İthal Kotalarının Ekonomik Etkileri

advertisement
İthal Kotalarının Ekonomik Etkileri
30 Aralık 2016
(Bu derse ilişkin metnin hazırlanmasında Cennet Muyan gönüllü katkıda bulunmuştur.)
Uluslararası İktisat Teorisi
İthal Kotalarının Ekonomik Etkileri (Youtube)
İthal kotaları, dış ticarette bir malın miktarı ya da değeri üzerine konulan kısıtlamaları ifade
etmektedir. Bu kısıtlamaların bir malın piyasası üzerinde üretim, tüketim, bölüşüm gibi farklı etkileri
bulunmaktadır. Bu derste ithal kotalarının etkileri sayısal bir örnek üzerinden ele alınıyor.
Dersimize başlamadan önce ithal kotalarını tarif etmek gerekir. Dış ticarette miktar ya da değer
üzerinden konulan kısıtlamalara ithal kotası adını veriyoruz. Ekonomiyi yönetenler devlet ya da
hükümet yetkilileri bir ekonomide çok fazla döviz ihtiyacı bulunduğunu düşünüyorsa ya da yurtiçi
üretiminin arttırılmasını planlıyorsa malların ithalatına miktar ya da değer üzerinden kotalar koyabilir,
sınırlamalar getirebilir.
Örneğin cep telefonu piyasasını ele alalım. Ekonomiyi yönetenler, cep telefonunun fazla tüketildiğini
ve bunun dış ticaret açığına neden olduğunu düşünüyorsa miktar üzerinden şöyle bir kısıtlama
koyabilir: Hükümet kararında 2017 yılında 500 bin adetten daha fazla cep telefonu ithal edilemez
şeklinde miktar üzerinden bir kısıtlama konulabilir. Bir başka yöntem ise 2017 yılında 2 milyar
dolardan daha fazla olacak şekilde telefon ithal edilemez şeklinde değer/fiyat üzerinden ithal kotası
konulabilir.
Sosyal Medya üzerinden takip edebilirsiniz…
İthal kotalarının etkilerini ele alırken bir malın piyasası üzerindeki etkilerini ele alacağız. Buna ithal
kotalarının kısmi denge analizi de diyebiliriz ya da mikroekonomik etkileri de diyebiliriz. Gümrük
vergilerinin etkilerini incelemeye benzer yapıda bir konu ancak bu dersimizde farklılıkları üzerinde
daha fazla durarak ayrıntılı bir şekilde anlatmış olacağız.
Şimdi ithal kotalarının bir malın piyasası üzerindeki etkileri dediğimiz için yatay eksende mal miktarını
ve dikey eksende o malın fiyatını gösteren bilinen koordinat sistemini çiziyoruz. Bir ülkedeki cep
telefonu piyasası talebinin şekildeki gibi T talep doğrusu şeklinde olduğunu kabul edelim. Aynı ülkede
cep telefonu arzı A arz doğrusu şeklinde olduğunu ifade edelim. Kapalı bir ekonomi varsayımı altında
bir ülkedeki cep telefonunun talep ve arz koşulları şekildeki gibiyse arz ve talep doğrularının kesiştiği
D noktasında denge oluşur. Denge noktasında yurt içi fiyatı 580 TL olan cep telefonundan 110 tane
üretilmekte ve tüketilmektedir. Tekrar etmek gerekirse kapalı bir ekonomi için bir örnek verdik, talep
ve arz koşullarını belirttik. Bu şartlar altında denge fiyatı 580 TL ve denge miktarı 110 adettir. Kapalı
bir ekonomide dış ticaret yapılmamaktadır.
Şimdi kapalı ekonominin tamamen zıttı olan serbest bir ekonomi olsaydı ne olurdu diye soralım.
Tamamen serbest bir ekonomi olduğunda biliyoruz ki yurt içi fiyat, dünya fiyatına eşit olacaktır. Biz
cep telefonunun dünya fiyatının (yani uluslararası fiyatının) 300 TL olduğunu kabul edelim. Eğer
tamamen serbest bir ekonomi varsa dünya fiyatı ile yurt içi fiyat birbirine eşit olacaktır. Çünkü serbest
bir ekonomide yurt dışındaki mallar herhangi bir gümrük vergisi veya kısıtlama olmaksızın ülkeye
girer. Dünya fiyatını 300 TL'lik fiyat doğrusu şeklinde çiziyoruz. Bu doğrunun arz eğrisini kestiği
noktaya bakıyoruz. Bu nokta bize şunu ifade eder: Bu ülkede 300 TL olan fiyattan 25 adet cep
telefonu üretilebilmektedir. Dikkat ederseniz 580 TL'den 110 adet cep telefonu üretilebiliyorken 300
TL'den artık 25 adet tüketilmektedir. Çünkü Yurt içinde fiyat dünya fiyatına kadar düşmüştür. Bu
nedenle cep telefonu üretmek bazı üreticiler için artık kârlı değildir ve onlar üretmekten vazgeçmiştir.
Cep telefonunu 300 TL'ye üretmek isteyen üreticilerin ürettiği toplam cep telefonu sayısı ise 25
adettir diyebiliriz.
Peki, 300 TL den bu ülkedeki talep koşullarına bakalım: 300 TL'lik fiyat doğrusunun talep doğrusunu
kestiği noktaya baktığımızda 240 adet cep telefonu talep edilmektedir. Yine dikkat ederseniz kapalı
ekonomide 110 adet cep telefonu talep ediliyordu. Fiyat 580 TL'den 300 TL'ye düştüğünde bu ülkede
cep telefonu almak isteyen başka tüketiciler ortaya çıkıyor. Bu nedenle 240 adet cep telefonu talep
ediliyor.
Bir başka deyişle dünya fiyatından ticaret yapılacak olsa bu ülkedeki cep telefonu talep miktarı 240
adettir. Ancak yurt içi üretim 25 adettir ve bu ülkede 240 - 25 = 215 adet talep fazlası vardır ki bu
talep fazlası ithalat ile karşılanır. İthalat kotası yok, gümrük vergileri yok ve tamamen serbest bir dış
ticaret altında durum böyledir.
Peki devlet yetkililerinin cep telefonu tüketimini yani 215 adet cep telefonu tüketimini fazla
bulduğunu ve dövize ihtiyaç olduğunu düşündüklerini varsayalım. Bu durumda cep telefonunun
ithalatını azaltmak isteyebilirler. Biz bu noktadan hareketle yetkililerin 115 taneden daha fazla cep
telefonu ithal edilemeyeceğini söylediğini yani 115 adetlik ithal kotası koyduğunu varsayalım.
Şeklimizde 115 adet ithalat kotasını gösterecek mesafeyi kırmızı okla işaretliyoruz. Dikkat ederseniz
kırmızı okla işaretlediğimiz yer bize ithal kotasını göstermektedir. Çünkü kırmızı ile işaretlediğimiz
mesafenin başlangıcı arz eğrisini kesmektedir ve bu nokta 55 adet üretimi göstermektedir. Kırmızıyla
işaretlenen mesafenin bitiş noktası talep eğrisini kesmektedir ve 170 adet talebi göstermektedir.
Buradan hareketle 170 - 55 = 115 adedi bulabiliriz.
Sosyal Medya üzerinden takip edebilirsiniz…
Dikkat ederseniz cep telefonunun arzı ülkede 240 adetten 170 adede düşmüştür. İthal kotasından
dolayı ülkede cep telefonu kıtlaşmıştır. Çünkü 115 taneden daha fazla telefon ithal edilmesine artık
izin verilmemektedir. Mal kıtlaştığı için fiyat yükselir ve 390 TL'ye çıkar. Tekrar edelim ithal kotası
konulduğunda yurt içinde mal miktarı azalacaktır. Çünkü hükümet yetkilileri ya da ekonomiyi
yönetenler ülkeye fazla cep telefonu girmesin diye ithal kotası koymaktadır. İthal kotası yani 115 adet
olduğunda yurt içi fiyat 390 TL, yurt içi üretim 55 adet, yurt içi talep 170 adet ve 170-55=115 adet
talep fazlası ithalat ile karşılanır. Şimdi ithal kotasının fiyatı artırıcı etkisini görmüş olduk.
Peki, bu fiyat artışının ve ithal kotasının ekonomi içerisindeki etkilerini inceleyelim. Bir başka deyişle
bu malın piyasası üzerindeki etkilerini daha detaylı ele alalım. Bu etkileri beş farklı başlık altında ele
alıyoruz.
Üretim Etkisi (a)
İlk olarak gri üçgenin alanı üzerinde duracağız. a üçgeni olarak ifade ettiğimiz bu alan, üretim etkisini
göstermektedir. Şöyle ki ithal kotası konulmadan önce ülkede 25 adet cep telefonu üretilirken, ithal
kotası konulduktan sonra 55 adet cep telefonu üretilmektedir. Dikkat ederseniz cep telefonu
üretiminde 30 adet artış olmuştur. Bunun nedeni ithal kotası konulduktan sonra mal yurt içinde
kıtlaştığı için fiyatı 300 TL'den 390 TL'ye çıkmıştır. Fiyatın 390 TL ye çıktığını gören üreticilerin bir kısmı
sektörde kârlılığın arttığını gördüğü için üretimlerini arttırmıştır.
Ancak bu üretimdeki artış ülkenin kaynaklarını etkin kullanmamasına neden olur. Çünkü aslında bu
ülke cep telefonunda uzman değildir. Klasik iktisatçıların söylediklerini hatırlayalım: Herkes uzmanı
olduğu ürünü ihraç etsin ve uzmanı olmadığı diğer maldan daha fazla ithal ederek refah düzeyini
artırsın önerisinde bulunmuşlardı. Dikkat ederseniz cep telefonu bu ülkenin uzmanı olduğu bir ürün
değildir. Bu durumu ithalat miktarının çok olmasından da anlıyoruz. Çünkü dünyada cep telefonu 300
TL'ye üretilebilirken bu ülkede 580 TL'ye üretiliyor. Bu durum cep telefonunda uzman olmadığımızı
gösterir. Üretim olanakları eğrisini hatırlayalım: Bu ülke uzmanı olmadığı cep telefonu üretimini
arttırırken uzmanı olduğumuz bir başka malın üretiminden vazgeçtiğimiz anlamına gelir.
Uzmanı olduğunuz bir başka şeyin üretiminden vazgeçip cep telefonu üretimini artırıyorsanız artık
yurt içinde kaynakları etkin kullanmıyorsunuz demektir. Hatta bu durum daha az dış ticaret
yapacağınız anlamına gelir. Bundan dolayı a üçgeninin alanı, ülke ve dünya ekonomisi için bir refah
kaybı olarak adlandırılır.
Üretim etkisini gösteren a üçgeninin alanı nasıl hesaplanır? Üçgenin alanı, taban çarpı yükseklik bölü
ikidir. Üçgenin tabanını belirleyen üretimdeki artıştır. Üretim artışı, 55 - 25 = 30 olur. Yüksekliği
belirleyen ise fiyattaki artıştır. Fiyat artışı, 390 - 300 = 90 olur. Bu sonuç, (30 x 90) / 2 = 1350 birimlik
üretim etkisini yani üretimden kaynaklı refah kaybı olduğunu göstermektedir.
Üretim Etkisi (b)
İkinci etki, yeşil üçgenin alanıyla gösterilmektedir. a üçgeni olarak ifade ettiğimiz bu alan, tüketim
etkisini göstermektedir. Dikkat ederseniz tamamen serbest olan ekonomide 240 adet telefon
tüketilirken ithal kotası konulduktan sonra telefon tüketimi 170 adede düşmektedir. Hem ülkede cep
telefonunun fiyatı yükselmiştir hem de ülkede daha az cep telefonu tüketilir hale gelmiştir ki bu
aslında tüketim kaybını gösterir. İthal kotası konulduktan sonra bireyler cep telefonunu daha az ve
daha pahalıya tüketmekte diyebiliriz. Bu tüketim kaybını b üçgeninin alanıyla gösteriyoruz. Bu
üçgeninin tabanını cep telefonu tüketimindeki azalış gösterir. Tüketim azalışı, 240 - 170 = 70 olur.
Sosyal Medya üzerinden takip edebilirsiniz…
Yüksekliğini ise yine fiyattaki artış gösterir. Üçgenin alanı, (70 x 90) / 2 = 3150 birimdir. Bir başka
deyişle tüketimden kaynaklanan refah kaybı 3150 birimdir.
Dış Ticaret Etkisi (a+b)
Dış ticaretteki toplam etkiye bakacak olursak hem yurt içinde etkin olmayan üretim arttığı için hem
de yurt içindeki fiyat artışından dolayı tüketim azaldığı için dış ticaret daha az yapılmaktadır. Bu
nedenle a ve b üçgenlerinin alanı bize dış ticaretteki daralmayı gösterir. Bu nedenle dış ticaret etkisi
1350 + 3150 = 4500 birimlik dış ticarette daralma vardır.
Rant Etkisi (c)
Şekildeki mavi dikdörtgenin alanı, kıtlık rantını göstermektedir. Rant etkisini gösteren c
dikdörtgeninin alanını hesaplamadan önce kıtlık rantı üzerinde duralım. Bireyler ithal kotası
konulmadan önce 300 TL'ye alabilecekleri telefonu ithal kotası konulduktan sonra 390 TL'ye
alabilmektedir. Bu nedenle ceplerindeki tüketici rantının bir kısmından vazgeçmek zorunda kalırlar.
Peki, bu fiyat artışından kaynaklanan rant, tüketicinin cebinden kime/hangi kesime gider?
İthal kotalarını en temelde ikiye ayırabiliriz. Bunlardan ilki global kotadır. Bu kota türünde devlet
yetkilileri tarafından kota konulurken sadece miktarı ya da değeri belirtilir. Ama kimden, hangi
ülkeden, ne şartlar altında alınacağı, hangi ürünlerin alınacağına dair herhangi bir açıklama yapılmaz.
Bu durumda ithalatçılar kıtlık rantını alır. Çünkü bunun için herhangi bir bedel ödememişlerdir ve bu
ürünü o ülkeye ilk ithal edenler aslında bu 90 liralık fiyat artışına da sahip olacaktır. Eğer böyle bir
kota konulmuşsa kıtlık rantını genelde ithalatçılar alır.
Ancak bazı özel durumlarda kıtlık rantını ihracatçılar da alabilir. Eğer ihracatçı firma o ürünün
piyasasında monopol gücüne sahipse kıtlık rantını alabilir. Hatırlayalım: monopol güce sahip olmanın
şartlarından birisi malın talep elastikiyetinin düşük olmasıdır. Böyle bir durum varsa tüketiciler, bu
maldan vazgeçemez. Fiyatın yükselmesine rağmen tüketiciler, bu maldan satın almaya devam eder.
Örneğin, Almanya’da üretim yapan bir firma dünya genelinde bir monopol güce sahip ihracatçı ise
diğer ülkenin piyasalarını sıkı takip ederek kıtlık rantını kendisi alabilir. Şöyle düşünür: Örneğin çok
güçlü bir cep telefonu firması Türkiye’de kota konulduğu için bir rant oluşacağını hesaplamışsa ve
tüketicilerin de kendi telefonundan vazgeçmeyeceğini öngörüyorsa cep telefonunun fiyatını yavaş
yavaş 390 TL'ye doğru arttıracaktır. Böyle bir durumda kıtlık rantı ihracatçılara gidebilir.
İkinci tür kotalar, tahsisli ithal kotalarıdır. Bu kota türünde devlet miktar ya da değer üzerinden kota
koyarken bu ithalatı kimin yapacağına dair lisans vereceğini duyurur. Örneğin 2 milyon adet cep
telefonu ithal edilebilir diye bir ithal kotası koyduktan sonra devlet bunu 200 bin adetlik, 400 bin
adetlik lisanlar şeklinde açık arttırmayla satar. Eğer bu lisansları satıp ithalatçılardan bir bedel alıyorsa
devlet, kıtlık rantını hazineye gelir olarak kaydeder ki burada gümrük vergilerine benzer bir etki
ortaya çıkar. Eğer tahsisli ithal kotası varsa hazineye gelir sağlanır. Gümrük vergilerinin etkilerini
incelerken bu alana kıtlık rantı değil de gelir etkisi demiştik.
Şimdi rant etkisini gösteren c alanını hesaplayalım. c alanının yüksekliği fiyattaki değişmeye eşittir.
Tabanı ise ithal kotasına eşittir yani 115 adettir. Bu dikdörtgenin alanı ise 90 x 115 = 10350 birim
yapar. Tekrar etmek gerekirse global kota konulmuşsa kıtlık rantı genelde ithalatçılara nadiren
ihracatçılara gider. Eğer tahsisli ithal kotası konulmuşsa hazineye gelir sağlanır.
Sosyal Medya üzerinden takip edebilirsiniz…
Bölüşüm Etkisi (d)
Bir başka etki sarı renkli yamuğun alanı ile gösterilen bölüşüm etkisidir. Bu etkiyi hesaplamadan önce
bir açıklama yapmak gerekir. Hatırlayacağınız gibi kota konulmasının ardından ülkedeki cep telefonu
üretimi 25 adetten 55 adede yükselmişti. Bu durumda yurt içindeki üreticiler, 300 TL'ye satmaya razı
oldukları cep telefonunu artık 390 TL'ye satarak kıtlık rantının bir kısmını elde etmiş olur. Daha açık
bir ifadeyle tüketicinin yurt içinde üretilen mallardan aldığında tüketicinin cebinden tüketici rantının
bir kısmı ulusal sermaye sahiplerine gider. Bu etkinin boyutunu d yamuğunun alanıyla ifade ediyoruz.
Bir yamuğun alanını (alt taban+üst taban)/2xyükseklik şeklinde hesaplarız. Peki, d yamuğunun alanı
kaçtır? Alan formülünde yerine koyduğumuzda (25+55)/2x90=3600 birim olarak hesaplanır. Tekrar
etmek gerekirse fiyatın 300 liradan 390 liraya çıkması neticesinde yurt içinde üreticiler aynı ürünü
daha fazla fiyata sattıkları için bir rant elde ederler. Bu rant tüketicilerin cebinden üreticilerin cebine
transfer olmuştur. Aslında bu durum ülkedeki gelir dağılımını yeniden düzenlediği için bölüşüm etkisi
diyoruz. Dikkat ederseniz kıtlık rantını andıran bir yanı vardır ama kıtlık rantı ithalatla ilgilidir. İthal
edilen mallara yapılan ödemelerden kaynaklanır. Ama bölüşüm etkisi yurt içinde üretilen mallara
yapılan ödemelerden kaynaklanır. Bu ikisi arasındaki farkı unutmayalım.
Bu derse ilişkin dökümanları aşağıdaki linklerden indirebilirsiniz.
İthal Kotalarının Ekonomik Etkileri (PDF)
Sosyal Medya üzerinden takip edebilirsiniz…
Download