Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi ÜMMÜ'L FADL'IN HZ; HASAN VE HZ. HÜSEYİN'E SÜT ANNELİGİ YAPMASI KONUSUNDAKi RİVAYETLERİN TARİH Açısı~AN TENKİDLİ sm oEGERLENDİRİLMEsi Yrd.Doç.Dr. Mustafiı AÖlRMAN* · ..... GİRİŞ: ... ' ',~ ;. İslam dininin ana 'kaynağı olan ·Kı.ir'an-ı Kerim, İslami ilimierin de ilk kaynağıdır. Bütün İslami ilimler Kut;an'a dayanır ve ondan neş'et ederler. Yalnız kıraat ve tefsir gibi ilimler değil, hadis, fıkıh, kelam, tasavvuf gibi ilimierin menbaı da Kur'an-ı Kerim'dir. Aynı şekilde Kur'iin, asıl kaynakları ''haberler" yazılı ve "sözlü rivayetler" olan İslam tarihinin de kaynağını teşkil eder. ih,tiva et- .. , tiği haberler, geçmişle ilgili bilgiler, tarihi olaylar ve olgutarla ilgili yorumlar iti7 bariyle İslam tarihinin kaynaklanndan ·birisi olmak bakımından Kur'an, ayrı bir önemi haizdir, Kur'an-ı . ,, Kerim'de, Hz. Peygamber'in bizzat kendisi, hayatı, evli- liği, savaşları gibi çeşitli konularla ilglli bilgiler va~dır. Bu bilgiler kimi ye~de özet, kimi yerde de tatsilatlı olarak bulunmaktadır 1 • Biz, İslam tarihinin Hz. Peygamber dönemini yani Siyer'i daha tatsilatlı bir şekilde hadislerden ve sahabe anlatımından öğrenmekteyiz. Siyer ve hadis ilimleri birbiriyle içiçedir. Bunun için es-Sehavi (öl: 902/1497) "Tarih, hadis ilimlerinden bir ilimdir"2 demektedir. Bir hadisin senedinde ve metninde tenkide me' Atatürk Üniversitesi tıahiyat Fakültesi Islam Tarihi AnabilimDalı Öğretim Üyesi. 1 Bkz. Hiıınetli, Sabri, İs/dm Tarihçifiği Ozerine, Ankara 1991, s.l47, 160. . 2 Es-Sehavi, Şemsuddin Muhammed b. Abdirrahmıln., el-l'ldn bi't-Tevbih li-men Zemme 't-Tdrih (nşr. Fr. Rosenthiıl), Beyrut ts. s. 44. · 107 -~.. . dar olacak bir durum yoksa, o hadis islam tarihi için çok güzel bir kaynaktır. Kur'an ayetlerinin nişleten hiptir. verdiği düşmeyen, ~telik bu bilgileri daha da ge- ve açıklayan hadisler ve sahabe sözleri tarihi açıdaı;ı büyük bir değere sa- 3 Sahih hadisler ve çok bilgilere ters işimize yarıyorsa, aksatıyorlar, sağlam rivayetler, tarihi muallel hadisler ve tarihi gerçekleri olayları zayıf rivayetler çarpıtıyorlar. Kur'an'ın tespit etmede ne kadar de işte o kadar işimizi ve sahih hadislerin ortaya koyduğu siyerde, olaylar ve kahramanlar tespit nulm~, her şey yerli yerine oturtutmuştur. İşte bu yapıyla uyuşmayan, -bu yapıya ters düşen edilmiş, köşe taşları yerlerine ko- hadis ve rivayetlerin yeniden bir daha gözden geçirilmesi ve değerlen­ dirilmesi çok elzemdir. İslam tarihinin asr-ı saadet dönemini hadis ve rivayetler ile tespit ettiğimiz gibi, hadis ve rivayetlerin doğruluğunu da İslam Tarihinin gerçekleri ile test etmeliyiz. Bütün İslami ilimierin ve dolayısıyla İslam tarihinin birinci kaynağı olan Kur'an-ı Kerim, bilindiği gibi Allah'ın sözüdür. Allah'ın sözünde de yalan, uy- durma, abartma yoktur. O, sözlerin en ~li ve en doğrusudur. 4 Ama hadis ve sahabe rivayetleri, insan sözüdür; insanların nakli ve yardımı ile kaydedilmiştir. İnsan da her şeyi ile kamil bir yaratık değildir; unutabilir, yanılabilir, sehven ve kasten yanlışlık yapabilir. Bu Tabii olmayan, bu yanlışlıkları yapması yanlışlıkları doğru da doğaldır ve çok tabiidir. gibi kabul etmek ve bunda ısrar etmektir. Bilinmelidir ki, hiçbir söz doğruluk ve güvenilirlik bakımından Kur'an'a eşdeğer değildir. Başlığa aldığımız mesele de bu bağlarnda incelenmesi gereken bir konu- dur. Bu konu ile alakalı bazı rivayetler vardır. Hadis kaynaklarında ve İslam tarihi 3 bkz. Sezgin, Fudd, Islam Tarihinin Kaynağı Olmak Bakımından Hadisin Ehemmiyeti, isldriı Tetkikleri Enstitüsü Dergisi, Istanbul 1953_ • Kur'an-ı Kerim, en-N isa, 4/87. ı 22. /08 kaynaklarında geçen bu rivayetlerin doğruluğu biraz zor gibi görünmektedir. Bu makalede, konu ile ilgili rivayetleri tarihi gerçekler ışığında tartışacak ve bir neticeye ulaşma)'a çalışacağız. I-) KONU iLE İLGİLİ RİVAVETLER Konumuz ile ilgili rivayetler, hem hadis kaynaklarında ve hem de İslam tarihi kaynaklarında geçmektedir. Hadis kaynaklannda geçen rivayetleri olduğu gibi takdim ettikten sonra İslam tarihinde geçenleri sunacağım. Sonra da bunlann tahlilini ve tarim gerçekler ışığında tenkidini yapacağım. A-) Hadis Kaynaklarında GeçenRivayetler Konu ile ilgili rivayetler, hadis kaynaklarında Ahmed b. Hanbel'in (öl: 241/855) Müsned isimli eserinde ve bir de Hakim'in (öl: 405/1014) el-Müstedrek isimli eserinde geçmektedir. önce Müsned'de geçen rivayetleri sıralayacak, sonra da Hakim 'in rivayetini zikredeceğim. Rivayetleri kaynaklarda geçtiği gibi aldım, kısaltına yapmağım. Bu yüzden de tekrarlar çok oldu. Ama bu tekrarlar, rivayetle- rin tahlil ve tenkirlinin yapılabilmesi için kaçınılmazdı. Rivayetlerin senedini almadım. Çünkü maksadımız rical ten~idi yapmak değildir. Hadis kaynaklarında geçen dört rivayet şunlardır: 1-) Kabôs el-Muharik'ten: "Ümmü'l Fadl şöyle dedi: " Rüyada, Rasfilullah (s.a.v)'m organlarından birini evimde gördüm ve bundan dolayı ürperdim. Sabah olunca Rasulullah (s.a.v)'ın huzuruna geldim ve rüyayı ona anlattım. Rasulullah {s.a.v)'da şöyle bu- yurdu: "Gördüğün rüya hayırdır inşallah. Fatıma bir erkek çocuğu doğurur, Sen de onu oğlun Kusem'in sütü ile emzirirsin." Bir müddet sonra Fatıma, Hasan'ı doğurdu. Hasan'ı bana verdiler, ben de 109 onu emzirdim. Çocuk emeklerneye başlayınca veya ben onu memeden kesince alıp Rası1lullah (s.a.v)'a getirdim ve çocuğu onun kucağına oturttum. Çocuk ,da Rasulullah (s.a.v)'in kucağına bevletti. Ben de çocuğun ensesine vurdum. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: "Allah iyiliğini versin (veya Allah sana rahmet etsin) Oğlumun canını acıttın, bir daha öyle yapma; ona nazik davran." Ben de: "Ya Rasfilallah (s.a.v) "izarını 5 çıkar da başka bir elbise giyin, ben de onu yıkayayım" dedim. Bunun üzerine RasUlullalı (s.a. v) şöyle buyurdu: ''Kız çocuğunun bevlettiği yer yıkan ır, erkek çocuğun bevlettiği yere de su serp ilir.',c, 2-) Abdullah b. ei-Hiris'ten: "Ümmü'l- Fadl şöyle dedi: "Bir gün Rasfılullah (s.a.v)'ın huzuruna geldim ve şöyle dedim: "Ya Rasillallah (s.a.v) rüyamda senin organiarından birini benim odamda (veya evimde) gördüm." Rasıilullah (s.a.v)'da şöyle buyurdu: "inşallah Fatıma bir erkek çocuk doğurur, Sen de onun bakımını üstlenir- sin." Bir müddet sonra Fatıma Hasan' ı doğurdu; Onu bana verdiler. Ben de onu Kusem'in sütü ile emzirdim. Rasülullah (s.a;v)'ı ziyaret ettiğim bir gün onu da beraberimde getirmiştim. Rasfilul1ah (s.a.v) onu aldı ve kucağına oturttu. Bu sıra­ da çocuk Rası1lullah (s.a.v)'ın üzerine bevletti. Çocuğun bevli izarına değdi. Ben 5 lzar: Belden aşağısına giyilen elbise, bele bağlanan peştamal, futa. 6 tanbul 1304, II, 124. Ahmed. b. Hanbel, Miısned, Beyrut ts., VI. 339. /lO (Asım Efendi, Kdmüs Tercümesi, · · is- de elimle çocuğun ense köküne vurdum. Bunun ü.zeı:ine RastiluHah (s.a. v) şöyle buyurdu: "AHalı iyiliğini versin, (veya Allah sana rahmet.etsin.) ~~lumun canını in, :. ~· . ~ '•' citti n. Ben de "Ya ResUluilah (~.a.v) izanm rnı:ı,ııver de yıkayayım dedim. Bunun üzerine Restilu\lah (s.a:v)'da şöyle .bı,ıyurdu: "Sadece, kız çocuğunun bevlettiği ye~ :yılc~mr, .erkek 'Çocu~ bevlettiği -'.' . .,, . ' . yere ise su dökülür. " 7 , ·3~) Ata ~1-Horisini (~.a)'deıi:' . . .. . "Ümmü'l Fadi, Hasan veya Hüseyin"e;~üt emzirird.i. Keı;ıdisi şöyle dedi: . •"Ji~~ôlullah (s.a.v) geldi ye nemli bir yere yanı üzere yattı. Çocuğu da g~bÜn ~rini koydn. Bu sır~~~ Çocuk onun g~üne bevletti. Ç~uğuo bevHni onun elbisesi üzerinde .akarken ·gördüm. Hemen· kalkıp kırbayı (su kabmı) aldım, çocuğun bevlettiği yere su dilküp yıkamak istedim. Bunun üzerine Resuluilah (s.a.v) şöyle buyurdu! ;'Ey Ümmü'l Fadl, erkek ~~ğun bevline su serpilir, de yıkan ır." kız çocuğunun bevli 8 4-) Şeddid b. Abdullab'tan: "Ümmü'l Fadl, Resfilullah (s.a.v)'ın huzurunagirdi ve şöyle dedi: ·~Ya ResOlullah (s.a.v), bu gece tuhafbir rüya gördüm." · · ResUluilah (s.a.v}: .. "Nedir o görd~ rüya anlat bakalım'." Dedi. Ümmü'l Fadl: "Anlatması 7 8 güç, garip bir rüya" dedi. Alımed b. Hanbel, Mflsned, VI, 340. Ahııred. b. Hanbel, a.g.e.. VI, 339. lll Resıilullah (s.a.v) yine: "Nedir o, nasıl bir rüya (anlat bakalım):" Dedi. Ümmü'l Fadl da rüyasını şöyle anlattı: ''Sanki sizin cesedinizden kesilmiş ve benim kucağıma konulmuş bir par- ça gördüm." ResUluilah (s.a.v) bu rüyayı şu şekilde yorumladı: "Gördüğün bu riiya hayırlı bir rfiyadır;' ·inşallah :Fatıma bir erkek çocuk doğurur, bu çocuk da senin ku~ğındiı büyür." Ümmü'l Fadl daha sonra şunları anlattı: "Bir müddet sonra ğımdan dfişmedi. Fatıma, Hüseyin 'i Bir gfin Reslilullah (s.a.v)'ın doğurdu ve Hüseyin benim kuca- huzuruna girdim ve çocuğu onun kucağına ko~~um,· .:kendisinden ayrılma, _vaktim gelince bir de baktım ki, Reslilullah (s.a.v)'in iki göziliiden yaşlar akıyor, Bunun fizerine ~edim ki: .'~Ya ResUluilah (s.a.v)," anam babam sana feda olsun, ne oldu sana? O da şöyle dedi: ,, "Cibril (a.s) bana geldi ve ileride,· üınmetimden bazı kişilerin bu oğlumu öldfireceğini bana haber verdi." Ben de: "Bu çocuğu mu diye sordum." .Oda: "Evet ve hatta {Cibril) onun bir miktar toprak getirdi." dedi. (öldürüleceği yerin) kırmızı toprağından bana 9 Hakim, "Bu hadis, Bnhan ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir; fukat onlar bu hadisi tahric etmenıişlerdir." derken 10, ez-Zeh~hi(öı. 748/1347) ·"Bu hadis, 9 10 Hııkirn, Ebu Abdilliilı, el-Hakim en-Nisiibilri, el- Müstedrek ala's-Sahihayn, Beyrut ts.. lll. 176-J 77 A.g. e., III, 177. . ll2 .· .. . ...:,: ,·:.;" munkitı ve zayıftır. Çünkü Şeddad, Ümmü'l Fadl'a yetişemedi ve bir de senedde bulunım Muhammed b. Mfisa, zaatla malflldür." demektedir. 11 B-) tslim Taribi Kaynaklannda Geçen Rivayetler Konu ile ilgili rivayetler İslam tarihi kaynaklanndan İbn Sa'd (öl: 230/845)'ın et-TabakAtlll killri isimli eserinde şu şekilde geçmektedir. S-) Sımak b. Harb'den Abbas'ın hanımı Ümmü'l Fadl şöyle dedi: "Ya RasilJallah, rüyada sanki senin bir uzvunu benim evimde gördüm." Bwıuiı üzerine RasUluH.ah (s.a. Vl şiiyle buyurdu: "Hayırlı bir rüya görmüşsün; Fatıma bir erkek çocuk doğurur, Sen de onu Kusem' in sütü ile emzirirsin." Sımak h. Harb dedi ki: "Bir müddet sonra Fatıma Hüseyin'i dünyaya getirdi ve Ümmü'l Fadl onwı bakımını üstlendi. Ümmü'l Fadl dedi ki: "Bir gün Çocuğu Rasiiltillah (s.a.v)'a getirdim. Rasiilullah (s.a.v)'da çocuğu kucağına alıp öpmeye başladı. Tam bu sırada çocuk onwı üzerine bevletti. Rasiiltillah (s.a.v)'da: . ·~y Ümmü'İ Fadl al bti 9ğlun.u üzerime bevletti" dedi. Ben de hemen çocuğu aldım ve etini sıktım. Canı acıdığı için çocuk da ağladı. "Rasıilullah (s.a.v)'a zahmet verdin ve üzerine akıttın" dedim. Çocuk ağiayınca Rasiilullah (s.a.v) Şöyle dedi: "Ey Ümmü'l Fadl, oğlumun canını acıtıp ağiatmakla beni üzdün." Sonra Rasiiltillah (s.a. v) su istedi ve çocuğun bevlettiği yere serpti ve şöyle buyurdu: "Bevleden erkek çocuk olursa oraya su serpin, kız çocuk olursa yıka~." 12 11 12 Ez-Zclıebi, Şeı:ıısuddin, Muhammed, b. Ahmed, et-TelhiS (ei-Miistedrek keııarıııda), lll, 177. lbnu Sa'd, EM Alıdill!lı Muhammed, et-Tabakdtu '1-Kiibrd (nşr. llıs8ıı Abbıls), Beyrut 1968, VIII, 278- 279. l/3 6-) Kibôs el-Muhirik'ten: "Ümmü'l Fadl, rüyada, kendi evinde Rasulullah (s.a.v)'m cesedinin bir parçasını gördü ve sabahİeyin gelip rüyasını Rası1lullah (s.a.v)'a anlattı. Rasulullah (s.a.v)'da ona: "Gördüğün doğurur, bu rüya, hayırlı bir rüyadır inşallah, Fatıma bir erkek çOcuk Sen de onu oğlun Kusem'in sütü ile emzirirsin" dedi: Bir müddet sonra Hüseyin dünyaya geldi. Emzirmesi için Ümmü'l Fadl'a verildi; o da emzirdi. Çocuk biraz emeklerneye başladığı günlerden bir gün R,asulullah (s.a.v)'a getirdi ve kucağına oturttu. Çocuk da Rasulullah (s.a.v)'ın üzerine bevletti. Ümmü'l Fadl da eli ile çocuğun ensesine vurdu. Bunun ~erine Rası1lullah (s.a,v) şöyle buyıırdu: "Allah iyiliğini versin, Allah sana acısın. Oğlunun canını acıttın." Ümmü'l Fadl da: "Ya Rasillallah (s.a.v), yıkayayım." izarını çıkar da, başka bir elbise giyin; ben de onu Dedi. Rasulullah (s.a.v)'da: "Erkek çocuğun bevlettiği yere su serpilir, kız çocuğunki de yıkanır." bu- . yurdu.ı3 7-) Muhammed b.Sa'd'ın konu ile ilgili rivayetlerinin benzeri ez-Zübeyr!' (öl. 236/850) de de var. Yalnız Hüseyin olduğunu söylüyor. 13 14 Zübeyri'de rivayetin senedi yok. O da emzirilenin 14 A.g.e., VIII, 279. Ez-Zübeyri, Ebii Abdillıüı ei-Mus'ab. b. Abdillalı, /(jtdbu Neseb-i Kureyş (thk. E. Levi Provençal), Kahire 1982, s.24. 114 Il-) KONUNUN TAHLİLİ .. A-} İç Tenkit Ve Tahlil Konu ile ilgili hadis ve İslam tarihi kaynaklarında geçen rivayetleri olduğu gibi aldım. Maksadırnız, aynı şeyleri tekrar etmek değil, tekrar edilen şeyleri birbiri ile mukayese ederek bir neticeye varınaktır. İlgili rivayetlerin s~et tenkitlerini, ricalinin durumlarını, hadislerin ·sıhhatin1 konunun uzmanlarına havale edip rivayetiere tarihi açıdan yaklaşım getirmeye ~lışacağırn. a) Oınmü'l Fadl tarafindan emzirilen kişinin Hasan mı, Hüseyin mi oldu- ğu kesin olarak Hasan olduğu belli değildir. Ahmed b. belirtilirken bir diğer Hanbel'de geçen iki rivayette bl1 kişinin rivayette de ''Hasan. ,veya Hüseyin" kaydı geçmektedir. Hiikim, İbnu Sa' d ve Zübeyri'nin aldıkları rivayetlerde de emzirilen kişi Hüseyin olarak kaydedilmektedir. b)".... dığı . oğlun Kusem'in sütü ile emzirirsin" kaydı, Ahmed b. Hanbel'in al- iki rivayette . var iken, diğer bir rivayetinde yoktur. İbnu Sa'd da bu kayda yer vermesine rağmen Haklin'de bu i fade yer almamaktadır. e) Ahmed b. Hanbel'in iki rivayetinde ve İbn Sa'd'ın bir rivayetinde "çocuğun ensesine vurdum" denilirken, İbn Sa'd'ın diğer rivayetinde " ... etini sıktım" ifadesi geçmektedir. Ahmed b. Hanbel'in bir rivayeti ile Hakim ise bu konuyu sü~ kut geçrnişlerdir. d) Hakim'in rivayetinde çocuğun bevletmesine ve bununlailgili hususlara değinilmezken, Hüseyin'in ileride başına gelecek olaylar dile getirilmektedir. e) Hakim hariç diğer kaynaklarda geçen rivayetlerin İttifak ettikleri konu "E,rkekçocuğun bevlirıe su serpilir, kız çocuğun bevli de yıkanır." gerçeğidir. Hadis metinleri içerisinde var olan kadarı uyumsuzlukları çoğaltabiliriz. bile neticeye ulaşmamız için yeterlidir. ll5 Ama bu B-) Tarihi Gerçekler Açısandan Tenkit Ve Tahlil Yukarıdaki Fatıma çiftinin rivayetlerde isimleri geçen o~lları, Has~n ve Hüseyin, Hz. Ali ve Hz. Hz. Peygamber'in de tı:>runla~ı.dır. Ali ve Fatın1a'nın dü- ğünleri 2/624'te ~pıldı. İlk çocukları Hasan 3/62Ş'te, ikirıci ~ukları B.~n 4/626'da dünyaya geldiler. 15 · Ali ve Fatıma'nın evliliği Bedir savaşından s~mra, Hasan'ın d<;>ğumu, ,. . . . Uhud savaşından ' takriben. kırk gün önce Hüseyin'in d!)ğumu da Nadir oğulları . . . . . savaşından so~adır. Mezkfir rivayetlerde ismi geçen,Ü~ü'l Fadl'ın bu çocukla' ' ' ra süt aoneliğiyapabilmesi için onun da bu tarihlerde Medine'de olmuş olması gerekir. Omniü'l Fadl'ın hayatını incelediğiıniz<,ie bu beraberlik #nkan dahilinde görülmüy~r. Ümmü'l Fadl, Abbas b. Abdülmuttalib'in hanımıdır .. Asıl. ;:ı,dı, LüMbe?dir. EI-Hfu-is b. Revazin kahilesinin HiHil b. Amir - b. Sa'sa' oğulları kolundandır. : . . Ham'in kızıdır. Hz. Peygamber'in hanımlarındanZeyneb hint Huzeyme'nin ana bir kız kardeşi, Meymfule'nin de_ana ve baba bir kız kardeşidir. Yani, Ümmü'l Fadl, Hz. Peygamberin baldızıdır. H~.lid b. Velid'in de teyzesidir. 16 .. Ümmü'l Fadl ilk müslümanlardandır. Kadınlar arasında ilk Müslüman ı; Hz. Hatice, ikincisi de Ümmü'l Fadl'dır. 17 ~· Abbas'ın yedi çocuğunun ann~idir. Yukarıdaki rivayetlerde ismi geçen Kusem de bunlardan biridir. 18 Ommü'l Fadl, Hz. Osman'ın bilafeti zamanında 30/650 yılında Medine'de vefiıt etti. 19 15 Kandernir, M. Yaşar, "Fatıma", DlA, Xl!, 219. . · . ,. İbnu Sa'd, et-Tabakdt, Yili, 277-278; lbnu Habib, Ebii Ca'fer Muhammed, Kitdbu '1-Muhabber, Beyrut ts., s.l07; el-Be!Bzııri, Ahmed b. Yahyıl, Ensiibu'l-EŞri:if(rlşr. Suheyl Zekkiir-Riyıiz, Zirikli), Beyrut . , , 1996, IV, 31. 11 İbnu Sa'd, et-Tabaktit, Yili, 277; el-Belıizun", Ensdb, IV, 7. 18 Ez-Zübeyri, a.g.e., s. 26; el-Bel§zuri, Ensdb, IV, 31. 19 İbnu Hacer, Şihiibuddin Ebu 'I-Fazi Ahmed b. Ali, e/-lsdbe ft Temyizi 's-Sahdbe, Beyrut 1328, IV, 484; Zirikli, Hayruddin, ei-A 'Itim, Beyrut 1969. VI, 102. 16 ll6 Ümmü'l Fadl ilk müslümanlardan olmasına rağmen, Hz. Abbas'ın İslam:ı kabul etmesi sonraki yıllarda olmuştur. Hz. Abbas ve ailesinin Mekke'den Medine'ye hicret ettikleri tarih konusunda kaynaklanmızda çok açık ve tafi>ilatlı bilgi yoktur. Yukarıda geçen rivayetleri doğru kabul edersek, Hz, Hasan ve Hz. Hüse- yin'in doğduğu yıllarda kendilerine süt anneliği yaptığı iddia edilen Ommü'l Fadl'm Medine'de ğimizde adı olmuş olması gerekir. Fakat tarihi gerçekleri yan yana getirdi- geçen hanımın o tarihlerde Medine'de olması ve bu iki kardeşe süt anneliği yapmış olması uzak bir ihtimaldir.. Bu tarihi gerçekler şunl:rrdır: a)Ümmü'l Fadl'ın, Bedir savaşı sırasında Mekke'de,o~duğu, Müslümanların Bedir'de kazandıkları zaferi hazınedemeyen ve bu yüzden Abbas'ın müslüman' olan kölesi Ebfı Rafi'i tokatiayan Ebfı Leheb'in kafusına çadır sırığı ile vurduğu ve bu yüzden onun ölümüne sebep olduğu kesindir. 20 b) Hz. Abbas'ın, Hayher Gazası'ndan ulaşan sonra Mekke'ye bir yalan haber üzerine, yani müslümanların Hayher Yahudilerine yenildiği yalan haberi üzerine çok vakıadır. 21 üzüldüğü ve oğlu Kusem'i kucağına alarak mersiyeler okuduğu bir Hayher savaşı sırasında takriben beş, al~ı yaşlarında olan Kusem'in Mekke'de, annesinin ise Medine'de olması düşünülemez. c) Hz. Peygamber ve Mekkeli müslümanlar Mekke'den Medine'ye hicret ederken, bu hicrete katılamayıp çeşitli kalan müslümanlar da vardı. sebep ve mazeretlerden Yüce Allah bunları dolayı Kur'an-ı Mekke' de Kerim' de "ef- Müstad'afiin" diye isimlendinnektedir. Allah, hiçbir mazereti olmadığı halde hicret etmeyenleri kınadıktan sonra şöyle buyurmaktadır: 20 21 tbnu Hişiiın, Ebü Muhammed Abdulmelik, es-Siretu 'n-Nebeviyye (nşr. Mustafu es-Sekka vdğr.}, Beyrut 1971, II, 301; el-Belazuri, Ensdb, V, 8-9; Hakim, ei-Müstedrek, lll, 323 .. Vıikıdi, Muhaınıned b. Ömer, Kitdbu'I-Meğdzi(nşr. Marsden Jones), London 1966,11, 704; Besevi, Ebü Yilsuf Yaküb b. SufYan, Kitdbu '1-Ma'rife ve 't-Tdrih (thk. Ekrem Diya ei-Umeri), Medine 1990, ııı, 290. . 117 ''Erkekler, kadınlar ve çocuklardan (gerçekten) aciz olup hiçbir çareye gü- cü yetmeyenler, hiçbir yol bulamayanlar müstesnadır." 22 . Abdullah b. Ebi Mfileyke diyor ki! "Hi. Abbas'ın oğlu Abdullah bu ayeti . okuduktan sonra şöyle derdi: "Ben ve annem Allah'ın mazeretli saydığı kimselerden idik" 23 Abdullah b. Abbas'in bu ifudesinden, annesinin ve kendisinin Mekkçfet-. hine kadar hicret edemedikleri ve Mekke'de kaldıkları anlaşılmaktadır. d) Hz. Abbas, Mekke fethinden hemen önce hicrete karar verdi ve yola Çıktı. O sırada da Hz. Peygamber Mekke'yi fethetmek için ordusu ile hareket ha- lindeydi. Hz. Peygamber, amcası ile yolda karşılaştı. İbnu Hişilın bu karşılaşmayı şöyle anlatır: "Abbiis, ailesi ile birlikte hicret ederken, Cuhfe'de karşılaştı. " Rasfilı1llah (s.a.v) ile 24 Bu ifudede geçen "ailesi" sözüflden anlaşılan, onun hanımı ve çocukları olmalıdır. Bazı kaynaklar da şöyle derler: "RasUlı1llah (s.a.v), Abbas'a yanındaki ağırlıklarını Medine'ye gönderme- sini ve kendisinin orduya katılmasıni emretti."25 Ez-Zehebi ise "Abbas'ın, Ümmü'l Fadl'ı Mekke fethinden sonra Medine'ye götürdÜğünü" kaydeder. 26 Bu gerçekleri yan yana getirdiğimizde Ümmü'l Fadl'ın Hasan ve Hüseyin;e süt anneliği yapmış olm~sı, tarihi açıdan imkan dahilinde değildir. Çünkü Kur'an-ı Kerim, en-N isa, 4/98. Buhiiri, TetSir, 86,93. • 24 . İbnu HişB.ın, es-Sire, IV, 42. ısBelaziiri, Ensdb, IV. 28; lbnü '1-Esir. l=ddin Ebu.'I-Hasen Ali b. Muhammed, ei-Kdmilfi't"Tdrih, Beyrut I 986, H, 242. . 26 Ez-Zehebi, Şemsuddin Mulıaınrned b. Ahmed, Siyeru A 'Irimi 'n-Nübelri, Beyrut I 985, ll, 315. 118 22 23 3/625 ve 4/626 yıllannda Hz. Peygamber'in torunları ile Ümmü'l Fadl'ı Medi~· . ne' de buluşturmak, bir araya getirmek imkansızdır. - C-)Kiır'in Ayetleri Ve Sahill Hadis Açısmdan TahUI Kur'an-ı Kerim, kişinin, kardeş kızı ile evlenınesini haram etıpektec:Ür .'.ıı Hz. Peygamber de : "Süt, d<$ım ve nesebin haram kılmakta olduğu her şeyi haratn kılar'd­ buyurmaktadır. göre kişi, süt kardeşinin kızı ile de evlenemez. Yukarıda geçen rivayetleri doğru kabul edersek Hz. Hasaıi, Ümmü'l Hz. Peygamber'in bu badis-i şerifine Fadl'ui çocukları Fadl, Abdullah, Ubeydullah, Kusem ... ile süt kardeşi olmaktadır. Yani; Hasan, ismi geçen bu süt kardeşlerinin kızları ile evlenemez. Halbuki Hasan'm, Fadl'm kızı Ümmü Gülsüm ile evlendiği taribi bir gerçektir.29 Hatta Hasan'ın Ümmü Gfilsüm'den üç oğlu bir de kızı olmuş, bu çoculdarın hepsi kü- çük yaşta ölmüştür.30 İşte bu tarihi gerçeği, ilgili Kur'an-ı Kertm ayeti v7 mezk:ıir hadis-i şerif ile karşılaştırdığıniızda yukarıdaki rivayetlerin Hasan ile il~li olanlan tamamen devre dışı kalmaktadır. Hüseyin ile ilgili olanı da ez-Zehebi "Zayıf ve munkatı" diyerek reddetmişti. NETiCE Yukarıdaki kaynaklarda geçen bu rivayetleri sonradan gelen müellifler de eserlerine almış ve konu hakkında hiçbir değerlendirme yapmamışlardır. Ahmed 27 Kur' Sn-ı Kerim, en-Nisıi, 4/23. :ıs Bulıılrl, NiJWh, 21; Mllslim, Rada, 1; EbU Dılvt1d, Niklilı, 6; İbııu Mace, NikaJı, 34. 29 Zübeyri, Nesebu Kııreyş, s.26; Beliizuıi, Ensdb, IV, 37; İbııu Hacer, el-lsdbe, IV, 493. 30 Belll:zııri, Eruab, lV, 37. 119 b. Hanbel'in MüSned'ini yeniden tertip ve şerh eden muasır.aliinlerden es-S~'ti bile bu konuya dokunmamış, sadece h·adi.~I~iin şerhini yapmıştıı:: 31 . Sahabe hayatı ile ii~Ji müstakil ~ . yazanlardan İbnGI-E~ir,32 Hz Hasan Hacer>3 de Hz. Hüseyin ile i1g11i olanı tercih " İbn ile ilgili ri vayeti eserine alırken;. ' . .; ~ etmiştir. İslmn tarihi müelliflerinden Diyaİ-bekri, 34 Hasan He ilgili rivayeti al~ken, Şiilerden eş-Şirazf 5 Hüseyin ile ilgili olanı benimsemiştir. Ana kaynaklardan yıl. . lar sonra eser telif eden müellitlerin de konu •. i· vayetler ile ilgili tereddütleri artınnaktadır. ·.~. hakkında ittitak ederneyişleri bu ri- Rivayetlerde geçen olayın bir bölümii ilejlgili EbU Dawd ve İbnMace~.de şöyle bir rivayet vardır: . ,,d~i: "KiibtiS el-Muharik'te~ o da, LÜbabe bint el-Haris'tçn: 0' (Lübabe) şöyle "Hüseyin b. Ali, Nebi (s.a.v)~nin kucağİnabevletti. Ben de şöyle dedim: "Ya RasUlallah (s.a.v.), Başka bir elbise giy de bu elbiseni han~ .ver, yıka-. yayım" Rasulullah (s.a.v)'da şöyle dedi: '"Kız çocuğunun bevli yıkanır, erkek çocuğunun bevline de su serpilir."36 Olayın ve rivayet edilen hadisin işte bu kadar olması makul gibi görülebi1ir; Ama bu hadist~ de tarihi gerçekiere uymayan bir dunıı:O. vardır. O da şudur: Ümmü'l Fadl, Mekke'den, Medine'ye hicret ettiği .zam~ (8/630) Hz. Hüseyin Bkz. es-Sü'ti. Alımed AbdurrııJımaıı el-BeıınR, Bu/ıiğu'I-Emdni min &rdri'I-Fethi'r-Rahbdnt, Beyrut ts., I, 242-245. İbnu'l-Esir, tızuddin Ebu'I-Hasen Ali b. Mulıammed, Usdu '1-Gdbefi Ma 'rifeti's·SaMbe, Tahran ts., II, 10. . . . .. 33 İbnu Hacer, el-lsdlıe, IV, 484. . · .' 34 Diy!rbekr'l. Hııseyin b. Mulıammed b. Hasan, Ttirihu '1-HamfsfiAhvdl"i Enjes-i Ne}is, Kıdıire 1302, L 31 32 418. Şirıizi, Sadruddln es-Seyyid Ali Han, ed-Den!cdtu 'r-Refi'afi Taba/ctiti 'ş-Şl'ii, Tahnın 1397 hş. , s. IS 1. 36 Ebll Davtıd, Talıil.ret, !37; lbnu Mace, TııJıil.ret, 77. 35 120 dört yaşındaydı. Dört-yaşındaki bir çocuk., eğer uykuda değil de uyanı~sa, başka­ sınınkucağına bevletmez; tuvalet ihtiyacını söyleyeeeJc yaşa gelmiş,olmalıdır. Bu r'ivayeti, tarihi gerçekler dır. O da şudur: ' açısından doğru çıkarabilecek.bir riv~yet var':. . "Muhammed b. ömer (eiNakidi) şöyle dedi:. . ., "Ümmü'l FadJ bint ei~Haris, Abbas b. Abdulmuttalib'in Müslüman olma• ' • ~· • < sın~an sonra Medine'ye hicret etti. RasUliiUah (s.a. v), onuzi}ıl!et eder ve .çok uğrardı." Fablt,..Üminü'l ö;zellikle evine 37 Fadl'ınhicreti ile aHikah Yuıcarıda zikrettiğimiz 'görüŞler, oğt~'Abdullah'~n "Annem saydığı kimselerden i'diİC 38 ve ben (hicret konusunda) Allah'ınmazeretli demeşi ve bu rivayetin de· Buhari de geçmesi, İbn ~?.~d'm Yakidi'den yaptığı bu rivay~n, biraz zayıfkalmasına sebepoluyor. · Konuyu biraz ı:Iaha araştırdığımızda Ahmed b. Hanbe,l'in Müsned'inde var olan bir rivayet bize işık tutuyor ve işin aslını o~ya çıkarıyor. Bize ışık tıitan fe· tarihi gerçekiere ~ygun düşen rivayet şudur: "Abdullah b. Abbas(r.a) tan: "Üromü'l Fadl bint el~Hiiris, Abbas'ın kızı Ümmü.. Habibe'yi getirip Resuluilah (s.a.v)'ın kucağına koydu. Bu sırada (çocuk) bevletti. Ümmü'l Fadl da onu azarlayıp ense köküne bir tokat vurdu. Sonra tekrar azarladı. Bunun üzerine Resfilullah (s.a.v): "Bana bir bardak su getirin" dedi. (Hz. Peygamber getirilen suyıı) çocuğun bevlettiği yer döküp (yıkadı). Sonra da şöyle buyıırdu. "ÇoCukların bevlettiği yere su döküp (yıkayın )"39 17 18 39 1bnu Sa'd, et-Tabakôt, VIII, 278. Butıaıi, Teliıir, 86, 93. Alııned b. Hanbel, Miısned, l, 302. 121 Bu hadiste ismi geçen Ümmü'l Fadl'ın, Abbas'ın eşi olduğunu biliyoruz. Birinci ravi Abdullah, bu çiftin oğlu; kendisinden söz edilen Ümmü Habibe de bu çiftin kızıdır. Abdullah'ın böyle bir rivayette bulunması çok doğal ve mantıkidir. Annesmin ve küçük kız kardeşinin, Hz. Peygamberin huzurunda yaşadıklarİ bir olaya şahid olması veya bu olayı annesinden dinlemesi Habibe'nin de, Hz. Peygamber'in ömrünün son yıllarında Ierde çeşitli bu kadar olan ve sebeplerden şahısları tabiidir. Ümrriu küçük bir çocuk ve hatta daha yeni emeklerneye başladığı tarihi bir gerçektir. Aslı işte Çok. olduğu 40 da belli olan bu hadise sonraki sene- dolayı değişik şekiliere büründürülmüştür. Hadis kitapla- 4 fının konu ile ilgili bablarında \ Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve daha başka çocukların, Hz. Peygamber'in kucağına bevlettikleri, Hz. Peygamber'in de çocukların bevilleri konusunda buyurduğu hadisler mevcuttur. olan bu olayları çarpıtarak ve 42 kız ve erkek Bazıları, mevcut olayların kahramanlarını değiştirere~ nakletıiıişler­ dir. İşte bu nakiller, tarihi gerçekiere uygun düşmemektedir~ Netice olarak diyebiliriz ki, hadis kitaplarında ve İslfun Tarihi, kaynaklarında geçen İslfun tarihi ile ilgili rivayetlerin, tarihi gerçekler ışığında değerlendi­ rilip test edildikten sonra kabul ve reddedilmesi veya yeniden yorumlanması ge: rekmektedir. 40 41 Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 338; lbn Hacer, ei-İsdbe, IV, 440. Hadis kitaplarının "taharet" ile ilgili bölümlerinin "erkek ve kız çocuklarının bevli~ babı. 2 ~ Bkz. Bulıari, Vudiı', 64; MUslim, Taharet, 101-104; Ebiı Diiviıd, Taharet;B7; Tirmizi, Tahiiret, 54; Nesiii, Tahiiret, ı 89-1 90; İbnu Mace. Tahiiret, 77. 122 ''