HASTALIK ETKENI BACTEROIDES FRAGILIS GRUBU BAKTERILERDE ANTIBIYOTIK DIRENÇ DURUMUNUN ARAŞTIRILMASI PROJE NO:SBAG-1885 Dr. NURVER ÜLGER TOPRAK Dr. YETER TÜÇ Biyolog ÜLKÜ ERGİN Biyolog CENNET ÇELİK Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi OCAK 2000 İSTANBUL ÖNSÖZ Barsak son kısım normal florasının önemli bir bölümünü oluşturan Bacteroides fragilis grubu bakteriler en sık izole edilen anaerop infeksiyon etkenleri olup, son dönemlerde antibiyotiklere artan oranda direnç geliştirdikleri saptanmıştır. Hastanemizde izole edilen hastalık etkeni Bacteroides fragilis grubu bakterilerin direnç durumunu belirlemek üzere yapılan bu çalışma TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir. İÇİNDEKİLER SAYFA 1-Özet..........................................................................................................1 2- Summary.................................................................................................2 3- Giriş.........................................................................................................3 4- Genel Bilgiler...........................................................................................4 5- Gereç ve Yöntem.....................................................................................9 6- Bulgular..................................................................................................11 7- Tartışma / Sonuç.....................................................................................13 8- Kaynaklar...............................................................................................16 9- Ek Bölüm 10- Bibliyografik Bilgi Formu BİBLİYOGRAFİK BİLGİ FORMU 1- Proje No: SBAG-1885 2- Rapor Tarihi: 27.10.200 3- Projenin Başlangıç ve Bitiş Tarihleri: 13.01.1998- 13.01.2000 4- Projenin Adı: Hastalık etkeni Bacteroides fragilis grubu bakterilerde antibiyotik direnç durumunun araştırılması 5-Proje yürütücüsü ve yardımcıları: Nurver Ülger Toprak, Cennet Çelik, Ülkü Ergin, Yeter Tüç 6- Projenin yürütüldüğü Kuruluş ve Adresi: Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Haydarpaşa, İstanbul 7- Destekleyen Kuruluş(ların) Adı ve Adresi: TÜBİTAK, Atatürk Bulvarı No: 221 Kavaklıdere, 06100 ANKARA 8- Öz (Abstract) ÖZ Bu çalışmada Marmara Üniversitesi Hastanesinin Bacteroides fragilis grubu bakterilerinin antibiyotik duyarlılıklarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Ocak 1998- Aralık 1999 tarihleri arasında, 16'sı apse, 6'sı derin doku biyopsi, 4’ü kan, 1'i bronkoalveoler lavaj ve 1'i periton sıvısı örneklerinden toplam 28 Bacteroides fragilis grubu bakteri izole edilmiştir. Duyarlılık testi, NCCLS’nin önermiş olduğu agar dilüsyon yöntemine göre on antibiyotikle yapılmıştır. β-laktamaz üretimi nitrosefin diskleriyle belirlenmiştir. On bir köken Bacteroides fragilis, 7 köken B. ovatus, 7 köken B. distasonis, 2 köken B.thetaiotaomicron ve bir köken B.vulgatus olarak tanımlanmıştır.Kökenlerin %97'sinin βlaktamaz enzimi ürettiği tespit edilmiştir. Hiçbir köken metronidazole direnç göstermezken, diğer antibiyotiklere direnç oranı; ampisiline %97, tetrasikline %65, klindamisine %32, piperasiline %20, Kloramfenikole %7, sefoksitin, imipenem, amoksisilin/ klavulanik asit ve tikarsilin/ klavulanik aside %3 bulunmuştur. Yedi kökenin (%25) 3 veya daha fazla antibiyotiğe dirençli, orta derecede duyarlı kökenler dahil edildiğinde 16 kökenin (%57) çoklu direnç gösterdiği saptanmıştır. β-laktamaz üretim oranı ve MIC 90 değerleri gözönüne alındığında, Bacteroides fragilis grubu bakterilere bağlı infeksiyonlarda metronidazole, imipenem, amoksisilin/ klavulanik asit ve tikarsilin/ klavulanik asidin uygun seçenekler olduğu görülmektedir. Anahtar sözcükler: 1-Bacteroides fragilis grubu bakteriler, 2- Antibiyotik direnci ABSTRACT Purpose of the study is to determine the antimicrobial susceptibility of Bacteroides fragilis group bacteria at Marmara University Hospital. From January 1998 to December 1999 a total of 28 Bacteroides fragilis group bacteria, 16 strains from abscess material, 6 strains from tissue biopsy, 4 strains from blood, one from bronchoalveolar lavage and one from peritoneal fluid were isolated. Susceptibility testing was performed by agar dilution method for 10 antimicrobial agents as recommended by NCCLS. β- lactamase production was determined with nitrocephin disks.Elewen strains were identified as Bacteroides fragilis, 7 strains as B.ovatus, 7strains as B.distasonis, 2 strains as B.thetaitaomicron and one strain was identified as B.vulgatus. β- lactamase production was determined in 97 % of strains. While non of the strains was resistant to metronidazole, the resistance rates of other antibiotics were as follows, 97% for ampicillin, 65 % for tetracycline, 32% for clindamycin, 20 for piperacillin, 7 for chloramphenicol, 3% for cefoksitin, imipenem, amoxicillin/clavulanic acid and ticarcillin/ clavulanic acid. Seven strains (25%) were resistant to 3 or more antibiotic and 16 (57%) strains showed multiple resistances in total when the intermediate susceptible ones were included. According to the β- lactamase production rate and MIC 90 values; metronidazole imipenem, amoxicillin/clavulanic acid and ticarcillin/ clavulanic acid seem to be the drug of choice in infections with Bacteroides fragilis group bacteria. Key words:1-Bacteroides fragilis group bacteria 2- The antimicrobial resistance 9- Proje ile ilgili Yayın / Tebliğlerle ilgili Bilgiler: “Antimicrobial Resistance in Turkısh Isolates of Bacteruides fragilis group” Ulger N, Demiroluk S, Söyletir G, Anaerobe 2000, An International Congress of the Confederation of Anaerobe Societes, Abstract Book, July 10-12, 2000, Manchester, Abstract Book, England, p:132 10- Bilim Dalı: Doçentlik B. Dalı Kodu: Uzmanlık Alanı Kodu: 11- Dağıtım (*): ISIC Kodu: ٱSınırlı 12- Raporun Gizlilik Durumu: ٱGizli ٱSınırsız ٱGizli Değil (*) Projenizin Sonuç Raporunun Ulaştırılmasını istediğiniz kurum ve kuruluşları ayrıca belirtiniz ÖZET Bu çalışmada Marmara Üniversitesi Hastanesinin Bacteroides fragilis grubu bakterilerinin antibiyotik duyarlılıklarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Ocak 1998- Aralık 1999 tarihleri arasında, 16'sı apse, 6'sı derin doku biyopsi, 4’ü kan, 1'i bronkoalveoler lavaj ve 1'i periton sıvısı örneklerinden toplam 28 Bacteroides fragilis grubu bakteri izole edilmiştir. Duyarlılık testi, NCCLS’nin önermiş olduğu agarda dilüsyon yöntemine göre on antibiyotikle yapılmıştır. β-laktamaz üretimi nitrosefin diskleriyle belirlenmiştir. On bir köken Bacteroides fragilis, 7 köken B. ovatus, 7 köken B. distasonis, 2 köken B.thetaiotaomicron ve bir köken B.vulgatus olarak tanımlanmıştır. Kökenlerin %97'sinin β-laktamaz enzimi ürettiği tespit edilmiştir. Hiçbir köken metronidazole direnç göstermezken, diğer antibiyotiklere direnç oranı; ampisiline %97, tetrasikline %65, klindamisine %32, piperasiline %20, Kloramfenikole %7, sefoksitin, imipenem, amoksisilin/ klavulanik asit ve tikarsilin/ klavulanik aside %3 bulunmuştur. Yedi kökenin ( %25) 3 veya daha fazla antibiyotiğe dirençli, orta derecede duyarlı kökenler dahil edildiğinde 16 kökenin (%57) çoklu direnç gösterdiği saptanmıştır. β-laktamaz üretim oranı ve MIC 90 değerleri gözönüne alındığında, Bacteroides fragilis grubu bakterilere bağlı infeksiyonlarda metronidazole, imipenem, amoksisilin/ klavulanik asit ve tikarsilin/ klavulanik asidin uygun seçenekler olduğu görülmektedir. Anahtar sözcükler: 1-Bacteroides fragilis grubu bakteriler, 2- Antibiyotik direnci 1 SUMMARY Purpose of the study is to determine the antimicrobial susceptibility of Bacteroides fragilis group bacteria at Marmara University Hospital. From January 1998 to December 1999 a total of 28 Bacteroides fragilis group bacteria, 16 strains from abscess material, 6 strains from tissue biopsy, 4 strains from blood, one from bronchoalveolar lavage and one from peritoneal fluid were isolated. Susceptibility testing was performed by agar dilution method for 10 antimicrobial agents as recommended by NCCLS. β- lactamase production was determined with nitrocephin disks. Elewen strains were identified as Bacteroides fragilis, 7 strains as B.ovatus, 7strains as B.distasonis, 2 strains as B.thetaitaomicron and one strain was identified as B.vulgatus. β- lactamase production was determined in 97 % of strains While non of the strains was resistant to metronidazole, the resistance rates of other antibiotics were as follows, 97% for ampicillin, 65 % for tetracycline, 32% for clindamycin, 20 for piperacillin, 7 for chloramphenicol, 3% for cefoksitin, imipenem, amoxicillin/clavulanic acid and ticarcillin/ clavulanic acid. Seven strains (25%) were resistant to 3 or more antibiotic and 16 (57%) strains showed multiple resistances in total when the intermediate susceptible ones were included. According to the β- lactamase production rate and MIC 90 values; metronidazole imipenem, amoxicillin/clavulanic acid and ticarcillin/ clavulanic acid seem to be the drug of choice in infections with Bacteroides fragilis group bacteria. Key words:1-Bacteroides fragilis group bacteria 2- The antimicrobial resistance 2 GİRİŞ Anaerop bakteriler, ciddi hatta fatal seyirli infeksiyonlara neden olabilen mikroorganizmalardır. Etkenlerin çoğu, kişinin kendi mikroflorasından kaynaklanmakta ve genelde antibiyotik tedavisine yanıt vermektedir. Ancak son zamanlarda bazı türlerin, tedaviye artan oranda direnç gösterdikleri tespit edilmiştir. Direnç artışı en çok Bacteroides fragilis grubu bakterilerde gözlenmektedir. Bacteroides fragilis grubu bakteriler barsak son kısım normal florasının önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Bu bakteri grubundan Bacteroides fragilis en fazla izole edilen patojen olup, bunu B.thetaiotaomicron, B.distasonis, B.ovatus, B.uniformis, ve B.vulgatus izlemektedir. Bacteroides fragilis grubu bakterilerin aminoglikozidlere intrensek dirençli oldukları, kolistin, nalidiksik asit, vankomisin gibi antibiyotiklere de direnç gösterdikleri bilinmektedir. Bacteroideslerin çoğu, beta laktam antibiyotikleri yıkabilen beta laktamaz enzimi üretebilmektedir. Genelde kloramfenikol, rifampisin, metronidazol, klindamisin, eritromisin, gibi antibiyotiklere hassas olmakla birlikte son yıllarda tedavide kullanılan klindamisin, eritromisin ve kloramfenikole karşı plazmide bağlı direnç geliştiği saptanmıştır. Bu çalışmada Marmara Üniversitesi Hastanesi Mikrobiyoloji laboratuvarında, infeksiyon etkeni olarak izole edilen Bacteroides fragilis grubu bakterilerinin antibiyotik duyarlılıklarını belirlenmek ve elde edilen veriler doğrultusunda ampirik tedavide klinisyene yardımcı olmak amaçlanmıştır. 3 GENEL BİLGİLER Anaerop bakteriler insan ve hayvan patojenleri arasında önemli yere sahip olan mikroorganizmalardır. Anaeropların antibiyotiklere dirençleri hakkında bilinenler, diğer fakültatif anaerop ve aeroplara göre son derece sınırlıdır. Ancak, anaerop bakterilerde direnç gelişimi de son yıllarda önemli boyutlara ulaşmıştır. Günümüze kadar antibiyotik tedavisine iyi yanıt veren anaerop bakterilerin farklı antibiyotiklere artan oranda direnç geliştirdikleri görülmüştür. Direnç oranı coğrafik bölgelere göre farklılık gösterdiği gibi aynı bölgede faklı merkezlerde de değişiklikler sergilemektedir. Direncin Bacteroides türleri, özellikle Bacteriodes fragilis grubu bakterileri arasında fazla görüldüğü bildirilmektedir. İnfeksiyon etkeni olarak anerop bakterilerden Bacteriodes fragilis grubu bakterilerin izole edilmesi konunun önemini daha da arttırmaktadır (4,8). Bacteroides fragilis grubu bakteriler, hareketsiz ve sporsuz olup küçük gram negatıf basil yada kokobasil görünümüne sahiptirler. Barsak son kısım normal florasında yer alan bu bakteriler, travma, anaerob bakterilerin çoğunlukta olduğu dokulara yapılan girişimler, anaerob bakterilere etkisiz antimikrobik tedavi uygulaması gibi nedenlerle infeksiyon gelişimine yol açmaktadırlar. Bacteroides fragilis grubu bakteriler yalnız başlarına veya başka bakterilerle birlikte infeksiyon etkeni olabilmektedir. Bu grupta yer alan Bakteroides fragilis, infeksiyon etkeni olarak en fazla izole edilmektedir. Bakterinin, polisakkarit yapıda kapsüle sahip olmasının, konakda doku yıkımına neden olan bir takım enzimleri üretebilmesinin infeksiyon gelişiminde kolaylık sağladığı düşünülmektedir. Ayrıca antimikrobiklere direnç gelişimiyle bu bakteriye bağlı morbidite ve mortalite oranını yükseldiği görülmüştür (3,10). 4 Bacteroides türlerinin penisilin, ampisilin, amoksisilin, tetrasiklin ve eritromisine dirençleri 1970’ li yılların sonunda tüm dünyada enyüksek düzeye ulaşmıştır. Klindamisin ve sefalosporinlere direnç artışı ise 1985’li yıllarda Japonya, Kanada, Brezilya, İspanya ve Fransa’da bildirilmiştir (4,8,9). İmipenem direnci ilk kez 1986’da Amerika Birleşik devletlerinde gösterilmiştir. Ancak bu antibiyotiğe direncin Avrupa ve özellikle Japonya’da gittikçe artış gösterdiği bildirilmektedir. Bacteroideslere bağlı infeksiyonların genelde β-laktam ve β-laktamaz inhibitörlü kombinasyonlara iyi yanıt verdikleri bilinmektedir ancak Japonya’da bu antibiyotiklere %13-23’ler varan oranda direnç geliştiği bildirilmiştir (7) . Kloramfenikol ve metronidazol’e direnç nadiren görülmektedir (4,8). Antimikrobiklere direnç gelişme mekanizmaları: β-laktam antibiyotiklere direnç; Penisilin, sefalosporinler, monobaktamlar ve karbapenamlardan oluşan β-laktam antibiyotikler, bakteri hücre duvar sentezinin son aşamasında her iki peptidoglikan zincirini biribirine bağlayan transpeptidasyon işlevini bozarak etkilerini gösterirler. Hücre duvar oluşumunda etkili olan penisilin bağlayan proteinlerin (PBP) bir veya birkaçına bağlanarak duvar yapımını engellerler. PBP’ler sayı, büyüklük ve β-laktam antibiyotiklere bağlanma özelliklerine göre farklılık gösterirler (7). β-laktam antibiyotiklere direnç; 1-Penisilin bağlayan proteinlerde değişiklik. Bakterilerde kromozomlarda mutaston sonucu yeni PBP’ler oluşur, β-laktam antibiyotikler bu PBP’lere tutunamaz ve antibiyotikler hedefine ulaşamazlar. 2-Geçirgenliğinin azalması. Kromozomlarda gelişen mutasyon sonucu dış membran proteinlerinde değişiklik oluşur ve β-laktam antibiyotikler hücre içine giremez ve PBP’lere ulaşamaz. 5 3- β-laktamazlar tarafından antibiyotiklerin inaktive edilmesi. Japonya, A.B.D ve Avrupa ülkelerinde, %75-100’lere varan oranda Bacteroides fragilis grubu bakterilerin βlaktamaz ürettikleri bildirilmiştir. β-laktamazlar, β-laktam halkasının amid bağını hidrolize ederek β-laktamlı antibiyotikleri inaktive ederler. Kromozomal ve plazmit kontrolündeki βlaktamazlar şeklinde iki grupta toplanırlar. Substratlara özgüllükleri ve β-laktamaz inhibitörlerine duyarlılıklarına göre β-laktamazların fenotipik özellikler Bush ve arkadaşları tarafından 1, 2a, 2b, 2be, 2br, 2c, 2d, 2e, 2f, 3, 4 şeklinde sınıflandırılmıştır. Amino asit sıralaması gözönüne alınarak Ambler tarafından A, B, C, D gruplarına ayrılmıştır (2). Bacteroides fragilis grubu bakterilerin 1(Ambler’e göre C), 2d(D), 2e(A), 3(B), 4(Belirlenmemiş) sınıfı β-laktamaz ürettikleri belirlenmiştir. 1(C) sınıfı β-laktamazların kromozom kontrolünde üretildikleri, periplazmik alanda yer aldıkları, substrat olarak sefalosporinleri kullandıkları ve indüklenebilir özellik gösterdikleri saptanmıştır. 2d(D) sınıfı β-laktamazların penisilin ve klaksosilini parçaladıkları, periplazmik alanda bulundukları ve indüklenmedikleri tespit edilmiştir. 2e(A) sınıfı β-laktamazları kodlayan genlerin plazmitlerle geçiş gösterdikleri, geniş spektrum gösterdikleri, sefalosporinleri yıktıkları, zar lipoproteinlerinde yer aldıkları saptanmıştır. 3(B) ) sınıfı β-laktamazların kromozomal geçiş gösterdikleri, bir metallo-enzim olan imipenamazların karbapenamlar dahil pekçok β-laktam antibiyotiği parçaladıkları bildirilmiştir. 4. sınıf β-laktamazların penisilini substrat olarak kullandıkları anlaşılmıştır (2,4,7,8). Makrolid-linkozamid-streptogramin (MLS) direnci; Anaerop bakterilerin etken olduğu infeksiyonlarda MLS üçlüsü içinde en fazla klindamisin kullanılmaktadır. Klindamisin, bakteri ribozomunun 50s alt birimine bağlanarak protein sentezini inhibe eder. 23 Sr RNA da metilasyon sonucu klindamisin hedef bölgeye bağlanamaz ve ilaç etkisiz kalır. Metilasyonu sağlayan, bakteri tarafından salınan N.metil transferaz (metilaz) enzimini erm adı verilen genler kodlar. Bacteroides fragilis’te erm F, erm FS, erm FU genleri tanımlanmıştır. Antibiyotik hedefinde değişimle oluşan klindamisin direnci kromozom, plazmid veya transpozonların kontrolünde gerçekleşmektedir. Klindamisin direnci Bacteroides fragilis’te %5-20, diğer bacteroideslerde yaklaşık %5 bulunmuştur (9). 6 Tetrasiklin direnci; Dünya genelinde bacteroideslerde tetrasiklin direnci %80-90 oranında bildirilmiştir, son 40 yıldır tetrasiklin bacteroideslere bağlı infeksiyonların tedavisinde kullanılmamaktadır. Direnç tetrasiklinin hedef bölgesi ribozomlardaki değişime bağlı gelişmektedir (9). Nitroimidazol (metronidazol ) direnci Metronidazol, 5’nitroimidazol türevi içinde en fazla kullanılan antibiyotiktir. Metronidazol’un nitro grubu indirgendiğinde aktif bakteriyostatik etki gösterir ve aktif şekil anaerop ortamlarda stabil kalır, oksijen varlığında indirgenmiş yapı hızla eski halini alır. Anaerop koşullarda indirgenerek oluşan hidroksilamin yapı bakteri DNA’sına bağlanarak, baz dizilerini , dolayısıyla çift sarmal yapıyı bozar, DNA replikasyonunu ve transkripsiyonunu engeller. Metronidazol’e direnç, nitroredüktaz enzim aktivitesinde azalma, hücre içine antibiyotiğin ğirişinde azalmayla gerçekleşiyor olabilir. Nim A, nim B genlerinin orta düzeyden, yüksek düzeye kadar metronidazol direncine yol açtığı saptanmıştır. Genler hem kromozomlar üzerinde hem de plazmit üzerinde bulunabilmektedir (4,8). Kloramfenikol direnci; Kloramfenikol bakteri ribozomlarının 50s alt birimine bağlanarak protein sentezini durdurur ve antimikrobik etki gösterir. Yayınlanan bildirilerde pek fazla kloramfenikole direnç görülmemektedir. Bacteroideslerde, nitroredüktaz ve asetil transferaz enzimlerinin yapımlarını kodlayan iki direnç geni tanımlanmiştır. Bu enzimlerin etkisiyle kloramfenikolün yapısında değişiklikler oluşmakta ve ribozom bağlanamamakta ve etkisini gösterememektedir (4,8). Aminogikozit direnci; Anaerop bakteriler aminoglikozitlere doğal (intrensek) direnç gösterirler. Direnç antibiyotiğin hedef bölgeye ulaşamamasından kaynaklanmaktadır. Zorunlu anaerop bakterilerde, aminoglikozitlerin hücre içine taşınmasını sağlayan elektron transport zinciri bulunmadığından antibiyotik bakteri içine giremez (3). 7 Kinolon direnci; Kinolonların anaerop bakterilerde pek etkili olmadığı ancak son yıllarda yeni elde edilen ürünlerin iyi sonuç verdiği bildirilmektedir. Direncin, hücre geçirgenliğinin azalmasına bağlı antibiyotiğin bakteri içine girememesine bağlanmaktadır (4,8). Anaerop bakterilerin üretiminde yaşanan güçlükler, rutinde kullanılabilecek ucuz ve pratik standart duyarlılık testlerinin bulunmaması nedeniyle bu bakterilerle oluşan infeksiyonlarda genellikle ampirik tedavi tercih edilmektedir. Rutinde anaerop bakterilerin duyarlılık testlerinin yapılıp yapılmaması tartışma konusudur. Ancak bazı durumlarda testlerin yapılması gerektiği düşünülmektedir. Özel durumlar; -Bacteroides fragilis grubu, diğer Bacteroides türleri, Clostridium perfringens, Clostridium ramosum, Clostridium septicum, Bilophila wadsworthia gibi bakteriler izole edildiğinde -Rutinde kullanılan ampirik tedaviye karşın tedavinin başarısız olduğu durumlarda -Yeni antimikrobik maddelere belli zamanlarda direnç gelişiminin izlenmesi -Klasik tedavi dışında farklı bir antimikrobik madde kullanıldığında. -Anaerop bakterilerin tek başına etken olduğu beyin apsesi, endokardit, osteomyelit gibi olgularda Duyarlılık testlerinde, anaerop bakterilere etkili olabilecek antimikrobiklerin kullanılması önerilmektedir. Önerilen antimikrobikler içinde sefoksitin, piperasilin, karbepenemler, β-laktamaz inhibitörlü, β-laktamlar, klindamisin, kloramfenikol, nitroimidazol türevleri yer almaktadır (6). Duyarlılık testlerinde NCCLS, agar dilüsyon, buyyonda makrodilüsyon, buyyonda mikrodilüsyon yöntemlerini önermektedir. Hızlı üreyen anaerop bakterilerin duyarlılığında E testlerin kullanılması FDA tarafından kabul görmüştür (1,6). 8 GEREÇ VE YÖNTEMLER Örneklerin belirlenmesi: Mikrobiyoloji laboratuvarına gönderilen, apse, derin doku biyopsisi, beyin omirilik, plevra, perikard, bronkoalveolar lavaj ve eklem sıvısı gibi normalde steril vücut bölge örneklerine aerop ve anaerop kültür yöntemleri birlikte uygulanmıştır. Örneklerin değerlendirilmesi: a- Örneklerin makroskobik ve mikroskobik yönden incelenmesi; Klinik örneklerin görünümleri ve pis koku varlığı kaydedilmiş, mikroskobik incelemeleri için sürüntüler hazırlanarak Gram yöntemiyle boyanmıştır. Boyalı preparatlar, hücre tipleri ve mikroorganizma morfolojileri yönünden incelenmiş ve görülen mikroorganizma ile üretilen mikroorganizma arasındaki uyumluluk araştırılmıştır. b- Örneklerin aerop ortam kültürü yönünden incelenmesi; Klinik örnekler, %5 koyun kanı bulunduran agar, çikolata agar (mumlu kavanoza konarak) ve Mac Conkey besi yerlerine azaltma yöntemiyle ekilerek 24 saatlik inkübasyonda tutulmuştur. Üremiş olan etken mikroorganizmalar değerlendirilmeye alınmış, tür düzeyinde tanımlanmaları ve antibiyotik duyarlılık testleri yapılmıştır. 9 c- Örneklerin anaerop ortam kültürü yönünden incelenmesi; Anaerop koşullara uyularak gönderilen uygun örnekler, petrilere dökülmüş,10.μg/ml K1 vitamini,5μg/ml hemin,%05 maya özeti ve % 5’lik koyun kanı içeren taze hazırlanmış Schaedler agara azaltma yöntemiyle ekilmiştir, Aynı şekilde önceden 10 dakika kaynatıldıktan sonra soğutulmuş olan anaerob sıvıbesiyerine de ekim yapılmıştır. Petriler anaerogen ile anaerop ortam yaratılmış kavanozlarda 37°C’de inkübe edilmiş, iki günün ardından elde edilen kültürden her bir koloni tipi değerlendirmeye alınmış, aerotolerans yönünden araştırılmıştır. Sadece anaerob ortamda üreyen, Gram (-) çomaklar; %20 safralı agarda üremeleri, vankomisin, kolistin, kanamisin disklerine dirençli olmaları, indol, katalaz, DNaz oluşturmaları, jelatini, eskülini ve nişastayı hidrolize etmeleri, glikoz, arabinoz, sellobiyoz, ramnoz, salisin, trehaloz gibi karbohidratlardan asit oluşturma özellikleri incelenerek Bacteroides fragilis grubu kapsamına giren bakteriler değerlendirmeye alınmıştır (5). d- Tanımlanan bakterilerin antibiyotik duyarlılıklarının saptanması: Bacteroides fragilis grubu bakteriler, NCLLS'in tanımladığı şekilde %5 koyun kanı içeren brucella agar kullanılarak agar dilüsyon yöntemiyle klindamisin, tetrasiklin, kloramfenikol, metronidazol, imipenem, sefoksitin, piperasilin, ampisilin, amoksisilinklavulanik asit ve tikarsilin klavulanik asite karşı duyarlılıkları araştırılmış, üremenin olmadığı en düşük konsantrasyon minimal inhibitör konsantrasyon olarak değerlendirilmiştir. Herbir dilüsyondan iki farklı petriye ekilerek, birisi anaerop diğeri aerop ortamda (kontaminasyon varlığını tespit etmek amacıyla) inkübe edilmiştir. Duyarlılık deneylerinde, genç kültürlerden Mac Farland 0.5 tüp bulanıklığına göre ayarlanmış bakteriler kullanılmıştır(6). Bakterilerin β-laktamaz enzimi oluşturup oluşturmadıklarını tespit etmek amacıyla nitrosefin diskleri kullanılmıştır. Saf su ile nemlendirilmiş diske bakteri kolonisinden sürüldüğü zaman kırmızı rengin oluşması β-laktamaz enzim varlığını göstermiştir (6). 10 BULGULAR Ocak 1998- Aralık 1999 tarihleri arasında, 16'sı apse, 6'sı derin doku, 4’ü kan, 1'i BAL ve 1'i periton sıvısından toplam 28 Bacteroides fragilis grubu bakteri izole edilmiştir. Kökenlerin 11’i Bacteroides fragilis, 7’si B. ovatus, 7’si B. distasonis, 2'si B.thetaiotaomicron, 1'i B.vulgatus olarak tanımlanmıştır. Kökenlerin %97'sinin β-laktamaz enzimi ürettiği tespit edilmiştir. Hiçbir köken metronidazole direnç göstermezken, diğer antibiyotiklere direnç oranı; ampisiline %97, tetrasikline %65, klindamisine %32, piperasiline %20, kloramfenikole %7, sefoksitin, imipenem, amoksisilin/ klavulanik asit ve tikarsilin/ klavulanik aside %3 bulunmuştur. (Antibiyotiklerin MIC değerleri tablo 1’ de verilmiştir.) Tablo1: Bacteroides fragilis grubu bakterilerin in vitro antibiyotik duyarlılık sonuçları (n:28) Dağılım aralığı(mg/L) MIC50 (mg/L) MIC90 (mg/l) Ampisilin 0.5->256 32 >256 Amok/klav. 0.125-32 1 8 İmipenem 0.125-16 0.25 1 Piperasilin 2->256 16 >256 Sefoksitin 4-64 16 32 Tetrasiklin 1-64 16 64 Klindami. 0.125->256 0.25 >256 Kloramfen. 4-256 8 128 Metronida. 1-4 1 4 Tikarsil/klav. 1-256 4 16 Antibiyotikler 11 Yedi kökenin ( %25) 3 veya daha fazla antibiyotiğe dirençli, orta derecede duyarlı kökenler dahil edildiğinde 16 kökenin (%57) çoklu direnç gösterdiği saptanmıştır. (Çoklu dirençli kökenlerin sayısı tablo 2’de gösterilmiştir.) Tablo2: Türlere göre çoklu direnç dağılımı Toplam Çoklu dirençli kökenler (orta dirençliler dahil) B.fragilis B.distasonis *Diğerleri 11 3 (5) 7 4 (5) 10 0 (6) * B. ovatus, B.thetaiotaomicron, B.vulgatus 12 TARTIŞMA/ SONUÇ Bu çalışmada, β-laktam antibiyotiklere direnç oranı Avrupa Ülkeleri, A.B.D ve Japonya ile benzerlik göstermiştir. Ancak bu ülkelere göre klindamisin ve kloramfenikol'e direnç oranı yüksek bulunmuştur (tablo3). Ülkemizde yapılan ve kayıtlara geçmiş çalışmalar fazla olmamakla beraber İstanbul’da farklı üniversite hastanelerinden elde edilen veriler farklılık göstermektedir. Yorum yapabilmek için çok az sayıda olan bu çalışmalardaki farklılık, farklı antibiyotik kullanım politikasına bağlı olabilir (tablo 4). Tablo 3: Diğer ülkelerde ve hastanemizde antibiyotiklere direnç oranları; ABD AVR JAPON ARJA M.Ü % % % % % β-laktamaz 98 76 96.8 - 97 Amok/kl 10 1 11.5 0 3 (6)* İmipen. 21 0.3 2 0 3 Piperasi 12.4 17 16.2 - 20 (25)* Sefoksit. 11 3 2.9 22 3 (50)* Tetrasi. 90 - - - 65(85)* Klinda. 20 9 26.5 5 32 Kloram. 0 0.007 - 0 7 Metron. 2 0 0 0 0 (..)*orta dirençliler dahil 13 Tablo 4: İstanbul’da, diğer üniversite hastanelerinde ve hastanemizde antibiyotiklere direnç oranı Antibiyo İ.Ü. CerrahpaşaTıpF. İ.Ü. İstanbul M.Ü TıpF. Hastane. tikler Ampisili. *90 - 97 Amok/kl. 0 - 3 İmipen. 0 - 3 Piperasi. 89 - 20 Sefoksit. 81 18 3 Tetrasi. 43 - 65 Klinda. 3.6 11 32 Kloram. 0 - 7 Metron. 4.3 - 0 *Penisiline direnç oranı Yoğun bakım biriminde tedavi gören bir hastanın, çift kateterli bronşiyal brush ile alınan bronkoalveoler lavaj sıvısından üretilen Bacteroides fragilis kökeni, imipenem ve diğer β-laktam antibiyotiklere dirençli bulunmuştur. Son dönemlerde imipenem’e dirençli Bacteroides fragilis’lerin varlığına dikkat çekilmektedir. CfiA veya ccrA geni taşıyan kökenlerde metallo-β-laktamaz enziminin üretildiği, bu kökenlerin imipenem’in yanı sıra diğer β-laktam antibiyotiklere de direnç gösterdiği saptanmıştır. Özellikle Japonya’da böyle kökenlerin varlığının tehlike arz ettiği ve yaklaşık %1 oranında imipenem’e direncin olduğu bildirilmektedir. Elimizdeki imipenem ve diğer β-laktam antibiyotiklere dirençli Bacteroides fragilis’in CfiA veya ccrA genlerini taşıyıp taşımadığının belirlenmesi gerektiğini düşünüyoruz; bu tehlikeye karşı uyanık olmamız gerekliliğine inanıyoruz (7). 14 Kökenlerin %25'inin 3 veya daha fazla antibiyotiğe dirençli olduğu tespit edilmiştir. Orta derecede dirençli kökenler dirençli olarak kabul edildiğinde çoklu direnç oranı %57'e ulaşmaktadır. Çoklu direnç oranının Bacteroides distasonis türlerinde daha yüksek olduğu ve diğer ülkelerin değerleriyle benzerlik gösterdiği saptanmıştır. Sefoksitin’e direnç %3 elde edilmiş orta derecede dirençli kökenler değerlendirmeye alındığında direnç oranı %50’e çıkmıştır (tablo2). Sefoksitine bağlı direncin antibiyotikle indüklenebilir özelliğe sahip olduğu bilinmektedir (11). Hastanemiz cerrahi servisinde batın ameliyatı geçiren hastalara proflaktik amaçlı sefoksitin verilmektedir. Bu bilgileri akılda tutup kökenlerin sefoksitine duyarlılık durumunu yakından takip etmemiz gerektiğine inanıyoruz. Bakterilerin tümü metronidazole hassas bulunmuştur. Köken sayısı az olmakla beraber bu verilerle, hastanemizdeki Bacteroides fragilis grubu bakterilerin antibiyotiklere direnç durumlarıyla ilgili ip uçlarını bulmak mümkündür. Anaerob infeksiyonların yaygın olarak görülmesi, mortalite ve morbitide oranlarının yüksek seyretmesi, klinik ip uçlarının çok özel olmaması, tedavinin etken bakterinin türüne göre değişiyor olması, etkenin tanımlanmasını ve antibiyotik direncinin bilinmesini gerekli kılmaktadır. Son yıllarda anaerop bakterilere bağlı infeksiyonların antibiyotiklere artan oranda direnç gösterdikleri, direnç artışının en fazla infeksiyon etkeni olan Bacteroides fragilis grubu bakteriler arasında yer aldığı bildirilmektedir. Diğer yandan anaerob bakterilerin izolasyonu; özel koşulları, titiz ve sabırlı çalışmayı gerektirdiğinden sınırlı merkezlerde çalışmalar sürdürülebilmektedir. Bir klinisyen için ülkemizde veya daha dar alanda hastanemizde izole edilen mikroorganizmaların antibiyotiklere direnç durumunu bilmek büyük önem taşımaktadır. Laboratuvarımızda üretilen Bacteroides fragilis grubu bakterilerin antibiyotiklere direnç durumlarını araştırma çalışmaları sürmektedir. Bu çalışmada elde edilen veriler doğrultusunda, β-laktamaz üretim oranı ve MIC 90 değerleri gözönüne alındığında, Bacteroides fragilis grubu bakterilere bağlı infeksiyonlarda metronidazole, imipenem, amoksisilin/ klavulanik asit ve tikarsilin/ klavulanik asidin uygun seçenekler olduğu görülmektedir. 15 KAYNAKLAR 1- Bolmström A, Susceptibility Testing of Anaerobes with E test, Clin Infect Dis, 16(Suppl 4 ), S367-9,1993. 2- Bush K., Jacoby G. A., Medeiros A. A., A Functional Classification Scheme for βLactamases and Its Correlation with Molecular Structure, Antimicrob. Agents Chemother.,Vol.39, No.6; p:1211-1233, 1995. 3- Finegold S.M., Anaerobic Bacteria: General concepts, Principles and Practice of Infectious Diseases, 4th ed: Mandel G.L., Bennet J.E, Dolin R., Churchill Livinstone, New York, ((1995), p:2156. 4- Garcia-Rodriguez J.A., Garcia-Sanchez J.E., Munoz- Bellido J.L.,Antimicrobial Resistance in Anaerobic Bacteria: Current Situation, Anaerobe1,p:69-80, 1995. 5- Koneman E. W., Allen S.P.,Janda W.M., Schreckenberger P.C.,Winn W.c., Color Atlas and Textbook of Diagnostic Microbiology 5th Ed, J B Lippincott, Philadelphia(1997). 6- National Committee for Clinical Laboratory Standarts: Methods for antimicrobial Susceptibility Testing of Anaerobic Bacteria, 4th ED, Approved StandartM11-A3, Vol, 13, No .26, Villanova (1997). 7- Nord C.E., Hedberg M, Resistance to β-Lactam Antibiotics in Anaerobic Bacteria, Reviews Of İnfectious Diseas, 12( Suppll 2), S231-4,1990. 8- Ramussen B.A., Bush K., Tally F.P, Antimicrobial Resistance in Anaerobes, Clin Infect Dis, 24 (Suppl 1 ), S110-20,1997. 9- Roberts M.C., Distribution of tetracycline and Macrolide-Lincosamide- Streptogramin B Resistance Genes in Anaerobic Bacteria, Clin Infect Dis, 20(Suppl 1 ), S367-9,1995. 10- Shah H.N., Gharbia S.E, Duerden BI, Bacteroides, Prevotella and Porphyromonas, In Topley’s and Sisley’s. Microbiology and Microbial Infection, New York (1998), p: 1305-29. 11- Stark C., Edlund C., Hedberg M, Nord C.E., Induction of β- Lactamase in the Anaerobic Microflora by Cefoksitin. Clin Infect Dis, 20(Suppl 1 ), S350-1,1995. 16