LİSANS n i n i ç h i r a “T n ı n ı r a l u r o S l e z Ö ” i r e l m ü z ö Ç Bu soruları görün, KPSS sorununu çözün... İÇİNDEKİLER İslamiyet Öncesi Türk Tarihi ……………………………………………………………...................................... 3 Türk - İslam Devletleri …………………………………………………………….......................................................... 9 Türkiye Tarihi ……………………………………………………………............................................................................................ 17 Osmanlı Devleti Kuruluş ve Yükselme Dönemi ........................................................................ 21 Osmanlı Devleti Kültür - Uygarlık .................................................................................................................. 27 Osmanlı Devleti Duraklama Dönemi .............................................................................................................. 39 Osmanlı Devleti Gerileme Dönemi ................................................................................................................... 43 Osmanlı Devleti Dağılma Dönemi ...................................................................................................................... 47 XX. Yüzyılda Osmanlı Devleti .................................................................................................................................... 59 Millî Mücadele Hazırlık Dönemi .......................................................................................................................... 69 I. TBMM Dönemi .............................................................................................................................................................................. 75 Millî Mücadele Muharebeler Dönemi ........................................................................................................ 79 Atatürk İlkeleri ...................................................................................................................................................................................... 89 İnkılaplar ve İç Politika ........................................................................................................................................................ 99 Atatürk Dönemi Dış Politika .................................................................................................................................... 113 XX. Yüzyıl Başlarında Dünya ..................................................................................................................................... 119 II. Dünya Savaşı ................................................................................................................................................................................... 125 Soğuk Savaş Dönemi ................................................................................................................................................................... 131 Yumaşama Dönemi ........................................................................................................................................................................... 137 Küreselleşen Dünya ........................................................................................................................................................................ 143 Deneme Sınavları ................................................................................................................................................................................ 147 İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ – I İslamiyet öncesi dönemde varlık gösteren Türk topluluklarının, demografik yapısının (nüfus özelliklerinin), statik olmaması yani hareketli olmasının temel nedeni “yaşam tarzı”dır. Türklerin konar göçer bir yaşama sahip olması, bölgelerde nüfus değişimlerinin görülmesine yol açmıştır. Yanıt: B 2 Türklerin anayurdu genel hatları ile Orta Asya’dır. Türkler farklı nedenlere bağlı olarak anayurt Orta Asya’dan çeşitli bölgelere göç etmiştir. Göç edilen bölgelerden biri de Avrupa’dır. Avrupa’ya gelen Türk toplulukları yeni yaşam bölgelerinde; eskiden olduğu gibi yine otlak ve mera arayışına girmiş, siyasi mücadeleler yaşamış, yeni yerleri fethetmek istemiş ve dış tehditler almıştır. Ancak Avrupa’ya gelen Türk toplulukları için ortak Çin baskısı bir yer değiştirme nedeni olmamış veya sorun teşkil etmemiştir. Yanıt: E 3 4 Türklerin yaşam tarzının göçebelik olması, hızlı hareket edilmesini ve dayanıklı olunmasını gerektirmiştir. Bu nedenle Türklerin göçlerine at unsuru ve tekerlekli arabalar pratiklik kazandırmıştır. Ancak kurgan adı verilen mezarların göçleri pratikleştiren veya durağanlaştıran yönü yoktur (II). Yanıt: B Gaziyan İslam sonrası Türk hükümdarları için kullanılan bir unvandır. Yanıt: E 6 Uygurların Manihaizm’i benimsemesi ile; Değişenler Değişmeyenler Sanat yapısı (Kalıcı Egemenlik anlayışı eserler verilmiş) Hanedan yöneGeçim kaynağı (Tatimi rım başlamış) Yaşam tarzı (Yerleşik yaşama geçilmiş) Savaşçı yapı (Zayıflamış) Ticaret (Pazar ticareti gelişmiş) Yanıt: B 7 Sorunun seçeneklerinde yer alan BitikçiDin adamı eşleştirmesi doğru değildir. Bitikçi, yazman anlamındadır. Din adamlarına ise Şaman, Kam ve Baksı gibi isimler verilmiştir. Yanıt: C 8 Asya’da Varlık Gösterenler Hunlar Göktürkler Uygurlar Avarlar Kırgızlar Oğuzlar Karluklar Avrupa’da Varlık Gösterenler Bulgarlar Macarlar Hunlar Avarlar Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Asya Hunları (Büyük Hunlar) İlk düzenli ordu İlk ikili teşkilat İlk kurultay İlk siyasi birlik İlk devlet teşkilatı İlk onluk sistem İlk İpek Yolu hâkimiyeti Ancak Asya Hunlarının Türk tarihine kazandırdıkları arasında “millî alfabe” yoktur. Çünkü bu dönemde yazı kullanılmamıştır. Bu özellik Göktürklere ve Uygurlara aittir. Yanıt: E 5 ÇÖZÜM–1 1 3 4 9 Orta Asya bozkırlarında hayvancılıkla uğraşan Türk toplulukları için otlak ve meralar vazgeçilmez unsurlar olmuştur. Orta Asya’nın kurak iklimi nedeniyle otlak ve meraların azalması Türklerin yer değiştirmek zorunda kalmasına yol açmıştır. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 10 İskitler (Sakalar) Tarihinin bilinen ilk Türk topluluğudur. En ünlü hükümdarları Alp Er Tunga ve Tomris’tir. Alp Er Tunga, Gaznelilerin Şehnamesi’nde yer alır. (C) Hayvan üslubunu sanatta ilk kullanan Türk topluluğudur. (D) Orta Asya’nın batısı ile Karadeniz’in kuzeyinde yaşamışlardır. (E) Atı evcilleştiren ilk topluluktur. Koşum takımlarını kullanmışlardır. (A) Halkın çoğunluğu İran kavimlerinden oluşur. Şu ve Alp Er Tunga destanlarını ortaya koymuşlardır. Ancak İskitler için Türkler arasında siyasi birlik sağladıkları söylenemez. Çünkü bu olguyu ilk kez gerçekleştiren Asya Hun Devleti’dir. Yanıt: B 11 Türk tarihinde bağımsızlık elde etmek amacıyla ortaya konulan ilk isyan hareketi Kürşad İsyanı’dır. Kürşad ve kırk askeri başarılı olamamıştır. Ancak esaret altında kalmak istemeyen Göktürklere örnek teşkil etmiştir. Yanıt: E 12 Asya Hunlarının Türk Tarihine Kattığı İlkler: İlk devlet (A) İlk siyasi birlik (C) İlk kurultay İlk düzenli ordu (B) İlk onluk sistem İlk İpek Yolu hâkimiyeti İlk ikili teşkilat (E) Ancak ilk madeni parayı Asya Hunları değil, Türgişler basmıştır. Yanıt: D 13 Göktürklerin ticari münasebet k urduğu devletler: Bizans (Doğu Roma) Çin Sasaniler Diğer Orta Asya Türk Devletleri Yanıt: E 14 Öncüle dikkat edildiğinde görülüyor ki verilen yargının diğer bir anlamı; “Göktürk hükümdarları kimlerdir?“ Asıl cevabı aranması gereken budur. Bu durumda hemen verilen seçenekleri incelersek: Bilge Kağan Kültigin Bumin Kağan İstemi Yabgu’nun Göktürk hükümdarları olduğunu söyleriz. Ayrıca; bunların dışında Mukan Kağan, Tengri Kağan, Tapar Kağan, İşbara, İllig Kağan, Tuli Kağan gibi isimler de Göktürklerde hükümdarlık yapmıştır. Ancak Bökü Kağan, Uygurlarda hükümdarlık yapmıştır. Yanıt: B 5 İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ–II 3 İslamiyet öncesi Türk toplumunda, toplumsal yapı; Oğuş Urug Boy Budun (aile) (sülale) (sülalelerin (millet) birliği) İl (devlet) Şeklinde olmuştur. Bu sıralamaya bakıldığında siyasi örgütlenmenin en üst noktası il (devlet) dir. Her boyun kutsal saydığı bir hayvanın olması, Totem inancının varlığını kanıtlar. (Totemcilik: Bir kabilenin atası olarak kabul edilen bir hayvan yada bitkiyi kutsal sayma biçiminde beliren ilkel inançtır.) Toplumun her yıl vergisini ödediği otlak ve meraların olması, toprağın devletin malı sayıldığını göstermektedir. Yanıt: D İslamiyet öncesi Türk devletlerinde hâkimiyet sembolü olarak; Otağ, orda (çadır) Örgin (taht) Nevbet (davul) Yarlıg (buyruk) Tuğ (sancak) Ok-yay Alem (bayrak) Kotuz (sorguç) kullanılmıştır. Türklerin İslamiyet’i kabulüyle birlikte taht, otağ, alem, ferman, hutbe, okutma, para bastırma, menşur (onay), hilat (giysi) hükümdarlık sembolü olarak kullanılmıştır. Yanıt: A ÇÖZÜM–2 1 4 İlk Türk devletlerinde “Egemenlik yetkisi Gök-Tanrı tarafından hükümdar ve ailesine verilir.” anlayışı hakimdir. Bu anlayışa Kut denilirdi. Kut siyasi egemenliğin kaynağıydı. Kut; hükümdarlığın halkın gözünde meşru hale gelmesini sağlardı. Aynı zamanda fiziki ve iktisadi gücü de gösterirdi. Kut ile bütün dünyanın hakimiyeti hükümdara verilmiş olurdu. Kut, Gök Tanrı tarafından sadece kişiye değil, ailesine de verilirdi. Kan yoluyla geçerdi. Bu nedenle kağan ailesinden her bireyin devleti yönetme hakkı vardı. Bu anlayış taht kavgalarının önemli nedenlerinden birisiydi. Bu durum Türk devletlerinin kısa sürede yıkılmasına neden olmuştur. Fakat Kut anlayışı, devletin Gök Tanrı öğretileriyle yönetimini sağlamamıştır. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 Kurultaya katılan üyelere bakıldığında; Hakan Hatun Hanedan mensupları Hükûmet üyeleri Boy beyleri Bağlı devletlerin yöneticileri bulunurdu. Kurultayın aldığı kararlar genellikle Hakan tarafından da kabul edilirdi. Fakat Kut sahibi Hakan olduğu için son kararı Hakan verebilirdi. Bu nedenle Kurultay bir danışma organı sayılırdı. Kararların tartışılarak alınması meclisin demokratik nitelikler taşıdığının kanıtı sayılabilir. Boy beylerinin katılması ise halkın temsil edildiğinin göstergesidir. Önemli meselelerin görüşülmesi devlet işleyişini ilgilendiren konuların görüşüldüğünün kanıtıdır. Fakat Hakan’ın bazı isteklerinin Kurultay tarafından reddedilmesi katı bir monarşinin varlığını kanıtlamamaktadır. Yanıt: C 6 5 Kut İnancı; hükümdara yönetme yetkisinin Tanrı tarafından verildiğine inanılması anlayışıdır. Kut sadece bir kişiye değil, kan yoluyla aileye verildiği için, ailede bulunan her bireyin devleti yönetme yetkisi vardır. Yabgu isimli erkek kardeşin Kurultay’da yer alması, mecliste Kut inancının varlığını kanıtlamaktadır. Ancak Hatun, Tamgacı (dış politikaya bakan görevli), Ağılıg (hazine sorumlusu), Aygucı (başbakan)’nın hanedan soyundan gelmediği düşünüldüğünde bu görevlerin Kut’a sahip olmadığı gibi, devleti yönetmede de yetkileri yoktur. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 6 Ülke yönetiminde uygulanan İkili Sistem, ülkenin sağ-sol veya doğu-batı olarak bölünerek idare edilmesidir. Büyük Kağan Doğu’da, batıda ise “Yabgu” unvanı taşıyan ikinci sırada bir hanedan üyesi bulunmaktadır. Bölgelerini serbest bir şekilde idare eden bu yöneticiler, devletin bütün olarak ilgilendiren konularda Kağan’a uymak zorundadırlar. Ancak sahip oldukları askerî ve ekonomik gücü taht kavgalarında kullanabiliyorlardı. İkili yönetimin amacı, toplumu devletin altında tutmak, idareyi kolaylaştırmaktır. Türk tarihinde İkili Teşkilatın ilk uygulayıcısı olan devlet Hunlar olmuştur. Yanıt: A 7 Eski Türk devletlerinde idari yapılanmada ikili yönetime yer verilmesinin nedenleri; Dinamik toplumu denetim altında tutma isteği Hanedan üyelerinin idareci olarak atanma haklarının olması İdareyi kolaylaştırma isteği Fakat ikili yönetim merkezî otoritenin güçlenmesini sağladığı gibi, zayıflamasına da sebep olmuştur. Genellikle batıya atanan hanedan üyesinin bağımsızlığını ilan etmesiyle ülke bölünmüştür. Uygulanan ikili sistem, hanedan üyelerine bağımsızlığı sağlama yolunu açma gibi bir amaç taşımamıştır. Yanıt: C 8 Kağanların eşleri olan Hatunlar, kurultaya katılmışlar, başka devletlere elçi yollama ve yabancı elçileri kabul etme gibi yetkileri bulunmuştur. Hatunların yabancı elçileri kabul etmeleri yeri geldiğinde Kağan’a vekalet ettiklerinin göstergesidir. Ancak Hatunların kendilerine ait çadırları yoktur, Bu durum hükümdarlık sembolüdür. Çocuklarının veliahd sayılması, kurultaya katılabilmeleri ve mirastan pay alabilmeleri Kağan’a vekalet ettiklerinin göstergesi olamaz. Yanıt: D 9 Toplumsal yaşamda kişilerin birbirleriyle, toplum ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen, uyulması devlet gücüyle desteklenmiş kurallar bütününe “Hukuk” denir. Türkler hukuk sözcüğünün karşılığı olarak Töre sözcüğünü kullanmışlardır. Zamanla uyulan kurallar töre özelliği kazanır. Töre’nin kaynakları arasında; Halkın örf ve adetleri (I) Hükümdar emirleri Kurultay kararları (II) Boy beyleri sayılabilirdi. Fakat İslam fıkıhı, Türklerin İslamiyet’i kabulüyle Şer’i Hukuk kapsamında yerini alacaktır. Yanıt: C 10 Uygur Türklerinde; tarım ve ticaretin gelişmesi kanıtlanabilir ilişkilerin kurulmasını zorunlu kıldığından yazılı belgeler yoğun olarak kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle sözleşmeler yazılı yapılmıştır. Bunlar daha çok borç alıp verme ve kiralama ile ilgilidir. Bu gelişme ile birlikte töre kurallarını yazıya döken ilk Türk topluluğu Moğollar Dönemi’nde Uygurlar olmuştur. Yanıt: A 7 İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ–III Türk edebiyatının başlıca örnekleri; Alper Tunga ve Şu destanları: İskitler Oğuz Kağan Destanı: Hunlar Ergenekon ve Bozkurt destanları: Göktürkler Manas Destanı: Kırgızlar Dede Korkut Hikâyeleri: Oğuzlar Türeyiş ve Göç destanları: Uygurlar Karabalasagun Yazıtı: Uygurlar Moyen Çor (Sine-Uşi) Kitabesi ve İki Kardeş Hikâyesi: Uygurlar Yenisey Yazıtları: Kırgızlara aittir. Yanıt: B 2 3 Sagu: Ölen kişiler için yakılan ağıt. Sav: Atasözü. Abide: Yazılı anıt. Bezeme: Süsleme sanatı. Koşuk: Kopuz eşliğinde söylenen şiir. Yanıt: C Topluluk Destan İskitler Alper Tunga ve Şu Asya Hun Oğuz Kağan Göktürk Ergenekon ve Bozkurt Uygurlar Göç ve Türeyiş KırgızlarManas Avrupa Hun Attila Yanıt: E 5 Milattan Önce VIII. yüzyıla ait Orhun Kitabeleri, Vezir Tonyukuk (727), Kültigin (732), Bilge Kağan (735) adına dikilmiştir. Orhun Yazıtlarında; Göktürk Devleti’nin kuruluşu ve gelişmesi, yönetici ve halkın karşılıklı görevleri, Türk ve Çin ilişkileri, Türklerin hukuk, din ve inançları hakkında bilgiler verilmiştir. Ayrıca bu kitabelerde ilk Türk alfabesi kullanılmış, ilk yazılı millî tarih kaynağı olmuştur. Türk devlet geleneğini yansıtan ilk yazılı Türk kaynağıdır. Ulusçu ve sosyal bir anlayış yazıtlara egemen olmuştur. Anıtlar Türkçe ve Çince kullanılmak üzere Yolug Tigin tarafından yazılmıştır. Yanıt: E 6 Tarih boyunca Türklerin kullandığı başlıca alfabeler; Orhun, Uygur, İbrani, Soğd, Arap, Kiril, Latin alfabeleridir. Türkler coğrafi, dinî, ticari ve kültürel değişimlerin etkisiyle çeşitli alfabeler kullanmışlardır. İbrani alfabesi Hazar Türkleri tarafından, Kiril alfabesi Rusya’ya yerleşen Türkler tarafından, Latin alfabesi Azerbaycan ve Türkiye tarafından, Arap alfabesi İslamiyet’le birlikte kullanılmıştır. Bu alfabeler içerisinde Soğd alfabesi Uygurların, Orta Asya’da ticari ilişkilerine bağlı olarak kullanmaya başladıkları alfabedir. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Destan: Bir ulusun başından geçen önemli olayları, bağımsızlık, vatan sevgisi, kahramanlık serüvenlerini olağanüstü şekilde anlatan uzun manzumelerdir. İslam öncesi Türk gelenek, töre, inanç ve yaşam tarzı hakkında bilgi veren en önemli kaynaklardır. Sav: Atasözü Sagu: Ölen kişiler için yapılan ağıt. Koşuk: Kopuz denilen müzik aleti eşliğinde söylenen şiir. Mersiye: Divan Edebiyatında bir nazım biçimidir. Yanıt: A 4 ÇÖZÜM–3 1 8 7 Soruda verilen bilgiler doğrultusunda, Türklerin atalarının kurganda yaşamaya devam etmesi ikinci bir yaşamın (ahiret inancının) varlığını kanıtlamaktadır. Kurgan (Mezar) yapısının varlığı, eski Türklerde mezar kültürünün geliştiğini gösterir. Ölen ataların resimlerinin keçe üzerine yapılması din anlayışının sanata taşındığının ve dokumacılık faaliyetlerinde bulunduklarının kanıtıdır. Fakat verilen bilgilere göre “Tek Tanrı inancı gelişmiştir” diyemeyiz. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 Türklerin tarih boyunca birçok farklı dini ve inancı kabul etmelerinin nedenleri arasında şunlar yer almıştır; Tek Tanrı inancı: Diğer tek tanrılı dinlere kolaylıkla girmeleri Dinsel hoşgörü: Geleneksel Türk din ve inançları diğer din ve inançların etkisine açıktı Coğrafi değişim: Orta Asya’nın dışına göç etmelerinden sonra İslamiyet’i ve Hıristiyanlığı benimsediler Ticari ilişkiler ve yerleşikliğe geçiş Siyasi hâkimiyeti kaybetme ve siyasi baskılar etkili olmuştur. Yanıt: E 9 Kavram Anlam Yuğ Cenaze töreni Balbal Mezar taşı Tamu Cehennem Omay Tanrıça Baksı Din adamı Eski Türklerde Ağıt, Sagu kavramının karşılığıdır. Yanıt: D 10 Türk tarihinde kâğıt ve hareketli harf sistemini (matbaa) ilk kez kullanan topluluk Uygurlardır. Yanıt: B 11 İslamiyet öncesi Türk tarihinde Uygurlara kadar olan döneme bakıldığında göçebe toplum yapısına bağlı olarak dokumacılık, çadır işleme ve madencilik önemli sanat faaliyetleri olmuştur. Yine bu dönemde ilk millî alfabemiz olan ve Göktürkler tarafından oluşturulan 38 harfli Orhun alfabesi oluşturulduğu sırada Göktürkler göçebe toplum yapısına sahiplerdir. Fakat Uygurların Çin’den etkilenerek Manihaizm dinini benimsemeleri ve yerleşik yaşama geçmeleri beraberinde şehirleşme faaliyetlerinin ortaya çıkmasına neden olacaktır. Yanıt: B 12 Hoşgörülü bir millet olan Türkler, yayıldıkları yerlerin toplumlarından etkilenmeleri sonucunda çeşitli din ve inançları benimsemişlerdir. Geleneksel Gök-Tanrı inancının dışında Atalar inancı ve yer-su inancı bulunmaktadır. Türkler İslam öncesinde Uygurlarla birlikte Manihaizm ve Budizm dinlerini kabul etmişler. Talas Savaşı’ndan sonra kitleler halinde İslam dinine geçmişlerdir. Zerdüştlük, Hıristiyanlık ve Musevilik dinine geçen Türkler de olmuştur. Ancak Türk tarihinde ilk kez bir semavi dine inanan topluluk Hazarlardır. Hazarlar semavi bir din olan Museviliği kabul etmişlerdir. Yanıt: A 13 İslamiyet öncesi Türk devletlerinde göçebe dönemde sanat; resim, heykel ve müzik olarak ayrılırken yerleşik dönemde sanat; fresk (duvar resmî), mimari, çini, heykel ve minyatür olarak ayrılmıştır. Resim sanatının ilk örneklerine kayalarda rastlanmıştır. Halı, keçe, örtüler üzerine çeşitli figürlerin işlenmesi (pars, kurt, kaplan, ejder) Türklerin sanatsal anlamda yaşam tarzı ve inanışlarının bir göstergesi olmuştur. Budizmin etkisiyle heykel sanatı doruklara ulaşmıştır. Sanatın gelişmesinde ve şekillenmesinde Türklerin geçim kaynakları da (hayvancılık) etkili olmuştur. Yanıt: E 9 TÜRK-İSLAM DEVLETLERİ-I Türkler Araplarla ilk olarak Hz. Ömer Dönemi’nde sınır komşusu olunduğunda karşılaşmışlardır. Hz. Osman Dönemi’nde Hazar Devleti ile Türk-Arap çatışmaları yaşanmıştır. Emeviler Dönemi’nde de bu ilişkiler gergin bir şekilde devam etmiştir. Özellikle Emevilerin Mevali Politikasını benimsemeleri yani üstün ırk olarak Arapları görmeleri Türklerin Araplara ve İslam’a uzak durmalarında etkili olmuştur. Ancak Abbasiler Dönemi’nde Araplar hoşgörülü bir politika izlemişler, hatta bu dönemde Türkler ile Araplar ticari ilişkiler yürütmeye başlamışlardır. 751 yılında yapılan Talas Savaşı’nda Karlukların kazanmasına sebep olmuştur ve bu savaş sonrasında Türkler kitleler halinde İslam dinini benimsemişlerdir. Yanıt: B 2 4 Karahanlılar Satuk Buğra Han Dönemi’nde İslam’ı resmî din olarak benimsemişlerdir. Böylece devlet İslam kültürünü bütünüyle uygulamaya başlamış ve Türk-İslam sentez kültürü oluşturulmuş ve devletin gidişatındaki en önemli değişim yaşanmıştır. Ancak Türkçe devletin kuruluşundan itibaren resmî dildir. İlk yazılı eserler ise Yusuf Kadir Han’a sunulmuştur. Karahanlı Devleti’nin etnik yapısı tamamen Türklerden oluştuğu için imparatorluk özelliği göstermemektedir. Yanıt: D ÇÖZÜM–4 1 5 Karahanlılar İslam dinini benimsemelerine rağmen millî benliklerini korumuşlardır. Karahanlıların millî benliklerini koruyabilmelerinde; Devletin kurulduğu yerin etnik yapısının sadece Türklerden oluşması, Türklerin çok köklü ve yerleşmiş bir kültüre sahip olmaları, Türkçe’nin kullanılmasının devam etmesi ve birçok eserin Türkçe yazılması etkili olmuştur. Yanıt: E Emirü’l Ümera: Türklerin İslamiyet’e geçmelerinden sonra Abbasilerin devlet kadrosunda Emirü’l Ümera unvanı ile valilik yapmışlardır. İlk Emirü’l Ümera Raik El-Hazari’dir. Emir-i Şimşir: Türk-İslam devletlerinde divanın güvenliğinden sorumlu görevlidir. Halife: İslami siyasi ve hukuki yönetim makamına verilen isimdir. İlk Türk Halife Yavuz Sultan Selim’dir. Sultanü’l Azam: Türk-İslam devletlerinde hükümdar unvanlarından biridir. Muhtesib: Çarşı ve pazar denetiminden sorumlu görevlidir. Yanıt: A Mısır’da (Afrika kıtasının kuzeyi) sırasıyla; 1.Tolunoğulları 2.Akşidler 3.Eyyubiler 4. Memlükler hâkimiyet kurmuşlardır. Dolayısıyla Mısır’da kurulan ilk Türk devleti Tolunoğulları ’dır. Bu devlet Mısır’ın bayındır hale gelmesinde büyük rol oynamıştır. Babür Devleti ise Hindistan’da kurulmuş olan Türk Devleti’dir. Yanıt: E 6 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Türkler İslam dininin Göktanrı inancı ve yaşayış tarzları ile çok benzemesi sonucu bu dinî kitleler halinde benimsemişlerdir. Araplarla yaptıkları ticari ilişkiler İslam kültürünü yakından tanımalarına sebep olmuştur. Abbasilerin hoşgörülü politikaları, İslam dünyasının zenginliği, kurban kesme inancının İslam’da da olması, Ahiret inancının bulunması Türklerin İslam’ı benimsemelerini sağlayan etkenlerdendir. Ancak soruda İslam’ın geniş alanlara yayılmasında etkili olan anlayış sorulmaktadır. Türklerdeki Cihan hâkimiyeti, İslam’ın Cihat (İslam için fethetmek) anlayışıyla birebir örtüşmektedir. Bu durumda Türklerin fetihçi karakterleri İslam dini ile birleşmiş ve İslam dini çok geniş coğrafyalara yayılmıştır. Yanıt: D 3 10 7 Akşidler Mısır’da kurulmuş olan ikinci Türk devletidir. Akşidler kutsal topraklar olan Hicaz Bölgesi’ne hâkim olan ilk Türk devletidir. Akşidler Hicaz’ın gelişimi ve yönetimi için önemli çabalar sarf etmişlerdir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 Dandanakan Savaşı 1040 yılında Gazneliler ile Büyük Selçuklular arasında yapılmış olan ve Gaznelilerin yenilerek yıkılış sürecine girdiği savaştır. Bu savaş iki Türk ve Müslüman devlet arasında yaşandığı için Türk-İslam siyasi birliğinin bozulduğuna kanıt oluşturmaktadır. Talas Savaş’ı 751 yılında Çin ile Abbasiler arasında yapılmış olan ve Abbasi üstünlüğü ile sonuçlanan savaştır. Türkler bu savaştan sonra kitleler halinde İslam’ı benimsemişlerdir. Malazgirt Savaşı 1071 yılında Bizans ile Büyük Selçuklular arasında yapılmış ve Anadolu’nun kapıları Türklere açılmıştır. Pasinler Savaşı 1048 yılında Bizans ile Büyük Selçuklular arasında gerçekleşmiş ve Bizans hezimete uğramıştır. Hıttin Savaşı, Selahaddin Eyyubi’nin Kudüs’ü Haçlılardan aldığı savaştır. Yanıt: A 9 Gazneli Devleti Hindistan’a 17 sefer düzenlemiş ve Türk-İslam kültürünün yayılmasında etkili olmuşlardır. Babürler ve Yeni Delhi Sultanlığı Hindistan Bölgesi’nde kurulmuş iki Türk devletidir ve dolayısıyla Türk-İslam kültürünün bu bölgede yayılmasını sağlamıştır. Timur Devleti de Hindistan coğrafyasına sefer düzenlemiş ve Delhi Sultanlığı’nın elinden Delhi’yi almıştır. Timurların da İslam kültürünü benimsemelerinden dolayı bölgede Türk-İslam kültürü yayılmıştır. Ancak Büyük Selçuklular Nişabur, Cend, Rey şehirleri merkezli Orta Asya ve İran coğrafyasına yakın bir coğrafyada kurulmuş ve Hindistan’a hiçbir zaman sefer düzenlememiştir. Yanıt: D 10 Aşağıdaki Türk devletlerinin resmî dilleri şu şekildedir; Karahanlılar – Türkçe Anadolu Selçukluları – Farsça Tolunoğulları – Arapça Gazneliler – Farsça Büyük Selçuklular – Farsça Dolayısıyla resmî dilleri bakımından ortak olan iki devlet Büyük Selçuklular ve Gaznelilerdir. Yanıt: E 11 Memlüklü Devleti 1250-1517 yılları arasında Mısır’da varlık göstermiştir. Osmanlılar 1299-1918 Abbasiler 750-1258 Moğollar 1206-1294 Yılları arasında varlık göstermişlerdir. Dolayısıyla üç devlet de Memlük Devleti’nin çağdaşıdır. Aynı zamanda Memlükler Osmanlı’ya 1516-17 Mısır seferi sırasında karşılaşmış ve Memlükler yenilerek yıkılış sürecine girmişlerdir. Memlükler Abbasilerden Halifeliği almışlar ancak bu makamı kullanmamışlardır. Moğollarla Memlükler ise Ayn-ı Calud Savaşı’nda karşı karşıya gelmişler ve Moğol ordusu yenilgiye uğramıştır. Yanıt: E 12 Karahanlı Devleti Batı Türkistan’da Bilge Kül Kadir Han tarafından kurulmuştur. Bu dönemde Türk-İslam kültür sentezi oluşturulmuş ve Türk-İslam mimarisinin ilk örnekleri verilmiştir. Ticareti geliştirmek amacıyla Ribat adı verilen kervansaraylar inşa etmişlerdir. Doğu ve Batı Karahanlılar olmak üzere ikili teşkilatı benimsemişlerdir. Federatif yapı boylar birliği ve ikili teşkilatı kapsamaktadır. Karahanlılar da Karluk, Yağma ve Çiğil Türk boylarının birleşmesi ile kurulmuştur. Yani federatif yapı sonlandırılmamış tam tersi kullanılmıştır. Yanıt: C 11 TÜRK-İSLAM DEVLETLERİ-II 4 İlhanlı Devleti (1256-1336) İran (Tebriz) merkezli kurulmuştur. İran, Azerbaycan ve Anadolu’da varlık göstermişlerdir. Abbasi Devleti’ni yıkmışlar ve Kösedağ Savaşı (1243) ile Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılış sürecine girmesine neden olmuşlardır. İlhanlılar Gazan Han zamanında İslam’ı benimsemişlerdir. Ancak Rusların güneye inmesi Altın Orda Devleti’nin yıkılması sonucu gerçekleşmiştir. Bu nedenle C seçeneği İlhanlı Devleti’ne ait bir özellik değildir. Yanıt: C 2 3 Moğol Hanı Cengiz’in ölümünden sonra Moğol Devleti dört kola ayrılmıştır. Altın Orda Devleti (Saray) İlhanlılar (İran) Çağataylılar Kubilay Hanlığı (Türkistan) (Çin) Altın Orda Devleti Berke Han zamanında İslam’ı kabul etmişlerdir. Çağataylılar, zamanla İslam dinini benimsemişlerdir. Kubilay Hanlığı ise kurulduğu coğrafyadan ötürü zamanla Çinleşmiş ve Budizm’e inanmıştır. Dolayısıyla İslam’ı kabul eden Moğol devletleri Altın Orda, Çağataylar ve İlhanlılardır. Yanıt: C 5 Büyük Selçuklu Devleti Türk-İslam tarihine ve kültürüne önemli katkılarda bulunmuştur. Tuğrul Bey zamanında Abbasi halifesi Şiilerin baskısından kurtarılmıştır. Sultan Melikşah Dönemi devletin en görkemli zamanların yaşandığı dönemdir. Bu dönemde Melikşah adına Celâli takvimi hazırlanmıştır. Sultan Alparslan, Nizamülmülk’ün veziriazamlığa getirildiği ve Bağdat’ta Nizamiye Medreseleri’nin kurulduğu dönemdir. Anadolu’nun fethinim hızlanması için “fethedilen toprak, fethedenin malıdır” anlayışını benimsemiştir. Sultan Sencer Dönemi, devletin zayıflamaya başladığı dönemdir. Oğuz ayaklanmasıyla uğraşmıştır. Sultan Baybars ise Büyük Selçuklu Devleti’nin değil, Memlük Devleti’nin sultanıdır. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Akkoyunlu Devleti Kara Yölük Osman tarafından Diyarbakır merkezli kurulmuştur. Osmanlılara karşı Venedik, Rum-Pontus ve Karamanoğulları ile işbirliği yapmışlardır. Doğu Anadolu ve İran coğrafyasına hâkim olmuşlardır. Akkoyunlular birçok vakıf kuruluşu inşa etmişlerdir. Soruda ise edebiyata en büyük katkıları sorulduğu için doğru cevap A seçeneğidir. Yanıt: A Karakoyunlu Devleti Bayram Hoca tarafından Erciş (Van) merkezli kurulmuştur. 13651469 yılları arası varlık göstermişlerdir. Azerbaycan’a akınlar yaparak Türk varlığının bu bölgede şekillenmesini sağlamışlardır. Bu devlete Akkoyunlular son vermişlerdir. Akkoyunlular, Kara Yölük Osman tarafından Diyarbakır merkezli kurulmuştur. Timur Devleti, Semerkant’ta Timur tarafından kurulmuş Türk devletidir. Osmanlı ve Altın Orda Devleti’ne büyük zararlar vermişlerdir. Babürler; Babür Han tarafından Hindistan, Bangladeş bölgesinde kurulmuş Türk devletidir. Safeviler; İran coğrafyasında Şah İsmail tarafından kurulmuş olan ve Osmanlı’yı uzun yıllar uğraştıran Türk devletidir. Yanıt: E ÇÖZÜM–5 1 12 6 9 “Ülke hanedanın ortak malıdır” anlayışı veraset sisteminin doğmasına sebep olmuştur. Bu anlayış ülkede taht kavgalarının yaşanmasına ve ülkenin kısa sürede yıkılmasına sebep olmuştur. Soruda verasetin sebep olduğu yıkılış nedeni istediği için cevap C seçeneğinde verilmektedir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 Türk-İslam devletlerinde para bastırmak, taç takmak, tahta oturmak ve hutbe okutmak hâkimiyet sembollerindendir. Ancak hutbe okutmak ve halifeden menşur (onay) almak başa geçen sultan ile halifenin birlikte hareket ettiğini göstermektedir. Yanıt: A 10 Malazgirt Savaşı’nın sonuçları şunlardır; Anadolu’nun kapıları Türklere açılmıştır. Türkler akın akın Anadolu’ya yerleşmeye başlamışlardır. Türkiye Tarihi başlamıştır. Anadolu’da Bizans’ın elinde bulunan bölgeler tek tek ele geçirilerek Bizans’ın egemenlik sahası daraltılmıştır. Bizans’ın Türkleri durduramaması üzerine Haçlı Seferleri başlamıştır. Anadolu’da ilk Türk beylikleri (Artuklar, Saltuklar, Danişmentler, Mengücekler, Çaka Beyliği) kurulmuştur. Ancak Bâtınilik ise Büyük Selçuklu Devleti’nin yıkılışında etkili olmuştur. Yanıt: D Çetr: Saltanat şemsiyesidir. Nevbet: Saltanat davuludur. Alem: Devletin bayrağıdır. Hilat: Halifenin Türk-İslam devleti sultanlarına gönderdiği elbisedir. Tuğra: Hükümdar imzasıdır. Yanıt: A 11 Büyük Selçuklu Devleti’nde vezirler genellikle Türk ailelerin üyelerinden değil, gulam sistemi ile yerleştirilen kişilerden seçilmiştir. Bunun temel nedeni yönetime rakip bir yapının oluşmasını engelleme isteğidir. Yanıt: E 8 Soruda verilen paragrafta Melikşah’ın birçok bölgeyi ele geçirdiği ve Oğuz beyleri ile mücadele ettiği bilgisinden beyler aracılığı ile egemenlik sahasının genişletildiğine, ele geçirilen yerlere Türkmenlerin göç ettirildiği bilgisinden ise Selçuklularda iskân (yerleşme) politikasının uygulandığına ulaşabilmekteyiz. Ancak hâkimiyetin ilahi kaynağa dayandırılması ile ilgili herhangi bir bilgi verilmemiştir. Bu nedenle III. öncüle ulaşılamamaktadır. Yanıt: C 12 Menşur: Türk-İslam devletlerinde tahta geçen hükümdarın halife tarafından onaylandığını gösteren belgedir. Hilat: Halife tarafından Sultana yollanan elbisedir. Sikke: Sultan adına bastırılan paradır. Asa: Sultanların kutsal değneğidir. Saray: Yönetim merkezidir. Yanıt: B 13 TÜRK-İSLAM DEVLETLERİ-III Gazneli ordusu zamanının en güçlü ve teşkilatlı ordusudur. Gazneli ordusunda Gulam askerleri, eyalet askerleri, ücretli askerler ve gönüllüler bulunmaktadır. Gulam askerleri Gulam Sistemi adı verilen bir usulle yetiştirilmektedir. Ayrıca Gazneli Devleti, çeşitli milletlerden oluşmaktaydı. Bu da ordusunda etnik yapının çeşitli olmasına neden olmuştur. Yanıt: E 2 3 Türk-İslam devletlerinde; Sübaşı – Ordu komutanı Hatip – Din görevlisi Şıhne – Vali (yönetici) Ulak – Haberci Amid – Eyaletlere gönderilmiş sivil vali Yanıt: A Vakıflar bir devletin sosyal devlet anlayışını benimsediğinin en önemli kanıtıdır. Vakıf Sistemi ile devlet halkın ihtiyaçlarının karşılandığı imaret (aşevi), bedesten (çarşı-pazar), cami, tabhane (misafirhane), bimarhane (akıl hastanesi), darüşşifa (hastane), kervansaray gibi vakıf kuruluşları kurdurmaktadır. Bu devletin kültürel ve sosyal alanda gelişmesini sağlamaktadır. Ayrıca vakıf sistemi İslami kaynaklara dayanmaktadır. Halkın ihtiyaçlarını karşılamak, kimsesizlere yer bulmak, askeri doyurmak gibi amaçlara da hizmet etmesi bakımından dinî özellik taşımaktadır. Yanıt: E 5 İkta sisteminin temel özellikleri şunlardır; İkta, hizmetin sürmesi şartı ile babadan oğula geçebilmiştir. İkta sahibi iktasını satamaz ve vakfedemezdi. İkta sahibi arazisini boş bırakamaz ve orda oturmak zorundadır. İkta geliri, kişinin rütbesine göre çok ya da az olabilirdi. İkta sistemiyle üretimde süreklilik sağlanmıştır. Hazineden para çıkmadan hazır asker yetiştirilmiştir. Taşrada devlet otoritesi artmıştır. İkta sahibi, ikta karşılığında devlete kadı değil, Cebelü adı verilen asker yetiştirmektedir. Yanıt: D 6 Vakıf kuruluşları arasında, Sebil (çeşme) İmarethane (aşevi) Medrese (eğitim yeri) Kervansaray (konaklama ve ticaret yapıldığı yer) Cami Bedesten (çarşı - pazar) Tabhane (misafirhane) Bimarhane (akıl hastanesi) Darüşşifa (hastane) Tersane ise donanma için gemilerin inşa edildiği yerdir ve bizzat devlet tarafından yaptırılır. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Gulam Sistemi: Savaş esirleri arasından seçilenler ve halktan toplanan küçük yaştaki çocukların Gulamhane denilen yerde eğitildikleri sistemdir. Büyük Selçuklu Devleti’nde de Karluk, Yağma, Kıpçak ve Halaç gibi Türk boylarının çocukları alınarak eğitilmişlerdir. Menzil: Ticari yolların güvenliğinden sorumlu teşkilattır. Mekkari: Ticarette taşımacılık uygulamasına verilen addır. İkta: Büyük Selçuklular tarafından oluşturulan toprak sistemidir. Bu sistem ile toprak tarıma açılır aynı zamanda bu toprağın geliriyle asker yetiştirilirdi. Sancak: Ülkenin bayrağı ya da yönetim biçimine verilen isimdir. Yanıt: C 4 ÇÖZÜM–6 1 14 7 Türk-İslam devletlerinde; Sultan – toprağın mülkiyet hakkına, Köylü – toprağı işleme hakkına, İkta sahibi – toprağı devlet adına işletme hakkına sahiptir. Yanıt: E 8 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Selçuklularda halk, devlete ait arazilerde yaşamasına rağmen bağ ve bahçe gibi bazı taşınmazların da sahibi olabilmişlerdir. Ancak orman, yayla, otlak ve meralar bizzat devlete ait ve halkın ortak kullanımına bırakılan arazilerdir. Yanıt: B 9 Şeri hukuk, Kuran-ı Kerim ve hadisleri temel alan hukuk sistemidir. Miras davaları, evlenme, boşanma, ticari anlaşmazlıklar, borçların tahsil edilmesi, aile arası anlaşmazlıkların hepsi Şeri hukukun kapsamındadır. Ancak devlet idaresi ise Kağanın kararlarının esas alındığı Örfi hukukun kapsamındadır. Yanıt: D 10 Divanı Mezalim: En üst mahkemedir. Halkın şikâyetinin doğrudan dinlendiği divandır. Emiri Dad: Örfi davalara bakan görevlidir. Örfi hukuk temsilcisidir. Emiri Candar: Sarayın güvenliğinden sorumlu kişidir. Reisü’l Bahr: Donanma komutanına verilen isimdir. Dolayısıyla sadece Divan-ı Mezalim ve Emiri Dad hukukla ilgili kavramlardır. Yanıt: A 11 Haraç Vergisi: Gayrimüslimlerden 1/5 oranında alınan ürün vergisidir. Bac Vergisi: Çarşı-pazarlardan alınan vergidir. Tüccarlardan alınır. Müslüman ya da gayrimüslim olması fark etmez. Gümrük Vergisi: Limanlardan veya gümrüklerden alınan vergidir. Genellikle yabancı tüccarlardan alınır. İkta geliri: İkta geliriyle sadece asker beslenir. Hazineye doğrudan bir katkısı yoktur. Öşür Vergisi: Müslümanlardan 1/10 oranında alınan ürün vergisidir. Dolayısıyla Müslüman soyundaki her artış bu verginin de gelirinin artması anlamına gelmektedir. Yanıt: C 12 Derbent Resmî: Yol ve köprü geçişlerinden alınan vergidir. Ağnam: Küçükbaş hayvanlardan alınan vergidir. Dirhem: Gümüş paraya ya da ağırlık ölçüsüne verilen isimdir. Dolayısıyla verilenler içinde yalnızca Derbent Resmî ve Ağnam vergi türleridir. Yanıt: C 13 Tahrir: Türk-İslam kültüründe ikta topraklarının ya da tarıma açılan toprakların kayıtlarının tutulduğu ve defterlere yazıldığı sistemdir. Bu sistem ile devletler toprakların gelirlerine göre vergi tabanını belirlemektedir. Tımar: Tarıma açılan ve geliriyle asker yetiştirilmesi zorunlu olan toprak sistemidir. Has: Padişaha ait topraklardır. Mütevelli: Vakıfların yönetiminden sorumlu heyettir. Tevki: Padişah fermanlarına çekilen tuğradır. Yanıt: D 14 Türkler vakıf, ikta sistemleri, divan teşkilatı ve hat sanatını İslam kültüründen öğrenmiş ve geliştirmiştir. Ancak matbaa İslam toplumlarından değil, Çin’den Uygurlar Dönemi’nde öğrenilmiştir. Yanıt: A 15 TÜRK-İSLAM DEVLETLERİ-IV Silahtar, camedar, emiri ahur ve çaşnigir Türk – İslam devletlerinde saray görevlileri arasında yer alırken, sahibus şurta ise eyaletlerdeki askerî idarecilere verilen addır. Silahtar: Hükümdarın silahlarıyla ilgilenen görevlidir. Camedar: Hükümdar ve ailesinin elbiseleriyle ilgilenen görevlidir. Emiri Ahur: Atların bakım ve terbiyesi ile ilgilenen görevlidir. Çaşnigir: Hükümdarların yiyecekleriyle ilgilenen görevlidir. Yanıt: D 2 Türk - İslam devletlerinde bilimsel yeterlilik ilkesine göre seçilen müderrislerin, bilimsel çalışmalarında bağımsız olabilmelerini sağlamak için görev süreleri ömür boyu olarak belirlenmiştir. Yanıt: B 3 Nizamiye Medresesinde başmüderrislik görevinde bulunan, onlarca öğrenci yetiştirerek Türk - İslam dünyasına hizmet eden bilim insanı İmam Gazali’dir. Nizamiye Medreselerinde müderrislik yapabilmek için önceden müderris olarak çalışmak olmak gereklidir. Ders vereceği alanda kendini ıspatlamış ve başka bir müderris tarafından referans gösterilmesi gerekmektedir. Müderrisler ya vezir ya da hükümdar tarafından atanmaktaydı. Böylelikle eğitim verecek kişilerin atamaları devletin en üst yetkilerinin kontrolü altındaydı. Yanıt: A Sultan Sencer Türbesi, İran’daki Damgan Minaresi, Mescidi Cuma ve Diyarbakır Ulu Camii Büyük Selçuklulara ait eserler iken Buhara’daki Kalan Minaresi ise Karahanlılara ait bir mimari eserdir. Yanıt: D 6 Büyük Selçuklu Devleti’nde kadıların verdikleri kararlara itiraz edilmesi için başvurulan kuruma Divanı Mezalim denilmektedir. Divanı Mezalime sultan başkanlık eder ve böylelikle zulme uğrayan halkın doğrudan kendine ulaşmasını sağlardı. Dıvanı Arz: Askerî işlerle ilgilenir. Başındaki görevli ‘’emiriarız’’dır. Divanı Tuğra (Divanı İnşa): İç ve dış yazışmaları yürütür. Başındaki görevli ‘’turai’’dir. Divanı İşraf: Mali ve idari işleri kontrol ve teftiş ederdi. Başındaki görevli ‘’baş müşrif’’tir. Yanıt: B 7 Yusuf Has Hacip tarafından kaleme alınan Kutadgu Bilig İlk Türk İslam eseridir. Uygur alfabesi ile yazılmış, siyasetname özelliği taşımaktadır. Yusuf Has Hacip yazdığı eseri Karahanlı Hükümdarı Uluğ Kara Buğra Han'a takdim etmiştir. Kutadgu Bilig Mutluluk veren bilgi anlamına gelmektedir. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Büyük Selçuklu Devleti mimari eserlerin iç süslemelerinde hat, çini ve taş süslemeciliğini kullanmıştır. Selçuklular İran’da yeni teknikler kullanarak çini sanatını geliştirmişler, çinilerde yazı ve geometrik desenleri sık kullanılmışlardır. Taş süslemelerinde ise çift başlı kartal, kartal, kuş, aslan ejder, geyik, melek, yıldız gibi figürleri kullanmışlardır. Yanıt: E 4 5 ÇÖZÜM–7 1 16 8 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Hastaneden çıktıktan sonra nekahet devresini geçirmek isteyen fakirlerin iş buluncaya kadar kaldıkları yerlere tabhane denilmektedir. Tabakhane: Derilerin işlenildiği yere verilen addır. Derileri işleyenlere ise debbağ denirdi. İmarethane: Fakir halka öğrencilere ve civardan geçmekte olan yolculara ücretsiz yemek, yatacak yer veren kurumdur. Maristan: Tolunoğlu Ahmet tarafından yaptırılan hastane ve eczanedir. Hastalardan herhangi bir ücret alınmazdı. Arasta: Çarşılarda aynı ürünü satan yerlere verilen addır. Yanıt: E 9 Gazneli Mahmut’un ‘’sarayımın en kıymetli hazinesi’’ olarak nitelendirdiği Türk – İslam bilgini Biruni’dir. Biruni, dünyanın güneş etrafında dönüşünün bir yılda gerçekleştiğini ıspatlamış, enlem ve boylam dairelerini bulmuştur. Matametik alanında çalışmalar yapan Biruni jeodezi bilminin kurucusudur. Farabi: Aristo’dan sonra mantığı ikinci kez öğrettiği için ‘’muallimisani’’ (ikinci öğretmen) ismiyle anılmıştır. Harezmi: Matematik ve astronomi alanında önemli çalışmalara yapan bilgindir. Cebiri sistemli bir hâle getirmiştir. Firdevsi: İran edebiyatının önde gelen fars şairidir. Şehnameyi yazarak Gazneli Mahmut’a sunmuştur. Ömer Hayyam: Büyük Selçuklu Devleti’nin en ünlü bilgin ve şairlerindendir. Matemetik astronomi ve edebiyat alanlarında çalışmalar yapmıştır. Rubaileri ve Melikşah adına düzenlediği takvim ile ünlüdür. Yanıt: B 10 Memluklarda kut inancı görülmemiştir. Memluklerin veraset anlayışına göre ‘’ülke hükümdar ve ailesinin malı’’ değildi. Her emirin, komutanın hükümdar olma yetkisi vardı. Bu yüzden Memluklarda taht kavgası diğer devletlere göre daha fazla yaşanmış ve başa geçen hükümdar sayısı diğer devletlere daha fazla olmuştur. Yanıt: C 11 Karahanlılar Karluk, Yağma, Çiğil ve Tuhsi boylarının bir araya gelmesiyle Türkistan’da kurulmuştur. Boyların birleşmesiyle bir araya geldiği için fedaratif bir devlet yapısına sahiptir. Meveraünnehir’e hâkim olabilmek için Gaznelilerle mücadele etmişlerdir. Halka hizmet veren Maristan adında hastaneler kurmuşlardır. Karahanlılar Türkistan bölgesinde hâkimiyet kurdukları için Anadolu’da İslamiyet’i yaymak gibi bir faaliyetleri olmamıştır. Yanıt: D 12 Selahattin Eyyubî tarafından Mısır’da kurulan Eyyubîler Hıttin Şavaşı ile Haçlılarla savaşarak Kudüs’ü Haçlıların elinden kurtarmıştır. Gazneliler ve Tolunoğulları Haçlılarla mücadele etmemişlerdir. Yanıt: A 17 TÜRKİYE TARİHİ – I 1071 Malazgirt Savaşı Anadolu’nun Türkleşme ve İslamlaşma sürecine büyük katkı sağlamıştır. Bu süreçte önemli bir pay sahibi de Sultan Alp Arslan’ın komutanlarıdır. Bunlar arasında; Saltuk Bey, Danişment Gazi, Mengücek Gazi, Savtegin, Afşin Bey sayılabilir. Ancak Çağrı Bey, Sultan Alp Arslan’dan önce ülkenin Batı kısmını yöneten idareciydi. Yanıt: B 2 Türkiye Tarihi 1071 Malazgirt Savaşı ile başladı. Bu durumda 1071 Malazgirt Savaşı’nın ardından ilk kurulan Anadolu Türk beyliği Saltuklar olduğuna göre, Türkiye Tarihini başlatan Saltuklardır. Yanıt: D Mengücekler Malazgirt Savaşı’nın ardından Anadolu’nun Erzincan, Kemah, Divriği, Şebinkarahisar bölgelerinde faaliyet gösteren bir beyliktir. Bu bölgelerde Mengüceklere ait eser olması beklenebilir. Ancak Diyarbakır Mengüceklerin değil Artukların hâkimiyet alanlarındandır. Yanıt: C 4 Anadolu’da ilk medrese Danişmentler tarafından Tokat – Niksar’da kurulan Yağıbasan Medreseleridir. Yanıt: A Tanrıvermişoğulları Beyliği Efes merkezli olarak kurulmuş bir Anadolu Türk beyliğidir. Bizans ile sık sık mücadele yaşayan bu beylik, Bizans’ın güçlü donanması karşısında, merkezinde ve adalarda daha fazla tutunamayarak yıkılmıştır. Yanıt: A 6 Denizci Beylikler Karesioğulları Saruhanoğulları Menteşeoğulları İsfendiyaroğulları (Candaroğulları) Aydınoğulları Çaka Beyliği Ancak Germiyanoğulları denizcilik ile uğraşmamıştır. Germiyanoğulları Kütahya, Tavşanlı, Emet çevresinde kurulmuştur. Yanıt: E 7 Haçlı Seferleri 1096-1270 yılları arasında Batı dünyasının, Doğu üzerine yaptığı seferlerdir. Doğuyu ele geçirmek amacı ile başlatılan seferlerin ilk ikisi Bizans üzerinden Anadolu’ya gerçekleştirilmiştir. Bu seferler neticesinde; Anadolu ticareti zarar gördü, Anadolu’nun imarı bozuldu, Karışıklık nedeniyle Türklerin Anadolu’ya olan göçleri azaldı. Hıristiyanlarla mücadele duygusu Cihat ve Gaza anlayışını güçlendi. Ancak, seferlere bakılarak halifenin birleştirici gücü zayıfladı denilemez. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 3 5 ÇÖZÜM–8 1 18 8 11 I. Haçlı Seferi, Bizans İmparatoru ile anlaşan Batı devletleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu sefer neticesinde Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkenti olan İznik Haçlıların eline geçmiştir. Bunun üzerine Anadolu Selçukluları başkenti “Konya”ya taşımıştır. Yanıt: B Anadolu Selçuklu Devleti, Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından kurulmuştur. Yanıt: E 12 9 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Osmanlı Devleti’ne katılan ilk beylik Karesioğullarıdır. Karesilerin Osmanlı’ya katılması ile ilk kez donanmaya sahip olunmuştur. Yanıt: D Yunus Emre, Hacı Bektaş, Ahmet Gülşehri, Hoca Dehhani gibi edebiyatçı ve düşünürler Anadolu Selçukluları Dönemi’nde yaşamıştır. Ancak Nesimi Osmanlı Devleti Dönemi’nde yaşamış bir Divan şairidir. Yanıt: E 13 Anadolu Selçuklularında Meliklerin tecrübesiz olması durumunda, ona geçici olarak Atabey adı verilen kişiler vekalet ederler. Yanıt: A 10 SavaşTaraflar Alaşehir Muharebesi Anadolu Selçuklu - Rumlar Miryokefalon Anadolu Selçuklu - Bizans Savaşı Kösedağ Savaşı Anadolu Selçuklu - İlhanlılar Yassı Çimen Anadolu Selçuklu - Harzemşahlar Muharebesi Pasinler Savaşı Büyük Selçuklu - Bizans Yanıt: E 14 Türkçenin Anadoluda ilk kez resmî dil olması Karamanoğlu Mehmet Bey Dönemi’nde gerçekleşmiştir. Yanıt: D 19 TÜRKİYE TARİHİ – II Bâbâ’î ya da Baba İshak Ayaklanması Vefâ’îyye takipçilerinden Ebu’l Bekâ Baba İlyas bin Ali el Horasânî ve müridi Baba İshâk Kefersudî’nin çıkardığı ayaklanmadır. Anadolu’da Şii nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde etkili olmuştur. Ayaklanma Anadolu Selçuklu ordusunda paralı Frank askerleri kullanılarak güçlükle de olsa bastırılmıştır. Yanıt: B 2 Kösedağ Muharebesi, Anadolu Selçuklularının İlhanlılara (Moğollara) yenilmesiyle sonuçlanan ve 3 Temmuz 1243 tarihinde meydana gelen savaştır. Türk-İslam tarihinde, önemli bir dönüm noktası olan bu savaş, Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılma sürecine girmesine sebep olmuştur. Yanıt: A 4 Ahi Teşkilatının ticari davalara bakmak gibi bir yetkisi veya görevi yoktur. Bu yetki kadılara aittir. Yanıt: C ÇÖZÜM–9 1 5 Anadolu Selçuklularında bir hükümdar ülkeyi yönetebilecek yaş ve olgunlukta değilse onun yerine geçici olarak Naib adı verilen vekiller görev yapar. Yanıt: E 6 Anadolu Selçuklu Hükümdar unvanları Sultan Sultanü’l Azam Sultanü’l Şahane Keykavus Keyhüsrev Keykubat Şah Bey Gazi Sultanı Galip Gıyaseddin Rükneddin Ancak Türk-İslam devletleri içinde Halife unvanını tek kullanan Osmanlı Devleti’dir. Yanıt: B Divan Çeşitleri Vezaret Divanı: Devletin genel işlerinden sorumlu divandır. Başkanı veziri azamdır. Pervane Divanı: Dirlik topraklarının dağıtıldığı divandır. İşraf Divanı: Devlet kurumlarını denetleyen divandır. Tuğra (İnşa) Divanı: İç ve dış yazışmalardan sorumlu divandır. Arz Divanı: Savunma işlerinden sorumlu divandır. İstifa Divanı: Maliye işlerinden sorumlu divandır. Berid Divanı: Posta işlerinden sorumlu divandır. Niyabet-i Saltanat Divanı: Hükümdarın ülkede olmadığı ya da seferde olduğu dönemde devlet idaresini yürüten divandır. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 3 20 7 Serhenk veya Çavuş (Durbaş): Törenlerde hükümdarın önünde gider ve yol açarlardı. Günümüzde dahi orduda ve halkımız arasında önden giden ve yol gösterip örnek olan kişilere çavuş denmektedir. Çavuşların ellerinde değnekler ve bellerinde de kıymetli taşlarla süslü kemerler vardı. Halktan şikâyeti olanlarla ilk muhatap olanlar bu çavuşlardı. Divan yazışmalarının bir yere götürülmesinde çavuşlardan yararlanılırdı. Törenlerde tebaya “savulun, uzak durun” diye bağırırlardı. Yanıt: A 9 Süleyman Paşa Medresesi Osmanlı Devleti’nde Orhan Bey zamanında açılmıştır. Yanıt: A 10 BEYLİK FAALİYET ALANI Menteşeoğulları Muğla, Menteşe Saruhanoğulları Manisa Dulkadiroğulları Maraş, Afşin Germiyanoğulları Kütahya, Tavşanlı Eretnaoğulları Sivas, Kayseri Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 Mevlana’nın Eserleri Divan-ı Kebir: Mevlana bu eserinde, tam bir tasavvufi aşkla bağlandığı ve onunla özleştiği Şems’in adını mahlas olarak kullanmaktadır. Mesnevi: Kuşkusuz Mevlana adının akla ilk çağrıştırdığı eser, onun Mesnevisi’dir. Fîhi Mafih: Sistematik bir görünüme sahip olan bu eser, Mevlana’nın sohbetleri esnasında, onun konuşmalarının oğlu Sultan Veled veya müritlerinden biri tarafından derlenmiş şeklidir. Mektûbat: Mevlana’nın değişik kişilere yazdığı mektupların sonradan bir araya getirilmesinden oluşmuş bir eserdir. Mecalîs-i Seb’a: Mevlana’nın yedi vaazını içeren bu kitapta, sonradan derlenmiştir. Rubaîler: Divan-ı Kebir arasına serpiştirilmiş rubailerin bir araya getirilmiş şeklidir. Ancak Risalet’ün Nushiye, Yunus Emre’ye aittir. Yanıt: E 11 Anadolu Selçuklularında şehirleşmede en etkili unsur kalelerdir. Şehirler güvenlik nedeniyle kalelerin arkasında kurulmuştur. Yanıt: D 12 Anadolu Selçuklularının Bursa’da hakimiyeti söz konusu olmadığı için burada eserine rastlanması mümkün değildir. Yanıt: A 13 Emiri Candar, Sarayın güvenliğinden sorumlu muhafızdır. Yanıt: B OSMANLI DEVLETİ KURULUŞ VE YÜKSELME DÖNEMİ – I Osmanlı Devleti’nin kısa sürede büyümesinde; Bizans tekfurlarının halka kötü davranması, Tımar ve devşirme sistemlerinin etkili şekilde uygulanması, Beylikler ile iyi ilişkiler kurulması, Ahilerin desteğinin alınmış olması, İskân siyasetinin başarılı bir şekilde uygulanması, Avrupa’nın kendi içinde karışıklıklar ile uğraşması, Yöneticilerin yeterli donanıma sahip olması etkili olmuştur. Ancak soruda sancak uygulamasının etkisinden bahsedildiği için başa geçen padişahın sancak sistemi sonucu tecrübe kazanması sorunun doğru cevabını vermektedir. Yanıt: C 2 Osmanlı Devleti’nin başkentleri; II. İznik (Orhan Bey Dönemi’nde) I. Bursa (I. Murat Dönemi’nde) III.İstanbul (Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde) şeklinde sıralanmaktadır. Dolayısıyla doğru sıralama II-I-III ‘tür. Yanıt: E II. Mehmet (Fatih Sultan Mehmet) Dönemi Osmanlı’da merkezileşmenin tam olarak sağlandığı ve Kanunnameialiosman ile veraset sisteminin, kardeş katlinin yasallaştığı dönemdir. Bu dönemde İstanbul ele geçirilmiş ve Osmanlı İmparatorluk özelliği kazanmıştır. I. Selim, Halifeliğin Memlüklerden alındığı ve doğu seferlerinin yapıldığı dönemdir. I. Süleyman, Devletin en güçlü ve zengin olduğu dönemdir. I. Mehmet, Osmanlı Devleti’ni Fetret Devrinden kurtaran padişahtır. Bu nedenle devletin II. Kurucusu sayılır. I. Murad ise devlet teşkilatlanmasının büyük ölçüde sağlandığı dönemdir. Yanıt: A 5 Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde – Sahnı Seman Medresesi Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde – Süleymaniye Medresesi Danişmentler Dönemi’nde – Yağıbasan Medresesi Orhan Bey Dönemi’nde – Süleyman Paşa Medresesi Anadolu Selçuklu Dönemi’nde – Koca Hasan Medresesi Yanıt: D 6 Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde; Fransa’ya ilk kez kapitülasyonlar verilmiştir. Viyana ilk kez kuşatılmış ancak kış şartları sebebiyle başarısız olunmuştur. Akdeniz Türk Gölü haline getirilmiştir. (Preveze Deniz Savaşı ile) Ancak Karadeniz’i Türk Gölü haline getiren ise Fatih Sultan Mehmet’tir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Osmanlı Devleti Orhan Bey Dönemi ile birlikte teşkilatlanmaya başlamıştır. Yapılan teşkilatlanma çalışmaları içerisinde; Yaya ve müsellem adıyla düzenli ordunun kurulması Rumeli Beylerbeyliği’nin oluşturulması Yeniçeri Ocağı’nın kurulması Gelibolu’da tersane açılması Divan Teşkilatının kurulması Anadolu Beylerbeyliği’nin kurulması gibi gelişmeler yer almaktadır. Fetret Devri ise 1402 Ankara Savaşı sonucu devletin kuruluş içinde duraklama yaşandığı dönemdir. Teşkilatlanma ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Yanıt: E 3 4 ÇÖZÜM–10 1 21 22 7 Palekanon (Maltepe) Savaşı, Bizans ile Osmanlı arasında yapılan ilk savaştır. İznik Bizans’tan alınmış ve Bizans sınırları daralmıştır. Mohaç Meydan Muharebesi, Kanuni Dönemi’nde Macaristan ile yapılan savaştır. Macaristan fethedilmiştir. Preveze Deniz Muharebesi, Kanuni Dönemi’nde Akdeniz Türk Gölü haline getirilen savaştır. Çaldıran Savaşı, Yavuz Dönemi’nde Safevilerle yapılan savaştır. Doğu Anadolu Osmanlı himayesine girmiştir. Mercidabık, Yavuz Dönemi’nde Mısır üzerine yapılan seferler sırasında Memlük ile yapılan savaştır. Suriye toprakları ele geçirilmiştir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 Orhan Bey Dönemi’nde; Yaya ve müsellem adında ilk düzenli ordu kurulmuş, Divan Teşkilatı ilk kez oluşturulmuştur, İznik’te ilk Osmanlı medresesi açılmıştır. Buna göre Orhan Bey Dönemi’nde ordu, yönetim ve eğitim alanlarında örgütlenme gerçekleştirilmiştir. Yanıt: E 9 Orhan Bey Dönemi’nde Süleyman Paşa Medresesinin ve II. Murat Dönemi’nde Enderun Mektebinin açılmasına bakılarak; Eğitime büyük önem verildiği, Devlet adamı yetiştiren kurumlar açıldığı, Devletin teşkilatlanma çalışmalarında bulunduğu yorumları yapılabilmektedir. Ancak Osmanlı’da dinî ve etnik birlik sağlamak mümkün değildir. Çünkü devlet çok uluslu ve çok dinli bir yapıya sahiptir. Yanıt: E 10 Osmanlı Balkanları fethettiği andan itibaren iskan politikasını ve hoşgörülü devlet anlayışını uygulamıştır. İskan politikası; Anadolu’dan götürülen Türkmenlerin balkanlarda fethedilen bölgelere yerleştirilmesidir. Bu sistem ile balkanlara kalıcılık sağlanmış olmakta hem de topraklar tarıma açılmaktaydı. Pençik sistemi ile Osmanlı Balkanlarda fethettikleri topraklardaki gayrimüslim halkın küçük yaştaki çocuklarını alıp yetiştirmekle ve gayrimüslim halkın doğrudan devlete bağlanmasını sağlamaktaydı. Osmanlı’nın fethettiği her toprakta adaletli ve hoşgörülü bir yönetimi benimsemesi de devletin gücünü ve kalıcılığını artırmıştır. Dolayısıyla Osmanlı’daki iskân, pençik ve hoşgörülü politika devletin Balkanlarda kalıcı olmasını sağlamıştır. Yanıt: E 11 Sokullu Mehmet Paşa tarafından hazırlanan Dan-Volga Kanal Projesi ile devlet; Orta Asya Türkleri ile bağ kurmayı, İpek Yolu’na işlerlik kazandırmayı, Hazar Denizi ile Karadeniz’i birleştirmeyi, Rusların güneye inmesini engellemeyi amaçlamışlardır. Ancak Kırım, Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde alınmıştır. Yani Sokullu Dönemi’nden çok öncedir. Bu nedenle Sokullu Dönemi kanal projesinin böyle bir amacı bulunmamaktadır. Yanıt: A OSMANLI DEVLETİ KURULUŞ VE YÜKSELME DÖNEMİ - II Osmanlı Devleti Anadolu Türk siyasi birliğini sağlamak amacı ile beyliklerle sık sık mücadele etmiştir. İlk mücadele Karesioğulları ile yaşanmış ve ardından farklı zamanlarda Aydınoğulları, Hamitoğulları vb. beyliklerle mücadele devam etmiştir. Ancak Osmanlı Devleti Artuklarla mücadele etmiş olamaz. Çünkü Artuklar Malazgirt Savaşı’ndan sonra kurulmuş ve Osmanlı kurulmadan yıkılmış bir beyliktir. Yanıt: E 2 Çimpe Kalesi, XIV. yüzyılın ortalarında Osmanlı Ordusu tarafından fethedilen, Balkan topraklarının güneydoğu kesiminde Gelibolu Yarımadası’nda yer alan bir kaledir. 1352 yılında Osmanlı tarafından fethedilmiştir. XIV. yüzyıl ortalarında Osmanlı Türklerinin Çimpe Kalesi’ni alarak Rumeli’ye geçişi Balkanlar’ın tarihinde oldukça önemli bir dönüm noktası olmuştur. Belgelerde kalenin adı “Cinbi”, “Çinpi” olarak da geçer. Yanıt: B 4 Osmanlı’nın Rumeliye geçişini kolaylaştıran etkenler arasında Kırım’ın ele geçirilmesi olamaz. Çünkü Rumeli’ye geçiş ilk kez Orhan Gazi Dönem’inde gerçekleşmiştir. Kırım’ın fethi ise Fatih Dönemi’nde gerçekleşmiştir. Yanıt: A 5 Davudi Kayseri, umumen Türk tefekkür tarihinin, husûsen de Osmanlı Devleti’nin kuruluş devri tefekkür tarihinin en mühim simalarından birisidir. Orhan Gazi de İznik’te bir medrese tesis etmiştir. 1336 yılında manastırdan çevrilen ilk medresenin ilk müderrislik vazifesine Davudi Kayseri getirilmiştir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Osman Gazi dönemi önemli gelişmeler Osman Bey Dönemi’nde fetihler gönüllü Türkmen birlikleriyle gerçekleştirildi. İlk Osmanlı parası basıldı. İlk vergi Osman Bey zamanında alındı. Anadolu Türk Beylikleri ile iyi geçinme siyaseti izleyen Osman Bey, Anadolu’da dinî ve siyasi güçleri olan Ahilerin lideri Şeyh Edebali’nin kızıyla evlenerek bu teşkilatın da desteğini sağladı. Bizanslı tekfurlardan (valilerden) Karacahisar, Yarhisar, İnegöl, Yundhisar ve Yenişehir alındı. Bizans tekfurları, Koyunhisar Savaşı’nda mağlup edildi. Mudanya fethedildi. Bursa kuşatıldı. Dursun Fakih ilk kadı olarak görevlendirildi. Ancak ilk şeyhülislamın göreve başlaması I. Bayezit Dönemi’ne aittir. Yanıt: D 3 ÇÖZÜM–11 1 23 24 6 Sırpsındığı savaşı Papa V. Urban’ın teşvikiyle Sırplar ve Bulgarlar başta olmak üzere Macar, Bosna ve Eflaklılar, büyük bir haçlı ordusu hazırlayarak Edirne üzerine harekete geçtiler. Osmanlı komutanlarından Hacı İlbey, ordusu ile beraber Meriç vadisi boyunca düzensiz bir şekilde ilerleyen düşmanların bu durumundan yararlandı. Kuvvetlerini üçe ayırarak bir gece baskını düzenleyen Hacı İlbey, büyük bir zafer elde etti (1364). Tarihe "sırp sındığı savaşı" olarak geçen bu zaferle, Rumeli’deki Türk hâkimiyeti kesinleşti ve ilk Haçlı Ordusu etkisiz hâle getirildi. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 Anadolu Beylerbeyliği’nin kurulması Yıldırım Bayezit Dönemi’nde gerçekleşmiştir. Yanıt: E 8 Yıldırım Bayezid Dönemi’nde 1396 yılında Niğbolu Kalesi önlerinde çok kanlı çarpışmalar oldu. Haçlılar, tarihe Niğbolu Savaşı olarak geçen bu çatışmada büyük bir bozguna uğradılar. Savaş sonunda Haçlıların aldığı yerler Osmanlı Devleti’ne geçti. Bulgar Krallığı ortadan kaldırıldı ve Macaristan içlerine doğru akınlar yapıldı. Haçlı dünyası yarım yüzyıl Türklerin üzerine yürümeye cesaret edemedi. Bu savaştan sonra Yıldırım Bayezit’e Abbasi Halifesi tarafından “Sultanı İklimi Rum” yani “Anadolu Sultanı” unvanı verildi. Yanıt: D 9 Anadolu Hisarı; İstanbul’un Anadoluhisarı semtinde inşaa edilmiştir. Anadolu Hisarı, 7.000 metrekarelik bir alan üzerine, Boğazın en dar noktası olan 660 metre mesafedeki bölgesine 1395 yılında, Yıldırım Bayezit tarafından inşa edilmiştir. Yanıt: A 10 Ankara Savaşı’nın Sonuçları Anadolu Türk Birliği bozuldu. Anadolu Beylikleri yeniden kuruldu. Bizans’ın ömrü 50 yıl kadar uzadı, İstanbul’un fethi gecikti. Rumeli’de bazı yerler elden çıktı. Osmanlı Tarihinde Fetret Devri adı verilen taht kavgası dönemi başlamış oldu. İlk kez bir Osmanlı padişahı esir edildi. Ancak “Karakoyunlu tehtidinin artması” bu savaşın sonuçları arasında yer almaz. Yanıt: A 11 Şeyh Beddettin ve Düzmece Mustafa isyankarı Kuruluş Dönemi, Bozoklu Celal ise Yükselme Dönemi isyanlarındandır. Yanıt: B 12 Belgrat 1521 yılında I. Süleyman Dönemi’nde fethedilmiştir. Yanıt: D OSMANLI DEVLETİ KURULUŞ VE YÜKSELME DÖNEMİ - III 3 KURULUŞ DÖNEMİ YÜKSELME DÖİSYANLARI NEMİ İSYANLARI Mustafa Çelebi (I) Şahkulu Şeyh Bedrettin Canberdi Gazali Buçuktepe (III) Ahmet Paşa İzmiroğlu Cüneyt Bey Baba Zünnun Candaroğlu Bozoklu Celal Cem Sultan Kalender Çelebi Yanıt: C II. Kosova Muharebesi Sultan II. Murad önderliğindeki Osmanlı ordusu ile Macar kumandanı János Hünyadi önderliğindeki bir Balkan ordusu arasında yapılmış bir muharebedir. Osmanlı Devleti’nin zaferiyle sonuçlanmıştır. Osmanlı Devleti’ne karşı Hıristiyan devletlerce organize edilen altıncı Haçlı Ordusu’nun da başarısız olması nedeniyle, Avrupalı devletler Osmanlıların Balkanlardaki varlığını kabullendiler. Böylece 1683’e kadar (II. Viyana Kuşatması) Avrupalılar savunmaya geçti.Bu zafer İstanbul’un fethini de kolaylaştırmıştır. Yanıt: B 4 II. Mehmet’in İstanbul’u fethettikten sonra İstanbul’daki Ortodoksları himaye etmesinde reform hareketlerinden faydalanma isteği yoktur. Çünkü henüz Reform Hareketleri başlamamıştır. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 İstanbul’un Fethi İçin Yapılan Hazırlıklar Yıldırım Bayazit tarafından yaptırılan Anadolu Hisarı’nın karşısına Rumeli Hisarı yaptırıldı. Edirne’de döktürülen balyemez adı verilen büyük toplarla savaşa hazırlanıldı. Bizans’a Balkanlar’dan gelebilecek muhtemel Haçlı yardımını önlemek için sınır boylarına akıncı birlikleri gönderildi. Surlara kolaylıkla çıkabilmek için tekerlekli kuleler yaptırıldı ve İstanbul’u aynı zamanda denizden de kuşatabilmek için 400 parça gemiden oluşan ilk donanma kuruldu. 200 bin kişilik bir kara ordusu hazırlanıldı. Haliçteki zincire karşılık gemileri karadan yürüterek Haliç’e sokuldu. Rumeli’deki kalelere yeniçeri askerleri gönderilerek gelebilecek yardımlara ve yapılacak saldırılara karşı önlemler alındı. II. Mehmet’in, İstanbul’a gönderdiği özel görevliler aracılığıyla Bizans’ın iç durumu öğrenildi ve ona göre önlemler ve tedbirler alındı. Ancak Grejuva denilen ateşin çoğaltılması Osmanlı’nın değil, Bizans hazırlıkları arasında yer almaktadır. Yanıt: E ÇÖZÜM–12 1 25 26 5 Karadeniz’i bir Türk Gölü hâline getirmek amacıyla hareket eden Fatih, işe 1459’da Amasra’yı fethederek başladı. 1460’da Candaroğulları Beyliği’ne son verildi. 1461’de Trabzon’un, 1475’te de Kırım’ın fethiyle Karadeniz bir Türk gölü hâline geldi. Bu sayede Karadeniz’deki Ceneviz üstünlüğü sona erdi ve İpek Yolu’nun tüm denetimi Osmanlı Devleti’ne geçti. Yanıt: A 6 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Baharat Yolu’nun hâkimiyet altına alınması II. Bayezid değil Yavuz Sultan Selim Dönemi’nde gerçekleşmiştir. Yavuz’un Mısır Seferi neticesinde bu yol Osmanlı hâkimiyetine geçmiştir. Yanıt: D 7 Preveze Deniz Muharebesi, 28 Eylül 1538 tarihinde Yunanistan’ın kuzeybatısındaki Preveze’de Osmanlı Donanması ve Papa III. Paulus’ün çabalarıyla bir araya gelen Haçlı donanması arasında gerçekleşen deniz muharebesidir. Barbaros Hayreddin Paşa komutasındaki Osmanlı Donanması, Amiral Andrea Doria komutasındaki Haçlı Donanması’nı imha etti. Bu deniz muharebesi sonucunda Akdeniz’de Osmanlı Donanması’na karşı koyabilecek bir donanma kalmadı ve Türk hâkimiyeti başlamış oldu. Yanıt: B 8 Şehzade Ahmet ve Şehzade Korkut isyanları I. Selim (Yavuz) Dönemi’ne aittir. Yanıt: D 9 Cem Sultan Olayı: Fatih’in ölümü üzerine Amasya sancağında bulunan Bayezit devşirmelerin desteğiyle tahta geçti. Konya sancağında bulunan ve Türkmenlerin desteklediği Şehzade Cem bunun üzerine taht mücadelesine başladı. Memlüklerin de desteklediği Cem Sultan, Bursa’yı aldı ve adına para bastırıp hutbe okuttu. 1481’de Yenişehir Ovası’nda yenilen Cem, Konya’ya kaçtı. II. Bayezit’in gönderdiği kuvvetlere yenilen Cem Sultan, önce Mısır’da Memlüklülere (C), ardından da Rodos Şövalyelerine (A) sığındı. Yıllarca Avrupa’da dolaştırılan Cem Sultan, Fransa’dan (B) Papa’ya teslim edildi. 1495 yılında Papa’nın (D) elindeyken Napoli’de öldü. Cem Sultan Doğu Roma yani Bizans’ta kalmış olamaz. Çünkü bu devlet İstanbul’un fethi ile zaten yıkılmıştır. Yanıt: E 10 Osmanlı Devleti Padişahı Yavuz’un Mısır Seferi neticesinde Halifelik makamı Osmanlı padişahlarına geçmiştir. Böylece devlet Teok­ratik bir yapıya kavuşmuştur. Yanıt: B 11 Samsa Çavuş, Osmanlı Devleti’nin ilk lideri Osman Gazi’nin Alperenlerindendir. Fatih’in hocaları arasında yer almaz. Yanıt: A OSMANLI DEVLETİ KÜLTÜR-UYGARLIK - I 4 Osmanlı Devleti’nde hükümdar olabilmek için; Türk soyundan olmak, Erkek olmak, Osmanlı hanedanına mensup olmak şartları aranmaktaydı. Bu üç şart devletin her dönemi için geçerliydi. Ancak yaşça en büyük ve en olgun olmak I. Ahmet’ten itibaren aranan bir özelliktir. Bu sisteme “Ekber ve Erşed” sistemi denilmiştir. Yanıt: D 2 Osmanlı padişahları yasama, yürütme ve yargı alanlarını elinde tutmaktaydı. Ferman Kanunname Yasakname Tevki Adaletname Divanıhümayun Yasama Müsadere Kulluk Hakkı Yargı Yürütme Devşirme ise sadece devlet otoritesini güçlendiren ve asker ve memur ihtiyacını karşılayan bir sistemdir. Ancak Müsadere kişinin mallarına el konulmasıdır. Kulluk hakkı ise padişahın kendisine itaatsizlik eden kullarını öldürebilmesi hakkıdır. Yanıt: C 5 Osmanlı Devleti’nde güçlü bir nüfuza sahip olan, arkasına kapıkullarının ve ulemanın desteğini alan şehzadeler tahta çıkmaktaydı. Çünkü genelde merkeze yakın eyaletlerde tecrübe kazanmış olması, o bölge halkının desteğini almış olması ve orduyla âlimleri arkasına alan diğer kardeşlerini etkisiz hale getirerek hükümdar olmaktaydı. Her şehzade zaten Osmanlı sülalesinden gelmektedir. Bu nedenle şehzadenin tahta çıkmasında etkilidir, ancak kolaylaştıran bir etken değildir. Yanıt: E 6 İstanbul Sultan II. Mehmet tarafından fethedilmiştir. Dolayısıyla İstanbul’da yaptırılan ilk camii de Fatih tarafından yaptırılan Fatih Külliyesi içinde yer alan Fatih Camii’dir. Sultan Ahmet Camii, Sedefkâr Mehmet Ağa tarafından XVII. yüzyılda inşa edilmiştir. Süleymaniye Camii, Mimar Sinan tarafından Kanuni Dönemi’nde inşa edilmiştir. Çinili Camii, IV. Murad Dönemi’nde Kasım Ağa tarafından İstanbul’da yapılan camiidir. Yeni Camii, III. Murad Dönemi’nde İstanbul’da yaptırılmış olan camiidir. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Soruda verilen paragrafta “Şeri hukuka aykırı olmamak kaydıyla padişahların karar verebilmesi” hükmü örfi hukukun İslam kurallarının önüne geçemediğinin, “Padişahlar örfi hukuk koyma iradesini fermanlarla uygulamıştır.” hükmü ile fermanın padişahın yasama yetkisi olduğunun göstergesidir. Osmanlı’da padişahın hem yasama hem yürütme hem de yargı yetkileri bulunmaktadır. Bu nedenle “Padişahların yetkileri yasama ile sınırlandırılmıştır.” gibi bir yargıya varılamaz. Yanıt: C 3 Osmanlı’da fermanlar padişahın vermiş olduğu kararların metinleridir. Nişancı, bu fermanlara padişahın imzası sayılan tuğrayı çekerek resmîyet kazandırmaktadır. Yanıt: B ÇÖZÜM–13 1 27 28 7 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Kadıasker (kazasker) kadı ve müderrislerin atamasını yapan aynı zamanda Askeri sınıfa ait davalara bakardı. Kadı, kazaların yöneticisi aynı zamanda taşrada Şeri hukukun uygulayıcısıdır. Müderris, medreselerde eğitim veren kişilerdir. Şeyh, dinî yanı güçlü, toplumun saygı duyduğu kişilerdir. Aynı zamanda Lonca teşkilatının da başında Şeyhler bulunmaktadır. Kassam ise Osmanlı’da askeriye sınıfının miras taksimini yapan görevlidir. Yanıt: B 8 Osmanlı Devleti’nde medreselerde sadece Türk ve Müslümanlardan eğitim aldığı için burada Arapça eğitim verilebilmektedir. Ancak Acemi Ocağı ve Enderunda Gayrimüslim çocuklar Türkleştirilip, Müslümanlaştırıldığı için buranın eğitim dili sadece Türkçe’dir. Yanıt: C 9 Osmanlı Devleti’nde; Suhte → Medrese öğrencisidir. İcazetname → Medreselerde eğitimini tamamlayanlara verilen diplomadır. Ulema → İlmiye sınıfına mensup olan kişilerdir. Sıbyan Mektebi → Eğitimin ilk basamağıdır. İdadi → Lise düzeyinde eğitim veren okuldur. Oda → Sarayın ya da Enderunun bölümüdür. Dolayısıyla Sıbyan Mektebi’nin cevabı yanlış verilmiştir. Yanıt: E 10 İhtisap → Üretim standartlarını belirleyen kurallar bütünüdür. Narh → Fiyat belirlemektir. Gedik → İşyeri açma iznidir. Cizyedar → Cizye vergisini toplayan kişidir. Mültezim → İltizam sisteminde ihale yoluyla vergi toplama işini kiralayan kişidir. Yanıt: A 11 Yedivahid, 1826 yılından itibaren hammaddenin dışarı çıkarılmasını engellemek ve işsiz esnafı himaye altına almak için başlatılan tekel uygulamasına verilen isimdir. İskân, Balkanlarda fethedilen topraklara Anadolu’dan Türkmenlerin götürülüp yerleştirilmesidir. İhtisap, üretim standardını belirleyen kurallardır. Menzil, yol teşkilatına verilen isimdir. Arşın, Osmanlı’da bir uzunluk ölçüsü birimidir. Yanıt: B 12 Cizyedar, cizye vergisini toplayan görevlidir. Mültezim, İltizam sistemine göre uzak eyaletlerde vergi toplayan kişidir. Muhassıl, XIX. yüzyılda taşradan vergi toplayan kişidir. Tımar sahibi, İkta sistemine göre vergi toplayan ve bu vergi karşılığında devlete asker yetiştiren kişidir. Müzehhip ise Tezhip (kitap süsleme) sanatı ile uğraşan kişidir. Yanıt: C OSMANLI DEVLETİ KÜLTÜR-UYGARLIK - II Osmanlı ordusunda akıncıların özellikleri şunlardır; Sınır boylarında görev yaparlar. (A) Orduya rehberlik ederler. (B) Geçimlerini yurtluk geliri ile sağlarlar. (D) Düşman hakkında istihbarat bilgisi toplarlar. (E) Savaşlarda ordunun önünden giderler. Eyalet ordusu içerisinde yer alırlar Ancak Akıncılar, Kapıkullarına ait bir sınıf değillerdir. Yanıt: C 2 3 Levent: Donanma askeridir. Kaptanıderya: Donanma komutanıdır. Reis: Donanma komutanına verilen unvandır. Ocaklık: Geliri tersane ve kale muhafızlarına ayrılan arazilerdir. Alemdar: Devlet sancağını koruyan kişidir. Dolayısıyla Alemdar’ın donanma ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Yanıt: D Osmanlı Devleti’nde önemli denizciler şunlardır; Piri Reis →→ Kitab-ı Bahriye adlı eseri vardır. Seydi Ali Reis → → Mimartü’l Memalik eserinde Hindistan Seferi'ni anlatmaktadır. Turgut Reis → → Rodos’un alınmasında üstün rol oynamış Türk denizcisidir. Kılıç Ali Reis → → Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nin önemli denizcilerindendir. Çaka Reis ise Çaka Beyliği’nin kurucusu ve ünlü Türk denizcisidir. Osmanlı’dan önce donanma komutanlığı yapmıştır. Yanıt: B 5 Osmanlı hukuk sisteminde Şeri hukukun başında; Kanuni Dönemi’nde Zembilli Ali Efendi ve Ebusuud Efendi bulunmaktadır. İbni Kemal 1468-1536 yılları arasında yaşamış, en ünlü Osmanlı Şeyhülislamlarındandır. Ahmet Cevdet Paşa Osmanlı’nın ilk medeni kanunu olan Mecelle’yi hazırlamıştır. İbrahim Hakkı Efendi, XVIII. yüzyılda yaşamış ünlü Türk edebiyatçısı, sosyoloji ve tasavvufçusudur. Marifetname adlı eseri bulunmaktadır. Dolayısıyla Osmanlı hukuk sistemiyle değil, edebiyat sosyoloji, tasavvuf alanında etkili bir isimdir. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Osmanlı Devleti’nin; Marmara’da → → Gelibolu Karadeniz’de → → Rusçuk Akdeniz’de → → Süveyş tersanesi bulunmaktadır. Osmanlı tersanelerinin bu kadar yaygın olması donanmanın güçlendiğinin ve genişlediğinin göstergesidir. Yanıt: E 4 ÇÖZÜM–14 1 29 30 6 Suhte → Medrese öğrencisidir. Lala → Şehzadelerin eğitiminden sorumlu kişidir. Çaşnigir → Saray’da yemek işlerinden sorumlu kişidir. Kayyum → Cami hademesi ya da belli bir malın yönetilmesi ve belli bir işin yapılması için gönderilen kimsedir. Naib ise Osmanlı’da kadıların vekillerine verilen isimdir. Kadı Naipleri büyük ölçüde köylere ve nahiyelere yollanmaktadır. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 Osmanlı Devleti’nde adalet kadrolarında terfilerin tıkanmasının engellenmesi için kadıların bölgelerindeki görev sürelerini sınırlı tutmuştur. Böylece kadıların halka kötü davranmasının ve bulunduğu bölgede nüfuz sahibi olarak, devlete başkaldırmasının önüne geçilmiştir. Yanıt: C 8 Osmanlı Devleti’nde Nazırlık sistemi (bakanlıklar) XIX.yüzyılda II. Mahmut Dönemi’nde oluşturulmuştur. Dolayısıyla hukuk sistemi de bu yüzyılda Nazırlık statüsüne ulaşmıştır. Yanıt: E 9 Osmanlı Devleti’nde İlmiye Sınıfı hiyerarşik olarak şöyledir; I.Şeyhülislam II.Kadıasker(kazasker) III.Kadı IV.Müderris V.Suhte Yanıt: C 10 İlmiye Sınıfı: eğitim, adalet ve din işlerinden sorumlu sınıf olduğu için bu sınıfa ait görevlilerin Müslüman ve Türk olma ve medrese mezunu olmak gibi zorunlulukları bulunmaktadır. Kalemiye Sınıfı: Bürokrasi işleriyle ilgilenen sınıftır. Defterdar, nişancı, Reisülküttap bu sınıfa mensuptur. Devşirme kökenli, Enderun mezunu olabilirler. Seyfiye Sınıfı: Hem yönetim hem de askeri işlerden sorumlu sınıftır. Beylerbeyi, Sadrazam, Vezirler devşirme kökenli yani Enderun mezunu olabilirler. Yanıt: A 11 Osmanlı Devleti’nde askeriye (yönetici) sınıfına ilmiye, seyfiye ve kalemiye sınıflarına mensup olanlar girmektedir. Askeriye sınıfı yönetici kadro olduğu için, Asla vergi ödemez, Enderun veya medrese çıkışlıdır, Sarayda bulunabilir. Askeriyye sınıfı bu özellikleri ile reayadan (halktan) ayrılmaktadır. Yanıt: E 12 Osmanlı’da Seyfiye sınıfına; Sadrazam (Padişahın başvekili) Beylerbeyi (Eyalet Yöneticisi) Subaşı (Ordu Komutanı) Kale muhafızı Sancak Beyi (Sancak Yöneticisi) gibi devlet görevlileri mensuptur. Seyfiye hem yöneten hem de askeri sınıftır. Kadı Naibi ise İlmiye sınıfına mensup olmakla birlikte kadıların köy ve mahiyelerdeki vekilleridir. Yanıt: E OSMANLI DEVLETİ KÜLTÜR-UYGARLIK - III Molla Lütfi: XV. yüzyılda Fatih ve II. Beyazıd dönemlerinde yaşamış ünlü matematikçidir. Eseri Tazifü’l Mezbah’tır. Ali Kuşçu: XV. yüzyılda Fatih Dönemi’nde yaşamış, Sahnı Seman Medresesi’nde müderrislik yapmıştır. Dönemin en ünlü matematikçisidir. Hacı Paşa: Anadolu Selçuklu Dönemi’nde tıb alanında önemli bir hekimdir. Piri Reis: Osmanlı Devleti’nin önemli coğrafyacı ve denizcilerindendir. Kitab-ı Bahriye adlı eserinde dünya haritası bulunmaktadır. Seydi Ali Reis: XVI. yüzyılda yaşamış coğrafya alanında çalışmalar yapmıştır. Miratü’l Memalik adlı eserinde Hindistan ile Osmanlı arasında yapılan yolculuğu anlatır. Yanıt: C 2 3 Kâtip Çelebi: Cihannuma, Keşfü’z Zünun Matrakçı Nasuh: Menazil-i Seferi Irakeyn Evliya Çelebi: Seyahatname Ahmet Resmî Efendi: Sefaretname Piri Reis: Kitab-ı Bahriye Ancak Kısas-ı Enbiya ise Ahmet Cevdet Paşa’ya aittir. Yanıt: B İbrahim Müteferrika → Osmanlı Devleti’nde özel matbaanın ilk kurucusudur. Naima → İlk resmî devlet tarihçisidir. Naima tarihi adlı eseri bulunmaktadır. Takiyüddin Mehmet → Osmanlı Devleti’nin ilk rasathanesini kuran kişidir. Hazerfan Hüseyin → XVII. yüzyılda Osmanlı tarihçisi ve aydınıdır. Batı ile ilişki kuran ilk bilgindir. Ahmet Cevdet Paşa → XIX. yüzyılda Osmanlı’nın ilk medeni hukuku olan Mecelle’yi hazırlamıştır. Aynı zamanda Kısas-ı Enbiya adlı eseri bulunmaktadır. Yanıt: D 5 Osmanlı Devleti’nin ilk Medeni Kanunu XIX. yüzyılda II. Abdülhamit Dönemi’nde Ahmet Cevdet Paşa tarafından hazırlanmıştır. Şinasi, Osmanlı’nın ilk özel gazetesi Tercümanı Ahval’i çıkaran kişidir. Ahmet Vefik, XIX. yüzyılda yaşamış devlet adamı, diplomat, çevirmen ve oyun yazarıdır. Ziya Gökalp, XIX. yüzyılda yapıtları ve görüşleri ile Türkçülüğü ve Türk milliyetçiliğini savunan yazar, şair ve siyasetçidir. Ali Suavi, II. Abdülhamit’e karşı giriştiği başarısız darbe girişimiyle bilinir. Türkçü ve Turancı bir görüşü benimsemiştir. Yanıt: D 6 Osmanlı Devleti’nin önemli nakkaşları şunlardır; Nigari Matrakçı Nasuh Nakkaş Osman Levni Fuzuli ise XVI. yüzyılda yaşamış önemli divan şairlerindendir. Eserleri arasında Divan, Leyla ile Mecnun, Bengü Bade, Su Kasidesi ve Şikâyetname öne çıkmaktadır. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Molla Fenari → Osmanlı Devleti’nin Fatih Dönemi’nde yaşamış ilk şeyhülislamıdır. Piri Reis → Osmanlı Devleti’nde denizci ve coğrafyacıdır. En önemli eseri Kitab-ı Bahriye’dir. Ebusuud Efendi → Kanuni Sultan Süleyman Dönemi Şeyhülislamıdır. Kadızade-i Rumi → Osmanlı’da önemli matematikçilerden biridir. Kemal Paşazade → Osmanlı Devleti’nin önemli tarihçilerindendir. Tevarihialiosmaniye adlı tarih kitabı bulunmaktadır. Yanıt: A 4 ÇÖZÜM–15 1 31 32 7 Osman Hamdi Bey, XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde müzeciliğin başlatıcısıdır. Sanayiinefise Mektebini kurmuştur. Ressam Sinan Bey, Fatih Dönemi’nde yaşamış, Avrupa’da eğitim almış ressamdır. Fatih’in portresini çizmiştir. Hafız Osman, Osmanlı Devleti’nin en ünlü hattatlarındandır. Şeker Ahmet Paşa, Sultan Abdülaziz Dönemi’nde eğitim amacıyla Avrupa’ya gönderilmiş ve 1872’de Osmanlı’nın ilk resim sergisini açmıştır. Yanıt: B 8 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Osmanlı Devleti’nde Batı tarzı üslubu ile inşa edilen ilk eser Nuru Osmaniye Camiidir. Bu da ilk yapıtın din alanında inşa edildiğinin kanıtıdır. Yanıt: C 9 Mimar Sinan’ın Sırasıyla; Şehzade – Çıraklık Süleymaniye – Kalfalık eseridir. Selimiye – Ustalık Dolayısıyla doğru sıralama II-III-I’dir Yanıt: D 10 İltizam → Bir bölgenin üç yıllık vergisinin ihale usulü ile peşin olarak toplanması sistemine verilen isimdir. Bu sistemde Mültezimler devlete toprağın vergi kirasını peşin olarak vermektedir. Bu sistem ile devlete sıcak para girişi sağlanmaktaydı. İkta Osmanlı Devleti’nin toprak sistemidir. Bu sistem ile devlet hem üretimde sürekliliği sağlamış olur hem de hazineden para çıkmadan asker yetiştirilirdi. Menzil → Yol teşkilatıdır. İhtisap → Hesaplar kurallar bütünüdür. Esnafın uyması gereken kuralları belirler. Mekkari Taifesi → Mal taşımacılığı sistemidir. Yanıt: C 11 Osman Hamdi Bey: XIX. yüzyılda yaşamış arkeolog, müzeci ve ressamdır. İstanbul’da Arkeoloji Müzesi’ni kurmuştur. İlk Türk arkeoloğu kabul edilir. Mezar Krallığı kazıları sırasında dünyaca ünlü İskender Lahidi’ni bulmuştur. Ayrıca Türk resmînde figürlü kompozisyon kullanan ilk ressamdır. Dolayısıyla soruda verilen kazı bilimi ve resimle ilgilidir. Yanıt: D 12 Osmanlı Devleti’nin memur ve idareci ihtiyacını karşılamak amacıyla; II. Mahmut zamanında Mektebimaarifiadliye, Tanzimat Dönemi’nde Mektebimülkiye açılmıştır. Ayrıca Enderun devşirmelerin devlet memuru alanında yetiştirdikleri okuldur. Medrese ise Müslümanların devlet memuru ve idareci olarak yetiştirdikleri okuldur. Mektebirüştiye ise XIX. yüzyılda açılmış askeri ortaokuldur. Yanıt: C 13 Kadılar, Osmanlı Devleti’nde miras, aile hukuku, ticari anlaşmazlık gibi davalara bakan görevlilerdir. Aynı zamanda kazaların yöneticisi ve vakıfların kuruluş onayını veren, denetimini yapan ve noterlik vazifesini yürüten kişilerdir. Şehremini, İstanbul’un belediye işlerinden sorumlu kişidir. Kethüda, Loncaların başında bulunan kişidir. Mutasarrıf, Osmanlı’da eyalet ya da sancaklardaki valilere verilen isimdir. Nakip, Esnaf sanatkâr ve tüccarlar arasında şeyhin temsilcisidir. Yanıt: A OSMANLI DEVLETİ KÜLTÜR-UYGARLIK - IV Osmanlı Devleti’nde hanedan üyeleri vergiden bağımsız tutulmuşlardır (I). Hanedan üyelerinin sarayda oturma hakları da söz konusudur (II). Ayrıca ülke hanedanın ortak malı kabul edildiği için hanedan üyeleri mülk edinebilme hakkına da sahiptir (III). Yanıt: E 2 Divan teşkilatı ilk defa Orhan Bey zamanında kurulmuştur. Fatih Sultan Mehmet (II. Mehmet) padişahların Divan toplantılarına katılma geleneğine son vererek, toplantıları kafesli bir pencerenin arkasından takip etmiştir. Yanıt: A 3 Divan kalemleri Amedî Kalemi Beylikçi Kalemi Tahvil Kalemi Rüûs Kalemi Teşrifâtlık Kalemi Vak’anüvislik Kalemi Mühimme Odası Kalemi Ancak Narh kavramı Lonca teşkilatı ile ilgilidir. Yanıt: C 5 Jön Türklerin 1908 yılında Osmanlı’da güç kazanmasının ardından İttihat ve Terakki Cemiyeti iktidara yükseldi ve güçlü bir Osmanlı Donanma hazırlamak için planlara başlandı. Bunun için Donanma Cemiyeti kuruldu. Balkan Savaşları’nın bitmesinin ardından, donanma konusunda Osmanlı İmparatorluğu ile Yunanistan Krallığı arasında bir yarış başladı. Donanmanın yeterli hâle gelebilmesi için Donanma Cemiyetinin çabaları ile Birleşik Krallık’tan Sultan I. Osman zırhlısı ve beraberinde Reşadiye sınıfı zırhlı savaş gemisinden iki gemi daha sipariş edildi. Fakat Birleşik Krallık, I. Dünya Savaşı’nın tehlikesini sebep göstererek parası verilmiş olan zırhlıya el koydu. Zırhlılardan Sultan I. Osman, HMS Agincourt; Sultan Reşat, HMS Erin adını aldı. Yanıt: D 6 Yedivahid Arapçada tekel anlamına gelir. Osmanlı Devleti’nde “Havayici Zaruriye” (zorunlu gereksinim) denilen türden ürün ve malların, üretildiği yerden satılacağı pazara kadar devletin denetiminde olması uygulanmasının adıdır. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Osmanlı Devleti’nde Hâkimiyet Sembolleri Hattıhümayun Tabl (Davul) Tuğ Tuğra Cuma Selamlığı Saltanat Kayığı Kılıç Alayı Biat Ferman Otağ Sikke Hutbe Lakab Cülus Bahşişi Sancak Ancak Fetva hükümdarların değil Şeyhülislamların alametleri arasındadır. Yanıt: E 4 ÇÖZÜM–16 1 33 34 7 Osmanlı Devleti’nde önemli minyatürlere yer veren eserler arasında Zafername, Şahname-i Selim Han, Şehinşehname, Surname-i Hümayun, Hünername yer almaktadır. Ancak Cengizname Moğol İmparatorluğu’na ait bir eserdir. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 Mimar Sinan’ın inşa ettiği ilk eser, Hüsreviye Cami’dir. Mimar Sinan bunun dışında 92 camii, 52 mescit, 57 medrese, 7 darülkurra, 22 türbe, 17 imaret, 3 darüşşifa (hastane), 5 su yolu, 8 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen ve 48 de hamam olmak üzere 375 eser yapmıştır. Yanıt: D 10 Yeniçeri, Bostancı, Lağımcı, Acemi, Cebeci, Silahtar, Ulufeci, Garip gibi askerler Kapıkulu Ordusuna mensuptur. Kapıkulları devşirme usulü ile oluşturuldukları için bu askerlerin kökeni Türk ve Müslüman değildir. Ancak Akıncılar adı verilen ve sınır boylarında görev yapan birliklerin mensupları köken olarak Türk ve Müslümandır. Yanıt: C 11 Tarihçiler Osmanlı Devleti için; Devleti Âliyeyi Osmâniyye (Yüce Osmanlı Devleti) Nizamı Alem Devleti Âliye (Yüce Devlet) Devleti Ebed Müddet (Ebedi Devlet) Memâliki Mahrûse (Korunmuş Memleket) Memâliki Mahrûsei Osmanî (Osmanlıların Korunmuş Memleketi) Osmanlı İmparatorluğu gibi isimler kullanmıştır. Yanıt: E 9 Osmanlı Devleti’nde müzik alanında Abdi Efendi (Tulum), Abdülaziz Efendi (Hekimbaşı), Ali Ufkî Bey, Buhurizade Mustafa Itri, Faik Bey (Hacı), Hammâmîzâde İsmâil Dede Efendi, Menâpirzâde Nuri Bey, Solakzade Mehmet Hemdemi Efendi, Tab’î Mustafa Efendi, Zekai Dede Efendi gibi isimler önemli çalışmalar yapmıştır. Yanıt: B 12 Osmanlı Devleti’nde tiyatronun kurucusu olarak Güllü Agop Efendi geçmektedir. Yanıt: B OSMANLI DEVLETİ KÜLTÜR-UYGARLIK - V Savaşta ve barışta padişahın hizmetinde bulunan, savaşta saltanat sancağını koruyan askeri kuvvetler ‘’ulufeci’’lerdir. Cabeciler: Silahların yapımı ve onarımından sorumlu görevlilerdir. Müsellemler: Ordunun geri hizmetinde bulunurlar. Yolları açıp, tamir eden görevlilerdir. Garipler: Savaş sırasında savaş araç gereçlerini ve hazineyi koruyan görevlilerdir. Cerrahorlar: Osmanlı ordu hizmetinde kullanılan Hristiyan, ücretli askerlerdir. Yanıt: B 2 3 Tereke defterleri Osmanlı mahkemelerinde kadıların tuttuğu kadı sicilleri arasında yer almaktadır. Bu defterde alenin çocuk sayısı, cinsiyeti, mirasçıların durumu ve birden fazla evliliğin hangi amaçla yapıldığı yazmaktadır. Bu defter ile Osmanlı aile yapısı hakkında bilgi sahibi olunmaktadır. Yanıt: E Osmanlı Devleti’nde ilk kadın hakları savunucusu ve İlk Türk kadın yazar Fatma Aliye Hanım’dır. Fatma Aliye Hanım 1892’de kendi adıyla yayımladığı ‘’Muhadderat’’ adlı eserinde Bir kadının ilk aşkını unutamayacağı görüşünü çürütmeye çalışmıştır. Yanıt: B 5 II. Mahmur Dönemi’nde adalet işlerine bakmak üzere ‘’Nezareti Deavi’’ (Adalet Bakanlığı) kurulmuştur. Bakanlığın bünyesinde değişik kurumlar oluşturularak bu kurumlar memurları denetlemiş, devlet ile kişiler arasındaki uyuşmazlıkları çözmüş, gelen sorunları çözülerek raporlar hazırlamıştır. Babımeşihat Dairesi: Osmanlıda Şeyhülislamlık makamıdır. Şeyhülislamın vazife gördüğü bu yere, fetvaların burada verilmesinden dolayı Babı Fetva da denirdi. Şeyhülislamlık kapısı olarak da adlandırılmıştır. Encümeni Daniş: Mustafa Reşit Paşa’nın kurmuş olduğu bir bilim kuruludur. Türkçeye sade dille yazılmış ve tercüme edilmiş bilimsel eserler kazandırma, ülkede genel kültür seviyesini yükseltme, Darülfünun için kitap hazırlama gibi amaçlarla kurulmuştu. Mektebimarifiadliye: II. Mahmut Dönemi’nde işlevini yitiren Enderunun yerine devlet adamı yetiştirmek için kurulmuştur. Evkafıhümayun Nezareti: Padişah ve haneden üyeleri tarafından kurulan vakıfların idaresinden sorumlu olan kurumdur. Yanıt: D 6 Hazineye ait gelirleri mümkün olduğu kadar yüksek düzeye çıkarmak ve ulaştığı düzeyin altına inmemesini amaçlamak ‘’fiskalizm’’dir. İaşecilik: Reayanın refahını sürekli kılmak için piyasada istenilen kalitede uygun fiyata yeterli kalitede mal bulunmasıdır. Gelenekçilik: Sosyal ve iktisadi ilişkilerde dengeyi korumak ve düzeni bozacak değişme eğilimlerini engellemektir. Mekkari Taifesi: Tüccarların mallarını taşıyan görevlilerdir. İnfak: İnfak ise dini bir kavramdır. Kişilerin Tanrı'nın rızasını kazanmak için yoksullara servetinin bir kısmını bağışlamasıdır. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Yıllık geliri iltizam sistemiyle hazineye aktarılan topraklar ‘’mukataalı’’ topraklardır. Mukataalı toprakların geliri doğrudan devlet hazinesine aktarılırdı. Dirlik: Hanedan üyeleri ve devlet görevlilerine maaş ve hizmet karşılığında verilen topraklardır. Bu toprakların vergi gelirleri ile devlete asker yetiştirilmekteydi. Has, tımar ve zeamet gibi üç bölüme ayrılmaktadır. Paşmaklık: geliri padişahın eşlerine ve kızlarına ayrılan topraklardır. Ocaklık: Geliri tersane görevlilerine ve kale muhafızlarına ayrılan topraklardır. Yurtluk: Geliri sınır boylarındaki asker ve devlet görevlilerine ayrılan topraklardır. Yanıt: A 4 ÇÖZÜM–17 1 35 36 7 Bir kimsenin malının bir kısmını veya tamamını hayır işine, dini veya sosyal bir hizmete ebediyen tahsis etme sistemine vakıf denilmektedir. Vakıf yöneticilerine ise ‘’mütevelli’’ denilmektedir. Vakıf sistemi, Osmanlı toplum hayatında iskan, istikrar, şehircilik, eğitim, kültür, sosyal hizmet ve ekonomik açılardan önemli rol oynamıştır. Böylelikle ülke zenginlikleri paylaşılarak adil devlet yönetimi tesis edilmiştir. Mültezim: İltizam sahibine mültezim denilmektedir. Osmanlı toprak sisteminde açık artırma usulü ile belirli eyaletleri kiraya verme usulüne iltizam denilmektedir. Mütesellim: Beylerbeyi ve sancakbeyinin görevi nedeniyle eyalet veya sancağında bulunmadığı sırada kendisine vekalet eden görevlidir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 Osmanlı Devletinde orta düzeydeki medrese öğrencilerine Softa, yüksek öğretim düzeyindeki öğrencilere danişment denilmektedir. Müderris yardımcılarına muid denilmektedir. Müderrisler, Sahn düzeyinde bir medreseyi bitirenlerden mülazemet denen ve esası sıra beklemeye dayanan bir sistemle atanırlardı. Çelebi, medreselerdeki akademik kariyer arasında yer almamaktadır. Şehzadelere verilen unvana çelebi denilmektedir. Yanıt: A 9 Avrupalılar tarafından Bulue Mosgue olarak Sultan Ahmet Cami, Mimar Sinan’ın öğrencisi Sedefkar Mehmet Ağa tarafından yapılmıştır. Mimar Sinan ülkenin her tarafında cami başta olmak üzere hem dinî hem de sivil mimariye ait eserler inşa etmiştir. Bu eserlerden birisi de Selimiye Cami’dir. Dolmabahçe Sarayı Sarkis Balyan, Hacı Emin Paşa, ve Nikogos Balyan’a, XIX. yüzyılın başlarında Abdülmecid tarafından yaptırılmıştır. Sarayın planında Türk ve Batı anlayışı birlikte uygulanmıştır. Osman Hamdi Bey Osmanlı Devleti’ndeki ilk ressamlardandır. Müzeciliğin kurucusudur. Kaplumbağa Terbiyecisi ve Silah Tacirleri en önemli eserleridir. Yanıt: D 10 Osmanlı Devleti’nde birçok şehirde (Edirne, Bursa, Urfa Üsküp.. ) darphane açılmasının bir nedeni ulaştırma ve nakliyat imkânlarının kısıtlı olmasıdır. Madeni paranın darlığında paranın kenarının kırpılarak (tağşiş) devalüasyon gerçekleştirilmiştir. Serbest piyasa ekonomisi ve paranın tağşiş edilmesinin ülkenin birçok yerinde darphane açılmasıyla bir alakası yoktur. Yanıt: A 11 Türk-İslam devletlerinde de görülen minyatür Osmanlılarda saraya bağlı olarak gelişimini sürdürmüştür. Bunda saray tarihçiliğine bağlı olarak olayları resmetme düşüncesi etkili olmuştur. Kitapların süslenmesi Osmanlı Devleti’nde gelişmiş bir sanattı. Hattatlar tarafından yazılmış el yazmaları, tezhipçilere verilir bunlar da her sayfayı yaldızlı çizgilerle çerçeveler, sayfa kenarlarını süslerlerdi. Bu çalışma ‘’altınlamak’’ anlamına gelen tezhiptir. Yanıt: D 12 Kitâbü’l Cerrahiyyetü’l eserini Fatih Sultan Mehmet’e ithaf eden ünlü tıp bilgini Sabuncuoğlu Şerafeddin’dir. Bu eserde hasta tedavi yöntemlerini en ince ayrıntılarıyla minyatürlerle anlatmıştır. Mücerrebname adlı eserinde de havyalar ve kendi üzerinde denediği ilaçlarla tedavi metodlarına yer vermiştir. Sabuncuoğlu Şerafeddin Amasya Darrüşşifasında hekimlik yapmıştır. Ali Kuşçu: Fatih Dönemi ünlü bilginlerindendir. Matematik, astronomi gibi eserlerin yanında kelam ve filoloji konularında da eserleri vardır. Ayasofya Medresesi müderrisliği yapmıştır. Kadızade-i Rumi: Astronomi ve matematik alanlarında eserleri vardır. Uluğ Bey Medresesinde müderrislik yapmıştır. Ebusuud Efendi: Şeyhülislamlık görevi yapmıştır. Kanuni Sultan Süleyman’ın oluşturduğu kanunların hazırlanmasında katkıda bulunmuştur. Tefsir ve fıkıh gibi ilim dallarında eserleri bulunmaktadır. Akşemseddin: Fatih Sultan Mehmet’in hocasıdır. Uzun yıllar müderrislik yapmıştır. Tıpla ilgilenerek bulaşıcı hastalıklar üzerine önemli çalışmalar yapmıştır. Yanıt: A OSMANLI DEVLETİ KÜLTÜR-UYGARLIK - VI Osmanlı Devleti’nde belediye işlerinden sorumlu olan görevli ‘’şehremini’’nidir. Taht Kadısı: Bursa, Edirne, İstanbul gibi başkentlik yapmış şehirlerin kadılarına verilen addır. İstanbul kadısı taht kadılarının en büyüğüdür. Taht kadısı, Fatih Medresesindeki müderrisler arasından seçilirdi. Muhtesip: Çarşı pazarlardaki malların fiyatlarını denetleyen görevlidir. Beylerbeyi: Devletin taşradaki en yetkili görevlisidir. Ataması Padişah tarafından yapılırdı. Kaptan Emini: Osmanlı Devleti'nde hububat, sebze ve meyvelerden alınacak vergiyi belirleyen kimsedir. Yanıt: C 2 Halifelik Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi sonucunda Osmanlılara geçmiştir. Halifelik unvanı da böylelikle Yavuz Sultan Selim ile kullanılmaya başlanmıştır. Halifeliğin Osmanlı Devleti’ne geçmesiyle Osmanlı Devleti İslam dünyasında en etkin güç hâline gelmiştir Dolayısıyla Yavuz Sultan Selimin dedesi Fatih Sultan Mehmet halifelik unvanını kullanmamıştır. Yanıt: C 3 Osmanlı Devleti’nde padişahın mutlak otoritesini güçlendiren düzenlemeler arasında; Müsaderenin uygulanması ile nüfuz sahibi ailelerin daha da güçlenmesi önlenmiş, Kanunname-i Ali Osman’ın ilan edilmesiyle çeşitli alanlarda kanunlar çıkartılarak düzen sağlanmış, Kardeş katli yasası çıkarılarak taht kavgaları yaşanması engellenerek padişahın önündeki engeller ortadan kaldırılmış, Ferman ve beratların yayımlanmasıyla padişahın otoritesi bütün ülkeye yayılmış padişah otoritesi böylece güçlenmiştir. ‘’Mecelle’’ aile hukukuyla ilgili bir düzenleme olduğundan padişah otoritesini güçlendirici bir etkiye sahip olduğu söylenemez. Yanıt: C 5 Kanunnameler daha düzenli bir yargı mekanizması oluşturmak için şeyhülislamın fetvasına dayandırılırdı. Divan görüşmeleri sonucunda hazırlanan ve nişancılar tarafından kaleme alınan kanunlara sadrazam başkanlığında divan üyeleri tarafından padişaha arz edilirdi. Padişahın onayladığı kanunlar Mühimme Defterlerine kaydedilirdi. Padişahın tuğrasının çekilmesinden sonra uygulanmak üzere beylerbeyi, sancakbeyi ve kadılara gönderilerek yürürlüğe girerdi. Yanıt: D 6 Savaş sırasında savaş araç gereçlerini ve hazineyi koruyan garipler ve kale kuşatmalarında surları yıkıp köprü inşa eden lağımcılar kapıkulu askerleri arasında yer almaktadır. Müsellemler: Ordunun geri hizmetinde bulunarak, yolları açar köprüleri tamir eder. Eyalet ordusu içerisinde yer almaktadır. Devşirmelerden oluşmazlar. Voynuk: Osmanlı Devletinde, seferdeyken ordunun ve devlet adamlarının atlarına, sulh zamanında ise has ahır ve çayır hizmetlerine bakmakla vazifeli bir sınıftır. Gayrimüslim ve bilhassa Bulgarlardan seçilirdi. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Müslüman ve gayrimüslimlerin davasına bakan ve başkanı kadı olup, üyeleri Müslüman ve gayrimüslimlerden oluşan mahkeme ‘’Nizamiye Mahkemeleri’’dir. Bu mahkemeler hukuk ve cinayete davaları ile ticarete mahkemelerinin dışında kalan davalara bakardı. Nizamiye Mahkemeleri Tanzimat sonrası ortaya çıkan mahkemelerdir. Konsolosluk Mahkemeleri: Kapitülasyonlardan yararlanan yabancı devletlerin, kendi vatandaşları arsasında çıkan anlaşmazlıklara bakardı. Bu mahkeme Kanuni’nin Fransa’ya verdiği imtiyazlarla ortaya çıkmıştır. Cemaat Mahkemeleri: Gayrimüslimlerin davalarına kendi dinlerinin hukuk kurallarına göre bakan mahkemedir. Şeri Mahkemeler: Müslümalar arasındaki bütün davalara, gayrimüslimlerin sadece kamu hukuku alanındaki anlaşmazlıklarına ve Osmanlı tebaası ile yabancı devletlerin tebaaları arasındaki anlaşmazlıklara bakan mahkemedir. Divan-ı Mezalim: Divan-ı Mezalimde kadıların verdikleri kararlara itirazlar görüşülürdü. Siyasi suçlular ve devlet düzenini bozanlarla birlikte yüce divan sıfatıyla şikayetçi olunan devlet memurları da burada yargılanırdı. Yanıt: B 4 ÇÖZÜM–18 1 37 38 7 Osmanlı Devleti’nde hazinenin bütçe denkliğini sağlamak için; mukaata topraklar kişilere ömür boyu şartıyla müzayede ile satılmış, devlet gelirlerinin bir bölümünün belirli bir bedel karşılığında devlet tarafından ihale sonucu kişilere devredilerek toplanması olan iltizam sistemini yaygınlaştırılmış, olağanüstü hallerde alınan avarız vergisi sürekli hâle getirilmiştir. Yanıt: E 8 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Osmanlı Devleti’nde iç borç alınan Galata bankerleri tarafından 1847 kurulan Bankı Dersaadet 1854’te başlayan Kırım Savaşı’ndan önce iflas etmiştir. Osmanlı Devleti’nde kurulan ilk banka olma özelliği taşımaktadır. Yanıt: A 9 Osmanlı taşra yönetim birimleri arasında eyalet sancak, kaza ve köy bulunmaktadır. Taşra yönetiminde beylerbeyinden sonra en yetkili yönetici sancakbeyidir. Bunların maaşları haslardan alınan vergi gelirleriyle sağlanırdı. Sancakbeyi emrindeki askerlerle birlikte beylerbeyinin emrinde savaşa katılırdı. Yanıt: C 10 Uluğ Bey Osmanlı Dönemi’nde bilimin gelişmesine katkı sağlayan bilim adamları arasında yer almamaktadır. Uluğ Bey Timur Devleti zamanında yaşamış, Yıldızların Fihrist Cetvelleri adlı eseri yazmıştır. Takiyüddin Mehmet: Matematik, astronomi ve mühendislik alanlarında çalışmalar yapmıştır. Osmanlı Devleti’nde ilk rasathaneyi kurmuştur. Ali Kuşçu: Fatih Dönemi ünlü bilginlerindendir. Matematik, astronomi gibi eserlerin yanında kelam ve filoloji konularında da eserleri vardır. Ayasofya Medresesi müderrisliği yapmıştır. Hazarfen Ahmet Çelebi: XVII. yüzyılda yaşamış bilim adamıdır. Kendinden önceki uçuş çalışmalarını inceleyerek, IV. Murat’ın huzurunda Galata kulesinden atlayıp boğazı taktığı kanatlarla uçup geçmiştir. Hoca İshak Efendi: Osmanlıda matematik bilgilinidir. Mühendishaneiberrihümayunda hocalık yapmış ve döneminde mühendis hanede pek çok yenilik yapılmıştır. Yanıt: D 11 Osmanlı Devleti’nde uygulanan tımar sistemiyle tımar sahipleri; cebelü (asker) yetiştirmek, vergileri toplamak, taşrada bayındırlık işlerini yürütmek, üretimde sürekliği sağlamak, eyaletlerde devlet otoritesini sağlamakla görevlidir. Tımar sahiplerinin, reayayı yargılama ve vakıfları denetlemek gibi bir görevleri yoktur. Yanıt: A 12 Her Loncanın hükûmet ile olan münasebetini temin eden bir ’’kethüdası’’ vardı. Bunlar memuru oldukları Loncanın idari ve mali işleri ile ilgilenirlerdi. Ayrıca Lonca mensuplarının devlete karşı olan işlerini kontrol eder ve herhangi bir yolsuzluktan, suistimalden devlete karşı sorumludurlar. Yanıt: C 13 Yıldız Sarayı’nın yapımında Avrupa’daki sanat akımlarının etkisi olmuştur. Oryantalist ve neogotik karması olan bir tasarımı vardır. III. Selim zamanında inşa edilmiş, II. Abdülhamit zamanında devlete yönetim merkezliği yapmıştır. Topkapı Sarayı ve İshak Paşa Sarayı’nın yapımında Avrupa’daki sanat akımları etkili olmamıştır. Yanıt: C OSMANLI DEVLETİ DURAKLAMA DÖNEMİ - I Osmanlı Devleti’nin Yükselme Dönemi’ndeki esas yapısı eski Türk devlet anlayışı ile İslami geleneklere dayanmaktaydı. Merkezinde padişahın yer aldığı çeşitli işlerin, seyfiye, ilmiye ve kalemiye sınıfına mensup görevlilerin yerine getirdiği bir sistem görünümündeydi. Fakat zamanla bu yapıda aksamalar yaşanmış, güçlü yönetim yapısı bozularak, merkezi otorite sarsılmıştır. Özellikle XVII. yüzyılda kendini hissettiren bu durumun nedenleri arasında; Haremin (saray kadınları) idareye müdahale etmesi (padişah eşi ve analarının devlet işlerine karışması), veraset sisteminde yaşanan bozulmalar, devlet adamlarının seçiminde rüşvetin yaygınlık kazanması, devşirme ve tımar sisteminin bozulması, eğitim sisteminin çökmesi ve ağalar, ulemanın yönetime karışması etkili olmuştur. Yanıt: E 2 XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde idari, askeri, sosyal ve ekonomik alanda bozulmaların yaşanması, eğitim sisteminde olumsuz yönde etkilemiş böylece kurumların bozulması birbirini etkilemiştir. Buna bağlı olarak XVII. yüzyılda eğitim alanında Beşik Ulemalığı sistemi uygulanmış, deneyimsiz müderris çocukları öğretmen sıfatıyla medreselerde ilim vermeye başlamışlardır. Yine bu dönemde medreselerde pozitif bilimler yerini dinî bilimlere bırakmıştır. Ancak Avrupa’nın üstünlüğünün kabulü XVIII. yüzyıldan itibaren geçerli olacaktır. Yanıt: C Osmanlı Devleti’nde küçük yaşta şehzadeler, sancaklara gönderilerek vali olarak atanmışlardır. Böylece devlet yönetiminde ve çeşitli alanlarda deneyim kazanmışlardır. Ancak III. Mehmet (1595-1603) sancağa çıkma adetine son vermiş, onun döneminde şehzadeler “Kafes” denilen özel bölümlere yerleştirilmişlerdir. Bu durum devlet yönetiminden uzak, tecrübesiz padişahların yönetime geçmesine ve sonuç olarak saray kadınlarının yönetimde etkinliklerinin artmasına neden olmuştur. Yanıt: C 5 XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin ekonomisinin çökmesinin nedenleri arasında; yabancı devletlere verilen kapitülasyonlar, coğrafi keşifler, borçlanma, tımar sisteminin bozulması, iltizam sisteminin yaygınlık kazanması, rüşvet ve yolsuzluğun artması, savaşların uzun sürmesi ve yenilgiler sonucu savaş tazminatının artması, lüks tüketim sonucu saray masraflarının artması, sık sık padişah değişikliği sonucu Kapıkulu ulufeleri ve cülus bahşişlerinin artması söylenebilir. Fakat Sanayi Devrimi, XVIII. yüzyılda başlayan bir gelişmesidir. Yanıt: D 6 Devletin kuruluşundan itibaren ülkenin gelişmesinde önemli katkıları olan medreseler, XVII. yüzyılın başlarından itibaren bozulmaya başlamış, pozitif bilimler terkedilmiştir. Ders verenler açısından bu durum oldukça olumsuzdur. Bu durumu en iyi ifade eden kuram beşik ulemalığıdır. Medrese hocalarının, devlet büyüklerinin çocuklarının yüksek branşlara bağlandığı kurumlar haline gelmiştir. Bu durum eğitim ve bilim alanında bozulma yaşanmasına neden olurken, Kazaların yöneticileri olan kadıların da medrese mezunu olma zorunluluğu düşünüldüğünde yönetim alanında da bozulmanın yaşandığının kanıtıdır. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Osmanlı Devleti’nin XVII. yüzyılda duraklamaya girmesinin iç nedenleri arasında; İktidara gelen hükümdarların devlet yönetiminde tecrübeden yoksun olması, Tımar sisteminin çökmesiyle tarımsal üretimin azalması ve buna bağlı olarak sosyo-ekonomik sorunların (Celali İsyanları) artması, Anadolu ve eyaletlerde merkezi otoritenin sarsılarak devlet idaresinin azalması, eğitim sisteminin bozulması (Beşik Ulemalığı) etkili olmuştur. Fakat İmparatorluğun doğal sınırlara ulaşması duraklamanın iç nedeni değil dış nedenleri arasındadır. Yanıt: E 3 4 ÇÖZÜM–19 1 39 40 7 Osmanlı Devleti’nde çeşitli alanlarda yeniden yapılanma, bozulan kurumların çağdaş ihtiyaçlara göre düzenleme, yenileme faaliyet ve düşüncelerini ifade eden terim Islahat’tır. Osmanlı Devleti’nde ıslahat düşüncesinin ortaya çıkmasının temel nedeni XVII, yüzyıl başlarında görülen idari, askeri, siyasi, ilmi ve ekonomik alanlarda meydana gelen bozulmalardır. Kısacası devletin XVII. yüzyılda duraklamaya girmesi ıslahatın başlamasına sebep olmuştur. Ayrıca devletin, halkın taleplerini karşılamak istenmesi, iç isyanların çıkması ve yayılması ıslahatı zorunlu kılmıştır. Fakat ulusçu söylemlerin Balkanlar bölgesinde sıklaşması 1789 Fransız Devrimi’nin sonucudur. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 Celali İsyanları; XVII. yüzyılda tımar sisteminin bozulmasına bağlı olarak, tımarlı sipahiler tarafından çıkartılan isyandır. Celali isyanların etkisiyle tarımsal üretim gerilemiş, çiftbozanlar artmış, üretimin sürekliliği gerileyerek, üretim tüketimi karşılayamaz hale gelmiştir. Toplum yapısında bozulmalar yaşanmış ve zengin-fakir çatışması başlamıştır. İsyanların yıkıcı etkisi Anadolu’nun bazı bölgelerinin tahrip edilmesine neden olmuş, vergilerin düzenli toplanması başarısız olmuştur. Fakat başkentte asayiş ve güvenin kalmaması İstanbul İsyanlarının sonucudur. İstanbul İsyanlarında yeniçeri ve diğer kapıkulu ocaklarının etkisi vardır. Yanıt: A 10 XVII. yüzyıl ıslahatçılarından IV. Murat Dönemi’nde; Yeniçeri ve sipahi zorbalarını şiddetle cezalandırmış İçki ve tütün yasağı getirerek, kahvehaneleri kapatmış Gerilemenin nedenlerini belirlemek için Koçi Bey’e risale(rapor) hazırlatmıştır. Merkezi otoriteyi güçlendirmek için saray kadınlarının yönetimdeki etkinliklerini azaltmıştır. Fatih Kanunnamesi’ndeki veraset kuralında değişiklik I. Ahmet Dönemi’ne aittir (Ekber–Erşed). Yanıt: C 11 XVII. yüzyıl devlet adamlarından olan Tarhuncu Ahmet Paşa, Osmanlı maliyesinin açık vermesi üzerine ilk denk bütçeyi hazırlamış, nakit ihtiyacını karşılamak ve bu açığı gidermek için hazineye borcu olanlardan tahsilat yaparak, saray masraflarını kısmıştır. Tarhuncu Ahmet Paşa’nın yaptığı bu çalışma ile taşrada devlet otoritesini artırmak veya askeri disiplini sarayda uygulamak amaçları arasında yer almamaktadır. Yanıt: A 9 XVII. yüzyılda İstanbul (Merkez) İsyanları’nın çıkmasında Yeniçeri ve Kapıkulu Sipahileri etkili olmuştur. İsyanların çıkmasında para değerinin düşmesi, devlet adamlarının kışkırtmaları etkili olmuştur. İstanbul isyanlarının çıkmasında Voyvoda adı verilen taşra yöneticilerinin ve taşradaki cebelü denilen atlı askerlerin (tımarlı sipahiler) etkisi söz konusu değildir. Yanıt: B 12 Osmanlı Devleti’nde XVII. yüzyılda Ekber ve Erşed sistemini getirerek, tahta geçiş konusunda önemli bir değişimi başlatan padişah I. Ahmet’dir. Yanıt: D OSMANLI DEVLETİ DURAKLAMA DÖNEMİ - II Duraklama Dönemi Padişahları III. Murat (1574–1595) III. Mehmed (1595–1603) I. Ahmet (1603–1617) I. Mustafa (1617–1618) II. (Genç) Osman (1618–1622) (A) I. Mustafa (1622–1623) IV. Murat (1623–1640) (B) Sultan İbrahim (1640–1648) (D) IV. Mehmet (1648–1687) (C) II. Süleyman (1687–1691) II. Ahmet (1691–1695) II. Mustafa (1695–1703) Ancak I. Abdülhamid, Gerileme Dönemi padişahıdır. Yanıt: E 3 Vakaıvakvakiye ya da Çınar Vakası, Osmanlı Devleti’nde “IV. Mehmet Dönemi”nde XVII. yüzyılda çıkan askerî bir ayaklanmadır. Bu ayaklanma sonunda, isyancılar tarafından ölüme mahkûm edilen kişiler Atmeydanı’nda bulunan büyük bir çınar ağacının dallarına asılmış oldukları için bu ayaklanmaya Çınar Vakası denmiştir. Ayrıca, üzerine cesetler asılmış bu ağacın İslam inancında adı geçen, Cehennemde bulunan ve meyveleri insan kafası olan vakvak ağacına benzetilmesi sebebiyle Vakaıvakvakiye olarak da adlandırılmıştır. Yanıt: A 4 Ferhat Paşa Antlaşması (1579) Osmanlı Devleti ile İran arasında imzalanmıştır. Bu antlaşma ile Azerbaycan, Luristan, Gürcistan ve Dağıstan Osmanlılara bırakılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu, bu antlaşma ile “doğuda en geniş sınırlara ulaşmış.” oldu. Yanıt: B Kasrışirin Antlaşması, IV. Murat’ın Bağdat Seferi sonucunda 14 yıldır İranlıların elinde bulunan Bağdat’ın fethinden sonra Osmanlı Devleti ile Safevî Devleti arasında 17 Mayıs 1639’da imzalanan, 1623–1639 Osmanlı–İran Savaşı’nı sona erdiren ve bugünkü Türkiye–İran sınırını belirleyen barış antlaşmasıdır. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! XVII. yüzyılda ıslahatçı sadrazamlar Kuyucu Murat Paşa Tarhuncu Ahmet Paşa Köprülü Mehmet Paşa Fazıl Ahmet Paşa Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Fazıl Mustafa Paşa Amcazade Hüseyin Paşa Ancak Pargalı İbrahim Paşa Yükselme Dönemi sadrazamlarındandır. Yanıt: D 5 2 ÇÖZÜM–20 1 41 42 6 Sultan Dördüncü Murad, İran’ın doğuda yeni işgallere başlaması ve bin bir güçlükle geri alınan Revan’ın kaybedilmesi üzerine, yeniden Bağdat Seferi’ne çıkmaya karar verdi. Osmanlı ordusu İstanbul’dan hareketinin yüz doksan yedinci günü olan 16 Kasım 1638’de Bağdat önlerine geldi. Bağdat kalesi otuz yedi gün boyunca kuşatıldı ve kahramanca çarpışmalar yapıldı. Sultan Dördüncü Murad bu zaferden sonra “Bağdat Fatihi” diye anıldı. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 Karlofça Antlaşması, 26 Ocak 1699 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu ile Avusturya, Venedik, Lehistan arasında imzalanmış olan bir barış antlaşmasıdır. Gerileme Dönemi’nin başlamasına sebep olmuştur. Antlaşma 1683-1698 yılları arasındaki Osmanlı–Kutsal İttifak Savaşları’nın sonucunda imzalanmıştır. Yanıt: E 9 Celâli isyanlarını çıkaranlar Karayazıcı Deli Hasan Tahvil Halil Kalenderoğlu Mehmed Canboladoğlu Ali Ancak Baba Zünnun İsyanı, Kanuni Dönemi’nde çıkarılmıştır. Yanıt: A 10 Osmanlı Devleti’nde Duraklama Dönemi, Sokullu Mehmet Paşa’nın ölümüyle başlayıp Karlofça Antlaşması’na kadar olan dönemdir. Yanıt: E 11 8 Karlofça Antlaşması Gerileme Dönemi’nin başlamasına sebep olmuştur. Antlaşma 1683– 1698 yılları arasındaki Osmanlı–Kutsal İttifak Savaşları’nın sonucunda imzalanmıştır. Karlofça Antlaşması Osmanlı İmparatorluğu’nun batıda büyük çapta toprak kaybettiği ilk antlaşmadır. Karlofça Antlaşması’ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu kaybettiği toprakları geri alma siyaseti izlemeye başlamıştır. Ayrıca Duraklama Dönemi biterken, Gerileme Dönemi başlamıştır. Yanıt: C Osmanlı tarihinde Yeniçeriler tarafından tahttan indirilerek öldürülen ilk padişah II. Osman (Genç)’dir. Yanıt: D 12 I. Amasya Antlaşması - (XVI. yüzyıl) II. Nasuh Paşa Antlaşması - 1611 (XVII. yüzyıl) III. Serav Antlaşması - 1618 (XVII. yüzyıl) Yanıt: D OSMANLI DEVLETİ GERİLEME DÖNEMİ - I Osmanlı Devlet’i XVIII. yüzyılda bütçe açığını kapatmak ve mali sorunları gidermek amacıyla ıslahat çalışmaları yapmıştır. XVIII. yüzyıl padişahlarından olan III. Mustafa Dönemi’nde ilk kez iç borçlanmaya gidilmiştir. (Eshamı Tahvilat Senetleri) Yanıt: C 2 Osmanlı Devleti’nde Karlofça Antlaşması’ndan (1699) sonra devam eden savaşlardan olumlu bir sonuç alınamayınca devlet yöneticileri Avrupa ile barış politikasına yönelmişlerdir. Bu durum Avrupa ile siyasi ve diplomatik ilişkilerin de artmasına neden olmuş, XVIII. yüzyıldan itibaren Avrupa’daki gelişmeleri yakından takip etmek ve Avrupa tarzı ıslahat çalışmalarına ağırlık vermek için, Avrupa’nın bazı başkentlerinde(Viyana, Paris, Londra) elçilikler açılmıştır. Osmanlı tarihinde ilk geçici elçilik XVIII. yüzyılda Lale Devri’nde (III. Ahmet 1718-1730) Paris’e açılmıştır. İlk geçici elçimiz 28 Çelebi Mehmet’tir. Yine XVIII. yüzyılda, ilk programlı ıslahat çalışmalarının yapıldığı III. Selim Dönemi’nde Yusuf Agah Efendi, Londra’ya daimi elçi olarak gönderilmiştir. Yanıt: B III. Selim Islahatının başlangıcı bazı aydın, asker ve diplomat kişilerce hazırlanan ıslahat raporlarıdır (Lâhiya). Bu Lâhiyalarda yer alan ortak nokta askeri reformlar ve bunların mali kaynaklarıdır. Hazırlanan raporlardan en mühimi Behiç Efendi’ye aittir. Behiç Efendi, ilmiye teşkilatı, merkez teşkilatı, taşra yönetimi, yabancı dil eğitimi, adalet reformları konularına yer vermiştir. III. Selim Dönemi’nde raporlara ağırlık verilmesi, ilk programlı ıslahat çalışmalarının yapılacağının göstergesidir. Bu durumun yaşanmasında, Devletin gerileme nedenleri (durum belirleme) ve bu nedenlere çözüm arama etkili olmuştur. Yanıt: C 5 III. Selim askeri alanda köklü bir yenilik yapmak için Nizamıcedit Ordusu’nu kurunca bu yeni ordunun masrafını karşılamak üzere meydana getirdiği bağımsız hazinenin adı İradıcedit hazinesidir. Bu hazinenin geliri ayrı bir İradıcedit Nizamnamesi ile düzenlenmiş, bununla diğer devlet gelirlerinin karıştırılmaması, bir akçenin bile harcanmaması emredilmiştir. Hazinenin en büyük amiri İradıcedit Nazırı olmuştur. III. Selim vefat edince hazine kapatılmış, kalan para darphane hazinesine aktarılmıştır. Yanıt: B 6 III. Selim Dönemi’ne son veren isyan Mayıs 1807 tarihinde İstanbul’da çıkan Kabakçı Mustafa İsyanı’dır. İsyan sonucunda III. Selim tahttan indirilmiş, IV. Mustafa tahta geçirilmiştir. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Gerileme Devri ıslahatçılarından olan I. Abdülhamit Dönemi’nde; İstihkam okulu açılmış, Avrupa’dan çok sayıda uzman getirilmiş, Yeniçeri sayımı yapılmış, Ulufe alım satımı yasaklanmış, Cülus bahşişi kaldırılmış, Sürat Topçuları Ocağı, Halil Hamit Paşa tarafından geliştirilmiş, Humbaracı ve Lağımcı ocaklarında ıslah çalışmaları yapılmış, Avrupa’dan getirilen uzmanların Müslüman olma zorunluluğuna son verilmiştir. İllerin merkeze bağlanarak, başlarına müşir (yönetici) ataması II. Mahmud Dönemi gelişmesidir. Yanıt: E 3 4 ÇÖZÜM–21 1 43 44 7 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Sanayi Devrimi XVIII. yüzyılın sonlarına doğru İngiltere’den başlamak üzere üretimde buharlı makine kullanmaya başlanması sonucu Avrupa’da ekonomik alanda yapılan bir hamledir. Kol gücü yerine makine kullanılması küçük atölyelerin kapanmasına, bunların yerine büyük fabrikaların açılmasına neden olmuştur. Sanayi Devrimi Osmanlı ekonomisini olumsuz etkilemiştir. Osmanlı ülkesi yer altı ve yerüstü zenginliği ile önemli bir pazar yeri olarak görülmeye başlamış, Avrupa mallarının istilasına uğramıştır. Ucuz Avrupa malları Osmanlı piyasasını kısa sürede eline geçirmiş, Loncalar bu durumla rekabet edememiş, yerli üretim durma noktasına gelmiştir. Yerli sanayi kısa sürede çökmüş, küçük atölyeler kapanmış, işsizlik artmış, kaynaklar yabancıların eline geçmiştir. Osmanlı sadece ham madde ihraç eden bir ülke haline gelmiştir. Yanıt: C 8 Gerileme Devri’nde (XVIII. yüzyıl) açılan askeri okullar şunlardır; Mühendishanei berrihümayunun (Kara Mühendishanesi): III. Selim Dönemi İstihkam Okulu (Subay ihtiyacını karşılamak): I. Abdülhamid Dönemi Nizamıcedit: III. Selim Dönemi Hendesehane: I. Mahmud Dönemi Mühendishanei bahrihümayunun (Deniz Mühendishanesi): III. Mustafa Dönemi Sekbanıcedit Ordusu XIX. yüzyıl padişahlarından II. Mahmut Dönemi’nde kurulmuştur. Yanıt: C 9 Osmanlı Devleti’nde ilk ekonomik ayrıcalıklar Fatih Sultan Mehmet zamanında Venediklere verilirken, ilk geniş çaplı kapitülasyonlar Kanuni Dönemi’nde Fransızlara verilmiştir. Ancak I. Mahmut Dönemi’nde Osmanlı-Avusturya savaşları sonunda imzalanan Belgrad Antlaşması’ndan Fransız yardımları alındığından Fransa’ya verilen kapitülasyonlar sürekli hale gelmiştir. (1740) Yanıt: D 10 III. Selim Devri, Osmanlı Devleti’nde ilk radikal değişikliklerin yapıldığı dönemdir. Bu yüzden III. Selim yeniliklerine Nizamıcedit hareketi denir. Ayrıca Nizamıcedit adında yeni bir ordu kurulmuştur. Nizamıcedit ordusunun ilk başarısı Akka’da Fransızlara (Napolyon) karşı olmuştur. Buna göre Osmanlı’nın savaşlarda aldığı yenilgi reform hareketlerine neden olmuş ve güçlü yapıda olan Nizamıcedit Ordusu da olumlu gelişmelere imza atmıştır. Bu dönemde Osmanlı Devleti’nin Avusturya, Rusya ve Fransa ile mücadelesi bir çok cephede savaştığının kanıtıdır. Yanıt: E 11 Osmanlı Devlet adamları, özellikle XVII, yüzyıldan itibaren devleti eski gücüne ulaştırmak için ıslahat çalışmalarına girmiştir. Bu ıslahat çalışmaları XVIII. yüzyılda giderek artmış ve XIX. yüzyılda da devam etmiştir. XVIII. yüzyıl padişahları ve devlet adamları askeri, mali, kültürel alanlarda ıslahat çalışması yaparken özellikle Fransa’yı örnek almışlardır. Askeri alanda Fransız uzmanlardan faydalanmış, Fransızca askeri okullarda yabancı eğitim dili olmuş ve bir çok kitap Fransızcadan Türkçeye tercüme edilmiştir. Bu durumun temel nedeni XVIII. yüzyılda Osmanlı ile Fransa arasında yaşanan iyi ilişkilerdir. Yanıt: E OSMANLI DEVLETİ GERİLEME DÖNEMİ - II Osmanlı Devleti, 1699 Karlofça Antlaşması ile başlayıp 1792 Yaş Antlaşması’na kadar devam eden süreçte Gerileme Dönemi’ni yaşamıştır. Bu dönemde Osmanlı Devleti, ilk kez ciddi toprak kayıplarını yaşamış bunun sonucunda askeri alanda özellikle Avrupa örnek alınarak, ıslahat çalışmaları yapmıştır. Yapılan çalışmalarda Avrupa’nın örnek alınması Batının üstünlüğünün kabul edildiğinin göstergesidir. Aktif fetih politikası, Pasarofça Antlaş– ması’ndan sonra yerini mevcut toprakları koruma politikasına bırakmıştır. Yanıt: D 2 1768-1774 Osmanlı-Rus Harbi sonucunda imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması’na göre; Kırım’a bağımsızlık verilecek, Kırım Hanları sadece dinî bakımdan Osmanlı’ya bağlı kalacaklardır. Kabartay arazisi ve Azak Kalesi Rusya’ya verilecek Eflak, Boğdan, Besarabya Osmanlı’ya geri verilecek Ruslar, kutsal yerleri serbestçe ziyaret edebilecek Rusya, Akdeniz ve Karadeniz’de serbestçe ticaret yapabilecek Osmanlı Devleti Rusya’ya savaş tazminatı ödeyecektir. Bu antlaşma ile Kırım Osmanlı’nın elinden çıkmıştır. Yanıt: B XVIII. yüzyıl ıslahatlarının başlıca özellikleri; Avrupa’nın ilk defa örnek alınması Yönetim tarafından ısrarla yapılması Bilim, teknik ve askeri alanda yapılması Batının etkisinin olması XVII. yüzyıl ıslahatlarına göre daha başarılı olması Islahatların yeniçeri-ulema ittifakının sert müdahalesiyle karşılaşmasıdır. Yanıt: B 5 Osmanlı Devleti’nde Batıcılık akımının fiilen başlandığı dönem 1718-1730 yılları arasında yaşanan, padişahlığını III. Ahmet’in, sadrazamlığını Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın yaptığı Lale Devri olmuştur. Yanıt: A 6 III. Ahmet Dönemi (Lale Devri 1718-1730) gelişmeleri arasında; İlk Osmanlı matbaası kurulmuştur (İbrahim Müteferrika, Mehmet Sait Efendi) Avrupa başkentlerine ilk kez geçici elçiler açılır (28 Çelebi Mehmet, Fransa) Avrupa mimarisi örnek alınmıştır. Çini, dokuma, kağıt imalathaneleri açılmıştır. Yeniçerilerden itfaiye (Tulumbacılar) örgütü kurulur. Doğu klasikleri Türkçe’ye tercüme edilmiştir. İlk kez çiçek aşısı uygulanır. Dönem Patrona Halil İsyanı ile sona ermiştir. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! XVIII. yüzyılda Osmanlı Devleti mali alanda ıslahat çalışmaları yapmış ve gerek kaynak oluşturma, gerek bütçe açıklarını kapatma gerekse yeni kurumları finanse etmek için çeşitli hazineler kurmuştur. III. Selim Dönemi’nde Nizamıcedit ordusunun ihtiyaçlarını karşılamak ve bu orduya kaynak oluşturmak için İradıcedit Hazinesi kurmuştur. Tersane giderlerinin karşılanması için Tersane Hazinesi ve bütçe açıklarını kapatmak için Darphane Hazinesi oluşturmuştur. Yanıt: E 3 4 ÇÖZÜM–22 1 45 46 7 Avrupa başkentlerine ilk kez geçici elçilik açılan dönem 1718-1730 III. Ahmet (Lale Devri) Dönemi’dir. İlk geçici elçi 28 Çelebi Mehmet, Paris’e gönderilmiştir. Yanıt: D 8 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Lale Devri’nde (1718-1730) saray ve çevresinin lüks yaşamı, vergilerin ağırlaştırılması, savurganlıklar haklın ekonomik durumunu sarsmış, dönem Patrona Halil İsyanı ile sona ermiştir. Patrona Halil İsyanı yeniliklere değil, lüks ve savurganlıklara tepkidir. İsyancılar matbaaya dokunmamışlardır. Ancak bu dönemde kurulan Osmanlı matbaasında dinî eserlerin basımının yasaklanması öncelikle yazı yazarak geçimini sağlayan Hattatlardan çekinildiği için yapılmıştır. Yanıt: B 9 Osmanlı Devleti’nde Lale Devri’nde, İbrahim Müteferrika ve Mehmet Sait Efendi tarafından ilk Türk matbaası kurulmuştur. Matbaada basılan ilk eser Vankulu Lügatı’dır. Paris Seferatnamesi ilk geçici elçi olan 28 Çelebi Mehmet’e, Seyahatname; Evliya Çelebi’ye, Surname; minyatür kitaplarına verilen addır. (Matrakçı Nasuh, Nakkaş Osman ünlü minyatürcü) Marifetname ise Erzurumlu İbrahim Hakkı Efendi’nin pek çok bilgiyi verdiği eseridir. Yanıt: B 10 Osmanlı Devleti’nde XVIII.yüzyıldan itibaren, devlet işlerinin görüldüğü Divanıhümayun’un, Babıali (Paşa Kapısı) de toplanmaya başlaması diplomasinin önem kazandığının göstergesidir. Yine Osmanlı Devleti’nde dış işleri bakanı olarak görev yapan Reisü’l Küttap’ın Divanıhümayun üyesi olması da Kalemiye sınıfının saygınlığının arttığını göstermektedir. Yanıt: C 11 Lale Devri’ni (1718-1730) sona erdiren olay Patrona Halil İsyanı’dır. Bu isyan yeniliklere değil lüks ve savurganlıklara bir tepkidir. Yanıt: E 12 I. Mahmut Dönemi’nde; İlk Avrupalı yabancı uzaman Humbaracı Ahmet Paşa (Kont Dö Bonneval) İstanbul’da göreve başlamıştır. İlk batılı tarzda askeri ıslahatlar yapılır. Hendesehane (askeri amaçlı) kurulmuş ve matematik öğretilmeye başlanmıştır. Ordu; bölük, tabur, alay şeklinde yeniden düzenlenir. Fransa’ya verilen kapitülasyonlar sürekli hale gelir. Esham adı verilen iç borçlanmanın yapılması III. Mustafa Dönemi’ne aittir. Yanıt: B 13 Osmanlı Devleti’nde XVIII. yüzyılda (Gerileme Devri) başlayan Batılılaşma hareketinin ilmiye ve yeniçeriler tarafından tepkiyle karşılanması ıslahatların bu grupların çıkarlarına ters düştüğünü kanıtlamaktadır. Bu tepkiler sonucu yapılan ıslahat çalışmaları kesintiye uğrasa da, XVIII. yüzyıl ıslahatları XVII. yüzyıl ıslahatlarına göre daha başarılı olmuştur. Yanıt: B 14 Levni: Lale Devri’nin en tanınmış minyatürcüsüdür. Sanata derinliği ve perspektifi getirmiş, yapay, yıldızlı ve canlı renkler yerine doğal renkler kullanmıştır. 1720’deki sünnet düğününü anlatan Surname ’si en önemli eseridir. Nedim: Lale Devri’nin ünlü şairidir. Matrakçı Nasuh: XVI. yüzyılda yaşamış ünlü Nakkaştır. Nakkaş Osman: XVI. yüzyılda yaşamış ünlü Nakkaştır. Şeyh Hamdullah: XVI. yüzyılda yaşamış ünlü Hattattır. Osmanlı hattatlarının piri sayılmıştır. II. Beyazıd Camii’nin yazılarını yazmıştır. Yanıt: A OSMANLI DEVLETİ DAĞILMA DÖNEMİ - I Osmanlı Devleti XIX. yüzyılda Avrupa’da yaşanan bazı gelişmelerden etkilenmiştir. 1789 Fransız Devrimi’nin ulusçuluk, demokrasi etkisi, çok uluslu yapıya sahip Osmanlı Devleti’ni olumsuz etkilemiş, bunun sonucunda Sırplar, Yunanlılar devlete karşı bağımsızlık mücadelesine başlamışlardır. Azınlık gruplarıyla mücadele, beraberinde bu azınlıkları devlete bağlamak için çeşitli fikir akımlarının ortaya çıkmasına ve 1876 tarihinde demokratikleşme çalışmalarının hız kazanmasına neden olacaktır. Özellikle XIX. yüzyılda Osmanlı maliyesinin iflası ve alınan dış borçlar sonucunda, Osmanlı Devleti borçları ödeyememiş ve Muharrem Kararnamesi ile iflas duyurulmuş 1881 tarihinde Duyun-u Umumiye kurulmuştur. 1808 tarihinde II. Mahmut ile Ayanlar arasında imzalanan Senediittifak’ta herhangi bir şekilde Avrupa’nın etkisi yoktur. Yanıt: D 2 II. Mahmut Dönemi’nde tımar sisteminin kaldırılması sonucu, taşrada güvenliği sağlayacak yeni asker birliklerinin (Redif Birlikleri) kurulmasına neden olmuştur. Ayrıca maaş karşılığı kendilerine toprak tahsis edilen tımar sahiplerine maaş bağlanmıştır. Yanıt: C II. Mahmut Dönemi’nde eğitim ve kültür alanında yapılan çalışmalardan biri de, Osmanlı Devleti’nin ilk resmî gazetesi olan Takvimivekai’nin çıkarılmasıdır. Yanıt: A 5 Osmanlı Devleti’nde Avrupa ile olan ilişkilerin geliştirilmesi için Latin Harfleri’nin kabulü ortaya atılmıştır. Arap alfabesinden Latin alfabesine geçilmesi Garpçılık (Batıcılık) fikrinin bir sonucudur. Osmanlıcılık: Bütün Osmanlı halkını dil, din, ırk farketmeksizin bir çatı altında toplama düşüncesidir. Âdemimerkeziyetçilik: Merkezin gücünü yerel yönetimlere paylaştırma fikridir. Panslavizm: Rusya’nın Slav ırkını bir bayrak altında toplama düşüncesidir. Yanıt: C 6 Darülfünun → 1900 yılında II. Abdülhamid’in iradesiyle Avrupa üniversiteleri tarzında kurulmuştur. 1933’te İstanbul Üniversitesi’ne dönüştürülmüştür. Darüşşafaka → 1863 tarihinde İstanbul’da, babasının veya annesini kaybetmiş, yetenekli, maddi olanakları yetersiz olan çocuklara hizmet ve eğitim veren kurumdur. Ercümenidaniş → 1851 tarihinde Mustafa Reşit Paşa tarafından kurulan bilim kurumudur. Millet Mektebi → 1 Kasım 1928’de yeni harflerin kabulünden sonra halkı okur-yazar kılmak amacıyla gerçekleşen eğitim seferberliği için kurulmuş halk eğitim kurumudur. Maarifiumumiye Nezareti → 1857 tarihinde eğitim hizmetlerinin düzenli şekilde yürütülmesi amacıyla açılan kurumlardır. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin merkezi otoritesinin zayıflaması, Ayanların merkezde etkili olmasına neden olacaktır. İktidar merkezi otoriteyi güçlü tutmak için Senediittifak’ta Ayanların gücüne ihtiyaç duyulmuştur. Ayrıca İstanbul’da çıkabilecek bir isyanda Ayanların kuvvet göndermesi yine devletin kendi mevcudiyetini kendi gücü ile koruyamadığının kanıtıdır. Yanıt: D 3 4 ÇÖZÜM–23 1 47 48 7 I. Tanzimat Fermanı: 1839 II. Islahat Fermanı: 1856 III.Kanuniesasi’nin yayınlanması: 1876’dır Yanıt: A 8 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Mecelle; 1868-1878 yılları arasında Ahmet Cevdet Paşa başkanlığındaki bir komisyon tarafından derlenen İslami Özel Hukuk (Medeni Hukuk) kuralları bütünüdür. Yanıt: B 9 II. Abdülhamid Dönemi’nde; Orman, Maadin ve Ziraat Nezareti kurulur. Ziraat ve Veteriner Mektebi açılır. Bağdat-Hicaz demiryolu yapılır. Sanayi–i Nefise Mektebi açılır. Tarihiosmani Ercümeni açılır. Hafiye Teşkilatı kurulur. İslamcılık politikası uygulanır. Kırım Savaşı’ndan itibaren alınan borçların ödenememesi üzerine 1881 Duyun-u Umumiye (Genel Borçlar İdaresi) kurulur. Halkın ilk kez yerel idarelere katılması Islahat Fermanı ile gerçekleşmiştir. Yanıt: C 10 Osmanlı Devleti’nde ilk kez kanun üstünlüğünün kabulünün ifadesi olan belge 1839 tarihli Tanzimatıhayriye diğer adıyla Tanzimat Fermanı olmuştur. Yanıt: A 11 Paris Antlaşması, 30 Mart 1856 tarihinde Rusya ile Kırım Savaşı’nı kazanan Osmanlı İmparatorluğu, Birleşik Krallık, Piyomente, Prusya ve Fransa arasında imzalanmış bir barış antlaşmasıdır. Yanıt: E 12 Osmanlı Devleti’nde XIX. yüzyılda Meşrutiyet idaresine geçiş için yapılan çalışmalara Ziya Paşa, Ali Suavi, Namık Kemal, Şinasi gibi düşünürler katkıda bulunmuşlardır. Nigari ise 1493-1572 yılları arasında yaşamış ünlü Osmanlı Nakkaşıdır. Yanıt: E 13 1878 Berlin Antlaşması’na göre Kıbrıs yasal olarak Osmanlı Devleti’nde kalacak, Türk Bayrağı çekilecektir. Fakat Kıbrıs, İngiltere idaresine bırakılacaktır. Yanıt: C 14 1839 Tanzimat Fermanı’na göre; Din farkı gözetmeksizin herkesin can, mal ve namus güvenliği devlet garantisine alınacaktır. Mahkemeler herkese açık olacak, kimse yargılanmadan cezalandırılmayacaktır. (Suçun Kişiselliği) Herkesin gelirine göre vergi alınacaktır. Herkes mal mülk sahibi olacak, miras bırakabilecektir. Askerlik tüm tebaa için vatan hizmeti olacaktır. Yanıt: C 15 Tanzimat Dönemi’nde, Osmanlı Devleti’nde ilk yabancı sermayeli banka olan Bankıosmani, İngiltere (Londra) merkez olmak üzere idare edilecektir. Yanıt: A OSMANLI DEVLETİ DAĞILMA DÖNEMİ - II Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında 1897 Dömeke Savaşı yaşanmıştır. Savaş yaklaşık 1 ay sürmüş ve Osmanlı ordusunun kesin zaferiyle neticelenmiştir. Savaşın nedeni, Girit’teki Rumların Yunanlılar tarafından Osmanlı’ya karşı kışkırtılmalarıdır. Yanıt: D 5 Filik–i Eterya Cemiyeti, Osmanlı Devleti’nden bağımsızlık kazanmak amacıyla bir grup Yunanlının 1814 tarihinde kurmuş olduğu bir dernektir. Merkezi Atina olan bu cemiyet, 1820 tarihinde Rumların Osmanlı Devleti’ne karşı isyan başlatmasında etkili olan zararlı bir cemiyettir. Yanıt: A ÇÖZÜM–24 1 49 2 3 II. Abdülhamit Dönemi’nde Osmanlı Devleti’nin ilk anayasası olan Kanuniesasi hazırlanırken, o dönemin en modern kanunları olan İsviçre ve Prusya anayasaları örnek alınmış ve bu anayasalardan faydalanılmıştır. Yanıt: C 4 1833 Kütahya Antlaşması’na göre; “Girit, Suriye, Cidde ve Adana valilikleri Mehmet Ali Paşa ve oğullarına verilecektir.” maddesi yer almaktadır. Yanıt: E 6 Yeniçerilerde teşkilat merkezi İstanbul’dur. Ocak, ağadan nefere kadar giden bir hiyerarşik düzen içinde çalışmıştır. Dinî terbiye ve hatta tarikat bağlılığı, Yeniçeriler arasında bilhassa teşvik edilirdi. Yeniçerilerin Bektaşi tarikatına girmeleri çok yaygın bir gelenek halindeydi. II. Mahmut 1826 Vakayihayriye olayı ile Yeniçeri Ocağı’nı kapatmış, böylece Osmanlı toplumu içerisinde nüfuzu azalan tarikat Bektaşilik olmuştur. Yanıt: C 7 Grek Projesi (Yunan Projesi) 1787-1792 yılları arasında Osmanlı Devleti ile savaşan Avusturya ve Rusya’nın yürütmüş olduğu gizli plandır. Plana göre; Osmanlı topraklarının bir bölümü Avusturya’ya verilecek, Bizans İmparatorluğu yeniden kurulacak ve başına II. Katerina’nın torunu getirilecektir. Böylece Avusturya Balkanlarda, Rusya ise Avrupa ve Akdeniz’de daha da güçlenecektir. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Osmanlı Devleti’nde Lale Devri’nde ilk özel matbaanın kurulması ve bu matbaada sadece din dışı kitapların basımına izin verilmesi veya kitapların konularına göre ayrılması toplumda bazı kesimlerin tepkisinden çekinildiğinin kanıtıdır. Yine Tanzimat Dönemi’nde batı tarzı eğitim kurumlarının yanında, medreselerin de varlığını sürdürmesi eğitimde ikiliğe neden olmuş fakat medreselerin varlığına son verilememesi yine bazı kesimlerin tepkisinden çekinildiğinin açık bir kanıtı olmuştur. Yanıt: D 50 8 Dakya Projesi, Rusya ve Avusturya’nın yürüttüğü bir projedir. Bu proje ile Eflak ve Boğdan’da devlet kurulmasını öngörmüştür. Ancak bu proje ile Yunanistan’da devlet kurulması isteği söz konusu değildir. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 9 II. Mahmut Dönemi ıslahat çalışmalarından bazıları şunlardır; Tımar sistemi kaldırılarak yerine Redif birlikleri ve polis örgütü kurulmuştur. Pasaport uygulaması başlatılmıştır. Ortaokul düzeyinde eğitim veren eğitim kurumları (Rüştiye) açılmıştır. İlk kez yurtdışına öğrenci gönderilmiştir. Ülke illere ayrılmış ve illere valiler atanmıştır. Devlet memurlarına fes, setre, pantolon zorunluluğu getirilmiştir. Devlet dairelerine padişah resmî astırılmıştır. Müsadere uygulaması büyük ölçüde kaldırılmıştır. İlk devlet gazetesi olan Takvim–i Vekai çıkarılmıştır. Yeniçeri Ocağı yerine Asakirimansurei Muhammediye kurulmuştur. Din farkı gözemeksizin eşit vergi alınması Tanzimat Fermanı hükmüdür. Yanıt: B 10 Muhassıl: Tanzimat Dönemi’nde vergi toplayan maaşlı devlet memurları Defterdar: Osmanlı Devleti’nde maliye bakanı Mültezim: Vergi toplama usulü olan İltizam sisteminde vergi toplayan kişi İğdişbaşı: Vergi toplayan ve şehir divanında halkı temsil eden kişi Sipahi: Osmanlı ordusunun süvari sınıfı askerine verilen addır. Yanıt: A 11 Şirketihayriye → 1854-1945 tarihleri arasında Boğaziçi’nde yolcu ve yük taşımacılığı yapan şirket Mektebimülkiye → Osmanlı Devleti’nde 1859 tarihinde sivil memur yetiştirmek amacıyla kurulan okuldur. Ercümenidaniş → Osmanlı Devleti’nde 1851-1862 yılları arasında hizmet vermiş bilim kurumu Maarif Nezareti → 1839 tarihinde eğitim kurumlarını yönetmek üzere kurulan kurum İtibarımillî Bankası → 1912 yılında açılan bankadır. Yanıt: B 12 Tanzimat Döneminde çıkartılan Cerideihavadis ve Tercümanı Ahval gibi yayın organları Türk basın hayatının şekillenmesi ve gelişmesinde etkili olan yayın organlarıdır. Hâkimiyetimilliye ise Atatürk Dönemi (Millî Mücadele Dönemi) gazetesidir. Yanıt: C 13 Divanıahkamı Adliye: Yargı işlerini düzenlemek Darü’l Şuarı Babıali: Sadrazam danışmanlığı Şuraüdevlet: Yüksek mahkeme (Danıştay) Meclisiali Umumi: Meclisivalanın kararlarını incelemek Meclisivalayıahkamıadliye: Adalet işlerini düzenlemek Yanıt: D OSMANLI DEVLETİ DAĞILMA DÖNEMİ - III Osmanlı Devleti Kırım Savaşı’nda ilk kez dış borç almış ve bu borçlarını ödemeyince Avrupalı devletler 1881 tarihinde alacaklarını tahsil etmek amacı ile Duyunuumumiyeyi kurmuşlardır. Bu kurumun oluşmasında Osmanlı ekonomisinin iflas eşiğinde olması, borçların karşılıksız şekilde birikmesi ve yabancı tüccarlara uygulanan gümrük vergisi indiriminin önemini kaybetmesi etkili olmuştur. Yanıt: E 4 1838 tarihinde II. Mahmut Dönemi’nde İngiltere ile imzalanan Balta Limanı Ticaret Antlaşması ile Osmanlı Devleti Avrupa’nın açık pazarı haline gelmiştir. Yanıt: C ÇÖZÜM–25 1 51 5 Osmanlı Devleti’nde halk ilk kez 1876 Kanuniesasi ile yönetimde söz sahibi olmuştur. Yanıt: E 2 3 Osmanlı Devleti’nde Gayrimüslimlerin, Vilayet Meclislerinde temsil edilme hakkı kazanması ilk kez Tanzimat Dönemi gelişmesidir. Yanıt: E 6 Avarız: Olağanüstü durumlarda alınan vergidir. Haraç: Gayrimüslimlerin ürünlerinden 1/5 inin devlete ödemesidir. Cizye: Gayrimüslimlerin askere gitmeme karşılığı ödedikleri vergidir. Islahat Fermanı’nda Cizye vergisinin kaldırılmasıyla askerlik vatani görev haline gelmiştir. Yanıt: B 7 Osmanlı Devleti’nde askerliğin bir ödev haline getirilmesi 1856 Islahat Fermanı ile Abdülmecit Dönemi’nde gerçekleşmiştir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 1789 Fransız Devrimi ile birlikte bütün dünyada ulus-devlet, laiklik, hürriyet, demokrasi gibi kavramlar çok uluslu imparatorlukları ve Osmanlı Devleti başta olmak üzere etkilenmiştir. Fakat ihtilalin ilk yıllarında Osmanlı Devleti bu fikirlerin kendisini etkileyemeyeceğini düşünerek gerekli tedbirleri almakta acele etmemiştir. Bu fikirler Osmanlı Devleti’ni XIX. yüzyılda olumsuz şekilde etkilemiş ve İmparatorluk’tan kopuşlar başlamıştır. Yanıt: B 52 8 I. Meşrutiyet Dönemi’nde Osmanlı Devleti’nde ilk kez rejim değişmiş, ilk anayasa olan Kanuniesasi yürürlüğe girmiş, böylece ilk kez Parlamentolu Dönem başlayarak, halk yönetime ilk kez katılmıştır. Ancak Medeni Kanun’un uygulanması İstibdat Dönemi gelişmesidir. Yanıt: E 12 XIX. yüzyıl ıslahatlarında II. Mahmut Dö­ nemi’nde sağlık alanında Karantina çalışması yapılmış ve taşrada tımarın kaldırılmasıyla müşirlikler (Valilikler) kurulmuştur. Ancak Avrupa’da Osmanlı okulu açılması Tanzimat Dönemi’ndedir. Yanıt: D 13 9 1881 tarihinde Tunus’u işgal eden devlet Fransa olmuştur. Yanıt: A Kaleisultaniye Antlaşması (Çanakkale Antlaşması) → İngiliz - Osmanlı Savaşı’nın sonucu olarak ve Rus-Fransız ittifakına karşı 5 Ocak 1809 tarihinde imzalanan bir antlaşmadır. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 14 10 1882 tarihinde Mısır’ı işgal eden devlet İngiltere olmuştur. Yanıt: A II. Mahmut Dönemi’nde batı tarzı okulların açılması, ilk kez Avrupa’ya öğrenci gönderilmesi eğitim, memurların yapılanması için Darü’l Şuraibabali’nin kurulması adalet, müsadere sisteminin kısmen de olsa sona ermesi mülkiyet alanında düzenleme yapıldığını göstermektedir. Yanıt: E 15 11 Navarin Baskını; İngiltere, Fransa ve Rusya’nın Rumların bağımsızlığını sağlamak amacı ile Osmanlı donanmasını yaktığı tarihi olaydır. Yanıt: B XIX. yüzyılda II. Mahmut Dönemi’nde mutlak otoriteyi sağlamak amacı ile yapılan bir çalışma da 1826 Vakayihayriye ile Yeniçeri Ocağı’nın kapatılmasıdır. İlk nüfus sayımının yapılması veya ilköğretimin zorunlu olması mutlak otoriteyi güçlendirmez. Yanıt: C OSMANLI DEVLETİ DAĞILMA DÖNEMİ - IV “Şark Meselesi” ilk defa 1815 Viyana Kongresi’nde Rus delegasyonu tarafından kullanılmıştır. Viyana Kongresi Napolyon Savaşları sonunda Fransız Orduları’nın Koalisyon Orduları tarafından tümüyle yenilgiye uğratılmasının ardından, Avrupa’daki sınırları ve güçler dengesini yeniden belirlemeye yönelik kararlar almak üzere toplanmış olan kongredir. Yanıt: B 2 1848 Devrimi Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde ortaya çıkan ayaklanma, devrim ve özgürlük hareketleridir. Özellikle İtalya, Almanya, Fransa, Avusturya, Polonya, Romanya ve Macaristan bu dönemde büyük sarsıntılar geçirmiş, Osmanlı Devleti ise bu olaylardan nispeten etkilenmemiştir. Bunun temel nedeni Osmanlı Devleti’nde işçi sınıfının oluşmamasıdır. Yanıt: E 3 4 Filikieterya, Osmanlı Devleti’nden bağımsızlık kazanmak amacıyla bir grup Yunanlının 1814 yılında kurmuş olduğu bir dernektir. Filikieterya 1814 yılında Emmanouil Ksantos, Nikolaos Skoufas ve Athanasios Tsakalof adlı üç Yunan tarafından, o zamanki Rusya’da günümüzde Ukrayna’nın sınırları içinde kalan Odesa (Hocabey) kentinde kuruldu. Amacı Yunan Bağımsızlık Savaşı hareketini gerçekleştirmek olan bu dernek özellikle Osmanlı topraklarında yaşayan Rumları kışkırtmak için faaliyet gösterdi. Yanıt: B Kütahya Antlaşması (1833), Osmanlı İmparatorluğu ile Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa arasında 14 Mayıs 1833 tarihinde imzalanmış bir barış ve düzenleme antlaşmasıdır. Bu antlaşma ile bir iç mesele olan Mısır Meselesi ilk kez dış sorun hâline gelmiştir. Birinci Mısır–Osmanlı Savaşı’nı sona erdirmiştir, aynı zamanda bu antlaşma ile Şam, Girit ve Adana vilayetlerinin yeni statüsü de belirlenmiştir. Yanıt: A 6 Balta Limanı Ticaret Antlaşması (16 Ağustos 1838) Osmanlı İmparatorluğu’nun İngiltere ile İstanbul’un Balta Limanı semtinde imzaladığı ticaret antlaşmasıdır. Bu antlaşmanın bazı maddeleri şunlardır: Tekel sistemi kaldırıldı. Britanyalılara diledikleri miktarda ham maddeyi satın alma imkânı verildi. İç ticarete Osmanlı vatandaşlarının yanı sıra Britanyalıların da katılması öngörüldü. Britanya vatandaşları Osmanlı ürünlerini Osmanlı tebâsından tâcirlerle aynı vergi koşulları altında satın alma hakkına sahip oldular. Britanyalılarla olan transit ticaretten alınan vergi resmî kaldırıldı. Büyük Britanya gemileriyle gelen Britanya malları için bir defa gümrük ödendikten sonra mallar alıcı tarafından nereye götürülürse götürülsün bir daha gümrük ödenmeyecekti. Yanıt: C 7 Paris Antlaşması, 30 Mart 1856 tarihinde Rusya ile Kırım Savaşı’nı kazanan Osmanlı İmparatorluğu, Birleşik Krallık ve Fransa arasında imzalanmış bir barış antlaşmasıdır. Antlaşmanın Avrupa için önemi, Rusya tarafından bozulan uluslararası dengenin tekrar tesis edilmesidir. Osmanlı İmparatorluğu açısından ise; Başlangıçta Rus tehlikesi bertaraf edildi; Osmanlı İmparatorluğu, devletler genel hak ve hukukundan faydalanma imkânı elde etti, Avrupa konseyine girme hakkını kazandı. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! XIX. yüzyıl padişahları IV. Mustafa II. Mahmut Abdülmecid Abdülaziz V. Murat II. Abdülhamit V. Mehmet (Reşat) ise XX. yüzyıl padişahlarındandır. Yanıt: D 5 ÇÖZÜM–26 1 53 54 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 Halepa Fermanı, Osmanlı Devleti’nin İngiltere ve Rusya gibi devletlerin baskılarıyla Girit’te daha önce yapılan 1868 açılımına ek olarak taahhüt edilen ıslahatlardır. 20 Kasım 1878 tarihinde yayınlanan Ferman’ı Osmanlı Devleti adına asilerle imzalayan Gazi Ahmet Muhtar Paşa’dır. Ferman’a göre; Girit valisi beş yıl süreyle atanacaktı. Valinin bir yardımcısı bulunacaktı. Vali Müslüman ise yardımcısı Hıristiyan, Hıristiyan ise yardımcısı Müslüman olacaktı. Girit Genel Meclisi; 49 Hristiyan, 31 Müslüman üyeden meydana gelecek, aldığı kararlar Osmanlı kanunlarına aykırı olmayacaktı. Hıristiyan kaymakamlar, Müslüman kaymakamlardan sayıca fazla olacaktı. Girit’te Türkçenin yanında Rumca da resmî dil olarak kabul edilecekti. Vergi gelirlerinin yarısı adanın kamu hizmetlerine harcanacak, eğer adanın geliri giderlerini karşılayamayacak olursa, devlet yardım edecekti. Yanıt: A 10 Ayanlık sistemi, II. Mahmut tarafından merkezî otoriteyi sağlamak amacı ile kaldırılmıştır. Yanıt: A 11 Kuleli Olayı ya da Kuleli Vakası, Osmanlı İmparatorluğu’nda 14 Eylül 1859 günü üyelerinden birinin ihbarı üzerine ortaya çıkarılan, amacı Abdülmecid’i devirip Abdülaziz’i yerine tahta geçirmek olduğu tahmin edilen darbe girişimidir. Olay Kuleli’de geçmemiştir, davası burada görüldüğünden bu adla anılmıştır. Gizli örgütün üyelerinin yüksek rütbeli subaylar, ulema ve gençler gibi farklı toplumsal kesimlerden olması ve yargılamaların kapalı yapılması nedeniyle örgütün ideolojisi hakkında kesin bir işaret bulunamamıştır. Tarihçiler tarafından Tanzimat’a karşı bir tepki olarak kabul edilmiştir. Yanıt: B 9 1877–1878 Osmanlı–Rus Savaşı sonrasında imzalanan Ayastefanos Antlaşması’nın yerine İngiltere, Avusturya–Macaristan, Fransa, Almanya, Rusya ve Osmanlı Devleti arasında imzalanan antlaşmadır. Bu antlaşmaya göre; Sırbistan, Karabağ ve Romanya’nın bağımsızlıkları koşullu olarak kabul edildi. Girit, Osmanlı Devleti’ne bırakıldı. Rusya, Doğu Beyazıt ve Eleşkirt’i Osmanlılara bıraktı. Bulgaristan bağımsız bir prenslik olacak ve özel koşullarla Osmanlı Devleti’ne bırakılan Doğu Rumeli ve Makedonya vilayetleri üçe bölündü. Osmanlı Devleti’nin Rusya’ya ödemesi gereken savaş tazminatı 802.500 franka indirilerek taksite bağlandı. Bosna–Hersek Osmanlı sayıldı ancak yönetimi Avusturya–Macaristan’a bırakıldı. Yanıt: C 12 Hicaz Demiryolu, II. Abdülhamit tarafından 1900-1908 yıllarında Şam ile Medine arasında inşa ettirilen, Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul’dan başlayan demiryollarının bir bölümüdür. Demiryolunun teknik işlerinin başında Alman mühendis Meissner bulunuyordu. Hicaz Demiryolu özellikle İstanbul ile Kutsal Topraklar arasındaki ulaşımı güçlendirmek için yapılmıştır, bu bölgelere taşınacak askerlerin ulaşımının kolaylaşması, hacıların daha güvenli bir şekilde hacca gidip gelmesi ve Arap ülkelerinin ekonomik gücünü yükseltmek öncelikli hedeflerdir. Yanıt: D OSMANLI DEVLETİ DAĞILMA DÖNEMİ - V Berlin Antlaşması ile –– Bosna Hersek’in yönetiminin Avusturya Macaristan İmparatorluğu'na bırakılması –– Sırbistan, Karadağ ve Romanya’nın bağımsız olması –– Osmanlı Devleti’nin Rusya’ya savaş tazminatı ödemesi, –– Kars, Ardahan, Artvin ve Batum’un Rusya’ya bırakılması –– Girit ve Ermenilerin oturdukları yerlerde ıslahatlar yapılması kararlaştırılmıştır. Yanıt: B 2 3 1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı ile –– Hukukun üstünlüğü, –– Mülkiyet güvencesinin öngörülmesi, –– Askerliğin vatani görev olması, –– Rüşvet ve iltimasın yasaklanması, –– Vergilerin herkesin gelirine göre toplanması, –– Bütün Osmanlı halkının ırz, namus, can ve mal güveliğinin devletin güvencesi altına alınması sağlanmıştır. Azınlıkların memur olması 1856’da ilan edilen Islahat Fermanı ile gerçekleşmiştir. Yanıt: D Rüsumat Emaneti: Gümrük işlerine bakan resmi dairedir. Osmanlı Devleti’nde ekonomik hayatı düzenlemeye yönelik gelişmeler arasında Islahı Sanayi Komisyonunun kurulması yer almaktadır. Bu komisyon 1860’lı yılların başında kurularak 1897’ye kadar faaliyetini sürdürmüştür. Bu komisyonun teşviki ve birçok kişinin de sermaye katmasıyla sanayi şirketleri kurulmuştur. Şurayı Devlet bugünkü Danıştaydır. Ekonomik düzenlemeyle bir alakası yoktur. Yanıt: B 5 Osmanlı Devleti vakıflara büyük önem vermiştir. Osmanlılar zamanında kurulan vakıflar kadılar tarafından yönetilmiştir. Merkezi bir yönetim için II. Mahmut Dönemi’nde “Evkaf Nezareti” (Vakıflar Bakanlığı ) kurularak bütün vakıflar bu bakanlığa bağlanmıştır. Nezaretin kurulmasının iç ve dış olmak üzere birçok nedeni bulunmakta olup bunlar; dağınık olan vakıf yönetiminin tek elde toplanması, yolsuzlukların kaldırılması, devletin genel reformlar çerçevesinde merkezî anlayışla yeniden düzenlenmesi, vakıf gelirlerinin devletin diğer alanlarında harcanabilmesi ve dinî çevrelerin gücünün kırılmasıdır. Yanıt: C 6 Islahat Fermanı ile gayrimüslimlere, –– Mahkemelerin açık yapılması, herkesin kendi dinine göre yemin etmesi – yargı, –– nakdi bedel ödeyerek askerlikten muaf olma – askerlik, –– kendi okullarını açabilme- eğitim –– alanlarında haklar verilmiştir. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Tanzimat Dönemi'nde eğitimin devletin kötü gidişatını durduracağı düşünülmekteydi. Bu doğrultuda okul ve sınıf ortamının düzenlenip, yeni öğretim metotlarının ve araç gereçlerinin kullanılmıştır. Bilimsel araştırmaları özendirmek ve araştırmak üzere 1851’de Ahmet Cevdet Paşa’nın önderliğinde Encümenidaniş kurulmuştur. Yanıt: C 4 ÇÖZÜM–27 1 55 56 7 Türk tarihinin ilk anayasası olan Kanunuesasi halka kısıtlı da olsa seçme seçilme hakkı tanıyarak yönetime katmıştır. Ülkede ilk kez seçimler yapılarak Meclisi Mebusan açılmıştır (19 Mart 1877). Meclisi Mebusanda Müslümanların yanında gayrimüslimlere de yer verilmiştir. Bu mecliste 69 Müslüman, 46 gayrimüslim toplam 115 milletvekili bulunmaktaydı. Meclisi Vükela ( Bakanlar Kurulu) II. Mahmut, İl, Genel Meclisleri ise Abdülmecit Döneminde kurulmuştur. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 Redif birliklerinin kurulması, Balta Limanı Antlaşması’nın imzalanması, Darülmuallimat denilen kız öğretmen okulunun açılması, Halepa Fermanı’nın yayımlanması XIX. yüzyılda gerçekleşen olaylardır. Fakat Millî İtibari Bankasının kurulması İttihat ve Terakki Partisi tarafından 1917 yılında Avrupa ekonominse bağımlı olmayan bir millî ekonomi yaratmak için açılmıştır. Yanıt: B 10 Kırım Savaşının getirdiği maliyetin altından kalkamayan Osmanlı Devleti zaten bozuk olan maliyesini düzeltebilmek için 1854’te Abdülmecit Dönemi’nde ilk kez dış borç almak zorunda kalmıştır. Abdülmecit’ten sonraki padişahlarda dış borç almış fakat Abdülmecit’ten önce Padişah olan II. Mahmut Dönemi’nde dış borç alınmamıştır. Yanıt: C 11 Sekbanıcedit Ocağının kurulması, pasaport uygulamasının getirilmesi, Mürur Tezkeresi’nin uygulamaya konulması, ilk nüfus sayımının yapılması II. Mahmut’un yaptığı ıslahatlar arasında yer almaktadır. Mektebisultani (Galatasaray Sultanisi) 1868’de Abdülaziz tarafından kurulmuştur. Eğitim süresi 5 yıldır bu süre daha sonraları hazırlık sınıfıyla birlikte sekiz yıl olmuştur. Okulun müdürü ve öğretmenleri Fransızdı. Buraya her dinden ve milletten öğrenci alınmıştır. Daha sonra Galatasaray Lisesi adını alan bu kurum günümüzde de eğitime devam etmektedir. Yanıt: D 12 9 II. Mahmut Osmanlı yenileşme hareketlerinin önündeki en önemli engel olan Yeniçeri Ocağının kaldırarak, orduda düzenlemeye gitmiştir. Bu olaya tarihte Vakayıhayriye (Hayırlı Olay)denilmektedir. II. Mahmut Yeniçeri Ocağının yerine Asakirimansureyimuhammediye adıyla Batı tarzında yeni bir ordu kurmuştur. Yeniçeri Ocağının kaldırılmasıyla seyfiye sınıfının siyasi etkisi azalmış, II. Mahmut’un iktidarı güçlenerek ıslahatların yapılması için uygun zemin hazırlanmıştır. Yanıt: E Tanzimat Fermanı’nın ilan edilmesi, Tersane Konferansı’nın düzenlenmesi, Hünkar İskelesi Antlaşması’nın imzalanması, I. Meşrutiyet’in ilan edilmesi milliyetçilik hareketlerinden etkilenen Osmanlı Devleti’nin toprak kayıplarını önlemeye yönelik gerçekleştirdiği gelişmelerdir. Senediittifak’ın ilan edilmesi toprak kayıplarını önlemeye yönelik değildir. Anadolu ve Rumeli’deki âyanların başına buyruk hareket etmesinden rahatsız olan II. Mahmut bu duruma son vermek için 1808’de âyanlarla senediittifak’ı imzalamıştır. Âyanların gittikçe güçlendiğini gören II. Mahmut daha sonra ayanları ortadan kaldırmıştır. Yanıt: D OSMANLI DEVLETİ DAĞILMA DÖNEMİ - VI Osmanlı Devleti kendi bölgesinde özerk bir konuma gelen Tepedelenli Ali Paşa İsyanı ile uğraşırken bu durumdan yararlanan Yunanlılar isyan çıkarmıştır. Mora’da patlak Yunan Ayaklanması kısa sürede Orta Yunanistan ve Girit’e sıçramış ele geçirilen yerlerde Türklere karşı kitlesel katliamlar yapılmıştır. Osmanlı Devleti’nin isyanı bastırma çabaları Avrupa devletlerinin tepkisini çekerek isyana destek için Avrupa’nın bir çok yerinden Yunanlılara destek için gönüllüler gelmiştir. Yanıt: C 2 Rus Çarı I. Nikola, Rus Grandüşesi Helana’nın düzenlediği konserde İngiliz Elçici Sir Hamilton Seymour’u bir kenara çekerek ‘’ Bakınız kollarımız arasında hasta, çok ağır hasta bir adam var. Hasta adamın yaşamasını hepimiz istiyoruz. Emin olunuz ki bende sizin kadar onun yaşamasını istiyorum. Ancak ansızın kollarımızda ölüvermesi, Avrupa çapında bir savaşa neden olabilir. Bu karışıklık esnasında İngiltere İstanbul’a yerleşmek isterse buna göz yummayacağımızı açıkça söyleyebilirim. Ben de İstanbul’u işgal etmeyi düşünüyorum. Bu düşüncemi İngiltere’ye bildiriniz.’’ demiştir. Yanıt: B 1808’de II. Mahmut ve âyanlar arasında imzalan Senediittifak ile daha önceki ıslahatlarda görülmeyen padişahın yetkileri kısıtlanmıştır. II. Mahmut tahta çıktığı dönemlerde âyanlar oldukça güçlüydü. Alemdar Mustafa Paşa Anadolu ve Rumeli âyanlarını İstanbul’da toplayarak Senediittifak’ın imzalanmasını sağlamıştır. Böylece Padişah ilk defa istemeyerek de olsa âyanların varlığını resmen kabul etmiş, padişahın otoritesi sınırlandırılmış, mahalli otoritelerin varlığı yasallaşmış oldu. Senediittifak ile ayanlar gittikçe güçlenmiş, merkezi otoriteyi tehdit eder duruma gelmiştir. Bu durumdan rahatsız olan II. Mahmut daha sonra âyanları ortadan kaldırmıştır. Yanıt: D 5 1868’de bugünkü Yargıtayın görevini üstlenen Divanı Ahkamı Adliye kurulmuştur. Yine bu tarihte bugünkü Danıştayın görevini üstlenen Şurayı Devlet kurulmuştur. Böylece yürütme ve yargı birbirinden ayrılarak, yargının bağımsızlığı tanınmıştır. Yanıt: B 6 XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren dünyada anayasal yönetim hareketleri güçlenmeye başlamış ve Osmanlı Devleti’nde bu hareketlerden etkilenmiştir. Genç Osmanlıların çalışmalarıyla anayasal düzene doğru ilerleme kaydedilmiştir. Mithat Paşa II. Abdülhamit’in şehzadeliği döneminde Abdülhamit ile konuşarak anayasanın ilan edilmesi konusunda Abdülhamit’in sözünü almıştır. Genç Osmanlılar arasında Mustafa Fazıl Paşa, Ziya Paşa, Mithat Paşa Ali Suavi gibi aydınlar yer almaktadır. Sait Halim Paşa İslamcılık görüşünü savunmuştur. Siyasi birliğimizin temellerine bütünüyle aykırı batılı meşrutiyet yönetimini uygulamaya kalkışmanın, büyük bir yanlış olacağını belirtmiştir. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Akdeniz’de üs elde etmek ve ticari alanda güç kazanmak isteyen Fransa Mısır’ı işgal edince çıkarları zedelenen Rusya ve İngiltere de Osmanlı Devleti yanında yer almıştır. Rusya İngiltere ile Mısır’da bulunan Fransız donanmasını yakmıştır. Mehmet Ali Paşa İsyanı’nda Osmanlı Devleti Fransa ve İngiltere’den yardım istemiş fakat bu devletler bu durumun Osmanlının bir iç sorunu olduğunu belirterek Osmanlı Devleti’ne yardım etmemişlerdir. Bunun üzerine II. Mahmut Rusya’dan yardım istemiştir. Rusya’da yardım isteğini kabul ederek donanmasını İstanbul’a göndermiştir. Rusya Osmanlı Devleti’ne yardım ederek boğazlardan kolaylıkla geçebileceğini düşünmüştür. Navarin Baskını’nda Rusya, Fransa ve İngiltere ile Osmanlı’ya karşı birlikte hareket etmiştir. Yanıt: E 3 4 ÇÖZÜM–28 1 57 58 7 Osmanlı Devleti’nde XIX. yüzyılda kurulan kurumlara arasında, kadın, çocuk ve yaşlıların korunması ve özürlülerin bakımına yönelik Darülaceze (yoksul evi), Anadolu’nun çeşitli yerlerinde gureba hastaneleri, sosyal yardım kurumu olan Hilali Ahmer (Kızılay), yetim çocukların eğitimi için yetimler yurdu manasına gelen Darüleytam kurulmuştur. Darülelhan sosyal yardımlaşma kurumu değil 1908’de batı tarzında kurulan bir konservatuardır. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 21 Nisan 1873’te padişah iradesiyle Ceridei Mahakim adıyla yeni bir gazete çıkarılmıştır. Bu gazetenin amacı mahkemelere ait kanunları ve yargı kararlarını yayınlamaktı. Modernleşme çabaları ve hukuk devleti olma yolunda atılmış önemli adımlardan biridir. 6 Ekim 1901’den sonra da Cerideyi Mahakimi Adliyyeye çevrilmiş süreç içerisinde isminde değişiklikler yapılarak Cerideyi Adliye adıyla 1928’e kadar varlığını devam ettirmiştir. Yanıt: D 9 1851 yılında Ali, Fuad ve Cevdet paşaların Şirketi Hayriyeyi kurmalarıyla İstanbul ve çevresinde vapur işletmeciliğine geçilmiştir. Bu gibi şirketleşmeler Midhat Paşa’nın Tuna ve Bağdat valilikleri sırasında da devam ederek burlarda nehir taşımacılığı ve tramvay işletmeciliği yapılmıştır. Yanıt: B 10 1881’de Müzeyihümayunun başına geçirilen ve padişah II. Abdülhamit’in emriyle İstanbul’daki Arkeoloji Müzesini (Asarıatika) kuran bilim adamı Osman Hamdi Beydir.oaman Hamdi Beyin çalışmaları ile Osmanlı arkeolojisi uluslararası bilim dünyasındaki yerini almıştır. Yanıt: C 11 Paris Konferansı’nın devam ettiği sırada Avrupa devletlerinin istekleri doğrultusunda ilan edilen Islahat Fermanı ile konferansta Osmanlı lehine karar alınması sağlanmıştır. Ayrıca Rusya’nın Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışarak azınlıkları kışkırtması ve Balkanlardaki isyanların sona erdirilmesi hedeflenmiştir. Yanıt: A 12 Sanayiinefise, Mektebitıbbıye, Mızıkayıhümayun, Mektebiulumuedebiye XIX. yüzyılda yapılan ıslahatlar arasında yer almaktadır. Osmanlı Millî Olimpiyat Cemiyeti 1908’de Selim Sırrı Tarcan tarafından kurulmuştur. Böylelikle yelken, kürek, yüzme, bisiklet, tenis, boks, eskrim ve binicilik gibi modern sporlar yapılmaya başlanmıştır. 1912 ‘de ilk kez Stokholm olimpiyatlarına gidilmiştir. Yanıt: D XX. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ - I 9 Haziran 1908’de Baltık kıyısındaki Reval’de bir araya gelen İngiltere Kralı VII. Edward ile Rus Çarı Nikola; Girit, Afgan Hududu, Balkan demiryolları, İran, Makedonya gibi birçok konuyu masaya yatırdılar. Ayrıca görüşmelerde Almanya ve Avusturya’ya yönelik izlenecek politikalar da işlenmiştir. Görüşmelerden sonra İngiltere “Hasta Adam” olarak nitelendirilen Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü korumaktan vazgeçti. Yanıt: B 2 31 Mart Olayı, Meşrutiyet idaresini istemeyen kişi ve grupların rejim karşıtı eylemidir. Bu isyan hareketinde Ahrar Fırkası, İttihadimuhammedi Fırkası, Avcı Taburları ve Medrese öğrencilerinin etkisi vardır. Ayrıca II. Abdülhamid’in de etkisi olduğu öne sürülmüştür. İsyan büyüyünce, Selanik’ten İstanbul’a gelen Harekât Ordusu olaya müdahale etmiştir. İstanbul’da güvenliğin sağlanmasının ardından II. Abdülhamid tahttan indirilmiş ve hükûmeti lağv edilmiştir. Ayrıca 1876 Anayasasında 1909 yılında değişiklikler yapılmıştır. Bu durum isyanın; padişah, hükûmet ve anayasa değişikliğine yol açtığı söylenebilir. Yanıt: E Osmanlı Siyasi Partileri Halaskâr Zabitan Grubu: 1912 yılında yapılan “Sopalı Seçimlerden” sonra İttihat ve Terakki’nin baskısına tepki olarak kurulmuş ve Arnavutluk İsyanı bahane edilerek 16 Temmuz 1912 tarihinde bir muhtıra vererek İttihat ve Terakki yanlısı Sait Paşa hükûmetini istifaya zorlamıştır. İttihat ve Terakki Fırkası: 3 Haziran 1889’da “İttihadiosmani” olarak teşkilatlanan cemiyet daha sonra “Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti” olarak kendisini geliştirmiş ve gerek Harbiyeler içinde gerekse mekteplerde ve bilhassa Tıbbiye bünyesinde büyük bir taraftar bulmuştur. 1908 II. Meşrutiyetin ilanı ile gerek Meclisimebusan’da gerekse Osmanlı bürokrasisinde büyük ilgi görmüştür. Fedâkarânımilliyet Cemiyeti: 1908 Ağustos ayında kurulmuş ve hiçbir seçime katılmamıştır. 31 Mart Olayı’ndan sonra İstanbul’da 1908 seçimlerine katılmıştır. Osmanlı Ahrar Fırkası: 14 Eylül 1908 tarihinde kurulmuş, seçim öncesi partileşmesini tamamlamış ve sadece İstanbul’da 1908 seçimlerine katılmıştır. Seçim sonrasında bir başarı gösterememiş, İttihat ve Terakki’nin tutumunu protesto ederek siyasi hayattan çekilmiştir. Fıkra–ı İbad: 6 Şubat 1909 tarihinde kuruldu 1911 seçimlerine katılmış ve hiçbir varlık gösterememiştir. İttihadimuhammedi Cemiyeti: 5 Nisan 1909 tarihinde bir cemiyet olarak kurulmuş 31 Mart Olayından sonra kapatılmıştır. Heyetimüttefikaiosmaniye: 17 Nisan 1909 tarihinde kurulmuş ve kısa bir zaman sonra kapatılmıştır. Mutedil Hürriyetperveran Fırkası: Kasım 1909 da 1908 seçimlerinde mebus olarak seçilenler tarafından kurulmuş daha sonra “Hürriyet ve İtilaf Fırkası”na iltihak etmişlerdir. Islahatıesasiyeiosmaniye Fırkası: 1909’da ülke dışında kurulmuş 1913 yılında Hürriyet ve İtilaf Fırkası’na katılmıştır. Ahali Fırkası: 21 Şubat 1910’da İttihatçılardan ayrılanlar tarafından kurulmuştur. 1911 yılında Hürriyet ve İtilaf Fırkası’na katılmışlardır. Osmanlı Sosyalist Fırkası: 1910 yılının sonlarında kurulmuştur. Hiçbir genel ve ara seçime katılmamıştır. Hürriyet ve İtilaf Fırkası: 21 Kasım 1911 tarihinde kurulmuştur. II. Meşrutiyetin en güçlü muhalefet partisidir. Millî Meşrutiyet Fırkası: 5 Temmuz 1912 tarihinde kurulmuş “Milliyetçi” kimliği ile öne çıkmış ancak hiçbir seçime katılmamış, kısa süre içinde kapanmış ve dağılmıştır. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Tanin: II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’da yayın hayatına başlayan ve İttahat-Terakki Cemiyeti’nin resmî yayın organı haline gelen gazetedir. Mizan: 1886 yılından itibaren haftalık olarak çıkarılmaya başlanan gazetedir. Cerideiresmîye: 10 Eylül 1923 tarihinden itibaren çıkarılan bu gazete Resmî Gazete’nin temelini oluşturmuştur. Ulus: Eski adı Hakimiyetimilliye olan haftalık gazetedir. 1934 yılında Ulus adını alan gazete CHP’nin yayın organı haline gelmiştir. Düstur: 1863 yılından itibaren çıkarılan gazetedir. Düstur gazetesi; salnameleri, kanun ve nizamnameleri ihtiva etmektedir. Yanıt: A 3 4 ÇÖZÜM–29 1 59 60 5 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! İttihat ve Terakkiciler savundukları Türkçülük fikri çerçevesinde; mali, kültürel, idari alanlarda ulusallaşma çabası içine girmişlerdir. İktisadi yaşamdaki yabancı ve azınlık etkisini kırmak amacı ile kapitülasyon adı altındaki tüm ayrıcalıklara karşı çıkmış ve engellemeye çalışmışlardır (II). Ancak İttihatçilerin yabancı şirketlerde Türk çalışmasına ve İtibarımillî Bankasının açılmasına karşı çıktığı söylenemez. Hatta bizzat kendileri bu faaliyetleri yürütmüştür. Yanıt: B 6 Osmanlıcılık → Bütün Osmanlı tebaasının din ve mezhepten bağımsız olarak eşit yurttaşlık haklarına sahip olmasını savunan siyasi görüşün adıdır. 1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı’ndan itibaren Osmanlı Devleti’nin resmî görüşü olmuş ve 1876 Kanuniesasi’nin ana düşüncesini oluşturmuştur. Osmanlıcılık düşüncesi kendi döneminde daha çok İttihadianasır (unsurların birliği) adıyla savunulmuştur. “Osmanlıcılık” adı Yusuf Akçura’nın 1903’te yayımlanan Üç Tarz-ı Siyaset adlı kitabının etkisiyle yaygınlık kazanmış ve daha çok Osmanlıcılık düşüncesinin karşıtları tarafından kullanılmıştır. Osmanlıcılığın amacı ise Osmanlı Devleti altında yaşayan azınlıkları ve Müslümanları bir araya getirmekti ve böylece Osmanlı’nın içinde bulunduğu durumdan kurtarılmasını sağlamaktı. Yanıt: D 7 Trablusgarp Savaşı’nda bölgenin savunulması için mücadele veren gönüllü Osmanlı subayları arasında; Mustafa Kemal, Enver Paşa, Neşet Paşa, Ali Fethi Bey, Fırat Bey ve Nuri Bey vardır. Ancak bu kadro da İsmet Paşa yoktur. Yanıt: C 8 İtalya ile Rusya arasında, savaştan önce imzalanan Roccogini Antlaşması ile İtalyanlar Trablusgarp ile ilgili çıkarlarını Ruslara kabul ettirmiştir. Yanıt: A 9 Meternik sistemi, 1815’de İngiltere, Rusya ve Avusturya’nın bir araya gelmesi ile toplanan Viyana Kongresi’nde oluşturulmuştur. Yanıt: E 10 Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan Nizip Savaşı’nda, Fransa Mısır’daki çıkarlarından dolayı Vali’yi desteklemiştir. Yanıt: A 11 İtilaf ve İttifak kuvvetleri arasında yapılan I. Dünya Savaşı’nda ilk çekilen devlet Japonya’dır. Yanıt: E 12 I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı’nın en son kapanan cephesi Suriye - Filistin Cephesi’dir. Yanıt: C XX. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ - II Bükreş Antlaşması (10 Ağustos 1913) II. Balkan Savaşı’nı bitiren antlaşmalardan biridir. Bulgaristan ile diğer Balkan devletleri olan Yunanistan, Sırbistan, Karadağ ve Romanya arasında imzalanmıştır. Bükreş Antlaşması’na göre; Bulgaristan, Birinci Balkan Savaşı sonucunda aldığı Selanik, Serez, Drama ve Dedeağaç’ı Yunanistan’a bırakacaktır. Bulgaristan, Dobruca(A) ve Silistre’yi(B) Romanya’ya verecektir. Orta ve Kuzey Makedonya (Manastır(C), Üsküp(D), Priştine) Bulgarlardan alınarak Sırbistan’a verilecektir. Ancak Bulgaristan, bu antlaşma ile Sofya’yı kaybetmemiştir. Yanıt: E 2 3 Bu soruda öncelikli olarak kullanılacak olan eleme yöntemi, İngiltere’nin açmadığı cepheleri bulmak olsun. Bu durumda A seçeneği gider, çünkü bu cepheyi Osmanlı Devleti açtı. Şimdi de Abadan neresi ona bakalım. Abadan İran civarında bir kasabadır. Irak’a da yakın olan bölge petrol kaynakları ile önemli bir yere sahiptir. İşte İngiltere Abadan petrolleri için mücadeleyi Irak Cephesi’nde vermiştir. Yanıt: B I. Dünya Savaşı boyunca Mustafa Kemal’in bulunduğu görevler; 1914 Sofya’da Askeri Ateşemirlik(I) 1915 Çanakkale Savaşı’nda Albaylık 1916 Kafkas Cephesi’nde Muş ve Bitlis 1917 Filistin’de 7. Ordu Komutanı 1918 Suriye’de Yıldırım Orduları Grup Komutanı (III) Mustafa Kemal Başkomutanlık görevini Kurtuluş Savaşı sırasında yürütmüştür. Yanıt: D 5 Gizli Antlaşmalar 1915 Boğazlar Antlaşması: Rusya’yı kendi yanlarında tutabilmek isteyen İngiltere ve Fransa tarafından İstanbul, Boğazlar ve Marmara kıyıları Rusya’ya vadedilmiştir. 1915 Londra Antlaşması: 12 Ada ve Güneybatı Anadolu İtalyanlara vaadedilerek, İtilaf Devletlerinin yanında savaşa çekildiği antlaşmadır. 1916 Sykes-Picot Antlaşması: İngiltere ve Fransa’nın Osmanlı topraklarını paylaştıkları antlaşmadır. 1916 Petrograd Antlaşması: Doğu Anadolu ve Trabzon’a kadar olan Karadeniz kıyıları daha önceki bölgelere ek olarak Rusya’ya bırakılmıştır. 1916 Mac-Mahon Antlaşması: İngilizlerin Mısır valisi Mac-Mahon ile Hicaz Emiri Şerif Hüseyin arasında yapılmıştır. 1917 Saint Jean de Maurinne Antlaşması: Rusya’nın savaştan çekilme ihtimali üzerine İtalya’nın önemi artmış ve önceki bölgelere ek olarak Batı Anadolu da İtalyanlara vadedilmiştir. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Uşi Antlaşması → 1912 (II) İstanbul Antlaşması → 1913 (I) Sevr Antlaşması → 1920 (III) Bu durumda kronolojik sıralama II-I-III şeklindedir. Yanıt: B 4 ÇÖZÜM–30 1 61 62 6 Makedonya Cephesi: Sırbistan’ın İttifak Devletleri’nce işgal tehlikesi belirince, bir Fransız tümeni Çanakkale’den getirilerek, 5 Ekim 1915’te Selanik’te karaya çıkarıldı. Bir İngiliz tümeniyle Fransız tugayı da daha sonra bu birliğe katıldı. Böylece Makedonya Cephesi açılmış oldu. Fransızların Selanik’e kadar gelmesi üzerine Osmanlı Fransızların karşısında yer aldı. Yanıt: B 7 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Mondros Ateşkes Anlaşması ya da Mondros Mütarekesi, I. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan ateşkes belgesidir. Osmanlı İmparatorluğu adına Bahriye Nazırı Rauf Bey, Limni Adası’nın Mondros Limanı’nda Agamemnon zırhlısında 30 Ekim 1918 akşamı imzalanmıştır. Yanıt: A 8 Patrik Zaven Efendi: Mondros Mütarekesi, Ermenistan’ın kurulması ortamı için önemli bir adım olmuştur. 1918 Nizamnamesi hükümlerine uygun olarak 6 Aralık 1918 tarihinde İstanbul’a gelen Ermeni Patriği Zaven Efendi, bağımsız bir Ermenistan kurulması için bir teşkilat kurmuştur. Yanıt: C 9 Kürt Teali Cemiyeti İngilizlerin yardımı ile Seyit Abdülkadir tarafından İstanbul’da kurulmuştur. Cemiyet, İngilizlerden destek ve yardım alıyordu. Wilson İlkeleri’nden yararlanarak Doğu Anadolu Bölgesinde bir Kürt Devleti kurmak amaçlamıştır. İslam Teali Cemiyeti Merkezleri İstanbul’dur. Konya ve çevresinde de yoğun faaliyetlerde bulunmuşlardır. Ülkenin kurtuluşunu hilafet ve saltanatta görmüşlerdir. Ümmetçilik düşüncesini savunmuşlardır. Sulh ve Selametiosmaniye Fırkası Merkezleri İstanbul’dur. Padişaha bağımlılığı savunmamışlardır. Vatanın kurtuluşunun, padişahın ve halifenin buyruklarına sıkı sıkıya uymakla mümkün olacağına inanan bir cemiyettir. İngilizlerden maddi destek görmüştür. Hürriyet ve İtilaf Fırkası Merkezi İstanbul’dur. 1911’de İttihat ve Terakki Partisi’ne karşı olanlar tarafından kurulmuştur. İngilizlerle beraber hareket etmişlerdir. İngiliz Muhipleri (Sevenleri) Cemiyeti İngilizler tarafından Sait Molla isminde birine İstanbul’da kurdurulmuştur. İngiliz mandasını savunmuşlardır. Osmanlı Devleti (Vahdettin, Damat Ferit ve İçişleri Bakanı Ali Kemal üyeleri) tarafından desteklenmiştir. Wilson Prensipleri Cemiyeti Merkezi İstanbul’dur. Osmanlı Devleti’nin kurtuluşunun ancak İngilizlerin yardımı ile ABD’nin mandası ile mümkün olabileceği savunulmuştur. Yanıt: D 10 Enver Paşa, Trablusgarp’ta gönüllü olarak, Balkan Savaşı’nda Şarköy Muharebesi’nde, Dünya Savaşı’nda da Genel Kurmay Başkanı olarak görev yapmıştır. Yanıt: E 11 1882 yılında doğan Halide Edip, ilk yazılarını Halide Salih takma ismi ile Tanin gazetesinda yayınlandı. Millî Mücadele Anadolu Ajansı’nın kurulmasında etkili oldu. Yanıt: A XX. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ - III A, B, C ve E seçeneklerinde verilen durumlar I. Dünya Savaşı’nın başlamasının nedenleri arasında yer alır. Ancak D seçeneğinde yer alan “Osmanlı yöneticilerinin kaybedilen toprakları geri almak istemesi” durumu Dünya Savaşı’nın başlama nedenlerinden olamaz. Çünkü Osmanlı Devleti bu amaçla ama savaş başladıktan sonra, I. Dünya Savaşı’nda yer almıştır. Bu durum savaşın başlama nedeni değil, Osmanlı’nın bu savaşa katılma nedeni olabilir. Yanıt: D 2 Londra Antlaşması 26 Nisan 1915 tarihinde; İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya arasında imzalanmıştır. Bu antlaşmada temel nokta İtalya’nın İtilaf bloğunda yer almasını sağlama isteğidir. Antlaşma ile İtalya’ya; 12 Ada, Antalya ve çevresi vadedilmiştir. Ancak bu antlaşma ile İtalya’nın vaadedilen yerler karşılığında, Trablusgarp’tan vazgeçmesi istenmemiştir. Yanıt: B 3 4 Brest Litowsk Antlaşması 2 Mart 1918 tarihinde Sovyet Rusya, Almanya, Avusturya, Bulgaristan ve Osmanlı Devleti arasında imzalanmıştır. Ancak İttifakların yenilmesi üzerine geçerlilik kazanmamış bir antlaşmadır. Rusya bu antlaşma ile Baltık ülkesi olan Estonya, Litvanya, Letonya’dan çekileceğini, Kars, Ardahan, Batum’u Osmanlı’ya ait olacağını kabul etmiştir. Yanıt: A 8 Ocak 1918 tarihinde yayımlanan Wilson İlkeleri şu şekildedir; Yenen devletler, yenilenlerden tazminat ve toprak talep etmeyecek (D). Diplomasi açık olacak, gizli antlaşma yapılmayacak (C). Boğazlar ve ortak karasuları ticari geçişe açılacak (B). Uluslara çoğunlukta oldukları yerlerde devlet kurma hakkı tanınacak (A). Devletlerarası sorunların barış yoluyla çözümüne önem verilecek. Bakıldığında “Göçmenler” başlığı ile bir madde Wilson İlkeleri’nde yer almamaktadır. Yanıt: E 6 I. Dünya Savaşı’nı kaybeden İttifak Devletleri ile galip devletler arasında bir takım ateşkes antlaşmaları imzalanmıştır. Almanya Rothandes Ateşkesi 1918 Avusturya Villagustie Ateşkesi 1918 Macaristan Villagustie Ateşkesi 1918 Bulgaristan Selanik Ateşkesi 1918 Osmanlı Devleti Mondros Ateşkesi 1918 Atina Antlaşması, I. Dünya Savaşı’nda sona erdiren ateşkeslerden biri değildir. Bu antlaşma Balkan Savaşı sonunda Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında imzalanan belgedir. Yanıt: D 7 I. Dünya Savaşı; tank, denizaltı vb. silahın ilk kez kullanıldığı, uçak vb. araçların da geliştirilerek kullanıldığı bir savaştır. Gelişen silah teknolojisi savaşın cephe gerisine tesir etmesinde ve cephe alanının genişlemesinde etkili olmuştur (I-II) Bu yaşanan gelişmeler savaşlarda askeri personel dışında sivil ölümlerinin de artmasına neden olmuştur. Sivil ölümlerin artması ile de Sivil Savunma Teşkilatlarının sayısında artış yaşanmıştır. Ancak, sivil savunma teşkilatlarının sayısının artmasında “sivil güçlerin savaş karşıtı olması”nın bir ilgisi yoktur. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Balfour Deklarasyonu 1917 yılında İngiltere Dışişleri Bakanı Balfour tarafından yayımlanmıştır. Arthur Balfour, 1917 yılında uluslararası Siyonist hareketinin lideri Lord Rathschild’e bir mektup göndererek, Filistin’de bir Yahudi devleti kurulması konusunda İngiliz Hükûmeti’nin destekçisi olacağını belirtmiştir. Bu mektup Siyonist hareketin İtilaflar’ı desteklemesini sağlamıştır. Yanıt: C 5 ÇÖZÜM–31 1 63 64 8 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! I. Dünya Savaşı’nı kazanan devletler, savaşı değerlendirebilmek amacı ile 18 Ocak 1918 tarihinde Paris Barış Konferansı’nı toplamışlardır. Konferansın temel organı ise “Onlar Konseyi”dir. Onlar Konseyi, çalışmaların programını düzenleyerek özel sorunların araştırmasını sağlamak üzere uzmanlık komisyonlarına yollardı. Yanıt: A 9 Wilson İlkeleri’nde, uluslararası sorunların barış yoluyla çözümlemesine dair beyanda bulunulmuştur. Bu beyanlar çerçevesinde 10 Ocak 1920’de İsviçre’de Milletler Cemiyeti(Cemiyetiakvam)kurulmuştur. Ancak cemiyet kuruluş amaçlarına tam hizmet edememiş ve başarısız olmuştur. Cemiyetin çalışmalarında başarısız olmasında şu nedenler yer almaktadır; Cemiyetin bünyesinde savaşı önleyici tedbirlerde boşluklar mevcuttu ve yaptırımlar yetersizdi. Sözleşmenin 10. Maddesi mütecavizi tayin etmediğinden, bu madde barışı korumada yetersiz kalıyordu. Önemli konularda oy birliği prensibinin uygulanması, politik ve hukuki sorunların çözümünü engelliyordu. Barışı koruyacak ve devamlı kılacak uluslararası zihniyet yetersiz ve noksandı. Habeşistan olayı, 1937 Japon taarruzu ve 1 Eylül 1939 tarihinde Alman ordularının Polonya’ya taarruzu ile başlayan II. Dünya Savaşı, Milletler Cemiyeti’ni etkisiz duruma getiren nedenler arasında sayılabilir. Paris Barış Konferansı’nda hazırlanan antlaşmaların bir parçası olması. Bir yandan insan haklarını korumaya çalışıp diğer yandan kolonileşme ve manda sisteminin garantisi durumunda olması çelişkiye yol açıyordu. Ancak Cemiyetin başarısız olmasında “üye olma koşulunda bazı devletlere özel davet şartı getirilmiş olması” yoktur. Yanıt: D 10 Reddiilhak Cemiyeti Cemiyet 14 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’de kurulmuştur. Kuruluş amacı; Batı Anadolu’yu Yunanlılara karşı korumak ve İzmir ile çevresinin Türk olduğunu ispatlamaktır. Bu durumda Reddiilhak’ın öncülde verilen faaliyet alanı doğrudur. Kilikyalılar Cemiyeti Cemiyet 5 Aralık 1918 tarihinde İstanbul’da kurulmuştur. Kuruluş amacı ve faaliyet alanı Çukurova Bölgesi’ni Fransız ve Ermenilere karşı korumaktır. Görülüyor ki bu cemiyet ile ilgili verilen faaliyet alanı yanlıştır (II). Şark Vilayetleri Müdafaaihukuk Cemiyeti Cemiyet, 4 Aralık 1918 tarihinde İstanbul’da kurulmuştur. Kuruluş amacı Doğu Anadolu’yu Ermenilere karşı korumaktır. Erzurum ve Elazığ’da şubeleri olan bu cemiyetin, öncüde verilen faaliyet alanı doğrudur. Yanıt: B 11 I. Dünya Savaşı’nın ardından bozulan barış ortamını yeniden tesis etmek için bazı oluşumlar gündeme gelmiştir. Bu oluşumlar arasında; Cemiyetiakvam (Milletler Cemiyeti) (I) Briand-Kellogg Paktı (II) Akdeniz Paktı Locarno Sözleşmesi (III) Çelik Pakt Litvinov Sözleşmesi Balkan Antantı Sadabat Paktı yer almaktadır. Yanıt: E XX. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ - IV Mustafa Kemal, 1905 yılında kurmay yüzbaşı olarak ordudaki görevine başladıktan sonra çeşitli hizmetlerde bulunmuş; 13 Eylül 1911’de İstanbul’da Genelkurmaylıkta bir göreve tayin edilmiştir. Trablusgarp Savaşı’nda görevlendirilen Mustafa Kemal, 22 Aralık’ta Tobruk’ta başarılı muharebe yapmıştır. 30 Aralık 1911’de Yüzbaşı Nuri Bey ve diğer arkadaşlarıyla birlikte Derne’ye geçen Mustafa Kemal, Derne’de muharebede gözünden yaralanmıştır. Bu bilgiler gösteriyor ki Mustafa Kemal bu savaşta Tobruk (I) ve Derne’de (II) mücadele etmiştir. Ancak Anafartalar’da Mustafa Kemal’in mücadele ettiği cephe olmasına rağmen Trablusgarp Savaşı değil Çanakkale Savaşı cephesidir. Yanıt: D 3 Osmanlı Devleti Siyasi Partileri İttihat ve Terakki Fırkası Osmanlı Ahrar Fırkası (D) Osmanlı Demokrat Fırkası (Fırkaıibad) Fedakâranımillet Fırkası İttihadimuhammedi Fırkası Islahatıesasiyeiosmaniye Fırkası Mutedil Hürriyetperveran Fırkası Ahali Fırkası Osmanlı Sosyalist Fırkası (E) Hürriyet ve İtilaf Fırkası (C) Halaskar Zabitan Grubu Osmanlı Hürriyetperveran Avam Fırkası (A) Teceddüt Fırkası Ahali İktisat Fırkası Selametiosmaniye Fırkası Sosyal Demokrat Fırkası Ancak Ahali Cumhuriyet Fırkası, Atatürk Dönemi’nde kurulan partilerdendir. Yanıt: B Mustafa Kemal bu sözü Çanakkale Cephesi’ndeki görevi sırasında söylemiştir. Yanıt: A 5 2 Osmanlı Devleti’nin II. Meşrutiyet’e geçiş süreci sancılı olmuştur. Bu kargaşa ortamı ise hem iç hem de dış politikada bir çok probleme ve kayba yol açmıştır. Bu süreçte Bulgaristan bağımsızlığını ilan etmiş, Yunanistan da Girit’i topraklarına katmış (I) ve Avusturya Bosna’yı ilhak etmiştir (II). Ancak Karadağ bu süreçte yaşanan kayıp değildir. Çünkü Karadağ 1878 Berlin Antlaşması ile bağımsız olmuştur. Yanıt: D Osmanlı tarihinin rejim karşıtı ilk isyanı olan 31 Mart Vakasının çıkmasında; Derviş Vahdedi İngilizler tarafından finanse ve himaye edilen Volkan Gazetesi İttihadimuhammedi Cemiyeti Alaylı subaylar Taksim Kışlası’ndaki 4. Avcı Taburu Medrese öğrencileri Harekât Ordusu ise Selanik’ten gelerek İsyanın bastırılmasında etkili olmuştur. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 4 ÇÖZÜM–32 1 65 66 6 8 Osmanlı’nın I. Balkan Savaşı’nı kaybetme sebepleri: Trablusgarp Savaşı’nın çıkması Balkanlarda bir karışıklığın meydana gelmeyeceği fikriyle bölgeden 200 taburluk bir kuvvetin terhis edilmesi (I) Ordunun düşman güçlerinden çok daha üstün olmasına rağmen birliklerin sabotaj ve baskınlara açık ileri mevkilerde mevzilendirilmesi Sırbistan’ın, Almanya’dan satın aldığı ağır silahların Selanik Limanı üzerinden geçirilmesine izin verilmiş olması ve dolayısıyla Balkan Devletleri’nin silahlanması hususunda kayıtsız kalınması Askerlikle politikanın, birbiri içine dahil edilmesi neticesinde İttihat ve Terakki Fırkası ile Hürriyet ve İtilaf Fırkası mensubu subay ve generallerin, sırf siyasi görüş farklılıkları sebebiyle birbirine yardımdan yüz çevirmesi (II) Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 Yanıt: C Uşi Antlaşması’nın başlıca maddeleri şunlardır; Osmanlı Devleti, Trablusgarp ve Bingazi’yi boşaltacak. Trablusgarp ve Bingazi’ye tam bir özerklik tanınacak. Trablusgarp ve Bingazi, yeni bir kanun ve özel düzenle yönetilecek. Trablusgarp ve Bingazi’de Osmanlı Devleti’nin çıkarlarını, padişah adına Naibü’s-sultan olarak tayin edilen bir görevli koruyacak, dinî ve adli işler, padişah tarafından seçilecek kadılar eliyle yürütülecek. Kadı ve Naibü’s Sultan’ın maaşları, Osmanlı maliyesince ödenecek. İtalya Oniki Ada’yı geçici olarak elinde tutacak, Osmanlı İmparatorluğu Balkan Savaşları’nda bu adaları savunamayacak. İtalya, kapitülasyonların kaldırılmasında, Osmanlı Devleti’ne yardım edecek. Bölgenin Düyunuumumiyeye olan borçlarını İtalya üstlenecek. Bu durumda Uşi Antlaşması Oniki Ada ve Kapitülasyonlar gibi konularla ilgili hüküm içermektedir. Yanıt: C Almanya’nın Osmanlı Devleti’ni Yanında Savaşa Sokmak İstemesinin Nedenleri: Yeni cepheler açılmasını sağlamak. Halifeliğin gücünden yararlanmak. Rusya’ya Boğazlardan gidecek yardımı engellemek. Osmanlı Devleti’nin yer altı kaynaklarından yararlanmak. Osmanlı Devleti’nin insan gücünden yararlanmak. Osmanlı Devleti’nin Jeostratejik konumundan yararlanmak (En önemli) (A) Yanıt: A 9 Osmanlı Cepheleri Taarruz Savunma Kafkasya Suriye-Filistin Kanal Hicaz-Yemen Irak Çanakkale Müttefiklere Yardım Galiçya Makedonya Yanıt: C 10 Selman-ı Pak ve Kut’ül Amare mücadeleleri Irak cephesinde İngiltere ile Osmanlı ordusu arasında yaşanmıştır. Yanıt: D 67 XX. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ - V II. Abdülhamid tarafından oluşturulan Kulloğulları adı verilen yerel güçler, İtalyanların Trablusgarp’ta yürüttüğü zararlı faaliyetlere karşı mücadele vermiştir. Yanıt: B 2 1909 Racconigi Antlaşması İtalya ile Rusya arasında Trablusgarp Savaşı öncesinde imzalanmıştır. Bu antlaşma ile Rusya İtalyanların Trablusgarp’taki İtalya’da Rusların Boğazlar üzerindeki çıkarlarını koruyacaklarına dair söz vermişlerdir. Yanıt: A 5 Osmanlı Hürriyetperveran Avam Fırkası Ali Fethi Bey tarafından İstanbul’da kurulmuştur. Fırka liberal esasları benimsemiş ve Millî Mücadeleye destek vermiştir. Mustafa Kemal Samsun’a çıkmadan önce bu fırkaya üye olmuştur. Yanıt: C 6 I. Balkan Savaşı sırasında Arnavutlar Bulgaristan’ın desteği ile isyan kalkışmış ve ardından da bağımsız olmuştur. Son bağımsız olan Balkan topluluğu Arnavutlardır. Yanıt: A Mahmut Şevket ve Sait Halim Paşa Hükemetleri İttihatçi kadroların oluşturduğu hükûmetlerdir. Yanıt: C İttihat ve Terakki Fırkasının kapatılmasının ardından kurulan Teceddüt Fırkası İttihatçilerin görüşlerini savunmaya devam etmiştir. Yanıt: E 8 4 Osmanlı Devleti’nin Rusya’ya savaşa açarak I. Dünya Savaşı’nda olduğunu belirtmesi üzerine İngiltere Kıbrıs’ı ilhak ettiğini açıklamıştır. Yanıt: A II. Balkan Savaşı sonunda Balkan Devletleri arasında Bükreş Antlaşması imzalanmıştır. Antlaşmaya göre, Bulgaristan, I. Balkan Savaşı’nda aldığı toprakların büyük bir kısmını kaybetti. Bükreş Antlaşması, Balkanlarda huzuru sağlayamadı. Bu antlaşmaya Osmanlı Devleti katılmadı. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 3 ÇÖZÜM–33 1 68 9 Mustafa Kemal “Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum” sözünü Çanakkale Muharebelerinde Conkbayırı Cephesinde söylemiştir. Yanıt: D 10 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! I. Dünya Savaşı’nı kaybeden Almanya’nın İtilaf’la imzaladığı Versay Antlaşması’nın ağır şartları Alamanya’nın II. Dünya Savaşı’nı başlatmasına neden olmuştur. Yanıt: C 11 I. Dünya Savaşı sırsında Antlaşma Devletleri tarafından imzalanan Gizli Antlaşmalarla Osmanlı’nın paylaşımı söz konusu olmuştur. Ancak zaman içinde bu antlaşmaların şartlarında bazı değişiklikler yaşanmıştır. İtalya’nın taraf değiştirmesi, Çarlık Rusya’nın savaştan çekilmesi ve Yunanistan’ın savaşa dahil olması bu antlaşmaların değişikliğe uğramasında etkili olmuştur. Ancak soruda hangi devletin savaşa katılımı değişikliğe neden olmuştur diyor. Bu durumda Yunanistan doğru cevap olacaktır. Yanıt: B 12 Irak Cephesi, İngiltere ve Fransa’nın saldırısı ile açılmıştır. Cephe Neden Açıldı. Rusya’ya karadan yardım götürmek için Musul ve Abadan petrollerini koruyarak, Almanların bu petrollere ulaşmasını engellemek için Almanya’nın karadan Hindistan’a inmesini engellemek için Çanakkale Cephesi, İngiltere ve Fransa’nın saldırısı ile açılmıştır. Bu cephenin açılma nedenleri arasında; İngiltere ve Fransa’nın Boğazlar yoluyla Rusya’ya yardım yapmak istemesi İstanbul’un alınarak Osmanlı Devleti’nin savaş dışı bırakılmak istenmesi, Henüz savaşa girmemiş Balkan devletlerinin Almanya’nın yanında savaşa girmesini engelleme düşünceleri Boğazları alarak müttefikler arası bağın kesilmek istenmesi Bu durumda Çarlık Rusya’ya yardım için açılan cepheler arasında Çanakkale ve Irak cepheleri yer almaktadır. Yanıt: D MİLLÎ MÜCADELE HAZIRLIK DÖNEMİ - I Mustafa Kemal’in İstanbul yönetimi tarafından Erzurum merkezli 9.Ordu Müfettişliğine görevlendirilmesinde; Özellikle Çanakkale Savaşlarındaki askeri başarıları, İttihatçi ekibin içinde olmaması, Vahdettin’in veliahtlık zamanından Mustafa Kemal’i tanıyor olması, Hükûmetin Mustafa Kemal’i İstanbul’dan uzaklaştırmak istemesi durumları etkili olmuştur. Ancak İstanbul yönetimi sırf Mustafa Kemal “Mücadele başlatabilecek yetenekte” diye onu müfettişliğe atamadı. Çünkü böyle bir mücadele Hükûmetin istediği ve onayladığı bir faaliyet değildir. Yanıt: C 9. Ordu Müfettişliği’nin merkezi Erzurum’dur. Bu askeri kısım daha sonra 3. Ordu Müfettişliği adını almıştır. Yanıt: B 4 Mustafa Kemal Samsun’a çıktıktan sonra bölgede araştırmalarını yapmış ve içinde bulunulan durumu bir rapor ile merkeze bildirmiştir. Samsun Raporu adı verilen bu belgede Karadeniz Bölgesi’nde soruna neden olanların Türkler olmadığını ortaya koymuştur. Bu raporun farklı bir yönü ise şudur ki; Mustafa Kemal yetki alanı dâhilinde olmamasına rağmen İzmir ile ilgili eleştiriler aktarıyor olmasıdır. İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalini sert bir dil ile eleştirmen Mustafa Kemal en büyük tepkiyi ise halkın himayeye tahammülünün olmadığını söyleyerek ortaya koymuştur. Yanıt: C 5 Havza Genelgesi, Mustafa Kemal tarafından 28 Mayıs 1919 tarihinde yayımlanan belgedir. Mustafa Kemal bu belgeyi, 9. Ordu Müfettişi kimliğiyle yayımlamıştır (I). Bu genelgede işgallere karşı miting ve protestolar aracılığı ile tepki gösterilmesi istenmiştir. Bu nedenle genelge, işgaller karşısında millî ruhun uyanışına da katkı sağlamıştır (III). Yanıt: E 6 Amasya Genelgesi’ni hatırlarsak, bu genelgede Saltanat makamı ve Hükûmet eleştirilmektedir. Bu durumda Genelge ile sultanın onayı alınmak istenmiş olamaz. Yani II. öncüldeki bilgi doğru kabul edilemez (II). Ayrıca bu genelgede tarafsız gözlem onayı da söz konusu değildir (III). Bu genelgenin etkisini artırmak için verilenler içinde sadece, “çoklu imza ve onay” metodu kullanılmıştır. Genelgeyi Mustafa Kemal dışında, Rauf Orbay, Refet Bele, Kazım Karabekir, Cemal Paşa gibi isimler de onaylamıştır. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Mondros Ateşkesi’nin imzalandığı dönemde Mustafa Kemal Suriye’de görevliydi. 13 Kasım 1918 tarihinde İstanbul’a dönen Mustafa Kemal şehrin işgal altında olduğunu görünce “Geldikleri gibi giderler.” demiştir. Mustafa Kemal İstanbul’da zaman kaybetmeden çalışmalara başlamış ve şu faaliyetleri yürütmüştür. Tevfik Paşa Hükûmeti’ne güvensizlik oyu verdirerek düşürmeye çalışmıştır (I). Arkadaşı Ali Fethi Okyar ile Minber Gazetesi’ni çıkarmıştır. (2012 KPSS Sorusu) Hürriyetperver Avam Fırkası’na üye olmuştur. Anadolu’daki görevli arkadaşları ile bağ kurmuştur. Ancak, Mustafa Kemal’in İstanbul’daki faaliyetleri arasında, “Genelgeler aracılığı ile mücadelenin gerekçesini ortaya koymak” yoktur. Çünkü Mustafa Kemal bu faaliyetini, Samsun’a geçişinden sonra yürütmüştür. Yanıt: D 2 3 ÇÖZÜM–34 1 69 70 7 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! “Erzurum’a katılan delegeler, Sivas Kongresi’ne de katılacaklar” hükmüyle Millî Meclisin açılmasını sağlamak amaçlanmış olamaz. Yanıt: E 8 Amasya Genelgesi’nin maddelerini hatırlayalım ve verilen üç öncüldeki bilgiler bunda yer alıyor mu onu inceleyelim; Yurdun bütünlüğü, vatanın bağımsızlığı tehlikededir. İstanbul Hükûmeti, sorumluluklarını yerine getirememektedir. Bu durum ulusumuzu yok saymaktadır. Ulusun Bağımsızlığını yine ulusun azmi ve kararı kurtaracaktır.(II) Ulusun durumunu saptamak ve halkın sesini dünyaya duyurmak için etki ve denetimden uzak bir ulusal kurulun varlığı şarttır. Bunun için Anadolu’nun en güvenli yeri olan Sivas’ta ulusal bir kongrenin acele olarak toplanması gereklidir. Osmanlı illerinin her livasından, pati anlaşmazlıkları göz önünde tutulmadan, yetenekli ve ulusun inancını sağlamış, üç kadar kişinin yola çıkarılması gerekmektedir. Bu ulusal bir sır olarak saklanacak, gerekli görülen yerlerde yolculuk gizli tutulacaktır. Doğu illeri adına 10 Temmuz’da Erzurum’da bir kongre toplanacaktır. Bu illerin Müdafaaihukukimilliye ve Reddiilhak derneklerinden seçilen üyeler zaten Erzurum’a doğru yola çıkarılmışlardır. Bunlar uygun görecekleri tarihte, genel toplantıya katılmak üzere Sivas’a hareket edeceklerdir. Temsilciler Müdafaaihukuk ve Reddiilhak dernekleri ve belediyeler tarafından seçilmelidir. Bu derneklerin verecekleri telgrafların çekilmemesi yasağı, reddedilecek, haberleşmenin serbest bırakılması için gösterilen yapılacaktır. Askeri ve ulusal örgütler hiçbir biçimde lağvedilemeyecek, komuta devredilemeyecektir. Komutanlar işgal eylemlerini derhal birliklerine haber verecek, silah cephane ve diğer araçlar hiçbir şekilde elden çıkarılmayacaktır. Görülüyor ki Amasya Genelgesi’nde hükûmet kurma veya miting düzenleme ile ilgili bir hüküm yoktur. Yanıt: B 9 “Ulusun bağımsızlığını yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır.” Milliyetçilik –Bağımsızlık – Özgür yaşam – Ulusal bağımsızlık Bu ifadeler Milliyetçilik ilkesini ifade eder. Cumhuriyetçilik – Ulusal irade – Ulusal egemenlik – Ulus kararı Bu ifadeler Cumhuriyetçilik ilkesini ifade eder. Yanıt: A 10 Amasya Genelgesi’nin en önemli yönü Millî Mücadele’nin gerekçe ve yöntemini ortaya koyan belge olmasıdır. Şimdi maddelerin gerekçe mi, yöntem mi olduğuna bakalım. Yurdun bütünlüğü, vatanın bağımsızlığı tehlikededir. (Gerekçe) İstanbul Hükûmeti, sorumluluklarını yerine getire- memektedir. Bu durum ulusumuzu yok saymaktadır. (Gerekçe) Ulusun Bağımsızlığını yine ulusun azmi ve kararı kurtaracaktır. (Yöntem) Ulusun durumunu saptamak ve halkın sesini dünyaya duyurmak için etki ve denetimden uzak bir ulusal kurulun varlığı şarttır. (Yöntem) Bunun için Anadolu’nun en güvenli yeri olan Sivas’ta ulusal bir kongrenin acele olarak toplanması gereklidir. (Yöntem) Osmanlı illerinin her livasından, pati anlaşmazlıkları göz önünde tutulmadan, yetenekli ve ulusun inancını sağlamış, üç kadar kişinin yola çıkarılması gerekmektedir. (Yöntem) Doğu illeri adına 10 Temmuz’da Erzurum’da bir kongre toplanacaktır. Bu illerin Müdafaaihukukimilliye ve Reddiilhak derneklerinden seçilen üyeler zaten Erzurum’a doğru yola çıkarılmışlardır. Bunlar uygun görecekleri tarihte, genel toplantıya katılmak üzere Sivas’a hareket edeceklerdir. (Yöntem) Temsilciler Müdafaaihukuk ve Reddiilhak dernekleri ve belediyeler tarafından seçilmelidir. (Yöntem) Askeri ve ulusal örgütler hiçbir biçimde lağvedilemeyecek, komuta devredilemeyecektir. (Yöntem) Şimdi baktığımızda “soru kökünde” aşağıdakilerden hangisi mücadelede izlenecek yol-yöntem değildir? diye soruyor. B seçeneğinde verilen “İstanbul Hükûmeti üzerine düşeni yapamamaktadır” maddesi bir yol-yöntem değil gerekçedir. Yanıt: B MİLLÎ MÜCADELE HAZIRLIK DÖNEMİ - II Mustafa Kemal’in Heyetifeale reisi olarak bu kongreye iştiraki mümkündü. Fakat o, bu kongreye özellikle Erzurum’dan üye olarak iştirak etmek istiyordu. Ne çare ki Erzurum üyeleri evvelce seçilmişti; ama buna da bir çözüm bulundu. Erzurum’un iki delegesi, Kazım Yurdalan ve Cevat Dursunoğlu Erzurum üyeliğinden istifa etmek suretiyle yerlerini Mustafa Kemal (III) ve Rauf Bey’e (I) bıraktılar. Bu suretle Mustafa Kemal Paşa’nın kongreye girişi meşruluk kazandı. Yanıt: D 2 3 Erzurum Kongresi, Dernekler Yasası gerekçesinde toplanmıştır. Yanıt: B İstanbul Hükûmeti, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının padişah karşıtı olduğunu söyleyerek bu kongreyi baltalamak istemiştir (I). Ayrıca Hükûmet, bu kongrenin yasal olmadığını belirterek katılımcılar üzerinde korku oluşturmak istemiştir (II). Ancak Hükûmetin bu çabaları sonuç vermemiş ve kongre toplanmıştır. Bu da halkın, Hükûmete çok da itibar etmediğinin kanıtıdır. Yanıt: C 5 Öncelikle Erzurum Kongresi kararlarına bir bakalım. 1 Millî sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz. 2 Her türlü yabancı işgaline karşı millet direniş ve savunmaya geçecektir. 3 İstanbul Hükûmeti vatanın bağımsızlığını sağlayamazsa geçici bir hükûmet kurulacaktır. 4 Kuvayımilliye’yi etkili, millî iradeyi hâkim kılmak esastır. 5 Manda ve himaye kabul olunamaz. 6 Azınlıklara siyasi hâkimiyetimizi ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez. 7 Millî irade ve toplanan ulusal güçler padişahlık ve halifelik makamını kurtaracaktır. 8Mebuslar Meclisi’nin toplanmasına ve hükûmetin yaptığı işlerin kontrolüne çalışılacaktır. 9 Sömürge amacı taşımayan devletlerden teknik, sanayi ve ekonomik yardım kabul edilebilir. Soruyu değerlendirirsek; A. Dış yardım alınması, 9. Madde B.Saltanatın korunması, 7. Madde C. Sosyal dengelerin korunması, 6. Madde D.Manda ve himayenin reddi, 5. Madde Ancak kararlar arasında “Hükûmet ile uyumun sağlanmasına” yer verilmemiştir. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Erzurum Kongresi 23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihinde toplanmıştır. Kongrenin toplanmasında Şark Vilayetleri Müdafaaihukuk Cemiyeti Kazım Karabekir ve Trabzon Müdafaaihukuk Cemiyeti’nin büyük katkıları olmuştur. Kongrenin toplanmasında ise; Ermeni (I) ve Rum (II) faaliyetlerine son verebilme isteği etkili olmuştur. Ancak Musevilerin faaliyetlerinin Doğu’da bu kongrenin toplanmasında bir etkisi yoktur. Musevi faaliyetleri daha çok Filistin bölgesi içindir. Yanıt: D 4 ÇÖZÜM–35 1 71 72 6 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! A)Erzurum Kongresi’nde, manda ve himaye reddedilmişse bu durumda “tam bağımsızlık ilke edinilmiştir.” B)Sömürge amacı olmayan devletlerden yardım alınabilir denildiği için “dış politika kararı alınmıştır” yargısına varılabilir. D)“Kuvayımilliye’yi etkin, Millî iradeyi hâkim kılmak esastır” maddesinden dolayı “Millî egemenlik ve ulusçuluk ilkeleri bir arada işlenmiştir” yargısına varılabilir. E)Vatan bir bütündür bölünemez kararı olduğu içinde “Millî sınırların (Misakımillî) temeli atılmıştır.” yargısına varılabilir. Ancak bu kongrede alınan bir karar ile Mebusan Meclisi’nin toplanması engellemek istenmiştir, denilemez. Hatta aksine Meclisin açılması için karar alınmıştır. Yanıt: C 7 Sivas Kongresi’nde, manda ve himaye son kez ve kesin olarak reddedilmiştir. Bu reddin en önemli nedeni tam bağımsızlık anlayışına ters olmasıdır. Ancak Mebusan Meclisi’nin açılması reddedilmiş olamaz. Aksine kongrede bu yönde karar alınmıştır. Ayrıca her tür yardım da reddedilmiştir. Aksine sömürge amacı taşımayan devletlerin yardımı alınabilir şeklinde karar alınmıştır. Yanıt: A 8 Sivas Kongresi’nde alınan kararlar, Misak Millî’nin de temelini oluşturmuştur (I). Ayrıca bu ulusal kararlar, TBMM’nin çalışmaya başlamasında etkili olmuştur (III). Ancak Sivas Kongresi kararlarının Havza Tamimi’ne yol açtığı söylenemez. Çünkü Havza Tamimi Sivas kararlarından önce yayımlanmıştır. Yanıt: C 9 Sivas Kongresi’nin toplanmasını engellemek isteyenler deyince aklımıza; Muhittin Paşa (Ankara Valisi) Ali Galip (Elazığ Valisi) Damat Ferit (Sadrazam) Binbaşı Noel (İngiliz Komutanı) gelmeli. Ancak bu listede Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi sayılamaz. Hatta aksine Rıfat Börekçi Mücadeleyi destekleyen fetvaları yayımlayan kişidir. Yanıt: A 10 Celal Bayar Millî Mücadele sırasında resmî göreviyle ters düşmemek için Galip Hoca ismini kullanmıştır ve Nazilli Kongresi’ne başkanlık etmiştir. Yanıt: B 11 31 Mart 1920 tarihinde toplanan Lüleburgaz Kongresi’ne Gelibolu Mebusu Şakir Kesebir başkanlık etmiştir. Yanıt: A MİLLÎ MÜCADELE HAZIRLIK DÖNEMİ - III Temsil Heyeti, Erzurum Kongresi’nde alınan karar ile kurulmuştur. Heyet Sivas Kongresi’nde alınan karar ile de ulusal hâle getirilmiştir (A) Heyetin faaliyetleri sayesinde Damat Ferit Hükûmeti istifa etmiştir (B). Temsil Heyeti, Sivas’ta ulusal hâle gelince, Kuvayımilliye’nin Batı Cephesi Komutanlığı’na Ali Fuat’ı atamıştır (C). Ayrıca bu heyet Amasya Görüşmelerine İstanbul Hükûmeti’nin katılması ile resmen tanınmıştır (D). Ancak Temsil Heyeti’nin varlığı Cumhuriyet’in ilanı ile değil, I. TBMM’nin açılması ile sona ermiştir. Yanıt: E 2 Havza Genelgesi’nin maddeleri arasında; “Sosyal ve siyasal dengeleri bozucu ayırıcalık verilemez.” şeklinde bir hüküm yoktur. Yanıt: A 3 Amasya Görüşmeleri’nde, Meclisin açılacağı yer ile ilgili sorun yaşanmıştır. Temsil Heyeti bu konuda Anadolu’yu İstanbul Hükûmeti ise İstanbul’u istemiştir. Sonuç olarak İstanbul kabul görmüştür. Yanıt: A 5 Mustafa Kemal, son Osmanlı Mebusan Meclisi’ne katılacak delegelerden; Kendisinin başkan seçilmesini, Mecliste Müdafaaihukuk Grubu oluşturulmasını, Hükûmete güven oyu verilmemesini istemiştir. Yanıt: E 6 Sevr Antlaşması ve Amasya Protokolü’nde Meclis onayı yoktur (II - III). Ancak Misakımillî’de Meclis onayı vardır. Yanıt: E 7 Misakımillî’de yer alan bazı bölgelerde halk oylaması yapılması kararı, kendisine Wilson Prensipleri’ni referans almıştır. Çünkü Wilson Prensipleri’nde halkların kendi kararını verebilmesi öngörülmektedir. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 16-24 Kasım 1919 günleri arasında Sivas’ta gerçekleştirilen toplantıya başta 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa ve 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa olmak üzere davetli diğer kolordu komutanları – biri hariç– katıldı. Bu konu başlıkları ile ilgili olarak 29 Kasım günü şu kararlar alındı: Sakıncalarına rağmen Meclisin İstanbul’da açılmasına karşı çıkılmayacak. Seçilen milletvekilleri İstanbul’a gitmeden önce Trabzon, Samsun, İnebolu, Eskişehir ve Edirne gibi şehirlerde toplanarak, kendilerine gerekli bilgiler verilecek. Güvenlik önlemleri alınacak. Mecliste güçlü bir grup kurulacak. Komutanlar millî teşkilatın yayılmasına ve güçlendirilmesine hız verecek. İstenen şartlar oluşuncaya kadar Temsil Kurulu görevine devam edecek. Askerî önlemlere kesintiye uğramaksızın devam edilecek. Paris Konferansı olumsuz karar verirse, milletin bu konudaki kararına göre hareket edilecektir. Yanıt: C 4 ÇÖZÜM–36 1 73 74 8 Misakımillî’de; Kapitülasyonlar, Boğazlar, Azınlıklar, Halk oylaması, Dış borçlar konuları yer almaktadır. Ancak bu belgede “Kutsal Yerler” konusu ile ilgili bir madde yoktur. Yanıt: E 11 Misakımillî kabulü üzerine İtilaflar, İstanbul Hükûmeti’ne baskı yapmışlardır. Hükûmet belgenin iptalini yapmayınca, istifa ettirilmiştir (I). Ancak Padişahın veya Hanedanın değiştiği söylenemez. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 9 Misakımillî belgesi “Ulusal Yemin” biçiminde sunulmuştur. Belgenin Ulusal Yemin şeklinde sunulmasındaki temel maksat; belgenin etkinliğini ve belgeye bağlılığı artırmaktır. Yanıt: C 10 Son Osmanlı Mebusan Meclisinde Misakımillî kararlarının alınması üzerine, İtilaflar’ın, Hükûmet üzerindeki baskısı giderek artmıştır. Bunun üzerine “Padişah” Meclisi feshetmiştir. Yanıt: D 12 İstanbul’un İşgaline Karşı Mustafa Kemal’in Aldığı Önlemler: Durumu vatanın her tarafına duyurdu ve protesto etti. İstanbul ile telgraf ve telefon haberleşmesinin kesilmesini istedi. İstanbul’daki tutuklamalara karşı, Anadolu’daki İtilâf Devletleri subaylarının tutuklanmasını istedi. Anadolu’dan İstanbul’a her türlü malî kaynak gönderimini durdurdu. Geyve ve Ulukışla demiryollarını tahrip ettirdi. Ancak İstanbul Hükûmeti ile uzlaşmaya çalışmak söz konusu olamaz. Yanıt: A 75 I. TBMM DÖNEMİ - I Son Osmanlı Mebusan Meclisinin kapatılması ve İstanbul’un resmen işgali üzerine açılan I. TBMM, 23 Nisan 1920’de faaliyete başlamıştır. 1 Nisan 1923 tarihine kadar görev yapmıştır. Yanıt: E 4 I. TBMM’de Mustafa Kemal’in talimatı üzerine siyasi partilerin bulunmasına izin verilmemiştir. Bu tür bir kararın alınmasında birlik-beraberliği bozmama ve merkezi otoriteyi geliştirme gibi amaçlar etkili olmuştur. (II-III) Ancak şu unutulmamalıdır ki; siyasi partiler demokrasinin olmazsa olmazıdır. Siyasi partilerin olmaması demokrasinin gelişmesine bir katkı sağlamaz. Yanıt: E ÇÖZÜM–37 1 2 3 I. TBMM’nin Genel Özellikleri Savaş bitene, bağımsızlık sağlanana kadar çalışmak için faaliyet göstermiştir.(A) Meclis, Millî Mücadele sürecinde imzalanan; Gümrü, Ankara, Kars, Moskova gibi birçok antlaşmayı onaylamıştır. (B) Kararlar tartışılarak alınmıştır. Bu özellik demokratik yönüne bir kanıttır. (C) Tüm güçler Meclis’te toplanarak, Güçler Birliği İlkesi benimsenmiştir. (E) Ancak I. TBMM’nin İradeimilliye Gazetesine resmîyet kazandırma veya gazete özelliği katma gibi durumu söz konusu değildir. Yanıt: D 5 Yeşilordu Cemiyeti Anadolu’da yapılacak bir inkılabın Rusya’nın yardımını sağlayacağı ve Anadolu’nun Batı emperyalizmine karşı direnç oluşturacağını düşünenler kurmuştur. Halk Zümresi Büyük Millet Meclisinde “doğu mefkûresinin” sosyal yanını oluşturan bazı milletvekilleri kurmuştur. Tesanüd Grubu Kuruluşu kesin olarak bilinmeyen bu grubun kuruluş amacı, meclisteki milletvekilleri arasında tesanüdü sağlamaktır. İstiklâl Grubu Büyük Millet Meclisinde 30-40 kadar milletvekilinin bir araya gelerek oluşturdukları bir gruptur. Islahat (Reform) Grubu Millî sınırlar içinde bağımsızlığımızın sağlanabilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin çalışmasını savunan gruptur. Anadolu ve Rumeli Müdafaaihukuk Grubu (I. Grup) 10 Mayıs 1921’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Anadolu ve Rumeli Müdafaaihukuk adıyla geniş tabanlı bir meclis grubu kuruldu. Ancak Saltanat Şurası, I. TBMM’de yer alan gruplardan değildir. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 23 Nisan 1920’de TBMM açılmış ve bir gün sonra Mustafa Kemal Meclis Başkanı seçilmiştir. Mustafa Kemal 24 Nisan 1920’de ise açılış kararlarını okumuştur. Bu önergede yer alan kararlardan biri de, “Meclis ulus adına bütün işlere el koymuştur” maddesidir. Meclisin tüm işlere el koyduğu belirtildiğine göre yasama, yürütme ve yargı güçleri Meclis’te toplanmıştır. Meclisin bu şekilde tüm güçleri bünyesinde toplaması, yani Güçler Birliği ilkesini benimsemesi yaşanan olağanüstü sürecin bir gereğidir. (I-II) Ancak bu karar, Mecliste ara bir tutum sergilendiğinin kanıtı değildir. Yanıt: D 76 6 I. TBMM’de, savaş bitene kadar genel bir seçime gidilmemesi kararı alınmıştır. Ancak yine de ara seçimlere gidilmiştir. Bu uygulamanın temel amacı ulusal iradeye saygı duyulduğunu göstermektedir. Yanıt: B 8 Sevr Barış Antlaşması, 10 Ağustos 1920’de Osmanlı Devleti adına; Reşat Halis, Hadi Paşa, Rıza Tevfik tarafından imzalanmıştır. Rıza Nur, Lozan’ı imzalamıştır. Yanıt: D 9 TBMM tarafından düzenli orduların kurulmasına karşı Demirci Mehmet, Çerkez Ethem gibi eski Kuvayımilliyeciler isyan etmiştir. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 Bu soruyu cevaplandırırken, verilen seçeneklerdeki grupları örneklendirerek sonuca varalım. I. TBMM’ye karşı isyan başlatan gruplar arasında “asker kaçakları” mevcuttur. Hatta bu asker kaçakları, karşı birlikler kurarak mücadele vermiştir. TBMM’nin varlığından rahatsız olan ve isyana kalkışan bir başka isyan gücü de “ayrılıkçı azınlıklardır.” TBMM’ye karşı isyan başlatan bir başka insan gücü de, düzenli orduların kurulmasından rahatsız olan ve kişisel güçlerini korumak isteyen “Kuvayımilliye Şefleridir.” (Çerkez Ethem, Demirci Mehmet) Meclis’i kendileri için tehdit gören bir isyancı grup da Anadolu’daki “ailelerdir.” (Çapanoğlu, Millî Aşireti, Ayrancıoğlu gibi) Ancak Heyetivükela (İcra Vekilleri Heyeti) isyancı güçler arasında yer almaz. Bu grup, Meclisteki Hükûmettir. Yanıt: C 10 I. TBMM tarafından çıkarılan ilk kanun Ağnam Vergisi’nin Artırılması Kanunu’dur. Yanıt: E 11 Sebiülreşad dergisinin başyazarı Mehmet Akif’dir. Dergi Millî Mücadele’ye büyük katkı sağlamıştır. Yanıt: D 12 İstiklal Mahkemeleri 1920 - 1927 yılları arasında fiilen çalışmıştır. Yanıt: D 77 I. TBMM DÖNEMİ - II TBMM 3 Mayıs 1920’de 11 vekili seçerek programını yapmış ve Yeni Türk Devleti’nin ilk hükûmet dönemini I. İcra Vekilleri Heyeti adıyla kurmuştur. ∗ Başkan: Mustafa Kemal Paşa ∗ Dahiliye: Cami Bey (Aydın) ∗ Adliye: C.Arif Bey (Erzurum) ∗ Bayındırlık (Nafia) : Fazıl Paşa (Yozgat) ∗ Hariciye: Bekir Sami Bey (Amasya) ∗ Sıhhiye: Adnan Adıvar (İstanbul) İktisat: Yusuf Kemal Tengirşenk (Kastamonu) ∗ Maliye: Hakkı Behiç (Denizli) ∗ Maarif: Dr. Rıza Nur (Sinop) ∗ Millî Müdafaa: İsmet İnönü (Edirne) ∗ Şeriye ve Evkaf Vekaleti: Mustafa Fehmi Efendi (Bursa) Yanıt: E Mustafa Kemal; Ankara (TBMM) (I) Erzurum (Son Osmanlı Mebusan Meclisi) İllerinden milletvekili seçilmiştir. Yanıt: A Yeni seçimler, 19 Mart’ta yayınlanan yönergenin esaslarına uyulmak kaydıyla Kanuniesasi’nin Milletvekili Seçim Kanunu’na (1908) göre yapılacaktı. Sonuçta ise 66 seçim bölgesinden 349 milletvekili seçilmiştir. İstanbul’dan gelen milletvekilleri ve Malta’ya sürülmüş olup sonradan Ankara’ya gelebilen milletvekilleri ile birlikte bu sayı 437’ye yükselmiştir. Ancak 34 milletvekili meclise katılmadan istifa ettiğinden Büyük Millet Meclisi’nin I. Dönemindeki Milletvekili sayısı 403 olmuştur. Büyük Millet Meclisi’nin, hem yeni seçilen hem de dağıtılan meclisin üyelerinden oluşması, seçilen milletvekillerinden bazılarının istifa etmesi, yerlerine daha sonra yenilerinin seçilmesi, mevcut görevlerini milletvekilliğine tercih eden, mazbatası kaybolduğu için milletvekilliği onaylanmayan üyelerin olması gibi belirtilen rakama ulaştığı pek söylenemez. Ancak toplantılarda resmî vekil sayısının tam olarak bir arada olmaması ile Teşkilatıesasiye’nin kabul edilmemiş olmamasının bir bağlantısı yoktur. Teşkilatıesasiye ilan edildikten sonra da aynı durum geçerli olmuştur. Yanıt: D 3 Temsil Heyeti, ilk kez Erzurum Kongresi’nde oluşturulan ve Sivas Kongresi’nde ulusal hale getirilen oluşumdur. Bu heyet I. TBMM kurulana kadar, hükûmet gibi hareket ederek milletin kaderinde önemli bir yöne imza atmıştır. TBMM’nin kurulması ile de görev ve yetkileri de sona ermiştir. Yanıt: C 5 I. TBMM 26 Nisan 1920’de Sovyet Rusya Halk Komiserler Meclisi’ne bir mektup göndererek, uluslararası alanda ilk siyasi girişiminde bulunmuştur. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 4 ÇÖZÜM–38 1 78 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 6 8 A. Çopur Musa Ayaklanması Yunanların kışkırtmasıyla Afyon bölgesinde de çıkarılmıştır. B. Anzavur İsyanı Kurtuluş Savaşı’nın başladığı günlerde Osmanlı Padişahının ve İngilizlerin kışkırtmaları ve teşviki ile Millî kuvvetleri yok etmek için hilafet ordusu adı ile kurulan Kuvayıinzibatiye tarafından çıkarılan ayaklanmalardır. C. Bozkır İsyanı Kurtuluş Savaşı sırasında Bozkırlı Zeynel Abidin tarafından iki defa çıkarılan ayaklanmadır. D. Koçgiri İsyanı Erzincan ve çevresinde 1920 sonlarında çıkarılmıştır. E. Ali Batı İsyanı Ali Batı, Midyat’ın güneyinde hayatlarını sürdüren bir aşiretin başına geçtikten sonra İngilizlerden de yardım alarak isyan etmiştir. Onun asıl gayesi burada bir Kürdistan devleti kurmak olduğu için, silahlı adamları ile Nusaybin’e girmiştir. Yanıt: E Vakit, İkdam, Açıksöz, Öğüt, Anadolu, İradeimilliye, Hâkimiyetimilliye, Hukukubeşer, Mardin, Akşam, Yenigün, Albayrak, Minber, Millî Mücadele yanlısı yayın organıdır. Ancak Alemdar, Millî Mücadele açısından zararlı yayın organıdır. Yanıt: C 9 Anadolu Ajansı, Mustafa Kemal’in talimatı ile Yunus Nadi ve Halide Edip tarafından kurulmuştur. Mücadele sırasında istihbarat ve haberleri duyurma görevi üstlenmiştir. Yanıt: E 7 İsyan Bastıran Kuvvet A Cemil Çeto İsyanı B Koçgiri İsyanı Kuvayımilliye Birlikleri Nurettin Paşa Komutasındaki Merkez Ordusu C Afyon Çopur Kuvayımilliye BirlikMusa Ayaklan- leri ması D Zile Ayaklan- 5. Tümen Komutanlığı ması E Çerkez Ethem Düzenli Ordu Ayaklanması Yanıt: B 10 TBMM’de hükûmetin oluşturulması için oluşturulan kurul, Lahiya Encümeni’dir. Heyet çalışmalara başlayarak kalıcı hükûmeti oluşturmuştur. Yanıt: D MİLLÎ MÜCADELE MUHAREBELER DÖNEMİ - I TBMM ile imzalanan Gümrü Antlaşması ile Kars, Iğdır ve Sarıkamış Türkiye’ye bırakılmış. Türkiye, Ermenistan’a yardım edeceğini belirtmiştir. Ayrıca antlaşma ile Ermenistan’ın iç güvenliği korumaya yetecek düzeyde birlik ve mühimmattan fazlasını bulundurmayacağı kararlaştırılmıştır. Bu durum Ermenistan’ın Türkiye Devleti’nin vassalı durumunda değerlendirdiğinin göstergesidir (II). Yanıt: B 5 Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra imzalanan Ankara Antlaşması’nın, ∗İskenderun’da Suriye’ye bağlı özerk bir yönetim kurulacak, resmî dili Türkçe olacak (I) maddesi Misakımillî’ye aykırıdır. İskenderun Misakımillî sınırları dâhilinde olduğundan burada Suriye’ye bağlı özerk yönetim kurulması Misakımillî’ye aykırı bir karar olduğunun kanıtıdır. Yanıt: A ÇÖZÜM–39 1 79 2 3 Güney Cephesi’nde düşmana karşı gösterdikleri başarılar nedeni ile; Antep’e ª 1921’de “Gazi” unvanı, Maraş’a ª 1973’de “Kahraman” unvanı, verilmiştir. Urfa’ya ª 1984’te “Şanlı” unvanı verilmiştir. Yanıt: D 4 Türk tarihinde Mareşal rütbesi olan tek Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak’tır. Yanıt: C 6 I. İnönü Muharebesi’nden sonra İsmet Bey’in rütbesi generalliğe yükseltilmiş, İtilaf Devletleri tarafından Londra Konferansı toplanmış, İstiklal Marşı kabul edilmiş ve Batum’un kaybedilmesine neden olan Moskova Antlaşması imzalanmıştır. Ancak, Fransa’nın Zonguldak’ı boşaltması II. İnönü Muharebesi’nin sonucudur. Yanıt: D 7 I. İnönü Muharebesi’nden sonra TBMM Londra Konferansı’na katılmış ve ilk kez hukuken tanınmıştır. Bu durum TBMM’nin uluslararası alanda saygınlığının arttığına kanıttır. TBMM ile Afganistan arasında dostluk antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma da TBMM’nin uluslararası alanda saygınlığının arttığına kanıttır. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Gürcistan, Osmanlı Devleti’nin işgalden dolayı düştüğü zor durumu fırsat bilerek Artvin, Ardahan ve Batum’u ele geçirmişti. Doğu cephesinde başarı sağlayan TBMM Hükûmeti, Gürcistan’a bir uyarıda bulunarak buraların iadesini istemiş ve imzalanan “Batum Antlaşması” ile Ardahan, Artvin ve Batum TBMM yönetimine bırakılmıştır. Yanıt: D 80 8 İngiltere ile TBMM arasında ilk kez karşılıklı Esir Mübadelesi (Değişimi) Antlaşması Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra imzalanmıştır. Yanıt: D 9 Millî Mücadele Dönemi’nde Anadolu politikasında ısrarcı davranan, Mudanya Ateşkesi’nden sonra da iktidardan düşen Yunan devlet adamı Alexandre Konstantine’dir. Yanıt: C 12 I. İnönü Muharebesi’nden sonra TBMM ile Sovyet Rusya arasında Moskova Antlaşması’nın imzalanmasında; Sovyet Rusya’nın diplomatik yalnızlığı, etkili olmuştur (I). TBMM’nin uluslararası arenada saygınlığının artması (II), Ancak Moskova Antlaşması’nın imzalanmasında Ermenistan’ın bağımsızlığını ilan etmesinin bir etkisi yoktur. Ermenistan bu dönemde Sovyet Rusya’ya bağlı bir cumhuriyettir. Yanıt: D 13 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 10 Kütahya-Eskişehir Muharebeleri’nden sonra Başkomutanlık yetkisini alan Mustafa Kemal, ordunun ihtiyaçları için Tekalifimilliye Emirleri’ni yayımlamıştır. Bu emirler Sakarya Meydan Muharebesi için yapılan hazırlıklardandır ve ordunun güçlendirilmesine yöneliktir. Yanıt: D 11 Tekalifimilliye Emirleri, Mustafa Kemal’in Başkomutanlık yetkisi ile yayımladığı ve TBMM’nin onayı için görüşülmeyen emirlerdir. Ancak Antep’e 1921’de TBMM tarafından “Gazi” unvanı verilmiştir. Lozan Barış Antlaşması’nda TBMM tarafından onaylanmıştır. Yanıt: D Lozan Konferansı’na sadece Boğazlarla ilgili olarak; Rusya ª (I) Bulgaristan ª (III) katılmıştır. Yanıt: D 14 Son Padişah Vahdettin’in İslam halifesi unvanı ile İngiltere’ye sığınması üzerine halifelik makamından uzaklaştırıldığına dair fetvayı yayımlayan dönemin Şeriyye Vekili Vehbi Efendi’dir. Yanıt: B 15 TBMM’yi temsil eden Lozan’a İsmet İnönü, antlaşmayı imzaladıktan sonra ilk demecini Neue Zürcher Zeitung gazetesine vermiştir. Yanıt: C MİLLÎ MÜCADELE MUHAREBELER DÖNEMİ - II Muharebeler Dönemi’nde; Doğu sınırından ilk tavizin verilmesi 16 Mart 1921’de imzalanan Moskova Antlaşması ile gerçekleşmiştir (III). Fransa’nın Zonguldak’ı boşaltması II. İnönü Muharebesi’nden sonra gerçekleşmiştir (I). İtalya’nın Anadolu’dan tamamen çekilmesi ise Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra gerçekleşmiştir (II). Yanıt: C 5 Kafkas Cumhuriyetleri ile imzalanan Kars Antlaşması’nın; Batum’un kaybedilmesi nedeni ile Misakımillî’ye aykırı olduğu (I), Doğu sınırının kesinlik kazanmasını sağladığı özelliklerine sahip olduğu söylenebilir. Anca, Ermenistan’ın emellerinden ilk kez vazgeçtiği antlaşma Kars Antlaşması’ndan önce imzalanan Gümrü Antlaşması’dır. Yanıt: D ÇÖZÜM–40 1 81 2 Yunan kuvvetlerinin genel taarruzu üzerine Mustafa Kemal, Kütahya-Eskişehir Muharebeleri sırasında ordunun tamamen yok olmaması ve toparlanabilmesi için Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilme emri vermiştir. Yanıt: C 6 Mudanya Ateşkes Görüşmeleri’ne katılmayan, görüşmelerini gemisinden yazılı olarak bildiren Yunan Komutanı General Mazarakis’tir. Yanıt: A Batı Cephesi Komutanı İsmet Bey’in I. İnönü Muharebesi’nden sonra rütbesi Albaylıktan, Tuğgeneralliğe yükselmiştir. Yanıt: A 4 13 Ekim 1921’de Kafkas Cumhuriyetleri ile TBMM arasında imzalanan Kars Antlaşması’nda; Moskova Antlaşması’nın bazı meselelere net çözüm getirememesi (I), Sovyet Rusya’nın kendine bağlı topluluklar üzerine etkisini devam ettirme isteği (II), etkili olmuştur. Ancak Fransa ile imzalanan Ankara Antlaşması, Kars Antlaşması’ndan sonraki bir gelişmedir. Yanıt: D 7 Mudanya Ateşkesi’nin imzalanmasına ortam hazırlayan durumlar; İngiliz kamuoyunda savaş karşıtlarının oranının artması, İngiltere’nin sömürgelerinden yardım alamaması, İngiltere’ye müttefiklerinden red cevabı gelmesi, Mustafa Kemal’in Boğazlar konusunda Rusya’dan destek alacağını bildirmesi gibi gelişmelerdir. Ancak İngiltere’de hükûmet değişikliği, Mudanya Ateşkesi imzalandıktan sonra gerçekleşmiştir. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 3 82 8 Osmanlı Devleti’nin son kabinesi Sadrazam Tevfik Paşa tarafından kurulmuştur. Yanıt: C 9 7 Şubat 1922’de Gazi Mustafa Kemal’in emri ile Avrupa’daki diplomatik durumu yakından takip edebilmek için Paris’e gönderilen devlet adamı Yusuf Kemal Tengirşenk’tir. Yanıt: B 10 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! I. İnönü Muharebesi’nden sonra 23 Şubat-12 Mart 1921 tarihleri arasında toplanan Londra Konferansı’na; Sovyetler Birliği (II), İsviçre (III) delege göndermemiştir. Yanıt: E 11 1 Mart 1921’de imzalanan Afgan-Türk Antlaşması sadece siyasi değil aynı zamanda kültürel ve askeri nitelikli bir antlaşmadır. Antlaşmada, Türkiye’nin Afganistan’a subay ve öğretmen göndermesi doğrudan kültürel ve askeri nitelikli bir maddedir. II. ve III. öncülerde verilen maddeler daha çok siyasidir. Yanıt: A 12 Mudanya Ateşkes Anlaşması, Millî Mücadele’nin askeri safhasını bitiren antlaşmadır. Doğu Trakya’nın önce İtilaflar’a, onun eliyle de TBMM’ye bırakılması istenerek yeni bir çatışmaya karşı önlem alınmak istenmiştir. Yanıt: B 13 Sakarya Meydan Muharebesi’nin ardından TBMM’nin içte ve dışta saygınlığı artmıştır. Çeşitli devletlerle dostluk ve ateşkes antlaşmaları yapılmıştır. Bu muharebeden sonra Fransızlarla Ankara Antlaşması yapılmış, Fransa Anadolu politikasında İngiltere’yi yalnız bırakmıştır. Başka bir deyişle İtilaf bloğunda kopma gerçekleşmiştir. Ukrayna İtilaf Devleti değil, Sovyetler Birliği’ne bağlı bir cumhuriyettir. İngiltere ile yapılan Esir Mübadelesi Antlaşması ise İtilaflar arasında bir soruna neden olmamıştır. Yanıt: A 14 6 Ağustos 1923’te, Lozan’da Türkiye ile ABD arasında diplomatik ilişkileri geliştirmek amacıyla imzalanan antlaşma “Suçluların İadesi Antlaşması”dır. Dostluk ve İkamet Antlaşmaları her ülkeyle diplomatik ilişkileri geliştirmek amacıyla imzalanmıştır. 1925 yılında Bulgaristan, 1926 yılında da Yunanistan ile imzalanmıştır. Ticaret ve Seyrüsefer Antlaşmaları ise ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla imzalanır, 1927 yılında Belçika, 1928 yılında ise Bulgaristan ile imzalanmıştır. Yanıt: D 15 Lozan Antlaşması’nın imzalanmasından hemen önce iktisadi ilişkileri geliştirmek için “Polonya” ile Ticaret Antlaşması imzalanmıştır. Yanıt: D MİLLÎ MÜCADELE MUHAREBELER DÖNEMİ - III İstiklal Marşı, I. İnönü Muharebesi’nin kazanılmasının ardından Kurtuluş Savaşı’nın millî bir ruh içerisinde kazanılması imkânını sağlamak amacıyla Maarif Vekâleti’nin düzenlediği yarışma sonucu kabul edilmiştir. Yanıt: A 2 TBMM ile Ermeniler arasında 3 Aralık 1920’de imzalanan Gümrü Antlaşması ile, Doğu Cephesi kapanmış (I), Ermeniler, Aras Nehri’nin batısıyla ilgili herhangi bir emelleri olmayacağına dair söz vermişlerdir (III), Ancak Doğu sınırının kesinlik kazanması Kars Antlaşması ile gerçekleşmiştir. Yanıt: D 5 Kurtuluş Savaşı’nda, Ermeniler ile mücadele edilen Doğu Cephesi’nde TBMM’nin kurduğu düzenli birlikler değil, Osmanlı’dan kalan XV. Kolordu savaşmıştır. Kazım Karabekir komutanlığındaki bu ordu Hazırlık Dönemi’nde Erzurum Kongresi’nin toplanmasında da etkili olmuştur. Yanıt: D 6 9 Kasım 1920’de batı ve güney olarak ikiye ayrılan Batı Cephesi, Aslıhanlar Muharebesi’nden sonra tek elde toplanmıştır. Yanıt: B 3 Kütahya-Eskişehir Muharebeleri’nden sonra TBMM tarafından Mustafa Kemal’e Başkomutanlık yetkisinin verilmesi, Hızlı karar alma (I), Millî Mücadele’yi daha etkili hale getirme (II), amaçlarına yöneliktir. Başkomutanlık yetkisinin verilmesinde Halifeyi İtilaf Devletleri’nin baskısından kurtarmak gibi bir amaç yoktur. Yanıt: D 7 İngiltere Başbakanı Lloyd George’nin ifadesinden, İngiliz yönetiminin, Millî Mücadele’yi bir isyan hareketi olarak gördüğü (I), Yunan ordusunu kendi çıkarları için kullandığı (II), Mücadelenin Mustafa Kemal önderliğinde sürdüğü (III) fikirlerine sahip olduğu söylenebilir. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Düzenli orduya güvenin artmasını sağlayan İnönü Muharebeleri’nin kazanılması ile İtalya, Fransa Zonguldak’taki kuvvetlerini geri çekmeye başlamıştır. TBMM yine İnönü Muharebeleri’nden sonra kuvvetlerini Sovyet Rusya ile stratejik ilişkiler kurarak büyük bir devletin desteğini almıştır. Ancak İngiltere, Yunanistan’ı İnönü Muha­ rebeleri’nden sonra da desteklemeye devam etmiştir. Yanıt: D 4 ÇÖZÜM–41 1 83 84 8 I. İnönü Muharebesi’nin kazanılmasından sonra TBMM diplomatik alanda da zaferlere imza atmıştır. Moskova’da bulunan Türk Heyeti ile Afgan Heyeti arasında imzalanan dostluk antlaşması ile Afganistan TBMM’nin varlığını kabul eden ilk Doğulu Müslüman devlet olmuştur. Yanıt: E 9 TBMM ve İngiltere, Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra ikili olarak görüş birliğine varmışlardır. 2 Ocak 1922’de TBMM, İngiltere ile Esir Mübadelesi Antlaşması’nı imzalamıştır. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 10 Mustafa Kemal “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır.” sözünü Sakarya Meydan Muharebesi sırasında söylemiştir. Ancak “Ya İstiklal Ya Ölüm” sözünü Sivas Kongresi sırasında ve “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum.” sözünü ise I. Dünya Savaşı’nda söylemiştir. Yanıt: B 11 TBMM, Lozan Konferansı öncesi Abdülmecit Efendi’yi halifeliğe getirip, siyasi yetkilerini elinden alarak diplomatik etkinliğini artırmayı amaçlamıştır. İzmir İktisat Kongresi, Lozan Konferansı kesintiye uğradığında toplanmıştır. Meclis Hükûmeti Sistemi’nden Kabine Sistemi’ne geçilmesi ise Cumhuriyetin ilanı ile gerçekleşmiştir. Yanıt: A 12 Büyük Taarruz sırasında Uşak ve Kütahya’yı geri almayı başaran Türk orduları, Uşak’ı bağlı Karlık Köyü’nde Yunan Başkomutanı General Trikopis’i esir almışlardır. Yanıt: B 13 Lozan Konferansı’na gözlemci sıfatı ile katılan devlet ABD’dir. Sovyet Rusya ve Bulgaristan sadece Boğazlar konusu ile ilgili olarak konferansa katılmışlardır. Yanıt: C 14 Lozan Konferansı’nda kapitülasyonlar tamamen kaldırılmıştır. Dış borçların ise Osmanlı’dan ayrılan devletlerle beraber, taksitle ödenmesi kararlaştırılmıştır. Ancak Boğazlar konusu Lozan’dan sonra tekrar gündeme gelmiş ve Milletler Cemiyeti’ne taşınmıştır. Türkiye, II. Dünya Savaşı tehlikesi nedeni ile Boğazlar Komisyonu’nun kaldırılmasını istemiş ve Boğazlarda asker bulundurma hakkı talep etmiştir. Yanıt: C 15 Yeni Türk Devleti’nin ekonomik politikalarının görüşüldüğü ve kararlarının Misakıiktisadi olarak belirlendiği İzmir İktisat Kongresi, Lozan Görüşmeleri’nin kesintiye uğradığı dönemde Kazım Karabekir tarafından düzenlenmiştir. Yanıt: D MİLLÎ MÜCADELE MUHAREBELER DÖNEMİ - IV Millî Mücadele Dönemi’nde; Özel vergiler (I), El konulan Düyunuumumiye ve Reji gelirleri (II), Rus yardımları (III) mali kaynak olarak kullanılmıştır. Yanıt: E 2 Mondros Ateşkesi’nden sonra başlayan işgallere karşı kurulan Kuvayımilliye birliklerinin; Yunan kuvvetlerini durduramamaları (I), Şeflerin otoritelerini kullanarak halktan zorla para ve yiyecek toplamaları (II), düzenli ordunun kurulmasını sağlamıştır. Yanıt: D 5 TBMM’nin kurduğu düzenli ordunun ilk taarruz hareketi Aslıhanlar - Dumlupınar Muharebesi’dir. Düzenli ordu geriye çekilen Yunanistan ordusunu dağıtabilmek amacı ile Aslıhanlar ve Dumlupınar istikametinde saldırıya geçmiştir. Ancak mücadelede Türk kuvvetleri başarı sağlayamamıştır. Yanıt: C 6 I. İnönü Muharebesi’nden sonra Londra’da Türk-Yunan savaşını bitirmek ve Sevr Antlaşması’nın hükümlerine geçerlilik kazandırmak amacı ile toplanan Londra Konferansı’na, 7 Millî Mücadele Muharebeler Dönemi’nde dönüm noktası sayılan ve düzenli ordunun son savunma savaşı olan Sakarya Meydan Muharebesi’nde Genelkurmay Başkanı görevini Fevzi Çakmak yürütmüştür. Yanıt: E 4 Millî Mücadele Muharebeler Dönemi’nde TBMM, Batı Cephesi’nde düzenli ordu birlikleri ile mücadele etmiştir. Güney Cephesi’nde bölge halkı ile Kuvayımilliye, Doğu Cephesi’nde ise Osmanlı’dan kalan XV. Kolordu mücadele etmiştir. Yanıt: A 8 Türk Tarihinde Mütarekeler Dönemi; Mondros Ateşkes Anlaşması ve Mudanya Ateşkes Anlaşması arasındaki olayları kapsayan dönemdir. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! TBMM Hükûmeti adına ª Bekir Sami Bey. Osmanlı Devleti adına ª Tevfik Paşa katılmıştır. Yanıt: A 3 Doğu Cephesi’nde Ermenilere karşı kazanılan zaferin ardından imzalanan Gümrü Antlaşması’nda ilk kez “Türkiye Devleti” tabiri kullanılmıştır. Bu antlaşma TBMM’nin uluslararası alandaki ve siyasi başarısıdır. Yanıt: C ÇÖZÜM–42 1 85 86 9 15 Temmuz 1921’de Ankara’da toplanan, ilkokul ortaöğretim ve köy öğretmenlerinin yetiştirilmesi hakkında konuların tartışıldığı Maarif Kongresi, Kütahya-Eskişehir Muharebeleri sırasında toplanmıştır. Yanıt: C 12 Lozan Antlaşması’nda karara bağladığı hâlde, Atatürk Dönemi’nde tekrar gündeme gelen ve uluslararası kurul (Milletler Cemiyeti) tarafından çözüme kavuşturulan konu, Türkiye ve İngiltere arasındaki Musul Meselesidir. Yanıt: A 13 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 10 Millî Mücadele Dönemi’nde gerçekleştirilen Gediz Taarruzu, Kuvayımilliye birlikleri tarafından yapılan bir saldırı girişimidir. Sarıkamış Harekâtı, Kazım Karabekir’in komutasındaki XV. Kolordu tarafından gerçekleştirilen taarruz girişimidir. II. İnönü Muharebesi, düzenli ordunun ilk savunma savaşıdır. Dolayısıyla Sarıkamış Harekâtı düzenli birlikler tarafından taarruz taktikli yapılan muharebedir. Yanıt: B Mustafa Kemal, Kütahya–Eskişehir Muharebeleri sırasında toplanan Maarif Kongresi’ne ve Hazırlık Dönemi’nin son kongresi olan Pozantı Kongresi’ne bizzat katılmıştır. Londra Konferansı’na TBMM adına Bekir Sami Bey, Lozan Konferansı’na ise İsmet İnönü katılmıştır. Yanıt: A 14 Düzenli ordunun ilk ve son yenilgisi olan Kütahya-Eskişehir Muharebeleri’nden sonra TBMM tarafından Mustafa Kemal’e Başkomutanlık yetkisi verilmiştir. Mustafa Kemal yetkilerine dayanarak, ordunun ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile Tekâlifimilliye Emirleri’ni yayımlamıştır. Yanıt: D 15 11 Atatürk, Lozan Konferansı’na giden Türk Heyeti’ne; Ermeni Yurdu (I), Kapitülasyonlar (II), konularında taviz verilmemesine dair direktif vermiştir. Yanıt: C 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması’nda; Boğazların yönetimi Türk olan uluslararası bir komisyona bırakıldığı için, Suriye sınırı ise uzun tartışmalara rağmen 1921 Ankara Antlaşması esas alındığı için Misakımillî’ye aykırı bir şekilde sonuçlanmıştır. Yanıt: D MİLLÎ MÜCADELE MUHAREBELER DÖNEMİ - V Kurtuluş savaşının başarıyla sonuçlanmasında katkısı olan komutanlar yaşananları sonradan kaleme almışlardır. Ali Fuat Cebesoy "Milli Mücadele Hatıraları", Kâzım Karabekir "İstiklal Harbimiz" adlı eseri kaleme almıştır. Yanıt: B 2 3 Ali Fethi Okyar'ın Osmanlı Milli Mücadele ve Cumhuriyet dönemlerindeki anılarını anlatan eser "Üç Devirde bir Adam"dır. –– Tek Adam – Şevket Süreyya Aydemir'e, –– Dağa Çıkar Kurt – Halide Edip Adıvar'a –– İstiklal Harbimiz – Kâzım Karabekir'e –– Çankaya – Refik Halit Karay'a ait eserdir. Yanıt: B Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Dönemi'nin 1952'ye kadarki durumunu bir bir ele alan eseri "Panorama"dır. Yakup Kadri Karaosmanoğlu'na ait diğer eserler Sodom ve Gomore, Çankaya ve Yaban'dır. Çankaya, Refik Halit Karay'a ait esedir. Sodom ve Gomore; Mütareke Dönemi'nde işgal altındaki İstanbul'daki ahlaki çöküntüden bahsetmektedir. Ankara; Yeni başkentin üç dönemi anlatılmaktadır. Yaban; Kurtuluş Savaşı Dönemi'ndeki bir Anadolu köyünü anlatmaktadır. Yanıt: C 5 Refik Halit Karay, İttihat ve Terakki Partisi'ne muhalifliğinden ötürü 1913 yılında Sinop'a sürgüne gönderilmiş ve 5 yıl sürgünde kalmıştır. Dönüşü, I. Dünya Savaşı'nın son yılına rastlamış, İttihat ve Terakki Partisi'nin siyasi ve faaliyet ve uygulamalarının bir devamı olarak gördüğü Milli Mücadelede Hareketi'ne keskin bir muhalif olarak, gerek masın gerek siyası görevi nedeniyle bu hareketin önüne geçmeye çalışmıştır. Bu nedenle Refik Halit Karay'ın Milli Mücadele'yi destekleyen eseri yoktur. Yanıt: A 6 Nutuk 1919 - 1927 yılları arasını konu almaktadır. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! –– Türkün Ateşle İmtihanı – Halide Edip Adıvar'a, –– Ankara – Yakup Kadri Karaosmanoğlu'na, –– Esir Şehrin İnsanları – Kemal Tahir'e, –– Çete – Refik Halit Karay'a ait Türk Kurtuluş Savışı'na anlatan eserlerdir. Yaşar Nuri Güntekin'e "Miskinler Tekkesi" Kurtuluş Savaşı'nı anlatmamaktadır. Eser Türkiye'deki dilencilerin dünyasını ve cahil hocaları tasvir etmektedir. II. Mahmut dönemi ileri gelenlerinden olup padişaha yakınlığıyla tanınan Kocabaş Kazasker Şemşettin Molla'nın torununun hayatı üzerine kurulumuş bir kitaptır. Padişah dilencisi bir dedenin torununun bir çeşit soyaçekimle, dilenciliği meslek edinmesi anlatılmaktadır. Yanıt: E 4 ÇÖZÜM–43 1 87 88 7 Falih Rıfkı Atay, Çankaya 1961 yılında yayımlanmış ve eserinde Atatürk'ün hayatını, Kurtuluş Savaşını anlatmıştır. Yanıt: C 10 Kemal Arıburnu, "Atatürk'ten Anılar" adlı eseriyle Atatürk'ün düşüncelerini ve kişiliğini anlatmıştır. Yanıt: C 11 8 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Samim Karagöz, Cumhuriyetin ilk yıllarında edebiyat alanında eserler vermiş yazdığı öykü ve romanlarla bazı ödüller almıştır. Yanıt: C 9 Halide Edip Adıvar, Ateşten Gömlek adlı eseri, Tarık Buğra da Küçük Ağa adlı eseri ile Milli Mücadele'yi anlatmıştır. Ancak ”Suyu Arayan Adam” adlı eserin yazarı Şevket Süreyya Aydemir eserinde kendi yaşamını ve ideolojilerini anlatmıştır. Yanıt: E Resimde empresyonist akımının devamcılarından olan Hikmet Onat, Milli Mücadele'yi anlatan eserler de yapmıştır. 1922 yılında Güzel Sanatlar Cemiyeti'ne kurucu üye olarak katılmıştır. Yanıt: A 12 Mehmet Emin Yurdakul ”Milli Şair” diye anılmıştır. Yahya Kemal Beyaltı Milli Mücadele'de milletvekilliği yaptığı gibi şiirlerde yazmıştır. Falih Rıfkı Atay da öyküleri ve romanlarıyla Milli Mücadele'de önemli eserler vermiştir. Yanıt: E 89 ATATÜRK İLKELERİ - I 5 Şubat 1937’de yapılan değişiklikle, 2. maddeye, Devletin temel nitelikleri olarak Cumhuriyet Halk Partisi’nin programında yer alan Atatürk ilkeleri (Altı Ok), “Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyetçi, Halkçı, Devletçi, Laik ve İnkılapçıdır” biçiminde girmiştir. Böylece tüm ilkeler anayasal güvence altına alınmıştır. Yanıt: E 4 Ulusçuluk ilkesi Fransız İhtilali ile tüm dünyaya yayılmıştır. Bu fikirden en çok etkilenenler ise çok uluslu imparatorluklar olmuştur. Bunların başında ise Osmanlı Devleti gelmektedir. Bu fikir Osmanlı’nın parçalanmasına neden olurken Yeni Türk Devleti’nin ise kuruluşuna ortam hazırlamıştır. Yanıt: E ÇÖZÜM–44 1 5 2 3 Atatürk Türkiye’nin, Avrupa’nın modernleşmesine seyirci kalmasına engel olmak için İnkılapçılık ilkesine işlerlik kazandırmıştır. İnkılapçılık ilkesi Batılılaşma ve Çağdaşlaşmayı esas alır. İnkılapçılık sürekli modernleşme ve gelişmeyi öngörür. Yanıt: D 6 Birleşmiş Milletler Uluslararası İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan; ’’ırk, renk, cinsiyet, dil, din veya başka durumdan kaynaklanan ayrımları gözetmeksizin herkesin insan haklarından yararlanması gerekmektedir.’’ hükmü, Atatürk’ün Halkçılık ve Milliyetçilik ilkesi ile benzeşmektedir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Mustafa Kemal, verilen sözünde devlet yönetiminde dinin değil aklın ve bilimin rehber edinilmesi gereği üzerinde durmuştur. Bu nedenle öncelikle Laiklik ilkesinin esaslarına değinilmiştir. Laiklik aynı zamanda, eğitim, hukuk, toplumsal vb. alanlarda da dinin yerine aklın ve bilimin rehber edinilmesini sağlar. Yanıt: B Milliyetçilik ilkesi doğrultusunda yapılan çalışmalar Yeni Türk Devleti’nin kurulması Koruyucu Gümrük Yasası’nın kabul edilmesi (III) Türk Tarih Kurumu’nun kurulması Türk Dil Kurumu’nun kurulması İzmir İktisat Kongresi’nin toplanması Kapitülasyonların kaldırılması Kabotaj Kanunu’nun çıkarılması Yeni Türk harflerinin kabul edilmesi (I) Yabancıların kurduğu bazı işletmelerin millîleştirilmesi Türk Parasını Koruma Kanunu’nun çıkarılması Yerli Malı Haftası’nın kabul edilmesi Yanıt: D 90 7 Türkiye’de 1930’lardan itibaren Devletçi ekonomik modele geçilmesindeki amaç, halkın refah seviyesini yükseltmek olduğu için, “Sosyal Devlet” anlayışı ile ilgilidir (I). Sosyal devlet anlayışında devlet halka karşı sorumluluk sahibidir. Sosyal Devlet olgusunun bir diğer ifadesi olan ilke ise Halkçılıktır. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 Mustafa Kemal’in 3 Şubat 1923 yılında İzmir’de yaptığı bir konuşmasında “İslam toplumsal hayatında, hiç kimsenin özel bir sınıf halinde var olmaya hakkı yoktur. Kendilerinde böyle bir hak görenler dinî hükümlere uygun harekette bulunmuş olmazlar. Bizde ruhbanlık yoktur, hepimiz eşitiz.” sözlerinde vurgu yapılan temel nokta ‘’eşitlik’’ olduğu için Halkçılık ilkesi ile ilgilidir. Yanıt: A 10 Laiklik ilkesinin en temel noktası ‘’Dinin politikaya karıştırılmasını önlemektir’’. Tabiki laiklik sadece din–devlet işlerinin değil, dinin toplumsal, hukuksal, eğitimsel, kültürel alanlarda da ayrılmasıdır. Yani bu alanlarda belirleyicinin din değil, akıl ve bilim olmasıdır. Yanıt: C 11 Mustafa Kemal’e halifelik sıfat ve unvanını kabul etmesi için birçok teklif yapılmış olmasına rağmen onun bunu kabul etmemesi Laikliğine kanıttır. Mustafa Kemal’in mücadelesi ülkeyi laik bir yapıya kavuşturmak içindi. Böyle bir mücadele verilirken ümmetçi bir idareyi uygun bulması mümkün değildir. Yanıt: B 12 9 Mustafa Kemal’in, “Biz ilhamlarımızı gökten değil doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. Bizim yolumuzu çizen, içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk milleti ve tarihten çıkardığımız neticelerdir.” sözleri millete bağlılık açısından incelendiğinde “Vatanseverliliği” özelliğini ortaya koymaktadır. Yanıt: A Halkçılık ilkesinde temel nokta eşitliktir. Cumhuriyetçilik ile bağı ise yönetime herkesin eşit şekilde katılımının sağlanmasıdır. Bu durumda ‘’Halkın kendi kendini yönetmesinin sağlanması’’ Halkçılığın Cumhuriyetçi yönünü ortaya koymaktadır. Cumhuriyetçilikte herkesin yönetime eşit katılımı söz konusudur. Bu nedenle Cumhuriyetçilik ile Halkçılık birbirini tamamlay.an ilkelerdir. Yanıt: A 91 ATATÜRK İLKELERİ - II 1928 yılında 1924 Anayasası’ndan; “Türkiye Devleti’nin dini İslâm’dır” ve “Şeriat hükümlerinin uygulanması TBMM’ye aittir.” maddelerinin çıkarılması Laiklik ilkesinin bir uygulamasıdır. Bu anayasa düzenlemeleri ile dinin devlet yapısı üzerindeki etkisi kaldırılmak istenmiştir. 1937 yılında Anayasa’da bir değişiklik daha yapılmış ve Laiklik ilkesi Anayasa’da yer almıştır. Yanıt: A 4 Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kurulması üzerine Mustafa Kemal Paşa “Bırakınız karşımıza çıksınlar, memleket işlerini münakaşa etsinler, bizim meclisimiz de iki partili olmalı, hâkimiyeti denetleme sistemi kurulmalı ve medeni ülkelerin parlamentolarına benzemeliyiz.” demiştir. Bu sözler Mustafa Kemal Paşa’nın farklı görüşlere saygı duyduğunun yani Demokratlığının kanıtıdır. Çünkü çoğulcu anlayış ve uygulamalar demokrasinin birer unsurudur. Yanıt: D ÇÖZÜM–45 1 2 3 Türkiye’de 1934-1939 yılları arasında fabrikalaşma oranı artmış, bunun sonunda dışarıdan alınan mallarda yüzde elli oranında azalma görülmüştür. Bu durum, Devletçilik ilkesinin uygulanmasında başarılı olunduğuna kanıttır. I. Beş Yıllık Sanayi Planı çerçevesinde önemli atılımlar olmuştur. Bu güzel atılımlar üzerine devlet, II. Planı hazırlamış ancak II. Dünya Savaşı nedeniyle uygulayamamıştır. Yanıt: B 5 Mustafa Kemal’in “Gerçi bize milliyetçi derler. Ama biz öyle milliyetçileriz ki bizimle işbirliği yapan bütün milletlere hürmet ederiz. Onların milliyetlerinin icaplarını tanırız.” sözlerinde Türk milliyetçiliğinin, barışçı ve birleştirici yönlerini ortaya koymaktadır. Zaten Atatürk’ün dış politikadaki temel prensibi de Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’dur. Yanıt: E 6 “Hükûmet millet, millet hükûmettir.” sözü halkın eşit şekilde idarede yer alması anlamına gelmektedir. Bu nedenle Ulusal Egemenlik ve Halkçılık ilkeleriyle ilgilidir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Türkiye’de 1930’lu yıllardan itibaren Devletçilik politikasına geçilmiştir. Bu politikanın uygulanmasında; Teşvik-i Sanayi Kanunu’ndan beklenenlerin gerçekleşmemesi, Özel teşebbüs için yeterli sermayenin olmaması, Üretimin ülkenin temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaması gibi nedenler etkili olmuştur. Bunun üzerine Devlet, büyük sermaye gerektiren yatırımları kendi eliyle gerçekleştirmeye çalışmıştır. Yanıt: E 92 7 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Atatürkçü Düşünce Sisteminin Esasları Atatürk’ün teori ve uygulamalarından kaynaklanır. Akıl ve bilimi temel hareket noktası olarak görür. Akıl ve bilim dışı uygulamaları reddeder. Türk milletinin ihtiyaçlarından doğmuştur ve gene Türk milletinin ihtiyaçlarına çözümler getirir. Çağdaş uygarlık düzeyi üzerine çıkmayı ana hedef olarak kabul eder. Demokratik ve laik bir devlet ve toplum yapısını öngörür. İnsanlara kul ve mürit olma yerine vatandaş olma bilinci aşılar. Devletin yönetim biçimi olarak demokrasiyi esas alır. Yanıt: E 9 Mustafa Kemal’in “Memleketler muhteliftir. Fakat medeniyet birdir ve bir milletin ilerlemesi için de bu yegane medeniyete iştirak etmesi lazımdır.” sözlerinde yer alan Medeniyet, Çağdaşlaşma kavramları İnkılapçılık ilkesi ile ilgilidir. Yanıt: A 10 Maarif Kanunu ile eğitim-öğretim müfredatları çağdaş, laik ve ulusal bir şekle sokulmuştur. Ancak bu düzenlemenin Cumhuriyetçilik ilkesi ile bir ilgisi yoktur. 1926 yılında kabul edilen bu kanun ile okul açma izne bağlanmış ve bu izin verme hakkı Millî Eğitim Bakanlığı’na (Maarif Vekaleti’ne) bırakılmıştır. Yanıt: E 11 8 Sosyal Devlet olgusu halkın refah seviyesinin yükseltilmesi, halkın temel ihtiyaçlarının karşılanması anlamına gelmektedir. Bu yüzden sosyal devlet olgusu, Halkçılık ilkesi ile yakından ilgilidir. Sosyal Devlet anlayışı Türklerde çok eskilere dayanmaktadır. İslamiyet öncesi Türklerde de rastlanan bu anlayışta devlet ve idarecileri kendilerini halka karşı sorumlu görmüşlerdir. Bu da devlet–halk kaynaşmasını sağlamıştır. Yanıt: B Atatürk’ün “Ulusların arasındaki anlaşmazlıkların ortadan kaldırılması, medeni insanlığın dileği olmalıdır.” sözü onun daha çok Barışçı özelliği ile ilgilidir. Yine Mustafa Kemal’in, “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” sözü de bu yönünü ifade etmektedir. Yanıt: A 12 Atatürk milliyetçiliği dini, mezhebi, soyu ve dili ne olursa olsun kendini Türk gören herkesi Türk olarak kabul eder. Bu nedenle Atatürk Milliyetçiliği, inanç özgürlüğüne saygılıdır, her türlü ayrımcılığa karşıdır. Ancak Azınlıkların ayrıcalıklarını geliştirmeyi amaçlamaz. Yanıt: D 93 ATATÜRK İLKELERİ - III Türk Parasının Değerini Koruma Kanunu’nun kabulü ve Merkez Bankası’nın açılması, ulusal ekonominin bir gereği olduğu için Milliyetçilik ilkesi ile ilgilidir. Milliyetçilik ilkesi tam bağımsızlığı, ulusa ait olmayı ifade eder. Bu durumda Türk Parası’nın her şekilde korunması millî bağımsızlığın bir gereğidir. Yanıt: C 2 23 Nisan 1920 tarihinde Birinci TBMM açılmış ve bir hükûmet oluşturulmuştur. Bu hükûmet içinde yer alan 11 bakanlıktan biri de Sağlık Bakanlığı’dır. Sağlık Bakanlığı’nın kurulması halkın ihtiyaçlarının karşılanmasına yöneliktir. Bu nedenle Halkçılık ilkesi ile ilgilidir. Yanıt: C 5 Atatürk’ün Devletçilik anlayışı özel sektör girişimlerine karşı değildir. Atatürk’ün Teşvik–i Sanayi Kanunu ile özel sektörün kalkınması için çaba göstermiştir. Ancak çeşitli nedenlerle başarılı olunmamıştır. Bu nedenle C seçeneği ile ilgisi olamaz. Yanıt: C 6 3 Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ile Serbest Cumhuriyet Fırkasının ekonomide liberalizmi savunmuştur. Bu nedenle Devletçiliği savunan Halk Fırkası’ndan farklıdırlar. Yanıt: E Halkçılık ilkesi ile Cumhuriyetçilik ilkesi birbirini tamamlar niteliktedir. Kurtuluş Savaşı ile kurulan Türk Devleti ulusal egemenliği esas almış ve herkesin yönetime katılımını öngörmüştür. Ulusal egemenliği benimseyen bir devlette Halkçı anlayış olmazsa olmazdır. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Devletçilik ilkesinin uygulandığı 1934 – 1939 yılları arasında kurulan fabrikalar sayesinde dışarıdan alınan mallarda yüzde elli oranında azalma olmuştur. Bu sayede ekonomide dışa bağımlılık azalmıştır (II). Ancak bu sayede kapitülasyonlar kaldırıldı denilemez, çünkü Lozan’da zaten daha önceden kaldırılmıştır. Ayrıca özel sektörde istenilen gelişme kaydedilemediği için Devletçilik modeline geçilmişti. Bu nedenle Devletçi modelin uygulanması ile özel sektör güçlendirildi denilemez. Yanıt: B 4 ÇÖZÜM–46 1 94 7 Atatürk’ün “Çağdaşlaşma” anlayışı Batı’nın iyi yanlarını alarak ulusal değerlerle beslemek anlayışı ile birebir örtüşmektedir. Atatürk’e göre Batı demokratikleşme, mali kalkınma, kültürel gelişme gibi noktalara bizden daha önce ulaştığı için, bu gelişmeleri en kısa sürede yaşamak adına batıya yönelmeyi uygun görmüştür. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 Atatürk’ün “Ulus” kavramı tanımında etkin olmayan öge Din Birliğidir. Bir toplulukta din birliği şartı aranırsa, o topluma ulus değil, ümmet denir. Ulus unsurları Ortak dil Ortak geçmiş (Tarih) Ortak vatan (Yurt) Ülkü birliği (Ortak amaç) Ortak kültür Yanıt: B 10 Millî birlik ve beraberliği güçlendiren unsurlar arasında, Dil, Tarih, Ortak Kültür, Vatan Sevgisi yer alır. Ancak teknoloji bu unsurlardan biri değildir. Yanıt: E 11 1934’te kadınlara verilen seçme ve seçilme hakkının verilmesi, Cumhuriyetçilik ve Halkçılık ilkeleri ile ilgilidir. Osmanlı Devleti Dönemi’nde seçme–seçilme hakkı toplumun sadece erkeklerine aitti. Bu durum hem Cumhuriyetçilik hem de Halkçılık ilkelerine terstir. Yanıt: A 12 9 Türkiye Cumhuriyeti’nin “Ümmetçilik” fikrini benimsemediğine Halifeliğin kaldırılması kanıt olarak gösterilebilir. 3 Mart 1924’te Halifeliğin kaldırılması ile ulus devlet, laik devlet, demokratik devlet olguları güçlendirilmiştir. Yanıt: B Mürşid: Yol gösterici Atatürk’ün, “Hayatta en hakiki mürşid, ilimdir.” sözü öncelikle Laiklik ilkesi ile ilgilidir. Çünkü Atatürk laikliği her alanda yol gösterici olarak aklın ve bilimin rehber edinilmesini savunur. Yanıt: C 95 ATATÜRK İLKELERİ - IV ’Halkçılık, millî egemenlik ilkesinin tabii ve zorunlu bir sonucudur. Egemenliğin millete ait olduğu bir devlette yönetim sisteminin de elbette halkın kendi kendisini yönetmesi, yani demokrasi olması gerekir.’’ Halkçılığın bu tanımı Cumhuriyetçilik ilkesi ile ilgilidir. Yanıt: D 2 Ulusal Egemenlik: Egemenliğin ulusa ait olmasıdır. Cumhuriyetçilik ilkesini bütünler. Millî Bağımsızlık – Milliyetçilik Akılcılık ve Bilimsellik – Laiklik İnsan ve İnsanlık Sevgisi – Halkçılık Millî Birlik–Beraberlik – Milliyetçilik Yanıt: D 5 Atatürk’ün “Ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe çıkarılan savaş savaş değil, cinayettir.” sözü, barışın önemini vurgulamaktadır. Atatürk harbin zorunlu olmadıkça kullanılmaması gereken bir yöntem olduğunu belirtmiştir. Her zaman diyaloğu ön planda tutmuştur. Yanıt: D ÇÖZÜM–47 1 6 Milliyetçilik ve Cumhuriyetçilik ilkesinin doğal sonucu olan ilke Halkçılıktır. Milliyetçiliğin, millet içinde dil, din, ırk farkı gözetmeyen yönü; Cumhuriyetçiliğin de herkesin yönetime katılımını öngören yönü Halkçı anlayışı doğurmuştur. Yanıt: C 7 Her insanın egemenliğe farklı derecede sahip olması doğru değildir. Doğru olan herkesin egemenliğe eşit şekilde sahip olmasıdır. İnsanların egemenliğe farklı derecelerde sahip olması illaki ayrıcalıklı veya ezilen bir sınıfın oluşumuna neden olur. Yanıt: D 8 4 Akıl, bilim, ilim, fen vb. kavramlar Atatürk’ün Laiklik ilkesi ile ilgilidir. Yanıt: C Kapitülasyonların kaldırılması Milliyetçilik ilkesi çerçevesinde gerçekleştirilen bir faaliyettir. Bunun Cumhuriyetçilik ile bir ilgisi yoktur. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 3 Cumhuriyetçilik ilkesi egemenliğin bir kişi veya zümreye değil, toplumun tamamına ait olmasını öngörür. Bu nedenle, bütün vatandaşların siyasal haklara sahip olması, yöneticilerin seçimle belirlenmesi Cumhuriyetçilik ilkesi ile ilgilidir. Ancak devlet yöneticilerinin mirasçı gibi veraset ile atanması (I) ve yetkilerin tek kişide toplanması yani monarşi yönetimi (IV) Cumhuriyetçiliğe aykırıdır. Yanıt: B 96 9 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Atatürk İlke ve İnkılâplarının Dayandığı Esaslar Millî tarih bilinci, Vatan ve millet sevgisi, Millî dil, Bağımsızlık ve özgürlük, Egemenliğin millete ait olması, Millî kültürün geliştirilmesi, Türk toplumunun çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarılması, Türk milletine inanmak ve güvenmek, Millî birlik ve beraberlik, Ülke bütünlüğü. Ancak gelenekçilik, tutuculuk bu esaslar arasında yer almaz. Yanıt: E 10 Erkanıharbiye Vekaletinin varlığı, siyasete ordunun dahil olması anlamına gelmektedir. Bu durum demokratik değildir. Bu Vekaletin kapatılması ise Cumhuriyetçilik ilkesinin bir gereğidir. Ayrıca yine Atatürk Dönemi’nde bu amaca hizmet edebilmek için Subay–Vekil uygulamasına son verilmiştir. Yanıt: D 11 Laiklikle İlgili Çalışmalar Saltanat kaldırıldı Halifelik kaldırıldı Tevhiditedrisat Kanunu kabul edildi Şeriye ve Evkaf Vekâleti kaldırıldı Şeriat Mahkemeleri kapatıldı Medreseler kapatıldı Şeyhülislamlık makamı kaldırıldı Tekke, zaviye ve türbeler kapatıldı Maarif Teşkilatı Hakkında kanun çıkarıldı Türk Medeni Kanunu kabul edildi Anayasa’dan “Devletin dini İslam’dır.” maddesi çıkarıldı Yemin metinlerinden “Vallahi” sözcüğü çıkarıldı Kılık-Kıyafet Kanunu kabul edildi Laiklik ilkesi anayasaya girdi Şeyhlik, seyyitlik, üfürükçülük, dervişlik, emirlik, falcılık, büyücülük, muskacılık gibi san ve sıfatların kullanılması ve bunlara ait özel kıyafetlerin giyilmesi yasaklandı Yanıt: A 12 Bir ülkede yapılan seçimlere göre, eğitim– kültür düzeyi yüksek olanlara yönetimde daha fazla hak verilmesi gerektiğini savunmak halkçılık ilkesine aykırıdır. Çünkü tüm seçmenler eşit şekilde yönetime katılmalıdır. Yanıt: B 97 ATATÜRK İLKELERİ - V Atatürk sözlerinde, bir devletin koruyuculuğunun kabul edilmemesi gereği üzerinde durmuştur. Böyle bir kollayıcılığın acizlik, beceriksizlik olduğunu savunmuştur. Yani mandacılığa karşı olduğunu ortaya koymuştur (II). Yanıt: B 2 Atatürk’ün ideolojisini oluştururken etkilendiği düşünce ve akımlardan biri Panslavizm olamaz. Panslavizm Rusların yürütmüş olduğu Slav toplumlarının bir araya getirilmesi politikasıdır. Yanıt: A Atatürkçülük ideolojisinin temelini oluşturan iki üst ilke Laiklik ve Cumhuriyetçilik ilkeleridir. Bu nedenle Atatürk bu ilkelerin siyasi tartışmaların uzağında tutulmasını istemiştir. Hatta bu ilkelerin partiler üstü görüldüğü söylenebilir. Yanıt: B Bir milleti oluşturan, çeşitli mesleklerin ve toplumsal grupların içinde bulunan insanlara halk denir. Bu akımdan halkçılık ilkesi hem cumhuriyetçilik hem de milliyetçilik ilkelerinin zorunlu bir sonucudur. Atatürk’e göre millet ile halk aslında tek anlama gelmektedir. Halkçılık ise millet içindeki çeşitli insan gruplarının çıkarına ve yararına bir siyaset izlenmesi, halkın kendi kendini yönetmeye alıştırılmasıdır. Halkçılık, cumhuriyetçiliğin doğal bir sonucudur denildi ki, bu çok doğrudur. Cumhuriyet, halkın kendi yöneticilerini kendi içinden seçmesi anlamına gelmektedir. Böylece cumhuriyet rejimi, bir halk rejimi olmaktadır. Aynı biçimde, halkçılık, milliyetçiliğin de bir sonucudur. Millet halktan oluştuğuna göre, milliyetçilik, Türk halkının mutluluğu için çalışmak, ortak geçmişe ve geleceğe halkla birlikte bağlanmak demektir. Atatürk, daha TBMM açılır açılmaz, yeni kurulan devletin bir halk devleti olduğunu belirten pek çok konuşmalar yapmıştır. Artık halk, bir kişi tarafından yönetilmemekte, kendi kendini yönetmektedir. Halkçılık ilkesinin uygulanması ayrıca, toplumda hiç kimsenin diğerinden üstün olmamasının, kanun önünde kesin eşitliğin kabulü anlamına da gelmektedir. Gerçek halkçılıkta hiçbir toplumsal gruba, zümreye ayrıcalık tanınmaz. Halk her bakımdan birbirine eşit kimselerden oluşur. Bugün bazı rejimler halkı yalnız belli bir grup insandan ibaret saymaktadırlar. Bu rejimlerin adı olan halk cumhuriyeti yanıltıcıdır. Çünkü sadece belli bir grup halkın devleti anlamına gelmektedir. Gerçek budur. Ama Atatürkçü halk devletinin uzaktan yakından böyle bir anlam taşımadığı ve belirtmediği hemen söylenmelidir. Atatürkçü halk devleti, Türk halkının tümünü, yani Türk milletini kapsamına alır. Böyle bir halkçılık anlayışı, gerçek demokrasinin kurulması için gerekli olan ortamı en iyi biçimde hazırlar. Ancak halkçılığın amaçları arasında “toplumdaki ayrıcalıklı bazı hâllerin sürdürülmesi” yoktur. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 3 4 ÇÖZÜM–48 1 98 5 Anayasamızın birinci maddesinde Cumhuriyet rejimi ile ilgili olarak “Değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.” ifadesi ulus egemenliğinin anayasal güvence altına alındığının kanıtıdır. Yanıt: C 6 “Uygarlık yolunda başarı, yenileşmeyle olur. Sosyal hayatta, ekonomik hayatta, bilim ve teknik alanında başarılı olmak için tek gelişme yolu budur.” sözleri İnkılapçılık ilkesi ile ilgilidir. İlkeler ile ilgili sorularda “yenileşme, çağdaşlaşma, uygarlık” kavramlarında inkılapçılığa varabilirsiniz. Yanıt: B 7 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Yeni kurulan Türk Devleti’nde toplumdaki her kişinin kanun önünde eşit sayılması halkçılık ilkesi ile ilgilidir. Yanıt: A 8 Laiklik ile İlgili İnkılaplar Saltanat kaldırıldı (C) Halifelik kaldırıldı (C) Tevhiditedrisat Kanunu kabul edildi Şeriye ve Evkaf Vekâleti kaldırıldı Şeriat Mahkemeleri kapatıldı Medreseler kapatıldı Şeyhülislamlık makamı kaldırıldı Tekke,zaviye ve türbeler kapatıldı Maarif Teşkilatı Hakkında kanun çıkarıldı Türk Medeni Kanunu kabul edildi Anayasadan “Devletin dini İslam’dır.” maddesi çıkarıldı Yemin metinlerinden “Vallahi” sözcüğü çıkarıldı Kılık-Kıyafet Kanunu kabul edildi Laiklik ilkesi anayasaya girdi Şeyhlik, seyyitlik, üfürükçülük, dervişlik, emirlik, falcılık, büyücülük, muskacılık gibi san ve sıfatların kullanılması ve bunlara ait özel kıyafetlerin giyilmesi yasaklandı Yanıt: C 9 Atatürk’ün ulusçuluk kavramı içinde Bireyin kollektif bütünsellik içinde erimesi yer almaz. Aksine bireyin bilinçlenmesi, kendini ifade edebilmesi, kendine ve ulusuna yararlı hâle gelebilmesi Ulusçuluk unsurlarındandır. Yanıt: C 10 Atatürk’ün yaptığı kıyafet inkılabı toplumsal eşitliği sağlamak ve sosyal laikleşmeye ulaşmak içindir. Ancak soru daha çok demiştir. Bu durumda laiklik ilkesi daha baskındır. Yanıt: B 11 İnkılabın sürekli geliştirilip kökleştirilmesini öngören Atatürk ilkesi İnkılapçılıktır. Yanıt: B 12 Bir ülkede demokrasinin gerçekleştirilmesi öncelikle bağımsızlık ve millî egemenliğe bağlıdır. Bağımsızlığını elinde tutamayan bir toplumun yönetimde etkin olması da mümkün değildir. Yanıt: D 99 İNKILAPLAR VE İÇ POLİTİKA - I Halifeliğin kaldırılmasında en önemli neden, bu makamın yapılacak olan inkılapların önünde en büyük engel olmasıdır. Yanıt: E 2 Halk Fırkası 9 Eylül 1923’te Mustafa Kemal tarafından kurulmuştur. Bu Fırka’nın kuruluşunda yapılacak İnkılapları düzenli bir kadro eliyle yürütme isteği ve halkın isteklerini Fırka aracılığı ile yönetime yansıtma isteği etkilidir. (I ve II) Yanıt: C 4 Cumhuriyet Halk Partisi, 9 Eylül 1923’te Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan ve sosyal demokrat siyasi görüşünü benimsemiş olan Türk siyasî partidir. Çok partili düzene geçiş sürecinde tek parti iktidarını sürdürmüş ve Türkiye’de en uzun süre iktidarda bulunmuş parti olan Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olarak da anılır. Ancak ilk muhalefet partisi Terakkiperver Halk Fırkasıdır. Ayrıca Halk Fırkası ekonomide Devletçi modeli benimsemiştir. Yanıt: A 10 Mayıs 1921 günü, Mustafa Kemal Paşanın başkanlığında toplanan 151 milletvekili Anadolu ve Rumeli Müdafaaihukuk Cemiyeti Meclis Grubu kurma kararı aldılar ve grup başkanlığına da Mustafa Kemal Paşa’yı getirdiler. Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’da, Hakimiyetimilliye, Yenigün ve Öğüt gazetelerine “Halk Fırkası” adıyla siyasi bir parti kurma niyetini açıklaması ile, Meclis’te Birinci Grubu (Müdafaaihukuk Grubu) teşkil edenler bu yeni kurulacak partide hizmete hazırlandılar. Ardından Anadolu ve Rumeli Müdafaaihukuk Cemiyetinin tüm şubeleri Halk Fırkasına dönüştürüldü. Yanıt: B 5 Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ,Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk muhalefet partisidir. Mustafa Kemal Paşa’nın eski silah ve dava arkadaşları olan Kâzım Karabekir, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele ve Adnan Adıvar’ın öncülüğünde 17 Kasım 1924’te kurulmuştur. Bu partinin kurucuları arasında Ali Fethi Okyar yoktur. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 3 ÇÖZÜM–49 1 100 6 Terakkiperver (ilerici) Cumhuriyet Fırkası, liberal ve demokrat bir parti konumundadır. Parti; Dinî düşünce ve inançlara saygılı, Yerinden yönetimi benimseyen, (III) Serbest ekonomik politikası izleyen, Cumhurbaşkanı olan kişinin milletvekilliğinin kaldırılması gerektiğini savunan, Anayasa değişikliklerinde halk fikrine başvurulması gerektiğini savunan, Hükûmete ait çiftlik ve arazilerin topraksız köylülere verilmesi gerektiğini düşünen, (I) Milletvekillerinin tek dereceli seçim sistemine göre seçimlerini benimseyen (II) ilke ve programlara göre hareket etmiştir. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 Şeyh Sait İsyanı, Güney Doğu Anadolu’da merkezi yönetime karşı girişilen geniş çaplı ayaklanmadır. Olayların hızla tırmanması karşısında Başbakan Ali Fethi Okyar’ın istifasını isteyen Mustafa Kemal Atatürk, 3 Mart’ta İsmet İnönü’yü yeni bir hükûmet kurmakla görevlendirdi. Bir gün sonra TBMM hemen Takrir–i Sükun Kanunu’nu kabul ederek hükûmete olağanüstü hal yetkileri tanıdı. (D) Şeyh Sait Ayaklanması’nın bastırılması Cumhuriyet yönetiminin Güney Doğu Anadolu’da denetimi sağlamasında önemli bir dönüm noktası oldu. Öte yandan ayaklanmayla ortaya çıkan gelişmeler, bir süre önce çok partili yaşama geçiş yönünde atılan adımların kesintiye uğramasına yol açtı. (A) Ayaklanmaya karıştığı gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, çok geçmeden hükûmet kararnamesiyle kapatıldı. (C) Ayrıca iç politikadaki bu karışıklık Musul’un kaybedilmesine yol açtı. (B) Ancak bu isyanın sonuçları arasında Cumhuriyet’in ilan edilmesi yoktur. Çünkü zaten Cumhuriyet ilan edilmiş durumdaydı. Yanıt: E 8 Çok partili yaşam ile çoğulculuğun hayat bulacağı düşünülürse Atatürk’ün çok partili hayata geçiş için çalışmalar yapması halkın istek ve görüşlerini yönetime yansıtma isteği ile ilgilidir. Yanıt: B 9 Harf devrimi gerçekleştirilirken, Latin alfabesindeki Q, W, X gibi harfler alınmamıştır. Hatta Ç, Ş gibi Türkçeye uygun yeni harfler de üretilmiştir. Bu durum Latin alfabesinin Türkçeye uyarlandığının kanıtıdır. Yanıt: A 10 Mustafa Kemal verilen sözlerinde öğretmenlere seslenmiş ve onların yetiştireceği nesillerde olması gereken özellikler vurgulanmıştır. Bu tür sonuçlar alabilmek içinde 1926’da Maarif Kanunu ile eğitim–öğretim müfredatları çağdaş, laik, ulusçu bir yapıya kavuşturulmuştur. Yanıt: B 11 Türk Tarih Kurumunun kurulması ile Belleten adlı süreli yayında çalışma hayatına başlamıştır. Yanıt: E 12 “Metrik Sisteme Geçiş”, ölçü ve tartı birimlerinde Batı modelinin uygulanmasıdır. (metre, kg. vb.) Yanıt: D 101 İNKILAPLAR VE İÇ POLİTİKA - II 2 1926 yılında Mustafa Kemal’e muhalif olanlar tarafından İzmir’de gerçekleştirilmek için bir suikast planlanmıştır. Suikasti planlayanlar arasında; Ziya Hurşit, Laz İsmail, Gürcü Yusuf, Çopur Hilmi, Giritli Şevki, Edip Bey, Ahmet Şükrü Bey gibi isimler yer almıştır. Ancak bu kadroda Çerkez Ethem yoktur. Yanıt: E Cumhuriyet Fırkası, Cumhuriyet Dönemi’nde kurulan ve çok partili siyasal yaşama geçiş yolunda ikinci deneme olan siyasi partidir. Ali Fethi Bey, Paris büyükelçiliğinden dönüşünde Mustafa Kemal’in önerisi ve onayıyla Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı kurdu (12 Ağustos 1930). Programında, partinin cumhuriyetçi, milliyetçi ve lâiklik ilkesine bağlı olduğu vurgulanıyor, yabancı sermayenin ülkeye girmesinin özendirilmesi isteniyor, ekonomik yaşamda sürekli devlet müdahalesine karşı çıkılıyordu. SCF kısa sürede geniş bir destek kazanarak Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF) yönetimini kaygılandırdı. SCF’nin iktidara ancak cumhurbaşkanıyla çatışarak gelebileceğini kavrayan Fethi Bey bunun çok ağır sonuçlar yaratacağı inancıyla, 17 Kasım 1930’da Dahiliye Vekâleti’ne başvurarak SCF’nin feshedildiğini açıkladı. Yanıt: B 4 Laik Cumhuriyete karşı Atatürk Dönemi’nde başlatılan isyanlar arasında Menemen olayı ve Şeyh Sait isyanı yer almaktadır. Yanıt: D 5 Mustafa Kemal, Menemen olayı ve Şeyh Sait isyanlarından sonra ülkede çok partili hayata geçiş için gerekli ortamın olmadığını anladı. Mustafa Kemal’in hayatı boyunca bir daha çok partili hayata geçiş denemesi yapılmadı. Ülkemizde çok partili hayata 1946’da geçildi. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Osmanlı Devleti’nin kapitülâsyonlar çerçevesinde yabancı ülke gemilerine tanıdığı kabotaj ayrıcalığı, Lozan Barış Antlaşması’yla 1923 yılında kaldırıldı. 20 Nisan 1926 tarihinde de kabul edildi. Kabotaj Kanunu 1 Temmuz 1926′’da yürürlüğe girdi. Bu yasaya göre, akarsularda, göllerde, Marmara denizi ile boğazlarda, bütün kara sularda ve kara sular içinde kalan körfez, liman, koy ve benzeri yerlerde, makine, yelken ve kürekle hareket eden araçları bulundurma; bunlarla mal ve yolcu taşıma hakkı Türk yurttaşlarına verildi. Ayrıca; dalgıçlık, kılavuzluk, kaptanlık, çarkçılık, tayfalık ve benzeri mesleklerin Türk yurttaşlarınca yerine getirilebileceği belirtildi. Yabancı gemilerin yalnız Türk limanlarıyla yabancı ülkelerin limanları arasında insan ve yük taşıyabileceği kabul edildi. Bir devletin, kendi limanları arasında deniz ticareti konusunda tanıdığı ayrıcalık. Bu ayrıcalıktan yalnızca yurttaşlarının yararlanması, millî ekonomiye önemli bir katkı sağlayacağından, devletler yabancı bandıralı gemilere kabotaj yasağı koyma yoluna gitmişlerdir. Bazı uluslar arası sözleşmelerde de kabotaj yasağı koyma yetkisine ilişkin hükümler yer alır. Kabotaj bir devletin kendi limanları arasında yolcu ve yük taşıma hakkıdır. Türkiye’de 1 Temmuz Kabotaj Bayramı olarak kutlanır. Yanıt: E 3 ÇÖZÜM–50 1 102 6 1930 yılında yaşanan Menemen Hadisesi ile, Türkiye’de çok partili hayata bir süre daha geçilemeyeceği; gençlik, halk ve inkılapçı kadro arasında daha sağlam bağların kurulması gerektiği, Türk çağdaşlaşmasının özellikleri hakkında, yığınlara dönük eğitici etkinliklerin yaygınlaştırılması gerektiği anlaşıldı. Ayrıca İnkılapların karşısındaki tehlikenin henüz geçmediğini göstererek, yöneticileri daha dikkatli olmaya yöneltmesi sonucu ortaya çıktı. Ancak İnkılap karşıtı düşünce ve eylemlerin baskı altına alınması gerektiği sonucuna varılamaz. Yanıt: C 9 Serbest Cumhuriyet Fırkası Ali Fethi Okyar tarafından kurulmuştur. Başkanı İsmet Paşa değildir. Serbest Cumhuriyet Fırkası, ekonomide tambir liberal yapıyı savunmuş (I) ve tek dereceli seçimlerin olması talebini ortaya koymuştur (III). Yanıt: D 10 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 7 II.İzmir’de suikast girişimi – 14 Haziran 1926 III.Serbest Cumhuriyet Fırkasının kurulması – 12 Ağustos 1930 I. Asteğmen Kubilay’ın şehit edilmesi - 23 Aralık 1930 Yanıt: B Serbest Cumhuriyet Fırkasının uzun ömürlü olamaması ve hemen ardından Menemen Olayı’nın meydana gelmesi Devrim ilkelerinin henüz bazı kesimlerce benimsenmemiş ve yerleşmemiş olduğunu ortaya çıkarmıştır. Yanıt: E 11 8 Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, “Parti dinsel düşüncelere ve inançlara saygılıdır.” maddesini programına almaksa, Türk toplumunun evrimsel gelişmeyi sağlayamadığı için devrime gittiği gerçeğini anlamadıklarını kanıtlar. Yanıt: A Mustafa Kemal’in “Ben şimdiye kadar millet ve memleket hayrına yaptığım inkılaplarda hep halkımızla temas ederek, onların ilgi ve seviyesindeki samimiyetten güç aldım.” sözü, yenilik hareketlerini halkın istekleri doğrultusunda gerçekleştirdiğini göstermektedir. Yanıt: B 103 İNKILAPLAR VE İÇ POLİTİKA - III Osmanlı Devleti Dönemi’nde laik olmayan bir eğitim sistemi söz konusuydu. Bu nedenle eğitim de karma değildi. Atatürk Dönemi’nde karma eğitime geçilerek eğitim de laikleşme yolunda adım atılmıştır (I). Laikleşme yolunda en önemli engel olan Halifelik makamı 3 Mart 1924 tarihinde kaldırılmış ve böylece siyasi alanda laikleşmenin en önemli adımı atılmıştır (II). Osmanlı Devleti Dönemi’nde şeri kurallara göre hazırlanan Mecelle yerine aklın ve bilimin önderliğinde hazırlanan Medeni Kanun kabul edilerek sosyal ve hukuksal alanda laikleşme sağlanmıştır (III). Yanıt: E 2 3 Mustafa Kemal’in “Ölülerden medet ummak çağdaş bir toplumda kara lekedir.” sözü türbelerin varlığına veya buralarda yaşananlara bir tepkidir. Yanıt: B 4 I. Belediye seçimlerine katılma - 1930 III.Muhtar ve aza seçme - 1933 II. Milletvekili seçme ve seçilme - 1934 Yanıt: C Atatürk Dönemi’nde 1927’de yapılan nüfus sayımının sağlıklı sonuçlar vermemesinde Soyadı Kanunu’nun henüz çıkarılmamış olması etkilidir. Yanıt: D 6 1924 Anayasası’nda Yapılan Değişiklikler: 1924 Anayasası’nda 1924’ten 1960 yılına kadar bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler şunlardır: 10 Nisan 1928 tarihinde yapılan değişiklikle Anayasa’nın 2 maddesinde yer alan “Türkiye Devleti’nin dini İslâm’dır” hükmü çıkarılmıştır. Ayrıca milletvekillerinin yeminlerindeki vallahi kelimesi “namusum üzerine söz veririm” ifadesiyle değiştirilmiştir. Yine Meclisin görevleri arasında yer alan “ahkamışer’iye’nin tenfizi” (dinsel hükümlerin yerine getirilmesi) hükmü anayasadan çıkartılmıştır. 5 Aralık 1934’de yapılan değişikliklerle kadınlara milletvekili seçme ve seçilebilme hakkı verilmiş ve seçmen yaşı 18’den 22’ye çıkartılmıştır. 5 Şubat 1937’de aslında Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilkeleri olan “Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve İnkılâpçılık” Anayasanın 2. maddesine dahil edilerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temel nitelikleri olarak belirtilmiştir. 10 Ocak 1945’de ve 24 Aralık 1952’de yapılan değişikliklerle Anayasa’nın dili üzerinde değişikliklere gidilmiştir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Türk Tarih Kurumu,yapılan kültürel araştırmaları yayımlamak, yayınlarda ortak kültür bilinci vermek, Türklerin eski tarihini araştırmak suretiyle, ulusal birliğin sağlanmasında etkili olmuştur. Yanıt: E 5 ÇÖZÜM–51 1 104 7 Atatürk’ün Kaleme Aldığı Eserler Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Büyük Söylev (Nutuk) Atatürk’ten Mektuplar Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri Atatürk’ün Hatıra Defteri Arıburnu Muharebeleri Raporu Karlsbad Hatıraları Geometri Kılavuzu Vatandaş İçin Medeni Bilgiler Bölüğün Muharebe Eğitimi Takımın Muharebe Eğitimi Taktik Tatbikat Gezisi Taktik Meselelerin Çözümü ve Emirlerin Yazılmasına İlişkin Öğütler Cumalı Ordugahı Zabit ve Kumandan ile Hasbihal Yanıt: E 8 Gazi Eğitim Enstitüsü’nün kurulması - 1926 Osmanlı Hanedanı’nın yurt dışına çıkartılması -1924 Üniversite kitaplarında yeni harflerin kullanılması -1927 Medeni Kanun’un uygulamaya konulması -1926 l. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın uygulanması -1934 Yanıt: E 9 Tevhiditedrisat ve Maarif Teşkilatı Kanunu kapsamında; Yabancı okullardaki başarılı öğrencilere ödüllerinin nerede verileceği, hangi derslerin kaç saat okutulacağı, okulların denetimini kimlerin yapacağı konuları yer almıştır. Ancak 11 Mart 1924’den itibaren Medreseler kapatılmaya başlamıştır. Medreselerin derslerine dair bir madde bu faaliyetlerde yer almamıştır. Yanıt: B 10 Zaviyelerin kapatılmasının amacı eğitimi laikleştirmek olamaz. Çünkü bu mekanlar eğitim kurumu değildir. Tekke ve zaviyelerin kapatılmasının amacı sosyal laikleşmeyi ve eşitliği sağlamaktır. Yanıt: E 11 Türkiye’de; 1935 yılında üniversiteli gençlerin İstanbul’da Atatürk’e suikast girişimini protesto için bir gösteri düzenlemesi,halkın Atatürk’e suikast girişiminde bulunanların en ağır biçimde cezalandırılmasını isteyen mitingler düzenlemesi gelişmeleri halkın inkılapları benimsediğine kanıt olarak gösterilebilir. Ancak Menemen gibi rejim karşıtı isyana halkın destek vermesi bu duruma bir kanıt değildir. Yanıt: D 12 Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması ile toplumsal alandaki çağdışı olumsuzlukların giderilmesi hedeflenmiştir. Yanıt: A 13 Türkün Ateşle İmtihanı eseri, Halide Edip Adıvar’a aittir. Eser İngilizce ve Türkçe basılmıştır. Yanıt: D 105 İNKILAPLAR VE İÇ POLİTİKA - IV Atatürk inkılapları manevi değerleri yok etmeye yönelik hareket etmemiştir. Yanıt: E 2 Türk İnkılabı, hem iç hem de dış güçlere karşı gerçekleştirilmiştir. Bir yandan kurtuluş mücadelesi verilirken, bir yandan da devrimlerle monarşinin sona ermesine çalışılmıştır. Bu yönü ile Fransız ve Rus devrimlerinden ayrılır. Yanıt: B 3 Millî İtibari Bankası İttihatçiler tarfından Osmanlı Devleti Dönemi’nde kurulmuştur. Yanıt: E 4 Mustafa Kemal’in, “Eğer tüccarlar bizden olmaz ise, millî servetin önemli bir kısmı şimdiye kadar olduğu gibi yine yabancılarda kalacaktır. Onun için millî ticareti geliştirmeye ve korumaya mecburuz.” sözü doğrultusunda, Reji idaresinin millîleştirilmesi, Ticaret Borsası’nın kurulması, Kapitülasyonların kaldırılması gerçekleştirilmiştir. Yanıt: E 6 İzmir İktisat Kongresi veya I. İktisat Kongresi (17 Şubat–4 Mart 1923), İzmir’de BankaHan binasında toplanan 1135 delege ile yeni Türkiye’nin ekonomik sorunları tartışıldığı bir kongredir. Dönemin Türkiye yönetici kadrosu Kurtuluş Savaşı ile kazanılan zaferden sonra prensip olarak siyasi ve ekonomik bağımsızlığı öngörmüştü. TBMM’nin bu dönemde başlıca uğraşı yurdu işgalden kurtarmak olsa da, öngörülen bu ekonomik bağımsızlık hedefinin nasıl gerçekleştirileceğine dair bir kongre yapıldı. Alınan Kararlar 17 Şubat - 4 Mart 1923 tarihlerinde İzmir’de toplanan Türkiye İktisat Kongresinin en önemli kararlarını şöyle sıralamak mümkündür. 1.Hammaddesi yurt içinde yetişen veya yetiştirilebilen sanayi dalları kurulması gerekmektedir. (I) 2. El işçiliğinden ve küçük imalattan süratle fabrikaya veya büyük işletmeye geçilmelidir. 3. Devlet yavaş yavaş iktisadi görüşleri de olan bir organ hâline gelmeli ve özel sektörler tarafından kurulamayan teşebbüsler devletçe ele alınmalıdır. 4. Özel teşebbüslere kredi sağlayacak bir Devlet Bankası kurulmalıdır. (II) 5. Dış rekabete dayanabilmek için sanayinin toplu ve bütün olarak kurulması gerekir. 6. Yabancıların kurdukları tekellerden kaçınılmalıdır. 7. Sanayinin teşviki ve millî bankaların kurulması sağlanmalıdır. (III) 8. Demiryolu inşaat programına bağlanmalıdır. 9. İş erbabına amele değil, işçi denmelidir. 10.Sendika hakkı tanınmalıdır. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Sanayi ve Maadin Bankası 19 Nisan 1925 tarihli 633 sayılı kanunla, kurulan banka, 1 Mayıs 1925 tarihinde çalışmalarına başlamıştır. Sanayi ve Maadin Bankası, devletin sanayi ve maden üretiminin geliştirilmesinde ve doğrudan doğruya görev almasına olanak veren ilk kuruluş olmuştur. Kalkınma bankası tipinin ilk örmeklerinden olan bu bankanın kurulması ile devlet, Türk bankacılığında işletmecilik yönü ağır basan, bir banka türü oluşturmuş bulunuyordu. Etibank Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin yeniden yapılanmasında, sanayiinin gelişmesine yardımcı olmak amacıyla Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği talimatla 20 Haziran 1935d′ e, 2905 sayılı yasa ile kurulmuştur. Türkiye İş Bankası Atatürk’ün eşi Lâtife Hanımın babası Muammer Beyin ithalat ve ihracat yapacak bir şirket kurmayı teklif edişi İş Bankası’nın kuruluşunu çabuklaştırmıştır. İş Bankası daha çok ticaretle ilgilidir. Yanıt: D 5 ÇÖZÜM–52 1 106 7 1 Kasım 1922’de Saltanatın kaldırılması ile VI. Mehmet (Vahdettin) tahttan indirilmiş ve Son Osmanlı hükûmeti de (Tevfik Paşa Hükûmeti) istifasını sunmuştur. Yanıt: C 10 Halkevleri Şubeleri Güzel Sanatlar Temsil Spor Sosyal Yardımlaşma Halk Dershaneleri ve Kurslar Kütüphane ve Neşriyat Köycülük Müze ve Sergi Ancak bu şubeler arasında Turizm Şubesi yoktur. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 Beyoğlu’nda faaliyet gösteren Fransız firmasında çalışan Türk işçinin işten atılması üzerine başlayan Vagon Li Olayı’nda, Fransız firmasına karşı gösteri başlatan grup “Millî Türk Talebe Birliği”dir. Yanıt: D 9 1934 yılında anayasada yapılan düzenleme ile kadınlara milletvekili seçme–seçilme hakkı verilmiştir. 1935 yılında yapılan seçimler neticesinde de 18 kadın vekil meclise girmiştir. Yanıt: D 11 Atatürk Dönemi denilen süreç 1919–1938 arasıdır. A)Türk Kadınlar Birliği – 1924 B)Atatürk’e Karşı İşlenen Suçlar Kanunu – Adnan Merderes Dönemi C)İlköğretimin Altı yıl olması – 1923 D)İlk Millî Sigorta Şirketi – 1924 E)İlk Cumhuriyet Altını – 1925 Yanıt: B 12 Atatürk Dönemi’nin son Meclis Başkanı Abdülhalik Renda’dır. Renda, 1935 - 1946 yılları arasında görev yapmıştır. Yanıt: A 107 İNKILAPLAR VE İÇ POLİTİKA - V 5 Kanun Alındığı Ülke İtalya Almanya Usulü İsviçre Ceza Kanunu Ticaret Kanunu Hukuk Muhakemeleri Kanunu Medeni Kanun İsviçre Ceza Muhakemeleri Usulü Ka- Almanya nunu İcra ve İflas Kanunu İsviçre Deniz Ticareti Kanunu Almanya İdare Hukuku Fransa Borçlar Kanunu İsviçre Yanıt: A 2 Sanayiinefise Mektebi, Güzel Sanatlar Akademisine dönüştürülmüştür. Darülfünun, İstanbul Üniversitesine dönüştürülmüştür. Türk Ocakları, Halkevlerine dönüştürülmüştür. Yanıt: E 4 1934 yılında kabul edilen Soyadı Kanunu ile Osmanlı yöneticilerinin verdiği nişan ve rütbelerin taşınması yasaklanmıştır. Ayrıca alınacak soyadlarının genel ahlaka aykırı olmaması şartı getirilmiştir. Ancak şeyh, derviş, mürid gibi unvanların kullanımının yasaklanması ise 1925 yılında kabul edilen Tekke, Zaviye ve Türbelerin Kapatılması Kanunu ile yasaklanmıştır. Yanıt: D Atatürk’ün, “İzlenecek yol, Türk kadınını çalışmalarımıza ortak kılmak, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, Türk kadınını bilimsel, ahlaki, sosyal, ekonomik ve siyasi hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı ve yardımcısı yapmak yoludur.” sözü çerçevesinde;kadınların istediği mesleğe girebilmesi,eğitimde fırsat eşitliği ilkesinin benimsenmesi,kadınların milletvekili olabilmesi sağlanmıştır. Yanıt: E 7 Saltanatın kaldırılmasına ortam hazırlayan gelişme,İtilaf Devletleri’nin hem İstanbul Hükûmetini hem de TBMM Hükûmetini Lozan Barış Konferansı’na çağırmasıdır. Yanıt: A 8 3 Mart 1924 Gelişmeleri Halifeliğin kaldırılması Şeriye ve Evkaf Vekaletinin kapatılması Erkanıharbiye Vekâletinin kapatılması Hanedanın yırtdışına Çıkarılması Kanunu’nun kabul edilmesi Tevhiditedrisat Kanunu’nun kabul edilmesi Ancak Şapka ve Kıyafet İnkılabı 1928 yılında geçekleşmiştir. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Halk dilinden oluşan kelimelerle Türkçe Sözlük hazırlanmasındaki amaç halk ile devlet kademesi arasında daha sıkı bağlar kurmaktır. Yanıt: A 3 Saat - 1926 Ölçü birimi - 1931 Hafta tatili - 1934 Her üç alanda da Atatürk Dönemi’nde değişiklik yaşanmıştır. Yanıt: E 6 ÇÖZÜM–53 1 108 9 11 Medeni Kanun’un Kabulü (17 Şubat 1926) Osmanlı Devleti kanunlarında erkeğin üstünlüğüne dayanan bir düzen vardı. Aile hayatında mirasta şahitlikte ve bunun gibi bir çok konuda erkeklerin daha fazla hakkı vardı. Laik hukuk anlayışı ise bu farklılıkları kabul edemezdi. Bu nedenle dinî kurallara göre düzenlenmiş olan Mecelle adlı kanun kitabı Türkiye Cumhuriyeti’nin medeni kanunun oluşturamazdı. Bu amaçla Avrupa ülkelerinde uygulanmakta olan Medeni kanunlar incelenmiş ve İsviçre Medeni Kanunu tercüme edilip düzenlenerek Türk Medeni kanunu olarak kabul edilmiştir. Böylece kadın ve erkek arasındaki sosyo–ekonomik eşitsizlik ortadan kaldırılmıştır. 10 Şeyh Sait İsyanı’nın bastırılması için çıkarılan Takririsükun Kanunu çerçevesinde; Tevhidiefkar Son Telgraf Tanin Orak Çekiç İstiklal Aydınlık Sebiülreşşad gazeteleri kapatılmıştır. Yanıt: E Yanıt: D Terakkiperver Halk Fırkası Programı Devlet şekli “halkın hakimiyetine müs- tenit bir cumhuriyet”tir. Partinin meslek-i esasisi, hürriyetperver- lik (liberalizm) ve halkın hakimiyetidir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Mebusan seçimlerinde bir dereceli halk oyu usulü kabul edilecektir. Devletin vazifeleri asgari hadde indirilecektir. Yasaların çıkarılmasında halkın talepleri- nin gözetilmesi şarttır. Milletin açık vekâleti alınmadıkça ana- yasanın değiştirilmemesi gerekir. Hakimlerin her türlü nüfuz ve tesirden azade kalmaları için, değişmezliklerini sağlayan hükümler konulmalıdır. Cumhurbaşkanının meclis üyeliğinden ayrılması ve bütçeden maaş alan devlet görevlilerinin hiçbir siyasi partiye üye olamamaları gereklidir. İdari Ademimerkeziyet esası kabul edilecektir. Bilumum devlet muamelatı sadeleştirilecektir. İlk mekteplerin idareleri mahallerine ait olacaktır. Fırka, efkâr ve itikadatıdiniyyeye hürmetkârdır. Ancak bu partinin programında Devlet Güvenlik Mahkemeleri bağımsızlaştırılacaktır, maddesi yer alamaz. Çünkü bu mahkemeler daha sonra kurulmuştur. Yanıt: C 12 Türk Tarih Kurumu 1931 yılında kurulmuştur. Kurum Alacahöyük kazısının başlatılması, Belleten dizinin yayımlanması, Türk Tarihinin Ana Hatları kitabının çıkarılması gibi faaliyetleri yürütülmüştür. Yanıt: A 109 İNKILAPLAR VE İÇ POLİTİKA - VI 5 Bursa Olayı (1 Şubat 1933) Türkçe ezan okunması konusunda ilk ciddi muhalefet 1 Şubat 1933’te Bursa’da yaşandı. Bursa Ulu Cami’de bir kısım cemaat ezanın Türkçe okunmasını protesto etti. Bu tarihlerde İzmir’de olan Mustafa Kemal hemen Bursa’ya gelerek bu olayın sorumlularının tutuklanmasını ve cezalandırılmasını istedi. Bursa Savcısı Sakıp Bey, Bursa Sulh Ceza Hakimi Hasan Bey ve Bursa Müftüsü Nurettin Bey’e görevi ihmal iddiası ile işten el çektirilmiştir. Yanıt: A 2 İlk kadın belediye başkanı: Müfide İlhan İlk kadın muhtar (atanmış): Meliha Manço İlk kadın muhtar (seçilmiş): Gül Esin 3 Serbest Cumhuriyet Partisi programında, Milliyetçilik, Laiklik, Cumhuriyetçilik ilkelerine yer vermiştir. Ancak Devletçilik ilkesi yer almamıştır. Yanıt: D 4 Parti kurucularının yapılacak inkılaplara bağlı kalacaklarını belirtmelerine rağmen; Terakkiperver Cumhuriyet Partisi’nin programında yer alan Dinî düşünce ve inançlara saygılı olunacağı maddesi Cumhuriyet karşıtlarının partiye girmelerine neden olmuştur. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Yanıt: B Heyetiilmiye’nin Aldığı Önemli Kararlar İlköğretim altı yıldır. Öğretim zorunluluğu 7-14 yaşları arasındadır. Zorunlu eğitim yaşında bulunan çocukların yabancı okullara devamları yasaktır. Maarif Vekâletinden başka bakanlıklar ilköğretim yaptıramaz. Küçük köyler için, seçilecek yerlerde “Leyli Köy Mektepleri” (Yatılı Bölge Okulları gibi) kurulacak, hatta gezici öğretmenler kullanılacaktır. İlköğretimden sonra orta öğretime gidemeyecekler için, zorunlu öğretim iki yıl daha devam eder. Kadınlar, Heyetiilmiye’ye girebilecekler ve ilköğretim müfettişi olarak da atanabileceklerdir. Din dersi öğretmenlerinin seçiminde, diğer öğretmenlerdeki gibi şartlar aranılacaktır. Sultani adının lise olmasına karar verilmiştir. Diplomalı ve ehliyetnameli ilkokul öğretmenleri, askerliklerini, öğretimi aksatmayacak şekilde yaparlar. Öğretmenlerin nedensiz azlini önlemek için, Meclisten yasalar çıkartılacaktır. Ancak bu kararlar arasında Medreselerin kapatılması olamaz. Çünkü bu kapatmalar 1924 Tevhiditedrisat Kanunu ile başlamıştır. Yanıt: E ÇÖZÜM–54 1 110 6 Atatürk Dönemi’nde Kuruma Başkanlık Yapanlar Mustafa Kemal Atatürk ( Koruyucu ve Kurucu Genel Başkan) İsmet İnönü ( Koruyucu Genel Başkan) Tevfik Bıyıklıoğlu (İlk Başkan) Prof. Dr. Yusuf Akçura Hasan Cemil Çambel Yanıt: C 7 Atatürk’ün Nutuk (Söylev) diye anılan konuşması 1919-1927 yılı arasındaki olayları anlatmaktadır. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 Türk Dil Kurumu’nun Açılması (12 Temmuz 1932) Türk Dili Tetkik Cemiyeti adı ile 12 Temmuz 1932’de Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla, bir dernek olarak kurulmuştur. Kurumun ilk başkanı Samih Rıfat Bey’dir. Kuruluş Nedenleri Türk dilini yabancı kelimelerin boyunduruğundan kurtarmak Türkçenin zenginliğini ortaya koymak ve bilim dili haline gelmesini sağlamak Türk dilinin kökenlerini araştırmak Yanıt: A 10 Serbest Cumhuriyet Fırkasının kendini feshinden sonra Menemen Hadisesi yaşanmıştır. Yanıt: A 11 Halkevlerinin Açılması Açılma Nedenleri Türkiye’nin bütünlüğünü tehlikeye atan veya Cumhuriyet rejimini kökten değiştirmeyi amaçlayan birtakım siyasi hareketlerle mücadele etmek Türk Ocakları’nın ırkçı söylemlerle siyasi buhranlara yol açan faaliyetler yürütmesi Yapılan inkılapların halk tarafından tam olarak benimsenmesini sağlamak Halkın eğitilmesi ve kültürel gelişimi sağlamak Sanatı geliştirmek, sanatkârı himaye altına almak (I) Köyle şehir arasındaki kültürel ve ekonomik farklılıkları gidermek (II) Halkı hurafelerden kurtarıp onları modern bir zihniyetle yetiştirmek Yanıt: B 9 27 Ekim 1923 tarihinde, Ali Fethi Okyar’ın başkanlığındaki hükûmetin istifa etmesi üzerine, kabine bunalımı ortaya çıkmıştır. Kabine bunalımının ortaya çıkmasında, Milletvekillerinin hükûmet üyelerini kendi aralarından seçmesi etkili olmuştur. Yanıt: B 12 1941 yılında Halkevlerinin yurtdışı şubesi açılmıştır. Ancak diğer verilenlerin yurtdışı yubesi yoktur. Yanıt: B 111 İNKILAPLAR VE İÇ POLİTİKA - VII Cumhuriyet’in İlanı – 29 Ekim 1923 Halk Fırkasının kurulması – 9 Eylül 1923 Saltanatın kaldırılması – 1 Kasım 1922 Lozan Barış Antlaşması’nın TBMM’de onaylanması – 24 Temmuz 1923 TBMM’nin ikinci dönem üyelerinin seçilmesi – 11 Ağustos 1923 Halifeliğin kaldırılması – 3 Mart 1924 (Cumhuriyet’in ilanından sonra) Yanıt: E 2 1924 Anayasası’na göre, savaş ilanı, barış ve uluslararası antlaşmaların yapılması yetkileri TBMM’ye verilmiştir. Yanıt: A 5 I. Kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkı verilmesi - 1930 II. Altı ilkenin anayasaya alınması - 1937 III.Soyadı Kanunu’nun çıkarılması - 1934 IV.Uluslararası ölçülerin kabul edilmesi 1931 Yanıt: B 6 Yeni Türk Devleti’nin sağlık konusundaki atılımlar Yurttaşların beden eğitimi konusunda bilinçlendirilmesi Hekim ve hastane sayısının artırılması Sağlık Bakanlığının felakete uğrayan halka yardım yapma görevini üstlenmesi Anadolu’nun her yerinde gezici sağlık kuruluşlarının oluşturulması Ancak Kızılayın kurulması II. Abdülhamid Dönemi’ne aittir. Yanıt: E 7 3 Halifeliğin saltanatla birlikte kaldırılamayışının nedeni, Kamuoyunun hazır olmamasıdır. Yanıt: A Atatürk “Ulusun isteğine bağlı olmayan, aykırı olan kararlar, ulus gözünde hiçbir zaman makbul değildir.” derken Egemenliğin ulusa ait olacağına deyinmiştir. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Atatürk Dönemi Eğitim-Kültür Faaliyetleri Ankara’da Hukuk Mektebinin açılması Yüksek Ziraat Fakültesi’nin açılması Mülkiye Mektebinin, Siyasal Bilimler Fakültesine dönüştürülmesi Güzel Sanatlar Akademisinin açılması Ankara’da Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesinin açılması(İlk Fakülte) Ankara Arkeoloji Müzesinin açılması Ankara Etnoğrafya Müzesinin açılması Resim ve Heykel Müzesinin açılması Köy Eğitim Yurtlarının açılması Konservatuarın kurulması Millî Musiki ve temsil Akademisinin açılması İnkılap Sergisinin açılması Gazi Eğitim Enstitüsünün açılması Yanıt: D 4 ÇÖZÜM–55 1 112 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 Atatürk Dönemi’nde Kabul Edilen Resmî Bayramlar ve Günler 27 Mayıs 1935’te Millî Bayramlar ve Genel Tatiller Kanunu kabul edilmiştir Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 1935’te, Hâkimiyetimilliye Bayramı ile Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin 1927’de ilan ettiği ve ilki Atatürk’ün himayesinde düzenlenen 23 Nisan Çocuk Bayramı’nın kendiliğinden birleşmesiyle oluştu. 1980 darbesi döneminde Millî Güvenlik Konseyi, bu bayrama resmî olarak “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” adını verdi. Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı 20 Haziran 1938 tarihli kanunla “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanan bu ulusal bayramın adı 12 Eylül Darbesinden sonra Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı adını aldı. Zafer Bayramı Zafer Bayramı, ilk defa 30 Ağustos 1923 günü Afyonkarahisar, Denizli, Kahramanmaraş, Ankara ve İzmir’de kutlandı. Resmî olarak Zafer Bayramı ilan edilmesi 1935 yılının Mayıs ayında oldu. Cumhuriyet Bayramı 2 Şubat 1925’te, Hariciye Vekaleti’nce düzenlenen bir kanun teklifinde 29 Ekim’in bayram olması önerildi.Bu teklif Meclis Anayasa Komisyonu tarafından incelendi ve 18 Nisan’da karara bağlandı.19 Nisan’da ise teklif TBMM tarafından kabul edildi. 29 Ekim, 1925’ten itibaren ülke içinde ve dış temsilciliklerde bayram olarak kutlanmaya başladı. Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in Onuncu Yıl Kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933 tarihinde verdiği 10. Yıl Nutku’nda, bu günü en büyük bayram olarak nitelendirdi. Dil Bayramı 26 Eylül 1932 ‘den itibaren Dil bayramı kutlanmaktadır. Yanıt: E 9 Soyadı Kanunu’nun Ulusal egemenlik ile bir ilgisi yoktur. Yanıt: A 10 Atatürk inkılapları, Kadınların uygar bir kılıkta dolaşması konusunda yasal bir zorunluluk getirmemiştir. Yanıt: A 11 İstanbul Üniversitesi, İstanbul’da bulunan devlet üniversitesidir. 18 Kasım 1833’de Türkiye’nin ilk ve tek üniversitesi olarak öğrenim hayatına başlamış olan kurum, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki ilk Avrupa tarzı üniversite olarak kabul edilen Darülfünunun doğrudan devamıdır. Ayrıca okulun bazı birimleri temelleri İstanbul’u fethinin ertesi günü 30 Mayıs 1453’te Fatih Sultan Mehmet’in emriyle kurulan Sahnıseman medreselerine kadar dayandığından okulun kuruluşu bu tarihe kadar uzanır. Bugünkü hali 1933’te kurulmuştur. Yanıt: C 12 Tevhiditedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası) Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 3 Mart 1924 tarih ve 430 Kanun Numarası ile kabul edilmiş olan ve ülkedeki bütün eğitim kurumlarının Maarif Vekaletine (Millî Eğitim Bakanlığı’na) bağlanmasını öngören yasadır. Türkiye Cumhuriyeti’nde eğitimin temel kanunu kabul edilmiş ve daha sonra çıkarılan kanunlara esas teşkil etmiştir. 1982 anayasasında 174. maddeyle koruma altına alınmış “inkılap kanunlarından” bir tanesidir. Türkiye’de eğitim alanında reform yapabilmek; millîlik, laiklik, modernlik esaslarını uygulayabilmek için eğitim kurumlarının birleştirilmesine ihtiyaç duyulması sebebiyle hazırlanan kanun; ülkenin eğitim işlerinde çokbaşlılığın kaldırılmasını sağladı. Halifeliğin kaldırılması’na dair kanun ve “Şeriye ve Evkaf Vekaletinin Kaldırılması hakkında kanun”la aynı gün çıkarıldı. Tevhiditedrisat Kanunu ayrıca tekke ve zaviyelerin kapatılması; dinsel olduğu düşünülen Arap harflerinin kaldırılıp Harf Devrimi’nin yapılması gibi diğer bazı Atatürk devrimlerinin gerçekleşmesi için de altyapıyı oluşturmuştur. Yanıt: B 113 ATATÜRK DÖNEMİ DIŞ POLİTİKA - I 6 Lozan Barış Antlaşması’ndan sonra Türk Hükûmeti, Türkiye’deki yabancı okulların yönetimi konusunu iç mesele sayarak yabancı devletlerle görüşmeyi reddetmiştir. Bu mesele Atatürk Dönemi Türk dış politikasının ilk başarısıdır. Yanıt: A 2 Yabancı okullar meselesi en çok Fransa ile tartışılmıştır. Yanıt: A 3 1923-1930 Arası Dönem Yabancı Okullar Milletler Cemiye- tine üyelik Balkan Antantı’na üyelik Boğazlar meselesi Sadabat Paktı’na üyelik Hatay meselesi Yanıt: D 4 Adalar konusunda Türkiye Cumhuriyeti en çok Yunanistan ile tartışma yaşamıştır. Yanıt: B 5 Yeni Türk Devleti’nin Dış Politikasının temel prensibi “tam bağımsızlık” ilkesidir. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Meselesi Musul Meselesi Dış Borçlar Meselesi Nüfus Mübadelesi Meselesi 1930-1938 Arası Dönem 11 Ekim 1922’de imzalanan Mudanya Mütârekesi sırasında İngiliz işgâli altında bulunan Musul’un durumu, Ocak 1923’te toplanan Lozan Konferansı sırasında önemli gündem maddelerinden biri olarak ele alındı. İsmet (İnönü) Paşa başkanlığındaki Türk heyeti Musul’un Türkiye’ye bırakılmasını, Lord Curzon başkanlığındaki İngiliz heyetiyse var olan durumun korunarak Musul ve civârının İngiltere denetimindeki Irak sınırları içinde kalmasını ısrarla istediler. Türkiye ve İngiltere arasında meydana gelen bu anlaşmazlık sebebiyle Musul konusu Lozan Konferansı gündeminden çıkarıldı. Bu meselenin Türkiye ile İngiltere arasında yapılacak ikili görüşmelerle dokuz ay içinde çözüme bağlanması kararlaştırıldı. Lozan Antlaşmasının ilgili maddesi gereğince Türk-İngiliz görüşmeleri 19 Mayıs 1924’te İstanbul’da başladı. Türk heyetinin bâzı tâvizleri kabul etmesi üzerine İngiliz heyeti Musul dışında başka yerlerin de İngiltere’ye bırakılmasını teklif etti. Bu teklifler sebebiyle anlaşmaya varılamadığı için İstanbul Konferansı 5 Haziran 1924’te dağıldı. Lozan Antlaşması hükümlerine göre ikili görüşmelerle halledilemeyen Musul Meselesi, Milletler Cemiyeti’ne gönderildi. Milletler Cemiyetinde Musul Meselesiyle ilgili görüşmeler 20 Eylül 1924’te başladı. Cenevre’de görüşmeler devam ederken Musul bölgesinde İngiliz ve Türk askerî güçleri arasında yer yer çarpışmalar oldu. İngiltere 9 Ekim 1924’te bir ültimatom vererek Türk birliklerinin 48 saat içinde ültimatomda belirtilen sınırın gerisine çekilmesini istedi. Bunun üzerine Türkiye, Milletler Cemiyeti Meclisine başvurarak geçici bir sınır tesbitini istedi. Brüksel’de olağanüstü bir toplantı yapan Milletler Cemiyeti Meclisi geçici bir sınır tesbit etti. Teşkil edilen İnceleme Komisyonu Eylül 1925’te hazırladığı raporu Milletler Cemiyeti Meclisine sundu. Hiçbir araştırma yapılmadan peşin hükümle ÇÖZÜM–56 1 114 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! hazırlanan ve Musul halkının hiçbir tarafa katılmaksızın bağımsız kalmak istediği belirtilen raporda, Musul’un Irak’ın bir parçası sayılması ve 25 yıl süreyle İngiliz mandası altında kalması, Türkiye ile Irak arasındaki sınırın Brüksel’de tesbit edilen çizgi olması teklif edildi. Milletler Cemiyeti Meclisi 16 Aralık 1925’te İnceleme Komisyonunun tekliflerini tasdik eden bağlayıcı bir karar aldı. Daha sonra bu kararı temel kabul eden Türkiye, İngiltere ve Irak’la görüşmelere başladı. 5 Haziran 1926’da imzâlanan Ankara Antlaşması ile Musul Meselesi neticeye bağlandı. Antlaşmaya göre: Türkiye ile Irak arasındaki sınır Brüksel’de tesbit edilen sınır olacak, fakat Türkiye lehine bâzı küçük değişiklikler yapılacaktı. Musul üzerindeki haklarından vazgeçen Türkiye’ye 25 yıl süreyle Musul petrollerinden yüzde on pay verilecekti. Türkiye daha sonra 500.000 İngiliz sterlini karşılığında bu paydan da vazgeçti. Yanıt: D 7 İtalya’nın faşist idaresinin yürüttüğü Bizim Deniz Projesi’nden tedirgin olan Türkiye Boğazlar konusunu uluslar arası arenaya taşıyarak çözüm yoluna gitmiştir. Yanıt: C 9 1936 yılında imzalanan Montrö Sözleşmesi günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Ancak Balkan Antantı ve Sadabat Paktı II. Dünya Savaşı ile ortadan kalkmıştır. Yanıt: C 10 Balkan Anlaşma Yasası veya Balkan Antantı, 9 Şubat 1934 tarihinde Atina’da Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya arasında imzalanan anlaşmadır. Yanıt: A 11 Haliç Konferansı, 19 Mayıs 1924 tarihinde şu an Kuzey Saha Deniz Komutanlığı olan Bahriye Nezareti binasında, Musul meselesinin ve Türkiye ile Irak arasındaki sınırının çözüme kavuşturulması için Türkiye ile İngiltere arasında yapılan toplantılar silsilesi. Bu konferansta İngiltere Türkiye’den Hakkari’ye kadar uzanan toprakları talep etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’ni Büyük Millet Meclisi Başkanı Fethi Okyar, İngiltere’yi de Sir Percy Cox temsil etmiştir. Yanıt: A 12 8 Avrupa’da savaş belirtilerinin artması ve Akdeniz’de güvenliğin bozulması karşısında, Türkiye 1936’da Montrö Konferansı’nın toplanmasını sağlayarak Boğazların statüsünü ilgili devletlerle düzenleme yoluna gitmiştir. Yanıt: B Osmanlı Maliyesinin iflası neticesinde Adana–Mersin Demiryollarının işletim hakkı Fransızlara devredilmiştir. Cumhuriyet Dönemi’nde ise bu işletmeler satın alınarak millîleştirilmiştir. Yanıt: D 115 ATATÜRK DÖNEMİ DIŞ POLİTİKA - II 4 Milletler Cemiyetine Çözümünde Milletler Taşınan Konular Cemiyetinin Etkili Olduğu Konular Musul Meselesi Nüfus Mübadelesi Meselesi Bozkurt-Lotus Davası Boğazlar Meselesi Hatay Meselesi Musul Meselesi (II) Bozkurt-Lotus Davası Boğazlar Meselesi Hatay Meselesi (I) Yanıt: D 2 3 Sandler Raporu, Türkiye’nin Hatay sorununu Milletler Cemiyetine taşıması sonucu cemiyet tarafından hazırlanan rapordur. Bölgedeki nüfusun %39’unun Türk olduğunu vurgulayan rapor sonrası Cemiyet, Hatay’ın Fransa’nın Suriye mandasından ayrı bir birim olduğu sonucuna varmış ve Hatay Devleti kurulmuştur. Yanıt: B 1926 Ankara Antlaşması ile Musul ve Kerkük sınırlarımız dışında kalmıştır. Yanıt: B 6 Türkiye Cumhuriyeti’nin Milletler Cemiyetine üyeliğinde Yunansitan’ın büyük desteği olmuştur. Yanıt: C 7 1935 Ekiminde İtalya Habeşistan (bugünkü Etiyopya)’a saldırınca, Milletler Cemiyeti Konseyi aldığı bir kararla bu ülkeyi saldırgan olarak ilan etti ve İtalya’ya karşı üye devletlerin zorlama tedbirleri (bütün ticari ve parasal ilişkilerin kesilmesi gibi almalarını) kabul etti. Bu ortamda İngiltere, İtalya’nın Habeşistan’a yerleşmesinin, imparatorluk yolu açısından taşıdığı tehlikeli dikkate alarak, İtalya’nın 1935 Kasımında zorlama tedbirlerine katılan devletleri tehdit etmesi üzerine, Aralık ayında İspanya, Yugoslavya, Yunanistan ve Türkiye’ye askeri güvence verdi. İspanya dışındaki devletler 1936 Ocağında bu güvenceye kabul ettiklerini açıkladılar. İngiltere’nin verdiği Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Türkiye Cumhuriyeti 1936 yılında Cemiyetiakvama (Uluslar Kurumu) başvuruda bulunduğuna göre;Türkiye meselelerin çözümünde barışçı yöntemler kullanmıştır (I). Cemiyet tarafından oluşturulan komisyon, yaptığı incelemeler sonucunda Türklerin haklılığını ortaya koyan bir rapor yayımlamıştır. Bu da Hatay’ın Anavatan’a katılış sürecinde uluslararası belgelerin önemli rol oynadığını ortaya koymaktadır (II). Tüm bu gelişmeler Hatay konusunda diplomatik mücadelenin yürütüldüğünün kanıtıdır (III). Yanıt: E Türkiye’nin Atatürk Dönemi’nde Üye Olduğu Kuruluşlar Avraupa Silahzılandırma Konferansı (I) Balkan Antantı Sadabat Paktı Nyon Konferansı Akdeniz Paktı Montrö Sözleşmesi Briand-Kellogg Paktı (II) Litvinov Sözleşmesi Yanıt: C 5 ÇÖZÜM–57 1 116 güvenceye göre, zorlama tedbirlerine katılmalarından dolayı bu devletler İtalya’nın saldırısına uğrarlarsa, İngiltere kendilerine askeri yardımda bulunacaktı. Türkiye, Yugoslavya ve Yunanistan da buna karşılık olarak İngiltere’ye aynı güvenceyi verdiler. İtalya’nın Akdeniz’de yarattığı tehdit karşısında ortaya çıkan bu güvenceler sistemine siyasi tarihte “Akdeniz Paktı” (Akdeniz İttifakı) adı verilir. Akdeniz Paktı ile Türkiye, İtalya tehdidi karşısında güvenliğini sağlama açısından İngiltere’ye dayanmaya başlamıştır. Bu, Türkiye’nin İngiltere ile ilişkilerinde bir dönem noktası sayılabilir. İki devlet arasındaki bu yakınlaşma, üç yıl sonra, II Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde bir ittifaka kadar varacaktır. Yanıt: B 9 1938’de kurulan Bağımsız Hatay Cumhuriyeti’nin ilk devlet başkanı Tayfur Sökmen’dir. Yanıt: B 10 Lozan Konferansı’nda Yunanistan ile sorun olan konulardan biri Türk ve Rum ahalinin değişimiydi. Buna göre Batı Trakya’daki Türkler ile İstanbul’daki Rumlar dışında, Türkiye’deki Rumlarla, Yunanistan’daki Türkler yer değiştirecekti. Bu uygulama ile her iki devlet kendi ülkelerindeki Azınlıklar (II) konusu ile ilgili problemleri çözmeyi amaçlamışlardır. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 11 Marshall yardımının alınması – Adnan Menderes Dönemi Kuzey Atlantik Paktı’na Türkiye’nin üye olması – Adnan Menderes Dönemi Sisam, Sakız gibi adaların silahtan arındırılması – Atatürk Dönemi (III) Yanıt: C 8 Sözleşmeyi İmzalayanlar Türkiye Bulgaristan (III) Fransa İngilter Yunanistan Japonya (I) Romanya (II) Yugoslavya İtalya 12 Yanıt: E Akdeniz Paktı’na Üye Devletler İngiltere İspanya Yugoslavya Yunanistan Türkiye Yanıt: A 117 ATATÜRK DÖNEMİ DIŞ POLİTİKA - III 4 Mesele Kimle Tartışıldığı Kıbrıs Yunanistan Adana-Mersin Fransa Demiryolları Ahali Yunanistan Mübadelesi Hangi Dönem Menderes Dönemi Atatürk Dönemi Atatürk Dönemi Almanya ve İtalya’nın izlediği dış politikanın güvensizlik yaratması, Balkan Antantı ve Sadabat Paktı’nın kurulmasında etkili olmuştur. Yanıt: B ÇÖZÜM–58 1 Yanıt: B 5 2 3 Sadabat Paktı; Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında, 8 Temmuz 1937’de Tahran’da Sadabat Sarayı’nda imzalanan dörtlü saldırmazlık paktıdır. Pakt II. Dünya Savaşı ile zayıflamıştır. Geçerliliğini koruyan son madde de 1980 İran–Irak Savaşı ile geçerliliğini tamamen yitirmiştir. Yanıt: C 6 Yeni Türk Devleti’nin kurulduğu günlerde, Mustafa Kemal tarafından belirlenen dış siyasette temel aldığı politika ve prensipler arasında “Sadece ekonomi politikası olarak liberalizmi benimseyen devletler ile ilişki kurulması” yoktur. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Türkiye Cumhuriyeti Dünya Mâli Bunalımı nedeni ile borçları ödeyemez hale gelince (II) Hoover Moratoryumu’na tabi olmuş (I) ve 1954’e kadar tüm borçları bitirmiştir. Yanıt: D Montrö Sözleşmesi’nde “Karadeniz’e kıyısı olmayan devletlerin savaş sırasında Karadeniz’den geçirebilecekleri savaş gemilerinin sayıları sınırlandırılırken, barış döneminde serbest bırakılması” maddesi yoktur. Yanıt: A 118 7 Hatay’ın Anavatana katılması Misakımillî’ye uygun bir uygulamadır. Hatay 1938 yılında bağımsız hâle gelmiş, 1939’da da halk iradesiyle Anavatan’a katılmıştır. Böylece bugünkü Türkiye–Suriye sınırı kesin olarak çizilmiştir. Yanıt: D 10 Milletler Cemiyeti tarafından Irak’a gönderilen bir heyet sınır tespitinde bulunmuş ve Brüksel Hattı’nı çizmiştir. Brüksel Hattı, Musul konusu ile ilgilidir. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 Türkiye Cumhuriyeti, barışa katkı sağlamak ve uluslararası gücünü artırmak amacı ile 1932 yılında Milletler Cemiyeti’ne üye olmuştur. Türkiye’nin Cemiyet’e üye olması İngiltere ile olan ilişkilerin olumlu seyretmesine ortam oluşturmuştur. Yanıt: C 9 1926 Ankara Antlaşması; Türkiye, Irak ve İngiltere arasında imzalanmıştır. Antlaşmayı Türkiye adına, Hariciye Vekili Dr. Tevfik Rüştü Bey; Irak adına, Nuri Sait; İngiltere adına, Sir Ronald Charles Lindzey imzalamıştır. Yanıt: E 11 Atatürk Dönemi’nde Türkiye’de Okulu Olan Devletler ABD İtalya (II) İngiltere (I) Rusya (III) İran Avusturya Almanya Fransa Yanıt: E 119 XX. YÜZYIL BAŞLARINDA DÜNYA - I Paris Barış Konferansı’nda İngiltere, Fransa, ABD ve İtalya devlet başkanları veya başbakanları seviyesindeki “Dört Meclisi” tek söz sahibi durumuna geldi. Bu grubun aldığı kararlar bağlayıcı nitelikte olmuştur. Ancak bu grupta Almanya yoktur. Yanıt: A 2 Alsas Loren, Saar Eupen, Malmedi ve Monşo’nun bir bölümü Litvanya Memel (bugün Klaipeda) Polonya Yukarı Silezya’nın güney ucunu ve Batı Prusya’nın büyük bölümünü Çekoslavakya Yukarı Silezya’nın bir parçası Danimarka Apenrade, Sonderburg, Hadersleben, Güney Jutland Japonya Büyük Okyanus’taki adalar Fransa Belçika Almanya’nın Versay Antlaşması ile yer kaptırdığı ülkeler arasında Bulgaristan yoktur. Yanıt: C Neuilly Antlaşması, I. Dünya Savaşı ardından savaştan galip çıkan İtilaf Devletleri’yle İttifak Devletleri arasında düzenlenen Paris Barış Konferansı’nda öngörülen antlaşmalardan biridir. İtilaf Devletleri’yle Bulgaristan arasında 27 Kasım 1919 tarihinde imzalanmıştır. Bu antlaşmaya göre Bulgaristan topraklarından bir kısımını Sırp-Hırvat-Sloven Krallığına, Güney Dobruca’yı Romanya’ya, Gümülcine ve Dedeağaç’ı Yunanistan’a bırakmıştır. Antlaşma ayrıca Bulgaristan ordusunun 20 bin kişiyi aşamayacağı hükmü getirmektedir. Bu antlaşma ile Bulgaristan’ın Ege Denizi ile bağı kesilmiştir. Yanıt: B 5 Sevr Antlaşması’nda Boğazların idaseninin uluslararası bir komisyona bırakılması kararı alınmıştır. Ancak bu komisyonda Osmanlı Devleti yoktur. Bu nedenle Osmanlı Devleti’nin veto hakkından bahsedilemez. Yanıt: E 6 I. Dünya Savaşı’nın ardından Polonya, Çekoslovakya, Litvanya, Yugoslavya, Avusturya, Macaristan, Türkiye gibi devletler kurulmuştur. Ancak Çarlık Rusya I. Dünya Savaşı sırasında yıkılmış yerine Sovyet Rusya kurulmuştur. Yanıt: A 7 San Remo Konferansı, I. Dünya Savaşından sonra, 18-26 Nisan 1920’de, Osmanlı topraklarının paylaşılması ve Osmanlı ile yapılacak olan Sevr Antlaşması’nın şartlarını hazırlamak için, İtalya’nın San Remo şehrinde toplanan milletlerarası konferans idi. Konferansta I. Dünya Savaşı’ndan mağlup olarak çıkan Osmanlı Devleti topraklarının ve Ortadoğu petrollerinin paylaşılması görüşüldü ve Sevr (Sevres) Antlaşmasının son biçimi tespit edildi. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Monroe Doktrini, ABD Başkanı James Monroe’nin, 2 Aralık 1823’de kongreye sunduğu doktrindir. Başlıca ilkeleri: Anti - Kolonyalizm görüşü: Elde ettikleri ve sürdürdükleri özgür ve bağımsız durumları ile Amerika Kıt’aları, bundan böyle Avrupa devletlerinden herhangi birinin kolonileşme isteklerine konu olamaz. Kutsal İttifak Devletleri’nin siyâsâl sistemi, Amerika’nınkinden tamamen farklıdır. Kendi sistemlerini bu yarım kürenin herhangi bir yerinde yaymak için yapacakları herhangi bir girişimi barış ve güvenliğimizx için tehlike görürüz. Karışmazlık: Avrupa ülkelerinin herhangi birinin mevcut kolonilerine ya da ona tabi olan bölgelere hiç müdahale etmedik ve etmeyeceğiz. Kabuğuna çekilme (İzalasyon) ilkesi: Avrupa devletlerinin kendilerini ilgilendiren sorunlar yüzünden yaptıkları savaşlarda hiçbir zaman taraf tutmadık ve böyle bir davranış siyasetimize de uymaz. (C) Yanıt: C 3 4 ÇÖZÜM–59 1 120 8 Ekim Devrimi (Bolşevik Devrimi) Çarlık Rusyası’nda 7 Kasım 1917’de Petrograd’daki Kışlık Saray’ın Lenin önderliğindeki Bolşeviklerin eline geçmesiyle başlayan ve Sovyetler Birliği’nin kurulmasına yol açan olaylar dizisidir. Yanıt: C 9 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! İsmail Gaspıralı (1851-1914) Kırım Tatarı eğitimci, yayıncı ve politikacıdır. Türkçü Turancı görüşün ideologlarındandır. Gaspıralı düşüncelerini 1883’te kurduğu ve 1918’e kadar varlığını sürdüren “Tercüman” adlı gazetesiyle yaymıştır. Gaspıralı kadınlar için Âleminisa (Kadınlar Dünyası) adlı bir dergi çıkarmış ve bu dergiyi kızı Şefika yayına hazırlamıştır. Çocuklar için de Âlemisıbyan (Çocuklar Dünyası) adlı birn yayın çıkarmıştır. Gaspıralı, İslam Birliği’nin kurucularından biridir; 1907’de kurulan birlik Rus İmparatorluğu’ndaki Müslüman Türk entelektüelleri birleştirmiştir. Ayrıca ilk Rus Müslüman kongresinin organizatörlerinden biriydi ve Rusya’daki Müslüman insanlar için sosyal ve dinî reformlar oluşturmayı amaçlıyordu. Yanıt: A 10 Fransa Suriye Mandası, bugünkü Suriye topraklarında 1920-1946 yıllarında Fransa egemenliğinde kalmış manda yönetimidir. I. Dünya Savaşında Osmanlı ordularının yenilmesi neticesinde, Osmanlı İmparatorluğu ile imzalanan Mondros Mütarekesi ile bölge Fransız güçlerinin egemenliği altına girdi ve 1920 tarihinde Suriye’de Fransız manda yönetimi kuruldu. Yanıt: B 11 Şah Rıza Irak değil İran lideridir. Diğer adı Rıza Pehlevi’dir. Rıza Pehlevi; Rıza Han ve Rıza Şah, Büyük Rıza Şah adlarıyla da bilinir. 1925’ten 1941’e kadar İran’ın şahı olmuştur. Kaçar Hanedanının son şah olan Ahmet Kaçarı devirerek Pehlevi Hanedanını yönetimde etkin hâle getirmiştir. Yanıt: A 12 Meiji Restorasyonu, Japonya’nın siyasî ve toplumsal yapısında büyük değişikliklere yol veren bir olaylar dizisidir. XIX. yüzyılın ikinci yarısında yer alarak Edo Dönemi’nin sonunu ve Meiji Döneminin başlangıcını kapsar. Bu olayların çoğu 1866’dan 1869’a kadar yer aldı. Meiji Restorasyonu’ndan sonra Japonya, çok hızlı bir şekilde gelişmeye başladı ve özellikle sanayisi çabucak gelişti. 1905’e kadar Japonya bir askerî güç oldu. Yanıt: D 13 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı, 1929’da ABD’de başlayan, 1930’lu yıllar boyunca devam eden ekonomik buhrana verilen isimdir. Buhran, Kuzey Amerika ve Avrupa’yı merkez almasına rağmen, dünyanın geri kalanında da yıkıcı etkiler yaratmıştır. 1929 Bunalımı temelde Amerika’da borsanın çöküşüne ithaf edilse de; o yıllarda yeryüzündeki ekonomik koşullara, krizin büyüklüğü ve etkisine bakıldığında Büyük Dünya Bunalımı adını almayı hak ettiği açıkça görülmektedir. Büyük Bunalım en çok sanayileşmiş şehirleri vurmuş, bu kentlerde bir işsizler ve evsizler ordusu yaratmıştır. Bunalımdan etkilenen birçok ülkede inşaat faaliyetleri durmuş; tarım ürünü fiyatlarındaki % 4060’lık düşüş, çiftçileri ve kırsal bölge nüfusunu kötü etkilemiştir. Yanıt: C 14 Locarno Sözleşmesi, I. Dünya Savaşı’ndan sonra, 1921-1922 yıllarında Romanya, Yugoslavya ve Çekoslovakya arasında kurulan birliktir. Birliğin oluşturulmasında özellikle Çekoslovakya Dışişleri Bakanı Beneş etkili bir rol oynadı. Böylece Çekoslovakya’yı Almanya karşısında güçlü kılmak istedi. Ancak birlik yürümedi ve 1938-1939 yıllarında dağıldı. Bir süre sonra da Çekoslovakya, Almanya tarafından ele geçirildi. Yanıt: C 15 Kara Gömlekliler: I. Dünya Savaşı sırasında ve onu izçleyen II. Dünya Savaşı’nın sonlanmasına kadar İtalya’da yarı askeri faşist örgüttür.(I) Bizim Deniz: İtalyan Faşist lider Mussolini’nin, Akdeniz için yürüttüğü politikanın adıdır. (Mare Nostrum) (II) Hayat Sahası: Diğer adı ile Lebensraum, Doğu Avrupa’da Almanya sınırları dışında yaşayan Alman azınlıkların Almanya’nın hâkimiyetinde birleştirilmesi ve yeni toprakların kolonizasyonu ile beraber Alman popülasyonunun bu topraklara yerleştirilmesi politikasıdır. Yanıt: C 121 XX. YÜZYIL BAŞLARINDA DÜNYA - II Sovyet Rusya’nın Tütrkleri asimile etmek ya da göçe zorlamak için yaptığı çalışmalar arasında Duma adı verilen Rus Meclisine Müslüman Birliği Partisi’nden temsilci kabul etmesi yoktur. Çünkü bu asimilasyona değil Türklerin nüfuzunun artmasına neden olabilecek bir gelişmedir. Yanıt: D 2 3 Boxer Ayaklanması (Boksör Ayaklanması) Batı’nın XIX. yüzyılda Çin üzerindeki ekonomik ve siyasi etkisine karşı çıkartılan bir ayaklanmadır. Tüm yabancıların ülkeden çıkartılması hedeflenmiştir. 1899 yılı Kasım ayında başlamış 7 Eylül 1901’de sona ermiştir. Ayaklanma ve ayaklanmanın bastırılması sırasında binlerce asi, yabancı ve sıradan Çinli hayatını kaybetmiştir. Yanıt: B Türkiye 1929 bunalımı karşısında, kalkınmasını sağlayabilmek için ihracat ve ithalatını artırmak zorundaydı, Türkiye Cumhuriyeti bunu sağlayabilmek için çeşitli politikalar izledi. Türkiye 1933’de dış ödemelerde uygulamasına başlanan "kliring ve takas" sistemini uyguladı. Kliring sistemi; malını alanın, malını alma ilkesine dayanır. 10/06/1930 tarih ve 1705 sayılı Kanun ile Hükûmete tedbir alma yetkisi verilerek, ihraç edilen fındık ve yumurtadan başlayarak, ihraç mallarında kalite kontrolüne gidildi. Önceleri çeşitli merciler tarafından yürütülen bu iş 1934’te kurulan Türk Ofis’e devredildi. Ofise, kontrol ve teftiş görevi yanında piyasa araştırmaları yapma ve uluslararası ticaret ve ödeme anlaşmalarını hazırlama görevi de verildi. Ancak katma değer Vergisinin toplanması 1980’lerden itibaren başlamıştır. Yanıt: C 5 İlk kalp nakli 1967 yılında Güney Afrika’da gerçekleştirilmiştir. Yanıt: D 6 Fenomenoloji ya da görüngübilim, kurucusu Edmund Husserl olan bir felsefe akımıdır. XX. yüzyılın ilk çeyreğinde görülen bilimlerdeki ve düşüncedeki genel bunalım içinde doğup gelişen bir felsefe akımıdır. Husserlci fenomenoloji, bu bağlamda, Metafiziği sona erdirerek somut yaşantıya dönmek ve böylece tıkanmış olan felsefeye yeni bir başlangıç yapmak iddiasıyla ortaya çıkmıştır. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Yusuf Akçura, Kazanlı Yusuf Akçura (18791935) Türkçülük akımının önde gelen temsilcilerinden olan Tatar yazar ve siyaset adamıdır. Türk Tarih Kurumu’nun kurucu üyelerindendir. 1904 yılında yayımladığı Üç Tarzısiyaset adlı makalesi Türkçülük akımının manifestosu kabul edilir. Akçura’nın Türkçü düşünce tarihindeki yeri, çağdaşı olan Ziya Gökalp’in gölgesinde kalmıştır fakat Mustafa Kemal Atatürk’ün çalışma arkadışı olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kültürel yapısının oluşmasında katkıları olmuştur. Yusuf Akçura’nın Türkçü fikirleri, Sovyetlerin çökmesi ve Orta Asya’daki Türk Devletleri’nin bağımsızlıklarına kavuşmalarıyla yeniden güncellik kazanmıştır. Yanıt: A 4 ÇÖZÜM–60 1 122 7 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Yunanistan eski başbakanı Venizelos, Ulu Önder Atatürk’ü 1934 Nobel Barış Ödülüne aday göstermiştir. Venizelos bu konuda “bir ulusun yaşamında, bunca kısa sürede bunca köklü değişikliklerin başarıldığı pek enderdir. Bu olağanüstü çalışmaları Atatürk’e, sözcüğün tam anlamıyla “büyük adam” şanını kazandırmıştır.” Yanıt: E 8 Albert Einstein (1879-1955) Yahudi asıllı Alman teorik fizikçidir. Lise eğitimini ve yüksek eğitimini İsviçre’de tamamladı fakat bir üniversitede iş bulmada yaşadığı zorluklar nedeniyle bir patent ofisinde müfettiş olarak çalışmaya başladı. 1921 yılında fotoelektrik etki üzerine çalışmaları nedeniyle Nobel Fizik Ödülü’ne layık görüldü. Albert Einstein, özel görelilik ve genel görelilik kuramları ile iki yüzyıldır Newton mekaniğinin hakim olduğu uzay anlayışında bir devrim yaratmıştır. Einstein kuantum mekaniğinin bazı sonuçlarına, özellikle belirsizlik ilkesine oldukça şüpheci yaklaşmış fakat bu yaklaşımlar ileride geniş kabul görmüştür. Yanıt: A 9 Salvador Dali Sürrealist ressamdır. Gerçeküstü eserlerindeki tuhaf ve çarpıcı imgelerle ünlenmiştir. En iyi bilinen eseri olan Belleğin Azmi’ni 1931’de bitirmiştir. Dali, ressamlığın yanı sıra heykelcilik, fotoğrafçılık ve filmcilikle de ilgilenmiş, Amerikalı animasyoncu Walt Disney ile beraber yaptığı Destino adlı kısa çizgi film, 2003’te “en iyi kısa animasyon filmi” dalında Oscar adayı olmuştur. Yanıt: B 10 Balkan Antantı 9 Şubat 1934 tarihinde Atina’da Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya arasında imzalanan anlaşmadır. Bulgaristan bu Antant’ta yer almamıştır. Bulgaristan’ın katılmamasında Dobruca’yı ele geçirmek istemesi ve Ege Denizi’nde yayılma isteği etkili olmuştur. Yanıt: B 11 Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile, Boğazların idaresinden sorumlu olan komisyonun varlığına son verilmiştir. Bu nedenle sözleşmede komisyonun üye sayısına dair hüküm yer almaz. Yanıt: E 12 Fransız Dışişleri Bakanı Briand, 20 Haziran 1927’de ABD ile sürekli bir barış paktı yapmayı ve bunda her iki devletin karşılıklı ilişkilerinde savaşa başvurmayacakları prensibine yer verilmesini istedi. Halbuki, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Monreo siyasetine geri dönmüş bulunan ABD için bu teklif uygun değildi. Çünkü, bu teklifin kabul edilmesi, Amerika’nın, Amerika dışındaki dünya sorunlarına yönelmesine yol açacaktı. Dolayısıyla ABD, Fransa’nın önerisini reddetti. Buna karşılık Amerikan Dışişleri Bakanı Kellogg, bütün büyük devletlerin, muhtemel bir savaşı lanetleme paktı imzalamalarını önerdi. Fransa öneriyi kabul etti. Yanıt: E XX. YÜZYIL BAŞLARINDA DÜNYA - III Bizim Deniz: İtalya’da iktidara gelen Mussolini, ilk hedef olarak Akdeniz’i düşünmektedir. Mussolini “Mare Nostrum” yani Bizim Deniz politikasıyla Akdeniz’de İtalya’nın hakimiyetini artırmayı planlamıştır. Hayat Sahası: Almanya’da Hitlerin Nazi Partisi iktidara geldikten sonra ilk iş olarak Versay Antlaşması’nın getirdiği kısıtlamalardan kurtulmaya çalışmış, daha sonra ise Almanya’nın hakimiyet sahasını genişletmeyi hedeflemiştir. İşte bu hedef “Hayat Sahası” olarak bilinmektedir. Bu durumda I. ve II. öncüllerdekiler İtalya ve Almanya’nın II. Dünya Savaşı öncesi benimsediği yayılmacı politikalardır. III.öncüldeki “Yatıştırma Siyaseti” ise İngiltere’nin benimsediği politikadır. Bu politika olası bir savaşın önlenmesine yönelik olduğu için doğru cevap B seçeneğidir. Yanıt: B Birinci Dünya Savaşı 1918’de sona ermiş, II. Dünya Savaşı ise 1945’te başlamıştır. Bu durumda iki savaş arası dönem 1918-1945 olarak bilinmektedir. Briand-Kellog Paktı 1928’de imzalanmıştır. Türkiye Litvinov Paktı’na 1929’da katılmıştır. Locarno Antlaşması 1925’te imzalanmıştır. Basmacı Hareketi ise 1916-1934 dönemini kapsamaktadır. D seçeneğindeki Marshall Planı ise II. Dünya Savaşı sonrası devreye sokulmuştur. Dolayısıyla doğru seçenek D olmalıdır. Yanıt: D Türkiye Milletler Cemiyeti’ne 1932’de katılmıştır. Seçenekler incelendiğinde A, B, C ve D seçeneklerindeki gelişmeler 1932 öncesine aittir. E seçeneğindeki gelişme ise Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne katılmasından sonra 1936’da meydana gelmiştir. Türkiye’nin dünya barışına katkı sağlaması, Montrö Sözleşmesi’nde kendi lehine kararlar çıkmasına ortam hazırlamıştır. Yanıt: E 4 İngiltere Dışişleri Bakanı Balfour’un 1917’de yayınladığı deklarasyon, Filistin bölgesinde bir İsrail devletinin kurulmasına yönelik ilk belgedir. Bu belge sonrasında İngilizlerin Ortadoğu’da mandater devletler kurması, İsrail devletinin de kurulması için uygun zemini oluşturmuştur. Sonuç itibariyle doğru cevap C olmalıdır. Yanıt: C 5 I. öncüldeki NEP (Novaya Ekonomiçeskaya Politika) Yeni Ekonomik Politika anlamına gelen bir Sovyet planıdır. II. öncüldeki kolektifleştirme de Sovyetlerin uyguladığı bir ekonomik politikadır. Bu politikayla bütün tarım toprakları kamulaştırılmıştır. III. öncüldeki New Deal ise1933-1938 yılları arasında ABD’de yürürlüğe giren ekonomi ağırlıklı bir plandır. Bu nedenle doğru seçenek B olmalıdır. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 2 3 ÇÖZÜM–61 1 123 124 6 Japonya’da Meiji Restorasyonu 1866’da başlamış ve hızlı bir gelişim dönemine girilmiştir. Bu dönem Japon Kraliyet ailesi olan Meijiler tarafından (İmparator Mutsihito) başlatılmıştır. Dolayısıyla Japonya’da krallık rejimi devam etmiştir (günümüzde Japonya’nın resmi idare şekli anayasal monarşidir). A, C, D ve E seçeneklerindeki gelişmeler Meiji Restorasyonu dönemine aittir. Bu durumda B seçeneği doğru seçenektir. Yanıt: B 7 Sorumuzun doğru cevabı İspanya’dır. İspanya’daki Franco diktatörlüğü 1939-1975 yılları arasında sürmüştür. Bu dönemde iktidar tek elde toplanmıştır. Franco döneminde siyasi partiler ve anayasadan söz edilemez. Sonuç itibariyle doğru cevap C olmalıdır. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 II. Dünya Savaşı 1939-1945 yılları arasında devam etmiştir. A, C, D ve E seçeneklerindeki gelişmeler II. Dünya Savaşı öncesinde yaşanmıştır. Fakat B seçeneğinde yer alan gelişme II. Dünya Savaşı sonrasına aittir. DNA’nın kimyasal yapısı 1952-1953 döneminde keşfedilmiştir. Dolayısıyla doğru cevap B olmalıdır. Yanıt: B 9 I.öncüldeki Versay Antlaşması Almanya’yla, Neuilly ise Bulgaristan’la imzalanmıştır. Bu antlaşmalar, II. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte yürürlükten tamamen kalkmıştır. III.öncülde yer alan ve Osmanlı Devleti’nin imzaladığı Sevr Antlaşması ise, Kurtuluş Savaşı’yla ve dolayısıyla Lozan Antlaşmasıyla geçerliliğini yitirmiştir. Dolayısıyla doğru cevap D seçeneği olmalıdır. Yanıt: D 10 Birinci Dünya Savaşı sonrasında imzalanan barış antlaşmaları ve imzalayan devletler şu şekildedir: Versay: Almanya Neuilly: Bulgaristan Tirannon: Macaristan Saint Germain: Avusturya Sevr: Osmanlı Dolayısıyla doğru cevap A seçeneği olmalıdır. Yanıt: A 11 l. Dünya Savaşı sonrasında İngiltere Irak, Arabistan, Ürdün ve Filistin gibi bölgelerde manda yönetimleri kurmuştur. Fransa ise Suriye ve Lübnan’da manda yönetimleri kurmuştur. Bu durumda doğru seçenek E olmalıdır. Yanıt: E 12 Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne Türkiye, Bulgaristan, Fransa, İngiltere, Yunanistan, Japonya, Romanya, SSCB, Yugoslavya ve Avustralya katılmıştır. İtalya ise Akdeniz ve Ortadoğu üzerinde yayılmacı emeller güttüğünden, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne katılmamıştır. Bu nedenden dolayı doğru seçenek A olmalıdır. Yanıt: A 125 II. DÜNYA SAVAŞI - I Maginot veya Majino Hattı Fransa’nın tüm kuzey ve doğu sınırlarını kapsayan hatta son kısmı da Korsika’da inşa edilmesi planlanmış savunma hattıdır. I. Dünya Savaşı’nın ardından Fransa’nın tekrar işgilani önlemek üzere bu savunma hattının inşasına başlanmıştır. I. Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde Savaş Bakanlığı Müsteşarı olan ve savaşa er olarak katılan Fransız devlet adamı Andre Maginot’un ısrarla savunduğu ve sonunda uygulamaya konulmasını sağladığı devasa bir savunma hattıdır. Öncelikle Alman sınırına inşa edilmiş, sonra denize kadar uzatılmak istenmiş; ancak Belçika’nın izin vermemesi dolayısıyla asla tam olarak bitirilememiştir. Yanıt: A 3 Pearl Harbour Saldırısı Japon İmparatorluk Deniz Kuvvetleri’nin 7 Aralık 1941 sabahı Hawaii adalarının Oahu adasında bulunan ABD Pasifik Filosu ve Pearl Harbour askerî üslerine karşı düzenlediği saldırıdır. Yanıt: B Atlantik Bildirisi Toprak genişlemesi olmayacak Üzerinde yaşayanların onayları dışında hiçbir toprak değişikliği yapılmayacak Uluslara kendi yönetim şeklini seçme hakkı verilecek Kendi kendilerini yönetimden yoksun bırakılanlara bu hakları iade edilecek Tüm ülkeler arasında ekonomik işbirliği sağlanacak Denizlerin kullanımında eşiktlik ilkesi esas alınacak Zor kullanma uluslararası bir siyaset aracı olmayacak Ancak bu bildiride “Pasifik Bölgesi silahtan tamamen arındırılacak” şeklinde bir madde yoktur. Yanıt: E 5 Tahran Konferansı, Roosevelt, Churchill ve Stalin’in katılmasıyla 28 Kasım - 1 Aralık 1943 tarihleri arasında yapıldı. Buna şifre adı ile “Eureka” da denir. Tahran Konferansı’nda söz konusu olan meselelerin en önemlileri şöymledir: Ruslar ikinci cephenin açılmasında yine ısrar etmişler ve bu ısrarın sonucu olarak bu cephenin açılması tarihi 1 Mayıs 1944 olarak tespit edilmiştir. Churchill, ikinci cephenin Balkanlarda açılması fikrini Ruslara da kabul ettirememiştir. İkinci cephe ile ilgili olarak, Türkiye’nin de savaşa katılmasına karar verilmiştir. Yanıt: A 6 Yalta Konferansı II. Dünya Savaşı sırasında 4 Şubat 1945 - 11 Şubat 1945 tarihleri arasında SSCB’nin önde gelen tatil yeri Yalta’nın 3 kilometre güneyinde bulunan Livadia Sarayı’nda düzenlenen ve Churchill (Birleşik Krallık Başbakanı), Roosevelt (Ameraki Birleşik Devletleri Devlet Başkanı) ve Stalin (Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri ve SSCB Halk Komiserleri Kurulu Başkanı) olmak üzere “Üç Büyük” (Big Three)ün katıldığı konferanstır. Konferansın başlıca konuları, Polonya topraklarının değişimi, Almanya’nın bölünmesi ve SSCB’nin Japon İmparatorluğu’na savaş ilan etmesi idi. Birleşmiş Milletlerdeki veto yetkisi de bu Konferansta kararlaştırıldı. Bunun haricinde gizli oturumlarla özellikle İsrail yanlısı toprak paylaşımlarının yapıldığı yeni bir dünya düzeninin temellerinin atıldığı ifade edilmektedir. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Yatıştırma politikası, II. Dünya Savaşı’na giden dönemde İngiltere Başbakanı Neville Chamberlain’le özdeşleşen politikaya verilen isimdir. Appeasement politikası olarak da adlandırılır. Chamberlain’in bu yatıştırma politikası, bazı üst rütbeli Alman subaylarının komplo planlarıyla ters yönde işlemiştir. Bu Alman subayları, Almanya’nın Çekoslovakya’ya askerî bir müdahalede bulunmasınğın, İngiltere, Fransa ve SSCB ile Çekoslovakya arasındaki antlaşmalar gereği bir Avrupa savaşına yol açacağını biliyorlardı. Böyle bir savaşın Almanya’nın yıkımına neden olacağını öngörmek açıktır. Bu yıkımı önlemenin yolu ise Hitler’i durdurmaktır. Bu subaylar, bu gerekçelerle Hitler’e karşı bir askerî darbe planlamaktaydılar. Ancak böyle bir girişim, bir Avrupa savaşı tehlikesinin gerçek olmasına bağlıdır. Eğer söz konusu ülkeler, Almanya’nın Çekoslovakya’ya yönelik askerî bir harekatına göz yummayacaklarını belirtecek olurlarsa, bir Avrupa savaşı tehlikesi var olabilecektir. Olaylyarın gelişimi ise bu yönde olmamıştır. Chamberlain’in yatıştırma politikası, komplocuların gerekçelerini ortadan kaldırmış ve onları bu girişimden vazgeçmek durumunda bırakmıştır. Yanıt: B 2 4 ÇÖZÜM–62 1 126 7 Uluslararası Adalet Divanı, Birleşmiş Milletler’in başlıca yargı organıdır. Uluslararası Adalet Divanı’nın merkezi Hollanda’nın Lahey kentindedir. Yanıt: E 8 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Birleşmiş Milletlerde Veto Yetkisi Olan Devletler Fransa Çin İngiltere Rusya ABD Ancak bu grupta İtalya yoktur. Yanıt: B 9 Türkiye’nin BM’ye bağlı olarak asker gönderdiği ülkeler: Somali Kosova Lübnan Bosna-Hersek Yanıt: D 10 II. Dünya Savaşı Türkiye’de özellikle mali alanda sıkıntılar yaşanmasına neden olmuştur. Savaşın getirdiği düzensizlik nedeni ile karaborsacılıkta (I) ve ürün fiyatlarında (III) artışlar yaşanmıştır. Ancak mal üretiminde artış olduğu söylenemez. Hatta bu konuda düşüş yaşanmıştır. Yanıt: D 11 Önemli BM Bildirileri İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair Sözleşme Çocuk Haklarına Dair Sözleşme Her Türlü Irk Ayrımcılığının Tasfiye Edilmesine Dair Uluslararası Sözleşme İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi (II) Kadınlara Karşı Şiddetin Tasfiye Edilmesine Dair Bildiri Ulusal veya Etnik, Dinsel veya Dilsel Azınlıklara Mensup Olan Kişilerin Haklarına Dair Bildiri Din veya İnanca Dayanan Her Türlü Hoşgörüsüzlüğün ve Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair Bildiri Tutuklulara Uygulanacak Muameleler İçin Temel İlkeler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme Ancak Karşılıklı Yardım Sözleşmesi’nin BM’nin İnsan Haklarını koruma çabası ile ilgisi yoktur. Yanıt: B 12 Garip ya da Birinci Yeni, Orhan Veli, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday’ın öncülüğünü yaptığı şiir akımının adıdır. Türk şiirinde o güne kadar yer etmiş kalıp ve anlayışlardan kurtulmak gerektiğini savunur ve biçimciliğe, duygusallığa karşı çıkıp, söyleyiş güzelliğini esas alır. 1941’de Orhan Veli, Melih Cevdet Anday ve Oktay Rıfat üçlüsü, şiirde var olan aşırı duygusallığa, şairaneliğe, basmakalıp söyleyişe başkaldıran şiirlerini Garip adıyla bir kitapta topladılar. kitaba koyulan Garip adı zamanla hem üç şairi yansıtan bir kimlik kazandı hem de Türk şiirinde yeni başlayan akımı yansıttı. Yanıt: E 13 Balfour Deklerasyonu, Lloyd George’un başbakanlığındaki İngiliz savaş kabinesinde dışişleri bakanı olan Althur Balfour’in girişimiyle başlatılan ve sonuçta Filistin’de bir Yahudi devletinin –İsrail– kurulmasıyla sonuçlanan girişimdir. 1917 yılındaki bu deklerasyon, ilk Balfour Deklerasyonudur. Balfour girişimiyle 1926 yılında, İngiliz sömürgeleri konusunda ikinci bir Balfour Deklarasyonu yapılmıştır. Yanıt: C 14 İran, II. Dünya Savaşı sonrasında değil savaştan önce bağımsız olmuştur. Yanıt: E 127 II. DÜNYA SAVAŞI - II 3 Anti-Komintern Paktı, Almanya ve Japonya arasında 1936 yılında imzalanmış bir anlaşmadır. Japon Ordusu, Sibirya ve Moğolistan sınırlarında Sovyetlerle sürtüşmektedir. Bu gerilim Almanya’ya Japonya’yla yakınlaşma şansı tanır. 25 Kasım 1936 tarihinde Anti-Komintern Paktı’nı imzalarlar. Buna göre, her iki ülke, içlerinden birisi SSCB tarafından saldırıya uğrarsa diğerine destek sözü verir. Berlin, İtalya’nın da bu anlaşmaya katılım için baskı yapar. Mussolini bir sene sonra, 6 Kasım 1937’de anlaşmayı imzalar. 1939 Şubat ayında Macaristan da Anti-Komitern Paktı’na katılır. Franco’nun İspanya’sı da bu ittifaka 27 Mart 1939’da katılır. Yanıt: B 2 Taraflar Washington Konferansı Kuzey Afrika cephesinin tasfiyesi üzerine alınacak yeni tedbirleri görüşmek üzere 1226 Mayıs 1943 (III) günlerinde toplanan bu konferans Roosevelt ile Churchill arasında (I) olmuştur. Buna şifre adı dolayısıyla Trident Konferansı (II) da denir. Yanıt: E 5 İsmet Paşa II. Dünya Savaşı sırasında toplanan Kahire ve Adana konferanslarına katılmıştır. Yanıt: D 6 Milletler Cemiyeti – 1932 Kuzey Atlantik Paktı – 1952 Birleşmiş Milletler – 1945 Akdeniz Paktı – 1937 Balkan Paktı – 1953 İsmet Paşa Dönemi’nin 1939–1950 arası olduğu düşünülürse bu döneme uyan gelişme Birleşmiş Milletlere üye olunmasıdır. Yanıt: C 7 Çakmak Hattı, II. Dünya Savaşı’nın çıkacağının anlaşılmasının ardından Almanlar tarafından gelebilecek bir saldırıya Trakya sınırında karşı koymak amacıyla Çatalca’da kurulan savunma hattıdır. Marmara Denizi’nden Karadeniz’e uzanmaktadır. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Müttefikler Mihver Grubu SSCB Almanya ABD Japonya Birleşik Krallık İtalya Çin Macaristan Fransa Romanya Polonya Bulgaristan Yugoslavya Kanada Avustralya Yeni Zelanda Yunanistan Çekoslovakya Güney Afrika Norveç Hollanda Belçika Çekoslovakya Brezilya Görülüyor ki Macaristan Müttefik değil Mihver Grubundadır. Yanıt: E Normandiya Çıkarması, General Dwight Eisenhower kumandasındaki müttefik kuvvetlerinin 1944 Haziran - Eylül ayları arasında giriştiği hücum harekâtıdır. Harekatın temel amacı Fransa’nın baskıdan kurtarılmasıdır. Yanıt: A 4 ÇÖZÜM–63 1 128 8 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! II. Dünya Savaşı Kayıpları Almanya = 5,000,000 ABD = 300,000 Avusturya = 380,000 İngiltere ve Sömürgeleri = 421,000 Çekoslavakya = 415,000 Çin = 1,300,000 Fransa = 535,000 Hollanda = 210,000 İtalya = 450,000 Japonya = 1,800,000 Polonya = 5,800,000 Romanya = 460,000 SSCB = 17,000,000 Görülüyor ki en fazla kayıp yaşayan ülke SSCB’dir. Yanıt: A 9 Atom bombası ilk kez II. Dünya Savaşı sırasında kullanılmıştır. Japonların ABD üssünü bombalaması üzerine ABD Hiroşima ve Nagazakiye atom bombası atmıştır. Yanıt: C 10 Köy Enstitüsü Kurulan İller Akçadağ/Malatya Gönen/Isparta1940 Akpınar-Ladik/ Hasanoğlan/Ankara Samsun İvriz/Konya Aksu/Antalya Kepirtepe/Kırklareli Arifiye/Sakarya Kızılçullu/İzmir Beşikdüzü/Trabzon Ortaklar/Aydın Cılavuz/Kars Pamukpınar/Sivas Çifteler/Eskişehir Pazarören/Kayseri Dicle/Diyarbakır Pulur/Erzurum Düziçi/Adana Savaştepe/Balıkesir Erciş/Van Gölköy/Kastamonu Kütahya bu iller arasında yoktur. Yanıt: A 11 Demokrat Parti – 1946 Millî Kalkınma Partisi – 1945 Millet Partisi – 1948 Yanıt: E 12 II. Dünya Savaşı sırasında Türkiye’deki bazı malların fiyatında aşırı artış olmuş ve hükûmet bunu engelleyebilmek amacı ile Narh adı verilen fiyat sabitlemesi usulünü uygulamıştır. Yanıt: C 13 Millî Şef Dönemi – 1939-1950 Turancılar Davası – 1944-1945 Karne Uygulaması – 1942 Varlık Vergisinin Toplanması – 1942 Millî Korunma Kanunu – 1940 Ayasofya’nın Müzeye Çevrilmesi – 1934 Bu durumda Ayasofya’nın müzeye çevrilmesi Atatürk Dönemi faaliyetidir. Yanıt: B 14 Türkiye 1945 yılında yani savaşın son yılı Almanya ve Japonya’ya savaş ilan etmiştir. Yanıt: E 129 II. DÜNYA SAVAŞI - III II. Dünya Savaşı 1939-1945 yıllarını kapsamaktadır. A, C, D ve E seçeneklerindeki gelişmeler II. Dünya Savaşı’nın başlamasından daha önce yaşanmıştır. B seçeneğindeki Atlantik Bildirisi ise 9 Ağustos 1941’de ABD ve İngiltere tarafından ilan edilmiştir. Bu bildiri savaşın yürütülmesi ve zafere ulaştırılması adına yayınlanmıştır. Dolayısıyla B doğru seçenektir. Yanıt: B 2 II.Dünya Savaşı öncesinde Yatıştırma Siyaseti İngiliz Başbakanı Chamberlain ile özdeşleşmiştir. Bu durumda doğru cevap B’dir. Yanıt: B 3 Almanya’nın Çekoslovakya’da bulunan Südetler Bölgesine girmesi ve bu ülkeyi işgale yönelmesi üzerine29 Eylül 1938’de Münih Konferansı düzenlenmiş ve Münih Antlaşması imzalanmıştır. Bu konferansa İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya katılmıştır. Dolayısıyla doğru cevap B olmalıdır. Yanıt: B Müttefik Devletler, aralarında düzenlediği konferanslarda; ancak Almanya ve İtalya’ya savaş ilan eden (dolayısıyla Müttefik Devletlere katılan) devletlerin Birleşmiş Milletlere katılacağı kararı alınmıştır. Bu kararın alınması sonucu Türkiye de Birleşmiş Milletlere katılabilmek adın resmen Almanya’ya savaş ilan etmiştir. Bu durumda Türkiye’nin de katıldığı San Francisco Konferansı düzenlenmiş ve Birleşmiş Devletler kurulmuştur. Sonuç itibariyle doğru cevap A seçeneği olmalıdır. Yanıt: A 6 Pasifik Cephesinde ABD ile Japonya kuvvetleri mücadele etmiştir. Bu cephe Japonların Pearl Harbor baskınıyla ABD donanmasına saldırmasıyla açılmıştır. Kuzey Afrika’da ise daha çok ABD ve İngiltere’den oluşan Müttefikler Almanya ve İtalya ile mücadele etmiştir. Avrupa Cephesinde ise İngiltere, ABD ve Fransa başta olmak üzere bütün Müttefik kuvvetler Almanya ile mücadele etmiştir. Bu mücadele Normandiya Çıkarması ile şiddetlenmiştir. Bu durumda doğru cevap E seçeneği olmalıdır. 7 Yanıt: E Soruda bahsedilen Ödünç Verme ve Kiralama Yasası “Lend Lease” olarak bilinmektedir. Bu yasayı çıkaran ABD; İngiltere, SSCB, Çin ve Fransa gibi Müteffiklerine 1941-1945 yılları arasında savaş malzemesi desteğinde bulunmuştur. ABD’nin uyguladığı bu program savaşın zaferle sonuçlanmasıyla birlikte aniden kesilmiştir. Sonuç itibariyle doğru cevap A olmalıdır. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Almanya İkinci Dünya Savaşı yıllarında birçok Avrupa ülkesini işgal altına almıştır. Fakat işgale uğrayan devletler arasında İsviçre bulunmamaktadır. İsviçre I.ve II. Dünya Savaşlarında tarafsızlığını açıklamış ve fiilen bu savaşlarda yer almamıştır. Bu nedenle D seçeneği doğru cevap olarak kabul edilmelidir. Yanıt: D 4 5 ÇÖZÜM–64 1 130 8 II. Dünya Savaşı’nın 1945’te sonlandığını düşündüğümüzde A, B, D ve E seçeneklerindeki gelişmelerin II. Dünya Savaşı’ndan sonra meydana geldiği ortadır. C seçeneğindeki gelişme ise II. Dünya Savaşı yıllarında meydana gelmiştir. Almanların Fransa’yı işgaliyle birlikte, Almanya yanlısı Vichy Hükümeti kurulmuştur. Fransa’nın 1940-1944 yılları arasındaki bu dönemine “Vichy Fransası” adı verilmektedir. Dolayısıyla doğru cevap C olmalıdır. Yanıt: C 11 A, B, C ve D seçeneklerindeki örgütler, Birleşmiş Milletlere bağlı olan kuruluşlardır. E seçeneğindeki Avrupa Topluluğu ise25 Mart 1957’de Roma Antlaşması’yla kurulan bir kuruluştur. Kuruluş 1992’de imzalanan Maastricht Antlaşması’yla “Avrupa Birliği” adını almıştır. Dolayısıyla doğru cevap E olmalıdır. Yanıt: E Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 9 I. öncüldeki Barbarossa Harekatı, Almanya tarafından Sovyet Rusya’ya karşı düzenlenmiş ve neticede başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Torch Harekatı, ABD ve İngiltere'nin Kuzey Afrikaya'ya yönelik harekatıdır. IV. öncüldeki Kartal Hücumu da Almanların İngiltere’ye karşı düzenlediği hava harekatıdır. Bu harekat da başarısız olmuştur. Dolayısıyla doğru cevap B seçeneği olmalıdır. Yanıt: B 10 Çelik Paktı 22 Mayıs 1939’da Almanya ile İtalya arasında imzalanan bir ittifak antlaşmasıdır. Buna göre her iki devlet de birbirlerini ilgilendiren konularda birbirlerine yardım edecektir. Ayrıca Almanya ve İtalya’dan hangisi savaşa girerse, diğeri ona yardım edecekti. Bu nedenle doğru cevap D olmalıdır. Yanıt: D 12 II. Dünya Savaşı’na fiilen katılmayan ve tarafsız kalmak için çaba gösteren Türkiye, buna rağmen savunma önlemleri almıştır. Bu doğrultuda çıkarılan Milli Korunma Kanunu çerçevesinde, hükümete geniş yetkiler verilmiştir. Milli Korunma Kanunu’yla birlikte; Petrol Ofisi ile Et ve Balık Kurumu kurulmuştur. II. öncüldeki Köy Enstitüleri 1940’da Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından bizzat açılmıştır. IV. öncüldeki Toprak Mahsulleri Ofisi ise 1938’de kurulmuştur. Bu kurumların Milli Korunma Kanunu’yla ilgisi bulunmaktadır. Dolayısıyla doğru cevap B seçeneği olmalıdır. Yanıt: B 131 SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ - I Yüzdeler Antlaşması ya da Churchill-Stalin oranlar uzlaşısı, II. Dünya Savaşı sonrasında Güneydoğu Avrupa’nın nüfuz bölgelerine göre nasıl pay edileceğini belirleyen antlaşmadır. Yanıt: E 2 3 Küba devrimi, 26 Temmuz Hareketiyle birlikte kovulan Fulgencio Batista rejimi yerine Fidel Castro önderliğinde yeni bir Küba hükûmeti kurulmasıdır. Süreç 26 Temmuz 1953 Moncada Kışlası isyanıyla başlar, 1 Ocak 1959’da Batista’nın kovulması ve Santa Clara, Santiago de Cuba şehirlerinin Fidel Castro (I), Che Guevara (II) Raul Castro liderliğindeki isyancılar tarafından ele geçirilmesiyle son bulur. Yanıt: C Cominform, Stalin’in, 5 Ekim 1947’de “Amerikan emperyalizminin bir aleti” olarak tanımladığı Marshall Planı’na karşıt bir girişim olarak; SSCB, Polonya, Bulgaristan (A), Çekoslovakya (D), Romanya (C), Macaristan, Yugoslavya (E), Fransa, İtalya komünist partileri liderlerini bir araya getiren cominform, görünüşte Marshall Planı’na mukabele amacına yönelik bir adım olarak takdim edilmişse de, gerçekte amacı, dünya ve özellikle Avrupa Komünist hareketinin koordinasyonu ve Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı ertesinde lağvedilen 3. Enternasyonal’in fonksiyonlarını üstlenmekteydi. Yanıt: B 5 Varşova Paktı, 14 Mayıs 1955 tarihinde Varşova’da, sekiz sosyalist ülkenin imzaladığı “Dostluk, İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Antlaşması” ile kurulan askeri ve siyasal birliktir. Antlaşmayı imzalayan ülkeler Arnavutluk, Bulgaristan, Çekoslovakya, Doğu Almanya, Macaristan, Polonya, Romanya ve SSCB’ydi. Anlaşma, daha önceleri SSCB ile Çekoslovakya (1943); Polonya (1945); Bulgaristan, ve Romanya (1948) arasında imzalanan ikili anlaşmaları bütünlüyordu. Pakt, Macaristan, Çekoslovakya ve Afganistan’ın işgalleri gibi önemli siyasal olaylarda askeri unsur olarak yer almıştır. Sosyalist ülkeleri, karşılıklı bağlarını bir pakt içinde güçlendirmeye yönelten başlıca neden; sosyalist ülkelere ve sosyalizmin yayılmasına karşı 1949’da kurulan NATO’nun, askeri etkinliklerini artırması ve silahlanmaya hız vermesiydi. Yanıt: D 6 Muhammed Ali Cinnah (1876 – 1948) 20. yüzyıl hukukçusu, politikacısı ve devlet adamıdır. Tüm Hindistan Müslüman Birliği ve Pakistan bağımsızlık mücadelesinin önderidir, aynı zamanda Pakistan’ın kurucusu ve ilk devlet başkanıdır. Doğum ve ölüm yıl dönemlerinde ülkesinde törenler düzenlenir. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Enver Hoca (1908-1985) II. Dünya Savaşı’nın ardından 1985 yılındaki ölümüne kadar Arnavutluk Halk Cumhuriyeti lideri ve Arnavutluk Emek Partisi Genel Sekreteri olan Arnavut komünist siyasetçidir. Nisan 1939’da İtalya’nın Arnavutluk’u işgalinden sonra öğretmenlikten çıkarıldı. Ülkede var olan çeşitli komünist gruplar 8 Kasım 1941’de Arnavutluk Emek Partisini (AEP) kurdular. Mart 1943’de yapılan ilk parti kongresinde Enver Hoca partinin Genel Sekreterlik görevine getirildi. Ulusal Kurtuluş Konseyi adına seçilen yürütme organının yöneticiliğini de yapan Enver Hoca, 11 Ocak 1946 yılında kurulan Arnavutluk Halk Cumhuriyetinin başkanlığına getirildi. Yanıt: A 4 ÇÖZÜM–65 1 132 7 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 5 Mayıs 1949’da 10 ülke, Belçika, Danimarka, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç. İsveç ve Birleşik Krallık – merkezi Strasbourg olmak üzere Avrupa Konseyi’ni kuran antlaşmayı imzalamıştır. Şu an Avrupa Konseyi’nde 47 üye ülke bulunmaktadır. Türkiye, anlaşmayı 1949 yılında imzalamıştır. Konsey’in çalışma alanları insan hakları, medya, hukuki işbirliği, sosyal dayanışma, sağlık, eğitim, kültür, spor, gençlik, yerel demokrasiler, sınır ötesi işbirliği, çevre ve bölgesel planlamadır. Türkiye, Yunanistan ile birlikte Avrupa Konseyi kurulduktan sonra konseye ilk giren üyeler oldukları için “kurucu üye” statüsündedirler. Yanıt: E 8 Millî Kalkınma Partisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin çok partili rejimdeki ilk muhalef et partisidir. Nuri Demirağ tarafından kurulmuştur. 18 Temmuz 1945’te gerekli başvuruyu yapan ve çalışmalarına resmen 5 Eylül’de başlayan MKP’nin kurucuları arasında Birinci Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (1920-23) muhalefet grubu olan ikinci grubun önderi Hüseyin Avni Ulaş, Cevat Rıfat Atilnan gibi kişiler yer alıyordu. Partinin ilk genel başkanı da Nuri Demirağ’dı. Yanıt: D 9 Atatürk’ten Sonra TBMM Başkanlığı Yapanlar M. Abdülhalik Renda (Bir kısım görevi Atatürk Dönemi) (II) Kazım Karabekir Ali Fuat Cebesoy M. Şükrü Saraçoğlu Refik Koraltan (I) Dr. Fuat Sirmen Ferruh Bozbeyli Sabit Osman Avcı Kemal Güven Dr. Cahit Karakaş Necmettin Karaduman Yıldırım Akbulut İsmet Kaya Erdem Hüsamettin Cindoruk İsmet Sezgin Mustafa Kalemli Hikmet Çetin Ömer İzgi Bülent Arınç Köksal Toptan Mehmet Ali Şahin Cemil Çiçek Yanıt: B 10 Dörtlü Takrir, 12 Haziran 1945’de CHP’li Celâl Bayar, Refik Koraltan, Adnan Menderes ve Fuad Köprülü’nün meclis grubunda açık olarak görüşülmek üzere verdiği önergedir. Dört kişi verdiği için Dörtlü Takrir diye anılır. Cemal Gürsel’in bu grupla hiçbir ilgisi yoktur. Yanıt: B 11 1950 Türkiye genel seçimleri, Türkiye tarihinin ilk demokratik seçimleridir. Bu seçimlerde ilk defa “gizli oy, açık tasnif” sistemi uygulanmıştıra. CHP ve DP ülke genelinde seçimlere katılırken, MP sadece 22 ilde aday gösterdi. 1950 Seçimleri Türk Siyasi Tarihinde “Beyaz Devrim” olarak bilinmektedir. Yanıt: B 12 İlk tv yayını – 1954 İlk kalap nakli – 1967 İlk tüp bebeğin dünyaya gelmesi – 1978 Lazerin icadi – 1960 Görülüyor ki yukarıdaki gelişmeler 19501980 arası dönemde yaşanmıştır. Ancak ilk nükleer reaktörün kurulması ise 1942’de gerçekleşmiştir. Yanıt: A 133 SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ - II “Soğuk Savaş” deyimi ilk kez 1947 yılında ABD’li Bernard Baruch tarafından kullanılmıştır. II. Dünya Savaşı’ndan sonra orta, doğu ve güneydoğu Avrupa’da SSCB’nin etkisi artmaya başladı ve bu bölgedeki ülkeleri bir ölçüde kendi şemsiyesi altına aldı. Bundan korkan ABD ve İngiltere, Batı Avrupa’da ve başka yerlerde ve Sovyet yanlısı komünist partilerin iktidara gelmemesi için çeşitli girişimlerde bulundular. Uyguladıkları Marshall Planı ile Batı Avrupa ülkeleri ABD’nin nüfuzu altına girerken, Doğu Avrupa ülkelerinde de Sovyet yanlısı komünist hükûmetlerin kurulması ile soğuk savaş doruğa ulaştı. Bunun yanında ABD, Truman Doktrini çerçevesinde, Batı Avrupa’nın SSCB’ye karşı korunması için çaba harcadı. Bunun sonucu olarak da Nato kuruldu. Buna karşı, SSCB’de Varşova Paktı’nı kurdu ve Çin’de Sovyet yanlıları iktidarı ele geçirdiler. Böylece soğuk savaşı daha belirgin hale getiren bloklar oluştu ve çeşitli çatışma konuları ortaya çıktı. Yanıt: A 2 Comecon (Karşılıklı Ekonomik Yardımlaşma Konseyi sosyalist ülkeler arasında ekonomik işbirliği ve dayanışma amacıyla 25 Ocak 1949’da kurulan uluslararası örgüttür. 5-8 Ocak 1949’da Moskova’da yapılan görüşmelerden sonra kurulan örgütün merkezi Moskova’dadır. Örgütün temel amaçları: Ekonomik gelişme için uzmanlaşma ve işbirliğine dayalı planlar hazırlamak, Ham maddelerin üretim ve dağıtımını yönlendirmek, Üye ülkeler arasında ve öbür ülkelerle ticareti geliştirmek için ortak girişimde bulunmak, Bilimsel ve teknik araştırmalarda işbirliği yapmaktır. Yanıt: C 4 Prag Baharı, 1968 yılının 5 Ocak gününde başlayan ve Çekoslovakya’nın politik olarak liberalleşmeye çalıştığı bir dönemdir. Alexander Dubcek’in iktidara gelmesi ile başlayıp aynı yılın 20 Ağustosu’nda Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ve Varşova Paktı müttefiklerinin (romanya hariç) ülkeyi işgal etmesi ile sona ermiştir. 1960’ların başından başlayarak Çekoslovakya ekonomik olarak darboğaza girmeye başladı. 1968 yılının başında Çekoslovakya Komünist Partisinin kontrolünü Alexander Dubcek’e kaptırdı. 22 Mart 1968 tarihinde Novotny koltuğunu Ludvik Svoboda’ya bırakarak emekli oldu. Yanıt: B 5 Çekoslovakya (I) ve Yugoslavya’nın (II) liderleri Millî Komünizmi savunmuş ve bu yüzden SSCB ile çatışma diplomasisi yaşamışlardır. Yanıt: D 6 1924 Anayasası 1960 yılında yaşanan askerî darbe ile yürürlükten kaldırılmıştır. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Sovyet Rusya; ABD, İngiltere ve Fransa’nın Batı Berlin’de bulunmasını politik ve stratejik çıkarlarına aykırı bulması Baskı altındaki Doğu Berlin’den; demokratik yönetim tarzı ve ekonomik yaşam tarzı ile bilinen Batı Berlin’e doğru bir kaçışın olmasından rahatsız olması gibi sebeplerden dolayı 27 Kasım 1958’de, Berlin’de işgal devleti olarak yetki ve sorumlulukları bulunan Amerika, İngiltere ve Fransa’ya birer nota verdi. Amerika bu nota ile, Batı Berlin’in altı ay içerisinde boşaltılmasını, Batı Berlin’in boşaltılmaması hâlinde Doğu Berlin üzerindeki bütün yetki ve sorumluluklarını Doğu Alman Hükûmeti’ne Devredeceğini ve bunun sonucunda Batı Berlin’in işgal yetki ve sorumluluklarını elinde bulunduran devletlerin Doğu Almanya’yı tanımak zorunda kalacağını, Berlin şehrinin Birleşmiş Milletler’in gözetimi altında “serbest şehir” olması gerektiğini savundu. Bu buhran hâli Sovyet Rusya’nın Batı ile ilişkilerinin kopmasında etkili olmuştur. Yanıt: D 3 ÇÖZÜM–66 1 134 7 II. Dünya Savaşı’nda Japonların yenilgisi Kore tarafından büyük bir sevinçle karşılandı. Ama bu durum onlara bağımsızlık getirmedi. Ülkede bir soğuk savaş başladı, ikiye bölünen ülke bağımsız bir hükûmet kurmaya çalışırken ülkenin güneyi ABD, kuzeyi ise Sovyetler Birliği’nin baskısıyla karşı karşıya kaldı. Bu iki politikideolojik düşünce 38. paralelin kuzeyinde ve güneyinde yine iki farklı politik ideolojiye sahip Kore ortaya çıkardı. Yanıt: E 8 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Afrika’daki bağımsızlık hareketleri, Altın Kıyısı’nın Gana adıyla ilk kez bağımsızlığını ilân etmesi (1957) üzerine, birden yoğunluk kazanmıştır. Yanıt: E 9 Bağdat Paktı-CENTO (1955-1958) Türkiye, İran, Irak, Pakistan ve Birleşik Krallık arasında, Sovyetler Birliği’nin Ortadoğu’da nüfuz kurmasını önlemeye yönelik olarak kurulan eski karşılıklı güvenlik ve savunma örgütüdür. Bu oluşumda Suriye yer almamıştır. Yanıt: A 10 Celal Bayar ve Refik Koraltan çıkarıldıkları mahkemede haklarında idam kararı verilmesine rağmen, yaş durumundan dolayı cezaları hapse çevrilmiştir. Yanıt: D 11 1961 Anayasası ile, Güçler ayrılığı sağlanmıştır. (I) Yasama gücü: Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi olmak üzere iki meclistir. Yürütmenin dışında bağımsız yargı organları kurulmuştur. Yasamadan çıkan yasaların anayasaya uygunluğunu kontrol eden AnayasaMahkemesi kurulmuştur. Yürütmenin, yönetimin tüm eylemleri, kararları anayasal bir kuruluş olan Danıştay denetimine verilmiştir. Yani TBMM egemenlik hakkını kullanan tek organ olmaktan çıkıp Anayasa’da sözü edilen yetkili organlardan biri olmuştur. Kişinin temel hak ve özgürlükleri Anayasa ile güvenceye alınmıştır. (III) Parlamenter sisteme geçilmiştir. (II) Demokratik, sosyal ve hukuk devleti anlayışı gelmiştir. Yanıt: E 12 İkinci Yeni, 1950’li yıllarda Edip Cansever, İlhan Berk, Cemal Süreyya, Turgut Uyar, Sezai Karakoç, Ece Ayhan ve Ülkü Tamer gibi şairlerin başını çektiği bir şiir ve edebiyat akımıdır. Garipçiler ve 1940 Toplumcu Gerekçi Kuşağı’nın etkilerinin yoğun olarak hissedildiği bir dönemde ortaya çıkmıştır. İsim babası Muzaffer İlhan Erdost’tur. Akımın öncü şairi Ece Ayhan’a göre ise as kullanılan adıyla “Sivil Şiir”dir. Ancak bu akımın savunucuları arasında Orhan Veli yoktur. Yanıt: C 13 Olimpiyat Oyunları Türkiye’de hiç düzenlenmemiştir. Yanıt: B 14 Bağdat paktı üyeleri arasında Amerika yer almamaktadır. Fakat Amerika paktı desteklediğini belirterek pakta uye ülkere askerî ve nomik yardım yapacağını belirtmiştir. Yanıt: E 135 SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ - III SSCB’nin Orta Doğu’da etkinlik kurması ve rejimini bu bölgeye yayması tehlikesi karşısında ABD’nin yayınladığı doktrin; Eisenhower Doktrini’dir. Bu nedenle cevabımız A seçeneğidir. II. öncüldeki Marshall Planı ise ABD’nin Avrupa ülkelerini Sovyet tehlikesine karşı koruması politikasına dayanmaktadır. III. öncüldeki Molotof Planı ise tam tersine Sovyet Rusya’nın ABD politikalarını hedef alan genel planıdır. Yanıt: A 3 3 Öncelikle Türkiye ve Irak arasında oluşturulan Bağdat Paktı’na daha sonra İngiltere, Pakistan ve İran da katılmıştır. ABD ise paktta gözlemci üye olarak yer almayı seçmiştir. 1959’da Irak’ta Kral Faysal rejimi devrilmiş ve bu ülke Bağdat Paktı’ndan çekilmiştir. Bu gelişme üzerine paktın merkezi Ankara’ya taşınmış ve ismi de CENTO (Central Treaty Organization) olarak değiştirilmiştir. Bu doğrultuda cevabımız B seçeneği olduğu ortaya çıkmaktadır. Yanıt: B II. Dünya Savaşı’nın bitiminden sonra, Soğuk Savaş dönemi başlamıştır. Bu dönemde ABD’nin başını çektiği Batı Bloğu ile SSCB’nin başını çektiği Doğu Bloğu arasında siyasi, ekonomik, askeri ve diğer alanlarda sürekli bir gerilim hali yaşanmıştır. II. ve III. öncüllerde yer alan gelişmeler ABD ile SSCB arasında yaşanan soğuk savaşın yansımaları olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle doğru cevap olarak E seçeneği kabul edilmelidir. I.öncülde yer alan Hindistan-Pakistan anlaşmazlığının temelinde paylaşılamayan bölge olan Keşmir bölgesi yatmaktadır. Bu sorun ABD ve SSCB arasındaki Soğuk Savaşın yarattığı sonuçlar arasında gösterilemez. Yanıt: E 5 A, B, C ve E seçeneklerindeki gelişmeler Doğu ve Batı blokları arasında, dolayısıyla ABD ile SSCB arasındaki sorunlardır. Çin ise komünist rejime sahiptir ve SSCB ile aynı saflardadır. Fakat SSCB-Çin ilişkileri bir dönem sonra bozulmaya başlamış ve iki ülke arasında Doğu Bloğunun liderliği çekişmesi başlamıştır. Doğu Türkistan ile Moğolistan arasındaki sınır sorunları da SSCB-Çin ilişkilerinin gerginleşmesine katkıda bulunmuştur. Bu durumda doğru cevap D seçeneğidir. Yanıt: D 6 Türkiye; Avrupa Konseyi’ne 1949’da katılmış ve bu örgütün kurucu üyeleri arasında yer almıştır. 1949’da kurulan NATO’ya 1952’de katılmıştır. Balkan Paktı 1953’te içinde Türkiye’nin de bulunduğu Balkan devletleri arasında kurulmuştur. Bağdat Paktı 1955’te ilk olarak Türkiye ile Irak arasında kurulmuştur. C seçeneğinde yer alan Avrupa Ekonomik Topluluğu ise günümüzde Avrupa Birliği olarak bilinmektedir ve ülkemiz henüz bu kuruluşa aday ülkedir. Dolayısıyla doğru cevap C olmalıdır. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Fransa Dışişleri Bakanı Schuman’ın ismini taşıyan Schuman Bildirgesi “Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu”nun kurulmasına zemin hazırlamıştır. Bu oluşum zamanla Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu ve dolayısıyla Avrupa Birliği’ni ortaya çıkarmıştır. Bu durumda doğru cevabın B seçeneği olması gerekmektedir. Yanıt: B 4 ÇÖZÜM–67 1 136 7 A, B, D ve E seçeneklerinde yer alan gelişmeler ABD tarafından gerçekleştirilmiştir. C seçeneğindeki Sputnik-1 uydusu ise SSCB tarafından fırlatılmıştır. Bu uydu dünyanın ilk yapay uydusudur. 1957’de yörüngeye oturan bu uydu, ABD ile SSCB arasında uzay rekabetinin de başlamasına sebep olmuştur. Yanıt: C 8 Türkiye; NATO’ya 1952’de, Birleşmiş Milletlere 1945’te, Bağdat Paktı’na ise 1955’te katılmıştır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Dolayısıyla sıralama II-I-III şeklinde olacağından doğru cevap C olmalıdır. Yanıt: C 9 Demokrat Parti, 1950-1960 yılları arasında kesintisiz olarak tek başına iktidar olan siyasi partidir. Bu açıdan düşünüldüğünde ülkemizde; NATO’ya 1952 yılında üye olunmuştur. Tek dereceli seçim sistemine 1946’da geçilmiştir. IMF’yle ilk Stand-by antlaşması 1950’lerin sonlarında yapılmış. 1958'de IMF'den dış borç alınmıştır. Demokrat Parti, ABD yardımlarını alarak ülkede tarıma yapılan yatırımlarını artırmış ve tarım araç ve gereçleri satın almıştır. Atatürk’ü Koruma Kanunu “Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun” adı altında 1951’de yayınlanmıştır. Sonuç itibariyle doğru cevap B olmalıdır. Yanıt: B 10 Varşova Paktı SSCB’nin başını çektiği Doğu Bloğu ülkelerin bir araya geldiği savunma ve işbirliği teşkilatıdır. Sosyalist ülkelerin katıldığı örgüt 1955’te NATO’ya karşı kurulmuştur. Seçeneklerde yer alan Romanya ve Bulgaristan sosyalist ülkelerdir ve Varşova Paktı’nda yer almışlardır. Yunanistan ve Avusturya ise tam tersine NATO ülkeleridir. Bu nedenle doğru cevap B seçeneğidir. Yanıt: B 11 Soğuk Savaş’ın en şiddetli yaşandığı dönem 1945-1960 yılları arasındadır. Bu dönemden sonraki 20 yıl ise “Yumuşama Dönemi” olarak bilinmektedir. Bu açıdan düşünülürse A, B, C ve E seçeneklerindeki gelişmeler Soğuk Savaş dönemine aittir. Fakat D seçeneğindeki Balfour Deklarasyonu 1917’de İngiltere tarafından yayınlanmıştır. Bu nedenle D seçeneği doğru cevabımızdır. Yanıt: D 12 E seçeneğinde yer alan NATO ve Varşova Paktı birbirlerine rakip olarak ortaya çıkmıştır. Batı Bloğunun lideri olan ABD’nin de yer aldığı NATO’nun genel amacı Sovyet Komünizminin yayılmasına engel olmak ve Batı ülkelerini bu ülkeden korumaktır. Doğu Bloğunun lideri olan SSCB ise NATO’ya karşı sosyalist ülkelerle birlikte Varşova Paktı’nı kurmuştur. Bu sebepten dolayı doğru cevap E’dir. Yanıt: E 137 YUMUŞAMA DÖNEMİ - I ABD’nin Türkiye’deki Jüpiter füzelerini sökmesi Küba Buhranı adı verilen sorunun bir sonucudur. SSCB 1960’ta Küba’ya nükleer füzeler yerleştirme kararı aldı. Bu gelişmeyi güvenliğine yönelik bir tehdit olarak algılayan ABD yönetimi olaya büyük tepki gösterdib. ABD Başkanı Kennedy Ekim 1962’de SSCB’den Küba’daki nükleer başlıklı füzeleri hemen sökmesini istedi. ABD donanması Küba’yı kuşattı. SSCB lideri Kruşçev, 24 Ekim’de ABD yönetimine bir mesaj göndererek, Sovyetlerin Küba’dan füzelerini çekebileceğini, buna karşılık ABD’nin de Avrupa ve Türkiye’deki füzeleri kaldırmasını istedi. Pazarlıklar, Ekim 1962’de Sovyetlerin Küba’daki füzelerini sökmeyi kabul etmesi ile son buldu. Bu arada ABD de Türkiye’deki bazı füzeleri Mart 1963’te sökme kararı aldı. Yanıt: A Vietnam Savaşı’nda ABD’yi protesto ederek savaşa katılmayan ünlü boksör Muhammed Ali’dir. Bu nedenle ceza almış ve unvan, madalyaları geri alınmıştır. Yanıt: C 4 1945 sonrasında sömürge imparatorlukları yıkılmaya, Asya ve Afrika’da bağımsız yeni devletler kurulmaya başladı. “Bağlantısızlar” olarak adlandırılan üçüncü blok, Doğu ve Batı bloklarının dışında kalarak ekonomik kalkınmayı hedefledi. Her iki bloktan da yardım alarak tarafsız kalmayı çıkarlarına uygun gördüler. Sovyet Bloku’nun dağılması ile de bu hareket önemini kaybetti. Yanıt: D 5 Yom Kippur Savaşı – 1973 Arap–İsrail Savaşları (I) Altı Gün Savaşı–1967 Arap–İsrail Savaşı (II) Ancak Domuzlar Körfezi Savaşı Arap–İsrail ilişkileri ile ilgili değildir. Bu savaş ABD ile Küba arasında yaşanmıştır. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Soğuk Savaş Dönemi’nde SSCB ile ABD arasında imzalanan nükleer silahların sınırlandırılması ile ilgili anlaşmalara verilen isim SALT olarak bilinmektetdir. SALT–I ABD ile SSCB arasında 1969’da Helsinki’de SALT–I olarak bilinen “Stratejitk Silahlan Sınırlandırma Görüşmeleri” başladı. İki buçuk yıl süreni toplantılardan sonar 26 Mayıs 1972’de Moskova’da SALT–I imzalandı. Bu anlaşmayla, nükleer silahlara nicelik ve nitelik bakımlarından birçok sınırlamalar getirildi. SALT–II SALT–I’in ABD-SSCB ilişkilerine getirdiği olumlu hava, iki devletin 1972’de Cenevre’de SALT–II görüşmelerine başlamasına ortam hazırladı. Uzun süre ilerleme sağlanamayan görüşmeler sonucunda 18 Haziran 1979’da SALT–II Anlaşması imzalandı. Yanıt: D 2 3 ÇÖZÜM–68 1 138 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 6 İslam Konferansı Örgütü (1969) Church of God adlı tarikata bağlı Dennis Michael Rohan adında Avustralyalı bir Hırnistiyanın 21 Ağustos 1969 tarihinde İsrail işgali altındaki Kudüs’te Mescidiaksa’yı kundaklamayı denemesinden sonra Ürdün Kralı Hüseyin’in önerisi ile Arap devletlerinin dışişleri bakanları 25 Ağustos 1969’da Kahire’de toplanarak bir “İslam Zirvesi” oluşturulması kararı verildi. 22-25 Eylül’de Fas’ın başkenti Rabat’ta Türkiye dahil 24 ülkenin katıldığı bir “İslam Zirvesi” toplandı. Zirve sonunda yayınlanan bildiride, İsrail’in Kudüs’ü boşaltması ve 1967 Haziran savaşında işgal ettiği Arap topraklarından çekilmesi kararlaştırılırken İsrail’i tanımış olan devletlerin, İsrail ile diplomatik ilişkilerini kesmeleri istendi. Örgütün merkezi Cidde’dir. Amacı İslam ülkeleri arasında iktisadi, sosyal, kültürel, bilimsel alanlarda işbirliğini güçlendirmek, uluslararası örgütlerle dayanışmayı yürütmektir. Yanıt: A 7 OPEC üyeleri arasında Suriye yer almamaktadır. Yanıt: E 8 1980 yılında başlayan İran-Irak Savaşı 1988 yılında imzalanan antlaşma ile sona ermiştir. O dönemde İran’ın lideri Ayetullah Humeyni bu antlaşmayı imzalamayı, zehir içmeye benzetmiştir. Yanıt: A 9 1961’de Rus kozmonot Yuri Gagarin, Vostok-1 uzay aracı ile ilk kez uzaya giden insan oldu. 1962’de ABD aynı şekilde karşılık vererek uzayda rekabeti hızlandırdı. 1969’da ise Amerikalı Astronot Neil Armstrong’un aya inmesi ile ABD uzay yarışında liderliği ele geçirdi. Yanıt: E 10 1955 yılından itibaren Rumlar Kıbrıs’ta Türklere karşı şiddet eylemlerine başlamıştır. Kanlı Noel ve benzeri katliamlara katılan Rumlarla mücadele etmesi için Volkan (I) ve Türk Mukavemet Teşkilatı (III) gibi yapılar ortaya çıkmıştır. Yanıt: C 11 1960 askerî müdahalesinin ardından bazı subaylar iktidarın sivillere devredilmesi konusunda acele edilmemesi gerektiğini ortaya koydular. Bunun üzerine Millî Birlik Komitesi 14 subayı yurtdışına görevlendirmiştir. Bu gelişmeler tarihe 14’ler Olayı olarak geçmiştir. Yanıt: A 12 Millî Nizam Partisi’nin kapatılması üzerine yerine kurulan parti Millî Selamet Partisi’dir. Yanıt: C 139 YUMUŞAMA DÖNEMİ - II Bağlantısızlık Hareketi'nin başlangıç noktası sömürgeciliğe karşı halkların kendi kaderlerini belirleme hakkını benimseyen Asya ve Afkida’dan 24 ülkenin katılımıyla 1955 Nisan’ında Endonezya’nın Bandung şehrinde toplanan Asya-Afrika Konferansı’dır. Konferans’ın amacı; yeni bağımsız olan Afrika ve Asya ülkelerinin, ABD ve SSCB gibi iki büyük nükleer güç karşısında varlıklarını korumak için bir birlik ve dayanışma sağlamaktı. Yanıt: B 2 Kuzey Vietnam (I), Doğu Almanya (II) ve Kuzey Kore (III) SSCB tarafından desteklenmiş ve yönlendirilmişlerdir. Yanıt: E Brejnev Doktrini, kapitalizme karşı sosyalizmi ve yayıldığı ülkeleri korumayı öngören bir belgedir. Yanıt: A 2005’te İslam Konferansı Teşkilatı Genel Sekreterliğine seçilen Ekmeleddin İhsanoğlu 2014 yılına kadar görevini sürdürmüştür. 21014'te genel sekreterlik görevini Suudi Arabistanlı eski Bakan Dr. İyad Medeni devralmıştır. Yanıt: C 6 1979 yılında İran’daki İslam devriminin sonucunda Humeyni’nin iktidara gelmesi ve Irak’ta büyük bir Şii çoğunluğun bulunması Şiilerin Humeyni tarafından kışktırtılacağını düşünen Irak devlet başkanı Saddam Hüseyin’i endişelendirdi. Bu arada Saddam Hüseyin, İran’ın Arap çoğunluğu olan Huzistan bölgesinin ele geçirilmesi fikrini ortaya attı. Camp David Antlaşması’yla Orta Doğu’da Mısır’ın etkinliğini kaybetmesi sonucunda ortaya çıkan otorite boşluğundan yararlanan Irak, Arap liderliği için çalışmalar başlattı. Görülüyor ki iki devlet arasında yaşanan sorunlar; etnik (I), dinî (II) ve siyasi (III) meselelerden kaynaklanmaktadır. Yanıt: E 4 1973’te gerçekleşen Yom-Kippur Savaşı’ndan sonra ABD Dışişleri Bakanı Hery Kissinger (II), Mısır (I) ile İsrail (III) arasında bir mekik diplomasisi başlattı. Bu diplomasinin ürünü de 17 Eylül 1978 tarihinde imzalanan Camp David Anlaşması oldu. Yanıt: E 7 Arap dünyasında ortaklık esasına dayanan ve sosyalizmi savunun bir devlet kurmayı hedefleyen Baas Hareketi, Irak (I) ve Suriye (II)’de iktidara gelebilmiştir. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 3 5 ÇÖZÜM–69 1 140 8 Zürih ve Londra Anlaşmaları doğrultusunda 16 Ağustos 1960’ta bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti ilan edildi. Cumhurbaşkanlığına Rum lider Makarios, yardımcılığına da Türk lider Dr. Fazıl Küçük getirildi. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 9 1975 yılında Lübnan’ın Beyrut şehrinde kurulan Asala, kendisini Uluslararası Devrim Hareketi’nin bir parçası olarak kabul etmektedir. Örgütün amaçları: 1915 yılında Türkiye’de meydana geldiğini iddia ettikleri “Sözde Ermeni Soykırımı’nın” Türk Devletince itirafını sağlamak, Türkiye’yi bu sözde soykırım nedeni ile tazminat ödemeye zorlamak, Türkiye’nin işgal ettiğini iddia ettikleri Doğu ve Güneydoğu Anadolu yöremizdeki toprakların sözde yasal sahiplerine yani Ermenilere iadesini sağlamak. Yanıt: A 12 12 Eylül Askeri Müdahalesine Neden Olan Gelişmeler: 1979 ve 80 yıllarında çok sayıda siyasi amaçlı faili meçhul cinayetlerin gerçekleşmesi (Abdi İpekçi, Nihat Erim, Fikret Ünsal, Mürsel Karataş.. ) TBMM’de birçok turun ardından yeni bir cumhurbaşkanı seçilememesi Konya’da şeriat içerikli Kudüs Mitinginin yapılması Dış ticaret açığındaki artış, döviz darboğazı, işsizlik ve ekonomik sıkıntıların giderek artması Sağ-sol gerğinliğine dayanan siyasal ve toplumsal şiddet olaylarının yoğunlaşması ABD ambargosunun sosyo-ekonomik sorunlara yol açması Ancak bu sebepler arasında 1961 Anayasası’nın sorunlara çözüm bulamaması şeklinde bir durum yoktur. Yanıt: E 10 1965-1971 yılları arasında Türkiye’de Adalet Partisi ve onun lideri Süleyman Demirel iktidarda kalmıştır. Yanıt: C 13 11 Murat Karayalçın CHP liderliği yapmamıştır. Yanıt: D 1963’te Metin Erksan’ın “Susuz Yaz” filmi, Berlin Film Festivali’nde “Altın Ayı” ödülünü kazanarak uluslararası alanda önemli bir ödülün sahibi oldu. Yanıt: E 141 YUMUŞAMA DÖNEMİ - III Mısır’ın Süveyş Kanalı’nı millileştirmesine İngiltere, Fransa ve İsrail sert tepki gösterirken; ABD ve SSCB ise Mısır’ın yanında yer almıştır. ABD, Mısır ve İsrail arasında imzalanan Camp David Antlaşması ile Türkiye, İngiltere ve bazı Orta Doğu ülkeleri arasında kurulan CENTO ise SSCB’nin tepkisiyle karşılaşmıştır. Bu durum SSCB’nin Orta Doğu’da etkinlik kurmak istemesiyle ilgilidir. Hem Camp David Antlaşması hem de CENTO, dolaylı olarak ABD’nin bölgedeki gücüne katkı yapmıştır. Bu durumda doğru cevabın E seçeneği olduğu ortaya çıkmaktadır. Yanıt: E 2 A, B, C ve D seçeneklerindeki gelişmeler ABD’nin Orta Doğu bölgesindeki siyasi etkinliğine katkı yapan gelişmeler değildir. E seçeneğindeki Bağdat Paktı ise ABD’nin tavsiyesiyle kurulmuştur. Bu paktın kurulmasındaki temel amaç Sovyetlerin Orta Doğu’da etkinlik kurmasına engel olmaktır. Paktın kurulmasına, İsrail’e karşı olan bazı Arap devletleri karşı çıkmıştır. Bu durumda doğru cevap E olmalıdır. Yanıt: E 5 ABD ile SSCB arasında 1970’li yılların son döneminde başlayan görüşmeler sonucunda SALT-1 ve SALT-2 adı verilen silahsızlanma antlaşmaları imzalanmıştır. Bunlardan SALT-2; SSCB’nin Afgan topraklarını işgal etmesi üzerine iptal olmuştur. Nitekim ABD Kongresi SALT-2 Antlaşması’nı onaylamayarak SSCB’ye karşı sert bir tepki vermiştir. Dolayısıyla doğru cevap da C olmalıdır. Yanıt: C 3 Ping-Pong Diplomasisi ABD ile Çin arasındaki ilişkilerin yumuşamasını tarif eden bir deyimdir. SALT-I Antlaşması ABD ile SSCB arasında imzalanan ve stratejik silahların kısıtlanmasına yönelik bir antlaşmadır. III.öncüldeki “Mekik Diplomasisi” ise İsrail sorununun çözümüne yönelik bir gelişmedir. Buna göre, arabulucu olan ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Mısır ve İsrail hükümetleri ile seri halde görüşmeler yapmıştır. Sonuç olarak doğru cevap C olmalıdır. Yanıt: C 6 İran, çeşitli sebeplerden ötürü 1979’da İslam Devrimi’ni gerçekleştirmiş ve şahlık rejimi yıkılmıştır. Yeni kurulan yönetim ABD ve İsrail karşıtı bir politikaya sahip olmuştur. Bu durumda İran İslam Cumhuriyeti’nin ABD’nin desteklediği; İngiltere ve Türkiye’nin de yer aldığı CENTO’da daha fazla durması düşünülemezdi. Bu doğrultuda doğru cevabın C olması gerekmektedir. Yanıt: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Küba Buhranı “Füze Krizi” olarak da bilinmektedir. Bu krize yol açan gelişme ise SSCB’nin, Küba’ya savunma füzeleri yerleştirmek istemesidir. ABD’nin Sovyet füzelerine karşı çıkmasıyla başlayan gerilim döneminde bir NATO ülkesi olan Türkiye de ABD tarafında yer almıştır. Sonuç itibariyle doğru cevap D olmalıdır. Yanıt: D 4 ÇÖZÜM–70 1 142 7 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Bağlantısızlık Hareketi, Yumuşama Dönemi'nde ortaya çıkan bir tepki hareketidir. Bağlantısızlık kavramı, Doğu ve Batı bloklarına karşı olma ve bu blokların dışında yeni ve güçlü bir blok kurma amacını taşımaktadır. Bağlantısızlık hareketinin liderleri ise Hindistan, Mısır ve Yugoslavya olmuştur. Yeni kurulan birçok Afrika ve Asya ülkesi de bu bloğa dahil olmuştur. Bu durumda E seçeneğinin doğru cevap olduğu ortaya çıkmaktadır. Yanıt: E 8 Türkiye’de 27 Mayıs 1960’da yapılan askeri darbeden sonra hem yeni bir anayasa ilan edilmiş, hem de Demokrat Parti kapatılmıştır. Bu dönemde yapılan seçimlere ise A, B, D ve E seçeneklerindeki siyasi partiler katılmıştır. C seçeneğindeki Anavatan Partisi ise Turgut Özal tarafından 1983’te kurulmuştur. Dolayısıyla cevabımız C seçeneği olmalıdır. Yanıt: C 9 Devlet Planlama Teşkilatı 30 Eylül 1960’da kurulmuştur. TÜBİTAK 24 Temmuz 1963’te kurulmuştur. Türkiye’de ilk televizyon yayını TRT tarafından 1968’de başlatılmıştır. Günümüzde Türkiye İstatistik Kurumu olarak bilinen Devlet İstatistik Kurumu Atatürk döneminde 1926’da kurulmuştur. Türkiye’de ilk organ nakli 1975’te Prof.Dr. Mehmet Haberal tarafından gerçekleştirilmiştir. Yukarıdaki bilgiler incelendiğinde doğru cevabın D seçeneği olduğu görülmektedir. Yanıt: D 10 Ülkemizde Cumhuriyet Senatosu 1961 Anayasası’yla yaşama geçirilmiştir. Bu senatonun varlığı çift meclisli sisteme geçildiğinin kanıtıdır. Cumhuriyet Senatosu 1982 Anayasası’nın yürürlüğe girmesiyle ortadan kaldırılmıştır. Bu durumda doğru cevap B olmalıdır. Yanıt: B 11 Kıbrıs Barış Harekatı, Bülent Ecevit’in başbakanlığı döneminde 1974’te gerçekleştirilmiştir. 1924 Anayasası 1961 Anayasası’nın yürürlüğe girmesiyle son bulmuştur. Bağdat Paktı 1955 yılında kurulmuştur. ASALA terör örgütü faaliyetlerini 19731985 yılları arasında yürütmüştür. Milli Birlik Komitesi (MBK), 1960 Darbesiyle birlikte kurulmuştur. Yukarıdaki gelişmelerin tarihlerine bakıldığında doğru cevap A seçeneğidir. Yanıt: A 12 Küba Buhranı, ABD ile SSCB arasında, SSCB’nin Küba’ya savunma füzeleri yerleştirmek istemesi üzerine başlayan gerilimli dönemdir. Bu gerilim, SSCB’nin füzeleri yerleştirmekten vazgeçmesi, ABD’nin de Türkiye’de yer alan Jüpiter Füzelerini sökmesi üzerine sona ermiştir. Küba Krizi’nin sona ermesinde dönemin ABD Başkanı’nın Sovyetler Birliği Genel Sekreteri Nikita Kruşçev’le mektuplaşması da önemli bir rol oynamıştır. Bu durumda doğru cevap A olmalıdır. Yanıt: A 143 KÜRESELLEŞEN DÜNYA - I 2 İthal İkameci Politika, yurt dışından ithal edilmek durumunda olan malların yurt içinde üretilmesini sağlayarak dışarıya bağımlılıktan kurtulmak suretiyle sanayileşmeyi öngören politikadır. Yanıt: B 3 Avrupa Parlamentosu üyelerine değil Avrupa Komisyonu üyelerine Komiser denir. Yanıt: E İki kutuplu dünyanın sembollerinden biri olan Berlin Duvarı 14 Ocak 1990’dan sonra yıkılmaya başlandı. Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl’ün iki Almanya’nın birleşmesiyle ilgili olarak, önce sıkı bir iş birliğini sonra da aşamalı şekilde birliği öngören planını Moskova Antlaşması ile SSCB’nin de kabul etmesiyle 3 Ekim 1990’da iki Almanya resmen birleşti. Yanıt: C 5 Azerbaycan 30 Ağustos 1991’de bağımsız oldu. Azerbaycan’ın bağımsızlık kazanmasında Halk Cephesi’nin büyük katkısı olmuştur. Bağımsızlık sonrası ilk cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan Halk Cephesi lideri Ebulfeyz Elçibey, Haziran 1993’te gerçekleşen darbe üzerine Nahcivan’a sığındı. Yanıt: A 6 1995’te General Ratko Mladiç komutasındaki Sırp güçleri, daha önce BM Güvenlik Konseyi tarafından “güvenli bölge” ilan edilmiş olan Doğu Bosna’daki Serebrenika’yı işgal etmiş; genç, yaşlı demeden Bosnalı Müslümanlardan binlerce sivili topluca katletmiştir. Tüm dünyayı ayağa kaldıran bu katliam, NATO’yu da harekete geçirmiş ve 30 Ağustos 1995’te Sırp hedeflerine yönelik kapsamlı hava operasyonları başlatılmıştır. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Perestroika “yeniden yapılandırma” anlamına gelmektedir. SSCB’de gerek ekonomik gerekse siyasi merkeziyetçiliğin ortadan kaldırılmasına dönük faaliyetleri kapsar. Diğer yandan siyasi merkeziyetçiliğin ortadan kaldırılmasına dönük faaliyetler de çoğu zaman glastnost (açıklık) politikası içinde yer alır. Bu politikayla parti içi seçimlerde gizli oy sisteminin getirilmesi, parti politikalarını eleştirmeyi engelleyen bir dizi yasal engelin yürürlükten kaldırılması, yönetilenlerin siyasi elitlere karşı dava açabilmelerini olanaklı kılan düzenlemelerin yapılması, bürokratizmi aşmayı, rüşveti ve adam kayırmayı önlemek için bir dizi yeni düzenlemenin getirilmesi, kamu hizmetlerinde parti yandaşı olmayanlara da yer verilmesi, sivil toplum örgütlerinin özgürce faaliyet gösterebilmesinin önündeki engellerin kaldırılması, basına sansür uygulanmasına son verilmesi amaçlanmıştır. Ancak bu politikaların amaçları arasında monarşiyi güçlendirme isteği yoktur. Yanıt: E 4 ÇÖZÜM–71 1 144 7 1986 yılında kaza yaşayan Çernobil santrali Ukrayna’dadır. Bu kaza birçok insanın ölümüne yol açmıştır. Yanıt: A 8 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Orta Doğu’nun başlıca su kaynakları: Dicle, Fırat, Asi, Şeria ve Nil nehirleridir. Bu nehirlerin kaynaklarının ve denizlere döküldükleri yerlerin farklı ülkelerin topraklarında bulunmasından dolayı devletler arasında suyun paylaşılması ile ilgili gittikçe büyüyen sorunlara sebep olmuştur. Ancak Orta Doğu’da su sorununa yol açan bu kaynaklar arasında Aras Nehri yoktur. Yanıt: D 11 Kanatlı hayvanlarda toplu ölümlere yol açan ve H5N1 virüsünün insanlarda meydana getirdiği hastalığa “kuş gribi” adı verilmiştir. 1997’de Çin’deki kuş gribi salgını sırasında hastalığın insanlarda ölüme sebep olduğu tespit edilmiştir. Virüs, yaklaşık her 10 yılda bir yapısını değiştirerek ülkeler ve kıtalar arasında yayılan salgınlara neden olmaktadır. Türkiye gibi göçmen kuşların göç yolları üzerinde bulunan ülkelerde yayılma hızı daha yüksektir. Yanıt: C 12 İhraç İkameci Sanayileşme, 1980’den sonra başlamıştır. Yanıt: E 13 9 1982 Anayasası’nın temel haklara 1961 Anayasası’ndan daha fazla yer verdiği söylenemez. Yanıt: B 10 ILO – Uluslararası Çalışma Örgütü FAO – Gıda ve Tarım Örgütü UN – Birleşmiş Milletler Teşkilatı WHO – Dünya Sağlık Örgütü (D) UNESCO – Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü Yanıt: D GAP olarak bilinen Güney Doğu Anadolu Projesi’nin temel hedefleri arasında turizm gelirlerini artırmak yoktur. Yanıt: B 14 1991 Genel seçimleri neticesinde partiler tek başına iktidar olabilecek oy oranına erişemeyince Süleyman Demirel başkanlığında DYP-SHP Koalisyonu kurulmuştur. Tansu Çiller de bu hükûmette bakan olarak görev yapmıştır. Bu seçimler sekiz yıllık ANAP iktidarına da son vermiştir. Ancak Turgut Özal’ın bu seçimlerden sonra siyasetten çekildiği söylenemez. Yanıt: C 145 KÜRESELLEŞEN DÜNYA - II 1985’ten sonra SSCB’deki iç gelişmelerinden faydalanan Ermenistan, Karabağ’ı kendisine bağlamak istemiştir. Bu istek Halk Cephesi önderliğindeki Azerilerin tepkisine neden olmuştur. Şubat 1988’de çoğunluğu Ermenilerden oluşan Karabağ parlamentosunun Ermenistan’a katılma kararı, Ermeniler ile Azeriler arasında önce çatışmaya, sonra da bir savaşa dönüşmüştür. Azerilerin tamamen silahsız kalması üzerine Karabağ, Ermenistan tarafından işgal edildi. Hocalı başta olmak üzeri birçok kentte çok sayıda sivil öldürülmüş veya göçe zorlanmıştır. Yanıt: B 2 Kırgızistan’ın yetiştirdiği ve bütün dünyada tanınan önemli bir yazar olan Cengiz Aytmatov, ülkemizde de yoğun olarak okunan birçok esere imza atmıştır. Yanıt: A 3 4 Brüksel Zirvesi 2000 değil 2004 yılında toplanmıştır. Bu zirvede Ekim 2005 tarihinden başlamak üzere müzakere tarihi verilmiştir. Yanıt: E Bosna’da insanlık ve savaş suçlarının işlendiği bu savaş sırasında katliamları saklamak isteyen savaş suçluları, onlarca kilometre uzaklarda yeşillendirilerek gizlemek istedikleri toplu mezarlar oluşturdular. Bu mezarlar, normalden derin kazılarak mezar içine bırakılan metal parçalar ile manyetik değişkenlik taraması yapılması (uydu resimleri vs.) engellenmek suretiyle gizlenmek istendi. Bölgede inceleme yapan uzmanların toplu mezarların üzerinde yetişen yaban çiçeği Artemis ve bu çiçekten beslenen mavi kelebeklerin nüfusunda bir artış gözlemlemeleriyle bu güne kadar 370’ten fazla toplu mezar tespit edildi. Yanıt: A 6 Nil Nehri, Mısır, Sudan ve Etiyopya arasında sorun Şeria Nehri, Ürdün, Suriye ile İsrail arasında sorun Asi Nehri, Lübnan, Suriye, Türkiye arasında sorun Fırat Nehri, Suriye, Irak ve Türkiye arasında sorun Dicle Nehri, Suriye, Irak ve Türkiye arasında sorun Bu durumda Türkiye’yi ilgilendiren sular soruda verilenler içinde Fırat (II) ve Asi (III)dir. Yanıt: E 7 Türkiye ile Yunanistan arasında uzun yıllardır devam eden Batı Trakya sorunu bu dönemde de devam etmiştir. Yunanistan Batı Trakya’da yaşayanlar “Türk değil Müslüman azınlıktır.” Tezini savunmaya devam etmiş ve Türklerin eğitim, kültür, siyaset, ibadet vb. alanlardaki sorunları çözülememiştir. 26 Ocak 1990’da Batı Trakya Türkleri liderlerinden Dr. Sadık Ahmet’in “Türk” kelimesini kullanması yüzünden yargılanıp cezalandırılması Türkler tarafından protesto edildi. Batı Trakya’da özellikle Rodop’ta Türklere yönelik saldırılar sonucunda gelişen olaylar üzerine Yunanistan ve Türkiye karşılıklı olarak büyükelçilerini geri çekmiştir. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! TİKA, başta Türk dilinin konuşulduğu ülkeler ve Türkiye’ye komşu ülkeler olmak üzere, gelişme yolundaki ülkelerin kalkınmalarına yardımcı olmak, bu ülkelerle ekonomik, ticari, teknik, sosyal, kültürel, eğitim alanlarında işbirliğini geliştirmek amacıyla 24 Ocak 1992 tarihinde Dışişleri Bakanlığı’na bağlı bir teşkilat olarak kurulmuştur. Ancak daha sonra Başbakanlığa bağlı olarak faaliyet göstermektedir. Yanıt: A 5 ÇÖZÜM–72 1 146 8 12 “Cep Herkülü” olarak anılan Naim Süleymanoğlu, bütün otoritelere göre tüm zamanların en iyi haltercisidir. Bulgaristan’da Türklere uygulanan asimilasyon ve baskılar nedeniyle 1986’da Türkiye’ye sığındı. 1988 Seul Olimpiyatları’nda 9 dünya, 6 olimpiyat rekoru kırarak muhteşem bir zafer elde etti ve böylece Türkiye’ye olimpiyatlar tarihinde güreş dışında ilk altın madalya kazandıran sporcu oldu. 1992 Barcelona Olimpiyatları’nda kolaylıkla altın madalyayı kazanan Naim Süleymanoğlu, aynı yıl “Uluslararası Halter Basın Komisyonu” tarafından “Dünyanın En İyi Sporcusu” seçildi. 1996 Atlanta Olimpiyatları’nda 4 dünya rekoru kırarak 3. kez olimpiyatlarda madalya kazanarak tarihe geçen Naim Süleymanoğlu, 2000’de halteri bıraktı. Yanıt: D Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 9 Cevdet Sunay (III) Fahri Korutürk (IV) Süleyman Demirel (I) Ahmet Necdet Sezer (II) Yanıt: B 10 Bulgaristan 1985 yılından itibaren ülkesindeki Türkler üzerinde baskı, şiddet, asimile ve göçe zorlama gibi yöntemlere başvurarak Yeniden Doğuş Hareketi başlatmıştır. Belene ve benzeri kamplarda insanlara karşı suç işlemiştir. Bunun üzerine bir çok Türk Anadolu’ya gelmiştir. Yanıt: A 13 Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Petrol Boru Hattı Azerbaycan, Gürcistan Türkiye arasındaki petrol hattı. Güney Kafkasy Boru Hattı (GKB) ile Azerbaycan doğal gazının Şah Deniz projesiyle Gürcistan ve Türkiye üzerinden dünyaya pazarlanması hedeflenmektedir. Trans-Hazar Boru Hattı Türkmenistan doğal gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak olan yapıdır. Mavi Akım Projesi: Rus doğal gazının Karadeniz’in altından geçecek bir boru ile Samsun’a getirilmesi projesidir. Yanıt: E 2005 yılında alınan karar ile Türk Lirası’ndan altı sıfır atılmıştır. Yanıt: B 11 Somali 1993-1994 Bosna-Hersek 1993-1995 / 1995-1996 / 2004 Arnavutluk 1997 / 1999 Kosova 1999 Afganistan 2002 Lübnan 2006 Endonezya TBMM kararı ile asker gönderilen bölgeler arasında yoktur. Yanıt: E 14 14 Aralık 1995’te Yugoslavya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Slobodan Miloşeviç ve Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franyo Tucman ve eski Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç tarafından Dayton Antlaşması imzalanarak Bosna Savaşı sona erdi. Bosna-Hersek Devleti’nin yapısı bu antlaşmayla belirlendi. Yanıt: D 147 KÜRESELLEŞEN DÜNYA - III 1991 yılına SSCB’nin dağılması sonrasında 1992’de TİKA kurulmuş, Doğu Bloku dağılmış, NATO’ya üye olan ülkelerin sayısı artmış, 2001’de Şanghay İşbirliği Örgütü, 1991’de de Bağımsız Devletler Topluluğu kurulmuştur. Yanıt: B 4 Türkiye Mülteciler Sorunu’nda Bulgaristan ile, Çekiç Güç uygulamasında ise Irak ile sorun yaşamıştır. 1993 yılında Ermenistan’ın Hocalı’daki katliamı Türkiye ile Ermenistan arasında sorun yaratmıştır. Yanıt: B ÇÖZÜM–73 1 5 2 6 3 İran’da Humeyni’nin iktidar olması 1979 yılına rastlar. Humeyni’nin iktidar olmasıyla birlikte İran İslam Cumhuriyeti kurulmuştur. Yanıt: E Türkiye, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından kurulan, Uluslar arası Destek Gücü’yle birlikte 2001’de asker çıkarılan Afganistan’daki kuvvetlere komutanlık yapmıştır. Yanıt: A Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! SSCB’nin dağılmasından sonra Estonya, Litvanya, Moldova 1991 yılında bağımsızlığını ilan etmiştir. Ancak Slovenya Yugoslavya’nın dağılması sonucunda kurulmuştur. Yanıt: B 1991 yılında kurulan Bağımsız Devletler Topluluğu’nda yer alan Gürcistan 2008’de Rusya ile yaşadığı Güney Osetya Savaşı’ndan dolayı 15 Ağustos 2008’de Bağımsız Devletler Topluluğu’ndan ayrılmıştır. Yanıt: C 148 7 Küresel ısınmaya uluslar arası girişimlerle çözüm bulmak için Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nde bir ek niteliğindeki Kyoto Protokolü 1997’de Japonya’nın Kyoto şehrinde imzalanmıştır. Yanıt: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8 Barış Suyu Projesi, Fırat ve Dicle Nehri’nin sularını Arap Yarımadası’na kadar akıtmak için ortaya atılan ve Türkiye’nin de destek olduğu bir projedir. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı da Türkiye’nin katılımıyla kurulmuştur. Ancak Türkiye girişimlerine rağmen henüz Avrupa Birliği’ne ve onun organlarından olan Avrupa Parlamentosu’na henüz üye olamamıştır. Yanıt: C 10 Türkiye, Rus doğalgazını Karadeniz’in altından döşenen bir boru hattıyla Samsun’a doğru ulaştıran Mavi Akım Projesi ile ekonomi alanda önemli bir projeye imza atmıştır. Yanıt: A 11 Yugoslavya’nın dağılmasından sonra Sırp lider Slobadan Miloseviç, Bosna – Hersek’in bağımsızlığına karşı çıkmıştır. Miloseviç, Bosna- Hersek’teki Sırpları koruma bahanesiyle bölgeye yönelik saldırı düzenleyerek Bosna Savaşı’nı başlatmıştır. Yanıt: B 12 9 Azerbaycan, 1991 yılında Ebulfeyz Elçibey liderliğinde kurulan Halk Cephesi ile SSCB’den ayrılarak bağımsız olmayı başarmıştır. Yanıt: B Türkiye, Birleşmiş Milletler kararı doğrultusunda Bosna Savaşı’ndaki Sırp katliamlarına son vermek için NATO’ya bağlı birliklerle 1995 yılında bölgeye asker göndermiştir. Ancak Körfez Savaşı’nda ve Güney Osetya Savaşı’nda askeri girişimlerde bulunmamış ve bu savaşların yapıldığı bölgelere asker göndermemiştir. Yanıt: C 149 DENEME - 1 Orhun Kitabeleri VIII. yüzyılda Yolluğ Tigin tarafından Bilge Kağan, Kültigin ve Vezir Tonyukuk adına dikilmiştir. Kitabede; – Devletin ve halkın sorunlarından bahsedilmiş, – Kök Türk alfabesi kullanılmış, 4. Kuruluş ve yükselme dönemlerinde gaza düşüncesiyle Bizans’a seferler düzenlenerek İstanbul fethedilmiştir. Fethedilen bölgelerde “iskan ve istimalet” politikaları uygulanarak bu bölgelerin hem Türkleşmesi hem de İslamlaşması sağlanmıştır. – Sosyal devlet anlayışı ortaya koyulmuştur. Kitabede halkın yönetime katılmasından bahsedilmemiştir. Bu dönemde halk yönetimde etkin değildir. Kut inancı hâkimdir. Bu inanca göre Kağan halkı Tanrı’dan aldığı yetkiye göre yönetmektedir. CEVAP: C Ek Bilgi: Batı tarzında ilk ıslahatlar Lale Devri (18. yüzyıl) ile başlamaktadır. 17. yüzyılda yapılan ıslahatlarda batı etkisi bulunmayıp kişilerin hayatları ile sınırlı kalmıştır. Sorunların temeline inilmeyerek yüzeysel çözümler üretilmiş ve ıslahatların uygulanmasında baskı ve şiddete başvurulmuştur. Bu dönemde daha çok askerî ve mali alanda ıslahatlar yapılmıştır. CEVAP: D Ek Bilgi: Türk devletlerinde “Ülke hanedanın erkek üyelerinin ortak malıdır.” anlayışı uygulanmıştır. Buna göre hanedan soyundan gelen tüm erkekler kut kanı taşıdıkları için hükümdar olma ve devleti yönetme yetkisine sahiptir. Halkınyönetime katılması ilk defa Osmanlı Devleti’nde I. Meşrutiyet’in (1876) ilanı ile gerçekleşmiştir. 2. 5. Hükümdarın Tanrı adına devleti yönetme yetkisi (I), devleti yönetirken hükümdarın üzerinde başka bir güç olmaması ve halifeliğin dünyevi yetkilerinin sultana ait olması (III) ise İslam devletleri arasındaki siyasi gücü elinde tutma bakımından merkezî otoriteyi güçlendirirken vakıf sisteminde bu durumdan söz edilemez. İstanbul kuşatmalarında Bizans, Yıldırım Bayezit’e karşı Karamanoğulları ile ittifak yaparak bir yandan Anadolu Beyliklerini, diğer taraftan ise Avrupa devletlerini kışkırtmaktaydı. Bundan dolayı Yıldırım Bayezit İstanbul’u karadan ve denizden kuşatmıştır. Bizans’ın Avrupalı devletlerinden yardım istemesi sonucunda Haçlı İttifakı’nın saldırıya geçmesi ile Niğbolu Savaşı başlamıştır. Bu savaşın başlamasıyla İstanbul Kuşatması kaldırılmıştır. Niğbolu Savaşı’ndan sonra İstanbul tekrar kuşatılmıştır. Yıldırım Bayezit, Bizans’ın Karadeniz ile bağlantısını kesmek için Boğazın Anadolu yakasında Anadolu Hisarı’nı yaptırdı. Ek Bilgi: Vakıf sistemine göre ilmî veya sosyal yapılar kurulurken devletin hazinesinden para çıkmazdı. Bu giderler vakıflardan karşılanırdı. Vakıflar sosyal devlet anlayışını yansıtmaktadır. CEVAP: B Ek Bilgi: Cem Sultan Olayı’nın bir dış sorun hâline gelmesi her ne kadar Bizans’ın taht kavgalarını desteklediği düşüncesini yaratsa da Bizans İstanbul’un fethiyle yani Cem Sultan Olayı’ndan önce yıkılmıştır. – Kayseri Huand Hatun Medresesi – Konya Alaaddin Cami 6. – Aksaray Taş Medrese – Sivas Gök Medrese Selçuklu Devleti Dönemi’ne ait eserlerdir. Fakat Bursa Ulu Cami ise Osmanlı Devleti’ne ait bir eserdir. – Şehremini: Başkentin bayındırlık ve belediye işlerinden sorumlu olan kişidir. – Mirliva: Beyliklerde padişah adına siyasi otoriteyi temsil eden askerdir. – Beylerbeyi: Eyaletlerdeki yöneticilere denir. CEVAP: C Ek Bilgi: Bu tarz sorular çözülürken devletin nerelere hâkim olduklarına bakılırsa sorular daha kolay çözülecektir. Selçuklu Devleti Konya, Sivas, Kayseri ve Aksaray’a hâkim olmuştur. Bursa ise Türk tarihinde ilk kez Osmanlı Devleti’nin hâkimiyeti altına girmiştir. Osmanlı Devleti’nin başkentliğini yapmıştır. CEVAP: A Ek Bilgi: Klasik Dönemdeki Yöneticiler: Eyaletlerde → Beylerbeyi Sancaklarda → Sancakbeyi Kazalarda → Kadı Köylerde → Köy kethüdası, tımar sahibi, imam, kocabaş (gayrimüslimlerde) Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde fethedilen İstanbul’un, Cem Sultan Olayı’nın yaşanması ile Avrupalı devletlerin İstanbul’u geri alma ümidine kapılmasına neden olmuştur. Cem Sultan Olayı bir iç sorunken dış sorun hâline gelmiştir. CEVAP: E 3. Osmanlı Devleti’nde veraset sistemindeki ilk düzenleme I. Murat Dönemi’nde “ülke padişah ve çocuklarının malıdır.” anlayışı getirilerek merkezî otorite güçlendirilmeye çalışılmıştır. ÇÖZÜM–1 1. 150 7. – Mekkari Taifesi: Tüccarların mallarını taşırlardı. 10. – Menzil Teşkilatı: Konaklama yerlerindeki tüccarların ulaşım ve hayvan ihtiyacını karşılardı. – Bedesten: Banka ve borsa işlerini yürüten yerlerdi. – Lonca Teşkilatı: Osmanlı Devleti’ndeki esnaf örgütlenmesidir. Bu kavramlar Osmanlı Devleti’nde ticaretin gelişmesinde etkili olmuştur. Fakat tımar sistemi, Osmanlı toprak yapısıyla ilgili olduğu için ticareti geliştirme ile bir ilgisi yoktur. CEVAP: C Ek Bilgi: Tımar sisteminde: CEVAP: B Ek Bilgi: Yeniçeri Ocağının kaldırılmasıyla: – Islahatlar önündeki en büyük engel ortadan kalkmıştır. – Yeniçeri Ocağının mensubu olduğu Bektaşi Tarikatı kapatılmıştır. – Padişahın otoritesi artmıştır. – Memurlara devlet hazinesinden para vermeden devletin asker ihtiyacı karşılanmıştır. – Toprakların boş kalması önlenmiş ve üretimde süreklilik sağlanmıştır. – Askerî işleri düzenlemek için Dar’ül Şûrayı Askerî kurulmuştur. – Taşrada devlet otoritesi ve güvenlik sağlanmıştır. – Bayındırlık işleri yürütülmüştür. – Eyaletlerdeki güvenliği sağlamak için Redif Birlikleri kurulmuştur. 8. Osmanlı Devleti’nde Arkeoloji Müzesi’ni ve Sanayiinefise Mektebini kuran ve Kaplumbağa Terbiyecisi adlı eseriyle tanınan sanatçı Osman Hamdi Bey’dir. 11. Emir Sultan: Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Dönemi’nde Bursa’da yaşamış, İslam ve tasavvuf alimidir. Yıldırım Bayezit’in damadı olduktan sonra “emir” unvanı verilmiştir. II. Abdülhamit Dönemi’nde daha çok yurtdışında örgütlenen Cemiyet 1908’de II. Abdülhamit’in Kanuniesasiyi yeniden yürürlüğe koyup Meşrutiyet’i yeniden ilan etmesinde etkili olmuştur. II. Meşrutiyet’e karşı olanlar 31 Mart Ayaklanması’nı çıkarmışlar fakat İttihat ve Terakki Cemiyeti Harekat Ordusu aracılığıyla ayaklanmayı bastırmıştır. 1913 yılında gerçekleştirdikleri Babıali Baskını ile hükûmeti ele geçiren İttihat ve Terakkilili subaylar, Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girmesine neden olup savaş sonunda ise ülkeyi terketmişlerdir. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasında İttihat ve Terakkinin etkisi yoktur. Kemal Paşazâde: XVI. yüzyılda yaşamıştır. Tarih, tıp ve felsefe konularında çalışmaları vardır. Şeyhülislamlık görevini üstlenmiştir. En önemli eseri Tevarih-i Alî Osman’dır. CEVAP: A Ek Bilgi: İttihat ve Terakkinin yayın organı olan Meşveret gazetesi 1895’te kurulmuştur. Fransızca ve Türkçe yayınlanan gazete 15 günde bir çıkmaktaydı. Şeker Ahmet Paşa: Osmanlı Devleti’nde ilk resim sergisini açan ressamdır. Resme olan ilgisinden dolayı Sultan Abdülaziz Dönemi’nde Paris’e gönderilmiştir. Hacı Arif Bey: XIX. yüzyılın en önemli klasik Türk müziği bestekârlarındandır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! II. Mahmut, yeniliklerin önündeki en büyük engelin Yeniçeri Ocağı olduğunu düşünerek 1826’da Yeniçeri Ocağını kaldırmıştır. Buna Vakayıhayriye (hayırlı olay) denilmektedir. Kaldırılan ocağın yerine Asakirimansureimuhammediye adı altında batılı tarzda yeni bir ordu kurulmuştur. Ek Bilgi: XIX. yüzyılda Batı örnek alınarak askerî ve teknik okullarda ilk kez resim dersleri verilmeye başlanmıştır. Böylece minyatür önemini kaybederek batı resim tekniğiyle yağlıboya resim yapımı gelişmiştir. 9. Osmanlı Devleti’nde azınlık isyanlarını önlemek amacıyla 1839’da Tanzimat Fermanı, 1856’da Islahat Fermanı, 1876’da I. Meşrutiyet ve 1908’de II. Meşrutiyet ilan edilmiştir. Tanzimat Fermanı ve Islahat Fermanı, Sultan Abdülmecid zamanında ilan edilirken, I. Meşrutiyet ve II. Meşrutiyet ise II. Abdülhamit Dönemi’nde ilan edilmiştir. CEVAP: D Ek Bilgi: II. Mahmut ile âyanlar arasında Senediittifak imzalanmıştır. Senediittifak’ın azınlık isyanlarını önlemeye yönelik bir etkisi yoktur. Anadolu ve Rumeli’deki âyanların başına buyruk hareket ettiğini düşünen II. Mahmut bu duruma son vermek için Alemdar Mustafa Paşa aracılığıyla âyanlarla bu sözleşmeyi imzalamıştır. CEVAP: D 12. Amasya Genelgesi’nde Sivas’ta bir kongre toplanması ve bu kongreye katılacak üyelerin Müdafaaihukuk Cemiyetleri ve belediye başkanları aracılığı ile seçilmelerinin nedeni, halkın istekleri doğrultusunda karar alınmasını sağlamaktır. CEVAP: D Ek Bilgi: Amasya Genelgesi’nin önemi: – Millî Mücadele’nin gerekçesi ve yöntemi belirtilmiştir. – Millet iradesine dayalı bir devletin kurulacağının işareti verilmiştir. – İstanbul Hükûmetinin görevini yerine getiremediğinden söz edilmiştir. – Millet, istiklali için azim ve kararlılık ile hareket etmeye çağırılmıştır. 151 13. Son Osmanlı Mebusan Meclisinde 28 Ocak 1920’de Misakımillî kararlarının kabul edilmesiyle İtilaf Devletleri 1918’den beri denetim altında bulundurdukları İstanbul’u 16 Mart 1920’de resmen işgal ederek Mebusan Meclisini dağıtmışlardır. Kurtuluş Savaşı Dönemi’nde savaş giderlerini karşılamak için Mustafa Kemal, Başkomutanlık yetkisine dayanarak 7-8 Ağustos 1921’de Tekalifimilliye Emirleri’ni çıkarmıştır. Herkesi Millî Mücadele’ye yardıma çağıran bu emirleri yerine getirmek için her ilçede Tekalifimilliye Komisyonları kurulmuştur. Emirlerin uygulanabilmesi için de İstiklal Mahkemeleri görevlendirilmiştir. CEVAP: E Ek Bilgi: Tekalifimilliye Emirlerini uygulayabilmek için Ankara, Kastamonu, Samsun, Eskişehir ve Konya’da İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur. 17. II. İnönü Zaferi’nin ardından 5 Temmuz 1921’de İtalya Anadolu’yu boşaltmaya başlamış, Sakarya Savaşı ile Anadolu’yu tamamen boşaltmıştır. Fransa da Sakarya Savaşı sonucunda Ankara Antlaşması’nı imzalayarak Millî Mücadele’yi tanımış ve Anadolu’dan çekilmiştir. Böylelikle Güney Cephesi kapanmıştır. CEVAP: C Ek Bilgi: Sakarya Savaşı’nda tüm subayların savaşa katılmasından dolayı “Subaylar Savaşı” olarak da bilinmektedir. 18. 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması’yla, 93. Harbi’nden beri İngilizlerin elinde bulunan Kıbrıs, İngiltere’ye bırakılmıştır. Diğer seçeneklerdeki yargılar Lozan Antlaşması’ndan sonra gerçekleşen olaylardır. Musul’un İngiliz yönetimindeki Irak Hükûmetine bırakılması 1926’da, Kabotaj Kanunu ile Türk kara sularında liman ve gemileri işletme hakkı 1926’da, Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile Boğazlar’ın yönetiminin Türkiye’ye bırakılması 1936’da ve Hatay’ın Türk topraklarına katılması 1939’da gerçekleşen olaylardır. CEVAP: D Ek Bilgi: Bu tarz soruları çözerken soru kökünde verilen tarihlere dikkat etmek ve kronolojiyi bilmek soruları kolaylıkla yanıtlamanızı sağlayacaktır. 19. Halifelik makamının cumhuriyet rejimiyle ve ulusal egemenlik ilkesi ile çelişmesi ve laik devlet yapısına ters düşmesi nedeniyle 3 Mart 1924’te kaldırılmıştır. Halifeliğin kaldırılması ile: – İki başlı yönetime son verilmiştir. – Laik inkılaplara ortam hazırlanmıştır. – Osmanlı hanedanı sınır dışı edilmiştir. – Laik karşıtların odağı olması engellenmiştir. – Ümmet toplumu yerine ulus toplumuna önem verilmiştir. – İşgalci ve emperyalist devletlerin halifelik makamı üzerinden Türkiye’nin iç işlerine karışmasına engel olunmuştur. – Şeyhülislamlık makamı lağvedilmiştir. – TBMM’nin otoritesi güçlenmiştir. CEVAP: B Ek Bilgi: Meclis hükûmeti sisteminin uygulanmasından dolayı hükûmet bunalımı ortaya çıkmıştır. 1921 Anayasası’nda yapılan 1923 değişikliğiyle meclis hükûmeti sisteminden, kabine sistemine geçilerek, Mustafa Kemal Cumhurbaşkanı olarak İsmet Paşayı başbakan olarak hükûmeti kurmakla görevlendirmiştir. Meclis başkanı da Fethi Okyar seçilerek hükûmet bunalımı sorunu ortadan kaldırılmıştır. CEVAP: A Ek Bilgi: İstanbul’un işgali üzerine Temsil Heyeti tarafından alınan önlemler: – İstanbul ile olan bütün haberleşme kesilmiş, – İstanbul’da yapılan tutuklamalara karşı Anadolu’daki İtilaf Devletleri subayları tutuklanmıştır. 14. İşgal Kuvvetleri ve Damat Ferit Hükûmeti Sivas Kongresi’ni engellemek için: – Elazığ Valisi Ali Galip’i kongreyi dağıtmakla görevlendirmiştir. – Ankara Valisi Muhittin Paşa Kongre’yi engelleme girişiminde bulunmuştur. – Sivas’a gelen bazı Fransız subaylar Mustafa Kemal’in tutuklanacağını ve kongrenin dağıtılacağı söylentilerini yaymıştır. Bütün bu çabalara rağmen Sivas Kongresi toplanmıştır. Damat Ferit Hükûmeti Kongre’nin toplanmasını engelleyemediği için istifa etmiştir. CEVAP: B Ek Bilgi: Damat Ferit Son Osmanlı Mebusan Meclisinin kapatılmasıyla tekrar sadrazamlık görevine getirilmiştir. 10 Ağustos 1920’de Sevr Antlaşması’na duyulan tepkiden dolayı Damat Ferit tekrar istifa etmek zorunda kalmış ve yerine Tevfik Paşa Hükûmeti kurulmuş ve bu antlaşmayı onaylamamıştır. 15. I. TBMM Dönemi’nde çıkarılan kanunlar; – Ağnam Vergisi’nin arttırılmasına dair kanun, – Hıyanetivataniye Kanunu, – İstiklal Mahkemeleri Kanunu, – Düzenli ordunun kurulmasına dair kanun, – Firariler Kanunu, – Nishabımüzakere Kanunu, – Başkomutanlık Kanunu, – Gümrük vergisinin arttırılmasına dair kanun, – Teşkilatıesasiye Kanunu, – İstiklal Marşı Kanunu’dur. CEVAP: D Ek Bilgi: Takririsükûn Kanunu 4 Mart 1925 yılında II. TBMM Dönemi’nde çıkarılan bir kanundur. Ülkedeki huzur ve güvenliği sağlamak için çıkarılmıştır. Ayaklanmalara, memleketin düzenini bozacak kişilere, teşkilatlara, kışkırtma içeren yayınlara karşı gerekli tedbirleri alarak gazete ve partileri kapatmaya kadar her türlü yetki verilmiştir. Terakki Perver Cumhuriyet Fırkası bu kanunla 3 Haziran 1925’te kapatılmıştır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 16. 152 20. Halkevleri, Atatürk Dönemi’nde, 1932’de Türk halkını çağdaş medeniyetler seviyesine çıkartmak ve yapılan inkılapların yerleşmesini sağlamak için kurulmuştur. Merkez Bankası 1930’da Atatürk Dönemi’nde kurulmuş ve Türk parası merkez bankası tarafından basılmaya başlanmıştır. CEVAP: D 24. Bursa Olayı ve Briand-Kellogg Paktı Atatürk Dönemi’nde gerçekleşmiştir. Fakat Adana Görüşmeleri İsmet İnönü Dönemi gelişmeleri arasındadır. 1 Şubat 1933’te Bursa’da da diğer yerlerde olduğu gibi ezanın Arapça okunmasını isteyen bir grup ayaklanmış fakat ayaklanma amacına ulaşamamıştır. Briand Kellogg Paktı 27 Ağustos 1928’de üye devletlerin aralarında sorunları, savaşa başvurmadan barışçıl yollarla çözmek için kurulmuştur. 1929’da Türkiye ile Sovyetler Birliği bu pakta üye olmuşlardır. CEVAP: E Ek Bilgi: Adana Görüşmeleri 30 Ocak 1943 tarihinde İsmet İnönü ve İngiltere Başbakanı Winston Churchill arasında yapılan gizli antlaşmadır. Churchill bu görüşmelerde Türkiye’yi II. Dünya Savaşı’na sokmaya çalışmıştır. Fakat bu görüşmelerde Türkiye’nin savaşa girecek durumda olmadığı ve Türkiye’ye yardım yapılması kararlaştırılmıştır. 25. Almanya ve İtalya’nın silahlanma ve yayılma siyaseti izlemesi üzerine Türkiye Balkan Antantı ve Akdeniz Paktı’nda yer almıştır. Balkan Antantı (1934) ile Türkiye Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya arasında saldırmazlık ve dostluk anlaşması yapılmıştır. Taraflardan birine yapılacak saldırı bu devletlerden hepsine birden yapılmış sayılacaktı. Akdeniz Paktı (1936) İtalya’nın Akdeniz’de oluşturduğu tehdit karşısında Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve İngiltere’nin oluşturdukları askerî yardımlaşma ve işbirliği amacı ile oluşturulmuştur. CEVAP: C Ek Bilgi: Münih Konferansı 1938’de Çekoslovakya’nın batısındaki “Südet Bölgesi’nin” Almanya’ya verilmesi ile sonuçlanan konferanstır. 26. Yalta Konferansı’nda Mart 1945’e kadar Mihver Devletlere savaş ilan eden devletlerin Birleşmiş Milletlere üye olarak kabul edilmesinin kararlaştırılmasıyla Türkiye 23 Şubat 1945’te Almanya ve Japonya’ya savaş ilan ederek II. Dünya Savaşı’na girmiştir. CEVAP: C Ek Bilgi: II. Dünya Savaşı sonrası Türkiye’de: – Millî Korunma Kanunu çıkarılmıştır. – Varlık Vergisi Kanunu çıkarılmıştır. – Toprak mahsulleri vergisi alınmıştır. – İstanbul Radyosu sürekli yayına başlamıştır. – Et ve Balık Kurumu ve Petrol Ofisi kurulmuştur. Ek Bilgi: Anayasa Mahkemesi 1961 Anayasası’nda kurulmuştur. Anayasa Mahkemesinin kuruluşu, görev ve yetkileri yargılama ve çalışma usulü ile kararların niteliği bu anayasada düzenlenmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin görevi temel hak ve özgürlükleri korumak ve TBMM tarafından çıkarılan yasaların başvuru üzerine anayasaya uygun olup olmadığını denetlemektir. 21. 1933’te kabul edilen Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı ile, tüketim mallarının ithal edilmesi ve bu malların üretimine ağırlık verilerek sanayi işletmeleri kurulmasının amaçlanmasında millî bir ekonomi oluşturarak ekonomik bağımsızlık oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu yüzden yabancı sermayenin ülke içinde dolaşımının sağlanmak istenmesi ve ithalatın arttırılmasının amaçlanması bağımsız bir ekonomi oluşturmakla örtüşmeyen durumlardır. CEVAP: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: I. Beş Yıllık Sanayi Planı başarıyla uygulanmış bunun üzerine II. Beş Yıllık Sanayi Planı hazırlanmıştır. Fakat II. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla uygulanamamıştır. 22. – Osmanlı’dan alınan nişan, rütbe ve madalyaların kullanımının yasaklanması – Seçmen olmak için vergi verip alma şartının kaldırılması Atatürk ilkelerinden en çok halkçılıkla alakalıdır. Halkçılık bireyler arasında hiçbir fark gözetmeksizin halkı tek ve eşit kabul etmektir. Halkçılık ilkesinin özünde halk vardır. CEVAP: A Ek Bilgi: Halkçılık ilkesi ile – Devletin uygulamalarında halkın yararı gözetilmiştir. – Millî egemenlik tam olarak tesis edilmiştir. – Bireylerin insana yakışır şekilde yaşaması sağlanmıştır. 23. 3 Mart 1924’te halifelik makamı kaldırılarak devlet yönetiminde dinin etkisi kaldırılmıştır. Böylece TBMM’nin üzerinde etki yapacak bir kurum kaldırılarak cumhuriyet rejimi laik uygulama ile güçlendirilmiştir. Diğer öncüller rejimin laik uygulamalarla güçlendirmeye yönelik değildir. CEVAP: B Ek Bilgi: Millet Mektepleri halka yeni Türk harflerini öğreterek okuma yazma seviyesini yükseltmek için açılmıştır. Erkanıharbiye Vekaletinin kaldırılmasıyla ordunun siyasete karışması engellenmek istenmiştir. 27. Asya ve Afrika’daki sömürgeler 1945’ten itibaren bağımsızlıklarını kazanmak için mücadele etmişler ve bunun sonucunda birçok devlet ortaya çıkmıştır. Bu yeni devletlerin bazıları Doğu ve Batı blokuna katılırken bazıları da tamamen üçüncü bir blokun oluşturulması gerektiğini düşünerek Bandung Konferansı’nda Bağlantısızlar Hareketi’nin kurulmasında önemli bir rol oynamışlardır. CEVAP: E Ek Bilgi: Bandung Konferansı’na katılan Türkiye’nin Batı yanlısı bir tutum izlemesi, bağlantısızlık politikası izleyen diğer devletlerle arasının soğumasına neden olmuştur. 153 DENEME - 2 İlk Türk devletlerinde toplumsal dayanışmalar arasında ordu millet anlayışı ve şölenler etkili olmuştur. Ordu millet anlayışında o ülkede yaşayan bütün herkes ayrım yapılmadan asker sayılmıştır. Herhangi bir ayrımın yapılmaması toplumsal dayanışmayı arttırmıştır. Şölenlerde yemekler yenilip eğlenceler düzenlenirdi bu da toplumdaki dayanışmayı güçlendirmiştir. Kurganların toplumsal dayanışmayı sağlaması konusunda bir etkisi yoktur. CEVAP: E Ek Bilgi: İlk Türk devletlerinde Kurgan adı verilen mezarlara ölen kişinin hususi eşyaları ve atı da gömülürdü. Kişilerin eşyalarıyla gömülmesi ahiret inancını göstermektedir. Bu eşyaların, ahirette ölen kişinin işine yarayacağı düşünülmekteydi. Bu kurganların başına ölen kişinin hayattayken öldürdüğü kişi sayısı kadar “balbal” dikilirdi. Bu dikilen balbalların da ahirette ölen kişinin hizmetkârı olacağı düşünülmekteydi. 2. Harzemşahlar ve Osmanlı Devleti, Selçukluların siyasi ve kültürel mirası üzerine kurulmuştur. Harzemşahlar kendilerini Büyük Selçuklu Devleti’nin varisi saymışlardır. Osmanlı Devleti de Anadolu Selçuklu Devleti’nin hâkim olduğu ve hüküm sürdüğü Anadolu üzerinde kurulmuştur. Devletlerini kurarken ve geliştirirken Selçuklu Devleti’nin hem siyasi hem de kültürel mirası etkili olmuştur. CEVAP: D Ek Bilgi: Babürlüler Devleti Timur’un torunlarından Babür tarafından Hindistan’da kurulmuştur. Şah Cihan tarafından eşi Mümtaz Mahal adına Tac Mahal yaptırılmıştır. 3. Osmanlı Devleti’nin Kuruluş ve Yükselme dönemlerinde fethettiği Balkan topraklarında egemenliğinin güç kazanmasında, fethettiği topraklarda iskan siyaseti izleyerek buralara Türkleri yerleştirip bu bölgelerin Türkleşip İslamlaşmasını sağlaması etkili olmuştur. Balkanlarda Rumeli Beylerbeyliğini kurarak buradaki merkezî otoriteyi güçlendirmiştir. Bizansın varlığına son vererek buraları Osmanlı hâkimiyeti altına almıştır. Hâkimiyeti altına aldığı bölgenin dinine karışmayarak hoşgörü siyaseti izlemiştir. Devşirme sistemi uygulayarak yetenekli devlet adamları ve güçlü bir askerî yapı oluşturmuşlardır. Bütün bunlar Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki egemenliğinin güçlenmesine neden olmuştur. CEVAP: B Ek Bilgi: Palekanon Savaşı Balkanlarda hâkimiyeti güçlendirmeye yönelik yapılan bir savaş değildir. Bu savaşla Bizans’ın Anadolu’daki son toprağı olan İzmit fethedilmiştir. Böylece Bizans’ın Anadolu’daki toprak varlığına son verilmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in Kanunname-i Ali Osman Kanunnamesiyle sancağa çıkma usulü ve kardeş katli getirilmiştir. Sancağa çıkma usulü ile şehzadeler lalalarıyla (hoca) eyaletlere yönetim tecrübesi kazanmaları amacıyla gönderilmiştir. Şehzadeler burada her alanda eğitim görerek güçlü bir padişah adayı olarak yetiştirilmekteydiler. Veraset sistemine göre “ülke padişah ve oğullarının malı” sayılmaktaydı. Bu yüzden yetişen şehzadelerin hepsinin padişah olma yetkisi bulunmaktaydı. Bu da taht kavgalarına neden olmaktaydı. Bu yüzden Fatih, taht kavgalarını önlemek için kardeş katlini getirerek “ülke sadece hükümdarındır.” anlayışının benimsenmesini sağlamıştır. CEVAP: C Ek Bilgi: Şehzadelerin sancağa çıkma usülü III. Mehmet zamanında kaldırılmıştır. Sancağa çıkmayarak padişah olan ilk kişi I. Ahmet’tir. Bu durum devlet yıkılana kadar devam etmiştir. Sancak usulünün kaldırılması şehzadelerin iyi yetişememesine ve devlet yönetimi konusunda tecrübesiz olmalarını sağlamıştır. 6. Divanda alınan kararların dine uygun olup olmadığını denetlemek sadrazamın değil şeyhülislamın görevleri arasındadır. Sadrazam padişahın mutlak vekili sayılmaktaydı. Bu yüzden padişahın mührünü taşır ve gerekli yerlerde kullanırdı. Divana başkanlık yapardı. Bazı devlet adamlarını atar ve görevden alır aynı zamanda Serdarıekrem unvanıyla orduya komutanlık ederdi. CEVAP: A Ek Bilgi: Sadrazamlar, Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nden itibaren divana başkanlık yapmaya başlamışlardır. Şeyhülislam divanın doğal üyesi değildir. Ancak Divan kararlarının dine uygunluğu hususunda fetva alınması gerektiğinde toplantılara katılırdı. 7. Tereke defterleri ölen bir kişinin bıraktıklarını ve bunun değerlerini belirleyip varislerine dağıtımını belirleyen resmî defterlerdir. Bu defterlerin kaydı kadılar tarafından tutulmaktaydı. Tereke defterleri Osmanlı aile yapısı hakkında da kaynak niteliğindedir. Bu defterlerde eş ve çocuk durumu, ailenin geçim kaynakları ve ekonomik durumu, eğitim durumu ve yemek kültürü gibi birçok alanda bilgi vermektedir. CEVAP: D Ek Bilgi: Mühimme Defterleri Osmanlı Devleti’nin karar organı olan Divanıhümayundan çıkan kararların kaydedildiği defterlerdir. Ana konuları arasında devleti ilgilendiren siyasi, iktisadi, kültürel, sosyal ve savaşlarla ilgili üst düzey bilgiler yer almaktadır. 8. Osmanlı Devleti’nde orta ve yüksek öğretim kurumlarının temeli medreselere dayanmaktadır. Orta düzeydeki medrese öğrencilerine “suhte” (softa), yüksek öğretim öğrencilerine ise “danişmend” denilmektedir. Medreselerdeki müderrislerin (öğretmen) yardımcılarına ise “muid” denilmektedir. Medrese eğitimini bitirip icazet alanlara verilen isim ise “mülazımdır.” CEVAP: E Ek Bilgi: Mutasarrıf Tanzimat’tan sonra bir sancağın en büyük mülki amirine verilen addır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 4. Anadolu’da Erzincan, Kemah ve Divriği bölgesinde Mengüceklilere ait eserler bulunmaktadır. Mengücekliler birinci beylikler döneminde kurulmuştur. Mengüceklilere ait Divriği Külliyesi dönemin en önemli eserleri arasında yer almaktadır. Bunun yanında Divriği Kale Cami, Divriği Ulu Cami ve Şifahanesi Mengüceklilerin eserleri arasındadır. CEVAP: E Ek Bilgi: Diğer beyliklerin en önemli eserleri: Danişmentliler → Yağıbasan Medresesi Artuklular → Malabadi Köprüsü, Artuklu Sarayı, Hatuniye Medresesi Saltuklular → Mama Hatun Külliyesi, Erzurum Ulu cami, Üç Kümbetler 5. ÇÖZÜM–2 1. 154 9. Batı etkisiyle orduyu güçlendirmek için yenilikler yapılmıştır. Bu yenilikler arasında III. Mustafa Dönemi’nde Mühendishaneibahrihümayun ve III. Selim Dönemi’nde Nizamıcedid Ocağı kurulmuştur. Nizamıcedid Ocağının giderlerini karşılamak için İradıcedid kurulmuştur. CEVAP: B Ek Bilgi: Tulumbacılar Ocağı, Lale Devri’nde kurulan itfaiye birlikleridir. İtfaiye olduğu için orduyu güçlendirme gibi bir etkisi yoktur. 10. İlk resmî gazete II. Mahmut Dönemi’nde çıkarılmıştır. Tanzimat Dönemi 1839-1876 yıllarını kapsamaktadır. Resmî gazete Tanzimat Dönemi’nden önce çıkarılmıştır. Diğer seçenekler Tanzimat Dönemi’nde gerçekleşmiştir. CEVAP: C Ek Bilgi: Tanzimat Dönemi, Osmanlı Devleti’nde yönetim ve hukuk alanındaki ıslahatların en yoğun yaşandığı dönemdir. Tanzimat Fermanı’yla, Avrupalı devletlerin azınlıkları koruma bahanesiyle devletin iç işlerine karışması engellenmek istenmiştir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 11. 12. 13. Osmanlıcılık düşüncesi, bütün milletleri adalet, eşitlik, hürriyet ölçüleri içerisinde bir arada tutup Osmanlı vatandaşlığı oluşturmaktır. Bu doğrultuda halkın yönetime katılmasını sağlayan ıslahatlar yapılmıştır (I). Tanzimat Dönemi’nde, Sultan Abdülmecid zamanında devlet politikası hâline gelmiştir (II). Kamuoyunun etkisi ile ortaya çıkmamıştır. Devletin parçalanmaması için devlet tarafından yapılmıştır. CEVAP: C Ek Bilgi: Milliyetçilik hareketlerinin etkisiyle Balkan devletlerinin isyan etmesiyle ve Meşrutiyet’in ilanına rağmen azınlıkların ayrılıkçı hareket içerisine girmesi Osmanlıcılık fikrini etkisiz kılmıştır. 14. Sivas Kongresi kararlarının Mustafa Kemal’in askerlik görevinden istifa etmesinde bir etkisi yoktur. Mustafa Kemal’in askerlik görevinden istifa etmesi Sivas Kongresi öncesinde gerçekleşen bir olaydır. Amasya Genelgesi’nin yayımlanmasından rahatsızlık duyan işgal kuvvetlerinin İstanbul Hükûmetine baskıda bulunmasıyla görevinden alınacağını anlayan Mustafa Kemal, 8-9 Temmuz 1919’da Erzurum Kongresi öncesinde askerlikten ve bütün görevlerinden istifa ettiğini bildiren telgrafı İstanbul’a yollamıştır. CEVAP: D Ek Bilgi: İradeimilliye gazetesi Sivas Kongresi’nde oluşturulmuş ve Temsil Heyetinin yayın organı olma özelliği taşımaktadır. 15. Demirci Mehmet Efe Ayaklanması halkın dinî duygularını kötüye kullanılarak çıkarılan bir ayaklanma değildir. Demirci Mehmet Efe Ayaklanması Kuvayımilliye’nin tasfiye edilerek yerine düzenli ordunun kurulmasına karşı olan eski Kuvayımilliye şefi Demirci Mehmet Efe tarafından çıkarılmıştır. Ayaklanma Refet Bele tarafından batırılmıştır. CEVAP: E Ek Bilgi: TBMM’nin ayaklanmalara karşı aldığı önlemler şunlardır: – Hıyanetivataniye Kanunu çıkarılmıştır. – İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur. – İstanbul Hükûmetinin Millî Mücadele’ye karşı çıkarttığı fetvalara karşı fetva çıkarılmıştır. Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı sonucunda Irak, Suriye, Filistin ve Arabistan bölgelerini kaybetmiştir. CEVAP: A Ek Bilgi: Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı sırasında cihat çağrısında bulunmasına rağmen Araplar İngilizlerle iş birliği yapmıştır. Böylece ümmetçilik fikri iflas etmiştir. – İstanbul Hükûmeti ile tüm resmî haberleşme kesilmiştir. – Damat Ferit vatan haini ilan edilmiştir. Ermenilerin Doğu Anadolu’daki iddialarının haksız olduğunu belirten belge General Harbourd Raporu’dur. Ermeniler Wilson İlkeleri’ni kendi çıkarları doğrultusunda kullanarak Doğu Anadolu’daki Ermeni nüfusun fazla olduğunu ve buranın kendilerine ait olduğunu belirtmişlerdir. Bunun üzerine ABD Başkanı Wilson iddiaları araştırmak üzere bu bölgeye General Harbourd’ı göndermiş, heyetin hazırladığı raporda bu iddiaların asılsız olduğu belirtilmiştir. CEVAP: B Ek Bilgi: Amiral Bristol Raporu’yla da İzmir’in işgalinden hemen sonra Osmanlı Hükûmeti işgaller sırasında Yunanlıların yaptıkları katliamların incelenmesi için bir komisyon kurulmasını ve bu komisyonun Paris Barış Konferansı sorumluluğu altında yapılmasını istemiştir. Amiral Bristol başkanlığında İngiliz, Fransız ve İtalyanlardan oluşan heyetin incelemeleriyle bu bölgede Rumların katledildiği iddiaları asılsız çıkmıştır. 16. Anadolu Ajansı, Halide Edip Adıvar ve Yunus Nadir’in katkıları ve Mustafa Kemal’in onayı ile kurulmuştur. Hâkimiyetimilliye 1920’den itibaren TBMM Hükûmetinin yarı resmî yayın organı olarak görev yapmıştır. Cerideiresmiye ise TBMM’nin resmî yayın organıdır. Bu üç yayın organı Kurtuluş Savaşı’nda Millî Mücadele’yi desteklemişlerdir. CEVAP: D Ek Bilgi: Peymanısabah 1913 yılında Ali Kemal Bey tarafından kurulan Millî Mücadele karşıtı yayın organıdır. Millî Mücadele karşıtı diğer yayınlar, – Alemdar gazetesi, – Ümit dergisi, – Aydede gazetesidir. 155 17. TBMM I. İnönü Savaşı (6-10 Ocak 1921) sonunda; 20. – 1921 Anayasası (Teşkilatıesasiye) kabul etmiştir (20 Ocak 1921). Atatürk’ün Nutuk adlı eseri 1919-1927 dönemlerinin konularını kapsamaktadır. Bu bakımdan, – Medeni Kanun’un kabulü 1926, – İstiklal Marşı’nı kabul etmiştir – İzmir İktisat Kongresi 1923, – Medreselerin kapatılması 1924, – Türk devletinin kuruluşu 1920’de gerçekleştirilmiştir. Nutuk kapsamına girmektedir. Fakat Millet Mekteplerinin açılması 1928 yılında gerçekleştiği için Nutuk’ta bu konuya değinilmemiştir. CEVAP: C (12 Mart 1921). – Londra Konferansı’na katılmıştır (23 Şubat - 12 Mart 1921). – Afganistan Dostluk Antlaşması’nı imzalamıştır (1 Mart 1921). – Sovyet Rusya ile Moskova Antlaş-ması’nı imzalamıştır (16 Mart 1921). CEVAP: A Ek Bilgi: TBMM Hükûmeti, Londra Konferansı’na doğrudan çağırılarak ve konferansa katılarak İtilaf Devletleri tarafından resmen tanınmıştır. Ayrıca bu konferansta İtilaf Devletleri arasındaki fikir ayrılıkları iyice ortaya çıkmıştır. 18. Lozan Barış Antlaşması’yla Boğazların yönetiminin başkanı Türk olan bir komisyona bırakılması, Türkiye’nin egemenlik haklarını zedeleyen bir durumdur. Misakımillîye ters düşen bu durum Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nde Boğazlar Komisyonunun kaldırılmasıyla son bulmuş ve Boğazlardaki bütün görev ve yetkiler Türkiye’ye bırakılmıştır. Diğer seçenekler Misakımillî’ye ters düşmemektedir. CEVAP: B Ek Bilgi: Atatürk, Nutuk gelirlerini Türk Hava Kurumu’na bağışlamıştır. 21. Yeni Türk Devleti’nde, – Tevhiditedrisat Kanunu (1924) ile tüm eğitim kurumları Millî Eğitim Bakanlığına bağlanarak eğitim ve öğretimde birlik sağlanmıştır. – 1921 Anayasası ile birlikte 1909 Kanuniesasi’de yürürlükte bulunmaktaydı. Bu da hukuk alanında ikiliğe neden olmaktaydı. 1924 Anayasası ilan edilerek diğer anayasalara son verilmiştir. Ayrıca Medeni Kanun (1926) ilan edilerek şeri hukuka göre düzenlenmiş Mecelle kaldırılarak hukuk alanındaki ikilik ortadan kaldırılmıştır. – 1922 saltanatın kaldırılması ve 1924 halifeliğin kaldırılmasıyla da yönetim alanındaki ikiliğe son verilmiştir. CEVAP: E Ek Bilgi: 1936’da Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni imzalatan nedenler, – İtalya’nın Habeşistan’ı işgal etmesi, – Almanya’nın Ren Bölgesi’ni silahlandırması, – Avusturya’nın zorunlu askerliği başlatması, – Almanya’da Hitler’in yönetime gelmesidir. Türkiye değişen dünya şartlarından dolayı 1936’da Lozan’a taraf devletlere birer nota göndererek Boğazlar Sözleşmesinin değiştirilmesini istemiştir. 19. Lozan Antlaşması’nda Musul Sorunu çözüme kavuşturulamamıştır. İngiltere, Musul’un Türkiye’de kalmasını önlemek için Şeyh Sait İsyanı’nın çıkmasını, halkın dinî duygularını kullanarak desteklemiştir. Şeyh Sait Ayaklanması’nı Fethi Bey Hükûmeti bastıramayınca istifa etmiş ve yerine İsmet Paşa yeni hükûmeti kurmuştur. Ülkedeki huzur ve güven ortamını sağlamak için 4 Mart 1925’te Takririsükûn Kanunu çıkarılmıştır. Türkiye’nin Şeyh Sait İsyanı’yla uğraşıyor olması ve Musul konusunda yeteri kadar güçlü olmamasından dolayı Milletler Cemiyetinin Musul’u İngiltere’ye bırakma kararına uymak zorunda kalmıştır. CEVAP: D Ek Bilgi: Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası mensuplarından bazılarının da bu isyana karıştığı öğrenilince İstiklal Mahkemelerinin kararıyla hükûmet tarafından 3 Haziran 1925’te parti kapatılmıştır. 22. Vagon-Li Olayı: Fransız demir yolu şirketlerinde çalışan Türk işçilerin Türkçe konuştukları gerekçesiyle işten çıkarılmasıyla üniversite öğrencileri bu şirketi basarak Türk bayrakları asmışlardır. Türk diline sahip çıkılması milliyetçilikle alakalı bir durumdur. Razgrad Olayı: Bulgaristan’daki Türk ve Müslüman mezarlarının Bulgaristan tarafından tahrip edilmesi sonucu çıkan bir olaydır. Bu olaya tepki olarak İstanbul’da mitingler düzenlenmiştir. Kabotaj Kanunu ile Türk karasularında deniz işletme ve taşımacılığının Türklere ait olmuştur. Halifeliğin kaldırılması ile ümmetçi bir anlayıştan ulusçu bir anlayışa geçilmiştir. Aşar Vergisi’nin kaldırılmasıyla (1925) çiftçiler ekonomik anlamda rahatlamışlardır. Bu verginin kaldırılması ekonomik amaçlı olup milliyetçiliğin gelişmesinde bir etkisi yoktur. CEVAP: D Ek Bilgi: Atatürk’ün milliyetçilik anlayışı dış politikada barışçı bir hedefi öngörmüş, saldırgan ve yayılmacı amaçları reddederek daha gerçekçi bir politika yürütmüştür. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Osmanlı Devleti’nde eski kurumların yanında yeni kurumların da açılıp birçok alanda ikiliklerin ortaya çıktığı dönem Tanzimat Dönemi’dir. 156 23. Atatürk’ün, “Gözlerimizi kapatıp soyut yaşadığımızı farzedemeyiz. Memleketimizi bir çember içine alıp cihan ile ilgisiz yaşayamayız, aksine ilerleyen medeni olan bir toplum olarak medeniyet sahasının üzerinde yaşayacağız.” sözleri çağdaşlaşmayı, 26. “Bu hayat ancak ilim ve fen ile olur. İlim ve fen nerede olursa orada olacağız ve bunu her ferdin, her milletin kafasına sokacağız.” sözleri ise laikliği vurgulamaktadır. ABD’nin Monroe Doktrini’nin uygulanması I. Dünya Savaşı sonrası değil daha önce gerçekleşen bir olaydır. ABD Başkanı James Monroe 2 Aralık 1823’te Amerika’nın dış politikasını, Avrupa’nın Amerika kıtasına karışmamasını, buna karşılık kendisinin de Avrupa’nın sorunlarından ve diplomasisinden uzak duracağını belirterek yalnızlık politikası uygulamıştır. Diğer seçenekler II. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan gelişmelerdir. CEVAP: C CEVAP: D Ek Bilgi: II. Dünya Savaşı sonrası yaşanan diğer gelişmeler şunlardır: Ek Bilgi: Laikliğin iki temel unsuru vardır. Bunlar; – Laik anlayışta devletin resmî dini yoktur. – Kişiler dinî inanç ve ibadet hüriyetine sahiptirler. 24. – Faşizm ve Nazizm tasfiye edildi. – Hindistan ve Endonezya gibi ülkeler bağımsız oldular. – Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Para Fonu kuruldu. 27. ABD, Orta Doğu düzenini korumak ve Sovyet Rusya’nın yayılmasını engellemek için Truman Doktrini ile jeopolitik anlamda Yunanistan ve Türkiye’ye yardım yapılmasını zorunlu kılmıştır. Bu doğrultuda Yunanistan’a 300 milyon, Türkiye’ye de 100 milyon yardımda bulunmuştur. Atatürk Dönemi 1919 ve 1938 dönemlerini kapsamaktadır. Fakat Türkiye, Birleşmiş Milletler’e 1945 yılında üye olduğu için Atatürk Dönemi dış politikası arasında yer almamaktadır. CEVAP: C Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: – SSCB ile Ticaret ve Seyrisefain Antlaşması’nın imzalanması, 11 Mart 1927’de imzalanan ticaret antlaşmasıdır. – On İki Ada’nın İtalyan yönetimine geçmiş olduğunun kabul edilmesi 1923 Lozan Antlaşması’yladır. – Briand-Kellogg Paktı’nın imzalanması 1928’dedir. – Ege Adaları’nın silahsızlandırılması 1923 Lozan Antlaşması’yladır. 25. Basmacı Hareketi, Sovyet yönetimine karşı Orta Asya’da 1918’de başlayan ve 1926’ya kadar büyük ölçüde bastırılan bir isyandır. Basmacı Hareketi’nin amacı Türkistan’ı Ruslardan kurtararak bağımsızlığı sağlamaktır. Enver Paşa bu hareket başladıktan sonra 1921’de Turan ihtilali yaratmak amacıyla Basmacılardan yararlanarak Kızılordu’ya karşı mücadele etmiştir. 1922’de Kızılordu’yla bir çarpışma sonucunda ölmüştür. Basmacı Hareketi’nin yaşandığı dönemde Çarlık Rusyası değil Sovyet Rusya yönetimdeydi. CEVAP: B Ek Bilgi: Basmacı Hareketi’nin içerisinde Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı ve Yusuf Akçura da yer almıştır. Türkiye 1945’te kurulan Birleşmiş Milletlerin kurucu üyesi arasında yer almaktadır. Birleşmiş Milletler dünya barışını korumak, ekonomik ve kültürel anlamda iş birliği sağlamak adına kurulmuştur. Türkiye, Birleşmiş Milletler barış gücüne bağlı olarak Kore’ye asker göndererek 1950’de kurulan NATO’ya 1952 yılında üye olmuştur. Bütün bu gelişmeler Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinin güçlenmesine neden olmuştur. CEVAP: E Ek Bilgi: ABD Dış İşleri Bakanı George Marshall da ABD’nin, Avrupa’nın ekonomik kalkınması için yapacağı yardımdan önce Avrupalı ülkelerin kendi aralarında bir ekonomik iş birliği yapması gerektiğini belirtmiştir. Bu durum Avrupa’da olumlu karşılanmıştır. 157 DENEME - 3 2. Türkler, İslam toplumuna katılmadan önce, devleti yönetme yetkisinin tanrıdan alındığına inanılan kut inancına sahiptiler. Bu doğrultuda yapılan aç halkın doyurulması ve çıplak halkın giydirilmesi sosyal devlet anlayışını yansıtmaktadır. Mete Han zamanında onluk sisteme geçilmiştir. Tüm dünyayı Türk hâkimiyeti altına alma düşüncesi olan cihan hâkimiyetini benimsemişlerdir. Türkler İslamiyet’i benimsedikten sonra da bu uygulamaları devam ettirmişlerdir. İkta sistemi ise Türklerin İslam toplumuna katıldıktan sonra uygulamaya başladıkları bir sistemdir. CEVAP: C Ek Bilgi: İkta sistemi ülke topraklarının vergi gelirlerine göre bölümlere ayrılarak her birinin başına askerî ve sivil devlet görevlilerine hizmet karşılığında maaş olarak verilmesidir. İlk kez Hz. Osman Dönemi’nde uygulanan ikta sistemi Büyük Selçuklular tarafından uygulanarak geliştirilmiştir. 5. Osmanlı Devleti’nde sancak beyleri ve kazaskerlere maaş karşılığında topraklar verilirdi. Hanedan üyelerine ve devlet görevlilerine yaptıkları hizmet karşılığında maaş olarak dirlik toprakları verilirdi. Dirlik alan kişiler de toprakların vergi gelirleri ile atlı asker yetiştirirlerdi. Bu dirlik topraklar has, zeamet ve tımar olarak üçe ayrılmaktadır. Akıncılar sınır ve uçlarda bulunarak keşif savaşları yaparlardı. Akıncılara dirlik verilmezdi. CEVAP: D Ek Bilgi: Has Topraklar: Geliri 100 bin akçeden fazla olan topraklardır. Padişah ve birinci dereceden devlet memurlarına vezir, beylerbeyi ve sancak beylerine verilirdi. Zeamet: Geliri 100 bin ile 20 bin akçe arasında olan topraklardır. İkinci dereceden devlet memurlarına kadı, subaşı, defterdar, divan katipleri ve sancaklardaki alay beylerine verilirdi. Tımar: Geliri 20 bin ile 3 bin akçe arasındaki topraklardır. Savaşlarda başarı gösteren komutanlara, kale komutanlarına ve saray hizmetlilerine verilirdi. 6. Osmanlı Devleti’nde XIX. yüzyılda açılan kursu Darülmuallimattır. Darülmuallimat 1870’te ilk ve orta öğretime kız öğretmen yetiştirmek için Sultan Abdülaziz Dönemi’nde açılmıştır. CEVAP: E Ek Bilgi: Hendeshane XVIII. yüzyılda I. Mahmut Dönemi’nde subay ihtiyacını karşılamak için açılmıştır. Sahnıseman Medreseleri XV. yüzyılda Fatih Dönemi’nde açılan ilk yüksek öğretim kurumudur. Mühendishaneiberrihümayun XVIII. yüzyılda III. Selim Dönemi’nde açılan kara mühendishanesidir. Şehzadegan Mektebi, Fatih Dönemi’nden itibaren Topkapı Sarayı’nda şehzadelere eğitim veren okuldur. 3. Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilig adlı eseri, Türkler İslamiyeti kabul ettikten sonra, Karahanlılar Dönemi’nde yazılmıştır. Bu eserde, devlet yönetimine ait bilgiler verilmiş, bundan dolayı eser bir siyasetname özelliği taşımaktadır. Yusuf Has Hacip tarafından yazılarak Karahanlı hükümdarı Tabgaç Buğra Han’a sunulmuştur. CEVAP: E Ek Bilgi: Kutadgu Bilig “mutluluk veren bilgi” ve “kutlu bilgi” anlamlarına gelmektedir. Kutadgu Bilig’e göre vezir, hükümdarın eli demektir. Hükümdarlar işlerini bu ellerle görürlerdi. 7. I. Mahmut Dönemi’nde Batı’dan getirilen uzmanlar aracılığıyla ilk kez askerî alanda ıslahatlar yapılmıştır. Avrupa’dan getirilen Kont dö Boneval (Humbaracı Ahmet Paşa) Humbaracı Ocağının başına getirilmiştir. Bu dönemde yine Avrupa tarzında ilk teknik okul olan Hendeshane açılmıştır. CEVAP: A Ek Bilgi: I. Mahmut Dönemi’nde yapılan bu askerî ıslahatlar amacına ulaşarak Osmanlı Devleti 1736-1739 yıllarında Avusturya ve Rus ordularını mağlup etmiştir. 4. Osmanlı Devleti’nin Anadolu’da egemen olmasında Kırım’ın fethi yer almamaktadır. Kırım’ın fethi Fatih Sultan Mehmet zamanında 1475’te gerçekleşmiştir. Kırım Anadolu’da yer almadığı için Kırım’ın fethinin Osmanlı Devleti’nin Anadolu’ya egemen olmasında bir etkisi yoktur. Karesioğullarına son verilerek Balıkesir ve Çanakkale çevresi, Palekanon Savaşı ile İzmit, Otlukbeli Savaşı ile Doğu Anadolu Bölgesi Osmanlı egemenliği altına girmiştir. CEVAP: C Ek Bilgi: Kırım’ın fethi ile – Karadeniz bir Türk gölü hâline gelmiş, – İpek Yolu’nun Karadeniz kolu ele geçirilmiş, – Cenevizlerin Karadeniz’deki kolonilerine son verilmiş, – Asya Türkleri ile temasa geçilerek batıdaki seferlere destek sağlanmıştır. 8. XV. yüzyılda başlayan Coğrafi Keşifler’den dolayı ticaret yollarının güzergâhı değişmiş, Akdeniz limanları önem kaybederken Atlas Okyanusu limanları önem kazanmıştır. Böylelikle Osmanlı Devleti Avrupalı devletlere kapitülasyonlar vererek hem Avrupa’daki Hristiyan birliğini parçalamaya çalışmış hem de Akdeniz ticaretini canlandırmaya çalışmıştır. CEVAP: D Ek Bilgi: Osmanlı Devleti Baharat Yolu’nu tam anlamıyla kontrol edebilmek için Süveyş Kanal Projesi’ni, İpek Yolu ticaretini canlandırmak için ise Don-Volga Kanal Projesi’ni hazırlatmıştır. Ancak uygulamaya koyulamamıştır. Akdeniz limanları 1869’da Süveyş Kanalı’nın açılmasıyla yeniden önem kazanmıştır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Orta Asya Türk devletlerinde hükümdar soyundan olan yöneticiler “şad” ve “yabgu”dur. Orta Asya Türk devletlerinde yönetimi kolaylaştırmak için ülke doğu ve batı olarak ikiye ayrılıyordu. Ülkenin doğusunu kağan batısını da kağanın kardeşi yabgu yönetmekteydi. Yabgu iç işlerinde serbest dış işlerinde ise kağana bağlı idi. Şad hükümdar ailesi soyundan gelen, sınır boylarında doğrudan doğruya kağana bağlı askerî birliklerin komutanıdır. Vergi memurlarına “tudun” denirdi. Bunlar hükümdar soyundan gelmezlerdi. CEVAP: D Ek Bilgi: Kağanların oğullarına Tigin denilmekteydi. Tiginler devlet teşkilatının önemli görevlerinde yer almaktaydılar. Askerî ve idarî anlamda tecrübe kazanmaları için devletin önemli bölgelerine bırakılır emirlerine de tümen adında birlikler verilirdi. ÇÖZÜM–3 1. 158 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 9. Avrupalı Devletler, Mehmet Ali Paşa İsyanı, Boğazlar ve Cem Sultan Olayı’nı bahane ederek Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışmışlardır. Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa, Osmanlı Devleti’ne isyan edince Osmanlı Devleti Fransa ve İngiltere’den yardım istemiş fakat bu devletler bu meselenin bir iç sorun olduğunu belirterek yardım etmemişlerdir. Bunun üzerine Osmanlı Devleti, Rusya’dan yardım istemiştir. Rus donanmasının İstanbul’a gelmesiyle İngiltere ve Fransa, Rusya’nın sıcak denizlerine inmesinden korkmuş, Avusturya’yı da yanlarına alarak Osmanlıya yardım etmeye karar vermişlerdir. Mehmet Ali Paşa’ya baskı yaparak Kütahya Antlaşması’nın yapılmasını sağlamışlardır. Fakat Osmanlı Devleti ne Mehmet Ali Paşa’ya ne de İngiltere ve Fransa’ya güveniyordu. Bu yüzden Rusya’nın desteğini kaybetmemek için Rusya ile Hünkar İskelesi Antlaşması’nı imzalamıştır. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti Boğazlar konusunda tek başına son kez karar vermiştir. Rusya’nın Akdeniz’e inerek sömürge yollarını kapatacağını düşünen İngiltere, Mısır Meselesi’ni uluslararası bir alanda çözmek için Londra Konferansı toplanmıştır. Böylece Boğazlar uluslararası bir statü kazanarak Osmanlı Devleti’nin Boğazlar üzerindeki mutlak egemenliği son bulmuştur. CEVAP: E Ek Bilgi: Cem Sultan Rodos Şövalye-leri’ne sığınmışır. Rodos Şövalyeleri onu Fransa’ya götürmüş daha sonra Papa’ya teslim edilmiştir. Böylece bir iç sorun olan Cem Sultan Olayı uluslararası bir sorun hâline gelerek Osmanlı Devleti’nin dış itibarı sarsılmıştır. 10. Balkanlarda çıkan ayaklanmalar nedeniyle İngiltere, Balkanlardaki Rus nüfuzunu kırmak için İstanbul’da bir konferans düzenlenmesini istemişlerdir. Osmanlı Devleti Balkanlardaki isyanı önlemek ve Tersane Konferansı’nda (İstanbul Konferansı) Osmanlı Devleti aleyhine kararlar alınmasını engellemek için 23 Aralık 1876’da Kanuniesasi’yi (I. Meşrutiyet) ilan etmiştir. CEVAP: B Ek Bilgi: II. Abdülhamit, 1877-1878’de Osmanlı-Rus Savaşı’nın çıkması üzerine anayasayı yürürlükten kaldırdığını ve meşrutiyet yönetimine son verdiğini ilan etmiştir. 11. Osmanlı Devleti’nde ümmetçilik düşüncesini benimseyen fikir adamları Mehmet Akif Ersoy ve Sait Halim Paşa’dır. Ümmetçilik fikri, İslam topluluklarının devletten ayrılmalarını önleyerek, halifelik makamının bütünleştirici özelliği ile Müslümanları bir çatı altında toplamaya yöneliktir. Dinî birliğin devleti ayakta tutacağına inanılmıştır. Celal Nuri Batıcılık fikrini benimseyen fikir adamıdır. CEVAP: E Ek Bilgi: I. Dünya Savaşı sonucunda halifeliğin cihat çağrısına rağmen Müslüman Arapların İngilizlerle birlikte hareket etmesi ümmetçilik anlayışının etkisini kaybetmesine neden olmuştur. 12. Mustafa Kemal’in I. Dünya Savaşı’nda mücadele ettiği cepheler Çanakkale Cephesi, Kafkas Cephesi ve Suriye-Filistin Cephesi’dir. Mustafa Kemal Çanakkale Cephesi’nde Arıburnu, Kireçtepe, Anafartalar ve Conkbayırı’nda önemli zaferler kazanmıştır. SuriyeFilistin Cephesi’nde Halep’in kuzeyinde oluşturduğu savunma savaşı ile düşman ilerleyişini durdurmuştur. Kafkas Cephesi’nde Mustafa Kemal Muş ve Bitlis’i Ruslardan geri almıştır. CEVAP: B Ek Bilgi: Rusya’da Bolşevik İhtilali başlayınca Rusya Brest-Litowsk Antlaşması ile savaştan çekildiğini açıklamıştır. Böylece Kafkas Cephesi kapanmış ve Osmanlı Devleti’nin 1878’de Berlin Antlaşması ile kaybettiği Kars, Ardahan ve Batum’u Osmanlı Devletine geri vermiştir. Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’nda toprak kazandığı tek cephe Kafkas Cephesi’dir. 13. Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla başlayan Yunan işgallerine karşı Reddiilhak Cemiyeti kurulmuştur. Başlangıçta müdafaaivatan adıyla kurulan Cemiyet İzmir’in işgali ile millî teşkilatını oluşturarak Yunan işgaline fiilen karşı çıkmıştır. CEVAP: B Ek Bilgi: Kilikyalılar Cemiyeti Çukurova Bölgesi’ni, Türk vatanının bir parçası olduğunu belirterek, Fransız ve Ermenilerin bu bölgeleri işgaline karşı olarak kurulmuştur. Mavrimira zararlı cemiyetler arasında yer alır, amacı Bizans İmparatorluğu’nu yeniden kurmaktı. 14. Amasya Genelgesi’nde “Her livadan milletin güvenini kazanmış üç kişinin seçilerek güvenlik içinde Sivas’a gelmeleri gerekmektedir.” kararıyla Sivas Kongresi’nin toplanması gerektiği belirtilmiştir. – Mebusan Meclisinin açılması, Amasya Görüşmeleri’nin, – Düzenli Ordunun kurulması, I. TBMM’nin, – Manda ve himayenin reddedilmesi, Erzurum ve Sivas kongrelerinin, – Müdafaaihukuk Cemiyetlerinin birleştirilmesi, Sivas Kongresi’nin konuları arasında yer almıştır. CEVAP: C Ek Bilgi: Sivas Kongresi’nin Erzurum Kongresi’nden farklı yanları, – Millî cemiyetlerin bir çatı altında birleştirilmesi, – Temsil Heyetinin yetkilerinin genişletilmesi, – Batı Anadolu Kuvayımilliye birliklerinin bir komuta altında toplanmaya çalışılması – Temsil Heyeti üye sayısının arttırılması 15. I. TBMM’nin otoritesini güçlendirici nedenler arasında Temsil Heyetinin kurulması yoktur. Temsil Heyeti daha önce yani I. TBMM’den önce Erzurum Kongresi’nde kurulmuştur. Diğer seçenekteki gelişmeler TBMM’nin otoritesinin artmasına neden olmuştur. CEVAP: E Ek Bilgi: Firariler Kanunu: Vazifeli veya gönüllü olarak askerlik hizmetine giripte daha sonra firar edenler, bunları yedirip içirenler ve yakalanmasında gevşek davrananlar hakkında çıkarılan kanundur. 159 16. Sakarya Savaşı’nın kazanılmasıyla Fransa ile TBMM Hükûmeti arasında Ankara Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma ile Fransa Anadolu’da işgal ettiği yerlerden çekilmiştir. Fransa’yı anlaşmaya iten nedenler Fransız kamuoyunun savaşın daha fazla uzun sürmesini istememesi, İngiltere ile Fransa’nın arasının açılması, Fransızların Güneydoğu Anadolu’da başarısız olmasıdır. CEVAP: A 19. 1924 Anayasası halkoyu ile kabul edilmemiştir. Halkoyu ile kabul edilen anayasa 1961 ve 1982 anayasalarıdır. 1924 Anayasası’nda: – Cumhurbaşkanı, başbakanı milletvekillerinin içinden atar. – Yasama yetkisi Türk milleti adına TBMM’ye aittir. – 1928’de “Devletin dini İslam’dır.” maddesi anayasadan çıkarılmıştır. – Kanun teklif etme yetkisi Bakanlar Kurulu ve milletvekillerine aittir. Ek Bilgi: Ankara Antlaşması’nın önemi: – İlk kez bir İtilaf Devleti TBMM’yi tanımıştır. – İtilaf Blok’u parçalanmıştır. – 1937’de Atatürk ilkeleri anayasaya girmiştir. – Mersin Limanındaki araç gereçler Türklere bırakılmıştır. – 1946’da tek dereceli seçim sistemine çok partili siyasal yasama geçildi. – TBMM’nin Sovyet Rusya’ya karşı olan bağımlılığı azalmıştır. – 1934’te kadınlara siyasal haklar tanınmıştır. Seçmen yaşı 18’den 22’ye çıkarılmıştır. – Güney Cephesi kapanmıştır. – Hatay’daki Türkler bazı imtiyazlar kazanmıştır. 17. CEVAP: C Kurtuluş Savaşı sırasında Atatürk’e TBMM tarafından Kütahya-Eskişehir Savaşı’ndan sonra üç aylığına daha çabuk karar alabilmesi çin Başkomutanlık yetkisi, Sakarya Savaşı sonucunda da Mareşal rütbesi ve Gazi unvanı verilmiştir. Ek Bilgi: Kadınlara 1930’da belediye seçimlerinde, 1933’te muhtar seçimlerinde ve 1934’te vekil seçme seçilme hakkı verilmiştir. 20. – Musiki Muallim Mektebi (1924), – Türk Kuşunun kurulması (1925), CEVAP: D Menemen Olayı, cumhuriyet rejimine karşı bir ayaklanmadır. Serbest Cumhuriyet Fırkasının kendisini fesh etmesiyle birlikte Derviş Mehmet adındaki bir kişi, çevresinde topladığı kişilerle birlikte Menemen’de olay çıkarmıştır. İsyancılara engel olmaya çalışan öğretmen Asteğmen Kubilay’ı ve iki bekçiyi şehit etmişlerdir. Olay üzerine bölgede sıkıyönetim ilan edilerek suçlular Divanıharpte yargılanmışlardır. Atatürk Dönemi gelişmeleri arasında yer almaktadır. Fakat Köy Enstitülerinin kurulması (1940) İsmet İnönü Dönemi’ndedir. CEVAP: E Ek Bilgi: Atatürk Dönemi’nde açılan Halkevleri 1951’de Adnan Menderes tarafından kapatılmıştır. 1961’de Türk Kültür Ocakları olarak yeniden açılmıştır. Daha sonra ise Halkevleri Derneği olarak bugünkü denek statüsünü almıştır. 21. Cumhuriyet Dönemi’nde Türk Medeni Kanunu’nun (1926) ilanı ile Ahmet Cevdet Paşa’nın şeri hukuka göre hazırladığı Mecelle yürürlükten kaldırılmıştır. Böylece hukukta birlik sağlanmıştır. Ayrıca Patrikhanenin yetkilerine de son verilmiştir. Türk Medeni Kanunu, İsviçre Medeni Kanunu’nun Türk toplumunun ihtiyaçlarına göre düzenlenmesiyle yapılmıştır. CEVAP: A CEVAP: A Ek Bilgi: Menemen Olayı, Cumhuriyet ve yeniliklerin tam olarak anlaşılamadığı ve yapılan yeniliklerin halka tam olarak anlatılamadığını göstermektedir. Bu olayla çok partili döneme geçiş ertelenmiştir. Ek Bilgi: Tük kadını siyasi hakları (1930-31-32), evlilikte edinilen mallarda ortak olma hakkı (2002) dışındaki tüm hakları 1926 Medeni Kanunu ile elde etmiştir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! – Etibankın kurulması (1935), Ek Bilgi: Mustafa Kemal Atatürk, Başkomutanlık Yasası’nın verdiği yetkiye dayanarak 7-8 Ağustos 1921’de Tekalifimilliye Emirleri’ni çıkarmıştır. Bu emirler herkesi Millî Mücadele’yi desteklemeye çağırmıştır. Bunun için her ilçede bir Tekalifimilliye Komisyonu kurulmuş ve bu emirlerin uygulanabilmesi için İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur. 18. – Halkevlerinin açılması (1932), 160 Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 22. Cumhuriyetçilik ilkesine, “Ülkenin geleceğinin ulusun kararıyla belirlenmesi” ile ulaşılmaktadır. Ulusun vereceği bir karardan bahsedildiği için cumhuriyetçilik ilkesiyle bağdaşmaktadır. Devlet yönetimine bir grubun ya da bir soyun egemen olması cumhuriyetçilikle uyuşmamaktadır. Cumhuriyetçilikte halk seçtiği kişilerle kendi kendisini yönetmektedir. Seçmen yaşının 18’den 22’ye çıkarılması, belirli bir yaş kitlesini kısıtladığı için cumhuriyetçiliği zedelemektedir. Erkeklerin genel kadınların yerel seçimlerde oy kullanmaları kadın-erkek arasında ayrım yapılmasından dolayı cumhuriyet kavramıyla çelişmektedir. Yalnızca vergi verenlerin oy kullanması, oy verenlerin ayrıcalıklı olması da cumhuriyetçilikle çelişmektedir. CEVAP: D Ek Bilgi: Cumhuriyet aynı zamanda hem bir devlet hem de hükûmet şeklidir. Devlet şekli olarak cumhuriyet, egemenliğin millete ait olmasıdır. Hükûmet şekli olarak ise devlet başkanının ve millet meclisinin belirli bir süre için seçimle iş başına gelmesidir. 23. İnkılapçılık, çağın ihtiyaçlarını karşılamayan devlet yapısını ve yönetimi değiştirmek için halkın katılımıyla ülkede yeni bir siyasal, sosyal ve ekonomik yapının oluşturulmasıdır. Bu doğrultuda Mecelle kaldırılarak, çağın gereksinimlerine karşılık veren İsviçre Medeni Kanunu, Türk toplum yapısına göre düzenlenerek Türk Medeni Kanunu olarak kabul edilmiştir. Okuma ve yazmanın zor olduğu Arap harflerinin yerine Harf Devrimi yapılarak Latin harfleri kabul edilmiştir. Rumi ve Hicri takvim kaldırılarak, yerine Avrupa ile ilişkileri kolaylaştırmak için miladi takvim kabul edilmiştir. Yapılan bütün bu yenilikler inkılapçılıkla ilintilidir. CEVAP: B Ek Bilgi: İnkılapçılık ile Türk toplumunun her alanda ilerlemesinin yolu açılmıştır. Kişi egemenliğine son verilerek millet egemenliğine dayalı bir yönetim kurulmuştur. Dine dayalı bir devlet yapısının yerine laik devlet yapısı oluşturulmuştur. Yeni kurumlar ile Türk Devleti çağdaş ve dinamik bir yapıya kavuşmuştur. Sosyal hayatta, eğitimde, kültür ve ekonomik alanlarda Türk toplumuna yeni ufuklar açılmıştır. 24. Lozan Antlaşması’nda Osmanlı Devleti’nin 1854’ten beri aldığı borçların Osmanlıdan ayrılan devletlere pay edilmesi kararlaştırılarak Duyunuumumiye İdaresi kaldırılmıştır. Dış borçlar sorunu Lozan Antlaşması’nda çözüme kavuşmuştur. Türkiye 1954 yılına kadar borçlarını ödemiştir. Dış borçlar sorunu Fransa ile görüşülmüştür. Etabli ve Kıbrıs Adası sorunları ise Lozan Antlaşması’yla çözüme kavuşmayarak Lozan’dan sonra da gündeme gelmiştir. 10 Haziran 1920’de Ankara’da imzalanan Nüfus Mübadelesi Antlaşması ile sorun çözülmüştür. Antlaşmaya göre yerleşme tarihlerine bakılmaksızın İstanbul Rumları ile Batı Trakya Türkleri yerleşik sayılmıştır. Lozan Antlaşması’nda Kıbrıs’ın yönetimi İngiltere’ye bırakılmıştır. Ancak 1950’lerin sonlarında Türk-Rum çatışması yaşandığı için Kıbrıs Sorunu yeniden gündeme gelmiştir. CEVAP: D Ek Bilgi: Atatürk’ün dış politikada dikkate aldığı esaslar, – bağımsızlık, – akılcılık, – eşitlik, – barışçılık, – kamuoyunu dikkate alma, – özgünlüktür. 25. 1958’de Irak’ta askerî bir darbe ile krallık rejimi yıkılınca yeni yönetim 1959’da Bağdat Paktı’ndan çekilmiştir. Pakta üye olan diğer devletler toplanarak paktın merkezinin Ankara olmasına ve paktın adının da Merkezî Antlaşma Örgütü (CENTO) olmasına karar vermişlerdir. CEVAP: E Ek Bilgi: CENTO yirmi yıl varlığını sürdürmüştür. 1979’da Pakistan örgütün kendi güvenliğini sağlayamadığını ileri sürmüş, İran da örgütün emperyalistlere hizmet ettiğini savunarak pakttan ayrılmışlardır. Böylece CENTO fiilen sona ermiştir. 26. Türkiye ile Ermenistan arasında Dağlık Karabağ Meselesi’nin çıkması iki devlet arasında sorunlar yaşanmasına neden olmuştur. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Ermenistan bu bölgeyi işgal etmiştir. Özellikle Hocalı bölgesinde Azerilerin Ermeniler tarafından katledilmesi bu ülkeye karşı tepkilerin artmasına neden olmuştur. Bu işgal başta Birleşmiş Milletler olmak üzere birçok kuruluş tarafından kabul edilmemiştir. Türkiye hem bu işgalden dolayı hem de Ermeni soykırımı iddialarından dolayı Ermenistan ile sınırını kapalı tutmaktadır. CEVAP: C Ek Bilgi: Azerbaycan toprakları içerisinde bulunan Karabağ Bölgesi’ne Çarlık Rusya, XIX. yüzyıldan itibaren sistemli bir şekilde Ermeni nüfusu yerleştirmiş ve zamanla bu bölgede Ermeni nüfusu çoğunluk durumuna gelmiştir. Bu bölgede çatışmalar çıkınca Sovyet Rusya, Azerilerin silahlarını toplatmıştır. Böylece Azeriler savunmasız hâle gelmiş ve bu bölgenin Ermeniler tarafından işgal edilmesine neden olmuştur. 27. Sovyet Rusya’nın Basra Körfezi’ni ele geçirerek Orta Doğu petrollerini ele geçirmek ve Hint Okyanusu’na ulaşmak istemesi Afganistan’ı işgal etmesine neden olmuştur. 1973’te Afganistan’da krallık rejimi yıkılarak yerine cumhuriyetin ilan edilmesiyle Afganistan, Sovyet Rusya’ya yakınlaşınca iç karışıklıklara sürüklenmiştir. 1978’de Rusya ile Afganistan arasında yapılan “Dostluk, İyilik Komşuluk ve İşbirliği Antlaşması” imzalanmıştır. Bu antlaşmayla Afganistan yönetimine karşı bir iç savaş başlamıştır. Sovyet Rusya bu antlaşmaya dayanarak Afganistan’ı işgal etmiştir. CEVAP: C Ek Bilgi: Sovyetler Birliği 1989’da Afganistan’dan çekilmiştir. Bu çekilmeden sonra Afganistan’da iktidar mücadeleleri başlamıştır. Afganistan’da aynı sorunlar hâlâ yaşanmaya devam etmektedir. 161 DENEME - 4 1. 5. CEVAP: C Ek Bilgi: İlmiye sınıfı mensupları arasında şeyhülislam, kazasker, kadı ve müderris yer almaktadır. CEVAP: E Ek Bilgi: Hükümdar olmadığı zamanlarda ona Hatun vekalet etmekteydi. Hatta hatunlar, hükümdarın çocuklar küçük yaştayken ölmesi üzerine, çocuklar büyüyene kadar ülkeyi yönetmişlerdir. II. öncülde verilen müsadere, kişinin mallarına devletin el koymasıdır. Kaza İslam hukukuna, fetva ise alınan kararların dine uygun olup olmadığına göre karar vermedir. Bu doğrultuda I. ve III. öncüllere ulaşabiliriz. 6. ÇÖZÜM–4 İlk Türk devletlerinde halkın yönetime katılması söz konusu değildi. Ülkeyi kut kanı taşıdığı düşünülen kağan yönetmekteydi. Ülke hükümdarın ve ailesinin ortak malı sayılmıştır. Türk devletlerinde halkın yönetime katılması sınırlı da olsa Osmanlı Devleti zamanında 1876 Meşrutiyet yönetimiyle gerçekleşmiştir. XV. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde yaşayan, göz hastalıkları, diş ve kulak ağrıları için ilaç geliştiren, deneysel farmakolojinin öncüsü olan bilgin Sabuncuoğlu Şerafettin’dir. CEVAP: B 2. Menşur, İslam devletlerinde hükümdarların hâkimiyetinin Abbasi halifesi tarafından meşrulaştırılmasını sağlardı. Kök Türkler Müslüman değildi, Safeviler de Şii mezhebine mensup olduğu için Abbasi halifesinden menşur almazlardı. Ek Bilgi: Sabuncuoğlu Şerafettin’in Cerrahiyatü’l Haniyye ve Mücerrebname’dir. 7. CEVAP: C Türk-İslam devletlerinde Selçuklular, Memlükler, Akkoyunlular ve Harzemşahlar Anadolu’da hâkimiyet mücadelesinde bulunurken Karahanlılar böyle bir mücadelede bulunmamışlardır. 4. Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi’nde devlet teşkilatına yönelik gelişmeler arasında Kanunname-i Ali Osman’ın hazırlanması yer almamaktadır. Kanunname-i Ali Osman, Fatih Dönemi’nde yapılan bir kanundur. CEVAP: D Ek Bilgi: Kanunname-i Ali Osman ceza, tımar nizamı, sipahi, reaya, mali vergiler ve kardeş katli gibi konulara ait hükümler içermektedir. Tanzimat Dönemi’ne kadar yürürlükte kalmıştır. Acemi Oğlanlar Ocağı, –– Cebeci Ocağı, –– Yeniçeri Ocağı, –– Topçu Ocağı, –– Top Arabacıları Ocağı, –– Lağımcı Ocağı, –– Humbaracı Ocağı yer almaktadır. –– Sipahi ve Silahtarlar, –– Sağ ve Sol Ulufeciler, –– Sağ ve Sol Garipler yer almaktadır. Azaplar, eyalet orduları arasında yer almaktadır. CEVAP: C Ek Bilgi: Eyalet orduları taşra ordularıdır. Bunlar ordunun asıl ve en kalabalık bölümüdür. 8. Osmanlı Devleti’nde ticareti geliştirmek için yapılanlar arasında Mekkari taifesi ve Menzil Teşkilatı yer almaktadır. Mekkari taifesi ile tüccarların malları taşınmış, Menzil Teşkilatı ile de konaklama noktalarındaki tüccarların ulaşım ve hayvan ihtiyacı karşılanmıştır. Pençik sistemi, yapılan savaşlarda elde edilen esirlerin beşte birinin devşirilerek yetiştirilme sistemidir. Ticareti geliştirmekte bir etkisi yoktur. CEVAP: C Ek Bilgi: Ticaretle ilgili diğer kavramlar Hacegi, İhtisap Ağası ve Muhtesiptir. Hacegi: Ülkeler arası ticaret seferi yapan sermaye sahibi kişi. İhtisap Ağası: Üretilen malların standarda uygun olup olmadığını kontrol eden görevli. Muhtesip: Çarşı ve pazarlardaki malların fiyatlarını denetleyen görevlidir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Harzemşahlar Moğolların Harezm bölgesini ele geçirmesiyle Kafkasya’ya göç ederek burada Moğollar ile Türkiye Selçukluları arasında tampon bölge görevi görmüştür. Türkiye Selçukluları ile yaptıkları Yassıçemen savaşını kaybederek yıkılmışlar bu durum Anadolu’yu Moğol saldırısına açık hâle getirmiştir. –– Kapıkulu süvarileri arasında ise Selçuklular, Bizans’a karşı Pasinler, Dandanakan, Malazgirt ve Miryokefalon savaşları ile Anadolu’da hâkimiyet mücadelesi vermiştir. Memlükler, Osmanlı Devleti’yle Mercidabık ve Ridaniye Savaşı ile; Akkoyunlular Otlukbeli Savaşı ile; Harzemşahlar da Anadolu Selçuklularına karşı Yassıçemen Savaşı ile Anadolu’da hâkimiyet mücadelesi vermişlerdir. CEVAP: C Osmanlı Devleti’nde devşirme sistemiyle yetiştirilen Kapukulu orduları aralarında Kapıkulu piyadeleri ve kapıkulu süvarileri olmak üzere ikiye ayrılır. Kapıkulu piyadeleri arasında, Ek Bilgi: Saltanat makamı içinde halifelik anlayışını uygulayan devlet Osmanlı Devleti’dir. Osmanlı Devleti’ne halifelik Yavuz Sultan Selim Dönemi’nde 1516 Mercidabık ve 1517 Ridaniye Savaşları sonucunda geçmiştir. 3. eserleri 162 9. Malikane sisteminin uygulanması ve esham usulünün başlaması Osmanlı hazine gelirlerini arttırmaya yönelik bir uygulamadır. Malikane sistemi devletin herhangi bir vergi kaynağından vergi toplama hakkını, vergiyi toplayacak kişiye ömür boyu satmasıdır. Böylece devletin hazinesine nakit para girmiştir. Malikane sisteminin devamı olan esham ise belirli bir kaynağın yıllık geliri paylara bölünerek yatırımcılara yaşamı boyunca satılmasıdır. Bu uygulamanın da yıllık getirisi kesin olduğu için devlet hazinesi gelirini arttırmıştır. 13. CEVAP: D Ek Bilgi: Osmanlıcılık düşüncesi ayrım yapılmadan bütün ulusları bir arada tutmayı amaçlamaktadır. Bu düşünce Balkan uluslarının milliyetçilik hareketleri doğrultusunda bağımsızlık hareketleri içerisine girmesiyle önemini kaybetmiştir. CEVAP: B Ek Bilgi: Malikane sahibi iki tür ödeme yapabilmekteydi. Bu ödemelerden birincisi miktarı müzayede ile belirlenen ve “muaccele” olarak adlandırılan peşin ödeme, ikincisi ise müzayede öncesi devlet tarafından belirlenen, her yıl belirli bir tutarda yapılacak olan “mal” veya “müecele” olarak ifade edilen ödemedir. 10. 14. Avrupa’da daimî elçiliklerin kurulması XVIII. yüzyılda III. Selim Dönemi’ndedir. Londra’da daimî elçilik açılmıştır. İlk daimi elçimiz ise Yusuf Agah Efendi’dir. Diğer seçenekteki ıslahat hareketleri XIX. yüzyılda yapılmıştır. Ek Bilgi: Mustafa Kemal, Çanakkale Savaşlarında Arıburnu’nda emrindeki askerlere “Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum.” demiştir. Ek Bilgi: İlk geçici elçilik XVIII. yüzyılda Lale Devri’nde Paris’te açılmıştır. İlk geçici elçimiz Yirmi Sekiz Mehmet Çelebi’dir. 15. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! II. Mahmut Dönemi’nde Divanıhümayun kaldırılarak yerine nazırlıklar (bakanlıklar), Yeniçeri Ocağı kaldırılarak yerine Asakirimansureyimuhammediye adı altında yeni bir ordu kurulmuştur. CEVAP: E Ek Bilgi: Medreseler 3 Mart 1924’te Tevhiditedrisat Kanunu ile kaldırılarak tüm eğitim kurumları Millî Eğitim Bakanlığına bağlanmıştır. 12. Kutsal Yerler Sorunu 93 Harbi’nin sonuçları arasında değil, Kırım Savaşı’nın nedenleri arasında yer almaktadır. Kudüs’teki Katolikleri korumak için Fransa’ya karşı Rusya da Ortodoksların haklarını korumak istemiştir. Osmanlı Devleti’ne gönderdiği bir nota ile Rusya Ortodokslara geniş haklar verilmesini ve Ortodoksların koruyuculuğunun da kendisine verilmesini istemiştir. Osmanlı Devleti bunu kabul etmeyince Ruslar Eflak ve Boğdan’ı işgal etmiş ve bunun üzerine Osmanlı Devleti Rusya’ya savaş açmıştır. CEVAP: B Ek Bilgi: 93 Harbi’yle kaybedilen Kars, Ardahan ve Batum, I. Dünya Savaşı sırasında Rusya’da 1917’de Bolşevik İhtilali’nin çıkmasıyla Rusya, I. Dünya Savaşı’ndan çekildiğini açıklayarak buraları Brest Litowsk Antlaşması ile Osmanlı Devleti’ne bırakmıştır. Osmanlı Devleti, Galiçya ve Kafkasya Cephelerinde Rusya ile savaşmıştır.Fakat Çanakkale Cephesi’ni Fransız ve İngilizler, Kafkasya Cephesi’nde Osmanlı Devleti’ne karşı savaşan Ruslara yardım götürmek amacıyla açtıkları için bu cephede Ruslar ile savaşılmamıştır. Çanakkale Cephesi’nde başarısız olan İtilaf Devletleri Rusya’ya yardım götürememiş böylece Rusya’da Bolşevik İhtilali çıkmıştır. Rusya 3 Mart 1918 Brest Litowsk Antlaşması ile I. Dünya Savaşı’ndan çekilmiştir. CEVAP: D CEVAP: C 11. 1913 Balkan Savaşı’nın sonucu arasında rejim değişikliği yoktur. Rejim değişikliği II. Abdülhamit Dönemi’nde 1876’da Meşrutiyet yönetimine geçilmesi ile gerçekleşmiştir. Monarşik devlet düzeninden meşruti sisteme geçilmiştir. Mustafa Kemal, Şam’da asker öğrenciyken vatanın tehlikede olduğunu düşünerek subay arkadaşlarıyla Vatan ve Hürriyet Cemiyetini kurmuştur. Anadolu Kadınları Müdafaaihukuk Cemiyeti Sivas’ta Sivas Valisi Reşit Paşa’nın eşi Melek Reşit Hanım ve arkadaşları tarafından 9 Aralık 1919’da resmen kurulmuştur. Türk kadının millî mücadeleye verdiği destek açısından önemlidir. Bu cemiyetin faaliyetleri Mustafa Kemal tarafından desteklenmiştir. CEVAP: D Ek Bilgi: Tesanüd Grubu I. TBMM’de yer alan gruplar arasındadır. İttihat ve Terakki yanlıları bu grup arasında yer almaktadır. Bu grup sendikalizmi savunan bir program etrafında toplanmıştır. 16. Bilecik Görüşmeleri Temsil Kurumunun faaliyetleri arasında yer almamaktadır. Bu görüşme 5 Aralık 1920’de, Kurtuluş Savaşı’nda TBMM Hükûmeti ile İstanbul Hükûmeti arasındaki anlaşmazlıkları gidermek için yapılmıştır. Fakat kesin ve net bir sonuç elde edilememiştir. CEVAP: E Ek Bilgi: Temsil Heyeti Erzurum Kongresi’nde kurulmuştur. Sivas Kongresi’nde Temsil Heyetinin yetkileri genişletilerek TBMM kurulana kadar bir hükûmet gibi hareket etmiştir. TBMM’nin kurulmasıyla birlikte ortadan kalkmıştır. 163 17. 10 Ağustos 1920’de yapılan Sevr Antlaşması ile Osmanlı Devleti fiilen sona ermiş, Osmanlı Devleti İtilaf Devletleri tarafından sömürgeleştirilmek istenmiştir. Anlaşmadan çok bir tutsaklık belgesi niteliğinde olan Sevr Antlaşması halkın millî mücadele ruhunu ortaya çıkararak, millî birlik ve beraberliği sağlamıştır. Bu doğrultuda ülkenin kurtuluşu için cemiyetlerin ve Kuvayımilliye birliklerinin kurulmasında katkısı olmuştur. 19. İtilaf Devletleri Lozan Barış Konferansı’na hem İstanbul Hükûmetini hem de TBMM Hükûmetini davet ederek her iki tarafı da birbirine düşürmeye çalışmıştır. TBMM, bu durumun görüşmelerde iki başlılık yaratacağını düşünmüştür. Bu nedenle Lozan Konferansı’na milletin tek temsilcisi olan TBMM Hükûmetinin katılması gerektiğini düşünerek 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırmıştır. CEVAP: B CEVAP: D Ek Bilgi: Saltanatın kaldırılmasının diğer nedenleri Ek Bilgi: Sevr Antlaşması’nın imzalanması üzerine Damat Ferit Paşa Hükûmeti istifa etmek zorunda kalmıştır. Tevfik Paşa Hükûmeti ise antlaşmayı onaylamamıştır. 19 Ağustos 1920’de toplanan TBMM Hükûmeti antlaşmayı imzalayanları vatan haini ilan etmiştir. –– Saltanat yönetiminin millî egemenlik anlayışı ile çelişmesi, –– Ülkede iki başlı yönetimin millî çıkarlara ters olması, –– Kurtuluş Savaşı boyunca İstanbul Hükûmetinin Millî Mücadele’nin karşısında yer alması, –– Saltanat ve hilafetin aynı kişide toplanmış olmasının laik düzenle çelişmesidir. –– 20. Gediz Muharebesi ve Sakarya Meydan Muharebesi düzenli ordunun kurulmasının ne kadar da doğru bir karar olduğunu göstermektedir. 20 Ekim 1920’de yaşanan Gediz Muharebesinde, disiplinsiz ve kumanda hiyerarşisinden yoksun Kuvayımilliye birliklerinin ağır bir yenilgi alması üzerine Yunanlıların, Bursa’dan taarruza geçerek Yenişehir ve İnegöl’ü işgal etmelerine neden olmuştur. Bunun sonucunda Kuvayımilliye birlikleri düzenli ordu altında birleştirilmeye başlanmıştır. 9 Kasım 1920’de cephe, Güney Cephesi ve Kuzey Cephesi olarak ikiye ayrılarak Genelkurmay başkanlığına bağlanmıştır. Sakarya Meydan Muharebesi düzenli ordu ile yapılmıştır. Yunan ordusu, Türk ordusu karşısında geri çekilmek zorunda kalmış ve taarruz gücü Türk ordusuna geçmiştir. CEVAP: D Ek Bilgi: Kuvayımilliye şefi olan Çerkez Ethem ve Demirci Mehmet Efe, düzenli ordunun kurulmasına karşı çıkarak ayaklanmışlardır. Bu ayaklanmalar bastırılarak Çerkez Ethem Yunanlılara sığınmış, Demirci Mehmet Efe ise TBMM’ye teslim olmuştur. CEVAP: E Ek Bilgi: İngiltere zengin petrol pataklarına sahip Musul Bölgesi’nin Türkiye’de kalmasını istemiyordu. Bu yüzden casusluk hareketlerine girişmiştir. Halifeliğin kaldırılmasını da bahane ederek halkın dinî duygularını ve bölgesel farklılıklarını kullanarak Şeyh Sait Ayaklanmasının çıkmasına neden olmuştur. 21. Türk ticaret ve ekonomisinde yabancı etkisinin azalmasında Aşar Vergisi’nin kaldırılması etkili değildir. Aşar Vergisi’nin İzmir İktisat Kongresi’nde kaldırılması kararı alınmıştır. Bunun nedeninde liberal ekonomi yatmaktadır. Liberal ekonomi özel mülkiyete dayanmaktaydı. Bu yüzden aşar vergisi liberal ekonomiye ters bir kavram olduğundan 1925’te kaldırılmıştır. CEVAP: D Ek Bilgi: Kabotaj Kanunu 1 Temmuz 1926’da Türk limanları arasında yolcu ve yük taşıma işinin yabancılardan Türklere geçmesidir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 18. Takririsükûn Kanunu 4 Mart 1925’te Şeyh Sait İsyanı sonucunda huzur ve güven ortamını sağlamak amacıyla çıkartılmıştır. Bu kanunla ayaklanmalara ve devletin düzenini bozacak her türlü eyleme karşı gerekli tedbirler alınarak gazete ve parti kapatmaya kadar her türlü yetki verilmiştir. Terakki Perver Cumhuriyet Fırkasının bazı mensuplarının bu isyana karıştığı gerekçesiyle 3 Haziran 1925’te kapatılmıştır. Takririsükûn Kannu 1929 yılına kadar yürürlükte kalmıştır. Fakat Serbest Cumhuriyet Fırkası 12 Ağustos 1930’de kurulmuştur. Bu parti zamanla gericilerin odağı hâline gelince kendini fesh etmiş kapatılmamıştır. 164 22. Medeni Kanunun kabulü ile kadınlar evlenme, boşanma, miras gibi medeni haklara sahip olmaları daha sonra siyasi haklar kazanmalarının da önünü açmıştır. 25. Yeni Türk Harfleri’nin kabulüyle Arap harflerinin yerine Latin harfleri kabul edilmiştir. Halka yeni harfleri öğreterek okuma ve yazma seviyesini yükseltmek için de 1928’de Millet Mektepleri açılmıştır. CEVAP: A Ek Bilgi: Orta Doğu’nun güvenliğini sağlamak için 1913’de Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında Sadabat Paktı imzalanmıştır. Bu pakta göre devletler birbirlerinin iç işlerine karışmayacak, sınır ihlalinde bulunmayacaklardı. Birbirlerine saldırmayacak ve ortak çıkar içeren konularda birbirlerine danışacaklardı. Aynı zamanda Milletler Cemiyeti kararlarına uyacaklardı. Cumhuriyet rejiminin kabul edilmesiyle ona ters nitelikte olan halifelik de kaldırılmıştır. Bu yapılan çalışmalar birbirini bütünler niteliktedir. CEVAP: E Ek Bilgi: 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilmiştir. Cumhuriyet millet egemenliğine dayanırken saltanat tek bir kişinin egemenliğine dayanmaktadır. Bu durum da cumhuriyet rejimi ile çelişmektedir. Bu yüzden 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırılmıştır. Saltanatın kaldırılması da cumhuriyet rejiminin tam anlamıyla uygulanması bakımından cumhuriyeti bütünleyici niteliktedir. 23. 26. Atatürk’ün “mensup olduğu bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine maliktir.” sözü din konusunda ayrımcılık yapılmaması açısından doğrudan laiklikle ilgilidir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Laiklik devlet işleriyle din işlerinde birbirinden ayrılması ve devletin siyasi, iktisadi ve hukuki düzende sadece aklın egemenliğini kabul etmesi demektir. Hukuki anlamda ise devletin ayrım yapmaksızın kişilerin vicdan hürriyetine sahip olmalarını sağlamaktır. Nüfus Mübadelesi, Milletler Cemiyetine gitmiş fakat bir sonuç çıkmamıştır. Yabancı okullar sorunu bir iç sorun olarak görülmüş ve bütün yabancı okullar Millî Eğitim Bakanlığına bağlanarak sorun çözülmüştür. Osmanlı dış borçları Lozan Antlaşması’nda Osmanlıdan ayrılan devletlere pay edilerek çözülmüştür. Razgrad Olayı ise Bulgaristan’ın Razgrad şehrindeki Türk ve Müslüman mezarlıkların tahrip edilmesiyle İstanbul’da mitingler düzenlenmesine neden olmuştur. Türkiye’nin Milletler Cemiyetine üye olması ve dünya barışından yana bir dış politika sergilemesi Boğazlar Sorunu’nun Türkiye lehine çözülmesine neden olmuştur. CEVAP: C Ek Bilgi: Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin nedenleri; –– İtalya’nın Habeşistan’ı işgal etmesi, –– Almanya’nın Ren Bölgesi’ni silahlandırması, –– Avusturya’nın zorunlu askerliği yeniden başlatması, –– Japonya’nın Mançurya’yı işgal etmesidir. Eisenhower Doktrini ile ABD, Sovyetler Birliği’nin Orta Doğu’ya inmesini engellemek için bu bölge halkını ekonomik yönden destekleyerek yanına çekmeye çalışmıştır (I). Komünist Kuzey Kore ile antikomünist Güney Kore arasında sınır anlaşmazlığı çıkınca Birleşmiş Milletler harekete geçerek, Güney Kore’ye askerî yardım yapılma kararını almıştır (II). Bu olaylar ABD ve SSCB’nin birbirine ters düşmesini sağlamıştır. CEVAP: B 24. 1929’da yaşanan ekonomik krizden oldukça etkilenen İtalya ham madde ve pazar ihtiyacını karşılamak için Habeşistan’ı işgal etmiştir. İtalya’nın politikaları Orta Doğu’yu olduğu kadar Türkiye’yi de endişelendirmiştir. CEVAP: C Ek Bilgi: Kore Savaşı ile Türkiye ilk kez Misakımillî sınırları dışına asker göndermiştir. Bu girişim Türkiye’nin Batı Blok’u içerisine girerek 1952’de NATO’ya üye olmasını sağlamıştır. 27. Türkiye Birleşmiş Milletler kararına uyarak, –– Somali –– Bosna-Hersek –– Arnavutluk –– Kosova –– Afganistan –– Lübnan’a asker göndermiştir. CEVAP: C Ek Bilgi: Vietnam Savaşı, 1973 yılında Paris’te imzalanan Vietnam Barışı ile sona ermiştir. 1975’te ABD’nin bölgeden çekilmesi ile Kuzey Vietnam antikomünist Güney Vietman’ı ele geçirmiştir. 165 DENEME - 5 1. 5. CEVAP: B Ek Bilgi: Şeyh Bedrettin İsyanı, Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi’nde ortaya çıkan ilk “dini ve sosyal” nitelikli bir isyandır. CEVAP: D Şeyh Bedrettin, her türlü mülkiyeti kaldırarak ortaklık önermiştir. Cennet ve cehennemi reddederek bütün nimetlerin bu dünyada olduğunu ve cennet vaadlerinin hayal olduğunu öne sürmekteydi. Ek Bilgi: Türkler tarihsel süreçte Kök Türk, Uygur, Kiril, Soğd, Arap ve Latin alfabelerini kullanmışlardı. 2. İslam dünyasında bir hükümdarın meşruiyet kazanması onun saltanatının halife tarafından tasdik edilmesiyle olurdu. Bunun ilk şartı da hükümdarın kendi ülkesinde halife adına hutbe okutmasıdır. 6. İkta sistemi ilk defa Hz. Ömer Dönemi’nde uygulanmış Türkler İslamiyet’e geçtikten sonra bu sistemi uygulayarak geliştirmişlerdir. CEVAP: C CEVAP: C 4. 7. Mütevelli, bir vakfın yönetiminin kendisine verildiği kişiye denilmektedir. Fresk: Duvarlara yapılan resimlerdir. Muhtesip, çarşı ve pazarları denetleyen kişidir. Minyatür: El yazması eserleri süslemek ve metnin aydınlatılmasını sağlamak için yapılan iki boyutlu resimlerdir. Mültezim, Osmanlı toprak sisteminde açık arttırma usulüyle kiraya vermeye iltizam, sahibi olan kişiye de mültezim denirdi. Muhassıl, köylüyü sömüren mültezimlerin yerine vergi toplanacak yerlere merkezden gönderilen kişilerdir. Anadolu Selçuklu Devleti Dönemi’nde hükümdarların kullandığı “Keyhüsrev, Keykubat ve Keykavus” gibi unvanlar Anadolu Selçuklu Devleti’nde Fars kültürünün egemen olduğunu göstermektedir. Türk kültüründe daha çok “Han, Hakan, Sultan” gibi unvanlar kullanılmaktadır. İhtisap Ağası, üretilen malların standartlara uygun olup olmadığını kontrol eden kişidir. CEVAP: A Ek Bilgi: İslam hukuku alimleri mütevelli olacak kişilerde bazı özelliklerin bulunmasını şart koşmuşlardır. Bunlar; CEVAP: B –– akil olma, Ek Bilgi: Lonca Teşkilatı Osmanlı Devleti’nde esnaf örgütlenmesidir. Burada malların kalitesi ve fiyatı belirlenir, esnaf ile halk arasındaki ilişki düzenlenir, mesleki dayanışma sağlanır ve haksız rekabet önlenirdi. –– adil ve güvenilir olma, –– vakıf işlerini yönetecek iktidara sahip olma, –– Müslüman olmadır. Çimpe Kalesi’nin fethi Haçlılara karşı olan bir savaş sonucunda gerçekleşmemiştir. Bizans İmparatoru Kantakuzen tehlikede olan tahtını Orhan Bey’in yardımı sonucunda korumuştur. Bu yardım karşılığında da 1353’te Çimpe Kalesi’ni hediye etmiştir. Bu kalenin fethi ile ilk kez Rumeli’ye geçilmiştir. CEVAP: E Ek Bilgi: Niğbolu Savaşı’nda Haçlılara karşı galip gelinmiş, bunun sonucunda Bizans’ın Avrupa’dan yardım alma ümidi kesilmiştir. Abbasi Halifesi Yıldırım Bayezit’e bu savaştaki başarısından dolayı “Sultanı İklimi Rum” unvanını vermiştir. 8. Osmanlı Devleti’nde bürokrasiyi oluşturan kalemiye sınıfında nişancı, defterdar ve reisülküttab yer almaktaydı. Kalemiye sınıfında yazışma ve maliye işleri yürütülürdü. Seyfiye sınıfında idare ve askerlik işleri görülürdü. Sadrazam, vezirler ve kaptanıderya bu sınıf içerisinde yer almaktadır. İlmiye sınıfında ise yargı, din ve eğitim işleri görülürdü. Bu sınıfın mensupları şeyhülislam, kazasker, kadı ve müderristir. CEVAP: C Ek Bilgi: İlmiye sınıfı üyeleri Müslüman doğmak ve medrese çıkışlı olmak zorundaydı. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 3. Osmanlı Devleti’nde haraç vergisi sürekli alınırken, avarız olağanüstü durumda, çiftbozan vergisi ise köylünün toprağını üç yıl üst üste ekmemesi durumunda alınırdı. Ek Bilgi: Haraç, gayrimüslim çiftçilerden 1/5 oranında alınan toprak üretim vergisidir. Bu vergi 1856 Islahat Fermanı ile kaldırılmıştır. Türklerde fresk ve minyatürün örnekleri Uygurlara kadar dayanır. Ek Bilgi: Safevi Devleti Hükümdarı Şah İsmail’in Doğu Anadolu’yu ele geçirmek amacıyla Şii propagandası yapması üzerine Osmanlı-İran Savaşı başlamıştır. Bu savaşın sonucunda Şii nitelikli Şahkulu İsyanı çıkmış ve bastırılmıştır. ÇÖZÜM–5 Kök Türkler 38 harfli ilk Türk alfabesini oluşturmuşlardır. İpek Yolu hâkimiyeti için Akhunlara karşı Bizanslılarla ittifak kurmuşlardır. Ergenekon ve Bozkurt destanlarını oluşturmuşlar. Çin’e karşı Kürşat Ayaklanması’nı çıkartarak bağımsızlık mücadelesinde bulunmuşlardır. Fakat hareketli harf sistemi Kök Türkler zamanında değil Uygurlar zamanında oluşturulmuş ve kullanılmıştır. 166 9. Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde Kanunname-i Ali Osman’da hazırlanan –– Müsadere sisteminin uygulanması, –– Divan başkanlığının sadrazama bırakılması, –– Kardeş katlinin yasal hâle gelmesi, –– Şehzadelerin, sancağa çıkmasının zorunlu olması 12. Türk Derneği Tanzimat Dönemi’nde değil II. Meşrutiyet’in ilanından sonra 25 Aralık 1908’de kurulmuştur. Derneğin amacı 1909’da çıkartılan Türk Dili Dergisi’nde yayımlanmıştır. Bu amaç: “Türk diye anılan bütün kavimlerin mazisi, hâli ve eserlerini öğrenmek ve öğretmek”tir. Dil ile kültür arasındaki ilişki kavranarak dilde yalınlaşmaya gidilmiştir. Diğer seçenekteki yargılar Tanzimat Dönemi özellikleri arasında yer almaktadır. CEVAP: E Ek Bilgi: Türk Derneği 1912 yılına kadar varlığını sürdürmüştür. Bu tarihten sonra dernek dağılınca kalan üyeleri Türk Yurdu Cemiyetine katılmıştır. Türk Ocağı Cemiyeti kurulunca cemiyetin üyeleri buraya geçmişlerdir. 13. Mustafa Kemal’in demokratik yönetimi desteklemeye yönelik çalışmaları arasında Vatan ve Hürriyet Cemiyetine katılması ve Harekat Ordusu’nun kurulmasında etkili olması yer almaktadır. Mustafa Kemal, vatanın tehlikede olduğunu görerek subay arkadaşları ile Vatan ve Hürriyet Cemiyetini kurarak birçok siyasi içerikli gazete basılıp dağıtılmasında rol oynamıştır. Meşruti yönetime karşı olan 31 Mart İsyanı, Harekât Ordusu tarafından bastırılmıştır. Mustafa Kemal bu ordunun kurulmasında yer alarak ordunun ismini de kendisi koymuştur. Rejime karşı olan bu isyan Harekât Ordusu tarafından bastırılmıştır. CEVAP: C Ek Bilgi: I. Balkan Savaşı’nda alınan yenilginin sorumlusunu İttihat ve Terakkili yöneticiler hükûmet olarak görmüşler ve bunun sonucunda hükûmete, Babıali Baskını ile bir darbe düzenleyerek hükûmeti düşürmüşlerdir. Mustafa Kemal’in destek vermediği bu olaydan sonra İttihat ve Terakkinin yönetimdeki gücü giderek artmıştır. Darbeden dolayı demokratik bir hareket olduğu söylenemez. 14. Osmanlı Devleti, Wilson ilkelerinde yer alan “Galip devletler, mağlup devletlerden toprak ve savaş tazminatı almayacak” ve “Osmanlı topraklarında Türkler’in çoğunlukta bulundukları bölgelerde kesin Türk egemenliği sağlanacak.” ilkelerine güvenerek Mondros Ateşkes Anlaşması’nı imzalamıştır. Bu maddeler Osmanlı Devleti’nin Mondros Ateşkes Anlaşması’nı imzalamasını hızlandırmıştır. CEVAP: E Ek Bilgi: Mondros Ateşkes Anlaş-ması’nın 7. maddesi doğrultusunda İtilaf Devletleri Anadolu’yu işgal etmişlerdir. Bu madde aynı zamanda işgallere hukuki zemin hazırlamıştır. gibi konular yer almaktadır. Fakat şeyhülislamın Divan toplantılarına katılması daha sonra XVI. yüzyılda gerçekleşen bir olaydır. Bu yüzden bu kanunnamede yer almamaktadır. CEVAP: E Ek Bilgi: Kanunname-i Ali Osman ile düzenlenen konular Tanzimat Dönemi’ne kadar yürürlükte kalmıştır. 10. Osmanlı Devleti’nde ilk denk bütçeyi hazırlayan kişi Tarhuncu Ahmet Paşa’dır. Sadrazam saray masraflarını kısarak mali durumu düzeltmek istemiştir. Çıkarları zedelenen bazı gruplar tarafından aleyhine yapılan çalışmalar sonucunda idam edilmiştir. CEVAP: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Köprülü Mehmet Paşa saraya şartlar sürerek sadrazamlık görevini kabul etmiştir. Bu şartlar: –– Saraya sunacağı teklifler kabul edilecekti. –– Hakkındaki şikâyetleri kendisi de dinleyecekti. –– Sözlerine itimat edilecekti. –– Devlet memurlarının atama ve azledilmelerinde görevine karışılmayacaktı. –– 11. Fransız İhtilali sonucunda yaşanan milliyetçilik hareketleri Osmanlı Devleti’nde azınlıkların bağımsızlık hareketleri içine girmesine neden olmuştur. Avrupalı Devletler de azınlıkları bahane ederek Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışmaya çalışmışlardır. Osmanlı Devleti hem bu bağımsızlık hareketlerini engellemek hem Avrupalı Devletlerin kendi iç işlerine karışmalarını önlemek hem de Londra Konferansı’nda Mehmet Ali Paşa İsyanı’nın kendi lehlerine sonuçlanmasını istedikleri için Tanzimat Fermanı’nı ilan etmiştir. Bu fermanın toplumsal alanda eşitlik sağlanarak devletin varlığı devam ettirilmek istenmiştir. Yine bu doğrultuda 1876’da Meşrutiyet ilan edilerek halka Mebusan Meclisi ile devlet yönetimine katılma hakkı verilmiştir. Meşrutiyetle birlikte halka kısıtlı da olsa (sadece erkeklere) seçme ve seçilme hakkı verilmiştir. CEVAP: D Ek Bilgi: Mehmet Ali Paşa İsyanı’nın Fransız İhtilali ile bir bağlantısı yoktur. XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin merkezî otoritesinin zayıflamasıyla Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa Osmanlı Devleti’ne karşı isyan etmiştir. 167 15. Bilecik Görüşmeleri 5 Aralık 1920’de İstanbul Hükûmeti ile TBMM Hükûmeti arasında yapılmıştır. İstanbul’un işgalinden sonra Damat Ferit Paşa yeniden hükûmet başkanı olmuş ve bunun üzerine İstanbul ve Ankara ilişkileri iyice gerilmiştir. Kuvayımilliye hareketini bastıramayan Damat Ferit Paşa tekrar istifa etmiş, yerine daha ılımlı Tevfik Paşa Hükûmeti kurulmuştur. Tevfik Paşa Ankara Hükûmetine görüşme talebinde bulunmuştur. Bilecik tren istasyonunda yapılan görüşmede Mustafa Kemal, İstanbul Hükûmetini tanımadığını belirterek görüşmeye gelen iki bakanı göz altına alarak Ankara’ya göndermiştir. İki bakan İstanbul’a gittiklerinde istifa edecekleri sözünü verince serbest bırakılmıştır. Mustafa Kemal bu görüşmelerde İstanbul Hükûmetini yok sayarak TBMM başkanı olarak İstanbul Hükûmetine karşı ilk siyasi başarısını almıştır. 18. Misakımillî’de yer alan konular arasında kapitülasyonlar, azınlıklar, boğazlar, borçlar, sınırlar, Araplar ve referandum yer almaktadır. Ulusal egemenlikle ilgili bir konu yer almamaktadır. CEVAP: C Ek Bilgi: Ulusal egemenlik fikrinden ilk defa “Her livadan milletin güvenini kazanmış üç kişinin seçilerek güvenlik içinde Sivas’a gelmesi gereklidir. Seçimi Belediyeler, Müdafaaihukuk Cemiyeti yapmalıdır.” ibaresi ile Amasya Genelgesi’nde bahsedilmiştir. CEVAP: A Ek Bilgi: Amasya Protokolü İstanbul Hükûmetine karşı alınan ilk siyasi başarıdır. Fakat Amasya Protokolü 2022 Ekim 1919’da yapılmıştır. TBMM 23 Nisan 1920’de kurulduğundan Mustafa Kemal’in Amasya Protokolü yapılırken TBMM başkanı olması imkânsızdır. Amasya Protokolü, Temsil Heyetinin İstanbul Hükûmetine karşı ilk siyasi başarısıdır. 19. Mustafa Kemal’in Tekalifimilliye Emirleri’ni yayımlaması Sakarya Savaşı’nın ve Büyük Taarruz’un kazanılmasında etkili olmuştur. Mustafa Kemal Başkomutanlık yetkisine dayanarak ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için Tekalifimilliye Emirleri’ni çıkarmıştır. Sakarya Savaşı’nın ve Büyük Taarruz’un kazanılması, Tekalifimilliye Emirleri’nin çıkarılmasının önemini göstermektedir. CEVAP: E 16. Misakımillî 28 Ocak 1920’de Son Osmanlı Mebusan Meclisinde kabul edilmiştir. Hatta bundan dolayı itilaf devletleri İstanbul’u işgal ederek Mebusan Meclisini dağıtmışlardır. Daha sonra kurulan TBMM de Misakımillî ilkeleri doğrultusunda hareket etmiştir. İki mecliste Misakımillî’yi kabul etmiştir. CEVAP: E Ek Bilgi: Misakımillî’den ilk taviz Moskova Antlaşması ile Batum, ikinci taviz Ankara Antlaşması ile Musul’dur. Bu topraklar Misakımillî sınırları dışında kalmıştır. 17. Millî Mücadele Dönemi’nde Ankara’da Halide Edip ve Yunus Nadi’nin çalışmalarıyla açılan yayın organı Anadolu Ajansı’dır. Anadolu Ajansı, Mustafa Kemal’in onayı ile kurulmuştur. CEVAP: B Ek Bilgi: Hâkimiyetimilliye, İradeimilliye, Anadolu Ajansı, Millî Mücadele taraftarı yayınlar arasında yer alırken Alemdar gazetesi Millî Mücadele’ye zararlı yayınlar arasında yer almaktadır. Tercümanı Hakikat, II. Abdülhamit Dönemi’nde halka okuma alışkanlığı kazandırmak ve halkı eğitmek amaçlı çıkarılan günlük gazetedir. 20. Tek dereceli seçim sistemi Atatürk Dönemi’nde değil 1946 yılında uygulanmıştır. Halifeliğin kaldırılması (1924), Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kurulması (1930), kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi (1930-33-34), seçmen yaşının 25’ten 18’e düşürülmesi 1923 yılında yapılmıştır. Atatürk Dönemi 1919-1938 yılları arasını kapsadığı için bu yapılanlar Atatürk Dönemi gelişmeleri arasında yer almaktadır. CEVAP: B Ek Bilgi: Tek dereceli seçim sisteminde temsilcilerin doğrudan doğruya belirlenmesine olanak sağlanmıştır. Çift dereceli seçim sisteminde ise seçmenler temsilcileri seçecek olan kişileri seçerler daha sonra seçtikleri kişiler temsilcileri seçerlerdi. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Tekalifimilliye Emirleri, Eskişehir-Kütahya Savaşı’nın yenilgiyle sonuçlanmasından sonra çıkarılmıştır. Emir ülkenin sahip olduğu bütün kaynakların orduya aktarılmasını içermektedir. Emirleri uygulamak için Tekalifimilliye Komisyonları ve İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur. 168 21. Tevhiditedrisat Kanunu ile bütün okullar Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır. Bu kanunla dinî eğitim kurumu olan medreseler kapatılmıştır. Şeri hukuka göre yapılan Mecelle kaldırılarak çağın gereklerine uygun Türk Medeni Kanunu ilan edilmiştir. Tekke ve türbeler kapatılarak tarikatların siyasi ilişkiler arasında yer alması engellenmiş ve üfürükçülük yasaklanmıştır. Yapılan bütün bu yenilikler laikleşme doğrultusunda yapılmış fakat Yeni Türk Harfleri’nin kabulünün laikleşmeyle bir alakası yoktur. 24. Türkiye, Hatay’ın anavatana katılması konusunda Milletler Cemiyetine başvurmuş ve Milletler Cemiyetinin hazırlattığı Sandler Raporu, Hatay’ın 1939’da anavatana katılmasında etkili olmuştur. CEVAP: C Ek Bilgi: Atatürk 1923’te yaptığı bir konuşmada Hatay’la ilgili olarak “Kırk asırlık Türk yurdu, düşman elinde esir kalamaz.” demiştir. CEVAP: D Ek Bilgi: Türk devrimleri, –– siyasal, –– hukuksal, –– eğitim-kültür, –– ekonomik alanlarda yapılmıştır. Türkiye’nin 1932’de Milletler Cemiyetine üye olması ve dünya barışından yana bir dış politika izlemesi Boğazlar Sorunu’nun 1936’da Türkiye lehine çözülmesine neden olmuştur. 25. II. Dünya Savaşı sırasında ABD Başkanı Roosevelt ve İngiltere Başbakanı Churchill tarafından yayınlanan ve savaştan sonra Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın kurulmasını sağlayan düzenleme Atlantik Bildirisi’dir. CEVAP: B 22. Ek Bilgi: Atlantik Bildirisi’ne göre, Atatürk’ün bu sözü devletin iç işlerine karışılmaması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu durum ise devletin bağımsızlık olgusuyla alakalı bir durumdur. Devletin iç işlerinde serbest karar verdiği gibi iç işlerinde de hiç bir siyasi güce göre karar vermeyip bağımsız olması vurgulanmıştır. Bağımsızlık milliyetçiliği bütünleyen bir kavram olduğundan Atatürk’ün bu sözü milliyetçilikle alakalıdır. –– savaştan sonra toprak kazanılmayacak, –– uluslar kendi kaderlerini kendileri belirleyecek, –– açık denizlerde ticaret serbestiği getirilecek, –– uluslararası iş birliği geliştirilecekti. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! CEVAP: A Ek Bilgi: Milliyetçilik ilkesinin amaçları arasında; –– Dış politikada ulus yararının gözetilmesi, –– İç politikada ulusal, çağdaş ve laik kültüre dayalı toplum oluşturma, –– Birlikte yaşama arzusu içinde olma, –– Tasada ve kıvançta birlikte davranma yer almaktadır. 26. ABD ile SSCB arasında imzalanan SALT II Antlaşması’nın ABD Kongresi’nce onaylanmamasının nedeni: İmzalanan antlaşma ile Amerika stratejik üstünlüğü Sovyetlere kaptırmış ve 1979’da Rusya, Afganistan’ı işgal edince Amerika SALT II Antlaşması’nı onaylamamıştır. CEVAP: A Ek Bilgi: SALT I ve SALT II antlaşmaları ABD ile SSCB arasındaki Soğuk Savaş Dönemi’ne son vermek için imzalanmış ve tarafların Yumuşama Dönemi’ne girmesini sağlamıştır. Taraflar bu antlaşmalarda silahlanmada sınırlandırma konusunda uzlaşmaya çalışmıştır. 23. – Misakıiktisadi kararlarının kabul edilmesi millî bir ekonomi oluşturmak amacı ile yapılmıştır (I). –– Ulusal ögelerin ön plana çıkması da toplumsal birlik ve dayanışmayı güçlendirmiştir (II). –– Türk Tarih Kurumu’nun kurularak ümmetçi bir tarih yapısından millî bir tarih yapısına geçilmiştir (III). Bu öncüller gerçekleştirilirken ulusal (millî) ögeler esas alınmıştır. 27. Güney Osetya Savaşı’nın ardından meclis kararı ile Bağımsız Devletler Topluluğundan ayrılan devlet Gürcistan’dır. 26 Ağustos 2008’de Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, Rusya’nın Güney Osetya Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını tanıdığını açıklamıştır. CEVAP: E CEVAP: E Ek Bilgi: Misakıiktisadi kararları 17 Şubat 1923’te toplanan İzmir İktisat Kongresi’nde kabul edilmiştir. Bu kararlar ile ulusal ve bağımsız bir ekonomi oluşturulmak istenmiştir. Ek Bilgi: Güney Osetya’yı tanıyan diğer devletler Venezuella, Nikaragua, Nauru ve Tuvalu’dur. 169 DENEME - 6 1. 5. CEVAP: D Ek Bilgi: İltizam, devleti gelirlerinin bir bölümünün belirli bir bedel karşılığında devlet tarafından ihale sonucu ile kişilere devredilerek toplanması yöntemidir. CEVAP: A Ek Bilgi: İslamiyet öncesi Türk devletlerinde ilk millî alfabe 38 harfli Göktürk alfabesidir. Daha sonra Uygurlar da 14-18 harfli Uygur alfabesi oluşturmuşlardır. 2. 6. Karahanlılar Bizans ile mücadele içerisine girmemişlerdir. Bunun nedeni ise kuruldukları ve hâkimiyet altına aldıkları toprakların Bizans’a yakın ya da Bizans sınırında yer almamasından kaynaklanmaktadır. 3. Ek Bilgi: Humbara demir veya tunçtan dökülmüş, yuvarlak ve boş olan içine patlayıcı maddeler doldurulup havan topla ya da elle atılan bir bomba türüdür. 7. Osmanlı Devleti’nde Divanıhümayunda alınan kararlar mühimme defterlerine kaydedilirdi. Bu defterlerde ferman, berat ve verilen hükümler işlenmektedir. Ruznamçe Defterleri: Günlük olayların yazıldığı küçük defterlerdir. Kadıleşker: Askerî davalara bakan görevlidir. Tahrir Defterleri: Toprakların mülkiyet ve kullanma hukuku, vergi türü ve miktarlarını saptamak için yapılan arazi ve yükümlü nüfus sayımlarını kapsayan defterlerdir. Çaşnigir: Sarayda hükümdarın yemek işleriyle görevli olan kişidir. Hacip: Hükümdar ile saray ve halk arasında ilişkilere bakan görevlidir. Tereke Defterleri: Ölen bir kişinin bıraktıklarını belirleyip bunun rayiç değerini belirleyip, varislerine taksimini bildiren defterlerdir. CEVAP: A CEVAP: B Ek Bilgi: Has arazi vergi gelirleri hükümdar ve ailesine ait topraklardır. Bu toprakların gelirleri doğrudan hükümdarın özel hazinesine aktarılmaktadır. Ek Bilgi: Divanıhümayunda toplumu ilgilendiren idari, mali ve askerî konular ve yöneticilerin kendi başlarına karar veremedikleri meseleler görüşülürdü. Burada alınan kararlar şeyhülislamın fetvasından sonra kanun olarak yürürlüğe girerdi. Coğrafi Keşifler sonucunda ticaret yolları değişmiş ve Akdeniz limanları önem kaybederken Atlas Okyanusu kıyıları önem kazanmıştır. Osmanlı Devleti’nin elinde bulunan İpek ve Baharat yolları önemini kaybetmiştir. Yeni ülkeler keşfedilmiş ve keşfedilen ülkelerdeki bol miktarda altın ve gümüş Avrupa’dan Osmanlı pazarlarına girmiştir. Böylelikle Osmanlı parası değer kaybetmiş, halkın alım gücü azalmış, ülkede enflasyon yükselmiştir. Bu yüzden Fransa’ya kapitülasyonlar tanınarak hem Avrupa’daki Hristiyan birliği parçalanmaya çalışılmış hem de Akdeniz ticareti canlandırılmaya çalışılmıştır. 8. XVII. yüzyılda Anadolu’da Celâli İsyanları’nın çıkmasında tımar sisteminin bozulması yer almaktadır. Tımar sisteminin bozulması ile iltizam sistemi yaygınlaştırılmış, halktan alınan vergiler yükseltilmiş, yöneticiler halktan kanunlara aykırı şekilde vergi toplamışlardır. Bunun sonucunda köylüler ekonomik olarak sıkıntıya düşmüşler vergilerini veremedikleri için topraklarını terketmek zorunda kalmışlardır. CEVAP: A CEVAP: A Ek Bilgi: Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde Coğrafi Keşiflerin olumsuz etkilerini azaltmak için Hint Deniz Seferi düzenlenmiş fakat başarılı olunamamıştır. Ek Bilgi: Karayazıcı, Canbolatoğlu, Tahvil Ahmet, Deli Hasan ve Kalenderoğlu gibi kişilerin çıkardığı isyanlar önemli Celâli İsyanları arasında yer almaktadır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Has ve tımar topraklarının kaydını ve dağıtımını yapan görevliye “pervaneci” denmektedir. Emirialem: Sultanın bayrağını ve saltanat sancaklarını taşımak ve korumakla görevli olan kişidir. 4. Savaş teknolojisinin gelişmesi ile Humbaracılar Ocağı ortaya çıkmıştır. Humbaracılar seferler esnasında havan topu, el bombası gibi silahları kullanırdı. CEVAP: A CEVAP: D Ek Bilgi: Karahanlılar Batı Türkistan’da kurulduğu için halkın büyük bir çoğunluğu Türklerden oluşmaktaydı. Bu nedenle Karahanlılarda ulusçu yapı ön plana çıkmıştır. Osmanlı Devleti’nde salyaneli eyaletlerde uygulanan iltizam sistemin uygulandığı topraklar mukataalı topraklardır. Mukataalı toprakların geliri doğrudan devlet hazinesine aktarılırdı. ÇÖZÜM–6 İslamiyet öncesi dönemde Türklerin temel geçim kaynağının hayvancılığa dayanması göçebe yaşamalarıyla alakalı bir durumdur. Sürekli göç eder bir durumda olmaları, tarım yapmalarını zorlaştırdığı için hayvancılık temel geçim kaynaklarını oluşturmaktadır. Türkler hayvanların kıllarını kullanarak halı ve kilim dokumuşlar, bu yüzden halı ve kilim dokumacılığı İslamiyet öncesi Türklerde gelişmiştir. 170 9. Avrupa’da Reform Hareketleri ile Osmanlı Devleti Avrupa Hristiyan birliğini bozarak Avrupa yönündeki siyasi ilerleyişi hızlandırmak istemiştir. Bu yüzden Reform Hareketleri’ni desteklemiştir. 13. CEVAP: A Ek Bilgi: Reform hareketleri Osmanlı Devleti’ni etkilememiştir. Bunun nedeni ise Osmanlı Devleti’nin içerisinde yaşayan gayrimüslim halka geniş hak ve özgürlükler vermesidir. 10. Mondros Antlaşması’nın 24. maddesine işlerlik kazandırılarak Taşnak Cemiyeti kurulmuştur. Mondros Ateşkes Antlaşması’nın 24. maddesinde Vilayetisitte’de (Erzurum, Van, Diyarbakır, Elazığ, Sivas ve Bitlis) bir karışıklık çıkarsa bu bölgeler işgal edilecekti ifadesi yer almaktadır. Bu doğrultuda Taşnak Cemiyeti bu altı vilayette bir Ermeni devleti kurmak için faaliyetlere geçmiştir. CEVAP: A Ek Bilgi: Merkezi Trabzon’da olan cemiyet Pontus Rum İmparatorluğu’nun yeniden canlandırmaya yönelik olarak kurulmuştur. Yeniçeriler çıkarlarının zedelendiğini düşünerek Osmanlı Devleti’ndeki yenilik hareketlerine karşı çıkmaktaydılar. II. Mahmut yenilikler önündeki en büyük engelin yeniçeriler olduğunu düşünerek 1826’da Yeniçeri Ocağını kaldırılmıştır. Tarihte bu olaya Vakayihayriye (hayırlı olay) denilmektedir. Hürriyet ve İtilaf Fırkası, İttihat ve Terakki Cemiyetine muhalefet olarak kurulmuş ve vatanın kurtuluşunun Amerikan mandası ile olacağını savunmuştur. Senediittifak II. Mahmut zamanında 1808 yılında âyanlarla padişah arasında imzalanmıştır. Anadolu ve Rumeli’deki âyanlardan destek alarak Yeniçerileri denetim altına almak istemiştir. CEVAP: E 14. Ek Bilgi: IV. Mahmut zamanında ayarı düşük akçelerle yeniçerilere maaşlarının ödenmesi ve uzun süre yeniçerilerin maaşlarını alamamasından dolayı yeniçeriler isyan etmişler, bu duruma yol açan bazı devlet adamlarının kellesini istemişlerdir. Tarihte bu olaya Vakayıvakvakiye denmektedir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 11. Muharrem Kararnamesi, Osmanlının ödeyemediği iç ve dış borçların alacaklıların isteği üzerine düzenlenen mali kararlardır. 1881 yılında II. Abdülhamit Dönemi’nde yayımlanmıştır. CEVAP: C Ek Bilgi: Mustafa Kemal IX. Ordu Müfettişi olarak askerî ve sivil makamlara emretme yetkisine sahipti. Bu yetkiler Mustafa Kemal’in asıl amacı için kolaylık sağlamıştır. Millî Mücadele için de önemli bir fırsat oluşturmuştur. CEVAP: C Ek Bilgi: Tanzimat Fermanı 1839’da Mustafa Reşit Paşa tarafından hazırlanmış ve Abdülmecit tarafından onaylanarak ilan edilmiştir. Bu ferman ile padişah ilk kez kendi gücünün üstünde bir yasa gücü olduğunu kabul etmiştir. 12. İngiltere, Fransa ve Rusya aralarında bir antlaşma yaparak Yunanistan’a bağımsızlık verilmesini istemişler fakat II. Mahmut bunu kabul etmeyince 1827’de Navarin Olayı yaşanmıştır (II). Osmanlı Devleti 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı’nı kaybederek 1829’da imzaladıkları Edirne Antlaşması ile Yunanistan’ın bağımsızlığını kabul etmiştir (I). Tanzimat Fermanı 1839’da Abdülmecit tarafından kabul edilmiştir (III). CEVAP: C Ek Bilgi: Tanzimat Fermanı’nın ilanı ile Tanzimat Dönemi ortaya çıkmıştır. Tanzimat Dönemi 1839-1876 yıllarını kapsamaktadır. Bu dönemin padişahları Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz’dir. Mustafa Kemal, sivil Türk direnişini önlemek ve orduları terhis etmek için IX. ordu müfettişi olarak Samsun’a gönderilmiştir. Samsun’a çıkan Mustafa Kemal kesinlikle orduların terhis edilmemesini ve ateşkes hükümlerine uyulmamasını istemiştir. Komutanlarla görüşerek ulusal mücadelenin çekirdek kadrosunu oluşturmuştur. Samsun’da hazırladığı rapordan sonra Havza’ya geçerek burada Havza Genelgesi’ni yayımlamıştır. Havza Genelgesi ile işgaller protesto edilerek tüm dünyaya haklı olduklarını ispat etmeye çalışmışlardır. 15. Damat Ferit Hükûmeti Sivas Kongresi’nin toplanmasını engellemek için Elazığ Valisi Ali Galip’i görevlendirmiştir. Ali Galip’e Mustafa Kemal’i tutuklama emri verilmiştir. Bütün çabalara rağmen Sivas Kongresi toplanmış ve siyasi bir yenilgi alan Damat Ferit Hükûmeti istifa etmek zorunda kalmıştır. CEVAP: B Ek Bilgi: Damat Ferit Hükûmeti’nin istifa etmesiyle Temsil Heyeti, İstanbul Hükûmeti’ne karşı ilk siyasi başarısını kazanmıştır. Amasya Protokolü’nün imzalandığı ve Misakımillî kararlarının alındığı süreçte Ali Rıza Paşa Hükûmeti mevcuttu. 171 16. Misakımillî kararları arasında Kuvayı-milliye’ye lojistik destek verilmesi kararı yoktur. Misakımillî’nin kanunları arasında, –– Sınırlar –– Batı Trakya –– Boğazlar –– Kapitülasyonlar –– Araplar ile ilgili konular yer almaktadır. 20. Türk Tarih Kongresi’ne Atatürk izleyici olarak katılmıştır. İzmir İktisat Kongresi’ne Kazım Karabekir başkanlık etmiştir. CEVAP: A CEVAP: B Ek Bilgi: Kurtuluş Savaşı devam ederken böyle bir kongre düzenlenmesi Atatürk’ün eğitime ne kadar önem verdiğini göstermektedir. Atatürk bu kongrede Millî kimliğimize zarar veren zararlı fikirlerle mücadele edilmesini vurgulamıştır. Ek Bilgi: Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde Misakımillî kararları kabul edilince İtilaf Devletleri meclisi dağıtıp 26 Mart 1920’de İstanbul’u resmen işgal etmişlerdir. 17. Kütahya-Eskişehir Muharebeleri’nin devam ettiği sırada Mustafa Kemal başkanlığında 180 kişi ile Ankara’da Maarif Kongresi toplanmıştır. Kongrenin amacı Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra Yeni Türk Devleti’nin eğitim politikasını belirlemekti. 1921 Teşkilatıesasiye Kanunu’nda Maarif Teşkilatı Kanunu yer almamaktadır. Maarif Teşkilatı Kanunu 2 Mart 1926’da ilan edilmiştir. Bu kanunla ilkokul, lise ve yükseköğretim belli esaslara göre düzenlenmiştir. Devletin izni olmadan okul açılamayacağı belirtilerek derslerin ne şekilde okutulacağı belirlenmiştir. 21. CEVAP: E Ek Bilgi: Saltanatın kaldırılması → 1922’de Türkiye Cumhuriyeti’nde Mecelle’nin uygulanmasına son veren yasal düzenleme 1926’da Medeni Kanun’un kabulüdür. Şeri Hukuka göre düzenlenmiş Mecelle kaldırılarak yerine çağın en gelişmiş medeni kanunu İsviçre Medeni Kanunu Türk toplum yapısına göre düzenlenerek, Medeni Kanun ilan edilmiştir. CEVAP: C Cumhuriyetin ilanı → 1923’te Ek Bilgi: İsviçre Medeni Kanunu’nun, Türk Medeni Kanunu esas olarak alınmasında, İstiklal Marşı’nın kabulü → 1921’de 18. Lozan Konferansı’nda Ege Adaları ile ilgili bir tartışma yaşanmamıştır. Bozcaada, Gökçeada, Tavşan adaları, Türkiye’ye bırakılmış, diğer adalar ise Yunanistan’a verilmiştir. Ancak Yunanistan Türkiye’ye yakın adalarda silah bulunduramaz kararı alınmıştır. –– Avrupa’daki medeni kanunların en yenisi olması, –– demokratik esaslar çerçevesinde düzenlenmiş olması, –– sorunlara pratik çözümler getirmesi, –– laiklik esasına göre düzenlenmiş olması etkili olmuştur. CEVAP: B Ek Bilgi: Azınlıklarla ilgili tartışma, yeni Türk Devleti’nin sınırları içerisinde yaşayan tüm azınlıklar Türk vatandaşı olarak kabul edilerek son bulmuştur. 19. 4 Mart 1924’te Tevhiditedrisat Kanunu’nun kabulü ile eğitim ve öğretimde birlik sağlanmıştır. 3 Mart 1924’te medreseler kapatılarak tüm okullar Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır. CEVAP: A Ek Bilgi: Darülbedayi, Batılı anlamda tiyatronun gelişimini sağlayan Osmanlıdaki ilk konservatuvardır. Müzik ve tiyatro eğitimi vermektedir. 1934 yılında İstanbul Şehir Tiyatroları adını almıştır. 22. Yeni Türk Harfleri’nin kabulü ile uygulamadaki ikilikleri önlemek amacıyla yapıldığı söylenemez. Çünkü Arap harfleri ile Latin harfleri aynı anda kullanılmıyordu. Kullanılan Arap harfleri kaldırıldıktan sonra Latin harfleri kullanılmaya başlanmıştır. CEVAP: B Ek Bilgi: Halka Yeni Türk Harfleri’ni öğretmek ve okuma yazma oranını yükseltmek için bu dönemde 1928’de Millet Mektepleri açılmıştır. Atatürk Millet Mektepleri çalışmalarına bizzat katılmış ve “Millet Mektepleri Başöğretmeni” unvanını almıştır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ankara’nın başkent olması → 1923’te gerçekleşmiştir. 172 23. Medeni Kanun’un kabul edilmesi → halkçılık - laiklik inkilapçılık, 26. Kabotaj Kanunu’nun kabul edilmesi → milliyetçilik, Halkevlerinin açılması → halkçılık, laiklik, inkılapçılık il- Keşmir Sorunu, Hindistan ile Pakistan arasında yaşanan bir sorundur. Pakistan Keşmir sorununa destek bulabilmek için SSCB’nin benimsemediği Bağdat Paktı’na üye olmuştur. CEVAP: B keleri ile bağlantılıdır. Fakat cumhuriyetçilikle alakalı bir Ek Bilgi: Keşmir Olayı’nda Pakistan’ı ABD ve Çin desteklerken, Hindistan’ı ise Sovyet Rusya desteklemiştir. durum söz konusu değildir. CEVAP: D Ek Bilgi: Halkevleri 1932’de Atatürk Dönemi’nde kurulmuştur. Halkevlerinin amacı halkın kültür seviyesini yükseltmek ve yapılan inkılapların halk tarafından benimsenmesini sağlamaktır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 24. Türk-İngiliz ilişkileri 1930’larda gelişmeye başlamasında, –– Almanya ve İtalya’nın yayılmacı siyaset izlemesi, –– Türkiye’nin Milletler Cemiyetine üye olması, –– Musul Sorunu’nun çözülmesi etkili olmuştur. Almanya ve İtalya’nın yayılmacı siyaset izlemesi ile çıkarları bir olan Türkiye ve İngiltere birlikte hareket etmişlerdir. Türkiye barışçı bir politika izleyerek İngiltere’nin bulunduğu Milletler Cemiyetine üye olmuştur. Musul Sorunu’nun çözülmesinde Milletler Cemiyeti etkili olmuştur. Bütün bu münasebetler İngiltere ve Türkiye’nin birbirine yakınlaşmasında etkili olmuştur. CEVAP: E Ek Bilgi: Almanya ve İtalya’nın yayılmacı siyaset izlemesi ve Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne üye olması 1936’da Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin imzalanarak Boğazların Türkiye lehine çözülmesine neden olmuştur. Bu olay da yine Türkiye ve İngiltere’nin yakınlaşmasını sağlamıştır. 27. Mavi Akım, Rusya’dan Türkiye’ye doğal gaz nakletmek için yapılmış Karadeniz geçişli bir Boru Hattı’dır. Ankara ile Moskova arasında 1997’de imzalanan antlaşma ile 25 yıl süre ile Türkiye Rusya’dan 16 milyar metre küp doğal gaz alma hakkına sahip olmuştur. Bu olay Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin güçlenmesinde etkili olmuştur. CEVAP: A 25. Demokrat Parti 1950’de iktidara gelmiş, 1960’da kapatılmıştır. Cumhuriyet Senatosu 1961 Anayasası’nda yer almaktadır. O dönemde TBMM’de çift meclis sistemi yürürlükteydi. Bunlar Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosudur. Diğer seçenekler Demokrat Parti Dönemi’nde yaşanmıştır. CEVAP: C Ek Bilgi: Kuzey Atlantik Paktı 1950’de kurulmuş, Türkiye ise bu pakta 1952’de üye olmuştur. Ek Bilgi: Şangay İşbirliği Örgütü Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın 1996’da Şangay Beşlisi olarak oluşturulmuştur. Daha sonra Özbekistan’da bu örgüte üye olmuştur. Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı, Bakü’deki petrolün Ceyhan’a taşıyacak olan Boru Hattı’dır. Bu hat Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye üzerinden geçecektir. 173 DENEME - 7 1. 5. Seçeneklerdeki diğer devletler sadece Orta Asya’da kurulmuşlardır. CEVAP: C Hükümdarın halife unvanını kullanması yine beylik döneminde yer almazken, Yavuz Sultan Selim zamanında yani İmparatorluk Dönemi’nde kullanılmaya başlanmıştır. Ek Bilgi: Avrupa Hun Devleti’nin en büyük hükümdarı Atilla’dır. Doğu Roma’yı baskı altında tutarak sadece vergi almakla yetinmişler ve Batı Roma İmparatorluğu’na yönelik seferler düzenlemişlerdir. 2. Şeyhülislamın divan üyesi olması 16. yüzyılda, İmparatorluk Dönemi’nde gerçekleşmiştir. Topkapı Sarayı, Fatih Sultan Mehmet zamanında, İmparatorluk Dönemi’nde yapılmış ve devlet buradan idare edilmiştir. Türk İslam devletlerinde devlet hazinesine yük olmadan savaşa hazır asker bulundurmak ve tarımsal üretimde süreklilik sağlamak için ikta sistemi uygulanmıştır. İktalardan yetiştirilen askerler savaşlarda ordunun asıl gücünü oluşturan ve en kalabalık bölümüdür. CEVAP: A Cihat ve gaza politikası Osmanlı Devleti’nin hem Beylik hem de İmparatorluk dönemlerinde var olan bir durumdur. Ek Bilgi: Ahi Teşkilatı ile ticari, sosyal ve ekonomik alanda faaliyet yürütülmüştür. Teşkilat, –– Üretim kalitesini kontrol etme –– Piyasadaki malların fiyatlarını ayarlama (narh kesme) –– İş yeri açma ruhsatı verme (gedik usulü) gibi görevleri ve çalışmaları bulunmaktadır. Aynı zamanda ahlaki eğitim ve çalışma yaşamını düzenleyen bir örgüttür. 3. CEVAP: D Ek Bilgi: Şeyhülislam Divanın daimî üyesi değildir. Divanda gerektiği zamanlarda kendisine danışılmak üzere bulunurdu. Protokolde veziriazama denkti. 6. Kilitbahir Kalesi XV. yüzyılda Fatih Sultan Mehmet tarafından Çanakkale Boğazı’nı kontrol altında tutmak için yapılmıştır. CEVAP: D Ek Bilgi: İshak Paşa Sarayı Osmanlı Devleti’nin Lale Devri’ndeki son büyük anıt yapısıdır. Kayalar üzerine kurulmuş, 116 odası bulunan bir bey sarayıdır. Dünyanın ilk kalorifer tesisatı döşenen saray olma özelliği taşımaktadır. Ek Bilgi: Osman Gazi Ahi olan Şeyh Edebali’nin kızı ile evlenmiştir. Şeyh Edebali varlıklı ve nüfuslu birisiydi. Osman Gazi, Şeyh Edebali’nin kızı ile evlenerek nüfuzunu ve gücünü arttırmıştır. 7. Lağımcı Ocağı, Yeniçeriler Ocağı içinde yer alan bir ocaktır. Lağımcılar kale kuşatmalarında, kale surlarına kadar tüneller kazarak bu surları havaya uçurmakla görevlidirler. Hatta kalelerin içlerine kadar tünel kazarak kaleleri içten fethetmekle görevliydiler. Bu taktik ile İstanbul ve Rodos fethedilmiştir. CEVAP: E Ek Bilgi: –– Savaş sırasında saltanat sancağını ve padişah çadırını korumakla sağ ve sol ulufeciler görevliydi. –– Düşman ordularına saldırmak ve orduya keşif hizmetinde akıncılar yer almaktadır. –– Ordunun geçeceği yolları açmak köprüleri tamir etmekle müsellemler görevliydi. –– Ordunun ihtiyacı olan mermi, bomba ve havan topunu yapmakla humbaracılar görevliydi. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! I. Beylikler Dönemi’nde Erzincan, Divriği ve Kemah çevresinde kurulan Mengücekliler’e son verilerek, Anadolu’daki Türk beyliklerin ayrı ayrı değil de Anadolu Selçuklu Devleti hâkimiyeti altına alarak Türk siyasi birliği sağlanılmaya çalışılmıştır. CEVAP: C Osmanlı Beyliği’nin kısa sürede gelişmesinde Moğolların Anadolu’yu istila etmesi doğrudan etkili olmamıştır. Fakat Ahi Teşkilatı Osmanlı Devleti’nin uç bölgelerinde önemli roller aldığı ve fetihlerin gerçekleşmesinde büyük gayret etmişlerdir. Ahiler Osmanlı Devleti’ne imanlı ve örgütlü savaşçı sağlamanın yanında, halk arasında dinî ve sosyal propaganda yapmakla da uğraşmışladır. Tekfurların da yine kendi başlarına hareket etmeleri Osmanlının, fetihlerde işini kolaylaştırmıştır. Balkanlardaki dinsel çatışmalar Osmanlı Devleti Balkanlarda hoşgörülü bir politika izlemiştir. Bizans’ın Rum halkına ağır vergiler yüklemesine karşılık Osmanlı adaletli davranmıştır. Bütün bunlar Osmanlı Devleti’nin kısa sürede gelişmesini sağlamıştır. CEVAP: E İshak Paşa Sarayı, Ağrı Doğu Beyazit’te XVIII. yüzyılda yapılan eserler arasında yer almaktadır. Süleymaniye ve Selimiye Camileri XVI. yüzyılda Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Bayezid Külliyesi de yine XVI. yüzyılda yapılan eserler arasındadır. Ek Bilgi: Trabzon Rum İmparatorluğu üzerine sefer düzenlenmesi Anadolu’da Türk siyasi birliğini sağlamaya yönelik değildir. Gaza, cihat, cihan hâkimiyeti ve ticaret amaçlı yapılan bir seferdir. 4. Osmanlı Devleti zamanla topraklarını genişleterek üç kıtaya hâkim olmuştur. Bu nedenle çeşitli milletleri bünyesinde barındırdığı için ilk etapta beylik döneminde tanışamadığı çok uluslu bir yapıya, İmparatorluk Dönemi’nde sahip olmuştur. ÇÖZÜM–7 Hem Orta Asya’da hem de Avrupa’da teşkilatlı devlet kuran Türk topluluğu Hunlardır. Asya Hun Devleti Orta Asya’da kurulurken, Avrupa Hunları da Kavimler Göçü sonrasında Avrupa’da kurulmuştur. 174 8. “Gül koklayan Fatih” portresini yapan ünlü sanatçı Nakkaş Sinan Bey’dir. Nakkaş Sinan Bey XV. yüzyılda yaşamış bir minyatürcüdür. Fatih Sultan Mehmet tarafından İtalya’ya gönderilen Sinan Bey, İtalya’dan döndükten sonra İtalyan sanat etkisiyle Fatih Sultan Mehmet’in portresini yapmıştır. 10. CEVAP: D Ek Bilgi: Matrakçı Nasuh XVI. yüzyılda, Levni XVIII. yüzyılda yaşamış minyatürcülerdir. Osman Hamdi Bey XIX. yüzyılda yaşamış bir ressamdır. Pençik sistemi ile eyalet ordusunun temelleri değil kapıkulu ordusunun temelleri atılmıştır. Pençik sistemi ilk kez I. Murat zamanında ortaya çıkmıştır. Pençik beşte bir demektir. Savaşlardan elde edilen esirlerin beşte biri alınarak Acemi Oğlanlar Ocağına yollanırdı. Burada bir müddet eğitim gördükten sonra bunlar Yeniçeri Ocağına alınırlardı. CEVAP: D Ek Bilgi: Eyalet Orduları arasında tımarlı sipahiler yer almaktadır. Bunlar daha sonra tımar sistemin bozulması, ateşli silahların çıkması ve iltizam sisteminin yaygınlaştırılması ile ortadan kalkmıştır. Hafız Osman Bey XVII.yüzyılda yaşamış bir hat sanatçısıdır. 11. Osmanlı Devleti’nde 1873’de Sultan Abdülaziz Dönemi’nde eğitime başlayan okul Darüşşafadır. Darüşşafaka fakir ve kimsesiz çocukların öğrenim görmesi için açılmıştır. Darülaceze: 1895’te II. Abdülhamit zamanında, bakıma muhtaç, kimsesiz, yaşlı ve sakat insanların her türlü ihtiyacını karşılamak için yapılan bakım evidir. Hendesehane: I. Mahmut zamanında matematik eğitimi veren subay okuludur. 9. –– Gayrimüslim erkek nüfustan alınan vergi → Cizye, –– Toprağı mazeretsiz yere terk eden ya da üç yıl üst üste boş bırakan köylüden alınan vergi → Çiftbozan, –– Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Darülfünun: 1900 yılında II. Abdülhamit tarafından kurulan üniversitedir. 1933’te İstanbul Üniversitesine dönüştürülmüştür. – Hayvancılıkla uğraşanlardan alınan vergi → Ağnam, Mızıkaihümayun: II. Mahmut Dönemi’nde kurulan askerî bandodur. CEVAP: A Ek Bilgi: Sultan Abdülmecid Dönemi’nde millî eğitim işlerini yürütmek için 1845’te Meclisi Maarifi Umumiye, ilk ve orta öğretim işlerini yürütmek için ise 1847’de Mektebi Umumiye Nezareti kurulmuştur. Müslüman üreticiden toprağın verimine göre üretimin onda biri oranında alınan vergi → Öşür’dür. Avarız vergisi olağan üstü durumlarda alınan bir vergi olduğu için açıklaması verilen bilgilerle uyuşmamaktadır. 12. CEVAP: A Ek Bilgi: Osmanlı Devleti’nde şeri vergi ve örfi vergi alınmaktaydı. Malikane sistemi Osmanlıda mukaatalı toprakların ömür boyu mültezime verilmesidir. Bu sistem ile Avrupalı devletler Osmanlı Devleti’nin işlerine karışmamışlardır. CEVAP: C Şeri vergiler; –– öşür –– haraç –– cizyedir. Örfi vergiler; –– avarız –– ağnam –– ispençe –– çif resmi –– bennak –– çiftbozan –– mücerred –– harçlar, para cezaları –– ticaret vergileridir. Avrupalı devletler Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışmak için Kutsal Yerler Meselesi’ni, Kavalalı Mehmet Ali Paşa Olayı’nı, azınlık haklarını ve kapitülasyonları bahane etmişlerdir. Ek Bilgi: Osmanlı Devleti Avrupalı devletlerin iç işlerine karışmalarını önlemek için Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı, I. Meşrutiyet ve II. Meşrutiyet’i ilan etmiştir. 13. Hicaz Yemen Cephesi’nde Arap kabilelerine karşı mücadele ederek ordusunun “çöl ortasında Plevne kahramanı” olarak anılmasını sağlayan komutan Fahrettin Paşa’dır. Mondros Mütarekesi’ne göre teslim olmayıp Medine’yi 72 gün daha savunmuştur. CEVAP: A Ek Bilgi: İngilizler tarafından “Türk kaplanı” ismi verilen Fahrettin Paşa İtilaf Devletleri tarafından yargılandığı divanda ölüme mahkum edilmiş fakat Ankara Hükûmetinin gayretleriyle öldürülmeyip Malta’ya sürdürülmüştür. Fahrettin Paşa, Malta’dan kurtulduktan sonra Millî Mücadele’ye katılmıştır. 175 14. ABD I. Dünya Savaşı’nda Wilson İlkeleri doğrultusunda savaşa girdikten sonra “self determinasyon” politikasını benimsemiştir. Self determinasyon politikası milletlerin kendi ekonomik, sosyal, kültürel alanda izleyecekleri yolu kendilerinin belirlemesidir. CEVAP: B 18. CEVAP: D Ek Bilgi: Monreo Doktrini 2 Aralık 1923’te ABD Başkanı James Monroe tarafından Amerikan dış politikasının iki temel esasa bağlanmasıdır. 15. –– ABD’nin Avrupa’nın iç işlerine karışmamasına karşı Avrupalı devletler de ABD’nin iç işlerine karışmayacaktı. –– Buna rağmen Avrupalı devletler ABD’ye ayak basarsa bu hareket düşmanca bir hareket sayılacaktı. Amasya Genelgesi 22 Haziran 1919’da yapılmıştır. Ancak Millî Kongre 29 Kasım 1918’de kurulmuştur. Amasya Genelgesi’nin Millî Kongre Cemiyetinin kurulmasında bir etkisi yoktur. CEVAP: E Ek Bilgi: Boğazlarla birlikte İstanbul ve Doğu Trakya’nın da yönetimi savaşılmadan Mudanya Ateşkes Antlaşması ile TBMM yönetimine bırakılmıştır. Ancak Lozan Barış Antlaşması’nda Boğazların yönetimi Türkiye’nin başkanlığındaki uluslararası komisyona bırakılırken 1936 Montrö Sözleşmesi ile Türkiye’ye bırakılmıştır. 19. Ek Bilgi: Millî Kongre Cemiyetinin amacı, Türkler hakkında dünyada yapılmış ve yapılmakta olan propagandalara yayın yolu ile karşı koyarak, Türk milletinin vasfını, vazifesini, hakkını belirtmektir. 16. Yeşilordu –– Türkiye Halk İştirakiyun –– İstiklal –– Müdafaaihukuk –– Islahatçılar Düşmanın Yaktığı Köyler Ahalisine, –– Yaban’dır. Ek Bilgi: Türkün Ateşle İmtihanı → Halide Edip Çankaya → Falih Rıfkı Atay’ın eseridir. 20. grubu yer almaktadır. Fakat Fedakaranımillet II. Meşrutiyet Dönemi’nde faaliyet gösteren siyasi partidir. CEVAP: E – Arkejoloji çalışmalarının yapılması, –– Müze sayısının artması, –– Belleten gibi süreli yayınların çıkartılması Türk Tarih Kurumu çalışmaları arasında yer almaktadır. Türk Tarih Kurumu millî bilinç ve kültürü geliştirmek amacıyla açılmıştır. Ek Bilgi: Halk İştirakiyun Fırkası, Kurtuluş Savaşı sırasında komünist çalışma yürüten partidir. 7 Aralık 1920’de Türkiye Komünist Partisi Halk Zümresi ve Yeşil Ordu ile birlikte çalışacağını belirterek Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası programını ve kuruluş bildirgesini yayımlamıştır. 17. –– CEVAP: C Ek Bilgi: Belleten dergisi Ocak 1937’den bu yana dört ayda bir Türkçe olarak yayımlanmakta olan dil ve tarih konulu makalelere yer vermiştir. İstiklal Mahkemeleri, –– –– –– –– –– Takririsükun Kanunu, Tekalifimilliye Emirleri, Firariler Kanunu, Hıyanetivataniye Kanunu, İzmir Suikasti gibi olaylarda etkili olmuştur. Ancak Takririsükûn Kanunu ve İzmir Suikasti Cumhuriyet Dönemi’nde yaşanmıştır. CEVAP: E Ek Bilgi: Divanı Harp’te ise Menemen Olayı suçluları yargılanmıştır. Menemen Olayı cumhuriyet ve yeniliklerin tam olarak anlaşılamadığını ve bu yeniliklerin halka tam olarak anlatılamadığını göstermektedir. Bu olayla çok partili yaşama geçiş ertelenmiştir. 21. Atatürk Orman Çiftliği 1937’de Atatürk tarafından hazineye bağışlanmıştır. Çiftliğin yönetilmesi için 1938’de yürürlüğe giren Devlet Ziraat Kurumu kurulmuştur. Atatürk Orman Çiftliği Devlet Ziraat İşletmesine bağlı olarak faaliyet göstermiştir. CEVAP: B Ek Bilgi: Atatürk Orman Çiftliği günümüzde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı tüzel kişiliktir. Birinci derecede tarihi ve SİT alanı olarak tescillenmiştir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Tesanüt –– Millî Mücadele Dönemi’nde Yakup Kadri tarafından yazılan eserler, CEVAP: C I. TBMM Dönemi’nde yer alan gruplar, –– 16 Mart 1921’de TBMM ile Sovyet Rusya arasında yapılan Moskova Antlaşması’nın kapsamında Boğazların yönetiminin TBMM’ye bırakılması yer almamaktadır. Boğazların Mudanya Ateşkes Antlaşması ile TBMM yönetimine bırakılması kararlaştırılmıştır. 176 22. Razgrad Olayı çok partili döneme geçişin gecikmesinde etkili olmamıştır. Razgrad Olayı Bulgaristan’ın Razgrad şehrindeki Türk ve Müslüman mezarlıklarının tahrip edilmesi olayıdır. Buna karşılık İstanbul’da bu olayı kınamak için tepki yürüyüşleri düzenlenmiştir. 25. CEVAP: A Ek Bilgi: Takririsükûn Kanunu ile Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kapatılmıştır. Partinin kapatılma nedenleri bazı parti üyelerinin Şeyh Sait Ayaklanması’na katılmasıdır. Serbest Cumhuriyet Fırkası ise gericilerin odağı hâline geldiğini düşünerek kendi kendisini fesh etmiştir. Bütün bu yaşanan olaylar ülkede yapılan inkılapların tam anlamıyla anlaşılmadığını ve ülkenin çok partili yaşama hazır olmadığını göstermiştir. 23. Köklü değişikliklere devrim denilmektedir. Atatürk’ün “Devrim yasası yasaların üstündedir. Başladığımız devrim ve yenilik bir an bile durmayacaktır. Bizden sonraki dönemlerde de devam edecektir.” sözü inkılapçılık ilkesini vurgulamaktadır. Köklü yenilikler yapıldığı ve bu yeniliklerin hiçbir zaman durmayacağının belirtilmesi, durağan olmayıp inkılapçılığın dinamik yapısıyla alakalıdır. CEVAP: A Ek Bilgi: Yatıştırma Politikası İngiltere Başbakanı Chemberlain ile özdeşleşen politikadır. İngiltere Münih Konferansı’ndan sonra Almanya’nın yayılma siyasetini terk edeceğini ve SSCB’ye karşı kendileriyle iş birliği yapacağını düşünüyordu. Kara Gömlekliler I. Dünya Savaşı sırasında ve II. Dünya Savaşı sonlarına kadar İtalya’da Musollini’nin emrindeki silahlı faşist birliklerdir. 26. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! CEVAP: A Ek Bilgi: Atatürk, Türk inkılabının felsefesini “Hayatta en gerçek yol gösterici ilimdir.” sözüne bağlamıştır. Atatürk inkılapları, aklı ve bilimi esas almaktadır. Eski ve kötüyü kaldırarak yerine yeniyi getirmektedir. İnkılapçılık çağın gerisinde kalmayı önlemeye yöneliktir. 24. II. Dünya Savaşı öncesinde Almanya ve İtalya’nın yayılma siyasetine karşı Türkiye’nin aldığı tedbirler arasında NATO’ya üye olması yer almamaktadır. Türkiye NATO’ya 1952’de II. Dünya Savaşı sonrası yeni oluşan dünya düzeninde yerini almak için NATO’ya üye olmuştur. CEVAP: E Ek Bilgi: İngiltere, Sovyet Rusya’nın Türkiye’nin NATO’ya üyeliğine karşı çıkacağını hatta savaşa bile neden olacağını düşünüyordu. Daha sonra İngiltere’de üyeliğe itiraz etmeyince 1951’de Türkiye ile Yunanistan’ı davet etmişlerdir. 1952’de ise bu iki devletin üyelikleri kabul edilmiştir. II. Dünya Savaşı’nda Adolf Hitler’in 1933’te iktidara gelmesiyle uygulamaya başladıkları dış politikanın üçüncü evresidir. Bu politikaya göre Almanlar sıkışıp kaldıkları bu dar topraklardan, diğer aşağılık ırkların elnide bulunan topraklara doğru genişlemeliydi. Almanya’nın Çekoslovakya’nın tümünü işgal etmesi II. Dünya Savaşı’nın çıkmasında etkili olmuştur. İngiltere 1948 Mayıs ayında Filistin’deki manda yönetimini kaldırdığını ilan edince Tel Aviv’de yapılan Yahudi Konseyi İsrail Devleti’nin kurulduğunu ilan etmiştir. Filistin Devleti’nin kuruluşu ABD ve SSCB arasında yaşanan rekabetten dolayı ortaya çıkmamıştır. Fakat bu devletin varlığını kabul etmek istemeyen Araplar ile İsrail arasında yaşanan savaşlarda batılı devletler İsrail’in yanında yer alırken SSCB ise Arapların yanında yer almıştır. CEVAP: D Ek Bilgi: I. Dünya Savaşı sırasında ABD başkanı Wilson Yahudi sorunuyla ilgilenmeye başlamıştır. İngiltere ise 1917’de Balfour Deklerasyonu ile ABD Başbakanın bu tutumunu destekleyince Yahudi sorunu uluslararası platformda iyice gündeme gelmiştir. 27. Türkiye’de 1980-2000 yılları arasında yaşanan gelişmeler arasında Türkiye’nin Avrupa Konseyine üye olunması yer almamaktadır. Türkiye Avrupa Konseyine 9 Ağustos 1949’da üye olmuştur. CEVAP: E Ek Bilgi: Türkiye, Yunanistan ile birlikte Avrupa Konseyi kurulduktan sonra konseye giren ilk üyeler oldukları için “kurucu üye” statüsüne sahiptirler. 177 DENEME - 8 1. Ek Bilgi: Yenisey yazıtlarının Yenisey bölgesinde yaşayan değişik Türk boylarına ait oldukları kabul edilmektedir. Bu yazıtların Kök Türk kitabelerinden önce oluşturulduğu kabul edilir. Genellikle mezar taşı olarak dikilen bu yazıtların bazıları birkaç kelimelik, çoğu 5-10 satırlıktır. Bu yazıtlar yalın abartısız bir dille yazılmıştır. Orhun yazıtlarındaki yüksek heyecan ve lirizmden uzaktır. Kullanılan yazı Orhun yazıtlarındaki kadar gelişmemiştir. Mezarların dikiliş tarihleri belli değildir. 2. Osmanlı Devleti’nde müsadere sistemi ile yasak edilen bir şey kanun gereği elden alınır veya suçlu görülen bir kimsenin malı devlet tarafından zapt edilirdi. CEVAP: A Ek Bilgi: –– Yasakname: Padişahın bir konuda kuralların çiğnenmesini önlemek için verdiği ceza fermanıdır. –– Mecelle: XIX. yüzyılda yürürlüğe giren medeni kanundur. –– Nizamiye: 1840 yılında kurulan laik kurallar içeren mahkemelerdir. –– Kanunname: idari, mali vb. birçok konunun bir arada ele alınarak yasalaşmasıdır. 6. Osmanlı Devleti’nde padişah kanunlar hazırlarken alınan kararların dine uygunluğu konusunda fevta (dini onay) alır, daha sonra da çıkarılan kanunlar padişah onayıyla nişancı tarafından “mühime defterlerine” kaydedilirdi. CEVAP: D Ek Bilgi: Nişancı Divanıhümayuna katılan devlet görevlilerinden biridir. Nişancı, kalemiye sınıfının başıdır. Nişancı, padişah adına yazılacak fermanlara, beratlara, nâmelere, tuğrayı çekmekle görevlidir. Defterdar Osmanlı Devleti’nde maliye nazırına verilen addır. Defterdar aynı zamanda Divanıhümayun üyesi idi. Ayrıca eyalet defterdarları vardı. 7. Bankı Dersaadet, Osmanlı Devleti’nde iç borç alınan Galata bankerleri tarafından 1847’de kurulmuştur. Osmanlı Devleti’nde kurulan ilk bankadır. 1854’te başlayan Kırım Savaşı’ndan önce iflas etmiştir. CEVAP: A Ek Bilgi: Osmanlı Bankası, 1856’da kurulan İngiliz sermayeli Bankı Osmani ile Fransız mali grubunun eşit ortaklığıyla, 1863’te İstanbul’da Bankı Osmani Şahane adıyla kurulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’na borç kaynağı yaratmış, borçlanmalarda aracı rolü üstlenmiş ve devlet bankalarının en önemli imtiyazlarından biri olan para basma hakkını kullanmıştır. 8. Osmanlı Devleti’nin maliyeyi düzeltmek ve hazine gelirlerini artırmak için esham usulü ile iç borçlanmaya gidilmiş ve malikane sistemi uygulanmıştır. Ancak kapitülasyonların yaygınlaşması gümrük vergisi gelirlerini azaltan bir uygulamadır. CEVAP: E Ek Bilgi: Malikane Sistemi, XVII. yüzyılın sonlarında Osmanlı Devleti’nin Kutsal İttifak savaşlarında uğradığı ekonomik zararları kapatmak amacıyla, toprak gelirlerini hayat boyu iltizam sahiplerine vermesidir. Malikâne sisteminde yıllık vergi miktarı hazine tarafından belirlenmişti ve rekabetle arttırılması veya azaltılması söz konusu değildi. Burada müzayede, yıllık vergi miktarı sabitlenmiş bulunan mukâtaanın bir tahvil için değil, kaydıhayat şartıyla vergilendirme hakkını elde etmenin bedeli olarak ödenmesi gereken ve “muaccele” adı verilen peşin meblağ üzerinde yapılırdı. Müzayedede en yüksek muacceleyi ödeyen malikâne sahibi olarak berat alırdı. Biruni, Gazneli Sultan Mahmut tarafından hazinenin başında görevlendirilmiş ve Sultan Mahmut tarafından “Sarayımın en değerli hazinesi’’ olarak nitelendirilmiştir. CEVAP: B Ek Bilgi: Farabi Batı'da Alpharabius olarak bilinir. 8. ve 13. yüzyıllar arasındaki İslam dünyasının Altın Çağı’nda yaşamış ünlü filozof ve bilim adamıdır. Aynı zamanda gökbilimci, mantıkçıdır. Yorumları ve incelemeleri sayesinde Farabi ortaçağ islam aydınları arasında Muallimisânî (İkinci Öğretmen) olarak bilinir. 3. Divanıarız askerî işlerin görüşüldüğü meclistir. Gulam sistemi ordu teşkilatında farklı milletlerden olan çocuklardan yararlanılmasını sağlamıştır. İkta sistemi de memurlara maaş karşılığında geliri verilen topraklarda atlı asker yetişmesini sağlamıştır. CEVAP: E Ek Bilgi: Gulam, İslam devletlerinde, hükümdarı korumakla görevli olan askeri birliklerdir. Gulam, kelime itibariyle Arapça kökenli olup, erkek çocuk anlamına gelmektedir. Gulam birliklerinin değeri onların herhangi bir yere bağlılıklarının bulunmaması ve her an için sefere hazır olmalarından kaynaklanmaktadır. Gulam sistemini kullanan Türk-İslam devletleri Büyük Selçuklular, Gazneliler, Eyyübiler ve Memlükler’dir. 4. Sokullu Mehmet Paşa Dönemi’nde hazırlanan DonVolga Kanalı Projesi ile Hazar Denizi ile Karadeniz arasında su bağlantısı kurulmak istenmiştir. Dolayısıyla Don Volga Kanalı Projesi’nin Akdeniz ticaretini canlandırmaya yönelik değildir. CEVAP: B Ek Bilgi: Süveyş Kanalı Akdeniz ile Kızıldeniz’i birbirine bağlayan yapay su yoludur. Osmanlı İmparatorluğu’nda Sokullu Mehmet Paşa tarafından hazırlanan proje ile, Baharat Yolu’nun ve Akdeniz limanlarının canlandırılması amaçlanmıştır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 5. ÇÖZÜM–8 Oğuz Kağan destanı, Pazırık kurganında bulunan dünyanın en eski halısı Hunlar Dönemi’nde oluşmuştur. Düzenli ordu Hun hükümdarı Mete han zamanında kurulmuş ve Hunlar Şamanizm’e inanmıştır. Ancak Yenisey Yazıtları Kök Türkler zamanında Orhun alfabesiyle yazılmıştır. CEVAP: B 178 9. 1826 yılında II. Mahmut Dönemi’nde yaşanan Vakayıhayriye (Hayırlı Olay) ile Yeniçeri Ocağı kaldırılmıştır. Böylece ıslahat hareketleri için önemli bir tehdit ortadan kaldırılmıştır. CEVAP: E 12. CEVAP: C Ek Bilgi: Brest Litowsk Antlaşması, 3 Mart 1918 tarihinde Rusya ile Alman İmparatorluğu,AvusturyaMacaristan İmparatorluğu, Osmanlı Devleti ve Bulgaristan Krallığı arasında imzalanmıştır. Ek Bilgi: Takvimivekayi, 1831’de yayımlanmaya başlanan ilk Osmanlı Türk gazetesidir. Haftalık olarak yayımlanan ve Osmanlı Türkçesi dışında Arapça, Ermenice, Farsça, Fransızca, Rumca baskıları da yayımlanan bir gazeteydi. Resmî ilânlar ve gayrı resmî duyurular dışında, iç ve dış gelişmelere ilişkin haberler de basılmaktaydı. Çanakkale Savaşları’nda yardım bulamayan Rusya İmparatorluğu, Ekim 1917’de gerçekleşen devrim sonucunda başa gelen komünist hükûmet hemen barış antlaşması imzalamaya girişti. Bu devletler büyük miktarda toprak istedi. Yeni Sovyet Hükûmeti, toprak kaybını savaşa tercih etti. Antlaşma sonucunda, Takvimivekayi resmî bir gazete olması dolayısıyla makaleler esas olarak devletin görüşlerini yansıtıyordu. 1860’tan itibaren sadece resmî duyurular ve kabul edilen yasa metinleri yayımlanmıştır. 10. 1838 Balta Limanı Ticaret Antlaşması İngiltere ile Osmanlı arasında yapılan ve ticari ilişkileri düzenleyen bir antlaşmadır. Ancak Osmanlı Devleti’nde iç borçlanma 1775 yılında III. Mustafa Dönemi’nde başlamıştır. CEVAP: B Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: Osmanlı Devleti, Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın isyanını bastırmak için İngilizlerden yardım istedi. Bu yardıma karşılık olarak, İngiltere’ye ticari bakımdan büyük ayrıcalıklar veren Balta Limanı Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma, İngiliz vatandaşlarının Osmanlı Devleti sınırları içinde ticaret yaparken Osmanlı vatandaşlarından bile daha az vergi ödeyecekleri anlamına geliyordu. Örneğin Selanik’ten İstanbul’a mal gönderen Müslüman yerli tüccar devlete transit gümrük vergisi ödediği halde Britanyalı tüccar bu vergiden muaf olmuş ve Müslüman tüccarların bir başka Osmanlı şehrine mal göndermesine, ticaret yapmasına yüksek vergilerden dolayı fiilen imkân kalmamıştır. 11. Osmanlı Devleti’nde XIX. yüzyılda Senediittifak’ın imzalanması, Tanzimat Fermanı ve Islahat fermanının yayımlanması, I. Meşrutiyetin ilanı ile padişahın yetkileri kısıtlanmıştır. Ancak Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde yayımlanan Kanunname-i Ali Osman padişahın yetkilerini kısıtlamamış tam tersine padişahın mutlak otoritesini güçlendiren düzenlemelere yer vermiştir. CEVAP: C Ek Bilgi: Osmanlı Devleti’nin merkezî otoritesi taşrada büyük ölçüde etkisizdi. Özellikle 18. yüzyılın başından beri zenginleşen Rumeli topraklarında çok güçlü toprak beyleri ortaya çıkmıştı. Bu şartlarda, sadrazam Alemdar Mustafa Paşa merkezî devletin otoritesini sağlamak için güçlü ayanlarla bir anlaşma yapmayı ilk çare olarak görüyordu. 29 Eylül 1808’de merkezi devlet ile ayanlar arasında Senediittifak denilen belge ortaya çıktı. Senediittifak bir belge olarak incelediğinde merkezî iktidarın yetkilerini sınırlayan, demokratikleşmeye doğru atılan adımlar vasfında bazı hükümler taşıdığı görülmektedir. I. Dünya Savaşı sırasında Ekim 1917’de yaşanan Bolşevik İhtilali’nden dolayı Rusya öncelikle Erzincan Ateşkes Antlaşması’nı imzalayarak savaştan çekilmiştir. 13. –– Alman İmparatorluğu’na Baltık ülkeleri (Estonya, Litvanya ve Letonya), Polonya, Belarus, Ukrayna ve Finlandiya, –– Osmanlı Devleti’ne Kars, Ardahan, Batum ve Artvin verildi. Karakol Cemiyeti Anadolu’daki Milli Mücadeleye lojistik destek verirken, Mim Mim Cemiyeti de Milli Mücadeleye istihbrat desteğinde bulunmuştur. CEVAP: B Ek Bilgi: Hürriyet ve İtilaf Fırkası saltanata bağlılık bildirmiş ve Mustafa Kemal’i ittihatçılıkla suçlayarak onun ülkeyi maceraya sürüklediğini savunmuşlardır. Askerî Nigehban Cemiyeti, Balkan Savaşından sonra ordudan atılan yaşlı ve alaylı subaylar tarafından kurulmuştur. Padişah yanlısı olan cemiyet, Kuvayımilliye ve Kurtuluş Savaşı’na karşıdır. 14. İzmir’in 15 Mayıs 1919’ da Yunanlılar tarafından işgal edilmesine Mustafa Kemal 28 Mayıs 1919 tarihinde yayımladığı Havza Genelgesi’nde tepki göstermiştir. CEVAP: D Ek Bilgi: –– Mustafa Kemal Havza Genelgesi’ni bütün askerî ve sivil makamlara göndermiştir. –– Bu genelgede halk işgalleri protestoya davet edilmiştir. –– Mitingler düzenlenmesi ancak taşkınlık yapılmaması istenmiştir. –– Bu genelge, Milli Mücadele Dönemi’nde yayınlanan ilk ulusal belgedir. –– Genelgenin hemen ardından mitingler düzenlenerek ulusal birlik ve beraberlik yolunda önemli adımlar atılmıştır. –– Bu genelgenin ardından Mustafa Kemal geri çağrılmış ancak o buna uymamıştır. 179 15. 16. 17. I. TBMM Dönemi’nde güçler birliği ilkesi benimsenmiş, ayrıca millî birlik ve beraberliği korumak için de siyasi partiler kurulmamıştır. Ancak iç politikada halkçılık ilkesi benimsenmiştir. CEVAP: A Ek Bilgi: Güçler birliği ilkesi, devletin işleyişinde en temel rolü üstlenen yasama, yürütme ve yargı organlarının tek kişi ya da kurumsal yapı üzerinde toplanmasıdır. Monarşik idarelerde ve diktatörlüklerde kullanılan bir sistemdir. Demokrasinin gereklerine aykırı bir sistemdir. I. TBMM Dönemi’nde bürokrasiyi azaltarak işlerin daha hızlı yürümesini sağlaması bakımından avantajlı gibi görülmekle beraber, zamanla farklı düşününler üzerinde bir tehdit unsuru olması kaçınılmazdır. Kurtuluş Savaşı’nda Doğu Cephesi’ndeki Ermeni işgallerine son verilmesinde Kazım Karabekir komutasındaki düzenli ordu görev yapmıştır. Yine Çerkez Ethem İsyanı’nı TBMM’nin kurmuş olduğu düzenli ordu bastırmıştır. Ancak Urfa ve Maraş’taki Fransız işgallerinin sona erdirilmesinde Kuvayımilliye birlikleri etkili olmuştur. CEVAP: C Ek Bilgi: Kuvayımilliye Anadolu’nun Mondros Mütarekesi ile ağır koşulların dayatıldığı dönemde çeşitli yörelerde Osmanlı ordusunun silahlarının alınıp dağıtıldığı günlerde doğan bir millî direniş örgütüne verilen isimdir. Kuvayımilliye: –– Millî Mücadele’nin ilk silahlı direniş gücüdür. –– Anadolu’nun işgali üzerine başlayan bölgesel harekettir. –– Tek bir merkeze bağlı değildir. –– İşgalci güçlere büyük zararlar vermiştir –– Düzenli orduya zaman kazandırmıştır. 3 Mart 1924 tarihinde halifelik kaldırılmıştır. Ancak Türkiye’de kabine sistemine 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet’in ilanı ile geçilmiştir. CEVAP: B Ek Bilgi: Kabine sisteminde Milletvekilleri arasından biri Cumhurbaşkanı tarafından Başbakan olarak atanırdı. Bakanlar da Başbakan tarafından oluşturulur ve kabinenin meclisten güvenoyu almasıyla hükûmet göreve başlardı. 19. Saltanat 1 Kasım 1922 tarihinde dolayısıyla 1921 Anayasası’nın yürürlükte olduğu dönemde kaldırılmıştır. 1924 Anayasası 20 Ocak 1924 tarihinde yürürlüğe girmiştir. CEVAP: C Ek Bilgi: 1924 Anayasası’nın Özellikleri: 20. –– Yargı kısmen meclisin dışına alınmıştır. –– En uzun ömürlü anayasamızdır. –– İnkılaplar dönemi anayasası olduğundan dolayı, en fazla değişikliğe uğrayan anayasamızdır. –– 1928’de, anayasadan “devletin dini İslam’dır” maddesi atıldı ve dine göre yemin etme kuralı kaldırıldı. –– 1934’de kadınların seçme ve seçilme hakkı anayasaya alındı. –– 1937’de Atatürk ilkeleri anayasaya girdi. –– 1945’de anayasanın dili sadeleştirildi. –– 1952’de anayasanın eski dili tekrar kabul edildi. Soyadı Kanunu’nun kaldırılması ile ayrıcalık belirten unvan ve lakaplar yasaklanmış, Tevhiditedrisat Kanunu ile toplumda duygu ve düşüncede ortaklık sağlanmış olduğu için toplumsal birlik ve dayanışma güçlenmiştir. CEVAP: E Ek Bilgi: Onlu yönteme uygun uzunluk ve ağırlık ölçüleri 26 Mart 1931 tarihinde kullanıma girdi. O vakte kadar kullanılan endaze, arşın, kulaç gibi uzunluk ölçülerinin yerini metrik sistem; dirhem, okka gibi ağırlık ölçülerinin yerini miligramdan tona kadar uzanan ölçü sistemi; hacim için kullanılan kile, şinik, tas, ölçek gibi ölçü birimlerinin yerini litre sistemi; yüzey ölçümünde kullanılan dönüm ve çiftlik gibi tabirlerin yerini metrekareden kilometrekareye kadar uzanan sistem aldı. Bu değişiklikler sayesinde ülke içinde ölçülerde birlik sağlandı ayrıca dış ticaret kolaylaştı. 21. 1 Temmuz 1926 tarihinde Kabotaj Kanunu’nda, “Türk karasularında gemi işletme hakkının sadece Türk vatandaşlarına ait olduğu” hükmünün yer alması ile ekonomik bağımsızlık yolunda önemli bir adım atılmıştır. Bu nedenle Kabotaj Kanunu kapitülasyonların kaldırılmasının bir uzantısıdır. CEVAP: D Ek Bilgi: Kabotaj, bir devletin kendi limanlarına deniz ticareti konusunda tanıdığı ayrıcalıktır. Bu ayrıcalıktan yalnızca yurttaşlarının yararlanması,millî ekonomiye önemli bir katkı sağlayacağından, devletler yabancı bandıralı gemilere kabotaj yasağı koyma yoluna gitmişlerdir. Bazı uluslararası sözleşmelerde de kabotaj yasağı koyma yetkisine ilişkin hükümler yer alır. Bu yasaya göre; Marmara denizi ile boğazlarda, bütün kara sularında makine, yelken ve kürekle hareket eden araçları bulundurma; bunlarla mal ve yolcu taşıma hakkı Türk yurttaşlarına verildi. Ayrıca; dalgıçlık, kılavuzluk, kaptanlık, çarkçılık, tayfalık ve benzeri mesleklerin Türk yurttaşlarınca yerine getirilebileceği belirtildi. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 18. Sivas Kongresi’ni önleyemeyen Damat Ferit Paşa bu gelişmeden sonra istifa etmiş ve böylece Temsil Heyeti İstanbul Hükümetine karşı siyasi bir başarı kazanmıştır. CEVAP: D Ek Bilgi: Sivas Kongresi, Mustafa Kemal’in Amasya Genelgesi’ni açıkladıktan sonra Sivas’ta bir araya gelmesiyle, 4 Eylül 1919 - 11 Eylül 1919 tarihleri arasında gerçekleşen ulusal kongredir. Sivas Kongresi’nde alınan kararlar, daha önce gerçekleştirilen Erzurum Kongresi kararlarını genişleterek tüm ulusu kapsar bir nitelik kazandırmış ve yeni bir Türk Devleti’nin kuruluşuna temel oluşturmuştur. Bu nedenle Sivas Kongresi’nin Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki önemi büyüktür. 180 22. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 23. 24. Sümerbank’ın açılması 1933 yılına yani diğer seçeneklerde verilen olaylardan daha sonra olmuştur. CEVAP: C Ek Bilgi: –– İzmir İktisat Kongresi 17 Şubat 1923 tarihinde düzenlenmiştir. –– Birinci Maarif Kongresi 15 – 21 Temmuz 1921 tarihinde düzenlenmiştir. –– Medeni Kanun 17 Şubat 1926 tarihinde kabul edilmiştir. –– Miladi Takvim 1 Ocak 1926 tarihinde kullanılmaya başlamıştır. Atatürk’ün “Devlet, vatandaşın tahsili, terbiyesi, sıhhati ile alakadar olmak mecburiyetindedir.’’ Sözleri devletin eğitim, sağlık vb. alanlarda yatırım yapmasını öngördüğü için devletçilik ilkesiyle ilgilidir. Halkın çıkarını ve yararını gözettiği için de halkçılık ilkesiyle ilgilidir. CEVAP: D Ek Bilgi: Devletçilik ilkesiyle ilgili önemli özelliklerden bazıları şunlardır: –– Devletçilik; devletin ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda daha hızlı bir gelişme sağlamak amacıyla yaptığı uygulamalardır. –– Devletin ekonomik, kriz, afet, savaş vb. olağanüstü durumlarda halkın yararını gözeterek toplumsal ve idari alanda düzenlemeler yapmasını sağlar. –– Halkçılık ilkesinin tamamlayıcısıdır. –– Sınıf farklılığının önlenmesi, sosyal barışın sağlanması, sosyal adalet ve sosyal güvenliğin gerçekleştirilmesi için devletin hayatın her alanında etkin olması gerekir. –– Güçlü, çağdaş ve kendi öz kaynaklarına dayanan bir ekonomi oluşturulmak istenmiştir. –– Ekonomide planlı kalkınma hedeflenmiştir. –– Halkın temel ihtiyaçlarının üretilmesine öncelik verir. Bozkurt – Lotus Olayı: Bozkurt adlı Türk gemisi ile Lotus adlı Fransız gemisinin Midilli açıklarında 1926 yılında çarpışmasıyla yaşanan hukuki krizdir. Milletlerarası Daimî Adalet Divanı bu olayda Türkiye lehine karar vermiştir. CEVAP: A Ek Bilgi: Dış Borçlar Meselesi, Lozan Antlaşması’nda görüşülmüş ve ödemeler hakkında uzlaşma sağlanmıştı. Ancak 1929 dünya ekonomik bunalımı Türkiye’yi de olumsuz etkiledi ve Türkiye Fransa’ya olan borcunu gerektiği gibi ödeyemez hâle geldi. Bu durumdan dolayı Fransa ile bir müddet gerginlik yaşandıysa da; sorun 1930 yılında karşılıklı görüşmeler sonucunda çözülerek.1954 yılına kadar tüm dış borçlar ödenmiştir. 25. Şubat 1945’de Müttefik Devletler arasında düzenlenen Yalta Konferansı’nda Mart 1945’e kadar Mihver Devletlere savaş ilan eden devletlerin Birleşmiş Milletler Örgütüne üye olarak kabul edilmesi kararlaştırıldı. Türkiye 23 Şubat 1945’te Almanya’ya ve Japonya’ya savaş ilan etti. CEVAP: A Ek Bilgi: II. Dünya Savaşı sırasında 1941 yılına gelindiğinde Almanya Yunanistan’ı ve Ege Adaları’nı işgal etmişti. Türkiye’nin İngiltere ile yakınlaşmasını önlemek isteyen Almanya ile Türkiye arasında 18 Haziran 1941’de saldırmazlık paktı imzalandı. 26. –– 30 Kasım 1943’de Adana Konferansı’nda İsmet İnönü ile bir araya gelen İngiltere Başbakanı Churcill Türkiye’nin savaşa girmesini istedi. Konferansta Türkiye’nin savaşa katılmak için hazırlıksız olduğu ve Müttefik Devletler tarafından yardım yapılması kararlaştırıldı. –– 5 – 6 Kasım 1943’de Kahire Konferansı’nda ABD, İngiltere ve Türkiye bir araya geldi. Bu konferansta da Türkiye’nin savaşa girmesine yönelik baskılarını arttı. Arap Sosyalist Hareketi yani BAAS Hareketi, sosyalist birleşik bir Arap dünyasının kurulmasını amaçlıyordu. Onlara göre Arap ulusunu birbirinden ayıran sınırlar, sömürgeci devletler tarafından çizilmişti. Bu nedenle Arap dünyasında sosyalist düşüncenin etkisi artmış ve ABD’nin Orta Doğu’daki politikalarına yönelik tepkileri BAAS Hareketi’ni savunanlar yoğunlaştırmıştır. CEVAP: E Ek Bilgi: 1940 yılında Suriye’de kurulan bu hareketin ilk teorisyenleri Ekrem Havrani ile Mişel Eflak’tır. Baas ideolojisi, amaç olarak Ortadoğu’da tek bir Arap devleti kurulmasını benimsemiştir. Partinin sloganı Birlik, özgürlük ve sosyalizm idi. Parti ideolojisi Parti birliğine ve dış baskılara karşı durmaya dayanıyordu Irak’ta 1968 yılında BAAS Hareketi Hasan el Bakr öncülüğünde gerçekleştirdiği bir darbe ile iktidara geldi. Saddam Hüseyin de başkan yardımcısı oldu. Baas Partisi Suriye 1970’de Suriye’de iktidarı ele geçirdi. Baas, Suriye’de Hafız Esed’in ölümünden sonra da iktidarını koruduysa da Irak’taki Baas iktidarı 2003 yılındaki ABD işgaliyle son buldu. 27. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Bağımsız Devletler Topluluğu kurulmuş, Avrupa Birliği’nin etkinlik alanı genişlemiş, Karadeniz Ekonomik ve İşbirliği Örgütü kurulmuş ve Doğu Bloku’nun dağılmasıyla NATO üyesi ülkeler artmıştır. Ancak bu olaydan sonra ABD’nin Orta Doğu’daki etkisi artmıştır. CEVAP: E Ek Bilgi: Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (KEi), üye devletler arasında öncelikle ekonomik ilişkileri geliştirmek amacıyla 1992’de kurulmuştur. Bunun yanında üye ülkeler arasında bilimsel ve teknolojik işbirliğini geliştirme de hedef olarak benimsenmiştir. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatına üye ülkeler şunlardır: Arnavutluk, Azerbaycan, Bulgaristan, Ermenistan, Gürcistan, Moldova, Romanya, Rusya, Türkiye, Ukrayna, Yunanistan ve Sırbistan’dır. 181 DENEME - 9 1. 3. 5. CEVAP: A Ek Bilgi: 7. Haçlı Seferleri 1096 yılında başlamıştır. Ancak Tolunoğulları Devleti 868 – 905 yılları arasında siyasi varlık gösterdiği için Haçlı Seferlerine karşı mücadele etmesi söz konusu değildir. CEVAP: E Ek Bilgi: Haçlı Seferleri, Avrupalı Katolik Hıristiyanların, Papa’nın talebi ve çesitli vaatleri üzerine 1096 - 1270 arasında, Müslümanların elindeki Ortadoğu toprakları (Kutsal Topraklar) üzerinde askerî ve siyasi kontrol kurmak için düzenledikleri akınlardır. Selimiye Cami Edirne’de bulunan, Osmanlı padişahı II. Selim’in Mimar Sinan’a yaptırdığı camidir. Mimar Sinan’ın “ustalık eserim” dediği Selimiye Cami Osmanlı mimarisinin en önemli yapıtlarından biridir. Bu eserin yapımında taş, mermer, çini, ahşap ve sedef gibi süslemeler kullanılmıştır. CEVAP: B Ek Bilgi: 28 Haziran 2011 Salı Günü, Paris’te yapılan UNESCO Dünya Mirası Komitesi toplantısında Edirne Selimiye Cami ve Külliyesi’nin Dünya Mirası Listesi’ne adaylığını değerlendirdi ve komite oybirliğiyle Selimiye Camii ve Külliyesi’nin Dünya Mirası Listesi’ne girmesine karar verdi. Kalemiye Sınıfı yazışma ve maliye işlerinden sorumlu olan görevlilerdendir. Bu nedenle Nişancı ve Reisülküttap kalemiye sınıfı içinde yer almıştır. CEVAP: D Ek Bilgi: Nişancı, padişah adına yazılacak fermanlara, beratlara, namelere, hükümdarın imzası demek olan tuğrayı çekmekle görevlidir. Reisülküttablar, Nişancıların emrinde çalışırlar, yurt dışıyla yapılan yazışmaları kaleme alırlardı. 1650 yılından sonra Reisüküttablar protokolde Nişancıdan sonra gelmekle beraber, dış siyasete ait işlerden tek başına sorumlu hale geldiler. Reisülküttablar o dönemde Nişancıların emrinde çalışırlar, yurt dışıyla yapılan yazışmaları kaleme alırlardı. 1650 yılından sonra Reisülküttaplar dış siyasete ait işlerden tek başına sorumlu hâle geldiler. Fiskalizm, Osmanlı Devleti’nde hazineye ait gelirleri mümkün olduğu kadar yüksek düzeye çıkarmak ve ulaştığı düzeyin altına inmesini engelleme amacıyla uygulanmıştır. –– Mekkâri Tâifesi : Yolcu ve mal taşıma işlerini meslek edinen esnaflara verilen addır. –– Derbentçi: Ana yolların, boğaz ve geçitlerin güvenliğinden sorumluydu. –– İaşecilik: Piyasada istenilen kalitede, uygun fiyatta yeteri kadar mal bulundurmasıdır. –– Markatolizm: Devletin güçlü bir ekonomik yapıya sahip olabilmeleri için ticaret yapmaları ve yüksek gümrük duvarları ile ihracatı arttırıp, ithalat azaltarak hazinedeki paranın artttırılmasıdır. Osmanlı Devleti’nde uygulanan tımar siteminde tımarlı sipahiler, reayanın toprağında güvenle çalışmasını sağlama, toprağını terk eden köylüyü on beş yıl içinde toprağa dönemeye zorlama gibi yetkilere sahipti. CEVAP: C Ek Bilgi: Osmanlı ordusunda görev yapan tımarlı sipahilerin temel vazifesi savaş zamanında savaşa katılmak, barış zamanında bulundukları bölgenin güvenliğini sağlamaktı. Tımar sahibi, tımarı dahilindeki halktan vergi toplayarak bununla hem kendini geçindirmek, hem de tımarının büyüklüğüne göre asker yetiştirmekteydi. Böylece hazineye yük olmadan ve ayrıca masraf gerektirmeden ordunun insan, silah, malzeme ve eğitim açısından her an harbe hazır olması ve barış zamanı da ülke genelinde asayişin korunması sağlanıyordu. Timarlı sipahiler Türk soyundan gelirdi. Hatta bu durum tımarlı sipahi kanunnamesinde özellikle belirtilerek Türk soylu olmayanların sipahi olması yasaklanmıştır. 8. Osmanlı yerli sanayisinin Avrupa’da yaşanan Sanayi İnkılabı’ndan dolayı yabancı sermaye ile rekabet gücünü yitirmesinde bilgi ve teknolojinin yetersiz olması, kapitülasyonların yaygınlaşması etkili olmuştur. CEVAP: D Ek Bilgi: Sanayi Devrimi, Avrupa’da 18. ve 19. yüzyıllarda yeni buluşların üretime olan etkisi ve buhar gücüyle çalışan makinelerin, makineleşmiş endüstriyi doğurması, bu gelişmelerin de Avrupa’daki sermaye birikimini arttırmasına denir. Sanayi Devrimi, ilk olarak Birleşik Krallık’ta ortaya çıkmış, ardından Batı Avrupa, Kuzey Amerika ve Japonya’ya sıçramış ve ardından bütün dünyaya yayılmıştır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 4. Karahanlı Devleti’nin başta Karluklar olmak üzere Yağma, Çiğil ve Tuhsi gibi Türk boylarının desteğiyle kurulması federasyon devlet anlayışının olduğunu gösterir. CEVAP: D Ek Bilgi: Federasyon devletler, coğrafî yapılarına göre oluşmuş birden fazla devletin kendi istekleriyle bir araya gelerek dışarıya karşı tek bir siyasal güç olarak görülmeleri ve bu amaçla kurdukları örgütün, kendisini oluşturan devletlerin üzerinde olması; iç işlerinde ise, yine aralarındaki anlaşmaya göre geniş veya dar ölçüde özerk olmaları ile oluşan topluluklardır. 6. ÇÖZÜM–9 2. Oguş, eski Türklerde aile manasına gelen bir kavramdır. Dolayısıyla da dinsel inanç ile ilgili değildir. CEVAP: E Ek Bilgi: –– Ongun, kutsallığına inanılan varlıklar yani totem anlamına gelmektedir. –– Tamu, cehennem anlamına gelmektedir. –– Kurgan, ölen kişiler için yapılan oda şeklindeki mezarlardır. –– Atalar Kültü, ölmüş aile büyüklerinin ruhunun birtakım üstün güçlerle donanacağı ve bu sayede geride kalanlara yardım edeceği inancı vardır. 182 9. 1839 yılında yayımlanan Tanzimat Fermanı’nda kanun üstünlüğü benimsenmiş ve böylece padişahın mutlak otoritesi zayıflamıştır. CEVAP: E 12. CEVAP: C Ek Bilgi: Tanzimat Fermanı, Reayanın temel hak ve özgürlüklerini güvence altına almak, azınlıkların yönetim bağlılığını artırarak ülke bütünlüğünü korumak ve milliyetçilik hareketlerinin yayılmasını önlemek için yayımlanmıştır. Ayrıca Mehmet Ali Paşa İsyanı’nda Avrupa devletlerinin desteğini sağlamak da hedeflenmiştir. 10. Nene Hatun 93 Harbi olarak da adlandırılan 1877 - 78 Osmanlı – Rus Savaşı’nda Rusya’nın işgallerine karşı Erzurum’daki halk direnişine öncülük etmiştir. CEVAP: A Ek Bilgi: Babıali Baskını, Osmanlı İmparatorluğu’nda 23 Ocak 1913 günü Enver Bey ve Talat Bey’in başını çektiği bir grup İttihat ve Terakki üyesi tarafından hükûmet binası Babıalinin basılmasıyla gerçekleştirilen askerî darbedir. Bu baskın sırasında Harbiye Nazırı Nâzım Paşa öldürülmüş, Sadrazam Kâmil Paşa’ya zorla istifası imzalattırılmıştır. Darbe sonrasında iktidar İttihat ve Terakki’nin eline geçmiştir. 13. Ek Bilgi: 93 Harbi’nin başlıca sebepleri Rusya ve Batı Avrupa ülkelerinin, Osmanlı Devleti’nde yaşanan azınlık isyanlarını insan haklarının çiğnendiği konusunda oluşan tek taraflı kamuoyu, Rusya’nın Balkanlardaki genişleme siyaseti, Romanya ve Bulgaristan’ın bağımsızlık istekleri ve Panslavizm akımıdır. Avrupa’nın büyük güçleri savaşı önlemek için İstanbul’da Tersane Konferansı’nı toplamışlar, ancak Osmanlı Devleti’ne yaptıkları taleplerin reddedilmesi üzerine savaş patlak vermiştir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 11. General Harbourd, Ermenilerle ilgili araştırma yapması amacı ile ABD Başkanı Wilson tarafından Doğu Anadolu’ya gönderilmiştir. General James G. Harbourd Anadolu’da yaptığı incelemelerden sonra hazırladığı raporda şunlara yer vermiştir: –– Ermenilerle ilgili ortaya atılan katledildikleri iddiası doğru değildir. –– Anadolu, kaynaklı yönüyle ABD’nin ihtiyaçlarını karşılayabilecek zenginlikte değildir. –– Anadolu’da mücadele verenler, yaptıkları iş konusunda kesin kararlıdırlar. ABD Senatosu’na sunulan yukarıdaki rapor, ABD’nin Anadolu ile ilgili politikalarını azda olsa değiştirmesinde ve Senato’nun manda konusunu reddetmesinde etkili olmuştur Osmanlı Devleti’nde çok partili sisteme geçiş 1908 yılında ilan edilen II. Meşrutiyet Dönemi’nde olmuştur. Ancak 1876 Kanunuesasi’nin ilanından sonra başlayan I. Meşrutiyet zamanında siyasi partiler kurulmamıştır. CEVAP: D CEVAP: C Ek Bilgi: 1876 Temmuzu’nda Osmanlı’ya bağlı Sırbistan ve Karadağ’ın savaş ilan etmeleri ve Osmanlı ordularının galibiyetleri karşısında, Rusya işe karışmak gereği duymuştur. Ek Bilgi: Milne Hattı, Kurtuluş Savaşı başlarında, Türk kuvvetleri ile Yunan kuvvetleri arasında belirlenen hattır. Mondros Mütarekesi’nden sonra İngiliz General Milne, Anadolu’nun batısında Türkler ile Yunanlılar arasında çatışmaları önlemek için bir sınır belirledi. Bu hat, Ayvalık’ın kuzeyindeki Aymazdağı’ndan güneye doğru Tatarköy, Umurlu ve Selçuk’tan geçiyordu. Bu sınır büyük tepki gördü ve çeşitli yerlerde gösteri ve mitinglerle protesto edildi. 22 Haziran 1920’de başlayan Yunan saldırısı, Milne Hattı’ndan başladı ve bu yapay sınır bu saldırıyla birlikte ortadan kalktı. Rusya’nın Balkan işlerini Panslavist bir tutumla çözmesinden telaşlanan Batılı devletler durumu karışmışlar ve İstanbul’da Tersane Konferansı’nın toplanması kararlaştırılmıştır. Tersane Konferansı hem Balkan sorunları, hem de Osmanlıdan istenen ıslahat sorunları ele alınmıştır. Konferansta İngiltere, Fransa, İtalya, Avusturya-Macaristan, Almanya, Rusya ve delegeleri görüşmelerini sürdürürlerken şiddetli top sesleri duyunca şaşırırlar. Hariciye Nazırı Saffet Paşa durumu açıklayıcı konuşmasında şu bilgileri verir: Padişah (II. Abdülhamit) yeni bir rejimi, Meşrutiyet rejimini ilan etmektedir. İmparatorluğu oluşturan etnik unsurların özgürlükleri bu yeni idare şekli ile güvence altına alındığından, böylesine bir devrim karşısında bu toplantıya artık gerek kalmamıştır. Bu kısa konuşmadan sonra Osmanlı delegeleri toplantıyı terk ederler. Aynı gün Padişah’ın iradesi ile Kanunuesasi okunur ve 1876 tarihli ilk Osmanlı anayasası yürürlüğe girer. Balkan Savaşları sırasında Osmanlı Devleti’nde tahtta olan V. Mehmet Reşad savaştan sonra yaşanan başarısızlıklara rağmen tahtını korumuştur. 14. Millî Mücadele Dönemi’nde Amasya Protokolü imzalanmış,bu karar doğrultusunda Osmanlı Mebusan Meclisi açılmıştır. Bu mecliste alınan karar doğrultusunda alınan Misakımillî kararlarına tepki gösteren İtilaf Devletleri İstanbul’u resmen işgal etmiştir. CEVAP: C Ek Bilgi: İstanbul’un işgali İtilaf Devletleri’nin 16 Mart 1920’de resmen işgal edilmesiyle başlamış ve 6 Ekim 1923’te İstanbul’un kurtuluşu ile sonuçlanmıştır. 183 15. 16. Kurtuluş Savaşı Dönemi’nde TBMM’nin otoritesini önlemek için Çerkez Ethem, Ahmet Anzavur ayaklanmaları çıkmıştır. 19. CEVAP: D CEVAP: C Ek Bilgi: Ali Galip Olayı, Damat Ferit Paşa Hükûmetinin, Elazığ Valisi Ali Galip Bey’e verdiği talimatla Sivas Kongresi’nin yapılmasını engellemeye yönelik girişimidir. Ali Galip Olayı, Mustafa Kemal Paşa’yı ortadan kaldırmaya, Heyeti Temsiliye ve Milli Mücadeleyi durdurmaya çalışmıştır. Ek Bilgi: Serbest Cumhuriyet Fırkası, Mustafa Kemal’in desteğiyle hükûmeti denetlemek için kurulmuştur. Serbest Cumhuriyet Fırkası milliyetçilik, cumhuriyetçilik ve laiklik ilkelerini benimsemiştir. Ancak laiklik karşıtı grupların partide örgütlenmesinden rahatsız olan Fethi Okyar aynı yıl partisini feshetmiştir. Padişah ve Osmanlı Hükûmetinin desteğiyle oluşan Saltanat Şurası Sevr Antlaşması’nın imzalanması için kurulmuştur. Ardından Damat Ferit Paşa ve Hadi Paşa gibi hükûmet bünyesindeki görevliler Sevr Antlaşması’nı imzalamıştır. 20. Ek Bilgi: Teşkilatıesasiye Kanunu 20 Ocak 1921 tarihinde kabul edilmiş 23 maddelik kısa bir çerçeve anayasası niteliğindedir. Teşkilatıesasiye Kanunu 20 Nisan 1924 tarihine kadar yürürlükte kalmıştır. 21. CEVAP: D Ek Bilgi: Soyadı Kanunu, her Türk vatandaşına bir soyadı taşıma yükümlülüğü 21 Haziran 1934 tarihinde kabul edilmiş, 2 Temmuz 1934 günü Resmî Gazete’de yayımlanmış ve 2 Ocak 1935′te yürürlüğe girmiştir. Soyadı Kanunu’nun kabulü, toplumsal alanda yapılan Atatürk Devrimleri’nden birisidir. Tek Adam, Şevket Süreyya Aydemir’in, Yaban ise Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Milli Mücadele yıllarını anlatan eserleridir. Yasanın amacı, ayrımı ortadan kaldırmak ve nüfus işlemleri, askere alma, okul kaydı, tapu işlemleri gibi alanlarda yaşanan karışıklıkları gidermekti. Bu yasayla “ağa, hacı, hafız, hoca, efendi, bey, beyefendi, paşa” gibi unvan ve lakapların kullanılması yasaklandı. CEVAP: E Ek Bilgi: Cumali Ordugahı Mustafa Kemal’in 12 Eylül 1909 tarihinde Selanik’te bastırdığı eserdir. Mustafa Kemal Makedonya bölgesinde Cumali Ordugahındaki eğitim ve manevralara katıldıktan sonra bu eseri yazmıştır. Mustafa Kemal bu eserde süvari, bölük, alay, tugay eğitim ve manevralarını anlatmış, subay olarak teorik bilgiler vermiştir. 18. Ukrayna Dostluk Antlaşması, Sakarya Meydan Savaşı’ndan sonra TBMM Hükûmeti ile 9 Ocak 1922 tarihinde imzalanmıştır. CEVAP: D Ek Bilgi: Maarif Kongresi Kütahya – Eskişehir Muharebelerinden sonra 15 – 21 Temmuz 1921 tarihleri arasında Ankara’da düzenlenmiştir. Mustafa Kemal’in başkanlığında 180 kişinin katıldığı Maarif Kongresi’nin amacı Kurtuluş Savaşı’nı kazandıktan sonra yeni Türk Devleti’nin eğitim politikasını belirlemekti. Türkiye’de toplumsal birlik ve beraberliği sağlamak için 25 Kasım 1925 tarihinde dinî duyguların sömürülmesine ve toplumda dinî ayrılıkların yaşanmasına neden olan tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması kararı alınmıştır. Soyadı Kanunu’nun çıkmasından sonra 24 Kasım 1934 tarihinde TBMM tarafından oy birliği ile kabul edilen kanunla Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’e “Atatürk” soyadı verildi. 17 Aralık 1934’te çıkarılan yasa ile bu soyadının diğer kişiler tarafından kullanılması yasaklandı. 22. İzmir İktisat Kongresi’nde Misakıiktisadi kararları alınmış ve bu çerçevede ulusal ve bağımsız bir ekonomi sistemi yaratılmak istenmiştir. Reji İdaresinin kurulması Türkiye’nin ekonomik politikasına aykırıydı. CEVAP: B Ek Bilgi: Reji İdaresi 27 Mayıs 1883 tarihinde yabancı sermayeyle kurulan tütün ticareti tekel ayrıcalıkları olan bir özel kar ortaklığı şirketidir.Osmanlı üreticisi tütün, tuz ve alkolü rejinin belirlediği fiyattan Reji İdaresine vermek zorundaydı. Reji İdaresi 1925 yılına kadar varlığını sürdürdü. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Ek Bilgi: I. Dünya Savaşı sonunda henüz İtilaf Devletleri ile Osmanlı arasında barış antlaşması yapılmamıştı. İtilaf devletleri 18 Nisan 1920’de San Remo Konferansı’nda Osmanlı İmparatorluğu’na uygulanacak barış antlaşmasının şartlarını hazırladılar. Padişah, eski sadrazam Ahmet Tevfik Paşa’nın başkanlığındaki bir heyeti konferansa gönderdi. Ancak barış şartlarını kabul etmeyen Tevfik Paşa ülkeye geri döndü. Bunun üzerine 21 Haziran 1920’de Yunan kuvvetleri Balıkesir, Bursa, Uşak ve Trakya bölgelerini işgal ederek Osmanlı yönetimini barışa zorladı. Bu olaylar üzerine toplanan Saltanat Şurası Sevr Antlaşması’nı imzalama kararı aldı. 3 Mart 1924 tarihinde Erkanıharbiye Vekaletinin kaldırılmasından dolayı ordu mensuplarının devlet işlerine müdahale etmesi önlenmiştir. CEVAP: B CEVAP: A 17. Serbest Cumhuriyet Fırkası 12 Ağustos 1930 tarihinde Fethi Okyar başkanlığında toplanmış ve ekonomide liberalizmi benimsemiştir. 184 23. Atatürk’ün milliyetçilik anlayışı ırk, mezhep anlayışına karşı olduğu için laiklik ilkesiyle ve sınıf ayrılıklarına karşı olduğu için de halkçılık ilkesiyle ilgilidir. 25. CEVAP: D CEVAP: A Ek Bilgi: Atatürk Medeni Bilgiler kitabında milleti şöyle tanımlar; –– Zengin bir hatıra mirasına sahip olan, –– Gelecekte bir arada yaşama arzusunda bulunan, –– Sahip olunan mirasın korunması konusunda birleşen insanlardan oluşan topluluğa millet denir. –– Atatürk milliyetçiliği, dil birliği, tarih birliği, kültür birliği ve vatan birliğini esas alır. –– Ulusal bağımsızlık ilkesini temel alır. –– Ulusal birlik ve dayanışmayı gerektirir. –– Irkçılık ve ümmetçiliği ret eder. II. Dünya Savaşı sırasında, Ocak 1940 tarihinde Türk Hükûmeti, yersiz fiyat yükselmelerine engel olmak, üretim, dağıtım ve tüketim ilişkilerini tümüyle devlet kontrolü altına almak için Milli Korunma Kanunu’nu çıkarmıştır. Ek Bilgi: Devlet Planlama Teşkilatı 30 Eylül 1960 tarihinde Türkiye Başbakanlığına bağlı olarak kurulmuştur. Devletin ekonomik, sosyal ve kültürel amaçlarının belirlenmesinde hükûmete danışmanlık yapmakla görevlidir. 26. Marshall Planı 1947 yılında önerilen ve 1948 – 1951 yılları arasında yürürlüğe konan ABD kaynaklı bir ekonomik yardım paketidir. Marshall Planı ile Avrupa ülkelerinin kendi aralarında ekonomik iş birliğine girişmeleri amaçlanmış, Amerikan mal, malzeme ve makine yardımı Avrupa ülkelerine yapılmıştır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! CEVAP: C Ek Bilgi: Truman Doktrini 1947 yılında Sovyet tehdidine karşı ABD Başkanı Harry Truman tarafından hazırlanmış bir plandır. Sovyetler Birliği’nin Yunanistan ve Türkiye’ye baskı yapması Truman Doktrini’nin yayımlanmasının hızlandırmıştır. 24. Afganistan, SSCB’nin önerisi üzerine 8 Temmuz 1937 tarihinde İran, Irak ve Türkiye’nin olduğu Sadabat Paktı’na üye olmuştur. CEVAP: A Ek Bilgi: Irak’ın İngiltere’ye olan bağlılığını dengelemek için İran ve Türkiye’ye saldırmazlık paktı önermiştir.Türkiye ise ayrı ayrı paktlar kurmak yerine bölgesel bir pakt imzalamayı önermiştir.1937’de Afganistan da SSCB’nin önerisiyle pakta katılınca Tahran’da Sadabat Paktı imzalanmıştır. Sadabat Paktı 1979 yılında İran’da rejim değişikliği yaşanana kadar hukuki varlığını sürdürmüştür. 27. Türkiye’nin 1974 yılında düzenlediği Kıbrıs Barış Harekâtı ABD’nin Türkiye’ye ambargo uygulanmasına neden olmuştur. CEVAP: B Ek Bilgi: Kıbrıs Sorunu 1950’lerde Rumların İngiltere’yi adadan çıkarmaya ve bölgedeki Türklere yönelik baskısıyla başlamıştır. Kıbrıs Barış Harekâtı Türkiye de Kıbrıs Türklerine yaşanan katliam ve baskılardan dolayı 20 Temmuz 1974’te Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından düzenlenmiştir. 185 DENEME - 10 1. 4. Denge siyaseti, Osmanlı Devleti’nin XVIII. yüzyılın sonlarından itibaren devletler arasındaki çatışmalardan yararlanarak siyasi varlığını korumasıdır. CEVAP: D CEVAP: E Ek Bilgi: Uygurlar Çin’in etkisiyle Manihaizm inancını benimseyerek din değiştiren ilk Türk devleti olmuştur. Manihaizm inancının etkisiyle yaptığı tapınakların duvarlarını freskler (duvar resimleri) ile süslemişlerdir. Uygurlar Moğol devletinde komutanlık ve memurluk yaparak Moğolların Türleşmesine katkı sağlamışlardır. Ek Bilgi: Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi olarak adlandırılan 1299 – 1453 yılları arasında fetih politikası izlemiş ve bunun için öncelikle Bizans’a karşı sınırlarını genişletmeye çalışmış ve Balkanlarda egemen olmaya çalışmıştır. Daha sonra da Anadolu’da siyasi birliğini sağlamak için Türk beylikleriyle mücadele etmiştir. Büyük Selçuklu Devleti’nde yer alan Divan-ı Mezalim yüksek mahkeme nieliğinne sahipti. Kadıların verdiği kararlara itiraz edilmesi durumunda Divan-ı Mezalim Sultanın önderliğinde toplanır ve görüşülen davlarla ilgili kesin karar verilirdi. 5. CEVAP: B Ek Bilgi: Osmanlı Devleti’nde Enderun Mektebi devşirme kökenli memur ve askerlerin yetiştirildiği saray okuludur. Bu nedenle sadrazam, yeniçeri ağası, vezir, defterdar gibi görevliler Enderun Mektebinde eğitim görmekteydi. Ancak Kazaskerlik görevine atananlar Medrese eğitimi almış kişilerdir. CEVAP: C Divan-ı Arz’da askerî meseleler görüşülürdü. Ek Bilgi: Osmanlı Devleti’nde yönetici sınıf üç bölüme ayrılırdı: Divan- Tuğra’da yazışma işleri görüşülürdü. Divan-ı İnşa’da yazışma işleri görüşülürdü. İlmiye sınıfı, Müslüman kökenli ve Medrese eğitimi almış görevlilerden oluşmaktaydı. Bu sınıfa mensup görevliler din, hukuk ve eğitim alanında görevlendirilirdi (şeyhülislam, kazasker, kadı, müderris) Kalemiye sınıfı, yazışma ve maliye işlerinden sorumlu olan görevlilerden oluşmaktaydı (defterdar, nişancı, reisülküttap..) El Cezeri 12. Yüzyılda Artukluların topraklarında (Şırnak - Cizre) yaşamış haberleşme, kontrol, denge kurma ve ayarlama ilmi olan sibernetik ve robot biliminin ilk kurucusu olarak kabul edilen bir bilim adamıdır. CEVAP: D Ek Bilgi: Dünya bilim tarihi açısından bugünkü sibernetik ve robot biliminde çalışmalar yapan ilk bilim adamı olan El Cezeri, “Mekanik Hareketlerden Mühendislikte Faydalanmayı İçeren Kitap” El Câmi-u’l Beyn’el İlmî ve El-Amelî’en Nâfi fî Sınâ’ati’l Hiyel, adlı eserinde ortaya koymuştur. 50’den fazla cihazın kullanım esaslarını, yararlanma olanaklarını çizimlerle gösterdiği bu olağanüstü kitapta Cezeri, “Tatbikata çevrilmeyen her teknik ilmin, doğru ile yanlış arasında kalacağını” söyler. Fizikçi ve mekanikçi El Cezeri’nin diğer bir eseri de Diyarbakır Ulu Camii’nin ünlü Güneş Saati’dir 6. Osmanlı Devleti’nde kadılar reayanın isteklerini Divanıhümayuna bildirir, yönetiminden sorumlu olduğu kazaların mülki amirliğini yapar ve ayrıca noterlik işlerini de yürütürdü. CEVAP: E Ek Bilgi: Osmanlı Devleti’nde kadılar şeri hukuk ile ilgili davalarda görev yapardı. Aynı zamanda günümüzde ilçe konumunda olan kazaların idari işleriyle de ilgilenirdi. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Seyfiye sınıfı, Enderun eğitimi almış devşirme kökenli yöneticilerin de bulunduğu görevlilerden oluşmaktaydı. İdari ve askerî alanlarda görevlendirilirlerdi.(sadrazam, vezir, yeniçeri, kaptanıderya….) Divan-ı İşraf’da ise adli ve idari kurumlar dışındaki diğer devlet kurumları denetlenirdi. 3. ÇÖZÜM–10 2. İslam öncesi Türk tarihinde Bizans ile ticari ilişkiler kuran devlet Kök Türkler ve Hazarlar’dır. Ancak Uygurların Bizans ile ticari ilişkisi yoktur. 186 7. İshak Paşa Sarayı Ağrı – Doğubeyazıt’ta Osmanlı , Fars ve Selçuklu mimari üslubuyla yapılmıştır.1685’te yapımına başlanan İshak Paşa Sarayı 1784 yılında tamamlanmıştır. 10. Kırım ve Batı Trakya Osmanlı Devleti’nde önemli ölçüde Türk nüfusunun olduğu bölgelerdir. Bu nedenle Kırım ve Batı Trakya elden çıkınca bölgedeki Türk nüfusu azınlık durumuna düşmüştür. CEVAP: E CEVAP: C Ek Bilgi: III. Ahmet Çeşmesi de Topkapı Sarayı’nın giriş kapısı ile Ayasofya arasında 1729 yılında yapılmıştır. Rokoko tarzının örneklerinden olan bu çeşme Mimar Mehmet Ağa tarafından inşa edilmiştir. Ek Bilgi: Osmanlı Devleti egemenliğinde bulunan Trablusgarp bölgesi günümüz Libya topraklarıdır. Bu bölge de 1911 – 1912 Trablusgarp Savaşı sonunda İtalya’nın egemenliği altına girmiştir. Nuru Osmaniye Camii İstanbul’da 1748 – 1755 yılları arasında Barok tarzında yapılan batı tarzında ilk mimari eserlerdendir. Dolmabahçe Sarayı Sultan Abdülmecit zamanında 1843 – 1856 yılları arasında Barok tarzında yapılmıştır. Dolmabahçe Sarayı’nın mimarları Garabet Balyan ve Nigoğos Balyan’dır. 11. CEVAP: A Beylerbeyi Sarayı Sultan Abdülaziz tarafından 1861 – 1865 yılları arasında Ermeni mimar Sarkis Balyan’a yaptırılmıştır. Bu saray da Rönesans, Barok ve Doğu – Batı üslubunun kaynaştırılmasıyla yapılmıştır. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! 8. Reform Hareketleri Avrupa’da Katolik dünyasında Papa’nın baskılarından dolayı çıkmıştır. Ancak Osmanlı Devleti’ndeki Hristiyanlar hoşgörülü bir ortamda yaşadıkları için Reform Hareketlerinden etkilenmemiştir. Ek Bilgi: Mecelle, 1876 – 1878 yılları arasında Ahmet Cevdet Paşa başkanlığındaki bir komisyon tarafından derlenen ve temeli İslam kurallarına dayanan medeni hukuktur. Mecelle 4 Ekim 1926 tarihine kadar yürürlükte kalmıştır. 12. Ek Bilgi: Osmanlı Devleti’nde 1840 yılında ceza ve ticaret davalarına bakmak üzere laik ilkelere uygun olarak işleyen Nizamiye Mahkemeleri kurulmuştur. Bu mahkemelere Müslüman hâkimlerin yanı sıra gayrimüslim hâkimler de atanmıştır. 1853’te cinayet davalarında gayrimüslimlerin de şahitlik yapabileceği kabul edildi. Ek Bilgi: Reform Hareketleri Avrupa’da XV. Yüzyılda Almanya’da başlamış ve sonra da diğer Katolik ülkelere de yayılmıştır. Dönemin Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman Avrupa’da yaşanan mezhep çatışmalarını körüklemek için Reform Hareketleri’nin öncüsü Martin Luther’e destek vermiştir. 13. İstihkam Okulu III. Selim Dönemi’nden önce I. Abdülhamit’in saltanatı süresi içinde ordunun istihkam subayı ihtiyacını karşılamak için açılan Batı tarzında askerî bir okuldur.. CEVAP: E Ek Bilgi: Meşveret Meclisi Osmanlı Devleti’nde önemli ve olağanüstü meseleleri görüşmek, ülke sorunlarını özgürce tartışmak için açılmıştır. Meşveret Meclisi padişahın öncülüğünde toplanmış ve yapılan ıslahatlara destek verdiği için modernleşmenin hız kazanmasını sağlamıştır. Osmanlı Devleti’nde XIX. yüzyılda Nizamiye Mahkemesi kurulmuş ( I ) haraç ve cizye vergisi kaldırılmış ( II ) halka seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır ( III) CEVAP: E CEVAP: A 9. Osmanlı tarihinde1839 – 1876 yılları arasındaki süreç Tanzimat Dönemi olarak nitelendirilir.Ancak Mecelle 1878 yılında uygulanmaya başlamıştır. I. Dünya Savaşı’nda İtilaf Devletleri arasında imzalanan gizli antlaşmalarda İtalya’ya vaat edilen İzmir bölgesinin Paris Barış Konferansı’nda Yunanistan’a bırakılması kararı alınmıştır. Bu karara tepki gösteren İtalya konferansı terk etmiştir. CEVAP: B Ek Bilgi: Paris Barış Konferansı I. Dünya Savaşı’ndan sonra 18 Ocak 1919 tarihinde toplanmıştır. Bu konferansta İtilaf Devletleri İttifak Devletleri ile yapılacak barış antlaşmalarının şartlarını tespit etmek amacıyla toplanmıştır. Ancak Osmanlı topraklarının paylaşımı hususunda yaşanan anlaşmazlıklardan dolayı Osmanlı Devleti ile herhangi bir antlaşma metni konusunda uzlaşma sağlanamamıştır. 187 14. 15. 20 – 22 Ekim tarihleri arasında Temsil Heyeti ile İstanbul Hükûmet arasında yapılan Amasya Görüşmeleri sonunda Osmanlı Mebusan Meclisinin açılması hususunda anlaşmaya varılmıştır. 18. CEVAP: A CEVAP: D Ek Bilgi: Anadolu’daki Millî Mücadele Hareketi’ni önlemek isteyen Damat Ferit Hükûmeti Sivas Kongresi’ni önleyemeyince istifa etmek zorunda kalmış ve İstanbul’da Ali Rıza paşa Hükûmet kurulmuştu. Ali Rıza Paşa Hükûmeti göreve geldikten sonra Temsil Heyeti ile uzlaşma yollarını aramış ve bunun üzerine Amasya Görüşmeleri yapılmıştır. Ek Bilgi: Birinci TBMM Dönemi’nde siyasi parti kurmak yasak olmasına rağmen meclis içinde farklı siyasi görüşlere mensup gruplar bulunmaktaydı. Müdafaaihukuk Grubu Tesanüd Grubu, Yeşil Ordu Grubu bunlardan bazılarıydı. İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından resmen işgal edilmesi (I) İstanbul Hükûmeti’nin Sevr Antlaşması’nı imzalaması (II) Mebusan Meclisinin dağıtılmasına İstanbul Hükûmetinin seyirci kalması (III) üzerine Türk halkının İstanbul Hükûmetine olan güveni azalmıştır. 19. Ek Bilgi: Bozkurt – Lotus Olayı, 2 Ağustos 1926 tarihinde Midilli Adası yakınlarında Bozkurt adlı bir Türk gemisi ile Lotus adlı bir Fransız gemisinin çarpışması sunucunda yaşanan olaydır. CEVAP: E 20. CEVAP: C CEVAP: B Ek Bilgi: Atatürk’ün öncülünde açılan ilk özel banka Türkiye İş Bankasıdır. Millî İtibari Bankası da 1927 yılında Türkiye İş Bankası ile birleştirilmiştir. Ek Bilgi: I. TBMM Dönemi’nde İtilaf Devletleri ve İstanbul Hükûmeti Millî Mücadele’yi yok etmek için ayaklanmalara destek vermiştir. Azınlıklar da Anadolu’da kendi ulusal devletlerini kurmak için ayaklanmalar çıkarmıştır. 21. 17. Urfa ve Maraş 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Antlaşması’ndan önce Fransa’ya karşı verdikleri bağımsızlık mücadeleleri sonucunda işgalden kurtulmuştur. CEVAP: C Ek Bilgi: Türk ordusunun Batı Cephesi’nde Sakarya Meydan Savaşı’nı kazanması üzerine Fransa TBMM’den barış istemiş ve 20 Ekim 1921 tarihinde Ankara Antlaşması ile Güney Cephesi’nden çekilmiştir. Millî İtibari Bankası yerli sermayeye dayalı bir merkez bankası kurma çabaları sonucunda 11 Mart 1917 tarihinde padişahın emriyle kurulmuştur. 3 Mart 1924 tarihinde kapatılan Şeriye Vekaletinin yerine Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur. CEVAP: A Ek Bilgi: Halifeliğin kaldırıldığı gün olan 3 Mart 1924 günü çıkarılan kanunla Erkanıharbiye Vekaleti kaldırılmış böylece ordu mensuplarına siyaset yasağı getirilmiştir. Bu kurumun yerine de Genelkurmay Başkanlığı ve Millî Savunma Bakanlığı kurulmuştur. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım! Birinci TBMM Dönemi’nde düzenli ordunun kurulması kararına tepki gösteren Çerkez Ethem ve Demirci Mehmet Efe gibi Kuvayımilliye şefleri TBMM’ye karşı ayaklanmıştır. 6 – 7 Eylül Olayları 1955 yılında (Atatürk Dönemi’nden sonra) İstanbul’da yaşayan Rumlara ve diğer azınlıklara yönelik tahrip ve yağma hareketidir. CEVAP: E Ek Bilgi: Mebusan Meclisinde Misakımillî kararlarının alınmasına tepki gösteren İtilaf Devletleri 16 Mart 1918’de İstanbul’u resmen işgal etmiştir ve Mebusan Meclisini dağıtmıştır. 16. Mustafa Kemal’in liderliğinde Cumhuriyetin ilanından önce 9 Eylül 1923’te kurulan Halk Fırkası I. TBMM Dönemi’nde Müdafaaihukuk Cemiyeti olarak faaliyet göstermiştir. Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!