Page 1 Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi ÜMMÜ`L FADL

advertisement
Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
ÜMMÜ'L FADL'IN HZ; HASAN VE HZ. HÜSEYİN'E SÜT
ANNELİGİ
YAPMASI
KONUSUNDAKi
RİVAYETLERİN
TARİH
Açısı~AN TENKİDLİ sm oEGERLENDİRİLMEsi
Yrd.Doç.Dr. Mustafiı AÖlRMAN*
·
.....
GİRİŞ:
...
'
',~
;.
İslam dininin ana 'kaynağı olan ·Kı.ir'an-ı Kerim, İslami ilimierin de ilk
kaynağıdır. Bütün İslami ilimler Kut;an'a dayanır ve ondan neş'et ederler. Yalnız
kıraat
ve tefsir gibi ilimler değil, hadis, fıkıh, kelam, tasavvuf gibi ilimierin
menbaı
da
Kur'an-ı
Kerim'dir.
Aynı şekilde
Kur'iin,
asıl kaynakları
''haberler"
yazılı ve "sözlü rivayetler" olan İslam tarihinin de kaynağını teşkil eder. ih,tiva et- .. ,
tiği
haberler, geçmişle ilgili bilgiler, tarihi olaylar ve olgutarla ilgili yorumlar iti7
bariyle İslam tarihinin kaynaklanndan ·birisi olmak bakımından Kur'an, ayrı bir
önemi haizdir,
Kur'an-ı
.
,,
Kerim'de, Hz. Peygamber'in bizzat kendisi,
hayatı,
evli-
liği, savaşları gibi çeşitli konularla ilglli bilgiler va~dır. Bu bilgiler kimi ye~de özet, kimi yerde de tatsilatlı olarak bulunmaktadır 1 •
Biz, İslam tarihinin Hz. Peygamber dönemini yani Siyer'i daha tatsilatlı
bir şekilde hadislerden ve sahabe anlatımından öğrenmekteyiz. Siyer ve hadis ilimleri birbiriyle içiçedir. Bunun için es-Sehavi (öl: 902/1497) "Tarih, hadis ilimlerinden bir ilimdir"2 demektedir. Bir hadisin senedinde ve metninde tenkide me' Atatürk Üniversitesi tıahiyat Fakültesi Islam Tarihi AnabilimDalı Öğretim Üyesi.
1
Bkz. Hiıınetli, Sabri, İs/dm Tarihçifiği Ozerine, Ankara 1991, s.l47, 160.
.
2
Es-Sehavi, Şemsuddin Muhammed b. Abdirrahmıln., el-l'ldn bi't-Tevbih li-men Zemme 't-Tdrih (nşr. Fr.
Rosenthiıl), Beyrut ts. s. 44.
·
107
-~..
.
dar olacak bir durum yoksa, o hadis islam tarihi için çok güzel bir kaynaktır.
Kur'an ayetlerinin
nişleten
hiptir.
verdiği
düşmeyen, ~telik
bu bilgileri daha da ge-
ve açıklayan hadisler ve sahabe sözleri tarihi açıdaı;ı büyük bir değere sa-
3
Sahih hadisler ve
çok
bilgilere ters
işimize yarıyorsa,
aksatıyorlar,
sağlam
rivayetler, tarihi
muallel hadisler ve
tarihi gerçekleri
olayları
zayıf rivayetler
çarpıtıyorlar. Kur'an'ın
tespit etmede ne kadar
de
işte
o kadar
işimizi
ve sahih hadislerin ortaya
koyduğu
siyerde, olaylar ve kahramanlar tespit
nulm~,
her şey yerli yerine oturtutmuştur. İşte bu yapıyla uyuşmayan, -bu yapıya
ters
düşen
edilmiş, köşe taşları
yerlerine ko-
hadis ve rivayetlerin yeniden bir daha gözden geçirilmesi ve
değerlen­
dirilmesi çok elzemdir. İslam tarihinin asr-ı saadet dönemini hadis ve rivayetler
ile tespit ettiğimiz gibi, hadis ve rivayetlerin doğruluğunu da İslam Tarihinin gerçekleri ile test etmeliyiz.
Bütün İslami ilimierin ve dolayısıyla İslam tarihinin birinci kaynağı olan
Kur'an-ı
Kerim,
bilindiği
gibi
Allah'ın
sözüdür.
Allah'ın
sözünde de yalan, uy-
durma, abartma yoktur. O, sözlerin en ~li ve en doğrusudur.
4
Ama hadis ve
sahabe rivayetleri, insan sözüdür; insanların nakli ve yardımı ile kaydedilmiştir.
İnsan da her şeyi ile kamil bir yaratık değildir; unutabilir, yanılabilir, sehven ve
kasten
yanlışlık
yapabilir. Bu
Tabii olmayan, bu
yanlışlıkları yapması
yanlışlıkları doğru
da
doğaldır
ve çok tabiidir.
gibi kabul etmek ve bunda
ısrar
etmektir.
Bilinmelidir ki, hiçbir söz doğruluk ve güvenilirlik bakımından Kur'an'a eşdeğer
değildir.
Başlığa aldığımız mesele de bu bağlarnda incelenmesi gereken bir konu-
dur. Bu konu ile alakalı bazı rivayetler vardır. Hadis kaynaklarında ve İslam tarihi
3
bkz. Sezgin, Fudd, Islam Tarihinin Kaynağı Olmak Bakımından Hadisin Ehemmiyeti, isldriı Tetkikleri
Enstitüsü Dergisi, Istanbul 1953_
• Kur'an-ı Kerim, en-N isa, 4/87. ı 22.
/08
kaynaklarında
geçen bu rivayetlerin
doğruluğu
biraz zor gibi görünmektedir. Bu
makalede, konu ile ilgili rivayetleri tarihi gerçekler ışığında tartışacak ve bir neticeye ulaşma)'a çalışacağız.
I-) KONU iLE İLGİLİ RİVAVETLER
Konumuz ile ilgili rivayetler, hem hadis kaynaklarında ve hem de İslam
tarihi kaynaklarında geçmektedir. Hadis kaynaklannda geçen rivayetleri olduğu
gibi takdim ettikten sonra İslam tarihinde geçenleri sunacağım. Sonra da bunlann
tahlilini ve tarim gerçekler ışığında tenkidini yapacağım.
A-) Hadis
Kaynaklarında
GeçenRivayetler
Konu ile ilgili rivayetler, hadis kaynaklarında Ahmed b. Hanbel'in (öl:
241/855) Müsned isimli eserinde ve bir de Hakim'in (öl: 405/1014) el-Müstedrek
isimli eserinde geçmektedir.
önce Müsned'de geçen rivayetleri sıralayacak, sonra
da Hakim 'in rivayetini zikredeceğim. Rivayetleri kaynaklarda geçtiği gibi aldım,
kısaltına yapmağım.
Bu yüzden de tekrarlar çok oldu. Ama bu tekrarlar, rivayetle-
rin tahlil ve tenkirlinin yapılabilmesi için kaçınılmazdı. Rivayetlerin senedini almadım.
Çünkü maksadımız rical ten~idi yapmak değildir.
Hadis kaynaklarında geçen dört rivayet şunlardır:
1-) Kabôs el-Muharik'ten:
"Ümmü'l Fadl şöyle dedi: " Rüyada, Rasfilullah (s.a.v)'m organlarından
birini evimde gördüm ve bundan dolayı ürperdim. Sabah olunca Rasulullah
(s.a.v)'ın huzuruna geldim ve rüyayı ona anlattım. Rasulullah {s.a.v)'da şöyle bu-
yurdu:
"Gördüğün
rüya hayırdır inşallah. Fatıma bir erkek çocuğu doğurur, Sen
de onu oğlun Kusem'in sütü ile emzirirsin."
Bir müddet sonra Fatıma, Hasan'ı doğurdu. Hasan'ı bana verdiler, ben de
109
onu emzirdim. Çocuk emeklerneye başlayınca veya ben onu memeden kesince alıp
Rası1lullah (s.a.v)'a getirdim ve çocuğu onun kucağına oturttum. Çocuk ,da
Rasulullah (s.a.v)'in kucağına bevletti. Ben de çocuğun ensesine vurdum. Bunun
üzerine Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
"Allah iyiliğini versin (veya Allah sana rahmet etsin) Oğlumun canını acıttın, bir
daha öyle yapma; ona nazik davran."
Ben de: "Ya Rasfilallah (s.a.v) "izarını 5 çıkar da başka bir elbise giyin, ben
de onu yıkayayım" dedim.
Bunun üzerine RasUlullalı (s.a. v) şöyle buyurdu:
''Kız çocuğunun bevlettiği yer yıkan ır, erkek çocuğun bevlettiği yere de su
serp ilir.',c,
2-) Abdullah b. ei-Hiris'ten:
"Ümmü'l- Fadl şöyle dedi: "Bir gün Rasfılullah (s.a.v)'ın huzuruna geldim ve şöyle dedim:
"Ya Rasillallah (s.a.v) rüyamda senin organiarından birini benim odamda
(veya evimde) gördüm."
Rasıilullah
(s.a.v)'da şöyle buyurdu:
"inşallah Fatıma bir erkek çocuk doğurur, Sen de onun bakımını üstlenir-
sin."
Bir müddet sonra Fatıma Hasan' ı doğurdu; Onu bana verdiler. Ben de onu
Kusem'in sütü ile emzirdim. Rasülullah (s.a;v)'ı ziyaret ettiğim bir gün onu da
beraberimde getirmiştim. Rasfilul1ah (s.a.v) onu aldı ve kucağına oturttu. Bu sıra­
da çocuk Rası1lullah (s.a.v)'ın üzerine bevletti. Çocuğun bevli izarına değdi. Ben
5
lzar: Belden aşağısına giyilen elbise, bele bağlanan peştamal, futa.
6
tanbul 1304, II, 124.
Ahmed. b. Hanbel, Miısned, Beyrut ts., VI. 339.
/lO
(Asım Efendi, Kdmüs Tercümesi,
· ·
is-
de elimle çocuğun ense köküne vurdum. Bunun ü.zeı:ine RastiluHah (s.a. v) şöyle
buyurdu:
"AHalı iyiliğini versin, (veya Allah sana rahmet.etsin.) ~~lumun canını in,
:. ~· .
~ '•'
citti n.
Ben de "Ya ResUluilah (~.a.v) izanm rnı:ı,ııver de yıkayayım dedim.
Bunun üzerine Restilu\lah (s.a:v)'da şöyle .bı,ıyurdu:
"Sadece,
kız çocuğunun bevlettiği ye~ :yılc~mr,
.erkek 'Çocu~ bevlettiği
-'.'
.
.,,
.
'
.
yere ise su dökülür. " 7
, ·3~) Ata ~1-Horisini (~.a)'deıi:'
.
.
..
. "Ümmü'l Fadi, Hasan veya Hüseyin"e;~üt emzirird.i. Keı;ıdisi şöyle dedi:
. •"Ji~~ôlullah (s.a.v) geldi ye nemli bir yere yanı üzere yattı. Çocuğu da
g~bÜn ~rini koydn.
Bu sır~~~ Çocuk onun g~üne
bevletti.
Ç~uğuo
bevHni onun elbisesi üzerinde .akarken ·gördüm. Hemen· kalkıp kırbayı (su
kabmı) aldım, çocuğun bevlettiği yere su dilküp yıkamak istedim. Bunun üzerine Resuluilah (s.a.v) şöyle buyurdu!
;'Ey Ümmü'l Fadl, erkek ~~ğun bevline su serpilir,
de yıkan ır."
kız çocuğunun bevli
8
4-) Şeddid b. Abdullab'tan:
"Ümmü'l Fadl, Resfilullah (s.a.v)'ın huzurunagirdi ve şöyle dedi:
·~Ya ResOlullah (s.a.v), bu gece tuhafbir rüya gördüm." · ·
ResUluilah (s.a.v}:
.. "Nedir o görd~ rüya anlat bakalım'." Dedi.
Ümmü'l Fadl:
"Anlatması
7
8
güç, garip bir rüya" dedi.
Alımed b. Hanbel, Mflsned, VI, 340.
Ahııred. b. Hanbel, a.g.e.. VI, 339.
lll
Resıilullah
(s.a.v) yine:
"Nedir o, nasıl bir rüya (anlat bakalım):" Dedi.
Ümmü'l Fadl da rüyasını şöyle anlattı:
''Sanki sizin cesedinizden kesilmiş ve benim kucağıma konulmuş bir par-
ça gördüm."
ResUluilah (s.a.v) bu rüyayı şu şekilde yorumladı:
"Gördüğün bu riiya hayırlı bir rfiyadır;' ·inşallah :Fatıma bir erkek çocuk
doğurur, bu çocuk da senin ku~ğındiı büyür."
Ümmü'l Fadl daha sonra şunları anlattı:
"Bir müddet sonra
ğımdan dfişmedi.
Fatıma,
Hüseyin 'i
Bir gfin Reslilullah
(s.a.v)'ın
doğurdu
ve Hüseyin benim kuca-
huzuruna girdim ve
çocuğu
onun
kucağına ko~~um,· .:kendisinden ayrılma, _vaktim gelince bir de baktım ki,
Reslilullah (s.a.v)'in iki göziliiden yaşlar akıyor, Bunun fizerine ~edim ki:
.'~Ya ResUluilah (s.a.v)," anam babam sana feda olsun, ne oldu sana?
O da şöyle dedi:
,,
"Cibril (a.s) bana geldi ve ileride,· üınmetimden bazı kişilerin bu oğlumu
öldfireceğini
bana haber verdi."
Ben de:
"Bu çocuğu mu diye sordum."
.Oda:
"Evet ve hatta {Cibril) onun
bir miktar toprak getirdi." dedi.
(öldürüleceği
yerin) kırmızı
toprağından
bana
9
Hakim, "Bu hadis, Bnhan ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir; fukat onlar bu hadisi tahric etmenıişlerdir." derken 10, ez-Zeh~hi(öı. 748/1347) ·"Bu hadis,
9
10
Hııkirn, Ebu Abdilliilı, el-Hakim en-Nisiibilri, el- Müstedrek ala's-Sahihayn, Beyrut ts.. lll. 176-J 77
A.g. e., III, 177.
.
ll2
.· ..
.
...:,:
,·:.;"
munkitı ve zayıftır. Çünkü Şeddad, Ümmü'l Fadl'a yetişemedi ve bir de senedde
bulunım Muhammed b. Mfisa, zaatla malflldür." demektedir. 11
B-) tslim Taribi Kaynaklannda Geçen Rivayetler
Konu ile ilgili rivayetler İslam tarihi kaynaklanndan İbn Sa'd (öl:
230/845)'ın et-TabakAtlll killri isimli eserinde şu şekilde geçmektedir.
S-) Sımak b. Harb'den
Abbas'ın hanımı Ümmü'l Fadl şöyle dedi:
"Ya RasilJallah, rüyada sanki senin bir uzvunu benim evimde gördüm."
Bwıuiı üzerine RasUluH.ah (s.a. Vl şiiyle buyurdu:
"Hayırlı bir rüya görmüşsün; Fatıma bir erkek çocuk doğurur, Sen de onu
Kusem' in sütü ile emzirirsin."
Sımak h. Harb dedi ki: "Bir müddet sonra Fatıma Hüseyin'i dünyaya getirdi ve Ümmü'l Fadl onwı bakımını üstlendi. Ümmü'l Fadl dedi ki:
"Bir gün Çocuğu Rasiiltillah (s.a.v)'a getirdim. Rasiilullah (s.a.v)'da çocuğu kucağına alıp öpmeye başladı. Tam bu sırada çocuk onwı üzerine bevletti.
Rasiiltillah (s.a.v)'da: .
·~y Ümmü'İ Fadl al bti 9ğlun.u üzerime bevletti" dedi. Ben de hemen çocuğu aldım ve etini sıktım. Canı acıdığı için çocuk da ağladı. "Rasıilullah (s.a.v)'a
zahmet verdin ve üzerine akıttın" dedim. Çocuk ağiayınca Rasiilullah (s.a.v) Şöyle
dedi:
"Ey Ümmü'l Fadl, oğlumun canını acıtıp ağiatmakla beni üzdün." Sonra
Rasiiltillah (s.a. v) su istedi ve çocuğun bevlettiği yere serpti ve şöyle buyurdu:
"Bevleden erkek çocuk olursa oraya su serpin, kız çocuk olursa yıka~." 12
11
12
Ez-Zclıebi, Şeı:ıısuddin, Muhammed, b. Ahmed, et-TelhiS (ei-Miistedrek keııarıııda), lll, 177.
lbnu Sa'd, EM Alıdill!lı Muhammed, et-Tabakdtu '1-Kiibrd (nşr. llıs8ıı Abbıls), Beyrut 1968, VIII, 278-
279.
l/3
6-) Kibôs el-Muhirik'ten:
"Ümmü'l Fadl, rüyada, kendi evinde Rasulullah (s.a.v)'m cesedinin bir
parçasını gördü ve sabahİeyin gelip rüyasını Rası1lullah (s.a.v)'a anlattı.
Rasulullah (s.a.v)'da ona:
"Gördüğün
doğurur,
bu rüya, hayırlı bir rüyadır inşallah, Fatıma bir erkek çOcuk
Sen de onu oğlun Kusem'in sütü ile emzirirsin" dedi:
Bir müddet sonra Hüseyin dünyaya geldi. Emzirmesi için Ümmü'l Fadl'a
verildi; o da emzirdi. Çocuk biraz emeklerneye başladığı günlerden bir gün
R,asulullah (s.a.v)'a getirdi ve kucağına oturttu. Çocuk da Rasulullah (s.a.v)'ın
üzerine bevletti. Ümmü'l Fadl da eli ile çocuğun ensesine vurdu. Bunun ~erine
Rası1lullah
(s.a,v) şöyle buyıırdu:
"Allah iyiliğini versin, Allah sana acısın. Oğlunun canını acıttın."
Ümmü'l Fadl da:
"Ya Rasillallah (s.a.v),
yıkayayım."
izarını çıkar
da,
başka
bir elbise giyin; ben de onu
Dedi.
Rasulullah (s.a.v)'da:
"Erkek
çocuğun bevlettiği
yere su serpilir,
kız çocuğunki
de yıkanır." bu- .
yurdu.ı3
7-) Muhammed b.Sa'd'ın konu ile ilgili rivayetlerinin benzeri ez-Zübeyr!'
(öl. 236/850) de de var.
Yalnız
Hüseyin olduğunu söylüyor.
13
14
Zübeyri'de rivayetin senedi yok. O da emzirilenin
14
A.g.e., VIII, 279.
Ez-Zübeyri, Ebii Abdillıüı ei-Mus'ab. b. Abdillalı, /(jtdbu Neseb-i Kureyş (thk. E. Levi Provençal), Kahire 1982, s.24.
114
Il-) KONUNUN TAHLİLİ
..
A-} İç Tenkit Ve Tahlil
Konu ile ilgili hadis ve İslam tarihi kaynaklarında geçen rivayetleri olduğu
gibi
aldım. Maksadırnız, aynı şeyleri
tekrar etmek
değil,
tekrar edilen
şeyleri
birbiri ile mukayese ederek bir neticeye varınaktır. İlgili rivayetlerin s~et tenkitlerini, ricalinin durumlarını, hadislerin ·sıhhatin1 konunun uzmanlarına havale edip rivayetiere tarihi açıdan yaklaşım getirmeye ~lışacağırn.
a) Oınmü'l Fadl tarafindan emzirilen kişinin Hasan mı, Hüseyin mi oldu-
ğu kesin olarak
Hasan
olduğu
belli değildir. Ahmed b.
belirtilirken bir
diğer
Hanbel'de geçen iki rivayette bl1 kişinin
rivayette de ''Hasan. ,veya Hüseyin"
kaydı
geçmektedir. Hiikim, İbnu Sa' d ve Zübeyri'nin aldıkları rivayetlerde de emzirilen
kişi Hüseyin olarak kaydedilmektedir.
b)"....
dığı
.
oğlun
Kusem'in sütü ile emzirirsin"
kaydı,
Ahmed b. Hanbel'in al-
iki rivayette
. var iken, diğer bir rivayetinde yoktur. İbnu Sa'd da bu kayda yer
vermesine rağmen Haklin'de bu i fade yer almamaktadır.
e) Ahmed b. Hanbel'in iki rivayetinde ve İbn Sa'd'ın bir rivayetinde "çocuğun ensesine vurdum" denilirken, İbn Sa'd'ın diğer rivayetinde " ... etini sıktım"
ifadesi geçmektedir. Ahmed b. Hanbel'in bir rivayeti ile Hakim ise bu konuyu sü~
kut geçrnişlerdir.
d) Hakim'in rivayetinde çocuğun bevletmesine ve bununlailgili hususlara
değinilmezken,
Hüseyin'in ileride başına gelecek olaylar dile getirilmektedir.
e) Hakim hariç diğer kaynaklarda geçen rivayetlerin İttifak ettikleri konu
"E,rkekçocuğun bevlirıe
su serpilir, kız çocuğun bevli de yıkanır." gerçeğidir.
Hadis metinleri içerisinde var olan
kadarı
uyumsuzlukları çoğaltabiliriz.
bile neticeye ulaşmamız için yeterlidir.
ll5
Ama bu
B-) Tarihi Gerçekler Açısandan Tenkit Ve Tahlil
Yukarıdaki
Fatıma
çiftinin
rivayetlerde isimleri geçen
o~lları,
Has~n
ve Hüseyin, Hz. Ali ve Hz.
Hz. Peygamber'in de tı:>runla~ı.dır. Ali ve
Fatın1a'nın
dü-
ğünleri 2/624'te ~pıldı. İlk çocukları Hasan 3/62Ş'te, ikirıci ~ukları B.~n
4/626'da dünyaya geldiler. 15
·
Ali ve Fatıma'nın
evliliği Bedir savaşından s~mra, Hasan'ın d<;>ğumu,
,.
.
.
.
Uhud savaşından ' takriben. kırk
gün
önce
Hüseyin'in
d!)ğumu da Nadir oğulları
.
.
.
.
.
savaşından so~adır. Mezkfir rivayetlerde ismi geçen,Ü~ü'l Fadl'ın bu çocukla'
'
'
ra süt aoneliğiyapabilmesi için onun da bu tarihlerde Medine'de olmuş olması
gerekir. Omniü'l Fadl'ın hayatını incelediğiıniz<,ie bu beraberlik #nkan dahilinde
görülmüy~r.
Ümmü'l Fadl, Abbas b. Abdülmuttalib'in hanımıdır .. Asıl. ;:ı,dı, LüMbe?dir.
EI-Hfu-is b.
Revazin kahilesinin HiHil b. Amir - b. Sa'sa' oğulları kolundandır.
:
.
.
Ham'in kızıdır. Hz. Peygamber'in hanımlarındanZeyneb hint Huzeyme'nin ana
bir kız kardeşi, Meymfule'nin de_ana ve baba bir kız kardeşidir. Yani, Ümmü'l
Fadl, Hz. Peygamberin baldızıdır. H~.lid b. Velid'in de teyzesidir.
16
..
Ümmü'l Fadl ilk müslümanlardandır. Kadınlar arasında ilk Müslüman
ı;
Hz. Hatice, ikincisi de Ümmü'l Fadl'dır. 17 ~· Abbas'ın yedi çocuğunun ann~idir. Yukarıdaki rivayetlerde ismi geçen Kusem de bunlardan biridir. 18 Ommü'l
Fadl, Hz. Osman'ın bilafeti zamanında 30/650 yılında Medine'de vefiıt etti. 19
15
Kandernir, M. Yaşar, "Fatıma", DlA, Xl!, 219. .
·
.
,.
İbnu Sa'd, et-Tabakdt, Yili, 277-278; lbnu Habib, Ebii Ca'fer Muhammed, Kitdbu '1-Muhabber, Beyrut
ts., s.l07; el-Be!Bzııri, Ahmed b. Yahyıl, Ensiibu'l-EŞri:if(rlşr. Suheyl Zekkiir-Riyıiz, Zirikli), Beyrut
. ,
,
1996, IV, 31.
11
İbnu Sa'd, et-Tabaktit, Yili, 277; el-Belıizun", Ensdb, IV, 7.
18
Ez-Zübeyri, a.g.e., s. 26; el-Bel§zuri, Ensdb, IV, 31.
19
İbnu Hacer, Şihiibuddin Ebu 'I-Fazi Ahmed b. Ali, e/-lsdbe ft Temyizi 's-Sahdbe, Beyrut 1328, IV, 484;
Zirikli, Hayruddin, ei-A 'Itim, Beyrut 1969. VI, 102.
16
ll6
Ümmü'l Fadl ilk müslümanlardan olmasına rağmen, Hz. Abbas'ın İslam:ı
kabul etmesi sonraki yıllarda olmuştur. Hz. Abbas ve ailesinin Mekke'den Medine'ye hicret ettikleri tarih konusunda kaynaklanmızda çok açık ve tafi>ilatlı bilgi
yoktur.
Yukarıda
geçen rivayetleri
doğru
kabul edersek, Hz, Hasan ve Hz. Hüse-
yin'in doğduğu yıllarda kendilerine süt anneliği yaptığı iddia edilen Ommü'l
Fadl'm Medine'de
ğimizde adı
olmuş olması
gerekir. Fakat tarihi gerçekleri yan yana getirdi-
geçen hanımın o tarihlerde Medine'de olması ve bu iki kardeşe süt
anneliği yapmış olması
uzak bir ihtimaldir.. Bu tarihi gerçekler şunl:rrdır:
a)Ümmü'l Fadl'ın, Bedir savaşı sırasında Mekke'de,o~duğu, Müslümanların
Bedir'de kazandıkları zaferi hazınedemeyen ve bu yüzden Abbas'ın müslüman'
olan kölesi Ebfı Rafi'i tokatiayan Ebfı Leheb'in kafusına çadır sırığı ile vurduğu
ve bu yüzden onun ölümüne sebep olduğu kesindir. 20
b) Hz.
Abbas'ın,
Hayher
Gazası'ndan
ulaşan
sonra Mekke'ye
bir yalan
haber üzerine, yani müslümanların Hayher Yahudilerine yenildiği yalan haberi
üzerine çok
vakıadır.
21
üzüldüğü
ve
oğlu
Kusem'i
kucağına
alarak mersiyeler
okuduğu
bir
Hayher savaşı sırasında takriben beş, al~ı yaşlarında olan Kusem'in
Mekke'de, annesinin ise Medine'de olması
düşünülemez.
c) Hz. Peygamber ve Mekkeli müslümanlar Mekke'den Medine'ye hicret
ederken, bu hicrete
katılamayıp çeşitli
kalan müslümanlar da
vardı.
sebep ve mazeretlerden
Yüce Allah
bunları
dolayı
Kur'an-ı
Mekke' de
Kerim' de "ef-
Müstad'afiin" diye isimlendinnektedir. Allah, hiçbir mazereti olmadığı halde hicret etmeyenleri kınadıktan sonra şöyle buyurmaktadır:
20
21
tbnu Hişiiın, Ebü Muhammed Abdulmelik, es-Siretu 'n-Nebeviyye (nşr. Mustafu es-Sekka vdğr.}, Beyrut
1971, II, 301; el-Belazuri, Ensdb, V, 8-9; Hakim, ei-Müstedrek, lll, 323 ..
Vıikıdi, Muhaınıned b. Ömer, Kitdbu'I-Meğdzi(nşr. Marsden Jones), London 1966,11, 704; Besevi, Ebü
Yilsuf Yaküb b. SufYan, Kitdbu '1-Ma'rife ve 't-Tdrih (thk. Ekrem Diya ei-Umeri), Medine 1990, ııı,
290.
.
117
''Erkekler,
kadınlar
ve çocuklardan (gerçekten) aciz olup hiçbir çareye gü-
cü yetmeyenler, hiçbir yol bulamayanlar müstesnadır." 22 .
Abdullah b. Ebi Mfileyke diyor ki! "Hi. Abbas'ın oğlu Abdullah bu ayeti .
okuduktan sonra şöyle derdi:
"Ben ve annem Allah'ın mazeretli saydığı kimselerden idik" 23
Abdullah b. Abbas'in bu ifudesinden, annesinin ve kendisinin Mekkçfet-.
hine kadar hicret edemedikleri ve Mekke'de kaldıkları
anlaşılmaktadır.
d) Hz. Abbas, Mekke fethinden hemen önce hicrete karar verdi ve yola
Çıktı. O sırada da
Hz. Peygamber Mekke'yi fethetmek için ordusu ile hareket ha-
lindeydi. Hz. Peygamber, amcası ile yolda karşılaştı. İbnu Hişilın bu karşılaşmayı
şöyle anlatır:
"Abbiis, ailesi ile birlikte hicret ederken, Cuhfe'de
karşılaştı. "
Rasfilı1llah
(s.a.v) ile
24
Bu ifudede geçen "ailesi" sözüflden anlaşılan, onun hanımı ve çocukları
olmalıdır. Bazı
kaynaklar da şöyle derler:
"RasUlı1llah (s.a.v), Abbas'a yanındaki ağırlıklarını Medine'ye gönderme-
sini ve kendisinin orduya katılmasıni emretti."25
Ez-Zehebi ise "Abbas'ın, Ümmü'l Fadl'ı Mekke fethinden sonra Medine'ye götürdÜğünü" kaydeder. 26
Bu gerçekleri yan yana getirdiğimizde Ümmü'l Fadl'ın Hasan ve Hüseyin;e süt anneliği yapmış olm~sı, tarihi açıdan imkan dahilinde değildir. Çünkü
Kur'an-ı Kerim, en-N isa, 4/98.
Buhiiri, TetSir, 86,93.
•
24
. İbnu HişB.ın, es-Sire, IV, 42.
ısBelaziiri, Ensdb, IV. 28; lbnü '1-Esir. l=ddin Ebu.'I-Hasen Ali b. Muhammed, ei-Kdmilfi't"Tdrih, Beyrut I 986, H, 242.
.
26
Ez-Zehebi, Şemsuddin Mulıaınrned b. Ahmed, Siyeru A 'Irimi 'n-Nübelri, Beyrut I 985, ll, 315.
118
22
23
3/625 ve 4/626 yıllannda Hz. Peygamber'in torunları ile Ümmü'l Fadl'ı Medi~·
.
ne' de buluşturmak, bir araya getirmek imkansızdır.
-
C-)Kiır'in
Ayetleri Ve Sahill Hadis Açısmdan TahUI
Kur'an-ı Kerim, kişinin, kardeş kızı ile evlenınesini haram etıpektec:Ür .'.ıı
Hz. Peygamber de :
"Süt,
d<$ım
ve nesebin haram
kılmakta olduğu her şeyi
haratn
kılar'd­
buyurmaktadır.
göre kişi, süt kardeşinin kızı ile de
evlenemez. Yukarıda geçen rivayetleri doğru kabul edersek Hz. Hasaıi, Ümmü'l
Hz. Peygamber'in bu badis-i
şerifine
Fadl'ui çocukları Fadl, Abdullah, Ubeydullah, Kusem ... ile süt kardeşi olmaktadır.
Yani; Hasan, ismi geçen bu süt kardeşlerinin
kızları
ile evlenemez. Halbuki
Hasan'm, Fadl'm kızı Ümmü Gülsüm ile evlendiği taribi bir gerçektir.29 Hatta
Hasan'ın
Ümmü Gfilsüm'den üç oğlu bir de kızı olmuş, bu çoculdarın hepsi kü-
çük yaşta ölmüştür.30 İşte bu tarihi gerçeği, ilgili Kur'an-ı Kertm ayeti v7 mezk:ıir
hadis-i şerif ile karşılaştırdığıniızda yukarıdaki rivayetlerin Hasan ile il~li olanlan tamamen devre dışı kalmaktadır. Hüseyin ile ilgili olanı da ez-Zehebi "Zayıf ve
munkatı"
diyerek reddetmişti.
NETiCE
Yukarıdaki
kaynaklarda geçen bu rivayetleri sonradan gelen müellifler de
eserlerine almış ve konu hakkında hiçbir değerlendirme yapmamışlardır. Ahmed
27
Kur' Sn-ı Kerim, en-Nisıi, 4/23.
:ıs Bulıılrl, NiJWh, 21; Mllslim, Rada, 1; EbU Dılvt1d, Niklilı, 6; İbııu Mace, NikaJı, 34.
29
Zübeyri, Nesebu Kııreyş, s.26; Beliizuıi, Ensdb, IV, 37; İbııu Hacer, el-lsdbe, IV, 493.
30
Belll:zııri, Eruab, lV, 37.
119
b. Hanbel'in MüSned'ini yeniden tertip ve şerh eden
muasır.aliinlerden es-S~'ti
bile bu konuya dokunmamış, sadece h·adi.~I~iin şerhini yapmıştıı:: 31 .
Sahabe
hayatı ile ii~Ji müstakil ~
.
yazanlardan İbnGI-E~ir,32 Hz Hasan
Hacer>3 de Hz. Hüseyin ile i1g11i
olanı tercih
"
İbn
ile ilgili ri vayeti eserine alırken;.
'
.
.;
~
etmiştir. İslmn tarihi müelliflerinden Diyaİ-bekri, 34 Hasan He ilgili rivayeti al~ken,
Şiilerden eş-Şirazf 5 Hüseyin ile ilgili olanı benimsemiştir. Ana kaynaklardan yıl.
. lar sonra eser telif eden müellitlerin de konu
•.
i·
vayetler ile ilgili tereddütleri
artınnaktadır.
·.~.
hakkında
ittitak ederneyişleri bu ri-
Rivayetlerde geçen
olayın
bir bölümii
ilejlgili EbU Dawd ve İbnMace~.de şöyle bir rivayet vardır:
.
,,d~i:
"KiibtiS el-Muharik'te~ o da,
LÜbabe bint el-Haris'tçn: 0' (Lübabe) şöyle
"Hüseyin b. Ali, Nebi (s.a.v)~nin kucağİnabevletti.
Ben de şöyle dedim:
"Ya RasUlallah (s.a.v.), Başka bir elbise giy de bu elbiseni han~ .ver, yıka-.
yayım"
Rasulullah (s.a.v)'da şöyle dedi:
'"Kız çocuğunun bevli yıkanır, erkek çocuğunun bevline de su serpilir."36
Olayın ve rivayet edilen hadisin işte bu kadar olması makul gibi görülebi1ir; Ama bu hadist~ de tarihi gerçekiere uymayan bir dunıı:O. vardır. O da şudur:
Ümmü'l Fadl, Mekke'den, Medine'ye hicret ettiği .zam~ (8/630) Hz. Hüseyin
Bkz. es-Sü'ti. Alımed AbdurrııJımaıı el-BeıınR, Bu/ıiğu'I-Emdni min &rdri'I-Fethi'r-Rahbdnt, Beyrut
ts., I, 242-245.
İbnu'l-Esir, tızuddin Ebu'I-Hasen Ali b. Mulıammed, Usdu '1-Gdbefi Ma 'rifeti's·SaMbe, Tahran ts., II,
10.
.
.
.
..
33
İbnu Hacer, el-lsdlıe, IV, 484.
.
·
.'
34
Diy!rbekr'l. Hııseyin b. Mulıammed b. Hasan, Ttirihu '1-HamfsfiAhvdl"i Enjes-i Ne}is, Kıdıire 1302, L
31
32
418.
Şirıizi, Sadruddln es-Seyyid Ali Han, ed-Den!cdtu 'r-Refi'afi Taba/ctiti 'ş-Şl'ii, Tahnın 1397 hş. , s. IS 1.
36
Ebll Davtıd, Talıil.ret, !37; lbnu Mace, TııJıil.ret, 77.
35
120
dört yaşındaydı. Dört-yaşındaki bir çocuk., eğer uykuda değil de uyanı~sa, başka­
sınınkucağına
bevletmez; tuvalet ihtiyacını söyleyeeeJc yaşa gelmiş,olmalıdır.
Bu r'ivayeti, tarihi gerçekler
dır. O da şudur: '
açısından doğru çıkarabilecek.bir riv~yet var':.
.
"Muhammed b. ömer (eiNakidi) şöyle dedi:.
.
.,
"Ümmü'l FadJ bint ei~Haris, Abbas b. Abdulmuttalib'in Müslüman olma•
'
•
~·
•
<
sın~an sonra Medine'ye hicret etti. RasUliiUah (s.a. v), onuzi}ıl!et eder ve
.çok uğrardı."
Fablt,..Üminü'l
ö;zellikle
evine
37
Fadl'ınhicreti ile aHikah Yuıcarıda zikrettiğimiz 'görüŞler,
oğt~'Abdullah'~n "Annem
saydığı kimselerden i'diİC
38
ve ben (hicret konusunda)
Allah'ınmazeretli
demeşi ve bu rivayetin de· Buhari de geçmesi, İbn
~?.~d'm Yakidi'den yaptığı bu rivay~n, biraz zayıfkalmasına sebepoluyor. ·
Konuyu biraz ı:Iaha araştırdığımızda Ahmed b. Hanbe,l'in Müsned'inde
var olan bir rivayet bize işık tutuyor ve işin aslını o~ya çıkarıyor. Bize ışık tıitan
fe· tarihi gerçekiere ~ygun düşen rivayet şudur:
"Abdullah b. Abbas(r.a) tan:
"Üromü'l Fadl bint
el~Hiiris, Abbas'ın kızı Ümmü.. Habibe'yi getirip
Resuluilah (s.a.v)'ın kucağına koydu. Bu sırada (çocuk) bevletti. Ümmü'l Fadl da
onu azarlayıp ense köküne bir tokat vurdu. Sonra tekrar azarladı. Bunun üzerine
Resfilullah (s.a.v):
"Bana bir bardak su getirin" dedi.
(Hz. Peygamber getirilen suyıı) çocuğun bevlettiği yer döküp (yıkadı).
Sonra da
şöyle buyıırdu.
"ÇoCukların bevlettiği yere su döküp (yıkayın )"39
17
18
39
1bnu Sa'd, et-Tabakôt, VIII, 278.
Butıaıi, Teliıir, 86, 93.
Alııned b. Hanbel, Miısned, l, 302.
121
Bu hadiste ismi geçen Ümmü'l Fadl'ın, Abbas'ın eşi olduğunu biliyoruz.
Birinci ravi Abdullah, bu çiftin oğlu; kendisinden söz edilen Ümmü Habibe de bu
çiftin
kızıdır. Abdullah'ın
böyle bir rivayette
bulunması
çok
doğal
ve
mantıkidir.
Annesmin ve küçük kız kardeşinin, Hz. Peygamberin huzurunda yaşadıklarİ bir
olaya şahid olması veya bu olayı annesinden dinlemesi
Habibe'nin de, Hz. Peygamber'in ömrünün son
yıllarında
Ierde
çeşitli
bu kadar olan ve
sebeplerden
şahısları
tabiidir. Ümrriu
küçük bir çocuk
ve hatta daha yeni emeklerneye başladığı tarihi bir gerçektir.
Aslı işte
Çok.
olduğu
40
da belli olan bu hadise sonraki sene-
dolayı değişik şekiliere büründürülmüştür.
Hadis kitapla-
4
fının konu ile ilgili bablarında \ Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve daha başka çocukların,
Hz. Peygamber'in
kucağına
bevlettikleri, Hz. Peygamber'in de
çocukların bevilleri konusunda buyurduğu hadisler mevcuttur.
olan bu
olayları çarpıtarak
ve
42
kız
ve erkek
Bazıları, mevcut
olayların kahramanlarını değiştirere~ nakletıiıişler­
dir. İşte bu nakiller, tarihi gerçekiere uygun düşmemektedir~
Netice olarak diyebiliriz ki, hadis kitaplarında ve İslfun Tarihi, kaynaklarında geçen İslfun tarihi ile ilgili rivayetlerin, tarihi gerçekler ışığında değerlendi­
rilip test edildikten sonra kabul ve reddedilmesi veya yeniden yorumlanması ge:
rekmektedir.
40
41
Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 338; lbn Hacer, ei-İsdbe, IV, 440.
Hadis kitaplarının "taharet" ile ilgili bölümlerinin "erkek ve kız çocuklarının bevli~ babı.
2
~ Bkz. Bulıari, Vudiı', 64; MUslim, Taharet, 101-104; Ebiı Diiviıd, Taharet;B7; Tirmizi, Tahiiret, 54;
Nesiii, Tahiiret, ı 89-1 90; İbnu Mace. Tahiiret, 77.
122
''
Download