LİSANS

advertisement
LİSANS
n
i
n
i
ç
h
i
r
a
“T
n
ı
n
ı
r
a
l
u
r
o
S
l
e
z
Ö
”
i
r
e
l
m
ü
z
ö
Ç
Bu soruları görün,
KPSS sorununu çözün...
İÇİNDEKİLER
İslamiyet Öncesi Türk Tarihi ……………………………………………………………......................................
3
Türk - İslam Devletleri ……………………………………………………………..........................................................
9
Türkiye Tarihi ……………………………………………………………............................................................................................
17
Osmanlı Devleti Kuruluş ve Yükselme Dönemi ........................................................................
21
Osmanlı Devleti Kültür - Uygarlık ..................................................................................................................
27
Osmanlı Devleti Duraklama Dönemi ..............................................................................................................
39
Osmanlı Devleti Gerileme Dönemi ...................................................................................................................
43
Osmanlı Devleti Dağılma Dönemi ......................................................................................................................
47
XX. Yüzyılda Osmanlı Devleti ....................................................................................................................................
59
Millî Mücadele Hazırlık Dönemi ..........................................................................................................................
69
I. TBMM Dönemi ..............................................................................................................................................................................
75
Millî Mücadele Muharebeler Dönemi ........................................................................................................
79
Atatürk İlkeleri ......................................................................................................................................................................................
89
İnkılaplar ve İç Politika ........................................................................................................................................................
99
Atatürk Dönemi Dış Politika ....................................................................................................................................
113
XX. Yüzyıl Başlarında Dünya .....................................................................................................................................
119
II. Dünya Savaşı ...................................................................................................................................................................................
125
Soğuk Savaş Dönemi ...................................................................................................................................................................
131
Yumaşama Dönemi ...........................................................................................................................................................................
137
Küreselleşen Dünya ........................................................................................................................................................................
143
Deneme Sınavları ................................................................................................................................................................................
147
İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ – I
İslamiyet öncesi dönemde varlık gösteren
Türk topluluklarının, demografik yapısının (nüfus özelliklerinin), statik olmaması yani hareketli olmasının temel nedeni “yaşam tarzı”dır.
Türklerin konar göçer bir yaşama sahip
olması, bölgelerde nüfus değişimlerinin görülmesine yol açmıştır.
Yanıt: B
2
Türklerin anayurdu genel hatları ile Orta
Asya’dır. Türkler farklı nedenlere bağlı olarak anayurt Orta Asya’dan çeşitli bölgelere
göç etmiştir. Göç edilen bölgelerden biri de
Avrupa’dır. Avrupa’ya gelen Türk toplulukları
yeni yaşam bölgelerinde; eskiden olduğu gibi
yine otlak ve mera arayışına girmiş, siyasi
mücadeleler yaşamış, yeni yerleri fethetmek istemiş ve dış tehditler almıştır. Ancak
Avrupa’ya gelen Türk toplulukları için ortak
Çin baskısı bir yer değiştirme nedeni olmamış veya sorun teşkil etmemiştir.
Yanıt: E
3
4
Türklerin yaşam tarzının göçebelik olması,
hızlı hareket edilmesini ve dayanıklı olunmasını gerektirmiştir. Bu nedenle Türklerin
göçlerine at unsuru ve tekerlekli arabalar pratiklik kazandırmıştır. Ancak kurgan
adı verilen mezarların göçleri pratikleştiren
veya durağanlaştıran yönü yoktur (II).
Yanıt: B
Gaziyan İslam sonrası Türk hükümdarları
için kullanılan bir unvandır.
Yanıt: E
6
Uygurların Manihaizm’i benimsemesi ile;
Değişenler
Değişmeyenler
 Sanat yapısı (Kalıcı
Egemenlik anlayışı
eserler verilmiş)
Hanedan yöneGeçim kaynağı (Tatimi
rım başlamış)
Yaşam tarzı (Yerleşik yaşama geçilmiş)
Savaşçı yapı (Zayıflamış)
Ticaret (Pazar ticareti gelişmiş)
Yanıt: B
7
Sorunun seçeneklerinde yer alan BitikçiDin adamı eşleştirmesi doğru değildir.
Bitikçi, yazman anlamındadır. Din adamlarına ise Şaman, Kam ve Baksı gibi isimler
verilmiştir.
Yanıt: C
8
Asya’da Varlık
Gösterenler
Hunlar
Göktürkler
Uygurlar
Avarlar
Kırgızlar
Oğuzlar
Karluklar
Avrupa’da Varlık
Gösterenler
Bulgarlar
Macarlar
Hunlar
Avarlar
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Asya Hunları (Büyük Hunlar)
İlk düzenli ordu
İlk ikili teşkilat
İlk kurultay
İlk siyasi birlik
İlk devlet teşkilatı
İlk onluk sistem
İlk İpek Yolu hâkimiyeti
Ancak Asya Hunlarının Türk tarihine kazandırdıkları arasında “millî alfabe” yoktur.
Çünkü bu dönemde yazı kullanılmamıştır.
Bu özellik Göktürklere ve Uygurlara aittir.
Yanıt: E
5
ÇÖZÜM–1
1
3
4
9
Orta Asya bozkırlarında hayvancılıkla uğraşan Türk toplulukları için otlak ve meralar vazgeçilmez unsurlar olmuştur. Orta
Asya’nın kurak iklimi nedeniyle otlak ve
meraların azalması Türklerin yer değiştirmek zorunda kalmasına yol açmıştır.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
10
İskitler (Sakalar)
 Tarihinin bilinen ilk Türk topluluğudur.
En ünlü hükümdarları Alp Er Tunga ve
Tomris’tir.
Alp Er Tunga, Gaznelilerin Şehnamesi’nde
yer alır. (C)
Hayvan üslubunu sanatta ilk kullanan
Türk topluluğudur. (D)
Orta Asya’nın batısı ile Karadeniz’in kuzeyinde yaşamışlardır. (E)
Atı evcilleştiren ilk topluluktur. Koşum
takımlarını kullanmışlardır. (A)
Halkın çoğunluğu İran kavimlerinden oluşur.
Şu ve Alp Er Tunga destanlarını ortaya
koymuşlardır.
Ancak İskitler için Türkler arasında
siyasi birlik sağladıkları söylenemez.
Çünkü bu olguyu ilk kez gerçekleştiren
Asya Hun Devleti’dir.
Yanıt: B
11
Türk tarihinde bağımsızlık elde etmek amacıyla ortaya konulan ilk isyan hareketi Kürşad İsyanı’dır.
Kürşad ve kırk askeri başarılı olamamıştır. Ancak esaret altında kalmak istemeyen
Göktürklere örnek teşkil etmiştir.
Yanıt: E
12
Asya Hunlarının Türk Tarihine Kattığı İlkler:
 İlk devlet (A)
İlk siyasi birlik (C)
İlk kurultay
İlk düzenli ordu (B)
İlk onluk sistem
İlk İpek Yolu hâkimiyeti
İlk ikili teşkilat (E)
Ancak ilk madeni parayı Asya Hunları değil, Türgişler basmıştır.
Yanıt: D
13
Göktürklerin ticari münasebet k urduğu
devletler:
 Bizans (Doğu Roma)
Çin
Sasaniler
Diğer Orta Asya Türk Devletleri
Yanıt: E
14
Öncüle dikkat edildiğinde görülüyor ki verilen yargının diğer bir anlamı;
“Göktürk hükümdarları kimlerdir?“
Asıl cevabı aranması gereken budur. Bu
durumda hemen verilen seçenekleri incelersek:
 Bilge Kağan
Kültigin
Bumin Kağan
İstemi Yabgu’nun
Göktürk hükümdarları olduğunu söyleriz.
Ayrıca; bunların dışında Mukan Kağan,
Tengri Kağan, Tapar Kağan, İşbara, İllig
Kağan, Tuli Kağan gibi isimler de Göktürklerde hükümdarlık yapmıştır.
Ancak Bökü Kağan, Uygurlarda hükümdarlık yapmıştır.
Yanıt: B
5
İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ–II
3
İslamiyet öncesi Türk toplumunda, toplumsal yapı;
Oğuş
Urug
Boy
Budun
(aile)
(sülale) (sülalelerin (millet)
birliği)
İl
(devlet)
Şeklinde olmuştur. Bu sıralamaya bakıldığında siyasi örgütlenmenin en üst noktası
il (devlet) dir.
Her boyun kutsal saydığı bir hayvanın olması, Totem inancının varlığını kanıtlar. (Totemcilik: Bir kabilenin atası olarak kabul
edilen bir hayvan yada bitkiyi kutsal sayma
biçiminde beliren ilkel inançtır.) Toplumun
her yıl vergisini ödediği otlak ve meraların olması, toprağın devletin malı sayıldığını
göstermektedir.
Yanıt: D
İslamiyet
öncesi
Türk
devletlerinde
hâkimiyet sembolü olarak;
 Otağ, orda (çadır)
 Örgin (taht)
 Nevbet (davul)
 Yarlıg (buyruk)
 Tuğ (sancak)
 Ok-yay
 Alem (bayrak)
 Kotuz (sorguç)
kullanılmıştır. Türklerin İslamiyet’i kabulüyle birlikte taht, otağ, alem, ferman, hutbe,
okutma, para bastırma, menşur (onay), hilat
(giysi) hükümdarlık sembolü olarak kullanılmıştır.
Yanıt: A
ÇÖZÜM–2
1
4
İlk Türk devletlerinde “Egemenlik yetkisi
Gök-Tanrı tarafından hükümdar ve ailesine verilir.” anlayışı hakimdir. Bu anlayışa
Kut denilirdi. Kut siyasi egemenliğin kaynağıydı. Kut; hükümdarlığın halkın gözünde
meşru hale gelmesini sağlardı. Aynı zamanda fiziki ve iktisadi gücü de gösterirdi. Kut
ile bütün dünyanın hakimiyeti hükümdara
verilmiş olurdu. Kut, Gök Tanrı tarafından
sadece kişiye değil, ailesine de verilirdi.
Kan yoluyla geçerdi. Bu nedenle kağan ailesinden her bireyin devleti yönetme hakkı
vardı. Bu anlayış taht kavgalarının önemli nedenlerinden birisiydi. Bu durum Türk
devletlerinin kısa sürede yıkılmasına neden
olmuştur. Fakat Kut anlayışı, devletin Gök
Tanrı öğretileriyle yönetimini sağlamamıştır.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
Kurultaya katılan üyelere bakıldığında;
 Hakan
 Hatun
 Hanedan mensupları
 Hükûmet üyeleri
 Boy beyleri
 Bağlı devletlerin yöneticileri bulunurdu.
Kurultayın aldığı kararlar genellikle Hakan
tarafından da kabul edilirdi. Fakat Kut sahibi Hakan olduğu için son kararı Hakan verebilirdi. Bu nedenle Kurultay bir danışma organı sayılırdı. Kararların tartışılarak alınması
meclisin demokratik nitelikler taşıdığının kanıtı sayılabilir. Boy beylerinin katılması ise
halkın temsil edildiğinin göstergesidir. Önemli
meselelerin görüşülmesi devlet işleyişini ilgilendiren konuların görüşüldüğünün kanıtıdır.
Fakat Hakan’ın bazı isteklerinin Kurultay
tarafından reddedilmesi katı bir monarşinin
varlığını kanıtlamamaktadır.
Yanıt: C
6
5
Kut İnancı; hükümdara yönetme yetkisinin
Tanrı tarafından verildiğine inanılması anlayışıdır. Kut sadece bir kişiye değil, kan
yoluyla aileye verildiği için, ailede bulunan
her bireyin devleti yönetme yetkisi vardır.
Yabgu isimli erkek kardeşin Kurultay’da
yer alması, mecliste Kut inancının varlığını kanıtlamaktadır. Ancak Hatun, Tamgacı
(dış politikaya bakan görevli), Ağılıg (hazine
sorumlusu), Aygucı (başbakan)’nın hanedan
soyundan gelmediği düşünüldüğünde bu görevlerin Kut’a sahip olmadığı gibi, devleti
yönetmede de yetkileri yoktur.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
6
Ülke yönetiminde uygulanan İkili Sistem,
ülkenin sağ-sol veya doğu-batı olarak bölünerek idare edilmesidir. Büyük Kağan
Doğu’da, batıda ise “Yabgu” unvanı taşıyan
ikinci sırada bir hanedan üyesi bulunmaktadır. Bölgelerini serbest bir şekilde idare
eden bu yöneticiler, devletin bütün olarak
ilgilendiren konularda Kağan’a uymak zorundadırlar. Ancak sahip oldukları askerî
ve ekonomik gücü taht kavgalarında kullanabiliyorlardı. İkili yönetimin amacı, toplumu
devletin altında tutmak, idareyi kolaylaştırmaktır. Türk tarihinde İkili Teşkilatın ilk
uygulayıcısı olan devlet Hunlar olmuştur.
Yanıt: A
7
Eski Türk devletlerinde idari yapılanmada
ikili yönetime yer verilmesinin nedenleri;
 Dinamik toplumu denetim altında tutma
isteği
 Hanedan üyelerinin idareci olarak atanma haklarının olması
 İdareyi kolaylaştırma isteği
Fakat ikili yönetim merkezî otoritenin güçlenmesini sağladığı gibi, zayıflamasına da
sebep olmuştur. Genellikle batıya atanan
hanedan üyesinin bağımsızlığını ilan etmesiyle ülke bölünmüştür. Uygulanan ikili sistem, hanedan üyelerine bağımsızlığı sağlama
yolunu açma gibi bir amaç taşımamıştır.
Yanıt: C
8
Kağanların eşleri olan Hatunlar, kurultaya
katılmışlar, başka devletlere elçi yollama ve
yabancı elçileri kabul etme gibi yetkileri
bulunmuştur. Hatunların yabancı elçileri kabul etmeleri yeri geldiğinde Kağan’a vekalet
ettiklerinin göstergesidir. Ancak Hatunların
kendilerine ait çadırları yoktur, Bu durum
hükümdarlık sembolüdür. Çocuklarının veliahd sayılması, kurultaya katılabilmeleri ve
mirastan pay alabilmeleri Kağan’a vekalet
ettiklerinin göstergesi olamaz.
Yanıt: D
9
Toplumsal yaşamda kişilerin birbirleriyle,
toplum ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen, uyulması devlet gücüyle desteklenmiş
kurallar bütününe “Hukuk” denir. Türkler
hukuk sözcüğünün karşılığı olarak Töre
sözcüğünü kullanmışlardır. Zamanla uyulan
kurallar töre özelliği kazanır. Töre’nin kaynakları arasında;
 Halkın örf ve adetleri (I)
 Hükümdar emirleri
 Kurultay kararları (II)
 Boy beyleri sayılabilirdi.
Fakat İslam fıkıhı, Türklerin İslamiyet’i kabulüyle Şer’i Hukuk kapsamında yerini alacaktır.
Yanıt: C
10
Uygur Türklerinde; tarım ve ticaretin gelişmesi kanıtlanabilir ilişkilerin kurulmasını
zorunlu kıldığından yazılı belgeler yoğun
olarak kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle
sözleşmeler yazılı yapılmıştır. Bunlar daha
çok borç alıp verme ve kiralama ile ilgilidir. Bu gelişme ile birlikte töre kurallarını
yazıya döken ilk Türk topluluğu Moğollar
Dönemi’nde Uygurlar olmuştur.
Yanıt: A
7
İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ–III
Türk edebiyatının başlıca örnekleri;
 Alper Tunga ve Şu destanları: İskitler
 Oğuz Kağan Destanı: Hunlar
 Ergenekon ve Bozkurt destanları: Göktürkler
 Manas Destanı: Kırgızlar
 Dede Korkut Hikâyeleri: Oğuzlar
 Türeyiş ve Göç destanları: Uygurlar
 Karabalasagun Yazıtı: Uygurlar
 Moyen Çor (Sine-Uşi) Kitabesi ve İki
Kardeş Hikâyesi: Uygurlar
 Yenisey Yazıtları: Kırgızlara aittir.
Yanıt: B
2
3
Sagu: Ölen kişiler için yakılan ağıt.
Sav: Atasözü.
Abide: Yazılı anıt.
Bezeme: Süsleme sanatı.
Koşuk: Kopuz eşliğinde söylenen şiir.
Yanıt: C
Topluluk Destan
İskitler
Alper Tunga ve Şu
Asya Hun
Oğuz Kağan
Göktürk
Ergenekon ve Bozkurt
Uygurlar
Göç ve Türeyiş
KırgızlarManas
Avrupa Hun
Attila
Yanıt: E
5
Milattan Önce VIII. yüzyıla ait Orhun Kitabeleri, Vezir Tonyukuk (727), Kültigin (732),
Bilge Kağan (735) adına dikilmiştir. Orhun
Yazıtlarında; Göktürk Devleti’nin kuruluşu
ve gelişmesi, yönetici ve halkın karşılıklı
görevleri, Türk ve Çin ilişkileri, Türklerin
hukuk, din ve inançları hakkında bilgiler
verilmiştir. Ayrıca bu kitabelerde ilk Türk
alfabesi kullanılmış, ilk yazılı millî tarih kaynağı olmuştur. Türk devlet geleneğini yansıtan ilk yazılı Türk kaynağıdır. Ulusçu ve
sosyal bir anlayış yazıtlara egemen olmuştur. Anıtlar Türkçe ve Çince kullanılmak
üzere Yolug Tigin tarafından yazılmıştır.
Yanıt: E
6
Tarih boyunca Türklerin kullandığı başlıca
alfabeler; Orhun, Uygur, İbrani, Soğd, Arap,
Kiril, Latin alfabeleridir. Türkler coğrafi, dinî,
ticari ve kültürel değişimlerin etkisiyle çeşitli alfabeler kullanmışlardır. İbrani alfabesi Hazar Türkleri tarafından, Kiril alfabesi
Rusya’ya yerleşen Türkler tarafından, Latin
alfabesi Azerbaycan ve Türkiye tarafından,
Arap alfabesi İslamiyet’le birlikte kullanılmıştır. Bu alfabeler içerisinde Soğd alfabesi
Uygurların, Orta Asya’da ticari ilişkilerine
bağlı olarak kullanmaya başladıkları alfabedir.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Destan: Bir ulusun başından geçen önemli olayları, bağımsızlık, vatan sevgisi, kahramanlık serüvenlerini olağanüstü şekilde
anlatan uzun manzumelerdir. İslam öncesi
Türk gelenek, töre, inanç ve yaşam tarzı
hakkında bilgi veren en önemli kaynaklardır.
Sav: Atasözü
Sagu: Ölen kişiler için yapılan ağıt.
Koşuk: Kopuz denilen müzik aleti eşliğinde
söylenen şiir.
Mersiye: Divan Edebiyatında bir nazım biçimidir.
Yanıt: A
4
ÇÖZÜM–3
1
8
7
Soruda verilen bilgiler doğrultusunda, Türklerin atalarının kurganda yaşamaya devam
etmesi ikinci bir yaşamın (ahiret inancının)
varlığını kanıtlamaktadır. Kurgan (Mezar)
yapısının varlığı, eski Türklerde mezar kültürünün geliştiğini gösterir. Ölen ataların
resimlerinin keçe üzerine yapılması din anlayışının sanata taşındığının ve dokumacılık
faaliyetlerinde bulunduklarının kanıtıdır. Fakat verilen bilgilere göre “Tek Tanrı inancı
gelişmiştir” diyemeyiz.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
Türklerin tarih boyunca birçok farklı dini
ve inancı kabul etmelerinin nedenleri arasında şunlar yer almıştır;
 Tek Tanrı inancı: Diğer tek tanrılı dinlere kolaylıkla girmeleri
 Dinsel hoşgörü: Geleneksel Türk din ve
inançları diğer din ve inançların etkisine
açıktı
 Coğrafi değişim: Orta Asya’nın dışına
göç etmelerinden sonra İslamiyet’i ve
Hıristiyanlığı benimsediler
 Ticari ilişkiler ve yerleşikliğe geçiş
 Siyasi hâkimiyeti kaybetme ve siyasi
baskılar etkili olmuştur.
Yanıt: E
9
Kavram Anlam
Yuğ
Cenaze töreni
Balbal
Mezar taşı
Tamu
Cehennem
Omay
Tanrıça
Baksı
Din adamı
Eski Türklerde Ağıt, Sagu kavramının karşılığıdır.
Yanıt: D
10
Türk tarihinde kâğıt ve hareketli harf sistemini (matbaa) ilk kez kullanan topluluk
Uygurlardır.
Yanıt: B
11
İslamiyet öncesi Türk tarihinde Uygurlara kadar olan döneme bakıldığında göçebe
toplum yapısına bağlı olarak dokumacılık,
çadır işleme ve madencilik önemli sanat
faaliyetleri olmuştur. Yine bu dönemde ilk
millî alfabemiz olan ve Göktürkler tarafından oluşturulan 38 harfli Orhun alfabesi oluşturulduğu sırada Göktürkler göçebe
toplum yapısına sahiplerdir. Fakat Uygurların Çin’den etkilenerek Manihaizm dinini
benimsemeleri ve yerleşik yaşama geçmeleri beraberinde şehirleşme faaliyetlerinin
ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Yanıt: B
12
Hoşgörülü bir millet olan Türkler, yayıldıkları
yerlerin toplumlarından etkilenmeleri sonucunda çeşitli din ve inançları benimsemişlerdir. Geleneksel Gök-Tanrı inancının dışında
Atalar inancı ve yer-su inancı bulunmaktadır.
Türkler İslam öncesinde Uygurlarla birlikte
Manihaizm ve Budizm dinlerini kabul etmişler. Talas Savaşı’ndan sonra kitleler halinde
İslam dinine geçmişlerdir. Zerdüştlük, Hıristiyanlık ve Musevilik dinine geçen Türkler
de olmuştur. Ancak Türk tarihinde ilk kez
bir semavi dine inanan topluluk Hazarlardır.
Hazarlar semavi bir din olan Museviliği kabul etmişlerdir.
Yanıt: A
13
İslamiyet öncesi Türk devletlerinde göçebe dönemde sanat; resim, heykel ve müzik
olarak ayrılırken yerleşik dönemde sanat;
fresk (duvar resmî), mimari, çini, heykel ve
minyatür olarak ayrılmıştır. Resim sanatının
ilk örneklerine kayalarda rastlanmıştır. Halı,
keçe, örtüler üzerine çeşitli figürlerin işlenmesi (pars, kurt, kaplan, ejder) Türklerin sanatsal anlamda yaşam tarzı ve inanışlarının
bir göstergesi olmuştur. Budizmin etkisiyle
heykel sanatı doruklara ulaşmıştır. Sanatın
gelişmesinde ve şekillenmesinde Türklerin geçim kaynakları da (hayvancılık) etkili olmuştur.
Yanıt: E
9
TÜRK-İSLAM DEVLETLERİ-I
Türkler Araplarla ilk olarak Hz. Ömer
Dönemi’nde sınır komşusu olunduğunda karşılaşmışlardır. Hz. Osman Dönemi’nde Hazar
Devleti ile Türk-Arap çatışmaları yaşanmıştır.
Emeviler Dönemi’nde de bu ilişkiler gergin
bir şekilde devam etmiştir. Özellikle Emevilerin Mevali Politikasını benimsemeleri yani
üstün ırk olarak Arapları görmeleri Türklerin
Araplara ve İslam’a uzak durmalarında etkili
olmuştur. Ancak Abbasiler Dönemi’nde Araplar hoşgörülü bir politika izlemişler, hatta bu
dönemde Türkler ile Araplar ticari ilişkiler
yürütmeye başlamışlardır. 751 yılında yapılan
Talas Savaşı’nda Karlukların kazanmasına sebep olmuştur ve bu savaş sonrasında Türkler
kitleler halinde İslam dinini benimsemişlerdir.
Yanıt: B
2
4
Karahanlılar Satuk Buğra Han Dönemi’nde
İslam’ı resmî din olarak benimsemişlerdir.
Böylece devlet İslam kültürünü bütünüyle
uygulamaya başlamış ve Türk-İslam sentez
kültürü oluşturulmuş ve devletin gidişatındaki en önemli değişim yaşanmıştır.
Ancak Türkçe devletin kuruluşundan itibaren resmî dildir. İlk yazılı eserler ise
Yusuf Kadir Han’a sunulmuştur. Karahanlı
Devleti’nin etnik yapısı tamamen Türklerden oluştuğu için imparatorluk özelliği göstermemektedir.
Yanıt: D
ÇÖZÜM–4
1
5
Karahanlılar İslam dinini benimsemelerine
rağmen millî benliklerini korumuşlardır. Karahanlıların millî benliklerini koruyabilmelerinde;
 Devletin kurulduğu yerin etnik yapısının
sadece Türklerden oluşması,
 Türklerin çok köklü ve yerleşmiş bir
kültüre sahip olmaları,
 Türkçe’nin kullanılmasının devam etmesi
ve birçok eserin Türkçe yazılması etkili
olmuştur.
Yanıt: E
Emirü’l Ümera: Türklerin İslamiyet’e geçmelerinden sonra Abbasilerin devlet kadrosunda
Emirü’l Ümera unvanı ile valilik yapmışlardır.
İlk Emirü’l Ümera Raik El-Hazari’dir.
Emir-i Şimşir: Türk-İslam devletlerinde divanın güvenliğinden sorumlu görevlidir.
Halife: İslami siyasi ve hukuki yönetim makamına verilen isimdir. İlk Türk Halife Yavuz
Sultan Selim’dir.
Sultanü’l Azam: Türk-İslam devletlerinde hükümdar unvanlarından biridir.
Muhtesib: Çarşı ve pazar denetiminden sorumlu görevlidir.
Yanıt: A
Mısır’da (Afrika kıtasının kuzeyi) sırasıyla;
1.Tolunoğulları
2.Akşidler
3.Eyyubiler
4. Memlükler hâkimiyet kurmuşlardır.
Dolayısıyla Mısır’da kurulan ilk Türk devleti Tolunoğulları ’dır. Bu devlet Mısır’ın
bayındır hale gelmesinde büyük rol oynamıştır. Babür Devleti ise Hindistan’da
kurulmuş olan Türk Devleti’dir.
Yanıt: E
6
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Türkler İslam dininin Göktanrı inancı ve yaşayış tarzları ile çok benzemesi sonucu bu
dinî kitleler halinde benimsemişlerdir. Araplarla yaptıkları ticari ilişkiler İslam kültürünü
yakından tanımalarına sebep olmuştur. Abbasilerin hoşgörülü politikaları, İslam dünyasının
zenginliği, kurban kesme inancının İslam’da da
olması, Ahiret inancının bulunması Türklerin
İslam’ı benimsemelerini sağlayan etkenlerdendir. Ancak soruda İslam’ın geniş alanlara yayılmasında etkili olan anlayış sorulmaktadır.
Türklerdeki Cihan hâkimiyeti, İslam’ın Cihat
(İslam için fethetmek) anlayışıyla birebir örtüşmektedir. Bu durumda Türklerin fetihçi
karakterleri İslam dini ile birleşmiş ve İslam
dini çok geniş coğrafyalara yayılmıştır.
Yanıt: D
3
10
7
Akşidler Mısır’da kurulmuş olan ikinci Türk
devletidir. Akşidler kutsal topraklar olan Hicaz Bölgesi’ne hâkim olan ilk Türk devletidir. Akşidler Hicaz’ın gelişimi ve yönetimi
için önemli çabalar sarf etmişlerdir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
Dandanakan Savaşı 1040 yılında Gazneliler ile Büyük Selçuklular arasında yapılmış
olan ve Gaznelilerin yenilerek yıkılış sürecine girdiği savaştır. Bu savaş iki Türk
ve Müslüman devlet arasında yaşandığı için
Türk-İslam siyasi birliğinin bozulduğuna kanıt
oluşturmaktadır.
Talas Savaş’ı 751 yılında Çin ile Abbasiler
arasında yapılmış olan ve Abbasi üstünlüğü
ile sonuçlanan savaştır. Türkler bu savaştan
sonra kitleler halinde İslam’ı benimsemişlerdir. Malazgirt Savaşı 1071 yılında Bizans
ile Büyük Selçuklular arasında yapılmış ve
Anadolu’nun kapıları Türklere açılmıştır.
Pasinler Savaşı 1048 yılında Bizans ile Büyük Selçuklular arasında gerçekleşmiş ve
Bizans hezimete uğramıştır.
Hıttin Savaşı, Selahaddin Eyyubi’nin Kudüs’ü
Haçlılardan aldığı savaştır.
Yanıt: A
9
Gazneli Devleti Hindistan’a 17 sefer düzenlemiş ve Türk-İslam kültürünün yayılmasında
etkili olmuşlardır. Babürler ve Yeni Delhi
Sultanlığı Hindistan Bölgesi’nde kurulmuş iki
Türk devletidir ve dolayısıyla Türk-İslam kültürünün bu bölgede yayılmasını sağlamıştır.
Timur Devleti de Hindistan coğrafyasına
sefer düzenlemiş ve Delhi Sultanlığı’nın elinden Delhi’yi almıştır. Timurların da İslam
kültürünü benimsemelerinden dolayı bölgede
Türk-İslam kültürü yayılmıştır. Ancak Büyük Selçuklular Nişabur, Cend, Rey şehirleri
merkezli Orta Asya ve İran coğrafyasına yakın bir coğrafyada kurulmuş ve Hindistan’a
hiçbir zaman sefer düzenlememiştir.
Yanıt: D
10
Aşağıdaki Türk devletlerinin resmî dilleri
şu şekildedir;
 Karahanlılar – Türkçe
 Anadolu Selçukluları – Farsça
 Tolunoğulları – Arapça
 Gazneliler – Farsça
 Büyük Selçuklular – Farsça
Dolayısıyla resmî dilleri bakımından ortak
olan iki devlet Büyük Selçuklular ve Gaznelilerdir.
Yanıt: E
11
Memlüklü Devleti 1250-1517 yılları arasında Mısır’da varlık göstermiştir.
 Osmanlılar 1299-1918
 Abbasiler 750-1258
 Moğollar 1206-1294
Yılları arasında varlık göstermişlerdir. Dolayısıyla üç devlet de Memlük Devleti’nin
çağdaşıdır.
Aynı zamanda Memlükler Osmanlı’ya 1516-17
Mısır seferi sırasında karşılaşmış ve Memlükler yenilerek yıkılış sürecine girmişlerdir.
Memlükler Abbasilerden Halifeliği almışlar
ancak bu makamı kullanmamışlardır.
Moğollarla Memlükler ise Ayn-ı Calud
Savaşı’nda karşı karşıya gelmişler ve Moğol ordusu yenilgiye uğramıştır.
Yanıt: E
12
Karahanlı Devleti Batı Türkistan’da Bilge Kül Kadir Han tarafından kurulmuştur. Bu dönemde Türk-İslam kültür sentezi
oluşturulmuş ve Türk-İslam mimarisinin ilk
örnekleri verilmiştir. Ticareti geliştirmek
amacıyla Ribat adı verilen kervansaraylar
inşa etmişlerdir. Doğu ve Batı Karahanlılar
olmak üzere ikili teşkilatı benimsemişlerdir.
Federatif yapı boylar birliği ve ikili teşkilatı kapsamaktadır. Karahanlılar da Karluk,
Yağma ve Çiğil Türk boylarının birleşmesi
ile kurulmuştur. Yani federatif yapı sonlandırılmamış tam tersi kullanılmıştır.
Yanıt: C
11
TÜRK-İSLAM DEVLETLERİ-II
4
İlhanlı Devleti (1256-1336) İran (Tebriz)
merkezli kurulmuştur. İran, Azerbaycan ve
Anadolu’da varlık göstermişlerdir. Abbasi Devleti’ni yıkmışlar ve Kösedağ Savaşı
(1243) ile Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılış sürecine girmesine neden olmuşlardır.
İlhanlılar Gazan Han zamanında İslam’ı benimsemişlerdir.
Ancak Rusların güneye inmesi Altın Orda
Devleti’nin yıkılması sonucu gerçekleşmiştir.
Bu nedenle C seçeneği İlhanlı Devleti’ne
ait bir özellik değildir.
Yanıt: C
2
3
Moğol Hanı Cengiz’in ölümünden sonra Moğol Devleti
dört kola ayrılmıştır.
Altın Orda
Devleti (Saray)
İlhanlılar
(İran)
Çağataylılar Kubilay Hanlığı
(Türkistan)
(Çin)
Altın Orda Devleti Berke Han zamanında
İslam’ı kabul etmişlerdir.
Çağataylılar, zamanla İslam dinini benimsemişlerdir.
Kubilay Hanlığı ise kurulduğu coğrafyadan
ötürü zamanla Çinleşmiş ve Budizm’e inanmıştır.
Dolayısıyla İslam’ı kabul eden Moğol devletleri Altın Orda, Çağataylar ve İlhanlılardır.
Yanıt: C
5
Büyük Selçuklu Devleti Türk-İslam tarihine
ve kültürüne önemli katkılarda bulunmuştur.
Tuğrul Bey zamanında Abbasi halifesi Şiilerin baskısından kurtarılmıştır. Sultan Melikşah Dönemi devletin en görkemli zamanların yaşandığı dönemdir. Bu dönemde Melikşah adına Celâli takvimi hazırlanmıştır.
Sultan Alparslan, Nizamülmülk’ün veziriazamlığa getirildiği ve Bağdat’ta Nizamiye Medreseleri’nin kurulduğu dönemdir.
Anadolu’nun fethinim hızlanması için “fethedilen toprak, fethedenin malıdır” anlayışını
benimsemiştir.
Sultan Sencer Dönemi, devletin zayıflamaya başladığı dönemdir. Oğuz ayaklanmasıyla
uğraşmıştır.
Sultan Baybars ise Büyük Selçuklu
Devleti’nin değil, Memlük Devleti’nin sultanıdır.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Akkoyunlu Devleti Kara Yölük Osman tarafından Diyarbakır merkezli kurulmuştur.
Osmanlılara karşı Venedik, Rum-Pontus ve
Karamanoğulları ile işbirliği yapmışlardır.
Doğu Anadolu ve İran coğrafyasına hâkim
olmuşlardır. Akkoyunlular birçok vakıf kuruluşu inşa etmişlerdir.
Soruda ise edebiyata en büyük katkıları
sorulduğu için doğru cevap A seçeneğidir.
Yanıt: A
Karakoyunlu Devleti Bayram Hoca tarafından Erciş (Van) merkezli kurulmuştur. 13651469 yılları arası varlık göstermişlerdir.
Azerbaycan’a akınlar yaparak Türk varlığının bu bölgede şekillenmesini sağlamışlardır.
Bu devlete Akkoyunlular son vermişlerdir.
Akkoyunlular, Kara Yölük Osman tarafından
Diyarbakır merkezli kurulmuştur.
Timur Devleti, Semerkant’ta Timur tarafından kurulmuş Türk devletidir. Osmanlı
ve Altın Orda Devleti’ne büyük zararlar
vermişlerdir.
Babürler; Babür Han tarafından Hindistan,
Bangladeş bölgesinde kurulmuş Türk devletidir.
Safeviler; İran coğrafyasında Şah İsmail tarafından kurulmuş olan ve Osmanlı’yı uzun
yıllar uğraştıran Türk devletidir.
Yanıt: E
ÇÖZÜM–5
1
12
6
9
“Ülke hanedanın ortak malıdır” anlayışı veraset sisteminin doğmasına sebep olmuştur.
Bu anlayış ülkede taht kavgalarının yaşanmasına ve ülkenin kısa sürede yıkılmasına
sebep olmuştur. Soruda verasetin sebep olduğu yıkılış nedeni istediği için cevap C
seçeneğinde verilmektedir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
Türk-İslam devletlerinde para bastırmak,
taç takmak, tahta oturmak ve hutbe okutmak hâkimiyet sembollerindendir. Ancak
hutbe okutmak ve halifeden menşur (onay)
almak başa geçen sultan ile halifenin birlikte hareket ettiğini göstermektedir.
Yanıt: A
10
Malazgirt Savaşı’nın sonuçları şunlardır;
 Anadolu’nun kapıları Türklere açılmıştır.
 Türkler akın akın Anadolu’ya yerleşmeye başlamışlardır.
 Türkiye Tarihi başlamıştır.
 Anadolu’da Bizans’ın elinde bulunan bölgeler tek tek ele geçirilerek Bizans’ın
egemenlik sahası daraltılmıştır.
 Bizans’ın Türkleri durduramaması üzerine Haçlı Seferleri başlamıştır.
 Anadolu’da ilk Türk beylikleri (Artuklar,
Saltuklar, Danişmentler, Mengücekler,
Çaka Beyliği) kurulmuştur.
Ancak Bâtınilik ise Büyük Selçuklu
Devleti’nin yıkılışında etkili olmuştur.
Yanıt: D
Çetr: Saltanat şemsiyesidir.
Nevbet: Saltanat davuludur.
Alem: Devletin bayrağıdır.
Hilat: Halifenin Türk-İslam devleti sultanlarına gönderdiği elbisedir.
Tuğra: Hükümdar imzasıdır.
Yanıt: A
11
Büyük Selçuklu Devleti’nde vezirler genellikle Türk ailelerin üyelerinden değil, gulam
sistemi ile yerleştirilen kişilerden seçilmiştir. Bunun temel nedeni yönetime rakip bir
yapının oluşmasını engelleme isteğidir.
Yanıt: E
8
Soruda verilen paragrafta Melikşah’ın birçok bölgeyi ele geçirdiği ve Oğuz beyleri ile mücadele ettiği bilgisinden beyler
aracılığı ile egemenlik sahasının genişletildiğine, ele geçirilen yerlere Türkmenlerin
göç ettirildiği bilgisinden ise Selçuklularda
iskân (yerleşme) politikasının uygulandığına
ulaşabilmekteyiz.
Ancak hâkimiyetin ilahi kaynağa dayandırılması ile ilgili herhangi bir bilgi verilmemiştir.
Bu nedenle III. öncüle ulaşılamamaktadır.
Yanıt: C
12
Menşur: Türk-İslam devletlerinde tahta geçen hükümdarın halife tarafından onaylandığını gösteren belgedir.
Hilat: Halife tarafından Sultana yollanan
elbisedir.
Sikke: Sultan adına bastırılan paradır.
Asa: Sultanların kutsal değneğidir.
Saray: Yönetim merkezidir.
Yanıt: B
13
TÜRK-İSLAM DEVLETLERİ-III
Gazneli ordusu zamanının en güçlü ve teşkilatlı ordusudur. Gazneli ordusunda Gulam
askerleri, eyalet askerleri, ücretli askerler
ve gönüllüler bulunmaktadır. Gulam askerleri Gulam Sistemi adı verilen bir usulle
yetiştirilmektedir.
Ayrıca Gazneli Devleti, çeşitli milletlerden
oluşmaktaydı. Bu da ordusunda etnik yapının çeşitli olmasına neden olmuştur.
Yanıt: E
2
3
Türk-İslam devletlerinde;
 Sübaşı – Ordu komutanı
 Hatip – Din görevlisi
 Şıhne – Vali (yönetici)
 Ulak – Haberci
 Amid – Eyaletlere gönderilmiş sivil vali
Yanıt: A
Vakıflar bir devletin sosyal devlet anlayışını benimsediğinin en önemli kanıtıdır. Vakıf
Sistemi ile devlet halkın ihtiyaçlarının karşılandığı imaret (aşevi), bedesten (çarşı-pazar),
cami, tabhane (misafirhane), bimarhane (akıl
hastanesi), darüşşifa (hastane), kervansaray
gibi vakıf kuruluşları kurdurmaktadır. Bu
devletin kültürel ve sosyal alanda gelişmesini sağlamaktadır. Ayrıca vakıf sistemi İslami
kaynaklara dayanmaktadır. Halkın ihtiyaçlarını karşılamak, kimsesizlere yer bulmak, askeri doyurmak gibi amaçlara da hizmet etmesi
bakımından dinî özellik taşımaktadır.
Yanıt: E
5
İkta sisteminin temel özellikleri şunlardır;
 İkta, hizmetin sürmesi şartı ile babadan
oğula geçebilmiştir.
 İkta sahibi iktasını satamaz ve vakfedemezdi.
 İkta sahibi arazisini boş bırakamaz ve
orda oturmak zorundadır.
 İkta geliri, kişinin rütbesine göre çok ya
da az olabilirdi.
 İkta sistemiyle üretimde süreklilik sağlanmıştır.
 Hazineden para çıkmadan hazır asker
yetiştirilmiştir.
 Taşrada devlet otoritesi artmıştır.
 İkta sahibi, ikta karşılığında devlete kadı
değil, Cebelü adı verilen asker yetiştirmektedir.
Yanıt: D
6
Vakıf kuruluşları arasında,
 Sebil (çeşme)
 İmarethane (aşevi)
 Medrese (eğitim yeri)
 Kervansaray (konaklama ve ticaret yapıldığı yer)
 Cami
 Bedesten (çarşı - pazar)
 Tabhane (misafirhane)
 Bimarhane (akıl hastanesi)
 Darüşşifa (hastane)
Tersane ise donanma için gemilerin inşa
edildiği yerdir ve bizzat devlet tarafından
yaptırılır.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Gulam Sistemi: Savaş esirleri arasından
seçilenler ve halktan toplanan küçük yaştaki çocukların Gulamhane denilen yerde eğitildikleri sistemdir. Büyük Selçuklu
Devleti’nde de Karluk, Yağma, Kıpçak ve
Halaç gibi Türk boylarının çocukları alınarak eğitilmişlerdir.
Menzil: Ticari yolların güvenliğinden sorumlu teşkilattır.
Mekkari: Ticarette taşımacılık uygulamasına verilen addır.
İkta: Büyük Selçuklular tarafından oluşturulan toprak sistemidir. Bu sistem ile toprak
tarıma açılır aynı zamanda bu toprağın
geliriyle asker yetiştirilirdi.
Sancak: Ülkenin bayrağı ya da yönetim
biçimine verilen isimdir.
Yanıt: C
4
ÇÖZÜM–6
1
14
7
Türk-İslam devletlerinde;
 Sultan – toprağın mülkiyet hakkına,
 Köylü – toprağı işleme hakkına,
 İkta sahibi – toprağı devlet adına işletme hakkına sahiptir.
Yanıt: E
8
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Selçuklularda halk, devlete ait arazilerde
yaşamasına rağmen bağ ve bahçe gibi bazı
taşınmazların da sahibi olabilmişlerdir.
Ancak orman, yayla, otlak ve meralar bizzat devlete ait ve halkın ortak kullanımına
bırakılan arazilerdir.
Yanıt: B
9
Şeri hukuk, Kuran-ı Kerim ve hadisleri temel alan hukuk sistemidir.
Miras davaları, evlenme, boşanma, ticari
anlaşmazlıklar, borçların tahsil edilmesi, aile
arası anlaşmazlıkların hepsi Şeri hukukun
kapsamındadır.
Ancak devlet idaresi ise Kağanın kararlarının esas alındığı Örfi hukukun kapsamındadır.
Yanıt: D
10
Divanı Mezalim: En üst mahkemedir. Halkın
şikâyetinin doğrudan dinlendiği divandır.
Emiri Dad: Örfi davalara bakan görevlidir.
Örfi hukuk temsilcisidir.
Emiri Candar: Sarayın güvenliğinden sorumlu kişidir.
Reisü’l Bahr: Donanma komutanına verilen
isimdir.
Dolayısıyla sadece Divan-ı Mezalim ve
Emiri Dad hukukla ilgili kavramlardır.
Yanıt: A
11
Haraç Vergisi: Gayrimüslimlerden 1/5 oranında alınan ürün vergisidir.
Bac Vergisi: Çarşı-pazarlardan alınan vergidir. Tüccarlardan alınır. Müslüman ya da
gayrimüslim olması fark etmez.
Gümrük Vergisi: Limanlardan veya gümrüklerden alınan vergidir. Genellikle yabancı
tüccarlardan alınır.
İkta geliri: İkta geliriyle sadece asker beslenir. Hazineye doğrudan bir katkısı yoktur.
Öşür Vergisi: Müslümanlardan 1/10 oranında alınan ürün vergisidir. Dolayısıyla Müslüman soyundaki her artış bu verginin de
gelirinin artması anlamına gelmektedir.
Yanıt: C
12
Derbent Resmî: Yol ve köprü geçişlerinden alınan vergidir.
Ağnam: Küçükbaş hayvanlardan alınan vergidir.
Dirhem: Gümüş paraya ya da ağırlık ölçüsüne verilen isimdir.
Dolayısıyla verilenler içinde yalnızca Derbent Resmî ve Ağnam vergi türleridir.
Yanıt: C
13
Tahrir: Türk-İslam kültüründe ikta topraklarının ya da tarıma açılan toprakların kayıtlarının tutulduğu ve defterlere yazıldığı
sistemdir. Bu sistem ile devletler toprakların gelirlerine göre vergi tabanını belirlemektedir.
Tımar: Tarıma açılan ve geliriyle asker
yetiştirilmesi zorunlu olan toprak sistemidir.
Has: Padişaha ait topraklardır.
Mütevelli: Vakıfların yönetiminden sorumlu
heyettir.
Tevki: Padişah fermanlarına çekilen tuğradır.
Yanıt: D
14
Türkler vakıf, ikta sistemleri, divan teşkilatı ve hat sanatını İslam kültüründen
öğrenmiş ve geliştirmiştir. Ancak matbaa
İslam toplumlarından değil, Çin’den Uygurlar
Dönemi’nde öğrenilmiştir.
Yanıt: A
15
TÜRK-İSLAM DEVLETLERİ-IV
Silahtar, camedar, emiri ahur ve çaşnigir
Türk – İslam devletlerinde saray görevlileri
arasında yer alırken, sahibus şurta ise eyaletlerdeki askerî idarecilere verilen addır.
Silahtar: Hükümdarın silahlarıyla ilgilenen
görevlidir.
Camedar: Hükümdar ve ailesinin elbiseleriyle ilgilenen görevlidir.
Emiri Ahur: Atların bakım ve terbiyesi ile
ilgilenen görevlidir.
Çaşnigir: Hükümdarların yiyecekleriyle ilgilenen görevlidir.
Yanıt: D
2
Türk - İslam devletlerinde bilimsel yeterlilik
ilkesine göre seçilen müderrislerin, bilimsel
çalışmalarında bağımsız olabilmelerini sağlamak için görev süreleri ömür boyu olarak
belirlenmiştir.
Yanıt: B
3
Nizamiye Medresesinde başmüderrislik görevinde bulunan, onlarca öğrenci yetiştirerek
Türk - İslam dünyasına hizmet eden bilim
insanı İmam Gazali’dir. Nizamiye Medreselerinde müderrislik yapabilmek için önceden
müderris olarak çalışmak olmak gereklidir.
Ders vereceği alanda kendini ıspatlamış ve
başka bir müderris tarafından referans gösterilmesi gerekmektedir.
Müderrisler ya vezir ya da hükümdar tarafından atanmaktaydı. Böylelikle eğitim verecek kişilerin atamaları devletin en üst
yetkilerinin kontrolü altındaydı.
Yanıt: A
Sultan Sencer Türbesi, İran’daki Damgan
Minaresi, Mescidi Cuma ve Diyarbakır Ulu
Camii Büyük Selçuklulara ait eserler iken
Buhara’daki Kalan Minaresi ise Karahanlılara ait bir mimari eserdir.
Yanıt: D
6
Büyük Selçuklu Devleti’nde kadıların verdikleri kararlara itiraz edilmesi için başvurulan kuruma Divanı Mezalim denilmektedir.
Divanı Mezalime sultan başkanlık eder ve
böylelikle zulme uğrayan halkın doğrudan
kendine ulaşmasını sağlardı.
Dıvanı Arz: Askerî işlerle ilgilenir. Başındaki görevli ‘’emiriarız’’dır.
Divanı Tuğra (Divanı İnşa): İç ve dış yazışmaları yürütür. Başındaki görevli ‘’turai’’dir.
Divanı İşraf: Mali ve idari işleri kontrol ve teftiş ederdi. Başındaki görevli ‘’baş
müşrif’’tir.
Yanıt: B
7
Yusuf Has Hacip tarafından kaleme alınan
Kutadgu Bilig İlk Türk İslam eseridir. Uygur
alfabesi ile yazılmış, siyasetname özelliği taşımaktadır. Yusuf Has Hacip yazdığı eseri Karahanlı Hükümdarı Uluğ Kara Buğra
Han'a takdim etmiştir. Kutadgu Bilig Mutluluk veren bilgi anlamına gelmektedir.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Büyük Selçuklu Devleti mimari eserlerin iç
süslemelerinde hat, çini ve taş süslemeciliğini kullanmıştır. Selçuklular İran’da yeni teknikler kullanarak çini sanatını geliştirmişler,
çinilerde yazı ve geometrik desenleri sık
kullanılmışlardır. Taş süslemelerinde ise çift
başlı kartal, kartal, kuş, aslan ejder, geyik,
melek, yıldız gibi figürleri kullanmışlardır.
Yanıt: E
4
5
ÇÖZÜM–7
1
16
8
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Hastaneden çıktıktan sonra nekahet devresini geçirmek isteyen fakirlerin iş buluncaya
kadar kaldıkları yerlere tabhane denilmektedir.
Tabakhane: Derilerin işlenildiği yere verilen addır. Derileri işleyenlere ise debbağ
denirdi.
İmarethane: Fakir halka öğrencilere ve civardan geçmekte olan yolculara ücretsiz yemek, yatacak yer veren kurumdur.
Maristan: Tolunoğlu Ahmet tarafından yaptırılan hastane ve eczanedir. Hastalardan
herhangi bir ücret alınmazdı.
Arasta: Çarşılarda aynı ürünü satan yerlere verilen addır.
Yanıt: E
9
Gazneli Mahmut’un ‘’sarayımın en kıymetli
hazinesi’’ olarak nitelendirdiği Türk – İslam
bilgini Biruni’dir.
Biruni, dünyanın güneş etrafında dönüşünün bir yılda gerçekleştiğini ıspatlamış,
enlem ve boylam dairelerini bulmuştur. Matametik alanında çalışmalar yapan Biruni
jeodezi bilminin kurucusudur.
Farabi: Aristo’dan sonra mantığı ikinci kez
öğrettiği için ‘’muallimisani’’ (ikinci öğretmen) ismiyle anılmıştır.
Harezmi: Matematik ve astronomi alanında
önemli çalışmalara yapan bilgindir. Cebiri
sistemli bir hâle getirmiştir.
Firdevsi: İran edebiyatının önde gelen
fars şairidir. Şehnameyi yazarak Gazneli
Mahmut’a sunmuştur.
Ömer Hayyam: Büyük Selçuklu Devleti’nin
en ünlü bilgin ve şairlerindendir. Matemetik
astronomi ve edebiyat alanlarında çalışmalar yapmıştır. Rubaileri ve Melikşah adına
düzenlediği takvim ile ünlüdür.
Yanıt: B
10
Memluklarda kut inancı görülmemiştir.
Memluklerin veraset anlayışına göre ‘’ülke
hükümdar ve ailesinin malı’’ değildi. Her
emirin, komutanın hükümdar olma yetkisi
vardı. Bu yüzden Memluklarda taht kavgası
diğer devletlere göre daha fazla yaşanmış
ve başa geçen hükümdar sayısı diğer devletlere daha fazla olmuştur.
Yanıt: C
11
Karahanlılar Karluk, Yağma, Çiğil ve Tuhsi
boylarının bir araya gelmesiyle Türkistan’da
kurulmuştur. Boyların birleşmesiyle bir araya geldiği için fedaratif bir devlet yapısına
sahiptir.
Meveraünnehir’e hâkim olabilmek için Gaznelilerle mücadele etmişlerdir.
Halka hizmet veren Maristan adında hastaneler kurmuşlardır.
Karahanlılar Türkistan bölgesinde hâkimiyet
kurdukları için Anadolu’da İslamiyet’i yaymak gibi bir faaliyetleri olmamıştır.
Yanıt: D
12
Selahattin Eyyubî tarafından Mısır’da kurulan Eyyubîler Hıttin Şavaşı ile Haçlılarla
savaşarak Kudüs’ü Haçlıların elinden kurtarmıştır.
Gazneliler ve Tolunoğulları Haçlılarla mücadele etmemişlerdir.
Yanıt: A
17
TÜRKİYE TARİHİ – I
1071 Malazgirt Savaşı Anadolu’nun Türkleşme ve İslamlaşma sürecine büyük katkı
sağlamıştır. Bu süreçte önemli bir pay sahibi de Sultan Alp Arslan’ın komutanlarıdır.
Bunlar arasında; Saltuk Bey, Danişment
Gazi, Mengücek Gazi, Savtegin, Afşin Bey
sayılabilir.
Ancak Çağrı Bey, Sultan Alp Arslan’dan
önce ülkenin Batı kısmını yöneten idareciydi.
Yanıt: B
2
Türkiye Tarihi 1071 Malazgirt Savaşı
ile başladı. Bu durumda 1071 Malazgirt
Savaşı’nın ardından ilk kurulan Anadolu
Türk beyliği Saltuklar olduğuna göre, Türkiye Tarihini başlatan Saltuklardır.
Yanıt: D
Mengücekler Malazgirt Savaşı’nın ardından
Anadolu’nun Erzincan, Kemah, Divriği, Şebinkarahisar bölgelerinde faaliyet gösteren
bir beyliktir. Bu bölgelerde Mengüceklere
ait eser olması beklenebilir.
Ancak Diyarbakır Mengüceklerin değil Artukların hâkimiyet alanlarındandır.
Yanıt: C
4
Anadolu’da ilk medrese Danişmentler tarafından Tokat – Niksar’da kurulan Yağıbasan
Medreseleridir.
Yanıt: A
Tanrıvermişoğulları Beyliği Efes merkezli
olarak kurulmuş bir Anadolu Türk beyliğidir. Bizans ile sık sık mücadele yaşayan
bu beylik, Bizans’ın güçlü donanması karşısında, merkezinde ve adalarda daha fazla
tutunamayarak yıkılmıştır.
Yanıt: A
6
Denizci Beylikler
 Karesioğulları
 Saruhanoğulları
 Menteşeoğulları
 İsfendiyaroğulları (Candaroğulları)
 Aydınoğulları
 Çaka Beyliği
Ancak Germiyanoğulları denizcilik ile uğraşmamıştır. Germiyanoğulları Kütahya, Tavşanlı, Emet çevresinde kurulmuştur.
Yanıt: E
7
Haçlı Seferleri 1096-1270 yılları arasında
Batı dünyasının, Doğu üzerine yaptığı seferlerdir. Doğuyu ele geçirmek amacı ile
başlatılan seferlerin ilk ikisi Bizans üzerinden Anadolu’ya gerçekleştirilmiştir. Bu
seferler neticesinde;
 Anadolu ticareti zarar gördü,
 Anadolu’nun imarı bozuldu,
 Karışıklık nedeniyle Türklerin Anadolu’ya
olan göçleri azaldı.
 Hıristiyanlarla mücadele duygusu Cihat
ve Gaza anlayışını güçlendi.
Ancak, seferlere bakılarak halifenin birleştirici gücü zayıfladı denilemez.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
3
5
ÇÖZÜM–8
1
18
8
11
I. Haçlı Seferi, Bizans İmparatoru ile anlaşan Batı devletleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu sefer neticesinde Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkenti olan İznik Haçlıların eline geçmiştir. Bunun üzerine Anadolu
Selçukluları başkenti “Konya”ya taşımıştır.
Yanıt: B
Anadolu Selçuklu Devleti, Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından kurulmuştur.
Yanıt: E
12
9
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Osmanlı Devleti’ne katılan ilk beylik Karesioğullarıdır. Karesilerin Osmanlı’ya katılması ile ilk kez donanmaya sahip olunmuştur.
Yanıt: D
Yunus Emre, Hacı Bektaş, Ahmet Gülşehri,
Hoca Dehhani gibi edebiyatçı ve düşünürler
Anadolu Selçukluları Dönemi’nde yaşamıştır.
Ancak Nesimi Osmanlı Devleti Dönemi’nde
yaşamış bir Divan şairidir.
Yanıt: E
13
Anadolu Selçuklularında Meliklerin tecrübesiz olması durumunda, ona geçici olarak
Atabey adı verilen kişiler vekalet ederler.
Yanıt: A
10
SavaşTaraflar
Alaşehir
Muharebesi
Anadolu Selçuklu - Rumlar
Miryokefalon Anadolu Selçuklu - Bizans
Savaşı
Kösedağ
Savaşı
Anadolu Selçuklu - İlhanlılar
Yassı Çimen Anadolu Selçuklu - Harzemşahlar
Muharebesi
Pasinler
Savaşı
Büyük Selçuklu - Bizans
Yanıt: E
14
Türkçenin Anadoluda ilk kez resmî dil olması Karamanoğlu Mehmet Bey Dönemi’nde
gerçekleşmiştir.
Yanıt: D
19
TÜRKİYE TARİHİ – II
Bâbâ’î ya da Baba İshak Ayaklanması
Vefâ’îyye takipçilerinden Ebu’l Bekâ Baba
İlyas bin Ali el Horasânî ve müridi Baba
İshâk Kefersudî’nin çıkardığı ayaklanmadır.
Anadolu’da Şii nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde etkili olmuştur. Ayaklanma Anadolu
Selçuklu ordusunda paralı Frank askerleri
kullanılarak güçlükle de olsa bastırılmıştır.
Yanıt: B
2
Kösedağ Muharebesi, Anadolu Selçuklularının İlhanlılara (Moğollara) yenilmesiyle
sonuçlanan ve 3 Temmuz 1243 tarihinde
meydana gelen savaştır. Türk-İslam tarihinde, önemli bir dönüm noktası olan bu
savaş, Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılma
sürecine girmesine sebep olmuştur.
Yanıt: A
4
Ahi Teşkilatının ticari davalara bakmak gibi
bir yetkisi veya görevi yoktur. Bu yetki
kadılara aittir.
Yanıt: C
ÇÖZÜM–9
1
5
Anadolu Selçuklularında bir hükümdar ülkeyi yönetebilecek yaş ve olgunlukta değilse
onun yerine geçici olarak Naib adı verilen
vekiller görev yapar.
Yanıt: E
6
Anadolu Selçuklu Hükümdar unvanları
 Sultan
 Sultanü’l Azam
 Sultanü’l Şahane
 Keykavus
 Keyhüsrev
 Keykubat
 Şah
 Bey
 Gazi
 Sultanı Galip
 Gıyaseddin
 Rükneddin
Ancak Türk-İslam devletleri içinde Halife
unvanını tek kullanan Osmanlı Devleti’dir.
Yanıt: B
Divan Çeşitleri
 Vezaret Divanı: Devletin genel işlerinden sorumlu divandır. Başkanı veziri
azamdır.
 Pervane Divanı: Dirlik topraklarının dağıtıldığı divandır.
 İşraf Divanı: Devlet kurumlarını denetleyen divandır.
 Tuğra (İnşa) Divanı: İç ve dış yazışmalardan sorumlu divandır.
 Arz Divanı: Savunma işlerinden sorumlu
divandır.
 İstifa Divanı: Maliye işlerinden sorumlu
divandır.
 Berid Divanı: Posta işlerinden sorumlu
divandır.
 Niyabet-i Saltanat Divanı: Hükümdarın
ülkede olmadığı ya da seferde olduğu dönemde devlet idaresini yürüten divandır.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
3
20
7
Serhenk veya Çavuş (Durbaş): Törenlerde
hükümdarın önünde gider ve yol açarlardı.
Günümüzde dahi orduda ve halkımız arasında
önden giden ve yol gösterip örnek olan kişilere çavuş denmektedir. Çavuşların ellerinde
değnekler ve bellerinde de kıymetli taşlarla
süslü kemerler vardı. Halktan şikâyeti olanlarla ilk muhatap olanlar bu çavuşlardı. Divan yazışmalarının bir yere götürülmesinde
çavuşlardan yararlanılırdı. Törenlerde tebaya
“savulun, uzak durun” diye bağırırlardı.
Yanıt: A
9
Süleyman Paşa Medresesi Osmanlı Devleti’nde
Orhan Bey zamanında açılmıştır.
Yanıt: A
10
BEYLİK
FAALİYET ALANI
Menteşeoğulları
Muğla, Menteşe
Saruhanoğulları
Manisa
Dulkadiroğulları
Maraş, Afşin
Germiyanoğulları
Kütahya, Tavşanlı
Eretnaoğulları
Sivas, Kayseri
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
Mevlana’nın Eserleri
Divan-ı Kebir: Mevlana bu eserinde, tam
bir tasavvufi aşkla bağlandığı ve onunla
özleştiği Şems’in adını mahlas olarak kullanmaktadır.
Mesnevi: Kuşkusuz Mevlana adının akla ilk
çağrıştırdığı eser, onun Mesnevisi’dir.
Fîhi Mafih: Sistematik bir görünüme sahip olan bu eser, Mevlana’nın sohbetleri
esnasında, onun konuşmalarının oğlu Sultan
Veled veya müritlerinden biri tarafından
derlenmiş şeklidir.
Mektûbat: Mevlana’nın değişik kişilere yazdığı mektupların sonradan bir araya getirilmesinden oluşmuş bir eserdir.
Mecalîs-i Seb’a: Mevlana’nın yedi vaazını
içeren bu kitapta, sonradan derlenmiştir.
Rubaîler: Divan-ı Kebir arasına serpiştirilmiş rubailerin bir araya getirilmiş şeklidir.
Ancak Risalet’ün Nushiye, Yunus Emre’ye
aittir.
Yanıt: E
11
Anadolu Selçuklularında şehirleşmede en
etkili unsur kalelerdir. Şehirler güvenlik nedeniyle kalelerin arkasında kurulmuştur.
Yanıt: D
12
Anadolu Selçuklularının Bursa’da hakimiyeti
söz konusu olmadığı için burada eserine rastlanması mümkün değildir.
Yanıt: A
13
Emiri Candar, Sarayın güvenliğinden sorumlu
muhafızdır.
Yanıt: B
OSMANLI DEVLETİ KURULUŞ VE YÜKSELME DÖNEMİ – I
Osmanlı Devleti’nin kısa sürede büyümesinde;
 Bizans tekfurlarının halka kötü davranması,
 Tımar ve devşirme sistemlerinin etkili
şekilde uygulanması,
 Beylikler ile iyi ilişkiler kurulması,
 Ahilerin desteğinin alınmış olması,
 İskân siyasetinin başarılı bir şekilde uygulanması,
 Avrupa’nın kendi içinde karışıklıklar ile
uğraşması,
 Yöneticilerin yeterli donanıma sahip olması etkili olmuştur.
Ancak soruda sancak uygulamasının etkisinden bahsedildiği için başa geçen padişahın
sancak sistemi sonucu tecrübe kazanması
sorunun doğru cevabını vermektedir.
Yanıt: C
2
Osmanlı Devleti’nin başkentleri;
II. İznik (Orhan Bey Dönemi’nde)
I. Bursa (I. Murat Dönemi’nde)
III.İstanbul (Fatih Sultan Mehmet
Dönemi’nde)
şeklinde sıralanmaktadır.
Dolayısıyla doğru sıralama II-I-III ‘tür.
Yanıt: E
II. Mehmet (Fatih Sultan Mehmet) Dönemi Osmanlı’da merkezileşmenin tam olarak
sağlandığı ve Kanunnameialiosman ile veraset sisteminin, kardeş katlinin yasallaştığı dönemdir. Bu dönemde İstanbul ele
geçirilmiş ve Osmanlı İmparatorluk özelliği
kazanmıştır.
I. Selim, Halifeliğin Memlüklerden alındığı
ve doğu seferlerinin yapıldığı dönemdir.
I. Süleyman, Devletin en güçlü ve zengin
olduğu dönemdir.
I. Mehmet, Osmanlı Devleti’ni Fetret Devrinden kurtaran padişahtır. Bu nedenle devletin II. Kurucusu sayılır.
I. Murad ise devlet teşkilatlanmasının büyük ölçüde sağlandığı dönemdir.
Yanıt: A
5
Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde – Sahnı
Seman Medresesi
Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde – Süleymaniye Medresesi
Danişmentler Dönemi’nde – Yağıbasan
Medresesi
Orhan Bey Dönemi’nde – Süleyman Paşa
Medresesi
Anadolu Selçuklu Dönemi’nde – Koca Hasan Medresesi
Yanıt: D
6
Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde;
 Fransa’ya ilk kez kapitülasyonlar verilmiştir.
 Viyana ilk kez kuşatılmış ancak kış şartları sebebiyle başarısız olunmuştur.
 Akdeniz Türk Gölü haline getirilmiştir.
(Preveze Deniz Savaşı ile)
Ancak Karadeniz’i Türk Gölü haline getiren
ise Fatih Sultan Mehmet’tir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Osmanlı Devleti Orhan Bey Dönemi ile
birlikte teşkilatlanmaya başlamıştır. Yapılan
teşkilatlanma çalışmaları içerisinde;
 Yaya ve müsellem adıyla düzenli ordunun kurulması
 Rumeli Beylerbeyliği’nin oluşturulması
 Yeniçeri Ocağı’nın kurulması
 Gelibolu’da tersane açılması
 Divan Teşkilatının kurulması
 Anadolu Beylerbeyliği’nin kurulması gibi
gelişmeler yer almaktadır.
Fetret Devri ise 1402 Ankara Savaşı sonucu devletin kuruluş içinde duraklama yaşandığı dönemdir. Teşkilatlanma ile hiçbir ilgisi
bulunmamaktadır.
Yanıt: E
3
4
ÇÖZÜM–10
1
21
22
7
Palekanon (Maltepe) Savaşı, Bizans ile Osmanlı arasında yapılan ilk savaştır. İznik
Bizans’tan alınmış ve Bizans sınırları daralmıştır.
Mohaç Meydan Muharebesi, Kanuni
Dönemi’nde Macaristan ile yapılan savaştır.
Macaristan fethedilmiştir.
Preveze
Deniz
Muharebesi,
Kanuni
Dönemi’nde Akdeniz Türk Gölü haline getirilen savaştır.
Çaldıran Savaşı, Yavuz Dönemi’nde Safevilerle yapılan savaştır. Doğu Anadolu Osmanlı himayesine girmiştir.
Mercidabık, Yavuz Dönemi’nde Mısır üzerine yapılan seferler sırasında Memlük ile
yapılan savaştır. Suriye toprakları ele geçirilmiştir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
Orhan Bey Dönemi’nde;
 Yaya ve müsellem adında ilk düzenli
ordu kurulmuş,
 Divan Teşkilatı ilk kez oluşturulmuştur,
 İznik’te ilk Osmanlı medresesi açılmıştır.
Buna göre Orhan Bey Dönemi’nde ordu,
yönetim ve eğitim alanlarında örgütlenme
gerçekleştirilmiştir.
Yanıt: E
9
Orhan Bey Dönemi’nde Süleyman Paşa
Medresesinin ve II. Murat Dönemi’nde Enderun Mektebinin açılmasına bakılarak;
 Eğitime büyük önem verildiği,
 Devlet adamı yetiştiren kurumlar açıldığı,
 Devletin teşkilatlanma çalışmalarında
bulunduğu yorumları yapılabilmektedir.
Ancak Osmanlı’da dinî ve etnik birlik sağlamak mümkün değildir. Çünkü devlet çok
uluslu ve çok dinli bir yapıya sahiptir.
Yanıt: E
10
Osmanlı Balkanları fethettiği andan itibaren iskan politikasını ve hoşgörülü devlet
anlayışını uygulamıştır.
İskan politikası; Anadolu’dan götürülen
Türkmenlerin balkanlarda fethedilen bölgelere yerleştirilmesidir. Bu sistem ile balkanlara kalıcılık sağlanmış olmakta hem de
topraklar tarıma açılmaktaydı.
Pençik sistemi ile Osmanlı Balkanlarda fethettikleri topraklardaki gayrimüslim halkın
küçük yaştaki çocuklarını alıp yetiştirmekle ve gayrimüslim halkın doğrudan devlete
bağlanmasını sağlamaktaydı.
Osmanlı’nın fethettiği her toprakta adaletli
ve hoşgörülü bir yönetimi benimsemesi de
devletin gücünü ve kalıcılığını artırmıştır.
Dolayısıyla Osmanlı’daki iskân, pençik ve
hoşgörülü politika devletin Balkanlarda kalıcı olmasını sağlamıştır.
Yanıt: E
11
Sokullu Mehmet Paşa tarafından hazırlanan Dan-Volga Kanal Projesi ile devlet;
 Orta Asya Türkleri ile bağ kurmayı,
 İpek Yolu’na işlerlik kazandırmayı,
 Hazar Denizi ile Karadeniz’i birleştirmeyi,
 Rusların güneye inmesini engellemeyi
amaçlamışlardır.
Ancak Kırım, Fatih Sultan Mehmet
Dönemi’nde
alınmıştır.
Yani
Sokullu
Dönemi’nden çok öncedir. Bu nedenle Sokullu Dönemi kanal projesinin böyle bir
amacı bulunmamaktadır.
Yanıt: A
OSMANLI DEVLETİ KURULUŞ VE YÜKSELME DÖNEMİ - II
Osmanlı Devleti Anadolu Türk siyasi birliğini sağlamak amacı ile beyliklerle sık
sık mücadele etmiştir. İlk mücadele Karesioğulları ile yaşanmış ve ardından farklı
zamanlarda Aydınoğulları, Hamitoğulları vb.
beyliklerle mücadele devam etmiştir. Ancak Osmanlı Devleti Artuklarla mücadele
etmiş olamaz. Çünkü Artuklar Malazgirt
Savaşı’ndan sonra kurulmuş ve Osmanlı kurulmadan yıkılmış bir beyliktir.
Yanıt: E
2
Çimpe Kalesi, XIV. yüzyılın ortalarında Osmanlı Ordusu tarafından fethedilen, Balkan
topraklarının güneydoğu kesiminde Gelibolu
Yarımadası’nda yer alan bir kaledir. 1352
yılında Osmanlı tarafından fethedilmiştir.
XIV. yüzyıl ortalarında Osmanlı Türklerinin Çimpe Kalesi’ni alarak Rumeli’ye geçişi
Balkanlar’ın tarihinde oldukça önemli bir
dönüm noktası olmuştur. Belgelerde kalenin
adı “Cinbi”, “Çinpi” olarak da geçer.
Yanıt: B
4
Osmanlı’nın Rumeliye geçişini kolaylaştıran
etkenler arasında Kırım’ın ele geçirilmesi olamaz. Çünkü Rumeli’ye geçiş ilk kez
Orhan Gazi Dönem’inde gerçekleşmiştir.
Kırım’ın fethi ise Fatih Dönemi’nde gerçekleşmiştir.
Yanıt: A
5
Davudi Kayseri, umumen Türk tefekkür
tarihinin, husûsen de Osmanlı Devleti’nin
kuruluş devri tefekkür tarihinin en mühim simalarından birisidir. Orhan Gazi de
İznik’te bir medrese tesis etmiştir. 1336
yılında manastırdan çevrilen ilk medresenin
ilk müderrislik vazifesine Davudi Kayseri
getirilmiştir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Osman Gazi dönemi önemli gelişmeler
 Osman Bey Dönemi’nde fetihler gönüllü
Türkmen birlikleriyle gerçekleştirildi.
 İlk Osmanlı parası basıldı.
 İlk vergi Osman Bey zamanında alındı.
 Anadolu Türk Beylikleri ile iyi geçinme
siyaseti izleyen Osman Bey, Anadolu’da
dinî ve siyasi güçleri olan Ahilerin lideri
Şeyh Edebali’nin kızıyla evlenerek bu
teşkilatın da desteğini sağladı.
 Bizanslı tekfurlardan (valilerden) Karacahisar, Yarhisar, İnegöl, Yundhisar ve
Yenişehir alındı.
 Bizans tekfurları, Koyunhisar Savaşı’nda
mağlup edildi.
 Mudanya fethedildi.
 Bursa kuşatıldı.
 Dursun Fakih ilk kadı olarak görevlendirildi.
Ancak ilk şeyhülislamın göreve başlaması I. Bayezit Dönemi’ne aittir.
Yanıt: D
3
ÇÖZÜM–11
1
23
24
6
Sırpsındığı savaşı
Papa V. Urban’ın teşvikiyle Sırplar ve Bulgarlar başta olmak üzere Macar, Bosna
ve Eflaklılar, büyük bir haçlı ordusu hazırlayarak Edirne üzerine harekete geçtiler.
Osmanlı komutanlarından Hacı İlbey, ordusu
ile beraber Meriç vadisi boyunca düzensiz
bir şekilde ilerleyen düşmanların bu durumundan yararlandı. Kuvvetlerini üçe ayırarak bir gece baskını düzenleyen Hacı İlbey,
büyük bir zafer elde etti (1364).
Tarihe "sırp sındığı savaşı" olarak geçen
bu zaferle, Rumeli’deki Türk hâkimiyeti kesinleşti ve ilk Haçlı Ordusu etkisiz hâle
getirildi.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
Anadolu Beylerbeyliği’nin kurulması Yıldırım Bayezit Dönemi’nde gerçekleşmiştir.
Yanıt: E
8
Yıldırım Bayezid Dönemi’nde 1396 yılında
Niğbolu Kalesi önlerinde çok kanlı çarpışmalar oldu. Haçlılar, tarihe Niğbolu Savaşı
olarak geçen bu çatışmada büyük bir bozguna uğradılar. Savaş sonunda Haçlıların aldığı yerler Osmanlı Devleti’ne geçti. Bulgar
Krallığı ortadan kaldırıldı ve Macaristan
içlerine doğru akınlar yapıldı. Haçlı dünyası
yarım yüzyıl Türklerin üzerine yürümeye
cesaret edemedi. Bu savaştan sonra Yıldırım Bayezit’e Abbasi Halifesi tarafından
“Sultanı İklimi Rum” yani “Anadolu Sultanı”
unvanı verildi.
Yanıt: D
9
Anadolu Hisarı; İstanbul’un Anadoluhisarı semtinde inşaa edilmiştir. Anadolu Hisarı, 7.000 metrekarelik bir alan üzerine,
Boğazın en dar noktası olan 660 metre
mesafedeki bölgesine 1395 yılında, Yıldırım
Bayezit tarafından inşa edilmiştir.
Yanıt: A
10
Ankara Savaşı’nın Sonuçları
 Anadolu Türk Birliği bozuldu. Anadolu
Beylikleri yeniden kuruldu.
 Bizans’ın ömrü 50 yıl kadar uzadı,
İstanbul’un fethi gecikti.
 Rumeli’de bazı yerler elden çıktı.
 Osmanlı Tarihinde Fetret Devri adı verilen taht kavgası dönemi başlamış oldu.
 İlk kez bir Osmanlı padişahı esir edildi.
Ancak “Karakoyunlu tehtidinin artması” bu
savaşın sonuçları arasında yer almaz.
Yanıt: A
11
Şeyh Beddettin ve Düzmece Mustafa isyankarı Kuruluş Dönemi, Bozoklu Celal ise
Yükselme Dönemi isyanlarındandır.
Yanıt: B
12
Belgrat 1521 yılında I. Süleyman Dönemi’nde
fethedilmiştir.
Yanıt: D
OSMANLI DEVLETİ KURULUŞ VE YÜKSELME DÖNEMİ - III
3
KURULUŞ DÖNEMİ YÜKSELME
DÖİSYANLARI
NEMİ İSYANLARI
Mustafa Çelebi (I)
Şahkulu
Şeyh Bedrettin
Canberdi Gazali
Buçuktepe (III)
Ahmet Paşa
İzmiroğlu Cüneyt Bey Baba Zünnun
Candaroğlu
Bozoklu Celal
Cem Sultan
Kalender Çelebi
Yanıt: C
II. Kosova Muharebesi Sultan II. Murad
önderliğindeki Osmanlı ordusu ile Macar
kumandanı János Hünyadi önderliğindeki
bir Balkan ordusu arasında yapılmış bir
muharebedir. Osmanlı Devleti’nin zaferiyle
sonuçlanmıştır. Osmanlı Devleti’ne karşı Hıristiyan devletlerce organize edilen altıncı
Haçlı Ordusu’nun da başarısız olması nedeniyle, Avrupalı devletler Osmanlıların Balkanlardaki varlığını kabullendiler. Böylece
1683’e kadar (II. Viyana Kuşatması) Avrupalılar savunmaya geçti.Bu zafer İstanbul’un
fethini de kolaylaştırmıştır.
Yanıt: B
4
II. Mehmet’in İstanbul’u fethettikten sonra
İstanbul’daki Ortodoksları himaye etmesinde
reform hareketlerinden faydalanma isteği
yoktur. Çünkü henüz Reform Hareketleri
başlamamıştır.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
İstanbul’un Fethi İçin Yapılan Hazırlıklar
 Yıldırım Bayazit tarafından yaptırılan
Anadolu Hisarı’nın karşısına Rumeli Hisarı yaptırıldı.
 Edirne’de döktürülen balyemez adı verilen büyük toplarla savaşa hazırlanıldı.
 Bizans’a Balkanlar’dan gelebilecek muhtemel Haçlı yardımını önlemek için sınır
boylarına akıncı birlikleri gönderildi.
 Surlara kolaylıkla çıkabilmek için tekerlekli kuleler yaptırıldı ve İstanbul’u aynı
zamanda denizden de kuşatabilmek için
400 parça gemiden oluşan ilk donanma
kuruldu.
 200 bin kişilik bir kara ordusu hazırlanıldı. Haliçteki zincire karşılık gemileri
karadan yürüterek Haliç’e sokuldu.
 Rumeli’deki kalelere yeniçeri askerleri
gönderilerek gelebilecek yardımlara ve
yapılacak saldırılara karşı önlemler alındı.
 II. Mehmet’in, İstanbul’a gönderdiği özel
görevliler aracılığıyla Bizans’ın iç durumu öğrenildi ve ona göre önlemler ve
tedbirler alındı.
 Ancak Grejuva denilen ateşin çoğaltılması Osmanlı’nın değil, Bizans hazırlıkları arasında yer almaktadır.
Yanıt: E
ÇÖZÜM–12
1
25
26
5
Karadeniz’i bir Türk Gölü hâline getirmek
amacıyla hareket eden Fatih, işe 1459’da
Amasra’yı fethederek başladı. 1460’da Candaroğulları Beyliği’ne son verildi. 1461’de
Trabzon’un, 1475’te de Kırım’ın fethiyle Karadeniz bir Türk gölü hâline geldi. Bu
sayede Karadeniz’deki Ceneviz üstünlüğü
sona erdi ve İpek Yolu’nun tüm denetimi
Osmanlı Devleti’ne geçti.
Yanıt: A
6
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Baharat Yolu’nun hâkimiyet altına alınması II. Bayezid değil Yavuz Sultan Selim Dönemi’nde gerçekleşmiştir. Yavuz’un
Mısır Seferi neticesinde bu yol Osmanlı
hâkimiyetine geçmiştir.
Yanıt: D
7
Preveze Deniz Muharebesi, 28 Eylül 1538
tarihinde Yunanistan’ın kuzeybatısındaki
Preveze’de Osmanlı Donanması ve Papa
III. Paulus’ün çabalarıyla bir araya gelen
Haçlı donanması arasında gerçekleşen deniz muharebesidir. Barbaros Hayreddin
Paşa komutasındaki Osmanlı Donanması,
Amiral Andrea Doria komutasındaki Haçlı Donanması’nı imha etti. Bu deniz muharebesi sonucunda Akdeniz’de Osmanlı
Donanması’na karşı koyabilecek bir donanma kalmadı ve Türk hâkimiyeti başlamış
oldu.
Yanıt: B
8
Şehzade Ahmet ve Şehzade Korkut isyanları I. Selim (Yavuz) Dönemi’ne aittir.
Yanıt: D
9
Cem Sultan Olayı: Fatih’in ölümü üzerine
Amasya sancağında bulunan Bayezit devşirmelerin desteğiyle tahta geçti.
Konya sancağında bulunan ve Türkmenlerin
desteklediği Şehzade Cem bunun üzerine
taht mücadelesine başladı. Memlüklerin de
desteklediği Cem Sultan, Bursa’yı aldı ve
adına para bastırıp hutbe okuttu. 1481’de
Yenişehir Ovası’nda yenilen Cem, Konya’ya
kaçtı.
II. Bayezit’in gönderdiği kuvvetlere yenilen
Cem Sultan, önce Mısır’da Memlüklülere
(C), ardından da Rodos Şövalyelerine (A)
sığındı.
Yıllarca Avrupa’da dolaştırılan Cem Sultan,
Fransa’dan (B) Papa’ya teslim edildi. 1495
yılında Papa’nın (D) elindeyken Napoli’de
öldü.
Cem Sultan Doğu Roma yani Bizans’ta
kalmış olamaz. Çünkü bu devlet İstanbul’un
fethi ile zaten yıkılmıştır.
Yanıt: E
10
Osmanlı Devleti Padişahı Yavuz’un Mısır
Seferi neticesinde Halifelik makamı Osmanlı padişahlarına geçmiştir. Böylece devlet
Teok­ratik bir yapıya kavuşmuştur.
Yanıt: B
11
Samsa Çavuş, Osmanlı Devleti’nin ilk lideri
Osman Gazi’nin Alperenlerindendir. Fatih’in
hocaları arasında yer almaz.
Yanıt: A
OSMANLI DEVLETİ KÜLTÜR-UYGARLIK - I
4
Osmanlı Devleti’nde hükümdar olabilmek
için;
Türk soyundan olmak,
Erkek olmak,
Osmanlı hanedanına mensup olmak
şartları aranmaktaydı. Bu üç şart devletin
her dönemi için geçerliydi.
Ancak yaşça en büyük ve en olgun olmak
I. Ahmet’ten itibaren aranan bir özelliktir.
Bu sisteme “Ekber ve Erşed” sistemi denilmiştir.
Yanıt: D
2
Osmanlı padişahları yasama, yürütme ve
yargı alanlarını elinde tutmaktaydı.
Ferman
Kanunname
Yasakname
Tevki
Adaletname
Divanıhümayun
Yasama
Müsadere
Kulluk Hakkı
Yargı
Yürütme
Devşirme ise sadece devlet otoritesini
güçlendiren ve asker ve memur ihtiyacını
karşılayan bir sistemdir.
Ancak Müsadere kişinin mallarına el konulmasıdır. Kulluk hakkı ise padişahın kendisine
itaatsizlik eden kullarını öldürebilmesi hakkıdır.
Yanıt: C
5
Osmanlı Devleti’nde güçlü bir nüfuza sahip
olan, arkasına kapıkullarının ve ulemanın
desteğini alan şehzadeler tahta çıkmaktaydı.
Çünkü genelde merkeze yakın eyaletlerde
tecrübe kazanmış olması, o bölge halkının
desteğini almış olması ve orduyla âlimleri
arkasına alan diğer kardeşlerini etkisiz hale
getirerek hükümdar olmaktaydı.
Her şehzade zaten Osmanlı sülalesinden
gelmektedir. Bu nedenle şehzadenin tahta
çıkmasında etkilidir, ancak kolaylaştıran bir
etken değildir.
Yanıt: E
6
İstanbul Sultan II. Mehmet tarafından fethedilmiştir. Dolayısıyla İstanbul’da yaptırılan
ilk camii de Fatih tarafından yaptırılan Fatih Külliyesi içinde yer alan Fatih Camii’dir.
Sultan Ahmet Camii, Sedefkâr Mehmet
Ağa tarafından XVII. yüzyılda inşa edilmiştir.
Süleymaniye Camii, Mimar Sinan tarafından Kanuni Dönemi’nde inşa edilmiştir.
Çinili Camii, IV. Murad Dönemi’nde Kasım
Ağa tarafından İstanbul’da yapılan camiidir.
Yeni Camii, III. Murad Dönemi’nde İstanbul’da
yaptırılmış olan camiidir.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Soruda verilen paragrafta “Şeri hukuka aykırı olmamak kaydıyla padişahların karar
verebilmesi” hükmü örfi hukukun İslam kurallarının önüne geçemediğinin, “Padişahlar
örfi hukuk koyma iradesini fermanlarla
uygulamıştır.” hükmü ile fermanın padişahın
yasama yetkisi olduğunun göstergesidir.
Osmanlı’da padişahın hem yasama hem yürütme hem de yargı yetkileri bulunmaktadır. Bu nedenle “Padişahların yetkileri
yasama ile sınırlandırılmıştır.” gibi bir yargıya varılamaz.
Yanıt: C
3
Osmanlı’da fermanlar padişahın vermiş olduğu kararların metinleridir. Nişancı, bu fermanlara padişahın imzası sayılan tuğrayı
çekerek resmîyet kazandırmaktadır.
Yanıt: B
ÇÖZÜM–13
1
27
28
7
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Kadıasker (kazasker) kadı ve müderrislerin
atamasını yapan aynı zamanda Askeri sınıfa
ait davalara bakardı.
Kadı, kazaların yöneticisi aynı zamanda taşrada Şeri hukukun uygulayıcısıdır.
Müderris, medreselerde eğitim veren kişilerdir.
Şeyh, dinî yanı güçlü, toplumun saygı duyduğu kişilerdir. Aynı zamanda Lonca teşkilatının da başında Şeyhler bulunmaktadır.
Kassam ise Osmanlı’da askeriye sınıfının
miras taksimini yapan görevlidir.
Yanıt: B
8
Osmanlı Devleti’nde medreselerde sadece
Türk ve Müslümanlardan eğitim aldığı için
burada Arapça eğitim verilebilmektedir.
Ancak Acemi Ocağı ve Enderunda Gayrimüslim çocuklar Türkleştirilip, Müslümanlaştırıldığı için buranın eğitim dili sadece
Türkçe’dir.
Yanıt: C
9
Osmanlı Devleti’nde;
Suhte → Medrese öğrencisidir.
İcazetname → Medreselerde eğitimini tamamlayanlara verilen diplomadır.
Ulema → İlmiye sınıfına mensup olan kişilerdir.
Sıbyan Mektebi → Eğitimin ilk basamağıdır.
İdadi → Lise düzeyinde eğitim veren okuldur.
Oda → Sarayın ya da Enderunun bölümüdür.
Dolayısıyla Sıbyan Mektebi’nin cevabı yanlış verilmiştir.
Yanıt: E
10
İhtisap → Üretim standartlarını belirleyen
kurallar bütünüdür.
Narh → Fiyat belirlemektir.
Gedik → İşyeri açma iznidir.
Cizyedar → Cizye vergisini toplayan kişidir.
Mültezim → İltizam sisteminde ihale yoluyla vergi toplama işini kiralayan kişidir.
Yanıt: A
11
Yedivahid, 1826 yılından itibaren hammaddenin dışarı çıkarılmasını engellemek ve
işsiz esnafı himaye altına almak için başlatılan tekel uygulamasına verilen isimdir.
İskân, Balkanlarda fethedilen topraklara
Anadolu’dan Türkmenlerin götürülüp yerleştirilmesidir.
İhtisap, üretim standardını belirleyen kurallardır.
Menzil, yol teşkilatına verilen isimdir.
Arşın, Osmanlı’da bir uzunluk ölçüsü birimidir.
Yanıt: B
12
Cizyedar, cizye vergisini toplayan görevlidir.
Mültezim, İltizam sistemine göre uzak eyaletlerde vergi toplayan kişidir.
Muhassıl, XIX. yüzyılda taşradan vergi toplayan kişidir.
Tımar sahibi, İkta sistemine göre vergi
toplayan ve bu vergi karşılığında devlete
asker yetiştiren kişidir.
Müzehhip ise Tezhip (kitap süsleme) sanatı
ile uğraşan kişidir.
Yanıt: C
OSMANLI DEVLETİ KÜLTÜR-UYGARLIK - II
Osmanlı ordusunda akıncıların özellikleri
şunlardır;
Sınır boylarında görev yaparlar. (A)
Orduya rehberlik ederler. (B)
Geçimlerini yurtluk geliri ile sağlarlar. (D)
Düşman hakkında istihbarat bilgisi toplarlar. (E)
Savaşlarda ordunun önünden giderler.
Eyalet ordusu içerisinde yer alırlar
Ancak Akıncılar, Kapıkullarına ait bir sınıf
değillerdir.
Yanıt: C
2
3
Levent: Donanma askeridir.
Kaptanıderya: Donanma komutanıdır.
Reis: Donanma komutanına verilen unvandır.
Ocaklık: Geliri tersane ve kale muhafızlarına ayrılan arazilerdir.
Alemdar: Devlet sancağını koruyan kişidir.
Dolayısıyla Alemdar’ın donanma ile bir ilgisi bulunmamaktadır.
Yanıt: D
Osmanlı Devleti’nde önemli denizciler şunlardır;
Piri Reis →→ Kitab-ı Bahriye adlı eseri
vardır.
Seydi Ali Reis →
→
Mimartü’l Memalik
eserinde Hindistan Seferi'ni anlatmaktadır.
Turgut Reis →
→
Rodos’un alınmasında
üstün rol oynamış Türk denizcisidir.
Kılıç Ali Reis →
→ Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nin önemli denizcilerindendir.
Çaka Reis ise Çaka Beyliği’nin kurucusu
ve ünlü Türk denizcisidir. Osmanlı’dan önce
donanma komutanlığı yapmıştır.
Yanıt: B
5
Osmanlı hukuk sisteminde Şeri hukukun başında;
Kanuni Dönemi’nde Zembilli Ali Efendi
ve Ebusuud Efendi bulunmaktadır.
İbni Kemal 1468-1536 yılları arasında
yaşamış, en ünlü Osmanlı Şeyhülislamlarındandır.
Ahmet Cevdet Paşa Osmanlı’nın ilk medeni kanunu olan Mecelle’yi hazırlamıştır.
İbrahim Hakkı Efendi, XVIII. yüzyılda
yaşamış ünlü Türk edebiyatçısı, sosyoloji
ve tasavvufçusudur. Marifetname adlı
eseri bulunmaktadır. Dolayısıyla Osmanlı
hukuk sistemiyle değil, edebiyat sosyoloji, tasavvuf alanında etkili bir isimdir.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Osmanlı Devleti’nin;
Marmara’da →
→ Gelibolu
Karadeniz’de →
→ Rusçuk
Akdeniz’de →
→
Süveyş tersanesi bulunmaktadır.
Osmanlı tersanelerinin bu kadar yaygın olması donanmanın güçlendiğinin ve genişlediğinin göstergesidir.
Yanıt: E
4
ÇÖZÜM–14
1
29
30
6
Suhte → Medrese öğrencisidir.
Lala → Şehzadelerin eğitiminden sorumlu
kişidir.
Çaşnigir → Saray’da yemek işlerinden sorumlu kişidir.
Kayyum → Cami hademesi ya da belli bir
malın yönetilmesi ve belli bir işin yapılması
için gönderilen kimsedir.
Naib ise Osmanlı’da kadıların vekillerine
verilen isimdir. Kadı Naipleri büyük ölçüde
köylere ve nahiyelere yollanmaktadır.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
Osmanlı Devleti’nde adalet kadrolarında
terfilerin tıkanmasının engellenmesi için kadıların bölgelerindeki görev sürelerini sınırlı tutmuştur. Böylece kadıların halka kötü
davranmasının ve bulunduğu bölgede nüfuz
sahibi olarak, devlete başkaldırmasının önüne geçilmiştir.
Yanıt: C
8
Osmanlı Devleti’nde Nazırlık sistemi (bakanlıklar) XIX.yüzyılda II. Mahmut Dönemi’nde
oluşturulmuştur. Dolayısıyla hukuk sistemi
de bu yüzyılda Nazırlık statüsüne ulaşmıştır.
Yanıt: E
9
Osmanlı Devleti’nde İlmiye Sınıfı hiyerarşik
olarak şöyledir;
I.Şeyhülislam
II.Kadıasker(kazasker)
III.Kadı
IV.Müderris
V.Suhte
Yanıt: C
10
İlmiye Sınıfı: eğitim, adalet ve din işlerinden sorumlu sınıf olduğu için bu sınıfa ait
görevlilerin Müslüman ve Türk olma ve
medrese mezunu olmak gibi zorunlulukları
bulunmaktadır.
Kalemiye Sınıfı: Bürokrasi işleriyle ilgilenen
sınıftır. Defterdar, nişancı, Reisülküttap bu
sınıfa mensuptur. Devşirme kökenli, Enderun mezunu olabilirler.
Seyfiye Sınıfı: Hem yönetim hem de askeri işlerden sorumlu sınıftır. Beylerbeyi,
Sadrazam, Vezirler devşirme kökenli yani
Enderun mezunu olabilirler.
Yanıt: A
11
Osmanlı Devleti’nde askeriye (yönetici) sınıfına ilmiye, seyfiye ve kalemiye sınıflarına
mensup olanlar girmektedir. Askeriye sınıfı
yönetici kadro olduğu için,
Asla vergi ödemez,
Enderun veya medrese çıkışlıdır,
Sarayda bulunabilir.
Askeriyye sınıfı bu özellikleri ile reayadan
(halktan) ayrılmaktadır.
Yanıt: E
12
Osmanlı’da Seyfiye sınıfına;
Sadrazam (Padişahın başvekili)
Beylerbeyi (Eyalet Yöneticisi)
Subaşı (Ordu Komutanı)
Kale muhafızı
Sancak Beyi (Sancak Yöneticisi)
gibi devlet görevlileri mensuptur.
Seyfiye hem yöneten hem de askeri sınıftır.
Kadı Naibi ise İlmiye sınıfına mensup olmakla birlikte kadıların köy ve mahiyelerdeki vekilleridir.
Yanıt: E
OSMANLI DEVLETİ KÜLTÜR-UYGARLIK - III
Molla Lütfi: XV. yüzyılda Fatih ve II. Beyazıd dönemlerinde yaşamış ünlü matematikçidir. Eseri Tazifü’l Mezbah’tır.
Ali Kuşçu: XV. yüzyılda Fatih Dönemi’nde
yaşamış, Sahnı Seman Medresesi’nde müderrislik yapmıştır. Dönemin en ünlü matematikçisidir.
Hacı Paşa: Anadolu Selçuklu Dönemi’nde
tıb alanında önemli bir hekimdir.
Piri Reis: Osmanlı Devleti’nin önemli coğrafyacı ve denizcilerindendir. Kitab-ı Bahriye adlı eserinde dünya haritası bulunmaktadır.
Seydi Ali Reis: XVI. yüzyılda yaşamış coğrafya alanında çalışmalar yapmıştır. Miratü’l
Memalik adlı eserinde Hindistan ile Osmanlı arasında yapılan yolculuğu anlatır.
Yanıt: C
2
3
Kâtip Çelebi: Cihannuma, Keşfü’z Zünun
Matrakçı Nasuh: Menazil-i Seferi Irakeyn
Evliya Çelebi: Seyahatname
Ahmet Resmî Efendi: Sefaretname
Piri Reis: Kitab-ı Bahriye
Ancak Kısas-ı Enbiya ise Ahmet Cevdet
Paşa’ya aittir.
Yanıt: B
İbrahim Müteferrika → Osmanlı Devleti’nde
özel matbaanın ilk kurucusudur.
Naima → İlk resmî devlet tarihçisidir. Naima tarihi adlı eseri bulunmaktadır.
Takiyüddin Mehmet → Osmanlı Devleti’nin
ilk rasathanesini kuran kişidir.
Hazerfan Hüseyin → XVII. yüzyılda Osmanlı tarihçisi ve aydınıdır. Batı ile ilişki kuran
ilk bilgindir.
Ahmet Cevdet Paşa → XIX. yüzyılda Osmanlı’nın ilk medeni hukuku olan
Mecelle’yi hazırlamıştır. Aynı zamanda
Kısas-ı Enbiya adlı eseri bulunmaktadır.
Yanıt: D
5
Osmanlı Devleti’nin ilk Medeni Kanunu XIX.
yüzyılda II. Abdülhamit Dönemi’nde Ahmet
Cevdet Paşa tarafından hazırlanmıştır.
Şinasi, Osmanlı’nın ilk özel gazetesi Tercümanı Ahval’i çıkaran kişidir.
Ahmet Vefik, XIX. yüzyılda yaşamış devlet
adamı, diplomat, çevirmen ve oyun yazarıdır.
Ziya Gökalp, XIX. yüzyılda yapıtları ve görüşleri ile Türkçülüğü ve Türk milliyetçiliğini
savunan yazar, şair ve siyasetçidir.
Ali Suavi, II. Abdülhamit’e karşı giriştiği başarısız darbe girişimiyle bilinir. Türkçü ve
Turancı bir görüşü benimsemiştir.
Yanıt: D
6
Osmanlı Devleti’nin önemli nakkaşları şunlardır;
Nigari
Matrakçı Nasuh
Nakkaş Osman
Levni
Fuzuli ise XVI. yüzyılda yaşamış önemli
divan şairlerindendir. Eserleri arasında Divan, Leyla ile Mecnun, Bengü Bade, Su
Kasidesi ve Şikâyetname öne çıkmaktadır.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Molla Fenari → Osmanlı Devleti’nin Fatih
Dönemi’nde yaşamış ilk şeyhülislamıdır.
Piri Reis → Osmanlı Devleti’nde denizci
ve coğrafyacıdır. En önemli eseri Kitab-ı
Bahriye’dir.
Ebusuud Efendi → Kanuni Sultan Süleyman Dönemi Şeyhülislamıdır.
Kadızade-i Rumi → Osmanlı’da önemli matematikçilerden biridir.
Kemal Paşazade → Osmanlı Devleti’nin
önemli tarihçilerindendir. Tevarihialiosmaniye adlı tarih kitabı bulunmaktadır.
Yanıt: A
4
ÇÖZÜM–15
1
31
32
7
Osman Hamdi Bey, XIX. yüzyılda Osmanlı
Devleti’nde müzeciliğin başlatıcısıdır. Sanayiinefise Mektebini kurmuştur.
Ressam Sinan Bey, Fatih Dönemi’nde yaşamış, Avrupa’da eğitim almış ressamdır.
Fatih’in portresini çizmiştir.
Hafız Osman, Osmanlı Devleti’nin en ünlü
hattatlarındandır.
Şeker Ahmet Paşa, Sultan Abdülaziz
Dönemi’nde eğitim amacıyla Avrupa’ya gönderilmiş ve 1872’de Osmanlı’nın ilk resim
sergisini açmıştır.
Yanıt: B
8
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Osmanlı Devleti’nde Batı tarzı üslubu ile
inşa edilen ilk eser Nuru Osmaniye Camiidir. Bu da ilk yapıtın din alanında inşa
edildiğinin kanıtıdır.
Yanıt: C
9
Mimar Sinan’ın Sırasıyla;
Şehzade – Çıraklık
Süleymaniye – Kalfalık eseridir.
Selimiye – Ustalık
Dolayısıyla doğru sıralama II-III-I’dir
Yanıt: D
10
İltizam → Bir bölgenin üç yıllık vergisinin
ihale usulü ile peşin olarak toplanması sistemine verilen isimdir. Bu sistemde Mültezimler devlete toprağın vergi kirasını peşin
olarak vermektedir. Bu sistem ile devlete
sıcak para girişi sağlanmaktaydı.
İkta Osmanlı Devleti’nin toprak sistemidir.
Bu sistem ile devlet hem üretimde sürekliliği sağlamış olur hem de hazineden para
çıkmadan asker yetiştirilirdi.
Menzil → Yol teşkilatıdır.
İhtisap → Hesaplar kurallar bütünüdür. Esnafın uyması gereken kuralları belirler.
Mekkari Taifesi → Mal taşımacılığı sistemidir.
Yanıt: C
11
Osman Hamdi Bey: XIX. yüzyılda yaşamış
arkeolog, müzeci ve ressamdır. İstanbul’da
Arkeoloji Müzesi’ni kurmuştur. İlk Türk arkeoloğu kabul edilir. Mezar Krallığı kazıları
sırasında dünyaca ünlü İskender Lahidi’ni
bulmuştur.
Ayrıca Türk resmînde figürlü kompozisyon
kullanan ilk ressamdır.
Dolayısıyla soruda verilen kazı bilimi ve
resimle ilgilidir.
Yanıt: D
12
Osmanlı Devleti’nin memur ve idareci ihtiyacını karşılamak amacıyla;
II. Mahmut zamanında Mektebimaarifiadliye,
Tanzimat Dönemi’nde Mektebimülkiye
açılmıştır.
Ayrıca Enderun devşirmelerin devlet memuru alanında yetiştirdikleri okuldur. Medrese ise Müslümanların devlet memuru ve
idareci olarak yetiştirdikleri okuldur.
Mektebirüştiye ise XIX. yüzyılda açılmış
askeri ortaokuldur.
Yanıt: C
13
Kadılar, Osmanlı Devleti’nde miras, aile hukuku, ticari anlaşmazlık gibi davalara bakan
görevlilerdir. Aynı zamanda kazaların yöneticisi ve vakıfların kuruluş onayını veren,
denetimini yapan ve noterlik vazifesini yürüten kişilerdir.
Şehremini, İstanbul’un belediye işlerinden
sorumlu kişidir.
Kethüda, Loncaların başında bulunan kişidir.
Mutasarrıf, Osmanlı’da eyalet ya da sancaklardaki valilere verilen isimdir.
Nakip, Esnaf sanatkâr ve tüccarlar arasında şeyhin temsilcisidir.
Yanıt: A
OSMANLI DEVLETİ KÜLTÜR-UYGARLIK - IV
Osmanlı Devleti’nde hanedan üyeleri vergiden bağımsız tutulmuşlardır (I). Hanedan
üyelerinin sarayda oturma hakları da söz
konusudur (II). Ayrıca ülke hanedanın ortak
malı kabul edildiği için hanedan üyeleri
mülk edinebilme hakkına da sahiptir (III).
Yanıt: E
2
Divan teşkilatı ilk defa Orhan Bey zamanında kurulmuştur. Fatih Sultan Mehmet
(II. Mehmet) padişahların Divan toplantılarına katılma geleneğine son vererek, toplantıları kafesli bir pencerenin arkasından
takip etmiştir.
Yanıt: A
3
Divan kalemleri
Amedî Kalemi
Beylikçi Kalemi
Tahvil Kalemi
Rüûs Kalemi
Teşrifâtlık Kalemi
Vak’anüvislik Kalemi
Mühimme Odası Kalemi
Ancak Narh kavramı Lonca teşkilatı ile
ilgilidir.
Yanıt: C
5
Jön Türklerin 1908 yılında Osmanlı’da güç
kazanmasının ardından İttihat ve Terakki
Cemiyeti iktidara yükseldi ve güçlü bir
Osmanlı Donanma hazırlamak için planlara başlandı. Bunun için Donanma Cemiyeti
kuruldu.
Balkan Savaşları’nın bitmesinin ardından, donanma konusunda Osmanlı İmparatorluğu ile
Yunanistan Krallığı arasında bir yarış başladı. Donanmanın yeterli hâle gelebilmesi için
Donanma Cemiyetinin çabaları ile Birleşik
Krallık’tan Sultan I. Osman zırhlısı ve beraberinde Reşadiye sınıfı zırhlı savaş gemisinden
iki gemi daha sipariş edildi. Fakat Birleşik
Krallık, I. Dünya Savaşı’nın tehlikesini sebep
göstererek parası verilmiş olan zırhlıya el
koydu. Zırhlılardan Sultan I. Osman, HMS
Agincourt; Sultan Reşat, HMS Erin adını aldı.
Yanıt: D
6
Yedivahid Arapçada tekel anlamına gelir.
Osmanlı Devleti’nde “Havayici Zaruriye”
(zorunlu gereksinim) denilen türden ürün ve
malların, üretildiği yerden satılacağı pazara
kadar devletin denetiminde olması uygulanmasının adıdır.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Osmanlı Devleti’nde Hâkimiyet Sembolleri
Hattıhümayun
Tabl (Davul)
Tuğ
Tuğra
Cuma Selamlığı
Saltanat Kayığı
Kılıç Alayı
Biat
Ferman
Otağ
Sikke
Hutbe
Lakab
Cülus Bahşişi
Sancak
Ancak Fetva hükümdarların değil Şeyhülislamların alametleri arasındadır.
Yanıt: E
4
ÇÖZÜM–16
1
33
34
7
Osmanlı Devleti’nde önemli minyatürlere yer veren eserler arasında Zafername, Şahname-i Selim Han, Şehinşehname, Surname-i Hümayun, Hünername yer
almaktadır. Ancak Cengizname Moğol
İmparatorluğu’na ait bir eserdir.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
Mimar Sinan’ın inşa ettiği ilk eser, Hüsreviye Cami’dir. Mimar Sinan bunun dışında
92 camii, 52 mescit, 57 medrese, 7 darülkurra, 22 türbe, 17 imaret, 3 darüşşifa (hastane), 5 su yolu, 8 köprü, 20 kervansaray,
36 saray, 8 mahzen ve 48 de hamam olmak
üzere 375 eser yapmıştır.
Yanıt: D
10
Yeniçeri, Bostancı, Lağımcı, Acemi, Cebeci,
Silahtar, Ulufeci, Garip gibi askerler Kapıkulu Ordusuna mensuptur. Kapıkulları devşirme usulü ile oluşturuldukları için bu askerlerin kökeni Türk ve Müslüman değildir.
Ancak Akıncılar adı verilen ve sınır boylarında görev yapan birliklerin mensupları
köken olarak Türk ve Müslümandır.
Yanıt: C
11
Tarihçiler Osmanlı Devleti için;
Devleti Âliyeyi Osmâniyye (Yüce Osmanlı Devleti)
Nizamı Alem
Devleti Âliye (Yüce Devlet)
Devleti Ebed Müddet (Ebedi Devlet)
Memâliki Mahrûse (Korunmuş Memleket)
Memâliki Mahrûsei Osmanî (Osmanlıların Korunmuş Memleketi)
Osmanlı İmparatorluğu
gibi isimler kullanmıştır.
Yanıt: E
9
Osmanlı Devleti’nde müzik alanında Abdi
Efendi (Tulum), Abdülaziz Efendi (Hekimbaşı), Ali Ufkî Bey, Buhurizade Mustafa
Itri, Faik Bey (Hacı), Hammâmîzâde İsmâil
Dede Efendi, Menâpirzâde Nuri Bey, Solakzade Mehmet Hemdemi Efendi, Tab’î
Mustafa Efendi, Zekai Dede Efendi gibi
isimler önemli çalışmalar yapmıştır.
Yanıt: B
12
Osmanlı Devleti’nde tiyatronun kurucusu
olarak Güllü Agop Efendi geçmektedir.
Yanıt: B
OSMANLI DEVLETİ KÜLTÜR-UYGARLIK - V
Savaşta ve barışta padişahın hizmetinde bulunan, savaşta saltanat sancağını koruyan
askeri kuvvetler ‘’ulufeci’’lerdir.
Cabeciler: Silahların yapımı ve onarımından
sorumlu görevlilerdir.
Müsellemler: Ordunun geri hizmetinde bulunurlar. Yolları açıp, tamir eden görevlilerdir.
Garipler: Savaş sırasında savaş araç gereçlerini ve hazineyi koruyan görevlilerdir.
Cerrahorlar: Osmanlı ordu hizmetinde kullanılan Hristiyan, ücretli askerlerdir.
Yanıt: B
2
3
Tereke defterleri Osmanlı mahkemelerinde
kadıların tuttuğu kadı sicilleri arasında yer
almaktadır. Bu defterde alenin çocuk sayısı, cinsiyeti, mirasçıların durumu ve birden
fazla evliliğin hangi amaçla yapıldığı yazmaktadır. Bu defter ile Osmanlı aile yapısı
hakkında bilgi sahibi olunmaktadır.
Yanıt: E
Osmanlı Devleti’nde ilk kadın hakları savunucusu ve İlk Türk kadın yazar Fatma
Aliye Hanım’dır. Fatma Aliye Hanım 1892’de
kendi adıyla yayımladığı ‘’Muhadderat’’ adlı
eserinde Bir kadının ilk aşkını unutamayacağı görüşünü çürütmeye çalışmıştır.
Yanıt: B
5
II. Mahmur Dönemi’nde adalet işlerine bakmak üzere ‘’Nezareti Deavi’’ (Adalet Bakanlığı) kurulmuştur. Bakanlığın bünyesinde
değişik kurumlar oluşturularak bu kurumlar
memurları denetlemiş, devlet ile kişiler arasındaki uyuşmazlıkları çözmüş, gelen sorunları çözülerek raporlar hazırlamıştır.
Babımeşihat Dairesi: Osmanlıda Şeyhülislamlık makamıdır. Şeyhülislamın vazife gördüğü bu yere, fetvaların burada verilmesinden dolayı Babı Fetva da denirdi. Şeyhülislamlık kapısı olarak da adlandırılmıştır.
Encümeni Daniş: Mustafa Reşit Paşa’nın
kurmuş olduğu bir bilim kuruludur. Türkçeye
sade dille yazılmış ve tercüme edilmiş bilimsel eserler kazandırma, ülkede genel kültür
seviyesini yükseltme, Darülfünun için kitap
hazırlama gibi amaçlarla kurulmuştu.
Mektebimarifiadliye: II. Mahmut Dönemi’nde
işlevini yitiren Enderunun yerine devlet
adamı yetiştirmek için kurulmuştur.
Evkafıhümayun Nezareti: Padişah ve haneden üyeleri tarafından kurulan vakıfların
idaresinden sorumlu olan kurumdur.
Yanıt: D
6
Hazineye ait gelirleri mümkün olduğu kadar
yüksek düzeye çıkarmak ve ulaştığı düzeyin
altına inmemesini amaçlamak ‘’fiskalizm’’dir.
İaşecilik: Reayanın refahını sürekli kılmak
için piyasada istenilen kalitede uygun fiyata
yeterli kalitede mal bulunmasıdır.
Gelenekçilik: Sosyal ve iktisadi ilişkilerde
dengeyi korumak ve düzeni bozacak değişme eğilimlerini engellemektir.
Mekkari Taifesi: Tüccarların mallarını taşıyan görevlilerdir.
İnfak: İnfak ise dini bir kavramdır. Kişilerin
Tanrı'nın rızasını kazanmak için yoksullara
servetinin bir kısmını bağışlamasıdır.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Yıllık geliri iltizam sistemiyle hazineye aktarılan topraklar ‘’mukataalı’’ topraklardır. Mukataalı toprakların geliri doğrudan devlet
hazinesine aktarılırdı.
Dirlik: Hanedan üyeleri ve devlet görevlilerine maaş ve hizmet karşılığında verilen
topraklardır. Bu toprakların vergi gelirleri
ile devlete asker yetiştirilmekteydi. Has, tımar ve zeamet gibi üç bölüme ayrılmaktadır.
Paşmaklık: geliri padişahın eşlerine ve kızlarına ayrılan topraklardır.
Ocaklık: Geliri tersane görevlilerine ve kale
muhafızlarına ayrılan topraklardır.
Yurtluk: Geliri sınır boylarındaki asker ve
devlet görevlilerine ayrılan topraklardır.
Yanıt: A
4
ÇÖZÜM–17
1
35
36
7
Bir kimsenin malının bir kısmını veya tamamını hayır işine, dini veya sosyal bir
hizmete ebediyen tahsis etme sistemine vakıf denilmektedir. Vakıf yöneticilerine ise
‘’mütevelli’’ denilmektedir. Vakıf
sistemi,
Osmanlı toplum hayatında iskan, istikrar,
şehircilik, eğitim, kültür, sosyal hizmet ve
ekonomik açılardan önemli rol oynamıştır.
Böylelikle ülke zenginlikleri paylaşılarak adil
devlet yönetimi tesis edilmiştir.
Mültezim: İltizam sahibine mültezim denilmektedir. Osmanlı toprak sisteminde açık
artırma usulü ile belirli eyaletleri kiraya
verme usulüne iltizam denilmektedir.
Mütesellim: Beylerbeyi ve sancakbeyinin
görevi nedeniyle eyalet veya sancağında
bulunmadığı sırada kendisine vekalet eden
görevlidir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
Osmanlı Devletinde orta düzeydeki medrese
öğrencilerine Softa, yüksek öğretim düzeyindeki öğrencilere danişment denilmektedir.
Müderris yardımcılarına muid denilmektedir.
Müderrisler, Sahn düzeyinde bir medreseyi
bitirenlerden mülazemet denen ve esası sıra
beklemeye dayanan bir sistemle atanırlardı.
Çelebi, medreselerdeki akademik kariyer
arasında yer almamaktadır. Şehzadelere verilen unvana çelebi denilmektedir.
Yanıt: A
9
Avrupalılar tarafından Bulue Mosgue olarak Sultan Ahmet Cami, Mimar Sinan’ın
öğrencisi Sedefkar Mehmet Ağa tarafından
yapılmıştır.
Mimar Sinan ülkenin her tarafında cami
başta olmak üzere hem dinî hem de sivil
mimariye ait eserler inşa etmiştir. Bu eserlerden birisi de Selimiye Cami’dir.
Dolmabahçe Sarayı Sarkis Balyan, Hacı
Emin Paşa, ve Nikogos Balyan’a, XIX. yüzyılın başlarında Abdülmecid tarafından yaptırılmıştır. Sarayın planında Türk ve Batı
anlayışı birlikte uygulanmıştır.
Osman Hamdi Bey Osmanlı Devleti’ndeki
ilk ressamlardandır. Müzeciliğin kurucusudur.
Kaplumbağa Terbiyecisi ve Silah Tacirleri
en önemli eserleridir.
Yanıt: D
10
Osmanlı Devleti’nde birçok şehirde (Edirne,
Bursa, Urfa Üsküp.. ) darphane açılmasının
bir nedeni ulaştırma ve nakliyat imkânlarının
kısıtlı olmasıdır.
Madeni paranın darlığında paranın kenarının
kırpılarak (tağşiş) devalüasyon gerçekleştirilmiştir. Serbest piyasa ekonomisi ve paranın
tağşiş edilmesinin ülkenin birçok yerinde
darphane açılmasıyla bir alakası yoktur.
Yanıt: A
11
Türk-İslam devletlerinde de görülen minyatür Osmanlılarda saraya bağlı olarak gelişimini sürdürmüştür. Bunda saray tarihçiliğine
bağlı olarak olayları resmetme düşüncesi
etkili olmuştur.
Kitapların süslenmesi Osmanlı Devleti’nde
gelişmiş bir sanattı. Hattatlar tarafından
yazılmış el yazmaları, tezhipçilere verilir
bunlar da her sayfayı yaldızlı çizgilerle çerçeveler, sayfa kenarlarını süslerlerdi. Bu çalışma ‘’altınlamak’’ anlamına gelen tezhiptir.
Yanıt: D
12
Kitâbü’l Cerrahiyyetü’l eserini Fatih Sultan
Mehmet’e ithaf eden ünlü tıp bilgini Sabuncuoğlu Şerafeddin’dir. Bu eserde hasta
tedavi yöntemlerini en ince ayrıntılarıyla
minyatürlerle anlatmıştır. Mücerrebname
adlı eserinde de havyalar ve kendi üzerinde denediği ilaçlarla tedavi metodlarına yer
vermiştir. Sabuncuoğlu Şerafeddin Amasya
Darrüşşifasında hekimlik yapmıştır.
Ali Kuşçu: Fatih Dönemi ünlü bilginlerindendir. Matematik, astronomi gibi eserlerin
yanında kelam ve filoloji konularında da
eserleri vardır. Ayasofya Medresesi müderrisliği yapmıştır.
Kadızade-i Rumi: Astronomi ve matematik
alanlarında eserleri vardır. Uluğ Bey Medresesinde müderrislik yapmıştır.
Ebusuud Efendi: Şeyhülislamlık görevi yapmıştır. Kanuni Sultan Süleyman’ın oluşturduğu kanunların hazırlanmasında katkıda bulunmuştur. Tefsir ve fıkıh gibi ilim dallarında
eserleri bulunmaktadır.
Akşemseddin: Fatih Sultan Mehmet’in hocasıdır. Uzun yıllar müderrislik yapmıştır.
Tıpla ilgilenerek bulaşıcı hastalıklar üzerine
önemli çalışmalar yapmıştır.
Yanıt: A
OSMANLI DEVLETİ KÜLTÜR-UYGARLIK - VI
Osmanlı Devleti’nde belediye işlerinden sorumlu olan görevli ‘’şehremini’’nidir.
Taht Kadısı: Bursa, Edirne, İstanbul gibi
başkentlik yapmış şehirlerin kadılarına verilen addır. İstanbul kadısı taht kadılarının en
büyüğüdür. Taht kadısı, Fatih Medresesindeki müderrisler arasından seçilirdi.
Muhtesip: Çarşı pazarlardaki malların fiyatlarını denetleyen görevlidir.
Beylerbeyi: Devletin taşradaki en yetkili görevlisidir. Ataması Padişah tarafından
yapılırdı.
Kaptan Emini: Osmanlı Devleti'nde hububat,
sebze ve meyvelerden alınacak vergiyi belirleyen kimsedir.
Yanıt: C
2
Halifelik Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi
sonucunda Osmanlılara geçmiştir. Halifelik
unvanı da böylelikle Yavuz Sultan Selim ile
kullanılmaya başlanmıştır. Halifeliğin Osmanlı
Devleti’ne geçmesiyle Osmanlı Devleti İslam
dünyasında en etkin güç hâline gelmiştir
Dolayısıyla Yavuz Sultan Selimin dedesi
Fatih Sultan Mehmet halifelik unvanını kullanmamıştır.
Yanıt: C
3
Osmanlı Devleti’nde padişahın mutlak otoritesini güçlendiren düzenlemeler arasında;
Müsaderenin uygulanması ile nüfuz sahibi
ailelerin daha da güçlenmesi önlenmiş,
Kanunname-i Ali Osman’ın ilan edilmesiyle
çeşitli alanlarda kanunlar çıkartılarak düzen
sağlanmış,
Kardeş katli yasası çıkarılarak taht kavgaları yaşanması engellenerek padişahın önündeki engeller ortadan kaldırılmış,
Ferman ve beratların yayımlanmasıyla padişahın otoritesi bütün ülkeye yayılmış padişah otoritesi böylece güçlenmiştir.
‘’Mecelle’’ aile hukukuyla ilgili bir düzenleme
olduğundan padişah otoritesini güçlendirici
bir etkiye sahip olduğu söylenemez.
Yanıt: C
5
Kanunnameler daha düzenli bir yargı mekanizması oluşturmak için şeyhülislamın fetvasına dayandırılırdı. Divan görüşmeleri sonucunda hazırlanan ve nişancılar tarafından
kaleme alınan kanunlara sadrazam başkanlığında divan üyeleri tarafından padişaha arz
edilirdi. Padişahın onayladığı kanunlar Mühimme Defterlerine kaydedilirdi. Padişahın
tuğrasının çekilmesinden sonra uygulanmak
üzere beylerbeyi, sancakbeyi ve kadılara
gönderilerek yürürlüğe girerdi.
Yanıt: D
6
Savaş sırasında savaş araç gereçlerini ve
hazineyi koruyan garipler ve kale kuşatmalarında surları yıkıp köprü inşa eden
lağımcılar kapıkulu askerleri arasında yer
almaktadır.
Müsellemler: Ordunun geri hizmetinde bulunarak, yolları açar köprüleri tamir eder.
Eyalet ordusu içerisinde yer almaktadır.
Devşirmelerden oluşmazlar.
Voynuk: Osmanlı Devletinde, seferdeyken
ordunun ve devlet adamlarının atlarına, sulh
zamanında ise has ahır ve çayır hizmetlerine bakmakla vazifeli bir sınıftır. Gayrimüslim ve bilhassa Bulgarlardan seçilirdi.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Müslüman ve gayrimüslimlerin davasına bakan ve başkanı kadı olup, üyeleri Müslüman ve gayrimüslimlerden oluşan mahkeme
‘’Nizamiye Mahkemeleri’’dir. Bu mahkemeler hukuk ve cinayete davaları ile ticarete
mahkemelerinin dışında kalan davalara bakardı. Nizamiye Mahkemeleri Tanzimat sonrası ortaya çıkan mahkemelerdir.
Konsolosluk Mahkemeleri: Kapitülasyonlardan yararlanan yabancı devletlerin, kendi
vatandaşları arsasında çıkan anlaşmazlıklara
bakardı. Bu mahkeme Kanuni’nin Fransa’ya
verdiği imtiyazlarla ortaya çıkmıştır.
Cemaat Mahkemeleri: Gayrimüslimlerin davalarına kendi dinlerinin hukuk kurallarına
göre bakan mahkemedir.
Şeri Mahkemeler: Müslümalar arasındaki bütün davalara, gayrimüslimlerin sadece
kamu hukuku alanındaki anlaşmazlıklarına
ve Osmanlı tebaası ile yabancı devletlerin
tebaaları arasındaki anlaşmazlıklara bakan
mahkemedir.
Divan-ı Mezalim: Divan-ı Mezalimde kadıların verdikleri kararlara itirazlar görüşülürdü.
Siyasi suçlular ve devlet düzenini bozanlarla
birlikte yüce divan sıfatıyla şikayetçi olunan
devlet memurları da burada yargılanırdı.
Yanıt: B
4
ÇÖZÜM–18
1
37
38
7
Osmanlı Devleti’nde hazinenin bütçe denkliğini sağlamak için;
mukaata topraklar kişilere ömür boyu
şartıyla müzayede ile satılmış,
devlet gelirlerinin bir bölümünün belirli
bir bedel karşılığında devlet tarafından ihale
sonucu kişilere devredilerek toplanması olan
iltizam sistemini yaygınlaştırılmış,
olağanüstü hallerde alınan avarız vergisi
sürekli hâle getirilmiştir.
Yanıt: E
8
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Osmanlı Devleti’nde iç borç alınan Galata bankerleri tarafından 1847 kurulan
Bankı Dersaadet 1854’te başlayan Kırım
Savaşı’ndan önce iflas etmiştir. Osmanlı
Devleti’nde kurulan ilk banka olma özelliği
taşımaktadır.
Yanıt: A
9
Osmanlı taşra yönetim birimleri arasında
eyalet sancak, kaza ve köy bulunmaktadır.
Taşra yönetiminde beylerbeyinden sonra
en yetkili yönetici sancakbeyidir. Bunların
maaşları haslardan alınan vergi gelirleriyle
sağlanırdı. Sancakbeyi emrindeki askerlerle
birlikte beylerbeyinin emrinde savaşa katılırdı.
Yanıt: C
10
Uluğ Bey Osmanlı Dönemi’nde bilimin gelişmesine katkı sağlayan bilim adamları arasında yer almamaktadır. Uluğ Bey Timur
Devleti zamanında yaşamış, Yıldızların Fihrist Cetvelleri adlı eseri yazmıştır.
Takiyüddin Mehmet: Matematik, astronomi
ve mühendislik alanlarında çalışmalar yapmıştır. Osmanlı Devleti’nde ilk rasathaneyi
kurmuştur.
Ali Kuşçu: Fatih Dönemi ünlü bilginlerindendir. Matematik, astronomi gibi eserlerin
yanında kelam ve filoloji konularında da
eserleri vardır. Ayasofya Medresesi müderrisliği yapmıştır.
Hazarfen Ahmet Çelebi: XVII. yüzyılda yaşamış bilim adamıdır. Kendinden önceki uçuş
çalışmalarını inceleyerek, IV. Murat’ın huzurunda Galata kulesinden atlayıp boğazı
taktığı kanatlarla uçup geçmiştir.
Hoca İshak Efendi: Osmanlıda matematik
bilgilinidir.
Mühendishaneiberrihümayunda
hocalık yapmış ve döneminde mühendis hanede pek çok yenilik yapılmıştır.
Yanıt: D
11
Osmanlı Devleti’nde uygulanan tımar sistemiyle tımar sahipleri;
cebelü (asker) yetiştirmek,
vergileri toplamak,
taşrada bayındırlık işlerini yürütmek,
üretimde sürekliği sağlamak,
eyaletlerde devlet otoritesini sağlamakla
görevlidir.
Tımar sahiplerinin, reayayı yargılama ve vakıfları denetlemek gibi bir görevleri yoktur.
Yanıt: A
12
Her Loncanın hükûmet ile olan münasebetini temin eden bir ’’kethüdası’’ vardı. Bunlar
memuru oldukları Loncanın idari ve mali
işleri ile ilgilenirlerdi. Ayrıca Lonca mensuplarının devlete karşı olan işlerini kontrol
eder ve herhangi bir yolsuzluktan, suistimalden devlete karşı sorumludurlar.
Yanıt: C
13
Yıldız Sarayı’nın yapımında Avrupa’daki sanat akımlarının etkisi olmuştur. Oryantalist
ve neogotik karması olan bir tasarımı vardır. III. Selim zamanında inşa edilmiş, II.
Abdülhamit zamanında devlete yönetim merkezliği yapmıştır.
Topkapı Sarayı ve İshak Paşa Sarayı’nın
yapımında Avrupa’daki sanat akımları etkili
olmamıştır.
Yanıt: C
OSMANLI DEVLETİ DURAKLAMA DÖNEMİ - I
Osmanlı Devleti’nin Yükselme Dönemi’ndeki
esas yapısı eski Türk devlet anlayışı ile
İslami geleneklere dayanmaktaydı. Merkezinde padişahın yer aldığı çeşitli işlerin,
seyfiye, ilmiye ve kalemiye sınıfına mensup görevlilerin yerine getirdiği bir sistem
görünümündeydi. Fakat zamanla bu yapıda
aksamalar yaşanmış, güçlü yönetim yapısı
bozularak, merkezi otorite sarsılmıştır. Özellikle XVII. yüzyılda kendini hissettiren bu
durumun nedenleri arasında; Haremin (saray
kadınları) idareye müdahale etmesi (padişah
eşi ve analarının devlet işlerine karışması),
veraset sisteminde yaşanan bozulmalar, devlet adamlarının seçiminde rüşvetin yaygınlık
kazanması, devşirme ve tımar sisteminin bozulması, eğitim sisteminin çökmesi ve ağalar,
ulemanın yönetime karışması etkili olmuştur.
Yanıt: E
2
XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde idari,
askeri, sosyal ve ekonomik alanda bozulmaların yaşanması, eğitim sisteminde olumsuz
yönde etkilemiş böylece kurumların bozulması birbirini etkilemiştir. Buna bağlı olarak XVII. yüzyılda eğitim alanında Beşik
Ulemalığı sistemi uygulanmış, deneyimsiz
müderris çocukları öğretmen sıfatıyla medreselerde ilim vermeye başlamışlardır. Yine
bu dönemde medreselerde pozitif bilimler
yerini dinî bilimlere bırakmıştır.
Ancak Avrupa’nın üstünlüğünün kabulü XVIII.
yüzyıldan itibaren geçerli olacaktır.
Yanıt: C
Osmanlı Devleti’nde küçük yaşta şehzadeler, sancaklara gönderilerek vali olarak
atanmışlardır. Böylece devlet yönetiminde
ve çeşitli alanlarda deneyim kazanmışlardır.
Ancak III. Mehmet (1595-1603) sancağa çıkma adetine son vermiş, onun döneminde
şehzadeler “Kafes” denilen özel bölümlere
yerleştirilmişlerdir. Bu durum devlet yönetiminden uzak, tecrübesiz padişahların yönetime geçmesine ve sonuç olarak saray
kadınlarının yönetimde etkinliklerinin artmasına neden olmuştur.
Yanıt: C
5
XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin ekonomisinin çökmesinin nedenleri arasında; yabancı
devletlere verilen kapitülasyonlar, coğrafi
keşifler, borçlanma, tımar sisteminin bozulması, iltizam sisteminin yaygınlık kazanması,
rüşvet ve yolsuzluğun artması, savaşların
uzun sürmesi ve yenilgiler sonucu savaş
tazminatının artması, lüks tüketim sonucu
saray masraflarının artması, sık sık padişah
değişikliği sonucu Kapıkulu ulufeleri ve cülus bahşişlerinin artması söylenebilir.
Fakat Sanayi Devrimi, XVIII. yüzyılda başlayan bir gelişmesidir.
Yanıt: D
6
Devletin kuruluşundan itibaren ülkenin gelişmesinde önemli katkıları olan medreseler,
XVII. yüzyılın başlarından itibaren bozulmaya
başlamış, pozitif bilimler terkedilmiştir. Ders
verenler açısından bu durum oldukça olumsuzdur. Bu durumu en iyi ifade eden kuram
beşik ulemalığıdır. Medrese hocalarının, devlet büyüklerinin çocuklarının yüksek branşlara bağlandığı kurumlar haline gelmiştir. Bu
durum eğitim ve bilim alanında bozulma yaşanmasına neden olurken, Kazaların yöneticileri olan kadıların da medrese mezunu olma
zorunluluğu düşünüldüğünde yönetim alanında
da bozulmanın yaşandığının kanıtıdır.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Osmanlı Devleti’nin XVII. yüzyılda duraklamaya girmesinin iç nedenleri arasında;
İktidara gelen hükümdarların devlet yönetiminde tecrübeden yoksun olması, Tımar
sisteminin çökmesiyle tarımsal üretimin azalması ve buna bağlı olarak sosyo-ekonomik
sorunların (Celali İsyanları) artması, Anadolu
ve eyaletlerde merkezi otoritenin sarsılarak
devlet idaresinin azalması, eğitim sisteminin
bozulması (Beşik Ulemalığı) etkili olmuştur.
Fakat İmparatorluğun doğal sınırlara ulaşması duraklamanın iç nedeni değil dış nedenleri arasındadır.
Yanıt: E
3
4
ÇÖZÜM–19
1
39
40
7
Osmanlı Devleti’nde çeşitli alanlarda yeniden
yapılanma, bozulan kurumların çağdaş ihtiyaçlara göre düzenleme, yenileme faaliyet
ve düşüncelerini ifade eden terim Islahat’tır.
Osmanlı Devleti’nde ıslahat düşüncesinin
ortaya çıkmasının temel nedeni XVII, yüzyıl
başlarında görülen idari, askeri, siyasi, ilmi ve
ekonomik alanlarda meydana gelen bozulmalardır. Kısacası devletin XVII. yüzyılda duraklamaya girmesi ıslahatın başlamasına sebep
olmuştur. Ayrıca devletin, halkın taleplerini
karşılamak istenmesi, iç isyanların çıkması
ve yayılması ıslahatı zorunlu kılmıştır.
Fakat ulusçu söylemlerin Balkanlar bölgesinde sıklaşması 1789 Fransız Devrimi’nin
sonucudur.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
Celali İsyanları; XVII. yüzyılda tımar sisteminin bozulmasına bağlı olarak, tımarlı sipahiler tarafından çıkartılan isyandır. Celali
isyanların etkisiyle tarımsal üretim gerilemiş,
çiftbozanlar artmış, üretimin sürekliliği gerileyerek, üretim tüketimi karşılayamaz hale
gelmiştir. Toplum yapısında bozulmalar yaşanmış ve zengin-fakir çatışması başlamıştır.
İsyanların yıkıcı etkisi Anadolu’nun bazı bölgelerinin tahrip edilmesine neden olmuş, vergilerin düzenli toplanması başarısız olmuştur.
Fakat başkentte asayiş ve güvenin kalmaması İstanbul İsyanlarının sonucudur. İstanbul İsyanlarında yeniçeri ve diğer kapıkulu
ocaklarının etkisi vardır.
Yanıt: A
10
XVII. yüzyıl ıslahatçılarından IV. Murat
Dönemi’nde;
Yeniçeri ve sipahi zorbalarını şiddetle
cezalandırmış
İçki ve tütün yasağı getirerek, kahvehaneleri kapatmış
Gerilemenin nedenlerini belirlemek için
Koçi Bey’e risale(rapor) hazırlatmıştır.
Merkezi otoriteyi güçlendirmek için saray kadınlarının yönetimdeki etkinliklerini azaltmıştır.
Fatih Kanunnamesi’ndeki veraset kuralında
değişiklik I. Ahmet Dönemi’ne aittir (Ekber–Erşed).
Yanıt: C
11
XVII. yüzyıl devlet adamlarından olan Tarhuncu Ahmet Paşa, Osmanlı maliyesinin
açık vermesi üzerine ilk denk bütçeyi hazırlamış, nakit ihtiyacını karşılamak ve bu
açığı gidermek için hazineye borcu olanlardan tahsilat yaparak, saray masraflarını
kısmıştır. Tarhuncu Ahmet Paşa’nın yaptığı
bu çalışma ile taşrada devlet otoritesini artırmak veya askeri disiplini sarayda uygulamak amaçları arasında yer almamaktadır.
Yanıt: A
9
XVII. yüzyılda İstanbul (Merkez) İsyanları’nın
çıkmasında Yeniçeri ve Kapıkulu Sipahileri
etkili olmuştur. İsyanların çıkmasında para
değerinin düşmesi, devlet adamlarının kışkırtmaları etkili olmuştur. İstanbul isyanlarının çıkmasında Voyvoda adı verilen taşra
yöneticilerinin ve taşradaki cebelü denilen
atlı askerlerin (tımarlı sipahiler) etkisi söz
konusu değildir.
Yanıt: B
12
Osmanlı Devleti’nde XVII. yüzyılda Ekber
ve Erşed sistemini getirerek, tahta geçiş
konusunda önemli bir değişimi başlatan padişah I. Ahmet’dir.
Yanıt: D
OSMANLI DEVLETİ DURAKLAMA DÖNEMİ - II
Duraklama Dönemi Padişahları
III. Murat
(1574–1595)
III. Mehmed
(1595–1603)
I. Ahmet
(1603–1617)
I. Mustafa
(1617–1618)
II. (Genç) Osman (1618–1622) (A)
I. Mustafa
(1622–1623)
IV. Murat
(1623–1640) (B)
Sultan İbrahim
(1640–1648) (D)
IV. Mehmet
(1648–1687) (C)
II. Süleyman
(1687–1691)
II. Ahmet
(1691–1695)
II. Mustafa
(1695–1703)
Ancak I. Abdülhamid, Gerileme Dönemi padişahıdır.
Yanıt: E
3
Vakaıvakvakiye ya da Çınar Vakası, Osmanlı
Devleti’nde “IV. Mehmet Dönemi”nde XVII.
yüzyılda çıkan askerî bir ayaklanmadır.
Bu ayaklanma sonunda, isyancılar tarafından
ölüme mahkûm edilen kişiler Atmeydanı’nda
bulunan büyük bir çınar ağacının dallarına
asılmış oldukları için bu ayaklanmaya Çınar
Vakası denmiştir. Ayrıca, üzerine cesetler
asılmış bu ağacın İslam inancında adı geçen,
Cehennemde bulunan ve meyveleri insan
kafası olan vakvak ağacına benzetilmesi
sebebiyle Vakaıvakvakiye olarak da adlandırılmıştır.
Yanıt: A
4
Ferhat Paşa Antlaşması (1579) Osmanlı
Devleti ile İran arasında imzalanmıştır. Bu
antlaşma ile Azerbaycan, Luristan, Gürcistan ve Dağıstan Osmanlılara bırakılmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu, bu antlaşma ile “doğuda en geniş sınırlara ulaşmış.” oldu.
Yanıt: B
Kasrışirin Antlaşması, IV. Murat’ın Bağdat Seferi sonucunda 14 yıldır İranlıların
elinde bulunan Bağdat’ın fethinden sonra
Osmanlı Devleti ile Safevî Devleti arasında 17 Mayıs 1639’da imzalanan, 1623–1639
Osmanlı–İran Savaşı’nı sona erdiren ve bugünkü Türkiye–İran sınırını belirleyen barış
antlaşmasıdır.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
XVII. yüzyılda ıslahatçı sadrazamlar
Kuyucu Murat Paşa
Tarhuncu Ahmet Paşa
Köprülü Mehmet Paşa
Fazıl Ahmet Paşa
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa
Fazıl Mustafa Paşa
Amcazade Hüseyin Paşa
Ancak Pargalı İbrahim Paşa Yükselme Dönemi sadrazamlarındandır.
Yanıt: D
5
2
ÇÖZÜM–20
1
41
42
6
Sultan Dördüncü Murad, İran’ın doğuda yeni
işgallere başlaması ve bin bir güçlükle geri
alınan Revan’ın kaybedilmesi üzerine, yeniden Bağdat Seferi’ne çıkmaya karar verdi.
Osmanlı ordusu İstanbul’dan hareketinin yüz
doksan yedinci günü olan 16 Kasım 1638’de
Bağdat önlerine geldi. Bağdat kalesi otuz
yedi gün boyunca kuşatıldı ve kahramanca
çarpışmalar yapıldı.
Sultan Dördüncü Murad bu zaferden sonra
“Bağdat Fatihi” diye anıldı.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
Karlofça Antlaşması, 26 Ocak 1699 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu ile Avusturya, Venedik, Lehistan arasında imzalanmış olan bir barış antlaşmasıdır. Gerileme
Dönemi’nin başlamasına sebep olmuştur.
Antlaşma 1683-1698 yılları arasındaki Osmanlı–Kutsal İttifak Savaşları’nın sonucunda
imzalanmıştır.
Yanıt: E
9
Celâli isyanlarını çıkaranlar
Karayazıcı
Deli Hasan
Tahvil Halil
Kalenderoğlu Mehmed
Canboladoğlu Ali
Ancak Baba Zünnun İsyanı, Kanuni Dönemi’nde
çıkarılmıştır.
Yanıt: A
10
Osmanlı Devleti’nde Duraklama Dönemi, Sokullu Mehmet Paşa’nın ölümüyle başlayıp
Karlofça Antlaşması’na kadar olan dönemdir.
Yanıt: E
11
8
Karlofça Antlaşması Gerileme Dönemi’nin
başlamasına sebep olmuştur. Antlaşma 1683–
1698 yılları arasındaki Osmanlı–Kutsal İttifak
Savaşları’nın sonucunda imzalanmıştır. Karlofça Antlaşması Osmanlı İmparatorluğu’nun
batıda büyük çapta toprak kaybettiği ilk
antlaşmadır. Karlofça Antlaşması’ndan sonra
Osmanlı İmparatorluğu kaybettiği toprakları
geri alma siyaseti izlemeye başlamıştır. Ayrıca Duraklama Dönemi biterken, Gerileme
Dönemi başlamıştır.
Yanıt: C
Osmanlı tarihinde Yeniçeriler tarafından
tahttan indirilerek öldürülen ilk padişah
II. Osman (Genç)’dir.
Yanıt: D
12
I. Amasya Antlaşması - (XVI. yüzyıl)
II. Nasuh Paşa Antlaşması - 1611 (XVII.
yüzyıl)
III. Serav Antlaşması - 1618 (XVII. yüzyıl)
Yanıt: D
OSMANLI DEVLETİ GERİLEME DÖNEMİ - I
Osmanlı Devlet’i XVIII. yüzyılda bütçe açığını kapatmak ve mali sorunları gidermek
amacıyla ıslahat çalışmaları yapmıştır. XVIII. yüzyıl padişahlarından olan III. Mustafa
Dönemi’nde ilk kez iç borçlanmaya gidilmiştir. (Eshamı Tahvilat Senetleri)
Yanıt: C
2
Osmanlı Devleti’nde Karlofça Antlaşması’ndan (1699) sonra devam eden savaşlardan olumlu bir sonuç alınamayınca devlet
yöneticileri Avrupa ile barış politikasına
yönelmişlerdir. Bu durum Avrupa ile siyasi
ve diplomatik ilişkilerin de artmasına neden
olmuş, XVIII. yüzyıldan itibaren Avrupa’daki
gelişmeleri yakından takip etmek ve Avrupa tarzı ıslahat çalışmalarına ağırlık vermek
için, Avrupa’nın bazı başkentlerinde(Viyana,
Paris, Londra) elçilikler açılmıştır. Osmanlı tarihinde ilk geçici elçilik XVIII. yüzyılda Lale Devri’nde (III. Ahmet 1718-1730)
Paris’e açılmıştır. İlk geçici elçimiz 28 Çelebi Mehmet’tir. Yine XVIII. yüzyılda, ilk
programlı ıslahat çalışmalarının yapıldığı
III. Selim Dönemi’nde Yusuf Agah Efendi,
Londra’ya daimi elçi olarak gönderilmiştir.
Yanıt: B
III. Selim Islahatının başlangıcı bazı aydın,
asker ve diplomat kişilerce hazırlanan ıslahat raporlarıdır (Lâhiya). Bu Lâhiyalarda
yer alan ortak nokta askeri reformlar ve
bunların mali kaynaklarıdır. Hazırlanan raporlardan en mühimi Behiç Efendi’ye aittir.
Behiç Efendi, ilmiye teşkilatı, merkez teşkilatı, taşra yönetimi, yabancı dil eğitimi,
adalet reformları konularına yer vermiştir.
III. Selim Dönemi’nde raporlara ağırlık verilmesi, ilk programlı ıslahat çalışmalarının
yapılacağının göstergesidir.
Bu durumun yaşanmasında, Devletin gerileme nedenleri (durum belirleme) ve bu
nedenlere çözüm arama etkili olmuştur.
Yanıt: C
5
III. Selim askeri alanda köklü bir yenilik
yapmak için Nizamıcedit Ordusu’nu kurunca bu yeni ordunun masrafını karşılamak
üzere meydana getirdiği bağımsız hazinenin adı İradıcedit hazinesidir. Bu hazinenin geliri ayrı bir İradıcedit Nizamnamesi
ile düzenlenmiş, bununla diğer devlet gelirlerinin karıştırılmaması, bir akçenin bile
harcanmaması emredilmiştir. Hazinenin en
büyük amiri İradıcedit Nazırı olmuştur.
III. Selim vefat edince hazine kapatılmış,
kalan para darphane hazinesine aktarılmıştır.
Yanıt: B
6
III. Selim Dönemi’ne son veren isyan Mayıs
1807 tarihinde İstanbul’da çıkan Kabakçı
Mustafa İsyanı’dır. İsyan sonucunda III. Selim tahttan indirilmiş, IV. Mustafa tahta
geçirilmiştir.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Gerileme Devri ıslahatçılarından olan I. Abdülhamit Dönemi’nde;
İstihkam okulu açılmış,
Avrupa’dan çok sayıda uzman getirilmiş,
Yeniçeri sayımı yapılmış,
Ulufe alım satımı yasaklanmış,
Cülus bahşişi kaldırılmış,
Sürat Topçuları Ocağı, Halil Hamit Paşa
tarafından geliştirilmiş,
Humbaracı ve Lağımcı ocaklarında ıslah
çalışmaları yapılmış,
Avrupa’dan getirilen uzmanların Müslüman olma zorunluluğuna son verilmiştir.
İllerin merkeze bağlanarak, başlarına müşir
(yönetici) ataması II. Mahmud Dönemi gelişmesidir.
Yanıt: E
3
4
ÇÖZÜM–21
1
43
44
7
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Sanayi Devrimi XVIII. yüzyılın sonlarına doğru İngiltere’den başlamak üzere üretimde
buharlı makine kullanmaya başlanması sonucu Avrupa’da ekonomik alanda yapılan bir
hamledir. Kol gücü yerine makine kullanılması küçük atölyelerin kapanmasına, bunların yerine büyük fabrikaların açılmasına
neden olmuştur. Sanayi Devrimi Osmanlı
ekonomisini olumsuz etkilemiştir. Osmanlı
ülkesi yer altı ve yerüstü zenginliği ile
önemli bir pazar yeri olarak görülmeye
başlamış, Avrupa mallarının istilasına uğramıştır. Ucuz Avrupa malları Osmanlı piyasasını kısa sürede eline geçirmiş, Loncalar
bu durumla rekabet edememiş, yerli üretim
durma noktasına gelmiştir. Yerli sanayi kısa
sürede çökmüş, küçük atölyeler kapanmış,
işsizlik artmış, kaynaklar yabancıların eline
geçmiştir. Osmanlı sadece ham madde ihraç
eden bir ülke haline gelmiştir.
Yanıt: C
8
Gerileme Devri’nde (XVIII. yüzyıl) açılan askeri okullar şunlardır;
Mühendishanei berrihümayunun (Kara
Mühendishanesi): III. Selim Dönemi
İstihkam Okulu (Subay ihtiyacını karşılamak): I. Abdülhamid Dönemi
Nizamıcedit: III. Selim Dönemi
Hendesehane: I. Mahmud Dönemi
Mühendishanei bahrihümayunun (Deniz
Mühendishanesi): III. Mustafa Dönemi
Sekbanıcedit Ordusu XIX. yüzyıl padişahlarından II. Mahmut Dönemi’nde kurulmuştur.
Yanıt: C
9
Osmanlı Devleti’nde ilk ekonomik ayrıcalıklar Fatih Sultan Mehmet zamanında
Venediklere verilirken, ilk geniş çaplı kapitülasyonlar Kanuni Dönemi’nde Fransızlara verilmiştir. Ancak I. Mahmut Dönemi’nde
Osmanlı-Avusturya savaşları sonunda imzalanan Belgrad Antlaşması’ndan Fransız
yardımları alındığından Fransa’ya verilen
kapitülasyonlar sürekli hale gelmiştir. (1740)
Yanıt: D
10
III. Selim Devri, Osmanlı Devleti’nde ilk radikal değişikliklerin yapıldığı dönemdir. Bu
yüzden III. Selim yeniliklerine Nizamıcedit hareketi denir. Ayrıca Nizamıcedit adında yeni
bir ordu kurulmuştur. Nizamıcedit ordusunun
ilk başarısı Akka’da Fransızlara (Napolyon)
karşı olmuştur. Buna göre Osmanlı’nın savaşlarda aldığı yenilgi reform hareketlerine neden olmuş ve güçlü yapıda olan Nizamıcedit
Ordusu da olumlu gelişmelere imza atmıştır.
Bu dönemde Osmanlı Devleti’nin Avusturya,
Rusya ve Fransa ile mücadelesi bir çok
cephede savaştığının kanıtıdır.
Yanıt: E
11
Osmanlı Devlet adamları, özellikle XVII, yüzyıldan itibaren devleti eski gücüne ulaştırmak
için ıslahat çalışmalarına girmiştir. Bu ıslahat
çalışmaları XVIII. yüzyılda giderek artmış ve
XIX. yüzyılda da devam etmiştir. XVIII. yüzyıl
padişahları ve devlet adamları askeri, mali,
kültürel alanlarda ıslahat çalışması yaparken
özellikle Fransa’yı örnek almışlardır. Askeri alanda Fransız uzmanlardan faydalanmış,
Fransızca askeri okullarda yabancı eğitim dili
olmuş ve bir çok kitap Fransızcadan Türkçeye tercüme edilmiştir. Bu durumun temel
nedeni XVIII. yüzyılda Osmanlı ile Fransa arasında yaşanan iyi ilişkilerdir.
Yanıt: E
OSMANLI DEVLETİ GERİLEME DÖNEMİ - II
Osmanlı Devleti, 1699 Karlofça Antlaşması
ile başlayıp 1792 Yaş Antlaşması’na kadar
devam eden süreçte Gerileme Dönemi’ni
yaşamıştır. Bu dönemde Osmanlı Devleti,
ilk kez ciddi toprak kayıplarını yaşamış
bunun sonucunda askeri alanda özellikle
Avrupa örnek alınarak, ıslahat çalışmaları
yapmıştır. Yapılan çalışmalarda Avrupa’nın
örnek alınması Batının üstünlüğünün kabul
edildiğinin göstergesidir.
Aktif fetih politikası, Pasarofça Antlaş–
ması’ndan sonra yerini mevcut toprakları
koruma politikasına bırakmıştır.
Yanıt: D
2
1768-1774 Osmanlı-Rus Harbi sonucunda imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması’na göre;
Kırım’a bağımsızlık verilecek, Kırım Hanları sadece dinî bakımdan Osmanlı’ya
bağlı kalacaklardır.
Kabartay arazisi ve Azak Kalesi
Rusya’ya verilecek
Eflak, Boğdan, Besarabya Osmanlı’ya
geri verilecek
Ruslar, kutsal yerleri serbestçe ziyaret
edebilecek
Rusya, Akdeniz ve Karadeniz’de serbestçe ticaret yapabilecek
Osmanlı Devleti Rusya’ya savaş tazminatı ödeyecektir.
Bu antlaşma ile Kırım Osmanlı’nın elinden
çıkmıştır.
Yanıt: B
XVIII. yüzyıl ıslahatlarının başlıca özellikleri;
Avrupa’nın ilk defa örnek alınması
Yönetim tarafından ısrarla yapılması
Bilim, teknik ve askeri alanda yapılması
Batının etkisinin olması
XVII. yüzyıl ıslahatlarına göre daha başarılı olması
Islahatların yeniçeri-ulema ittifakının
sert müdahalesiyle karşılaşmasıdır.
Yanıt: B
5
Osmanlı Devleti’nde Batıcılık akımının fiilen başlandığı dönem 1718-1730 yılları arasında yaşanan, padişahlığını III. Ahmet’in,
sadrazamlığını Nevşehirli Damat İbrahim
Paşa’nın yaptığı Lale Devri olmuştur.
Yanıt: A
6
III. Ahmet Dönemi (Lale Devri 1718-1730)
gelişmeleri arasında;
İlk Osmanlı matbaası kurulmuştur (İbrahim Müteferrika, Mehmet Sait Efendi)
Avrupa başkentlerine ilk kez geçici elçiler açılır (28 Çelebi Mehmet, Fransa)
Avrupa mimarisi örnek alınmıştır.
Çini, dokuma, kağıt imalathaneleri açılmıştır.
Yeniçerilerden itfaiye (Tulumbacılar) örgütü kurulur.
Doğu klasikleri Türkçe’ye tercüme edilmiştir.
İlk kez çiçek aşısı uygulanır.
Dönem Patrona Halil İsyanı ile sona ermiştir.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
XVIII. yüzyılda Osmanlı Devleti mali alanda
ıslahat çalışmaları yapmış ve gerek kaynak oluşturma, gerek bütçe açıklarını kapatma gerekse yeni kurumları finanse etmek
için çeşitli hazineler kurmuştur. III. Selim
Dönemi’nde Nizamıcedit ordusunun ihtiyaçlarını karşılamak ve bu orduya kaynak oluşturmak için İradıcedit Hazinesi kurmuştur. Tersane giderlerinin karşılanması için Tersane
Hazinesi ve bütçe açıklarını kapatmak için
Darphane Hazinesi oluşturmuştur.
Yanıt: E
3
4
ÇÖZÜM–22
1
45
46
7
Avrupa başkentlerine ilk kez geçici elçilik
açılan dönem 1718-1730 III. Ahmet (Lale
Devri) Dönemi’dir. İlk geçici elçi 28 Çelebi
Mehmet, Paris’e gönderilmiştir.
Yanıt: D
8
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Lale Devri’nde (1718-1730) saray ve çevresinin lüks yaşamı, vergilerin ağırlaştırılması,
savurganlıklar haklın ekonomik durumunu
sarsmış, dönem Patrona Halil İsyanı ile
sona ermiştir. Patrona Halil İsyanı yeniliklere değil, lüks ve savurganlıklara tepkidir.
İsyancılar matbaaya dokunmamışlardır. Ancak bu dönemde kurulan Osmanlı matbaasında dinî eserlerin basımının yasaklanması
öncelikle yazı yazarak geçimini sağlayan
Hattatlardan çekinildiği için yapılmıştır.
Yanıt: B
9
Osmanlı Devleti’nde Lale Devri’nde, İbrahim Müteferrika ve Mehmet Sait Efendi
tarafından ilk Türk matbaası kurulmuştur. Matbaada basılan ilk eser Vankulu
Lügatı’dır. Paris Seferatnamesi ilk geçici
elçi olan 28 Çelebi Mehmet’e, Seyahatname; Evliya Çelebi’ye, Surname; minyatür
kitaplarına verilen addır. (Matrakçı Nasuh,
Nakkaş Osman ünlü minyatürcü)
Marifetname ise Erzurumlu İbrahim Hakkı
Efendi’nin pek çok bilgiyi verdiği eseridir.
Yanıt: B
10
Osmanlı Devleti’nde XVIII.yüzyıldan itibaren,
devlet işlerinin görüldüğü Divanıhümayun’un,
Babıali (Paşa Kapısı) de toplanmaya başlaması diplomasinin önem kazandığının göstergesidir. Yine Osmanlı Devleti’nde dış
işleri bakanı olarak görev yapan Reisü’l
Küttap’ın Divanıhümayun üyesi olması da
Kalemiye sınıfının saygınlığının arttığını
göstermektedir.
Yanıt: C
11
Lale Devri’ni (1718-1730) sona erdiren olay
Patrona Halil İsyanı’dır. Bu isyan yeniliklere değil lüks ve savurganlıklara bir tepkidir.
Yanıt: E
12
I. Mahmut Dönemi’nde;
İlk Avrupalı yabancı uzaman Humbaracı Ahmet Paşa (Kont Dö Bonneval)
İstanbul’da göreve başlamıştır.
İlk batılı tarzda askeri ıslahatlar yapılır.
Hendesehane (askeri amaçlı) kurulmuş
ve matematik öğretilmeye başlanmıştır.
Ordu; bölük, tabur, alay şeklinde yeniden
düzenlenir.
Fransa’ya verilen kapitülasyonlar sürekli
hale gelir.
Esham adı verilen iç borçlanmanın yapılması III. Mustafa Dönemi’ne aittir.
Yanıt: B
13
Osmanlı Devleti’nde XVIII. yüzyılda (Gerileme Devri) başlayan Batılılaşma hareketinin
ilmiye ve yeniçeriler tarafından tepkiyle karşılanması ıslahatların bu grupların çıkarlarına
ters düştüğünü kanıtlamaktadır. Bu tepkiler
sonucu yapılan ıslahat çalışmaları kesintiye
uğrasa da, XVIII. yüzyıl ıslahatları XVII. yüzyıl
ıslahatlarına göre daha başarılı olmuştur.
Yanıt: B
14
Levni: Lale Devri’nin en tanınmış minyatürcüsüdür. Sanata derinliği ve perspektifi
getirmiş, yapay, yıldızlı ve canlı renkler
yerine doğal renkler kullanmıştır. 1720’deki
sünnet düğününü anlatan Surname ’si en
önemli eseridir.
Nedim: Lale Devri’nin ünlü şairidir.
Matrakçı Nasuh: XVI. yüzyılda yaşamış
ünlü Nakkaştır.
Nakkaş Osman: XVI. yüzyılda yaşamış ünlü
Nakkaştır.
Şeyh Hamdullah: XVI. yüzyılda yaşamış ünlü
Hattattır. Osmanlı hattatlarının piri sayılmıştır. II. Beyazıd Camii’nin yazılarını yazmıştır.
Yanıt: A
OSMANLI DEVLETİ DAĞILMA DÖNEMİ - I
Osmanlı Devleti XIX. yüzyılda Avrupa’da
yaşanan bazı gelişmelerden etkilenmiştir.
1789 Fransız Devrimi’nin ulusçuluk, demokrasi etkisi, çok uluslu yapıya sahip Osmanlı Devleti’ni olumsuz etkilemiş, bunun
sonucunda Sırplar, Yunanlılar devlete karşı bağımsızlık mücadelesine başlamışlardır.
Azınlık gruplarıyla mücadele, beraberinde
bu azınlıkları devlete bağlamak için çeşitli
fikir akımlarının ortaya çıkmasına ve 1876
tarihinde demokratikleşme çalışmalarının
hız kazanmasına neden olacaktır. Özellikle XIX. yüzyılda Osmanlı maliyesinin iflası
ve alınan dış borçlar sonucunda, Osmanlı
Devleti borçları ödeyememiş ve Muharrem
Kararnamesi ile iflas duyurulmuş 1881 tarihinde Duyun-u Umumiye kurulmuştur. 1808
tarihinde II. Mahmut ile Ayanlar arasında
imzalanan Senediittifak’ta herhangi bir şekilde Avrupa’nın etkisi yoktur.
Yanıt: D
2
II. Mahmut Dönemi’nde tımar sisteminin
kaldırılması sonucu, taşrada güvenliği sağlayacak yeni asker birliklerinin (Redif Birlikleri) kurulmasına neden olmuştur.
Ayrıca maaş karşılığı kendilerine toprak
tahsis edilen tımar sahiplerine maaş bağlanmıştır.
Yanıt: C
II. Mahmut Dönemi’nde eğitim ve kültür
alanında yapılan çalışmalardan biri de, Osmanlı Devleti’nin ilk resmî gazetesi olan
Takvimivekai’nin çıkarılmasıdır.
Yanıt: A
5
Osmanlı Devleti’nde Avrupa ile olan ilişkilerin geliştirilmesi için Latin Harfleri’nin
kabulü ortaya atılmıştır. Arap alfabesinden
Latin alfabesine geçilmesi Garpçılık (Batıcılık) fikrinin bir sonucudur.
Osmanlıcılık: Bütün Osmanlı halkını dil, din,
ırk farketmeksizin bir çatı altında toplama
düşüncesidir.
Âdemimerkeziyetçilik: Merkezin gücünü yerel yönetimlere paylaştırma fikridir.
Panslavizm: Rusya’nın Slav ırkını bir bayrak altında toplama düşüncesidir.
Yanıt: C
6
Darülfünun → 1900 yılında II. Abdülhamid’in
iradesiyle Avrupa üniversiteleri tarzında
kurulmuştur. 1933’te İstanbul Üniversitesi’ne
dönüştürülmüştür.
Darüşşafaka → 1863 tarihinde İstanbul’da,
babasının veya annesini kaybetmiş, yetenekli, maddi olanakları yetersiz olan çocuklara
hizmet ve eğitim veren kurumdur.
Ercümenidaniş → 1851 tarihinde Mustafa
Reşit Paşa tarafından kurulan bilim kurumudur.
Millet Mektebi → 1 Kasım 1928’de yeni
harflerin kabulünden sonra halkı okur-yazar
kılmak amacıyla gerçekleşen eğitim seferberliği için kurulmuş halk eğitim kurumudur.
Maarifiumumiye Nezareti → 1857 tarihinde eğitim hizmetlerinin düzenli şekilde
yürütülmesi amacıyla açılan kurumlardır.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin merkezi
otoritesinin zayıflaması, Ayanların merkezde etkili olmasına neden olacaktır. İktidar merkezi otoriteyi güçlü tutmak için
Senediittifak’ta Ayanların gücüne ihtiyaç
duyulmuştur. Ayrıca İstanbul’da çıkabilecek
bir isyanda Ayanların kuvvet göndermesi yine devletin kendi mevcudiyetini kendi
gücü ile koruyamadığının kanıtıdır.
Yanıt: D
3
4
ÇÖZÜM–23
1
47
48
7
I. Tanzimat Fermanı: 1839
II. Islahat Fermanı: 1856
III.Kanuniesasi’nin yayınlanması: 1876’dır
Yanıt: A
8
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Mecelle; 1868-1878 yılları arasında Ahmet
Cevdet Paşa başkanlığındaki bir komisyon tarafından derlenen İslami Özel Hukuk
(Medeni Hukuk) kuralları bütünüdür.
Yanıt: B
9
II. Abdülhamid Dönemi’nde;
Orman, Maadin ve Ziraat Nezareti kurulur.
Ziraat ve Veteriner Mektebi açılır.
Bağdat-Hicaz demiryolu yapılır.
Sanayi–i Nefise Mektebi açılır.
Tarihiosmani Ercümeni açılır.
Hafiye Teşkilatı kurulur.
İslamcılık politikası uygulanır.
Kırım Savaşı’ndan itibaren alınan borçların ödenememesi üzerine 1881 Duyun-u
Umumiye (Genel Borçlar İdaresi) kurulur.
Halkın ilk kez yerel idarelere katılması
Islahat Fermanı ile gerçekleşmiştir.
Yanıt: C
10
Osmanlı Devleti’nde ilk kez kanun üstünlüğünün kabulünün ifadesi olan belge 1839
tarihli Tanzimatıhayriye diğer adıyla Tanzimat Fermanı olmuştur.
Yanıt: A
11
Paris Antlaşması, 30 Mart 1856 tarihinde
Rusya ile Kırım Savaşı’nı kazanan Osmanlı
İmparatorluğu, Birleşik Krallık, Piyomente,
Prusya ve Fransa arasında imzalanmış bir
barış antlaşmasıdır.
Yanıt: E
12
Osmanlı Devleti’nde XIX. yüzyılda Meşrutiyet idaresine geçiş için yapılan çalışmalara
Ziya Paşa, Ali Suavi, Namık Kemal, Şinasi
gibi düşünürler katkıda bulunmuşlardır.
Nigari ise 1493-1572 yılları arasında yaşamış ünlü Osmanlı Nakkaşıdır.
Yanıt: E
13
1878 Berlin Antlaşması’na göre Kıbrıs
yasal olarak Osmanlı Devleti’nde kalacak,
Türk Bayrağı çekilecektir. Fakat Kıbrıs,
İngiltere idaresine bırakılacaktır.
Yanıt: C
14
1839 Tanzimat Fermanı’na göre;
Din farkı gözetmeksizin herkesin can,
mal ve namus güvenliği devlet garantisine alınacaktır.
Mahkemeler herkese açık olacak, kimse yargılanmadan cezalandırılmayacaktır.
(Suçun Kişiselliği)
Herkesin gelirine göre vergi alınacaktır.
Herkes mal mülk sahibi olacak, miras
bırakabilecektir.
Askerlik tüm tebaa için vatan hizmeti
olacaktır.
Yanıt: C
15
Tanzimat Dönemi’nde, Osmanlı Devleti’nde
ilk yabancı sermayeli banka olan Bankıosmani, İngiltere (Londra) merkez olmak
üzere idare edilecektir.
Yanıt: A
OSMANLI DEVLETİ DAĞILMA DÖNEMİ - II
Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında
1897 Dömeke Savaşı yaşanmıştır. Savaş
yaklaşık 1 ay sürmüş ve Osmanlı ordusunun kesin zaferiyle neticelenmiştir. Savaşın
nedeni, Girit’teki Rumların Yunanlılar tarafından Osmanlı’ya karşı kışkırtılmalarıdır.
Yanıt: D
5
Filik–i Eterya Cemiyeti, Osmanlı Devleti’nden
bağımsızlık kazanmak amacıyla bir grup Yunanlının 1814 tarihinde kurmuş olduğu bir
dernektir. Merkezi Atina olan bu cemiyet,
1820 tarihinde Rumların Osmanlı Devleti’ne
karşı isyan başlatmasında etkili olan zararlı
bir cemiyettir.
Yanıt: A
ÇÖZÜM–24
1
49
2
3
II. Abdülhamit Dönemi’nde Osmanlı Devleti’nin
ilk anayasası olan Kanuniesasi hazırlanırken,
o dönemin en modern kanunları olan İsviçre ve Prusya anayasaları örnek alınmış ve
bu anayasalardan faydalanılmıştır.
Yanıt: C
4
1833 Kütahya Antlaşması’na göre;
“Girit, Suriye, Cidde ve Adana valilikleri Mehmet Ali Paşa ve oğullarına
verilecektir.” maddesi yer almaktadır.
Yanıt: E
6
Yeniçerilerde teşkilat merkezi İstanbul’dur.
Ocak, ağadan nefere kadar giden bir hiyerarşik düzen içinde çalışmıştır. Dinî terbiye
ve hatta tarikat bağlılığı, Yeniçeriler arasında bilhassa teşvik edilirdi. Yeniçerilerin
Bektaşi tarikatına girmeleri çok yaygın bir
gelenek halindeydi. II. Mahmut 1826 Vakayihayriye olayı ile Yeniçeri Ocağı’nı kapatmış, böylece Osmanlı toplumu içerisinde
nüfuzu azalan tarikat Bektaşilik olmuştur.
Yanıt: C
7
Grek Projesi (Yunan Projesi)
1787-1792 yılları arasında Osmanlı Devleti
ile savaşan Avusturya ve Rusya’nın yürütmüş olduğu gizli plandır. Plana göre; Osmanlı topraklarının bir bölümü Avusturya’ya
verilecek, Bizans İmparatorluğu yeniden kurulacak ve başına II. Katerina’nın torunu
getirilecektir. Böylece Avusturya Balkanlarda, Rusya ise Avrupa ve Akdeniz’de
daha da güçlenecektir.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Osmanlı Devleti’nde Lale Devri’nde ilk
özel matbaanın kurulması ve bu matbaada sadece din dışı kitapların basımına izin
verilmesi veya kitapların konularına göre
ayrılması toplumda bazı kesimlerin tepkisinden çekinildiğinin kanıtıdır. Yine Tanzimat
Dönemi’nde batı tarzı eğitim kurumlarının
yanında, medreselerin de varlığını sürdürmesi eğitimde ikiliğe neden olmuş fakat
medreselerin varlığına son verilememesi
yine bazı kesimlerin tepkisinden çekinildiğinin açık bir kanıtı olmuştur.
Yanıt: D
50
8
Dakya Projesi, Rusya ve Avusturya’nın yürüttüğü bir projedir. Bu proje ile Eflak ve
Boğdan’da devlet kurulmasını öngörmüştür.
Ancak bu proje ile Yunanistan’da devlet
kurulması isteği söz konusu değildir.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
9
II. Mahmut Dönemi ıslahat çalışmalarından
bazıları şunlardır;
Tımar sistemi kaldırılarak yerine Redif
birlikleri ve polis örgütü kurulmuştur.
Pasaport uygulaması başlatılmıştır.
Ortaokul düzeyinde eğitim veren eğitim
kurumları (Rüştiye) açılmıştır.
İlk kez yurtdışına öğrenci gönderilmiştir.
Ülke illere ayrılmış ve illere valiler
atanmıştır.
Devlet memurlarına fes, setre, pantolon
zorunluluğu getirilmiştir.
Devlet dairelerine padişah resmî astırılmıştır.
Müsadere uygulaması büyük ölçüde kaldırılmıştır.
İlk devlet gazetesi olan Takvim–i Vekai
çıkarılmıştır.
Yeniçeri Ocağı yerine Asakirimansurei
Muhammediye kurulmuştur.
Din farkı gözemeksizin eşit vergi alınması
Tanzimat Fermanı hükmüdür.
Yanıt: B
10
Muhassıl: Tanzimat Dönemi’nde vergi toplayan maaşlı devlet memurları
Defterdar: Osmanlı Devleti’nde maliye bakanı
Mültezim: Vergi toplama usulü olan İltizam
sisteminde vergi toplayan kişi
İğdişbaşı: Vergi toplayan ve şehir divanında
halkı temsil eden kişi
Sipahi: Osmanlı ordusunun süvari sınıfı askerine verilen addır.
Yanıt: A
11
Şirketihayriye → 1854-1945 tarihleri arasında Boğaziçi’nde yolcu ve yük taşımacılığı
yapan şirket
Mektebimülkiye → Osmanlı Devleti’nde
1859 tarihinde sivil memur yetiştirmek
amacıyla kurulan okuldur.
Ercümenidaniş → Osmanlı Devleti’nde
1851-1862 yılları arasında hizmet vermiş
bilim kurumu
Maarif Nezareti → 1839 tarihinde eğitim
kurumlarını yönetmek üzere kurulan kurum
İtibarımillî Bankası → 1912 yılında açılan
bankadır.
Yanıt: B
12
Tanzimat Döneminde çıkartılan Cerideihavadis ve Tercümanı Ahval gibi yayın organları Türk basın hayatının şekillenmesi ve
gelişmesinde etkili olan yayın organlarıdır.
Hâkimiyetimilliye ise Atatürk Dönemi (Millî
Mücadele Dönemi) gazetesidir.
Yanıt: C
13
Divanıahkamı Adliye: Yargı işlerini düzenlemek
Darü’l Şuarı Babıali: Sadrazam danışmanlığı
Şuraüdevlet: Yüksek mahkeme (Danıştay)
Meclisiali Umumi: Meclisivalanın kararlarını
incelemek
Meclisivalayıahkamıadliye: Adalet işlerini
düzenlemek
Yanıt: D
OSMANLI DEVLETİ DAĞILMA DÖNEMİ - III
Osmanlı Devleti Kırım Savaşı’nda ilk kez
dış borç almış ve bu borçlarını ödemeyince
Avrupalı devletler 1881 tarihinde alacaklarını tahsil etmek amacı ile Duyunuumumiyeyi kurmuşlardır. Bu kurumun oluşmasında
Osmanlı ekonomisinin iflas eşiğinde olması,
borçların karşılıksız şekilde birikmesi ve
yabancı tüccarlara uygulanan gümrük vergisi indiriminin önemini kaybetmesi etkili
olmuştur.
Yanıt: E
4
1838 tarihinde II. Mahmut Dönemi’nde İngiltere ile imzalanan Balta Limanı Ticaret
Antlaşması ile Osmanlı Devleti Avrupa’nın
açık pazarı haline gelmiştir.
Yanıt: C
ÇÖZÜM–25
1
51
5
Osmanlı Devleti’nde halk ilk kez 1876 Kanuniesasi ile yönetimde söz sahibi olmuştur.
Yanıt: E
2
3
Osmanlı Devleti’nde Gayrimüslimlerin, Vilayet Meclislerinde temsil edilme hakkı
kazanması ilk kez Tanzimat Dönemi gelişmesidir.
Yanıt: E
6
Avarız: Olağanüstü durumlarda alınan vergidir.
Haraç: Gayrimüslimlerin ürünlerinden 1/5
inin devlete ödemesidir.
Cizye: Gayrimüslimlerin askere gitmeme
karşılığı ödedikleri vergidir.
Islahat Fermanı’nda Cizye vergisinin kaldırılmasıyla askerlik vatani görev haline
gelmiştir.
Yanıt: B
7
Osmanlı Devleti’nde askerliğin bir ödev haline getirilmesi 1856 Islahat Fermanı ile
Abdülmecit Dönemi’nde gerçekleşmiştir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
1789 Fransız Devrimi ile birlikte bütün
dünyada ulus-devlet, laiklik, hürriyet, demokrasi gibi kavramlar çok uluslu imparatorlukları ve Osmanlı Devleti başta olmak üzere
etkilenmiştir. Fakat ihtilalin ilk yıllarında
Osmanlı Devleti bu fikirlerin kendisini etkileyemeyeceğini düşünerek gerekli tedbirleri
almakta acele etmemiştir. Bu fikirler Osmanlı Devleti’ni XIX. yüzyılda olumsuz şekilde etkilemiş ve İmparatorluk’tan kopuşlar
başlamıştır.
Yanıt: B
52
8
I. Meşrutiyet Dönemi’nde Osmanlı Devleti’nde
ilk kez rejim değişmiş, ilk anayasa olan
Kanuniesasi yürürlüğe girmiş, böylece ilk
kez Parlamentolu Dönem başlayarak, halk
yönetime ilk kez katılmıştır. Ancak Medeni Kanun’un uygulanması İstibdat Dönemi
gelişmesidir.
Yanıt: E
12
XIX. yüzyıl ıslahatlarında II. Mahmut Dö­
nemi’nde sağlık alanında Karantina çalışması yapılmış ve taşrada tımarın kaldırılmasıyla müşirlikler (Valilikler) kurulmuştur. Ancak
Avrupa’da Osmanlı okulu açılması Tanzimat
Dönemi’ndedir.
Yanıt: D
13
9
1881 tarihinde Tunus’u işgal eden devlet
Fransa olmuştur.
Yanıt: A
Kaleisultaniye Antlaşması (Çanakkale Antlaşması) → İngiliz - Osmanlı Savaşı’nın sonucu olarak ve Rus-Fransız ittifakına karşı
5 Ocak 1809 tarihinde imzalanan bir antlaşmadır.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
14
10
1882 tarihinde Mısır’ı işgal eden devlet
İngiltere olmuştur.
Yanıt: A
II. Mahmut Dönemi’nde batı tarzı okulların açılması, ilk kez Avrupa’ya öğrenci
gönderilmesi eğitim, memurların yapılanması
için Darü’l Şuraibabali’nin kurulması adalet,
müsadere sisteminin kısmen de olsa sona
ermesi mülkiyet alanında düzenleme yapıldığını göstermektedir.
Yanıt: E
15
11
Navarin Baskını; İngiltere, Fransa ve
Rusya’nın Rumların bağımsızlığını sağlamak
amacı ile Osmanlı donanmasını yaktığı tarihi olaydır.
Yanıt: B
XIX. yüzyılda II. Mahmut Dönemi’nde mutlak otoriteyi sağlamak amacı ile yapılan bir
çalışma da 1826 Vakayihayriye ile Yeniçeri
Ocağı’nın kapatılmasıdır.
İlk nüfus sayımının yapılması veya ilköğretimin zorunlu olması mutlak otoriteyi güçlendirmez.
Yanıt: C
OSMANLI DEVLETİ DAĞILMA DÖNEMİ - IV
“Şark Meselesi” ilk defa 1815 Viyana
Kongresi’nde Rus delegasyonu tarafından kullanılmıştır. Viyana Kongresi Napolyon Savaşları sonunda Fransız Orduları’nın Koalisyon
Orduları tarafından tümüyle yenilgiye uğratılmasının ardından, Avrupa’daki sınırları ve
güçler dengesini yeniden belirlemeye yönelik
kararlar almak üzere toplanmış olan kongredir.
Yanıt: B
2
1848 Devrimi Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde
ortaya çıkan ayaklanma, devrim ve özgürlük
hareketleridir. Özellikle İtalya, Almanya, Fransa, Avusturya, Polonya, Romanya ve Macaristan bu dönemde büyük sarsıntılar geçirmiş,
Osmanlı Devleti ise bu olaylardan nispeten
etkilenmemiştir. Bunun temel nedeni Osmanlı
Devleti’nde işçi sınıfının oluşmamasıdır.
Yanıt: E
3
4
Filikieterya, Osmanlı Devleti’nden bağımsızlık kazanmak amacıyla bir grup Yunanlının
1814 yılında kurmuş olduğu bir dernektir.
Filikieterya 1814 yılında Emmanouil Ksantos, Nikolaos Skoufas ve Athanasios Tsakalof adlı üç Yunan tarafından, o zamanki
Rusya’da günümüzde Ukrayna’nın sınırları
içinde kalan Odesa (Hocabey) kentinde kuruldu. Amacı Yunan Bağımsızlık Savaşı hareketini gerçekleştirmek olan bu dernek
özellikle Osmanlı topraklarında yaşayan
Rumları kışkırtmak için faaliyet gösterdi.
Yanıt: B
Kütahya Antlaşması (1833), Osmanlı İmparatorluğu ile Mısır Valisi Kavalalı Mehmet
Ali Paşa arasında 14 Mayıs 1833 tarihinde
imzalanmış bir barış ve düzenleme antlaşmasıdır. Bu antlaşma ile bir iç mesele olan
Mısır Meselesi ilk kez dış sorun hâline
gelmiştir. Birinci Mısır–Osmanlı Savaşı’nı
sona erdirmiştir, aynı zamanda bu antlaşma
ile Şam, Girit ve Adana vilayetlerinin yeni
statüsü de belirlenmiştir.
Yanıt: A
6
Balta Limanı Ticaret Antlaşması (16 Ağustos 1838) Osmanlı İmparatorluğu’nun İngiltere ile İstanbul’un Balta Limanı semtinde
imzaladığı ticaret antlaşmasıdır.
Bu antlaşmanın bazı maddeleri şunlardır:
Tekel sistemi kaldırıldı. Britanyalılara
diledikleri miktarda ham maddeyi satın
alma imkânı verildi.
İç ticarete Osmanlı vatandaşlarının yanı
sıra Britanyalıların da katılması öngörüldü.
Britanya vatandaşları Osmanlı ürünlerini
Osmanlı tebâsından tâcirlerle aynı vergi
koşulları altında satın alma hakkına sahip oldular.
Britanyalılarla olan transit ticaretten
alınan vergi resmî kaldırıldı.
Büyük Britanya gemileriyle gelen Britanya malları için bir defa gümrük
ödendikten sonra mallar alıcı tarafından
nereye götürülürse götürülsün bir daha
gümrük ödenmeyecekti.
Yanıt: C
7
Paris Antlaşması, 30 Mart 1856 tarihinde
Rusya ile Kırım Savaşı’nı kazanan Osmanlı
İmparatorluğu, Birleşik Krallık ve Fransa
arasında imzalanmış bir barış antlaşmasıdır.
Antlaşmanın Avrupa için önemi, Rusya tarafından bozulan uluslararası dengenin tekrar tesis edilmesidir.
Osmanlı İmparatorluğu açısından ise; Başlangıçta Rus tehlikesi bertaraf edildi; Osmanlı İmparatorluğu, devletler genel hak ve
hukukundan faydalanma imkânı elde etti,
Avrupa konseyine girme hakkını kazandı.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
XIX. yüzyıl padişahları
IV. Mustafa
II. Mahmut
Abdülmecid
Abdülaziz
V. Murat
II. Abdülhamit
V. Mehmet (Reşat) ise XX. yüzyıl padişahlarındandır.
Yanıt: D
5
ÇÖZÜM–26
1
53
54
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
Halepa Fermanı, Osmanlı Devleti’nin İngiltere ve Rusya gibi devletlerin baskılarıyla
Girit’te daha önce yapılan 1868 açılımına
ek olarak taahhüt edilen ıslahatlardır. 20
Kasım 1878 tarihinde yayınlanan Ferman’ı
Osmanlı Devleti adına asilerle imzalayan
Gazi Ahmet Muhtar Paşa’dır.
Ferman’a göre;
Girit valisi beş yıl süreyle atanacaktı.
Valinin bir yardımcısı bulunacaktı. Vali
Müslüman ise yardımcısı Hıristiyan, Hıristiyan ise yardımcısı Müslüman olacaktı.
Girit Genel Meclisi; 49 Hristiyan, 31
Müslüman üyeden meydana gelecek, aldığı kararlar Osmanlı kanunlarına aykırı
olmayacaktı.
Hıristiyan kaymakamlar, Müslüman kaymakamlardan sayıca fazla olacaktı.
Girit’te Türkçenin yanında Rumca da
resmî dil olarak kabul edilecekti.
Vergi gelirlerinin yarısı adanın kamu
hizmetlerine harcanacak, eğer adanın
geliri giderlerini karşılayamayacak olursa, devlet yardım edecekti.
Yanıt: A
10
Ayanlık sistemi, II. Mahmut tarafından
merkezî otoriteyi sağlamak amacı ile kaldırılmıştır.
Yanıt: A
11
Kuleli Olayı ya da Kuleli Vakası, Osmanlı
İmparatorluğu’nda 14 Eylül 1859 günü üyelerinden birinin ihbarı üzerine ortaya çıkarılan, amacı Abdülmecid’i devirip Abdülaziz’i
yerine tahta geçirmek olduğu tahmin edilen
darbe girişimidir. Olay Kuleli’de geçmemiştir, davası burada görüldüğünden bu adla
anılmıştır. Gizli örgütün üyelerinin yüksek
rütbeli subaylar, ulema ve gençler gibi farklı toplumsal kesimlerden olması ve yargılamaların kapalı yapılması nedeniyle örgütün
ideolojisi hakkında kesin bir işaret bulunamamıştır. Tarihçiler tarafından Tanzimat’a
karşı bir tepki olarak kabul edilmiştir.
Yanıt: B
9
1877–1878 Osmanlı–Rus Savaşı sonrasında
imzalanan Ayastefanos Antlaşması’nın yerine İngiltere, Avusturya–Macaristan, Fransa,
Almanya, Rusya ve Osmanlı Devleti arasında imzalanan antlaşmadır.
Bu antlaşmaya göre;
Sırbistan, Karabağ ve Romanya’nın bağımsızlıkları koşullu olarak kabul edildi.
Girit, Osmanlı Devleti’ne bırakıldı.
Rusya, Doğu Beyazıt ve Eleşkirt’i Osmanlılara bıraktı.
Bulgaristan bağımsız bir prenslik olacak
ve özel koşullarla Osmanlı Devleti’ne
bırakılan Doğu Rumeli ve Makedonya
vilayetleri üçe bölündü.
Osmanlı Devleti’nin Rusya’ya ödemesi
gereken savaş tazminatı 802.500 franka
indirilerek taksite bağlandı.
Bosna–Hersek Osmanlı sayıldı ancak yönetimi Avusturya–Macaristan’a bırakıldı.
Yanıt: C
12
Hicaz Demiryolu, II. Abdülhamit tarafından
1900-1908 yıllarında Şam ile Medine arasında inşa ettirilen, Osmanlı İmparatorluğu’nun
İstanbul’dan başlayan demiryollarının bir
bölümüdür. Demiryolunun teknik işlerinin
başında Alman mühendis Meissner bulunuyordu. Hicaz Demiryolu özellikle İstanbul ile Kutsal Topraklar arasındaki ulaşımı
güçlendirmek için yapılmıştır, bu bölgelere
taşınacak askerlerin ulaşımının kolaylaşması,
hacıların daha güvenli bir şekilde hacca
gidip gelmesi ve Arap ülkelerinin ekonomik
gücünü yükseltmek öncelikli hedeflerdir.
Yanıt: D
OSMANLI DEVLETİ DAĞILMA DÖNEMİ - V
Berlin Antlaşması ile
–– Bosna Hersek’in yönetiminin Avusturya Macaristan İmparatorluğu'na
bırakılması
–– Sırbistan, Karadağ ve Romanya’nın
bağımsız olması
–– Osmanlı Devleti’nin Rusya’ya savaş
tazminatı ödemesi,
–– Kars, Ardahan, Artvin ve Batum’un
Rusya’ya bırakılması
–– Girit ve Ermenilerin oturdukları
yerlerde ıslahatlar yapılması kararlaştırılmıştır.
Yanıt: B
2
3
1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı ile
–– Hukukun üstünlüğü,
–– Mülkiyet güvencesinin öngörülmesi,
–– Askerliğin vatani görev olması,
–– Rüşvet ve iltimasın yasaklanması,
–– Vergilerin herkesin gelirine göre
toplanması,
–– Bütün Osmanlı halkının ırz, namus,
can ve mal güveliğinin devletin güvencesi altına alınması sağlanmıştır.
Azınlıkların memur olması 1856’da ilan edilen Islahat Fermanı ile gerçekleşmiştir.
Yanıt: D
Rüsumat Emaneti: Gümrük işlerine bakan
resmi dairedir.
Osmanlı Devleti’nde ekonomik hayatı düzenlemeye yönelik gelişmeler arasında Islahı
Sanayi Komisyonunun kurulması yer almaktadır. Bu komisyon 1860’lı yılların başında
kurularak 1897’ye kadar faaliyetini sürdürmüştür. Bu komisyonun teşviki ve birçok
kişinin de sermaye katmasıyla sanayi şirketleri kurulmuştur.
Şurayı Devlet bugünkü Danıştaydır. Ekonomik düzenlemeyle bir alakası yoktur.
Yanıt: B
5
Osmanlı Devleti vakıflara büyük önem vermiştir. Osmanlılar zamanında kurulan vakıflar kadılar tarafından yönetilmiştir. Merkezi
bir yönetim için II. Mahmut Dönemi’nde
“Evkaf Nezareti” (Vakıflar Bakanlığı ) kurularak bütün vakıflar bu bakanlığa bağlanmıştır. Nezaretin kurulmasının iç ve dış olmak
üzere birçok nedeni bulunmakta olup bunlar;
dağınık olan vakıf yönetiminin tek elde toplanması, yolsuzlukların kaldırılması, devletin
genel reformlar çerçevesinde merkezî anlayışla yeniden düzenlenmesi, vakıf gelirlerinin
devletin diğer alanlarında harcanabilmesi ve
dinî çevrelerin gücünün kırılmasıdır.
Yanıt: C
6
Islahat Fermanı ile gayrimüslimlere,
–– Mahkemelerin açık yapılması, herkesin kendi dinine göre yemin etmesi
– yargı,
–– nakdi bedel ödeyerek askerlikten
muaf olma – askerlik,
–– kendi okullarını açabilme- eğitim
–– alanlarında haklar verilmiştir.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Tanzimat Dönemi'nde eğitimin devletin kötü
gidişatını durduracağı düşünülmekteydi. Bu
doğrultuda okul ve sınıf ortamının düzenlenip, yeni öğretim metotlarının ve araç gereçlerinin kullanılmıştır. Bilimsel araştırmaları özendirmek ve araştırmak üzere 1851’de
Ahmet Cevdet Paşa’nın önderliğinde Encümenidaniş kurulmuştur.
Yanıt: C
4
ÇÖZÜM–27
1
55
56
7
Türk tarihinin ilk anayasası olan Kanunuesasi halka kısıtlı da olsa seçme seçilme hakkı
tanıyarak yönetime katmıştır. Ülkede ilk kez
seçimler yapılarak Meclisi Mebusan açılmıştır (19 Mart 1877). Meclisi Mebusanda
Müslümanların yanında gayrimüslimlere de
yer verilmiştir. Bu mecliste 69 Müslüman,
46 gayrimüslim toplam 115 milletvekili bulunmaktaydı.
Meclisi Vükela ( Bakanlar Kurulu) II. Mahmut, İl, Genel Meclisleri ise Abdülmecit
Döneminde kurulmuştur.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
Redif birliklerinin kurulması, Balta Limanı
Antlaşması’nın imzalanması, Darülmuallimat
denilen kız öğretmen okulunun açılması, Halepa Fermanı’nın yayımlanması XIX. yüzyılda
gerçekleşen olaylardır. Fakat Millî İtibari Bankasının kurulması İttihat ve Terakki
Partisi tarafından 1917 yılında Avrupa ekonominse bağımlı olmayan bir millî ekonomi
yaratmak için açılmıştır.
Yanıt: B
10
Kırım Savaşının getirdiği maliyetin altından
kalkamayan Osmanlı Devleti zaten bozuk
olan maliyesini düzeltebilmek için 1854’te
Abdülmecit Dönemi’nde ilk kez dış borç
almak zorunda kalmıştır. Abdülmecit’ten
sonraki padişahlarda dış borç almış fakat
Abdülmecit’ten önce Padişah olan II. Mahmut Dönemi’nde dış borç alınmamıştır.
Yanıt: C
11
Sekbanıcedit Ocağının kurulması, pasaport uygulamasının getirilmesi, Mürur Tezkeresi’nin
uygulamaya konulması, ilk nüfus sayımının
yapılması II. Mahmut’un yaptığı ıslahatlar
arasında yer almaktadır.
Mektebisultani
(Galatasaray
Sultanisi)
1868’de Abdülaziz tarafından kurulmuştur. Eğitim süresi 5 yıldır bu süre daha
sonraları hazırlık sınıfıyla birlikte sekiz yıl
olmuştur. Okulun müdürü ve öğretmenleri
Fransızdı. Buraya her dinden ve milletten
öğrenci alınmıştır. Daha sonra Galatasaray
Lisesi adını alan bu kurum günümüzde de
eğitime devam etmektedir.
Yanıt: D
12
9
II. Mahmut Osmanlı yenileşme hareketlerinin önündeki en önemli engel olan Yeniçeri
Ocağının kaldırarak, orduda düzenlemeye gitmiştir. Bu olaya tarihte Vakayıhayriye (Hayırlı Olay)denilmektedir. II. Mahmut Yeniçeri
Ocağının yerine Asakirimansureyimuhammediye adıyla Batı tarzında yeni bir ordu
kurmuştur. Yeniçeri Ocağının kaldırılmasıyla seyfiye sınıfının siyasi etkisi azalmış, II.
Mahmut’un iktidarı güçlenerek ıslahatların
yapılması için uygun zemin hazırlanmıştır.
Yanıt: E
Tanzimat Fermanı’nın ilan edilmesi,
Tersane Konferansı’nın düzenlenmesi, Hünkar İskelesi Antlaşması’nın imzalanması, I.
Meşrutiyet’in ilan edilmesi milliyetçilik hareketlerinden etkilenen Osmanlı Devleti’nin
toprak kayıplarını önlemeye yönelik gerçekleştirdiği gelişmelerdir.
Senediittifak’ın ilan edilmesi toprak kayıplarını önlemeye yönelik değildir. Anadolu ve
Rumeli’deki âyanların başına buyruk hareket
etmesinden rahatsız olan II. Mahmut bu
duruma son vermek için 1808’de âyanlarla
senediittifak’ı imzalamıştır. Âyanların gittikçe güçlendiğini gören II. Mahmut daha sonra ayanları ortadan kaldırmıştır.
Yanıt: D
OSMANLI DEVLETİ DAĞILMA DÖNEMİ - VI
Osmanlı Devleti kendi bölgesinde özerk bir
konuma gelen Tepedelenli Ali Paşa İsyanı
ile uğraşırken bu durumdan yararlanan Yunanlılar isyan çıkarmıştır. Mora’da patlak
Yunan Ayaklanması kısa sürede Orta Yunanistan ve Girit’e sıçramış ele geçirilen
yerlerde Türklere karşı kitlesel katliamlar
yapılmıştır. Osmanlı Devleti’nin isyanı bastırma çabaları Avrupa devletlerinin tepkisini
çekerek isyana destek için Avrupa’nın bir
çok yerinden Yunanlılara destek için gönüllüler gelmiştir.
Yanıt: C
2
Rus Çarı I. Nikola,
Rus Grandüşesi
Helana’nın düzenlediği konserde İngiliz Elçici Sir Hamilton Seymour’u bir kenara çekerek ‘’ Bakınız kollarımız arasında hasta,
çok ağır hasta bir adam var. Hasta adamın
yaşamasını hepimiz istiyoruz. Emin olunuz ki
bende sizin kadar onun yaşamasını istiyorum. Ancak ansızın kollarımızda ölüvermesi,
Avrupa çapında bir savaşa neden olabilir.
Bu karışıklık esnasında İngiltere İstanbul’a
yerleşmek isterse buna göz yummayacağımızı açıkça söyleyebilirim. Ben de İstanbul’u
işgal etmeyi düşünüyorum. Bu düşüncemi
İngiltere’ye bildiriniz.’’ demiştir.
Yanıt: B
1808’de II. Mahmut ve âyanlar arasında
imzalan Senediittifak ile daha önceki ıslahatlarda görülmeyen padişahın yetkileri
kısıtlanmıştır. II. Mahmut tahta çıktığı dönemlerde âyanlar oldukça güçlüydü. Alemdar
Mustafa Paşa Anadolu ve Rumeli âyanlarını
İstanbul’da toplayarak Senediittifak’ın imzalanmasını sağlamıştır. Böylece Padişah ilk
defa istemeyerek de olsa âyanların varlığını
resmen kabul etmiş, padişahın otoritesi sınırlandırılmış, mahalli otoritelerin varlığı yasallaşmış oldu.
Senediittifak ile ayanlar
gittikçe güçlenmiş, merkezi otoriteyi tehdit
eder duruma gelmiştir. Bu durumdan rahatsız olan II. Mahmut daha sonra âyanları
ortadan kaldırmıştır.
Yanıt: D
5
1868’de bugünkü Yargıtayın görevini üstlenen Divanı Ahkamı Adliye kurulmuştur.
Yine bu tarihte bugünkü Danıştayın görevini üstlenen Şurayı Devlet kurulmuştur. Böylece yürütme ve yargı birbirinden ayrılarak,
yargının bağımsızlığı tanınmıştır.
Yanıt: B
6
XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren dünyada anayasal yönetim hareketleri güçlenmeye başlamış ve Osmanlı Devleti’nde bu
hareketlerden etkilenmiştir. Genç Osmanlıların çalışmalarıyla anayasal düzene doğru ilerleme kaydedilmiştir. Mithat Paşa II.
Abdülhamit’in şehzadeliği döneminde Abdülhamit ile konuşarak anayasanın ilan edilmesi konusunda Abdülhamit’in sözünü almıştır.
Genç Osmanlılar arasında Mustafa Fazıl
Paşa, Ziya Paşa, Mithat Paşa Ali Suavi
gibi aydınlar yer almaktadır.
Sait Halim Paşa İslamcılık görüşünü savunmuştur. Siyasi birliğimizin temellerine bütünüyle aykırı batılı meşrutiyet yönetimini
uygulamaya kalkışmanın, büyük bir yanlış
olacağını belirtmiştir.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Akdeniz’de üs elde etmek ve ticari alanda
güç kazanmak isteyen Fransa Mısır’ı işgal
edince çıkarları zedelenen Rusya ve İngiltere de Osmanlı Devleti yanında yer almıştır.
Rusya İngiltere ile Mısır’da bulunan Fransız
donanmasını yakmıştır.
Mehmet Ali Paşa İsyanı’nda Osmanlı Devleti Fransa ve İngiltere’den yardım istemiş
fakat bu devletler bu durumun Osmanlının
bir iç sorunu olduğunu belirterek Osmanlı
Devleti’ne yardım etmemişlerdir. Bunun üzerine II. Mahmut Rusya’dan yardım istemiştir. Rusya’da yardım isteğini kabul ederek
donanmasını İstanbul’a göndermiştir. Rusya
Osmanlı Devleti’ne yardım ederek boğazlardan kolaylıkla geçebileceğini düşünmüştür.
Navarin Baskını’nda Rusya, Fransa ve İngiltere ile Osmanlı’ya karşı birlikte hareket
etmiştir.
Yanıt: E
3
4
ÇÖZÜM–28
1
57
58
7
Osmanlı Devleti’nde XIX. yüzyılda kurulan
kurumlara arasında,
kadın, çocuk ve yaşlıların korunması ve
özürlülerin bakımına yönelik Darülaceze
(yoksul evi),
Anadolu’nun çeşitli yerlerinde gureba hastaneleri,
sosyal yardım kurumu olan Hilali Ahmer
(Kızılay),
yetim çocukların eğitimi için yetimler yurdu
manasına gelen Darüleytam kurulmuştur.
Darülelhan sosyal yardımlaşma kurumu değil
1908’de batı tarzında kurulan bir konservatuardır.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
21 Nisan 1873’te padişah iradesiyle Ceridei
Mahakim adıyla yeni bir gazete çıkarılmıştır. Bu gazetenin amacı mahkemelere ait
kanunları ve yargı kararlarını yayınlamaktı.
Modernleşme çabaları ve hukuk devleti olma
yolunda atılmış önemli adımlardan biridir. 6
Ekim 1901’den sonra da Cerideyi Mahakimi
Adliyyeye çevrilmiş süreç içerisinde isminde
değişiklikler yapılarak Cerideyi Adliye adıyla 1928’e kadar varlığını devam ettirmiştir.
Yanıt: D
9
1851 yılında Ali, Fuad ve Cevdet paşaların
Şirketi Hayriyeyi kurmalarıyla İstanbul ve
çevresinde vapur işletmeciliğine geçilmiştir. Bu gibi şirketleşmeler Midhat Paşa’nın
Tuna ve Bağdat valilikleri sırasında da devam ederek burlarda nehir taşımacılığı ve
tramvay işletmeciliği yapılmıştır.
Yanıt: B
10
1881’de Müzeyihümayunun başına geçirilen
ve padişah II. Abdülhamit’in emriyle İstanbul’daki Arkeoloji Müzesini (Asarıatika) kuran bilim adamı Osman Hamdi Beydir.oaman
Hamdi Beyin çalışmaları ile Osmanlı arkeolojisi uluslararası bilim dünyasındaki yerini
almıştır.
Yanıt: C
11
Paris Konferansı’nın devam ettiği sırada
Avrupa devletlerinin istekleri doğrultusunda
ilan edilen Islahat Fermanı ile konferansta
Osmanlı lehine karar alınması sağlanmıştır.
Ayrıca Rusya’nın Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışarak azınlıkları kışkırtması ve
Balkanlardaki isyanların sona erdirilmesi
hedeflenmiştir.
Yanıt: A
12
Sanayiinefise, Mektebitıbbıye, Mızıkayıhümayun, Mektebiulumuedebiye XIX. yüzyılda
yapılan ıslahatlar arasında yer almaktadır.
Osmanlı Millî Olimpiyat Cemiyeti 1908’de
Selim Sırrı Tarcan tarafından kurulmuştur.
Böylelikle yelken, kürek, yüzme, bisiklet, tenis, boks, eskrim ve binicilik gibi modern
sporlar yapılmaya başlanmıştır. 1912 ‘de ilk
kez Stokholm olimpiyatlarına gidilmiştir.
Yanıt: D
XX. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ - I
9 Haziran 1908’de Baltık kıyısındaki
Reval’de bir araya gelen İngiltere Kralı
VII. Edward ile Rus Çarı Nikola; Girit,
Afgan Hududu, Balkan demiryolları, İran,
Makedonya gibi birçok konuyu masaya yatırdılar. Ayrıca görüşmelerde Almanya ve
Avusturya’ya yönelik izlenecek politikalar
da işlenmiştir. Görüşmelerden sonra İngiltere “Hasta Adam” olarak nitelendirilen
Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü korumaktan vazgeçti.
Yanıt: B
2
31 Mart Olayı, Meşrutiyet idaresini istemeyen kişi ve grupların rejim karşıtı eylemidir. Bu isyan hareketinde Ahrar Fırkası, İttihadimuhammedi Fırkası, Avcı Taburları ve
Medrese öğrencilerinin etkisi vardır. Ayrıca
II. Abdülhamid’in de etkisi olduğu öne sürülmüştür. İsyan büyüyünce, Selanik’ten
İstanbul’a gelen Harekât Ordusu olaya müdahale etmiştir. İstanbul’da güvenliğin sağlanmasının ardından II. Abdülhamid tahttan
indirilmiş ve hükûmeti lağv edilmiştir. Ayrıca 1876 Anayasasında 1909 yılında değişiklikler yapılmıştır. Bu durum isyanın;
padişah, hükûmet ve anayasa değişikliğine
yol açtığı söylenebilir.
Yanıt: E
Osmanlı Siyasi Partileri
Halaskâr Zabitan Grubu: 1912 yılında yapılan “Sopalı Seçimlerden” sonra İttihat ve
Terakki’nin baskısına tepki olarak kurulmuş
ve Arnavutluk İsyanı bahane edilerek 16
Temmuz 1912 tarihinde bir muhtıra vererek İttihat ve Terakki yanlısı Sait Paşa
hükûmetini istifaya zorlamıştır.
İttihat ve Terakki Fırkası: 3 Haziran 1889’da
“İttihadiosmani” olarak teşkilatlanan cemiyet
daha sonra “Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti” olarak kendisini geliştirmiş ve gerek
Harbiyeler içinde gerekse mekteplerde ve
bilhassa Tıbbiye bünyesinde büyük bir taraftar bulmuştur. 1908 II. Meşrutiyetin ilanı ile
gerek Meclisimebusan’da gerekse Osmanlı
bürokrasisinde büyük ilgi görmüştür.
Fedâkarânımilliyet Cemiyeti: 1908 Ağustos
ayında kurulmuş ve hiçbir seçime katılmamıştır. 31 Mart Olayı’ndan sonra İstanbul’da
1908 seçimlerine katılmıştır.
Osmanlı Ahrar Fırkası: 14 Eylül 1908 tarihinde kurulmuş, seçim öncesi partileşmesini tamamlamış ve sadece İstanbul’da 1908 seçimlerine katılmıştır. Seçim sonrasında bir başarı
gösterememiş, İttihat ve Terakki’nin tutumunu
protesto ederek siyasi hayattan çekilmiştir.
Fıkra–ı İbad: 6 Şubat 1909 tarihinde kuruldu
1911 seçimlerine katılmış ve hiçbir varlık
gösterememiştir.
İttihadimuhammedi Cemiyeti: 5 Nisan 1909
tarihinde bir cemiyet olarak kurulmuş 31
Mart Olayından sonra kapatılmıştır.
Heyetimüttefikaiosmaniye: 17 Nisan 1909
tarihinde kurulmuş ve kısa bir zaman sonra
kapatılmıştır.
Mutedil Hürriyetperveran Fırkası: Kasım
1909 da 1908 seçimlerinde mebus olarak seçilenler tarafından kurulmuş daha sonra “Hürriyet ve İtilaf Fırkası”na iltihak etmişlerdir.
Islahatıesasiyeiosmaniye Fırkası: 1909’da
ülke dışında kurulmuş 1913 yılında Hürriyet
ve İtilaf Fırkası’na katılmıştır.
Ahali Fırkası: 21 Şubat 1910’da İttihatçılardan
ayrılanlar tarafından kurulmuştur. 1911 yılında
Hürriyet ve İtilaf Fırkası’na katılmışlardır.
Osmanlı Sosyalist Fırkası: 1910 yılının sonlarında kurulmuştur. Hiçbir genel ve ara
seçime katılmamıştır.
Hürriyet ve İtilaf Fırkası: 21 Kasım 1911
tarihinde kurulmuştur. II. Meşrutiyetin en
güçlü muhalefet partisidir.
Millî Meşrutiyet Fırkası: 5 Temmuz 1912
tarihinde kurulmuş “Milliyetçi” kimliği ile
öne çıkmış ancak hiçbir seçime katılmamış,
kısa süre içinde kapanmış ve dağılmıştır.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Tanin: II. Meşrutiyet’in ilanından sonra
İstanbul’da yayın hayatına başlayan ve İttahat-Terakki Cemiyeti’nin resmî yayın organı haline gelen gazetedir.
Mizan: 1886 yılından itibaren haftalık olarak çıkarılmaya başlanan gazetedir.
Cerideiresmîye: 10 Eylül 1923 tarihinden itibaren çıkarılan bu gazete Resmî
Gazete’nin temelini oluşturmuştur.
Ulus: Eski adı Hakimiyetimilliye olan haftalık
gazetedir. 1934 yılında Ulus adını alan gazete
CHP’nin yayın organı haline gelmiştir.
Düstur: 1863 yılından itibaren çıkarılan gazetedir. Düstur gazetesi; salnameleri, kanun
ve nizamnameleri ihtiva etmektedir.
Yanıt: A
3
4
ÇÖZÜM–29
1
59
60
5
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
İttihat ve Terakkiciler savundukları Türkçülük fikri çerçevesinde; mali, kültürel, idari
alanlarda ulusallaşma çabası içine girmişlerdir. İktisadi yaşamdaki yabancı ve azınlık
etkisini kırmak amacı ile kapitülasyon adı
altındaki tüm ayrıcalıklara karşı çıkmış ve
engellemeye çalışmışlardır (II).
Ancak İttihatçilerin yabancı şirketlerde
Türk çalışmasına ve İtibarımillî Bankasının
açılmasına karşı çıktığı söylenemez. Hatta
bizzat kendileri bu faaliyetleri yürütmüştür.
Yanıt: B
6
Osmanlıcılık → Bütün Osmanlı tebaasının
din ve mezhepten bağımsız olarak eşit
yurttaşlık haklarına sahip olmasını savunan
siyasi görüşün adıdır. 1839’da ilan edilen
Tanzimat Fermanı’ndan itibaren Osmanlı
Devleti’nin resmî görüşü olmuş ve 1876
Kanuniesasi’nin ana düşüncesini oluşturmuştur. Osmanlıcılık düşüncesi kendi döneminde
daha çok İttihadianasır (unsurların birliği)
adıyla savunulmuştur. “Osmanlıcılık” adı Yusuf Akçura’nın 1903’te yayımlanan Üç Tarz-ı
Siyaset adlı kitabının etkisiyle yaygınlık kazanmış ve daha çok Osmanlıcılık düşüncesinin karşıtları tarafından kullanılmıştır.
Osmanlıcılığın amacı ise Osmanlı Devleti
altında yaşayan azınlıkları ve Müslümanları
bir araya getirmekti ve böylece Osmanlı’nın
içinde bulunduğu durumdan kurtarılmasını
sağlamaktı.
Yanıt: D
7
Trablusgarp Savaşı’nda bölgenin savunulması için mücadele veren gönüllü Osmanlı
subayları arasında; Mustafa Kemal, Enver
Paşa, Neşet Paşa, Ali Fethi Bey, Fırat
Bey ve Nuri Bey vardır. Ancak bu kadro
da İsmet Paşa yoktur.
Yanıt: C
8
İtalya ile Rusya arasında, savaştan önce
imzalanan Roccogini Antlaşması ile İtalyanlar Trablusgarp ile ilgili çıkarlarını Ruslara
kabul ettirmiştir.
Yanıt: A
9
Meternik sistemi, 1815’de İngiltere, Rusya
ve Avusturya’nın bir araya gelmesi ile toplanan Viyana Kongresi’nde oluşturulmuştur.
Yanıt: E
10
Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan Nizip
Savaşı’nda, Fransa Mısır’daki çıkarlarından
dolayı Vali’yi desteklemiştir.
Yanıt: A
11
İtilaf ve İttifak kuvvetleri arasında yapılan I. Dünya Savaşı’nda ilk çekilen devlet
Japonya’dır.
Yanıt: E
12
I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı’nın en son kapanan cephesi Suriye - Filistin Cephesi’dir.
Yanıt: C
XX. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ - II
Bükreş Antlaşması (10 Ağustos 1913)
II. Balkan Savaşı’nı bitiren antlaşmalardan
biridir. Bulgaristan ile diğer Balkan devletleri olan Yunanistan, Sırbistan, Karadağ ve
Romanya arasında imzalanmıştır.
Bükreş Antlaşması’na göre;
Bulgaristan, Birinci Balkan Savaşı sonucunda aldığı Selanik, Serez, Drama ve
Dedeağaç’ı Yunanistan’a bırakacaktır.
Bulgaristan, Dobruca(A) ve Silistre’yi(B)
Romanya’ya verecektir.
Orta ve Kuzey Makedonya (Manastır(C),
Üsküp(D), Priştine) Bulgarlardan alınarak Sırbistan’a verilecektir.
Ancak Bulgaristan, bu antlaşma ile Sofya’yı
kaybetmemiştir.
Yanıt: E
2
3
Bu soruda öncelikli olarak kullanılacak olan
eleme yöntemi, İngiltere’nin açmadığı cepheleri bulmak olsun. Bu durumda A seçeneği gider, çünkü bu cepheyi Osmanlı
Devleti açtı.
Şimdi de Abadan neresi ona bakalım. Abadan İran civarında bir kasabadır. Irak’a da
yakın olan bölge petrol kaynakları ile önemli bir yere sahiptir. İşte İngiltere Abadan
petrolleri için mücadeleyi Irak Cephesi’nde
vermiştir.
Yanıt: B
I. Dünya Savaşı boyunca Mustafa Kemal’in
bulunduğu görevler;
1914 Sofya’da Askeri Ateşemirlik(I)
 1915 Çanakkale Savaşı’nda Albaylık
 1916 Kafkas Cephesi’nde Muş ve Bitlis
 1917 Filistin’de 7. Ordu Komutanı
1918 Suriye’de Yıldırım Orduları Grup
Komutanı (III)
Mustafa Kemal Başkomutanlık görevini
Kurtuluş Savaşı sırasında yürütmüştür.
Yanıt: D
5
Gizli Antlaşmalar
1915 Boğazlar Antlaşması: Rusya’yı kendi
yanlarında tutabilmek isteyen İngiltere
ve Fransa tarafından İstanbul, Boğazlar
ve Marmara kıyıları Rusya’ya vadedilmiştir.
1915 Londra Antlaşması: 12 Ada ve Güneybatı Anadolu İtalyanlara vaadedilerek, İtilaf Devletlerinin yanında savaşa
çekildiği antlaşmadır.
1916 Sykes-Picot Antlaşması: İngiltere
ve Fransa’nın Osmanlı topraklarını paylaştıkları antlaşmadır.
1916 Petrograd Antlaşması: Doğu Anadolu ve Trabzon’a kadar olan Karadeniz
kıyıları daha önceki bölgelere ek olarak
Rusya’ya bırakılmıştır.
1916 Mac-Mahon Antlaşması: İngilizlerin
Mısır valisi Mac-Mahon ile Hicaz Emiri
Şerif Hüseyin arasında yapılmıştır.
1917 Saint Jean de Maurinne Antlaşması: Rusya’nın savaştan çekilme ihtimali üzerine İtalya’nın önemi artmış ve
önceki bölgelere ek olarak Batı Anadolu da İtalyanlara vadedilmiştir.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Uşi Antlaşması → 1912 (II)
İstanbul Antlaşması → 1913 (I)
Sevr Antlaşması → 1920 (III)
Bu durumda kronolojik sıralama II-I-III şeklindedir.
Yanıt: B
4
ÇÖZÜM–30
1
61
62
6
Makedonya Cephesi: Sırbistan’ın İttifak
Devletleri’nce işgal tehlikesi belirince, bir
Fransız tümeni Çanakkale’den getirilerek,
5 Ekim 1915’te Selanik’te karaya çıkarıldı.
Bir İngiliz tümeniyle Fransız tugayı da
daha sonra bu birliğe katıldı. Böylece Makedonya Cephesi açılmış oldu. Fransızların
Selanik’e kadar gelmesi üzerine Osmanlı
Fransızların karşısında yer aldı.
Yanıt: B
7
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Mondros Ateşkes Anlaşması ya da Mondros Mütarekesi, I. Dünya Savaşı sonunda
Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri
arasında imzalanan ateşkes belgesidir. Osmanlı İmparatorluğu adına Bahriye Nazırı Rauf Bey, Limni Adası’nın Mondros
Limanı’nda Agamemnon zırhlısında 30 Ekim
1918 akşamı imzalanmıştır.
Yanıt: A
8
Patrik Zaven Efendi: Mondros Mütarekesi,
Ermenistan’ın kurulması ortamı için önemli bir
adım olmuştur. 1918 Nizamnamesi hükümlerine uygun olarak 6 Aralık 1918 tarihinde İstanbul’a gelen Ermeni Patriği Zaven
Efendi, bağımsız bir Ermenistan kurulması
için bir teşkilat kurmuştur.
Yanıt: C
9
Kürt Teali Cemiyeti
İngilizlerin yardımı ile Seyit Abdülkadir tarafından İstanbul’da kurulmuştur. Cemiyet,
İngilizlerden destek ve yardım alıyordu.
Wilson İlkeleri’nden yararlanarak Doğu Anadolu Bölgesinde bir Kürt Devleti kurmak
amaçlamıştır.
İslam Teali Cemiyeti
Merkezleri İstanbul’dur. Konya ve çevresinde de yoğun faaliyetlerde bulunmuşlardır.
Ülkenin kurtuluşunu hilafet ve saltanatta
görmüşlerdir.
Ümmetçilik düşüncesini savunmuşlardır.
Sulh ve Selametiosmaniye Fırkası
Merkezleri İstanbul’dur.
Padişaha bağımlılığı savunmamışlardır. Vatanın kurtuluşunun, padişahın ve halifenin
buyruklarına sıkı sıkıya uymakla mümkün
olacağına inanan bir cemiyettir.
İngilizlerden maddi destek görmüştür.
Hürriyet ve İtilaf Fırkası
Merkezi İstanbul’dur.
1911’de İttihat ve Terakki Partisi’ne karşı
olanlar tarafından kurulmuştur.
İngilizlerle beraber hareket etmişlerdir.
İngiliz Muhipleri (Sevenleri) Cemiyeti
İngilizler tarafından Sait Molla isminde birine İstanbul’da kurdurulmuştur.
İngiliz mandasını savunmuşlardır.
Osmanlı Devleti (Vahdettin, Damat Ferit ve
İçişleri Bakanı Ali Kemal üyeleri) tarafından
desteklenmiştir.
Wilson Prensipleri Cemiyeti
Merkezi İstanbul’dur.
Osmanlı Devleti’nin kurtuluşunun ancak İngilizlerin yardımı ile ABD’nin mandası ile
mümkün olabileceği savunulmuştur.
Yanıt: D
10
Enver Paşa, Trablusgarp’ta gönüllü olarak,
Balkan Savaşı’nda Şarköy Muharebesi’nde,
Dünya Savaşı’nda da Genel Kurmay Başkanı olarak görev yapmıştır.
Yanıt: E
11
1882 yılında doğan Halide Edip, ilk yazılarını Halide Salih takma ismi ile Tanin gazetesinda yayınlandı. Millî Mücadele Anadolu
Ajansı’nın kurulmasında etkili oldu.
Yanıt: A
XX. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ - III
A, B, C ve E seçeneklerinde verilen durumlar I. Dünya Savaşı’nın başlamasının nedenleri arasında yer alır. Ancak D seçeneğinde yer alan “Osmanlı yöneticilerinin
kaybedilen toprakları geri almak istemesi”
durumu Dünya Savaşı’nın başlama nedenlerinden olamaz. Çünkü Osmanlı Devleti
bu amaçla ama savaş başladıktan sonra,
I. Dünya Savaşı’nda yer almıştır. Bu durum
savaşın başlama nedeni değil, Osmanlı’nın
bu savaşa katılma nedeni olabilir.
Yanıt: D
2
Londra Antlaşması 26 Nisan 1915 tarihinde; İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya arasında imzalanmıştır. Bu antlaşmada temel
nokta İtalya’nın İtilaf bloğunda yer almasını
sağlama isteğidir. Antlaşma ile İtalya’ya; 12
Ada, Antalya ve çevresi vadedilmiştir.
Ancak bu antlaşma ile İtalya’nın vaadedilen
yerler karşılığında, Trablusgarp’tan vazgeçmesi istenmemiştir.
Yanıt: B
3
4
Brest Litowsk Antlaşması 2 Mart 1918
tarihinde Sovyet Rusya, Almanya, Avusturya, Bulgaristan ve Osmanlı Devleti arasında imzalanmıştır. Ancak İttifakların yenilmesi üzerine geçerlilik kazanmamış bir
antlaşmadır.
Rusya bu antlaşma ile Baltık ülkesi olan
Estonya, Litvanya, Letonya’dan çekileceğini,
Kars, Ardahan, Batum’u Osmanlı’ya ait olacağını kabul etmiştir.
Yanıt: A
8 Ocak 1918 tarihinde yayımlanan Wilson
İlkeleri şu şekildedir;
Yenen devletler, yenilenlerden tazminat
ve toprak talep etmeyecek (D).
Diplomasi açık olacak, gizli antlaşma yapılmayacak (C).
Boğazlar ve ortak karasuları ticari geçişe açılacak (B).
Uluslara çoğunlukta oldukları yerlerde
devlet kurma hakkı tanınacak (A).
Devletlerarası sorunların barış yoluyla
çözümüne önem verilecek.
Bakıldığında “Göçmenler” başlığı ile bir
madde Wilson İlkeleri’nde yer almamaktadır.
Yanıt: E
6
I. Dünya Savaşı’nı kaybeden İttifak Devletleri ile galip devletler arasında bir takım
ateşkes antlaşmaları imzalanmıştır.
Almanya
Rothandes Ateşkesi 1918
Avusturya
Villagustie Ateşkesi 1918
Macaristan
Villagustie Ateşkesi 1918
Bulgaristan
Selanik Ateşkesi
1918
Osmanlı Devleti Mondros Ateşkesi 1918
Atina Antlaşması, I. Dünya Savaşı’nda sona
erdiren ateşkeslerden biri değildir. Bu antlaşma Balkan Savaşı sonunda Osmanlı Devleti
ile Yunanistan arasında imzalanan belgedir.
Yanıt: D
7
I. Dünya Savaşı; tank, denizaltı vb. silahın
ilk kez kullanıldığı, uçak vb. araçların da
geliştirilerek kullanıldığı bir savaştır. Gelişen silah teknolojisi savaşın cephe gerisine
tesir etmesinde ve cephe alanının genişlemesinde etkili olmuştur (I-II)
Bu yaşanan gelişmeler savaşlarda askeri
personel dışında sivil ölümlerinin de artmasına neden olmuştur. Sivil ölümlerin artması
ile de Sivil Savunma Teşkilatlarının sayısında artış yaşanmıştır.
Ancak, sivil savunma teşkilatlarının sayısının artmasında “sivil güçlerin savaş karşıtı
olması”nın bir ilgisi yoktur.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Balfour Deklarasyonu 1917 yılında İngiltere Dışişleri Bakanı Balfour tarafından
yayımlanmıştır. Arthur Balfour, 1917 yılında uluslararası Siyonist hareketinin lideri
Lord Rathschild’e bir mektup göndererek,
Filistin’de bir Yahudi devleti kurulması konusunda İngiliz Hükûmeti’nin destekçisi olacağını belirtmiştir. Bu mektup Siyonist hareketin İtilaflar’ı desteklemesini sağlamıştır.
Yanıt: C
5
ÇÖZÜM–31
1
63
64
8
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
I. Dünya Savaşı’nı kazanan devletler, savaşı
değerlendirebilmek amacı ile 18 Ocak 1918
tarihinde Paris Barış Konferansı’nı toplamışlardır. Konferansın temel organı ise
“Onlar Konseyi”dir. Onlar Konseyi, çalışmaların programını düzenleyerek özel sorunların araştırmasını sağlamak üzere uzmanlık
komisyonlarına yollardı.
Yanıt: A
9
Wilson İlkeleri’nde, uluslararası sorunların
barış yoluyla çözümlemesine dair beyanda bulunulmuştur. Bu beyanlar çerçevesinde 10 Ocak 1920’de İsviçre’de Milletler
Cemiyeti(Cemiyetiakvam)kurulmuştur. Ancak
cemiyet kuruluş amaçlarına tam hizmet
edememiş ve başarısız olmuştur.
Cemiyetin çalışmalarında başarısız olmasında şu nedenler yer almaktadır;
Cemiyetin bünyesinde savaşı önleyici
tedbirlerde boşluklar mevcuttu ve yaptırımlar yetersizdi.
Sözleşmenin 10. Maddesi mütecavizi tayin etmediğinden, bu madde barışı korumada yetersiz kalıyordu.
Önemli konularda oy birliği prensibinin
uygulanması, politik ve hukuki sorunların
çözümünü engelliyordu.
Barışı koruyacak ve devamlı kılacak
uluslararası zihniyet yetersiz ve noksandı.
Habeşistan olayı, 1937 Japon taarruzu ve
1 Eylül 1939 tarihinde Alman ordularının Polonya’ya taarruzu ile başlayan II.
Dünya Savaşı, Milletler Cemiyeti’ni etkisiz duruma getiren nedenler arasında
sayılabilir.
Paris Barış Konferansı’nda hazırlanan
antlaşmaların bir parçası olması.
Bir yandan insan haklarını korumaya
çalışıp diğer yandan kolonileşme ve
manda sisteminin garantisi durumunda
olması çelişkiye yol açıyordu.
Ancak Cemiyetin başarısız olmasında “üye
olma koşulunda bazı devletlere özel davet
şartı getirilmiş olması” yoktur.
Yanıt: D
10
Reddiilhak Cemiyeti
Cemiyet 14 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’de
kurulmuştur. Kuruluş amacı; Batı Anadolu’yu
Yunanlılara karşı korumak ve İzmir ile çevresinin Türk olduğunu ispatlamaktır. Bu durumda Reddiilhak’ın öncülde verilen faaliyet
alanı doğrudur.
Kilikyalılar Cemiyeti
Cemiyet 5 Aralık 1918 tarihinde İstanbul’da
kurulmuştur. Kuruluş amacı ve faaliyet alanı
Çukurova Bölgesi’ni Fransız ve Ermenilere
karşı korumaktır. Görülüyor ki bu cemiyet
ile ilgili verilen faaliyet alanı yanlıştır (II).
Şark Vilayetleri Müdafaaihukuk Cemiyeti
Cemiyet, 4 Aralık 1918 tarihinde İstanbul’da
kurulmuştur. Kuruluş amacı Doğu Anadolu’yu
Ermenilere karşı korumaktır. Erzurum ve
Elazığ’da şubeleri olan bu cemiyetin, öncüde verilen faaliyet alanı doğrudur.
Yanıt: B
11
I. Dünya Savaşı’nın ardından bozulan barış ortamını yeniden tesis etmek için bazı
oluşumlar gündeme gelmiştir. Bu oluşumlar
arasında;
Cemiyetiakvam (Milletler Cemiyeti) (I)
Briand-Kellogg Paktı (II)
Akdeniz Paktı
Locarno Sözleşmesi (III)
Çelik Pakt
Litvinov Sözleşmesi
Balkan Antantı
Sadabat Paktı
yer almaktadır.
Yanıt: E
XX. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ - IV
Mustafa Kemal, 1905 yılında kurmay yüzbaşı olarak ordudaki görevine başladıktan
sonra çeşitli hizmetlerde bulunmuş; 13
Eylül 1911’de İstanbul’da Genelkurmaylıkta bir göreve tayin edilmiştir. Trablusgarp
Savaşı’nda görevlendirilen Mustafa Kemal,
22 Aralık’ta Tobruk’ta başarılı muharebe yapmıştır. 30 Aralık 1911’de Yüzbaşı
Nuri Bey ve diğer arkadaşlarıyla birlikte
Derne’ye geçen Mustafa Kemal, Derne’de
muharebede gözünden yaralanmıştır. Bu bilgiler gösteriyor ki Mustafa Kemal bu savaşta Tobruk (I) ve Derne’de (II) mücadele
etmiştir.
Ancak Anafartalar’da Mustafa Kemal’in
mücadele ettiği cephe olmasına rağmen
Trablusgarp Savaşı değil Çanakkale Savaşı
cephesidir.
Yanıt: D
3
Osmanlı Devleti Siyasi Partileri
İttihat ve Terakki Fırkası
Osmanlı Ahrar Fırkası (D)
Osmanlı Demokrat Fırkası (Fırkaıibad)
Fedakâranımillet Fırkası
İttihadimuhammedi Fırkası
Islahatıesasiyeiosmaniye Fırkası
Mutedil Hürriyetperveran Fırkası
Ahali Fırkası
Osmanlı Sosyalist Fırkası (E)
Hürriyet ve İtilaf Fırkası (C)
Halaskar Zabitan Grubu
Osmanlı Hürriyetperveran Avam Fırkası
(A)
Teceddüt Fırkası
Ahali İktisat Fırkası
Selametiosmaniye Fırkası
Sosyal Demokrat Fırkası
Ancak Ahali Cumhuriyet Fırkası, Atatürk
Dönemi’nde kurulan partilerdendir.
Yanıt: B
Mustafa Kemal bu sözü Çanakkale Cephesi’ndeki görevi sırasında söylemiştir.
Yanıt: A
5
2
Osmanlı Devleti’nin II. Meşrutiyet’e geçiş
süreci sancılı olmuştur. Bu kargaşa ortamı
ise hem iç hem de dış politikada bir çok
probleme ve kayba yol açmıştır. Bu süreçte Bulgaristan bağımsızlığını ilan etmiş,
Yunanistan da Girit’i topraklarına katmış
(I) ve Avusturya Bosna’yı ilhak etmiştir (II).
Ancak Karadağ bu süreçte yaşanan kayıp
değildir. Çünkü Karadağ 1878 Berlin Antlaşması ile bağımsız olmuştur.
Yanıt: D
Osmanlı tarihinin rejim karşıtı ilk isyanı
olan 31 Mart Vakasının çıkmasında;
Derviş Vahdedi
 İngilizler tarafından finanse ve himaye
edilen Volkan Gazetesi
İttihadimuhammedi Cemiyeti
Alaylı subaylar
 Taksim Kışlası’ndaki 4. Avcı Taburu
 Medrese öğrencileri
Harekât Ordusu ise Selanik’ten gelerek İsyanın bastırılmasında etkili olmuştur.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
4
ÇÖZÜM–32
1
65
66
6
8
Osmanlı’nın I. Balkan Savaşı’nı kaybetme sebepleri:
Trablusgarp Savaşı’nın çıkması
Balkanlarda bir karışıklığın meydana gelmeyeceği fikriyle bölgeden 200 taburluk
bir kuvvetin terhis edilmesi (I)
Ordunun düşman güçlerinden çok daha
üstün olmasına rağmen birliklerin sabotaj
ve baskınlara açık ileri mevkilerde mevzilendirilmesi
Sırbistan’ın, Almanya’dan satın aldığı ağır
silahların Selanik Limanı üzerinden geçirilmesine izin verilmiş olması ve dolayısıyla
Balkan Devletleri’nin silahlanması hususunda kayıtsız kalınması
Askerlikle politikanın, birbiri içine dahil
edilmesi neticesinde İttihat ve Terakki
Fırkası ile Hürriyet ve İtilaf Fırkası mensubu subay ve generallerin, sırf siyasi
görüş farklılıkları sebebiyle birbirine yardımdan yüz çevirmesi (II)
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
Yanıt: C
Uşi Antlaşması’nın başlıca maddeleri şunlardır;
Osmanlı Devleti, Trablusgarp ve Bingazi’yi
boşaltacak. Trablusgarp ve Bingazi’ye tam
bir özerklik tanınacak. Trablusgarp ve
Bingazi, yeni bir kanun ve özel düzenle
yönetilecek.
Trablusgarp
ve Bingazi’de Osmanlı Devleti’nin çıkarlarını, padişah adına
Naibü’s-sultan olarak tayin edilen bir görevli koruyacak, dinî ve adli işler, padişah
tarafından seçilecek kadılar eliyle yürütülecek. Kadı ve Naibü’s Sultan’ın maaşları,
Osmanlı maliyesince ödenecek.
İtalya Oniki Ada’yı geçici olarak elinde
tutacak, Osmanlı İmparatorluğu Balkan
Savaşları’nda bu adaları savunamayacak.
İtalya, kapitülasyonların kaldırılmasında,
Osmanlı Devleti’ne yardım edecek. Bölgenin Düyunuumumiyeye olan borçlarını
İtalya üstlenecek.
Bu durumda Uşi Antlaşması Oniki Ada ve
Kapitülasyonlar gibi konularla ilgili hüküm
içermektedir.
Yanıt: C
Almanya’nın Osmanlı Devleti’ni Yanında Savaşa Sokmak İstemesinin Nedenleri:
Yeni cepheler açılmasını sağlamak.
Halifeliğin gücünden yararlanmak.
Rusya’ya Boğazlardan gidecek yardımı
engellemek.
Osmanlı Devleti’nin yer altı kaynaklarından yararlanmak.
Osmanlı Devleti’nin insan gücünden yararlanmak.
Osmanlı Devleti’nin Jeostratejik konumundan yararlanmak (En önemli) (A)
Yanıt: A
9
Osmanlı Cepheleri
Taarruz
Savunma
Kafkasya Suriye-Filistin
Kanal
Hicaz-Yemen
Irak
Çanakkale
Müttefiklere
Yardım
Galiçya
Makedonya
Yanıt: C
10
Selman-ı Pak ve Kut’ül Amare mücadeleleri Irak cephesinde İngiltere ile Osmanlı
ordusu arasında yaşanmıştır.
Yanıt: D
67
XX. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ - V
II. Abdülhamid tarafından oluşturulan Kulloğulları adı verilen yerel güçler, İtalyanların
Trablusgarp’ta yürüttüğü zararlı faaliyetlere karşı mücadele vermiştir.
Yanıt: B
2
1909 Racconigi Antlaşması İtalya ile Rusya arasında Trablusgarp Savaşı öncesinde
imzalanmıştır. Bu antlaşma ile Rusya İtalyanların Trablusgarp’taki İtalya’da Rusların
Boğazlar üzerindeki çıkarlarını koruyacaklarına dair söz vermişlerdir.
Yanıt: A
5
Osmanlı Hürriyetperveran Avam Fırkası
Ali Fethi Bey tarafından İstanbul’da kurulmuştur. Fırka liberal esasları benimsemiş ve Millî Mücadeleye destek vermiştir.
Mustafa Kemal Samsun’a çıkmadan önce
bu fırkaya üye olmuştur.
Yanıt: C
6
I. Balkan Savaşı sırasında Arnavutlar
Bulgaristan’ın desteği ile isyan kalkışmış
ve ardından da bağımsız olmuştur. Son bağımsız olan Balkan topluluğu Arnavutlardır.
Yanıt: A
Mahmut Şevket ve Sait Halim Paşa Hükemetleri İttihatçi kadroların oluşturduğu
hükûmetlerdir.
Yanıt: C
İttihat ve Terakki Fırkasının kapatılmasının ardından kurulan Teceddüt Fırkası
İttihatçilerin görüşlerini savunmaya devam
etmiştir.
Yanıt: E
8
4
Osmanlı Devleti’nin Rusya’ya savaşa açarak I. Dünya Savaşı’nda olduğunu belirtmesi üzerine İngiltere Kıbrıs’ı ilhak ettiğini
açıklamıştır.
Yanıt: A
II. Balkan Savaşı sonunda Balkan Devletleri arasında Bükreş Antlaşması imzalanmıştır. Antlaşmaya göre, Bulgaristan, I. Balkan
Savaşı’nda aldığı toprakların büyük bir kısmını kaybetti. Bükreş Antlaşması, Balkanlarda huzuru sağlayamadı. Bu antlaşmaya
Osmanlı Devleti katılmadı.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
3
ÇÖZÜM–33
1
68
9
Mustafa Kemal “Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum” sözünü Çanakkale
Muharebelerinde Conkbayırı Cephesinde
söylemiştir.
Yanıt: D
10
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
I. Dünya Savaşı’nı kaybeden Almanya’nın
İtilaf’la imzaladığı Versay Antlaşması’nın
ağır şartları Alamanya’nın II. Dünya
Savaşı’nı başlatmasına neden olmuştur.
Yanıt: C
11
I. Dünya Savaşı sırsında Antlaşma Devletleri tarafından imzalanan Gizli Antlaşmalarla Osmanlı’nın paylaşımı söz konusu
olmuştur. Ancak zaman içinde bu antlaşmaların şartlarında bazı değişiklikler yaşanmıştır. İtalya’nın taraf değiştirmesi,
Çarlık Rusya’nın savaştan çekilmesi ve
Yunanistan’ın savaşa dahil olması bu antlaşmaların değişikliğe uğramasında etkili
olmuştur.
Ancak soruda hangi devletin savaşa katılımı değişikliğe neden olmuştur diyor. Bu
durumda Yunanistan doğru cevap olacaktır.
Yanıt: B
12
Irak Cephesi, İngiltere ve Fransa’nın saldırısı ile açılmıştır.
Cephe Neden Açıldı.
Rusya’ya karadan yardım götürmek için
Musul ve Abadan petrollerini koruyarak,
Almanların bu petrollere ulaşmasını engellemek için
Almanya’nın karadan Hindistan’a inmesini engellemek için
Çanakkale Cephesi, İngiltere ve Fransa’nın
saldırısı ile açılmıştır.
Bu cephenin açılma nedenleri arasında;
İngiltere ve Fransa’nın Boğazlar yoluyla
Rusya’ya yardım yapmak istemesi
İstanbul’un alınarak Osmanlı Devleti’nin
savaş dışı bırakılmak istenmesi,
Henüz savaşa girmemiş Balkan devletlerinin Almanya’nın yanında savaşa girmesini engelleme düşünceleri
Boğazları alarak müttefikler arası bağın
kesilmek istenmesi
Bu durumda Çarlık Rusya’ya yardım için
açılan cepheler arasında Çanakkale ve Irak
cepheleri yer almaktadır.
Yanıt: D
MİLLÎ MÜCADELE HAZIRLIK DÖNEMİ - I
Mustafa Kemal’in İstanbul yönetimi tarafından Erzurum merkezli 9.Ordu Müfettişliğine görevlendirilmesinde;
Özellikle Çanakkale Savaşlarındaki askeri başarıları,
İttihatçi ekibin içinde olmaması,
Vahdettin’in veliahtlık zamanından Mustafa Kemal’i tanıyor olması,
Hükûmetin Mustafa Kemal’i İstanbul’dan
uzaklaştırmak istemesi
durumları etkili olmuştur.
Ancak İstanbul yönetimi sırf Mustafa Kemal “Mücadele başlatabilecek yetenekte”
diye onu müfettişliğe atamadı. Çünkü böyle
bir mücadele Hükûmetin istediği ve onayladığı bir faaliyet değildir.
Yanıt: C
9. Ordu Müfettişliği’nin merkezi Erzurum’dur.
Bu askeri kısım daha sonra 3. Ordu Müfettişliği adını almıştır.
Yanıt: B
4
Mustafa Kemal Samsun’a çıktıktan sonra
bölgede araştırmalarını yapmış ve içinde
bulunulan durumu bir rapor ile merkeze
bildirmiştir. Samsun Raporu adı verilen
bu belgede Karadeniz Bölgesi’nde soruna
neden olanların Türkler olmadığını ortaya koymuştur. Bu raporun farklı bir yönü
ise şudur ki; Mustafa Kemal yetki alanı
dâhilinde olmamasına rağmen İzmir ile ilgili eleştiriler aktarıyor olmasıdır. İzmir’in
Yunanlılar tarafından işgalini sert bir dil
ile eleştirmen Mustafa Kemal en büyük
tepkiyi ise halkın himayeye tahammülünün
olmadığını söyleyerek ortaya koymuştur.
Yanıt: C
5
Havza Genelgesi, Mustafa Kemal tarafından 28 Mayıs 1919 tarihinde yayımlanan
belgedir. Mustafa Kemal bu belgeyi, 9.
Ordu Müfettişi kimliğiyle yayımlamıştır (I).
Bu genelgede işgallere karşı miting ve
protestolar aracılığı ile tepki gösterilmesi istenmiştir. Bu nedenle genelge, işgaller
karşısında millî ruhun uyanışına da katkı
sağlamıştır (III).
Yanıt: E
6
Amasya Genelgesi’ni hatırlarsak, bu genelgede Saltanat makamı ve Hükûmet eleştirilmektedir.
Bu durumda Genelge ile sultanın onayı
alınmak istenmiş olamaz. Yani II. öncüldeki
bilgi doğru kabul edilemez (II).
Ayrıca bu genelgede tarafsız gözlem onayı
da söz konusu değildir (III).
Bu genelgenin etkisini artırmak için verilenler içinde sadece, “çoklu imza ve onay”
metodu kullanılmıştır. Genelgeyi Mustafa
Kemal dışında, Rauf Orbay, Refet Bele,
Kazım Karabekir, Cemal Paşa gibi isimler
de onaylamıştır.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Mondros Ateşkesi’nin imzalandığı dönemde
Mustafa Kemal Suriye’de görevliydi. 13 Kasım 1918 tarihinde İstanbul’a dönen Mustafa Kemal şehrin işgal altında olduğunu
görünce “Geldikleri gibi giderler.” demiştir.
Mustafa Kemal İstanbul’da zaman kaybetmeden çalışmalara başlamış ve şu faaliyetleri yürütmüştür.
Tevfik Paşa Hükûmeti’ne güvensizlik
oyu verdirerek düşürmeye çalışmıştır (I).
Arkadaşı Ali Fethi Okyar ile Minber
Gazetesi’ni çıkarmıştır. (2012 KPSS Sorusu)
Hürriyetperver Avam Fırkası’na üye olmuştur.
Anadolu’daki görevli arkadaşları ile bağ
kurmuştur.
Ancak, Mustafa Kemal’in İstanbul’daki faaliyetleri arasında, “Genelgeler aracılığı ile
mücadelenin gerekçesini ortaya koymak”
yoktur. Çünkü Mustafa Kemal bu faaliyetini, Samsun’a geçişinden sonra yürütmüştür.
Yanıt: D
2
3
ÇÖZÜM–34
1
69
70
7
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
“Erzurum’a
katılan
delegeler,
Sivas
Kongresi’ne de katılacaklar” hükmüyle Millî
Meclisin açılmasını sağlamak amaçlanmış olamaz.
Yanıt: E
8
Amasya Genelgesi’nin maddelerini hatırlayalım ve
verilen üç öncüldeki bilgiler bunda yer alıyor mu
onu inceleyelim;
Yurdun bütünlüğü, vatanın bağımsızlığı tehlikededir.
İstanbul Hükûmeti, sorumluluklarını yerine
getirememektedir. Bu durum ulusumuzu yok
saymaktadır.
Ulusun Bağımsızlığını yine ulusun azmi ve
kararı kurtaracaktır.(II)
Ulusun durumunu saptamak ve halkın sesini
dünyaya duyurmak için etki ve denetimden
uzak bir ulusal kurulun varlığı şarttır.
Bunun için Anadolu’nun en güvenli yeri olan
Sivas’ta ulusal bir kongrenin acele olarak toplanması gereklidir.
Osmanlı illerinin her livasından, pati anlaşmazlıkları göz önünde tutulmadan, yetenekli
ve ulusun inancını sağlamış, üç kadar kişinin
yola çıkarılması gerekmektedir. Bu ulusal bir
sır olarak saklanacak, gerekli görülen yerlerde
yolculuk gizli tutulacaktır.
Doğu illeri adına 10 Temmuz’da Erzurum’da
bir kongre toplanacaktır. Bu illerin Müdafaaihukukimilliye ve Reddiilhak derneklerinden
seçilen üyeler zaten Erzurum’a doğru yola
çıkarılmışlardır. Bunlar uygun görecekleri tarihte, genel toplantıya katılmak üzere Sivas’a
hareket edeceklerdir.
Temsilciler Müdafaaihukuk ve Reddiilhak dernekleri ve belediyeler tarafından seçilmelidir.
Bu derneklerin verecekleri telgrafların çekilmemesi yasağı, reddedilecek, haberleşmenin
serbest bırakılması için gösterilen yapılacaktır.
Askeri ve ulusal örgütler hiçbir biçimde lağvedilemeyecek, komuta devredilemeyecektir.
Komutanlar işgal eylemlerini derhal birliklerine haber verecek, silah cephane ve diğer
araçlar hiçbir şekilde elden çıkarılmayacaktır.
Görülüyor ki Amasya Genelgesi’nde hükûmet kurma veya miting düzenleme ile ilgili bir hüküm
yoktur.
Yanıt: B
9
“Ulusun bağımsızlığını yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır.”
Milliyetçilik
–Bağımsızlık
– Özgür yaşam
– Ulusal bağımsızlık
Bu ifadeler Milliyetçilik
ilkesini ifade eder.
Cumhuriyetçilik
– Ulusal irade
– Ulusal egemenlik
– Ulus kararı
Bu ifadeler Cumhuriyetçilik ilkesini ifade eder.
Yanıt: A
10
Amasya Genelgesi’nin en önemli yönü Millî
Mücadele’nin gerekçe ve yöntemini ortaya koyan belge olmasıdır. Şimdi maddelerin gerekçe
mi, yöntem mi olduğuna bakalım.
Yurdun bütünlüğü, vatanın bağımsızlığı tehlikededir. (Gerekçe)
İstanbul Hükûmeti, sorumluluklarını yerine getire-
memektedir. Bu durum ulusumuzu yok saymaktadır. (Gerekçe)
Ulusun Bağımsızlığını yine ulusun azmi ve kararı
kurtaracaktır. (Yöntem)
Ulusun durumunu saptamak ve halkın sesini dünyaya duyurmak için etki ve denetimden uzak bir
ulusal kurulun varlığı şarttır. (Yöntem)
Bunun için Anadolu’nun en güvenli yeri olan
Sivas’ta ulusal bir kongrenin acele olarak toplanması gereklidir. (Yöntem)
Osmanlı illerinin her livasından, pati anlaşmazlıkları göz önünde tutulmadan, yetenekli ve ulusun
inancını sağlamış, üç kadar kişinin yola çıkarılması gerekmektedir. (Yöntem)
Doğu illeri adına 10 Temmuz’da Erzurum’da bir
kongre toplanacaktır. Bu illerin Müdafaaihukukimilliye ve Reddiilhak derneklerinden seçilen üyeler zaten Erzurum’a doğru yola çıkarılmışlardır.
Bunlar uygun görecekleri tarihte, genel toplantıya katılmak üzere Sivas’a hareket edeceklerdir.
(Yöntem)
Temsilciler Müdafaaihukuk ve Reddiilhak dernekleri ve belediyeler tarafından seçilmelidir.
(Yöntem)
Askeri ve ulusal örgütler hiçbir biçimde lağvedilemeyecek, komuta devredilemeyecektir. (Yöntem)
Şimdi baktığımızda “soru kökünde” aşağıdakilerden hangisi mücadelede izlenecek yol-yöntem değildir? diye soruyor. B seçeneğinde verilen “İstanbul
Hükûmeti üzerine düşeni yapamamaktadır”
maddesi bir yol-yöntem değil gerekçedir.
Yanıt: B
MİLLÎ MÜCADELE HAZIRLIK DÖNEMİ - II
Mustafa Kemal’in Heyetifeale reisi olarak
bu kongreye iştiraki mümkündü. Fakat o,
bu kongreye özellikle Erzurum’dan üye olarak iştirak etmek istiyordu. Ne çare ki
Erzurum üyeleri evvelce seçilmişti; ama
buna da bir çözüm bulundu. Erzurum’un iki
delegesi, Kazım Yurdalan ve Cevat Dursunoğlu Erzurum üyeliğinden istifa etmek
suretiyle yerlerini Mustafa Kemal (III) ve
Rauf Bey’e (I) bıraktılar. Bu suretle Mustafa Kemal Paşa’nın kongreye girişi meşruluk kazandı.
Yanıt: D
2
3
Erzurum Kongresi, Dernekler Yasası gerekçesinde toplanmıştır.
Yanıt: B
İstanbul Hükûmeti, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının padişah karşıtı olduğunu söyleyerek bu kongreyi baltalamak istemiştir
(I). Ayrıca Hükûmet, bu kongrenin yasal
olmadığını belirterek katılımcılar üzerinde
korku oluşturmak istemiştir (II).
Ancak Hükûmetin bu çabaları sonuç vermemiş ve kongre toplanmıştır. Bu da halkın, Hükûmete çok da itibar etmediğinin
kanıtıdır.
Yanıt: C
5
Öncelikle Erzurum Kongresi kararlarına bir
bakalım.
1 Millî sınırlar içinde vatan bir bütündür,
parçalanamaz.
2 Her türlü yabancı işgaline karşı millet
direniş ve savunmaya geçecektir.
3 İstanbul Hükûmeti vatanın bağımsızlığını
sağlayamazsa geçici bir hükûmet kurulacaktır.
4 Kuvayımilliye’yi etkili, millî iradeyi hâkim
kılmak esastır.
5 Manda ve himaye kabul olunamaz.
6 Azınlıklara siyasi hâkimiyetimizi ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez.
7 Millî irade ve toplanan ulusal güçler
padişahlık ve halifelik makamını kurtaracaktır.
8Mebuslar Meclisi’nin toplanmasına ve
hükûmetin yaptığı işlerin kontrolüne çalışılacaktır.
9 Sömürge amacı taşımayan devletlerden
teknik, sanayi ve ekonomik yardım kabul
edilebilir.
Soruyu değerlendirirsek;
A. Dış yardım alınması, 9. Madde
B.Saltanatın korunması, 7. Madde
C. Sosyal dengelerin korunması, 6. Madde
D.Manda ve himayenin reddi, 5. Madde
Ancak kararlar arasında “Hükûmet ile uyumun sağlanmasına” yer verilmemiştir.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Erzurum Kongresi 23 Temmuz-7 Ağustos
1919 tarihinde toplanmıştır. Kongrenin toplanmasında Şark Vilayetleri Müdafaaihukuk
Cemiyeti Kazım Karabekir ve Trabzon
Müdafaaihukuk Cemiyeti’nin büyük katkıları olmuştur. Kongrenin toplanmasında ise;
Ermeni (I) ve Rum (II) faaliyetlerine son
verebilme isteği etkili olmuştur. Ancak Musevilerin faaliyetlerinin Doğu’da bu kongrenin toplanmasında bir etkisi yoktur. Musevi
faaliyetleri daha çok Filistin bölgesi içindir.
Yanıt: D
4
ÇÖZÜM–35
1
71
72
6
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
A)Erzurum Kongresi’nde, manda ve himaye
reddedilmişse bu durumda “tam bağımsızlık ilke edinilmiştir.”
B)Sömürge amacı olmayan devletlerden
yardım alınabilir denildiği için “dış politika kararı alınmıştır” yargısına varılabilir.
D)“Kuvayımilliye’yi etkin, Millî iradeyi
hâkim kılmak esastır” maddesinden dolayı “Millî egemenlik ve ulusçuluk ilkeleri bir arada işlenmiştir” yargısına
varılabilir.
E)Vatan bir bütündür bölünemez kararı olduğu içinde “Millî sınırların (Misakımillî)
temeli atılmıştır.” yargısına varılabilir.
Ancak bu kongrede alınan bir karar ile
Mebusan Meclisi’nin toplanması engellemek
istenmiştir, denilemez. Hatta aksine Meclisin açılması için karar alınmıştır.
Yanıt: C
7
Sivas Kongresi’nde, manda ve himaye son
kez ve kesin olarak reddedilmiştir. Bu reddin en önemli nedeni tam bağımsızlık anlayışına ters olmasıdır.
Ancak Mebusan Meclisi’nin açılması reddedilmiş olamaz. Aksine kongrede bu yönde
karar alınmıştır. Ayrıca her tür yardım
da reddedilmiştir. Aksine sömürge amacı
taşımayan devletlerin yardımı alınabilir şeklinde karar alınmıştır.
Yanıt: A
8
Sivas Kongresi’nde alınan kararlar, Misak
Millî’nin de temelini oluşturmuştur (I). Ayrıca bu ulusal kararlar, TBMM’nin çalışmaya
başlamasında etkili olmuştur (III). Ancak Sivas Kongresi kararlarının Havza Tamimi’ne
yol açtığı söylenemez. Çünkü Havza Tamimi
Sivas kararlarından önce yayımlanmıştır.
Yanıt: C
9
Sivas Kongresi’nin toplanmasını engellemek
isteyenler deyince aklımıza;
Muhittin Paşa (Ankara Valisi)
Ali Galip (Elazığ Valisi)
Damat Ferit (Sadrazam)
Binbaşı Noel (İngiliz Komutanı) gelmeli.
Ancak bu listede Ankara Müftüsü Rıfat
Börekçi sayılamaz. Hatta aksine Rıfat Börekçi Mücadeleyi destekleyen fetvaları yayımlayan kişidir.
Yanıt: A
10
Celal Bayar Millî Mücadele sırasında resmî
göreviyle ters düşmemek için Galip Hoca
ismini kullanmıştır ve Nazilli Kongresi’ne
başkanlık etmiştir.
Yanıt: B
11
31 Mart 1920 tarihinde toplanan Lüleburgaz Kongresi’ne Gelibolu Mebusu Şakir
Kesebir başkanlık etmiştir.
Yanıt: A
MİLLÎ MÜCADELE HAZIRLIK DÖNEMİ - III
Temsil Heyeti, Erzurum Kongresi’nde alınan karar ile kurulmuştur. Heyet Sivas
Kongresi’nde alınan karar ile de ulusal
hâle getirilmiştir (A) Heyetin faaliyetleri sayesinde Damat Ferit Hükûmeti istifa etmiştir (B). Temsil Heyeti, Sivas’ta
ulusal hâle gelince, Kuvayımilliye’nin Batı
Cephesi Komutanlığı’na Ali Fuat’ı atamıştır (C). Ayrıca bu heyet Amasya Görüşmelerine İstanbul Hükûmeti’nin katılması
ile resmen tanınmıştır (D). Ancak Temsil
Heyeti’nin varlığı Cumhuriyet’in ilanı ile değil, I. TBMM’nin açılması ile sona ermiştir.
Yanıt: E
2
Havza Genelgesi’nin maddeleri arasında;
“Sosyal ve siyasal dengeleri bozucu ayırıcalık verilemez.” şeklinde bir hüküm yoktur.
Yanıt: A
3
Amasya Görüşmeleri’nde, Meclisin açılacağı yer ile ilgili sorun yaşanmıştır. Temsil Heyeti bu konuda Anadolu’yu İstanbul
Hükûmeti ise İstanbul’u istemiştir. Sonuç
olarak İstanbul kabul görmüştür.
Yanıt: A
5
Mustafa Kemal, son Osmanlı Mebusan
Meclisi’ne katılacak delegelerden;
Kendisinin başkan seçilmesini,
Mecliste Müdafaaihukuk Grubu oluşturulmasını,
Hükûmete güven oyu verilmemesini istemiştir.
Yanıt: E
6
Sevr Antlaşması ve Amasya Protokolü’nde
Meclis onayı yoktur (II - III). Ancak
Misakımillî’de Meclis onayı vardır.
Yanıt: E
7
Misakımillî’de yer alan bazı bölgelerde halk
oylaması yapılması kararı, kendisine Wilson
Prensipleri’ni referans almıştır. Çünkü Wilson Prensipleri’nde halkların kendi kararını
verebilmesi öngörülmektedir.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
16-24 Kasım 1919 günleri arasında Sivas’ta
gerçekleştirilen toplantıya başta 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa ve 20.
Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa olmak
üzere davetli diğer kolordu komutanları –
biri hariç– katıldı.
Bu konu başlıkları ile ilgili olarak 29 Kasım
günü şu kararlar alındı:
Sakıncalarına rağmen Meclisin İstanbul’da
açılmasına karşı çıkılmayacak. Seçilen milletvekilleri İstanbul’a gitmeden önce Trabzon, Samsun, İnebolu, Eskişehir ve Edirne
gibi şehirlerde toplanarak, kendilerine gerekli bilgiler verilecek. Güvenlik önlemleri
alınacak. Mecliste güçlü bir grup kurulacak. Komutanlar millî teşkilatın yayılmasına
ve güçlendirilmesine hız verecek. İstenen
şartlar oluşuncaya kadar Temsil Kurulu
görevine devam edecek. Askerî önlemlere kesintiye uğramaksızın devam edilecek.
Paris Konferansı olumsuz karar verirse,
milletin bu konudaki kararına göre hareket
edilecektir.
Yanıt: C
4
ÇÖZÜM–36
1
73
74
8
Misakımillî’de;
Kapitülasyonlar,
Boğazlar,
Azınlıklar,
Halk oylaması,
Dış borçlar
konuları yer almaktadır.
Ancak bu belgede “Kutsal Yerler” konusu
ile ilgili bir madde yoktur.
Yanıt: E
11
Misakımillî kabulü üzerine İtilaflar, İstanbul
Hükûmeti’ne baskı yapmışlardır. Hükûmet
belgenin iptalini yapmayınca, istifa ettirilmiştir (I). Ancak Padişahın veya Hanedanın
değiştiği söylenemez.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
9
Misakımillî belgesi “Ulusal Yemin” biçiminde
sunulmuştur. Belgenin Ulusal Yemin şeklinde sunulmasındaki temel maksat; belgenin
etkinliğini ve belgeye bağlılığı artırmaktır.
Yanıt: C
10
Son
Osmanlı
Mebusan
Meclisinde
Misakımillî kararlarının alınması üzerine,
İtilaflar’ın, Hükûmet üzerindeki baskısı giderek artmıştır. Bunun üzerine “Padişah”
Meclisi feshetmiştir.
Yanıt: D
12
İstanbul’un İşgaline Karşı Mustafa Kemal’in
Aldığı Önlemler:
Durumu vatanın her tarafına duyurdu
ve protesto etti.
İstanbul ile telgraf ve telefon haberleşmesinin kesilmesini istedi.
İstanbul’daki tutuklamalara karşı, Anadolu’daki İtilâf Devletleri subaylarının
tutuklanmasını istedi.
Anadolu’dan İstanbul’a her türlü malî
kaynak gönderimini durdurdu.
Geyve ve Ulukışla demiryollarını tahrip
ettirdi.
Ancak İstanbul Hükûmeti ile uzlaşmaya çalışmak söz konusu olamaz.
Yanıt: A
75
I. TBMM DÖNEMİ - I
Son Osmanlı Mebusan Meclisinin kapatılması ve İstanbul’un resmen işgali üzerine
açılan I. TBMM, 23 Nisan 1920’de faaliyete başlamıştır. 1 Nisan 1923 tarihine kadar
görev yapmıştır.
Yanıt: E
4
I. TBMM’de Mustafa Kemal’in talimatı üzerine siyasi partilerin bulunmasına izin verilmemiştir. Bu tür bir kararın alınmasında birlik-beraberliği bozmama ve merkezi otoriteyi
geliştirme gibi amaçlar etkili olmuştur. (II-III)
Ancak şu unutulmamalıdır ki; siyasi partiler
demokrasinin olmazsa olmazıdır. Siyasi partilerin olmaması demokrasinin gelişmesine
bir katkı sağlamaz.
Yanıt: E
ÇÖZÜM–37
1
2
3
I. TBMM’nin Genel Özellikleri
Savaş bitene, bağımsızlık sağlanana kadar
çalışmak için faaliyet göstermiştir.(A)
Meclis, Millî Mücadele sürecinde imzalanan; Gümrü, Ankara, Kars, Moskova gibi
birçok antlaşmayı onaylamıştır. (B)
Kararlar tartışılarak alınmıştır. Bu özellik
demokratik yönüne bir kanıttır. (C)
Tüm güçler Meclis’te toplanarak, Güçler
Birliği İlkesi benimsenmiştir. (E)
Ancak I. TBMM’nin İradeimilliye Gazetesine
resmîyet kazandırma veya gazete özelliği
katma gibi durumu söz konusu değildir.
Yanıt: D
5
Yeşilordu Cemiyeti
Anadolu’da yapılacak bir inkılabın Rusya’nın
yardımını sağlayacağı ve Anadolu’nun Batı
emperyalizmine karşı direnç oluşturacağını
düşünenler kurmuştur.
Halk Zümresi
Büyük
Millet
Meclisinde
“doğu
mefkûresinin” sosyal yanını oluşturan bazı
milletvekilleri kurmuştur.
Tesanüd Grubu
Kuruluşu kesin olarak bilinmeyen bu grubun
kuruluş amacı, meclisteki milletvekilleri arasında tesanüdü sağlamaktır.
İstiklâl Grubu
Büyük Millet Meclisinde 30-40 kadar milletvekilinin bir araya gelerek oluşturdukları
bir gruptur.
Islahat (Reform) Grubu
Millî sınırlar içinde bağımsızlığımızın sağlanabilmesi için Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nin çalışmasını savunan gruptur.
Anadolu ve Rumeli Müdafaaihukuk Grubu
(I. Grup)
10 Mayıs 1921’de Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nde Anadolu ve Rumeli Müdafaaihukuk adıyla geniş tabanlı bir meclis grubu
kuruldu.
Ancak Saltanat Şurası, I. TBMM’de yer
alan gruplardan değildir.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
23 Nisan 1920’de TBMM açılmış ve bir
gün sonra Mustafa Kemal Meclis Başkanı
seçilmiştir. Mustafa Kemal 24 Nisan 1920’de
ise açılış kararlarını okumuştur. Bu önergede yer alan kararlardan biri de, “Meclis ulus adına bütün işlere el koymuştur”
maddesidir. Meclisin tüm işlere el koyduğu
belirtildiğine göre yasama, yürütme ve yargı
güçleri Meclis’te toplanmıştır. Meclisin bu
şekilde tüm güçleri bünyesinde toplaması,
yani Güçler Birliği ilkesini benimsemesi yaşanan olağanüstü sürecin bir gereğidir. (I-II)
Ancak bu karar, Mecliste ara bir tutum
sergilendiğinin kanıtı değildir.
Yanıt: D
76
6
I. TBMM’de, savaş bitene kadar genel bir
seçime gidilmemesi kararı alınmıştır. Ancak
yine de ara seçimlere gidilmiştir. Bu uygulamanın temel amacı ulusal iradeye saygı
duyulduğunu göstermektedir.
Yanıt: B
8
Sevr Barış Antlaşması, 10 Ağustos 1920’de
Osmanlı Devleti adına; Reşat Halis, Hadi
Paşa, Rıza Tevfik tarafından imzalanmıştır.
Rıza Nur, Lozan’ı imzalamıştır.
Yanıt: D
9
TBMM tarafından düzenli orduların kurulmasına karşı Demirci Mehmet, Çerkez
Ethem gibi eski Kuvayımilliyeciler isyan
etmiştir.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
Bu soruyu cevaplandırırken, verilen seçeneklerdeki grupları örneklendirerek sonuca
varalım.
I. TBMM’ye karşı isyan başlatan gruplar arasında “asker kaçakları” mevcuttur. Hatta bu asker kaçakları, karşı birlikler kurarak mücadele vermiştir.
TBMM’nin varlığından rahatsız olan ve
isyana kalkışan bir başka isyan gücü de
“ayrılıkçı azınlıklardır.”
TBMM’ye karşı isyan başlatan bir
başka insan gücü de, düzenli orduların
kurulmasından rahatsız olan ve kişisel
güçlerini korumak isteyen “Kuvayımilliye Şefleridir.” (Çerkez Ethem, Demirci
Mehmet)
Meclis’i kendileri için tehdit gören bir
isyancı grup da Anadolu’daki “ailelerdir.”
(Çapanoğlu, Millî Aşireti, Ayrancıoğlu
gibi)
Ancak Heyetivükela (İcra Vekilleri Heyeti)
isyancı güçler arasında yer almaz. Bu grup,
Meclisteki Hükûmettir.
Yanıt: C
10
I. TBMM tarafından çıkarılan ilk kanun
Ağnam Vergisi’nin Artırılması Kanunu’dur.
Yanıt: E
11
Sebiülreşad dergisinin başyazarı Mehmet
Akif’dir. Dergi Millî Mücadele’ye büyük katkı sağlamıştır.
Yanıt: D
12
İstiklal Mahkemeleri 1920 - 1927 yılları
arasında fiilen çalışmıştır.
Yanıt: D
77
I. TBMM DÖNEMİ - II
TBMM 3 Mayıs 1920’de 11 vekili seçerek programını yapmış ve Yeni Türk
Devleti’nin ilk hükûmet dönemini I. İcra
Vekilleri Heyeti adıyla kurmuştur.
∗ Başkan: Mustafa Kemal Paşa
∗ Dahiliye: Cami Bey (Aydın)
∗ Adliye: C.Arif Bey (Erzurum)
∗ Bayındırlık (Nafia) : Fazıl Paşa (Yozgat)
∗ Hariciye: Bekir Sami Bey (Amasya)
∗ Sıhhiye: Adnan Adıvar (İstanbul)
İktisat: Yusuf Kemal Tengirşenk (Kastamonu)
∗ Maliye: Hakkı Behiç (Denizli)
∗ Maarif: Dr. Rıza Nur (Sinop)
∗ Millî Müdafaa: İsmet İnönü (Edirne)
∗ Şeriye ve Evkaf Vekaleti: Mustafa Fehmi Efendi (Bursa)
Yanıt: E
Mustafa Kemal;
Ankara (TBMM) (I)
Erzurum (Son Osmanlı Mebusan Meclisi)
İllerinden milletvekili seçilmiştir.
Yanıt: A
Yeni seçimler, 19 Mart’ta yayınlanan
yönergenin esaslarına uyulmak kaydıyla Kanuniesasi’nin Milletvekili Seçim
Kanunu’na (1908) göre yapılacaktı. Sonuçta
ise 66 seçim bölgesinden 349 milletvekili
seçilmiştir. İstanbul’dan gelen milletvekilleri ve Malta’ya sürülmüş olup sonradan
Ankara’ya gelebilen milletvekilleri ile birlikte bu sayı 437’ye yükselmiştir. Ancak
34 milletvekili meclise katılmadan istifa
ettiğinden Büyük Millet Meclisi’nin I. Dönemindeki Milletvekili sayısı 403 olmuştur.
Büyük Millet Meclisi’nin, hem yeni seçilen
hem de dağıtılan meclisin üyelerinden oluşması, seçilen milletvekillerinden bazılarının
istifa etmesi, yerlerine daha sonra yenilerinin seçilmesi, mevcut görevlerini milletvekilliğine tercih eden, mazbatası kaybolduğu
için milletvekilliği onaylanmayan üyelerin
olması gibi belirtilen rakama ulaştığı pek
söylenemez.
Ancak toplantılarda resmî vekil sayısının tam olarak bir arada olmaması ile
Teşkilatıesasiye’nin kabul edilmemiş olmamasının bir bağlantısı yoktur. Teşkilatıesasiye ilan edildikten sonra da aynı durum
geçerli olmuştur.
Yanıt: D
3
Temsil Heyeti, ilk kez Erzurum Kongresi’nde
oluşturulan ve Sivas Kongresi’nde ulusal hale getirilen oluşumdur. Bu heyet
I. TBMM kurulana kadar, hükûmet gibi hareket ederek milletin kaderinde önemli bir
yöne imza atmıştır. TBMM’nin kurulması
ile de görev ve yetkileri de sona ermiştir.
Yanıt: C
5
I. TBMM 26 Nisan 1920’de Sovyet Rusya Halk Komiserler Meclisi’ne bir mektup
göndererek, uluslararası alanda ilk siyasi
girişiminde bulunmuştur.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
4
ÇÖZÜM–38
1
78
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
6
8
A. Çopur Musa Ayaklanması
Yunanların kışkırtmasıyla Afyon bölgesinde
de çıkarılmıştır.
B. Anzavur İsyanı
Kurtuluş Savaşı’nın başladığı günlerde Osmanlı Padişahının ve İngilizlerin kışkırtmaları ve teşviki ile Millî kuvvetleri yok
etmek için hilafet ordusu adı ile kurulan
Kuvayıinzibatiye tarafından çıkarılan ayaklanmalardır.
C. Bozkır İsyanı
Kurtuluş Savaşı sırasında Bozkırlı Zeynel
Abidin tarafından iki defa çıkarılan ayaklanmadır.
D. Koçgiri İsyanı
Erzincan ve çevresinde 1920 sonlarında çıkarılmıştır.
E. Ali Batı İsyanı
Ali Batı, Midyat’ın güneyinde hayatlarını sürdüren bir aşiretin başına geçtikten
sonra İngilizlerden de yardım alarak isyan
etmiştir. Onun asıl gayesi burada bir Kürdistan devleti kurmak olduğu için, silahlı
adamları ile Nusaybin’e girmiştir.
Yanıt: E
Vakit, İkdam, Açıksöz, Öğüt, Anadolu, İradeimilliye, Hâkimiyetimilliye, Hukukubeşer,
Mardin, Akşam, Yenigün, Albayrak, Minber,
Millî Mücadele yanlısı yayın organıdır.
Ancak Alemdar, Millî Mücadele açısından
zararlı yayın organıdır.
Yanıt: C
9
Anadolu Ajansı, Mustafa Kemal’in talimatı
ile Yunus Nadi ve Halide Edip tarafından
kurulmuştur. Mücadele sırasında istihbarat
ve haberleri duyurma görevi üstlenmiştir.
Yanıt: E
7
İsyan
Bastıran Kuvvet
A Cemil Çeto
İsyanı
B Koçgiri İsyanı
Kuvayımilliye Birlikleri
Nurettin Paşa Komutasındaki Merkez
Ordusu
C Afyon Çopur Kuvayımilliye BirlikMusa Ayaklan- leri
ması
D Zile Ayaklan- 5. Tümen Komutanlığı
ması
E Çerkez Ethem Düzenli Ordu
Ayaklanması
Yanıt: B
10
TBMM’de hükûmetin oluşturulması için
oluşturulan kurul, Lahiya Encümeni’dir. Heyet çalışmalara başlayarak kalıcı hükûmeti
oluşturmuştur.
Yanıt: D
MİLLÎ MÜCADELE MUHAREBELER DÖNEMİ - I
TBMM ile imzalanan Gümrü Antlaşması
ile Kars, Iğdır ve Sarıkamış Türkiye’ye bırakılmış. Türkiye, Ermenistan’a yardım edeceğini belirtmiştir. Ayrıca antlaşma ile
Ermenistan’ın iç güvenliği korumaya yetecek düzeyde birlik ve mühimmattan fazlasını bulundurmayacağı kararlaştırılmıştır. Bu
durum Ermenistan’ın Türkiye Devleti’nin
vassalı durumunda değerlendirdiğinin göstergesidir (II).
Yanıt: B
5
Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra imzalanan Ankara Antlaşması’nın,
∗İskenderun’da Suriye’ye bağlı özerk bir yönetim kurulacak, resmî dili Türkçe olacak
(I) maddesi Misakımillî’ye aykırıdır. İskenderun Misakımillî sınırları dâhilinde olduğundan burada Suriye’ye bağlı özerk yönetim
kurulması Misakımillî’ye aykırı bir karar
olduğunun kanıtıdır.
Yanıt: A
ÇÖZÜM–39
1
79
2
3
Güney Cephesi’nde düşmana karşı gösterdikleri başarılar nedeni ile;
Antep’e ª 1921’de “Gazi” unvanı,
Maraş’a ª 1973’de “Kahraman” unvanı,
verilmiştir.
Urfa’ya ª 1984’te “Şanlı” unvanı
verilmiştir.
Yanıt: D
4
Türk tarihinde Mareşal rütbesi olan tek
Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak’tır.
Yanıt: C
6
I. İnönü Muharebesi’nden sonra İsmet
Bey’in rütbesi generalliğe yükseltilmiş, İtilaf Devletleri tarafından Londra Konferansı toplanmış, İstiklal Marşı kabul edilmiş
ve Batum’un kaybedilmesine neden olan
Moskova Antlaşması imzalanmıştır.
Ancak, Fransa’nın Zonguldak’ı boşaltması
II. İnönü Muharebesi’nin sonucudur.
Yanıt: D
7
I. İnönü Muharebesi’nden sonra TBMM
Londra Konferansı’na katılmış ve ilk kez
hukuken tanınmıştır. Bu durum TBMM’nin
uluslararası alanda saygınlığının arttığına
kanıttır. TBMM ile Afganistan arasında
dostluk antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma da TBMM’nin uluslararası alanda
saygınlığının arttığına kanıttır.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Gürcistan, Osmanlı Devleti’nin işgalden
dolayı düştüğü zor durumu fırsat bilerek
Artvin, Ardahan ve Batum’u ele geçirmişti.
Doğu cephesinde başarı sağlayan TBMM
Hükûmeti, Gürcistan’a bir uyarıda bulunarak buraların iadesini istemiş ve imzalanan
“Batum Antlaşması” ile Ardahan, Artvin
ve Batum TBMM yönetimine bırakılmıştır.
Yanıt: D
80
8
İngiltere ile TBMM arasında ilk kez karşılıklı Esir Mübadelesi (Değişimi) Antlaşması
Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra
imzalanmıştır.
Yanıt: D
9
Millî Mücadele Dönemi’nde Anadolu politikasında ısrarcı davranan, Mudanya
Ateşkesi’nden sonra da iktidardan düşen Yunan devlet adamı Alexandre Konstantine’dir.
Yanıt: C
12
I. İnönü Muharebesi’nden sonra TBMM
ile Sovyet Rusya arasında Moskova
Antlaşması’nın imzalanmasında;
Sovyet Rusya’nın diplomatik yalnızlığı,
etkili olmuştur (I).
TBMM’nin uluslararası arenada saygınlığının artması (II),
Ancak Moskova Antlaşması’nın imzalanmasında Ermenistan’ın bağımsızlığını ilan etmesinin bir etkisi yoktur. Ermenistan bu
dönemde Sovyet Rusya’ya bağlı bir cumhuriyettir.
Yanıt: D
13
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
10
Kütahya-Eskişehir Muharebeleri’nden sonra Başkomutanlık yetkisini alan Mustafa
Kemal, ordunun ihtiyaçları için Tekalifimilliye Emirleri’ni yayımlamıştır. Bu emirler
Sakarya Meydan Muharebesi için yapılan
hazırlıklardandır ve ordunun güçlendirilmesine yöneliktir.
Yanıt: D
11
Tekalifimilliye Emirleri, Mustafa Kemal’in
Başkomutanlık yetkisi ile yayımladığı ve
TBMM’nin onayı için görüşülmeyen emirlerdir.
Ancak Antep’e 1921’de TBMM tarafından “Gazi” unvanı verilmiştir. Lozan Barış
Antlaşması’nda TBMM tarafından onaylanmıştır.
Yanıt: D
Lozan Konferansı’na sadece Boğazlarla ilgili olarak;
Rusya ª (I)
Bulgaristan ª (III)
katılmıştır.
Yanıt: D
14
Son Padişah Vahdettin’in İslam halifesi unvanı ile İngiltere’ye sığınması üzerine halifelik makamından uzaklaştırıldığına dair
fetvayı yayımlayan dönemin Şeriyye Vekili
Vehbi Efendi’dir.
Yanıt: B
15
TBMM’yi temsil eden Lozan’a İsmet İnönü,
antlaşmayı imzaladıktan sonra ilk demecini
Neue Zürcher Zeitung gazetesine vermiştir.
Yanıt: C
MİLLÎ MÜCADELE MUHAREBELER DÖNEMİ - II
Muharebeler Dönemi’nde;
Doğu sınırından ilk tavizin verilmesi 16
Mart 1921’de imzalanan Moskova Antlaşması ile gerçekleşmiştir (III).
Fransa’nın Zonguldak’ı boşaltması II. İnönü Muharebesi’nden sonra gerçekleşmiştir (I).
İtalya’nın Anadolu’dan tamamen çekilmesi ise Sakarya Meydan Muharebesi’nden
sonra gerçekleşmiştir (II).
Yanıt: C
5
Kafkas Cumhuriyetleri ile imzalanan Kars
Antlaşması’nın;
Batum’un kaybedilmesi nedeni ile
Misakımillî’ye aykırı olduğu (I),
Doğu sınırının kesinlik kazanmasını sağladığı
özelliklerine sahip olduğu söylenebilir.
Anca, Ermenistan’ın emellerinden ilk kez
vazgeçtiği antlaşma Kars Antlaşması’ndan
önce imzalanan Gümrü Antlaşması’dır.
Yanıt: D
ÇÖZÜM–40
1
81
2
Yunan kuvvetlerinin genel taarruzu üzerine
Mustafa Kemal, Kütahya-Eskişehir Muharebeleri sırasında ordunun tamamen yok
olmaması ve toparlanabilmesi için Sakarya
Nehri’nin doğusuna çekilme emri vermiştir.
Yanıt: C
6
Mudanya Ateşkes Görüşmeleri’ne katılmayan, görüşmelerini gemisinden yazılı
olarak bildiren Yunan Komutanı General
Mazarakis’tir.
Yanıt: A
Batı Cephesi Komutanı İsmet Bey’in I. İnönü
Muharebesi’nden sonra rütbesi Albaylıktan,
Tuğgeneralliğe yükselmiştir.
Yanıt: A
4
13 Ekim 1921’de Kafkas Cumhuriyetleri ile TBMM arasında imzalanan Kars
Antlaşması’nda;
Moskova Antlaşması’nın bazı meselelere
net çözüm getirememesi (I),
Sovyet Rusya’nın kendine bağlı topluluklar üzerine etkisini devam ettirme
isteği (II), etkili olmuştur.
Ancak Fransa ile imzalanan Ankara Antlaşması, Kars Antlaşması’ndan sonraki bir
gelişmedir.
Yanıt: D
7
Mudanya Ateşkesi’nin imzalanmasına ortam
hazırlayan durumlar;
İngiliz kamuoyunda savaş karşıtlarının
oranının artması,
İngiltere’nin sömürgelerinden yardım
alamaması,
İngiltere’ye müttefiklerinden red cevabı
gelmesi,
Mustafa Kemal’in Boğazlar konusunda
Rusya’dan destek alacağını bildirmesi
gibi gelişmelerdir.
Ancak İngiltere’de hükûmet değişikliği, Mudanya Ateşkesi imzalandıktan sonra gerçekleşmiştir.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
3
82
8
Osmanlı Devleti’nin son kabinesi Sadrazam
Tevfik Paşa tarafından kurulmuştur.
Yanıt: C
9
7 Şubat 1922’de Gazi Mustafa Kemal’in
emri ile Avrupa’daki diplomatik durumu yakından takip edebilmek için Paris’e
gönderilen devlet adamı Yusuf Kemal
Tengirşenk’tir.
Yanıt: B
10
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
I. İnönü Muharebesi’nden sonra 23 Şubat-12
Mart 1921 tarihleri arasında toplanan
Londra Konferansı’na;
Sovyetler Birliği (II),
İsviçre (III)
delege göndermemiştir.
Yanıt: E
11
1 Mart 1921’de imzalanan Afgan-Türk Antlaşması sadece siyasi değil aynı zamanda
kültürel ve askeri nitelikli bir antlaşmadır.
Antlaşmada, Türkiye’nin Afganistan’a subay
ve öğretmen göndermesi doğrudan kültürel
ve askeri nitelikli bir maddedir.
II. ve III. öncülerde verilen maddeler daha
çok siyasidir.
Yanıt: A
12
Mudanya
Ateşkes
Anlaşması,
Millî
Mücadele’nin askeri safhasını bitiren antlaşmadır.
Doğu Trakya’nın önce İtilaflar’a, onun eliyle
de TBMM’ye bırakılması istenerek yeni
bir çatışmaya karşı önlem alınmak istenmiştir.
Yanıt: B
13
Sakarya Meydan Muharebesi’nin ardından
TBMM’nin içte ve dışta saygınlığı artmıştır. Çeşitli devletlerle dostluk ve ateşkes
antlaşmaları yapılmıştır. Bu muharebeden
sonra Fransızlarla Ankara Antlaşması yapılmış, Fransa Anadolu politikasında İngiltere’yi
yalnız bırakmıştır. Başka bir deyişle İtilaf
bloğunda kopma gerçekleşmiştir.
Ukrayna İtilaf Devleti değil, Sovyetler
Birliği’ne bağlı bir cumhuriyettir.
İngiltere ile yapılan Esir Mübadelesi Antlaşması ise İtilaflar arasında bir soruna
neden olmamıştır.
Yanıt: A
14
6 Ağustos 1923’te, Lozan’da Türkiye ile
ABD arasında diplomatik ilişkileri geliştirmek amacıyla imzalanan antlaşma “Suçluların İadesi Antlaşması”dır.
Dostluk ve İkamet Antlaşmaları her ülkeyle diplomatik ilişkileri geliştirmek amacıyla
imzalanmıştır. 1925 yılında Bulgaristan, 1926
yılında da Yunanistan ile imzalanmıştır.
Ticaret ve Seyrüsefer Antlaşmaları ise ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla imzalanır,
1927 yılında Belçika, 1928 yılında ise Bulgaristan ile imzalanmıştır.
Yanıt: D
15
Lozan Antlaşması’nın imzalanmasından hemen önce iktisadi ilişkileri geliştirmek için
“Polonya” ile Ticaret Antlaşması imzalanmıştır.
Yanıt: D
MİLLÎ MÜCADELE MUHAREBELER DÖNEMİ - III
İstiklal Marşı, I. İnönü Muharebesi’nin kazanılmasının ardından Kurtuluş Savaşı’nın
millî bir ruh içerisinde kazanılması imkânını
sağlamak amacıyla Maarif Vekâleti’nin düzenlediği yarışma sonucu kabul edilmiştir.
Yanıt: A
2
TBMM ile Ermeniler arasında 3 Aralık
1920’de imzalanan Gümrü Antlaşması ile,
Doğu Cephesi kapanmış (I),
Ermeniler, Aras Nehri’nin batısıyla ilgili
herhangi bir emelleri olmayacağına dair
söz vermişlerdir (III),
Ancak Doğu sınırının kesinlik kazanması
Kars Antlaşması ile gerçekleşmiştir.
Yanıt: D
5
Kurtuluş Savaşı’nda, Ermeniler ile mücadele edilen Doğu Cephesi’nde TBMM’nin
kurduğu düzenli birlikler değil, Osmanlı’dan
kalan XV. Kolordu savaşmıştır. Kazım Karabekir komutanlığındaki bu ordu Hazırlık
Dönemi’nde Erzurum Kongresi’nin toplanmasında da etkili olmuştur.
Yanıt: D
6
9 Kasım 1920’de batı ve güney olarak
ikiye ayrılan Batı Cephesi, Aslıhanlar
Muharebesi’nden sonra tek elde toplanmıştır.
Yanıt: B
3
Kütahya-Eskişehir Muharebeleri’nden sonra
TBMM tarafından Mustafa Kemal’e Başkomutanlık yetkisinin verilmesi,
Hızlı karar alma (I),
Millî Mücadele’yi daha etkili hale getirme (II),
amaçlarına yöneliktir.
Başkomutanlık yetkisinin verilmesinde Halifeyi İtilaf Devletleri’nin baskısından kurtarmak gibi bir amaç yoktur.
Yanıt: D
7
İngiltere Başbakanı Lloyd George’nin ifadesinden, İngiliz yönetiminin,
Millî Mücadele’yi bir isyan hareketi
olarak gördüğü (I),
Yunan ordusunu kendi çıkarları için kullandığı (II),
Mücadelenin Mustafa Kemal önderliğinde sürdüğü (III)
fikirlerine sahip olduğu söylenebilir.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Düzenli orduya güvenin artmasını sağlayan
İnönü Muharebeleri’nin kazanılması ile İtalya, Fransa Zonguldak’taki kuvvetlerini geri
çekmeye başlamıştır. TBMM yine İnönü
Muharebeleri’nden sonra kuvvetlerini Sovyet Rusya ile stratejik ilişkiler kurarak
büyük bir devletin desteğini almıştır.
Ancak İngiltere, Yunanistan’ı İnönü Muha­
rebeleri’nden sonra da desteklemeye devam
etmiştir.
Yanıt: D
4
ÇÖZÜM–41
1
83
84
8
I. İnönü Muharebesi’nin kazanılmasından
sonra TBMM diplomatik alanda da zaferlere imza atmıştır. Moskova’da bulunan
Türk Heyeti ile Afgan Heyeti arasında
imzalanan dostluk antlaşması ile Afganistan
TBMM’nin varlığını kabul eden ilk Doğulu
Müslüman devlet olmuştur.
Yanıt: E
9
TBMM ve İngiltere, Sakarya Meydan
Muharebesi’nden sonra ikili olarak görüş birliğine varmışlardır. 2 Ocak 1922’de
TBMM, İngiltere ile Esir Mübadelesi
Antlaşması’nı imzalamıştır.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
10
Mustafa Kemal “Hattı müdafaa yoktur,
sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır.” sözünü Sakarya Meydan Muharebesi sırasında söylemiştir.
Ancak “Ya İstiklal Ya Ölüm” sözünü Sivas
Kongresi sırasında ve “Ben size taarruzu
değil, ölmeyi emrediyorum.” sözünü ise I.
Dünya Savaşı’nda söylemiştir.
Yanıt: B
11
TBMM, Lozan Konferansı öncesi Abdülmecit Efendi’yi halifeliğe getirip, siyasi yetkilerini elinden alarak diplomatik etkinliğini
artırmayı amaçlamıştır.
İzmir İktisat Kongresi, Lozan Konferansı
kesintiye uğradığında toplanmıştır. Meclis
Hükûmeti Sistemi’nden Kabine Sistemi’ne
geçilmesi ise Cumhuriyetin ilanı ile gerçekleşmiştir.
Yanıt: A
12
Büyük Taarruz sırasında Uşak ve Kütahya’yı
geri almayı başaran Türk orduları, Uşak’ı
bağlı Karlık Köyü’nde Yunan Başkomutanı
General Trikopis’i esir almışlardır.
Yanıt: B
13
Lozan Konferansı’na gözlemci sıfatı ile katılan devlet ABD’dir. Sovyet Rusya ve
Bulgaristan sadece Boğazlar konusu ile ilgili olarak konferansa katılmışlardır.
Yanıt: C
14
Lozan Konferansı’nda kapitülasyonlar tamamen kaldırılmıştır. Dış borçların ise
Osmanlı’dan ayrılan devletlerle beraber,
taksitle ödenmesi kararlaştırılmıştır. Ancak
Boğazlar konusu Lozan’dan sonra tekrar
gündeme gelmiş ve Milletler Cemiyeti’ne
taşınmıştır. Türkiye, II. Dünya Savaşı tehlikesi nedeni ile Boğazlar Komisyonu’nun
kaldırılmasını istemiş ve Boğazlarda asker
bulundurma hakkı talep etmiştir.
Yanıt: C
15
Yeni Türk Devleti’nin ekonomik politikalarının görüşüldüğü ve kararlarının Misakıiktisadi olarak belirlendiği İzmir İktisat
Kongresi, Lozan Görüşmeleri’nin kesintiye
uğradığı dönemde Kazım Karabekir tarafından düzenlenmiştir.
Yanıt: D
MİLLÎ MÜCADELE MUHAREBELER DÖNEMİ - IV
Millî Mücadele Dönemi’nde;
Özel vergiler (I),
El konulan Düyunuumumiye ve Reji gelirleri (II),
Rus yardımları (III)
mali kaynak olarak kullanılmıştır.
Yanıt: E
2
Mondros Ateşkesi’nden sonra başlayan işgallere karşı kurulan Kuvayımilliye birliklerinin;
Yunan kuvvetlerini durduramamaları (I),
Şeflerin otoritelerini kullanarak halktan
zorla para ve yiyecek toplamaları (II),
düzenli ordunun kurulmasını sağlamıştır.
Yanıt: D
5
TBMM’nin kurduğu düzenli ordunun ilk
taarruz hareketi Aslıhanlar - Dumlupınar
Muharebesi’dir. Düzenli ordu geriye çekilen
Yunanistan ordusunu dağıtabilmek amacı
ile Aslıhanlar ve Dumlupınar istikametinde
saldırıya geçmiştir. Ancak mücadelede Türk
kuvvetleri başarı sağlayamamıştır.
Yanıt: C
6
I. İnönü Muharebesi’nden sonra Londra’da
Türk-Yunan savaşını bitirmek ve Sevr
Antlaşması’nın hükümlerine geçerlilik kazandırmak amacı ile toplanan Londra
Konferansı’na,
7
Millî Mücadele Muharebeler Dönemi’nde
dönüm noktası sayılan ve düzenli ordunun
son savunma savaşı olan Sakarya Meydan
Muharebesi’nde Genelkurmay Başkanı görevini Fevzi Çakmak yürütmüştür.
Yanıt: E
4
Millî Mücadele Muharebeler Dönemi’nde
TBMM, Batı Cephesi’nde düzenli ordu birlikleri ile mücadele etmiştir.
Güney Cephesi’nde bölge halkı ile Kuvayımilliye, Doğu Cephesi’nde ise Osmanlı’dan
kalan XV. Kolordu mücadele etmiştir.
Yanıt: A
8
Türk Tarihinde Mütarekeler Dönemi;
Mondros Ateşkes Anlaşması ve Mudanya
Ateşkes Anlaşması arasındaki olayları kapsayan dönemdir.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
TBMM Hükûmeti adına ª Bekir Sami
Bey.
Osmanlı Devleti adına ª Tevfik Paşa
katılmıştır.
Yanıt: A
3
Doğu Cephesi’nde Ermenilere karşı kazanılan zaferin ardından imzalanan Gümrü
Antlaşması’nda ilk kez “Türkiye Devleti” tabiri kullanılmıştır. Bu antlaşma TBMM’nin
uluslararası alandaki ve siyasi başarısıdır.
Yanıt: C
ÇÖZÜM–42
1
85
86
9
15 Temmuz 1921’de Ankara’da toplanan, ilkokul ortaöğretim ve köy öğretmenlerinin
yetiştirilmesi hakkında konuların tartışıldığı
Maarif Kongresi, Kütahya-Eskişehir Muharebeleri sırasında toplanmıştır.
Yanıt: C
12
Lozan Antlaşması’nda karara bağladığı hâlde,
Atatürk Dönemi’nde tekrar gündeme gelen
ve uluslararası kurul (Milletler Cemiyeti) tarafından çözüme kavuşturulan konu, Türkiye
ve İngiltere arasındaki Musul Meselesidir.
Yanıt: A
13
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
10
Millî Mücadele Dönemi’nde gerçekleştirilen Gediz Taarruzu, Kuvayımilliye birlikleri tarafından yapılan bir saldırı girişimidir.
Sarıkamış Harekâtı, Kazım Karabekir’in komutasındaki XV. Kolordu tarafından gerçekleştirilen taarruz girişimidir. II. İnönü Muharebesi, düzenli ordunun ilk savunma savaşıdır. Dolayısıyla Sarıkamış Harekâtı düzenli
birlikler tarafından taarruz taktikli yapılan
muharebedir.
Yanıt: B
Mustafa Kemal, Kütahya–Eskişehir Muharebeleri sırasında toplanan Maarif
Kongresi’ne ve Hazırlık Dönemi’nin son
kongresi olan Pozantı Kongresi’ne bizzat
katılmıştır. Londra Konferansı’na TBMM
adına Bekir Sami Bey, Lozan Konferansı’na
ise İsmet İnönü katılmıştır.
Yanıt: A
14
Düzenli ordunun ilk ve son yenilgisi olan
Kütahya-Eskişehir Muharebeleri’nden sonra
TBMM tarafından Mustafa Kemal’e Başkomutanlık yetkisi verilmiştir. Mustafa Kemal yetkilerine dayanarak, ordunun ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile Tekâlifimilliye
Emirleri’ni yayımlamıştır.
Yanıt: D
15
11
Atatürk, Lozan Konferansı’na giden Türk
Heyeti’ne;
Ermeni Yurdu (I),
Kapitülasyonlar (II),
konularında taviz verilmemesine dair direktif vermiştir.
Yanıt: C
24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan
Antlaşması’nda;
Boğazların yönetimi Türk olan uluslararası bir komisyona bırakıldığı için,
Suriye sınırı ise uzun tartışmalara rağmen 1921 Ankara Antlaşması esas alındığı için Misakımillî’ye aykırı bir şekilde
sonuçlanmıştır.
Yanıt: D
MİLLÎ MÜCADELE MUHAREBELER DÖNEMİ - V
Kurtuluş savaşının başarıyla sonuçlanmasında
katkısı olan komutanlar yaşananları sonradan
kaleme almışlardır. Ali Fuat Cebesoy "Milli
Mücadele Hatıraları", Kâzım Karabekir "İstiklal Harbimiz" adlı eseri kaleme almıştır.
Yanıt: B
2
3
Ali Fethi Okyar'ın Osmanlı Milli Mücadele
ve Cumhuriyet dönemlerindeki anılarını anlatan eser "Üç Devirde bir Adam"dır.
–– Tek Adam – Şevket Süreyya
Aydemir'e,
–– Dağa Çıkar Kurt – Halide Edip
Adıvar'a
–– İstiklal Harbimiz – Kâzım Karabekir'e
–– Çankaya – Refik Halit Karay'a ait
eserdir.
Yanıt: B
Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Dönemi'nin
1952'ye kadarki durumunu bir bir ele
alan eseri "Panorama"dır. Yakup Kadri
Karaosmanoğlu'na ait diğer eserler Sodom
ve Gomore, Çankaya ve Yaban'dır. Çankaya,
Refik Halit Karay'a ait esedir.
Sodom ve Gomore; Mütareke Dönemi'nde
işgal altındaki İstanbul'daki ahlaki çöküntüden
bahsetmektedir.
Ankara; Yeni başkentin üç dönemi anlatılmaktadır.
Yaban; Kurtuluş Savaşı Dönemi'ndeki bir
Anadolu köyünü anlatmaktadır.
Yanıt: C
5
Refik Halit Karay, İttihat ve Terakki
Partisi'ne muhalifliğinden ötürü 1913 yılında
Sinop'a sürgüne gönderilmiş ve 5 yıl sürgünde kalmıştır. Dönüşü, I. Dünya Savaşı'nın son
yılına rastlamış, İttihat ve Terakki Partisi'nin
siyasi ve faaliyet ve uygulamalarının bir
devamı olarak gördüğü Milli Mücadelede
Hareketi'ne keskin bir muhalif olarak, gerek
masın gerek siyası görevi nedeniyle bu hareketin önüne geçmeye çalışmıştır. Bu nedenle
Refik Halit Karay'ın Milli Mücadele'yi destekleyen eseri yoktur.
Yanıt: A
6
Nutuk 1919 - 1927 yılları arasını konu almaktadır.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
–– Türkün Ateşle İmtihanı – Halide
Edip Adıvar'a,
–– Ankara
–
Yakup
Kadri
Karaosmanoğlu'na,
–– Esir Şehrin İnsanları – Kemal Tahir'e,
–– Çete – Refik Halit Karay'a ait Türk
Kurtuluş Savışı'na anlatan eserlerdir.
Yaşar Nuri Güntekin'e "Miskinler Tekkesi" Kurtuluş Savaşı'nı anlatmamaktadır. Eser
Türkiye'deki dilencilerin dünyasını ve cahil
hocaları tasvir etmektedir. II. Mahmut dönemi ileri gelenlerinden olup padişaha yakınlığıyla tanınan Kocabaş Kazasker Şemşettin
Molla'nın torununun hayatı üzerine kurulumuş
bir kitaptır. Padişah dilencisi bir dedenin
torununun bir çeşit soyaçekimle, dilenciliği
meslek edinmesi anlatılmaktadır.
Yanıt: E
4
ÇÖZÜM–43
1
87
88
7
Falih Rıfkı Atay, Çankaya 1961 yılında yayımlanmış ve eserinde Atatürk'ün hayatını,
Kurtuluş Savaşını anlatmıştır.
Yanıt: C
10
Kemal Arıburnu, "Atatürk'ten Anılar" adlı
eseriyle Atatürk'ün düşüncelerini ve kişiliğini anlatmıştır.
Yanıt: C
11
8
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Samim Karagöz, Cumhuriyetin ilk yıllarında edebiyat alanında eserler vermiş yazdığı
öykü ve romanlarla bazı ödüller almıştır.
Yanıt: C
9
Halide Edip Adıvar, Ateşten Gömlek adlı
eseri, Tarık Buğra da Küçük Ağa adlı eseri ile Milli Mücadele'yi anlatmıştır. Ancak
”Suyu Arayan Adam” adlı eserin yazarı
Şevket Süreyya Aydemir eserinde kendi yaşamını ve ideolojilerini anlatmıştır.
Yanıt: E
Resimde empresyonist akımının devamcılarından olan Hikmet Onat, Milli Mücadele'yi
anlatan eserler de yapmıştır. 1922 yılında
Güzel Sanatlar Cemiyeti'ne kurucu üye olarak katılmıştır.
Yanıt: A
12
Mehmet Emin Yurdakul ”Milli Şair” diye
anılmıştır. Yahya Kemal Beyaltı Milli
Mücadele'de milletvekilliği yaptığı gibi şiirlerde yazmıştır. Falih Rıfkı Atay da öyküleri ve romanlarıyla Milli Mücadele'de önemli
eserler vermiştir.
Yanıt: E
89
ATATÜRK İLKELERİ - I
5 Şubat 1937’de yapılan değişiklikle, 2.
maddeye, Devletin temel nitelikleri olarak
Cumhuriyet Halk Partisi’nin programında
yer alan Atatürk ilkeleri (Altı Ok), “Türkiye
Cumhuriyeti Cumhuriyetçi, Halkçı, Devletçi, Laik ve İnkılapçıdır” biçiminde girmiştir.
Böylece tüm ilkeler anayasal güvence altına alınmıştır.
Yanıt: E
4
Ulusçuluk ilkesi Fransız İhtilali ile tüm dünyaya yayılmıştır. Bu fikirden en çok etkilenenler ise çok uluslu imparatorluklar olmuştur. Bunların başında ise Osmanlı Devleti
gelmektedir. Bu fikir Osmanlı’nın parçalanmasına neden olurken Yeni Türk Devleti’nin
ise kuruluşuna ortam hazırlamıştır.
Yanıt: E
ÇÖZÜM–44
1
5
2
3
Atatürk Türkiye’nin, Avrupa’nın modernleşmesine seyirci kalmasına engel olmak için
İnkılapçılık ilkesine işlerlik kazandırmıştır.
İnkılapçılık ilkesi Batılılaşma ve Çağdaşlaşmayı esas alır. İnkılapçılık sürekli modernleşme ve gelişmeyi öngörür.
Yanıt: D
6
Birleşmiş Milletler Uluslararası İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan; ’’ırk, renk, cinsiyet, dil, din veya başka durumdan kaynaklanan ayrımları gözetmeksizin herkesin insan
haklarından yararlanması gerekmektedir.’’
hükmü, Atatürk’ün Halkçılık ve Milliyetçilik
ilkesi ile benzeşmektedir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Mustafa Kemal, verilen sözünde devlet yönetiminde dinin değil aklın ve bilimin rehber edinilmesi gereği üzerinde durmuştur.
Bu nedenle öncelikle Laiklik ilkesinin esaslarına değinilmiştir. Laiklik aynı zamanda,
eğitim, hukuk, toplumsal vb. alanlarda da
dinin yerine aklın ve bilimin rehber edinilmesini sağlar.
Yanıt: B
Milliyetçilik ilkesi doğrultusunda yapılan
çalışmalar
Yeni Türk Devleti’nin kurulması
Koruyucu Gümrük Yasası’nın kabul edilmesi (III)
Türk Tarih Kurumu’nun kurulması
Türk Dil Kurumu’nun kurulması
İzmir İktisat Kongresi’nin toplanması
Kapitülasyonların kaldırılması
Kabotaj Kanunu’nun çıkarılması
Yeni Türk harflerinin kabul edilmesi (I)
Yabancıların kurduğu bazı işletmelerin
millîleştirilmesi
Türk Parasını Koruma Kanunu’nun çıkarılması
Yerli Malı Haftası’nın kabul edilmesi
Yanıt: D
90
7
Türkiye’de 1930’lardan itibaren Devletçi ekonomik modele geçilmesindeki amaç,
halkın refah seviyesini yükseltmek olduğu
için, “Sosyal Devlet” anlayışı ile ilgilidir
(I). Sosyal devlet anlayışında devlet halka
karşı sorumluluk sahibidir. Sosyal Devlet
olgusunun bir diğer ifadesi olan ilke ise
Halkçılıktır.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
Mustafa Kemal’in 3 Şubat 1923 yılında
İzmir’de yaptığı bir konuşmasında “İslam
toplumsal hayatında, hiç kimsenin özel
bir sınıf halinde var olmaya hakkı yoktur. Kendilerinde böyle bir hak görenler
dinî hükümlere uygun harekette bulunmuş
olmazlar. Bizde ruhbanlık yoktur, hepimiz
eşitiz.” sözlerinde vurgu yapılan temel nokta ‘’eşitlik’’ olduğu için Halkçılık ilkesi ile
ilgilidir.
Yanıt: A
10
Laiklik ilkesinin en temel noktası ‘’Dinin
politikaya karıştırılmasını önlemektir’’. Tabiki laiklik sadece din–devlet işlerinin değil,
dinin toplumsal, hukuksal, eğitimsel, kültürel
alanlarda da ayrılmasıdır. Yani bu alanlarda
belirleyicinin din değil, akıl ve bilim olmasıdır.
Yanıt: C
11
Mustafa Kemal’e halifelik sıfat ve unvanını
kabul etmesi için birçok teklif yapılmış olmasına rağmen onun bunu kabul etmemesi
Laikliğine kanıttır. Mustafa Kemal’in mücadelesi ülkeyi laik bir yapıya kavuşturmak
içindi. Böyle bir mücadele verilirken ümmetçi bir idareyi uygun bulması mümkün
değildir.
Yanıt: B
12
9
Mustafa Kemal’in, “Biz ilhamlarımızı gökten değil doğrudan doğruya hayattan
almış bulunuyoruz. Bizim yolumuzu çizen,
içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk milleti ve tarihten çıkardığımız neticelerdir.” sözleri millete bağlılık
açısından incelendiğinde “Vatanseverliliği”
özelliğini ortaya koymaktadır.
Yanıt: A
Halkçılık ilkesinde temel nokta eşitliktir.
Cumhuriyetçilik ile bağı ise yönetime herkesin eşit şekilde katılımının sağlanmasıdır.
Bu durumda ‘’Halkın kendi kendini yönetmesinin sağlanması’’ Halkçılığın Cumhuriyetçi yönünü ortaya koymaktadır. Cumhuriyetçilikte herkesin yönetime eşit katılımı
söz konusudur. Bu nedenle Cumhuriyetçilik
ile Halkçılık birbirini tamamlay.an ilkelerdir.
Yanıt: A
91
ATATÜRK İLKELERİ - II
1928 yılında 1924 Anayasası’ndan; “Türkiye
Devleti’nin dini İslâm’dır” ve “Şeriat hükümlerinin uygulanması TBMM’ye aittir.”
maddelerinin çıkarılması Laiklik ilkesinin bir
uygulamasıdır. Bu anayasa düzenlemeleri ile
dinin devlet yapısı üzerindeki etkisi kaldırılmak istenmiştir. 1937 yılında Anayasa’da
bir değişiklik daha yapılmış ve Laiklik ilkesi
Anayasa’da yer almıştır.
Yanıt: A
4
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kurulması üzerine Mustafa Kemal Paşa “Bırakınız karşımıza çıksınlar, memleket işlerini
münakaşa etsinler, bizim meclisimiz de iki
partili olmalı, hâkimiyeti denetleme sistemi
kurulmalı ve medeni ülkelerin parlamentolarına benzemeliyiz.” demiştir. Bu sözler
Mustafa Kemal Paşa’nın farklı görüşlere
saygı duyduğunun yani Demokratlığının kanıtıdır. Çünkü çoğulcu anlayış ve uygulamalar demokrasinin birer unsurudur.
Yanıt: D
ÇÖZÜM–45
1
2
3
Türkiye’de 1934-1939 yılları arasında fabrikalaşma oranı artmış, bunun sonunda dışarıdan alınan mallarda yüzde elli oranında
azalma görülmüştür. Bu durum, Devletçilik
ilkesinin uygulanmasında başarılı olunduğuna
kanıttır. I. Beş Yıllık Sanayi Planı çerçevesinde önemli atılımlar olmuştur. Bu güzel
atılımlar üzerine devlet, II. Planı hazırlamış
ancak II. Dünya Savaşı nedeniyle uygulayamamıştır.
Yanıt: B
5
Mustafa Kemal’in “Gerçi bize milliyetçi
derler. Ama biz öyle milliyetçileriz ki bizimle işbirliği yapan bütün milletlere hürmet ederiz. Onların milliyetlerinin icaplarını tanırız.” sözlerinde Türk milliyetçiliğinin,
barışçı ve birleştirici yönlerini ortaya koymaktadır. Zaten Atatürk’ün dış politikadaki
temel prensibi de Yurtta Sulh, Cihanda
Sulh’dur.
Yanıt: E
6
“Hükûmet millet, millet hükûmettir.” sözü
halkın eşit şekilde idarede yer alması anlamına gelmektedir. Bu nedenle Ulusal Egemenlik ve Halkçılık ilkeleriyle ilgilidir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Türkiye’de 1930’lu yıllardan itibaren Devletçilik politikasına geçilmiştir. Bu politikanın uygulanmasında; Teşvik-i Sanayi
Kanunu’ndan beklenenlerin gerçekleşmemesi,
Özel teşebbüs için yeterli sermayenin olmaması, Üretimin ülkenin temel ihtiyaçlarını
bile karşılayamaması gibi nedenler etkili
olmuştur. Bunun üzerine Devlet, büyük sermaye gerektiren yatırımları kendi eliyle
gerçekleştirmeye çalışmıştır.
Yanıt: E
92
7
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Atatürkçü Düşünce Sisteminin Esasları
Atatürk’ün teori ve uygulamalarından
kaynaklanır.
Akıl ve bilimi temel hareket noktası
olarak görür.
Akıl ve bilim dışı uygulamaları reddeder.
Türk milletinin ihtiyaçlarından doğmuştur ve gene Türk milletinin ihtiyaçlarına
çözümler getirir.
Çağdaş uygarlık düzeyi üzerine çıkmayı
ana hedef olarak kabul eder.
Demokratik ve laik bir devlet ve toplum yapısını öngörür. İnsanlara kul ve
mürit olma yerine vatandaş olma bilinci
aşılar.
Devletin yönetim biçimi olarak demokrasiyi esas alır.
Yanıt: E
9
Mustafa Kemal’in “Memleketler muhteliftir. Fakat medeniyet birdir ve bir milletin
ilerlemesi için de bu yegane medeniyete iştirak etmesi lazımdır.” sözlerinde yer
alan Medeniyet, Çağdaşlaşma kavramları
İnkılapçılık ilkesi ile ilgilidir.
Yanıt: A
10
Maarif Kanunu ile eğitim-öğretim müfredatları çağdaş, laik ve ulusal bir şekle
sokulmuştur. Ancak bu düzenlemenin Cumhuriyetçilik ilkesi ile bir ilgisi yoktur. 1926
yılında kabul edilen bu kanun ile okul açma
izne bağlanmış ve bu izin verme hakkı Millî
Eğitim Bakanlığı’na (Maarif Vekaleti’ne) bırakılmıştır.
Yanıt: E
11
8
Sosyal Devlet olgusu halkın refah seviyesinin yükseltilmesi, halkın temel ihtiyaçlarının karşılanması anlamına gelmektedir. Bu
yüzden sosyal devlet olgusu, Halkçılık ilkesi
ile yakından ilgilidir. Sosyal Devlet anlayışı
Türklerde çok eskilere dayanmaktadır. İslamiyet öncesi Türklerde de rastlanan bu
anlayışta devlet ve idarecileri kendilerini
halka karşı sorumlu görmüşlerdir. Bu da
devlet–halk kaynaşmasını sağlamıştır.
Yanıt: B
Atatürk’ün “Ulusların arasındaki anlaşmazlıkların ortadan kaldırılması, medeni insanlığın dileği olmalıdır.” sözü onun daha çok
Barışçı özelliği ile ilgilidir. Yine Mustafa
Kemal’in, “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” sözü
de bu yönünü ifade etmektedir.
Yanıt: A
12
Atatürk milliyetçiliği dini, mezhebi, soyu ve
dili ne olursa olsun kendini Türk gören
herkesi Türk olarak kabul eder. Bu nedenle Atatürk Milliyetçiliği, inanç özgürlüğüne
saygılıdır, her türlü ayrımcılığa karşıdır. Ancak Azınlıkların ayrıcalıklarını geliştirmeyi
amaçlamaz.
Yanıt: D
93
ATATÜRK İLKELERİ - III
Türk Parasının Değerini Koruma Kanunu’nun
kabulü ve Merkez Bankası’nın açılması,
ulusal ekonominin bir gereği olduğu için
Milliyetçilik ilkesi ile ilgilidir. Milliyetçilik
ilkesi tam bağımsızlığı, ulusa ait olmayı
ifade eder. Bu durumda Türk Parası’nın
her şekilde korunması millî bağımsızlığın
bir gereğidir.
Yanıt: C
2
23 Nisan 1920 tarihinde Birinci TBMM
açılmış ve bir hükûmet oluşturulmuştur. Bu
hükûmet içinde yer alan 11 bakanlıktan biri
de Sağlık Bakanlığı’dır. Sağlık Bakanlığı’nın
kurulması halkın ihtiyaçlarının karşılanmasına yöneliktir. Bu nedenle Halkçılık ilkesi
ile ilgilidir.
Yanıt: C
5
Atatürk’ün Devletçilik anlayışı özel sektör girişimlerine karşı değildir. Atatürk’ün
Teşvik–i Sanayi Kanunu ile özel sektörün
kalkınması için çaba göstermiştir. Ancak
çeşitli nedenlerle başarılı olunmamıştır. Bu
nedenle C seçeneği ile ilgisi olamaz.
Yanıt: C
6
3
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ile Serbest Cumhuriyet Fırkasının ekonomide liberalizmi savunmuştur. Bu nedenle Devletçiliği savunan Halk Fırkası’ndan farklıdırlar.
Yanıt: E
Halkçılık ilkesi ile Cumhuriyetçilik ilkesi
birbirini tamamlar niteliktedir. Kurtuluş Savaşı ile kurulan Türk Devleti ulusal egemenliği esas almış ve herkesin yönetime
katılımını öngörmüştür. Ulusal egemenliği
benimseyen bir devlette Halkçı anlayış olmazsa olmazdır.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Devletçilik ilkesinin uygulandığı 1934 – 1939
yılları arasında kurulan fabrikalar sayesinde
dışarıdan alınan mallarda yüzde elli oranında azalma olmuştur. Bu sayede ekonomide dışa bağımlılık azalmıştır (II). Ancak bu
sayede kapitülasyonlar kaldırıldı denilemez,
çünkü Lozan’da zaten daha önceden kaldırılmıştır. Ayrıca özel sektörde istenilen
gelişme kaydedilemediği için Devletçilik
modeline geçilmişti. Bu nedenle Devletçi
modelin uygulanması ile özel sektör güçlendirildi denilemez.
Yanıt: B
4
ÇÖZÜM–46
1
94
7
Atatürk’ün “Çağdaşlaşma” anlayışı Batı’nın
iyi yanlarını alarak ulusal değerlerle beslemek anlayışı ile birebir örtüşmektedir.
Atatürk’e göre Batı demokratikleşme, mali
kalkınma, kültürel gelişme gibi noktalara
bizden daha önce ulaştığı için, bu gelişmeleri en kısa sürede yaşamak adına batıya
yönelmeyi uygun görmüştür.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
Atatürk’ün “Ulus” kavramı tanımında etkin
olmayan öge Din Birliğidir. Bir toplulukta
din birliği şartı aranırsa, o topluma ulus
değil, ümmet denir.
Ulus unsurları
Ortak dil
Ortak geçmiş (Tarih)
Ortak vatan (Yurt)
Ülkü birliği (Ortak amaç)
Ortak kültür
Yanıt: B
10
Millî birlik ve beraberliği güçlendiren unsurlar arasında, Dil, Tarih, Ortak Kültür,
Vatan Sevgisi yer alır. Ancak teknoloji bu
unsurlardan biri değildir.
Yanıt: E
11
1934’te kadınlara verilen seçme ve seçilme
hakkının verilmesi, Cumhuriyetçilik ve Halkçılık ilkeleri ile ilgilidir. Osmanlı Devleti
Dönemi’nde seçme–seçilme hakkı toplumun
sadece erkeklerine aitti. Bu durum hem
Cumhuriyetçilik hem de Halkçılık ilkelerine
terstir.
Yanıt: A
12
9
Türkiye Cumhuriyeti’nin “Ümmetçilik” fikrini benimsemediğine Halifeliğin kaldırılması
kanıt olarak gösterilebilir. 3 Mart 1924’te
Halifeliğin kaldırılması ile ulus devlet, laik
devlet, demokratik devlet olguları güçlendirilmiştir.
Yanıt: B
Mürşid: Yol gösterici
Atatürk’ün, “Hayatta en hakiki mürşid,
ilimdir.” sözü öncelikle Laiklik ilkesi ile ilgilidir. Çünkü Atatürk laikliği her alanda
yol gösterici olarak aklın ve bilimin rehber
edinilmesini savunur.
Yanıt: C
95
ATATÜRK İLKELERİ - IV
’Halkçılık, millî egemenlik ilkesinin tabii ve
zorunlu bir sonucudur. Egemenliğin millete
ait olduğu bir devlette yönetim sisteminin
de elbette halkın kendi kendisini yönetmesi, yani demokrasi olması gerekir.’’
Halkçılığın bu tanımı Cumhuriyetçilik ilkesi
ile ilgilidir.
Yanıt: D
2
Ulusal Egemenlik: Egemenliğin ulusa ait
olmasıdır. Cumhuriyetçilik ilkesini bütünler.
Millî Bağımsızlık – Milliyetçilik
Akılcılık ve Bilimsellik – Laiklik
İnsan ve İnsanlık Sevgisi – Halkçılık
Millî Birlik–Beraberlik – Milliyetçilik
Yanıt: D
5
Atatürk’ün “Ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe çıkarılan savaş savaş değil, cinayettir.” sözü, barışın önemini vurgulamaktadır.
Atatürk harbin zorunlu olmadıkça kullanılmaması gereken bir yöntem olduğunu belirtmiştir. Her zaman diyaloğu ön planda
tutmuştur.
Yanıt: D
ÇÖZÜM–47
1
6
Milliyetçilik ve Cumhuriyetçilik ilkesinin
doğal sonucu olan ilke Halkçılıktır. Milliyetçiliğin, millet içinde dil, din, ırk farkı gözetmeyen yönü; Cumhuriyetçiliğin de herkesin
yönetime katılımını öngören yönü Halkçı
anlayışı doğurmuştur.
Yanıt: C
7
Her insanın egemenliğe farklı derecede sahip olması doğru değildir. Doğru olan herkesin egemenliğe eşit şekilde sahip olmasıdır. İnsanların egemenliğe farklı derecelerde
sahip olması illaki ayrıcalıklı veya ezilen bir
sınıfın oluşumuna neden olur.
Yanıt: D
8
4
Akıl, bilim, ilim, fen vb. kavramlar Atatürk’ün
Laiklik ilkesi ile ilgilidir.
Yanıt: C
Kapitülasyonların kaldırılması Milliyetçilik ilkesi çerçevesinde gerçekleştirilen bir faaliyettir.
Bunun Cumhuriyetçilik ile bir ilgisi yoktur.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
3
Cumhuriyetçilik ilkesi egemenliğin bir kişi
veya zümreye değil, toplumun tamamına
ait olmasını öngörür. Bu nedenle, bütün
vatandaşların siyasal haklara sahip olması,
yöneticilerin seçimle belirlenmesi Cumhuriyetçilik ilkesi ile ilgilidir. Ancak devlet yöneticilerinin mirasçı gibi veraset ile atanması (I) ve yetkilerin tek kişide toplanması
yani monarşi yönetimi (IV) Cumhuriyetçiliğe aykırıdır.
Yanıt: B
96
9
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Atatürk İlke ve İnkılâplarının Dayandığı
Esaslar
Millî tarih bilinci,
Vatan ve millet sevgisi,
Millî dil,
Bağımsızlık ve özgürlük,
Egemenliğin millete ait olması,
Millî kültürün geliştirilmesi,
Türk toplumunun çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarılması,
Türk milletine inanmak ve güvenmek,
Millî birlik ve beraberlik,
Ülke bütünlüğü.
Ancak gelenekçilik, tutuculuk bu esaslar
arasında yer almaz.
Yanıt: E
10
Erkanıharbiye Vekaletinin varlığı, siyasete
ordunun dahil olması anlamına gelmektedir.
Bu durum demokratik değildir. Bu Vekaletin
kapatılması ise Cumhuriyetçilik ilkesinin bir
gereğidir. Ayrıca yine Atatürk Dönemi’nde
bu amaca hizmet edebilmek için Subay–Vekil uygulamasına son verilmiştir.
Yanıt: D
11
Laiklikle İlgili Çalışmalar
Saltanat kaldırıldı
Halifelik kaldırıldı
Tevhiditedrisat Kanunu kabul edildi
Şeriye ve Evkaf Vekâleti kaldırıldı
Şeriat Mahkemeleri kapatıldı
Medreseler kapatıldı
Şeyhülislamlık makamı kaldırıldı
Tekke, zaviye ve türbeler kapatıldı
Maarif Teşkilatı Hakkında kanun çıkarıldı
Türk Medeni Kanunu kabul edildi
Anayasa’dan “Devletin dini İslam’dır.”
maddesi çıkarıldı
Yemin metinlerinden “Vallahi” sözcüğü
çıkarıldı
Kılık-Kıyafet Kanunu kabul edildi
Laiklik ilkesi anayasaya girdi
Şeyhlik, seyyitlik, üfürükçülük, dervişlik,
emirlik, falcılık, büyücülük, muskacılık
gibi san ve sıfatların kullanılması ve
bunlara ait özel kıyafetlerin giyilmesi
yasaklandı
Yanıt: A
12
Bir ülkede yapılan seçimlere göre, eğitim–
kültür düzeyi yüksek olanlara yönetimde
daha fazla hak verilmesi gerektiğini savunmak halkçılık ilkesine aykırıdır. Çünkü
tüm seçmenler eşit şekilde yönetime katılmalıdır.
Yanıt: B
97
ATATÜRK İLKELERİ - V
Atatürk sözlerinde, bir devletin koruyuculuğunun kabul edilmemesi gereği üzerinde
durmuştur. Böyle bir kollayıcılığın acizlik,
beceriksizlik olduğunu savunmuştur. Yani
mandacılığa karşı olduğunu ortaya koymuştur (II).
Yanıt: B
2
Atatürk’ün ideolojisini oluştururken etkilendiği düşünce ve akımlardan biri Panslavizm olamaz. Panslavizm Rusların yürütmüş
olduğu Slav toplumlarının bir araya getirilmesi politikasıdır.
Yanıt: A
Atatürkçülük ideolojisinin temelini oluşturan iki üst ilke Laiklik ve Cumhuriyetçilik
ilkeleridir. Bu nedenle Atatürk bu ilkelerin
siyasi tartışmaların uzağında tutulmasını istemiştir. Hatta bu ilkelerin partiler üstü
görüldüğü söylenebilir.
Yanıt: B
Bir milleti oluşturan, çeşitli mesleklerin ve
toplumsal grupların içinde bulunan insanlara
halk denir. Bu akımdan halkçılık ilkesi hem
cumhuriyetçilik hem de milliyetçilik ilkelerinin zorunlu bir sonucudur.
Atatürk’e göre millet ile halk aslında tek
anlama gelmektedir. Halkçılık ise millet içindeki çeşitli insan gruplarının çıkarına ve
yararına bir siyaset izlenmesi, halkın kendi
kendini yönetmeye alıştırılmasıdır.
Halkçılık, cumhuriyetçiliğin doğal bir sonucudur denildi ki, bu çok doğrudur. Cumhuriyet,
halkın kendi yöneticilerini kendi içinden seçmesi anlamına gelmektedir. Böylece cumhuriyet rejimi, bir halk rejimi olmaktadır.
Aynı biçimde, halkçılık, milliyetçiliğin de bir
sonucudur. Millet halktan oluştuğuna göre,
milliyetçilik, Türk halkının mutluluğu için çalışmak, ortak geçmişe ve geleceğe halkla
birlikte bağlanmak demektir.
Atatürk, daha TBMM açılır açılmaz, yeni
kurulan devletin bir halk devleti olduğunu
belirten pek çok konuşmalar yapmıştır. Artık halk, bir kişi tarafından yönetilmemekte,
kendi kendini yönetmektedir.
Halkçılık ilkesinin uygulanması ayrıca, toplumda hiç kimsenin diğerinden üstün olmamasının,
kanun önünde kesin eşitliğin kabulü anlamına
da gelmektedir. Gerçek halkçılıkta hiçbir toplumsal gruba, zümreye ayrıcalık tanınmaz. Halk
her bakımdan birbirine eşit kimselerden oluşur.
Bugün bazı rejimler halkı yalnız belli bir
grup insandan ibaret saymaktadırlar. Bu rejimlerin adı olan halk cumhuriyeti yanıltıcıdır.
Çünkü sadece belli bir grup halkın devleti
anlamına gelmektedir. Gerçek budur. Ama
Atatürkçü halk devletinin uzaktan yakından
böyle bir anlam taşımadığı ve belirtmediği
hemen söylenmelidir.
Atatürkçü halk devleti, Türk halkının tümünü, yani Türk milletini kapsamına alır.
Böyle bir halkçılık anlayışı, gerçek demokrasinin kurulması için gerekli olan ortamı
en iyi biçimde hazırlar. Ancak halkçılığın
amaçları arasında “toplumdaki ayrıcalıklı
bazı hâllerin sürdürülmesi” yoktur.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
3
4
ÇÖZÜM–48
1
98
5
Anayasamızın birinci maddesinde Cumhuriyet rejimi ile ilgili olarak “Değiştirilemez,
değiştirilmesi teklif dahi edilemez.” ifadesi
ulus egemenliğinin anayasal güvence altına
alındığının kanıtıdır.
Yanıt: C
6
“Uygarlık yolunda başarı, yenileşmeyle
olur. Sosyal hayatta, ekonomik hayatta,
bilim ve teknik alanında başarılı olmak için
tek gelişme yolu budur.” sözleri İnkılapçılık
ilkesi ile ilgilidir. İlkeler ile ilgili sorularda
“yenileşme, çağdaşlaşma, uygarlık” kavramlarında inkılapçılığa varabilirsiniz.
Yanıt: B
7
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Yeni kurulan Türk Devleti’nde toplumdaki
her kişinin kanun önünde eşit sayılması
halkçılık ilkesi ile ilgilidir.
Yanıt: A
8
Laiklik ile İlgili İnkılaplar
Saltanat kaldırıldı (C)
Halifelik kaldırıldı (C)
Tevhiditedrisat Kanunu kabul edildi
Şeriye ve Evkaf Vekâleti kaldırıldı
Şeriat Mahkemeleri kapatıldı
Medreseler kapatıldı
Şeyhülislamlık makamı kaldırıldı
Tekke,zaviye ve türbeler kapatıldı
Maarif Teşkilatı Hakkında kanun çıkarıldı
Türk Medeni Kanunu kabul edildi
Anayasadan “Devletin dini İslam’dır.”
maddesi çıkarıldı
Yemin metinlerinden “Vallahi” sözcüğü
çıkarıldı
Kılık-Kıyafet Kanunu kabul edildi
Laiklik ilkesi anayasaya girdi
Şeyhlik, seyyitlik, üfürükçülük, dervişlik,
emirlik, falcılık, büyücülük, muskacılık gibi
san ve sıfatların kullanılması ve bunlara
ait özel kıyafetlerin giyilmesi yasaklandı
Yanıt: C
9
Atatürk’ün ulusçuluk kavramı içinde Bireyin kollektif bütünsellik içinde erimesi yer
almaz. Aksine bireyin bilinçlenmesi, kendini
ifade edebilmesi, kendine ve ulusuna yararlı
hâle gelebilmesi Ulusçuluk unsurlarındandır.
Yanıt: C
10
Atatürk’ün yaptığı kıyafet inkılabı toplumsal
eşitliği sağlamak ve sosyal laikleşmeye ulaşmak içindir. Ancak soru daha çok demiştir.
Bu durumda laiklik ilkesi daha baskındır.
Yanıt: B
11
İnkılabın sürekli geliştirilip kökleştirilmesini
öngören Atatürk ilkesi İnkılapçılıktır.
Yanıt: B
12
Bir ülkede demokrasinin gerçekleştirilmesi
öncelikle bağımsızlık ve millî egemenliğe
bağlıdır. Bağımsızlığını elinde tutamayan bir
toplumun yönetimde etkin olması da mümkün değildir.
Yanıt: D
99
İNKILAPLAR VE İÇ POLİTİKA - I
Halifeliğin kaldırılmasında en önemli neden, bu makamın yapılacak olan inkılapların
önünde en büyük engel olmasıdır.
Yanıt: E
2
Halk Fırkası 9 Eylül 1923’te Mustafa Kemal tarafından kurulmuştur. Bu Fırka’nın
kuruluşunda yapılacak İnkılapları düzenli bir
kadro eliyle yürütme isteği ve halkın isteklerini Fırka aracılığı ile yönetime yansıtma
isteği etkilidir. (I ve II)
Yanıt: C
4
Cumhuriyet Halk Partisi, 9 Eylül 1923’te
Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan
ve sosyal demokrat siyasi görüşünü benimsemiş olan Türk siyasî partidir. Çok partili
düzene geçiş sürecinde tek parti iktidarını sürdürmüş ve Türkiye’de en uzun süre
iktidarda bulunmuş parti olan Cumhuriyet
Halk Partisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olarak da anılır.
Ancak ilk muhalefet partisi Terakkiperver
Halk Fırkasıdır. Ayrıca Halk Fırkası ekonomide Devletçi modeli benimsemiştir.
Yanıt: A
10 Mayıs 1921 günü, Mustafa Kemal Paşanın başkanlığında toplanan 151 milletvekili
Anadolu ve Rumeli Müdafaaihukuk Cemiyeti Meclis Grubu kurma kararı aldılar
ve grup başkanlığına da Mustafa Kemal
Paşa’yı getirdiler.
Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’da, Hakimiyetimilliye, Yenigün ve Öğüt gazetelerine
“Halk Fırkası” adıyla siyasi bir parti kurma niyetini açıklaması ile, Meclis’te Birinci Grubu (Müdafaaihukuk Grubu) teşkil
edenler bu yeni kurulacak partide hizmete
hazırlandılar. Ardından Anadolu ve Rumeli
Müdafaaihukuk Cemiyetinin tüm şubeleri
Halk Fırkasına dönüştürüldü.
Yanıt: B
5
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ,Türkiye
Cumhuriyeti tarihinin ilk muhalefet partisidir. Mustafa Kemal Paşa’nın eski silah
ve dava arkadaşları olan Kâzım Karabekir,
Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele
ve Adnan Adıvar’ın öncülüğünde 17 Kasım
1924’te kurulmuştur.
Bu partinin kurucuları arasında Ali Fethi
Okyar yoktur.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
3
ÇÖZÜM–49
1
100
6
Terakkiperver (ilerici) Cumhuriyet Fırkası,
liberal ve demokrat bir parti konumundadır.
Parti;
Dinî düşünce ve inançlara saygılı,
Yerinden yönetimi benimseyen, (III)
Serbest ekonomik politikası izleyen,
Cumhurbaşkanı olan kişinin milletvekilliğinin kaldırılması gerektiğini savunan,
Anayasa değişikliklerinde halk fikrine
başvurulması gerektiğini savunan,
Hükûmete ait çiftlik ve arazilerin
topraksız köylülere verilmesi gerektiğini düşünen, (I)
Milletvekillerinin tek dereceli seçim sistemine göre seçimlerini benimseyen (II)
ilke ve programlara göre hareket etmiştir.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
Şeyh Sait İsyanı, Güney Doğu Anadolu’da
merkezi yönetime karşı girişilen geniş çaplı
ayaklanmadır.
Olayların hızla tırmanması karşısında Başbakan
Ali Fethi Okyar’ın istifasını isteyen Mustafa
Kemal Atatürk, 3 Mart’ta İsmet İnönü’yü yeni
bir hükûmet kurmakla görevlendirdi.
Bir gün sonra TBMM hemen Takrir–i
Sükun Kanunu’nu kabul ederek hükûmete
olağanüstü hal yetkileri tanıdı. (D)
Şeyh Sait Ayaklanması’nın bastırılması Cumhuriyet yönetiminin Güney Doğu
Anadolu’da denetimi sağlamasında önemli
bir dönüm noktası oldu. Öte yandan ayaklanmayla ortaya çıkan gelişmeler, bir süre
önce çok partili yaşama geçiş yönünde
atılan adımların kesintiye uğramasına yol
açtı. (A) Ayaklanmaya karıştığı gerekçesiyle
hakkında soruşturma açılan Terakkiperver
Cumhuriyet Fırkası, çok geçmeden hükûmet
kararnamesiyle kapatıldı. (C)
Ayrıca iç politikadaki bu karışıklık Musul’un
kaybedilmesine yol açtı. (B)
Ancak bu isyanın sonuçları arasında
Cumhuriyet’in ilan edilmesi yoktur. Çünkü
zaten Cumhuriyet ilan edilmiş durumdaydı.
Yanıt: E
8
Çok partili yaşam ile çoğulculuğun hayat
bulacağı düşünülürse Atatürk’ün çok partili
hayata geçiş için çalışmalar yapması halkın
istek ve görüşlerini yönetime yansıtma isteği ile ilgilidir.
Yanıt: B
9
Harf devrimi gerçekleştirilirken, Latin alfabesindeki Q, W, X gibi harfler alınmamıştır.
Hatta Ç, Ş gibi Türkçeye uygun yeni harfler de üretilmiştir. Bu durum Latin alfabesinin Türkçeye uyarlandığının kanıtıdır.
Yanıt: A
10
Mustafa Kemal verilen sözlerinde öğretmenlere seslenmiş ve onların yetiştireceği
nesillerde olması gereken özellikler vurgulanmıştır. Bu tür sonuçlar alabilmek içinde
1926’da Maarif Kanunu ile eğitim–öğretim
müfredatları çağdaş, laik, ulusçu bir yapıya
kavuşturulmuştur.
Yanıt: B
11
Türk Tarih Kurumunun kurulması ile Belleten adlı süreli yayında çalışma hayatına
başlamıştır.
Yanıt: E
12
“Metrik Sisteme Geçiş”, ölçü ve tartı birimlerinde Batı modelinin uygulanmasıdır.
(metre, kg. vb.)
Yanıt: D
101
İNKILAPLAR VE İÇ POLİTİKA - II
2
1926 yılında Mustafa Kemal’e muhalif olanlar tarafından İzmir’de gerçekleştirilmek
için bir suikast planlanmıştır. Suikasti planlayanlar arasında;
Ziya Hurşit,
Laz İsmail,
Gürcü Yusuf,
Çopur Hilmi,
Giritli Şevki,
Edip Bey,
Ahmet Şükrü Bey
gibi isimler yer almıştır. Ancak bu kadroda
Çerkez Ethem yoktur.
Yanıt: E
Cumhuriyet Fırkası, Cumhuriyet Dönemi’nde
kurulan ve çok partili siyasal yaşama geçiş
yolunda ikinci deneme olan siyasi partidir.
Ali Fethi Bey, Paris büyükelçiliğinden dönüşünde Mustafa Kemal’in önerisi ve onayıyla Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı kurdu
(12 Ağustos 1930). Programında, partinin
cumhuriyetçi, milliyetçi ve lâiklik ilkesine
bağlı olduğu vurgulanıyor, yabancı sermayenin ülkeye girmesinin özendirilmesi isteniyor, ekonomik yaşamda sürekli devlet
müdahalesine karşı çıkılıyordu.
SCF kısa sürede geniş bir destek kazanarak Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF) yönetimini kaygılandırdı. SCF’nin iktidara ancak
cumhurbaşkanıyla çatışarak gelebileceğini
kavrayan Fethi Bey bunun çok ağır sonuçlar yaratacağı inancıyla, 17 Kasım 1930’da
Dahiliye Vekâleti’ne başvurarak SCF’nin
feshedildiğini açıkladı.
Yanıt: B
4
Laik Cumhuriyete karşı Atatürk Dönemi’nde
başlatılan isyanlar arasında Menemen olayı
ve Şeyh Sait isyanı yer almaktadır.
Yanıt: D
5
Mustafa Kemal, Menemen olayı ve Şeyh
Sait isyanlarından sonra ülkede çok partili
hayata geçiş için gerekli ortamın olmadığını
anladı. Mustafa Kemal’in hayatı boyunca
bir daha çok partili hayata geçiş denemesi yapılmadı. Ülkemizde çok partili hayata
1946’da geçildi.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Osmanlı Devleti’nin kapitülâsyonlar çerçevesinde yabancı ülke gemilerine tanıdığı kabotaj
ayrıcalığı, Lozan Barış Antlaşması’yla 1923
yılında kaldırıldı. 20 Nisan 1926 tarihinde
de kabul edildi. Kabotaj Kanunu 1 Temmuz
1926′’da yürürlüğe girdi. Bu yasaya göre,
akarsularda, göllerde, Marmara denizi ile boğazlarda, bütün kara sularda ve kara sular
içinde kalan körfez, liman, koy ve benzeri
yerlerde, makine, yelken ve kürekle hareket
eden araçları bulundurma; bunlarla mal ve
yolcu taşıma hakkı Türk yurttaşlarına verildi.
Ayrıca; dalgıçlık, kılavuzluk, kaptanlık, çarkçılık, tayfalık ve benzeri mesleklerin Türk
yurttaşlarınca yerine getirilebileceği belirtildi. Yabancı gemilerin yalnız Türk limanlarıyla
yabancı ülkelerin limanları arasında insan ve
yük taşıyabileceği kabul edildi.
Bir devletin, kendi limanları arasında deniz
ticareti konusunda tanıdığı ayrıcalık. Bu ayrıcalıktan yalnızca yurttaşlarının yararlanması,
millî ekonomiye önemli bir katkı sağlayacağından, devletler yabancı bandıralı gemilere kabotaj yasağı koyma yoluna gitmişlerdir. Bazı
uluslar arası sözleşmelerde de kabotaj yasağı
koyma yetkisine ilişkin hükümler yer alır.
Kabotaj bir devletin kendi limanları arasında yolcu ve yük taşıma hakkıdır. Türkiye’de
1 Temmuz Kabotaj Bayramı olarak kutlanır.
Yanıt: E
3
ÇÖZÜM–50
1
102
6
1930 yılında yaşanan Menemen Hadisesi
ile, Türkiye’de çok partili hayata bir süre
daha geçilemeyeceği; gençlik, halk ve inkılapçı kadro arasında daha sağlam bağların
kurulması gerektiği, Türk çağdaşlaşmasının
özellikleri hakkında, yığınlara dönük eğitici
etkinliklerin yaygınlaştırılması gerektiği anlaşıldı. Ayrıca İnkılapların karşısındaki tehlikenin henüz geçmediğini göstererek, yöneticileri daha dikkatli olmaya yöneltmesi
sonucu ortaya çıktı.
Ancak İnkılap karşıtı düşünce ve eylemlerin baskı altına alınması gerektiği sonucuna
varılamaz.
Yanıt: C
9
Serbest Cumhuriyet Fırkası Ali Fethi Okyar tarafından kurulmuştur. Başkanı İsmet
Paşa değildir.
Serbest Cumhuriyet Fırkası, ekonomide
tambir liberal yapıyı savunmuş (I) ve tek
dereceli seçimlerin olması talebini ortaya
koymuştur (III).
Yanıt: D
10
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
7
II.İzmir’de suikast girişimi – 14 Haziran
1926
III.Serbest Cumhuriyet Fırkasının kurulması – 12 Ağustos 1930
I. Asteğmen Kubilay’ın şehit edilmesi - 23
Aralık 1930
Yanıt: B
Serbest Cumhuriyet Fırkasının uzun ömürlü
olamaması ve hemen ardından Menemen
Olayı’nın meydana gelmesi Devrim ilkelerinin henüz bazı kesimlerce benimsenmemiş
ve yerleşmemiş olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Yanıt: E
11
8
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, “Parti
dinsel düşüncelere ve inançlara saygılıdır.”
maddesini programına almaksa, Türk toplumunun evrimsel gelişmeyi sağlayamadığı
için devrime gittiği gerçeğini anlamadıklarını kanıtlar.
Yanıt: A
Mustafa Kemal’in “Ben şimdiye kadar
millet ve memleket hayrına yaptığım inkılaplarda hep halkımızla temas ederek,
onların ilgi ve seviyesindeki samimiyetten
güç aldım.” sözü, yenilik hareketlerini halkın
istekleri doğrultusunda gerçekleştirdiğini
göstermektedir.
Yanıt: B
103
İNKILAPLAR VE İÇ POLİTİKA - III
Osmanlı Devleti Dönemi’nde laik olmayan
bir eğitim sistemi söz konusuydu. Bu nedenle eğitim de karma değildi. Atatürk
Dönemi’nde karma eğitime geçilerek eğitim
de laikleşme yolunda adım atılmıştır (I).
Laikleşme yolunda en önemli engel olan
Halifelik makamı 3 Mart 1924 tarihinde
kaldırılmış ve böylece siyasi alanda laikleşmenin en önemli adımı atılmıştır (II).
Osmanlı Devleti Dönemi’nde şeri kurallara
göre hazırlanan Mecelle yerine aklın ve bilimin önderliğinde hazırlanan Medeni Kanun
kabul edilerek sosyal ve hukuksal alanda
laikleşme sağlanmıştır (III).
Yanıt: E
2
3
Mustafa Kemal’in “Ölülerden medet ummak çağdaş bir toplumda kara lekedir.”
sözü türbelerin varlığına veya buralarda
yaşananlara bir tepkidir.
Yanıt: B
4
I. Belediye seçimlerine katılma - 1930
III.Muhtar ve aza seçme - 1933
II. Milletvekili seçme ve seçilme - 1934
Yanıt: C
Atatürk Dönemi’nde 1927’de yapılan nüfus
sayımının sağlıklı sonuçlar vermemesinde
Soyadı Kanunu’nun henüz çıkarılmamış olması etkilidir.
Yanıt: D
6
1924 Anayasası’nda Yapılan Değişiklikler:
1924 Anayasası’nda 1924’ten 1960 yılına kadar bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler şunlardır:
10 Nisan 1928 tarihinde yapılan değişiklikle Anayasa’nın 2 maddesinde yer
alan “Türkiye Devleti’nin dini İslâm’dır”
hükmü çıkarılmıştır. Ayrıca milletvekillerinin yeminlerindeki vallahi kelimesi “namusum üzerine söz veririm” ifadesiyle
değiştirilmiştir. Yine Meclisin görevleri arasında yer alan “ahkamışer’iye’nin
tenfizi” (dinsel hükümlerin yerine getirilmesi) hükmü anayasadan çıkartılmıştır.
5 Aralık 1934’de yapılan değişikliklerle
kadınlara milletvekili seçme ve seçilebilme hakkı verilmiş ve seçmen yaşı
18’den 22’ye çıkartılmıştır.
5 Şubat 1937’de aslında Cumhuriyet
Halk Partisi’nin ilkeleri olan “Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve İnkılâpçılık” Anayasanın 2. maddesine dahil edilerek Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’nin temel nitelikleri
olarak belirtilmiştir.
10 Ocak 1945’de ve 24 Aralık 1952’de
yapılan değişikliklerle Anayasa’nın dili
üzerinde değişikliklere gidilmiştir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Türk Tarih Kurumu,yapılan kültürel araştırmaları yayımlamak, yayınlarda ortak kültür
bilinci vermek, Türklerin eski tarihini araştırmak suretiyle, ulusal birliğin sağlanmasında etkili olmuştur.
Yanıt: E
5
ÇÖZÜM–51
1
104
7
Atatürk’ün Kaleme Aldığı Eserler
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Büyük Söylev (Nutuk)
Atatürk’ten Mektuplar
Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri
Atatürk’ün Hatıra Defteri
Arıburnu Muharebeleri Raporu
Karlsbad Hatıraları
Geometri Kılavuzu
Vatandaş İçin Medeni Bilgiler
Bölüğün Muharebe Eğitimi
Takımın Muharebe Eğitimi
Taktik Tatbikat Gezisi
Taktik Meselelerin Çözümü ve Emirlerin Yazılmasına İlişkin Öğütler
Cumalı Ordugahı
Zabit ve Kumandan ile Hasbihal
Yanıt: E
8
Gazi Eğitim Enstitüsü’nün kurulması - 1926
Osmanlı Hanedanı’nın yurt dışına çıkartılması -1924
Üniversite kitaplarında yeni harflerin kullanılması -1927
Medeni Kanun’un uygulamaya konulması
-1926
l. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın uygulanması
-1934
Yanıt: E
9
Tevhiditedrisat ve Maarif Teşkilatı Kanunu kapsamında; Yabancı okullardaki başarılı
öğrencilere ödüllerinin nerede verileceği,
hangi derslerin kaç saat okutulacağı, okulların denetimini kimlerin yapacağı konuları
yer almıştır. Ancak 11 Mart 1924’den itibaren Medreseler kapatılmaya başlamıştır.
Medreselerin derslerine dair bir madde bu
faaliyetlerde yer almamıştır.
Yanıt: B
10
Zaviyelerin kapatılmasının amacı eğitimi laikleştirmek olamaz. Çünkü bu mekanlar eğitim kurumu değildir. Tekke ve zaviyelerin
kapatılmasının amacı sosyal laikleşmeyi ve
eşitliği sağlamaktır.
Yanıt: E
11
Türkiye’de; 1935 yılında üniversiteli gençlerin İstanbul’da Atatürk’e suikast girişimini
protesto için bir gösteri düzenlemesi,halkın
Atatürk’e suikast girişiminde bulunanların en
ağır biçimde cezalandırılmasını isteyen mitingler düzenlemesi gelişmeleri halkın inkılapları
benimsediğine kanıt olarak gösterilebilir. Ancak Menemen gibi rejim karşıtı isyana halkın
destek vermesi bu duruma bir kanıt değildir.
Yanıt: D
12
Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması ile
toplumsal alandaki çağdışı olumsuzlukların
giderilmesi hedeflenmiştir.
Yanıt: A
13
Türkün Ateşle İmtihanı eseri, Halide Edip
Adıvar’a aittir. Eser İngilizce ve Türkçe
basılmıştır.
Yanıt: D
105
İNKILAPLAR VE İÇ POLİTİKA - IV
Atatürk inkılapları manevi değerleri yok
etmeye yönelik hareket etmemiştir.
Yanıt: E
2
Türk İnkılabı, hem iç hem de dış güçlere karşı gerçekleştirilmiştir. Bir yandan
kurtuluş mücadelesi verilirken, bir yandan
da devrimlerle monarşinin sona ermesine
çalışılmıştır. Bu yönü ile Fransız ve Rus
devrimlerinden ayrılır.
Yanıt: B
3
Millî İtibari Bankası İttihatçiler tarfından
Osmanlı Devleti Dönemi’nde kurulmuştur.
Yanıt: E
4
Mustafa Kemal’in, “Eğer tüccarlar bizden
olmaz ise, millî servetin önemli bir kısmı
şimdiye kadar olduğu gibi yine yabancılarda kalacaktır. Onun için millî ticareti geliştirmeye ve korumaya mecburuz.” sözü doğrultusunda, Reji idaresinin millîleştirilmesi,
Ticaret Borsası’nın kurulması, Kapitülasyonların kaldırılması gerçekleştirilmiştir.
Yanıt: E
6
İzmir İktisat Kongresi veya I. İktisat Kongresi (17 Şubat–4 Mart 1923), İzmir’de BankaHan binasında toplanan 1135 delege ile yeni
Türkiye’nin ekonomik sorunları tartışıldığı bir
kongredir. Dönemin Türkiye yönetici kadrosu
Kurtuluş Savaşı ile kazanılan zaferden sonra
prensip olarak siyasi ve ekonomik bağımsızlığı
öngörmüştü. TBMM’nin bu dönemde başlıca
uğraşı yurdu işgalden kurtarmak olsa da, öngörülen bu ekonomik bağımsızlık hedefinin nasıl
gerçekleştirileceğine dair bir kongre yapıldı.
Alınan Kararlar
17 Şubat - 4 Mart 1923 tarihlerinde İzmir’de
toplanan Türkiye İktisat Kongresinin en
önemli kararlarını şöyle sıralamak mümkündür.
1.Hammaddesi yurt içinde yetişen veya
yetiştirilebilen sanayi dalları kurulması
gerekmektedir. (I)
2. El işçiliğinden ve küçük imalattan süratle
fabrikaya veya büyük işletmeye geçilmelidir.
3. Devlet yavaş yavaş iktisadi görüşleri de
olan bir organ hâline gelmeli ve özel
sektörler tarafından kurulamayan teşebbüsler devletçe ele alınmalıdır.
4. Özel teşebbüslere kredi sağlayacak bir
Devlet Bankası kurulmalıdır. (II)
5. Dış rekabete dayanabilmek için sanayinin
toplu ve bütün olarak kurulması gerekir.
6. Yabancıların kurdukları tekellerden kaçınılmalıdır.
7. Sanayinin teşviki ve millî bankaların kurulması sağlanmalıdır. (III)
8. Demiryolu inşaat programına bağlanmalıdır.
9. İş erbabına amele değil, işçi denmelidir.
10.Sendika hakkı tanınmalıdır.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Sanayi ve Maadin Bankası
19 Nisan 1925 tarihli 633 sayılı kanunla,
kurulan banka, 1 Mayıs 1925 tarihinde çalışmalarına başlamıştır. Sanayi ve Maadin
Bankası, devletin sanayi ve maden üretiminin
geliştirilmesinde ve doğrudan doğruya görev
almasına olanak veren ilk kuruluş olmuştur.
Kalkınma bankası tipinin ilk örmeklerinden
olan bu bankanın kurulması ile devlet, Türk
bankacılığında işletmecilik yönü ağır basan,
bir banka türü oluşturmuş bulunuyordu.
Etibank
Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin yeniden yapılanmasında, sanayiinin gelişmesine yardımcı
olmak amacıyla Mustafa Kemal Atatürk’ün
verdiği talimatla 20 Haziran 1935d′ e, 2905
sayılı yasa ile kurulmuştur.
Türkiye İş Bankası
Atatürk’ün eşi Lâtife Hanımın babası Muammer Beyin ithalat ve ihracat yapacak bir
şirket kurmayı teklif edişi İş Bankası’nın kuruluşunu çabuklaştırmıştır. İş Bankası daha
çok ticaretle ilgilidir.
Yanıt: D
5
ÇÖZÜM–52
1
106
7
1 Kasım 1922’de Saltanatın kaldırılması ile
VI. Mehmet (Vahdettin) tahttan indirilmiş
ve Son Osmanlı hükûmeti de (Tevfik Paşa
Hükûmeti) istifasını sunmuştur.
Yanıt: C
10
Halkevleri Şubeleri
Güzel Sanatlar
Temsil
Spor
Sosyal Yardımlaşma
Halk Dershaneleri ve Kurslar
Kütüphane ve Neşriyat
Köycülük
Müze ve Sergi
Ancak bu şubeler arasında Turizm Şubesi
yoktur.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
Beyoğlu’nda faaliyet gösteren Fransız firmasında çalışan Türk işçinin işten atılması
üzerine başlayan Vagon Li Olayı’nda, Fransız firmasına karşı gösteri başlatan grup
“Millî Türk Talebe Birliği”dir.
Yanıt: D
9
1934 yılında anayasada yapılan düzenleme
ile kadınlara milletvekili seçme–seçilme hakkı verilmiştir. 1935 yılında yapılan seçimler
neticesinde de 18 kadın vekil meclise girmiştir.
Yanıt: D
11
Atatürk Dönemi denilen süreç 1919–1938
arasıdır.
A)Türk Kadınlar Birliği – 1924
B)Atatürk’e Karşı İşlenen Suçlar Kanunu –
Adnan Merderes Dönemi
C)İlköğretimin Altı yıl olması – 1923
D)İlk Millî Sigorta Şirketi – 1924
E)İlk Cumhuriyet Altını – 1925
Yanıt: B
12
Atatürk Dönemi’nin son Meclis Başkanı
Abdülhalik Renda’dır. Renda, 1935 - 1946
yılları arasında görev yapmıştır.
Yanıt: A
107
İNKILAPLAR VE İÇ POLİTİKA - V
5
Kanun
Alındığı
Ülke
İtalya
Almanya
Usulü İsviçre
Ceza Kanunu
Ticaret Kanunu
Hukuk Muhakemeleri
Kanunu
Medeni Kanun
İsviçre
Ceza Muhakemeleri Usulü Ka- Almanya
nunu
İcra ve İflas Kanunu
İsviçre
Deniz Ticareti Kanunu
Almanya
İdare Hukuku
Fransa
Borçlar Kanunu
İsviçre
Yanıt: A
2
Sanayiinefise Mektebi, Güzel Sanatlar Akademisine dönüştürülmüştür.
Darülfünun, İstanbul Üniversitesine dönüştürülmüştür.
Türk Ocakları, Halkevlerine dönüştürülmüştür.
Yanıt: E
4
1934 yılında kabul edilen Soyadı Kanunu
ile Osmanlı yöneticilerinin verdiği nişan ve
rütbelerin taşınması yasaklanmıştır. Ayrıca
alınacak soyadlarının genel ahlaka aykırı
olmaması şartı getirilmiştir.
Ancak şeyh, derviş, mürid gibi unvanların
kullanımının yasaklanması ise 1925 yılında
kabul edilen Tekke, Zaviye ve Türbelerin
Kapatılması Kanunu ile yasaklanmıştır.
Yanıt: D
Atatürk’ün, “İzlenecek yol, Türk kadınını
çalışmalarımıza ortak kılmak, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, Türk kadınını bilimsel, ahlaki, sosyal, ekonomik ve
siyasi hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı ve yardımcısı yapmak yoludur.” sözü
çerçevesinde;kadınların istediği mesleğe
girebilmesi,eğitimde fırsat eşitliği ilkesinin
benimsenmesi,kadınların milletvekili olabilmesi sağlanmıştır.
Yanıt: E
7
Saltanatın kaldırılmasına ortam hazırlayan
gelişme,İtilaf Devletleri’nin hem İstanbul
Hükûmetini hem de TBMM Hükûmetini
Lozan Barış Konferansı’na çağırmasıdır.
Yanıt: A
8
3 Mart 1924 Gelişmeleri
Halifeliğin kaldırılması
Şeriye ve Evkaf Vekaletinin kapatılması
Erkanıharbiye Vekâletinin kapatılması
Hanedanın
yırtdışına
Çıkarılması
Kanunu’nun kabul edilmesi
Tevhiditedrisat Kanunu’nun kabul edilmesi
Ancak Şapka ve Kıyafet İnkılabı 1928 yılında geçekleşmiştir.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Halk dilinden oluşan kelimelerle Türkçe Sözlük hazırlanmasındaki amaç halk ile devlet
kademesi arasında daha sıkı bağlar kurmaktır.
Yanıt: A
3
Saat - 1926
Ölçü birimi - 1931
Hafta tatili - 1934
Her üç alanda da Atatürk Dönemi’nde değişiklik yaşanmıştır.
Yanıt: E
6
ÇÖZÜM–53
1
108
9
11
Medeni Kanun’un Kabulü (17 Şubat 1926)
Osmanlı Devleti kanunlarında erkeğin üstünlüğüne dayanan bir düzen vardı. Aile
hayatında mirasta şahitlikte ve bunun gibi
bir çok konuda erkeklerin daha fazla hakkı
vardı. Laik hukuk anlayışı ise bu farklılıkları
kabul edemezdi. Bu nedenle dinî kurallara
göre düzenlenmiş olan Mecelle adlı kanun
kitabı Türkiye Cumhuriyeti’nin medeni kanunun oluşturamazdı. Bu amaçla Avrupa ülkelerinde uygulanmakta olan Medeni kanunlar
incelenmiş ve İsviçre Medeni Kanunu tercüme edilip düzenlenerek Türk Medeni kanunu
olarak kabul edilmiştir. Böylece kadın ve
erkek arasındaki sosyo–ekonomik eşitsizlik
ortadan kaldırılmıştır.
10
Şeyh Sait İsyanı’nın bastırılması için çıkarılan Takririsükun Kanunu çerçevesinde;
Tevhidiefkar
Son Telgraf
Tanin
Orak Çekiç
İstiklal
Aydınlık
Sebiülreşşad
gazeteleri kapatılmıştır.
Yanıt: E
Yanıt: D
Terakkiperver Halk Fırkası Programı
Devlet şekli “halkın hakimiyetine müs-
tenit bir cumhuriyet”tir.
Partinin meslek-i esasisi, hürriyetperver-
lik (liberalizm) ve halkın hakimiyetidir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Mebusan seçimlerinde bir dereceli halk
oyu usulü kabul edilecektir.
Devletin vazifeleri asgari hadde indirilecektir.
Yasaların çıkarılmasında halkın talepleri-
nin gözetilmesi şarttır.
Milletin açık vekâleti alınmadıkça ana-
yasanın değiştirilmemesi gerekir.
Hakimlerin her türlü nüfuz ve tesirden
azade kalmaları için, değişmezliklerini
sağlayan hükümler konulmalıdır.
Cumhurbaşkanının meclis üyeliğinden ayrılması ve bütçeden maaş alan devlet
görevlilerinin hiçbir siyasi partiye üye
olamamaları gereklidir.
İdari Ademimerkeziyet esası kabul edilecektir.
Bilumum devlet muamelatı sadeleştirilecektir.
İlk mekteplerin idareleri mahallerine ait
olacaktır.
Fırka,
efkâr ve itikadatıdiniyyeye
hürmetkârdır.
Ancak bu partinin programında Devlet
Güvenlik Mahkemeleri bağımsızlaştırılacaktır, maddesi yer alamaz. Çünkü bu
mahkemeler daha sonra kurulmuştur.
Yanıt: C
12
Türk Tarih Kurumu 1931 yılında kurulmuştur. Kurum Alacahöyük kazısının başlatılması, Belleten dizinin yayımlanması, Türk
Tarihinin Ana Hatları kitabının çıkarılması
gibi faaliyetleri yürütülmüştür.
Yanıt: A
109
İNKILAPLAR VE İÇ POLİTİKA - VI
5
Bursa Olayı (1 Şubat 1933)
Türkçe ezan okunması konusunda ilk ciddi muhalefet 1 Şubat 1933’te Bursa’da
yaşandı.
Bursa Ulu Cami’de bir kısım cemaat ezanın Türkçe okunmasını protesto etti. Bu
tarihlerde İzmir’de olan Mustafa Kemal
hemen Bursa’ya gelerek bu olayın sorumlularının tutuklanmasını ve cezalandırılmasını istedi. Bursa Savcısı Sakıp Bey,
Bursa Sulh Ceza Hakimi Hasan Bey ve
Bursa Müftüsü Nurettin Bey’e görevi
ihmal iddiası ile işten el çektirilmiştir.
Yanıt: A
2
İlk kadın belediye başkanı: Müfide İlhan
İlk kadın muhtar (atanmış): Meliha Manço
İlk kadın muhtar (seçilmiş): Gül Esin
3
Serbest Cumhuriyet Partisi programında,
Milliyetçilik,
Laiklik,
Cumhuriyetçilik
ilkelerine yer vermiştir. Ancak Devletçilik
ilkesi yer almamıştır.
Yanıt: D
4
Parti kurucularının yapılacak inkılaplara bağlı
kalacaklarını belirtmelerine rağmen; Terakkiperver Cumhuriyet Partisi’nin programında yer alan Dinî düşünce ve inançlara saygılı olunacağı maddesi Cumhuriyet karşıtlarının partiye girmelerine neden olmuştur.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Yanıt: B
Heyetiilmiye’nin Aldığı Önemli Kararlar
İlköğretim altı yıldır.
Öğretim zorunluluğu 7-14 yaşları arasındadır.
Zorunlu eğitim yaşında bulunan çocukların yabancı okullara devamları yasaktır.
Maarif Vekâletinden başka bakanlıklar
ilköğretim yaptıramaz.
Küçük köyler için, seçilecek yerlerde
“Leyli Köy Mektepleri” (Yatılı Bölge
Okulları gibi) kurulacak, hatta gezici öğretmenler kullanılacaktır.
İlköğretimden sonra orta öğretime gidemeyecekler için, zorunlu öğretim iki yıl
daha devam eder.
Kadınlar, Heyetiilmiye’ye girebilecekler
ve ilköğretim müfettişi olarak da atanabileceklerdir.
Din dersi öğretmenlerinin seçiminde, diğer öğretmenlerdeki gibi şartlar aranılacaktır.
Sultani adının lise olmasına karar verilmiştir.
Diplomalı ve ehliyetnameli ilkokul öğretmenleri, askerliklerini, öğretimi aksatmayacak şekilde yaparlar.
Öğretmenlerin nedensiz azlini önlemek
için, Meclisten yasalar çıkartılacaktır.
Ancak bu kararlar arasında Medreselerin
kapatılması olamaz. Çünkü bu kapatmalar
1924 Tevhiditedrisat Kanunu ile başlamıştır.
Yanıt: E
ÇÖZÜM–54
1
110
6
Atatürk Dönemi’nde Kuruma Başkanlık Yapanlar
Mustafa Kemal Atatürk ( Koruyucu ve
Kurucu Genel Başkan)
İsmet İnönü ( Koruyucu Genel Başkan)
Tevfik Bıyıklıoğlu (İlk Başkan)
Prof. Dr. Yusuf Akçura
Hasan Cemil Çambel
Yanıt: C
7
Atatürk’ün Nutuk (Söylev) diye anılan konuşması 1919-1927 yılı arasındaki olayları
anlatmaktadır.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
Türk Dil Kurumu’nun Açılması (12 Temmuz
1932)
Türk Dili Tetkik Cemiyeti adı ile 12 Temmuz 1932’de Mustafa Kemal Atatürk’ün
talimatıyla, bir dernek olarak kurulmuştur.
Kurumun ilk başkanı Samih Rıfat Bey’dir.
Kuruluş Nedenleri
Türk dilini yabancı kelimelerin boyunduruğundan kurtarmak
Türkçenin zenginliğini ortaya koymak ve
bilim dili haline gelmesini sağlamak
Türk dilinin kökenlerini araştırmak
Yanıt: A
10
Serbest Cumhuriyet Fırkasının kendini feshinden sonra Menemen Hadisesi yaşanmıştır.
Yanıt: A
11
Halkevlerinin Açılması
Açılma Nedenleri
Türkiye’nin bütünlüğünü tehlikeye atan
veya Cumhuriyet rejimini kökten değiştirmeyi amaçlayan birtakım siyasi hareketlerle mücadele etmek
Türk Ocakları’nın ırkçı söylemlerle siyasi buhranlara yol açan faaliyetler yürütmesi
Yapılan inkılapların halk tarafından tam
olarak benimsenmesini sağlamak
Halkın eğitilmesi ve kültürel gelişimi
sağlamak
Sanatı geliştirmek, sanatkârı himaye altına almak (I)
Köyle şehir arasındaki kültürel ve ekonomik farklılıkları gidermek (II)
Halkı hurafelerden kurtarıp onları modern bir zihniyetle yetiştirmek
Yanıt: B
9
27 Ekim 1923 tarihinde, Ali Fethi Okyar’ın
başkanlığındaki hükûmetin istifa etmesi
üzerine, kabine bunalımı ortaya çıkmıştır.
Kabine bunalımının ortaya çıkmasında, Milletvekillerinin hükûmet üyelerini kendi aralarından seçmesi etkili olmuştur.
Yanıt: B
12
1941 yılında Halkevlerinin yurtdışı şubesi
açılmıştır. Ancak diğer verilenlerin yurtdışı
yubesi yoktur.
Yanıt: B
111
İNKILAPLAR VE İÇ POLİTİKA - VII
Cumhuriyet’in İlanı – 29 Ekim 1923
Halk Fırkasının kurulması – 9 Eylül 1923
Saltanatın kaldırılması – 1 Kasım 1922
Lozan Barış Antlaşması’nın TBMM’de
onaylanması – 24 Temmuz 1923
TBMM’nin ikinci dönem üyelerinin seçilmesi – 11 Ağustos 1923
Halifeliğin kaldırılması – 3 Mart 1924
(Cumhuriyet’in ilanından sonra)
Yanıt: E
2
1924 Anayasası’na göre, savaş ilanı, barış
ve uluslararası antlaşmaların yapılması yetkileri TBMM’ye verilmiştir.
Yanıt: A
5
I. Kadınlara belediye seçimlerine katılma
hakkı verilmesi - 1930
II. Altı ilkenin anayasaya alınması - 1937
III.Soyadı Kanunu’nun çıkarılması - 1934
IV.Uluslararası ölçülerin kabul edilmesi 1931
Yanıt: B
6
Yeni Türk Devleti’nin sağlık konusundaki
atılımlar
Yurttaşların beden eğitimi konusunda
bilinçlendirilmesi
Hekim ve hastane sayısının artırılması
Sağlık Bakanlığının felakete uğrayan
halka yardım yapma görevini üstlenmesi
Anadolu’nun her yerinde gezici sağlık
kuruluşlarının oluşturulması
Ancak Kızılayın kurulması II. Abdülhamid
Dönemi’ne aittir.
Yanıt: E
7
3
Halifeliğin saltanatla birlikte kaldırılamayışının nedeni, Kamuoyunun hazır olmamasıdır.
Yanıt: A
Atatürk “Ulusun isteğine bağlı olmayan,
aykırı olan kararlar, ulus gözünde hiçbir
zaman makbul değildir.” derken Egemenliğin ulusa ait olacağına deyinmiştir.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Atatürk Dönemi Eğitim-Kültür Faaliyetleri
Ankara’da Hukuk Mektebinin açılması
Yüksek Ziraat Fakültesi’nin açılması
Mülkiye Mektebinin, Siyasal Bilimler
Fakültesine dönüştürülmesi
Güzel Sanatlar Akademisinin açılması
Ankara’da Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesinin açılması(İlk Fakülte)
Ankara Arkeoloji Müzesinin açılması
Ankara Etnoğrafya Müzesinin açılması
Resim ve Heykel Müzesinin açılması
Köy Eğitim Yurtlarının açılması
Konservatuarın kurulması
Millî Musiki ve temsil Akademisinin
açılması
İnkılap Sergisinin açılması
Gazi Eğitim Enstitüsünün açılması
Yanıt: D
4
ÇÖZÜM–55
1
112
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
Atatürk Dönemi’nde Kabul Edilen Resmî
Bayramlar ve Günler
27 Mayıs 1935’te Millî Bayramlar ve
Genel Tatiller Kanunu kabul edilmiştir
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
 1935’te, Hâkimiyetimilliye Bayramı ile
Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin 1927’de ilan
ettiği ve ilki Atatürk’ün himayesinde
düzenlenen 23 Nisan Çocuk Bayramı’nın
kendiliğinden birleşmesiyle oluştu.
 1980 darbesi döneminde Millî Güvenlik
Konseyi, bu bayrama resmî olarak “23
Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” adını verdi.
Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor
Bayramı
 20 Haziran 1938 tarihli kanunla “Gençlik
ve Spor Bayramı” olarak kutlanan bu
ulusal bayramın adı 12 Eylül Darbesinden sonra Atatürk’ü Anma ve Gençlik
ve Spor Bayramı adını aldı.
Zafer Bayramı
 Zafer Bayramı, ilk defa 30 Ağustos 1923
günü Afyonkarahisar, Denizli, Kahramanmaraş, Ankara ve İzmir’de kutlandı.
 Resmî olarak Zafer Bayramı ilan edilmesi 1935 yılının Mayıs ayında oldu.
Cumhuriyet Bayramı
 2 Şubat 1925’te, Hariciye Vekaleti’nce
düzenlenen bir kanun teklifinde 29
Ekim’in bayram olması önerildi.Bu teklif
Meclis Anayasa Komisyonu tarafından
incelendi ve 18 Nisan’da karara bağlandı.19 Nisan’da ise teklif TBMM tarafından kabul edildi. 29 Ekim, 1925’ten itibaren ülke içinde ve dış temsilciliklerde
bayram olarak kutlanmaya başladı.
 Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in
Onuncu Yıl Kutlamalarının yapıldığı 29
Ekim 1933 tarihinde verdiği 10. Yıl
Nutku’nda, bu günü en büyük bayram
olarak nitelendirdi.
Dil Bayramı
 26 Eylül 1932 ‘den itibaren Dil bayramı
kutlanmaktadır.
Yanıt: E
9
Soyadı Kanunu’nun Ulusal egemenlik ile bir
ilgisi yoktur.
Yanıt: A
10
Atatürk inkılapları, Kadınların uygar bir kılıkta dolaşması konusunda yasal bir zorunluluk getirmemiştir.
Yanıt: A
11
İstanbul Üniversitesi, İstanbul’da bulunan
devlet üniversitesidir. 18 Kasım 1833’de
Türkiye’nin ilk ve tek üniversitesi olarak
öğrenim hayatına başlamış olan kurum, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki ilk Avrupa tarzı üniversite olarak kabul edilen Darülfünunun doğrudan devamıdır. Ayrıca okulun
bazı birimleri temelleri İstanbul’u fethinin
ertesi günü 30 Mayıs 1453’te Fatih Sultan Mehmet’in emriyle kurulan Sahnıseman
medreselerine kadar dayandığından okulun
kuruluşu bu tarihe kadar uzanır. Bugünkü
hali 1933’te kurulmuştur.
Yanıt: C
12
Tevhiditedrisat Kanunu (Öğretim Birliği
Yasası)
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından
3 Mart 1924 tarih ve 430 Kanun Numarası ile kabul edilmiş olan ve ülkedeki
bütün eğitim kurumlarının Maarif Vekaletine (Millî Eğitim Bakanlığı’na) bağlanmasını
öngören yasadır.
Türkiye Cumhuriyeti’nde eğitimin temel
kanunu kabul edilmiş ve daha sonra çıkarılan kanunlara esas teşkil etmiştir. 1982
anayasasında 174. maddeyle koruma altına
alınmış “inkılap kanunlarından” bir tanesidir.
Türkiye’de eğitim alanında reform yapabilmek; millîlik, laiklik, modernlik esaslarını uygulayabilmek için eğitim kurumlarının
birleştirilmesine ihtiyaç duyulması sebebiyle
hazırlanan kanun; ülkenin eğitim işlerinde
çokbaşlılığın kaldırılmasını sağladı. Halifeliğin kaldırılması’na dair kanun ve “Şeriye
ve Evkaf Vekaletinin Kaldırılması hakkında
kanun”la aynı gün çıkarıldı.
Tevhiditedrisat Kanunu ayrıca tekke ve
zaviyelerin kapatılması; dinsel olduğu düşünülen Arap harflerinin kaldırılıp Harf
Devrimi’nin yapılması gibi diğer bazı Atatürk devrimlerinin gerçekleşmesi için de
altyapıyı oluşturmuştur.
Yanıt: B
113
ATATÜRK DÖNEMİ DIŞ POLİTİKA - I
6
Lozan Barış Antlaşması’ndan sonra Türk
Hükûmeti, Türkiye’deki yabancı okulların
yönetimi konusunu iç mesele sayarak yabancı devletlerle görüşmeyi reddetmiştir.
Bu mesele Atatürk Dönemi Türk dış politikasının ilk başarısıdır.
Yanıt: A
2
Yabancı okullar meselesi en çok Fransa ile
tartışılmıştır.
Yanıt: A
3
1923-1930
Arası Dönem
Yabancı Okullar
Milletler Cemiye-
tine üyelik
Balkan Antantı’na
üyelik
Boğazlar meselesi
Sadabat Paktı’na
üyelik
Hatay meselesi
Yanıt: D
4
Adalar konusunda Türkiye Cumhuriyeti en
çok Yunanistan ile tartışma yaşamıştır.
Yanıt: B
5
Yeni Türk Devleti’nin Dış Politikasının temel prensibi “tam bağımsızlık” ilkesidir.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Meselesi
Musul Meselesi
Dış Borçlar
Meselesi
Nüfus Mübadelesi Meselesi
1930-1938
Arası Dönem
11 Ekim 1922’de imzalanan Mudanya
Mütârekesi sırasında İngiliz işgâli altında
bulunan Musul’un durumu, Ocak 1923’te
toplanan Lozan Konferansı sırasında önemli gündem maddelerinden biri olarak ele
alındı. İsmet (İnönü) Paşa başkanlığındaki
Türk heyeti Musul’un Türkiye’ye bırakılmasını, Lord Curzon başkanlığındaki İngiliz heyetiyse var olan durumun korunarak
Musul ve civârının İngiltere denetimindeki
Irak sınırları içinde kalmasını ısrarla istediler. Türkiye ve İngiltere arasında meydana gelen bu anlaşmazlık sebebiyle Musul
konusu Lozan Konferansı gündeminden çıkarıldı. Bu meselenin Türkiye ile İngiltere
arasında yapılacak ikili görüşmelerle dokuz
ay içinde çözüme bağlanması kararlaştırıldı.
Lozan Antlaşmasının ilgili maddesi gereğince Türk-İngiliz görüşmeleri 19 Mayıs
1924’te İstanbul’da başladı. Türk heyetinin
bâzı tâvizleri kabul etmesi üzerine İngiliz heyeti Musul dışında başka yerlerin
de İngiltere’ye bırakılmasını teklif etti. Bu
teklifler sebebiyle anlaşmaya varılamadığı
için İstanbul Konferansı 5 Haziran 1924’te
dağıldı. Lozan Antlaşması hükümlerine göre
ikili görüşmelerle halledilemeyen Musul
Meselesi, Milletler Cemiyeti’ne gönderildi.
Milletler Cemiyetinde Musul Meselesiyle
ilgili görüşmeler 20 Eylül 1924’te başladı.
Cenevre’de görüşmeler devam ederken Musul bölgesinde İngiliz ve Türk askerî güçleri
arasında yer yer çarpışmalar oldu. İngiltere 9 Ekim 1924’te bir ültimatom vererek
Türk birliklerinin 48 saat içinde ültimatomda
belirtilen sınırın gerisine çekilmesini istedi. Bunun üzerine Türkiye, Milletler Cemiyeti Meclisine başvurarak geçici bir sınır
tesbitini istedi. Brüksel’de olağanüstü bir
toplantı yapan Milletler Cemiyeti Meclisi
geçici bir sınır tesbit etti. Teşkil edilen İnceleme Komisyonu Eylül 1925’te hazırladığı
raporu Milletler Cemiyeti Meclisine sundu.
Hiçbir araştırma yapılmadan peşin hükümle
ÇÖZÜM–56
1
114
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
hazırlanan ve Musul halkının hiçbir tarafa
katılmaksızın bağımsız kalmak istediği belirtilen raporda, Musul’un Irak’ın bir parçası
sayılması ve 25 yıl süreyle İngiliz mandası
altında kalması, Türkiye ile Irak arasındaki
sınırın Brüksel’de tesbit edilen çizgi olması
teklif edildi. Milletler Cemiyeti Meclisi 16
Aralık 1925’te İnceleme Komisyonunun tekliflerini tasdik eden bağlayıcı bir karar aldı.
Daha sonra bu kararı temel kabul eden Türkiye, İngiltere ve Irak’la görüşmelere başladı.
5 Haziran 1926’da imzâlanan Ankara Antlaşması ile Musul Meselesi neticeye bağlandı.
Antlaşmaya göre: Türkiye ile Irak arasındaki
sınır Brüksel’de tesbit edilen sınır olacak,
fakat Türkiye lehine bâzı küçük değişiklikler yapılacaktı. Musul üzerindeki haklarından
vazgeçen Türkiye’ye 25 yıl süreyle Musul petrollerinden yüzde on pay verilecekti.
Türkiye daha sonra 500.000 İngiliz sterlini
karşılığında bu paydan da vazgeçti.
Yanıt: D
7
İtalya’nın faşist idaresinin yürüttüğü Bizim
Deniz Projesi’nden tedirgin olan Türkiye
Boğazlar konusunu uluslar arası arenaya
taşıyarak çözüm yoluna gitmiştir.
Yanıt: C
9
1936 yılında imzalanan Montrö Sözleşmesi günümüzde de geçerliliğini korumaktadır.
Ancak Balkan Antantı ve Sadabat Paktı
II. Dünya Savaşı ile ortadan kalkmıştır.
Yanıt: C
10
Balkan Anlaşma Yasası veya Balkan Antantı, 9 Şubat 1934 tarihinde Atina’da Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya
arasında imzalanan anlaşmadır.
Yanıt: A
11
Haliç Konferansı, 19 Mayıs 1924 tarihinde
şu an Kuzey Saha Deniz Komutanlığı olan
Bahriye Nezareti binasında, Musul meselesinin ve Türkiye ile Irak arasındaki sınırının çözüme kavuşturulması için Türkiye ile
İngiltere arasında yapılan toplantılar silsilesi. Bu konferansta İngiltere Türkiye’den
Hakkari’ye kadar uzanan toprakları talep etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’ni Büyük Millet Meclisi Başkanı Fethi Okyar,
İngiltere’yi de Sir Percy Cox temsil etmiştir.
Yanıt: A
12
8
Avrupa’da savaş belirtilerinin artması ve
Akdeniz’de güvenliğin bozulması karşısında,
Türkiye 1936’da Montrö Konferansı’nın toplanmasını sağlayarak Boğazların statüsünü
ilgili devletlerle düzenleme yoluna gitmiştir.
Yanıt: B
Osmanlı Maliyesinin iflası neticesinde Adana–Mersin Demiryollarının işletim hakkı Fransızlara devredilmiştir. Cumhuriyet
Dönemi’nde ise bu işletmeler satın alınarak
millîleştirilmiştir.
Yanıt: D
115
ATATÜRK DÖNEMİ DIŞ POLİTİKA - II
4
Milletler Cemiyetine Çözümünde Milletler
Taşınan Konular
Cemiyetinin Etkili
Olduğu Konular
Musul Meselesi
Nüfus Mübadelesi Meselesi
Bozkurt-Lotus
Davası
Boğazlar Meselesi
Hatay Meselesi
Musul Meselesi
(II)
Bozkurt-Lotus
Davası
Boğazlar Meselesi
Hatay Meselesi
(I)
Yanıt: D
2
3
Sandler Raporu, Türkiye’nin Hatay sorununu Milletler Cemiyetine taşıması sonucu cemiyet tarafından hazırlanan rapordur.
Bölgedeki nüfusun %39’unun Türk olduğunu
vurgulayan rapor sonrası Cemiyet, Hatay’ın
Fransa’nın Suriye mandasından ayrı bir
birim olduğu sonucuna varmış ve Hatay
Devleti kurulmuştur.
Yanıt: B
1926 Ankara Antlaşması ile Musul ve Kerkük sınırlarımız dışında kalmıştır.
Yanıt: B
6
Türkiye Cumhuriyeti’nin Milletler Cemiyetine üyeliğinde Yunansitan’ın büyük desteği
olmuştur.
Yanıt: C
7
1935 Ekiminde İtalya Habeşistan (bugünkü
Etiyopya)’a saldırınca, Milletler Cemiyeti
Konseyi aldığı bir kararla bu ülkeyi saldırgan olarak ilan etti ve İtalya’ya karşı
üye devletlerin zorlama tedbirleri (bütün
ticari ve parasal ilişkilerin kesilmesi gibi
almalarını) kabul etti. Bu ortamda İngiltere,
İtalya’nın Habeşistan’a yerleşmesinin, imparatorluk yolu açısından taşıdığı tehlikeli
dikkate alarak, İtalya’nın 1935 Kasımında
zorlama tedbirlerine katılan devletleri tehdit etmesi üzerine, Aralık ayında İspanya,
Yugoslavya, Yunanistan ve Türkiye’ye askeri güvence verdi. İspanya dışındaki devletler 1936 Ocağında bu güvenceye kabul
ettiklerini açıkladılar. İngiltere’nin verdiği
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Türkiye Cumhuriyeti 1936 yılında Cemiyetiakvama (Uluslar Kurumu) başvuruda bulunduğuna
göre;Türkiye meselelerin çözümünde barışçı
yöntemler kullanmıştır (I).
Cemiyet tarafından oluşturulan komisyon,
yaptığı incelemeler sonucunda Türklerin
haklılığını ortaya koyan bir rapor yayımlamıştır. Bu da Hatay’ın Anavatan’a katılış
sürecinde uluslararası belgelerin önemli rol
oynadığını ortaya koymaktadır (II).
Tüm bu gelişmeler Hatay konusunda diplomatik mücadelenin yürütüldüğünün kanıtıdır (III).
Yanıt: E
Türkiye’nin Atatürk Dönemi’nde Üye Olduğu Kuruluşlar
Avraupa Silahzılandırma Konferansı (I)
Balkan Antantı
Sadabat Paktı
Nyon Konferansı
Akdeniz Paktı
Montrö Sözleşmesi
Briand-Kellogg Paktı (II)
Litvinov Sözleşmesi
Yanıt: C
5
ÇÖZÜM–57
1
116
güvenceye göre, zorlama tedbirlerine katılmalarından dolayı bu devletler İtalya’nın
saldırısına uğrarlarsa, İngiltere kendilerine
askeri yardımda bulunacaktı. Türkiye, Yugoslavya ve Yunanistan da buna karşılık
olarak İngiltere’ye aynı güvenceyi verdiler.
İtalya’nın Akdeniz’de yarattığı tehdit karşısında ortaya çıkan bu güvenceler sistemine
siyasi tarihte “Akdeniz Paktı” (Akdeniz İttifakı) adı verilir. Akdeniz Paktı ile Türkiye,
İtalya tehdidi karşısında güvenliğini sağlama
açısından İngiltere’ye dayanmaya başlamıştır. Bu, Türkiye’nin İngiltere ile ilişkilerinde
bir dönem noktası sayılabilir. İki devlet
arasındaki bu yakınlaşma, üç yıl sonra,
II Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde bir
ittifaka kadar varacaktır.
Yanıt: B
9
1938’de kurulan Bağımsız Hatay Cumhuriyeti’nin ilk devlet başkanı Tayfur Sökmen’dir.
Yanıt: B
10
Lozan Konferansı’nda Yunanistan ile sorun
olan konulardan biri Türk ve Rum ahalinin değişimiydi. Buna göre Batı Trakya’daki Türkler ile İstanbul’daki Rumlar dışında, Türkiye’deki Rumlarla, Yunanistan’daki
Türkler yer değiştirecekti. Bu uygulama ile
her iki devlet kendi ülkelerindeki Azınlıklar
(II) konusu ile ilgili problemleri çözmeyi
amaçlamışlardır.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
11
Marshall yardımının alınması – Adnan
Menderes Dönemi
Kuzey Atlantik Paktı’na Türkiye’nin üye
olması – Adnan Menderes Dönemi
Sisam, Sakız gibi adaların silahtan arındırılması – Atatürk Dönemi (III)
Yanıt: C
8
Sözleşmeyi İmzalayanlar
Türkiye
Bulgaristan (III)
Fransa
İngilter
Yunanistan
Japonya (I)
Romanya (II)
Yugoslavya
İtalya
12
Yanıt: E
Akdeniz Paktı’na Üye Devletler
İngiltere
İspanya
Yugoslavya
Yunanistan
Türkiye
Yanıt: A
117
ATATÜRK DÖNEMİ DIŞ POLİTİKA - III
4
Mesele
Kimle
Tartışıldığı
Kıbrıs
Yunanistan
Adana-Mersin
Fransa
Demiryolları
Ahali
Yunanistan
Mübadelesi
Hangi
Dönem
Menderes
Dönemi
Atatürk
Dönemi
Atatürk
Dönemi
Almanya ve İtalya’nın izlediği dış politikanın güvensizlik yaratması, Balkan Antantı
ve Sadabat Paktı’nın kurulmasında etkili
olmuştur.
Yanıt: B
ÇÖZÜM–58
1
Yanıt: B
5
2
3
Sadabat Paktı; Türkiye, İran, Irak ve
Afganistan arasında, 8 Temmuz 1937’de
Tahran’da Sadabat Sarayı’nda imzalanan
dörtlü saldırmazlık paktıdır. Pakt II. Dünya
Savaşı ile zayıflamıştır. Geçerliliğini koruyan son madde de 1980 İran–Irak Savaşı
ile geçerliliğini tamamen yitirmiştir.
Yanıt: C
6
Yeni Türk Devleti’nin kurulduğu günlerde,
Mustafa Kemal tarafından belirlenen dış
siyasette temel aldığı politika ve prensipler
arasında “Sadece ekonomi politikası olarak
liberalizmi benimseyen devletler ile ilişki
kurulması” yoktur.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Türkiye Cumhuriyeti Dünya Mâli Bunalımı
nedeni ile borçları ödeyemez hale gelince
(II) Hoover Moratoryumu’na tabi olmuş (I)
ve 1954’e kadar tüm borçları bitirmiştir.
Yanıt: D
Montrö Sözleşmesi’nde “Karadeniz’e kıyısı olmayan devletlerin savaş sırasında
Karadeniz’den geçirebilecekleri savaş gemilerinin sayıları sınırlandırılırken, barış
döneminde serbest bırakılması” maddesi
yoktur.
Yanıt: A
118
7
Hatay’ın Anavatana katılması Misakımillî’ye
uygun bir uygulamadır. Hatay 1938 yılında bağımsız hâle gelmiş, 1939’da da halk
iradesiyle Anavatan’a katılmıştır. Böylece
bugünkü Türkiye–Suriye sınırı kesin olarak
çizilmiştir.
Yanıt: D
10
Milletler Cemiyeti tarafından Irak’a gönderilen bir heyet sınır tespitinde bulunmuş
ve Brüksel Hattı’nı çizmiştir. Brüksel Hattı,
Musul konusu ile ilgilidir.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
Türkiye Cumhuriyeti, barışa katkı sağlamak
ve uluslararası gücünü artırmak amacı ile
1932 yılında Milletler Cemiyeti’ne üye olmuştur. Türkiye’nin Cemiyet’e üye olması
İngiltere ile olan ilişkilerin olumlu seyretmesine ortam oluşturmuştur.
Yanıt: C
9
1926 Ankara Antlaşması; Türkiye, Irak ve
İngiltere arasında imzalanmıştır. Antlaşmayı
Türkiye adına, Hariciye Vekili Dr. Tevfik
Rüştü Bey; Irak adına, Nuri Sait; İngiltere
adına, Sir Ronald Charles Lindzey imzalamıştır.
Yanıt: E
11
Atatürk Dönemi’nde Türkiye’de Okulu Olan
Devletler
ABD
İtalya (II)
İngiltere (I)
Rusya (III)
İran
Avusturya
Almanya
Fransa
Yanıt: E
119
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA DÜNYA - I
Paris Barış Konferansı’nda İngiltere, Fransa, ABD ve İtalya devlet başkanları veya
başbakanları seviyesindeki “Dört Meclisi”
tek söz sahibi durumuna geldi. Bu grubun
aldığı kararlar bağlayıcı nitelikte olmuştur.
Ancak bu grupta Almanya yoktur.
Yanıt: A
2
Alsas Loren, Saar
Eupen, Malmedi ve Monşo’nun
bir bölümü
Litvanya
Memel (bugün Klaipeda)
Polonya
Yukarı Silezya’nın güney ucunu ve
Batı Prusya’nın büyük bölümünü
Çekoslavakya Yukarı Silezya’nın bir parçası
Danimarka Apenrade, Sonderburg, Hadersleben, Güney Jutland
Japonya
Büyük Okyanus’taki adalar
Fransa
Belçika
Almanya’nın Versay Antlaşması ile yer
kaptırdığı ülkeler arasında Bulgaristan yoktur.
Yanıt: C
Neuilly Antlaşması, I. Dünya Savaşı ardından
savaştan galip çıkan İtilaf Devletleri’yle İttifak Devletleri arasında düzenlenen Paris Barış Konferansı’nda öngörülen antlaşmalardan
biridir. İtilaf Devletleri’yle Bulgaristan arasında 27 Kasım 1919 tarihinde imzalanmıştır.
Bu antlaşmaya göre Bulgaristan topraklarından bir kısımını Sırp-Hırvat-Sloven Krallığına, Güney Dobruca’yı Romanya’ya, Gümülcine ve Dedeağaç’ı Yunanistan’a bırakmıştır.
Antlaşma ayrıca Bulgaristan ordusunun 20
bin kişiyi aşamayacağı hükmü getirmektedir.
Bu antlaşma ile Bulgaristan’ın Ege Denizi
ile bağı kesilmiştir.
Yanıt: B
5
Sevr Antlaşması’nda Boğazların idaseninin
uluslararası bir komisyona bırakılması kararı alınmıştır. Ancak bu komisyonda Osmanlı Devleti yoktur. Bu nedenle Osmanlı
Devleti’nin veto hakkından bahsedilemez.
Yanıt: E
6
I. Dünya Savaşı’nın ardından Polonya, Çekoslovakya, Litvanya, Yugoslavya, Avusturya, Macaristan, Türkiye gibi devletler
kurulmuştur. Ancak Çarlık Rusya I. Dünya Savaşı sırasında yıkılmış yerine Sovyet
Rusya kurulmuştur.
Yanıt: A
7
San Remo Konferansı, I. Dünya Savaşından
sonra, 18-26 Nisan 1920’de, Osmanlı topraklarının paylaşılması ve Osmanlı ile yapılacak
olan Sevr Antlaşması’nın şartlarını hazırlamak için, İtalya’nın San Remo şehrinde
toplanan milletlerarası konferans idi.
Konferansta I. Dünya Savaşı’ndan mağlup
olarak çıkan Osmanlı Devleti topraklarının
ve Ortadoğu petrollerinin paylaşılması görüşüldü ve Sevr (Sevres) Antlaşmasının son
biçimi tespit edildi.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Monroe Doktrini, ABD Başkanı James
Monroe’nin, 2 Aralık 1823’de kongreye sunduğu doktrindir. Başlıca ilkeleri:
Anti - Kolonyalizm görüşü: Elde ettikleri ve sürdürdükleri özgür ve bağımsız
durumları ile Amerika Kıt’aları, bundan
böyle Avrupa devletlerinden herhangi birinin kolonileşme isteklerine konu olamaz.
Kutsal İttifak Devletleri’nin siyâsâl sistemi, Amerika’nınkinden tamamen farklıdır. Kendi sistemlerini bu yarım kürenin
herhangi bir yerinde yaymak için yapacakları herhangi bir girişimi barış ve
güvenliğimizx için tehlike görürüz.
Karışmazlık: Avrupa ülkelerinin herhangi
birinin mevcut kolonilerine ya da ona
tabi olan bölgelere hiç müdahale etmedik ve etmeyeceğiz.
Kabuğuna çekilme (İzalasyon) ilkesi: Avrupa devletlerinin kendilerini ilgilendiren
sorunlar yüzünden yaptıkları savaşlarda
hiçbir zaman taraf tutmadık ve böyle
bir davranış siyasetimize de uymaz. (C)
Yanıt: C
3
4
ÇÖZÜM–59
1
120
8
Ekim Devrimi (Bolşevik Devrimi) Çarlık
Rusyası’nda 7 Kasım 1917’de Petrograd’daki
Kışlık Saray’ın Lenin önderliğindeki Bolşeviklerin eline geçmesiyle başlayan ve Sovyetler
Birliği’nin kurulmasına yol açan olaylar dizisidir.
Yanıt: C
9
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
İsmail Gaspıralı (1851-1914) Kırım Tatarı eğitimci, yayıncı ve politikacıdır. Türkçü
Turancı görüşün ideologlarındandır. Gaspıralı düşüncelerini 1883’te kurduğu ve 1918’e
kadar varlığını sürdüren “Tercüman” adlı gazetesiyle yaymıştır. Gaspıralı kadınlar için
Âleminisa (Kadınlar Dünyası) adlı bir dergi
çıkarmış ve bu dergiyi kızı Şefika yayına
hazırlamıştır. Çocuklar için de Âlemisıbyan
(Çocuklar Dünyası) adlı birn yayın çıkarmıştır. Gaspıralı, İslam Birliği’nin kurucularından
biridir; 1907’de kurulan birlik Rus İmparatorluğu’ndaki Müslüman Türk entelektüelleri birleştirmiştir. Ayrıca ilk Rus Müslüman
kongresinin organizatörlerinden biriydi ve
Rusya’daki Müslüman insanlar için sosyal
ve dinî reformlar oluşturmayı amaçlıyordu.
Yanıt: A
10
Fransa Suriye Mandası, bugünkü Suriye
topraklarında 1920-1946 yıllarında Fransa
egemenliğinde kalmış manda yönetimidir.
I. Dünya Savaşında Osmanlı ordularının
yenilmesi neticesinde, Osmanlı İmparatorluğu ile imzalanan Mondros Mütarekesi ile
bölge Fransız güçlerinin egemenliği altına
girdi ve 1920 tarihinde Suriye’de Fransız
manda yönetimi kuruldu.
Yanıt: B
11
Şah Rıza Irak değil İran lideridir. Diğer adı
Rıza Pehlevi’dir. Rıza Pehlevi; Rıza Han
ve Rıza Şah, Büyük Rıza Şah adlarıyla da
bilinir. 1925’ten 1941’e kadar İran’ın şahı
olmuştur. Kaçar Hanedanının son şah olan
Ahmet Kaçarı devirerek Pehlevi Hanedanını yönetimde etkin hâle getirmiştir.
Yanıt: A
12
Meiji Restorasyonu, Japonya’nın siyasî ve
toplumsal yapısında büyük değişikliklere yol
veren bir olaylar dizisidir. XIX. yüzyılın ikinci
yarısında yer alarak Edo Dönemi’nin sonunu
ve Meiji Döneminin başlangıcını kapsar. Bu
olayların çoğu 1866’dan 1869’a kadar yer
aldı. Meiji Restorasyonu’ndan sonra Japonya, çok hızlı bir şekilde gelişmeye başladı
ve özellikle sanayisi çabucak gelişti. 1905’e
kadar Japonya bir askerî güç oldu.
Yanıt: D
13
1929 Dünya Ekonomik Bunalımı, 1929’da
ABD’de başlayan, 1930’lu yıllar boyunca devam eden ekonomik buhrana verilen isimdir.
Buhran, Kuzey Amerika ve Avrupa’yı merkez almasına rağmen, dünyanın geri kalanında da yıkıcı etkiler yaratmıştır.
1929 Bunalımı temelde Amerika’da borsanın
çöküşüne ithaf edilse de; o yıllarda yeryüzündeki ekonomik koşullara, krizin büyüklüğü ve
etkisine bakıldığında Büyük Dünya Bunalımı
adını almayı hak ettiği açıkça görülmektedir.
Büyük Bunalım en çok sanayileşmiş şehirleri vurmuş, bu kentlerde bir işsizler
ve evsizler ordusu yaratmıştır. Bunalımdan
etkilenen birçok ülkede inşaat faaliyetleri
durmuş; tarım ürünü fiyatlarındaki % 4060’lık düşüş, çiftçileri ve kırsal bölge nüfusunu kötü etkilemiştir.
Yanıt: C
14
Locarno Sözleşmesi, I. Dünya Savaşı’ndan sonra, 1921-1922 yıllarında Romanya, Yugoslavya ve Çekoslovakya arasında kurulan birliktir.
Birliğin oluşturulmasında özellikle Çekoslovakya Dışişleri Bakanı Beneş etkili bir rol oynadı.
Böylece Çekoslovakya’yı Almanya karşısında
güçlü kılmak istedi. Ancak birlik yürümedi ve
1938-1939 yıllarında dağıldı. Bir süre sonra da
Çekoslovakya, Almanya tarafından ele geçirildi.
Yanıt: C
15
Kara Gömlekliler: I. Dünya Savaşı sırasında ve
onu izçleyen II. Dünya Savaşı’nın sonlanmasına
kadar İtalya’da yarı askeri faşist örgüttür.(I)
Bizim Deniz: İtalyan Faşist lider Mussolini’nin,
Akdeniz için yürüttüğü politikanın adıdır. (Mare
Nostrum) (II)
Hayat Sahası: Diğer adı ile Lebensraum, Doğu
Avrupa’da Almanya sınırları dışında yaşayan
Alman azınlıkların Almanya’nın hâkimiyetinde
birleştirilmesi ve yeni toprakların kolonizasyonu ile beraber Alman popülasyonunun bu
topraklara yerleştirilmesi politikasıdır.
Yanıt: C
121
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA DÜNYA - II
Sovyet Rusya’nın Tütrkleri asimile etmek
ya da göçe zorlamak için yaptığı çalışmalar
arasında Duma adı verilen Rus Meclisine
Müslüman Birliği Partisi’nden temsilci kabul etmesi yoktur. Çünkü bu asimilasyona
değil Türklerin nüfuzunun artmasına neden
olabilecek bir gelişmedir.
Yanıt: D
2
3
Boxer Ayaklanması (Boksör Ayaklanması)
Batı’nın XIX. yüzyılda Çin üzerindeki ekonomik ve siyasi etkisine karşı çıkartılan
bir ayaklanmadır. Tüm yabancıların ülkeden
çıkartılması hedeflenmiştir. 1899 yılı Kasım ayında başlamış 7 Eylül 1901’de sona
ermiştir. Ayaklanma ve ayaklanmanın bastırılması sırasında binlerce asi, yabancı ve
sıradan Çinli hayatını kaybetmiştir.
Yanıt: B
Türkiye 1929 bunalımı karşısında, kalkınmasını sağlayabilmek için ihracat ve ithalatını
artırmak zorundaydı, Türkiye Cumhuriyeti
bunu sağlayabilmek için çeşitli politikalar
izledi. Türkiye 1933’de dış ödemelerde uygulamasına başlanan "kliring ve takas" sistemini uyguladı. Kliring sistemi; malını alanın,
malını alma ilkesine dayanır. 10/06/1930
tarih ve 1705 sayılı Kanun ile Hükûmete
tedbir alma yetkisi verilerek, ihraç edilen
fındık ve yumurtadan başlayarak, ihraç mallarında kalite kontrolüne gidildi. Önceleri
çeşitli merciler tarafından yürütülen bu iş
1934’te kurulan Türk Ofis’e devredildi. Ofise, kontrol ve teftiş görevi yanında piyasa
araştırmaları yapma ve uluslararası ticaret
ve ödeme anlaşmalarını hazırlama görevi
de verildi.
Ancak katma değer Vergisinin toplanması
1980’lerden itibaren başlamıştır.
Yanıt: C
5
İlk kalp nakli 1967 yılında Güney Afrika’da
gerçekleştirilmiştir.
Yanıt: D
6
Fenomenoloji ya da görüngübilim, kurucusu
Edmund Husserl olan bir felsefe akımıdır.
XX. yüzyılın ilk çeyreğinde görülen bilimlerdeki ve düşüncedeki genel bunalım içinde
doğup gelişen bir felsefe akımıdır. Husserlci
fenomenoloji, bu bağlamda, Metafiziği sona
erdirerek somut yaşantıya dönmek ve böylece tıkanmış olan felsefeye yeni bir başlangıç yapmak iddiasıyla ortaya çıkmıştır.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Yusuf Akçura, Kazanlı Yusuf Akçura (18791935) Türkçülük akımının önde gelen temsilcilerinden olan Tatar yazar ve siyaset
adamıdır.
Türk Tarih Kurumu’nun kurucu üyelerindendir. 1904 yılında yayımladığı Üç Tarzısiyaset
adlı makalesi Türkçülük akımının manifestosu
kabul edilir.
Akçura’nın Türkçü düşünce tarihindeki yeri, çağdaşı olan Ziya Gökalp’in gölgesinde kalmıştır fakat Mustafa Kemal
Atatürk’ün çalışma arkadışı olarak Türkiye
Cumhuriyeti’nin kültürel yapısının oluşmasında katkıları olmuştur.
Yusuf Akçura’nın Türkçü fikirleri, Sovyetlerin çökmesi ve Orta Asya’daki Türk
Devletleri’nin bağımsızlıklarına kavuşmalarıyla yeniden güncellik kazanmıştır.
Yanıt: A
4
ÇÖZÜM–60
1
122
7
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Yunanistan eski başbakanı Venizelos, Ulu
Önder Atatürk’ü 1934 Nobel Barış Ödülüne
aday göstermiştir. Venizelos bu konuda “bir
ulusun yaşamında, bunca kısa sürede bunca
köklü değişikliklerin başarıldığı pek enderdir. Bu olağanüstü çalışmaları Atatürk’e,
sözcüğün tam anlamıyla “büyük adam” şanını
kazandırmıştır.”
Yanıt: E
8
Albert Einstein (1879-1955)
Yahudi asıllı Alman teorik fizikçidir. Lise
eğitimini ve yüksek eğitimini İsviçre’de tamamladı fakat bir üniversitede iş bulmada yaşadığı zorluklar nedeniyle bir patent
ofisinde müfettiş olarak çalışmaya başladı.
1921 yılında fotoelektrik etki üzerine çalışmaları nedeniyle Nobel Fizik Ödülü’ne
layık görüldü. Albert Einstein, özel görelilik
ve genel görelilik kuramları ile iki yüzyıldır Newton mekaniğinin hakim olduğu uzay
anlayışında bir devrim yaratmıştır. Einstein kuantum mekaniğinin bazı sonuçlarına,
özellikle belirsizlik ilkesine oldukça şüpheci
yaklaşmış fakat bu yaklaşımlar ileride geniş
kabul görmüştür.
Yanıt: A
9
Salvador Dali
Sürrealist ressamdır. Gerçeküstü eserlerindeki tuhaf ve çarpıcı imgelerle ünlenmiştir.
En iyi bilinen eseri olan Belleğin Azmi’ni
1931’de bitirmiştir. Dali, ressamlığın yanı
sıra heykelcilik, fotoğrafçılık ve filmcilikle
de ilgilenmiş, Amerikalı animasyoncu Walt
Disney ile beraber yaptığı Destino adlı
kısa çizgi film, 2003’te “en iyi kısa animasyon filmi” dalında Oscar adayı olmuştur.
Yanıt: B
10
Balkan Antantı 9 Şubat 1934 tarihinde
Atina’da Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya
ve Romanya arasında imzalanan anlaşmadır.
Bulgaristan bu Antant’ta yer almamıştır.
Bulgaristan’ın katılmamasında Dobruca’yı
ele geçirmek istemesi ve Ege Denizi’nde
yayılma isteği etkili olmuştur.
Yanıt: B
11
Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile, Boğazların
idaresinden sorumlu olan komisyonun varlığına son verilmiştir. Bu nedenle sözleşmede
komisyonun üye sayısına dair hüküm yer
almaz.
Yanıt: E
12
Fransız Dışişleri Bakanı Briand, 20 Haziran 1927’de ABD ile sürekli bir barış paktı
yapmayı ve bunda her iki devletin karşılıklı ilişkilerinde savaşa başvurmayacakları
prensibine yer verilmesini istedi. Halbuki,
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Monreo
siyasetine geri dönmüş bulunan ABD için
bu teklif uygun değildi. Çünkü, bu teklifin
kabul edilmesi, Amerika’nın, Amerika dışındaki dünya sorunlarına yönelmesine yol açacaktı. Dolayısıyla ABD, Fransa’nın önerisini
reddetti. Buna karşılık Amerikan Dışişleri
Bakanı Kellogg, bütün büyük devletlerin,
muhtemel bir savaşı lanetleme paktı imzalamalarını önerdi. Fransa öneriyi kabul etti.
Yanıt: E
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA DÜNYA - III
Bizim Deniz: İtalya’da iktidara gelen Mussolini, ilk hedef olarak Akdeniz’i düşünmektedir. Mussolini “Mare Nostrum” yani Bizim Deniz politikasıyla Akdeniz’de İtalya’nın
hakimiyetini artırmayı planlamıştır.
Hayat Sahası: Almanya’da Hitlerin Nazi
Partisi iktidara geldikten sonra ilk iş olarak
Versay Antlaşması’nın getirdiği kısıtlamalardan kurtulmaya çalışmış, daha sonra ise
Almanya’nın hakimiyet sahasını genişletmeyi
hedeflemiştir. İşte bu hedef “Hayat Sahası”
olarak bilinmektedir.
Bu durumda I. ve II. öncüllerdekiler İtalya ve Almanya’nın II. Dünya Savaşı öncesi
benimsediği yayılmacı politikalardır. III.öncüldeki “Yatıştırma Siyaseti” ise İngiltere’nin
benimsediği politikadır. Bu politika olası bir
savaşın önlenmesine yönelik olduğu için doğru cevap B seçeneğidir.
Yanıt: B
Birinci Dünya Savaşı 1918’de sona ermiş,
II. Dünya Savaşı ise 1945’te başlamıştır. Bu
durumda iki savaş arası dönem 1918-1945
olarak bilinmektedir.
Briand-Kellog Paktı 1928’de imzalanmıştır.
Türkiye Litvinov Paktı’na 1929’da katılmıştır.
Locarno Antlaşması 1925’te imzalanmıştır.
Basmacı Hareketi ise 1916-1934 dönemini
kapsamaktadır.
D seçeneğindeki Marshall Planı ise II. Dünya Savaşı sonrası devreye sokulmuştur. Dolayısıyla doğru seçenek D olmalıdır.
Yanıt: D
Türkiye Milletler Cemiyeti’ne 1932’de katılmıştır. Seçenekler incelendiğinde A, B,
C ve D seçeneklerindeki gelişmeler 1932
öncesine aittir.
E seçeneğindeki gelişme ise Türkiye’nin
Milletler Cemiyeti’ne katılmasından sonra 1936’da meydana gelmiştir. Türkiye’nin
dünya barışına katkı sağlaması, Montrö
Sözleşmesi’nde kendi lehine kararlar çıkmasına ortam hazırlamıştır.
Yanıt: E
4
İngiltere Dışişleri Bakanı Balfour’un 1917’de
yayınladığı deklarasyon, Filistin bölgesinde
bir İsrail devletinin kurulmasına yönelik ilk
belgedir. Bu belge sonrasında İngilizlerin
Ortadoğu’da mandater devletler kurması,
İsrail devletinin de kurulması için uygun
zemini oluşturmuştur. Sonuç itibariyle doğru
cevap C olmalıdır.
Yanıt: C
5
I. öncüldeki NEP (Novaya Ekonomiçeskaya
Politika) Yeni Ekonomik Politika anlamına
gelen bir Sovyet planıdır.
II. öncüldeki kolektifleştirme de Sovyetlerin uyguladığı bir ekonomik politikadır. Bu
politikayla bütün tarım toprakları kamulaştırılmıştır.
III. öncüldeki New Deal ise1933-1938 yılları
arasında ABD’de yürürlüğe giren ekonomi
ağırlıklı bir plandır. Bu nedenle doğru seçenek B olmalıdır.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
2
3
ÇÖZÜM–61
1
123
124
6
Japonya’da Meiji Restorasyonu 1866’da
başlamış ve hızlı bir gelişim dönemine girilmiştir. Bu dönem Japon Kraliyet ailesi
olan Meijiler tarafından (İmparator Mutsihito) başlatılmıştır. Dolayısıyla Japonya’da
krallık rejimi devam etmiştir (günümüzde
Japonya’nın resmi idare şekli anayasal monarşidir).
A, C, D ve E seçeneklerindeki gelişmeler
Meiji Restorasyonu dönemine aittir. Bu durumda B seçeneği doğru seçenektir.
Yanıt: B
7
Sorumuzun doğru cevabı İspanya’dır. İspanya’daki Franco diktatörlüğü 1939-1975 yılları
arasında sürmüştür. Bu dönemde iktidar tek
elde toplanmıştır. Franco döneminde siyasi
partiler ve anayasadan söz edilemez.
Sonuç itibariyle doğru cevap C olmalıdır.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
II. Dünya Savaşı 1939-1945 yılları arasında
devam etmiştir. A, C, D ve E seçeneklerindeki gelişmeler II. Dünya Savaşı öncesinde
yaşanmıştır. Fakat B seçeneğinde yer alan
gelişme II. Dünya Savaşı sonrasına aittir.
DNA’nın kimyasal yapısı 1952-1953 döneminde keşfedilmiştir. Dolayısıyla doğru cevap B
olmalıdır.
Yanıt: B
9
I.öncüldeki Versay Antlaşması Almanya’yla,
Neuilly ise Bulgaristan’la imzalanmıştır. Bu
antlaşmalar, II. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte yürürlükten tamamen kalkmıştır.
III.öncülde yer alan ve Osmanlı Devleti’nin
imzaladığı Sevr Antlaşması ise, Kurtuluş
Savaşı’yla ve dolayısıyla Lozan Antlaşmasıyla geçerliliğini yitirmiştir. Dolayısıyla doğru
cevap D seçeneği olmalıdır.
Yanıt: D
10
Birinci Dünya Savaşı sonrasında imzalanan
barış antlaşmaları ve imzalayan devletler şu
şekildedir:
Versay: Almanya
Neuilly: Bulgaristan
Tirannon: Macaristan
Saint Germain: Avusturya
Sevr: Osmanlı
Dolayısıyla doğru cevap A seçeneği olmalıdır.
Yanıt: A
11
l. Dünya Savaşı sonrasında İngiltere Irak,
Arabistan, Ürdün ve Filistin gibi bölgelerde
manda yönetimleri kurmuştur.
Fransa ise Suriye ve Lübnan’da manda yönetimleri kurmuştur.
Bu durumda doğru seçenek E olmalıdır.
Yanıt: E
12
Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne Türkiye,
Bulgaristan, Fransa, İngiltere, Yunanistan,
Japonya, Romanya, SSCB, Yugoslavya ve
Avustralya katılmıştır.
İtalya ise Akdeniz ve Ortadoğu üzerinde
yayılmacı emeller güttüğünden, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne katılmamıştır. Bu nedenden dolayı doğru seçenek A olmalıdır.
Yanıt: A
125
II. DÜNYA SAVAŞI - I
Maginot veya Majino Hattı Fransa’nın tüm
kuzey ve doğu sınırlarını kapsayan hatta
son kısmı da Korsika’da inşa edilmesi planlanmış savunma hattıdır. I. Dünya Savaşı’nın
ardından Fransa’nın tekrar işgilani önlemek
üzere bu savunma hattının inşasına başlanmıştır. I. Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde
Savaş Bakanlığı Müsteşarı olan ve savaşa
er olarak katılan Fransız devlet adamı Andre Maginot’un ısrarla savunduğu ve sonunda
uygulamaya konulmasını sağladığı devasa bir
savunma hattıdır. Öncelikle Alman sınırına
inşa edilmiş, sonra denize kadar uzatılmak
istenmiş; ancak Belçika’nın izin vermemesi
dolayısıyla asla tam olarak bitirilememiştir.
Yanıt: A
3
Pearl Harbour Saldırısı Japon İmparatorluk
Deniz Kuvvetleri’nin 7 Aralık 1941 sabahı
Hawaii adalarının Oahu adasında bulunan
ABD Pasifik Filosu ve Pearl Harbour
askerî üslerine karşı düzenlediği saldırıdır.
Yanıt: B
Atlantik Bildirisi
Toprak genişlemesi olmayacak
Üzerinde yaşayanların onayları dışında
hiçbir toprak değişikliği yapılmayacak
Uluslara kendi yönetim şeklini seçme
hakkı verilecek
Kendi kendilerini yönetimden yoksun bırakılanlara bu hakları iade edilecek
Tüm ülkeler arasında ekonomik işbirliği
sağlanacak
Denizlerin kullanımında eşiktlik ilkesi
esas alınacak
Zor kullanma uluslararası bir siyaset
aracı olmayacak
Ancak bu bildiride “Pasifik Bölgesi silahtan tamamen arındırılacak” şeklinde bir madde yoktur.
Yanıt: E
5
Tahran Konferansı, Roosevelt, Churchill ve
Stalin’in katılmasıyla 28 Kasım - 1 Aralık 1943 tarihleri arasında yapıldı. Buna
şifre adı ile “Eureka” da denir. Tahran
Konferansı’nda söz konusu olan meselelerin
en önemlileri şöymledir:
Ruslar ikinci cephenin açılmasında yine ısrar
etmişler ve bu ısrarın sonucu olarak bu cephenin açılması tarihi 1 Mayıs 1944 olarak tespit
edilmiştir. Churchill, ikinci cephenin Balkanlarda
açılması fikrini Ruslara da kabul ettirememiştir. İkinci cephe ile ilgili olarak, Türkiye’nin de
savaşa katılmasına karar verilmiştir.
Yanıt: A
6
Yalta Konferansı II. Dünya Savaşı sırasında 4
Şubat 1945 - 11 Şubat 1945 tarihleri arasında
SSCB’nin önde gelen tatil yeri Yalta’nın 3
kilometre güneyinde bulunan Livadia Sarayı’nda
düzenlenen ve Churchill (Birleşik Krallık Başbakanı), Roosevelt (Ameraki Birleşik Devletleri
Devlet Başkanı) ve Stalin (Sovyetler Birliği
Komünist Partisi Genel Sekreteri ve SSCB
Halk Komiserleri Kurulu Başkanı) olmak üzere
“Üç Büyük” (Big Three)ün katıldığı konferanstır.
Konferansın başlıca konuları, Polonya topraklarının değişimi, Almanya’nın bölünmesi ve SSCB’nin
Japon İmparatorluğu’na savaş ilan etmesi idi.
Birleşmiş Milletlerdeki veto yetkisi de bu
Konferansta kararlaştırıldı. Bunun haricinde
gizli oturumlarla özellikle İsrail yanlısı toprak
paylaşımlarının yapıldığı yeni bir dünya düzeninin temellerinin atıldığı ifade edilmektedir.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Yatıştırma politikası, II. Dünya Savaşı’na giden dönemde İngiltere Başbakanı Neville
Chamberlain’le özdeşleşen politikaya verilen isimdir. Appeasement politikası olarak da adlandırılır.
Chamberlain’in bu yatıştırma politikası, bazı üst
rütbeli Alman subaylarının komplo planlarıyla ters yönde işlemiştir. Bu Alman subayları,
Almanya’nın Çekoslovakya’ya askerî bir müdahalede bulunmasınğın, İngiltere, Fransa ve SSCB
ile Çekoslovakya arasındaki antlaşmalar gereği
bir Avrupa savaşına yol açacağını biliyorlardı.
Böyle bir savaşın Almanya’nın yıkımına neden
olacağını öngörmek açıktır. Bu yıkımı önlemenin yolu ise Hitler’i durdurmaktır. Bu subaylar,
bu gerekçelerle Hitler’e karşı bir askerî darbe planlamaktaydılar. Ancak böyle bir girişim,
bir Avrupa savaşı tehlikesinin gerçek olmasına
bağlıdır. Eğer söz konusu ülkeler, Almanya’nın
Çekoslovakya’ya yönelik askerî bir harekatına göz yummayacaklarını belirtecek olurlarsa,
bir Avrupa savaşı tehlikesi var olabilecektir.
Olaylyarın gelişimi ise bu yönde olmamıştır.
Chamberlain’in yatıştırma politikası, komplocuların gerekçelerini ortadan kaldırmış ve onları bu
girişimden vazgeçmek durumunda bırakmıştır.
Yanıt: B
2
4
ÇÖZÜM–62
1
126
7
Uluslararası Adalet Divanı, Birleşmiş
Milletler’in başlıca yargı organıdır. Uluslararası Adalet Divanı’nın merkezi Hollanda’nın
Lahey kentindedir.
Yanıt: E
8
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Birleşmiş Milletlerde Veto Yetkisi Olan
Devletler
Fransa
Çin
İngiltere
Rusya
ABD
Ancak bu grupta İtalya yoktur.
Yanıt: B
9
Türkiye’nin BM’ye bağlı olarak asker gönderdiği ülkeler:
Somali
Kosova
Lübnan
Bosna-Hersek
Yanıt: D
10
II. Dünya Savaşı Türkiye’de özellikle mali
alanda sıkıntılar yaşanmasına neden olmuştur. Savaşın getirdiği düzensizlik nedeni ile
karaborsacılıkta (I) ve ürün fiyatlarında (III)
artışlar yaşanmıştır.
Ancak mal üretiminde artış olduğu söylenemez. Hatta bu konuda düşüş yaşanmıştır.
Yanıt: D
11
Önemli BM Bildirileri
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi
Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar
Uluslararası Sözleşmesi
Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası
Sözleşmesi
Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası
Sözleşmesi
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın
Tasfiye Edilmesine Dair Sözleşme
Çocuk Haklarına Dair Sözleşme
Her Türlü Irk Ayrımcılığının Tasfiye
Edilmesine Dair Uluslararası Sözleşme
İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık
Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya
Cezaya Karşı Sözleşme
Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi (II)
Kadınlara Karşı Şiddetin Tasfiye Edilmesine Dair Bildiri
Ulusal veya Etnik, Dinsel veya Dilsel
Azınlıklara Mensup Olan Kişilerin Haklarına Dair Bildiri
Din veya İnanca Dayanan Her Türlü
Hoşgörüsüzlüğün ve Ayrımcılığın Tasfiye
Edilmesine Dair Bildiri
Tutuklulara Uygulanacak Muameleler
İçin Temel İlkeler
Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme
Ancak Karşılıklı Yardım Sözleşmesi’nin BM’nin
İnsan Haklarını koruma çabası ile ilgisi yoktur.
Yanıt: B
12
Garip ya da Birinci Yeni, Orhan Veli, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday’ın öncülüğünü yaptığı şiir akımının adıdır. Türk
şiirinde o güne kadar yer etmiş kalıp ve
anlayışlardan kurtulmak gerektiğini savunur
ve biçimciliğe, duygusallığa karşı çıkıp, söyleyiş güzelliğini esas alır. 1941’de Orhan
Veli, Melih Cevdet Anday ve Oktay Rıfat
üçlüsü, şiirde var olan aşırı duygusallığa, şairaneliğe, basmakalıp söyleyişe başkaldıran
şiirlerini Garip adıyla bir kitapta topladılar.
kitaba koyulan Garip adı zamanla hem üç
şairi yansıtan bir kimlik kazandı hem de
Türk şiirinde yeni başlayan akımı yansıttı.
Yanıt: E
13
Balfour Deklerasyonu, Lloyd George’un
başbakanlığındaki İngiliz savaş kabinesinde
dışişleri bakanı olan Althur Balfour’in girişimiyle başlatılan ve sonuçta Filistin’de
bir Yahudi devletinin –İsrail– kurulmasıyla sonuçlanan girişimdir. 1917 yılındaki bu
deklerasyon, ilk Balfour Deklerasyonudur.
Balfour girişimiyle 1926 yılında, İngiliz
sömürgeleri konusunda ikinci bir Balfour
Deklarasyonu yapılmıştır.
Yanıt: C
14
İran, II. Dünya Savaşı sonrasında değil savaştan önce bağımsız olmuştur.
Yanıt: E
127
II. DÜNYA SAVAŞI - II
3
Anti-Komintern Paktı, Almanya ve Japonya
arasında 1936 yılında imzalanmış bir anlaşmadır. Japon Ordusu, Sibirya ve Moğolistan sınırlarında Sovyetlerle sürtüşmektedir.
Bu gerilim Almanya’ya Japonya’yla yakınlaşma şansı tanır. 25 Kasım 1936 tarihinde
Anti-Komintern Paktı’nı imzalarlar. Buna
göre, her iki ülke, içlerinden birisi SSCB
tarafından saldırıya uğrarsa diğerine destek sözü verir. Berlin, İtalya’nın da bu anlaşmaya katılım için baskı yapar. Mussolini
bir sene sonra, 6 Kasım 1937’de anlaşmayı
imzalar. 1939 Şubat ayında Macaristan da
Anti-Komitern Paktı’na katılır. Franco’nun
İspanya’sı da bu ittifaka 27 Mart 1939’da
katılır.
Yanıt: B
2
Taraflar
Washington Konferansı
Kuzey Afrika cephesinin tasfiyesi üzerine
alınacak yeni tedbirleri görüşmek üzere 1226 Mayıs 1943 (III) günlerinde toplanan bu
konferans Roosevelt ile Churchill arasında
(I) olmuştur.
Buna şifre adı dolayısıyla Trident Konferansı (II) da denir.
Yanıt: E
5
İsmet Paşa II. Dünya Savaşı sırasında toplanan Kahire ve Adana konferanslarına katılmıştır.
Yanıt: D
6
Milletler Cemiyeti – 1932
Kuzey Atlantik Paktı – 1952
Birleşmiş Milletler – 1945
Akdeniz Paktı – 1937
Balkan Paktı – 1953
İsmet Paşa Dönemi’nin 1939–1950 arası olduğu düşünülürse bu döneme uyan gelişme
Birleşmiş Milletlere üye olunmasıdır.
Yanıt: C
7
Çakmak Hattı, II. Dünya Savaşı’nın çıkacağının anlaşılmasının ardından Almanlar
tarafından gelebilecek bir saldırıya Trakya
sınırında karşı koymak amacıyla Çatalca’da
kurulan
savunma
hattıdır.
Marmara
Denizi’nden Karadeniz’e uzanmaktadır.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Müttefikler
Mihver Grubu
SSCB
Almanya
ABD
Japonya
Birleşik Krallık
İtalya
Çin
Macaristan
Fransa
Romanya
Polonya
Bulgaristan
Yugoslavya
Kanada
Avustralya
Yeni Zelanda
Yunanistan
Çekoslovakya
Güney Afrika
Norveç
Hollanda
Belçika
Çekoslovakya
Brezilya
Görülüyor ki Macaristan Müttefik değil
Mihver Grubundadır.
Yanıt: E
Normandiya Çıkarması, General Dwight Eisenhower kumandasındaki müttefik kuvvetlerinin 1944 Haziran - Eylül ayları arasında
giriştiği hücum harekâtıdır. Harekatın temel
amacı Fransa’nın baskıdan kurtarılmasıdır.
Yanıt: A
4
ÇÖZÜM–63
1
128
8
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
II. Dünya Savaşı Kayıpları
Almanya = 5,000,000
ABD = 300,000
Avusturya = 380,000
İngiltere ve Sömürgeleri = 421,000
Çekoslavakya = 415,000
Çin = 1,300,000
Fransa = 535,000
Hollanda = 210,000
İtalya = 450,000
Japonya = 1,800,000
Polonya = 5,800,000
Romanya = 460,000
SSCB = 17,000,000
Görülüyor ki en fazla kayıp yaşayan ülke
SSCB’dir.
Yanıt: A
9
Atom bombası ilk kez II. Dünya Savaşı
sırasında kullanılmıştır. Japonların ABD üssünü bombalaması üzerine ABD Hiroşima
ve Nagazakiye atom bombası atmıştır.
Yanıt: C
10
Köy Enstitüsü Kurulan İller
Akçadağ/Malatya
Gönen/Isparta1940
Akpınar-Ladik/
Hasanoğlan/Ankara
Samsun
İvriz/Konya
Aksu/Antalya
Kepirtepe/Kırklareli
Arifiye/Sakarya
Kızılçullu/İzmir
Beşikdüzü/Trabzon Ortaklar/Aydın
Cılavuz/Kars
Pamukpınar/Sivas
Çifteler/Eskişehir
Pazarören/Kayseri
Dicle/Diyarbakır
Pulur/Erzurum
Düziçi/Adana
Savaştepe/Balıkesir
Erciş/Van
Gölköy/Kastamonu
Kütahya bu iller arasında yoktur.
Yanıt: A
11
Demokrat Parti – 1946
Millî Kalkınma Partisi – 1945
Millet Partisi – 1948
Yanıt: E
12
II. Dünya Savaşı sırasında Türkiye’deki
bazı malların fiyatında aşırı artış olmuş ve
hükûmet bunu engelleyebilmek amacı ile
Narh adı verilen fiyat sabitlemesi usulünü
uygulamıştır.
Yanıt: C
13
Millî Şef Dönemi – 1939-1950
Turancılar Davası – 1944-1945
Karne Uygulaması – 1942
Varlık Vergisinin Toplanması – 1942
Millî Korunma Kanunu – 1940
Ayasofya’nın Müzeye Çevrilmesi – 1934
Bu durumda Ayasofya’nın müzeye çevrilmesi Atatürk Dönemi faaliyetidir.
Yanıt: B
14
Türkiye 1945 yılında yani savaşın son yılı
Almanya ve Japonya’ya savaş ilan etmiştir.
Yanıt: E
129
II. DÜNYA SAVAŞI - III
II. Dünya Savaşı 1939-1945 yıllarını kapsamaktadır. A, C, D ve E seçeneklerindeki gelişmeler II. Dünya Savaşı’nın başlamasından
daha önce yaşanmıştır.
B seçeneğindeki Atlantik Bildirisi ise 9
Ağustos 1941’de ABD ve İngiltere tarafından ilan edilmiştir. Bu bildiri savaşın yürütülmesi ve zafere ulaştırılması adına yayınlanmıştır. Dolayısıyla B doğru seçenektir.
Yanıt: B
2
II.Dünya Savaşı öncesinde Yatıştırma Siyaseti İngiliz Başbakanı Chamberlain ile özdeşleşmiştir. Bu durumda doğru cevap B’dir.
Yanıt: B
3
Almanya’nın Çekoslovakya’da bulunan Südetler Bölgesine girmesi ve bu ülkeyi işgale
yönelmesi üzerine29 Eylül 1938’de Münih
Konferansı düzenlenmiş ve Münih Antlaşması imzalanmıştır. Bu konferansa İngiltere,
Almanya, Fransa ve İtalya katılmıştır. Dolayısıyla doğru cevap B olmalıdır.
Yanıt: B
Müttefik Devletler, aralarında düzenlediği
konferanslarda; ancak Almanya ve İtalya’ya
savaş ilan eden (dolayısıyla Müttefik Devletlere katılan) devletlerin Birleşmiş Milletlere katılacağı kararı alınmıştır.
Bu kararın alınması sonucu Türkiye de Birleşmiş Milletlere katılabilmek adın resmen
Almanya’ya savaş ilan etmiştir. Bu durumda
Türkiye’nin de katıldığı San Francisco Konferansı düzenlenmiş ve Birleşmiş Devletler
kurulmuştur. Sonuç itibariyle doğru cevap A
seçeneği olmalıdır.
Yanıt: A
6
Pasifik Cephesinde ABD ile Japonya kuvvetleri mücadele etmiştir. Bu cephe Japonların Pearl Harbor baskınıyla ABD donanmasına saldırmasıyla açılmıştır.
Kuzey Afrika’da ise daha çok ABD ve
İngiltere’den oluşan Müttefikler Almanya ve
İtalya ile mücadele etmiştir.
Avrupa Cephesinde ise İngiltere, ABD ve
Fransa başta olmak üzere bütün Müttefik
kuvvetler Almanya ile mücadele etmiştir.
Bu mücadele Normandiya Çıkarması ile şiddetlenmiştir.
Bu durumda doğru cevap E seçeneği olmalıdır.
7
Yanıt: E
Soruda bahsedilen Ödünç Verme ve Kiralama Yasası “Lend Lease” olarak bilinmektedir. Bu yasayı çıkaran ABD; İngiltere,
SSCB, Çin ve Fransa gibi Müteffiklerine
1941-1945 yılları arasında savaş malzemesi
desteğinde bulunmuştur. ABD’nin uyguladığı
bu program savaşın zaferle sonuçlanmasıyla
birlikte aniden kesilmiştir.
Sonuç itibariyle doğru cevap A olmalıdır.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Almanya İkinci Dünya Savaşı yıllarında birçok Avrupa ülkesini işgal altına almıştır.
Fakat işgale uğrayan devletler arasında İsviçre bulunmamaktadır. İsviçre I.ve II. Dünya
Savaşlarında tarafsızlığını açıklamış ve fiilen
bu savaşlarda yer almamıştır. Bu nedenle
D seçeneği doğru cevap olarak kabul edilmelidir.
Yanıt: D
4
5
ÇÖZÜM–64
1
130
8
II. Dünya Savaşı’nın 1945’te sonlandığını düşündüğümüzde A, B, D ve E seçeneklerindeki gelişmelerin II. Dünya Savaşı’ndan
sonra meydana geldiği ortadır.
C seçeneğindeki gelişme ise II. Dünya Savaşı yıllarında meydana gelmiştir. Almanların
Fransa’yı işgaliyle birlikte, Almanya yanlısı Vichy Hükümeti kurulmuştur. Fransa’nın
1940-1944 yılları arasındaki bu dönemine
“Vichy Fransası” adı verilmektedir. Dolayısıyla doğru cevap C olmalıdır.
Yanıt: C
11
A, B, C ve D seçeneklerindeki örgütler,
Birleşmiş Milletlere bağlı olan kuruluşlardır.
E seçeneğindeki Avrupa Topluluğu ise25
Mart 1957’de Roma Antlaşması’yla kurulan
bir kuruluştur. Kuruluş 1992’de imzalanan
Maastricht Antlaşması’yla “Avrupa Birliği”
adını almıştır. Dolayısıyla doğru cevap E
olmalıdır.
Yanıt: E
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
9
I. öncüldeki Barbarossa Harekatı, Almanya
tarafından Sovyet Rusya’ya karşı düzenlenmiş ve neticede başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Torch Harekatı, ABD ve İngiltere'nin Kuzey
Afrikaya'ya yönelik harekatıdır. IV. öncüldeki
Kartal Hücumu da Almanların İngiltere’ye
karşı düzenlediği hava harekatıdır. Bu harekat da başarısız olmuştur.
Dolayısıyla doğru cevap B seçeneği olmalıdır.
Yanıt: B
10
Çelik Paktı 22 Mayıs 1939’da Almanya ile
İtalya arasında imzalanan bir ittifak antlaşmasıdır. Buna göre her iki devlet de
birbirlerini ilgilendiren konularda birbirlerine yardım edecektir. Ayrıca Almanya ve
İtalya’dan hangisi savaşa girerse, diğeri ona
yardım edecekti. Bu nedenle doğru cevap
D olmalıdır.
Yanıt: D
12
II. Dünya Savaşı’na fiilen katılmayan ve tarafsız kalmak için çaba gösteren Türkiye,
buna rağmen savunma önlemleri almıştır.
Bu doğrultuda çıkarılan Milli Korunma Kanunu çerçevesinde, hükümete geniş yetkiler
verilmiştir.
Milli Korunma Kanunu’yla birlikte; Petrol
Ofisi ile Et ve Balık Kurumu kurulmuştur.
II. öncüldeki Köy Enstitüleri 1940’da Milli
Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından
bizzat açılmıştır. IV. öncüldeki Toprak Mahsulleri Ofisi ise 1938’de kurulmuştur. Bu
kurumların Milli Korunma Kanunu’yla ilgisi
bulunmaktadır. Dolayısıyla doğru cevap B
seçeneği olmalıdır.
Yanıt: B
131
SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ - I
Yüzdeler Antlaşması ya da Churchill-Stalin
oranlar uzlaşısı, II. Dünya Savaşı sonrasında Güneydoğu Avrupa’nın nüfuz bölgelerine
göre nasıl pay edileceğini belirleyen antlaşmadır.
Yanıt: E
2
3
Küba devrimi, 26 Temmuz Hareketiyle birlikte kovulan Fulgencio Batista rejimi yerine Fidel Castro önderliğinde yeni bir Küba
hükûmeti kurulmasıdır. Süreç 26 Temmuz
1953 Moncada Kışlası isyanıyla başlar, 1
Ocak 1959’da Batista’nın kovulması ve Santa Clara, Santiago de Cuba şehirlerinin
Fidel Castro (I), Che Guevara (II) Raul
Castro liderliğindeki isyancılar tarafından
ele geçirilmesiyle son bulur.
Yanıt: C
Cominform, Stalin’in, 5 Ekim 1947’de “Amerikan emperyalizminin bir aleti” olarak tanımladığı Marshall Planı’na karşıt bir girişim olarak; SSCB, Polonya, Bulgaristan (A),
Çekoslovakya (D), Romanya (C), Macaristan,
Yugoslavya (E), Fransa, İtalya komünist partileri liderlerini bir araya getiren cominform, görünüşte Marshall Planı’na mukabele
amacına yönelik bir adım olarak takdim
edilmişse de, gerçekte amacı, dünya ve özellikle Avrupa Komünist hareketinin koordinasyonu ve Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı ertesinde lağvedilen 3. Enternasyonal’in
fonksiyonlarını üstlenmekteydi.
Yanıt: B
5
Varşova Paktı, 14 Mayıs 1955 tarihinde
Varşova’da, sekiz sosyalist ülkenin imzaladığı “Dostluk, İşbirliği ve Karşılıklı Yardım
Antlaşması” ile kurulan askeri ve siyasal
birliktir. Antlaşmayı imzalayan ülkeler Arnavutluk, Bulgaristan, Çekoslovakya, Doğu
Almanya, Macaristan, Polonya, Romanya ve
SSCB’ydi. Anlaşma, daha önceleri SSCB ile
Çekoslovakya (1943); Polonya (1945); Bulgaristan, ve Romanya (1948) arasında imzalanan ikili anlaşmaları bütünlüyordu.
Pakt, Macaristan, Çekoslovakya ve Afganistan’ın
işgalleri gibi önemli siyasal olaylarda askeri unsur olarak yer almıştır.
Sosyalist ülkeleri, karşılıklı bağlarını bir
pakt içinde güçlendirmeye yönelten başlıca
neden; sosyalist ülkelere ve sosyalizmin yayılmasına karşı 1949’da kurulan NATO’nun,
askeri etkinliklerini artırması ve silahlanmaya hız vermesiydi.
Yanıt: D
6
Muhammed Ali Cinnah (1876 – 1948)
20. yüzyıl hukukçusu, politikacısı ve devlet
adamıdır. Tüm Hindistan Müslüman Birliği
ve Pakistan bağımsızlık mücadelesinin önderidir, aynı zamanda Pakistan’ın kurucusu
ve ilk devlet başkanıdır. Doğum ve ölüm
yıl dönemlerinde ülkesinde törenler düzenlenir.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Enver Hoca (1908-1985)
II. Dünya Savaşı’nın ardından 1985 yılındaki
ölümüne kadar Arnavutluk Halk Cumhuriyeti lideri ve Arnavutluk Emek Partisi Genel Sekreteri olan Arnavut komünist siyasetçidir. Nisan 1939’da İtalya’nın
Arnavutluk’u işgalinden sonra öğretmenlikten çıkarıldı. Ülkede var olan çeşitli komünist gruplar 8 Kasım 1941’de Arnavutluk Emek Partisini (AEP) kurdular. Mart
1943’de yapılan ilk parti kongresinde Enver
Hoca partinin Genel Sekreterlik görevine
getirildi. Ulusal Kurtuluş Konseyi adına seçilen yürütme organının yöneticiliğini de
yapan Enver Hoca, 11 Ocak 1946 yılında
kurulan Arnavutluk Halk Cumhuriyetinin
başkanlığına getirildi.
Yanıt: A
4
ÇÖZÜM–65
1
132
7
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
5 Mayıs 1949’da 10 ülke, Belçika, Danimarka, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç. İsveç ve Birleşik Krallık – merkezi
Strasbourg olmak üzere Avrupa Konseyi’ni
kuran antlaşmayı imzalamıştır. Şu an Avrupa Konseyi’nde 47 üye ülke bulunmaktadır.
Türkiye, anlaşmayı 1949 yılında imzalamıştır. Konsey’in çalışma alanları insan hakları,
medya, hukuki işbirliği, sosyal dayanışma,
sağlık, eğitim, kültür, spor, gençlik, yerel
demokrasiler, sınır ötesi işbirliği, çevre ve
bölgesel planlamadır. Türkiye, Yunanistan
ile birlikte Avrupa Konseyi kurulduktan
sonra konseye ilk giren üyeler oldukları
için “kurucu üye” statüsündedirler.
Yanıt: E
8
Millî
Kalkınma
Partisi,
Türkiye
Cumhuriyeti’nin çok partili rejimdeki ilk
muhalef
et partisidir. Nuri Demirağ tarafından kurulmuştur. 18 Temmuz 1945’te
gerekli başvuruyu yapan ve çalışmalarına
resmen 5 Eylül’de başlayan MKP’nin kurucuları arasında Birinci Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (1920-23) muhalefet
grubu olan ikinci grubun önderi Hüseyin
Avni Ulaş, Cevat Rıfat Atilnan gibi kişiler
yer alıyordu. Partinin ilk genel başkanı da
Nuri Demirağ’dı.
Yanıt: D
9
Atatürk’ten Sonra TBMM Başkanlığı
Yapanlar
M. Abdülhalik Renda (Bir kısım görevi
Atatürk Dönemi) (II)
Kazım Karabekir
Ali Fuat Cebesoy
M. Şükrü Saraçoğlu
Refik Koraltan (I)
Dr. Fuat Sirmen
Ferruh Bozbeyli
Sabit Osman Avcı
Kemal Güven
Dr. Cahit Karakaş
Necmettin Karaduman
Yıldırım Akbulut
İsmet Kaya Erdem
Hüsamettin Cindoruk
İsmet Sezgin
Mustafa Kalemli
Hikmet Çetin
Ömer İzgi
Bülent Arınç
Köksal Toptan
Mehmet Ali Şahin
Cemil Çiçek
Yanıt: B
10
Dörtlü Takrir, 12 Haziran 1945’de CHP’li
Celâl Bayar, Refik Koraltan, Adnan Menderes ve Fuad Köprülü’nün meclis grubunda açık olarak görüşülmek üzere verdiği
önergedir. Dört kişi verdiği için Dörtlü
Takrir diye anılır.
Cemal Gürsel’in bu grupla hiçbir ilgisi yoktur.
Yanıt: B
11
1950 Türkiye genel seçimleri, Türkiye tarihinin ilk demokratik seçimleridir. Bu seçimlerde ilk defa “gizli oy, açık tasnif” sistemi
uygulanmıştıra. CHP ve DP ülke genelinde
seçimlere katılırken, MP sadece 22 ilde
aday gösterdi.
1950 Seçimleri Türk Siyasi Tarihinde “Beyaz Devrim” olarak bilinmektedir.
Yanıt: B
12
İlk tv yayını – 1954
İlk kalap nakli – 1967
İlk tüp bebeğin dünyaya gelmesi –
1978
Lazerin icadi – 1960
Görülüyor ki yukarıdaki gelişmeler 19501980 arası dönemde yaşanmıştır.
Ancak ilk nükleer reaktörün kurulması ise
1942’de gerçekleşmiştir.
Yanıt: A
133
SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ - II
“Soğuk Savaş” deyimi ilk kez 1947 yılında
ABD’li Bernard Baruch tarafından kullanılmıştır. II. Dünya Savaşı’ndan sonra orta,
doğu ve güneydoğu Avrupa’da SSCB’nin
etkisi artmaya başladı ve bu bölgedeki
ülkeleri bir ölçüde kendi şemsiyesi altına aldı. Bundan korkan ABD ve İngiltere, Batı Avrupa’da ve başka yerlerde ve
Sovyet yanlısı komünist partilerin iktidara
gelmemesi için çeşitli girişimlerde bulundular. Uyguladıkları Marshall Planı ile Batı
Avrupa ülkeleri ABD’nin nüfuzu altına girerken, Doğu Avrupa ülkelerinde de Sovyet
yanlısı komünist hükûmetlerin kurulması ile
soğuk savaş doruğa ulaştı. Bunun yanında ABD, Truman Doktrini çerçevesinde,
Batı Avrupa’nın SSCB’ye karşı korunması
için çaba harcadı. Bunun sonucu olarak da
Nato kuruldu. Buna karşı, SSCB’de Varşova
Paktı’nı kurdu ve Çin’de Sovyet yanlıları
iktidarı ele geçirdiler. Böylece soğuk savaşı
daha belirgin hale getiren bloklar oluştu ve
çeşitli çatışma konuları ortaya çıktı.
Yanıt: A
2
Comecon (Karşılıklı Ekonomik Yardımlaşma
Konseyi sosyalist ülkeler arasında ekonomik
işbirliği ve dayanışma amacıyla 25 Ocak
1949’da kurulan uluslararası örgüttür. 5-8
Ocak 1949’da Moskova’da yapılan görüşmelerden sonra kurulan örgütün merkezi
Moskova’dadır.
Örgütün temel amaçları:
Ekonomik gelişme için uzmanlaşma ve
işbirliğine dayalı planlar hazırlamak,
Ham maddelerin üretim ve dağıtımını
yönlendirmek,
Üye ülkeler arasında ve öbür ülkelerle
ticareti geliştirmek için ortak girişimde
bulunmak,
Bilimsel ve teknik araştırmalarda işbirliği yapmaktır.
Yanıt: C
4
Prag Baharı, 1968 yılının 5 Ocak gününde
başlayan ve Çekoslovakya’nın politik olarak liberalleşmeye çalıştığı bir dönemdir.
Alexander Dubcek’in iktidara gelmesi ile
başlayıp aynı yılın 20 Ağustosu’nda Sovyet
Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ve Varşova
Paktı müttefiklerinin (romanya hariç) ülkeyi
işgal etmesi ile sona ermiştir. 1960’ların
başından başlayarak Çekoslovakya ekonomik
olarak darboğaza girmeye başladı. 1968 yılının başında Çekoslovakya Komünist Partisinin kontrolünü Alexander Dubcek’e kaptırdı.
22 Mart 1968 tarihinde Novotny koltuğunu
Ludvik Svoboda’ya bırakarak emekli oldu.
Yanıt: B
5
Çekoslovakya (I) ve Yugoslavya’nın (II) liderleri Millî Komünizmi savunmuş ve bu
yüzden SSCB ile çatışma diplomasisi yaşamışlardır.
Yanıt: D
6
1924 Anayasası 1960 yılında yaşanan askerî
darbe ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Sovyet Rusya;
ABD, İngiltere ve Fransa’nın Batı
Berlin’de bulunmasını politik ve stratejik çıkarlarına aykırı bulması
Baskı altındaki Doğu Berlin’den; demokratik yönetim tarzı ve ekonomik
yaşam tarzı ile bilinen Batı Berlin’e
doğru bir kaçışın olmasından rahatsız
olması
gibi sebeplerden dolayı 27 Kasım 1958’de,
Berlin’de işgal devleti olarak yetki ve sorumlulukları bulunan Amerika, İngiltere ve
Fransa’ya birer nota verdi.
Amerika bu nota ile, Batı Berlin’in altı ay
içerisinde boşaltılmasını, Batı Berlin’in boşaltılmaması hâlinde Doğu Berlin üzerindeki
bütün yetki ve sorumluluklarını Doğu Alman
Hükûmeti’ne Devredeceğini ve bunun sonucunda Batı Berlin’in işgal yetki ve sorumluluklarını elinde bulunduran devletlerin Doğu
Almanya’yı tanımak zorunda kalacağını, Berlin
şehrinin Birleşmiş Milletler’in gözetimi altında “serbest şehir” olması gerektiğini savundu.
Bu buhran hâli Sovyet Rusya’nın Batı ile
ilişkilerinin kopmasında etkili olmuştur.
Yanıt: D
3
ÇÖZÜM–66
1
134
7
II. Dünya Savaşı’nda Japonların yenilgisi
Kore tarafından büyük bir sevinçle karşılandı. Ama bu durum onlara bağımsızlık
getirmedi. Ülkede bir soğuk savaş başladı,
ikiye bölünen ülke bağımsız bir hükûmet
kurmaya çalışırken ülkenin güneyi ABD,
kuzeyi ise Sovyetler Birliği’nin baskısıyla
karşı karşıya kaldı.
Bu iki politikideolojik düşünce 38. paralelin
kuzeyinde ve güneyinde yine iki farklı politik ideolojiye sahip Kore ortaya çıkardı.
Yanıt: E
8
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Afrika’daki bağımsızlık hareketleri, Altın
Kıyısı’nın Gana adıyla ilk kez bağımsızlığını
ilân etmesi (1957) üzerine, birden yoğunluk
kazanmıştır.
Yanıt: E
9
Bağdat Paktı-CENTO (1955-1958)
Türkiye, İran, Irak, Pakistan ve Birleşik Krallık arasında, Sovyetler Birliği’nin
Ortadoğu’da nüfuz kurmasını önlemeye yönelik olarak kurulan eski karşılıklı güvenlik
ve savunma örgütüdür. Bu oluşumda Suriye
yer almamıştır.
Yanıt: A
10
Celal Bayar ve Refik Koraltan çıkarıldıkları mahkemede haklarında idam kararı
verilmesine rağmen, yaş durumundan dolayı
cezaları hapse çevrilmiştir.
Yanıt: D
11
1961 Anayasası ile,
Güçler ayrılığı sağlanmıştır. (I)
Yasama gücü: Cumhuriyet Senatosu ve
Millet Meclisi olmak üzere iki meclistir.
Yürütmenin dışında bağımsız yargı
organları kurulmuştur.
Yasamadan çıkan yasaların anayasaya
uygunluğunu kontrol eden AnayasaMahkemesi kurulmuştur.
Yürütmenin, yönetimin tüm eylemleri,
kararları anayasal bir kuruluş olan
Danıştay denetimine verilmiştir. Yani
TBMM egemenlik hakkını kullanan tek
organ olmaktan çıkıp Anayasa’da sözü
edilen yetkili organlardan biri olmuştur.
Kişinin temel hak ve özgürlükleri Anayasa ile güvenceye alınmıştır. (III)
Parlamenter sisteme geçilmiştir. (II)
Demokratik, sosyal ve hukuk devleti
anlayışı gelmiştir.
Yanıt: E
12
İkinci Yeni, 1950’li yıllarda Edip Cansever,
İlhan Berk, Cemal Süreyya, Turgut Uyar,
Sezai Karakoç, Ece Ayhan ve Ülkü Tamer
gibi şairlerin başını çektiği bir şiir ve edebiyat akımıdır. Garipçiler ve 1940 Toplumcu
Gerekçi Kuşağı’nın etkilerinin yoğun olarak
hissedildiği bir dönemde ortaya çıkmıştır.
İsim babası Muzaffer İlhan Erdost’tur. Akımın öncü şairi Ece Ayhan’a göre ise as
kullanılan adıyla “Sivil Şiir”dir.
Ancak bu akımın savunucuları arasında Orhan Veli yoktur.
Yanıt: C
13
Olimpiyat Oyunları Türkiye’de hiç düzenlenmemiştir.
Yanıt: B
14
Bağdat paktı üyeleri arasında Amerika yer
almamaktadır. Fakat Amerika paktı desteklediğini belirterek pakta uye ülkere askerî
ve nomik yardım yapacağını belirtmiştir.
Yanıt: E
135
SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ - III
SSCB’nin Orta Doğu’da etkinlik kurması ve
rejimini bu bölgeye yayması tehlikesi karşısında ABD’nin yayınladığı doktrin; Eisenhower Doktrini’dir. Bu nedenle cevabımız A
seçeneğidir.
II. öncüldeki Marshall Planı ise ABD’nin
Avrupa ülkelerini Sovyet tehlikesine karşı
koruması politikasına dayanmaktadır.
III. öncüldeki Molotof Planı ise tam tersine
Sovyet Rusya’nın ABD politikalarını hedef
alan genel planıdır.
Yanıt: A
3
3
Öncelikle Türkiye ve Irak arasında oluşturulan Bağdat Paktı’na daha sonra İngiltere,
Pakistan ve İran da katılmıştır. ABD ise
paktta gözlemci üye olarak yer almayı seçmiştir.
1959’da Irak’ta Kral Faysal rejimi devrilmiş ve bu ülke Bağdat Paktı’ndan çekilmiştir. Bu gelişme üzerine paktın merkezi Ankara’ya taşınmış ve ismi de CENTO
(Central Treaty Organization) olarak değiştirilmiştir. Bu doğrultuda cevabımız B
seçeneği olduğu ortaya çıkmaktadır.
Yanıt: B
II. Dünya Savaşı’nın bitiminden sonra, Soğuk Savaş dönemi başlamıştır. Bu dönemde ABD’nin başını çektiği Batı Bloğu ile
SSCB’nin başını çektiği Doğu Bloğu arasında siyasi, ekonomik, askeri ve diğer alanlarda sürekli bir gerilim hali yaşanmıştır.
II. ve III. öncüllerde yer alan gelişmeler
ABD ile SSCB arasında yaşanan soğuk
savaşın yansımaları olarak değerlendirilebilir.
Bu nedenle doğru cevap olarak E seçeneği
kabul edilmelidir.
I.öncülde yer alan Hindistan-Pakistan anlaşmazlığının temelinde paylaşılamayan bölge
olan Keşmir bölgesi yatmaktadır. Bu sorun
ABD ve SSCB arasındaki Soğuk Savaşın
yarattığı sonuçlar arasında gösterilemez.
Yanıt: E
5
A, B, C ve E seçeneklerindeki gelişmeler
Doğu ve Batı blokları arasında, dolayısıyla
ABD ile SSCB arasındaki sorunlardır. Çin
ise komünist rejime sahiptir ve SSCB ile
aynı saflardadır. Fakat SSCB-Çin ilişkileri
bir dönem sonra bozulmaya başlamış ve iki
ülke arasında Doğu Bloğunun liderliği çekişmesi başlamıştır.
Doğu Türkistan ile Moğolistan arasındaki sınır sorunları da SSCB-Çin ilişkilerinin
gerginleşmesine katkıda bulunmuştur. Bu
durumda doğru cevap D seçeneğidir.
Yanıt: D
6
Türkiye;
Avrupa Konseyi’ne 1949’da katılmış ve
bu örgütün kurucu üyeleri arasında yer
almıştır.
1949’da kurulan NATO’ya 1952’de katılmıştır.
Balkan Paktı 1953’te içinde Türkiye’nin
de bulunduğu Balkan devletleri arasında
kurulmuştur.
Bağdat Paktı 1955’te ilk olarak Türkiye
ile Irak arasında kurulmuştur.
C seçeneğinde yer alan Avrupa Ekonomik
Topluluğu ise günümüzde Avrupa Birliği
olarak bilinmektedir ve ülkemiz henüz bu
kuruluşa aday ülkedir. Dolayısıyla doğru cevap C olmalıdır.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Fransa Dışişleri Bakanı Schuman’ın ismini
taşıyan Schuman Bildirgesi “Avrupa Kömür
ve Çelik Topluluğu”nun kurulmasına zemin
hazırlamıştır. Bu oluşum zamanla Avrupa
Ekonomik Topluluğu’nu ve dolayısıyla Avrupa Birliği’ni ortaya çıkarmıştır. Bu durumda
doğru cevabın B seçeneği olması gerekmektedir.
Yanıt: B
4
ÇÖZÜM–67
1
136
7
A, B, D ve E seçeneklerinde yer alan gelişmeler ABD tarafından gerçekleştirilmiştir.
C seçeneğindeki Sputnik-1 uydusu ise SSCB
tarafından fırlatılmıştır. Bu uydu dünyanın
ilk yapay uydusudur. 1957’de yörüngeye oturan bu uydu, ABD ile SSCB arasında uzay
rekabetinin de başlamasına sebep olmuştur.
Yanıt: C
8
Türkiye;
NATO’ya 1952’de,
Birleşmiş Milletlere 1945’te,
Bağdat Paktı’na ise 1955’te katılmıştır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Dolayısıyla sıralama II-I-III şeklinde olacağından doğru cevap C olmalıdır.
Yanıt: C
9
Demokrat Parti, 1950-1960 yılları arasında
kesintisiz olarak tek başına iktidar olan
siyasi partidir. Bu açıdan düşünüldüğünde
ülkemizde;
NATO’ya 1952 yılında üye olunmuştur.
Tek dereceli seçim sistemine 1946’da geçilmiştir.
IMF’yle ilk Stand-by antlaşması 1950’lerin sonlarında yapılmış. 1958'de IMF'den
dış borç alınmıştır.
Demokrat Parti, ABD yardımlarını alarak ülkede tarıma yapılan yatırımlarını
artırmış ve tarım araç ve gereçleri satın almıştır.
Atatürk’ü Koruma Kanunu “Atatürk
Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun”
adı altında 1951’de yayınlanmıştır.
Sonuç itibariyle doğru cevap B olmalıdır.
Yanıt: B
10
Varşova Paktı SSCB’nin başını çektiği Doğu
Bloğu ülkelerin bir araya geldiği savunma
ve işbirliği teşkilatıdır. Sosyalist ülkelerin
katıldığı örgüt 1955’te NATO’ya karşı kurulmuştur.
Seçeneklerde yer alan Romanya ve Bulgaristan sosyalist ülkelerdir ve Varşova
Paktı’nda yer almışlardır.
Yunanistan ve Avusturya ise tam tersine
NATO ülkeleridir. Bu nedenle doğru cevap
B seçeneğidir.
Yanıt: B
11
Soğuk Savaş’ın en şiddetli yaşandığı dönem
1945-1960 yılları arasındadır. Bu dönemden
sonraki 20 yıl ise “Yumuşama Dönemi” olarak bilinmektedir. Bu açıdan düşünülürse
A, B, C ve E seçeneklerindeki gelişmeler
Soğuk Savaş dönemine aittir. Fakat D seçeneğindeki Balfour Deklarasyonu 1917’de
İngiltere tarafından yayınlanmıştır. Bu nedenle D seçeneği doğru cevabımızdır.
Yanıt: D
12
E seçeneğinde yer alan NATO ve Varşova Paktı birbirlerine rakip olarak ortaya
çıkmıştır.
Batı Bloğunun lideri olan ABD’nin de yer
aldığı NATO’nun genel amacı Sovyet Komünizminin yayılmasına engel olmak ve Batı
ülkelerini bu ülkeden korumaktır.
Doğu Bloğunun lideri olan SSCB ise
NATO’ya karşı sosyalist ülkelerle birlikte
Varşova Paktı’nı kurmuştur. Bu sebepten
dolayı doğru cevap E’dir.
Yanıt: E
137
YUMUŞAMA DÖNEMİ - I
ABD’nin Türkiye’deki Jüpiter füzelerini
sökmesi Küba Buhranı adı verilen sorunun
bir sonucudur.
SSCB 1960’ta Küba’ya nükleer füzeler yerleştirme kararı aldı. Bu gelişmeyi güvenliğine yönelik bir tehdit olarak algılayan ABD
yönetimi olaya büyük tepki gösterdib. ABD
Başkanı Kennedy Ekim 1962’de SSCB’den
Küba’daki nükleer başlıklı füzeleri hemen sökmesini istedi. ABD donanması Küba’yı kuşattı.
SSCB lideri Kruşçev, 24 Ekim’de ABD
yönetimine bir mesaj göndererek, Sovyetlerin Küba’dan füzelerini çekebileceğini, buna
karşılık ABD’nin de Avrupa ve Türkiye’deki füzeleri kaldırmasını istedi. Pazarlıklar,
Ekim 1962’de Sovyetlerin Küba’daki füzelerini sökmeyi kabul etmesi ile son buldu. Bu
arada ABD de Türkiye’deki bazı füzeleri
Mart 1963’te sökme kararı aldı.
Yanıt: A
Vietnam Savaşı’nda ABD’yi protesto ederek savaşa katılmayan ünlü boksör Muhammed Ali’dir. Bu nedenle ceza almış ve
unvan, madalyaları geri alınmıştır.
Yanıt: C
4
1945 sonrasında sömürge imparatorlukları
yıkılmaya, Asya ve Afrika’da bağımsız yeni
devletler kurulmaya başladı. “Bağlantısızlar” olarak adlandırılan üçüncü blok, Doğu
ve Batı bloklarının dışında kalarak ekonomik kalkınmayı hedefledi. Her iki bloktan da
yardım alarak tarafsız kalmayı çıkarlarına
uygun gördüler. Sovyet Bloku’nun dağılması
ile de bu hareket önemini kaybetti.
Yanıt: D
5
Yom Kippur Savaşı – 1973 Arap–İsrail
Savaşları (I)
Altı Gün Savaşı–1967 Arap–İsrail Savaşı (II)
Ancak Domuzlar Körfezi Savaşı Arap–İsrail
ilişkileri ile ilgili değildir. Bu savaş ABD
ile Küba arasında yaşanmıştır.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Soğuk Savaş Dönemi’nde SSCB ile ABD
arasında imzalanan nükleer silahların sınırlandırılması ile ilgili anlaşmalara verilen
isim SALT olarak bilinmektetdir.
SALT–I
ABD ile SSCB arasında 1969’da
Helsinki’de SALT–I olarak bilinen “Stratejitk Silahlan Sınırlandırma Görüşmeleri”
başladı. İki buçuk yıl süreni toplantılardan sonar 26 Mayıs 1972’de Moskova’da
SALT–I imzalandı. Bu anlaşmayla, nükleer silahlara nicelik ve nitelik bakımlarından birçok sınırlamalar getirildi.
SALT–II
SALT–I’in ABD-SSCB ilişkilerine getirdiği olumlu hava, iki devletin 1972’de
Cenevre’de SALT–II görüşmelerine
başlamasına ortam hazırladı.
Uzun süre ilerleme sağlanamayan görüşmeler sonucunda 18 Haziran 1979’da
SALT–II Anlaşması imzalandı.
Yanıt: D
2
3
ÇÖZÜM–68
1
138
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
6
İslam Konferansı Örgütü (1969)
Church of God adlı tarikata bağlı Dennis Michael Rohan adında Avustralyalı bir
Hırnistiyanın 21 Ağustos 1969 tarihinde İsrail işgali altındaki Kudüs’te Mescidiaksa’yı
kundaklamayı denemesinden sonra Ürdün
Kralı Hüseyin’in önerisi ile Arap devletlerinin dışişleri bakanları 25 Ağustos 1969’da
Kahire’de toplanarak bir “İslam Zirvesi”
oluşturulması kararı verildi. 22-25 Eylül’de
Fas’ın başkenti Rabat’ta Türkiye dahil 24
ülkenin katıldığı bir “İslam Zirvesi” toplandı.
Zirve sonunda yayınlanan bildiride, İsrail’in
Kudüs’ü boşaltması ve 1967 Haziran savaşında işgal ettiği Arap topraklarından çekilmesi kararlaştırılırken İsrail’i tanımış olan
devletlerin, İsrail ile diplomatik ilişkilerini
kesmeleri istendi.
Örgütün merkezi Cidde’dir. Amacı İslam
ülkeleri arasında iktisadi, sosyal, kültürel,
bilimsel alanlarda işbirliğini güçlendirmek,
uluslararası örgütlerle dayanışmayı yürütmektir.
Yanıt: A
7
OPEC üyeleri arasında Suriye yer almamaktadır.
Yanıt: E
8
1980 yılında başlayan İran-Irak Savaşı 1988
yılında imzalanan antlaşma ile sona ermiştir. O dönemde İran’ın lideri Ayetullah
Humeyni bu antlaşmayı imzalamayı, zehir
içmeye benzetmiştir.
Yanıt: A
9
1961’de Rus kozmonot Yuri Gagarin, Vostok-1 uzay aracı ile ilk kez uzaya giden insan oldu. 1962’de ABD aynı şekilde karşılık
vererek uzayda rekabeti hızlandırdı. 1969’da
ise Amerikalı Astronot Neil Armstrong’un
aya inmesi ile ABD uzay yarışında liderliği
ele geçirdi.
Yanıt: E
10
1955 yılından itibaren Rumlar Kıbrıs’ta
Türklere karşı şiddet eylemlerine başlamıştır. Kanlı Noel ve benzeri katliamlara katılan Rumlarla mücadele etmesi için Volkan
(I) ve Türk Mukavemet Teşkilatı (III) gibi
yapılar ortaya çıkmıştır.
Yanıt: C
11
1960 askerî müdahalesinin ardından bazı subaylar iktidarın sivillere devredilmesi konusunda acele edilmemesi gerektiğini ortaya
koydular. Bunun üzerine Millî Birlik Komitesi 14 subayı yurtdışına görevlendirmiştir.
Bu gelişmeler tarihe 14’ler Olayı olarak
geçmiştir.
Yanıt: A
12
Millî Nizam Partisi’nin kapatılması üzerine yerine kurulan parti Millî Selamet
Partisi’dir.
Yanıt: C
139
YUMUŞAMA DÖNEMİ - II
Bağlantısızlık Hareketi'nin başlangıç noktası
sömürgeciliğe karşı halkların kendi kaderlerini belirleme hakkını benimseyen Asya
ve Afkida’dan 24 ülkenin katılımıyla 1955
Nisan’ında Endonezya’nın Bandung şehrinde
toplanan Asya-Afrika Konferansı’dır.
Konferans’ın amacı; yeni bağımsız olan Afrika ve Asya ülkelerinin, ABD ve SSCB
gibi iki büyük nükleer güç karşısında varlıklarını korumak için bir birlik ve dayanışma
sağlamaktı.
Yanıt: B
2
Kuzey Vietnam (I), Doğu Almanya (II) ve
Kuzey Kore (III) SSCB tarafından desteklenmiş ve yönlendirilmişlerdir.
Yanıt: E
Brejnev Doktrini, kapitalizme karşı sosyalizmi ve yayıldığı ülkeleri korumayı öngören
bir belgedir.
Yanıt: A
2005’te İslam Konferansı Teşkilatı Genel
Sekreterliğine seçilen Ekmeleddin İhsanoğlu
2014 yılına kadar görevini sürdürmüştür.
21014'te genel sekreterlik görevini Suudi
Arabistanlı eski Bakan Dr. İyad Medeni
devralmıştır.
Yanıt: C
6
1979 yılında İran’daki İslam devriminin sonucunda Humeyni’nin iktidara gelmesi ve
Irak’ta büyük bir Şii çoğunluğun bulunması
Şiilerin Humeyni tarafından kışktırtılacağını düşünen Irak devlet başkanı Saddam
Hüseyin’i endişelendirdi.
Bu arada Saddam Hüseyin, İran’ın Arap
çoğunluğu olan Huzistan bölgesinin ele geçirilmesi fikrini ortaya attı.
Camp David Antlaşması’yla Orta Doğu’da
Mısır’ın etkinliğini kaybetmesi sonucunda
ortaya çıkan otorite boşluğundan yararlanan Irak, Arap liderliği için çalışmalar
başlattı. Görülüyor ki iki devlet arasında
yaşanan sorunlar; etnik (I), dinî (II) ve siyasi
(III) meselelerden kaynaklanmaktadır.
Yanıt: E
4
1973’te gerçekleşen Yom-Kippur Savaşı’ndan
sonra ABD Dışişleri Bakanı Hery Kissinger (II), Mısır (I) ile İsrail (III) arasında bir
mekik diplomasisi başlattı. Bu diplomasinin
ürünü de 17 Eylül 1978 tarihinde imzalanan
Camp David Anlaşması oldu.
Yanıt: E
7
Arap dünyasında ortaklık esasına dayanan
ve sosyalizmi savunun bir devlet kurmayı
hedefleyen Baas Hareketi, Irak (I) ve Suriye (II)’de iktidara gelebilmiştir.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
3
5
ÇÖZÜM–69
1
140
8
Zürih ve Londra Anlaşmaları doğrultusunda
16 Ağustos 1960’ta bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti ilan edildi. Cumhurbaşkanlığına Rum
lider Makarios, yardımcılığına da Türk lider
Dr. Fazıl Küçük getirildi.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
9
1975 yılında Lübnan’ın Beyrut şehrinde kurulan Asala, kendisini Uluslararası Devrim
Hareketi’nin bir parçası olarak kabul etmektedir. Örgütün amaçları: 1915 yılında
Türkiye’de meydana geldiğini iddia ettikleri
“Sözde Ermeni Soykırımı’nın” Türk Devletince itirafını sağlamak, Türkiye’yi bu sözde
soykırım nedeni ile tazminat ödemeye zorlamak, Türkiye’nin işgal ettiğini iddia ettikleri Doğu ve Güneydoğu Anadolu yöremizdeki toprakların sözde yasal sahiplerine
yani Ermenilere iadesini sağlamak.
Yanıt: A
12
12 Eylül Askeri Müdahalesine Neden Olan
Gelişmeler:
1979 ve 80 yıllarında çok sayıda siyasi
amaçlı faili meçhul cinayetlerin gerçekleşmesi (Abdi İpekçi, Nihat Erim,
Fikret Ünsal, Mürsel Karataş.. )
TBMM’de birçok turun ardından yeni
bir cumhurbaşkanı seçilememesi
Konya’da şeriat içerikli Kudüs Mitinginin yapılması
Dış ticaret açığındaki artış, döviz darboğazı, işsizlik ve ekonomik sıkıntıların
giderek artması
Sağ-sol gerğinliğine dayanan siyasal ve
toplumsal şiddet olaylarının yoğunlaşması
ABD ambargosunun sosyo-ekonomik
sorunlara yol açması
Ancak bu sebepler arasında 1961 Anayasası’nın sorunlara çözüm bulamaması şeklinde bir durum yoktur.
Yanıt: E
10
1965-1971 yılları arasında Türkiye’de Adalet
Partisi ve onun lideri Süleyman Demirel
iktidarda kalmıştır.
Yanıt: C
13
11
Murat Karayalçın CHP liderliği yapmamıştır.
Yanıt: D
1963’te Metin Erksan’ın “Susuz Yaz” filmi,
Berlin Film Festivali’nde “Altın Ayı” ödülünü kazanarak uluslararası alanda önemli bir
ödülün sahibi oldu.
Yanıt: E
141
YUMUŞAMA DÖNEMİ - III
Mısır’ın Süveyş Kanalı’nı millileştirmesine
İngiltere, Fransa ve İsrail sert tepki gösterirken; ABD ve SSCB ise Mısır’ın yanında
yer almıştır.
ABD, Mısır ve İsrail arasında imzalanan
Camp David Antlaşması ile Türkiye, İngiltere ve bazı Orta Doğu ülkeleri arasında kurulan CENTO ise SSCB’nin tepkisiyle karşılaşmıştır. Bu durum SSCB’nin Orta Doğu’da
etkinlik kurmak istemesiyle ilgilidir. Hem
Camp David Antlaşması hem de CENTO,
dolaylı olarak ABD’nin bölgedeki gücüne
katkı yapmıştır. Bu durumda doğru cevabın
E seçeneği olduğu ortaya çıkmaktadır.
Yanıt: E
2
A, B, C ve D seçeneklerindeki gelişmeler
ABD’nin Orta Doğu bölgesindeki siyasi etkinliğine katkı yapan gelişmeler değildir.
E seçeneğindeki Bağdat Paktı ise ABD’nin
tavsiyesiyle kurulmuştur. Bu paktın kurulmasındaki temel amaç Sovyetlerin Orta
Doğu’da etkinlik kurmasına engel olmaktır.
Paktın kurulmasına, İsrail’e karşı olan bazı
Arap devletleri karşı çıkmıştır. Bu durumda
doğru cevap E olmalıdır.
Yanıt: E
5
ABD ile SSCB arasında 1970’li yılların son
döneminde başlayan görüşmeler sonucunda
SALT-1 ve SALT-2 adı verilen silahsızlanma antlaşmaları imzalanmıştır.
Bunlardan SALT-2; SSCB’nin Afgan topraklarını işgal etmesi üzerine iptal olmuştur. Nitekim ABD Kongresi SALT-2 Antlaşması’nı
onaylamayarak SSCB’ye karşı sert bir tepki
vermiştir. Dolayısıyla doğru cevap da C
olmalıdır.
Yanıt: C
3
Ping-Pong Diplomasisi ABD ile Çin arasındaki ilişkilerin yumuşamasını tarif eden bir
deyimdir.
SALT-I Antlaşması ABD ile SSCB arasında imzalanan ve stratejik silahların kısıtlanmasına yönelik bir antlaşmadır.
III.öncüldeki “Mekik Diplomasisi” ise İsrail
sorununun çözümüne yönelik bir gelişmedir.
Buna göre, arabulucu olan ABD Dışişleri
Bakanı Henry Kissinger, Mısır ve İsrail
hükümetleri ile seri halde görüşmeler yapmıştır.
Sonuç olarak doğru cevap C olmalıdır.
Yanıt: C
6
İran, çeşitli sebeplerden ötürü 1979’da İslam
Devrimi’ni gerçekleştirmiş ve şahlık rejimi
yıkılmıştır. Yeni kurulan yönetim ABD ve İsrail karşıtı bir politikaya sahip olmuştur. Bu
durumda İran İslam Cumhuriyeti’nin ABD’nin
desteklediği; İngiltere ve Türkiye’nin de yer
aldığı CENTO’da daha fazla durması düşünülemezdi. Bu doğrultuda doğru cevabın C
olması gerekmektedir.
Yanıt: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Küba Buhranı “Füze Krizi” olarak da bilinmektedir. Bu krize yol açan gelişme ise
SSCB’nin, Küba’ya savunma füzeleri yerleştirmek istemesidir.
ABD’nin Sovyet füzelerine karşı çıkmasıyla
başlayan gerilim döneminde bir NATO ülkesi olan Türkiye de ABD tarafında yer
almıştır. Sonuç itibariyle doğru cevap D
olmalıdır.
Yanıt: D
4
ÇÖZÜM–70
1
142
7
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Bağlantısızlık
Hareketi,
Yumuşama
Dönemi'nde ortaya çıkan bir tepki hareketidir. Bağlantısızlık kavramı, Doğu ve Batı
bloklarına karşı olma ve bu blokların dışında
yeni ve güçlü bir blok kurma amacını taşımaktadır.
Bağlantısızlık hareketinin liderleri ise Hindistan, Mısır ve Yugoslavya olmuştur. Yeni
kurulan birçok Afrika ve Asya ülkesi de
bu bloğa dahil olmuştur. Bu durumda E
seçeneğinin doğru cevap olduğu ortaya çıkmaktadır.
Yanıt: E
8
Türkiye’de 27 Mayıs 1960’da yapılan askeri
darbeden sonra hem yeni bir anayasa ilan
edilmiş, hem de Demokrat Parti kapatılmıştır.
Bu dönemde yapılan seçimlere ise A, B,
D ve E seçeneklerindeki siyasi partiler
katılmıştır.
C seçeneğindeki Anavatan Partisi ise Turgut Özal tarafından 1983’te kurulmuştur.
Dolayısıyla cevabımız C seçeneği olmalıdır.
Yanıt: C
9
Devlet Planlama Teşkilatı 30 Eylül 1960’da
kurulmuştur.
TÜBİTAK 24 Temmuz 1963’te kurulmuştur.
Türkiye’de ilk televizyon yayını TRT tarafından 1968’de başlatılmıştır.
Günümüzde Türkiye İstatistik Kurumu olarak bilinen Devlet İstatistik Kurumu Atatürk döneminde 1926’da kurulmuştur.
Türkiye’de ilk organ nakli 1975’te Prof.Dr.
Mehmet Haberal tarafından gerçekleştirilmiştir.
Yukarıdaki bilgiler incelendiğinde doğru cevabın D seçeneği olduğu görülmektedir.
Yanıt: D
10
Ülkemizde Cumhuriyet Senatosu 1961
Anayasası’yla yaşama geçirilmiştir. Bu senatonun varlığı çift meclisli sisteme geçildiğinin kanıtıdır.
Cumhuriyet Senatosu 1982 Anayasası’nın
yürürlüğe girmesiyle ortadan kaldırılmıştır.
Bu durumda doğru cevap B olmalıdır.
Yanıt: B
11
Kıbrıs Barış Harekatı, Bülent Ecevit’in başbakanlığı döneminde 1974’te gerçekleştirilmiştir.
1924 Anayasası 1961 Anayasası’nın yürürlüğe girmesiyle son bulmuştur.
Bağdat Paktı 1955 yılında kurulmuştur.
ASALA terör örgütü faaliyetlerini 19731985 yılları arasında yürütmüştür.
Milli Birlik Komitesi (MBK), 1960 Darbesiyle birlikte kurulmuştur.
Yukarıdaki gelişmelerin tarihlerine bakıldığında doğru cevap A seçeneğidir.
Yanıt: A
12
Küba Buhranı, ABD ile SSCB arasında,
SSCB’nin Küba’ya savunma füzeleri yerleştirmek istemesi üzerine başlayan gerilimli dönemdir. Bu gerilim, SSCB’nin füzeleri
yerleştirmekten vazgeçmesi, ABD’nin de
Türkiye’de yer alan Jüpiter Füzelerini sökmesi üzerine sona ermiştir.
Küba Krizi’nin sona ermesinde dönemin
ABD Başkanı’nın Sovyetler Birliği Genel
Sekreteri Nikita Kruşçev’le mektuplaşması
da önemli bir rol oynamıştır. Bu durumda
doğru cevap A olmalıdır.
Yanıt: A
143
KÜRESELLEŞEN DÜNYA - I
2
İthal İkameci Politika, yurt dışından ithal
edilmek durumunda olan malların yurt içinde üretilmesini sağlayarak dışarıya bağımlılıktan kurtulmak suretiyle sanayileşmeyi
öngören politikadır.
Yanıt: B
3
Avrupa Parlamentosu üyelerine değil Avrupa Komisyonu üyelerine Komiser denir.
Yanıt: E
İki kutuplu dünyanın sembollerinden biri
olan Berlin Duvarı 14 Ocak 1990’dan sonra
yıkılmaya başlandı. Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl’ün iki Almanya’nın birleşmesiyle ilgili olarak, önce sıkı bir iş birliğini
sonra da aşamalı şekilde birliği öngören
planını Moskova Antlaşması ile SSCB’nin
de kabul etmesiyle 3 Ekim 1990’da iki Almanya resmen birleşti.
Yanıt: C
5
Azerbaycan 30 Ağustos 1991’de bağımsız
oldu. Azerbaycan’ın bağımsızlık kazanmasında Halk Cephesi’nin büyük katkısı olmuştur.
Bağımsızlık sonrası ilk cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan Halk Cephesi lideri Ebulfeyz
Elçibey, Haziran 1993’te gerçekleşen darbe
üzerine Nahcivan’a sığındı.
Yanıt: A
6
1995’te General Ratko Mladiç komutasındaki Sırp güçleri, daha önce BM Güvenlik
Konseyi tarafından “güvenli bölge” ilan edilmiş olan Doğu Bosna’daki Serebrenika’yı
işgal etmiş; genç, yaşlı demeden Bosnalı
Müslümanlardan binlerce sivili topluca katletmiştir. Tüm dünyayı ayağa kaldıran bu
katliam, NATO’yu da harekete geçirmiş ve
30 Ağustos 1995’te Sırp hedeflerine yönelik
kapsamlı hava operasyonları başlatılmıştır.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Perestroika “yeniden yapılandırma” anlamına gelmektedir. SSCB’de gerek ekonomik
gerekse siyasi merkeziyetçiliğin ortadan
kaldırılmasına dönük faaliyetleri kapsar. Diğer yandan siyasi merkeziyetçiliğin ortadan
kaldırılmasına dönük faaliyetler de çoğu zaman glastnost (açıklık) politikası içinde yer
alır. Bu politikayla parti içi seçimlerde gizli
oy sisteminin getirilmesi, parti politikalarını
eleştirmeyi engelleyen bir dizi yasal engelin yürürlükten kaldırılması, yönetilenlerin
siyasi elitlere karşı dava açabilmelerini olanaklı kılan düzenlemelerin yapılması, bürokratizmi aşmayı, rüşveti ve adam kayırmayı
önlemek için bir dizi yeni düzenlemenin
getirilmesi, kamu hizmetlerinde parti yandaşı olmayanlara da yer verilmesi, sivil
toplum örgütlerinin özgürce faaliyet gösterebilmesinin önündeki engellerin kaldırılması,
basına sansür uygulanmasına son verilmesi
amaçlanmıştır.
Ancak bu politikaların amaçları arasında
monarşiyi güçlendirme isteği yoktur.
Yanıt: E
4
ÇÖZÜM–71
1
144
7
1986 yılında kaza yaşayan Çernobil santrali
Ukrayna’dadır. Bu kaza birçok insanın ölümüne yol açmıştır.
Yanıt: A
8
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Orta Doğu’nun başlıca su kaynakları: Dicle,
Fırat, Asi, Şeria ve Nil nehirleridir. Bu
nehirlerin kaynaklarının ve denizlere döküldükleri yerlerin farklı ülkelerin topraklarında bulunmasından dolayı devletler arasında
suyun paylaşılması ile ilgili gittikçe büyüyen sorunlara sebep olmuştur.
Ancak Orta Doğu’da su sorununa yol açan
bu kaynaklar arasında Aras Nehri yoktur.
Yanıt: D
11
Kanatlı hayvanlarda toplu ölümlere yol
açan ve H5N1 virüsünün insanlarda meydana getirdiği hastalığa “kuş gribi” adı verilmiştir. 1997’de Çin’deki kuş gribi salgını
sırasında hastalığın insanlarda ölüme sebep
olduğu tespit edilmiştir. Virüs, yaklaşık her
10 yılda bir yapısını değiştirerek ülkeler ve
kıtalar arasında yayılan salgınlara neden olmaktadır. Türkiye gibi göçmen kuşların göç
yolları üzerinde bulunan ülkelerde yayılma
hızı daha yüksektir.
Yanıt: C
12
İhraç İkameci Sanayileşme, 1980’den sonra
başlamıştır.
Yanıt: E
13
9
1982 Anayasası’nın temel haklara 1961
Anayasası’ndan daha fazla yer verdiği söylenemez.
Yanıt: B
10
ILO – Uluslararası Çalışma Örgütü
FAO – Gıda ve Tarım Örgütü
UN – Birleşmiş Milletler Teşkilatı
WHO – Dünya Sağlık Örgütü (D)
UNESCO – Eğitim, Bilim ve Kültür
Örgütü
Yanıt: D
GAP olarak bilinen Güney Doğu Anadolu
Projesi’nin temel hedefleri arasında turizm
gelirlerini artırmak yoktur.
Yanıt: B
14
1991 Genel seçimleri neticesinde partiler
tek başına iktidar olabilecek oy oranına
erişemeyince Süleyman Demirel başkanlığında DYP-SHP Koalisyonu kurulmuştur.
Tansu Çiller de bu hükûmette bakan olarak
görev yapmıştır. Bu seçimler sekiz yıllık
ANAP iktidarına da son vermiştir.
Ancak Turgut Özal’ın bu seçimlerden sonra
siyasetten çekildiği söylenemez.
Yanıt: C
145
KÜRESELLEŞEN DÜNYA - II
1985’ten sonra SSCB’deki iç gelişmelerinden faydalanan Ermenistan, Karabağ’ı kendisine bağlamak istemiştir. Bu istek Halk
Cephesi önderliğindeki Azerilerin tepkisine
neden olmuştur. Şubat 1988’de çoğunluğu
Ermenilerden oluşan Karabağ parlamentosunun Ermenistan’a katılma kararı, Ermeniler ile Azeriler arasında önce çatışmaya,
sonra da bir savaşa dönüşmüştür. Azerilerin
tamamen silahsız kalması üzerine Karabağ,
Ermenistan tarafından işgal edildi. Hocalı
başta olmak üzeri birçok kentte çok sayıda
sivil öldürülmüş veya göçe zorlanmıştır.
Yanıt: B
2
Kırgızistan’ın yetiştirdiği ve bütün dünyada
tanınan önemli bir yazar olan Cengiz Aytmatov, ülkemizde de yoğun olarak okunan
birçok esere imza atmıştır.
Yanıt: A
3
4
Brüksel Zirvesi 2000 değil 2004 yılında
toplanmıştır. Bu zirvede Ekim 2005 tarihinden başlamak üzere müzakere tarihi
verilmiştir.
Yanıt: E
Bosna’da insanlık ve savaş suçlarının işlendiği bu savaş sırasında katliamları saklamak isteyen savaş suçluları, onlarca kilometre uzaklarda yeşillendirilerek gizlemek
istedikleri toplu mezarlar oluşturdular. Bu
mezarlar, normalden derin kazılarak mezar
içine bırakılan metal parçalar ile manyetik
değişkenlik taraması yapılması (uydu resimleri vs.) engellenmek suretiyle gizlenmek
istendi. Bölgede inceleme yapan uzmanların
toplu mezarların üzerinde yetişen yaban
çiçeği Artemis ve bu çiçekten beslenen
mavi kelebeklerin nüfusunda bir artış gözlemlemeleriyle bu güne kadar 370’ten fazla
toplu mezar tespit edildi.
Yanıt: A
6
Nil Nehri, Mısır, Sudan ve Etiyopya
arasında sorun
Şeria Nehri, Ürdün, Suriye ile İsrail
arasında sorun
Asi Nehri, Lübnan, Suriye, Türkiye
arasında sorun
Fırat Nehri, Suriye, Irak ve Türkiye
arasında sorun
Dicle Nehri, Suriye, Irak ve Türkiye
arasında sorun
Bu durumda Türkiye’yi ilgilendiren sular
soruda verilenler içinde Fırat (II) ve Asi
(III)dir.
Yanıt: E
7
Türkiye ile Yunanistan arasında uzun yıllardır devam eden Batı Trakya sorunu bu dönemde de devam etmiştir. Yunanistan Batı
Trakya’da yaşayanlar “Türk değil Müslüman
azınlıktır.” Tezini savunmaya devam etmiş
ve Türklerin eğitim, kültür, siyaset, ibadet
vb. alanlardaki sorunları çözülememiştir. 26
Ocak 1990’da Batı Trakya Türkleri liderlerinden Dr. Sadık Ahmet’in “Türk” kelimesini
kullanması yüzünden yargılanıp cezalandırılması Türkler tarafından protesto edildi.
Batı Trakya’da özellikle Rodop’ta Türklere
yönelik saldırılar sonucunda gelişen olaylar
üzerine Yunanistan ve Türkiye karşılıklı
olarak büyükelçilerini geri çekmiştir.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
TİKA, başta Türk dilinin konuşulduğu ülkeler ve Türkiye’ye komşu ülkeler olmak üzere, gelişme yolundaki ülkelerin kalkınmalarına yardımcı olmak, bu ülkelerle ekonomik,
ticari, teknik, sosyal, kültürel, eğitim alanlarında işbirliğini geliştirmek amacıyla 24
Ocak 1992 tarihinde Dışişleri Bakanlığı’na
bağlı bir teşkilat olarak kurulmuştur. Ancak
daha sonra Başbakanlığa bağlı olarak faaliyet göstermektedir.
Yanıt: A
5
ÇÖZÜM–72
1
146
8
12
“Cep Herkülü” olarak anılan Naim Süleymanoğlu, bütün otoritelere göre tüm zamanların en iyi haltercisidir. Bulgaristan’da
Türklere uygulanan asimilasyon ve baskılar
nedeniyle 1986’da Türkiye’ye sığındı. 1988
Seul Olimpiyatları’nda 9 dünya, 6 olimpiyat rekoru kırarak muhteşem bir zafer
elde etti ve böylece Türkiye’ye olimpiyatlar
tarihinde güreş dışında ilk altın madalya
kazandıran sporcu oldu. 1992 Barcelona
Olimpiyatları’nda kolaylıkla altın madalyayı
kazanan Naim Süleymanoğlu, aynı yıl “Uluslararası Halter Basın Komisyonu” tarafından “Dünyanın En İyi Sporcusu” seçildi.
1996 Atlanta Olimpiyatları’nda 4 dünya rekoru kırarak 3. kez olimpiyatlarda madalya
kazanarak tarihe geçen Naim Süleymanoğlu,
2000’de halteri bıraktı.
Yanıt: D
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
9
Cevdet Sunay (III)
Fahri Korutürk (IV)
Süleyman Demirel (I)
Ahmet Necdet Sezer (II)
Yanıt: B
10
Bulgaristan 1985 yılından itibaren ülkesindeki Türkler üzerinde baskı, şiddet, asimile
ve göçe zorlama gibi yöntemlere başvurarak Yeniden Doğuş Hareketi başlatmıştır. Belene ve benzeri kamplarda insanlara
karşı suç işlemiştir. Bunun üzerine bir çok
Türk Anadolu’ya gelmiştir.
Yanıt: A
13
Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Petrol Boru
Hattı Azerbaycan, Gürcistan Türkiye
arasındaki petrol hattı.
Güney Kafkasy Boru Hattı (GKB) ile
Azerbaycan doğal gazının Şah Deniz
projesiyle Gürcistan ve Türkiye üzerinden dünyaya pazarlanması hedeflenmektedir.
Trans-Hazar Boru Hattı Türkmenistan doğal gazını Türkiye üzerinden
Avrupa’ya taşıyacak olan yapıdır.
Mavi Akım Projesi: Rus doğal gazının
Karadeniz’in altından geçecek bir boru
ile Samsun’a getirilmesi projesidir.
Yanıt: E
2005 yılında alınan karar ile Türk Lirası’ndan
altı sıfır atılmıştır.
Yanıt: B
11
Somali 1993-1994
Bosna-Hersek 1993-1995 / 1995-1996 /
2004
Arnavutluk 1997 / 1999
Kosova 1999
Afganistan 2002
Lübnan 2006
Endonezya TBMM kararı ile asker gönderilen bölgeler arasında yoktur.
Yanıt: E
14
14 Aralık 1995’te Yugoslavya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Slobodan Miloşeviç ve Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franyo
Tucman ve eski Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç tarafından Dayton
Antlaşması imzalanarak Bosna Savaşı sona
erdi. Bosna-Hersek Devleti’nin yapısı bu
antlaşmayla belirlendi.
Yanıt: D
147
KÜRESELLEŞEN DÜNYA - III
1991 yılına SSCB’nin dağılması sonrasında
1992’de TİKA kurulmuş, Doğu Bloku dağılmış, NATO’ya üye olan ülkelerin sayısı
artmış, 2001’de Şanghay İşbirliği Örgütü,
1991’de de Bağımsız Devletler Topluluğu
kurulmuştur.
Yanıt: B
4
Türkiye Mülteciler Sorunu’nda Bulgaristan
ile, Çekiç Güç uygulamasında ise Irak ile
sorun yaşamıştır. 1993 yılında Ermenistan’ın
Hocalı’daki katliamı Türkiye ile Ermenistan
arasında sorun yaratmıştır.
Yanıt: B
ÇÖZÜM–73
1
5
2
6
3
İran’da Humeyni’nin iktidar olması 1979 yılına rastlar. Humeyni’nin iktidar olmasıyla
birlikte İran İslam Cumhuriyeti kurulmuştur.
Yanıt: E
Türkiye, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından kurulan, Uluslar arası Destek Gücü’yle birlikte 2001’de asker çıkarılan
Afganistan’daki kuvvetlere komutanlık yapmıştır.
Yanıt: A
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
SSCB’nin dağılmasından sonra Estonya, Litvanya, Moldova 1991 yılında bağımsızlığını
ilan etmiştir. Ancak Slovenya Yugoslavya’nın
dağılması sonucunda kurulmuştur.
Yanıt: B
1991 yılında kurulan Bağımsız Devletler Topluluğu’nda yer alan Gürcistan
2008’de Rusya ile yaşadığı Güney Osetya
Savaşı’ndan dolayı 15 Ağustos 2008’de Bağımsız Devletler Topluluğu’ndan ayrılmıştır.
Yanıt: C
148
7
Küresel ısınmaya uluslar arası girişimlerle
çözüm bulmak için Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nde bir
ek niteliğindeki Kyoto Protokolü 1997’de
Japonya’nın Kyoto şehrinde imzalanmıştır.
Yanıt: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8
Barış Suyu Projesi, Fırat ve Dicle Nehri’nin
sularını Arap Yarımadası’na kadar akıtmak
için ortaya atılan ve Türkiye’nin de destek
olduğu bir projedir. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı da Türkiye’nin katılımıyla
kurulmuştur. Ancak Türkiye girişimlerine
rağmen henüz Avrupa Birliği’ne ve onun
organlarından olan Avrupa Parlamentosu’na
henüz üye olamamıştır.
Yanıt: C
10
Türkiye, Rus doğalgazını Karadeniz’in altından döşenen bir boru hattıyla Samsun’a
doğru ulaştıran Mavi Akım Projesi ile ekonomi alanda önemli bir projeye imza atmıştır.
Yanıt: A
11
Yugoslavya’nın dağılmasından sonra Sırp lider Slobadan Miloseviç, Bosna – Hersek’in
bağımsızlığına karşı çıkmıştır. Miloseviç,
Bosna- Hersek’teki Sırpları koruma bahanesiyle bölgeye yönelik saldırı düzenleyerek
Bosna Savaşı’nı başlatmıştır.
Yanıt: B
12
9
Azerbaycan, 1991 yılında Ebulfeyz Elçibey liderliğinde kurulan Halk Cephesi ile
SSCB’den ayrılarak bağımsız olmayı başarmıştır.
Yanıt: B
Türkiye, Birleşmiş Milletler kararı doğrultusunda Bosna Savaşı’ndaki Sırp katliamlarına
son vermek için NATO’ya bağlı birliklerle 1995 yılında bölgeye asker göndermiştir.
Ancak Körfez Savaşı’nda ve Güney Osetya
Savaşı’nda askeri girişimlerde bulunmamış
ve bu savaşların yapıldığı bölgelere asker
göndermemiştir.
Yanıt: C
149
DENEME - 1
Orhun Kitabeleri VIII. yüzyılda Yolluğ Tigin tarafından Bilge
Kağan, Kültigin ve Vezir Tonyukuk adına dikilmiştir. Kitabede;
– Devletin ve halkın sorunlarından bahsedilmiş,
– Kök Türk alfabesi kullanılmış,
4.
Kuruluş ve yükselme dönemlerinde gaza düşüncesiyle
Bizans’a seferler düzenlenerek İstanbul fethedilmiştir.
Fethedilen bölgelerde “iskan ve istimalet” politikaları
uygulanarak bu bölgelerin hem Türkleşmesi hem de İslamlaşması sağlanmıştır.
– Sosyal devlet anlayışı ortaya koyulmuştur.
Kitabede halkın yönetime katılmasından bahsedilmemiştir. Bu dönemde halk yönetimde etkin değildir. Kut
inancı hâkimdir. Bu inanca göre Kağan halkı Tanrı’dan
aldığı yetkiye göre yönetmektedir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Batı tarzında ilk ıslahatlar Lale Devri (18. yüzyıl) ile başlamaktadır. 17. yüzyılda yapılan ıslahatlarda
batı etkisi bulunmayıp kişilerin hayatları ile sınırlı kalmıştır. Sorunların temeline inilmeyerek yüzeysel çözümler üretilmiş ve ıslahatların uygulanmasında baskı ve
şiddete başvurulmuştur. Bu dönemde daha çok askerî
ve mali alanda ıslahatlar yapılmıştır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Türk devletlerinde “Ülke hanedanın erkek üyelerinin ortak malıdır.” anlayışı uygulanmıştır. Buna göre
hanedan soyundan gelen tüm erkekler kut kanı taşıdıkları için hükümdar olma ve devleti yönetme yetkisine
sahiptir.
Halkınyönetime katılması ilk defa Osmanlı Devleti’nde I.
Meşrutiyet’in (1876) ilanı ile gerçekleşmiştir.
2.
5.
Hükümdarın Tanrı adına devleti yönetme yetkisi (I), devleti yönetirken hükümdarın üzerinde başka bir güç olmaması ve halifeliğin dünyevi yetkilerinin sultana ait olması
(III) ise İslam devletleri arasındaki siyasi gücü elinde
tutma bakımından merkezî otoriteyi güçlendirirken vakıf
sisteminde bu durumdan söz edilemez.
İstanbul kuşatmalarında Bizans, Yıldırım Bayezit’e karşı
Karamanoğulları ile ittifak yaparak bir yandan Anadolu
Beyliklerini, diğer taraftan ise Avrupa devletlerini kışkırtmaktaydı. Bundan dolayı Yıldırım Bayezit İstanbul’u karadan ve denizden kuşatmıştır. Bizans’ın Avrupalı devletlerinden yardım istemesi sonucunda Haçlı İttifakı’nın
saldırıya geçmesi ile Niğbolu Savaşı başlamıştır. Bu
savaşın başlamasıyla İstanbul Kuşatması kaldırılmıştır.
Niğbolu Savaşı’ndan sonra İstanbul tekrar kuşatılmıştır. Yıldırım Bayezit, Bizans’ın Karadeniz ile bağlantısını kesmek için Boğazın Anadolu yakasında Anadolu
Hisarı’nı yaptırdı.
Ek Bilgi: Vakıf sistemine göre ilmî veya sosyal yapılar
kurulurken devletin hazinesinden para çıkmazdı. Bu
giderler vakıflardan karşılanırdı. Vakıflar sosyal devlet
anlayışını yansıtmaktadır.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Cem Sultan Olayı’nın bir dış sorun hâline gelmesi her ne kadar Bizans’ın taht kavgalarını desteklediği düşüncesini yaratsa da Bizans İstanbul’un fethiyle
yani Cem Sultan Olayı’ndan önce yıkılmıştır.
– Kayseri Huand Hatun Medresesi
– Konya Alaaddin Cami
6.
– Aksaray Taş Medrese
– Sivas Gök Medrese
Selçuklu Devleti Dönemi’ne ait eserlerdir. Fakat Bursa
Ulu Cami ise Osmanlı Devleti’ne ait bir eserdir.
– Şehremini: Başkentin bayındırlık ve belediye işlerinden sorumlu olan kişidir.
–
Mirliva: Beyliklerde padişah adına siyasi otoriteyi
temsil eden askerdir.
–
Beylerbeyi: Eyaletlerdeki yöneticilere denir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Bu tarz sorular çözülürken devletin nerelere hâkim olduklarına bakılırsa sorular daha kolay çözülecektir. Selçuklu Devleti Konya, Sivas, Kayseri ve
Aksaray’a hâkim olmuştur. Bursa ise Türk tarihinde ilk kez
Osmanlı Devleti’nin hâkimiyeti altına girmiştir. Osmanlı
Devleti’nin başkentliğini yapmıştır.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Klasik Dönemdeki Yöneticiler:
Eyaletlerde → Beylerbeyi
Sancaklarda → Sancakbeyi
Kazalarda → Kadı
Köylerde → Köy kethüdası, tımar sahibi, imam, kocabaş
(gayrimüslimlerde)
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde fethedilen İstanbul’un,
Cem Sultan Olayı’nın yaşanması ile Avrupalı devletlerin
İstanbul’u geri alma ümidine kapılmasına neden olmuştur. Cem Sultan Olayı bir iç sorunken dış sorun hâline
gelmiştir.
CEVAP: E
3.
Osmanlı Devleti’nde veraset sistemindeki ilk düzenleme
I. Murat Dönemi’nde “ülke padişah ve çocuklarının malıdır.” anlayışı getirilerek merkezî otorite güçlendirilmeye
çalışılmıştır.
ÇÖZÜM–1
1.
150
7.
– Mekkari Taifesi: Tüccarların mallarını taşırlardı.
10.
–
Menzil Teşkilatı: Konaklama yerlerindeki tüccarların
ulaşım ve hayvan ihtiyacını karşılardı.
–
Bedesten: Banka ve borsa işlerini yürüten yerlerdi.
–
Lonca Teşkilatı: Osmanlı Devleti’ndeki esnaf örgütlenmesidir.
Bu kavramlar Osmanlı Devleti’nde ticaretin gelişmesinde etkili olmuştur. Fakat tımar sistemi, Osmanlı toprak
yapısıyla ilgili olduğu için ticareti geliştirme ile bir ilgisi
yoktur.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Tımar sisteminde:
CEVAP: B
Ek Bilgi: Yeniçeri Ocağının kaldırılmasıyla:
– Islahatlar önündeki en büyük engel ortadan kalkmıştır.
– Yeniçeri Ocağının mensubu olduğu Bektaşi Tarikatı
kapatılmıştır.
– Padişahın otoritesi artmıştır.
– Memurlara devlet hazinesinden para vermeden devletin asker ihtiyacı karşılanmıştır.
– Toprakların boş kalması önlenmiş ve üretimde süreklilik sağlanmıştır.
– Askerî işleri düzenlemek için Dar’ül Şûrayı Askerî
kurulmuştur.
– Taşrada devlet otoritesi ve güvenlik sağlanmıştır.
– Bayındırlık işleri yürütülmüştür.
– Eyaletlerdeki güvenliği sağlamak için Redif Birlikleri
kurulmuştur.
8.
Osmanlı Devleti’nde Arkeoloji Müzesi’ni ve Sanayiinefise Mektebini kuran ve Kaplumbağa Terbiyecisi adlı
eseriyle tanınan sanatçı Osman Hamdi Bey’dir.
11.
Emir Sultan: Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Dönemi’nde
Bursa’da yaşamış, İslam ve tasavvuf alimidir. Yıldırım
Bayezit’in damadı olduktan sonra “emir” unvanı verilmiştir.
II. Abdülhamit Dönemi’nde daha çok yurtdışında örgütlenen Cemiyet 1908’de II. Abdülhamit’in Kanuniesasiyi
yeniden yürürlüğe koyup Meşrutiyet’i yeniden ilan etmesinde etkili olmuştur. II. Meşrutiyet’e karşı olanlar 31
Mart Ayaklanması’nı çıkarmışlar fakat İttihat ve Terakki
Cemiyeti Harekat Ordusu aracılığıyla ayaklanmayı bastırmıştır. 1913 yılında gerçekleştirdikleri Babıali Baskını ile hükûmeti ele geçiren İttihat ve Terakkilili subaylar, Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girmesine
neden olup savaş sonunda ise ülkeyi terketmişlerdir.
Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasında İttihat ve Terakkinin etkisi yoktur.
Kemal Paşazâde: XVI. yüzyılda yaşamıştır. Tarih, tıp
ve felsefe konularında çalışmaları vardır. Şeyhülislamlık görevini üstlenmiştir. En önemli eseri Tevarih-i Alî
Osman’dır.
CEVAP: A
Ek Bilgi: İttihat ve Terakkinin yayın organı olan Meşveret gazetesi 1895’te kurulmuştur. Fransızca ve Türkçe
yayınlanan gazete 15 günde bir çıkmaktaydı.
Şeker Ahmet Paşa: Osmanlı Devleti’nde ilk resim sergisini açan ressamdır. Resme olan ilgisinden dolayı Sultan Abdülaziz Dönemi’nde Paris’e gönderilmiştir.
Hacı Arif Bey: XIX. yüzyılın en önemli klasik Türk müziği bestekârlarındandır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
II. Mahmut, yeniliklerin önündeki en büyük engelin
Yeniçeri Ocağı olduğunu düşünerek 1826’da Yeniçeri
Ocağını kaldırmıştır. Buna Vakayıhayriye (hayırlı olay)
denilmektedir. Kaldırılan ocağın yerine Asakirimansureimuhammediye adı altında batılı tarzda yeni bir ordu
kurulmuştur.
Ek Bilgi: XIX. yüzyılda Batı örnek alınarak askerî ve
teknik okullarda ilk kez resim dersleri verilmeye başlanmıştır. Böylece minyatür önemini kaybederek batı resim
tekniğiyle yağlıboya resim yapımı gelişmiştir.
9.
Osmanlı Devleti’nde azınlık isyanlarını önlemek amacıyla 1839’da Tanzimat Fermanı, 1856’da Islahat Fermanı, 1876’da I. Meşrutiyet ve 1908’de II. Meşrutiyet
ilan edilmiştir. Tanzimat Fermanı ve Islahat Fermanı,
Sultan Abdülmecid zamanında ilan edilirken, I. Meşrutiyet ve II. Meşrutiyet ise II. Abdülhamit Dönemi’nde ilan
edilmiştir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: II. Mahmut ile âyanlar arasında Senediittifak
imzalanmıştır. Senediittifak’ın azınlık isyanlarını önlemeye yönelik bir etkisi yoktur. Anadolu ve Rumeli’deki
âyanların başına buyruk hareket ettiğini düşünen II.
Mahmut bu duruma son vermek için Alemdar Mustafa
Paşa aracılığıyla âyanlarla bu sözleşmeyi imzalamıştır.
CEVAP: D
12.
Amasya Genelgesi’nde Sivas’ta bir kongre toplanması
ve bu kongreye katılacak üyelerin Müdafaaihukuk Cemiyetleri ve belediye başkanları aracılığı ile seçilmelerinin
nedeni, halkın istekleri doğrultusunda karar alınmasını
sağlamaktır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Amasya Genelgesi’nin önemi:
– Millî Mücadele’nin gerekçesi ve yöntemi belirtilmiştir.
– Millet iradesine dayalı bir devletin kurulacağının işareti verilmiştir.
– İstanbul Hükûmetinin görevini yerine getiremediğinden söz edilmiştir.
– Millet, istiklali için azim ve kararlılık ile hareket etmeye çağırılmıştır.
151
13.
Son Osmanlı Mebusan Meclisinde 28 Ocak 1920’de
Misakımillî kararlarının kabul edilmesiyle İtilaf Devletleri 1918’den beri denetim altında bulundurdukları
İstanbul’u 16 Mart 1920’de resmen işgal ederek Mebusan Meclisini dağıtmışlardır.
Kurtuluş Savaşı Dönemi’nde savaş giderlerini karşılamak için Mustafa Kemal, Başkomutanlık yetkisine dayanarak 7-8 Ağustos 1921’de Tekalifimilliye Emirleri’ni
çıkarmıştır. Herkesi Millî Mücadele’ye yardıma çağıran
bu emirleri yerine getirmek için her ilçede Tekalifimilliye
Komisyonları kurulmuştur. Emirlerin uygulanabilmesi
için de İstiklal Mahkemeleri görevlendirilmiştir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Tekalifimilliye Emirlerini uygulayabilmek için
Ankara, Kastamonu, Samsun, Eskişehir ve Konya’da
İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur.
17.
II. İnönü Zaferi’nin ardından 5 Temmuz 1921’de İtalya
Anadolu’yu boşaltmaya başlamış, Sakarya Savaşı ile
Anadolu’yu tamamen boşaltmıştır. Fransa da Sakarya
Savaşı sonucunda Ankara Antlaşması’nı imzalayarak
Millî Mücadele’yi tanımış ve Anadolu’dan çekilmiştir.
Böylelikle Güney Cephesi kapanmıştır.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Sakarya Savaşı’nda tüm subayların savaşa
katılmasından dolayı “Subaylar Savaşı” olarak da bilinmektedir.
18.
24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması’yla,
93. Harbi’nden beri İngilizlerin elinde bulunan Kıbrıs,
İngiltere’ye bırakılmıştır. Diğer seçeneklerdeki yargılar
Lozan Antlaşması’ndan sonra gerçekleşen olaylardır.
Musul’un İngiliz yönetimindeki Irak Hükûmetine bırakılması 1926’da, Kabotaj Kanunu ile Türk kara sularında
liman ve gemileri işletme hakkı 1926’da, Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile Boğazlar’ın yönetiminin Türkiye’ye
bırakılması 1936’da ve Hatay’ın Türk topraklarına katılması 1939’da gerçekleşen olaylardır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Bu tarz soruları çözerken soru kökünde verilen
tarihlere dikkat etmek ve kronolojiyi bilmek soruları kolaylıkla yanıtlamanızı sağlayacaktır.
19.
Halifelik makamının cumhuriyet rejimiyle ve ulusal egemenlik ilkesi ile çelişmesi ve laik devlet yapısına ters
düşmesi nedeniyle 3 Mart 1924’te kaldırılmıştır. Halifeliğin kaldırılması ile:
– İki başlı yönetime son verilmiştir.
– Laik inkılaplara ortam hazırlanmıştır.
– Osmanlı hanedanı sınır dışı edilmiştir.
– Laik karşıtların odağı olması engellenmiştir.
– Ümmet toplumu yerine ulus toplumuna önem verilmiştir.
– İşgalci ve emperyalist devletlerin halifelik makamı
üzerinden Türkiye’nin iç işlerine karışmasına engel
olunmuştur.
– Şeyhülislamlık makamı lağvedilmiştir.
– TBMM’nin otoritesi güçlenmiştir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Meclis hükûmeti sisteminin uygulanmasından dolayı hükûmet bunalımı ortaya çıkmıştır. 1921
Anayasası’nda yapılan 1923 değişikliğiyle meclis hükûmeti
sisteminden, kabine sistemine geçilerek, Mustafa Kemal Cumhurbaşkanı olarak İsmet Paşayı başbakan
olarak hükûmeti kurmakla görevlendirmiştir. Meclis başkanı da Fethi Okyar seçilerek hükûmet bunalımı sorunu
ortadan kaldırılmıştır.
CEVAP: A
Ek Bilgi: İstanbul’un işgali üzerine Temsil Heyeti tarafından alınan önlemler:
– İstanbul ile olan bütün haberleşme kesilmiş,
– İstanbul’da yapılan tutuklamalara karşı Anadolu’daki
İtilaf Devletleri subayları tutuklanmıştır.
14.
İşgal Kuvvetleri ve Damat Ferit Hükûmeti Sivas
Kongresi’ni engellemek için:
– Elazığ Valisi Ali Galip’i kongreyi dağıtmakla görevlendirmiştir.
– Ankara Valisi Muhittin Paşa Kongre’yi engelleme girişiminde bulunmuştur.
– Sivas’a gelen bazı Fransız subaylar Mustafa
Kemal’in tutuklanacağını ve kongrenin dağıtılacağı
söylentilerini yaymıştır.
Bütün bu çabalara rağmen Sivas Kongresi toplanmıştır.
Damat Ferit Hükûmeti Kongre’nin toplanmasını engelleyemediği için istifa etmiştir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Damat Ferit Son Osmanlı Mebusan Meclisinin
kapatılmasıyla tekrar sadrazamlık görevine getirilmiştir.
10 Ağustos 1920’de Sevr Antlaşması’na duyulan tepkiden dolayı Damat Ferit tekrar istifa etmek zorunda
kalmış ve yerine Tevfik Paşa Hükûmeti kurulmuş ve bu
antlaşmayı onaylamamıştır.
15.
I. TBMM Dönemi’nde çıkarılan kanunlar;
– Ağnam Vergisi’nin arttırılmasına dair kanun,
– Hıyanetivataniye Kanunu,
– İstiklal Mahkemeleri Kanunu,
– Düzenli ordunun kurulmasına dair kanun,
– Firariler Kanunu,
– Nishabımüzakere Kanunu,
– Başkomutanlık Kanunu,
– Gümrük vergisinin arttırılmasına dair kanun,
– Teşkilatıesasiye Kanunu,
– İstiklal Marşı Kanunu’dur.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Takririsükûn Kanunu 4 Mart 1925 yılında II.
TBMM Dönemi’nde çıkarılan bir kanundur. Ülkedeki huzur ve güvenliği sağlamak için çıkarılmıştır. Ayaklanmalara, memleketin düzenini bozacak kişilere, teşkilatlara,
kışkırtma içeren yayınlara karşı gerekli tedbirleri alarak
gazete ve partileri kapatmaya kadar her türlü yetki verilmiştir. Terakki Perver Cumhuriyet Fırkası bu kanunla 3
Haziran 1925’te kapatılmıştır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
16.
152
20.
Halkevleri, Atatürk Dönemi’nde, 1932’de Türk halkını
çağdaş medeniyetler seviyesine çıkartmak ve yapılan
inkılapların yerleşmesini sağlamak için kurulmuştur.
Merkez Bankası 1930’da Atatürk Dönemi’nde kurulmuş
ve Türk parası merkez bankası tarafından basılmaya
başlanmıştır.
CEVAP: D
24.
Bursa Olayı ve Briand-Kellogg Paktı Atatürk Dönemi’nde
gerçekleşmiştir. Fakat Adana Görüşmeleri İsmet İnönü
Dönemi gelişmeleri arasındadır.
1 Şubat 1933’te Bursa’da da diğer yerlerde olduğu gibi
ezanın Arapça okunmasını isteyen bir grup ayaklanmış
fakat ayaklanma amacına ulaşamamıştır.
Briand Kellogg Paktı 27 Ağustos 1928’de üye devletlerin
aralarında sorunları, savaşa başvurmadan barışçıl yollarla çözmek için kurulmuştur. 1929’da Türkiye ile Sovyetler Birliği bu pakta üye olmuşlardır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Adana Görüşmeleri 30 Ocak 1943 tarihinde
İsmet İnönü ve İngiltere Başbakanı Winston Churchill
arasında yapılan gizli antlaşmadır. Churchill bu görüşmelerde Türkiye’yi II. Dünya Savaşı’na sokmaya çalışmıştır. Fakat bu görüşmelerde Türkiye’nin savaşa girecek durumda olmadığı ve Türkiye’ye yardım yapılması
kararlaştırılmıştır.
25.
Almanya ve İtalya’nın silahlanma ve yayılma siyaseti izlemesi üzerine Türkiye Balkan Antantı ve Akdeniz
Paktı’nda yer almıştır. Balkan Antantı (1934) ile Türkiye
Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya arasında saldırmazlık ve dostluk anlaşması yapılmıştır. Taraflardan
birine yapılacak saldırı bu devletlerden hepsine birden
yapılmış sayılacaktı.
Akdeniz Paktı (1936) İtalya’nın Akdeniz’de oluşturduğu
tehdit karşısında Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve
İngiltere’nin oluşturdukları askerî yardımlaşma ve işbirliği amacı ile oluşturulmuştur.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Münih Konferansı 1938’de Çekoslovakya’nın
batısındaki “Südet Bölgesi’nin” Almanya’ya verilmesi ile
sonuçlanan konferanstır.
26.
Yalta Konferansı’nda Mart 1945’e kadar Mihver Devletlere savaş ilan eden devletlerin Birleşmiş Milletlere üye
olarak kabul edilmesinin kararlaştırılmasıyla Türkiye 23
Şubat 1945’te Almanya ve Japonya’ya savaş ilan ederek II. Dünya Savaşı’na girmiştir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: II. Dünya Savaşı sonrası Türkiye’de:
– Millî Korunma Kanunu çıkarılmıştır.
– Varlık Vergisi Kanunu çıkarılmıştır.
– Toprak mahsulleri vergisi alınmıştır.
– İstanbul Radyosu sürekli yayına başlamıştır.
– Et ve Balık Kurumu ve Petrol Ofisi kurulmuştur.
Ek Bilgi: Anayasa Mahkemesi 1961 Anayasası’nda kurulmuştur. Anayasa Mahkemesinin kuruluşu, görev ve
yetkileri yargılama ve çalışma usulü ile kararların niteliği
bu anayasada düzenlenmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin
görevi temel hak ve özgürlükleri korumak ve TBMM tarafından çıkarılan yasaların başvuru üzerine anayasaya
uygun olup olmadığını denetlemektir.
21.
1933’te kabul edilen Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı ile,
tüketim mallarının ithal edilmesi ve bu malların üretimine
ağırlık verilerek sanayi işletmeleri kurulmasının amaçlanmasında millî bir ekonomi oluşturarak ekonomik bağımsızlık oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu yüzden yabancı
sermayenin ülke içinde dolaşımının sağlanmak istenmesi
ve ithalatın arttırılmasının amaçlanması bağımsız bir ekonomi oluşturmakla örtüşmeyen durumlardır.
CEVAP: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: I. Beş Yıllık Sanayi Planı başarıyla uygulanmış
bunun üzerine II. Beş Yıllık Sanayi Planı hazırlanmıştır.
Fakat II. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla uygulanamamıştır.
22.
– Osmanlı’dan alınan nişan, rütbe ve madalyaların kullanımının yasaklanması
– Seçmen olmak için vergi verip alma şartının kaldırılması
Atatürk ilkelerinden en çok halkçılıkla alakalıdır. Halkçılık bireyler arasında hiçbir fark gözetmeksizin halkı tek
ve eşit kabul etmektir. Halkçılık ilkesinin özünde halk
vardır.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Halkçılık ilkesi ile
– Devletin uygulamalarında halkın yararı gözetilmiştir.
– Millî egemenlik tam olarak tesis edilmiştir.
– Bireylerin insana yakışır şekilde yaşaması sağlanmıştır.
23.
3 Mart 1924’te halifelik makamı kaldırılarak devlet yönetiminde dinin etkisi kaldırılmıştır. Böylece TBMM’nin
üzerinde etki yapacak bir kurum kaldırılarak cumhuriyet
rejimi laik uygulama ile güçlendirilmiştir. Diğer öncüller
rejimin laik uygulamalarla güçlendirmeye yönelik değildir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Millet Mektepleri halka yeni Türk harflerini
öğreterek okuma yazma seviyesini yükseltmek için açılmıştır.
Erkanıharbiye Vekaletinin kaldırılmasıyla ordunun siyasete karışması engellenmek istenmiştir.
27.
Asya ve Afrika’daki sömürgeler 1945’ten itibaren bağımsızlıklarını kazanmak için mücadele etmişler ve bunun
sonucunda birçok devlet ortaya çıkmıştır. Bu yeni devletlerin bazıları Doğu ve Batı blokuna katılırken bazıları
da tamamen üçüncü bir blokun oluşturulması gerektiğini düşünerek Bandung Konferansı’nda Bağlantısızlar
Hareketi’nin kurulmasında önemli bir rol oynamışlardır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Bandung Konferansı’na katılan Türkiye’nin
Batı yanlısı bir tutum izlemesi, bağlantısızlık politikası
izleyen diğer devletlerle arasının soğumasına neden
olmuştur.
153
DENEME - 2
İlk Türk devletlerinde toplumsal dayanışmalar arasında
ordu millet anlayışı ve şölenler etkili olmuştur.
Ordu millet anlayışında o ülkede yaşayan bütün herkes
ayrım yapılmadan asker sayılmıştır. Herhangi bir ayrımın yapılmaması toplumsal dayanışmayı arttırmıştır.
Şölenlerde yemekler yenilip eğlenceler düzenlenirdi bu
da toplumdaki dayanışmayı güçlendirmiştir. Kurganların
toplumsal dayanışmayı sağlaması konusunda bir etkisi
yoktur.
CEVAP: E
Ek Bilgi: İlk Türk devletlerinde Kurgan adı verilen mezarlara ölen kişinin hususi eşyaları ve atı da gömülürdü.
Kişilerin eşyalarıyla gömülmesi ahiret inancını göstermektedir. Bu eşyaların, ahirette ölen kişinin işine yarayacağı düşünülmekteydi. Bu kurganların başına ölen
kişinin hayattayken öldürdüğü kişi sayısı kadar “balbal”
dikilirdi. Bu dikilen balbalların da ahirette ölen kişinin
hizmetkârı olacağı düşünülmekteydi.
2.
Harzemşahlar ve Osmanlı Devleti, Selçukluların siyasi
ve kültürel mirası üzerine kurulmuştur. Harzemşahlar
kendilerini Büyük Selçuklu Devleti’nin varisi saymışlardır. Osmanlı Devleti de Anadolu Selçuklu Devleti’nin
hâkim olduğu ve hüküm sürdüğü Anadolu üzerinde kurulmuştur. Devletlerini kurarken ve geliştirirken Selçuklu
Devleti’nin hem siyasi hem de kültürel mirası etkili olmuştur.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Babürlüler Devleti Timur’un torunlarından Babür tarafından Hindistan’da kurulmuştur. Şah Cihan tarafından eşi Mümtaz Mahal adına Tac Mahal yaptırılmıştır.
3.
Osmanlı Devleti’nin Kuruluş ve Yükselme dönemlerinde
fethettiği Balkan topraklarında egemenliğinin güç kazanmasında, fethettiği topraklarda iskan siyaseti izleyerek buralara Türkleri yerleştirip bu bölgelerin Türkleşip
İslamlaşmasını sağlaması etkili olmuştur. Balkanlarda
Rumeli Beylerbeyliğini kurarak buradaki merkezî otoriteyi güçlendirmiştir. Bizansın varlığına son vererek
buraları Osmanlı hâkimiyeti altına almıştır. Hâkimiyeti
altına aldığı bölgenin dinine karışmayarak hoşgörü siyaseti izlemiştir. Devşirme sistemi uygulayarak yetenekli
devlet adamları ve güçlü bir askerî yapı oluşturmuşlardır. Bütün bunlar Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki egemenliğinin güçlenmesine neden olmuştur.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Palekanon Savaşı Balkanlarda hâkimiyeti
güçlendirmeye yönelik yapılan bir savaş değildir. Bu
savaşla Bizans’ın Anadolu’daki son toprağı olan İzmit
fethedilmiştir. Böylece Bizans’ın Anadolu’daki toprak
varlığına son verilmiştir.
Fatih Sultan Mehmet’in Kanunname-i Ali Osman Kanunnamesiyle sancağa çıkma usulü ve kardeş katli
getirilmiştir. Sancağa çıkma usulü ile şehzadeler lalalarıyla (hoca) eyaletlere yönetim tecrübesi kazanmaları
amacıyla gönderilmiştir. Şehzadeler burada her alanda
eğitim görerek güçlü bir padişah adayı olarak yetiştirilmekteydiler. Veraset sistemine göre “ülke padişah ve
oğullarının malı” sayılmaktaydı. Bu yüzden yetişen şehzadelerin hepsinin padişah olma yetkisi bulunmaktaydı.
Bu da taht kavgalarına neden olmaktaydı. Bu yüzden
Fatih, taht kavgalarını önlemek için kardeş katlini getirerek “ülke sadece hükümdarındır.” anlayışının benimsenmesini sağlamıştır.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Şehzadelerin sancağa çıkma usülü III. Mehmet zamanında kaldırılmıştır. Sancağa çıkmayarak padişah olan ilk kişi I. Ahmet’tir. Bu durum devlet yıkılana
kadar devam etmiştir. Sancak usulünün kaldırılması
şehzadelerin iyi yetişememesine ve devlet yönetimi konusunda tecrübesiz olmalarını sağlamıştır.
6.
Divanda alınan kararların dine uygun olup olmadığını
denetlemek sadrazamın değil şeyhülislamın görevleri
arasındadır. Sadrazam padişahın mutlak vekili sayılmaktaydı. Bu yüzden padişahın mührünü taşır ve gerekli yerlerde kullanırdı. Divana başkanlık yapardı. Bazı
devlet adamlarını atar ve görevden alır aynı zamanda
Serdarıekrem unvanıyla orduya komutanlık ederdi.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Sadrazamlar, Fatih Sultan Mehmet
Dönemi’nden itibaren divana başkanlık yapmaya başlamışlardır. Şeyhülislam divanın doğal üyesi değildir. Ancak Divan kararlarının dine uygunluğu hususunda fetva
alınması gerektiğinde toplantılara katılırdı.
7.
Tereke defterleri ölen bir kişinin bıraktıklarını ve bunun
değerlerini belirleyip varislerine dağıtımını belirleyen
resmî defterlerdir. Bu defterlerin kaydı kadılar tarafından tutulmaktaydı. Tereke defterleri Osmanlı aile yapısı
hakkında da kaynak niteliğindedir. Bu defterlerde eş ve
çocuk durumu, ailenin geçim kaynakları ve ekonomik
durumu, eğitim durumu ve yemek kültürü gibi birçok
alanda bilgi vermektedir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Mühimme Defterleri Osmanlı Devleti’nin karar
organı olan Divanıhümayundan çıkan kararların kaydedildiği defterlerdir. Ana konuları arasında devleti ilgilendiren siyasi, iktisadi, kültürel, sosyal ve savaşlarla ilgili
üst düzey bilgiler yer almaktadır.
8.
Osmanlı Devleti’nde orta ve yüksek öğretim kurumlarının temeli medreselere dayanmaktadır. Orta düzeydeki
medrese öğrencilerine “suhte” (softa), yüksek öğretim
öğrencilerine ise “danişmend” denilmektedir. Medreselerdeki müderrislerin (öğretmen) yardımcılarına ise
“muid” denilmektedir. Medrese eğitimini bitirip icazet
alanlara verilen isim ise “mülazımdır.”
CEVAP: E
Ek Bilgi: Mutasarrıf Tanzimat’tan sonra bir sancağın en
büyük mülki amirine verilen addır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
4.
Anadolu’da Erzincan, Kemah ve Divriği bölgesinde
Mengüceklilere ait eserler bulunmaktadır. Mengücekliler
birinci beylikler döneminde kurulmuştur. Mengüceklilere
ait Divriği Külliyesi dönemin en önemli eserleri arasında yer almaktadır. Bunun yanında Divriği Kale Cami,
Divriği Ulu Cami ve Şifahanesi Mengüceklilerin eserleri
arasındadır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Diğer beyliklerin en önemli eserleri:
Danişmentliler → Yağıbasan Medresesi
Artuklular → Malabadi Köprüsü, Artuklu Sarayı, Hatuniye Medresesi
Saltuklular → Mama Hatun Külliyesi, Erzurum Ulu cami,
Üç Kümbetler
5.
ÇÖZÜM–2
1.
154
9.
Batı etkisiyle orduyu güçlendirmek için yenilikler yapılmıştır. Bu yenilikler arasında III. Mustafa Dönemi’nde
Mühendishaneibahrihümayun ve III. Selim Dönemi’nde
Nizamıcedid Ocağı kurulmuştur. Nizamıcedid Ocağının
giderlerini karşılamak için İradıcedid kurulmuştur.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Tulumbacılar Ocağı, Lale Devri’nde kurulan
itfaiye birlikleridir. İtfaiye olduğu için orduyu güçlendirme
gibi bir etkisi yoktur.
10.
İlk resmî gazete II. Mahmut Dönemi’nde çıkarılmıştır.
Tanzimat Dönemi 1839-1876 yıllarını kapsamaktadır.
Resmî gazete Tanzimat Dönemi’nden önce çıkarılmıştır.
Diğer seçenekler Tanzimat Dönemi’nde gerçekleşmiştir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Tanzimat Dönemi, Osmanlı Devleti’nde yönetim ve hukuk alanındaki ıslahatların en yoğun yaşandığı
dönemdir. Tanzimat Fermanı’yla, Avrupalı devletlerin
azınlıkları koruma bahanesiyle devletin iç işlerine karışması engellenmek istenmiştir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
11.
12.
13.
Osmanlıcılık düşüncesi, bütün milletleri adalet, eşitlik,
hürriyet ölçüleri içerisinde bir arada tutup Osmanlı vatandaşlığı oluşturmaktır. Bu doğrultuda halkın yönetime
katılmasını sağlayan ıslahatlar yapılmıştır (I). Tanzimat
Dönemi’nde, Sultan Abdülmecid zamanında devlet politikası hâline gelmiştir (II). Kamuoyunun etkisi ile ortaya
çıkmamıştır. Devletin parçalanmaması için devlet tarafından yapılmıştır.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Milliyetçilik hareketlerinin etkisiyle Balkan devletlerinin isyan etmesiyle ve Meşrutiyet’in ilanına rağmen
azınlıkların ayrılıkçı hareket içerisine girmesi Osmanlıcılık fikrini etkisiz kılmıştır.
14.
Sivas Kongresi kararlarının Mustafa Kemal’in askerlik görevinden istifa etmesinde bir etkisi yoktur. Mustafa Kemal’in askerlik görevinden istifa etmesi Sivas
Kongresi öncesinde gerçekleşen bir olaydır. Amasya
Genelgesi’nin yayımlanmasından rahatsızlık duyan
işgal kuvvetlerinin İstanbul Hükûmetine baskıda bulunmasıyla görevinden alınacağını anlayan Mustafa Kemal, 8-9 Temmuz 1919’da Erzurum Kongresi öncesinde
askerlikten ve bütün görevlerinden istifa ettiğini bildiren
telgrafı İstanbul’a yollamıştır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: İradeimilliye gazetesi Sivas Kongresi’nde oluşturulmuş ve Temsil Heyetinin yayın organı olma özelliği
taşımaktadır.
15.
Demirci Mehmet Efe Ayaklanması halkın dinî duygularını kötüye kullanılarak çıkarılan bir ayaklanma değildir.
Demirci Mehmet Efe Ayaklanması Kuvayımilliye’nin tasfiye edilerek yerine düzenli ordunun kurulmasına karşı
olan eski Kuvayımilliye şefi Demirci Mehmet Efe tarafından çıkarılmıştır. Ayaklanma Refet Bele tarafından
batırılmıştır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: TBMM’nin ayaklanmalara karşı aldığı önlemler
şunlardır:
– Hıyanetivataniye Kanunu çıkarılmıştır.
– İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur.
– İstanbul Hükûmetinin Millî Mücadele’ye karşı çıkarttığı
fetvalara karşı fetva çıkarılmıştır.
Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı sonucunda Irak, Suriye, Filistin ve Arabistan bölgelerini kaybetmiştir.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı sırasında cihat çağrısında bulunmasına rağmen Araplar İngilizlerle
iş birliği yapmıştır. Böylece ümmetçilik fikri iflas etmiştir.
– İstanbul Hükûmeti ile tüm resmî haberleşme kesilmiştir.
– Damat Ferit vatan haini ilan edilmiştir.
Ermenilerin Doğu Anadolu’daki iddialarının haksız olduğunu belirten belge General Harbourd Raporu’dur. Ermeniler Wilson İlkeleri’ni kendi çıkarları doğrultusunda
kullanarak Doğu Anadolu’daki Ermeni nüfusun fazla olduğunu ve buranın kendilerine ait olduğunu belirtmişlerdir. Bunun üzerine ABD Başkanı Wilson iddiaları araştırmak üzere bu bölgeye General Harbourd’ı göndermiş,
heyetin hazırladığı raporda bu iddiaların asılsız olduğu
belirtilmiştir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Amiral Bristol Raporu’yla da İzmir’in işgalinden hemen sonra Osmanlı Hükûmeti işgaller sırasında
Yunanlıların yaptıkları katliamların incelenmesi için bir
komisyon kurulmasını ve bu komisyonun Paris Barış
Konferansı sorumluluğu altında yapılmasını istemiştir.
Amiral Bristol başkanlığında İngiliz, Fransız ve İtalyanlardan oluşan heyetin incelemeleriyle bu bölgede Rumların katledildiği iddiaları asılsız çıkmıştır.
16.
Anadolu Ajansı, Halide Edip Adıvar ve Yunus Nadir’in
katkıları ve Mustafa Kemal’in onayı ile kurulmuştur.
Hâkimiyetimilliye 1920’den itibaren TBMM Hükûmetinin
yarı resmî yayın organı olarak görev yapmıştır.
Cerideiresmiye ise TBMM’nin resmî yayın organıdır.
Bu üç yayın organı Kurtuluş Savaşı’nda Millî Mücadele’yi
desteklemişlerdir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Peymanısabah 1913 yılında Ali Kemal Bey tarafından kurulan Millî Mücadele karşıtı yayın organıdır.
Millî Mücadele karşıtı diğer yayınlar,
– Alemdar gazetesi,
– Ümit dergisi,
– Aydede gazetesidir.
155
17.
TBMM I. İnönü Savaşı (6-10 Ocak 1921) sonunda;
20.
– 1921 Anayasası (Teşkilatıesasiye) kabul etmiştir (20
Ocak 1921).
Atatürk’ün Nutuk adlı eseri 1919-1927 dönemlerinin konularını kapsamaktadır. Bu bakımdan,
– Medeni Kanun’un kabulü 1926,
– İstiklal Marşı’nı kabul etmiştir
– İzmir İktisat Kongresi 1923,
– Medreselerin kapatılması 1924,
– Türk devletinin kuruluşu 1920’de gerçekleştirilmiştir.
Nutuk kapsamına girmektedir. Fakat Millet Mekteplerinin açılması 1928 yılında gerçekleştiği için Nutuk’ta
bu konuya değinilmemiştir.
CEVAP: C
(12 Mart 1921).
– Londra Konferansı’na katılmıştır
(23 Şubat - 12 Mart 1921).
– Afganistan Dostluk Antlaşması’nı imzalamıştır (1
Mart 1921).
– Sovyet Rusya ile Moskova Antlaş-ması’nı imzalamıştır (16 Mart 1921).
CEVAP: A
Ek Bilgi: TBMM Hükûmeti, Londra Konferansı’na doğrudan çağırılarak ve konferansa katılarak İtilaf Devletleri
tarafından resmen tanınmıştır. Ayrıca bu konferansta
İtilaf Devletleri arasındaki fikir ayrılıkları iyice ortaya
çıkmıştır.
18.
Lozan Barış Antlaşması’yla Boğazların yönetiminin başkanı Türk olan bir komisyona bırakılması,
Türkiye’nin egemenlik haklarını zedeleyen bir durumdur. Misakımillîye ters düşen bu durum Montrö Boğazlar
Sözleşmesi’nde Boğazlar Komisyonunun kaldırılmasıyla son bulmuş ve Boğazlardaki bütün görev ve yetkiler
Türkiye’ye bırakılmıştır. Diğer seçenekler Misakımillî’ye
ters düşmemektedir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Atatürk, Nutuk gelirlerini Türk Hava Kurumu’na
bağışlamıştır.
21.
Yeni Türk Devleti’nde,
– Tevhiditedrisat Kanunu (1924) ile tüm eğitim kurumları Millî Eğitim Bakanlığına bağlanarak eğitim ve
öğretimde birlik sağlanmıştır.
– 1921 Anayasası ile birlikte 1909 Kanuniesasi’de
yürürlükte bulunmaktaydı. Bu da hukuk alanında
ikiliğe neden olmaktaydı. 1924 Anayasası ilan edilerek diğer anayasalara son verilmiştir. Ayrıca Medeni
Kanun (1926) ilan edilerek şeri hukuka göre düzenlenmiş Mecelle kaldırılarak hukuk alanındaki ikilik
ortadan kaldırılmıştır.
– 1922 saltanatın kaldırılması ve 1924 halifeliğin kaldırılmasıyla da yönetim alanındaki ikiliğe son verilmiştir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: 1936’da Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni imzalatan nedenler,
– İtalya’nın Habeşistan’ı işgal etmesi,
– Almanya’nın Ren Bölgesi’ni silahlandırması,
– Avusturya’nın zorunlu askerliği başlatması,
– Almanya’da Hitler’in yönetime gelmesidir.
Türkiye değişen dünya şartlarından dolayı 1936’da
Lozan’a taraf devletlere birer nota göndererek Boğazlar
Sözleşmesinin değiştirilmesini istemiştir.
19.
Lozan Antlaşması’nda Musul Sorunu çözüme kavuşturulamamıştır. İngiltere, Musul’un Türkiye’de kalmasını önlemek için Şeyh Sait İsyanı’nın çıkmasını, halkın
dinî duygularını kullanarak desteklemiştir. Şeyh Sait
Ayaklanması’nı Fethi Bey Hükûmeti bastıramayınca istifa etmiş ve yerine İsmet Paşa yeni hükûmeti kurmuştur.
Ülkedeki huzur ve güven ortamını sağlamak için 4 Mart
1925’te Takririsükûn Kanunu çıkarılmıştır. Türkiye’nin
Şeyh Sait İsyanı’yla uğraşıyor olması ve Musul konusunda yeteri kadar güçlü olmamasından dolayı Milletler
Cemiyetinin Musul’u İngiltere’ye bırakma kararına uymak zorunda kalmıştır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası mensuplarından bazılarının da bu isyana karıştığı öğrenilince
İstiklal Mahkemelerinin kararıyla hükûmet tarafından 3
Haziran 1925’te parti kapatılmıştır.
22.
Vagon-Li Olayı: Fransız demir yolu şirketlerinde çalışan Türk işçilerin Türkçe konuştukları gerekçesiyle işten
çıkarılmasıyla üniversite öğrencileri bu şirketi basarak
Türk bayrakları asmışlardır. Türk diline sahip çıkılması
milliyetçilikle alakalı bir durumdur.
Razgrad Olayı: Bulgaristan’daki Türk ve Müslüman mezarlarının Bulgaristan tarafından tahrip edilmesi sonucu
çıkan bir olaydır. Bu olaya tepki olarak İstanbul’da mitingler düzenlenmiştir.
Kabotaj Kanunu ile Türk karasularında deniz işletme ve
taşımacılığının Türklere ait olmuştur.
Halifeliğin kaldırılması ile ümmetçi bir anlayıştan ulusçu
bir anlayışa geçilmiştir.
Aşar Vergisi’nin kaldırılmasıyla (1925) çiftçiler ekonomik
anlamda rahatlamışlardır. Bu verginin kaldırılması ekonomik amaçlı olup milliyetçiliğin gelişmesinde bir etkisi
yoktur.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Atatürk’ün milliyetçilik anlayışı dış politikada
barışçı bir hedefi öngörmüş, saldırgan ve yayılmacı
amaçları reddederek daha gerçekçi bir politika yürütmüştür.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Osmanlı Devleti’nde eski kurumların yanında
yeni kurumların da açılıp birçok alanda ikiliklerin ortaya
çıktığı dönem Tanzimat Dönemi’dir.
156
23.
Atatürk’ün, “Gözlerimizi kapatıp soyut yaşadığımızı farzedemeyiz. Memleketimizi bir çember içine alıp cihan
ile ilgisiz yaşayamayız, aksine ilerleyen medeni olan bir
toplum olarak medeniyet sahasının üzerinde yaşayacağız.” sözleri çağdaşlaşmayı,
26.
“Bu hayat ancak ilim ve fen ile olur. İlim ve fen nerede olursa orada olacağız ve bunu her ferdin, her milletin kafasına
sokacağız.” sözleri ise laikliği vurgulamaktadır.
ABD’nin Monroe Doktrini’nin uygulanması I. Dünya Savaşı sonrası değil daha önce gerçekleşen bir
olaydır. ABD Başkanı James Monroe 2 Aralık 1823’te
Amerika’nın dış politikasını, Avrupa’nın Amerika kıtasına
karışmamasını, buna karşılık kendisinin de Avrupa’nın
sorunlarından ve diplomasisinden uzak duracağını belirterek yalnızlık politikası uygulamıştır. Diğer seçenekler
II. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan gelişmelerdir.
CEVAP: C
CEVAP: D
Ek Bilgi: II. Dünya Savaşı sonrası yaşanan diğer gelişmeler şunlardır:
Ek Bilgi: Laikliğin iki temel unsuru vardır. Bunlar;
– Laik anlayışta devletin resmî dini yoktur.
– Kişiler dinî inanç ve ibadet hüriyetine sahiptirler.
24.
– Faşizm ve Nazizm tasfiye edildi.
– Hindistan ve Endonezya gibi ülkeler bağımsız oldular.
– Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Para Fonu kuruldu.
27.
ABD, Orta Doğu düzenini korumak ve Sovyet Rusya’nın
yayılmasını engellemek için Truman Doktrini ile jeopolitik anlamda Yunanistan ve Türkiye’ye yardım yapılmasını zorunlu kılmıştır. Bu doğrultuda Yunanistan’a 300 milyon, Türkiye’ye de 100 milyon yardımda bulunmuştur.
Atatürk Dönemi 1919 ve 1938 dönemlerini kapsamaktadır. Fakat Türkiye, Birleşmiş Milletler’e 1945 yılında üye
olduğu için Atatürk Dönemi dış politikası arasında yer
almamaktadır.
CEVAP: C
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi:
– SSCB ile Ticaret ve Seyrisefain Antlaşması’nın imzalanması, 11 Mart 1927’de imzalanan ticaret antlaşmasıdır.
– On İki Ada’nın İtalyan yönetimine geçmiş olduğunun
kabul edilmesi 1923 Lozan Antlaşması’yladır.
– Briand-Kellogg Paktı’nın imzalanması 1928’dedir.
– Ege Adaları’nın silahsızlandırılması 1923 Lozan Antlaşması’yladır.
25.
Basmacı Hareketi, Sovyet yönetimine karşı Orta
Asya’da 1918’de başlayan ve 1926’ya kadar büyük ölçüde bastırılan bir isyandır. Basmacı Hareketi’nin amacı
Türkistan’ı Ruslardan kurtararak bağımsızlığı sağlamaktır.
Enver Paşa bu hareket başladıktan sonra 1921’de
Turan ihtilali yaratmak amacıyla Basmacılardan yararlanarak Kızılordu’ya karşı mücadele etmiştir. 1922’de
Kızılordu’yla bir çarpışma sonucunda ölmüştür.
Basmacı Hareketi’nin yaşandığı dönemde Çarlık Rusyası değil Sovyet Rusya yönetimdeydi.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Basmacı Hareketi’nin içerisinde Zeki Velidi
Togan, İsmail Gaspıralı ve Yusuf Akçura da yer almıştır.
Türkiye 1945’te kurulan Birleşmiş Milletlerin kurucu
üyesi arasında yer almaktadır. Birleşmiş Milletler dünya
barışını korumak, ekonomik ve kültürel anlamda iş birliği
sağlamak adına kurulmuştur.
Türkiye, Birleşmiş Milletler barış gücüne bağlı olarak
Kore’ye asker göndererek 1950’de kurulan NATO’ya
1952 yılında üye olmuştur.
Bütün bu gelişmeler Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinin güçlenmesine neden olmuştur.
CEVAP: E
Ek Bilgi: ABD Dış İşleri Bakanı George Marshall da
ABD’nin, Avrupa’nın ekonomik kalkınması için yapacağı
yardımdan önce Avrupalı ülkelerin kendi aralarında bir
ekonomik iş birliği yapması gerektiğini belirtmiştir. Bu
durum Avrupa’da olumlu karşılanmıştır.
157
DENEME - 3
2.
Türkler, İslam toplumuna katılmadan önce, devleti yönetme yetkisinin tanrıdan alındığına inanılan kut
inancına sahiptiler. Bu doğrultuda yapılan aç halkın
doyurulması ve çıplak halkın giydirilmesi sosyal devlet
anlayışını yansıtmaktadır. Mete Han zamanında onluk
sisteme geçilmiştir. Tüm dünyayı Türk hâkimiyeti altına
alma düşüncesi olan cihan hâkimiyetini benimsemişlerdir. Türkler İslamiyet’i benimsedikten sonra da bu uygulamaları devam ettirmişlerdir.
İkta sistemi ise Türklerin İslam toplumuna katıldıktan
sonra uygulamaya başladıkları bir sistemdir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: İkta sistemi ülke topraklarının vergi gelirlerine
göre bölümlere ayrılarak her birinin başına askerî ve sivil devlet görevlilerine hizmet karşılığında maaş olarak
verilmesidir. İlk kez Hz. Osman Dönemi’nde uygulanan
ikta sistemi Büyük Selçuklular tarafından uygulanarak
geliştirilmiştir.
5.
Osmanlı Devleti’nde sancak beyleri ve kazaskerlere
maaş karşılığında topraklar verilirdi. Hanedan üyelerine ve devlet görevlilerine yaptıkları hizmet karşılığında
maaş olarak dirlik toprakları verilirdi. Dirlik alan kişiler
de toprakların vergi gelirleri ile atlı asker yetiştirirlerdi.
Bu dirlik topraklar has, zeamet ve tımar olarak üçe ayrılmaktadır. Akıncılar sınır ve uçlarda bulunarak keşif
savaşları yaparlardı. Akıncılara dirlik verilmezdi.
CEVAP: D
Ek Bilgi:
Has Topraklar: Geliri 100 bin akçeden fazla olan topraklardır. Padişah ve birinci dereceden devlet memurlarına vezir, beylerbeyi ve sancak beylerine verilirdi.
Zeamet: Geliri 100 bin ile 20 bin akçe arasında olan
topraklardır. İkinci dereceden devlet memurlarına kadı,
subaşı, defterdar, divan katipleri ve sancaklardaki alay
beylerine verilirdi.
Tımar: Geliri 20 bin ile 3 bin akçe arasındaki topraklardır. Savaşlarda başarı gösteren komutanlara, kale
komutanlarına ve saray hizmetlilerine verilirdi.
6.
Osmanlı Devleti’nde XIX. yüzyılda açılan kursu Darülmuallimattır. Darülmuallimat 1870’te ilk ve orta öğretime kız öğretmen yetiştirmek için Sultan Abdülaziz
Dönemi’nde açılmıştır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Hendeshane XVIII. yüzyılda I. Mahmut
Dönemi’nde subay ihtiyacını karşılamak için açılmıştır.
Sahnıseman Medreseleri XV. yüzyılda Fatih Dönemi’nde
açılan ilk yüksek öğretim kurumudur.
Mühendishaneiberrihümayun XVIII. yüzyılda III. Selim
Dönemi’nde açılan kara mühendishanesidir.
Şehzadegan Mektebi, Fatih Dönemi’nden itibaren Topkapı Sarayı’nda şehzadelere eğitim veren okuldur.
3.
Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilig adlı eseri, Türkler İslamiyeti kabul ettikten sonra, Karahanlılar Dönemi’nde
yazılmıştır. Bu eserde, devlet yönetimine ait bilgiler
verilmiş, bundan dolayı eser bir siyasetname özelliği
taşımaktadır. Yusuf Has Hacip tarafından yazılarak Karahanlı hükümdarı Tabgaç Buğra Han’a sunulmuştur.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Kutadgu Bilig “mutluluk veren bilgi” ve “kutlu bilgi” anlamlarına gelmektedir. Kutadgu Bilig’e göre
vezir, hükümdarın eli demektir. Hükümdarlar işlerini bu
ellerle görürlerdi.
7.
I. Mahmut Dönemi’nde Batı’dan getirilen uzmanlar
aracılığıyla ilk kez askerî alanda ıslahatlar yapılmıştır.
Avrupa’dan getirilen Kont dö Boneval (Humbaracı Ahmet Paşa) Humbaracı Ocağının başına getirilmiştir. Bu
dönemde yine Avrupa tarzında ilk teknik okul olan Hendeshane açılmıştır.
CEVAP: A
Ek Bilgi: I. Mahmut Dönemi’nde yapılan bu askerî ıslahatlar amacına ulaşarak Osmanlı Devleti 1736-1739
yıllarında Avusturya ve Rus ordularını mağlup etmiştir.
4.
Osmanlı Devleti’nin Anadolu’da egemen olmasında
Kırım’ın fethi yer almamaktadır. Kırım’ın fethi Fatih Sultan Mehmet zamanında 1475’te gerçekleşmiştir. Kırım
Anadolu’da yer almadığı için Kırım’ın fethinin Osmanlı
Devleti’nin Anadolu’ya egemen olmasında bir etkisi yoktur.
Karesioğullarına son verilerek Balıkesir ve Çanakkale
çevresi, Palekanon Savaşı ile İzmit, Otlukbeli Savaşı
ile Doğu Anadolu Bölgesi Osmanlı egemenliği altına
girmiştir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Kırım’ın fethi ile
– Karadeniz bir Türk gölü hâline gelmiş,
– İpek Yolu’nun Karadeniz kolu ele geçirilmiş,
– Cenevizlerin Karadeniz’deki kolonilerine son verilmiş,
– Asya Türkleri ile temasa geçilerek batıdaki seferlere
destek sağlanmıştır.
8.
XV. yüzyılda başlayan Coğrafi Keşifler’den dolayı ticaret
yollarının güzergâhı değişmiş, Akdeniz limanları önem
kaybederken Atlas Okyanusu limanları önem kazanmıştır. Böylelikle Osmanlı Devleti Avrupalı devletlere kapitülasyonlar vererek hem Avrupa’daki Hristiyan birliğini
parçalamaya çalışmış hem de Akdeniz ticaretini canlandırmaya çalışmıştır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Osmanlı Devleti Baharat Yolu’nu tam anlamıyla
kontrol edebilmek için Süveyş Kanal Projesi’ni, İpek Yolu
ticaretini canlandırmak için ise Don-Volga Kanal Projesi’ni
hazırlatmıştır. Ancak uygulamaya koyulamamıştır. Akdeniz
limanları 1869’da Süveyş Kanalı’nın açılmasıyla yeniden
önem kazanmıştır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Orta Asya Türk devletlerinde hükümdar soyundan olan
yöneticiler “şad” ve “yabgu”dur.
Orta Asya Türk devletlerinde yönetimi kolaylaştırmak
için ülke doğu ve batı olarak ikiye ayrılıyordu. Ülkenin
doğusunu kağan batısını da kağanın kardeşi yabgu yönetmekteydi. Yabgu iç işlerinde serbest dış işlerinde ise
kağana bağlı idi.
Şad hükümdar ailesi soyundan gelen, sınır boylarında
doğrudan doğruya kağana bağlı askerî birliklerin komutanıdır.
Vergi memurlarına “tudun” denirdi. Bunlar hükümdar soyundan gelmezlerdi.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Kağanların oğullarına Tigin denilmekteydi. Tiginler devlet teşkilatının önemli görevlerinde yer almaktaydılar. Askerî ve idarî anlamda tecrübe kazanmaları
için devletin önemli bölgelerine bırakılır emirlerine de
tümen adında birlikler verilirdi.
ÇÖZÜM–3
1.
158
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
9.
Avrupalı Devletler, Mehmet Ali Paşa İsyanı, Boğazlar ve
Cem Sultan Olayı’nı bahane ederek Osmanlı Devleti’nin
iç işlerine karışmışlardır. Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa,
Osmanlı Devleti’ne isyan edince Osmanlı Devleti Fransa ve İngiltere’den yardım istemiş fakat bu devletler bu
meselenin bir iç sorun olduğunu belirterek yardım etmemişlerdir. Bunun üzerine Osmanlı Devleti, Rusya’dan
yardım istemiştir. Rus donanmasının İstanbul’a gelmesiyle İngiltere ve Fransa, Rusya’nın sıcak denizlerine
inmesinden korkmuş, Avusturya’yı da yanlarına alarak
Osmanlıya yardım etmeye karar vermişlerdir. Mehmet
Ali Paşa’ya baskı yaparak Kütahya Antlaşması’nın
yapılmasını sağlamışlardır. Fakat Osmanlı Devleti ne
Mehmet Ali Paşa’ya ne de İngiltere ve Fransa’ya güveniyordu. Bu yüzden Rusya’nın desteğini kaybetmemek
için Rusya ile Hünkar İskelesi Antlaşması’nı imzalamıştır. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti Boğazlar konusunda tek başına son kez karar vermiştir.
Rusya’nın Akdeniz’e inerek sömürge yollarını kapatacağını düşünen İngiltere, Mısır Meselesi’ni uluslararası
bir alanda çözmek için Londra Konferansı toplanmıştır.
Böylece Boğazlar uluslararası bir statü kazanarak Osmanlı Devleti’nin Boğazlar üzerindeki mutlak egemenliği
son bulmuştur.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Cem Sultan Rodos Şövalye-leri’ne sığınmışır.
Rodos Şövalyeleri onu Fransa’ya götürmüş daha sonra
Papa’ya teslim edilmiştir. Böylece bir iç sorun olan Cem
Sultan Olayı uluslararası bir sorun hâline gelerek Osmanlı Devleti’nin dış itibarı sarsılmıştır.
10.
Balkanlarda çıkan ayaklanmalar nedeniyle İngiltere,
Balkanlardaki Rus nüfuzunu kırmak için İstanbul’da
bir konferans düzenlenmesini istemişlerdir. Osmanlı Devleti Balkanlardaki isyanı önlemek ve Tersane
Konferansı’nda (İstanbul Konferansı) Osmanlı Devleti
aleyhine kararlar alınmasını engellemek için 23 Aralık
1876’da Kanuniesasi’yi (I. Meşrutiyet) ilan etmiştir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: II. Abdülhamit, 1877-1878’de Osmanlı-Rus
Savaşı’nın çıkması üzerine anayasayı yürürlükten kaldırdığını ve meşrutiyet yönetimine son verdiğini ilan
etmiştir.
11.
Osmanlı Devleti’nde ümmetçilik düşüncesini benimseyen fikir adamları Mehmet Akif Ersoy ve Sait Halim
Paşa’dır. Ümmetçilik fikri, İslam topluluklarının devletten
ayrılmalarını önleyerek, halifelik makamının bütünleştirici özelliği ile Müslümanları bir çatı altında toplamaya
yöneliktir. Dinî birliğin devleti ayakta tutacağına inanılmıştır.
Celal Nuri Batıcılık fikrini benimseyen fikir adamıdır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: I. Dünya Savaşı sonucunda halifeliğin cihat
çağrısına rağmen Müslüman Arapların İngilizlerle birlikte hareket etmesi ümmetçilik anlayışının etkisini kaybetmesine neden olmuştur.
12.
Mustafa Kemal’in I. Dünya Savaşı’nda mücadele ettiği cepheler Çanakkale Cephesi, Kafkas Cephesi ve
Suriye-Filistin Cephesi’dir. Mustafa Kemal Çanakkale Cephesi’nde Arıburnu, Kireçtepe, Anafartalar ve
Conkbayırı’nda önemli zaferler kazanmıştır. SuriyeFilistin Cephesi’nde Halep’in kuzeyinde oluşturduğu
savunma savaşı ile düşman ilerleyişini durdurmuştur.
Kafkas Cephesi’nde Mustafa Kemal Muş ve Bitlis’i Ruslardan geri almıştır.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Rusya’da Bolşevik İhtilali başlayınca Rusya
Brest-Litowsk Antlaşması ile savaştan çekildiğini açıklamıştır. Böylece Kafkas Cephesi kapanmış ve Osmanlı Devleti’nin 1878’de Berlin Antlaşması ile kaybettiği
Kars, Ardahan ve Batum’u Osmanlı Devletine geri vermiştir. Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’nda toprak
kazandığı tek cephe Kafkas Cephesi’dir.
13.
Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla başlayan Yunan işgallerine karşı Reddiilhak Cemiyeti kurulmuştur. Başlangıçta müdafaaivatan adıyla kurulan Cemiyet İzmir’in işgali
ile millî teşkilatını oluşturarak Yunan işgaline fiilen karşı
çıkmıştır.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Kilikyalılar Cemiyeti Çukurova Bölgesi’ni, Türk
vatanının bir parçası olduğunu belirterek, Fransız ve Ermenilerin bu bölgeleri işgaline karşı olarak kurulmuştur.
Mavrimira zararlı cemiyetler arasında yer alır, amacı Bizans İmparatorluğu’nu yeniden kurmaktı.
14. Amasya Genelgesi’nde “Her livadan milletin güvenini
kazanmış üç kişinin seçilerek güvenlik içinde Sivas’a
gelmeleri gerekmektedir.” kararıyla Sivas Kongresi’nin
toplanması gerektiği belirtilmiştir.
– Mebusan
Meclisinin
açılması,
Amasya
Görüşmeleri’nin,
– Düzenli Ordunun kurulması, I. TBMM’nin,
– Manda ve himayenin reddedilmesi, Erzurum ve Sivas
kongrelerinin,
– Müdafaaihukuk Cemiyetlerinin birleştirilmesi, Sivas
Kongresi’nin konuları arasında yer almıştır.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Sivas Kongresi’nin Erzurum Kongresi’nden
farklı yanları,
– Millî cemiyetlerin bir çatı altında birleştirilmesi,
– Temsil Heyetinin yetkilerinin genişletilmesi,
– Batı Anadolu Kuvayımilliye birliklerinin bir komuta altında toplanmaya çalışılması
– Temsil Heyeti üye sayısının arttırılması
15.
I. TBMM’nin otoritesini güçlendirici nedenler arasında
Temsil Heyetinin kurulması yoktur. Temsil Heyeti daha
önce yani I. TBMM’den önce Erzurum Kongresi’nde
kurulmuştur. Diğer seçenekteki gelişmeler TBMM’nin
otoritesinin artmasına neden olmuştur.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Firariler Kanunu: Vazifeli veya gönüllü olarak
askerlik hizmetine giripte daha sonra firar edenler, bunları yedirip içirenler ve yakalanmasında gevşek davrananlar hakkında çıkarılan kanundur.
159
16.
Sakarya Savaşı’nın kazanılmasıyla Fransa ile TBMM
Hükûmeti arasında Ankara Antlaşması imzalanmıştır.
Bu antlaşma ile Fransa Anadolu’da işgal ettiği yerlerden
çekilmiştir. Fransa’yı anlaşmaya iten nedenler Fransız
kamuoyunun savaşın daha fazla uzun sürmesini istememesi, İngiltere ile Fransa’nın arasının açılması, Fransızların Güneydoğu Anadolu’da başarısız olmasıdır.
CEVAP: A
19.
1924 Anayasası halkoyu ile kabul edilmemiştir. Halkoyu
ile kabul edilen anayasa 1961 ve 1982 anayasalarıdır.
1924 Anayasası’nda:
– Cumhurbaşkanı, başbakanı milletvekillerinin içinden
atar.
– Yasama yetkisi Türk milleti adına TBMM’ye aittir.
– 1928’de “Devletin dini İslam’dır.” maddesi anayasadan çıkarılmıştır.
– Kanun teklif etme yetkisi Bakanlar Kurulu ve milletvekillerine aittir.
Ek Bilgi: Ankara Antlaşması’nın önemi:
– İlk kez bir İtilaf Devleti TBMM’yi tanımıştır.
– İtilaf Blok’u parçalanmıştır.
– 1937’de Atatürk ilkeleri anayasaya girmiştir.
– Mersin Limanındaki araç gereçler Türklere bırakılmıştır.
– 1946’da tek dereceli seçim sistemine çok partili siyasal yasama geçildi.
– TBMM’nin Sovyet Rusya’ya karşı olan bağımlılığı
azalmıştır.
– 1934’te kadınlara siyasal haklar tanınmıştır. Seçmen
yaşı 18’den 22’ye çıkarılmıştır.
– Güney Cephesi kapanmıştır.
– Hatay’daki Türkler bazı imtiyazlar kazanmıştır.
17.
CEVAP: C
Kurtuluş Savaşı sırasında Atatürk’e TBMM tarafından
Kütahya-Eskişehir Savaşı’ndan sonra üç aylığına daha
çabuk karar alabilmesi çin Başkomutanlık yetkisi, Sakarya Savaşı sonucunda da Mareşal rütbesi ve Gazi
unvanı verilmiştir.
Ek Bilgi: Kadınlara 1930’da belediye seçimlerinde,
1933’te muhtar seçimlerinde ve 1934’te vekil seçme seçilme hakkı verilmiştir.
20.
– Musiki Muallim Mektebi (1924),
– Türk Kuşunun kurulması (1925),
CEVAP: D
Menemen Olayı, cumhuriyet rejimine karşı bir ayaklanmadır. Serbest Cumhuriyet Fırkasının kendisini
fesh etmesiyle birlikte Derviş Mehmet adındaki bir kişi,
çevresinde topladığı kişilerle birlikte Menemen’de olay
çıkarmıştır. İsyancılara engel olmaya çalışan öğretmen
Asteğmen Kubilay’ı ve iki bekçiyi şehit etmişlerdir. Olay
üzerine bölgede sıkıyönetim ilan edilerek suçlular Divanıharpte yargılanmışlardır.
Atatürk Dönemi gelişmeleri arasında yer almaktadır. Fakat
Köy Enstitülerinin kurulması (1940) İsmet İnönü Dönemi’ndedir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Atatürk Dönemi’nde açılan Halkevleri 1951’de
Adnan Menderes tarafından kapatılmıştır. 1961’de Türk
Kültür Ocakları olarak yeniden açılmıştır. Daha sonra
ise Halkevleri Derneği olarak bugünkü denek statüsünü
almıştır.
21.
Cumhuriyet Dönemi’nde Türk Medeni Kanunu’nun
(1926) ilanı ile Ahmet Cevdet Paşa’nın şeri hukuka göre
hazırladığı Mecelle yürürlükten kaldırılmıştır. Böylece
hukukta birlik sağlanmıştır. Ayrıca Patrikhanenin yetkilerine de son verilmiştir. Türk Medeni Kanunu, İsviçre
Medeni Kanunu’nun Türk toplumunun ihtiyaçlarına göre
düzenlenmesiyle yapılmıştır.
CEVAP: A
CEVAP: A
Ek Bilgi: Menemen Olayı, Cumhuriyet ve yeniliklerin
tam olarak anlaşılamadığı ve yapılan yeniliklerin halka
tam olarak anlatılamadığını göstermektedir. Bu olayla
çok partili döneme geçiş ertelenmiştir.
Ek Bilgi: Tük kadını siyasi hakları (1930-31-32), evlilikte
edinilen mallarda ortak olma hakkı (2002) dışındaki tüm
hakları 1926 Medeni Kanunu ile elde etmiştir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
– Etibankın kurulması (1935),
Ek Bilgi: Mustafa Kemal Atatürk, Başkomutanlık
Yasası’nın verdiği yetkiye dayanarak 7-8 Ağustos
1921’de Tekalifimilliye Emirleri’ni çıkarmıştır. Bu emirler herkesi Millî Mücadele’yi desteklemeye çağırmıştır.
Bunun için her ilçede bir Tekalifimilliye Komisyonu kurulmuş ve bu emirlerin uygulanabilmesi için İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur.
18.
– Halkevlerinin açılması (1932),
160
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
22.
Cumhuriyetçilik ilkesine, “Ülkenin geleceğinin ulusun
kararıyla belirlenmesi” ile ulaşılmaktadır. Ulusun vereceği bir karardan bahsedildiği için cumhuriyetçilik ilkesiyle
bağdaşmaktadır.
Devlet yönetimine bir grubun ya da bir soyun egemen
olması cumhuriyetçilikle uyuşmamaktadır. Cumhuriyetçilikte halk seçtiği kişilerle kendi kendisini yönetmektedir.
Seçmen yaşının 18’den 22’ye çıkarılması, belirli bir yaş
kitlesini kısıtladığı için cumhuriyetçiliği zedelemektedir.
Erkeklerin genel kadınların yerel seçimlerde oy kullanmaları kadın-erkek arasında ayrım yapılmasından dolayı cumhuriyet kavramıyla çelişmektedir.
Yalnızca vergi verenlerin oy kullanması, oy verenlerin
ayrıcalıklı olması da cumhuriyetçilikle çelişmektedir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Cumhuriyet aynı zamanda hem bir devlet hem
de hükûmet şeklidir. Devlet şekli olarak cumhuriyet,
egemenliğin millete ait olmasıdır. Hükûmet şekli olarak
ise devlet başkanının ve millet meclisinin belirli bir süre
için seçimle iş başına gelmesidir.
23.
İnkılapçılık, çağın ihtiyaçlarını karşılamayan devlet yapısını ve yönetimi değiştirmek için halkın katılımıyla ülkede yeni bir siyasal, sosyal ve ekonomik yapının oluşturulmasıdır. Bu doğrultuda Mecelle kaldırılarak, çağın
gereksinimlerine karşılık veren İsviçre Medeni Kanunu,
Türk toplum yapısına göre düzenlenerek Türk Medeni
Kanunu olarak kabul edilmiştir. Okuma ve yazmanın
zor olduğu Arap harflerinin yerine Harf Devrimi yapılarak Latin harfleri kabul edilmiştir. Rumi ve Hicri takvim
kaldırılarak, yerine Avrupa ile ilişkileri kolaylaştırmak için
miladi takvim kabul edilmiştir. Yapılan bütün bu yenilikler
inkılapçılıkla ilintilidir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: İnkılapçılık ile Türk toplumunun her alanda
ilerlemesinin yolu açılmıştır. Kişi egemenliğine son verilerek millet egemenliğine dayalı bir yönetim kurulmuştur.
Dine dayalı bir devlet yapısının yerine laik devlet yapısı
oluşturulmuştur. Yeni kurumlar ile Türk Devleti çağdaş
ve dinamik bir yapıya kavuşmuştur. Sosyal hayatta,
eğitimde, kültür ve ekonomik alanlarda Türk toplumuna
yeni ufuklar açılmıştır.
24.
Lozan Antlaşması’nda Osmanlı Devleti’nin 1854’ten
beri aldığı borçların Osmanlıdan ayrılan devletlere pay
edilmesi kararlaştırılarak Duyunuumumiye İdaresi kaldırılmıştır. Dış borçlar sorunu Lozan Antlaşması’nda çözüme kavuşmuştur. Türkiye 1954 yılına kadar borçlarını
ödemiştir. Dış borçlar sorunu Fransa ile görüşülmüştür.
Etabli ve Kıbrıs Adası sorunları ise Lozan Antlaşması’yla
çözüme kavuşmayarak Lozan’dan sonra da gündeme
gelmiştir. 10 Haziran 1920’de Ankara’da imzalanan Nüfus Mübadelesi Antlaşması ile sorun çözülmüştür. Antlaşmaya göre yerleşme tarihlerine bakılmaksızın İstanbul Rumları ile Batı Trakya Türkleri yerleşik sayılmıştır.
Lozan Antlaşması’nda Kıbrıs’ın yönetimi İngiltere’ye
bırakılmıştır. Ancak 1950’lerin sonlarında Türk-Rum çatışması yaşandığı için Kıbrıs Sorunu yeniden gündeme
gelmiştir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Atatürk’ün dış politikada dikkate aldığı esaslar,
– bağımsızlık,
– akılcılık,
– eşitlik,
– barışçılık,
– kamuoyunu dikkate alma,
– özgünlüktür.
25.
1958’de Irak’ta askerî bir darbe ile krallık rejimi yıkılınca yeni yönetim 1959’da Bağdat Paktı’ndan çekilmiştir.
Pakta üye olan diğer devletler toplanarak paktın merkezinin Ankara olmasına ve paktın adının da Merkezî
Antlaşma Örgütü (CENTO) olmasına karar vermişlerdir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: CENTO yirmi yıl varlığını sürdürmüştür.
1979’da Pakistan örgütün kendi güvenliğini sağlayamadığını ileri sürmüş, İran da örgütün emperyalistlere
hizmet ettiğini savunarak pakttan ayrılmışlardır. Böylece
CENTO fiilen sona ermiştir.
26.
Türkiye ile Ermenistan arasında Dağlık Karabağ
Meselesi’nin çıkması iki devlet arasında sorunlar yaşanmasına neden olmuştur. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Ermenistan bu bölgeyi işgal etmiştir.
Özellikle Hocalı bölgesinde Azerilerin Ermeniler tarafından katledilmesi bu ülkeye karşı tepkilerin artmasına
neden olmuştur. Bu işgal başta Birleşmiş Milletler olmak
üzere birçok kuruluş tarafından kabul edilmemiştir. Türkiye hem bu işgalden dolayı hem de Ermeni soykırımı
iddialarından dolayı Ermenistan ile sınırını kapalı tutmaktadır.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Azerbaycan toprakları içerisinde bulunan Karabağ Bölgesi’ne Çarlık Rusya, XIX. yüzyıldan itibaren
sistemli bir şekilde Ermeni nüfusu yerleştirmiş ve zamanla bu bölgede Ermeni nüfusu çoğunluk durumuna
gelmiştir. Bu bölgede çatışmalar çıkınca Sovyet Rusya,
Azerilerin silahlarını toplatmıştır. Böylece Azeriler savunmasız hâle gelmiş ve bu bölgenin Ermeniler tarafından işgal edilmesine neden olmuştur.
27.
Sovyet Rusya’nın Basra Körfezi’ni ele geçirerek Orta
Doğu petrollerini ele geçirmek ve Hint Okyanusu’na
ulaşmak istemesi Afganistan’ı işgal etmesine neden
olmuştur. 1973’te Afganistan’da krallık rejimi yıkılarak
yerine cumhuriyetin ilan edilmesiyle Afganistan, Sovyet
Rusya’ya yakınlaşınca iç karışıklıklara sürüklenmiştir.
1978’de Rusya ile Afganistan arasında yapılan “Dostluk,
İyilik Komşuluk ve İşbirliği Antlaşması” imzalanmıştır.
Bu antlaşmayla Afganistan yönetimine karşı bir iç savaş
başlamıştır. Sovyet Rusya bu antlaşmaya dayanarak
Afganistan’ı işgal etmiştir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Sovyetler Birliği 1989’da Afganistan’dan çekilmiştir. Bu çekilmeden sonra Afganistan’da iktidar mücadeleleri başlamıştır. Afganistan’da aynı sorunlar hâlâ
yaşanmaya devam etmektedir.
161
DENEME - 4
1.
5.
CEVAP: C
Ek Bilgi: İlmiye sınıfı mensupları arasında şeyhülislam,
kazasker, kadı ve müderris yer almaktadır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Hükümdar olmadığı zamanlarda ona Hatun
vekalet etmekteydi. Hatta hatunlar, hükümdarın çocuklar küçük yaştayken ölmesi üzerine, çocuklar büyüyene
kadar ülkeyi yönetmişlerdir.
II. öncülde verilen müsadere, kişinin mallarına devletin
el koymasıdır. Kaza İslam hukukuna, fetva ise alınan
kararların dine uygun olup olmadığına göre karar vermedir. Bu doğrultuda I. ve III. öncüllere ulaşabiliriz.
6.
ÇÖZÜM–4
İlk Türk devletlerinde halkın yönetime katılması söz konusu değildi. Ülkeyi kut kanı taşıdığı düşünülen kağan
yönetmekteydi. Ülke hükümdarın ve ailesinin ortak malı
sayılmıştır. Türk devletlerinde halkın yönetime katılması
sınırlı da olsa Osmanlı Devleti zamanında 1876 Meşrutiyet yönetimiyle gerçekleşmiştir.
XV. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde yaşayan, göz hastalıkları, diş ve kulak ağrıları için ilaç geliştiren, deneysel farmakolojinin öncüsü olan bilgin Sabuncuoğlu
Şerafettin’dir.
CEVAP: B
2.
Menşur, İslam devletlerinde hükümdarların hâkimiyetinin
Abbasi halifesi tarafından meşrulaştırılmasını sağlardı.
Kök Türkler Müslüman değildi, Safeviler de Şii mezhebine mensup olduğu için Abbasi halifesinden menşur
almazlardı.
Ek
Bilgi:
Sabuncuoğlu
Şerafettin’in
Cerrahiyatü’l Haniyye ve Mücerrebname’dir.
7.
CEVAP: C
Türk-İslam devletlerinde Selçuklular, Memlükler, Akkoyunlular ve Harzemşahlar Anadolu’da hâkimiyet mücadelesinde bulunurken Karahanlılar böyle bir mücadelede bulunmamışlardır.
4.
Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi’nde devlet teşkilatına
yönelik gelişmeler arasında Kanunname-i Ali Osman’ın
hazırlanması yer almamaktadır. Kanunname-i Ali Osman, Fatih Dönemi’nde yapılan bir kanundur.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Kanunname-i Ali Osman ceza, tımar nizamı,
sipahi, reaya, mali vergiler ve kardeş katli gibi konulara
ait hükümler içermektedir. Tanzimat Dönemi’ne kadar
yürürlükte kalmıştır.
Acemi Oğlanlar Ocağı,
––
Cebeci Ocağı,
––
Yeniçeri Ocağı,
––
Topçu Ocağı,
––
Top Arabacıları Ocağı,
––
Lağımcı Ocağı,
––
Humbaracı Ocağı yer almaktadır.
––
Sipahi ve Silahtarlar,
––
Sağ ve Sol Ulufeciler,
––
Sağ ve Sol Garipler yer almaktadır.
Azaplar, eyalet orduları arasında yer almaktadır.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Eyalet orduları taşra ordularıdır. Bunlar ordunun asıl ve en kalabalık bölümüdür.
8.
Osmanlı Devleti’nde ticareti geliştirmek için yapılanlar
arasında Mekkari taifesi ve Menzil Teşkilatı yer almaktadır. Mekkari taifesi ile tüccarların malları taşınmış, Menzil Teşkilatı ile de konaklama noktalarındaki tüccarların
ulaşım ve hayvan ihtiyacı karşılanmıştır.
Pençik sistemi, yapılan savaşlarda elde edilen esirlerin
beşte birinin devşirilerek yetiştirilme sistemidir. Ticareti
geliştirmekte bir etkisi yoktur.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Ticaretle ilgili diğer kavramlar Hacegi, İhtisap
Ağası ve Muhtesiptir.
Hacegi: Ülkeler arası ticaret seferi yapan sermaye sahibi kişi.
İhtisap Ağası: Üretilen malların standarda uygun olup
olmadığını kontrol eden görevli.
Muhtesip: Çarşı ve pazarlardaki malların fiyatlarını denetleyen görevlidir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Harzemşahlar Moğolların Harezm bölgesini
ele geçirmesiyle Kafkasya’ya göç ederek burada Moğollar ile Türkiye Selçukluları arasında tampon bölge
görevi görmüştür. Türkiye Selçukluları ile yaptıkları
Yassıçemen savaşını kaybederek yıkılmışlar bu durum
Anadolu’yu Moğol saldırısına açık hâle getirmiştir.
––
Kapıkulu süvarileri arasında ise
Selçuklular, Bizans’a karşı Pasinler, Dandanakan,
Malazgirt ve Miryokefalon savaşları ile Anadolu’da
hâkimiyet mücadelesi vermiştir. Memlükler, Osmanlı
Devleti’yle Mercidabık ve Ridaniye Savaşı ile; Akkoyunlular Otlukbeli Savaşı ile; Harzemşahlar da Anadolu
Selçuklularına karşı Yassıçemen Savaşı ile Anadolu’da
hâkimiyet mücadelesi vermişlerdir.
CEVAP: C
Osmanlı Devleti’nde devşirme sistemiyle yetiştirilen Kapukulu orduları aralarında Kapıkulu piyadeleri ve kapıkulu süvarileri olmak üzere ikiye ayrılır.
Kapıkulu piyadeleri arasında,
Ek Bilgi: Saltanat makamı içinde halifelik anlayışını uygulayan devlet Osmanlı Devleti’dir. Osmanlı Devleti’ne
halifelik Yavuz Sultan Selim Dönemi’nde 1516 Mercidabık ve 1517 Ridaniye Savaşları sonucunda geçmiştir.
3.
eserleri
162
9.
Malikane sisteminin uygulanması ve esham usulünün
başlaması Osmanlı hazine gelirlerini arttırmaya yönelik
bir uygulamadır. Malikane sistemi devletin herhangi bir
vergi kaynağından vergi toplama hakkını, vergiyi toplayacak kişiye ömür boyu satmasıdır. Böylece devletin hazinesine nakit para girmiştir. Malikane sisteminin devamı olan esham ise belirli bir kaynağın yıllık geliri paylara
bölünerek yatırımcılara yaşamı boyunca satılmasıdır.
Bu uygulamanın da yıllık getirisi kesin olduğu için devlet
hazinesi gelirini arttırmıştır.
13.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Osmanlıcılık düşüncesi ayrım yapılmadan bütün
ulusları bir arada tutmayı amaçlamaktadır. Bu düşünce
Balkan uluslarının milliyetçilik hareketleri doğrultusunda
bağımsızlık hareketleri içerisine girmesiyle önemini kaybetmiştir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Malikane sahibi iki tür ödeme yapabilmekteydi. Bu ödemelerden birincisi miktarı müzayede ile belirlenen ve “muaccele” olarak adlandırılan peşin ödeme,
ikincisi ise müzayede öncesi devlet tarafından belirlenen, her yıl belirli bir tutarda yapılacak olan “mal” veya
“müecele” olarak ifade edilen ödemedir.
10.
14.
Avrupa’da daimî elçiliklerin kurulması XVIII. yüzyılda III.
Selim Dönemi’ndedir. Londra’da daimî elçilik açılmıştır.
İlk daimi elçimiz ise Yusuf Agah Efendi’dir. Diğer seçenekteki ıslahat hareketleri XIX. yüzyılda yapılmıştır.
Ek Bilgi: Mustafa Kemal, Çanakkale Savaşlarında
Arıburnu’nda emrindeki askerlere “Ben size savaşmayı
değil, ölmeyi emrediyorum.” demiştir.
Ek Bilgi: İlk geçici elçilik XVIII. yüzyılda Lale Devri’nde
Paris’te açılmıştır. İlk geçici elçimiz Yirmi Sekiz Mehmet
Çelebi’dir.
15.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
II. Mahmut Dönemi’nde Divanıhümayun kaldırılarak yerine nazırlıklar (bakanlıklar), Yeniçeri Ocağı kaldırılarak
yerine Asakirimansureyimuhammediye adı altında yeni
bir ordu kurulmuştur.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Medreseler 3 Mart 1924’te Tevhiditedrisat
Kanunu ile kaldırılarak tüm eğitim kurumları Millî Eğitim
Bakanlığına bağlanmıştır.
12.
Kutsal Yerler Sorunu 93 Harbi’nin sonuçları arasında
değil, Kırım Savaşı’nın nedenleri arasında yer almaktadır. Kudüs’teki Katolikleri korumak için Fransa’ya karşı
Rusya da Ortodoksların haklarını korumak istemiştir.
Osmanlı Devleti’ne gönderdiği bir nota ile Rusya Ortodokslara geniş haklar verilmesini ve Ortodoksların
koruyuculuğunun da kendisine verilmesini istemiştir.
Osmanlı Devleti bunu kabul etmeyince Ruslar Eflak ve
Boğdan’ı işgal etmiş ve bunun üzerine Osmanlı Devleti
Rusya’ya savaş açmıştır.
CEVAP: B
Ek Bilgi: 93 Harbi’yle kaybedilen Kars, Ardahan ve Batum, I. Dünya Savaşı sırasında Rusya’da 1917’de Bolşevik İhtilali’nin çıkmasıyla Rusya, I. Dünya Savaşı’ndan
çekildiğini açıklayarak buraları Brest Litowsk Antlaşması
ile Osmanlı Devleti’ne bırakmıştır.
Osmanlı Devleti, Galiçya ve Kafkasya Cephelerinde
Rusya ile savaşmıştır.Fakat Çanakkale Cephesi’ni
Fransız ve İngilizler, Kafkasya Cephesi’nde Osmanlı Devleti’ne karşı savaşan Ruslara yardım götürmek
amacıyla açtıkları için bu cephede Ruslar ile savaşılmamıştır. Çanakkale Cephesi’nde başarısız olan İtilaf Devletleri Rusya’ya yardım götürememiş böylece Rusya’da
Bolşevik İhtilali çıkmıştır. Rusya 3 Mart 1918 Brest Litowsk Antlaşması ile I. Dünya Savaşı’ndan çekilmiştir.
CEVAP: D
CEVAP: C
11.
1913 Balkan Savaşı’nın sonucu arasında rejim değişikliği yoktur. Rejim değişikliği II. Abdülhamit Dönemi’nde
1876’da Meşrutiyet yönetimine geçilmesi ile gerçekleşmiştir. Monarşik devlet düzeninden meşruti sisteme
geçilmiştir.
Mustafa Kemal, Şam’da asker öğrenciyken vatanın
tehlikede olduğunu düşünerek subay arkadaşlarıyla
Vatan ve Hürriyet Cemiyetini kurmuştur. Anadolu Kadınları Müdafaaihukuk Cemiyeti Sivas’ta Sivas Valisi Reşit
Paşa’nın eşi Melek Reşit Hanım ve arkadaşları tarafından 9 Aralık 1919’da resmen kurulmuştur. Türk kadının
millî mücadeleye verdiği destek açısından önemlidir. Bu
cemiyetin faaliyetleri Mustafa Kemal tarafından desteklenmiştir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Tesanüd Grubu I. TBMM’de yer alan gruplar
arasındadır. İttihat ve Terakki yanlıları bu grup arasında
yer almaktadır. Bu grup sendikalizmi savunan bir program etrafında toplanmıştır.
16.
Bilecik Görüşmeleri Temsil Kurumunun faaliyetleri arasında yer almamaktadır. Bu görüşme 5 Aralık 1920’de,
Kurtuluş Savaşı’nda TBMM Hükûmeti ile İstanbul
Hükûmeti arasındaki anlaşmazlıkları gidermek için yapılmıştır. Fakat kesin ve net bir sonuç elde edilememiştir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Temsil Heyeti Erzurum Kongresi’nde kurulmuştur. Sivas Kongresi’nde Temsil Heyetinin yetkileri
genişletilerek TBMM kurulana kadar bir hükûmet gibi
hareket etmiştir. TBMM’nin kurulmasıyla birlikte ortadan
kalkmıştır.
163
17.
10 Ağustos 1920’de yapılan Sevr Antlaşması ile Osmanlı Devleti fiilen sona ermiş, Osmanlı Devleti İtilaf
Devletleri tarafından sömürgeleştirilmek istenmiştir. Anlaşmadan çok bir tutsaklık belgesi niteliğinde olan Sevr
Antlaşması halkın millî mücadele ruhunu ortaya çıkararak, millî birlik ve beraberliği sağlamıştır. Bu doğrultuda
ülkenin kurtuluşu için cemiyetlerin ve Kuvayımilliye birliklerinin kurulmasında katkısı olmuştur.
19.
İtilaf Devletleri Lozan Barış Konferansı’na hem İstanbul
Hükûmetini hem de TBMM Hükûmetini davet ederek
her iki tarafı da birbirine düşürmeye çalışmıştır. TBMM,
bu durumun görüşmelerde iki başlılık yaratacağını düşünmüştür. Bu nedenle Lozan Konferansı’na milletin tek
temsilcisi olan TBMM Hükûmetinin katılması gerektiğini
düşünerek 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırmıştır.
CEVAP: B
CEVAP: D
Ek Bilgi: Saltanatın kaldırılmasının diğer nedenleri
Ek Bilgi: Sevr Antlaşması’nın imzalanması üzerine Damat Ferit Paşa Hükûmeti istifa etmek zorunda kalmıştır.
Tevfik Paşa Hükûmeti ise antlaşmayı onaylamamıştır.
19 Ağustos 1920’de toplanan TBMM Hükûmeti antlaşmayı imzalayanları vatan haini ilan etmiştir.
––
Saltanat yönetiminin millî egemenlik anlayışı ile
çelişmesi,
––
Ülkede iki başlı yönetimin millî çıkarlara ters olması,
––
Kurtuluş Savaşı boyunca İstanbul Hükûmetinin Millî
Mücadele’nin karşısında yer alması,
––
Saltanat ve hilafetin aynı kişide toplanmış olmasının laik düzenle çelişmesidir.
––
20.
Gediz Muharebesi ve Sakarya Meydan Muharebesi düzenli ordunun kurulmasının ne kadar da doğru bir karar
olduğunu göstermektedir.
20 Ekim 1920’de yaşanan Gediz Muharebesinde, disiplinsiz ve kumanda hiyerarşisinden yoksun Kuvayımilliye
birliklerinin ağır bir yenilgi alması üzerine Yunanlıların,
Bursa’dan taarruza geçerek Yenişehir ve İnegöl’ü işgal etmelerine neden olmuştur. Bunun sonucunda Kuvayımilliye birlikleri düzenli ordu altında birleştirilmeye
başlanmıştır. 9 Kasım 1920’de cephe, Güney Cephesi
ve Kuzey Cephesi olarak ikiye ayrılarak Genelkurmay
başkanlığına bağlanmıştır.
Sakarya Meydan Muharebesi düzenli ordu ile yapılmıştır. Yunan ordusu, Türk ordusu karşısında geri çekilmek
zorunda kalmış ve taarruz gücü Türk ordusuna geçmiştir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Kuvayımilliye şefi olan Çerkez Ethem ve Demirci Mehmet Efe, düzenli ordunun kurulmasına karşı
çıkarak ayaklanmışlardır. Bu ayaklanmalar bastırılarak
Çerkez Ethem Yunanlılara sığınmış, Demirci Mehmet
Efe ise TBMM’ye teslim olmuştur.
CEVAP: E
Ek Bilgi: İngiltere zengin petrol pataklarına sahip Musul
Bölgesi’nin Türkiye’de kalmasını istemiyordu. Bu yüzden casusluk hareketlerine girişmiştir. Halifeliğin kaldırılmasını da bahane ederek halkın dinî duygularını ve
bölgesel farklılıklarını kullanarak Şeyh Sait Ayaklanmasının çıkmasına neden olmuştur.
21.
Türk ticaret ve ekonomisinde yabancı etkisinin azalmasında Aşar Vergisi’nin kaldırılması etkili değildir. Aşar
Vergisi’nin İzmir İktisat Kongresi’nde kaldırılması kararı
alınmıştır. Bunun nedeninde liberal ekonomi yatmaktadır. Liberal ekonomi özel mülkiyete dayanmaktaydı. Bu
yüzden aşar vergisi liberal ekonomiye ters bir kavram
olduğundan 1925’te kaldırılmıştır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Kabotaj Kanunu 1 Temmuz 1926’da Türk limanları arasında yolcu ve yük taşıma işinin yabancılardan Türklere geçmesidir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
18.
Takririsükûn Kanunu 4 Mart 1925’te Şeyh Sait İsyanı
sonucunda huzur ve güven ortamını sağlamak amacıyla çıkartılmıştır. Bu kanunla ayaklanmalara ve devletin
düzenini bozacak her türlü eyleme karşı gerekli tedbirler alınarak gazete ve parti kapatmaya kadar her türlü
yetki verilmiştir. Terakki Perver Cumhuriyet Fırkasının
bazı mensuplarının bu isyana karıştığı gerekçesiyle 3
Haziran 1925’te kapatılmıştır. Takririsükûn Kannu 1929
yılına kadar yürürlükte kalmıştır. Fakat Serbest Cumhuriyet Fırkası 12 Ağustos 1930’de kurulmuştur. Bu parti
zamanla gericilerin odağı hâline gelince kendini fesh
etmiş kapatılmamıştır.
164
22.
Medeni Kanunun kabulü ile kadınlar evlenme, boşanma, miras gibi medeni haklara sahip olmaları daha sonra siyasi haklar kazanmalarının da önünü açmıştır.
25.
Yeni Türk Harfleri’nin kabulüyle Arap harflerinin yerine
Latin harfleri kabul edilmiştir. Halka yeni harfleri öğreterek okuma ve yazma seviyesini yükseltmek için de
1928’de Millet Mektepleri açılmıştır.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Orta Doğu’nun güvenliğini sağlamak için
1913’de Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında
Sadabat Paktı imzalanmıştır. Bu pakta göre devletler
birbirlerinin iç işlerine karışmayacak, sınır ihlalinde bulunmayacaklardı. Birbirlerine saldırmayacak ve ortak
çıkar içeren konularda birbirlerine danışacaklardı. Aynı
zamanda Milletler Cemiyeti kararlarına uyacaklardı.
Cumhuriyet rejiminin kabul edilmesiyle ona ters nitelikte
olan halifelik de kaldırılmıştır. Bu yapılan çalışmalar birbirini bütünler niteliktedir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilmiştir.
Cumhuriyet millet egemenliğine dayanırken saltanat tek
bir kişinin egemenliğine dayanmaktadır. Bu durum da
cumhuriyet rejimi ile çelişmektedir. Bu yüzden 1 Kasım
1922’de saltanat kaldırılmıştır. Saltanatın kaldırılması
da cumhuriyet rejiminin tam anlamıyla uygulanması bakımından cumhuriyeti bütünleyici niteliktedir.
23.
26.
Atatürk’ün “mensup olduğu bir dinin icaplarını yapmak
veya yapmamak hak ve hürriyetine maliktir.” sözü din
konusunda ayrımcılık yapılmaması açısından doğrudan
laiklikle ilgilidir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Laiklik devlet işleriyle din işlerinde birbirinden
ayrılması ve devletin siyasi, iktisadi ve hukuki düzende
sadece aklın egemenliğini kabul etmesi demektir. Hukuki anlamda ise devletin ayrım yapmaksızın kişilerin
vicdan hürriyetine sahip olmalarını sağlamaktır.
Nüfus Mübadelesi, Milletler Cemiyetine gitmiş fakat bir
sonuç çıkmamıştır. Yabancı okullar sorunu bir iç sorun
olarak görülmüş ve bütün yabancı okullar Millî Eğitim
Bakanlığına bağlanarak sorun çözülmüştür. Osmanlı
dış borçları Lozan Antlaşması’nda Osmanlıdan ayrılan
devletlere pay edilerek çözülmüştür. Razgrad Olayı ise
Bulgaristan’ın Razgrad şehrindeki Türk ve Müslüman
mezarlıkların tahrip edilmesiyle İstanbul’da mitingler düzenlenmesine neden olmuştur.
Türkiye’nin Milletler Cemiyetine üye olması ve dünya
barışından yana bir dış politika sergilemesi Boğazlar
Sorunu’nun Türkiye lehine çözülmesine neden olmuştur.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin nedenleri;
––
İtalya’nın Habeşistan’ı işgal etmesi,
––
Almanya’nın Ren Bölgesi’ni silahlandırması,
––
Avusturya’nın zorunlu askerliği yeniden başlatması,
––
Japonya’nın Mançurya’yı işgal etmesidir.
Eisenhower Doktrini ile ABD, Sovyetler Birliği’nin Orta
Doğu’ya inmesini engellemek için bu bölge halkını ekonomik yönden destekleyerek yanına çekmeye çalışmıştır (I). Komünist Kuzey Kore ile antikomünist Güney
Kore arasında sınır anlaşmazlığı çıkınca Birleşmiş Milletler harekete geçerek, Güney Kore’ye askerî yardım
yapılma kararını almıştır (II).
Bu olaylar ABD ve SSCB’nin birbirine ters düşmesini
sağlamıştır.
CEVAP: B
24.
1929’da yaşanan ekonomik krizden oldukça etkilenen
İtalya ham madde ve pazar ihtiyacını karşılamak için
Habeşistan’ı işgal etmiştir. İtalya’nın politikaları Orta
Doğu’yu olduğu kadar Türkiye’yi de endişelendirmiştir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Kore Savaşı ile Türkiye ilk kez Misakımillî sınırları dışına asker göndermiştir. Bu girişim Türkiye’nin
Batı Blok’u içerisine girerek 1952’de NATO’ya üye olmasını sağlamıştır.
27.
Türkiye Birleşmiş Milletler kararına uyarak,
––
Somali
––
Bosna-Hersek
––
Arnavutluk
––
Kosova
––
Afganistan
––
Lübnan’a asker göndermiştir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Vietnam Savaşı, 1973 yılında Paris’te imzalanan Vietnam Barışı ile sona ermiştir. 1975’te ABD’nin
bölgeden çekilmesi ile Kuzey Vietnam antikomünist Güney Vietman’ı ele geçirmiştir.
165
DENEME - 5
1.
5.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Şeyh Bedrettin İsyanı, Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi’nde ortaya çıkan ilk “dini ve sosyal” nitelikli
bir isyandır.
CEVAP: D
Şeyh Bedrettin, her türlü mülkiyeti kaldırarak ortaklık
önermiştir. Cennet ve cehennemi reddederek bütün
nimetlerin bu dünyada olduğunu ve cennet vaadlerinin
hayal olduğunu öne sürmekteydi.
Ek Bilgi: Türkler tarihsel süreçte Kök Türk, Uygur, Kiril,
Soğd, Arap ve Latin alfabelerini kullanmışlardı.
2.
İslam dünyasında bir hükümdarın meşruiyet kazanması onun saltanatının halife tarafından tasdik edilmesiyle
olurdu. Bunun ilk şartı da hükümdarın kendi ülkesinde
halife adına hutbe okutmasıdır.
6.
İkta sistemi ilk defa Hz. Ömer Dönemi’nde uygulanmış
Türkler İslamiyet’e geçtikten sonra bu sistemi uygulayarak geliştirmişlerdir.
CEVAP: C
CEVAP: C
4.
7.
Mütevelli, bir vakfın yönetiminin kendisine verildiği kişiye denilmektedir.
Fresk: Duvarlara yapılan resimlerdir.
Muhtesip, çarşı ve pazarları denetleyen kişidir.
Minyatür: El yazması eserleri süslemek ve metnin aydınlatılmasını sağlamak için yapılan iki boyutlu resimlerdir.
Mültezim, Osmanlı toprak sisteminde açık arttırma
usulüyle kiraya vermeye iltizam, sahibi olan kişiye de
mültezim denirdi.
Muhassıl, köylüyü sömüren mültezimlerin yerine vergi
toplanacak yerlere merkezden gönderilen kişilerdir.
Anadolu Selçuklu Devleti Dönemi’nde hükümdarların
kullandığı “Keyhüsrev, Keykubat ve Keykavus” gibi
unvanlar Anadolu Selçuklu Devleti’nde Fars kültürünün egemen olduğunu göstermektedir. Türk kültüründe
daha çok “Han, Hakan, Sultan” gibi unvanlar kullanılmaktadır.
İhtisap Ağası, üretilen malların standartlara uygun olup
olmadığını kontrol eden kişidir.
CEVAP: A
Ek Bilgi: İslam hukuku alimleri mütevelli olacak kişilerde
bazı özelliklerin bulunmasını şart koşmuşlardır. Bunlar;
CEVAP: B
––
akil olma,
Ek Bilgi: Lonca Teşkilatı Osmanlı Devleti’nde esnaf
örgütlenmesidir. Burada malların kalitesi ve fiyatı belirlenir, esnaf ile halk arasındaki ilişki düzenlenir, mesleki
dayanışma sağlanır ve haksız rekabet önlenirdi.
––
adil ve güvenilir olma,
––
vakıf işlerini yönetecek iktidara sahip olma,
––
Müslüman olmadır.
Çimpe Kalesi’nin fethi Haçlılara karşı olan bir savaş
sonucunda gerçekleşmemiştir. Bizans İmparatoru Kantakuzen tehlikede olan tahtını Orhan Bey’in yardımı sonucunda korumuştur. Bu yardım karşılığında da 1353’te
Çimpe Kalesi’ni hediye etmiştir. Bu kalenin fethi ile ilk
kez Rumeli’ye geçilmiştir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Niğbolu Savaşı’nda Haçlılara karşı galip gelinmiş, bunun sonucunda Bizans’ın Avrupa’dan yardım
alma ümidi kesilmiştir. Abbasi Halifesi Yıldırım Bayezit’e
bu savaştaki başarısından dolayı “Sultanı İklimi Rum”
unvanını vermiştir.
8.
Osmanlı Devleti’nde bürokrasiyi oluşturan kalemiye sınıfında nişancı, defterdar ve reisülküttab yer almaktaydı.
Kalemiye sınıfında yazışma ve maliye işleri yürütülürdü.
Seyfiye sınıfında idare ve askerlik işleri görülürdü. Sadrazam, vezirler ve kaptanıderya bu sınıf içerisinde yer
almaktadır.
İlmiye sınıfında ise yargı, din ve eğitim işleri görülürdü.
Bu sınıfın mensupları şeyhülislam, kazasker, kadı ve müderristir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: İlmiye sınıfı üyeleri Müslüman doğmak ve
medrese çıkışlı olmak zorundaydı.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
3.
Osmanlı Devleti’nde haraç vergisi sürekli alınırken, avarız olağanüstü durumda, çiftbozan vergisi ise köylünün
toprağını üç yıl üst üste ekmemesi durumunda alınırdı.
Ek Bilgi: Haraç, gayrimüslim çiftçilerden 1/5 oranında
alınan toprak üretim vergisidir. Bu vergi 1856 Islahat
Fermanı ile kaldırılmıştır.
Türklerde fresk ve minyatürün örnekleri Uygurlara kadar
dayanır.
Ek Bilgi:
Safevi Devleti Hükümdarı Şah İsmail’in Doğu Anadolu’yu
ele geçirmek amacıyla Şii propagandası yapması üzerine Osmanlı-İran Savaşı başlamıştır. Bu savaşın sonucunda Şii nitelikli Şahkulu İsyanı çıkmış ve bastırılmıştır.
ÇÖZÜM–5
Kök Türkler 38 harfli ilk Türk alfabesini oluşturmuşlardır.
İpek Yolu hâkimiyeti için Akhunlara karşı Bizanslılarla
ittifak kurmuşlardır. Ergenekon ve Bozkurt destanlarını
oluşturmuşlar. Çin’e karşı Kürşat Ayaklanması’nı çıkartarak bağımsızlık mücadelesinde bulunmuşlardır. Fakat
hareketli harf sistemi Kök Türkler zamanında değil Uygurlar zamanında oluşturulmuş ve kullanılmıştır.
166
9.
Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde
Kanunname-i Ali Osman’da
hazırlanan
––
Müsadere sisteminin uygulanması,
––
Divan başkanlığının sadrazama bırakılması,
––
Kardeş katlinin yasal hâle gelmesi,
––
Şehzadelerin, sancağa çıkmasının zorunlu olması
12.
Türk Derneği Tanzimat Dönemi’nde değil II. Meşrutiyet’in
ilanından sonra 25 Aralık 1908’de kurulmuştur. Derneğin
amacı 1909’da çıkartılan Türk Dili Dergisi’nde yayımlanmıştır. Bu amaç: “Türk diye anılan bütün kavimlerin
mazisi, hâli ve eserlerini öğrenmek ve öğretmek”tir. Dil
ile kültür arasındaki ilişki kavranarak dilde yalınlaşmaya
gidilmiştir.
Diğer seçenekteki yargılar Tanzimat Dönemi özellikleri
arasında yer almaktadır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Türk Derneği 1912 yılına kadar varlığını sürdürmüştür. Bu tarihten sonra dernek dağılınca kalan
üyeleri Türk Yurdu Cemiyetine katılmıştır. Türk Ocağı
Cemiyeti kurulunca cemiyetin üyeleri buraya geçmişlerdir.
13.
Mustafa Kemal’in demokratik yönetimi desteklemeye
yönelik çalışmaları arasında Vatan ve Hürriyet Cemiyetine katılması ve Harekat Ordusu’nun kurulmasında etkili
olması yer almaktadır. Mustafa Kemal, vatanın tehlikede
olduğunu görerek subay arkadaşları ile Vatan ve Hürriyet
Cemiyetini kurarak birçok siyasi içerikli gazete basılıp dağıtılmasında rol oynamıştır. Meşruti yönetime karşı olan
31 Mart İsyanı, Harekât Ordusu tarafından bastırılmıştır.
Mustafa Kemal bu ordunun kurulmasında yer alarak ordunun ismini de kendisi koymuştur. Rejime karşı olan bu
isyan Harekât Ordusu tarafından bastırılmıştır.
CEVAP: C
Ek Bilgi: I. Balkan Savaşı’nda alınan yenilginin sorumlusunu İttihat ve Terakkili yöneticiler hükûmet olarak görmüşler ve bunun sonucunda hükûmete, Babıali Baskını
ile bir darbe düzenleyerek hükûmeti düşürmüşlerdir.
Mustafa Kemal’in destek vermediği bu olaydan sonra
İttihat ve Terakkinin yönetimdeki gücü giderek artmıştır.
Darbeden dolayı demokratik bir hareket olduğu söylenemez.
14.
Osmanlı Devleti, Wilson ilkelerinde yer alan “Galip devletler, mağlup devletlerden toprak ve savaş tazminatı
almayacak” ve “Osmanlı topraklarında Türkler’in çoğunlukta bulundukları bölgelerde kesin Türk egemenliği sağlanacak.” ilkelerine güvenerek Mondros Ateşkes Anlaşması’nı imzalamıştır. Bu maddeler Osmanlı
Devleti’nin Mondros Ateşkes Anlaşması’nı imzalamasını
hızlandırmıştır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Mondros Ateşkes Anlaş-ması’nın 7. maddesi
doğrultusunda İtilaf Devletleri Anadolu’yu işgal etmişlerdir. Bu madde aynı zamanda işgallere hukuki zemin
hazırlamıştır.
gibi konular yer almaktadır. Fakat şeyhülislamın Divan
toplantılarına katılması daha sonra XVI. yüzyılda gerçekleşen bir olaydır. Bu yüzden bu kanunnamede yer
almamaktadır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Kanunname-i Ali Osman ile düzenlenen konular Tanzimat Dönemi’ne kadar yürürlükte kalmıştır.
10.
Osmanlı Devleti’nde ilk denk bütçeyi hazırlayan kişi
Tarhuncu Ahmet Paşa’dır. Sadrazam saray masraflarını
kısarak mali durumu düzeltmek istemiştir. Çıkarları zedelenen bazı gruplar tarafından aleyhine yapılan çalışmalar sonucunda idam edilmiştir.
CEVAP: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Köprülü Mehmet Paşa saraya şartlar sürerek
sadrazamlık görevini kabul etmiştir. Bu şartlar:
––
Saraya sunacağı teklifler kabul edilecekti.
––
Hakkındaki şikâyetleri kendisi de dinleyecekti.
––
Sözlerine itimat edilecekti.
––
Devlet memurlarının atama ve azledilmelerinde görevine karışılmayacaktı.
––
11.
Fransız İhtilali sonucunda yaşanan milliyetçilik hareketleri Osmanlı Devleti’nde azınlıkların bağımsızlık hareketleri içine girmesine neden olmuştur. Avrupalı Devletler de azınlıkları bahane ederek Osmanlı Devleti’nin iç
işlerine karışmaya çalışmışlardır. Osmanlı Devleti hem
bu bağımsızlık hareketlerini engellemek hem Avrupalı
Devletlerin kendi iç işlerine karışmalarını önlemek hem
de Londra Konferansı’nda Mehmet Ali Paşa İsyanı’nın
kendi lehlerine sonuçlanmasını istedikleri için Tanzimat
Fermanı’nı ilan etmiştir. Bu fermanın toplumsal alanda
eşitlik sağlanarak devletin varlığı devam ettirilmek istenmiştir.
Yine bu doğrultuda 1876’da Meşrutiyet ilan edilerek halka Mebusan Meclisi ile devlet yönetimine katılma hakkı
verilmiştir. Meşrutiyetle birlikte halka kısıtlı da olsa (sadece erkeklere) seçme ve seçilme hakkı verilmiştir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Mehmet Ali Paşa İsyanı’nın Fransız İhtilali ile
bir bağlantısı yoktur. XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin
merkezî otoritesinin zayıflamasıyla Mısır Valisi Mehmet
Ali Paşa Osmanlı Devleti’ne karşı isyan etmiştir.
167
15.
Bilecik Görüşmeleri 5 Aralık 1920’de İstanbul Hükûmeti
ile TBMM Hükûmeti arasında yapılmıştır. İstanbul’un işgalinden sonra Damat Ferit Paşa yeniden hükûmet başkanı
olmuş ve bunun üzerine İstanbul ve Ankara ilişkileri iyice
gerilmiştir. Kuvayımilliye hareketini bastıramayan Damat
Ferit Paşa tekrar istifa etmiş, yerine daha ılımlı Tevfik Paşa
Hükûmeti kurulmuştur. Tevfik Paşa Ankara Hükûmetine
görüşme talebinde bulunmuştur. Bilecik tren istasyonunda
yapılan görüşmede Mustafa Kemal, İstanbul Hükûmetini
tanımadığını belirterek görüşmeye gelen iki bakanı göz
altına alarak Ankara’ya göndermiştir. İki bakan İstanbul’a
gittiklerinde istifa edecekleri sözünü verince serbest bırakılmıştır. Mustafa Kemal bu görüşmelerde İstanbul
Hükûmetini yok sayarak TBMM başkanı olarak İstanbul
Hükûmetine karşı ilk siyasi başarısını almıştır.
18.
Misakımillî’de yer alan konular arasında kapitülasyonlar,
azınlıklar, boğazlar, borçlar, sınırlar, Araplar ve referandum yer almaktadır. Ulusal egemenlikle ilgili bir konu yer
almamaktadır.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Ulusal egemenlik fikrinden ilk defa “Her livadan milletin güvenini kazanmış üç kişinin seçilerek
güvenlik içinde Sivas’a gelmesi gereklidir. Seçimi Belediyeler, Müdafaaihukuk Cemiyeti yapmalıdır.” ibaresi ile
Amasya Genelgesi’nde bahsedilmiştir.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Amasya Protokolü İstanbul Hükûmetine karşı
alınan ilk siyasi başarıdır. Fakat Amasya Protokolü 2022 Ekim 1919’da yapılmıştır. TBMM 23 Nisan 1920’de
kurulduğundan Mustafa Kemal’in Amasya Protokolü
yapılırken TBMM başkanı olması imkânsızdır. Amasya
Protokolü, Temsil Heyetinin İstanbul Hükûmetine karşı
ilk siyasi başarısıdır.
19.
Mustafa Kemal’in Tekalifimilliye Emirleri’ni yayımlaması
Sakarya Savaşı’nın ve Büyük Taarruz’un kazanılmasında etkili olmuştur. Mustafa Kemal Başkomutanlık yetkisine dayanarak ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için
Tekalifimilliye Emirleri’ni çıkarmıştır. Sakarya Savaşı’nın
ve Büyük Taarruz’un kazanılması, Tekalifimilliye
Emirleri’nin çıkarılmasının önemini göstermektedir.
CEVAP: E
16.
Misakımillî 28 Ocak 1920’de Son Osmanlı Mebusan
Meclisinde kabul edilmiştir. Hatta bundan dolayı itilaf
devletleri İstanbul’u işgal ederek Mebusan Meclisini dağıtmışlardır. Daha sonra kurulan TBMM de Misakımillî
ilkeleri doğrultusunda hareket etmiştir. İki mecliste
Misakımillî’yi kabul etmiştir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Misakımillî’den ilk taviz Moskova Antlaşması ile
Batum, ikinci taviz Ankara Antlaşması ile Musul’dur. Bu
topraklar Misakımillî sınırları dışında kalmıştır.
17.
Millî Mücadele Dönemi’nde Ankara’da Halide Edip ve
Yunus Nadi’nin çalışmalarıyla açılan yayın organı Anadolu Ajansı’dır. Anadolu Ajansı, Mustafa Kemal’in onayı
ile kurulmuştur.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Hâkimiyetimilliye, İradeimilliye, Anadolu Ajansı, Millî Mücadele taraftarı yayınlar arasında yer alırken
Alemdar gazetesi Millî Mücadele’ye zararlı yayınlar arasında yer almaktadır. Tercümanı Hakikat, II. Abdülhamit
Dönemi’nde halka okuma alışkanlığı kazandırmak ve
halkı eğitmek amaçlı çıkarılan günlük gazetedir.
20.
Tek dereceli seçim sistemi Atatürk Dönemi’nde değil 1946 yılında uygulanmıştır. Halifeliğin kaldırılması (1924), Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kurulması
(1930), kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi
(1930-33-34), seçmen yaşının 25’ten 18’e düşürülmesi
1923 yılında yapılmıştır. Atatürk Dönemi 1919-1938 yılları arasını kapsadığı için bu yapılanlar Atatürk Dönemi
gelişmeleri arasında yer almaktadır.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Tek dereceli seçim sisteminde temsilcilerin
doğrudan doğruya belirlenmesine olanak sağlanmıştır.
Çift dereceli seçim sisteminde ise seçmenler temsilcileri
seçecek olan kişileri seçerler daha sonra seçtikleri kişiler temsilcileri seçerlerdi.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Tekalifimilliye Emirleri, Eskişehir-Kütahya
Savaşı’nın yenilgiyle sonuçlanmasından sonra çıkarılmıştır. Emir ülkenin sahip olduğu bütün kaynakların
orduya aktarılmasını içermektedir. Emirleri uygulamak
için Tekalifimilliye Komisyonları ve İstiklal Mahkemeleri
kurulmuştur.
168
21.
Tevhiditedrisat Kanunu ile bütün okullar Millî Eğitim
Bakanlığı’na bağlanmıştır. Bu kanunla dinî eğitim kurumu olan medreseler kapatılmıştır. Şeri hukuka göre
yapılan Mecelle kaldırılarak çağın gereklerine uygun
Türk Medeni Kanunu ilan edilmiştir. Tekke ve türbeler
kapatılarak tarikatların siyasi ilişkiler arasında yer alması engellenmiş ve üfürükçülük yasaklanmıştır. Yapılan
bütün bu yenilikler laikleşme doğrultusunda yapılmış
fakat Yeni Türk Harfleri’nin kabulünün laikleşmeyle bir
alakası yoktur.
24.
Türkiye, Hatay’ın anavatana katılması konusunda Milletler Cemiyetine başvurmuş ve Milletler Cemiyetinin
hazırlattığı Sandler Raporu, Hatay’ın 1939’da anavatana
katılmasında etkili olmuştur.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Atatürk 1923’te yaptığı bir konuşmada Hatay’la
ilgili olarak “Kırk asırlık Türk yurdu, düşman elinde esir
kalamaz.” demiştir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Türk devrimleri,
––
siyasal,
––
hukuksal,
––
eğitim-kültür,
––
ekonomik alanlarda yapılmıştır.
Türkiye’nin 1932’de Milletler Cemiyetine üye olması ve
dünya barışından yana bir dış politika izlemesi Boğazlar
Sorunu’nun 1936’da Türkiye lehine çözülmesine neden
olmuştur.
25.
II. Dünya Savaşı sırasında ABD Başkanı Roosevelt ve
İngiltere Başbakanı Churchill tarafından yayınlanan ve
savaştan sonra Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın kurulmasını sağlayan düzenleme Atlantik Bildirisi’dir.
CEVAP: B
22.
Ek Bilgi: Atlantik Bildirisi’ne göre,
Atatürk’ün bu sözü devletin iç işlerine karışılmaması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu durum ise devletin bağımsızlık olgusuyla alakalı bir durumdur. Devletin iç işlerinde serbest karar verdiği gibi iç işlerinde de hiç bir siyasi
güce göre karar vermeyip bağımsız olması vurgulanmıştır. Bağımsızlık milliyetçiliği bütünleyen bir kavram
olduğundan Atatürk’ün bu sözü milliyetçilikle alakalıdır.
––
savaştan sonra toprak kazanılmayacak,
––
uluslar kendi kaderlerini kendileri belirleyecek,
––
açık denizlerde ticaret serbestiği getirilecek,
––
uluslararası iş birliği geliştirilecekti.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
CEVAP: A
Ek Bilgi: Milliyetçilik ilkesinin amaçları arasında;
––
Dış politikada ulus yararının gözetilmesi,
––
İç politikada ulusal, çağdaş ve laik kültüre dayalı
toplum oluşturma,
––
Birlikte yaşama arzusu içinde olma,
––
Tasada ve kıvançta birlikte davranma yer almaktadır.
26.
ABD ile SSCB arasında imzalanan SALT II Antlaşması’nın
ABD Kongresi’nce onaylanmamasının nedeni: İmzalanan antlaşma ile Amerika stratejik üstünlüğü Sovyetlere
kaptırmış ve 1979’da Rusya, Afganistan’ı işgal edince
Amerika SALT II Antlaşması’nı onaylamamıştır.
CEVAP: A
Ek Bilgi: SALT I ve SALT II antlaşmaları ABD ile SSCB
arasındaki Soğuk Savaş Dönemi’ne son vermek için imzalanmış ve tarafların Yumuşama Dönemi’ne girmesini
sağlamıştır. Taraflar bu antlaşmalarda silahlanmada sınırlandırma konusunda uzlaşmaya çalışmıştır.
23. – Misakıiktisadi kararlarının kabul edilmesi millî bir
ekonomi oluşturmak amacı ile yapılmıştır (I).
––
Ulusal ögelerin ön plana çıkması da toplumsal birlik
ve dayanışmayı güçlendirmiştir (II).
––
Türk Tarih Kurumu’nun kurularak ümmetçi bir tarih
yapısından millî bir tarih yapısına geçilmiştir (III).
Bu öncüller gerçekleştirilirken ulusal (millî) ögeler esas
alınmıştır.
27.
Güney Osetya Savaşı’nın ardından meclis kararı
ile Bağımsız Devletler Topluluğundan ayrılan devlet
Gürcistan’dır. 26 Ağustos 2008’de Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, Rusya’nın Güney
Osetya Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını tanıdığını açıklamıştır.
CEVAP: E
CEVAP: E
Ek Bilgi: Misakıiktisadi kararları 17 Şubat 1923’te toplanan İzmir İktisat Kongresi’nde kabul edilmiştir. Bu kararlar ile ulusal ve bağımsız bir ekonomi oluşturulmak
istenmiştir.
Ek Bilgi: Güney Osetya’yı tanıyan diğer devletler Venezuella, Nikaragua, Nauru ve Tuvalu’dur.
169
DENEME - 6
1.
5.
CEVAP: D
Ek Bilgi: İltizam, devleti gelirlerinin bir bölümünün belirli
bir bedel karşılığında devlet tarafından ihale sonucu ile
kişilere devredilerek toplanması yöntemidir.
CEVAP: A
Ek Bilgi: İslamiyet öncesi Türk devletlerinde ilk millî alfabe 38 harfli Göktürk alfabesidir. Daha sonra Uygurlar
da 14-18 harfli Uygur alfabesi oluşturmuşlardır.
2.
6.
Karahanlılar Bizans ile mücadele içerisine girmemişlerdir. Bunun nedeni ise kuruldukları ve hâkimiyet altına aldıkları toprakların Bizans’a yakın ya da Bizans sınırında
yer almamasından kaynaklanmaktadır.
3.
Ek Bilgi: Humbara demir veya tunçtan dökülmüş, yuvarlak ve boş olan içine patlayıcı maddeler doldurulup
havan topla ya da elle atılan bir bomba türüdür.
7.
Osmanlı Devleti’nde Divanıhümayunda alınan kararlar
mühimme defterlerine kaydedilirdi. Bu defterlerde ferman, berat ve verilen hükümler işlenmektedir.
Ruznamçe Defterleri: Günlük olayların yazıldığı küçük
defterlerdir.
Kadıleşker: Askerî davalara bakan görevlidir.
Tahrir Defterleri: Toprakların mülkiyet ve kullanma hukuku, vergi türü ve miktarlarını saptamak için yapılan
arazi ve yükümlü nüfus sayımlarını kapsayan defterlerdir.
Çaşnigir: Sarayda hükümdarın yemek işleriyle görevli
olan kişidir.
Hacip: Hükümdar ile saray ve halk arasında ilişkilere
bakan görevlidir.
Tereke Defterleri: Ölen bir kişinin bıraktıklarını belirleyip bunun rayiç değerini belirleyip, varislerine taksimini
bildiren defterlerdir.
CEVAP: A
CEVAP: B
Ek Bilgi: Has arazi vergi gelirleri hükümdar ve ailesine
ait topraklardır. Bu toprakların gelirleri doğrudan hükümdarın özel hazinesine aktarılmaktadır.
Ek Bilgi: Divanıhümayunda toplumu ilgilendiren idari,
mali ve askerî konular ve yöneticilerin kendi başlarına
karar veremedikleri meseleler görüşülürdü. Burada
alınan kararlar şeyhülislamın fetvasından sonra kanun
olarak yürürlüğe girerdi.
Coğrafi Keşifler sonucunda ticaret yolları değişmiş ve
Akdeniz limanları önem kaybederken Atlas Okyanusu
kıyıları önem kazanmıştır. Osmanlı Devleti’nin elinde
bulunan İpek ve Baharat yolları önemini kaybetmiştir.
Yeni ülkeler keşfedilmiş ve keşfedilen ülkelerdeki bol
miktarda altın ve gümüş Avrupa’dan Osmanlı pazarlarına girmiştir. Böylelikle Osmanlı parası değer kaybetmiş,
halkın alım gücü azalmış, ülkede enflasyon yükselmiştir.
Bu yüzden Fransa’ya kapitülasyonlar tanınarak hem Avrupa’daki Hristiyan birliği parçalanmaya çalışılmış hem
de Akdeniz ticareti canlandırılmaya çalışılmıştır.
8.
XVII. yüzyılda Anadolu’da Celâli İsyanları’nın çıkmasında tımar sisteminin bozulması yer almaktadır. Tımar sisteminin bozulması ile iltizam sistemi yaygınlaştırılmış,
halktan alınan vergiler yükseltilmiş, yöneticiler halktan
kanunlara aykırı şekilde vergi toplamışlardır. Bunun sonucunda köylüler ekonomik olarak sıkıntıya düşmüşler
vergilerini veremedikleri için topraklarını terketmek zorunda kalmışlardır.
CEVAP: A
CEVAP: A
Ek Bilgi: Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde Coğrafi
Keşiflerin olumsuz etkilerini azaltmak için Hint Deniz Seferi düzenlenmiş fakat başarılı olunamamıştır.
Ek Bilgi: Karayazıcı, Canbolatoğlu, Tahvil Ahmet, Deli
Hasan ve Kalenderoğlu gibi kişilerin çıkardığı isyanlar
önemli Celâli İsyanları arasında yer almaktadır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Has ve tımar topraklarının kaydını ve dağıtımını yapan
görevliye “pervaneci” denmektedir.
Emirialem: Sultanın bayrağını ve saltanat sancaklarını
taşımak ve korumakla görevli olan kişidir.
4.
Savaş teknolojisinin gelişmesi ile Humbaracılar Ocağı
ortaya çıkmıştır. Humbaracılar seferler esnasında havan topu, el bombası gibi silahları kullanırdı.
CEVAP: A
CEVAP: D
Ek Bilgi: Karahanlılar Batı Türkistan’da kurulduğu için
halkın büyük bir çoğunluğu Türklerden oluşmaktaydı.
Bu nedenle Karahanlılarda ulusçu yapı ön plana çıkmıştır.
Osmanlı Devleti’nde salyaneli eyaletlerde uygulanan
iltizam sistemin uygulandığı topraklar mukataalı topraklardır. Mukataalı toprakların geliri doğrudan devlet hazinesine aktarılırdı.
ÇÖZÜM–6
İslamiyet öncesi dönemde Türklerin temel geçim kaynağının hayvancılığa dayanması göçebe yaşamalarıyla
alakalı bir durumdur. Sürekli göç eder bir durumda olmaları, tarım yapmalarını zorlaştırdığı için hayvancılık
temel geçim kaynaklarını oluşturmaktadır. Türkler hayvanların kıllarını kullanarak halı ve kilim dokumuşlar,
bu yüzden halı ve kilim dokumacılığı İslamiyet öncesi
Türklerde gelişmiştir.
170
9.
Avrupa’da Reform Hareketleri ile Osmanlı Devleti Avrupa Hristiyan birliğini bozarak Avrupa yönündeki siyasi ilerleyişi hızlandırmak istemiştir. Bu yüzden Reform
Hareketleri’ni desteklemiştir.
13.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Reform hareketleri Osmanlı Devleti’ni etkilememiştir. Bunun nedeni ise Osmanlı Devleti’nin içerisinde yaşayan gayrimüslim halka geniş hak ve özgürlükler
vermesidir.
10.
Mondros Antlaşması’nın 24. maddesine işlerlik kazandırılarak Taşnak Cemiyeti kurulmuştur. Mondros Ateşkes
Antlaşması’nın 24. maddesinde Vilayetisitte’de (Erzurum, Van, Diyarbakır, Elazığ, Sivas ve Bitlis) bir karışıklık çıkarsa bu bölgeler işgal edilecekti ifadesi yer almaktadır. Bu doğrultuda Taşnak Cemiyeti bu altı vilayette bir
Ermeni devleti kurmak için faaliyetlere geçmiştir.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Merkezi Trabzon’da olan cemiyet Pontus Rum
İmparatorluğu’nun yeniden canlandırmaya yönelik olarak kurulmuştur.
Yeniçeriler çıkarlarının zedelendiğini düşünerek Osmanlı Devleti’ndeki yenilik hareketlerine karşı çıkmaktaydılar. II. Mahmut yenilikler önündeki en büyük engelin
yeniçeriler olduğunu düşünerek 1826’da Yeniçeri Ocağını kaldırılmıştır. Tarihte bu olaya Vakayihayriye (hayırlı
olay) denilmektedir.
Hürriyet ve İtilaf Fırkası, İttihat ve Terakki Cemiyetine
muhalefet olarak kurulmuş ve vatanın kurtuluşunun
Amerikan mandası ile olacağını savunmuştur.
Senediittifak II. Mahmut zamanında 1808 yılında
âyanlarla padişah arasında imzalanmıştır. Anadolu ve
Rumeli’deki âyanlardan destek alarak Yeniçerileri denetim altına almak istemiştir.
CEVAP: E
14.
Ek Bilgi: IV. Mahmut zamanında ayarı düşük akçelerle
yeniçerilere maaşlarının ödenmesi ve uzun süre yeniçerilerin maaşlarını alamamasından dolayı yeniçeriler
isyan etmişler, bu duruma yol açan bazı devlet adamlarının kellesini istemişlerdir. Tarihte bu olaya Vakayıvakvakiye denmektedir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
11.
Muharrem Kararnamesi, Osmanlının ödeyemediği iç
ve dış borçların alacaklıların isteği üzerine düzenlenen
mali kararlardır. 1881 yılında II. Abdülhamit Dönemi’nde
yayımlanmıştır.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Mustafa Kemal IX. Ordu Müfettişi olarak askerî
ve sivil makamlara emretme yetkisine sahipti. Bu yetkiler Mustafa Kemal’in asıl amacı için kolaylık sağlamıştır.
Millî Mücadele için de önemli bir fırsat oluşturmuştur.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Tanzimat Fermanı 1839’da Mustafa Reşit
Paşa tarafından hazırlanmış ve Abdülmecit tarafından
onaylanarak ilan edilmiştir. Bu ferman ile padişah ilk kez
kendi gücünün üstünde bir yasa gücü olduğunu kabul
etmiştir.
12.
İngiltere, Fransa ve Rusya aralarında bir antlaşma yaparak Yunanistan’a bağımsızlık verilmesini istemişler
fakat II. Mahmut bunu kabul etmeyince 1827’de Navarin
Olayı yaşanmıştır (II).
Osmanlı Devleti 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı’nı
kaybederek 1829’da imzaladıkları Edirne Antlaşması ile
Yunanistan’ın bağımsızlığını kabul etmiştir (I).
Tanzimat Fermanı 1839’da Abdülmecit tarafından kabul
edilmiştir (III).
CEVAP: C
Ek Bilgi: Tanzimat Fermanı’nın ilanı ile Tanzimat Dönemi ortaya çıkmıştır. Tanzimat Dönemi 1839-1876
yıllarını kapsamaktadır. Bu dönemin padişahları Sultan
Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz’dir.
Mustafa Kemal, sivil Türk direnişini önlemek ve orduları terhis etmek için IX. ordu müfettişi olarak Samsun’a
gönderilmiştir. Samsun’a çıkan Mustafa Kemal kesinlikle orduların terhis edilmemesini ve ateşkes hükümlerine uyulmamasını istemiştir. Komutanlarla görüşerek
ulusal mücadelenin çekirdek kadrosunu oluşturmuştur.
Samsun’da hazırladığı rapordan sonra Havza’ya geçerek burada Havza Genelgesi’ni yayımlamıştır. Havza
Genelgesi ile işgaller protesto edilerek tüm dünyaya
haklı olduklarını ispat etmeye çalışmışlardır.
15.
Damat Ferit Hükûmeti Sivas Kongresi’nin toplanmasını
engellemek için Elazığ Valisi Ali Galip’i görevlendirmiştir. Ali Galip’e Mustafa Kemal’i tutuklama emri verilmiştir.
Bütün çabalara rağmen Sivas Kongresi toplanmış ve
siyasi bir yenilgi alan Damat Ferit Hükûmeti istifa etmek
zorunda kalmıştır.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Damat Ferit Hükûmeti’nin istifa etmesiyle Temsil Heyeti, İstanbul Hükûmeti’ne karşı ilk siyasi başarısını kazanmıştır.
Amasya Protokolü’nün imzalandığı ve Misakımillî kararlarının alındığı süreçte Ali Rıza Paşa Hükûmeti mevcuttu.
171
16.
Misakımillî kararları arasında Kuvayı-milliye’ye lojistik
destek verilmesi kararı yoktur. Misakımillî’nin kanunları
arasında,
––
Sınırlar
––
Batı Trakya
––
Boğazlar
––
Kapitülasyonlar
––
Araplar ile ilgili konular yer almaktadır.
20.
Türk Tarih Kongresi’ne Atatürk izleyici olarak katılmıştır. İzmir İktisat Kongresi’ne Kazım Karabekir başkanlık
etmiştir.
CEVAP: A
CEVAP: B
Ek Bilgi: Kurtuluş Savaşı devam ederken böyle bir
kongre düzenlenmesi Atatürk’ün eğitime ne kadar önem
verdiğini göstermektedir. Atatürk bu kongrede Millî kimliğimize zarar veren zararlı fikirlerle mücadele edilmesini
vurgulamıştır.
Ek Bilgi: Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde Misakımillî
kararları kabul edilince İtilaf Devletleri meclisi dağıtıp 26
Mart 1920’de İstanbul’u resmen işgal etmişlerdir.
17.
Kütahya-Eskişehir Muharebeleri’nin devam ettiği sırada Mustafa Kemal başkanlığında 180 kişi ile Ankara’da
Maarif Kongresi toplanmıştır. Kongrenin amacı Kurtuluş
Savaşı kazanıldıktan sonra Yeni Türk Devleti’nin eğitim
politikasını belirlemekti.
1921 Teşkilatıesasiye Kanunu’nda Maarif Teşkilatı Kanunu yer almamaktadır. Maarif Teşkilatı Kanunu 2 Mart
1926’da ilan edilmiştir. Bu kanunla ilkokul, lise ve yükseköğretim belli esaslara göre düzenlenmiştir. Devletin
izni olmadan okul açılamayacağı belirtilerek derslerin ne
şekilde okutulacağı belirlenmiştir.
21.
CEVAP: E
Ek Bilgi:
Saltanatın kaldırılması → 1922’de
Türkiye Cumhuriyeti’nde Mecelle’nin uygulanmasına
son veren yasal düzenleme 1926’da Medeni Kanun’un
kabulüdür. Şeri Hukuka göre düzenlenmiş Mecelle kaldırılarak yerine çağın en gelişmiş medeni kanunu İsviçre Medeni Kanunu Türk toplum yapısına göre düzenlenerek, Medeni Kanun ilan edilmiştir.
CEVAP: C
Cumhuriyetin ilanı → 1923’te
Ek Bilgi: İsviçre Medeni Kanunu’nun, Türk Medeni Kanunu esas olarak alınmasında,
İstiklal Marşı’nın kabulü → 1921’de
18.
Lozan Konferansı’nda Ege Adaları ile ilgili bir tartışma
yaşanmamıştır. Bozcaada, Gökçeada, Tavşan adaları, Türkiye’ye bırakılmış, diğer adalar ise Yunanistan’a
verilmiştir. Ancak Yunanistan Türkiye’ye yakın adalarda
silah bulunduramaz kararı alınmıştır.
––
Avrupa’daki medeni kanunların en yenisi olması,
––
demokratik esaslar çerçevesinde düzenlenmiş olması,
––
sorunlara pratik çözümler getirmesi,
––
laiklik esasına göre düzenlenmiş olması etkili olmuştur.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Azınlıklarla ilgili tartışma, yeni Türk Devleti’nin
sınırları içerisinde yaşayan tüm azınlıklar Türk vatandaşı olarak kabul edilerek son bulmuştur.
19.
4 Mart 1924’te Tevhiditedrisat Kanunu’nun kabulü ile eğitim ve öğretimde birlik sağlanmıştır. 3 Mart 1924’te medreseler kapatılarak tüm okullar Millî Eğitim Bakanlığı’na
bağlanmıştır.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Darülbedayi, Batılı anlamda tiyatronun gelişimini sağlayan Osmanlıdaki ilk konservatuvardır. Müzik
ve tiyatro eğitimi vermektedir. 1934 yılında İstanbul Şehir Tiyatroları adını almıştır.
22.
Yeni Türk Harfleri’nin kabulü ile uygulamadaki ikilikleri
önlemek amacıyla yapıldığı söylenemez. Çünkü Arap
harfleri ile Latin harfleri aynı anda kullanılmıyordu. Kullanılan Arap harfleri kaldırıldıktan sonra Latin harfleri
kullanılmaya başlanmıştır.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Halka Yeni Türk Harfleri’ni öğretmek ve okuma yazma oranını yükseltmek için bu dönemde 1928’de
Millet Mektepleri açılmıştır. Atatürk Millet Mektepleri çalışmalarına bizzat katılmış ve “Millet Mektepleri Başöğretmeni” unvanını almıştır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ankara’nın başkent olması → 1923’te gerçekleşmiştir.
172
23.
Medeni Kanun’un kabul edilmesi → halkçılık - laiklik inkilapçılık,
26.
Kabotaj Kanunu’nun kabul edilmesi → milliyetçilik,
Halkevlerinin açılması → halkçılık, laiklik, inkılapçılık il-
Keşmir Sorunu, Hindistan ile Pakistan arasında yaşanan bir sorundur. Pakistan Keşmir sorununa destek bulabilmek için SSCB’nin benimsemediği Bağdat Paktı’na
üye olmuştur.
CEVAP: B
keleri ile bağlantılıdır. Fakat cumhuriyetçilikle alakalı bir
Ek Bilgi: Keşmir Olayı’nda Pakistan’ı ABD ve Çin desteklerken, Hindistan’ı ise Sovyet Rusya desteklemiştir.
durum söz konusu değildir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Halkevleri 1932’de Atatürk Dönemi’nde kurulmuştur. Halkevlerinin amacı halkın kültür seviyesini
yükseltmek ve yapılan inkılapların halk tarafından benimsenmesini sağlamaktır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
24.
Türk-İngiliz ilişkileri 1930’larda gelişmeye başlamasında,
––
Almanya ve İtalya’nın yayılmacı siyaset izlemesi,
––
Türkiye’nin Milletler Cemiyetine üye olması,
––
Musul Sorunu’nun çözülmesi etkili olmuştur.
Almanya ve İtalya’nın yayılmacı siyaset izlemesi ile çıkarları bir olan Türkiye ve İngiltere birlikte hareket etmişlerdir. Türkiye barışçı bir politika izleyerek İngiltere’nin
bulunduğu Milletler Cemiyetine üye olmuştur. Musul
Sorunu’nun çözülmesinde Milletler Cemiyeti etkili olmuştur. Bütün bu münasebetler İngiltere ve Türkiye’nin
birbirine yakınlaşmasında etkili olmuştur.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Almanya ve İtalya’nın yayılmacı siyaset izlemesi ve Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne üye olması
1936’da Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin imzalanarak
Boğazların Türkiye lehine çözülmesine neden olmuştur.
Bu olay da yine Türkiye ve İngiltere’nin yakınlaşmasını
sağlamıştır.
27.
Mavi Akım, Rusya’dan Türkiye’ye doğal gaz nakletmek
için yapılmış Karadeniz geçişli bir Boru Hattı’dır. Ankara
ile Moskova arasında 1997’de imzalanan antlaşma ile
25 yıl süre ile Türkiye Rusya’dan 16 milyar metre küp
doğal gaz alma hakkına sahip olmuştur. Bu olay Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin güçlenmesinde etkili
olmuştur.
CEVAP: A
25.
Demokrat Parti 1950’de iktidara gelmiş, 1960’da kapatılmıştır. Cumhuriyet Senatosu 1961 Anayasası’nda yer
almaktadır. O dönemde TBMM’de çift meclis sistemi
yürürlükteydi. Bunlar Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosudur. Diğer seçenekler Demokrat Parti Dönemi’nde
yaşanmıştır.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Kuzey Atlantik Paktı 1950’de kurulmuş, Türkiye ise bu pakta 1952’de üye olmuştur.
Ek Bilgi: Şangay İşbirliği Örgütü Çin Halk Cumhuriyeti,
Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın 1996’da
Şangay Beşlisi olarak oluşturulmuştur. Daha sonra
Özbekistan’da bu örgüte üye olmuştur.
Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı, Bakü’deki petrolün
Ceyhan’a taşıyacak olan Boru Hattı’dır. Bu hat Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye üzerinden geçecektir.
173
DENEME - 7
1.
5.
Seçeneklerdeki diğer devletler sadece Orta Asya’da kurulmuşlardır.
CEVAP: C
Hükümdarın halife unvanını kullanması yine beylik döneminde yer almazken, Yavuz Sultan Selim zamanında
yani İmparatorluk Dönemi’nde kullanılmaya başlanmıştır.
Ek Bilgi: Avrupa Hun Devleti’nin en büyük hükümdarı
Atilla’dır. Doğu Roma’yı baskı altında tutarak sadece
vergi almakla yetinmişler ve Batı Roma İmparatorluğu’na
yönelik seferler düzenlemişlerdir.
2.
Şeyhülislamın divan üyesi olması 16. yüzyılda, İmparatorluk Dönemi’nde gerçekleşmiştir.
Topkapı Sarayı, Fatih Sultan Mehmet zamanında, İmparatorluk Dönemi’nde yapılmış ve devlet buradan idare
edilmiştir.
Türk İslam devletlerinde devlet hazinesine yük olmadan
savaşa hazır asker bulundurmak ve tarımsal üretimde
süreklilik sağlamak için ikta sistemi uygulanmıştır. İktalardan yetiştirilen askerler savaşlarda ordunun asıl gücünü oluşturan ve en kalabalık bölümüdür.
CEVAP: A
Cihat ve gaza politikası Osmanlı Devleti’nin hem Beylik
hem de İmparatorluk dönemlerinde var olan bir durumdur.
Ek Bilgi: Ahi Teşkilatı ile ticari, sosyal ve ekonomik
alanda faaliyet yürütülmüştür. Teşkilat,
––
Üretim kalitesini kontrol etme
––
Piyasadaki malların fiyatlarını ayarlama (narh kesme)
––
İş yeri açma ruhsatı verme (gedik usulü)
gibi görevleri ve çalışmaları bulunmaktadır. Aynı zamanda ahlaki eğitim ve çalışma yaşamını düzenleyen
bir örgüttür.
3.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Şeyhülislam Divanın daimî üyesi değildir. Divanda gerektiği zamanlarda kendisine danışılmak üzere
bulunurdu. Protokolde veziriazama denkti.
6.
Kilitbahir Kalesi XV. yüzyılda Fatih Sultan Mehmet tarafından Çanakkale Boğazı’nı kontrol altında tutmak için
yapılmıştır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: İshak Paşa Sarayı Osmanlı Devleti’nin Lale
Devri’ndeki son büyük anıt yapısıdır. Kayalar üzerine
kurulmuş, 116 odası bulunan bir bey sarayıdır. Dünyanın ilk kalorifer tesisatı döşenen saray olma özelliği
taşımaktadır.
Ek Bilgi: Osman Gazi Ahi olan Şeyh Edebali’nin kızı
ile evlenmiştir. Şeyh Edebali varlıklı ve nüfuslu birisiydi.
Osman Gazi, Şeyh Edebali’nin kızı ile evlenerek nüfuzunu ve gücünü arttırmıştır.
7.
Lağımcı Ocağı, Yeniçeriler Ocağı içinde yer alan bir
ocaktır. Lağımcılar kale kuşatmalarında, kale surlarına
kadar tüneller kazarak bu surları havaya uçurmakla görevlidirler. Hatta kalelerin içlerine kadar tünel kazarak
kaleleri içten fethetmekle görevliydiler. Bu taktik ile İstanbul ve Rodos fethedilmiştir.
CEVAP: E
Ek Bilgi:
––
Savaş sırasında saltanat sancağını ve padişah çadırını korumakla sağ ve sol ulufeciler görevliydi.
––
Düşman ordularına saldırmak ve orduya keşif hizmetinde akıncılar yer almaktadır.
––
Ordunun geçeceği yolları açmak köprüleri tamir etmekle müsellemler görevliydi.
––
Ordunun ihtiyacı olan mermi, bomba ve havan topunu yapmakla humbaracılar görevliydi.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
I. Beylikler Dönemi’nde Erzincan, Divriği ve Kemah
çevresinde kurulan Mengücekliler’e son verilerek, Anadolu’daki Türk beyliklerin ayrı ayrı değil de Anadolu Selçuklu Devleti hâkimiyeti altına alarak Türk siyasi birliği
sağlanılmaya çalışılmıştır.
CEVAP: C
Osmanlı Beyliği’nin kısa sürede gelişmesinde Moğolların Anadolu’yu istila etmesi doğrudan etkili olmamıştır.
Fakat Ahi Teşkilatı Osmanlı Devleti’nin uç bölgelerinde
önemli roller aldığı ve fetihlerin gerçekleşmesinde büyük gayret etmişlerdir. Ahiler Osmanlı Devleti’ne imanlı
ve örgütlü savaşçı sağlamanın yanında, halk arasında
dinî ve sosyal propaganda yapmakla da uğraşmışladır.
Tekfurların da yine kendi başlarına hareket etmeleri Osmanlının, fetihlerde işini kolaylaştırmıştır. Balkanlardaki
dinsel çatışmalar Osmanlı Devleti Balkanlarda hoşgörülü bir politika izlemiştir. Bizans’ın Rum halkına ağır vergiler yüklemesine karşılık Osmanlı adaletli davranmıştır.
Bütün bunlar Osmanlı Devleti’nin kısa sürede gelişmesini sağlamıştır.
CEVAP: E
İshak Paşa Sarayı, Ağrı Doğu Beyazit’te XVIII. yüzyılda
yapılan eserler arasında yer almaktadır.
Süleymaniye ve Selimiye Camileri XVI. yüzyılda Mimar
Sinan tarafından yapılmıştır. Bayezid Külliyesi de yine
XVI. yüzyılda yapılan eserler arasındadır.
Ek Bilgi: Trabzon Rum İmparatorluğu üzerine sefer düzenlenmesi Anadolu’da Türk siyasi birliğini sağlamaya
yönelik değildir. Gaza, cihat, cihan hâkimiyeti ve ticaret
amaçlı yapılan bir seferdir.
4.
Osmanlı Devleti zamanla topraklarını genişleterek
üç kıtaya hâkim olmuştur. Bu nedenle çeşitli milletleri
bünyesinde barındırdığı için ilk etapta beylik döneminde tanışamadığı çok uluslu bir yapıya, İmparatorluk
Dönemi’nde sahip olmuştur.
ÇÖZÜM–7
Hem Orta Asya’da hem de Avrupa’da teşkilatlı devlet
kuran Türk topluluğu Hunlardır. Asya Hun Devleti Orta
Asya’da kurulurken, Avrupa Hunları da Kavimler Göçü
sonrasında Avrupa’da kurulmuştur.
174
8.
“Gül koklayan Fatih” portresini yapan ünlü sanatçı Nakkaş Sinan Bey’dir. Nakkaş Sinan Bey XV. yüzyılda yaşamış bir minyatürcüdür. Fatih Sultan Mehmet tarafından
İtalya’ya gönderilen Sinan Bey, İtalya’dan döndükten
sonra İtalyan sanat etkisiyle Fatih Sultan Mehmet’in
portresini yapmıştır.
10.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Matrakçı Nasuh XVI. yüzyılda, Levni XVIII.
yüzyılda yaşamış minyatürcülerdir. Osman Hamdi Bey
XIX. yüzyılda yaşamış bir ressamdır.
Pençik sistemi ile eyalet ordusunun temelleri değil kapıkulu ordusunun temelleri atılmıştır. Pençik sistemi ilk
kez I. Murat zamanında ortaya çıkmıştır. Pençik beşte
bir demektir. Savaşlardan elde edilen esirlerin beşte biri
alınarak Acemi Oğlanlar Ocağına yollanırdı. Burada bir
müddet eğitim gördükten sonra bunlar Yeniçeri Ocağına
alınırlardı.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Eyalet Orduları arasında tımarlı sipahiler yer
almaktadır. Bunlar daha sonra tımar sistemin bozulması, ateşli silahların çıkması ve iltizam sisteminin yaygınlaştırılması ile ortadan kalkmıştır.
Hafız Osman Bey XVII.yüzyılda yaşamış bir hat sanatçısıdır.
11.
Osmanlı Devleti’nde 1873’de Sultan Abdülaziz
Dönemi’nde eğitime başlayan okul Darüşşafadır. Darüşşafaka fakir ve kimsesiz çocukların öğrenim görmesi
için açılmıştır.
Darülaceze: 1895’te II. Abdülhamit zamanında, bakıma
muhtaç, kimsesiz, yaşlı ve sakat insanların her türlü ihtiyacını karşılamak için yapılan bakım evidir.
Hendesehane: I. Mahmut zamanında matematik eğitimi
veren subay okuludur.
9.
––
Gayrimüslim erkek nüfustan alınan vergi → Cizye,
––
Toprağı mazeretsiz yere terk eden ya da üç yıl üst
üste boş bırakan köylüden alınan vergi → Çiftbozan,
––
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Darülfünun: 1900 yılında II. Abdülhamit tarafından kurulan üniversitedir. 1933’te İstanbul Üniversitesine dönüştürülmüştür.
– Hayvancılıkla uğraşanlardan alınan vergi → Ağnam,
Mızıkaihümayun: II. Mahmut Dönemi’nde kurulan askerî
bandodur.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Sultan Abdülmecid Dönemi’nde millî eğitim işlerini yürütmek için 1845’te Meclisi Maarifi Umumiye, ilk
ve orta öğretim işlerini yürütmek için ise 1847’de Mektebi
Umumiye Nezareti kurulmuştur.
Müslüman üreticiden toprağın verimine göre üretimin onda biri oranında alınan vergi → Öşür’dür.
Avarız vergisi olağan üstü durumlarda alınan bir vergi
olduğu için açıklaması verilen bilgilerle uyuşmamaktadır.
12.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Osmanlı Devleti’nde şeri vergi ve örfi vergi
alınmaktaydı.
Malikane sistemi Osmanlıda mukaatalı toprakların ömür
boyu mültezime verilmesidir. Bu sistem ile Avrupalı devletler Osmanlı Devleti’nin işlerine karışmamışlardır.
CEVAP: C
Şeri vergiler;
––
öşür
––
haraç
––
cizyedir.
Örfi vergiler;
––
avarız
––
ağnam
––
ispençe
––
çif resmi
––
bennak
––
çiftbozan
––
mücerred
––
harçlar, para cezaları
––
ticaret vergileridir.
Avrupalı devletler Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışmak için Kutsal Yerler Meselesi’ni, Kavalalı Mehmet Ali
Paşa Olayı’nı, azınlık haklarını ve kapitülasyonları bahane etmişlerdir.
Ek Bilgi: Osmanlı Devleti Avrupalı devletlerin iç işlerine
karışmalarını önlemek için Tanzimat Fermanı, Islahat
Fermanı, I. Meşrutiyet ve II. Meşrutiyet’i ilan etmiştir.
13.
Hicaz Yemen Cephesi’nde Arap kabilelerine karşı mücadele ederek ordusunun “çöl ortasında Plevne kahramanı” olarak anılmasını sağlayan komutan Fahrettin
Paşa’dır. Mondros Mütarekesi’ne göre teslim olmayıp
Medine’yi 72 gün daha savunmuştur.
CEVAP: A
Ek Bilgi: İngilizler tarafından “Türk kaplanı” ismi verilen Fahrettin Paşa İtilaf Devletleri tarafından yargılandığı divanda ölüme mahkum edilmiş fakat Ankara
Hükûmetinin gayretleriyle öldürülmeyip Malta’ya sürdürülmüştür. Fahrettin Paşa, Malta’dan kurtulduktan sonra
Millî Mücadele’ye katılmıştır.
175
14.
ABD I. Dünya Savaşı’nda Wilson İlkeleri doğrultusunda
savaşa girdikten sonra “self determinasyon” politikasını
benimsemiştir. Self determinasyon politikası milletlerin
kendi ekonomik, sosyal, kültürel alanda izleyecekleri
yolu kendilerinin belirlemesidir.
CEVAP: B
18.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Monreo Doktrini 2 Aralık 1923’te ABD Başkanı
James Monroe tarafından Amerikan dış politikasının iki
temel esasa bağlanmasıdır.
15.
––
ABD’nin Avrupa’nın iç işlerine karışmamasına karşı
Avrupalı devletler de ABD’nin iç işlerine karışmayacaktı.
––
Buna rağmen Avrupalı devletler ABD’ye ayak basarsa bu hareket düşmanca bir hareket sayılacaktı.
Amasya Genelgesi 22 Haziran 1919’da yapılmıştır. Ancak Millî Kongre 29 Kasım 1918’de kurulmuştur. Amasya
Genelgesi’nin Millî Kongre Cemiyetinin kurulmasında
bir etkisi yoktur.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Boğazlarla birlikte İstanbul ve Doğu Trakya’nın
da yönetimi savaşılmadan Mudanya Ateşkes Antlaşması ile TBMM yönetimine bırakılmıştır. Ancak Lozan Barış
Antlaşması’nda Boğazların yönetimi Türkiye’nin başkanlığındaki uluslararası komisyona bırakılırken 1936
Montrö Sözleşmesi ile Türkiye’ye bırakılmıştır.
19.
Ek Bilgi: Millî Kongre Cemiyetinin amacı, Türkler hakkında dünyada yapılmış ve yapılmakta olan propagandalara yayın yolu ile karşı koyarak, Türk milletinin vasfını, vazifesini, hakkını belirtmektir.
16.
Yeşilordu
––
Türkiye Halk İştirakiyun
––
İstiklal
––
Müdafaaihukuk
––
Islahatçılar
Düşmanın Yaktığı Köyler Ahalisine,
––
Yaban’dır.
Ek Bilgi:
Türkün Ateşle İmtihanı → Halide Edip
Çankaya → Falih Rıfkı Atay’ın eseridir.
20.
grubu yer almaktadır. Fakat Fedakaranımillet II. Meşrutiyet Dönemi’nde faaliyet gösteren siyasi partidir.
CEVAP: E
–
Arkejoloji çalışmalarının yapılması,
––
Müze sayısının artması,
––
Belleten gibi süreli yayınların çıkartılması
Türk Tarih Kurumu çalışmaları arasında yer almaktadır. Türk Tarih Kurumu millî bilinç ve kültürü geliştirmek
amacıyla açılmıştır.
Ek Bilgi: Halk İştirakiyun Fırkası, Kurtuluş Savaşı sırasında komünist çalışma yürüten partidir. 7 Aralık
1920’de Türkiye Komünist Partisi Halk Zümresi ve Yeşil Ordu ile birlikte çalışacağını belirterek Türkiye Halk
İştirakiyun Fırkası programını ve kuruluş bildirgesini
yayımlamıştır.
17.
––
CEVAP: C
Ek Bilgi: Belleten dergisi Ocak 1937’den bu yana dört
ayda bir Türkçe olarak yayımlanmakta olan dil ve tarih
konulu makalelere yer vermiştir.
İstiklal Mahkemeleri,
––
––
––
––
––
Takririsükun Kanunu,
Tekalifimilliye Emirleri,
Firariler Kanunu,
Hıyanetivataniye Kanunu,
İzmir Suikasti
gibi olaylarda etkili olmuştur. Ancak Takririsükûn Kanunu
ve İzmir Suikasti Cumhuriyet Dönemi’nde yaşanmıştır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Divanı Harp’te ise Menemen Olayı suçluları
yargılanmıştır. Menemen Olayı cumhuriyet ve yeniliklerin tam olarak anlaşılamadığını ve bu yeniliklerin halka
tam olarak anlatılamadığını göstermektedir. Bu olayla
çok partili yaşama geçiş ertelenmiştir.
21.
Atatürk Orman Çiftliği 1937’de Atatürk tarafından hazineye bağışlanmıştır. Çiftliğin yönetilmesi için 1938’de
yürürlüğe giren Devlet Ziraat Kurumu kurulmuştur. Atatürk Orman Çiftliği Devlet Ziraat İşletmesine bağlı olarak
faaliyet göstermiştir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Atatürk Orman Çiftliği günümüzde Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı tüzel kişiliktir. Birinci
derecede tarihi ve SİT alanı olarak tescillenmiştir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Tesanüt
––
Millî Mücadele Dönemi’nde Yakup Kadri tarafından yazılan eserler,
CEVAP: C
I. TBMM Dönemi’nde yer alan gruplar,
––
16 Mart 1921’de TBMM ile Sovyet Rusya arasında yapılan Moskova Antlaşması’nın kapsamında Boğazların
yönetiminin TBMM’ye bırakılması yer almamaktadır.
Boğazların Mudanya Ateşkes Antlaşması ile TBMM yönetimine bırakılması kararlaştırılmıştır.
176
22.
Razgrad Olayı çok partili döneme geçişin gecikmesinde
etkili olmamıştır. Razgrad Olayı Bulgaristan’ın Razgrad
şehrindeki Türk ve Müslüman mezarlıklarının tahrip edilmesi olayıdır. Buna karşılık İstanbul’da bu olayı kınamak
için tepki yürüyüşleri düzenlenmiştir.
25.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Takririsükûn Kanunu ile Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kapatılmıştır. Partinin kapatılma nedenleri
bazı parti üyelerinin Şeyh Sait Ayaklanması’na katılmasıdır. Serbest Cumhuriyet Fırkası ise gericilerin odağı
hâline geldiğini düşünerek kendi kendisini fesh etmiştir.
Bütün bu yaşanan olaylar ülkede yapılan inkılapların
tam anlamıyla anlaşılmadığını ve ülkenin çok partili yaşama hazır olmadığını göstermiştir.
23.
Köklü değişikliklere devrim denilmektedir. Atatürk’ün
“Devrim yasası yasaların üstündedir. Başladığımız devrim ve yenilik bir an bile durmayacaktır. Bizden sonraki
dönemlerde de devam edecektir.” sözü inkılapçılık ilkesini vurgulamaktadır. Köklü yenilikler yapıldığı ve bu yeniliklerin hiçbir zaman durmayacağının belirtilmesi, durağan olmayıp inkılapçılığın dinamik yapısıyla alakalıdır.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Yatıştırma Politikası İngiltere Başbakanı
Chemberlain ile özdeşleşen politikadır. İngiltere Münih
Konferansı’ndan sonra Almanya’nın yayılma siyasetini
terk edeceğini ve SSCB’ye karşı kendileriyle iş birliği
yapacağını düşünüyordu.
Kara Gömlekliler I. Dünya Savaşı sırasında ve II. Dünya
Savaşı sonlarına kadar İtalya’da Musollini’nin emrindeki
silahlı faşist birliklerdir.
26.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
CEVAP: A
Ek Bilgi: Atatürk, Türk inkılabının felsefesini “Hayatta
en gerçek yol gösterici ilimdir.” sözüne bağlamıştır. Atatürk inkılapları, aklı ve bilimi esas almaktadır. Eski ve
kötüyü kaldırarak yerine yeniyi getirmektedir. İnkılapçılık
çağın gerisinde kalmayı önlemeye yöneliktir.
24.
II. Dünya Savaşı öncesinde Almanya ve İtalya’nın yayılma siyasetine karşı Türkiye’nin aldığı tedbirler arasında NATO’ya üye olması yer almamaktadır. Türkiye
NATO’ya 1952’de II. Dünya Savaşı sonrası yeni oluşan
dünya düzeninde yerini almak için NATO’ya üye olmuştur.
CEVAP: E
Ek Bilgi: İngiltere, Sovyet Rusya’nın Türkiye’nin
NATO’ya üyeliğine karşı çıkacağını hatta savaşa bile
neden olacağını düşünüyordu. Daha sonra İngiltere’de
üyeliğe itiraz etmeyince 1951’de Türkiye ile Yunanistan’ı
davet etmişlerdir. 1952’de ise bu iki devletin üyelikleri
kabul edilmiştir.
II. Dünya Savaşı’nda Adolf Hitler’in 1933’te iktidara gelmesiyle uygulamaya başladıkları dış politikanın üçüncü
evresidir. Bu politikaya göre Almanlar sıkışıp kaldıkları
bu dar topraklardan, diğer aşağılık ırkların elnide bulunan topraklara doğru genişlemeliydi. Almanya’nın
Çekoslovakya’nın tümünü işgal etmesi II. Dünya
Savaşı’nın çıkmasında etkili olmuştur.
İngiltere 1948 Mayıs ayında Filistin’deki manda yönetimini kaldırdığını ilan edince Tel Aviv’de yapılan Yahudi
Konseyi İsrail Devleti’nin kurulduğunu ilan etmiştir. Filistin Devleti’nin kuruluşu ABD ve SSCB arasında yaşanan
rekabetten dolayı ortaya çıkmamıştır. Fakat bu devletin
varlığını kabul etmek istemeyen Araplar ile İsrail arasında yaşanan savaşlarda batılı devletler İsrail’in yanında
yer alırken SSCB ise Arapların yanında yer almıştır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: I. Dünya Savaşı sırasında ABD başkanı Wilson Yahudi sorunuyla ilgilenmeye başlamıştır. İngiltere
ise 1917’de Balfour Deklerasyonu ile ABD Başbakanın
bu tutumunu destekleyince Yahudi sorunu uluslararası
platformda iyice gündeme gelmiştir.
27.
Türkiye’de 1980-2000 yılları arasında yaşanan gelişmeler arasında Türkiye’nin Avrupa Konseyine üye olunması yer almamaktadır. Türkiye Avrupa Konseyine 9 Ağustos 1949’da üye olmuştur.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Türkiye, Yunanistan ile birlikte Avrupa Konseyi
kurulduktan sonra konseye giren ilk üyeler oldukları için
“kurucu üye” statüsüne sahiptirler.
177
DENEME - 8
1.
Ek Bilgi: Yenisey yazıtlarının Yenisey bölgesinde yaşayan değişik Türk boylarına ait oldukları kabul edilmektedir. Bu yazıtların Kök Türk kitabelerinden önce oluşturulduğu kabul edilir. Genellikle mezar taşı olarak dikilen bu
yazıtların bazıları birkaç kelimelik, çoğu 5-10 satırlıktır.
Bu yazıtlar yalın abartısız bir dille yazılmıştır. Orhun
yazıtlarındaki yüksek heyecan ve lirizmden uzaktır. Kullanılan yazı Orhun yazıtlarındaki kadar gelişmemiştir.
Mezarların dikiliş tarihleri belli değildir.
2.
Osmanlı Devleti’nde müsadere sistemi ile yasak edilen
bir şey kanun gereği elden alınır veya suçlu görülen bir
kimsenin malı devlet tarafından zapt edilirdi.
CEVAP: A
Ek Bilgi:
–– Yasakname: Padişahın bir konuda kuralların çiğnenmesini önlemek için verdiği ceza fermanıdır.
–– Mecelle: XIX. yüzyılda yürürlüğe giren medeni kanundur.
–– Nizamiye: 1840 yılında kurulan laik kurallar içeren
mahkemelerdir.
–– Kanunname: idari, mali vb. birçok konunun bir arada ele alınarak yasalaşmasıdır.
6.
Osmanlı Devleti’nde padişah kanunlar hazırlarken alınan kararların dine uygunluğu konusunda fevta (dini
onay) alır, daha sonra da çıkarılan kanunlar padişah
onayıyla nişancı tarafından “mühime defterlerine” kaydedilirdi.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Nişancı Divanıhümayuna katılan devlet görevlilerinden biridir. Nişancı, kalemiye sınıfının başıdır.
Nişancı, padişah adına yazılacak fermanlara, beratlara,
nâmelere, tuğrayı çekmekle görevlidir.
Defterdar Osmanlı Devleti’nde maliye nazırına verilen
addır. Defterdar aynı zamanda Divanıhümayun üyesi
idi. Ayrıca eyalet defterdarları vardı.
7.
Bankı Dersaadet, Osmanlı Devleti’nde iç borç alınan
Galata bankerleri tarafından 1847’de kurulmuştur. Osmanlı Devleti’nde kurulan ilk bankadır. 1854’te başlayan
Kırım Savaşı’ndan önce iflas etmiştir.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Osmanlı Bankası, 1856’da kurulan İngiliz sermayeli Bankı Osmani ile Fransız mali grubunun eşit
ortaklığıyla, 1863’te İstanbul’da Bankı Osmani Şahane
adıyla kurulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’na borç kaynağı yaratmış, borçlanmalarda aracı rolü üstlenmiş ve
devlet bankalarının en önemli imtiyazlarından biri olan
para basma hakkını kullanmıştır.
8.
Osmanlı Devleti’nin maliyeyi düzeltmek ve hazine gelirlerini artırmak için esham usulü ile iç borçlanmaya
gidilmiş ve malikane sistemi uygulanmıştır. Ancak kapitülasyonların yaygınlaşması gümrük vergisi gelirlerini
azaltan bir uygulamadır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Malikane Sistemi, XVII. yüzyılın sonlarında
Osmanlı Devleti’nin Kutsal İttifak savaşlarında uğradığı
ekonomik zararları kapatmak amacıyla, toprak gelirlerini hayat boyu iltizam sahiplerine vermesidir. Malikâne
sisteminde yıllık vergi miktarı hazine tarafından belirlenmişti ve rekabetle arttırılması veya azaltılması söz
konusu değildi. Burada müzayede, yıllık vergi miktarı
sabitlenmiş bulunan mukâtaanın bir tahvil için değil,
kaydıhayat şartıyla vergilendirme hakkını elde etmenin
bedeli olarak ödenmesi gereken ve “muaccele” adı verilen peşin meblağ üzerinde yapılırdı. Müzayedede en
yüksek muacceleyi ödeyen malikâne sahibi olarak berat
alırdı.
Biruni, Gazneli Sultan Mahmut tarafından hazinenin
başında görevlendirilmiş ve Sultan Mahmut tarafından
“Sarayımın en değerli hazinesi’’ olarak nitelendirilmiştir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Farabi Batı'da Alpharabius olarak bilinir. 8. ve
13. yüzyıllar arasındaki İslam dünyasının Altın Çağı’nda
yaşamış ünlü filozof ve bilim adamıdır. Aynı zamanda
gökbilimci, mantıkçıdır.
Yorumları ve incelemeleri sayesinde Farabi ortaçağ islam aydınları arasında Muallimisânî (İkinci Öğretmen)
olarak bilinir.
3.
Divanıarız askerî işlerin görüşüldüğü meclistir. Gulam
sistemi ordu teşkilatında farklı milletlerden olan çocuklardan yararlanılmasını sağlamıştır. İkta sistemi de memurlara maaş karşılığında geliri verilen topraklarda atlı
asker yetişmesini sağlamıştır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Gulam, İslam devletlerinde, hükümdarı korumakla görevli olan askeri birliklerdir. Gulam, kelime
itibariyle Arapça kökenli olup, erkek çocuk anlamına
gelmektedir.
Gulam birliklerinin değeri onların herhangi bir yere bağlılıklarının bulunmaması ve her an için sefere hazır olmalarından kaynaklanmaktadır.
Gulam sistemini kullanan Türk-İslam devletleri Büyük
Selçuklular, Gazneliler, Eyyübiler ve Memlükler’dir.
4.
Sokullu Mehmet Paşa Dönemi’nde hazırlanan DonVolga Kanalı Projesi ile Hazar Denizi ile Karadeniz
arasında su bağlantısı kurulmak istenmiştir. Dolayısıyla
Don Volga Kanalı Projesi’nin Akdeniz ticaretini canlandırmaya yönelik değildir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Süveyş Kanalı Akdeniz ile Kızıldeniz’i birbirine
bağlayan yapay su yoludur. Osmanlı İmparatorluğu’nda
Sokullu Mehmet Paşa tarafından hazırlanan proje ile,
Baharat Yolu’nun ve Akdeniz limanlarının canlandırılması amaçlanmıştır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
5.
ÇÖZÜM–8
Oğuz Kağan destanı, Pazırık kurganında bulunan dünyanın en eski halısı Hunlar Dönemi’nde oluşmuştur.
Düzenli ordu Hun hükümdarı Mete han zamanında kurulmuş ve Hunlar Şamanizm’e inanmıştır. Ancak Yenisey Yazıtları Kök Türkler zamanında Orhun alfabesiyle
yazılmıştır.
CEVAP: B
178
9.
1826 yılında II. Mahmut Dönemi’nde yaşanan Vakayıhayriye (Hayırlı Olay) ile Yeniçeri Ocağı kaldırılmıştır.
Böylece ıslahat hareketleri için önemli bir tehdit ortadan
kaldırılmıştır.
CEVAP: E
12.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Brest Litowsk Antlaşması, 3 Mart 1918 tarihinde Rusya ile Alman İmparatorluğu,AvusturyaMacaristan İmparatorluğu, Osmanlı Devleti ve Bulgaristan Krallığı arasında imzalanmıştır.
Ek Bilgi: Takvimivekayi, 1831’de yayımlanmaya başlanan ilk Osmanlı Türk gazetesidir.
Haftalık olarak yayımlanan ve Osmanlı Türkçesi dışında
Arapça, Ermenice, Farsça, Fransızca, Rumca baskıları da yayımlanan bir gazeteydi. Resmî ilânlar ve gayrı
resmî duyurular dışında, iç ve dış gelişmelere ilişkin haberler de basılmaktaydı.
Çanakkale Savaşları’nda yardım bulamayan Rusya İmparatorluğu, Ekim 1917’de gerçekleşen devrim sonucunda başa gelen komünist hükûmet hemen barış antlaşması imzalamaya girişti. Bu devletler büyük miktarda
toprak istedi. Yeni Sovyet Hükûmeti, toprak kaybını savaşa tercih etti. Antlaşma sonucunda,
Takvimivekayi resmî bir gazete olması dolayısıyla makaleler esas olarak devletin görüşlerini yansıtıyordu.
1860’tan itibaren sadece resmî duyurular ve kabul edilen yasa metinleri yayımlanmıştır.
10.
1838 Balta Limanı Ticaret Antlaşması İngiltere ile Osmanlı arasında yapılan ve ticari ilişkileri düzenleyen bir
antlaşmadır. Ancak Osmanlı Devleti’nde iç borçlanma
1775 yılında III. Mustafa Dönemi’nde başlamıştır.
CEVAP: B
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: Osmanlı Devleti, Mısır valisi Kavalalı Mehmet
Ali Paşa’nın isyanını bastırmak için İngilizlerden yardım
istedi. Bu yardıma karşılık olarak, İngiltere’ye ticari bakımdan büyük ayrıcalıklar veren Balta Limanı Antlaşması imzalandı.
Bu antlaşma, İngiliz vatandaşlarının Osmanlı Devleti
sınırları içinde ticaret yaparken Osmanlı vatandaşlarından bile daha az vergi ödeyecekleri anlamına geliyordu.
Örneğin Selanik’ten İstanbul’a mal gönderen Müslüman
yerli tüccar devlete transit gümrük vergisi ödediği halde
Britanyalı tüccar bu vergiden muaf olmuş ve Müslüman
tüccarların bir başka Osmanlı şehrine mal göndermesine, ticaret yapmasına yüksek vergilerden dolayı fiilen
imkân kalmamıştır.
11.
Osmanlı Devleti’nde XIX. yüzyılda Senediittifak’ın imzalanması, Tanzimat Fermanı ve Islahat fermanının yayımlanması, I. Meşrutiyetin ilanı ile padişahın yetkileri
kısıtlanmıştır.
Ancak Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde yayımlanan
Kanunname-i Ali Osman padişahın yetkilerini kısıtlamamış tam tersine padişahın mutlak otoritesini güçlendiren
düzenlemelere yer vermiştir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Osmanlı Devleti’nin merkezî otoritesi taşrada
büyük ölçüde etkisizdi. Özellikle 18. yüzyılın başından
beri zenginleşen Rumeli topraklarında çok güçlü toprak
beyleri ortaya çıkmıştı. Bu şartlarda, sadrazam Alemdar
Mustafa Paşa merkezî devletin otoritesini sağlamak
için güçlü ayanlarla bir anlaşma yapmayı ilk çare olarak
görüyordu. 29 Eylül 1808’de merkezi devlet ile ayanlar
arasında Senediittifak denilen belge ortaya çıktı.
Senediittifak bir belge olarak incelediğinde merkezî iktidarın yetkilerini sınırlayan, demokratikleşmeye doğru
atılan adımlar vasfında bazı hükümler taşıdığı görülmektedir.
I. Dünya Savaşı sırasında Ekim 1917’de yaşanan Bolşevik İhtilali’nden dolayı Rusya öncelikle Erzincan Ateşkes Antlaşması’nı imzalayarak savaştan çekilmiştir.
13.
––
Alman İmparatorluğu’na Baltık ülkeleri (Estonya,
Litvanya ve Letonya), Polonya, Belarus, Ukrayna
ve Finlandiya,
––
Osmanlı Devleti’ne Kars, Ardahan, Batum ve Artvin
verildi.
Karakol Cemiyeti Anadolu’daki Milli Mücadeleye lojistik
destek verirken, Mim Mim Cemiyeti de Milli Mücadeleye
istihbrat desteğinde bulunmuştur.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Hürriyet ve İtilaf Fırkası saltanata bağlılık bildirmiş ve Mustafa Kemal’i ittihatçılıkla suçlayarak onun
ülkeyi maceraya sürüklediğini savunmuşlardır.
Askerî Nigehban Cemiyeti, Balkan Savaşından sonra
ordudan atılan yaşlı ve alaylı subaylar tarafından kurulmuştur. Padişah yanlısı olan cemiyet, Kuvayımilliye ve
Kurtuluş Savaşı’na karşıdır.
14.
İzmir’in 15 Mayıs 1919’ da Yunanlılar tarafından işgal
edilmesine Mustafa Kemal 28 Mayıs 1919 tarihinde yayımladığı Havza Genelgesi’nde tepki göstermiştir.
CEVAP: D
Ek Bilgi:
––
Mustafa Kemal Havza Genelgesi’ni bütün askerî ve
sivil makamlara göndermiştir.
––
Bu genelgede halk işgalleri protestoya davet edilmiştir.
––
Mitingler düzenlenmesi ancak taşkınlık yapılmaması istenmiştir.
––
Bu genelge, Milli Mücadele Dönemi’nde yayınlanan
ilk ulusal belgedir.
––
Genelgenin hemen ardından mitingler düzenlenerek ulusal birlik ve beraberlik yolunda önemli adımlar atılmıştır.
––
Bu genelgenin ardından Mustafa Kemal geri çağrılmış ancak o buna uymamıştır.
179
15.
16.
17.
I. TBMM Dönemi’nde güçler birliği ilkesi benimsenmiş,
ayrıca millî birlik ve beraberliği korumak için de siyasi
partiler kurulmamıştır. Ancak iç politikada halkçılık ilkesi
benimsenmiştir.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Güçler birliği ilkesi, devletin işleyişinde en temel rolü üstlenen yasama, yürütme ve yargı organlarının tek kişi ya da kurumsal yapı üzerinde toplanmasıdır.
Monarşik idarelerde ve diktatörlüklerde kullanılan bir
sistemdir. Demokrasinin gereklerine aykırı bir sistemdir.
I. TBMM Dönemi’nde bürokrasiyi azaltarak işlerin daha
hızlı yürümesini sağlaması bakımından avantajlı gibi
görülmekle beraber, zamanla farklı düşününler üzerinde
bir tehdit unsuru olması kaçınılmazdır.
Kurtuluş Savaşı’nda Doğu Cephesi’ndeki Ermeni işgallerine son verilmesinde Kazım Karabekir komutasındaki düzenli ordu görev yapmıştır. Yine Çerkez Ethem
İsyanı’nı TBMM’nin kurmuş olduğu düzenli ordu bastırmıştır. Ancak Urfa ve Maraş’taki Fransız işgallerinin
sona erdirilmesinde Kuvayımilliye birlikleri etkili olmuştur.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Kuvayımilliye Anadolu’nun Mondros Mütarekesi ile ağır koşulların dayatıldığı dönemde çeşitli yörelerde Osmanlı ordusunun silahlarının alınıp dağıtıldığı
günlerde doğan bir millî direniş örgütüne verilen isimdir.
Kuvayımilliye:
–– Millî Mücadele’nin ilk silahlı direniş gücüdür.
–– Anadolu’nun işgali üzerine başlayan bölgesel harekettir.
–– Tek bir merkeze bağlı değildir.
–– İşgalci güçlere büyük zararlar vermiştir
–– Düzenli orduya zaman kazandırmıştır.
3 Mart 1924 tarihinde halifelik kaldırılmıştır. Ancak
Türkiye’de kabine sistemine 29 Ekim 1923 tarihinde
Cumhuriyet’in ilanı ile geçilmiştir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Kabine sisteminde Milletvekilleri arasından biri
Cumhurbaşkanı tarafından Başbakan olarak atanırdı.
Bakanlar da Başbakan tarafından oluşturulur ve kabinenin meclisten güvenoyu almasıyla hükûmet göreve
başlardı.
19.
Saltanat 1 Kasım 1922 tarihinde dolayısıyla 1921
Anayasası’nın yürürlükte olduğu dönemde kaldırılmıştır. 1924 Anayasası 20 Ocak 1924 tarihinde yürürlüğe
girmiştir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: 1924 Anayasası’nın Özellikleri:
20.
––
Yargı kısmen meclisin dışına alınmıştır.
––
En uzun ömürlü anayasamızdır.
––
İnkılaplar dönemi anayasası olduğundan dolayı, en
fazla değişikliğe uğrayan anayasamızdır.
––
1928’de, anayasadan “devletin dini İslam’dır”
maddesi atıldı ve dine göre yemin etme kuralı kaldırıldı.
––
1934’de kadınların seçme ve seçilme hakkı anayasaya alındı.
––
1937’de Atatürk ilkeleri anayasaya girdi.
––
1945’de anayasanın dili sadeleştirildi.
––
1952’de anayasanın eski dili tekrar kabul edildi.
Soyadı Kanunu’nun kaldırılması ile ayrıcalık belirten
unvan ve lakaplar yasaklanmış, Tevhiditedrisat Kanunu
ile toplumda duygu ve düşüncede ortaklık sağlanmış
olduğu için toplumsal birlik ve dayanışma güçlenmiştir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Onlu yönteme uygun uzunluk ve ağırlık ölçüleri 26 Mart 1931 tarihinde kullanıma girdi. O vakte kadar
kullanılan endaze, arşın, kulaç gibi uzunluk ölçülerinin
yerini metrik sistem; dirhem, okka gibi ağırlık ölçülerinin yerini miligramdan tona kadar uzanan ölçü sistemi;
hacim için kullanılan kile, şinik, tas, ölçek gibi ölçü birimlerinin yerini litre sistemi; yüzey ölçümünde kullanılan dönüm ve çiftlik gibi tabirlerin yerini metrekareden
kilometrekareye kadar uzanan sistem aldı.
Bu değişiklikler sayesinde ülke içinde ölçülerde birlik
sağlandı ayrıca dış ticaret kolaylaştı.
21.
1 Temmuz 1926 tarihinde Kabotaj Kanunu’nda, “Türk
karasularında gemi işletme hakkının sadece Türk vatandaşlarına ait olduğu” hükmünün yer alması ile ekonomik
bağımsızlık yolunda önemli bir adım atılmıştır. Bu nedenle Kabotaj Kanunu kapitülasyonların kaldırılmasının
bir uzantısıdır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Kabotaj, bir devletin kendi limanlarına deniz
ticareti konusunda tanıdığı ayrıcalıktır. Bu ayrıcalıktan
yalnızca yurttaşlarının yararlanması,millî ekonomiye
önemli bir katkı sağlayacağından, devletler yabancı
bandıralı gemilere kabotaj yasağı koyma yoluna gitmişlerdir. Bazı uluslararası sözleşmelerde de kabotaj yasağı koyma yetkisine ilişkin hükümler yer alır. Bu yasaya
göre; Marmara denizi ile boğazlarda, bütün kara sularında makine, yelken ve kürekle hareket eden araçları
bulundurma; bunlarla mal ve yolcu taşıma hakkı Türk
yurttaşlarına verildi. Ayrıca; dalgıçlık, kılavuzluk, kaptanlık, çarkçılık, tayfalık ve benzeri mesleklerin Türk
yurttaşlarınca yerine getirilebileceği belirtildi.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
18.
Sivas Kongresi’ni önleyemeyen Damat Ferit Paşa bu
gelişmeden sonra istifa etmiş ve böylece Temsil Heyeti
İstanbul Hükümetine karşı siyasi bir başarı kazanmıştır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Sivas Kongresi, Mustafa Kemal’in Amasya
Genelgesi’ni açıkladıktan sonra Sivas’ta bir araya gelmesiyle, 4 Eylül 1919 - 11 Eylül 1919 tarihleri arasında
gerçekleşen ulusal kongredir.
Sivas Kongresi’nde alınan kararlar, daha önce gerçekleştirilen Erzurum Kongresi kararlarını genişleterek tüm
ulusu kapsar bir nitelik kazandırmış ve yeni bir Türk
Devleti’nin kuruluşuna temel oluşturmuştur. Bu nedenle
Sivas Kongresi’nin Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki önemi büyüktür.
180
22.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
23.
24.
Sümerbank’ın açılması 1933 yılına yani diğer seçeneklerde verilen olaylardan daha sonra olmuştur.
CEVAP: C
Ek Bilgi:
–– İzmir İktisat Kongresi 17 Şubat 1923 tarihinde düzenlenmiştir.
–– Birinci Maarif Kongresi 15 – 21 Temmuz 1921 tarihinde düzenlenmiştir.
–– Medeni Kanun 17 Şubat 1926 tarihinde kabul edilmiştir.
–– Miladi Takvim 1 Ocak 1926 tarihinde kullanılmaya
başlamıştır.
Atatürk’ün “Devlet, vatandaşın tahsili, terbiyesi, sıhhati
ile alakadar olmak mecburiyetindedir.’’ Sözleri devletin
eğitim, sağlık vb. alanlarda yatırım yapmasını öngördüğü için devletçilik ilkesiyle ilgilidir. Halkın çıkarını ve
yararını gözettiği için de halkçılık ilkesiyle ilgilidir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Devletçilik ilkesiyle ilgili önemli özelliklerden
bazıları şunlardır:
–– Devletçilik; devletin ekonomik, sosyal ve kültürel
alanlarda daha hızlı bir gelişme sağlamak amacıyla
yaptığı uygulamalardır.
–– Devletin ekonomik, kriz, afet, savaş vb. olağanüstü
durumlarda halkın yararını gözeterek toplumsal ve
idari alanda düzenlemeler yapmasını sağlar.
–– Halkçılık ilkesinin tamamlayıcısıdır.
–– Sınıf farklılığının önlenmesi, sosyal barışın sağlanması, sosyal adalet ve sosyal güvenliğin gerçekleştirilmesi için devletin hayatın her alanında etkin
olması gerekir.
–– Güçlü, çağdaş ve kendi öz kaynaklarına dayanan
bir ekonomi oluşturulmak istenmiştir.
–– Ekonomide planlı kalkınma hedeflenmiştir.
–– Halkın temel ihtiyaçlarının üretilmesine öncelik verir.
Bozkurt – Lotus Olayı: Bozkurt adlı Türk gemisi ile
Lotus adlı Fransız gemisinin Midilli açıklarında 1926
yılında çarpışmasıyla yaşanan hukuki krizdir. Milletlerarası Daimî Adalet Divanı bu olayda Türkiye lehine karar
vermiştir.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Dış Borçlar Meselesi, Lozan Antlaşması’nda
görüşülmüş ve ödemeler hakkında uzlaşma sağlanmıştı. Ancak 1929 dünya ekonomik bunalımı Türkiye’yi de
olumsuz etkiledi ve Türkiye Fransa’ya olan borcunu gerektiği gibi ödeyemez hâle geldi. Bu durumdan dolayı
Fransa ile bir müddet gerginlik yaşandıysa da; sorun
1930 yılında karşılıklı görüşmeler sonucunda çözülerek.1954 yılına kadar tüm dış borçlar ödenmiştir.
25.
Şubat 1945’de Müttefik Devletler arasında düzenlenen
Yalta Konferansı’nda Mart 1945’e kadar Mihver Devletlere savaş ilan eden devletlerin Birleşmiş Milletler Örgütüne üye olarak kabul edilmesi kararlaştırıldı. Türkiye 23
Şubat 1945’te Almanya’ya ve Japonya’ya savaş ilan etti.
CEVAP: A
Ek Bilgi: II. Dünya Savaşı sırasında 1941 yılına gelindiğinde Almanya Yunanistan’ı ve Ege Adaları’nı işgal
etmişti. Türkiye’nin İngiltere ile yakınlaşmasını önlemek isteyen Almanya ile Türkiye arasında 18 Haziran
1941’de saldırmazlık paktı imzalandı.
26.
––
30 Kasım 1943’de Adana Konferansı’nda İsmet
İnönü ile bir araya gelen İngiltere Başbakanı Churcill Türkiye’nin savaşa girmesini istedi. Konferansta
Türkiye’nin savaşa katılmak için hazırlıksız olduğu
ve Müttefik Devletler tarafından yardım yapılması
kararlaştırıldı.
––
5 – 6 Kasım 1943’de Kahire Konferansı’nda ABD,
İngiltere ve Türkiye bir araya geldi. Bu konferansta
da Türkiye’nin savaşa girmesine yönelik baskılarını
arttı.
Arap Sosyalist Hareketi yani BAAS Hareketi, sosyalist
birleşik bir Arap dünyasının kurulmasını amaçlıyordu.
Onlara göre Arap ulusunu birbirinden ayıran sınırlar,
sömürgeci devletler tarafından çizilmişti. Bu nedenle
Arap dünyasında sosyalist düşüncenin etkisi artmış ve
ABD’nin Orta Doğu’daki politikalarına yönelik tepkileri
BAAS Hareketi’ni savunanlar yoğunlaştırmıştır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: 1940 yılında Suriye’de kurulan bu hareketin
ilk teorisyenleri Ekrem Havrani ile Mişel Eflak’tır. Baas
ideolojisi, amaç olarak Ortadoğu’da tek bir Arap devleti
kurulmasını benimsemiştir. Partinin sloganı Birlik, özgürlük ve sosyalizm idi. Parti ideolojisi Parti birliğine ve
dış baskılara karşı durmaya dayanıyordu
Irak’ta 1968 yılında BAAS Hareketi Hasan el Bakr öncülüğünde gerçekleştirdiği bir darbe ile iktidara geldi.
Saddam Hüseyin de başkan yardımcısı oldu.
Baas Partisi Suriye 1970’de Suriye’de iktidarı ele geçirdi. Baas, Suriye’de Hafız Esed’in ölümünden sonra
da iktidarını koruduysa da Irak’taki Baas iktidarı 2003
yılındaki ABD işgaliyle son buldu.
27.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Bağımsız
Devletler Topluluğu kurulmuş, Avrupa Birliği’nin etkinlik
alanı genişlemiş, Karadeniz Ekonomik ve İşbirliği Örgütü kurulmuş ve Doğu Bloku’nun dağılmasıyla NATO
üyesi ülkeler artmıştır. Ancak bu olaydan sonra ABD’nin
Orta Doğu’daki etkisi artmıştır.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (KEi),
üye devletler arasında öncelikle ekonomik ilişkileri geliştirmek amacıyla 1992’de kurulmuştur. Bunun yanında
üye ülkeler arasında bilimsel ve teknolojik işbirliğini geliştirme de hedef olarak benimsenmiştir.
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatına üye ülkeler
şunlardır: Arnavutluk, Azerbaycan, Bulgaristan, Ermenistan, Gürcistan, Moldova, Romanya, Rusya, Türkiye,
Ukrayna, Yunanistan ve Sırbistan’dır.
181
DENEME - 9
1.
3.
5.
CEVAP: A
Ek Bilgi:
7.
Haçlı Seferleri 1096 yılında başlamıştır. Ancak Tolunoğulları Devleti 868 – 905 yılları arasında siyasi varlık
gösterdiği için Haçlı Seferlerine karşı mücadele etmesi
söz konusu değildir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Haçlı Seferleri, Avrupalı Katolik Hıristiyanların, Papa’nın talebi ve çesitli vaatleri üzerine 1096
- 1270 arasında, Müslümanların elindeki Ortadoğu toprakları (Kutsal Topraklar) üzerinde askerî ve siyasi kontrol kurmak için düzenledikleri akınlardır.
Selimiye Cami Edirne’de bulunan, Osmanlı padişahı
II. Selim’in Mimar Sinan’a yaptırdığı camidir. Mimar
Sinan’ın “ustalık eserim” dediği Selimiye Cami Osmanlı mimarisinin en önemli yapıtlarından biridir. Bu eserin
yapımında taş, mermer, çini, ahşap ve sedef gibi süslemeler kullanılmıştır.
CEVAP: B
Ek Bilgi: 28 Haziran 2011 Salı Günü, Paris’te yapılan
UNESCO Dünya Mirası Komitesi toplantısında Edirne
Selimiye Cami ve Külliyesi’nin Dünya Mirası Listesi’ne
adaylığını değerlendirdi ve komite oybirliğiyle Selimiye
Camii ve Külliyesi’nin Dünya Mirası Listesi’ne girmesine
karar verdi.
Kalemiye Sınıfı yazışma ve maliye işlerinden sorumlu
olan görevlilerdendir. Bu nedenle Nişancı ve Reisülküttap kalemiye sınıfı içinde yer almıştır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Nişancı, padişah adına yazılacak fermanlara,
beratlara, namelere, hükümdarın imzası demek olan
tuğrayı çekmekle görevlidir.
Reisülküttablar, Nişancıların emrinde çalışırlar, yurt dışıyla yapılan yazışmaları kaleme alırlardı. 1650 yılından
sonra Reisüküttablar protokolde Nişancıdan sonra gelmekle beraber, dış siyasete ait işlerden tek başına sorumlu hale geldiler. Reisülküttablar o dönemde Nişancıların emrinde çalışırlar, yurt dışıyla yapılan yazışmaları
kaleme alırlardı. 1650 yılından sonra Reisülküttaplar dış
siyasete ait işlerden tek başına sorumlu hâle geldiler.
Fiskalizm, Osmanlı Devleti’nde hazineye ait gelirleri mümkün olduğu kadar yüksek düzeye çıkarmak ve
ulaştığı düzeyin altına inmesini engelleme amacıyla
uygulanmıştır.
––
Mekkâri Tâifesi : Yolcu ve mal taşıma işlerini meslek edinen esnaflara verilen addır.
––
Derbentçi: Ana yolların, boğaz ve geçitlerin güvenliğinden sorumluydu.
––
İaşecilik: Piyasada istenilen kalitede, uygun fiyatta
yeteri kadar mal bulundurmasıdır.
––
Markatolizm: Devletin güçlü bir ekonomik yapıya
sahip olabilmeleri için ticaret yapmaları ve yüksek
gümrük duvarları ile ihracatı arttırıp, ithalat azaltarak hazinedeki paranın artttırılmasıdır.
Osmanlı Devleti’nde uygulanan tımar siteminde tımarlı
sipahiler, reayanın toprağında güvenle çalışmasını sağlama, toprağını terk eden köylüyü on beş yıl içinde toprağa dönemeye zorlama gibi yetkilere sahipti.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Osmanlı ordusunda görev yapan tımarlı sipahilerin temel vazifesi savaş zamanında savaşa katılmak, barış zamanında bulundukları bölgenin güvenliğini
sağlamaktı. Tımar sahibi, tımarı dahilindeki halktan vergi toplayarak bununla hem kendini geçindirmek, hem de
tımarının büyüklüğüne göre asker yetiştirmekteydi.
Böylece hazineye yük olmadan ve ayrıca masraf gerektirmeden ordunun insan, silah, malzeme ve eğitim
açısından her an harbe hazır olması ve barış zamanı da
ülke genelinde asayişin korunması sağlanıyordu.
Timarlı sipahiler Türk soyundan gelirdi. Hatta bu durum tımarlı sipahi kanunnamesinde özellikle belirtilerek Türk soylu
olmayanların sipahi olması yasaklanmıştır.
8.
Osmanlı yerli sanayisinin Avrupa’da yaşanan Sanayi
İnkılabı’ndan dolayı yabancı sermaye ile rekabet gücünü yitirmesinde bilgi ve teknolojinin yetersiz olması,
kapitülasyonların yaygınlaşması etkili olmuştur.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Sanayi Devrimi, Avrupa’da 18. ve 19. yüzyıllarda yeni buluşların üretime olan etkisi ve buhar gücüyle çalışan makinelerin, makineleşmiş endüstriyi doğurması, bu gelişmelerin de Avrupa’daki sermaye birikimini
arttırmasına denir.
Sanayi Devrimi, ilk olarak Birleşik Krallık’ta ortaya çıkmış, ardından Batı Avrupa, Kuzey Amerika ve
Japonya’ya sıçramış ve ardından bütün dünyaya yayılmıştır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
4.
Karahanlı Devleti’nin başta Karluklar olmak üzere Yağma, Çiğil ve Tuhsi gibi Türk boylarının desteğiyle kurulması federasyon devlet anlayışının olduğunu gösterir.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Federasyon devletler, coğrafî yapılarına göre
oluşmuş birden fazla devletin kendi istekleriyle bir araya
gelerek dışarıya karşı tek bir siyasal güç olarak görülmeleri ve bu amaçla kurdukları örgütün, kendisini oluşturan devletlerin üzerinde olması; iç işlerinde ise, yine
aralarındaki anlaşmaya göre geniş veya dar ölçüde
özerk olmaları ile oluşan topluluklardır.
6.
ÇÖZÜM–9
2.
Oguş, eski Türklerde aile manasına gelen bir kavramdır.
Dolayısıyla da dinsel inanç ile ilgili değildir.
CEVAP: E
Ek Bilgi:
–– Ongun, kutsallığına inanılan varlıklar yani totem anlamına gelmektedir.
–– Tamu, cehennem anlamına gelmektedir.
–– Kurgan, ölen kişiler için yapılan oda şeklindeki mezarlardır.
–– Atalar Kültü, ölmüş aile büyüklerinin ruhunun birtakım üstün güçlerle donanacağı ve bu sayede geride kalanlara yardım edeceği inancı vardır.
182
9.
1839 yılında yayımlanan Tanzimat Fermanı’nda kanun
üstünlüğü benimsenmiş ve böylece padişahın mutlak
otoritesi zayıflamıştır.
CEVAP: E
12.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Tanzimat Fermanı, Reayanın temel hak ve
özgürlüklerini güvence altına almak, azınlıkların yönetim bağlılığını artırarak ülke bütünlüğünü korumak ve
milliyetçilik hareketlerinin yayılmasını önlemek için yayımlanmıştır. Ayrıca Mehmet Ali Paşa İsyanı’nda Avrupa
devletlerinin desteğini sağlamak da hedeflenmiştir.
10.
Nene Hatun 93 Harbi olarak da adlandırılan 1877 - 78
Osmanlı – Rus Savaşı’nda Rusya’nın işgallerine karşı
Erzurum’daki halk direnişine öncülük etmiştir.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Babıali Baskını, Osmanlı İmparatorluğu’nda
23 Ocak 1913 günü Enver Bey ve Talat Bey’in başını çektiği bir grup İttihat ve Terakki üyesi tarafından
hükûmet binası Babıalinin basılmasıyla gerçekleştirilen
askerî darbedir. Bu baskın sırasında Harbiye Nazırı
Nâzım Paşa öldürülmüş, Sadrazam Kâmil Paşa’ya zorla
istifası imzalattırılmıştır. Darbe sonrasında iktidar İttihat
ve Terakki’nin eline geçmiştir.
13.
Ek Bilgi: 93 Harbi’nin başlıca sebepleri Rusya ve
Batı Avrupa ülkelerinin, Osmanlı Devleti’nde yaşanan azınlık isyanlarını insan haklarının çiğnendiği konusunda oluşan tek taraflı kamuoyu, Rusya’nın Balkanlardaki genişleme siyaseti, Romanya ve Bulgaristan’ın bağımsızlık istekleri ve Panslavizm akımıdır. Avrupa’nın büyük güçleri savaşı önlemek
için İstanbul’da Tersane Konferansı’nı toplamışlar, ancak Osmanlı Devleti’ne yaptıkları taleplerin reddedilmesi üzerine savaş patlak vermiştir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
11.
General Harbourd, Ermenilerle ilgili araştırma yapması amacı ile ABD Başkanı Wilson tarafından Doğu
Anadolu’ya gönderilmiştir. General James G. Harbourd
Anadolu’da yaptığı incelemelerden sonra hazırladığı raporda şunlara yer vermiştir:
––
Ermenilerle ilgili ortaya atılan katledildikleri iddiası
doğru değildir.
––
Anadolu, kaynaklı yönüyle ABD’nin ihtiyaçlarını
karşılayabilecek zenginlikte değildir.
––
Anadolu’da mücadele verenler, yaptıkları iş konusunda kesin kararlıdırlar.
ABD Senatosu’na sunulan yukarıdaki rapor, ABD’nin
Anadolu ile ilgili politikalarını azda olsa değiştirmesinde
ve Senato’nun manda konusunu reddetmesinde etkili
olmuştur
Osmanlı Devleti’nde çok partili sisteme geçiş 1908 yılında ilan edilen II. Meşrutiyet Dönemi’nde olmuştur. Ancak
1876 Kanunuesasi’nin ilanından sonra başlayan I. Meşrutiyet zamanında siyasi partiler kurulmamıştır.
CEVAP: D
CEVAP: C
Ek Bilgi: 1876 Temmuzu’nda Osmanlı’ya bağlı Sırbistan ve Karadağ’ın savaş ilan etmeleri ve Osmanlı ordularının galibiyetleri karşısında, Rusya işe karışmak
gereği duymuştur.
Ek Bilgi: Milne Hattı, Kurtuluş Savaşı başlarında, Türk
kuvvetleri ile Yunan kuvvetleri arasında belirlenen hattır.
Mondros Mütarekesi’nden sonra İngiliz General Milne,
Anadolu’nun batısında Türkler ile Yunanlılar arasında çatışmaları önlemek için bir sınır belirledi. Bu hat,
Ayvalık’ın kuzeyindeki Aymazdağı’ndan güneye doğru
Tatarköy, Umurlu ve Selçuk’tan geçiyordu. Bu sınır büyük tepki gördü ve çeşitli yerlerde gösteri ve mitinglerle protesto edildi. 22 Haziran 1920’de başlayan Yunan
saldırısı, Milne Hattı’ndan başladı ve bu yapay sınır bu
saldırıyla birlikte ortadan kalktı.
Rusya’nın Balkan işlerini Panslavist bir tutumla çözmesinden telaşlanan Batılı devletler durumu karışmışlar ve
İstanbul’da Tersane Konferansı’nın toplanması kararlaştırılmıştır.
Tersane Konferansı hem Balkan sorunları, hem de Osmanlıdan istenen ıslahat sorunları ele alınmıştır. Konferansta İngiltere, Fransa, İtalya, Avusturya-Macaristan,
Almanya, Rusya ve delegeleri görüşmelerini sürdürürlerken şiddetli top sesleri duyunca şaşırırlar. Hariciye
Nazırı Saffet Paşa durumu açıklayıcı konuşmasında
şu bilgileri verir: Padişah (II. Abdülhamit) yeni bir rejimi,
Meşrutiyet rejimini ilan etmektedir. İmparatorluğu oluşturan etnik unsurların özgürlükleri bu yeni idare şekli ile
güvence altına alındığından, böylesine bir devrim karşısında bu toplantıya artık gerek kalmamıştır. Bu kısa
konuşmadan sonra Osmanlı delegeleri toplantıyı terk
ederler. Aynı gün Padişah’ın iradesi ile Kanunuesasi
okunur ve 1876 tarihli ilk Osmanlı anayasası yürürlüğe
girer.
Balkan Savaşları sırasında Osmanlı Devleti’nde tahtta
olan V. Mehmet Reşad savaştan sonra yaşanan başarısızlıklara rağmen tahtını korumuştur.
14.
Millî Mücadele Dönemi’nde Amasya Protokolü
imzalanmış,bu karar doğrultusunda Osmanlı Mebusan
Meclisi açılmıştır. Bu mecliste alınan karar doğrultusunda alınan Misakımillî kararlarına tepki gösteren İtilaf
Devletleri İstanbul’u resmen işgal etmiştir.
CEVAP: C
Ek Bilgi: İstanbul’un işgali İtilaf Devletleri’nin 16 Mart
1920’de resmen işgal edilmesiyle başlamış ve 6 Ekim
1923’te İstanbul’un kurtuluşu ile sonuçlanmıştır.
183
15.
16.
Kurtuluş Savaşı Dönemi’nde TBMM’nin otoritesini önlemek için Çerkez Ethem, Ahmet Anzavur ayaklanmaları
çıkmıştır.
19.
CEVAP: D
CEVAP: C
Ek Bilgi: Ali Galip Olayı, Damat Ferit Paşa Hükûmetinin,
Elazığ Valisi Ali Galip Bey’e verdiği talimatla Sivas
Kongresi’nin yapılmasını engellemeye yönelik girişimidir. Ali Galip Olayı, Mustafa Kemal Paşa’yı ortadan
kaldırmaya, Heyeti Temsiliye ve Milli Mücadeleyi durdurmaya çalışmıştır.
Ek Bilgi: Serbest Cumhuriyet Fırkası, Mustafa Kemal’in
desteğiyle hükûmeti denetlemek için kurulmuştur. Serbest Cumhuriyet Fırkası milliyetçilik, cumhuriyetçilik ve
laiklik ilkelerini benimsemiştir. Ancak laiklik karşıtı grupların partide örgütlenmesinden rahatsız olan Fethi Okyar aynı yıl partisini feshetmiştir.
Padişah ve Osmanlı Hükûmetinin desteğiyle oluşan
Saltanat Şurası Sevr Antlaşması’nın imzalanması için
kurulmuştur. Ardından Damat Ferit Paşa ve Hadi Paşa
gibi hükûmet bünyesindeki görevliler Sevr Antlaşması’nı
imzalamıştır.
20.
Ek Bilgi: Teşkilatıesasiye Kanunu 20 Ocak 1921 tarihinde kabul edilmiş 23 maddelik kısa bir çerçeve anayasası niteliğindedir. Teşkilatıesasiye Kanunu 20 Nisan 1924
tarihine kadar yürürlükte kalmıştır.
21.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Soyadı Kanunu, her Türk vatandaşına bir
soyadı taşıma yükümlülüğü 21 Haziran 1934 tarihinde
kabul edilmiş, 2 Temmuz 1934 günü Resmî Gazete’de
yayımlanmış ve 2 Ocak 1935′te yürürlüğe girmiştir.
Soyadı Kanunu’nun kabulü, toplumsal alanda yapılan
Atatürk Devrimleri’nden birisidir.
Tek Adam, Şevket Süreyya Aydemir’in, Yaban ise Yakup
Kadri Karaosmanoğlu’nun Milli Mücadele yıllarını anlatan eserleridir.
Yasanın amacı, ayrımı ortadan kaldırmak ve nüfus işlemleri, askere alma, okul kaydı, tapu işlemleri gibi alanlarda yaşanan karışıklıkları gidermekti. Bu yasayla “ağa,
hacı, hafız, hoca, efendi, bey, beyefendi, paşa” gibi unvan ve lakapların kullanılması yasaklandı.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Cumali Ordugahı Mustafa Kemal’in 12 Eylül
1909 tarihinde Selanik’te bastırdığı eserdir. Mustafa
Kemal Makedonya bölgesinde Cumali Ordugahındaki
eğitim ve manevralara katıldıktan sonra bu eseri yazmıştır. Mustafa Kemal bu eserde süvari, bölük, alay,
tugay eğitim ve manevralarını anlatmış, subay olarak
teorik bilgiler vermiştir.
18.
Ukrayna Dostluk Antlaşması, Sakarya Meydan
Savaşı’ndan sonra TBMM Hükûmeti ile 9 Ocak 1922
tarihinde imzalanmıştır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Maarif Kongresi Kütahya – Eskişehir Muharebelerinden sonra 15 – 21 Temmuz 1921 tarihleri
arasında Ankara’da düzenlenmiştir. Mustafa Kemal’in
başkanlığında 180 kişinin katıldığı Maarif Kongresi’nin
amacı Kurtuluş Savaşı’nı kazandıktan sonra yeni Türk
Devleti’nin eğitim politikasını belirlemekti.
Türkiye’de toplumsal birlik ve beraberliği sağlamak için
25 Kasım 1925 tarihinde dinî duyguların sömürülmesine
ve toplumda dinî ayrılıkların yaşanmasına neden olan
tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması kararı alınmıştır.
Soyadı Kanunu’nun çıkmasından sonra 24 Kasım 1934
tarihinde TBMM tarafından oy birliği ile kabul edilen
kanunla Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’e “Atatürk” soyadı verildi. 17 Aralık 1934’te çıkarılan yasa ile bu soyadının diğer kişiler tarafından kullanılması yasaklandı.
22.
İzmir İktisat Kongresi’nde Misakıiktisadi kararları alınmış ve bu çerçevede ulusal ve bağımsız bir ekonomi
sistemi yaratılmak istenmiştir. Reji İdaresinin kurulması
Türkiye’nin ekonomik politikasına aykırıydı.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Reji İdaresi 27 Mayıs 1883 tarihinde yabancı
sermayeyle kurulan tütün ticareti tekel ayrıcalıkları olan
bir özel kar ortaklığı şirketidir.Osmanlı üreticisi tütün, tuz
ve alkolü rejinin belirlediği fiyattan Reji İdaresine vermek
zorundaydı. Reji İdaresi 1925 yılına kadar varlığını sürdürdü.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Ek Bilgi: I. Dünya Savaşı sonunda henüz İtilaf Devletleri ile Osmanlı arasında barış antlaşması yapılmamıştı. İtilaf devletleri 18 Nisan 1920’de San Remo
Konferansı’nda Osmanlı İmparatorluğu’na uygulanacak
barış antlaşmasının şartlarını hazırladılar. Padişah, eski
sadrazam Ahmet Tevfik Paşa’nın başkanlığındaki bir
heyeti konferansa gönderdi. Ancak barış şartlarını kabul
etmeyen Tevfik Paşa ülkeye geri döndü. Bunun üzerine
21 Haziran 1920’de Yunan kuvvetleri Balıkesir, Bursa,
Uşak ve Trakya bölgelerini işgal ederek Osmanlı yönetimini barışa zorladı. Bu olaylar üzerine toplanan Saltanat
Şurası Sevr Antlaşması’nı imzalama kararı aldı.
3 Mart 1924 tarihinde Erkanıharbiye Vekaletinin kaldırılmasından dolayı ordu mensuplarının devlet işlerine
müdahale etmesi önlenmiştir.
CEVAP: B
CEVAP: A
17.
Serbest Cumhuriyet Fırkası 12 Ağustos 1930 tarihinde
Fethi Okyar başkanlığında toplanmış ve ekonomide liberalizmi benimsemiştir.
184
23.
Atatürk’ün milliyetçilik anlayışı ırk, mezhep anlayışına
karşı olduğu için laiklik ilkesiyle ve sınıf ayrılıklarına karşı olduğu için de halkçılık ilkesiyle ilgilidir.
25.
CEVAP: D
CEVAP: A
Ek Bilgi: Atatürk Medeni Bilgiler kitabında milleti şöyle
tanımlar;
––
Zengin bir hatıra mirasına sahip olan,
––
Gelecekte bir arada yaşama arzusunda bulunan,
––
Sahip olunan mirasın korunması konusunda birleşen insanlardan oluşan topluluğa millet denir.
––
Atatürk milliyetçiliği, dil birliği, tarih birliği, kültür birliği ve vatan birliğini esas alır.
––
Ulusal bağımsızlık ilkesini temel alır.
––
Ulusal birlik ve dayanışmayı gerektirir.
––
Irkçılık ve ümmetçiliği ret eder.
II. Dünya Savaşı sırasında, Ocak 1940 tarihinde Türk
Hükûmeti, yersiz fiyat yükselmelerine engel olmak, üretim, dağıtım ve tüketim ilişkilerini tümüyle devlet kontrolü
altına almak için Milli Korunma Kanunu’nu çıkarmıştır.
Ek Bilgi: Devlet Planlama Teşkilatı 30 Eylül 1960 tarihinde Türkiye Başbakanlığına bağlı olarak kurulmuştur.
Devletin ekonomik, sosyal ve kültürel amaçlarının belirlenmesinde hükûmete danışmanlık yapmakla görevlidir.
26.
Marshall Planı 1947 yılında önerilen ve 1948 – 1951
yılları arasında yürürlüğe konan ABD kaynaklı bir ekonomik yardım paketidir. Marshall Planı ile Avrupa ülkelerinin kendi aralarında ekonomik iş birliğine girişmeleri
amaçlanmış, Amerikan mal, malzeme ve makine yardımı Avrupa ülkelerine yapılmıştır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
CEVAP: C
Ek Bilgi: Truman Doktrini 1947 yılında Sovyet tehdidine karşı ABD Başkanı Harry Truman tarafından hazırlanmış bir plandır. Sovyetler Birliği’nin Yunanistan ve
Türkiye’ye baskı yapması Truman Doktrini’nin yayımlanmasının hızlandırmıştır.
24.
Afganistan, SSCB’nin önerisi üzerine 8 Temmuz 1937
tarihinde İran, Irak ve Türkiye’nin olduğu Sadabat
Paktı’na üye olmuştur.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Irak’ın İngiltere’ye olan bağlılığını dengelemek
için İran ve Türkiye’ye saldırmazlık paktı önermiştir.Türkiye ise ayrı ayrı paktlar kurmak yerine bölgesel bir pakt
imzalamayı önermiştir.1937’de Afganistan da SSCB’nin
önerisiyle pakta katılınca Tahran’da Sadabat Paktı imzalanmıştır.
Sadabat Paktı 1979 yılında İran’da rejim değişikliği yaşanana kadar hukuki varlığını sürdürmüştür.
27.
Türkiye’nin 1974 yılında düzenlediği Kıbrıs Barış
Harekâtı ABD’nin Türkiye’ye ambargo uygulanmasına
neden olmuştur.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Kıbrıs Sorunu 1950’lerde Rumların İngiltere’yi
adadan çıkarmaya ve bölgedeki Türklere yönelik baskısıyla başlamıştır. Kıbrıs Barış Harekâtı Türkiye de
Kıbrıs Türklerine yaşanan katliam ve baskılardan dolayı
20 Temmuz 1974’te Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından
düzenlenmiştir.
185
DENEME - 10
1.
4.
Denge siyaseti, Osmanlı Devleti’nin XVIII. yüzyılın sonlarından itibaren devletler arasındaki çatışmalardan yararlanarak siyasi varlığını korumasıdır.
CEVAP: D
CEVAP: E
Ek Bilgi: Uygurlar Çin’in etkisiyle Manihaizm inancını
benimseyerek din değiştiren ilk Türk devleti olmuştur.
Manihaizm inancının etkisiyle yaptığı tapınakların duvarlarını freskler (duvar resimleri) ile süslemişlerdir.
Uygurlar Moğol devletinde komutanlık ve memurluk
yaparak Moğolların Türleşmesine katkı sağlamışlardır.
Ek Bilgi: Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi olarak adlandırılan 1299 – 1453 yılları arasında fetih politikası
izlemiş ve bunun için öncelikle Bizans’a karşı sınırlarını
genişletmeye çalışmış ve Balkanlarda egemen olmaya
çalışmıştır. Daha sonra da Anadolu’da siyasi birliğini
sağlamak için Türk beylikleriyle mücadele etmiştir.
Büyük Selçuklu Devleti’nde yer alan Divan-ı Mezalim
yüksek mahkeme nieliğinne sahipti. Kadıların verdiği
kararlara itiraz edilmesi durumunda Divan-ı Mezalim
Sultanın önderliğinde toplanır ve görüşülen davlarla ilgili
kesin karar verilirdi.
5.
CEVAP: B
Ek Bilgi:
Osmanlı Devleti’nde Enderun Mektebi devşirme kökenli memur ve askerlerin yetiştirildiği saray okuludur.
Bu nedenle sadrazam, yeniçeri ağası, vezir, defterdar
gibi görevliler Enderun Mektebinde eğitim görmekteydi.
Ancak Kazaskerlik görevine atananlar Medrese eğitimi
almış kişilerdir.
CEVAP: C
Divan-ı Arz’da askerî meseleler görüşülürdü.
Ek Bilgi: Osmanlı Devleti’nde yönetici sınıf üç bölüme
ayrılırdı:
Divan- Tuğra’da yazışma işleri görüşülürdü.
Divan-ı İnşa’da yazışma işleri görüşülürdü.
İlmiye sınıfı, Müslüman kökenli ve Medrese eğitimi
almış görevlilerden oluşmaktaydı. Bu sınıfa mensup
görevliler din, hukuk ve eğitim alanında görevlendirilirdi
(şeyhülislam, kazasker, kadı, müderris)
Kalemiye sınıfı, yazışma ve maliye işlerinden sorumlu olan görevlilerden oluşmaktaydı (defterdar, nişancı,
reisülküttap..)
El Cezeri 12. Yüzyılda Artukluların topraklarında (Şırnak
- Cizre) yaşamış haberleşme, kontrol, denge kurma ve
ayarlama ilmi olan sibernetik ve robot biliminin ilk kurucusu olarak kabul edilen bir bilim adamıdır.
CEVAP: D
Ek Bilgi: Dünya bilim tarihi açısından bugünkü sibernetik ve robot biliminde çalışmalar yapan ilk bilim adamı
olan El Cezeri, “Mekanik Hareketlerden Mühendislikte
Faydalanmayı İçeren Kitap” El Câmi-u’l Beyn’el İlmî ve
El-Amelî’en Nâfi fî Sınâ’ati’l Hiyel, adlı eserinde ortaya
koymuştur.
50’den fazla cihazın kullanım esaslarını, yararlanma
olanaklarını çizimlerle gösterdiği bu olağanüstü kitapta
Cezeri, “Tatbikata çevrilmeyen her teknik ilmin, doğru ile
yanlış arasında kalacağını” söyler.
Fizikçi ve mekanikçi El Cezeri’nin diğer bir eseri de Diyarbakır Ulu Camii’nin ünlü Güneş Saati’dir
6.
Osmanlı Devleti’nde kadılar reayanın isteklerini Divanıhümayuna bildirir, yönetiminden sorumlu olduğu kazaların mülki amirliğini yapar ve ayrıca noterlik işlerini de
yürütürdü.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Osmanlı Devleti’nde kadılar şeri hukuk ile ilgili
davalarda görev yapardı. Aynı zamanda günümüzde
ilçe konumunda olan kazaların idari işleriyle de ilgilenirdi.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Seyfiye sınıfı, Enderun eğitimi almış devşirme kökenli
yöneticilerin de bulunduğu görevlilerden oluşmaktaydı.
İdari ve askerî alanlarda görevlendirilirlerdi.(sadrazam,
vezir, yeniçeri, kaptanıderya….)
Divan-ı İşraf’da ise adli ve idari kurumlar dışındaki diğer devlet kurumları denetlenirdi.
3.
ÇÖZÜM–10
2.
İslam öncesi Türk tarihinde Bizans ile ticari ilişkiler kuran
devlet Kök Türkler ve Hazarlar’dır. Ancak Uygurların Bizans ile ticari ilişkisi yoktur.
186
7.
İshak Paşa Sarayı Ağrı – Doğubeyazıt’ta Osmanlı , Fars
ve Selçuklu mimari üslubuyla yapılmıştır.1685’te yapımına başlanan İshak Paşa Sarayı 1784 yılında tamamlanmıştır.
10.
Kırım ve Batı Trakya Osmanlı Devleti’nde önemli ölçüde
Türk nüfusunun olduğu bölgelerdir. Bu nedenle Kırım ve
Batı Trakya elden çıkınca bölgedeki Türk nüfusu azınlık
durumuna düşmüştür.
CEVAP: E
CEVAP: C
Ek Bilgi: III. Ahmet Çeşmesi de Topkapı Sarayı’nın giriş
kapısı ile Ayasofya arasında 1729 yılında yapılmıştır.
Rokoko tarzının örneklerinden olan bu çeşme Mimar
Mehmet Ağa tarafından inşa edilmiştir.
Ek Bilgi: Osmanlı Devleti egemenliğinde bulunan Trablusgarp bölgesi günümüz Libya topraklarıdır. Bu bölge
de 1911 – 1912 Trablusgarp Savaşı sonunda İtalya’nın
egemenliği altına girmiştir.
Nuru Osmaniye Camii İstanbul’da 1748 – 1755 yılları
arasında Barok tarzında yapılan batı tarzında ilk mimari
eserlerdendir.
Dolmabahçe Sarayı Sultan Abdülmecit zamanında
1843 – 1856 yılları arasında Barok tarzında yapılmıştır.
Dolmabahçe Sarayı’nın mimarları Garabet Balyan ve
Nigoğos Balyan’dır.
11.
CEVAP: A
Beylerbeyi Sarayı Sultan Abdülaziz tarafından 1861
– 1865 yılları arasında Ermeni mimar Sarkis Balyan’a
yaptırılmıştır. Bu saray da Rönesans, Barok ve Doğu –
Batı üslubunun kaynaştırılmasıyla yapılmıştır.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
8.
Reform Hareketleri Avrupa’da Katolik dünyasında
Papa’nın baskılarından dolayı çıkmıştır. Ancak Osmanlı
Devleti’ndeki Hristiyanlar hoşgörülü bir ortamda yaşadıkları için Reform Hareketlerinden etkilenmemiştir.
Ek Bilgi: Mecelle, 1876 – 1878 yılları arasında Ahmet
Cevdet Paşa başkanlığındaki bir komisyon tarafından
derlenen ve temeli İslam kurallarına dayanan medeni
hukuktur. Mecelle 4 Ekim 1926 tarihine kadar yürürlükte
kalmıştır.
12.
Ek Bilgi: Osmanlı Devleti’nde 1840 yılında ceza ve
ticaret davalarına bakmak üzere laik ilkelere uygun
olarak işleyen Nizamiye Mahkemeleri kurulmuştur. Bu
mahkemelere Müslüman hâkimlerin yanı sıra gayrimüslim hâkimler de atanmıştır. 1853’te cinayet davalarında
gayrimüslimlerin de şahitlik yapabileceği kabul edildi.
Ek Bilgi: Reform Hareketleri Avrupa’da XV. Yüzyılda
Almanya’da başlamış ve sonra da diğer Katolik ülkelere
de yayılmıştır. Dönemin Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman Avrupa’da yaşanan mezhep çatışmalarını körüklemek için Reform Hareketleri’nin öncüsü Martin
Luther’e destek vermiştir.
13.
İstihkam Okulu III. Selim Dönemi’nden önce I.
Abdülhamit’in saltanatı süresi içinde ordunun istihkam
subayı ihtiyacını karşılamak için açılan Batı tarzında
askerî bir okuldur..
CEVAP: E
Ek Bilgi: Meşveret Meclisi Osmanlı Devleti’nde önemli ve olağanüstü meseleleri görüşmek, ülke sorunlarını
özgürce tartışmak için açılmıştır. Meşveret Meclisi padişahın öncülüğünde toplanmış ve yapılan ıslahatlara
destek verdiği için modernleşmenin hız kazanmasını
sağlamıştır.
Osmanlı Devleti’nde XIX. yüzyılda Nizamiye Mahkemesi kurulmuş ( I ) haraç ve cizye vergisi kaldırılmış ( II )
halka seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır ( III)
CEVAP: E
CEVAP: A
9.
Osmanlı tarihinde1839 – 1876 yılları arasındaki süreç
Tanzimat Dönemi olarak nitelendirilir.Ancak Mecelle
1878 yılında uygulanmaya başlamıştır.
I. Dünya Savaşı’nda İtilaf Devletleri arasında imzalanan
gizli antlaşmalarda İtalya’ya vaat edilen İzmir bölgesinin
Paris Barış Konferansı’nda Yunanistan’a bırakılması kararı alınmıştır. Bu karara tepki gösteren İtalya konferansı
terk etmiştir.
CEVAP: B
Ek Bilgi: Paris Barış Konferansı I. Dünya Savaşı’ndan
sonra 18 Ocak 1919 tarihinde toplanmıştır. Bu konferansta İtilaf Devletleri İttifak Devletleri ile yapılacak barış
antlaşmalarının şartlarını tespit etmek amacıyla toplanmıştır. Ancak Osmanlı topraklarının paylaşımı hususunda yaşanan anlaşmazlıklardan dolayı Osmanlı Devleti
ile herhangi bir antlaşma metni konusunda uzlaşma
sağlanamamıştır.
187
14.
15.
20 – 22 Ekim tarihleri arasında Temsil Heyeti ile İstanbul
Hükûmet arasında yapılan Amasya Görüşmeleri sonunda Osmanlı Mebusan Meclisinin açılması hususunda
anlaşmaya varılmıştır.
18.
CEVAP: A
CEVAP: D
Ek Bilgi: Anadolu’daki Millî Mücadele Hareketi’ni önlemek isteyen Damat Ferit Hükûmeti Sivas Kongresi’ni
önleyemeyince istifa etmek zorunda kalmış ve
İstanbul’da Ali Rıza paşa Hükûmet kurulmuştu. Ali Rıza
Paşa Hükûmeti göreve geldikten sonra Temsil Heyeti ile
uzlaşma yollarını aramış ve bunun üzerine Amasya Görüşmeleri yapılmıştır.
Ek Bilgi: Birinci TBMM Dönemi’nde siyasi parti kurmak
yasak olmasına rağmen meclis içinde farklı siyasi görüşlere mensup gruplar bulunmaktaydı. Müdafaaihukuk
Grubu Tesanüd Grubu, Yeşil Ordu Grubu bunlardan bazılarıydı.
İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından resmen işgal edilmesi (I) İstanbul Hükûmeti’nin Sevr Antlaşması’nı imzalaması (II) Mebusan Meclisinin dağıtılmasına İstanbul
Hükûmetinin seyirci kalması (III) üzerine Türk halkının
İstanbul Hükûmetine olan güveni azalmıştır.
19.
Ek Bilgi: Bozkurt – Lotus Olayı, 2 Ağustos 1926 tarihinde Midilli Adası yakınlarında Bozkurt adlı bir Türk gemisi
ile Lotus adlı bir Fransız gemisinin çarpışması sunucunda yaşanan olaydır.
CEVAP: E
20.
CEVAP: C
CEVAP: B
Ek Bilgi: Atatürk’ün öncülünde açılan ilk özel banka
Türkiye İş Bankasıdır. Millî İtibari Bankası da 1927 yılında Türkiye İş Bankası ile birleştirilmiştir.
Ek Bilgi: I. TBMM Dönemi’nde İtilaf Devletleri ve İstanbul Hükûmeti Millî Mücadele’yi yok etmek için ayaklanmalara destek vermiştir. Azınlıklar da Anadolu’da kendi
ulusal devletlerini kurmak için ayaklanmalar çıkarmıştır.
21.
17.
Urfa ve Maraş 20 Ekim 1921 tarihli Ankara
Antlaşması’ndan önce Fransa’ya karşı verdikleri bağımsızlık mücadeleleri sonucunda işgalden kurtulmuştur.
CEVAP: C
Ek Bilgi: Türk ordusunun Batı Cephesi’nde Sakarya Meydan Savaşı’nı kazanması üzerine Fransa TBMM’den barış istemiş ve 20 Ekim 1921 tarihinde Ankara Antlaşması
ile Güney Cephesi’nden çekilmiştir.
Millî İtibari Bankası yerli sermayeye dayalı bir merkez
bankası kurma çabaları sonucunda 11 Mart 1917 tarihinde padişahın emriyle kurulmuştur.
3 Mart 1924 tarihinde kapatılan Şeriye Vekaletinin yerine Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur.
CEVAP: A
Ek Bilgi: Halifeliğin kaldırıldığı gün olan 3 Mart 1924
günü çıkarılan kanunla Erkanıharbiye Vekaleti kaldırılmış böylece ordu mensuplarına siyaset yasağı getirilmiştir. Bu kurumun yerine de Genelkurmay Başkanlığı
ve Millî Savunma Bakanlığı kurulmuştur.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Birinci TBMM Dönemi’nde düzenli ordunun kurulması
kararına tepki gösteren Çerkez Ethem ve Demirci Mehmet Efe gibi Kuvayımilliye şefleri TBMM’ye karşı ayaklanmıştır.
6 – 7 Eylül Olayları 1955 yılında (Atatürk Dönemi’nden
sonra) İstanbul’da yaşayan Rumlara ve diğer azınlıklara
yönelik tahrip ve yağma hareketidir.
CEVAP: E
Ek Bilgi: Mebusan Meclisinde Misakımillî kararlarının alınmasına tepki gösteren İtilaf Devletleri 16 Mart
1918’de İstanbul’u resmen işgal etmiştir ve Mebusan
Meclisini dağıtmıştır.
16.
Mustafa Kemal’in liderliğinde Cumhuriyetin ilanından
önce 9 Eylül 1923’te kurulan Halk Fırkası I. TBMM
Dönemi’nde Müdafaaihukuk Cemiyeti olarak faaliyet
göstermiştir.
Hocanın uyarısı → Konu tekrarı için çözümleri okuyalım!
Download