞDELEN Türkiye Taş Kömürleri 51 DEMİR ÇELİĞİN HAMMADDESİ OLAN TAŞKÖMÜRÜNDE TTK' NIN İLERİYE DÖNÜK ÜRETİM VE MALİYET POLİTİKALARI Rıfat DAĞDELEN TTK Yönetim Kurulu Üyesi Genel Müdür V. ÖZET Son yıllarda Türkiye Taşkömürü Kurumunun faaliyet ve dönem zararlarını kabul edilebilir sınırlara indirmek için bir dizi iyileştirici çalışmalar başlatılmıştır.Kurumumuzda yeniden yapılandırma çalışmaları ile üretim ve verimlilik artış sağlanması hedeflenmektedir. Bu kapsamda çeşitli nedenlerle geç kalmış ana kat hazırlıklarının ihale yolu ile sürdürülmesi ve kömür yıkama işleminin hizmet alımı yolu ile yaptırılması çalışmalarına başlanmıştır. Böylece hedeflenen üretim seviyelerine ulaşılarak, demir- çelik sektöründe yerini alacaktır. Anahtar Kelimeler : taşkömürü, yeniden yapılanma, kömür hazırlama l.GİRİŞ ve ortalama çalışma derinliği -300 m'dir. Damarların eğimi yüzünden çalışma derinliği her yıl ortalama 12 m artmaktadır. Zonguldak taşkömürü havzasında 50 yıl önce kurulan önemli ana altyapı tesisleri (Kuyular, Kat Lağımları, Yıkama Taşkömürü üretimi halen 35 adet panoda uzun ayak (2'si tesisleri) günümüzdeki üretim isteklerine cevap veremez hale hidrolik direk tahkimatlı), 5 adet panoda tumba baca, 10 gelmiştir. adet panoda ise pnömatik patlatma yöntemi olmak üzere toplam 50 adet üretim biriminde yapılmaktadır. Üretilen Bu tebliğde Kurumun önümüzdeki 4 yıllık dönemde kömür, toplam 4 yıkama tesisinde (lavvuar) yürüteceği yeniden yapılanma faaliyetleri anlatılmaktadır. zenginleştirilerek değişik özelliklerde satışa sunulmaktadır. Ayrıca kömür pazarlama politikamızda yeniden düzenlenerek koklaşabilir özellikte kömürün maksimum Kurumumuzda, 10.169 yeraltı, 3.620 yerüstü olmak üzere üretimi hedef alınmaktadır. toplam 13.688 yevmiyeli, 2.291 kadrolu ve sözleşmeli personel olmak üzere toplam 15.979 personel istihdam 2. MEVCUT DURUM edilmektedir. Taşkömürü madenciği alanında faaliyette bulunan Türkiye Kurumumuzun 2002 yılı üretimi 2.5 Milyon ton olarak Taşkömürü Kurumu'nun Merkezi Zonguldak'tadır. programlanmış, yıl sonu itibariyle %90'lık bir gerçekleşme ile 2.24 Milyon ton olmuştur. 2003 yılı üretimi 2.425.000 Kurum, Genel Müdürlük ile dördü (Armutçuk, Kozlu, ton olarak programlanmış olup, Ağustos ayı sonu itibariyle Üzülmez ve Karadon) Zonguldak ili sınırları içinde, biri 1.336.683 ton üretim yapılmıştır. (Amasra) ise Bartın ili sınırları içinde bulunan 5 müessesede faaliyetini sürdürmektedir. 6.885 km 2 (3.000 km 2 si denizde, TTK tarafından üretilen taşkömürünün yaklaşık %70'i 3.885 km 2 si karada) olarak tespit edilmiş olan -Kurumun termik santrale (ÇATES), %10'u demir çelik sektörüne, imtiyaz alanı, pfodüktif karbonifer alanlarını kapsayacak %20'si ise diğer sanayi ve teshin amaçlı pazarlanmaktadır. şekilde yeni bir çalışma sonucunda; karada 458 km denizde Bu oranlar piyasa konjonktürüne göre değişebilmektedir. 153 km 2 olmak üzere 611 km 2 ye düşürülmesi Yönetim Kurulumuzca kabul edilmiş ve Bakanlığımıza sunulmuştur. Kurumun 2003 yılı yatırımı 15,5 Trilyon TL olarak programlanmış olup, Ağustos sonu itibariyle 6,2 Trilyon Havzanın -1200 m. derinliğe kadar hesaplanmış jeolojik TL'lik bir gerçekleşme sağlanmıştır. rezervi yaklaşık 1.354 Milyar ton olup, bunun %42'si görünür rezerv olarak kabul edilmektedir. 2002 yılı ticari maliyetimiz 221.157.000 TL/Ton olarak gerçekleşmiştir. 2003 yılı ticari maliyetimizin ise Kömür damarlarının eğimleri 0-90° arasında ve damar 301.989.000 TL/Ton olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. kalınlıkları da 0.80-3.50 m arasında değişmektedir. Ortalama 2000-2004 yılları Ticari maliyetimizi oluşturan giderlere damar kalınlığı 2.58 m'dir. Armutçuk Müessesesi ait bilgiler tablo-1'de verilmiştir. damarlarında kalınlık 12 m'ye kadar çıkmaktadır. Kömür damarlarının bu yapısı ve havzadaki büyüklü, küçüklü sayısız 2002 yılı ortalama satış fiyatımız 62.260.000 TL/Ton kırık (fay) ve sıkmalar üretimde tam mekanize yöntemlerin (40$/ton) olarak gerçekleşmiştir. 2003 yılı ortalama satış TLATon (47$/ton) olması uygulanmasını engellemektedir.Üretim halen yer altı fiyatı 77.076.000 madencilik yöntemiyle ve büyük oranda insan gücüne dayalı beklenmektedir. olarak yürütülmektedir. Halen çalışılan en derin kot -560 m 53 2002 yılı zararımız 334.149 Milyar TL olmuştur. 2003 yılı zararımızın 475.921 Milyar TL olması beklenmektedir.. Tablo 1- Ana Girdilerin Ticari Maliyetteki Payları (Milyar TL) Gider 2002 2003 2004 Türü Tutan % (Prog.) (Bek.) 27.410 33.250 Malzeme 5,89 50.900 İşçilik 308.843 66,42 384.014 357.800 Memur 35.350 45.298 45.953 7,60 Elektrik 25.140 5,41 26.632 30.300 Amortisman 4.520 0,97 6.420 8.450 Diğer 1.654 0,36 3.340 12.300 Finans. (*) 62.077 13,35 126.164 137.397 Toplam 464.994 100 625.118 Tablodan görüldüğü üzere 1997-2002 yılları arasında taşta ilerleme yıllık ortalama 6000 m olup bunun ortalama 2000 metresini kredili ana kat hazıı! ' 'arı oluşturmaktadır. Aynı dönemde tüvenan üretim miktarı yaklaşık 3 milyon ton, satılabilir üretim ise 2.2 milyon ton düzeyinde gerçekleşmiştir. Kurumumuzda üretim artışının sağlanabilmesi ve istenilen seviyeye ulaşılması için özellikle ana kat hazırlıklarının bir an önce tamamlanması gereklidir. Kat hazırlıklarında meydana gelen gecikmeler üretim artışının engellenmesi yanında ek maliyetlerde getirmektedir. Müesseseler zaman zaman ana kat hazırlıklarındaki ekiplerini hazırlık lağımı, müteferrik lağımı gibi acil ihtiyaçlar için kullanmaktadırlar. 643.100 3-YENİDEN YAPILANMA PROGRAMI 3.2-Üretim Artışına Yönelik Hazırlık Planlaması 3.1- Hazırlık Ve Üretim Faaliyetlerinin Değerlendirilmesi Kurumumuzda halen sürdürülmekte olan ana kat hazırlıkları yaklaşık 15 yıl önce başlamıştır. Çeşitli nedenlerle kesintiye uğrayan ve toplam uzunluğu 65 km olan ana kat hazırlıklarında bugüne kadar 17 km ilerleme sağlanmıştır. Ulaşılan üretim rakamları Kurumumuzu iyileştirmeye yönelik hedeflerden oldukça düşük bir düzeydedir. İstenilen üretim düzeyini gerçekleştirebilmek için gereken temel alt yapı tesisleri olan ana kat hazırlıklarında geri kalmıştır.Ana kat hazırlıklarının yanı sıra pano hazırlıklarında ihtiyaç duyulan 2000 yılında alınan yeni hazırlık işçilerine rağmen geçen ilerlemelerin yapılamaması üretim hedeflerinin sürede toplam hazırlık ilerleme miktarında hiçbir artış gerçekleştirilememesinin en önemli sebeplerinden biri olarak sağlanamamıştır. Yıllık 2000 metre ilerleme görülmektedir. Belirlenen üretim hedeflerine ulaşmak ve gerçekleştirilmesi durumunda bile kalan 49 km lik iş için sürekli kılabilmek, üretim katlarının ve panolarının yaklaşık 20-25 yıl gereklidir. Bu nedenle hazırlık zamanında hazırlanmasıyla mümkündür. çalışmalarının ihale yolu ile gerçekleştirilerek bir an önce üretime hazırlanması gereklidir. Kredili olarak sürülen ana kat hazırlıklarında genellikle Elektro-Hidrolik delici ve yükleyiciler kullanılmakta, hazırlık Hazırlık çalışmalarında meydana gelen gecikmeler üretim ve müteferrik lağımlar ile taban yolu ilerlemelerinde basınçlı artışı bir yana mevcut durumun idamesini bile havalı mortopikör ve posta makinaları kombinasyonundan zorlaştırmakta ve maliyeti arttırmaktadır. Son dönemde faydalanılmaktadır. Pnömatik Patlatma Panosu Kılavuzları ihale yolu ile yaptırılmakta olan Uzun Mehmet-1 ve ve taban yollarında zincirli konveyörler de posta nakliyatı ve Karadon Yeni Servis Kuyularının hem maliyet ve hizmete yükleme için kullanılmaktadır. Arın gerisi nakliyat büyük alınma süresi bakımından çok avantajlı olduğu ortadadır. oranda tonluk veya 5 tonluk demiryolu nakliyatıdır. Hedeflenen üretim düzeylerinin sağlanması için söz Tablo 2- 1997 -2002 Yılları Lağım İlerlemeleri ve Maliyet Mukayesesi ( 14 m2 Kesit) Yıllar Top. Lağım İler. (m) 5.350 6.669 6.517 5.235 Ort. Aylık İler (m) 25 5 müessesede toplam 9 projenin hizmet alımı yolu ile üretime hazırlanması durumunda 4 yıl sonunda toplam 48.582 m olan tüm projelerin tamamlanması hedeflenmektedir. Böylece yaklaşık 70 milyon ton kömür rezervi üretime hazırlanmış olacaktır. 1999 2000 2001 2002 ITK 2003 Yılı Program Maliyeti (Milyar TL/M) ($/M) 3,766 2.250 HİZMET ALIMI Aylık İlerleme (m) Maliyet ($/m) 100 1.200* konusu projelerin bir an önce hayata geçirilmesi bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Kat hazırlıklarının ihale yolu ile sürdürülmesi durumunda müesseseler diğer hazırlık faaliyetlerini kat hazırlıklarına uyumlu olarak gerçekleştirebileceklerdir. 3.3-Üretim Hazırlık çalışmalarının ihale yolu ile yaptırılması durumunda günlük 22.000 ton tüvenan ve 13.500 ton satılabilir üretim hedefine kademeli olarak 2006 yılında ulaşmak mümkündür. TTK'nın yıllar itibariyle tüvenan ve satılabilir üretim hedefleri Tablo-3'de verilmiştir * TTK'nın daha önce aldığı teklifler 54 Tablo 3 - TTK Yıllar itibariyle Tüvenan ve Satılabilir Üretim Hedefleri Üretim ve Randıman artışına yönelik çalışmalarda • 2004 2003 2005 2006 Tüv. Üretim 1.159 2000 2000 2000 Sat. Üretim 780 1.346 1.346 1.500 Tüv. Üretim 2.105 3600 4000 5000 Sat. Üretim 1.274 2.187 2.430 3.050 Tüv. Üretim 2474 4000 4000 4000 Sat. Üretim 1.641 2.430 2.450 2.450 Tüv. Üretim 3478 6000 7100 9000 Sat. Üretim 2751 3.645 4.320 5.500 ruv. Üretim Amasra Sat. Üretim) Tüv. Üretim 800 1500 2000 2000 385 578 970 1000 10.016 17.100 19.100 22.000 Armutçuk Kozlu Üzülmez Karadon ITK Sat. Üretim 6.831 10.185 11.516 13.500 Sat. Üretim (ton/yıl) 2.049.300 3.055.646 3.454.796 4.050.000 Üretim düzeyinin artması ile birlikte Kozlu ve Üzülmez kömürlerinin tamamı metalurjik kömür eldesine yönelik yıkanacak ve Karadon müessesesi kömürleri ÇATES'e yıllık 1,5 milyon ton santral yakıtı sağlayacak şekilde hazırlanacaktır. Müesseseler itibariyle ürün dağılımları tablo4'te verilmiştir. Tablo 4- Ürün Dağılımları Armutçuk Kozlu Üzülmez Karadon Amasra Sat. Üretim (ton/gün) Sat. Üretim (ton/Yıl) Parça 0-10 Met. Kömür 0-10 Santral Yakıtı TOPLAM 1.500 3.050 2.450 5.500 1.000 TTK 13.500 450.000 915.000 735.000 1.650.000 300.000 4.O5O.OO0 160.250 108.150 86.400 194.420 60.778 609.998 0 393.550 317.640 223.700 66.050 413.300 330.960 711.190 1.422380 102.178 325.878 744.39C 137.044 1.691.744 450.000 915.000 ^735.000 1.650.000 300.000 4.050.000 • • % 10-12 olan pnomatik patlatma oranının pano sayılarının arttırılarak % 25-30 seviyelerine yükseltilmesi, Hazırlanacak yeni katlarla birlikte konsantrasyon çalışmaları sonucu arın gerisi işçiliklerde azami düzeyin sağlanması, Üretimde selektivitenin sağlanarak % 58 - 6 0 düzeyinde olan tüvenan kül oranlarının % 50 -52 düzeyine indirilmesi ve böylece aynı üretim seviyesinde satılabilir üretim miktarının arttırılması hedeflenmektedir. Böylece 1800 kg/yey düzeyindeki P.A.Ü.1. randımanının 2400 kg/ yev. seviyesine, yer altı işçiliği randımanının 917 kg/ yeV seviyesinden 1570 kg/ yev. seviyesine yükseleceği öngörülmektedir. Tablo 5- Üretim ve Randımanlar Yıllar 2003** 2004 2005 2006 Üretim ruvenan(X1000ton) 3.004 4.935 5.625 6.60C Satılabilir (XI OOOton) 2.050 3.050 3.450 4.05C İşçi Hareketi Alınacak Yer Altı İşçisi 2000 Çıkarılacak İşçi Sayısı Yer Altı 570 455 108 191 104 2462 35 205 Yerüstü şçilik (Kaydı Açık) 9.679 11.224 11.116 10.925 Yer Altı ' 4.500 6.400 6.350 6.30C P.A.Ü.1 3.371 3.166 3.062 600 Yerüstü Toplam 13.050 14.390 14.178 11.525 Randımanlar (Stb. Ke/Yev) 1.898 1.986 2.264 2.679 P.A.Ü.1 içeri 882 1.132 1.293 1.545 ** Beklenen 3.4 - Kömür Hazırlama Ve Pazarlama Modeli 3.4.1- Pazarlama Kurumumuz pazarlama profilinin ortaya konması açısından 1995-2003 yıllarına ait sektörler itibariyle Günlük 22.000 ton tüvenana ulaşılması durumunda yıllık taşkömürü satışları tablo-6 de verilmektedir. 609.998 ton parça, 1.422.380 ton metalurjik kömür, 325.878 ton 0-10 ve 1.691.744 ton santral yakıtı olmak üzere 4.050.000 ton satılabilir ürün elde edilecektir. Böylece ülkemizin yıllık 4,5 - 5 milyon ton koklaşabilir kömür ihtiyacının yaklaşık % 30'u karşılanabilir duruma gelinecektir. Tablo 6 - 1995- 2003 Yılları Sektörler İtibariyle Kömür Satışları hazırlamak ve etkin pazarlama koşulları suretiyle kömür satış politikası oluşturulabilir. 1995 Sektörler itibariyle Satış Miktarları (TON) Demir- Enerji Diğer Toplam Çelik 601.232 1.177.935 348.020 2.127.187 1996 1997 479.623 340.403 1.693.128 1998 111.616 1.486.916 500.577 2.358.045 437.067 2.470.598 390.147 1.988.679 1999 331.285 1.473.388 176.553 1.981.226 45 2000 2001 2002 267.223 359.892 1.542.536 353.404 2.163.163 453.152 2.292.949 425.802 2.102.969 42 YIL 284.113 1.377.845 1.479.905 1.393.054 Ort. Satış F. ($/Ton) 41 43 43 45 uygulamak 3.4.2 - Mevcut Lavvarların Sorunları Havzada yeraltından çıkarılan kömürler toplam kapasiteleri 1650 ton / saat olan Zcıguldak, Çatalağzı, Armutçuk ve Amasra lavvarlarında yıkanarak piyasaya sunulmaktadır.Kurumumuz çalışma düzeninde en son ve en önemli basamağı oluşturan bu lavvalarda yaşanan problemler ana hatlarıyla şöyledir: - Teknolojinin eski olması ve maliyetlerdeki yükseklik - İşletme şartlarının zorluğu - Düşük kapasite kullanımı - Taleplere uygun kömür hazırlanamaması 34 40 * 2003 Program 1990' lı yıllara kadar satışların önemli bir kısmı (yaklaşık % 50)demir-çelik sektörüne yapılmıştır.Ülkemizde demir-çelik sektöründe yaşanan gelişmeye paralel olarak koklaşabilir taşkömürü ihtiyacı hızlı bir şekilde artmıştır. Aynı dönemde Kurumumuz satılabilir miktarında düşüş yaşanmış ve ithal edilen taşkömürü miktarı artmıştır. 1990 yılında ithal edilen kömür miktarı 5,5 milyon ton iken 2002 yılında yaklaşık 11 milyon tona yükselmiştir. Uluslar arası kömür piyasasındaki düşük fiyatlar da ithal kömüre olan talebi arttırmıştır. Ayrıca demir-çelik sektörünün istediği özelliklerde ürün hazırlanamaması da Kurumumuz koklaşabilir taşkömürüne olan talebi azaltmıştır. Ayrıca çimento fabrikalarına yapılan satışlarda da önemli azalmalar meydana gelmiştir. Bunun başlıca nedeni fabrikaların dünya piyasaları ile rekabet edebilmek için dışarıdan yüksek kükürtlü ve oldukça ucuz fiyatlarda petrokok kullanmalarıdır. Buna ilave olarak ihtiyaç fazlası petrokokun ülkemizde teshin amaçlı olarak kullanılması da çevre ve insan sağlına zararı yanında satışları olumsuz etkilemiştir. Ayrıca yurtiçine teshin amaçlı olarak kullanılan kömürlerde uçucu madde oranının % 12-22 olarak sınırlandırılması % 27-33 uçuculuğa sahip Zonguldak kömürlerinin diğer illerde teshin amaçlı olarak kullanımını engellemiştir. Tüm bu olumsuz gelişmelere karşın 1991 yılında Çatalağzı ve Zonguldak Lavvarlarına filtrasyon tesislerinin kurulması ile birlikte - 0,5 mm şlam kömürlerin ve pazarlama sorunu yaşanan 0-10 mm boyutlu ürünün ÇATES'te santral yakıtı olarak değerlendirilmesi mümkün olmuştur. Ancak zaman zaman santraldeki bakım onarım ve diğer nedenlerle kömür satışının azalması veya durması durumunda pazarlama sıkıntısı meydana gelmektedir. Bu özellikleri ile lavvarlar kömür yıkama işlemi yerine termik santrale % 50 küllü ürün hazırlayan boyuta göre ayırma işlemini gerçekleştiren pahalı bir eleme sistemi haline dönüşmektedir. 3.4.3 - Yeni Lavvar Kurulma ve İşletme Yönteminin Belirlenmesi: Lavvarlarda yaşanılan sorunlar yıllardır Kurumumuzun gündeminde olmasına ve yaptırılan modernizasyon projelerine rağmen günümüze kadar somut bir adım atılamamıştır.Ülkemizde KiT'lere bakış açısının değiştiği yıllara rastlayan ve yenilenmesi gündeme gelen Zonguldak ve Çatalağzı lavvarlarının modernizasyonu hayata geçirilememiştir. Sadece üretim düzeyinin korunabilmesi amacıyla yatırımlar yapılabilmiştir. Gelinen bu noktada mevcut yıkama üniteleri ile yıkama faaliyetlerinin sürdürülmesi mümkün değildir. Yıkama ünitelerinin istenilen özellikte satılabilir ürün üretebilecek yeni sistemlerle değiştirilmesi teknik bir zorunluluktur. Böyle tesislerin kurulması halinde 1. 2. 3. 4. İlk yatırım maliyeti düşüktür. Yıkama maliyeti düşüktür. Piyasadaki gelişmelere paralel olarak çeşitli ürün elde edilebilecektir. Sürekli çalışma ortamı sağlanarak maksimum verime ulaşılacaktır. Son yıllarda Kurumumuz faaliyet ve dönem zararlarını kabul edilebilir sınırlara indirmek için verimlilik, yatırım, maliyet ve üretimde iyileştirici önlemler alınmakta böylece ülke ekonomisine azami katkıyı sağlayacak biçimde havzadaki taşkömürü madenciliğinin sürdürülmesi amaçlanmaktadır. Bu amaçla çeşitli nedenlerle faaliyetleri Ayrıca santralin özelleştirilmesi durumunda ortaya güçlükle yürütülen kömür nakli, taş nakli, atıkların çıkabilecek ihtilaflar ve satış fiyatındaki ve miktarındaki yayılması, karo sahasının düzenlenmesi vb. yerüstü üçüncü şahıslara yaptırılmaktadır. Bu azalmalar gibi koşullar pazar payının yaklaşık % 75 ' ini hizmetleri çalışmalara paralel olarak Kurumumuz lavvarlarının oluşturan olumsuz etkileyecektir. Bu nedenle ürün yenilenmesi ve yıkama faaliyetlerinin yeniden çeşitliliğine dayalı değişik sektörlere hitap edebilecek ürünler şekillendirilmesi amacıyla çalışmalara devam 56 edilmektedir. Bu kapsamda Kozlu ve Üzülmez kömürlerinin hizmet alımı yolu ile yıkattırılmasına ilişkin hazırlıklara hız verilmiştir. Zonguldak Lawan Maliyet Mukayesesi ,22,5, D Hizmet Alımı •TTK'ca yapılması Sekili- Yıkama maliyet mukayesesi Kurumumuzda ortalama lavvar yıkama maliyeti 8,3 $/ toın dur. Zonguldak Lavvarının kaldırılarak Kozlu ve Üzülmez kömürlerinin 2004 yılından itibaren modüler bir lavvarda hizmet alımı yolu ile yıkattırılması halinde ton başına yıkama maliyeti yaklaşık 2,5-3 $ olacak ve yıllık ortalama 12-15 milyon $'hk tasarruf sağlanacaktır.Hizmet alımının Kurum çapında yaygınlaştırılması halinde bu değer 40 -50 milyon $' a ulaşacaktır. 4-SONUÇ Bir süreç gerektirecek olan hazırlık faaliyetlerinin rehabilitasyonuna paralel olarak aciliyet gösteren kredili ana kat hazırlıklarının da kurum dışından hizmet alınarak gerçekleştirilmesi hem zaman kazanmak açısından hem de maliyetlerin düşürülmesi bakımından yararlı olacaktır. Kurumun yerüstünde sürdürdüğü en önemli faaliyet olan kömür yıkama işlemleri Zonguldak lavvarı öncelikli olmak üzere hizmet alımı yolu ile yaptırılarak yıkama maliyeti düşürülecek ve maliyet kalite yönünden ithal kömürlerle rekabet edebilir duruma gelinecektir. 2003 yılı programında 165 $/ton, TİS şarjı ve yapılan iyileştirmelerle birlikte 196 $/ton olarak gerçekleşmesi beklenen ticari maliyetin yeniden yapılanma programı sonucunda 2006 yılında 71 $/tona düşürülmesi, buna paralel olarak 2003 yılı programında 232 milyon $ olarak öngörülen Kurum zararının 2006 yılında 70 milyon S'a düşürülmesi hedeflenmektedir. 57