çayır meralarda gübreleme

advertisement
ÇAYIR MERALARDA GÜBRELEME
Arş. Gör. Kağan KÖKTEN
Ç.Ü. Zir. Fak. T. Bitkileri. Böl.
T
üm diğer canlı organizmalar gibi
bitkiler de büyümeleri, gelişmeleri ve
nesillerini devam ettirebilmeleri için beslenmek
zorundadırlar. Bitkiler besinlerini hava, su ve
t o p r a k t a n aldıkları kimyasal elementleri
sentezleyerek oluştururlar.
Bitki besin
m a d d e l e r i n i n y a p ı m ı n d a kullanılan h a m
maddeleri oluşturan bu elementler, bitki besin
maddeleri olarak adlandırılır. Bitkiler büyüme ve
gelişmeleri için; C, H, O, N, P, K, Ca, Mg, S, Fe,
Mn, Zn, Cu, Mo, B ve C1 olmak üzere 16 besin
elementine gereksinim duymaktadırlar. Bu besin
elementlerinin bitkiler tarafından gereksinim
duyulan miktarları, besin elementine göre farklılık
gösterir. Bitkiler tarafından gereksinim duyulan
miktarlarına göre bitki besin elementleri 'Makro'
ve 'Mikro' besin elementleri olarak iki gruba
ayrılır. C, H, O, N, P, K, Ca, Mg ve S makro;
Fe, Mn, Zn, Cu, Mo, B ve C1 ise mikro besin
elementleri olarak sınıflandırılmaktadır.
Doğal durumdaki ekosistemlerde, topraktaki
mineral besin elementleri toprak-bitki-makro
tüketiciler-mikro tüketiciler arasında sürekli bir
dolanım halindedir. Denge halindeki böyle bir
ekosistemde mineral besin elementlerinin sistem
dışına taşınması yok denecek kadar azdır. Bu
nedenle, böyle ekosistemlerde bitkilerin mineral
besin elementleri ile beslenmesi açısından bir
sorun çıkmaz. Buna karşılık, insan yönetimi
altında bulunan tarımsal ekosistemlerde hasat
edilen ürünler vasıtasıyla bu ekosistemlerdeki
mineral besin elementlerinin sistem dışına
taşınması söz konusudur. Bu nedenle, bitkilerin
normal
büyüme
ve
gelişmelerini
t a m a m l a y a b i l m e l e r i ve e k o n o m i k ürünler
verebilmeleri için ekosistem dışına taşınan
mineral besin maddelerinin girdi olarak bu
ekosistemlere uygulanması gerekir. Aksi halde,
bu ekosistemlerden hasat edilen ü r ü n ü n
4
veriminde çok önemli azalmalar ortaya çıkar.
İşte, hasat edilen tarımsal ürünlerle ekosistem
dışına taşınan mineral besin elementlerinin
eksikliğini gidermek üzere toprağa uygulanan ve
mineral bitki besin e l e m e n t l e r i n i içeren
maddelere gübre ve y a p ı l a n bu işleme de
gübreleme adı verilir.
Bitki gelişmesinde, bitki besin maddelerinin
etkisi asırlardan beri üzerinde durulan önemli bir
konudur. Bizde ise halen bazı yetiştiricilerde,
çayır ve mera bitkilerinin tekrar kendiliğinden
sürebilmeleri nedeniyle gübre ihtiyaçları
olmayacağı inancı hakimdir. Halbuki bu alanlarda
çayır-mera bitkilerinin topraktan aldıkları ve besin
maddeleri hayvanlara otlatma veya bitkilerin
biçilmesi yoluyla çayır-mera ekosisteminin dışına
taşınmaktadır. Bu nedenle, çayıii-meralarda
sürekli yüksek verim alabilmek için, topraktan
uzaklaştırılan besin elementlerinin gübreleme
yoluyla toprağa tekrar ilave edilmesi gerekir.
Çayır ve meralar, farklı familyalardan, büyüme
ve gelişme istekleri gibi, besin maddesi
gereksinimleri de birbirinden önemli derecede
farklı çok sayıdaki bitki türlerinin yaşadıkları
alanlardır. Bu n e d e n l e , çayır meraların
gübrelenmesi, genellikle tek bir bitki türünün
yetiştirildiği tarla tarımında yapılan gübrelemeden
çok önemli farklılıklar gösterir. Çayır mera
gübrelemesinden
beklenen
yararların
sağlanabilmesi için; çayır mera vejetasyonunun
botanik
kompozisyonu,
çayır
mera
vejetasyonundan yararlanma şekli, toprak nemi,
çayır mera vejetasyonundaki yabancı otların oranı
ve m i n e r a l besin m a d d e l e r i n i n t o p r a k t a k i
miktarları gibi k o n u l a r ı n
göz
önünde
bulundurulması gerekir.
Gübreleme yoluyla bir çayır veya meranın
ıslah edilebilmesi için, öncelikle söz konusu çayır
veya merada bulunan bitki örtüsünün hangi bitki
gruplarından oluştuğunun bilinmesi gerekir.
Çünkü, vejetasyondaki baskın bitki grubunun
baklagil veya b u ğ d a y g i l familyası bitkileri
olmasına göre uygulanacak gübre cinsi değişir.
Buğdaygil yembitkileri toprakta bol ~:ktarda azot
bulunmasını istemelerine karsıiık. baklagil bitkileri
toprağın fosfor, potas ve kireç bakımından
zengin olmasını isterler. Bu nedene, baskın bitki
grubu buğdaygil yembitkilerincer. o^-san bir çayır
veya merada öncelikle azoti- gübreleme gerekli
olmasına karşılık, baklagillerin c^sr^rduğu çayır
ve meralarda ise fosfor, coras ve kalsiyum
gübrelemesi düşünülür.
Çayır meralarda uygulanacak rjbre dozunu
belirleyen en önemli faktörlerden biriside, çayır
m e r a l a r d a n y a r a r l a n m a şeklidir. Biçilerek
yararlanılan çayır ve mera alanlarında bitkilerin
topraktan kaldırdığı besin elementlerinin büyük
bir kısmı ekosistem dışına taşınır. Otlatılarak
yararlanılan çayır ve meralarda ise, bitkilerin
topraktan kaldırdığı besin elementlerinin büyük
bir kısmı bu bitkileri otlayan hayvanların dışkıları
vasıtasıyla tekrar çayır mera toprağına geri döner.
Bu nedenle, genellikle biçilerek yararlanılan
a l a n l a r o l a n çayırların g ü b r e g e r e k s i n i m i ,
otlatılarak y a r a r l a n ı l a n m e r a l a r ı n g ü b r e
gereksiniminden çok daha fazladır. Diğer taraftan
çayırlar, meralara göre daha sık ve daha yüksek
boylu bitki örtüsüne sahip olmaları ve daha fazla
yem üretme potansiyeli göstermeleri nedeniyle de
daha fazla miktarda besin elementine gereksinim
duyarlar.
Çayır mera bitkilerinin uygulanan gübreden
yararlanabilmesi için, her şeyden önce toprakta
yeterli n e m bulunması gerekir. Bu nedenle,
yeterince yağış alan bölgelerde, sulanan yerlerde
veya taban suyunun yüksek olduğu çayırlarda ve
taban meralarda gübrelemeden en iyi sonuç
alınabilir. Kurak bölgelerde ise, bitki büyümesi
için su kısıtlayıcı bir faktör olduğu için, çayır mera
bitkilerinin uygulanan gübreden yararlanma
etkinlikleri azalır ve gübrelemenin çayır mera
vejetasyonu üzerindeki ıslah edici etkisi azalır. Bu
nedenle, kurak bölge meralarında gübreleme
ekonomik olmayabilir. Kurak bölgelerde bulunan
çayırlar, taban meralar ve suni meralarda ise
gübreleme yapılabilir.
G ü b r e l e m e , çayır m e r a v e j e t a s y o n u n d a
bulunan iyi cins yembitkilerini teşvik ederek, bu
bitkilerin y a b a n c ı otlarla d a h a iyi rekabet
edebilecek duruma gelmelerini ve böylece yabancı
otların vejetasyondaki oranlarının azalmasına
neden olabilir. Ancak, vejetasyonda yabancı
otların oranı çok fazla ise, uygulanan gübre,
meradaki iyi cins yembitkilerinden ö n c e bu
yabancı otları teşvik eder. Bu nedenle, fazla
miktarda yabancı ot içeren çayır meralarda
gübreleme yapmadan önce bu yabancı otlarla
mücadele edilmesi gerekir.
Ekonomik ve etkin bir gübreleme yapabilmek
için, çayır mera t o p r a ğ ı n d a k i mineral besin
elementlerinin miktarlarının belirlenmesi ve eksik
olan besin elementlerinin eksikliğinin giderilmesi
amacıyla gübreleme yapılması gerekir. Bunun için
de, çayır meralardan alınacak toprak örneklerinde
besin elementi içeriğini belirlemeye yönelik analiz
yapılması gerekir. Bu analiz sonuçlarına göre,
çayır meraya uygulanacak gübre çeşit ve dozu
sağlıklı bir şekilde belirlenebilir.
Azotlu gübreler suda kolayca eriyebildikleri
için, bitkiler üzerinde hemen etkilerini gösterirler.
Ancak, bu etki sürekli değildir. Yani, toprağa
uygulanan azot çayır mera bitkileri tarafından kısa
zamanda kullanılmaya başlar ve çabucak tükenir.
Bitkilerin azotu gereğinden fazla tüketebilmeleri
ve topraktaki kaybı nedeniyle çayır meraların
azotlu gübrelerle gübrelenmesinde çayır meraların
yıllık azotlu gübre gereksinimlerinin tek doz
halinde bir kerede değil, parçalara bölünerek yıl
içerisinde farklı zamanlarda uygulanması gerekir.
Çayır
meraların
yıllık
azotlu
gübre
gereksinimlerinin yarısının erken ilkbaharda
bitkiler h e n ü z b ü y ü m e y e b a ş l a m a d a n ö n c e
u y g u l a n m a s ı gerekir. G e r i y e kalan a z o t u n
yarısının Nisan ayında, yarısının da sonbaharda
bitkiler büyümeye başlamadan önce uygulanması
gerekir. Sulanabilen intensif çayır meralarda yıllık
azotlu gübre dozunun biçim veya otlatma sayısına
bölünerek, her biçimden veya otlatmadan sonra
sulama ile birlikte verilmesi gerekir.
Azotun aksine fosfor toprakta güç eriyen bir
besin maddesidir. Bu nedenle, azot gibi yağışlarla
topraktan yıkanarak kaybolması söz konusu
d e ğ i l d i r . G ü ç erimesi ve t o p r a k t a hareket
yeteneğinin az olması nedeniyle bitkiler üzerinde
etkisi uzun süre devam eder. Fosforlu gübreler
toprakta kaybolmadan uzun süre kalabildikleri
için, verilme zamanları diğer gübreler kadar
önemli değildir. Ancak, toprakta erimeleri ve
bitkilere yararlı hale gelmeleri güç ve geç olduğu
için, s o n b a h a r d a verilmeleri gerekir. Çayır
meraların fosforlu gübrelenmesinde uygulanacak
gübre dozu, çayır mera toprağındaki elverişli
fosfor miktarına bağlıdır. Çayır meralarda fosforlu
g ü b r e l e m e , diğer g ü b r e l e r d e o l d u ğ u gibi,
gübrenin toprak yüzeyine serpilmesi şeklinde
yapılır.
Ülkemiz toprakları genellikle potasyumca
zengindir. Bu nedenle, ülkemiz çayır meralarında
potasyumlu gübreleme gereksinimi pek fazla
değildir. Çayır meraların potasyumlu gübre ile
gübrelenmesi gerektiğinde; potasyumun da azot
gibi k o l a y c a suda eriyerek t o p r a ğ ı n derin
t a b a k a l a r ı n a sızabileceği ve t o p r a k t a fazla
miktarda alınabilir potasyum b u l u n d u ğ u n d a ,
bitkilerin
bu
potasyumu
lüks
olarak
t ü k e t e b i l e c e k l e r i d i k k a t e a l ı n m a l ı d ı r . Bu
n e d e n l e r l e , çayır m e r a l a r d a yüksek d o z d a
potasyumlu gübre uygulanmasından kaçınılmalı
ve bitkiler büyümeye başlamadan hemen önce
uygulanmalıdır.
M., Altın,
Gübreleme
1977.
Esasları.
Çayır ve
Meralarda
A.Ü. Ziraat
Fakültesi.
T., Tükel ve R., Hatipoğlu,
Islahı.
1997.
Ç.Ü. Ziraat
Çayır Mera
Fakültesi.
Download