ALÇAK GERİLİM DAĞITIM SİSTEMLERİNDE GÜÇ KALİTESİ Osman

advertisement
ALÇAK GERİLİM DAĞITIM SİSTEMLERİNDE
GÜÇ KALİTESİ
Osman UZAN
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ELEKTRİK ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİ
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
TEMMUZ 2013
ANKARA
ALÇAK GERİLİM DAĞITIM SİSTEMLERİNDE
GÜÇ KALİTESİ
Osman UZAN
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ELEKTRİK ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİ
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
TEMMUZ 2013
ANKARA
Osman
UZAN
tarafından
hazırlanan
“ALÇAK
GERİLİM
DAĞITIM
SİSTEMLERİNDE GÜÇ KALİTESİ” adlı bu tezin Yüksek Lisans tezi olarak uygun
olduğunu onaylarım.
Prof. Dr. M. Sezai DİNÇER
.........................................
Tez Danışmanı, Elektrik Elektronik Müh. Anabilim Dalı
Bu çalışma, jürimiz tarafından oy birliği ile Elektrik Elektronik Mühendisliği
Anabilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.
Doç. Dr. Timur AYDEMİR
.........................................
Elektrik Elektronik Müh. Anabilim Dalı, G.Ü.
Prof. Dr. M. Sezai DİNÇER
.........................................
Elektrik Elektronik Müh. Anabilim Dalı, G.Ü.
Doç. Dr. Hasan Şakir BİLGE
.........................................
Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı, G.Ü.
Tez Savunma Tarihi: 18/07/2013
Bu tez ile G.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulu Yüksek Lisans derecesini
onamıştır.
Prof.Dr. Şeref SAĞIROĞLU
Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü
.........................................
TEZ BİLDİRİMİ
Tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde
edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu
çalışmada bana ait olmayan her türlü kaynağa eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.
Osman UZAN
iv
ALÇAK GERİLİM DAĞITIM SİSTEMLERİNDE GÜÇ KALİTESİ
(Yüksek Lisans Tezi)
Osman UZAN
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
Temmuz 2013
ÖZET
Son yıllarda, Güç kalitesi problemlerinin endüstride ve meskenlerde
oluşturduğu önemli maddi ve iş gücü kayıpları sonucunda, hem elektrik dağıtım
şirketlerinin hem de elektrik abonelerinin güç kalitesine ilgisi gittikçe
artmaktadır. Frekans konvertörleri, güç kaynakları, DA/AA dönüştürücüler,
elektronik balastlar gibi güç elektroniği uygulamaları ve ark fırınları gibi
sinüssel olmayan yüklerin kullanımının artması, düşük güç faktörüne, gerilimde
çentiklere ve harmoniklere neden olmaktadır. Ayrıca şebeke kaynaklı kesintiler
ile gerilim yükselmesi veya düşmesi olayları da tüketiciler açısından önemli
diğer güç kalitesi problemleridir. Bu nedenle hem elektrik dağıtım şirketleri
hem de kullanıcılar açısından, güç kalitesi problemlerinin maliyet etkin çözümü
çok önemli bir konu haline gelmiştir.
Bu tezde, alçak gerilim dağıtım sistemlerinde, güç kalitesi problemleri ve çözüm
yöntemleri, çözüm yöntemlerinin maliyeti, güç kalitesi ile ilgili standart ve
yönetmelikler, güç sisteminde oluşan harmonikler ve çözüm yöntemleri ayrıntılı
olarak açıklanmıştır. Ayrıca örnek uygulama olarak, bir alçak gerilim dağıtım
sisteminde harmonik ölçümü yapılmış ve elde edilen ölçüm sonuçlarının
değerlendirmesi yapılmıştır. Son olarak, dağıtım sisteminde tespit edilen
harmoniklerin azaltılması amacıyla, sisteme sabit ayarlı filtre ile C tipi yüksek
geçiren filtre uygulanması yönteminin simülasyonu, Matlab R2010b, Simulink
programı kullanılarak yapılmıştır.
v
Bilim Kodu
: 905.1.150
Anahtar Kelimeler : Güç kalitesi, gerilim kalitesi, harmonikler
Sayfa Adedi
: 175
Tez Yöneticisi
: Prof. Dr. M. Sezai DİNÇER
vi
POWER QUALITY IN LOW VOLTAGE DISTRIBUTION SYSTEMS
(M.Sc. Thesis)
Osman UZAN
GAZİ UNIVERSITY
GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES
July 2013
ABSTRACT
In last years, as a result of significant financial and manpower loss in dwelling
and industry caused by power quality problems, both electric utilities and end
users of electric power are becoming increasingly concerned about the quality of
electric power. Power electronic applications such as frequency converters,
power supplies, DC/AC inverters, electronic ballasts etc. and arc furnaces which
are nonsinusoidal loads increasing to use may cause poor power factors voltage
notch or bring forth harmonics. Besides, interruptions in distribution system
and voltage swell or sag are the important other problems of power quality.
Therefore, cost efficient solutions for solving these power quality problems have
become crucial matter for both utilities and users.
In this thesis, it is explained in detail that power quality problems and solutions
methods, solution costs, standard and regulations about power quality,
harmonics and reducing harmonic methods in low voltage systems. As a kind of
sample application it is measured harmonics in a low voltage distribution
system and evaluated measurement results. Finally, reducing harmonics that
are determined in the distribution system is done with this method which is
simulated that supplemented tuned filter and C type high band pass filter using
Matlab R2010b, Simulink software.
vii
Science Code
: 905.1.150
Key Words
: Power quality, voltage quality, harmonics
Page Number
: 175
Adviser
: Prof. Dr. M. Sezai DİNÇER
viii
TEŞEKKÜR
Bu tez çalışmasının hazırlanmasında yardım ve katkılarını esirgemeyen, değerli
danışman hocam Prof. Dr. Sezai DİNÇER’e, tez çalışmamda ve diğer alanlarda
bilgilerini esirgemeyen, Gazi Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği
Bölümündeki hocalarıma ve mesai arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunarım.
Çalışmalarım sırasında sürekli destek olan ve anlayış gösteren sevgili eşim Gülderen
UZAN’a, varlığı ile çalışma azmimi artıran oğlum Egemen UZAN’a ve hayatım
boyunca maddi ve manevi karşılıksız desteklerini esirgemeyen anneme, babama ve
kardeşlerime teşekkürü borç bilirim.
ix
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ÖZET .......................................................................................................................... iv
ABSRACT ................................................................................................................... v
TEŞEKKÜR ................................................................................................................ vi
İÇİNDEKİLER .......................................................................................................... vii
ÇİZELGELERİN LİSTESİ ........................................................................................ vii
ŞEKİLLERİN LİSTESİ .............................................................................................. vi
RESİMLERİN LİSTESİ ............................................................................................. vi
SİMGELER VE KISALTMALAR ............................................................................. xi
1. GİRİŞ....................................................................................................................... 1
2. ELEKTRİK SİSTEMLERİNDE GÜÇ KALİTESİNİN GEREKLİLİĞİ ............... 4
2.1. Güç Kalitesi Nedir ............................................................................................ 4
2.2. Güç Kalitesinin Gerekliliği .............................................................................. 5
2.3. Güç Kalitesi Sorunlarının Maliyeti .................................................................. 8
2.4. Güç Kalitesi Problemlerinin Sınıflandırılması ............................................... 10
3. GÜÇ KALİTESİ PROBLEMLERİ ....................................................................... 13
3.1. Geçici Olaylar ................................................................................................ 13
3.1.1. Darbe biçimindeki geçici olay ............................................................ 13
3.1.2. Salınım biçimindeki geçici olay ......................................................... 14
3.2. Kısa Süreli Gerilim Değişimleri ..................................................................... 15
3.2.1. Gerilim çökmesi ................................................................................. 15
3.2.2. Gerilim yükselmesi ............................................................................. 16
3.2.3. Kesinti................................................................................................. 18
x
Sayfa
3.3. Uzun Süreli Gerilim Değişimleri ................................................................... 18
3.3.1. Düşük gerilim ..................................................................................... 19
3.3.2. Aşırı gerilim........................................................................................ 19
3.3.3. Kalıcı gerilim kesintileri ..................................................................... 20
3.4. Gerilim Dengesizliği ...................................................................................... 20
3.5. Dalga Şeklindeki Bozulmalar......................................................................... 21
3.5.1. DA Bileşeni ........................................................................................ 21
3.5.2. Harmonikler ........................................................................................ 21
3.5.3. Ara harmonikler.................................................................................. 21
3.5.4. Çentik ................................................................................................. 22
3.5.5. Gürültü................................................................................................ 24
3.6. Gerilim Dalgalanması .................................................................................... 24
3.7. Frekans Değişimleri ....................................................................................... 26
3.8. CBEMA ve ITIC Eğrileri ............................................................................... 26
4. GÜÇ KALİTESİ PROBLEMLERİNE YÖNELİK ALINABİLECEK
ÖNLEMLER ......................................................................................................... 29
4.1. Güç Kalitesi Çözüm Yöntemlerine Genel Bakış............................................ 29
4.2. Güç Kalitesi Problemlerinde Çözüm Yaklaşımı ............................................ 30
4.3. Güç Kalitesi Problemlerinin Çözüm Yöntemleri ........................................... 32
4.3.1. Salınım biçimindeki geçici olaylara karşı alınabilecek önlemler ....... 32
4.3.2. Darbe biçimindeki geçici olaylara karşı alınabilecek önlemler ......... 33
4.3.3. Gerilim düşmesi, yükselmesi ve kesintilere karşı alınabilecek
önlemler .............................................................................................. 41
4.4. Güç Kalitesi Sorunlarına İlişkin Çözüm Yöntemlerinin Değerlendirilmesi .. 47
xi
Sayfa
5. GÜÇ SİSTEMLERİNDE HARMONİKLER ........................................................ 49
5.1. Harmoniklerin Tanımı .................................................................................... 50
5.2. Harmonik Bileşenler ...................................................................................... 51
5.3. Fourier Analizi ............................................................................................... 52
5.3.1. Sinüssel olmayan dalgalarda simetri ve ifadeleri ............................... 54
5.3.2. Fourier katsayılarının bulunması ........................................................ 56
5.4. Harmonikler İle İlgili Tanımlamalar .............................................................. 59
5.4.1. Bozulma .............................................................................................. 59
5.4.2. Toplam harmonik bozulma(THB) ...................................................... 59
5.4.3. Talep yük değerine bağlı akımdaki toplam bozulma (TDD).............. 60
5.4.4. Şekil (Form) faktörü ........................................................................... 60
5.4.5. Tepe faktörü........................................................................................ 61
5.4.6. Telefon etkileşim faktörü (TEF) ......................................................... 61
5.5. Harmonik Kaynakları ..................................................................................... 62
5.5.1. Transformatörler ................................................................................. 63
5.5.2. Döner makineler ................................................................................. 64
5.5.3. Güç elektroniği esaslı donanımlar ...................................................... 68
5.5.4. Statik VAR kompanzatörleri .............................................................. 69
5.5.5. Ark cihazları ....................................................................................... 70
5.5.6. Kesintisiz güç kaynakları ................................................................... 72
5.5.7. Güç kaynakları.................................................................................... 74
5.5.8. Ayarlı motor hız kontrol üniteleri....................................................... 74
5.5.9. Üç fazlı çeviriciler .............................................................................. 75
xii
Sayfa
5.5.9. Fotovoltaik sistemler .......................................................................... 77
5.5.10. Doğru gerilim ile enerji nakli (HVDC) .............................................. 77
5.5.11. Bilgisayarlar ....................................................................................... 79
5.6. Harmoniklerin Güç Sistemi Üzerindeki Etkileri ............................................ 79
5.6.1. Harmoniklerin direnç üzerindeki etkisi .............................................. 81
5.6.2. Harmoniklerin endüktif reaktans üzerindeki etkisi ............................ 83
5.6.3. Harmoniklerin kapasitif reaktans üzerindeki etkisi ............................ 83
5.6.4. Harmoniklerin transformatörler üzerindeki etkisi .............................. 84
5.6.5. Harmoniklerin motorlar üzerindeki etkisi .......................................... 86
5.6.6. Harmoniklerin jeneratörler üzerindeki etkisi...................................... 87
5.6.7. Harmoniklerin devre kesicileri ve sigortalar üzerindeki etkisi........... 88
5.6.8. Harmoniklerin aydınlatma elemanları üzerindeki etkisi .................... 89
5.6.9. Harmoniklerin koruma elemanları üzerindeki etkisi .......................... 89
5.6.10. Harmoniklerin ölçü aletleri üzerindeki etkisi ..................................... 90
5.6.11. Harmoniklerin elektronik elemanlar üzerindeki etkisi ....................... 91
5.6.12. Harmoniklerin alçak gerilim dağıtım iletkenleri üzerindeki etkisi..... 91
5.6.13. Harmoniklerin kondansatör gruplarına etkisi ..................................... 92
5.6.14. Harmoniklerin sebep olduğu rezonans olayları .................................. 94
5.6.15. Harmoniklerin iletişim hatlarına etkisi ............................................... 98
5.7. Güç Sistemlerinde Harmoniklerin Filtrelenmesi............................................ 98
5.7.1. Zigzag bağlı transformatörlerin kullanılması ..................................... 99
5.7.2. Pasif filtreler ..................................................................................... 101
5.7.3. Aktif filtreler ..................................................................................... 113
xiii
Sayfa
5.7.4. Pasif ve aktif filtrelerin karşılaştırması............................................. 116
6. GÜÇ KALİTESİ İLE İLGİLİ YÖNETMELİK VE STANDARTLAR .............. 118
6.1. Elektrik Şirketleri Tarafından Sağlanan Elektriğin Gerilim Kalitesi ........... 119
6.1.1. Alçak gerilim besleme karakteristiği ................................................ 119
6.1.2. Şebeke frekansı ................................................................................. 119
6.1.3. Gerilim değişimi ............................................................................... 120
6.1.4. Kırpışma şiddeti................................................................................ 120
6.1.5. Besleme gerilimi dengesizliği .......................................................... 120
6.1.6. Doğru akım bileşeni ......................................................................... 121
6.1.7. Çentik ............................................................................................... 121
6.1.8. Harmonik gerilim ............................................................................. 121
6.1.9. Harmonik akım ................................................................................. 123
6.1.10. Ara harmonikler................................................................................ 125
6.2. Cihazlar Açısından Harmonik Sınır Değerler .............................................. 126
6.2.1. Faz başına 16 amperden küçük cihazlar için sınır değerler .............. 126
6.2.2. Faz başına akımı 16 amper ile 75 amper arasında olan
cihazlar ............................................................................................. 130
6.3. Elektromanyetik Uyumluluk Seviyeleri ....................................................... 131
6.3.1. Uyumluluk seviyesine ilişkin şartlar ................................................ 131
6.3.2. Planlama seviyeleri ........................................................................... 133
6.3.3. Uyumluluk, yayın, bağışıklık ve planlama seviyeleri ...................... 134
6.4. Elektrik Piyasası Dağıtım Yönetmeliğinin İncelenmesi .............................. 134
6.4.1. Frekans ............................................................................................. 135
xiv
Sayfa
6.4.2. Gerilim regülasyonu ......................................................................... 135
6.4.3. Gerilim dengesizliği ......................................................................... 136
6.4.4. Harmonik bozulma ........................................................................... 136
6.4.5. Kırpışma (Fliker) .............................................................................. 136
6.4.6. Hizmetin sürekliliğine ilişkin performans göstergeleri .................... 137
7. ALÇAK GERİLİM GÜÇ SİSTEMİNDE HARMONİK ÖLÇÜMÜ VE
HARMONİKLERİN AZALTILMASI ............................................................... 139
7.1. Ölçüm Yapılan AG Dağıtım Sisteminin Belirlenmesi ................................. 139
7.2. Harmonik Ölçümlerin Yapılması ................................................................. 144
7.3. Harmonik Ölçümlerin Değerlendirilmesi..................................................... 149
7.4. Tespit Edilen Harmoniklerin Filtrelenmesinin Simülasyonu ....................... 151
7.4.1. Filtre elemanlarının değerlerinin belirlenmesi ................................. 152
7.4.2. Hesaplanan filtrelerin rezonans kontrolü.......................................... 155
7.4.3. Güç sisteminin bilgisayar destekli modellenmesi ............................ 156
7.4.4. Güç sistemindeki harmoniklerin azaltılmasının simülasyonu .......... 159
8. SONUÇ VE ÖNERİLER .................................................................................... 168
KAYNAKLAR ........................................................................................................ 172
ÖZGEÇMİŞ .......................................................................................................... 175
xv
ÇİZELGELERİN LİSTESİ
Çizelge
Sayfa
Çizelge 2.1. Güç sisteminde meydan gelen bozulmalar ........................................... 12
Çizelge 5.1. Motorların yükte çalışması sırasında harmonik katsayıları .................. 67
Çizelge 5.2. Statik VAR kompanzasyon sonrasında oluşan harmonikler ve
genlikleri ............................................................................................... 70
Çizelge 5.3. Bir ark fırının harmonik bileşen değerleri ............................................ 71
Çizelge 5.4. Çeşitli Aydınlatma Lambalarının Harmonik Akım Bileşenleri ............ 72
Çizelge 5.5. Darbeli bir konverterin döner makine üzerindeki harmonik
etkinliği ................................................................................................. 87
Çizelge 5.6. Pasif ve aktif filtrelerin özelliklerinin karşılaştırması......................... 117
Çizelge 6.1. Kırpışma şiddeti için sınır değerler ..................................................... 120
Çizelge 6.2. Gerilimde oluşan çentikler için sınır değerler..................................... 121
Çizelge 6.3. CIGRE çalışma grubu tarafından hazırlanan Avrupa Birliği
harmonik bozulma sınır değerleri ....................................................... 122
Çizelge 6.4. Alçak gerilim sisteminde şebeke bağlantı noktasında izin verilen
harmonik gerilimin değerleri .............................................................. 123
Çizelge 6.5. 120V-69000V Şebeke bağlantı noktasında izin verilen akım
harmonik bileşenlerin sınır değerleri .................................................. 124
Çizelge 6.6. Alçak gerilim şebekelerinde kırpışma etkisine göre uyumluluk
seviyesi değerleri ................................................................................ 125
Çizelge 6.7. Sınıf A cihazlar için giriş akımının harmonik sınır değerleri ............. 128
Çizelge 6.8. Sınıf C cihazlar için giriş akımının harmonik sınır değerleri ............. 129
Çizelge 6.9. Sınıf D cihazlar için sınır değerler ...................................................... 129
Çizelge 6.10.Üç fazlı dengesiz cihazlar için harmonik akım limitleri ..................... 130
Çizelge 6.11.Üç fazlı dengeli cihazlar için harmonik akım limitleri ....................... 130
xvi
Çizelge
Sayfa
Çizelge 7.1. Ölçüm yapılan dağıtım sistemindeki yükler ....................................... 143
Çizelge 7.2. Örnek bazı yük tiplerinin harmonik bozulma oranları........................ 144
Çizelge 7.3. Ölçümde kullanılan cihazın teknik özellikleri .................................... 146
Çizelge 7.4. Ölçülen akım harmonik bileşenlerinin büyüklükleri .......................... 150
Çizelge 7.5. Ölçülen gerilim harmonik bileşenlerinin büyüklükleri ....................... 151
Çizelge 7.6. Tasarlanan filtrelerdeki elemanların değerleri .................................... 155
Çizelge 7.7. Seçilen filtrelerin rezonans frekansları ............................................... 156
Çizelge 7.8. Ölçüm ve simülasyon sonucunda THBI oranları ................................ 162
Çizelge 7.9. Harmonik filtre devrede ve değil iken harmonik bileşen
büyüklükleri ........................................................................................ 166
xvii
ŞEKİLLERİN LİSTESİ
Şekil
Sayfa
Şekil 2.1. Güç kalitesi bozukluğundan etkilenen donanım ve cihazlar ..................... 5
Şekil 2.2. Güç kalitesi sorunları nedeniyle oluşan olayların dağılımı ve sıklığı........ 6
Şekil 2.3. Güç sistemindeki bir saniyelik kesinti hatasının, üretimde neden
olduğu aksama süresi ................................................................................. 7
Şekil 2.4. Güç kalitesi problemleri ve oranları .......................................................... 8
Şekil 2.5. Gerilim düşmelerinin sektörlere göre maliyeti .......................................... 9
Şekil 2.6. Güç Kalitesi Sorunlarının Maliyetlerinin Dağılımı ................................... 9
Şekil 2.7. EN 50160’a göre gerilim olaylarının sınıflandırması .............................. 11
Şekil 2.8. IEEE std. 1159-1995’e göre gerilim olaylarının sınıflandırması............. 11
Şekil 3.1. Yıldırım darbe akımı sonucu oluşan geçici olay ..................................... 14
Şekil 3.2. Bir kondansatör grubunun devreye alınması sonucu oluşan salınım
biçimindeki geçici olay ............................................................................ 14
Şekil 3.3
Kondansatör gruplarının arka arkaya devreye alınması sonucu
oluşan salınım biçimindeki geçici olay.................................................... 15
Şekil 3.4. Faz-toprak arızasından kaynaklanan gerilim yükselmesi ........................ 16
Şekil 3.5. Faz-toprak arıza nedeniyle oluşan kısa süreli gerilim yükselmesi .......... 17
Şekil 3.6. Bir yerleşim birimine ait haftalık gerilim dengesizliği ............................ 20
Şekil 3.7. Ara harmonik bileşenler ile bozulmaya uğramış akım dalgası ................ 22
Şekil 3.8. Çentik alanı ve derinliğinin tanımı .......................................................... 23
Şekil 3.9. Üç fazlı bir konvertör çıkışında oluşan çentik ......................................... 23
Şekil 3.10. Bir dağıtım sisteminde ark fırınının neden olduğu gerilim
dalgalanması ............................................................................................ 25
Şekil 3.11. Ark fırının bulunduğu bir dağıtım sistemindeki kırpışma ....................... 26
Şekil 3.12. CBEMA gerilim eğrisi............................................................................. 27
xviii
Şekil
Sayfa
Şekil 3.13. ITIC gerilim eğrisi ................................................................................... 28
Şekil 4.1. Endüstri sektörü ile hizmet ve ulaşım sektörlerinde güç kalitesi
önlemlerinin grafiksel dağılımı................................................................ 30
Şekil 4.2. Güç kalitesi problemlerinde çözüm yaklaşımı ........................................ 31
Şekil 4.3. Güç kalitesi problemlerinde çözüm akış diyagramı ................................ 32
Şekil 4.4. Yıldırımdan korunma bölgelerinin şematik gösterimi ............................. 35
Şekil 4.5. T1, T2 sürelerinin tanımlanması ............................................................... 38
Şekil 4.6. Yıldırım darbe akımının Tip 1 ve Tip 2 dalga bileşenleri ....................... 39
Şekil 4.7. Çevrimdışı KGK blok şeması .................................................................. 43
Şekil 4.8. Çevrimiçi KGK blok şeması .................................................................... 44
Şekil 4.9. Tipik motor-jeneratör sistemi blok diyagram .......................................... 45
Şekil 4.10. Tipik SMES Blok Diyagramı .................................................................. 46
Şekil 4.11. Örnek bir güç kalitesi çözümü maliyet etkinlik grafiği ........................... 47
Şekil 5.1. Doğrusal yük akım-gerilim zaman grafiği............................................... 50
Şekil 5.2. Doğrusal olmayan yüke ait gerilim-akım zaman grafiği ......................... 50
Şekil 5.3. Temel ve harmonik bileşenlere ait işaretler ............................................. 51
Şekil 5.4. Tek ve çift fonksiyon simetrisi ................................................................ 55
Şekil 5.5. Grafik metotla Fourier analizinin yapılması ............................................ 58
Şekil 5.6. Transformatör mıknatıslanma karakteristiği............................................ 63
Şekil 5.7. Elektronik balastlı floresan lamba akım ve gerilim dalga şekli............... 72
Şekil 5.8. Tipik KGK blok diyagramı ...................................................................... 73
Şekil 5.9. Anahtarlamalı güç kaynağı devre şeması ................................................ 74
Şekil 5.10. Anahtarlama modlu güç kaynağının akım dalga şekli ve
harmonik spektrum .................................................................................. 75
xix
Şekil
Sayfa
Şekil 5.11. Ayarlanabilir hız kontrol ünitesi akımı dalga şekli ve harmonik
spektrumu (fn:60 hz) ................................................................................ 76
Şekil 5.12. Darbe genişlik modülasyonlu ayarlanabilir hız kontrol
cihazı devre şeması .................................................................................. 76
Şekil 5.13. Darbe genişlik modülasyonlu ayarlanabilir hız kontrol ünitesi
akım dalga şekli ve harmonik spektrumu (fn:60 hz) ................................ 77
Şekil 5.14. HVDC tek hat prensip şeması ................................................................. 78
Şekil 5.15. Örnek bir HVDC sisteminin harmonik akım spektrumu ......................... 78
Şekil 5.16. Bir bilgisayar ve yazıcıdan oluşan yüke ait harmonik spektrum ............ 79
Şekil 5.17. Harmoniklerin neden olduğu yıllık donanım arızası ............................... 80
Şekil 5.18. Transformatörün eşdeğer devresi ............................................................ 85
Şekil 5.19. Transformatörün harmonik bileşenli eşdeğer devresi.............................. 86
Şekil 5.20. Örnek bir paralel rezonans devresi .......................................................... 95
Şekil 5.21. Örnek bir seri rezonans devresi ............................................................... 96
Şekil 5.22. Zigzag sargı ile nötr akımının azaltılması ............................................... 99
Şekil 5.23. Seri pasif filtre prensip şeması ve örnek seri pasif filtre ....................... 101
Şekil 5.24. Paralel pasif filtre prensip şeması ve örnek paralel pasif filtre .............. 102
Şekil 5.25. Tek ayarlı paralel pasif filtre.................................................................. 104
Şekil 5.26. Tek ayarlı filtrenin Z-f değişim grafiği (f1=60 Hz, f5=300 Hz, Q=30) . 105
Şekil 5.27. Çift ayarlı paralel pasif filtre şeması ...................................................... 106
Şekil 5.28. 11. ve 13. harmonik bileşenlere ayarlı çift ayarlı filtrenin
Z-f değişim grafiği (f1=60Hz, f11=660 Hz, f13=780 Hz, Q=30) ............ 107
Şekil 5.29. Yüksek geçiren sönümlü filtre tipleri .................................................... 108
Şekil 5.30. C tipi yüksek geçiren sönümlü filtre şeması .......................................... 109
xx
Şekil
Sayfa
Şekil 5.31. C tipi filtrenin frekans-empedans grafiği ............................................... 110
Şekil 5.32. C tipi filtrenin Is-n ilişkisi ..................................................................... 111
Şekil 5.33. C tipi ve 2. derece yüksek geçiren sönümlü filtre Z-n değişimi ............ 111
Şekil 5.34. İkinci derece filtrenin performansının kalite faktörüne bağlı değişimi . 112
Şekil 5.35. Paralel aktif filtrenin prensip şeması ..................................................... 114
Şekil 5.36. Seri aktif filtrenin prensip şeması .......................................................... 115
Şekil 5.37. Aktif güç filtresinin blok şeması............................................................ 115
Şekil 6.1. Uyumluluk seviyesi ile bağışıklık seviyesi arasındaki ilişki ................. 134
Şekil 7.1. Ölçüm için seçilen dağıtım transformatörünün tek hat şeması .............. 140
Şekil 7.2. Ölçüm için seçilen dağıtım sistemine ait kolon şeması ......................... 141
Şekil 7.3. Ölçüm için seçilen dağıtım sistemine ait tek hat şeması ....................... 142
Şekil 7.4. A,B,C fazlarına ait gerilim dalga şekli .................................................. 147
Şekil 7.5. A,B,C fazlarına ait akım dalga şekli ...................................................... 147
Şekil 7.6. A fazına ait gerilim ve akım dalga şekli ................................................ 147
Şekil 7.7. B fazına ait gerilim ve akım dalga şekli ................................................ 147
Şekil 7.8. C fazına ait gerilim ve akım dalga şekli ................................................ 147
Şekil 7.9. A,B,C fazlarının vektörel gösterimi....................................................... 147
Şekil 7.10. Nötr akımının harmonik spektrumu....................................................... 148
Şekil 7.11. Gerilim harmonik bileşenleri ve seviyeleri............................................ 148
Şekil 7.12. Gerilim harmonik spektrumu ................................................................. 148
Şekil 7.13. Akım harmonik bileşenleri ve seviyeleri ............................................... 148
Şekil 7.14. Akım harmonik spektrumu(2.-34. derece bileşenler)............................ 148
Şekil 7.15. A fazına ait akım harmonik spektrumu ................................................. 149
xxi
Şekil
Sayfa
Şekil 7.16. B fazına ait akım harmonik spektrumu.................................................. 149
Şekil 7.17. C fazına ait akım harmonik spektrumu.................................................. 149
Şekil 7.18. Filtre elemanlarının değerlerinin frekans ile değişimi ........................... 152
Şekil 7.19. Doğrusal olmayan yük gruplarının modellenmesi................................. 156
Şekil 7.20. Seçilen güç dağıtım sisteminin bilgisayar destekli modeli .................... 157
Şekil 7.21. Doğrusal olmayan yük bloğu ................................................................. 158
Şekil 7.22. Ölçüm bloğu .......................................................................................... 159
Şekil 7.23. Üç faza ait gerilim ve akım dalga şekli (filtre devrede değil) ............... 160
Şekil 7.24. Her bir faza ait akım dalga şekli (filtre devrede değil) .......................... 160
Şekil 7.25. Filtre devrede değil iken ölçüm sonuçları ............................................. 161
Şekil 7.26. Harmonik filtre devrede değil iken akım harmonik spektrumu............. 162
Şekil 7.27. Üç faza ait gerilim ve akım dalga şekli (filtre devrede) ........................ 163
Şekil 7.28. Her bir faza ait gerilim Va, Vb, Vc dalga şekli (filtre devrede) ............ 164
Şekil 7.29. Her bir faza ait akım Ia, Ib, Ic dalga şekli (filtre devrede ).................... 164
Şekil 7.30. A, B, C fazlarındaki filtrelerin empedans frekans grafiği ..................... 165
Şekil 7.31. Harmonik filtre devrede iken ölçüm bloğu sonuçları ............................ 166
Şekil 7.32. Harmonik filtre devrede iken akım harmonik spektrumu...................... 166
xxii
RESİMLERİN LİSTESİ
Resim
Sayfa
Resim 4.1. Yıldırımın elektromanyetik darbe etkisi sonucu oluşan hasar ................ 36
Resim 4.2. Çeşitli Tip1 ve Tip 2 SPD örnekleri ........................................................ 40
Resim 4.3. Tip 3 sınıfı farklı kullanım alanları için SPD örnekleri ........................... 41
Resim 4.4. Örnek sabit gerilim transformatörleri ...................................................... 42
Resim 5.1. Rezonans sonucu kapasitif elemanlarda oluşan tahribat ......................... 95
Resim 7.1. Ölçümde kullanılan enerji analizörü...................................................... 144
Resim 7.2. Ölçümde kullanılan enerji analizörünün aksesuarları............................ 145
xxiii
SİMGELER VE KISALTMALAR
Bu çalışmada kullanılmış bazı simgeler ve kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte
aşağıda sunulmuştur.
Simgeler
Açıklama
C
Kapasitans
f
Temel bileşen frekansı
fm
Ara harmonik bileşen frekansı
fp
Paralel rezonans frekansı
fs
Seri rezonans frekansı
hT
Filtrenin ayarlandığı harmonik bileşen frekansı
Ia
A fazı akımı
IL
Ortak bağlantı noktasındaki en yüksek talep akımı
In
n. akım harmonik bileşen akımı
ISC
Ortak bağlantı noktasındaki en yüksek kısa devre akımı
kf
Şekil (form) faktörü
L
Endüktans
m
Ara harmonik bileşen mertebesi
n
harmonik bileşen mertebesi
Pst
Kısa dönem kırpışma seviyesi
Plt
Uzun dönem kırpışma seviyesidir
n
Harmonik bileşenlerin faz açılarıdır.
Q
Kalite faktörü
Rh
Harmonikler nedeniyle ilave direnç
Sk
Kaynağın kısa devre gücü
ti
i. kesintinin süresi
w
Açısal hız
XC
Temel frekanstaki kapasitif reaktans değeri
XCn
n. harmonik mertebesindeki kapasitif reaktans değeri
XL
Temel frekanstaki endüktif reaktans değeri
xxiv
Simgeler
Açıklama
XLn
n. harmonik mertebesindeki endüktif reaktans değeri
Va
A faz gerilimi
Zt
Transformatörün pu empedansını göstermektedir
Kısaltmalar
Açıklama
AB
Avrupa Birliği
ABD
Amerika Birleşik Devletleri
AG
Alçak Gerilim
ANSI
American National Standard Institute
BS
British Standart
CBEMA
Computer and Bussiness Equipment Manufacturer Association
CF
Crest Factor
CIGRE
Congress Internationale des Grand Reseaux Electriques
CVTs
Constant Voltage Transformers
DKGK
Dinamik Kesintisiz Güç Kaynağı
EN
Avrupa Standardı
EPDK
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
IEC
International Electrotechnical Commisson
IEEE
Institute of Electrical and Electronics Engineers
ITIC
Information Technology Industry Council
LEMP
Lightning Elektromagnetic Pulse
LPS
Lightning Protection System
LPZ
Lightning Protection Zone
OG
Orta Gerilim
PQ
Power Quality
SKGK
Statik Kesintisiz Güç Kaynağı
SMES
Superconducting magnetic energy storage
SPD
Surge Protector Device
TDD
Total Demand Distortion
xxv
Kısaltmalar
Açıklama
TEİAŞ
Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi
THB
Toplam Harmonik Bozulma
THBV
Gerilimdeki Toplam Harmonik Bozulma,
THBI
Akımdaki Toplam Harmonik Bozulma
TEF
Telefon Etkileşim Faktörü
TIF
Telephone Influence Factor Committee
TKS
Altı Aylık Dönemdeki Toplam Kesinti Sayısı
TS
Türk Standardı
UPS
Uninterruptable Power Supply
YG
Yüksek Gerilim
YKS
Yıldırımdan Korunma Sistemi
1
1.
GİRİŞ
Geçmişte tüketicilerin ve enerjinin dağıtımından sorumlu kuruşlar tarafından çok fazla
önemsenmeyen güç kalitesi, son yıllarda önemli bir mesele haline gelmiştir. Dünyanın
birçok ülkesinde tüketicilere elektrik enerjisini sağlayan dağıtım şirketleri, güç
kalitesinin artırılmasına yönelik çalışmalar yapmaktadır.
Güç kalitesi kavramı son yıllarda önem kazanmasına rağmen bu konudaki tanımlama
1968 yılına kadar dayanmaktadır. İlk olarak ABD Deniz (NAVY) Birliklerinde
kullanılan elektronik teçhizat için güç kalitesi ile ilgili doküman hazırlanmıştır. Daha
sonrasında da yine ABD Hava Kuvvetlerinde kullanılan donanım ve teçhizat için
dokümanlar hazırlanmış, sonrasında da 1981 yılında IEEE std. 519’u yayımlamıştır [1].
Yine aynı yıl, International Council on Large Electric Systems (CIGRE) ve
International Conference on Electricity Distribution (CIRED) ile oluşturulan çalışma
grubu tarafından ilk uluslararası rapor olan CIGRE 36.05/CIRED 2 hazırlanmıştır. Söz
konusu rapor ile farklı gerilim seviyeleri için şebekede var olan harmonikler için sınır
değerler öneriliyordu [2].
1969–1984 yılları arasında INSPEC’te güç kalitesi ile ilgili 91 ve gerilim kalitesi ile
ilgili 65 kayıt mevcut iken, 1985-1996 yılları arasında güç kalitesi ile ilgili kayıt sayısı
2051 ve gerilim kalitesi ile ilgili kayıt sayısı da 210’a yükselmiştir. Bu rakamların, güç
kalitesinin öneminin ve bu konuya gösterilen ilginin hızla arttığının önemli bir
göstergesi olduğu düşünülmektedir.
Günümüz teknolojisinde yaşanan gelişmelere paralel olarak, özellikle güç elektroniği
uygulamalarının kullanımı, gerek endüstride gerek ise meskenlerde hızla artmaktadır.
Güç elektroniği uygulamaları, yük karakteristiklerinin doğrusal olmamaları nedeniyle
güç sisteminin güç faktörünün düşmesi, gerilimde çentik oluşması ve yüksek frekanslı
harmonik gerilimlerin oluşması gibi birçok güç kalitesi problemlerine neden
olmaktadır. Güç elektroniği uygulamalarının dışında elektrik enerjisi dağıtım şirketleri
tarafından sağlanan enerjinin kalitesi de özellikle doksanlı yılların ikinci yarısından
2
itibaren önem kazanmıştır. Önceki yıllarda neredeyse olağan olarak kabul edilen kısa
kesintiler ve gerilim dalgalanmaları, günümüzde özellikle hassas üretim yapan
endüstri kollarında ve ofislerde önlem alınmaması kabul edilemez güç kalitesi
problemleri haline gelmiştir. Güç kalitesi problemleri özellikle elektronik ve
mikroişlemci kontrollü cihaz ve makinelerde, çeşitli arızalara sebep olmakta, hatta
güç kalitesine karşı duyarlı bu cihazlar arızalanmasalar bile, hatalı ölçme ve kontrol
sonucunda kullanıldıkları endüstriyel üretim sistemlerde önemli ekonomik kayıplara
neden olmaktadır.
Elektrik dağıtım sistemindeki bir saniyelik bir kesintinin, eğer herhangi bir önlem
alınmaz ise endüstride meydana getirdiği maliyet, sektörlere göre 1 000 € ile 1 000 000
€ arasında değişebilmektedir [3]. Güç kalitesi sorunlarının yaşanma sıklığı ve ortaya
çıkan maliyetin büyüklüğü nedeniyle güç kalitesi problemleri ciddi bir sorun olarak
karşımız çıkmaktadır.
Güç kalitesi problemlerinin çözümünde, genel kabul görmüş tek bir çözüm yöntemi
mevcut değildir. Bunun nedeni güç kalitesi problemlerinin çeşitliliği ve dolayısıyla
çözüm maliyetinin değişkenliğidir. Örneğin bir güç sisteminde kısa süreli kesintiler ve
gerilim dalgalanmalarına karşı statik gerilim regülatörleri veya statik kesintisiz güç
kaynakları çözüm olabilir iken, harmoniklerin de problem olduğu güç sisteminde,
yalnızca statik gerilim regülatörleri veya statik kesintisiz güç kaynakları var olan
problemi artırıcı olacaktır. Ayrıca aynı güç kalitesi probleminin çözümü, farklı güç
sistemlerinde farklı maliyetler ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle güç kalitesi
problemlerinin çözümünde sistem bazlı davranılması, ölçüm yapılarak güç kalitesi
probleminin ortaya konulması, güç kalitesi ihtiyacının belirlenmesi ve ihtiyaç duyulan
güç kalitesini sağlayan maliyet etkin çözümün belirlenmesidir.
Bu tez çalışmasında alçak gerilim güç sistemlerindeki güç kalitesi problemleri ve alçak
gerilim güç sistemine etkisi olan güç kalitesi problemleri incelenmiştir.
Alçak gerilim sistemlerinde güç kalitesi problemleri ile ilgili olarak; ikinci bölümde güç
kalitesinin tanımı, güç kalitesi problemleri kategorileri, farklı güç kalitesi
3
problemlerinin endüstri kollarında oluşturduğu maliyet ve üretim kayıpları ve güç
kalitesi problemlerinin meydana gelme sıklığı ve güç sistemine etkileri incelenmiştir.
Üçüncü bölümde, güç kalitesi problemleri ayrıntılı açıklanmış, güç kalitesi
problemlerinin çözümüne yönelik yaklaşım ortaya konulmuş, çözüm önerileri ve
maliyetlerine ilişkin inceleme yapılmıştır.
Dördüncü bölümde, güç kalitesi problemlerinden harmonikleri oluşturan unsurlar,
harmoniklerin güç sistemine etkileri, harmoniklerin güç sistemlerinde oluşturduğu
maliyet ve harmonikleri azaltma yöntemleri incelenmiştir.
Beşinci bölümde, güç kalitesi problemleri ile ilgili IEC, EN, ANSI, CIGRE gibi
kuruluşlar tarafından hazırlanmış standartlar ve dağıtım sistemlerindeki güç kalitesi ile
ilgili EPDK’nın yayımlamış olduğu yönetmelik incelenmiş, ulusal ve uluslararası
mevzuattaki farklılıklar açıklanmıştır.
Altıncı bölümde, örnek olarak seçilen bir alçak gerilim güç sistemindeki harmoniklerin
ölçülmesi, ölçüm sonuçlarının değerlendirmesi, ölçüm yapılan güç sisteminin bilgisayar
destekli modellenmesi ve güç sisteminde tespit edilen harmoniklerin azaltılması için tek
ayarlı ve C tipi yüksek geçiren filtre tasarımı ve tasarlanan filtrenin güç sisteminde
kullanımının simülasyonu yapılmıştır.
Sonuç bölümünde ise tez çalışmasında incelenen konular ile ilgili değerlendirmelere ve
önerilere yer verilmiştir.
4
2.
ELEKTRİK SİSTEMLERİNDE GÜÇ KALİTESİNİN GEREKLİLİĞİ
2.1. Güç Kalitesi Nedir?
Elektrik enerjisi dağıtım sistemindeki, elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı yapan
kuruluşlar ile kullanıcılar tarafından güç kalitesinin önemi bilinmekle birlikte üzerinde
tam uzlaşıya varılmış bir güç kalitesi tanımlaması yoktur. Bu nedenle güç kalitesi ile
ilgili çok farklı tanımlamalar yapılabilmektedir. Örneğin elektrik dağıtım şirketleri güç
kalitesini, istatistiksel olarak sistemin % 99,98 oranda kararlı şekilde olması olarak
tanımlayabilir [4]. Cihaz üreticileri ise güç kalitesini cihazın istenilen özellikte çalışması
için gerekli şebeke gerilimi olarak tanımlayabilir. Güç kalitesinin tanımı, kuruluş ve
kişilerin elektrik güç dağıtım sistemindeki yerine bağlı olarak değişebilmekte ve farklı
tanımlamalar yapılabilmektedir. Bu nedenle genel olarak kabul gören birkaç
tanımlamayı belirtmek faydalı olacaktır.
 Güç kalitesi, kullanıcıların cihazlarının arızalanmasına veya güç sisteminin
işletilmesinde hatalı operasyonlara neden olan, gerilim, akım ve frekanstaki
bozulmalar olarak tanımlanabilir [4].
 Güç dağıtım sisteminde, bara gerilim ve akım değeri ile şebeke frekansının
tanımlanan değerlerin dışına çıkması ve sinüssel dalga şeklindeki bozulma olarak
da tanımlanabilir [5].
Daha geniş bir tanımlama ile güç kalitesi;
 Enerjinin sürekli olması,
 Gerilim ve frekansın sabitliği,
 Güç faktörünün bire yakınlığı,
 Faz gerilimlerinin dengeli olması,
 Akım ve gerilimdeki harmoniklerin belirli değerlerde kalması,
gibi kriterlerin göz önüne alınması olarak tanımlanabilir [4].
5
2.2. Güç Kalitesinin Gerekliliği
Elektrik dağıtım sistemlerinde güç kalitesinin zayıf olması sistemdeki ekipmanlar
üzerine olumsuz etkileri ve kullanıcılarda meydana getirdiği zararlar tecrübe ile sabittir.
Bununla birlikte güç kalitesinin, elektrik dağıtım sisteminin güvenirliliği, kararlılığı ve
devamlılığı üzerine doğrudan etkisi vardır. Örneğin güç sistemindeki harmonik
akımların neden olduğu %10’luk artış, kondansatör gruplarının % 7 daha fazla
ısınmasına ve beklenen kondansatör ömrünün % 30 oranında azalmasına neden olduğu
raporlarla tespit edilmiştir [5].
Avrupa Birliği bölgesinde, 8 ülkeyi (Avusturya, Fransa, İtalya, Polonya, Portekiz,
Slovenya, İspanya, Britanya) kapsayan, güç kalitesinden etkilenen donanım ve cihaz
araştırması sonucunda, hem endüstride hem de hizmet ve ulaşım sektöründe güç kalitesi
bozukluklarından en fazla etkilenme elektronik donanımda olduğu görülmüştür (Şekil
2.1) [6]. Öyle ki elektronik donanımın bir yıl içerisinde güç kalitesi problemlerinden
etkilenme oranı % 70’in üzerindedir. Günümüzde elektronik donanımın neredeyse
kullanılmadığı sektör
ya da mesken olmadığından hareketle, güç kalitesi
bozukluklarının ne denli etkili olduğu görülmektedir.
Şekil 2.1. Güç kalitesi bozukluğundan etkilenen donanım ve cihazlar
6
Aynı araştırma kapsamında, güç kalitesinin bozulması durumunda, bir yıllık süre
içerisinde endüstri ve hizmet-ulaşım sektörlerinde meydana gelen arızaların dağılımı ve
oranları görülmektedir (Şekil 2.2).
%
70
60
50
40
30
20
10
0
Endüstri
Hizmet ve Ulaşım
Şekil 2.2. Güç kalitesi sorunları nedeniyle oluşan olayların dağılımı ve sıklığı
Şekil 2.2’de görüldüğü gibi endüstride güç kalitesi kaynaklı sorunların başında
üretimde senkronizasyon bozulmaları ve bilgisayar kitlenmeleri gelmektedir. Hizmet
ve Ulaşım sektöründe ise devre kesicilerindeki problemler ile bilgisayar ve
elektronik donanımda meydana gelen arızalar başlıca sorunlardır. Genel olarak
endüstri ve hizmet-ulaşım sektörlerinde meydana gelen arıza tip ve sayılarında
farklılık olmadığı ancak özellikle endüstride, kontrol donanımlarının yoğun
kullanımı nedeniyle bu donanımlarda meydana gelen arıza sayısı, yani etkilenme
oranı yılda %50’nin üzerinde olduğu görülmektedir.
7
Güç kalitesinin yetersiz olması sonucu ortaya çıkan tablo, cihazların arızalanmasının
çok ötesinde, çeşitli sektörlerde yüksek maliyeti olan iş gücü ve üretim kayıplarına
neden olmaktadır. Ortaya çıkan üretim kaybı, elektrik dağıtım sistemindeki güç kalitesi
sorunlarının mali boyutunu ve mutlaka tedbir alınması gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Kesinti Süresi
4 satten fazla
2 ile 4 saat
31 ile 2 saat
1 ile 30 dk.
1dk.dan az
İhmal edilebilir
0,0%
10,0%
20,0%
30,0%
40,0%
50,0%
60,0%
Şekil 2.3. Güç sistemindeki bir saniyelik kesinti hatasının, üretimde neden olduğu
aksama süresi
Güç Sisteminde meydana gelen bir saniyelik kesintinin veya büyük ölçekli gerilim
düşümünün, ABD’de elektronik ağırlıklı olmak üzere farklı sektörlerdeki üretimde
yol açtığı kesinti süreleri Şekil 2.3’de görülmektedir. Güç sistemindeki bir saniyelik
kesinti, % 57 oranında üretimde 1 ile 30 dk arasında durmaya sebep olmaktadır.
Sektör bazında ve kullanılan cihaz ve donanımların özelliklerine göre değişmekle
birlikte, güç sistemindeki bir saniyelik kesinti üretimde ortalama 21 dakikalık bir
durmaya sebep vermektedir [7].
Hiç şüphesiz üretimdeki bu aksamanın maddi boyutu çok yüksek olacaktır. Güç
kalitesinin problemlerinin neden olduğu olumsuzlukları ele alırken, meydana gelen
arızalar ve sıklıkları sonucunda ortaya çıkan maliyeti de incelemek, sorunun gerçek
boyutunu ortaya çıkarmak için elzemdir.
8
2.3. Güç Kalitesi Sorunlarının Maliyeti
Güç kalitesini sağlamanın bir maliyeti olduğu, hem dağıtım sistemi kullanıcılarından,
hem de güç dağıtım sistemini işleten kuruluşlarca çok iyi bilinmektedir. Ancak güç
kalitesinde bozulma olduğunda ortaya çıkan maliyeti de iyi etüt etmek gerekir. Şekil
2.4’de, Amerika Birleşik Devletlerinde meydana gelen güç kalitesi problemlerinin
yüzdesel dağılımı verilmiştir. Grafiğe göre gerçekleşen güç kalitesi problemlerinden
neredeyse yarısı gerilim düşme ve yükselmesidir.
2% 1%
1%
Gerilim Düşme ve Yükselmeleri
5%
Harmonikler
6%
İletken ve Topraklama
15%
48%
Kondansatör Anahtarlamaları
Yük Etkileşimi
Diğer
22%
Güç Üretimi
Elektromanyetik Problemler
Şekil 2.4. Güç kalitesi problemleri ve oranları [7]
Gerilim düşmeleri endüstride çok ciddi kayıplara yol açmaktadır. Bununla birlikte
yük karakteristiğine bağlı olarak ortaya çıkan maddi kaybın boyutu da değişmektedir.
Şekil 2.5’te gerilim düşmeleri sonucu, farklı sektörlerde ortaya çıkan maddi kayıplar
verilmiştir [7]. Grafikte de görüldüğü gibi güç kalitesi problemlerinin önemli bir
kısmını oluşturan gerilim düşmelerinin yol açtığı maliyetin boyutu sektörlere göre
oldukça farklılık göstermektedir. Tekstil sektöründe ortaya çıkan maliyet, kullanılan
teçhizat ve makinaların gerilim düşmelerine karşı bağışıklık seviyesinin yeterli
olduğunu göstermektedir. Yani bu sektörde, güç kalitesi problemlerine karşı önlem
alınmaması ya da çok kısıtlı ve maliyeti düşük önlem alınması bu sektör için yeterli
olabilir.
9
Şekil 2.5. Gerilim düşmelerinin sektörlere göre maliyeti
Diğer taraftan nanoteknolojinin yoğun kullanıldığı yarı iletken sektöründe ortaya
çıkan maliyet çok ciddi boyuttadır ve bu doğrultuda kullanılan cihaz ve donanımının
dağıtım şebekesindeki gerilim değişimlerinden etkilenmemesi yani bağışıklık
seviyesine uyumun sağlanabilmesi için gerekli tedbirlerin alınması elzemdir.
Darbe Gerilimleri ve Gerilim
Yükselmeleri
11%
5%
28%
Gerilim Çökmeleri
Kısa Kesintiler
13%
Uzun Kesintiler
19%
24%
Diğer Problemler
Harmonikler
Şekil 2.6. Güç kalitesi sorunlarının maliyetlerinin dağılımı
10
Avrupa Birliği Güç Kalitesi raporuna göre Avrupa Birliği Bölgesindeki ülkelerde
meydana gelen güç kalitesi sorunlarının maliyeti yıllık 150 milyar Euro’dur. Bu
bedel, güç kalitesi problemlerinin tamamının neden olduğu maliyetin boyutunu
ortaya koymaktadır. Şekil 2.6’da 150 milyar Euro tutarındaki maliyetin yüzdesel
dağılımına yer verilmiştir. Buna göre gerilim değişimindeki en kısa süreli değişimler,
maliyet açısından en fazla kayba neden olmaktadır. Bunun nedeni gerilim değişimi
oranın yüksekliğidir [3].
2.4. Güç Kalitesi Problemlerinin Sınıflandırılması
Güç kalitesi, çoğu kez gerilim kalitesi olarak da kullanılmaktadır. Bunun nedeni güç
kalitesi problemi olarak tanımlanan olayların, gerilimin sinyalinin büyüklüğünde,
periyodunda ve dalga formunda meydana gelen bozulmalar olmasıdır. Gerilim
olaylarının birçoğu, gerilimin değerinin belirli bir süre boyunca artması ya da azalması
ve tekrar normal değerlere ulaşması şeklindedir. Bu nedenle gerilim olaylarını, olayın
süresi ve gerilimin değerindeki değişiklikle ifade edilebilir. Ancak her zaman gerilim
olayları ile ilgili tek bir tanımlama yapabilmek mümkün değildir. Buna bağlı olarak,
güç kalitesi ya da gerilim kalitesi ile ilgili standartlar incelendiğinde, kullanılan terimler
ve tanımlamalarda ciddi farklılıklar görülmektedir.
Gerilim değerine bağlı meydana gelen olaylar, EN 50160 “Genel Elektrik Şebekeleri
Tarafından Sağlanan Elektriğin Gerilim Karakteristikleri“ standardına göre Şekil
2.7’de, IEEE std. 1159–1995 “Elektrik Güç Kalitesinin İzlenmesinde Uygulama
Tavsiyeleri-Güç sistemi Elektromanyetik Olaylar Kategorisi” standardına göre Şekil
2.8’de sınıflandırılmıştır.
EN 50160 standardı incelendiğinde, bir dakika ve altındaki sürelerdeki gerilim düşmesi
olayları kategorilere ayrılmamıştır. Bir başka deyişle gerilim sinyalinin sinüsselliğinin
bozulma olaylarından biri olan “çentik” tanımlanmamıştır. Ayrıca kesinti, gerilimin
büyüklüğünün normal değerinin %1 ve altındaki değerlere düşmesi olarak
tanımlanmıştır. IEEE std. 1159-1995’de ise gerilim olaylarının, olay süresine bağlı daha
11
ayrıntılı sınıflandırıldığı görülmektedir. Kesintiler ise gerilimin büyüklüğünün normal
değerinin %10 ve altındaki değerlere düşmesi olarak tanımlanmıştır.
Şekil 2.7. EN 50160’a göre gerilim olaylarının sınıflandırması
Şekil 2.8. IEEE std. 1159-1995’e göre gerilim olaylarının sınıflandırması
12
Çizelge 2.1’de güç kalitesi problemlerinin tespiti ve sınıflandırması için örnek bir
tablo verilmiştir.
Çizelge 2.1. Güç sisteminde meydana gelen bozulmalar [4]
Güç Kalitesi Bozulma Kategorisi
Darbeler
Salınımlar
2. Kısa
Süreli
Değişimler
3. Uzun Süreli
Değişimler
<50 ns
Mikrosaniye
50ns -1ms
Düşük Frekanslı
1µs yükseliş
0,1 ms
yükseliş
<5kHz
0,3-50 ms
0- 4 pu
Orta frekanslı
5-500 kHz
20 µs
0-8 pu
Yüksek Frekanslı
0,5-5 MHz
5 µs
0-4 pu
>1ms
0,5-30 periyot < 0,1 pu
0,5-30 periyot 0,1-0,9 pu
0,5-30 periyot 1,1-1,8 pu
30 periyot-3 s
< 0,1 pu
30 periyot-3 s
0,1-0,9 pu
30 periyot-3 s
1,1-1,4 pu
Kesinti
3s-1 dk
< 0,1 pu
Gerilim Düşümü
3s-1 dk
0,1-0,9 pu
Gerilim Yükselmesi
3s-1 dk
1,1-1,2 pu
Kalıcı Kesinti
> 1 dk
0,0 pu
Gerilim Düşümü
> 1 dk
0,8-0,9 pu
Gerilim Yükselmesi
> 1 dk
1,1-1,2 pu
Sürekli Hal
% 0,5-2
Sürekli Hal
% 0-0,1
4. Gerilim Dengesizliği
DC Bileşen
5. Dalga
Şeklindeki
Bozulmalar
Gerilim
Genliği
5 ns yükseliş
Kesinti (Interruption)
Ani
Gerilim Düşümü
(Instantaneous) (Sag)
Değişimler
Gerilim Yükselmesi
(Swell)
Kesinti
Anlık
(Momentary) Gerilim Düşümü
Değişimler
Gerilim Yükselmesi
Geçici
(Temporary)
Değişimler
Tipik
Devam
Süresi
Nanosaniye
Milisaniye
1. Geçici
Olaylar
Dalga
Formundaki
Bozulma
Harmonikler
0-100.
Harmonik
Sürekli Hal
% 0-20
Ara Harmonik
0-6 kHz
Sürekli Hal
% 0-2
Çentik
Gürültü
6. Gerilim Dalgalanmaları
7. Güç Frekansı Değişimleri
Sürekli Hal
Geniş Band
Sürekli Hal
% 0,1
< 25 Hz
Aralıklı
% 0,1-7
< 10 s
13
3.
GÜÇ KALİTESİ PROBLEMLERİ
Bir elektrik güç dağıtım sisteminde güç kalitesi problemleri, güç kalitesini bozan
olayın süresi ya da şiddeti ile tanımlanır ve sınırlamalar getirilir. Ayrıca güç kalitesi
problemleri; gerilim seviyesinde bozulma, gerilim dalga şeklinin sinüsselliğinin
bozulması ve şebeke frekansındaki bozulmalar olarak gruplandırabilir. Bu bölümde
elektrik güç dağıtım sisteminde güç kalitesinin bozulmasına neden olan olaylar
açıklanacaktır.
3.1. Geçici Olaylar
Geçici olaylar, birkaç milisaniye mertebesindeki gerilimdeki bozulmalardır. Ancak
etki süreleri kısa olmalarına karşın, şiddetleri çok yüksektir ve yükselme çok hızlı
olur.
Bu
nedenle
tedbir
alınması
gereken
başlıca
elektrik
güç
kalitesi
sorunlarındandır. Geçici olaylar, güç sistemindeki akım ve gerilimde meydana gelen
ani değişikliklerdir. Geçici olayların birçok farklı nedeni bulunmaktadır. Bunlar; güç
sistemi iletim ve dağıtım hattına düşen yıldırım darbesi, güç sisteminde yapılan
anahtarlamalar, tüketicilerin cihazları vb. geçici olaylar, kısa süreli olaylardır ve
karakteristikleri ağırlıklı olarak güç sistem ağının direnç, endüktans ve kapasitans
değerlerine göre belli olur. Bir geçici olayı tanımlayacak özellikler; tepe değeri,
yükselme zamanı, düşme zamanı ve salınım frekansıdır. Geçici olayların, etki
süreleri dikkate alındığında, darbe biçimindeki geçici olaylar ve salınım biçimindeki
geçici olaylar olarak ikiye ayrılabilir.
3.1.1. Darbe biçimindeki geçici olay
Darbe biçimindeki geçici olay, polarite bakımından tek yönlü (pozitif veya negatif)
olan gerilim ve akım parametrelerinin her ikisinde, sürekli hal koşulunda güç
frekansında olmayan ani değişim olarak tanımlanır. Darbe biçiminde geçici haller,
güç sistemleri devrelerinin doğal frekanslarını uyarıp salınım şeklinde geçici haller
üretebilirler. Şekil 3.1’de bir güç sisteminde yıldırım darbesi sonucu sistemin akım
zaman grafiği verilmiştir.
14
Şekil 3.1 Yıldırım darbe akımı sonucu oluşan geçici olay [4]
3.1.2. Salınım biçimindeki geçici olay
Tek yönlü olmayan pozitif ve negatif kutuplu değerler içeren gerilim ve akım
parametrelerinin her ikisinin sürekli hal durumunda temel frekansta olmayan ani
değişim olarak tanımlanır.
Şekil 3.2. Bir kondansatör grubunun devreye alınması sonucu oluşan salınım
biçimindeki geçici olay
15
Şekil 3.3 Kondansatör gruplarının arka arkaya devreye alınması sonucu oluşan
salınım biçimindeki geçici olay
3.2.
Kısa Süreli Gerilim Değişimleri
Kısa süreli kesintiler, IEC tarafından gerilim çökmeleri ve kısa süreli kesintiler
şeklinde sınıflandırılmıştır. Ayrıca tanımlanan oluşum sürelerine bağlı olarak da ani
(instantaneous), anlık (momentary) ve geçici (temporary) şeklinde sınıflandırılabilir
(Bkz. Çizelge 2.1).
3.2.1 Gerilim çökmesi (Voltage sag)
Gerilim efektif değerinin, 0,5 periyot ile 1 dakika arasındaki sürede 0,1 ile 0,9 pu
arasında değişmesi olarak tanımlanır.
Gerilim çukurları ve kısa kaynak kesintileri, temelde elektrik dağıtım şebekesinde ya
da büyük ölçekli dağıtım sistemlerindeki elektrik arızalarından meydana gelmektedir.
Büyük ölçüde rastgele olaylar olduğu için öngörülemez. Bu olaylar, en iyi şekilde,
istatistiksel kavramlarla açıklanır. Gerilim çukuru, iki boyutlu bir bozulma olayıdır.
Çünkü bozulma seviyesi, hem çukurun derinliği hem de çukurun süresine bağlı
olarak artar. Şekil 3.4‘de gerilimin efektif değerinde ve dalga şeklindeki düşüm
grafiksel olarak görülmektedir [4].
16
Şekil 3.4. Faz-toprak arızasından kaynaklanan gerilim çökmesi
Gerilim çukurlarının sayısı, sadece, belli bir cihazın bağışıklığı, meydana gelen
çukur-süresi için yetersiz olduğunda ya da söz konusu problem, belirli bir sürecin
belirli bir bağışıklık seviyesine ihtiyaç duyup duymadığı olduğunda önemlidir. Havai
hatlarla beslenen kırsal bölgelerde, bir yılda oluşan gerilim çukuru sayısı, özellikle,
düşen yıldırımların sayısına ve bölgedeki meteorolojik şartlara bağlı olarak yüzlerce
olabilir. Alçak gerilim dağıtım şebekelerinde, kullanıcıların yerel şartlara bağlı olarak
yılda on ile yüz arasında bir oranda meydana gelmekte olan gerilim çukurlarına
maruz kaldığını göstermektedir [4].
3.2.2 Gerilim yükselmesi (Voltage swell)
10 ms ile 1 dakikadan az süre zarfında gerilim efektif değerinin 1,1 pu ile 1,8 pu
arasında artması olarak tanımlanır. Güç sisteminde faz-toprak arızası oluşması
durumunda diğer fazlarda gerilim yükselmesi oluşur. Ayrıca gerilim yükselmesi
olayı, büyük güçlü bir endüktif ya da rezistif yükün devreden çıkması veya büyük
güçlü
bir
kondansatör
grubunun
devreye
alınması,
dağıtım
sisteminde
anahtarlamaların yapılması ve besleme şebekelerinin yakınına yıldırım düşmesi
17
olayları dahil olmak üzere çeşitli olaylar, alçak gerilim dağıtım sistemlerinde ve bu
sistemlere bağlı kullanıcıların sistemlerinde geçici aşırı gerilimlere neden olur. Aşırı
gerilimler salınımlı da olabilir. 1 µs’den daha düşük bir değerden birkaç milisaniyeye
kadar olan aralıkta yükselme değerlerine sahiptirler. Aşırı gerilimlerin seviyeleri ve
süreleri, alçak gerilim dağıtım sisteminde sadece ortak bağlantı noktasında (PCC)
değil, sistemin tümünde tedbir alınmasını gerektirir.
Geçici aşırı gerilimlerin büyüklüğü ve süresi meydana geliş sebebine bağlı değişir.
Atmosferik kaynaklı olan geçici aşırı gerilimler, genel olarak, daha büyük genliğe
sahiptir. Anahtarlamadan kaynaklanan geçici aşırı gerilimler ise, daha küçük genliğe
sahip olmalarına karşı süre olarak daha uzundur ve daha çok enerjiye sahiptir. Kritik
cihazların, münferit şok darbesi koruma cihazları tarafından korunması gereklidir.
Kondansatör anahtarlaması, geçici aşırı gerilimlerin yaygın bir nedenidir. Tipik
olarak, bu geçici gerilimlerin olay noktasındaki değerleri, anma geriliminin iki
katından daha düşüktür. Ancak, geçici rejim, hat boyunca ilerledikçe, dalga
yansımaları ve gerilim artışı meydana gelebilir, bu da, bağlanılan cihazdaki aşırı
gerilim olayını artırır. Dağıtım sistemin tasarımında cihazlar ya da tesisatlar için bu
husus dikkate alınmalıdır.
Şekil 3.5. Faz-toprak arıza nedeniyle oluşan kısa süreli gerilim yükselmesi
18
3.2.3. Kesinti
Kesinti kaynak gerilimin veya akımın nominal değerinin 0,1 p.u değerinin altına
düşmesi olayıdır. Elektrik dağıtım sisteminde kesintilerin birçok nedeni olup, başlıca
nedenleri;
 Dağıtım sistemindeki donanımda meydana gelen arızalar,
 Kontrol sistemlerindeki arızalar,
 Kesici ve sigortaların açmasıdır [5].
Kesintiler gerilimin düşüş süresi dikkate alınarak sınıflandırılmaktadır. EN 50160
“Dağıtım şirketleri tarafından sağlanan şebeke elektriğinin gerilim karakteristiği”
standardına göre;
 3 dakikanın altındaki sürelerdeki kesintiler “Kısa Süreli Kesinti”,
 3 dakikanın üzerindeki sürelerdeki kesintiler ise “Uzun Süreli Kesinti”
olarak tanımlanmaktadır.
IEEE 1250 “Guides for service to equipment sensitive to momentary voltage
disturbances” standardına göre ise kesintiler;
 0,5 ile 30 periyotluk kesintiler çok kısa süreli (instantaneous interruption),
 30 periyot ile 2 s arasındaki kesintiler anlık (momentary interruption),
 2 s ile 2 dk arasındaki kesintiler geçici (temporary interruption),
 2 dk’dan uzun kesintiler uzun süreli kesinti (sustained interruption)
olarak sınıflandırılmaktadır.
3.3.
Uzun Süreli Gerilim Değişimleri
Uzun süreli gerilim değişimleri, gerilimin efektif değerinin 1 dakikadan uzun süre
boyunca değişimini ifade etmektedir. Gerilimin efektif değerindeki değişime bağlı
olarak, düşük gerilim (undervolatage), aşırı gerilim (overvoltage) ve kalıcı kesinti
(interruption-sustained) şeklinde sınıflandırılmaktadır.
19
3.3.1. Düşük gerilim
Genellikle gerilim efektif değerinin, 1 dakikadan daha uzun süre boyunca 0,8 ile 0,9
pu arasında değişmesi olarak tanımlanır. Büyük güçlü bir yükün devreye girmesi
veya büyük güçlü kondansatör grubunun devre dışı kalması yol açmaktadır. Ayrıca
sistemin aşırı yüklenmesi de gerilimin değerinde düşmelere neden olmaktadır.
Gerilim düşmelerinin endüstride oluşturduğu en büyük problem, endüstriyel
tesislerde kontrol sistemlerinde yaygın olarak kullanılan PLC'lerin gerilimin nominal
değerinin % 80-85'ine düştüğünde devre dışı kalmasıdır. Bu yanlış çalışma olayını
engellemek için PLC'ler kesintisiz güç kaynağı üzerinden beslenir [8].
Alternatif akım ve doğru akım motor sürücülerinin de kabul edilebilir gerilim
değişimleri +%10 ile -%15 arasındadır. Bu sınırlardan daha büyük gerilim
değişmelerinde motor hızı parametre değişmelerinden dolayı sabit tutulamaz veya
istenilen değere çıkartılamaz. Bunun sonucu olarak, motor ve buna bağlı olan sistem
devre dışı kalır. Gerilim düşmeleri her cihazda aynı etkiyi yapmadığından bazı
cihazlar gerilim düşmelerinden fazla etkilenmez. Güç sistemlerinde kullanılan
kontaktörler, gerilimin nominal değerinin %50 ile %75 kadar bir değerde 1-5 periyot
boyunca sürmesi bobinlerin mekanik çekme kuvvetini azalttığından sistemin
elektriksel bağlantısını keser. Bu durum kontaktör bobinlerinin gerilim düşmelerinde
de çalışacak şekilde tasarlanması ile ortadan kaldırılabilir. Yine şebekedeki gerilim
düşmeleri bilgisayar kontrollü sistemlerin tasarımında önemli rol oynar. Bu nedenle
bilgisayarların tasarımında çalışma sınırlarını belirleyen CBEMA ve ITIC eğrileri
kullanılmaktadır.
3.3.2. Aşırı gerilim
Bir dakikadan uzun süre zarfında gerilim efektif değerinin 1,1 pu ile 1,2 pu arasında
artması olarak tanımlanır. Dağıtım sistemindeki büyük bir yükün devreden çıkması
veya kondanstör gruplarının tamamen devreye alınması sonucu aşırı gerilim oluşumu
meydana gelmektedir.
20
3.3.3 Kalıcı gerilim kesintileri
Bir dakikadan daha uzun süre boyunca, Gerilim efektif değerinin 0,1 pu değerinin
altına düşmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu tür kesintiler genellikle sistemde kalıcı
hasarların oluşmasına neden olan hatalar sonucu ortaya çıkmaktadır.
3.4. Gerilim Dengesizliği
Gerilim dengesizliği, simetrili bileşenler yöntemindeki sıfır bileşen (V0), negatif
bileşen (V-), pozitif bileşen (V+) kullanılarak ifade edilir. Yüzdesel gerilim
dengesizliği belirtilirken, V0/ V+ ya da V-/V+ kullanılmaktadır.
Elektrik güç sistemlerinde gerilim dengesizliğinin en önemli sebebi tek fazlı yüklerin
eşit olarak 3 fazlı sistemde dağıtılamamasıdır. Tek fazlı yükler, bağlı olmadıkları
diğer fazlarda negatif simetrili bileşenler ürettiklerinden gerilim dengesizliğine yol
açarlar. Büyük gerilim dengesizlikleri, cihazlarda aşırı ısınmaya neden olur. Bu aşırı
ısınma özellikle endüstride yoğunlukla kullanılan asenkron motorlarda verimin
düşmesine, sistemdeki sigortaların hatalı açmasına ve kondansatörlerin ömrünün
azalmasına sebep olur [4].
Şekil 3.6. Bir yerleşim birimine ait haftalık gerilim dengesizliği
21
3.5. Dalga Şeklindeki Bozulmalar
Dalga şeklindeki bozulmalar, güç sistemindeki sinüssel dalga şeklinde oluşan
bozulmalardır. Başlıca nedenleri DA bileşeni, harmonikler, ara harmonikler, çentik ve
gürültüdür.
3.5.1. DA Bileşeni
DC gerilim veya akımın AA sisteminde bulunması olarak adlandırılabilinir. DA
bileşeni genellikle güç elektroniği anahtarlama elemanlarının ve doğrultucuların
kullanıldığı cihazlar nedeniyle ortaya çıkmaktadır. DA bileşeni, AA sistemlerinde;

Transformatör nüvelerinde doymaya,

Jeneratörlerde harmonik ve ara harmoniklerin oluşmasına,

Transformatörler, döner makinalar ve elektromanyetik aygıtlarda ısınma
nedeniyle verim düşüklüklerine ve ömürlerinin azalmasına,

Toprak elektrotlarında ve diğer bağlantı elemanlarında elektrolitik erezyona
sebep olur [5].
3.5.2. Harmonikler
Harmonikler elektrik güç sistemindeki bozulmalar içerisinde, görülme sıklığı, sebep
olduğu zararlar ve alınması gereken tedbirler açısında önemli bir yere sahip olup, bu
çalışmada ayrı bir bölüm olarak yer verilmiştir.
3.5.3. Ara harmonikler
Ara Harmonikler, sistem çalışma frekansının (50 Hz veya 60 Hz) tam katları olmayan
bileşenlerdir. Temel frekans dalga şeklinin ara harmonik bileşenler ile bozulmasının
temel sebepleri; sistemde frekans konvertörlerinin, siklokonvertörlerin, asenkron
motorların ve ark cihazların kullanılmasıdır. İletim hattı taşıyıcı işaretleri de ara
harmonikler oluşturur. Güç sistemlernde ara harmoniklerin etkileri, harmoniklerin
22
etkilerine benzerlik gösterir. Besleme şebekelerinde akmakta olan istenmeyen
akımlar, tıpkı harmonikler gibi ilave enerji kayıpları oluşturur. Ara harmonik
gerilimler, televizyon alıcısı gibi elektronik cihazların ve flüoresan lambaların
çalışmasını bozabilir. Sıfır geçiş zamanının ya da tepe gerilim değerinin önemli
olduğu herhangi bir sistemde, istenmeyen mevcut frekansların birleşimi besleme
geriliminin bu öz niteliklerini değiştirebilir ve söz konusu cihazların çalışmasında
sorunlar ortaya çıkabilir.
Ara harmoniklerin diğer bir etkisi ise, akustik gürültünün üretilmesidir. Bu gürültü, 1
kHz ile 9 kHz aralığında veya daha büyük bir aralıkta olan ve genliği, en az % 0,5
olan ve frekans değeri ile ara harmonik gerilimler nedeniyle olur. Şekil 3.7’de ara
harmonik bileşenler ile bozulmaya uğramış dalga şekli görülmektedir [1].
Şekil 3.7. Ara harmonik bileşenler ile bozulmaya uğramış akım dalgası [1]
3.5.4. Çentik (Notching)
Üç fazlı konvertörlerde AA’dan DA’ya dönüşüm yapılırken iki faz arasında
komutasyon yapılması gereklidir. Çentikler genellikle, komutasyon sırasında, iki faz
arasında meydana gelen anlık kısa devreler nedeniyle oluşan gerilim bozulmalarıdır.
Çentikler çentik derinliği Eş. 3.1 ve çentik alanına Eş. 3.2’ye göre hesaplanır [9].
23
Şekil 3.8. Çentik alanı ve derinliğinin tanımı
DN (%) = 100 x (d/v)
(3.1)
AN = t.d
(3.2)
Eşitliklerde;
DN: Çentik derinliği (%)
AN: Çentik alanı (μs.V)
Çentik ile ilişkili frekans bileşenleri oldukça yüksek olabilir ve harmonik ölçebilen
ölçme cihazlarıyla bile bu değerler karakterize edilemeyebilinir. Herhangi bir
noktadaki çentik siddeti, sistem empedansı ve konvertör ile izlenen nokta arasındaki
izole edilmiş endüktans tarafından belirlenir.
Şekil 3.9. Üç fazlı bir konvertör çıkışında oluşan çentik [4]
24
3.5.5. Gürültü
Gürültü güç sisteminde, faz iletkenlerinde akım ve gerilimleri 200kHz’den daha
küçük spektral genişlik ile yükleyen veya nötr iletkenleri ile sinyal hatlarında bulunan
istenmeyen elektriksel işaretler olarak tanımlanmaktadır. Diğer bir anlamda gürültü,
harmonik distorsiyon veya transiyentler gibi sınıflandırmalara girmeyen her türlü,
istenmeyen bozulmalar olarak tanımlanabilir. Genellikle güç sisteminde kontrol
devreleri, ark fırınları ve güç elektroniği anahtarlamalı devrelerin kullanılmasıyla
oluşurlar.
3.6. Gerilim Dalgalanması
Gerilim dalgalanması (voltage fluctuation) ANSI C84.1-1992 standardına göre,
gerilimin efektif değerinin 0,9 ile 1,1 pu arasında rastgele veya sistematik olarak
değişimidir. IEC 6100-2-1’de iki tip gerilim dalgalanması tanımlanmıştır. Bunlar
dağıtım şebekesinden kaynaklı gerilim dalgalanmaları ve kullanıcı yüklerinden
kaynaklı
gerilim
dalgalanmalarıdır.
Tüketici
yüklerinden
kaynaklı
gerilim
dalgalanmaları kırpışma (flicker) olarak adlandırılmaktadır.
Kırpışma seviyesi Pst (Kısa Dönem) ve Plt (Uzun Dönem) olmak üzere, iki kategoride
değerlendirilmektedir. Kısa dönem kırpışma (Pst) 10 dakikalık periyotlar ile ölçülür.
Bu periyot, kısa periyotlardaki dalgalanmaların ölçümü ile yapılır. Ölçülen bu kısa
dönem dalagalanmaları P0.1s, P1s, P3s, P10s ve P50s olarak ifade edilir. Sırasıyla 10
dakikalık sürenin % 0,1, % 1, % 3, % 10 ve % 50 lik zaman dilimlerinde ölçülen
gerilim dengesizliğini ifade eder. Ölçülen kısa dönemlik dalgalanmalarına göre Pst,
Eş. 3.3 ile hesaplanır.
Plt ise uzun dönem gerilim dengesizliğini ifade eder ve Pst’lere bağlı bulunur. Belirli
bir zamanda ölçülen N adet Pst’ye göre hesaplanır. N bilinmiyorsa 2 saatlik zaman
dilimi (12 adet) esas alınır. Plt, Eş. 3.4 ile hesaplanır.
0,0314
,
0,0314
0,0314
0,0314
⋯
(3.3)
25
Eş. 3.3 ve3.4’te;
P0,1s, P1s, P3s, P10s ve P50s
: 10 dakikalık periyodun % 0,1, % 1, % 3, % 10 ve
% 50’lik zaman dilimlerinde ölçülen gerilim
dengeszilikleri,
Pst
: Kısa dönem kırpışma seviyesi,
Plt
: Uzun dönem kırpışma seviyesidir
N
: 12 ölçüm alınır [22].
Kırpışma dağıtım sistemlerinde sık karşılaşılan güç kalitesi problemlerindendir.
Genellikle ark fırınları gibi büyük güçlü yüklerin devreye sık sık girip çıkması sonucu
meydana gelirler. Kırpışma genellikle tüketicilerin cihazlarında ya da sistemlerinde
bozulmalara yol açamayıp, aydınlatmada gözlerde kamaşmaya neden olmaktadır.
Şekil 3.10’da bir dağıtım şebekesinde ark fırının yol açtığı gerlim dalgalanması, Şekil
3.11’de ark fırının oluşturduğu kırpışmanın, şebeke ortak bağlantı noktasında 10
dakikalık aralıklar ile 24 saat boyunca ölçülmesi ile elde edilen Pst grafiği
görülmektedir.
Şekil 3.10. Bir dağıtım sisteminde ark fırınının neden olduğu gerilim dalgalanması
26
Şekil 3.11. Ark fırının bulunduğu bir dağıtım sistemindeki kırpışma
3.7. Frekans Değişimleri
Frekans değişimleri güç sisteminin nominal frekansından sapması olarak tanımlanır.
Frekans, herhangi bir anda sistemi besleyen jeneratörlerin kapasitesi ve yük
arasındaki dengeye bağlıdır. Sistemdeki yük miktarına bağlı dinamik dengede
değişiklikler olduğunda frekansda küçük değişiklikler meydana gelir. Enterkonnete
şebekede frekans, iyi bir düzenleme ile sık aralıklarla kontrol altında tutulur. Bu
nedenle günümüzde frekans değişimleri tüketiciler açısından önemli bir güç kalitesi
sorunu olmaktan çıkmıştır [2].
3.8. CBEMA ve ITIC Eğrileri
Enerji kalitesi problemleri, yazılım ve donanım problemlerinin de ortaya çıkmasına
neden olmaktadır. Bilgisayar sistemlerinin kullanımının artmasıyla birlikte birçok
enerji kalitesi problemini ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle “Computer and Business
Equipment Manufacturer Association” tarafından CBEMA eğrisi geliştirilmiştir. Bu
eğri temel olarak bilgisayarlardaki güç kaynakları ve elektronik donanım için
geliştirilmiş, besleme gerilim seviyesini içerir.
27
Şekil 3.12. CBEMA gerilim eğrisi
CBEMA eğrisinde, geriliminin durum değerleri grafik üzerinde işaretlenerek, genel
olarak güç sistemlerinde sıkça kullanılan elektronik donanımı besleyen kaynakların
ne derece kullanışlı olduğunu görmek mümkündür. Grafik üzerindeki kalın çizgilerle
gösterilen
bölüm
elektronik
donanıma
zarar
vermeyecek
sınır
değerleri
göstermektedir. Bu alan içerisinde kalan her bir olay cihaz için zararsızdır. Ancak
gerilim veya süre nedeniyle bu çizginin dışında kalan olaylar, donanım için zarar
oluşturan ve istenmeyen durumlardır [10].
Bu konudaki çalışmaların devam etmesiyle birlikte 2000 yılında “Information
Technology Industry Council” tarafından ITIC eğrisi elde edilmiştir. Bu eğri ile
üretim yapan kuruluşların ve kullanılan elektrik aygıtlarının enerji kalitesi ile ilgili
uyması gereken değerlere ait sınırlar verilmiş olmaktadır. Elektrik enerjisi üreten
kuruluşlar, ürettiği gerilim seviyesi ve süresi ile ilgili sınır değer verirken cihazlar
için bu sınırlar içerisinde normal çalışmayı taahhüt etmeyi zorunlu kılar.
28
Şekil 3.13. ITIC gerilim eğrisi [12]
ITIC eğrisi, sistemdeki gerilim değişimlerinin genliğine ve süresine göre bilgi işlem
merkezi
donanımlarının
göstereceği
toleransı
tanımlamaktadır.
Yeni
nesil
bilgisayarların çoğu, bu değerlerden daha büyük toleransa sahiptirler ve bu eğri, güç
sistemine uyarlanan hassas donanımlar için standart bir tasarım hedefi sağlamaktadır.
Eğrilerdeki yatay eksen süreyi, dikey eksen ise gerilim genliğini göstermektedir.
Sınır değerlerin altında kalan bölümle genellikle yükün devre dışı kalmasına neden
olmakta, üstünde kalan bölümler ise yalıtım bozukluğuna ve aşırı gerilim nedeniyle
koruma elemanlarının açmasına neden olmaktadır.
29
4.
GÜÇ
KALİTESİ
PROBLEMLERİNE
YÖNELİK
ALINABİLECEK
ÖNLEMLER
Üçüncü bölümde güç kalitesi problemlerinin sınıflandırılması ve
dağıtım
sistemlerindeki etkileri açıklanmıştır. Bu bölümde dağıtım sistemlerinde ortaya çıkan
güç kalitesi problemlerine karşı alınabilecek tedbirlerin neler olduğu, kullanım
yerleri, çözüm yöntemlerinin karşılaştırması ve seçim esasları açıklanacaktır.
4.1. Güç Kalitesi Çözüm Yöntemlerine Genel Bakış
Güç kalitesi problemlerinin çeşitliliği dikkate alındığında, ortaya çıkan problemlere
karşı alınabilecek önlemlerinde çeşitlilik arz etmesi tabiidir. Avrupa Birliği
bölgesinde 8 ülkeyi kapsayan, endüstride ve hizmet-ulaşım sektörlerinde güç kalitesi
problemlerine karşı alınan tedbirler ve oranlarını kapsayan araştırma sonuçları Şekil
4.1’de verilmiştir [6].
Araştırrma sonuçları değerlendirildiğinde;
 Dağıtım sisteminde kesintilerin önemli bir yeri olduğu, bu probleme karşı
jeneratörlerin sıklıkla kullanıldığı,
 Her iki KGK tipinin jeneratörler ile birlikte en sık kullanılan çözüm yöntemi
olduğu,
 Endüstri sektöründe % 65 ve hizmet-ulaşım sektöründe % 45 oranlarında
harmonik filtre kullanımı olduğu,
 Endüstri sektöründe pasif filtrelerin kullanımının, aktif filtre kullanımının üç
katı olduğu,
 Genel olarak, hizmet-ulaşım sektörlerinde güç kalitesi çözüm yöntemlerinin,
endüstri sektörüne göre daha fazla kullanıldığı,
 Endüstri sektöründe kullanılan çözüm yöntemlerinin ulaşım-hizmet sektörüne
göre daha düşük maliyetli yöntemler olduğu,
sonuçları çıkarılabilir.
30
Şekil 4.1. Endüstri sektörü ile hizmet ve ulaşım sektörlerinde güç kalitesi
önlemlerinin grafiksel dağılımı
4.2. Güç Kalitesi Problemlerinde Çözüm Yaklaşımı
Dağıtım sistemlerinde ortaya çıkan güç kalitesi problemlerine karşı, genellikle
önceden belirlenebilecek tek bir yöntem yoktur. Bu nedenle çözüm yönteminin
belirlenmesinde, Şekil 4.2’de verilen çözüm yaklaşımı kullanılabilir. Her zaman
doğru olmamakla birlikte, genellikle güç kalitesi problemlerine karşı alınabilecek
önlemlerin maliyeti, korunacak cihaz seviyesinden başlayarak dağıtım şebekesinde
alınacak önlemlere gidildikçe artar.
31
Şekil 4.2. Güç kalitesi problemlerinde çözüm yaklaşımı
1 numaralı bölümde öncelikle uygun toleransa sahip teçhizatın seçilmesi ve uygun
koruma elemanları ile sisteme bağlanması,
2 numaralı bölümde ortaya çıkan güç kalitesi problemi çözümünün, sistemdeki tüm
yükler için değil, yalnızca güç kalitesi probleminden etkilenen yükler için
sağlanması,
3 numaralı bölümde dağıtım merkezinde gerekli önlemlerin alınarak, dağıtım
merkezinden beslenen tüm yüklere yönelik çözüm üretilmesi,
4 numaralı bölümde ise ortaya çıkan güç kalitesi probleminin tüm dağıtım şebekesi
için çözümlenmesi prensibi bulunmaktadır [4].
Ayrıca güç kalitesi problemlerinin çözümünde sistem bazlı yaklaşım da önemlidir.
Bir tüketicinin yaşadığı düşük gerilim sorunu, kendi dağıtım tesisatından, aynı
dağıtım merkezinden beslenen diğer abonelerden ya da dağıtım sisteminden
kaynaklanıyor olması mümkündür. Bu nedenle güç kalitesi problemlerinde maliyeti
32
en düşük ve etkin bir çözümün bulunmasında en önemli aşama, sorunun doğru tespit
edilmesidir. Bu tespit aynı zamanda çözüm seviyesini de belirlenmesini
sağlayacaktır. Şekil 4.3’te güç kalitesi problemlerinin çözümüne yönelik temel akış
diyagramı önerilmiştir [4]
Şekil 4.3. Güç kalitesi problemlerinde çözüm akış diyagramı
4.3. Güç Kalitesi Problemlerinin Çözüm Yöntemleri
Güç kalitesi problemlerine karşı alınabilecek önlemler, ortaya çıkan problemlerin
sınıflandırmasına göre açıklanacaktır.
4.3.1. Salınım biçimindeki geçici olaylara karşı alınabilecek önlemler
Salınım biçimindeki olaylar, sisteme hızlı bir şekilde kondansatör gruplarının
devreye alınması veya sistemdeki anahtarlamalardan kaynaklanmaktadır. Genellikle
bozulma 1,5 pu değerini aşmayan ve yarım periyotta oluşan yüksek frekanslı
33
değişimlerdir. Alçak gerilim sistemlerinde önemli etkileri görülmez. Salınım
biçimindeki geçici olaylara karşı alınabilecek önlemlerin başında, sistemde salınıma
neden olan kondansatör gruplarının statik anahtarlama elemanları ile sıfır geçiş
anahtarlamalı olarak yapılması bulunmaktadır [4].
4.3.2. Darbe biçimindeki geçici olaylara karşı alınabilecek önlemler
Darbe biçimindeki güç kalitesi sorunlarının başında yıldırım sonucu oluşan darbe
gerilimleri gelmektedir. Darbe biçimindeki olayların meydana geliş sıklığının çok az
olmasına rağmen, güç kalitesi sorunları sonucu ortaya çıkan maliyetlerde ilk sırada
yer almaktadır (Bkz. Şekil 2.4 ve Şekil 2.6). Bunun nedeni darbe biçimindeki geçici
olaylarda, alçak gerilim sistemlerindeki bozulma anma geriliminin çok üstünde ve
çok kısa sürede gerçekleşmesidir.
Bir güç sisteminde hassas yükler için darbe biçimindeki geçici olaylara karşı mutlaka
önlem alınması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Alçak gerilim cihazlarının geçici aşırı
gerilimlere karşı korunması ile ilgili esaslar, ANSI/IEEE C62 Guides and standards
for surge protection standardında belirtilmiştir. Darbe biçimindeki olayların en
başında güç sisteminin yıldırım düşmesinden etkilenmesi olduğundan, bu bölümdeki
önlemlerden yıldırıma karşı alınması gereken önlemler şeklinde bahsedilmiştir.
Yıldırımdan Korunma Sistemi (YKS) (Lightning Protection System (LPS)), korunan
bir nesneyi etkileyen yıldırım çarpmalarından dolayı meydana gelen yıllık ortalama
tehlikeli olay sayısı nesnenin bulunduğu yerdeki fırtına faaliyetine ve nesnenin fiziki
özelliklerine bağlıdır. N sayısını hesaplamak için yıldırım düşme yoğunluğunun,
nesnenin eşdeğer toplama alanı ile çarpılması ve nesnenin fiziki özellikleri için
düzeltme faktörlerinin dikkate alınması genellikle kabul edilir. Yılda kilometrekare
başına toprağa yıldırım boşalması olarak tanımlanan toprağa yıldırım boşalma
yoğunluğu, ölçme ile belirlenmelidir. Toprağa yıldırım boşalma yoğunluğu elde
edilemezse, Eş. 4.1 kullanılarak tahmin edilebilir.
1,25
Ng ═ 0,04.Td
yıldırım/yıl*km2
(4.1)
34
Eş. 4.1’de;
Td: Meteoroloji haritalarından alınan bir yıldaki yıldırımlı gün sayısıdır.
Ng: Yıldırım düşme yoğunluğu olup, yılda km2 başına düşen yıldırım sayısıdır [14].
Yıldırımdan korunma sistemi
Yıldırımdan korunma tedbirinin seçimi oluşabilecek hasarın tipine ve maliyetine göre
yapılmalı, farklı korunma tedbirlerinin teknik ve ekonomik yönleri dikkate alınmalıdır.
Risk değerlendirmesi ve en uygun korunma tedbirlerinin seçimiyle ilgili kriterler IEC
62305-2’de açıklanmıştır. YKS’nin etkili olabilmesi için, tesis edileceği yerde beklenen
darbe gerilmelerine dayanabilmesi gerekir.
Genel olarak darbe gerilimlerinin etkisinden korunabilmek için, aşağıdaki tedbirlerin tek
tek veya birlikte kullanılmasından oluşan korunma sistemi oluşturulur.

Topraklama ve bağlantı sağlama tedbirleri,

Manyetik ekranlama,

Hat güzergâhı seçimi,

Koordineli yıldırım darbesinden koruyucu aygıt (SPD) koruması.

Gömülü kablolar için yeterli kalınlıktaki sürekli metal ekranlama.
Yıldırımdan korunma bölgeleri
Yıldırımdan korunma sistemi içerisinde yer alan; ekranlama telleri, manyetik
ekranlar ve koordineli SPD gibi korunma tedbirleri, yıldırımdan korunma bölgelerini
(LPZ) belirler. Şekil 4.4’te yıldırımdan korunma bölgeleri gösterilmektedir. Buna
göre korunma tedbirlerinin akış yönüne göre, LPZ’lerde iç tarafa gidildikçe
yıldırımın elektromanyetik darbesinin etkisi (Lightning Elektromagnetic Pulse
(LEMP)) önemli ölçüde azalma gösterir. Korunacak sisteme göre LPZ bölgelerinin
sayısı tespit edilir. Yıldırımdan korunma bölgeleri dış ve iç bölgeler olmak üzere
ikiye ayrılır [14].
35
Şekil 4.4. Yıldırımdan korunma bölgelerinin şematik gösterimi
Dış bölgeler
Şekil 4.4’te belirtilen LPZ 0 gibi, yıldırım darbesinin oluşturduğu elektromanyetik
alanlardan dolayı tehdidin meydana geldiği ve iç sistemlerin tam veya kısmi yıldırım
darbesi akımına maruz kalabildiği alandır. Bu bölgede elektromanyetik alanın etkisi
azaltılamaz.
İç bölgeler
Şekil 4.4’te gösterilen LPZ 1 bölgesidir. Bu bölge dahilinde tüm iletken kısımlar
üzerindeki akımlar MB bölgesine nazaran daha azdır. Bu bölgede ekranlama önlemi
ile elektromanyetik alan etkisi nispeten azaltılır. Her bir bölgenin sınırında, tüm
metal aksamın birbirine bağlanması sağlanmalı ve ekranlama yapılmalıdır.
Elektromanyetik darbe etkisine karşı alınabilecek önlemler
Bu bölüme kadar anlatılan yıldırıma karşı koruma önlemleri, daha çok yıldırımın
düşmesi sonucu can ve mal kayıpları ile yangın gibi oluşabilecek istenmeyen
durumların önlenmesine yöneliktir.
36
Alçak gerilim dağıtım sistemlerinde, güç kalitesi problemine yol açan, çoğunlukla
yıldırımın elektromanyetik darbe etkisidir. Yıldırım doğrudan enerji dağıtım hattına
(hava ya da yer altı) düşmese bile yıldırımın elektromanyetik darbe etkisi dağıtım
hatlarında, nanosaniye mertebesinde, yüksek değerli (alçak gerilim sistemleri için
1kV) darbe gerilimlerinin oluşmasına sebep olabilirler. Yıldırımın elektromanyetik
darbe etkisi, önlem alınmaması durumunda tüm hassas yükler (elektronik cihazalar,
güç kaynakları, test cihazları, bilgi sistemleri vb.) için ağır hasarlara hatta
kullanılmayacak duruma gelmelerine sebep olabilir. Resim 4.1’de yıldırımın
elektromanyetik darbe etkisi sonucu kullanılmayacak duruma gelen bir elektronik
kart görülmektedir.
Resim 4.1. Yıldırımın elektromanyetik darbe etkisi sonucu oluşan hasar
Bu nedenle yıldırımın aşağıda belirtilen elektromanyetik darbe etkisine karşı
korunma sağlanmalıdır.
 Yapıya düşen yıldırım düşmesinin oluşturduğu aşırı gerilimler,
 Yapının yakınına düşen yıldırım düşmesinin oluşturduğu aşırı gerilimler,
 Hatlara veya hatların yakınına düşen yıldırım çakmalarından dolayı hatlar
tarafından iletilen aşırı gerilimler,
 İç sistemlerle doğrudan akuple olan manyetik alanlar.
Korunması istenen sistem içerisinde bulunan yıldırımdan korunma bölgelerinde daha
önce belirtilen metal parçalar ve sistemler için kuşaklama sağlanmalı, ekranlama
yapılmalıdır. Ayrıca alçak gerilim dağıtım ve haberleşme hatlarında etkin SPD
koordinasyonu sağlanmalıdır.
37
SPD koordinasyonu
SPD’ler yıldırımın elektromanyetik darbe etkisine cevap verebilecek hıza sahip
parafudrlardır. SPD koordinasyonu ise, aynı devrede iki veya ikiden fazla SPD’nin
biri diğerinden sonra gelecek şekilde tesis edilmeleri halinde, bu SPD’lerin enerji
soğurma yeteneklerine göre darbe gerilimini aralarında paylaşacak şekilde koordineli
olmalarıdır. Etkili koordinasyon için, münferit SPD’lerin karakteristiklerinin
(imalâtçı tarafından yayımlandığı gibi) tesis edildiği noktadaki tehdit durumunun ve
korunması gereken donanımın karakteristiklerinin dikkate alınması gereklidir.
Yıldırım tehdidini, aşağıda genliği ve süresi verilen üç yıldırım akımı bileşeni
oluşturmaktadır.

İlk kısa darbe, (10/350µs)

Ardışık kısa darbeler, (8/20µs)

Uzun darbe. (≥0,5s)
Bu üç bileşen de etki eden akımlardır. SPD’lerin çıkışının koordinasyonunda, enerji
paylaşımı dikkate alındığında, ilk darbe en baskın faktördür. Ardışık kısa darbeler,
özgül enerjinin daha düşük değerlerine, ancak daha yüksek akım dikliğine sahiptir.
Uzun darbe ise, koordinasyon amaçları bakımından dikkate alınmasına gerek
duyulmayan ilave bir zorlama faktörüdür.
SPD Seçimi
SPD’ler gerilim koruma seviyesine veya bulunduğu yere ve boşalma akımına göre
seçilir. Yıldırım darbelerinin akım değerleri BS 6651:1999, “Code of Practice for
Protection of Structures against Lightning”de;

% 1’inin 200 kA değerini aştığı,

% 10’unun 80 kA değerini aştığı,

% 50’sinin 28 kA değerini aştığı,

% 90’nının 8 kA değerini aştığı,

% 99’nunun 3 kA değerini aştığı belirtilmektedir.
38
Şekil 4.5. T1, T2 sürelerinin tanımlanması
Burada; O1 sanal orjin, T1 cephe süresi ve T2 yarı değere olan zamandır. SPD’lerin,
tesis edildikleri noktada beklenen boşalma akımına dayanacak şekilde seçimi yapılır
[14]. SPD’lerin kullanımı, güç sistemleri için IEC 61643-1’de ve haberleşme
sistemleri için IEC 61643-21’de sınıflandırılan dayanma yeteneğine bağlıdır.
SPD’ler, ön görülen tesis yerlerine göre (Bkz. Şekil 4.3) aşağıdaki gibi seçilmelidir;
 Hattın yapıya girişinde (LPZ 1’in sınırında, örneğin MB ana dağıtım
panosunda)
 Korunması gereken cihaza yakın bir yerde (LPZ 2 ve daha yüksek LPZ’lerin
sınırında, örneğin SB tali dağıtım panoları veya SA priz çıkışında)
Ayrıca SPD’ler, korunması gereken donanımın Uw darbe dayanım gerilimine göre,
tesis edildiği cihazı koruyabilecek özellikte seçilmelidir. Koordineli SPD
korumasının verimi, sadece SPD’nin uygun olarak seçilmesine bağlı olmayıp, doğru
bir şekilde tesis edilmesine de bağlıdır. Buna göre;
 SPD’lerin yerine,
 SPD bağlantı iletkeninin yeterli kesite sahip olmasına,
 Salınım olayından dolayı koruma mesafesine,
 Endüksiyon olayından dolayı koruma mesafesine dikkat edilmelidir.
39
Bir SPD gelen hattın giriş noktasına ne kadar yakınsa, bu SPD tarafından korunan
yapı içindeki donanım miktarı o kadar fazla olur. Daha sonra da ikinci kriter kontrol
edilmelidir. Bir SPD korunmakta olan donanıma ne kadar yakınsa, bu SPD’nin
koruma etkinliği daha fazla olur
Eğer SPD ile donanım arasındaki mesafe çok fazla ise, yayılan darbelerde salınım
olayı meydana gelebilir. Bu mesafe, SPD teknolojisine, tesisat kurallarına ve yük
kapasitesine bağlıdır.
SPD uygulamaları
Doğrudan isabet eden bir yıldırım darbesinin oluşturduğu, 1 numaralı darbe10/350 μs
ve 2 numaralı darbe 8/20 μs dalga formuna sahip darbe akımları Şekil 4.6’da
görülmektedir. 1 numaralı dalga formu ile Tip 1 (önceki tanımlaması B Sınıfı)
yıldırım akımı deşarj düzenekleri ve bina dışı yıldırımdan koruma tesisatına ait yapı
parçaları bu akım kullanılarak test edilmektedir.
Şekil 4.6. Yıldırım darbe akımının Tip 1 ve Tip 2 dalga bileşenleri [15]
Uzağa düşen yıldırım darbeleri ve anahtarlama işlemleri nedeniyle oluşan aşırı
gerilimler ise, 2 numaralı darbe Tip 2 8/20 μs ile benzetilmektedir. Bu darbe
akımının enerji içeriği, yıldırım test akımının 10/350 μs’luk darbe akımı dalgasına
40
oranla belirgin bir şekilde düşüktür. Tip 2 ve Tip 3 (önceden C ve D Sınıfı) aşırı
gerilim deşarj düzenekleri, bu test darbe akımı kullanılarak zorlanmaktadır.
Tip 1 (B Sınıfı) SPD
Tip 1 SPD’ler genellikle bina girişindeki enerji dağıtım panolarında kullanılmalıdır.
Tip 2 (C Sınıfı) SPD
Bu tip SPD’ler, dağıtım sisteminde Tip1 sınıfı SPD’lerden sonra korunacak cihaza en
yakın noktada kullanılmalıdır.
(a)
(b)
Resim 4.2. Çeşitli Tip SPD örnekleri (a) Tip1 sınıfı SPD (b) Tip 2 sınıfı SPD
Tip 3 (D Sınıfı) SPD
Data işleme ve telekomünikasyon alanında yüksek frekanslı düşük sinyal seviyeleri
özel koruma gerektirir. Bu sınıf SPD’lerden beklenen sinyal kalitesini bozmadan kısa
tepki süreleri ile aşırı gerilimleri sınırlamasıdır.
Açık anten sistemleri ve bina dışına uzanan harici kablolar, atmosferik koşullara
doğrudan maruz kaldığından risk altında kabul edilir. Geniş ve dar bant ağlarda,
41
mobil ve radyo teknolojisinde aşırı gerilim geçişleri ve parazit gerilimlerin
oluşmasına engel olacak nitelikte SPD’ler tesis edilmelidir (Resim 4.3).
Resim 4.3. Tip 3 sınıfı farklı kullanım alanları için SPD örnekleri
4.3.3. Gerilim düşmesi, yükselmesi ve kesintilere karşı alınabilecek önlemler
Şebekeden kaynaklanan sorunlarda, dağıtım şirketlerinin, alt yapılarını daha
güvenilir hale getirmesi (amaç; önleyici bakım, modernizasyon, altyapı tesisatı) veya
güç sistemlerini yeniden yapılandırması (besleyicileri kısaltmak) gibi belirli
önlemlerin alması gerekir. Empedans topraklı, nötr güç sistemleri için, otomatik
kapanan devre kesicileri yerine, geçici topraklama hatası durumunda zarar görmüş
besleyici üzerinde kesintilere neden olmama gibi önemli bir avantaj sağlayan şönt
devre kesicilerinin kullanımı sistemde kısa süreli kesinti sayısını azaltmada fayda
sağlamaktadır [16].
Güç sisteminde, koruma cihazlarının performansını artırmak (seçicilik, otomatik yol
verme, tesisat üzerinde uzaktan kumanda cihazları, uzaktan yönetim, vb.), dağıtım
sistemi kısa devre gücünü artırmak, cihaz seviyesinde ise büyük güçlü yüklerin
devreye alınmasında akım tepe değerlerini ve mekanik stresi sınırlayan yumuşak yol
verme yöntemlerinin kullanımı ile azaltma sağlanabilir [16].
42
Sabit gerilim transformatörü
Sabit gerilim transformatörleri (Constant-Voltage Transformers (CVTs))genellikle
sistemdeki gerilim düşümüne bağlı güç kalitesi sorunlarının çözümü için
kullanılmaktadır. Ferrorezonans transformatörler olarak da adlandırılmaktadırlar ve
çevirme oranları birdir. Sistemdeki gerilim düşümünü dengeleyebilmek için ilave bir
kompanzasyon sargısı mevcuttur. Genellikle düşük güçlerde (50kVA) kullanılması
mümkündür. Yalnızca gerilim düşümü sorunu olan sistemlerde yükleri beslemek için
uygundur. Resim 4.4’de örnek ticari sabit gerilim transformatörleri görülmektedir.
Resim 4.4. Örnek sabit gerilim transformatörleri
Magnetic synthesizers
Sabit gerilim transformatörleri ile benzer çalışma prensibine sahip olması nedeniyle
gerilim düşümü sorunu olan yerlerde kullanılır. Sabit gerilim transformatörlerinden
farkı 3 fazlı yüklerde kullanılmalarıdır. Genellikle 15 kVA ile 200 kVA arasındaki
bilgisayar yoğunluklu sistemlerde kullanılır [4].
Aktif seri kompanzatörler
Gerilim düşümü sorunu olan yerlerde, düşük güçlü tek fazlı (5kVA) yüklerden, orta
gerilimde yüksek güçlü (2 MVA) hassas yüklerin beslenebilmesi için uygun bir
donanımdır. İçeriğindeki hızlı güç elektroniği anahtarları sayesinde, 1/4 periyotluk
43
sürede ve % 50’lere varan gerilim düşümlerini kompanze edebilir. Uygulamada
karşılaşılan gerilim düşümü sorunlarını çözmede oldukça yeterlidir [4].
Kesintisiz güç kaynakları
Kesintisiz güç kaynakları (KGK) (Uninterruptable Power Supply (UPS)) uygulamada
çok bilinen ve en sık kullanılan donanımlardır. Gerilim düşümü sorununun yanında
enerji dağıtım sistemindeki kısa süreli kesintilere karşı da koruma sağlar. Ayrıca
jeneratörler ile kullanıldığında kalıcı kesintilere karşı da koruma sağlar. Bir KGK
doğrultucu ve inverter bloklarını içerdiğinden başka bir güç kalitesi sorunu olan
harmoniklere yol açabilir. Bu nedenle cihaz seçiminde cihaz çıkışındaki ve girişindeki
akım ve gerilim THB oranlarına dikkat edilmesi gerekir. Uygulamada çevrimiçi ve
çevrimdışı çalışma prensibi olmak üzere iki tip KGK kullanılmaktadır.
Çevrimdışı KGK
Çevrimdışı (offline) KGK’larında, normal çalışma koşullarında yük şebekeden
beslenir ve aynı zamanda aküler şarj edilir. Şebeke gerilimi kesildiğinde ya da
belirlenen toleransın dışına çıktığında aküden çalışma moduna geçilerek hazır olarak
bekletilen evirici devreye girer.
Şekil 4.7. Çevrimdışı KGK blok şeması
44
Bu geçiş esnasında transfer süresi adı verilen 2-20 ms arasında değişen bir kesinti
gerçekleşir. AA şebekesinin toleranslar içerisine dönmesine kadar geçen sürede
enerjinin devamlılığını sağlar.
Çevrimiçi KGK
Bu tip KGK’larda her koşulda yük evirici üzerinden beslenmektedir. Şebekede enerji
olduğu süre zarfında, hem aküler şarj edilir hem de şebeke ile aynı frekansta çalışan
evirici yardımıyla yük beslenir. Şebeke gerilimi kesildiğinde ya da toleransın dışına
çıktığında aküden çalışma moduna geçilir. Akü evirici ikilisi depolanan enerjinin
bitmesi ya da AA şebekenin toleranslar içerisine dönmesine kadar geçen sürede
enerjinin sürekliliği sağlar. Bu cihazlar kritik yükler için seçilebilecek bütün güç
problemlerine karşı yüksek koruma sağlayan sistemlerdir. Aşırı yük ya da güç
kaynağında meydana gelen bir arıza durumunda çıkış statik geçiş anahtarı ile statik
By-Pass hattına aktarılır.
Şekil 4.8. Çevrimiçi KGK blok şeması
Motor jeneratör sistemleri
Motor jeneratör sistemlerinin tipik blok diyagramı Şekil 4.9’da verilmiştir. Şebekenin
normal olduğu koşullarda motor şebekeden beslenir ve motorun kutup sayısına bağlı
olarak ve genellikle 3000 d/dk hızda dönen rotor jeneratöre güç sağlar. Anma gerilim
45
ve frekansında gerilim üreten jeneratör sabit frekans ve gerilimde yüklere güç sağlar.
Şebekede kesinti yaşanması durumunda, 3000 d/dk hızla dönen volan jeneratörün 15
saniye daha beslenmesini sağlar. Jeneratör yükleri bu 15 saniye süresince hassas
olmayan yükleri besleyebilir.
Şekil 4.9. Tipik motor-jeneratör sistemi blok diyagramı [4]
Motor-jeneratör sistemleri şebekeden beslenme esnasındaki yüksek kayıpları,
mekanik
bir
beslenememesi
sistem
olması
nedeniyle
güç
nedeniyle
kalitesi
bakım
masrafları,
çözümünde
maliyet
hassas
yüklerin
etkin
olmadığı
değerlendirilmektedir.
Dinamik kesintisiz güç kaynakları
Dinamik KGK’larında daimi bir dizel motor grubu bulunur. Şebekenin anma
değerlerinde olduğunda yalnızca kinetik enerjiyi depolayan volan (kinetik modül)
döndürülür. Yük şebeke üzerinden beslenir. Şebekenin kesilmesi durumunda, volanda
biriken kinetik enerji üzerinden jeneratör güç üreterek sistemi kesintisiz beslenmesini
sağlar. Bu süre boyunca çıkış frekansı üretici firma ve ürünlere göre %1 ile %5
arasında değişir. Bu süre zarfında dizel motor grubu devreye girer ve jeneratörü
besleyerek yüklere kesintisiz enerji sağlar. Statik KGK’larına çeşitli üstünlükleri
vardır. Bunlar; düşük giriş akım ve gerilim toplam harmonik bozulma oranı, yüksek
46
güçlü yükleri (2200 kVA) besleyebilme özelliği, akü değişim ve bakımının
olmamasıdır. Eksiklikleri ise; düşük güçlerde ilk kurulum maliyetinin fazla olması,
mekanik parçaların bakım gereksinimi, işletme zorluğu gösterilebilir. Uygulamadan
elde edilen sonuçlar doğrultusunda, 500 kVA ve üzeri güç ihtiyaçlarında Statik
KGK’larına nazaran maliyet etkin olduğu değerlendirilmektedir.
Süper İletkenli Manyetik Enerji Depolama Cihazları
Süper iletkenli Manyetik Enerji Depolama (Superconducting magnetic energy storage
(SMES)) Cihazının tipik blok diyagramı Şekil 4.10’da verilmiş olup, temel çalışma
prensibi, klasik KGK sistemlerinde kullanılan akülerin yerine, enerjinin süper
iletkenli manyetik çekirdekte depolanmasıdır. Akülerden çok daha hızlı deşarj
sürelerinin olması, şarj-deşarj ömrünün teorik olarak sınırsız olması ve akülere
nazaran daha az yer kaplamaları üstünlükleri iken, genellikle 90 saniyeden az olan
sistem besleme süreleri, ilk üretim maliyetlerinin ve yıllık enerji tüketim
maliyetlerinin fazla olması eksik yönleridir [17].
Şekil 4.10. Tipik SMES Blok Diyagramı
47
4.4. Güç Kalitesi Sorunlarına İlişkin Çözüm Yöntemlerinin Değerlendirilmesi
Güç kalitesi problemlerinin çözümünde akış diyagramına (Bkz. Şekil 4.3) göre
yapılan değerlendirmeler sonucunda, güç kalitesi sorununun çözümünde birkaç yol
ortaya çıkmış olabilir. Uygulanacak çözümün belirlenmesinde aşağıdaki esaslar
doğrultusunda hareket edilmelidir.
 Sistemin ihtiyaç duyduğu güç kalitesinin ortaya konulması,
 Alternatif çözüm yollarının maliyetinin tahmin edilmesi
 Çözüm yollarının maliyet etkinliğinin belirlenmesi
 Çözüm yollarının performansının ekonomik yönden karşılaştırılarak maliyet
etkin çözümün belirlenmesi
Şekil 4.11’de örnek bir ekonomik değerlendirme grafiği verilmiştir [4]. Burada kritik
yükler için ihtiyaç duyulan güç 2000 kVA gibi yüksek bir güçtür. Şüphesiz daha
düşük güç ihtiyaçları için yapıldığında grafik farklı çıkacaktır.
700
600
500
400
300
200
100
0
Güç Kalitesi Maliyeti (1000*$/yıl)
Çözüm Maliyeti (1000*$/yıl)
Şekil 4.11. Örnek bir güç kalitesi çözümü maliyet etkinlik grafiği
48
Çözüm maliyeti, belirlenen çözüm için yıllık maliyeti, güç kalitesi maliyeti ise
belirlenen çözüm uygulandığında dahi yıllık güç kalitesi maliyetini vermektedir. Bir
başka deyişle uygulanan çözüm yöntemi ile dahi, önlem alınamayan güç kalitesi
problemlerinin maliyetini göstermektedir.
Ayrıca unutulmaması gereken bir konu da çözüm yöntemlerinin sisteme ve ülkeye
hatta bulunulan ile özel elverişliliğidir. Örneğin imalatı ve bakım onarımı yerli
imkânlarla sağlanan bir güç sisteminde süper iletkenli manyetik enerji depolama
cihazı kullanımı maliyet etkin çıkabilir iken, bu cihazın imalat ve bakımı yurtdışı
imkânlarla sağlanan bir sistemde farklı bir çözüm öne çıkabilmektedir. Bu nedenledir
ki güç kalitesi sorunlarının çözümünde, sistem esaslı düşünmek ve çözüm üretmek
gerekir.
49
5. GÜÇ SİSTEMLERİNDE HARMONİKLER
Elektrik enerjisi diğer enerji türlerine kıyasla kullanımı temiz ve güvenilir bir enerji
kaynağıdır. Ancak elektrik enerjisi ile çalışan sistemlerin bazıları (elektronik
cihazlar, bilgi sistemleri, güç kaynakları, haberleşme aygıtları vb.) enerji kalitesi
konusunda oldukça hassastır. Bu nedenle bu tip yüklerin elektrik enerjisi
beslemesinin kaliteli olması ya da oluşabilecek kalite sorunlarına karşı ihtiyaç
duyulan önlemlerin alınması gereklidir.
Güç kalitesi denildiğinde, enerjinin sürekli olduğu, gerilim ve frekansın sabit olduğu,
faz gerilimlerinin dengeli olduğu, kırpışmanın (flicker) olmadığı ve gerilim
dalgasının sinüssel olduğu bir gerilimi esas alınır. Gerilimin sinüssel dalga şeklinden
sürekli olarak sapmasının nedeni ise güç sisteminde harmoniklerin varlığıdır. Güç
sisteminde harmoniklerin önemi, özellikle yarıiletken eleman üretimindeki teknolojik
ilerlemelere bağlı olarak, hızla artmıştır. Çünkü yarıiletken elemanların kullanıldığı
doğrusal olmayan yükler, günlük hayatta hemen hemen her yerde yoğunlukla
kullanılmakta ve hâlihazırda kullanımı da hızla atmaktadır.
Tüketicilere elektrik enerjisini sağlayan kuruluşlar (elektrik dağıtım şirketleri) için
harmonik bozulma önemli bir sorundur. Çünkü tüketicilere sunulan enerjinin kalitesi
harmonikler yüzünden bozulmakta ve bunun sonucunda tüketiciler birtakım güç
kalitesi sorunlarına maruz kalmaktadır. Enerji sağlayan kuruluşlar, harmonikler
nedeniyle yalnızca tüketicilerle karşı karşıya gelmeyip, aynı zamanda harmonikler
dağıtım sisteminde de oluşturduğu ciddi sorunlar ile de uğraşmaktadırlar.
Bu bölümde önemli bir güç kalitesi sorunu haline gelen ve sistemde oluşmasına
neden olan tüketicilerin, yakın zamanda mevzuatta gerekli düzenlemelerin yapılması
ile reaktif enerji bedeli benzeri bir yaptırıma uğrayacağını değerlendirdiğim
harmonikler ele alınacaktır.
50
5.1. Harmoniklerin Tanımı
Elektrik güç sistemindeki yükler/elemanlar genel olarak ikiye ayrılır; doğrusal
(lineer) ve doğrusal olmayan (nonlineer). Doğrusal yükler uygulanan gerilim
karşısında sabit empedans özelliği gösterirler. Doğrusal olmayan yükler ise kesintili
akım çekerler veya AC gerilimin her periyodunda değişken empedans özelliği
gösterirler [18].
Elektrik
güç
sistemlerinde
harmonikler,
doğrusal
olmayan
yüklerden
kaynaklanmaktadır. Şekil 5.1’de doğrusal (lineer) yüklere ait akım-gerilim zaman
grafiği, Şekil 5.2’de doğrusal olmayan yüke ait gerilim-akım zaman grafikleri
verilmiştir.
Şekil 5.1. Doğrusal Yük Akım-Gerilim Zaman Grafiği (a) Rezistif Yük (b) Endüktif
yük (c) Kapasitif Yük
Şekil 5.2. Doğrusal Olmayan Yüke Ait (a) Gerilim (b) Akım (c) Gerilim-Akım
Zaman Grafiği
51
5.2. Harmonik Bileşenler
Güç sisteminde doğrusal olmayan yüklerin olması durumunda, güç sisteminden
çekilen akım ve yük gerilimi sinüsoidal olmayan periyodik büyüklüklerdir. Şekil
5.3’de temel frekansa ait işaret ve harmonik bileşenler gösterilmektedir. Sinüsoidal
olmayan bu periyodik işaretler temel frekans ve bu temel frekansın tam katlarındaki
sinüsoidal dalgaların toplamı şeklinde ifade edilebilir. İlk defa 1822 yılında Fransız
fizikçi ve matematikçi Joseph Fourier tarafından formüle edilen bu ifade şekli
“Fourier Serisi” olarak bilinir ve birçok uygulamalarda yaygın olarak kullanılır.
Temel frekansın katları şeklindeki periyodik büyüklükler, harmonik bileşen olarak
isimlendirilir ve güç sistemlerinde genellikle bozulmuş sinüs dalga şekilleri olarak
tanımlanırlar.
Şekil 5.3. Temel ve harmonik bileşenlere ait işaretler
5.3. Fourier Analizi
Fransız fizikçi ve matematikçi J. Fourier, sinüsoidal olmayan periyodik bir dalganın;
genlik ve frekansları farklı birçok sinüsoidal dalgaların toplamından oluştuğunu
göstermiştir. Fourier serisi analizi sinüs biçimli olmayan ancak periyodik olan her
türlü büyüklüğün, bir frekans serisinde tamamen sinüs biçimli bileşenlere ve ilave
olarak bir doğru akım bileşenine çözülmesine imkân verir. Serinin en düşük frekansı,
temel frekans, fn olarak adlandırılır.
52
Serideki diğer frekanslar, temel frekansın tam sayı katlarıdır ve harmonik frekans
olarak adlandırılır. Periyodik büyüklüğün karşılık gelen bileşenleri, sırasıyla temel ve
harmonik bileşenler olarak adlandırılır.
Fourier Serisinin elde edilme işlemi, dalga analizi veya harmonik analiz olarak da
tanımlanır. Periyodik fonksiyonlar Fourier Serisine açıldıklarında birinci terimi bir
sabit, diğer terimleri ise bir değişkenin katlarının sinüs ve kosinüslerinden oluşan bir
seri halinde yazılabilir. [20]
Bir f (t) fonksiyonu Dirichlet şartları olarak bilinen üç şartı sağladığında o fonksiyon
Fourier Serisine açılabilir. Bir f (t) fonksiyonu;
 Sonlu sayıda süreksizlik barındırıyorsa,
 Sonlu sayıda maksimum ve minimum noktası varsa,
 Ortalaması sonlu değer alıyor,
ise Fourier serisine açılabilir. [20]
T periyot boyunca sinüsten farklı bir biçimde değişen f(t) dalgası Dirichlet şartlarını
sağladığında Fourier’e göre;
cos t
cos2 t
2t
3t
cos3 t
⋯
⋯
nt
cosn t
(5.1)
ve ya
∑
cos nt
sin nt
(5.2)
şeklinde yazılabilir. Eş. 5.1 ve 5.2’de;
t : Bağımsız değişken
A0 :“0” indisi ile gösterilen sabit terim (doğru veya ortalama değer ), “1” indisi ile
gösterilen birinci terime, temel bileşen adı verilir.
53
Temel bileşen aynı zamanda tam sinüsoidal dalgaya karşılık gelen dalgayı belirler. 2,
3, 4,...,n indisi ile gösterilen bileşenlere ise harmonik adı verilmektedir.
A 1 ,A 2 ,A 3 ,....,A n ,B 1 ,B 2 ,B 3 ,....,B n ise f(t) fonksiyonunun Fourier katsayılarıdır.
n :1, 2, 3,...,n (pozitif tarn sayı) harmonik mertebesidir. T periyot boyunca sinüsten
farklı bir f(t) dalgası Fourier’e göre;

2


….

(5.3)
(5.4)
Eş. 5.3 ve 5.4‘de;
C
: Sabit terim,
Cl,C2,C3,....,Cn : Harmonik bileşenlerin genlikleri,
 ,  ,  , … ,  ∶Harmonik bileşenlerin faz açılarıdır.
(5.5)
(5.6)

tan

(5.7)
(5.8)
Elektrik güç sistemlerinde “t” değişkenin yerine “wt” değişkeni kullanıldığından
denklemeler;
cos wt
cosn wt
∑
halini alır.
cos2 wt
cos3 wt
2 wt
3 wt
cos nwt
sin nwt
⋯
⋯
n wt
(5.9)
(5.10)
54
5.3.1. Sinüssel olmayan dalgalarda simetri ve ifadeleri
Sinüssel
olmayan
gösterebilir.
Bu
dalgaların
özelliklerden
simetrisine
göre
faydalanarak
fourier
analizler
serileri
daha
farklılıklar
kısa
sürede
gerçekleştirilebilir [21].
Analizi yapılması istenen periyodik bir fonksiyonun fourier serisine açılımında
terimlerin
hepsi
bulunmayabilir.
Bu
periyodik
fonksiyonun
değişimini
gösteren eğriye bakılarak serinin hangi terimlerden oluştuğunu tespit etmek
mümkündür. Böylece serinin elde edilmesi için gereksiz işlemlerin yapılmaması
sağlanabilir [21].
Simetri, genellikle dalganın şekline bakmakla görülebilir. Bunun için bazı
matematiksel yöntemler de vardır. Başlıca simetri türlerini aşağıdaki gibi
sınıflandırabiliriz;
 Çift fonksiyon simetrisi,
 Tek fonksiyon simetrisi,
 Yarım dalga simetrisi.
Çift fonksiyon simetrisi
Bu tip simetri f (- t) = f (t) özelliği ile tanımlanır. Periyodik dalganın, düşey eksenin
sağ
tarafındaki eğrisi bu eksen etrafında sola katlandığı zaman, dalganın sol
tarafındaki eğrisi ile tam tamına üst üstegelirse bu fonksiyon çift fonksiyon
simetrisine sahiptir denir. Bu çift fonksiyonun fourier serisinde yalnız kosinüslü
terimler vardır. Bl=B2=B3 =…= Bn=0 olur.
Bu durumda fonksiyon;
cos wt
halini alır.
cos2 wt
cos3 wt
⋯
cosn wt
(5.11)
55
Şekil 5.4. (a) Tek fonksiyon simetrisi (b) Çift fonksiyon simetrisi
Tek fonksiyon simetrisi
Bu tip simetri f (- t) = - f (t) özelliği ile tanımlanır. Bu simetriye örnek Şekil 5.4’de
verilmiştir. Periyodik dalganın düşey ekseninin sağ tarafındaki eğrisi bu
eksen etrafında önce sola, sonra soldaki eğrinin üstüne gelecek biçimde
yatay eksen etrafında (aşağı ya da yukarı) katlandığı zaman, bu iki eğri parçası üst
üste gelirse, bu fonksiyon tek fonksiyon simetrisine sahiptir denir. Bu tek
fonksiyonun fourier serisinde yalnızca sinüslü terimler vardır.
Bu durumda da fonksiyon;
halini alır.
Yarım dalga simetrisi
Bu tip simetri f (t +π ) = - f (t) özelliği ile tanımlanır. Periyodik bir fonksiyonun
yarım periyot parçası, yatay eksen boyunca sağa yada sola doğru π kadar kaydırılır
ve bu eksen etrafında katlamakla iki eğri parçası üst üste gelirse bu fonksiyonda
yarım dalga simetrisi vardır. Böyle bir fonksiyonun yatay eksen üzerindeki eğrisi
56
içindeki alan ile yatay eksen altındaki eğrisi içindeki alan birbirine eşit olup böyle bir
fonksiyonun Fourier serisinde sabit terim yoktur ve seri yalnız tek harmonikli
bileşenlerden oluşur. Fourier serisine açılabilen bir f (wt) fonksiyon;
cos wt
cos2 wt
2 wt
3 wt
cos3 wt
⋯
⋯
cosn wt
n wt
(5.13)
Fourier serisine açılabilen bir f (wt) fonksiyonu, tek fonksiyon ve yarım dalga
simetrili ise fonksiyon,
2 wt
3 wt
⋯
n wt
(5.14)
Fourier serisine açılabilen bir f (wt) fonksiyonu, çift fonksiyon ve yarım dalga
simetrili ise fonksiyon,
cos wt
cos3 wt
cos5 wt
⋯
cosn wt
(5.15)
şeklini alır [20].
Periyodik bir fonksiyonun bir periyot boyunca yatay eksen üstündeki ve altındaki
eğrileri içinde kalan alanlar (pozitif ve negatif alanlar) birbirine eşit ise bu
fonksiyonun Fourier serisindeki doğru bileşeni (sabit terim,
) sıfırdır [21].
5.3.2. Fourier katsayılarının bulunması
Sinüssel olmayan (nonsinusoidal) bir periyodik fonksiyonun Fourier serisine göre
sonsuz sayıda harmonikli bileşen vardır (Bkz. Eş. 5.2).
Uygulamada harmonikli bileşenlerin tamamının katsayılarının bulunması mümkün
değildir ayrıca bulunmasına da büyük ölçüde ihtiyaç yoktur. Bu nedenle uygulamada
sadece önemli değerde genliğe sahip katsayılı terimler hesaplanması yeterlidir [20].
57
Fourier serisinin katsayılarının bulunmasında üç yöntem kullanılmaktadır;
• Analitik yöntem,
• Grafik yöntemi,
• Ölçme yöntemi.
Analitik yöntemle Fourier katsayılarının bulunması
T periyot süresince sinüssel olmayan bir fonksiyonun Fourier katsayıları daha önce
verilen Eş. 5.10’dan analitik yöntemle aşağıdaki formüller ile bulunabilir.
(5.16)
(5.17)
(5.18)
Grafik yöntemiyle Fourier katsayılarının bulunması
T periyot boyunca sinüsten farklı bir biçimde değişen f (wt) fonksiyonunun Fourier
katsayılarının diğer bir bulunma yöntemi Grafik Yöntemidir. Bu yöntem çoğunlukla
analiz uygulanacak fonksiyonun sayısal değerinin bilinmeyip grafiğinin bilindiği
durumlarda kullanılır. Elektrik enerji sistemlerinde harmonik analizörlerinin
günümüzdeki kadar yaygın kullanılmadığı dönemlerde sistemin akım ya da
gerilimine ait osiloskoptan alınan grafiklerin kağıt üzerine aktarılmasıyla elde edilen
akım veya gerilim fonksiyonuna bu yöntem uygulanarak sistemin akım ya da
gerilimindeki harmonikler hesaplanabiliyordu. Bu yöntemde, osiloskop çıktısı alınan
fonksiyonun yarım periyodu Şekil 5.5’deki gibi parçalara ayrılır ve her parçanın orta
noktası için alınan a ve y değerleri, ilgili sinüs ve kosinüs fonksiyonlarının toplamını
içeren denklemler kullanılarak fonksiyonun Fourier açılımı bulunur.
58
Bu yöntemden iyi bir sonuç elde edebilmek için fonksiyonun şekli mümkün
olduğunca çok parçaya ayrılmalı ve bu parçalara ait a ve y değerleri büyük bir
doğrulukla tespit edilmelidir.
Şekil 5.5. Grafik Metotla Fourier Analizinin Yapılması [20]
Şekil 5.5’de x ekseni boyunca m adet aralığa bölünmüş bir simetrik sinüssel olmayan
dalganın pozitif yarı dalgası görülmektedir. Her bir aralığın orta noktası için alınan a
ve y değerleri kullanılarak temel bileşen için, Eş. 5.19 ve Eş. 5.20 Fourier
eşitliklerinden,
bulunabilir.
59
Ölçme yöntemi
Bu konuda üretilmiş olan ölçme aletleri ile bir akım ya da gerilime ait harmonik
bileşenler doğrudan tespit edilebilir. “Harmonik Analizörü” ya da “Enerji Analizörü”
olarak adlandırılan cihazlar ile ölçme kapasitelerine bağlı olarak 50. (n=50) harmonik
bileşene kadar tüm harmonik bileşenleri tespit edilebilmektedir.
Bu tez çalışmasında da bir tesisin elektrik dağıtım sistemindeki lineer olmayan
yüklerin oluşturduğu harmonik bileşenlerin tespiti için Fluke marka 434 B model
enerji analizörü kullanılmıştır. Kullanılan enerji analizörüne ve ölçmeye ilişkin
detaylar ilgili bölümde verilmiştir.
5.4. Harmonikler İle İlgili Tanımlamalar
Enerji kalitesinin ölçülebilmesi ve bozulmaların sınırlandırılabilmesi için akım ve
gerilim harmoniklerinin tanımlanması gerekmektedir.
5.4.1. Bozulma
Temel bileşen (50 veya 60 Hz) sinüsoidal gerilim veya akım dalga biçiminde oluşan
bozulma (Distorsiyon)’dır. Başka bir tanımlama ile gerilim veya akım temel bileşen
frekansının dışındaki frekanslarda harmonik bileşenlerin bulunmasıdır.
5.4.2. Toplam harmonik bozulma (THB)
Gerilim harmonik bileşenlerinin etkin değerlerinin kareleri toplamının karekökünün,
ana bileşenin etkin değerine oranı olan ve dalga şeklindeki bozulmayı ifade eden
değerdir [22].
∑
(5.21)
60
∑
(5.22)
Eş. 5.21 ve 5.22’de;
THBV : Gerilimdeki Toplam Harmonik Bozulma,
THBI : Akımdaki Toplam Harmonik Bozulma,
Vn
: Devreye uygulanan gerilimin n ’inci mertebedeki harmoniğin etkin değeri,
In
: Devreden geçen akımın n ’inci mertebedeki harmoniğin etkin değeri,
V1
: Devreye uygulanan gerilimin temel frekanstaki etkin değeri,
I1
: Devreden geçen akımın temel frekanstaki etkin değeridir.
5.4.3. Talep yük değerine bağlı akımdaki toplam bozulma (TDD)
∑
(5.23)
Eş. 5.23’de;
TDD : Talep yük değerine bağlı akımdaki toplam bozulma oranıdır.
In
: n. akım harmonik bileşeni
IL
: Ortak
bağlantı noktasındaki maksimum temel frekans talep akımıdır.
5.4.4. Şekil (Form) faktörü
Şekil faktörü, sinüssel olmayan bir dalga için,
ğ
ğ
(5.24)
olarak tanımlanır. Bozulmuş sinüsoidal bir dalganın bozulma ölçütünü veren bir
ifadedir. Sinüsoidal bir dalga için şekil faktörü 1,11’e eşittir.
61
5.4.5. Tepe faktörü
Sinüssel olmayan akım veya gerilimin tepe değeri ile temel bileşenin efektif değeri
arasında tanımlanır. Tepe (Crest) Faktörü (CF);
ş
ğ
ğ
(5.25)
ile tanımlanır.
5.4.6. Telefon etkileşim faktörü (TEF)
Elektrik enerji sistemlerindeki harmonik akım ve gerilimlerinden kaynaklanan
telefon gürültü değerinin belirlenmesinde Telefon Etkileşim Faktörü (TEF) kullanılır.
Bu büyüklük gerilim ve akım için,
∑
∑
(5.26)
(5.27)
şeklinde tanımlanır. Eş. 5.26 ve 5.27’de;
TEFV : Gerilim için Telefon Etkileşim Faktörü,
TEFI : Akım için Telefon Etkileşim Faktörü,
Wn
: n ’inci harmonik frekansı için işitsel ve endüktif kuplaj etkisine ait katsayı,
V
: Gerilimin efektif değeri,
62
5.5. Harmonik Kaynakları
Güç sisteminde kullanılan yüklerin neredeyse tamamı doğrusal olmayan yüklerden
oluşmaktadır. Bu nedenle de harmonikler güç sistemlerinde önemli güç kalitesi
sorunlarından birini oluşturmaktadır. Doğrusal olmayan yüklerden bazıları;

Yarı iletken kontrollü güç kaynakları

Motor hız kontrol cihazları,

Yumuşak yol vericiler

Aydınlatma dimmerleri

Kesintisiz güç kaynakları

Eviriciler ve frekans dönüştürücüler

Bilgisayarlar

Statik var kompanzatörleri

Transformatörler

Demir çekirdekli bobinler

Jeneratörler

Motorlar

Gaz deşarj prensibi ile çalışan aydınlatma elemanları

Yüksek gerilim ile enerji iletim (HVDC) sistemleri

Elektrikli ulaşım sistemleri

Akü şarj devreleri

Fotovoltaik sistemler

Şebekeye bağlantılı rüzgar türbinleri

Kaynak makineleri

Ark fırınlarıdır.
63
5.5.1. Transformatörler
Enerji
sisteminde
nüvesi
bulunan
bobinlerin,
nüvesi
doyuma
ulaştığında
harmoniklere yol açarlar. Bu tür elemanların başında güç sistemindeki en önemli
elemanlardan transformatörler gelir. Bunların harmonik üretme özelliği, nüvenin
mıknatıslanma
karakteristiğinin
lineer
olmamasından,
yani
transformatörün
denir.
Transformatör
nüvesinin doymasından kaynaklanmaktadır.
Nüvenin, B = f(H)
eğrisine
mıknatıslanma
eğrisi
çekirdeğinin mıknatıslanma karakteristiği belli bir bölgeden sonra lineer özelliğe
sahip olmadığından, uygulanan sinüssel gerilim sonucu sinüssel akım ve akı
oluşmamaktadır. Şekil 5.6’da bir transformatörün mıknatıslanma eğrisi görülmekte
olup, transformatörler, normal işletme şartlarında sinüssel gerilimle çalışma altında
lineer mıknatıslanma karakteristiği bölgesinde sinüssel çıkış büyüklüğü verecek
şekilde tasarlanırlar. Transformatörlerin anma değerlerinin dışında çalışması nüvenin
daha çok doymasına ve harmonik akımları seviyesinin hızla artmasına sebep
olabilmektedir [23].
Şekil 5.6. Transformatör mıknatıslanma karakteristiği
64
Güç transformatörleri genellikle doyma mıknatıslanma karakteristiği değerinin
hemen altında eşik değerde işletilecek şekilde tasarlanırlar. Transformatörler işletme
akı yoğunluğu demir maliyeti optimizasyonu, yüksüz kayıplar, ses ve diğer birçok
yan etmenlere göre seçilir.
Transformatörler, yüksek mertebelerde harmonik üretmedikleri için fazla sorun teşkil
etmezler. Ancak yüzlerce transformatörün bağlı olduğu dağıtım şebekelerinde
etkileri dikkate değer seviyelere ulaşabilir. Yükün düşük ve gerilimin yüksek olduğu
sabah saatlerinde üçüncül harmonik akımlarındaki yükselme dikkate değer olabilir.
Transformatör uyarma akımı, yük oranının çok düşük olması nedeniyle daha görünür
seviyededir ve yüksek gerilim daha fazla akımın üretilmesine yol açar.
Transformatörlerin aşırı uyarılması ile oluşan harmonik gerilim distorsiyonu ancak
bahsedilen az yüklü durumlarda, ya da transformatör gücü seçiminin yanlış yapılması
ile ortaya çıkmaktadır.
İstisna olarak endüstride endüksiyon fırınları gibi bazı transformatörler özellikle
doyma bölgesinde çalışacak şekilde tasarlanırlar. Mıknatıslanma akımlarının
şebekeye geçişleri;
 Transformatör sargılarının bağlanış tarzına,
 Primlerdeki yıldız bağlı sargılarda, yıldız noktasının şebekenin nötr hattına
bağlanıp bağlanmamasına,
 Transformatörlerde mıknatıslanmanın serbest veya zorunlu olması faktörlerine
bağlıdır [21].
5.5.2. Döner makineler
Bir döner makinenin oluşturduğu harmonikler, ilke olarak makinenin stator ve
rotorundaki olukların neden olduğu manyetik relüktanstaki değişimlerle ilgilidir.
Döner makinelerin harmonik üretmelerinin başlıca iki nedeni bulunmaktadır. Bunlar;
alan şekli ve ana devreler ile kaçak yollardaki doymalardır.
65
Günümüzdeki ileri tasarım teknikleri (oluk ve kutup geometrisi, sargı yapısı) ile
döner makinelerdeki harmonik etkinliği en aza indirilmiştir. Döner makineler
içerisinde en önemli harmonik üretici senkron jeneratörlerdir [21].
Senkron jeneratörler
En doğal harmonik üreticileri senkron jeneratörlerdir. Senkron jeneratörlerin
harmonik üretme özelliği çıkık kutbun alan şeklinden, manyetik direncin oluklara
bağlı olmasından, ana devrenin doyuma ulaşması, kaçak akımlar, sık aralıklarla ve
simetrik olmayan boşluklarla yerleştirilen sönüm sargılarından kaynaklanmaktadır.
Döner makineler, makine hızının ve endüvi oluk sayısının fonksiyonu olan
harmonikleri üretir [20].
Jeneratörlerde hava aralığındaki manyetik akının durumu, indüklenen emk’ye aynen
etki ettiğinden, emk’nin sinüssel olması için akı dağılımının yapılabildiği kadar
sinüssel yapılması gerekir. Bunun için sargıların dağıtılması, sargı adımının kesirli
olması, bir kutup altında bir faza ait oluk sayısının kesirli olması ve bunlara benzer
faktörler yanında, endüvi-çıkıntılı kutup yüzeyi arasındaki akı dağılımının sinüssel
yapılması, indüklenen gerilimin sinüssel olmasını sağlar.
Hava aralığındaki manyetik akının sinüssel yapılabilmesi, çıkıntılı kutuplu
jeneratörlerde kutup yüzeyinin kavisli yapılması ile sağlanır. Buradaki kutup ile
stator arasındaki hava aralığı kutbun her yerinde aynı değildir. Kutup ekseninde hava
aralığı, kutup kenarlarına göre daha azdır. Buna göre manyetik akı kutup ekseninde
en fazla olup kutup kenarlarına doğru gidildikçe azalır. Bu durumda akı dağılışı
sinüssele yaklaştığından indüklenen emk’de daha düzgün bir sinüs dalgası verir.
Jeneratörlerin bağlantı şekilleri de harmonikler için belirleyici özellikler taşır.
Jeneratör sargısı yıldız bağlı ise; 3 ve 3’ün katı frekanslı harmonikler sadece faz
gerilimlerinde bulunup fazlar arası gerilimlerinde bulunmazlar. Yıldız bağlı bir
jeneratöre üç fazlı simetrik bir tüketici bağlanırsa ve yıldız noktası jeneratör yıldız
noktasına bağlanmaz ise; 3 ve 3’ün katı harmonikli akımlar geçemezler. Yıldız
66
noktası nötre bağlı bir yükte ise, faz iletkenlerinden 3 ve 3’ün katı frekanslı I0 akımı,
nötr üzerinden de bunların toplamı olan 3Io değerinde bir akım geçer. Bu akımlar,
aynı şekilde 3 ve 3’ün katlarına eşit frekanslı bir gerilim düşümü meydana getirirler.
Jeneratör sargısı üçgen bağlı ise; bu sargılarda 3’ün katları frekanslı bir sirkülasyon
akımı geçer. Bu akım, yüke bağlı olmayıp sargılarda büyük kayıplara neden olur. Bu
sebeplerden dolayı, jeneratör sargılarının yıldız bağlanması ve yıldız noktasının
yalıtılması tercih edilir. Fakat jeneratörün 4 iletkenli bir şebekeyi beslemesi
gerekiyorsa, zigzag bağlı bir bobinde oluşturulan suni yıldız noktasına bağlanır.
Jeneratörlerin sebep olduğu 3 ve 3’ün katları harmonik akımları, jeneratör veya blok
transformatörün birinde üçgen bağlama kullanılmak suretiyle bloke edilir. Kutuplar
ve endüvi olukları uygun tasarlanarak 5. ve 7. harmonik gerilimlerini sınırlamak
mümkündür [20].
Asenkron motorlar
Asenkron makinenin çalışması bir döner alan varlığına dayandığından bu döner
alanın oluşturulması için asenkron motorun statorunun açılmış olan oluklarına
sargılar yerleştirilmiştir. Oluklara sarılan bu sargının iletken dağılımı sinüs formunda
yapılamadığından, Amper-sarım dağılımı da sinüs formunda olmamaktadır. Sargılara
sinüssel gerilim uygulandığında her bir faz sargısından geçen akım, akı ve Ampersarım ifadesi sinüssel olmadığı için harmonikler içerir. Bu harmoniklere, “hava
aralığı” veya “uzay” harmonikleri adı verilir. Meydana gelen hava aralığı
harmonikleri, temel dalga ile birlikte asenkron motoru etkiler. Çünkü frekansları
farklı olan bu harmonikler devre parametrelerini değiştirmekte ve bunlara bağlı
kayıpların farklı olmasına neden olmaktadır. Ayrıca hava aralığında stator sargısına
bağlı olarak meydana gelen yüksek harmonikler zararlı döndürme momenti ve
kuvvetlerin meydana gelmesine yol açarlar. Bu durum özellikle sincap kafesli
asenkron motora yol vermede oldukça önemlidir. [24]
Farklı stator sargılı asenkron motorların hava aralığında meydana gelen dalga
şeklinin analizi ile ilgili yapılan bir deneysel çalışma aşağıda verilmiştir. Hava
67
aralığında oluşacak dalga şeklinin yalnız stator sargılarına bağlı olarak değişip
değişmediğini incelemek için deneyde kullanılan üç motorda da aynı rotor ve
kapaklar kullanılmıştır. Böylece stator sargısına bağlı değişimler incelenmiştir.
Deneysel çalışmada aynı güçteki ve tipteki üç asenkron motora şu sargılar
uygulanmıştır: 1. motora; bir tabakalı iki katlı farklı genişlikteki bobinlerden oluşmuş
sargı. 2. motora; bir tabakalı bir katlı farklı genişlikteki bobinlerden oluşmuş
dağıtılmış bileşik sargı. 3. motorda; iki tabakalı çap (tam) adımlı sargıdır. Ayrıca
deney motorlarında hava aralığındaki elektromotor kuvvetini (emk) ölçebilmek için
motorlara uygulanan sargıların simetriği olan ölçü bobinleri sarılmıştır [24].
Deney sonuçları incelendiğinde hava aralığında oluşan yüksek harmoniklerin üç
asenkron motorda da farklı olduğu görülmektedir (Çizelge 5.1). Ayrıca bu harmonik
katsayılarının işaretleri incelendiğinde tüm motorlarda 1. ve 3. harmonik
katsayılarının pozitif değerde olduğu görülmektedir. Diğer üst harmonik katsayıları
deney motorlarında farklılık göstermektedir.
Çizelge 5.1. Motorların yükte çalışması sırasında harmonik katsayıları [24]
Harmonik Katsayıları (103)
Frekans
(Hz)
50
150
250
350
450
550
650
750
850
950
1050
1150
1. motor
22,576
0,0659
-0,0052
-0,004
-0,0004
-0,0039
0,0217
-0,0232
-0,0179
-0,0051
0,0071
0,0004
2. motor
25,003
0,0633
-0,0175
-0,0145
-0,0029
-0,0127
-0,002
0,0211
-0,006
0,0031
-0,0007
-0,0013
3. motor
24,893
0,0524
-0,0054
0,0006
0,0087
-0,0087
0,0082
0,0146
-0,0139
-0,0009
0,0002
0,0002
68
Harmonik katsayıları pozitif olan dalgalar temel dalga ile aynı yönde dönmekte,
negatif olan dalgalar ise temel dalgaya göre ters yönde dönmektedir. Bu durum da
hava aralığındaki dalga şeklinin sinüs formunun bozulmasına neden olmaktadır.
5.5.3. Güç elektroniği esaslı donanımlar
Çeşitli güç elektroniği elemanları küçük uygulamalardan büyük endüstriyel
uygulamalara kadar birçok alanda kullanılmaktadır. Yüksek çalışma verimine ve
istenilen çalışma durumlarına ayarlanabilmeleri nedeniyle geniş kullanım alanı
bulmuşlardır. Güç elektroniği donanımları geniş bir kullanım ve tasarım alanına
sahiptirler. Başlıca güç dönüşüm grupları şunlardır:
 Doğrultucular,
 Frekans Çeviriciler,
 Gerilim Çeviriciler,
 Eviriciler
Önceleri yalnızca endüstride yaygın olarak kullanılan çeviriciler, günümüzde
evlerde, ticarethanelerde, kamu binalarında, ofislerde de kullanımı artmıştır. Yaygın
olarak kullanılan çeviriciler, alternatif akımı doğru akıma dönüştüren doğrultucular
(rectifier) veya doğru akımı alternatif akıma dönüştüren eviriciler (inverter) olarak
tanımlanır. Doğrultucuların güç sisteminde başlıca kullanım alanları; yüksek doğru
gerilimle iletim (HVDC), doğru akım motorlarının beslenmesi ve kesintisiz güç
kaynakları, fotovoltaik sistemler, güç kaynakları, şarj edicilerdir.
Tasarımsal açıdan farklı darbe sayılarına sahip doğrultucular bulunmaktadır. 6 ve 12
darbeli doğrultucular en yaygın olanlarıdır. Küçük güçlü uygulamalarda 3 darbeli,
daha güçlü uygulamalarda ise 18 ve daha büyük darbeli doğrultucular kullanım alanı
bulmaktadır. Darbe sayısının artması kullanılan cihazın THB’sinin azalmasını
sağlarken, üretim maliyetini artırmaktadır. Bu nedenle cihazın darbe seçimi
ekonomik koşullar ile doğrudan ilgilidir [20].
69
Frekans ve gerilim çeviricileri, senkron makinelerin, indüksiyon ocaklarının ve
asenkron motorların farklı frekans ve gerilimlerde beslenmesi amacıyla kullanılır.
Belirli şartlarda, alternatif akım ile enerji iletimine göre daha ekonomik iletim
sağlayan doğru akım enerji iletim sistemleri (HVDC) ile akü, fotovoltaik sistemler
ve bazı endüstriyel donanımlar hat komütasyonlu çeviriciler üzerinden beslenirler.
Öreğin yarım dalga kontrollü bir doğrultucu devresinde sinüssel dalga tristörlerin
tetikleme açısına (a) bağlı olarak belirli bir f açısından kesildiğinde devrede doğrusal
olmayan dalga meydana gelmektedir.
Bir konverterin meydana getirdiği harmonikler, konverterin tristör sayısına (darbe sayısına)
bağlı olarak ifade edilebilir. Örneğin; 6 darbeli bir konverterin akımı Eş. 5.27’den
bulunabilir.
√
cos
cos 5
cos 7
cos 11
⋯
(5.27)
Burada görüldüğü gibi harmonik akımların genliği harmonik frekansı ile ters orantılıdır.
Harmonik derecesi ne kadar yüksekse harmonik akımların genliği o kadar düşmektedir.
Konverterlerde darbe sayısı p = 6, 12, 18 ve 36’ dır. Buna bağlı olarak meydana gelen
harmonik bileşenlerin frekansları şu şekilde ifade edilebilir; [20]
n
kp
1
(5.28)
Eş. 5.28’de;
n
: harmonik mertebesi
p
: çeviricinin darbe sayısı
k
: pozitif bir katsayıdır.
5.5.4. Statik VAR kompanzatörleri
Statik VAR kompanzatörleri; alternatif akım kıyıcısı ile akımı değiştiren bir reaktör,
paralel bağlı kondansatörler, kumanda ve kontrol elemanlarından oluşur. Bu
sistemlerin çalışma özelliği gerekli reaktif gücü en hızlı bir şekilde ve her faz için
70
ayrı ayrı verebilmesidir. Geleneksel kompanzasyon sistemleri ile çok hızlı değişen
reaktif güç ihtiyacı karşılanamaz. Örneğin; ark fırınlarında fırının devreye girmesi ile
sitemden çok hızlı reaktif güç çekmekte ve devreden çıkması ile bu ihtiyaç ortadan
kalkmaktadır. Geleneksel kompanzasyon sitemlerinde kullanılan röle ve kontaktör
elemanları bu hıza cevap veremez ve sistemin ihtiyaç duyduğu reaktif güç
karşılanamaz. Bu gibi sistemlerde anahtarlama elemanı olarak yarı iletken elemanlar
kullanılmakta ve reaktif güç talebi, kondansatör gruplarının fırınının çalışması
gerektiği hızda devreye sokup çıkarmak ile karşılanmaktadır. Genellikle yarı iletken
anahtar olarak yüksek akım kapasiteleri nedeniyle tristörler kullanılır. Çok hızlı
sistemlerde ise anahtarlama elemanı olarak IGBT kullanılmaktadır.
Çizelge 5.2. Statik VAR kompanzasyon sonrasında oluşan harmonikler ve genlikleri
Harmonik
Mertebesi
3
5
7
9
11
13
15
17
19
21
25
Harmonik
Genliği 13,8 5,05 5,29 1,57 1,05 0,75 0,57 0,44 0,35 0,29 0,24
(%)
5.5.5. Ark cihazları
Harmonik oluşturan ark cihazları; ark fırınları, ark kaynak makineleri ve deşarjlı
aydınlatma lambalarıdır [5].
Ark fırınları
Elektrik ark cihazlarının akım-gerilim karakteristikleri doğrusal değildir. Ark
ateşlemesinden sonra, şebeke empedansına bağlı olarak gerilim düşerken akım
yükselir. Elektrik ark fırın uygulamalarında sınırlamayı sağlayan besleme
kablosunun empedansı, şebeke empedansı ile fırın transformatör empedansıdır.
Çizelge 5.3’de bir ark ocağının harmonik bileşenlerin ortalama ve en yüksek genlik
değerleri verilmiştir.
71
Çizelge 5.3. Bir ark fırının harmonik bileşen değerleri
n.
Bileşen
(% ) Genlik
Ortalama
En büyük
2
4–9
30
3
6-10
20
4
2-6
15
5
2-10
12
6
2-3
10
7
3-6
8
9
2-5
7
Aydınlatma donanımları
Gaz deşarjlı aydınlatma elemanları, (floresan, led, yüksek ve alçak basınçlı sodyum
ve metal halide lambalar vb.) şebekeden harmonikler içeren akımların çekilmesine
neden olurlar. Bu tür aydınlatma elemanları özellikle büyük şehirlerde yol ve sokak
aydınlatmasında da sıklıkla kullanıldıklarından şebekeye etkileri açısından önemli
harmonikler meydana getirirler.
Meydana getirdikleri harmonik bileşenlerin derecesi ve genlikleri lamba tipinden
kullanılan elektronik balast, ateşleyici veya yol verici elektronik devrenin özelliğine
göre değişmektedir. Şekil 5.7’de bir elektronik balastlı floresan lambaya ait gerilim,
akım ve akım harmonik bileşenleri gösterilmektedir. Çizelge 5.4’de ise aydınlatmada
en sık kullanılan yüksek basınçlı sodyum buharlı ampul, kompakt floresan, metal
halide ve led armatürün akım harmonik bileşenlerinin genlikleri verilmiştir.
Aydınlatma donanımlarının düşük dereceli bileşenleri içerdiğini, ancak özellikle %
20 oranında 3. Harmonik akım bileşeni içerdiği görülmektedir.
72
Şekil 5.7. Elektronik balastlı floresan lamba (a) akım dalga şekli (b) gerilim dalga
şekli [19]
Çizelge 5.4. Çeşitli Aydınlatma Lambalarının Harmonik Akım Bileşenleri [7]
Harmonik
Bileşen
Sırası
Yüksek Basınçlı
Sodyum
(70 W)(%)
Kompakt
Flüoresan
(36W) (%)
Metal Halide
(150 W) (%)
LED
Armatür
(48W) (%)
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
0
100
0,3
18
0,3
4,5
0,2
3,6
0,2
1,7
0
100
0,6
21,6
0,4
2,2
0,5
3,2
0,4
1,3
0,7
100
0,4
17,3
0,2
3,1
0,2
2,6
0,2
0,7
0
100
0,1
21,6
0,2
6,2
0,2
3,6
0,2
1,8
5.5.6. Kesintisiz güç kaynakları
Gerilim dalgalanmasının ve kesintisinin yol açtığı zararlardan korunmak için
bankalar, çağrı merkezleri, hastaneler, hava alanları vb. diğer önemli yerlerde
kullanılan kesintisiz güç kaynakları; alternatif gerilimin doğru gerilime çevrilerek
depolanması ve sonra evirici yardımı ile alternatif akıma çevrilerek tüketiciye
iletilmesi esasına göre çalışır.
73
Bir güç elektroniği düzeneği olan kesintisiz güç kaynakları, esas olarak şebeke
geriliminin uygulandığı bir doğrultucu, doğrultucu çıkışında paralel olarak
uygulanmış olan akü düzeni ile doğrultulmuş gerilimi dalgalı gerilime dönüştürerek,
yüke veren evirici düzenini içerir (Şekil 5.8). Burada evirici, ara devre gerilimi olan
doğrultucu çıkış gerilimini, evirmek suretiyle istenen genlik ve frekansta dalgalı
gerilime dönüştürür. Dönüşüm sırasında tam sinüs dalgası elde edilemediği için çıkış
işaretinin Fourier Serisinin açılımının belirttiği frekanslarda, belirli genliklerde
harmonikler oluşturacaklardır.
Bu temel elemanlar yanında, elde edilip yüke verilecek sinüssel gerilimin istenilen
özelliklerde olmasını sağlamak, güvenilir bir çalışma elde etmek üzere yardımcı
düzenlerde vardır. Kesintisiz güç kaynaklarında kullanılan doğrultucu ve evirici
devreleri, uygun geri beslemelerle kapalı çevrim kontrollü çalışırlar ve çıkış gerilimi
yükten etkilenmez.
Şekil 5.8. Tipik KGK blok diyagramı
Kesintisiz güç kaynaklarında harmonik bileşenlerin dereceleri ve genlikleri; evirici
tipine, evirici çıkışını elde etmek için kullanılan modülasyon tipine, mikroişlemci
kontrollü olup olmadığına vb. etkenlere bağlı olarak değişmektedir.
74
5.5.7. Güç kaynakları
Günümüzde gerek ev gerekse işyerlerinde kullanımı asgari gereksinim haline gelmiş
bilgisayar, yazıcı, fotokopi cihazı tipi tek fazlı elektronik cihazlarda kompakt
yapıları, efektif işletimleri ve transformatörden bağımsız çalışmaları gereksinimi
sebebi ile genellikle anahtarlamalı güç kaynaklan kullanılmaktadır. Bu tip güç
kaynaklarının üstün özelliklerine karşı transformatörlü sistemlere karşı en büyük
dezavantajı özellikle 3. harmonik akımları üretmeleridir. Bu harmoniklerin üç fazlı
sistemde nötr noktasında bir birine eklenmesi ile nötr hattında aşırı yüklenmeye ve
transformatörde de aşırı ısınmaya sebebiyet verebilmektedirler.
Şekil 5.9’da yarı iletken anahtarlamalı güç kaynağının devre şeması Şekil 5.10’da ise
temel frekansı 60 Hz olan güç kaynağının akım dalga şekli ve harmonik spektrumu
verilmiştir [4].
Şekil 5.9. Anahtarlamalı güç kaynağı devre şeması
5.5.8. Ayarlı motor hız kontrol üniteleri
Ayarlı hız kontrol üniteleri asansörlerde, iklimlendirme fanlarında, ayrıca endüstride
üretim bantlarının motorlarında üretim hızını kontrol etmek amacıyla kullanılır. Bu
üniteler, asenkron motor hızının gerilim ve frekansa bağlı olarak kontrol edilebilmesi
prensibi ile giriş gerilim ve akımını doğrultup tekrar evirici ile frekans kontrolü
yapılarak istenilen motorun hız kontrolü sağlanır.
75
Şekil 5.10. Anahtarlama modlu güç kaynağının (a) akım dalga şekli (b) harmonik
spektrum
5.5.9. Üç fazlı çeviriciler
Bu cihazların tek fazlı anahtarlamalı güç kaynaklarına göre avantajları en baskın ve
en sık karşılaşılan harmonik olan 3.harmonik üretmemeleridir. Ancak yapıları diğer
harmonik bileşenleri üretirler. Şekil 5.11’de örnek bir ayarlanabilir hız kontrol
ünitesinin akım dalga şekli ve harmonik spektrumu görülmektedir.
Darbe genişlik modülasyonlu sürücü genellikle tek fazlı anahtarlamalı güç kaynağı
prensibi ile tasarlanır. AA girişten beslenen doğrultucu DA barasında büyük değerli
kondansatörü besler ve küçük değerli empedans yardımı ile kapasitör kısa darbelerle
şarj edilerek şekildeki testere biçimli giriş akımı elde edilir. Akımdaki bozulma
uygulanan darbe genişlik ayarı ile ilişkilidir. Uygulamada darbe sayısı oldukça
yüksektir. Günümüzde anahtarlamalı güç kaynakları küçük güçlü uygulamalarda
(Telefon, fotoğraf makinalarının şarj cihazları vb.) kullanılmakta iken, darbe genişlik
modülasyonlu üniteler 500 kVA güçlere kadar (KGK, frekans çeviricilerde,
76
fotovoltaik sistemlerde vb.) üretilebilmektedir. Şekil 5.12’de ise tipik bir darbe
genişlik modülasyonlu (Pulse Width Modulated (PWM)) eviricinin devre şeması,
Şekil 5.13’de akım dalga şekli ve harmonik spektrumu görülmektedir.
Şekil 5.11. Ayarlanabilir hız kontrol ünitesi (a) akımı dalga şekli (b) harmonik
spektrumu (fn:60 hz) [4]
Şekil 5.12. Darbe genişlik modülasyonlu ayarlanabilir hız kontrol cihazı devre
şeması [4]
77
Şekil 5.13. Darbe genişlik modülasyonlu ayarlanabilir hız kontrol ünitesi (a) akım
dalga şekli (b) harmonik spektrumu (fn:60 hz) [4]
5.5.9. Fotovoltaik sistemler
Fotovoltaik sistemler doğru gerilim üreten sistemlerdir. Genel olarak güç sistemine
bağlanarak ya da doğrudan bir AA ile çalışan yükü beslemek için kullanılırlar. Bu
nedenle fotovoltaik sistemlerde doğrultucu ve evirici gibi güç elektroniği
donanımları bulunur ve bu donanımlar daha önce açıklandığı gibi harmoniklere
sebep olur.
5.5.10. Doğru gerilim ile enerji nakli (HVDC)
Kararlılık probleminin olmaması ve farklı frekanslı iki noktanın birleştirme olanağının
olması, doğru akımla enerji iletiminin tercih edilir yapmaktadır. Tipik bir HVDC
sisteminin tek hat şeması Şekil 5.14’de gösterilmektedir. Bu tip sistemlerde
doğrultucular ve eviriciler kullanılmaktadır. Alternatif olarak üretilen gerilim doğru
78
gerilime çevrilmekte ve enerji nakil hattını beslemekte, iletim hattının sonunda tekrar
alternatif gerilime çevrilmektedir.
Doğru akım enerji iletim hatlarında hat başında ve sonunda yer alan büyük güçlü
çeviriciler (doğrultucu ve evirici bloklar) yarı iletken elemanlardan oluştuklarından,
birer harmonik kaynağı olmaktadır. Harmonik bileşenlerin derecesi ve genliği
kullanılan doğrultucu ve eviricinin darbe sayısı ile ilişkilidir.
Şekil 5.14. HVDC tek hat prensip şeması
Transformatör çıkışında dc gerilimi elde etmek için 6 darbeli tristörlü doğrultucu
kullanılması durumunda birim değerlere indirgenmiş harmonik akımları Şekil
5.15’deki gibi olmaktadır [21].
Şekil 5.15. Örnek bir HVDC sisteminin harmonik akım spektrumu
79
5.5.11. Bilgisayarlar
Bilgisayar sistemleri, sahip oldukları güç kaynağı nedeniyle hem harmonik
üreticisidir hem de harmonik bileşenlerden son derece etkilenirler. Şekil 5.16’da
bilgisayar ve yazıcıdan oluşan bir yükün harmonik spektrumu verilmiştir.
Genlik (%)
120
100
80
60
40
20
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
Harmonik Bileşen (n)
Şekil 5.16. Bir bilgisayar ve yazıcıdan oluşan yüke ait harmonik spektrum [11]
5.6. Harmoniklerin Güç Sistemi Üzerindeki Etkileri
Alçak gerilim dağıtım sistemlerinde harmoniklerin varlığı, genellikle etkileri ortaya
çıktıktan sonra yapılan inceleme ve ölçme işlemi ile tespit edilir. Alçak gerilim
dağıtım sistemlerinde harmoniklerden kaynaklanan arızaların ve aksaklıkların
giderilebilmesi için harmoniklerin dağıtım sistemindeki içerisinde nasıl davranış
gösterdikleri ve güç sistemi elemanları üzerine nasıl etki ettiklerinin iyi bilinmesi
gereklidir. Harmoniklerin etkilerinin bilinmesi, güç sisteminde tedbir alınmasına
ihtiyaç olup olmadığının, var ise maliyet etkin çözümün belirlenmesini sağlar. Çünkü
bir alçak gerilim dağıtım sistemindeki donanım ve tüketicilerin harmoniklerin
bozucu etkilerinin giderilmesini sağlayacak birçok yöntem mevcuttur [11].
80
Harmoniklerin güç sisteminde etkileri, sistemde bulunan donanım ve teçhizata göre
farklılık gösterecektir. Çünkü tüm donanım ve teçhizatın harmoniklere karşı
bağışıklık seviyesi farklıdır. Bu nedenle aynı seviyede THB’nin olduğu güç
sistemlerinde ortaya çıkan sorunlar farklı olabilir. Şekil 5.17’de Avrupa Birliği
bölgesinde 8 ülkede toplam 1400 enerji dağıtım bölgesinde yapılan çalışma
sonucunda, endüstri ve hizmet-ulaşım sektörlerinde bulunan güç sistemlerinde
bulunan çeşitli donanım ve teçhizatın bir yılda harmoniklerden etkilenme oranları
ortaya çıkarmıştır [7].
Bir güç sisteminde harmoniklerden etkilenme oranlarına bakıldığında kontrol
sistemlerinde kullanılan elektronik donanımın % 70’lerin üzerinde bir oranda ve en
fazla etkilenen üniteler olduğu görülmektedir. Bunun nedeni birçok elektronik
donanımın harmoniklere ve gerilim düşme yükselmelerine karşı bağışıklık
seviyelerinin düşük olmamasıdır. Bu tip donanımı yoğunlukla ihtiva eden
sistemlerde güç sistemlerindeki harmoniklere karşı tedbir alınması kaçınılmazdır.
Diğer donanım ve teçhizatın harmoniklerden etkilenme oranı birbirine yakın olmakla
birlikte, güç sisteminde harmoniklerin etkisi sonucu ortaya çıkan etki donanım ve
teçhizata göre oldukça farklılık gösterecektir.
80
70
60
50
40
30
20
10
0
Endüstri
Hizmet ve Ulaşım
Şekil 5.17. Harmoniklerin neden olduğu yıllık donanım arızası
81
Bir güç sisteminde harmoniklerin neden olduğu etkiler aşağıda verilmiştir.
 Dağıtım şebekesi ve jeneratör geriliminin dalga şeklinin bozulması,
 Gerilim düşümünün artması,
 Kompanzasyon tesislerindeki kondansatörlerin harmonik frekanslarında düşük
kapasitif reaktans göstermeleri sebebiyle aşırı yüklenmeleri ve yalıtım
zorlanması nedeniyle hasar görmeleri,
 Harmonik seviyelerine bağlı dağıtım sisteminde rezonans oluşması,
 Elektrik enerjisinin üretim, iletim ve dağıtım gibi tüm kademelerinde ek
kayıpların ortaya çıkması ve dolayısıyla sistem verimliliğinin azalması,
 Elektriksel donanımların yalıtımsal özelliklerinde yaşlanmaya sebebiyet
vermeleri ve kullanım ömürlerinin kısalması ve delinmesi,
 Sistemdeki donanımın arızaya uğraması veya fonksiyonunda bozulma olması,
 Koruma sistemlerinin hatalı çalışması,
 Kesintisiz güç kaynaklarının aşırı yüklenmesi,
 Aydınlatma elemanlarında, monitörlerde titreşim oluşması,
 Sesli ve görüntülü iletişim araçlarının parazitli ve anormal çalışması,
 Kontrol sistemlerinde hatalı çalışma,
 Motorlarda verim kaybı ve gürültülü çalışma,
 Harmoniklerden dolayı ölçü aletlerinin ve elektrik sayaçlarının hatalı ölçüm
yapması olarak sayılabilir.
5.6.1. Harmoniklerin direnç üzerine etkisi
Dağıtım
sistemlerinde
kullanılan
iletkenlerde,
güç
sistemindeki
harmonik
bileşenlerinin mertebesinin artması ile deri etkisi (skin effect) sonucu iletkenin
kullanılan kesiti azalmaktadır. İletkenin DA omik direnci değerine harmonikler
nedeniyle oluşan Rh direnci ilave edilir. Bu durumda harmonikli akıma gösterilen
omik direnç değeri R = RDA + Rh olur.
82
1,585.10
(5.29)
Eşitlikte;
0
3
3
için R= R DA K1
(5.30)
için R= R DA K2
(5.31)
Eşitliklerde;
,
x
1
1
0,26
(5.32)
(5.33)
: İletkenin DA direncine ve frekansa bağımlı olarak hesaplanan sabit sayı
olmak üzere,
f
: frekans (Hz),
RDA : Doğru akım direnci,
R
: Deri etkisi dahil direnç,
Rh
: Harmoniklerden dolayı ilave olunan direnç,
K1
: x sabit sayısına bağımlı olarak hesaplanan sabit sayı,
K2
: x sabit sayısına bağımlı olarak hesaplanan sabit sayıdır.
Yukarıda verilen formüller doğrultusunda, harmonikli bir sistemdeki direncin deri
etkisinin (Rh) hesaplaması durumunda, harmonik frekansı arttıkça bu frekansın deri
etkisinden dolayı meydana getirdiği direnç değeri yok denecek kadar az bir oranda
artmaktadır. Bu artma değerinin virgülden sonraki 10. basamaktan sonra değiştiği
gözlenmektedir.
Bu nedenle, çok çok hassas hesaplamaya ihtiyaç olmadığı durumlarda, harmonikli
sistemlerde harmonik akımının dirence etkisi yok kabul edilmektedir [21].
83
5.6.2. Harmoniklerin endüktif reaktans üzerine etkisi
Elektrik sistemlerinde kullanılan makine ve cihazların (kablolar, motorlar,
transformatörler, manyetik balastlar, vb.) modellenmesinde endüktif reaktanslar
oldukça geniş bir yer tutmaktadır. Harmonikli akım barındırmayan bir sistemde
endüktif reaktans,
. .
2. . .
(5.34)
olarak hesaplanır. n. mertebeden harmonikli akımı içeren sistemlerde ise;
.
(5.35)
olur. Burada;
XL
: Temel frekanstaki endüktif reaktans değeri,
w
: Açısal hız (Rad/sn),
L
: Endüktans,
f
: Frekans,
XLn : n. harmonik mertebesindeki endüktif reaktans değeri,
n
: Harmonik mertebesidir [21].
5.6.3. Harmoniklerin kapasitif reaktans üzerine etkisi
Kapasitif reaktans, endüktif reaktans gibi elektrik sistemlerinin modellenmesinde çok
sık kullanılır. Harmonikli akım barındırmayan bir sistemde kapasitif reaktans;
X
. ..
(5.36)
olarak hesaplanır. n. mertebeden harmonikli akımı içeren sistemlerde ise;
X
olur.
(5.37)
84
Eş. 5.36 ve Eş. 5.37’de;
X
: Temel frekanstaki kapasitif reaktans değeri,
w
: Açısal hız,
C
: Kapasitans,
f
: Frekans,
XCn : n. harmonik mertebesindeki kapasitif reaktans değeri,
n
: Harmonik mertebesidir.
5.6.4. Harmoniklerin transformatörler üzerine etkisi
Transformatörlerde meydana gelen akım harmonikleri; sargı bakır kayıplarında (I2R)
ve kaçak akı kayıplarında artışa, çekirdek kaybının artmasına neden olur. Gerilim
harmonikleri ise Fuko ve histerezis akımlarından dolayı demir kayıplarında artışa ve
yalıtımın zorlanmasına neden olur.
Ayrıca transformatör endüktansı ve transformatörlere bağlı bir tüketicinin kapasitansı
arasında
rezonans
meydana
gelebilir.
Akım
ve
gerilim
harmonikleri
transformatörlerde ek ısınmalar oluşturur. Harmonik akım ve gerilimlerinin
oluşturduğu transformatör kayıpları frekansa bağlıdır. Manyetik çekirdekteki
alternatif manyetik alanın yön değiştirmesi, yüksek frekanslarda daha hızlı
olduğundan manyetik çekirdekteki histerezis kayıpları artar. Zamanla değişen
manyetik akı, iletkenleri kestikçe değişken manyetik alan çekirdek dilimlerinde Eddy
ve Fuko akımları oluşturur. Bu da ek kayıplara neden olur. Yani frekans arttıkça
transformatör kayıpları artar.
Belirtilen nedenlerden dolayı transformatörün ısınmasında yüksek frekanslı
harmonikli bileşenler, düşük frekanslı harmonikli bileşenlerden daha önemlidir.
Transformatörün bir faz sargısın ait eşdeğer devre Şekil 5.18’de verilmiştir.
85
Şekil 5.18. Transformatörün eşdeğer devresi
Şekil 5.18’de;
Rp
: Primer sargısı iç direnci,
Xp
: Primer sargısı endüktif reaktansı,
ı
R
s
: Primere indirgenmiş sekonder sargısı iç direnci,
Xı s : Primere indirgenmiş sekonder sargısı endüktif reaktansı,
Rfe
: Demir nüve kayıp direnci,
Xm
: Mıknatıslanma reaktansı,
Ip
: Primer devre akımı,
Is
: Sekonder devre akımı,
Id
: Nüve kayıp akımı,
Im
: Mıknatıslanma akımı,
Vp
: Primer devre gerilimi,
Vs
: Sekonder devre gerilimidir.
Transformatörlerin harmonik bağımlı modellenmesinde, demir nüve kayıp direncinin
(Rfe) oluşturduğu nüve kayıp akımı (Id ) mıknatıslanma akımı (Im) yanında çok küçük
olması nedeniyle ihmal edilebilir. Transformatör mıknatıslanma eğrisinin dorusal
olmaması nedeniyle harmonikli bir gerilimle çalışan transformatörde doyma
meydana gelir. Bu durumda mıknatıslanma reaktansı (Xm) doğrusal olmayan bir
eleman olarak davranır ve harmoniklere sebep olur. Bu sebepten dolayı, harmonik
üreten bir elamanın modellendiği gibi mıknatıslanma reaktansı da (Xm) sabit bir akım
86
kaynağı ile modellenir (Şekil 5.19). Ayrıca harmoniklerin direnç üzerinde deri
etkisinden dolayı bir etkisi vardır. Ancak bu etkiden harmoniklerin direnç üzerine
etkisi bölümünde bahsedilmişti. Bu etkinin çok küçük (yaklaşık 10-10) bir değer
olması
nedeniyle
transformatör
eşdeğer
devresindeki
direnç
elemanlarına
harmoniklerin etkisi ihmal edilmiştir.
Şekil 5.19. Transformatörün harmonik bileşenli eşdeğer devresi
Şekil 5.19’da;
n
: Harmonik mertebesi,
Vpn : n. harmonik mertebesindeki primer gerilimi,
Ipn
: n. harmonik mertebesindeki primer akımı,
Imn
: n. harmonik mertebesindeki mıknatıslanma akımıdır,
Vmn : n. harmonik mertebesindeki sekonder gerilimi,
Isn
: n. harmonik mertebesindeki sekonder akımıdır.
5.6.5. Harmoniklerin motorlar üzerindeki etkisi
Harmonik gerilim ve akımların en büyük etkisi, harmonik frekansındaki demir ve
bakır kayıplarının artışı ile döner makinelerin ısısının artmasıdır. Harmonik
bileşenler, bu yüzden döner makinelerin verimi ile momentinin düşmesine ve
sinüssel beslemeli bir motorla karşılaştırıldığında daha gürültülü çalışmasına neden
olurlar.
87
Aynı zamanda harmoniklerin, endüksiyon motorlarındaki hava aralığında, bir bileşke
akı üretmesinden dolayı, motorun kalkış yapamaması ve senkronizasyonun
sağlanamaması gibi durumlar da görülebilir.
Elektrik makinelerinde rotorun aşın ısınması, harmoniklerden kaynaklanan gerilim
bozulmalarının neden olduğu başlıca sorunlardan biridir. Elektrik makinelerindeki
kayıplar, uygulanan gerilimin frekansına bağlıdır. Harmonikler sebebi ile motor
sıcaklığının artması motor ömrünü kısaltmakta, bu durumdan en fazla tek fazlı
motorlar etkilenmektedir. Harmonik bileşenler, motor performansını %5 ile %10
arasında azaltmaktadır [11].
5.6.6. Harmoniklerin jeneratörler üzerindeki etkisi
Altı darbeli bir çeviricinin oluşturduğu karakteristik harmonik mertebeleri ve döner
bir makineye etkileri Çizelge 5.5’de gösterilmiştir. Buradaki harmoniklerin her biri,
toplam akımın pozitif ya da negatif dizi simetrik bileşenidir. Her bir harmonik
gerilimi (5.,7.,11.,...), makinenin statorunda bir harmonik akım endükleyecek ve
stator sargılarında ilave ısı meydana getireceklerdir. Böylece temel akım bileşeninin
neden olduğu ısı seviyesine gelecek ilavelerle makinenin ısısı yükselecektir.
Çizelge 5.5. Darbeli bir konverterin döner makine üzerindeki harmonik etkinliği
Harmonik
Frekans
Faz dizi
Stator
Harmonik dönüş
Rotor
mertebesi
(Hz)
bileşeni
Harmoniği
yönü
Harmoniği
1
5
7
11
13
17
19
23
25
50
250
350
550
650
850
950
1150
1250
+
+
+
+
+
1
5
7
11
13
17
19
23
25
İleri
Geri
İleri
Geri
İleri
Geri
İleri
Geri
İleri
6
6
12
12
18
18
24
24
88
Statordaki her bir harmonik akım, makinenin rotorundan akım endükleyecek biçimde
hava aralığında bir manyeto motor kuvvet (MMK) üretecektir. Her bir karakteristik
harmonik, pozitif ya da negatif dizi bileşen olarak tanımlanabilirken, harmoniklerin
dönüş yönüne göre ya ileri ya da geri olacaktır. 5.harmonik geri yönde (negatif dizi
bileşeni) dönecektir, bundan dolayı temel hava aralığı frekansı ve 5.harmonik
bileşeni arasındaki net dönme farkına karşılık gelen frekansla (5.harmonik frekansına
1 ilave edilerek yani 6.harmonik frekansıyla) rotorda bir harmonik akımı
endüklenecektir. 7.harmonik ileri yönde (pozitif dizi bileşeni) döndüğü için, temel
hava aralığı frekansı ve 7.harmonik frekansı arasında net dönme frekansına karşılık
gelen bir frekansla (7.harmonik frekansından 1 çıkarılarak yani 6.harmonik
frekansıyla) rotorda bir harmonik akım endüklenecektir. Böylece rotor ısındığından,
statordaki 5. ve 7. harmonikler, rotorda bir 6.harmonik akım bileşeni üretmek için
birleşirler. 11. ve 13.harmonikler, rotorda 12.harmonik akımı üretmek için aynı
biçimde etkili olurlar, daha yüksek mertebeden harmonikler için de aynı durum söz
konusu olacaktır. Bu nedenle rotordaki harmonik akımlarının akışı daha da önemlidir
[21].
5.6.7. Harmoniklerin devre kesicileri ve sigortalar üzerindeki etkisi
Elektrik güç sistemlerinde akımda meydana gelen harmonik bozulma devre
kesicilerin
akım
kesme
yeteneklerini
etkilemektedir.
Devre
kesicilerin
çalışmasındaki aksaklık, elektromanyetik endüksiyon bobininin, harmoniklerin
bulunduğu durumlarda doğru çalışmamasından kaynaklanmaktadır. Bilindiği gibi,
açma esnasında oluşan ark, bobin tarafından oluşturulan manyetik alan ile ark
hücrelerine sürülmektedir. Bobinin çalışmasındaki anormallikler arkın yeniden
tutuşmasına ve kesicinin yeniden kapanmasına yol açmaktadır.
Harmonik akımları ayrıca ilave ısınmalara neden olduklarından, sigortaların çalışma
karakteristiklerinin değişmesi ile akımı zamansız kesmeler söz konusu olur.
Harmonik akımlar, anahtarlama elamanlarında ısınmayı ve kayıpları artırır. Böylece,
sürekli hal akım taşıma kapasitesi azalır ve bazı yalıtım malzemelerinin ömrü kısalır.
89
Ayrıca, harmonik bileşenler, anahtarlama elemanlarının akım sıfır geçişinden temel
frekanstaki normal sinüs dalgasına göre daha yüksek bir değişim hızına yol
açabilmekte ve bu da akım kesme işlevini zorlaştırabilmektedir [21].
5.6.8. Harmoniklerin aydınlatma elemanları üzerindeki etkisi
Floresan lambalar üzerinde harmonikli bilişenlere sahip bir gerilim kulağın
duyabileceği gürültülere ve demir kayıpların da artışa neden olur. Floresan
aydınlatmada tek dereceli harmoniklerin seviyesi önemli oranda devreyi etkiler.
Harmonikli
gerilim
ayrıca
elektronik
balast
gibi
yarıiletken
anahtarlama
elemanlarından oluşan devrelerin ömürlerinin kısalmasına neden olmaktadır.
Akkor telli lambaların ömrü, harmonik bozuluma maruz kalmış gerilimle
çalıştırıldıklarında kısalmaktadır. Bu durum lambaların içerisindeki flamanın aşırı
ısınmasından kaynaklanmaktadır. Harmonikler nedeniyle oluşan gerilim artışının
küçük değerde olması durumunda dahi akkor flamanlı lambanın ömrü büyük ölçüde
azalmaktadır. Örneğin normal gerilimin %5 üstünde bir gerilimle kullanıldıklarında
akkor lambaların ömürleri ortalama olarak %50 oranında kısalabilmektedir [7].
5.6.9. Harmoniklerin koruma elemanları üzerindeki etkisi
Bilindiği gibi koruyucu sistemler çoğunlukla temel gerilim ve akımlara göre
tasarlanırlar. Tepe gerilimine, akım veya gerilimin sıfır geçişlerine göre çalışan
röleler harmoniklerden çeşitli biçimlerde etkilenirler. Olabilecek harmoniklerin
süzüldüğü veya ihmal edilebilir düzeyde olduğu kabul edilirse, elektromanyetik röle
uygulamalarında (aşırı akım koruması gibi) yüksek harmoniklerin çok fazla
etkinliğinin olmadığı söylenebilir. Ancak özellikle mesafe korumalarında, harmonik
akımları (özellikle 3. harmonik bileşeni) büyük oranda ölçme değerlendirme
hatalarına ve toprak rölelerinin hata yapmasına neden olabilmektedir [20].
90
Dijital mesafe koruma sistemlerinde, akım ve gerilim harmoniklerinin mutlaka filtre
edilmesi gerekmektedir. Rölelerin harmoniklerden başlıca etkileniş biçimleri
şunlardır;
 Röleler daha büyük tepe değerleri ile yavaş çalışmak yerine daha küçük tepe
değerleri ile hızlı çalışma eğilimi gösterirler,
 Statik rölelerin çalışma karakteristiklerinde önemli değişiklikler gözlenir,
 Rölelerin çalışma karakteristiğinde kararlılık ve hassasiyet özelliklerinde
değişme olabilir,
 Farklı üreticilere ait rölelerin çalışma karakteristiğinde aşırı gerilim ve aşırı
akıma gösterdikleri tepkiler farklı olabilir,
 Aşırı akım ve gerilim rölelerinin çalışma karakteristikleri değişir,
 Harmonik bileşene bağlı olarak rölelerin çalışma momentlerinin yönü
değişebilir,
 Çalışma zamanları, ölçülen büyüklükteki frekansın bir fonksiyonu olarak
oldukça büyük bir farklılık gösterebilir,
 Dengeli empedans röleleri hem ayar ötesi hem ayar gerisi çalışma
gösterebilirler,
 Fark röleleri beklenenden daha yavaş çalışma eğilimi gösterebilir.
Genellikle rölelerin çalışmasında arızaya yol açabilecek harmonik bozulma seviyesi,
%10 - %20 arasındadır [11].
5.6.10. Harmoniklerin ölçü aletleri üzerindeki etkisi
Harmonik bileşenlerin (özellikle yüksek mertebeli harmonik akım ve gerilimleri
sonucu) sistemde rezonansa neden olması durumunda, ölçü aletlerini olumsuz yönde
etkilemektedir. Sayaç gibi endüksiyon disk aletleri, normalde sadece temel akım
bileşenlerini ölçer. Bununla birlikte, harmonik bozulmanın sebep olduğu faz
dengesizliği, sayaçların hatalı işletimine neden olabilir. Çalışmalar bu hataların,
sayaç türüne ve harmoniklerin durumuna bağlı olarak hem pozitif hem de negatif
yönde hatalar olabileceğini göstermiştir. Endüksiyon diskli elektrik sayaçları en
91
yaygın kullanılan enerji ölçen aletlerdir. Bu aletler frekans karakteristiklerinden ve
doğrusal olamayan davranışlarından ötürü hatalı çalışmaktadır. Akım ve gerilimin
her ikisinin de dalga şekli değişmiş olduğu bir testte, bu sayaçlar %20’lere varan
hatalara sebep olmuşlardır.
Etkin değer ölçümü için kalibre edilmiş olan voltmetre ve ampermetreler
harmoniklerin var olması durumunda hatalı sonuçlar vermektedir. Örneğin, 45°‘lik
bir ateşleme açısıyla kıyılmış bir sinüs işaretinin etkin değerini bu tip aletler %13
oranında düşük ölçmektedir. Eğer söz konusu alet ampermetre ise, aşırı yüklenmiş
bir iletkenin fark edilmemesi gibi bir takım sakıncalı durumların ortaya çıkması söz
konusu olabilir. Akım ve gerilimin elektronik olarak çarpıldığı modern wattmetreler,
mükemmel bir performans göstermektedir. Yapılan testler sonucunda bu aletlerin
sinüs biçimli olmayan akım ve gerilimlerden kaynaklanan hatalarının % 0,1’den
daha az olduğu tespit edilmiştir [21].
5.6.11. Harmoniklerin elektronik elemanlar üzerindeki etkisi
Bir güç elektroniği elemanı, harmonik bileşenlerin bulunduğu bir sisteme bağlı
olabilir. Bu elemanların doğru çalışması, gerilimin sıfır geçişlerinin doğru
belirlenmesine bağlıdır. Harmonik bozulma, gerilimin sıfır geçişlerini kaydırabilir
veya bir noktadaki fazlararası gerilim, diğer noktadaki fazlararası gerilimden daha
büyük olması sonucunu doğurabilir. Elektronik kontrol devrelerinin pek çok çeşidi
için bu iki durum kritik noktalar oluştururlar ve bu kayma nedeniyle oluşan
komutasyon hatalarıyla yanlış işletimlere yol açarlar. Örneğin, tristör kontrollü
devrelerde harmonik bozulma, tristörlerin ateşleme anlarının değişmesine de neden
olabilir [21].
5.6.12. Harmoniklerin alçak gerilim dağıtım iletkenleri üzerindeki etkisi
Harmonik akımları alçak gerilim dağıtım sisteminde kullanılan iletkenleri üzerinde
iki şekilde ısınmaya neden olur. İlki deri etkisidir ve harmoniklerin direnç üzerindeki
etkisinde değinilmiştir. Akımın iletkenin dışına doğru yoğunlaşması sonucu iletkenin
92
direncinin büyümesidir ve bu direnç frekansla artış göstermektedir. Diğeri ise
harmoniklerin (özellikle 3. harmoniğin), tek fazlı yükleri besleyen üç fazlı dört telli
sistemlerin nötr iletkenlerinde yüksek akımlara neden olmasıdır.
Bazı güç kaynakları önemli oranda üçüncü harmonik üretir. Temel frekanstaki
dengeli üç fazlı akımlar nötr iletkeninde akım yaratmazlar. Ancak üç fazlı
sistemlerde üçüncü harmonikler nötr iletkeninde birbirini zayıflatmaz, tam tersine
güçlendirir. Hatta nötr akımı faz akımının 1.7 katına kadar çıkabilir. Nötr iletkenleri
faz iletkenleri ile aynı boyutlarda olduğundan, bu durumda nötr iletkeni aşırı
yüklenebilir. Bu soruna en çok üç fazlı dağıtım sisteminin, tek fazlı büyük yükleri
beslendiği ticari ve ofis şeklindeki binalarda rastlanmaktadır. Bu durumda
alınabilecek önlemlerden biri nötr iletkeninin faz iletkenlerinin iki katı büyüklüğünde
seçilmesidir.
5.6.13. Harmoniklerin kondansatör gruplarına etkisi
Harmonikler nedeniyle alçak gerilim dağıtım sistemlerinde gerilim bozulmasından
en çok etkilenen elemanların başında, güç faktörünün düzeltilmesinde kullanılan
kondansatör gruplarıdır. Kondansatörlerde harmoniklerin neden olduğu problemler
aşırı etkin akımlar ve kondansatörün yalıtım dayanımını zorlayan tepe geriliminin
artmasıdır. Kondansatörün kapasitif reaktansı, frekans ile ters orantılı olduğundan,
harmonikler nedeniyle kapasitans üzerinden geçen akımın frekansındaki artış,
kondansatörün reaktansını temel bileşene oranla düşürür. Bu nedenle, kondansatörler
harmonik frekanslarında daha büyük akımlar çekerler ve aşırı yüklenirler. n.
harmonikte kondansatörün çektiği akım;
. . .
(5.38)
Kondansatör uçlarındaki gerilimin ve akımının etkin değeri ise;
∑
(5.39)
93
∑
(5.40)
olur. Bu akım değeri harmonikli gerilimin etkin değerine eşit bir sinüssel gerilim
altında çektiği akımdan büyük olacaktır. Kompanzasyon sistemlerinin tasarımında bu
hususun göz önünde bulundurulmalıdır.
Gerilim harmonikleri nedeniyle kondansatör gücünde de artış olur. Alçak gerilim
dağıtım sistemlerinin tasarımında temel bileşene ait güç önemlidir. Kompanzasyon
sistemlerinde temel bileşen ve harmonikleri içeren toplam reaktif güç ifadesi Eş.
5.41’deki gibidir.
∑
(5.41)
şeklindedir. Toplam reaktif güç ifadesi, reaktif gücün anma değerini aşmamalıdır.
Ayrıca harmonik bileşenler, kondansatörlerde ısınmaya ve yalıtım zorlanmalarına
neden olmaktadır. ANSI/IEEE 18-1980 standardı, kondansatörlerde gerilim, akım ve
reaktif güçlerin maksimum kabul edilebilir harmonik sınırlarını vermektedir. Bu
standarda göre; harmonik gerilim altında kondansatörler;
 nominal etkin gerilimin %110'u
 nominal tepe geriliminin %120'si
 nominal etkin akımın % 180'i
 nominal reaktif gücün % 135'i sınırlarında sürekli çalışabilirler.
Kondansatör karakteristikleriyle ilgili standartlar, sinüs biçimli olmayan bir dalga
uygulandığında, güvenilir bir işletme amacıyla aşılmaması gereken sınırlamalar
içerir. Kondansatör gruplarının çalışma geriliminin ve sığa değerlerinin seçimi,
yukarıda belirtilen çalışma koşullarından sapmalar olduğunda, kondansatörün etiket
değerleri harmonikli sisteme göre gözden geçirilerek düzeltilmelidir.
94
Alçak gerilim güç sistemlerinde harmoniklerin etkilerinin en önce görüldüğü üniteler
genellikle kondansatörlerdir. Bu nedenle beklenen ömründen önce arızalanan
kondansatör gruplarının olduğu bir sistemde, harmoniklerin olası daha maliyetli bir
arızaya yol açmaması için, güç analizi yapmakta yarar vardır. Bu nedenle alçak
gerilim güç sistemlerinde harmoniklerin tespitinde kompanzasyon gruplarının takip
edilmesi önemlidir.
5.6.14. Harmoniklerin sebep olduğu rezonans olayları
Güç sistemlerinde endüktif reaktans, frekans ile doğru orantılı olarak artarken,
kapasitif reaktans frekans ile ters orantılı olarak azalmaktadır. Endüktif reaktansın
kapasitif reaktansa eşit olduğu frekansa rezonans frekansı denmektedir. Sistem
rezonansı, harmonik frekanslardan birine yakın bir değerde oluşursa, aşırı seviyede
harmonik akım ve gerilimleri ortaya çıkacaktır.
Harmonik seviyelerini etkileyen en önemli etkenlerden birisi rezonans durumudur.
Seri rezonans harmonik akımının dolaşmasına düşük bir empedans gösterirken,
paralel rezonans yüksek empedans göstermektedir.
Paralel rezonans
Paralel rezonans olayı güç sistemlerinde sık karşılaşılan sorunlardan biridir. Güç
sisteminde
güç
katsayısının
düzeltilmesinde
ya
da
filtrelerde
kullanılan
kondansatörlerden dolayı, paralel rezonans meydana gelebilmektedir.
Doğrusal olmayan yüklerin ürettiği harmonik frekanslarından birinin yakınında,
kondansatör grupları ile sistem endüktansı arasında paralel rezonans oluşabilir.
Paralel rezonans olayı kondansatör uçlarındaki gerilimin aşırı yükselmesine sebep
olmakta ve kondansatöre zarar verebilmektedir. Resim 5.1’de alçak gerilim güç
sisteminde oluşan rezonans sonucu, kondansatör gruplarında oluşan hasar
görülmektedir [27].
95
Resim 5.1. Rezonans sonucu kapasitif elemanlarda oluşan tahribat [27]
Bu durum endüstriyel yüklerde ve sistemlerde yaygın olarak görülen bir olaydır.
Şekil 5.20’de örnek bir paralel rezonans devresi görülmektedir. Bu devrede, şebeke
empedansının tamamen endüktif olduğu kabul edilerek rezonans frekansı Eş. 5.42
kullanılarak hesaplanabilir [21].
Şekil 5.20. Örnek bir paralel rezonans devresi
şeklinde yazılabilir. Burada;
fp: Paralel rezonans frekansı,
Sk: Kaynağın kısa devre gücü,
Sc: Kondansatör gücüdür.
96
Seri rezonans
Bir seri RLC devresinde meydana gelen rezonans olayı, devredeki endüktif ve
kapasitif reaktansların birbirlerine eşit olması sonucu meydana gelir. Bu durumda
devre empedansı düşüktür ve devreye düşük genlikli bir gerilim uygulansa bile
devreden yüksek genlikli rezonans akımları akacaktır. Şekil 5.21’de örnek bir seri
rezonans devresi görülmektedir. Bu devrede seri rezonans frekansı ise Eş. 5.43
kullanılarak hesaplanabilir [21].
Şekil 5.21. Örnek bir seri rezonans devresi
Burada;
fs: Seri rezonans frekansı,
St: Transformatör gücü,
Sc: Kondansatör gücüdür.
SL: Omik yük
Zt: Transformatörün pu empedansını göstermektedir.
Rezonans halinde kondansatör uçlarındaki gerilim, devre geriliminin XC/R katına
çıkar. Bu artan gerilim güç sisteminde yalıtım zorlanmalarına ve sonucunda arıza ve
hasarlara neden olur. Rezonansın oluşacağı harmonik bileşen ise Eş. 5.44 ile
belirlenir;
97
(5.44)
√
Seri rezonans meydana geldiğinde devreden geçen büyük akımlar, anahtarların ve
kontaktörlerin kontaklarında aşırı ısınmaya yol açar. Ayrıca devredeki bağlantı
iletkenlerinde, özellikle kondansatör bağlantılarında aşırı ısınmalar ve kısa devreler
baş gösterir. Harmonik akımların etkisiyle kondansatör aşırı ısınır bozulma tehlikesi
oluşur. Kondansatörlerin ayarlı olması halinde, rezonans frekansından başka, belirli
bir frekansta değişen kapasiteye göre de rezonans şartları gerçekleşebilir. Bu nedenle
rezonans olasılığını azaltmak için sabit bir kondansatör gücü ile reaktif güç
düzeltmesi yapılmalıdır.
Bazı hallerde harmonik frekansları ve kondansatör sabit oldukları halde tesiste
yapılan bir değişiklik, örneğin bazı paralel transformatörlerin veya bazı motorların
devreye girip çıkması, güç sisteminin endüktif reaktansının (XL) değerinin
değişmesine ve böylece yeni bir rezonans şartının oluşmasına yol açabilir. Bu gibi
durumlarda sadece devredeki kondansatör değeri değiştirilerek rezonans şartı
bozulabilir. Şebekeden gelen harmonik akımların etkisiz hale getirmek ve rezonansı
önlemek için en uygun çözüm en belirgin harmonik frekansları için filtreler
tasarlamaktır.
Kondansatörlerin 1,35 x In değerine kadar aşırı akımla çalışmalarına izin
verilebileceğinden,
harmoniklerin
kondansatör
gruplarına
etkisi
bölümünde
bahsedilmişti. Ancak bu koşulda çalışma kondansatörleri ısınma ve delinme
dayanımı açısından zorlayacağından, alçak gerilim tesislerinde kondansatörlerin aşırı
ısınmaya ve aşırı akımlara karşı özel koruma düzenleri (sigorta ve termik koruma) ile
korunmasına ihtiyaç vardır.
98
5.6.15. Harmoniklerin iletişim hatlarına etkisi
Çok yüksek dereceli harmonikler, genliklerinin küçük olması nedeniyle alçak gerilim
dağıtım sistemlerinde zararsız oldukları halde, haberleşme tesislerinde parazitler
oluşturarak zarar verirler.
Yüksek dereceli harmonik akımları iletişim hatlarına endüksiyon veya doğrudan
iletim yoluyla güç sistemindeki nötr hattı akımı üzerinden girerler. Bu tip sorunlara
karşı alınabilecek başlıca önlem, iletişim hatları ile güç besleme hatlarında
ekranlama yapmaktır [7].
5.7. Güç Sistemlerinde Harmoniklerin Filtrelenmesi
Güç sistemlerinde harmoniklerin oluşturduğu olumsuzlukların giderilmesi amacıyla;
 Güç sisteminin veya cihazların üretimi aşamasında tasarımda alınabilecek
önlemler,
 Güç sisteminin işletilmesi esnasında alınabilecek önlemler,
olmak üzere iki kategoride harmoniklere karşı tedbir alınabilir.
Güç sisteminin tasarımı aşamasında alınabilecek önlemler, sistemde mümkün olan en
az harmonik bileşenin ve toplam harmonik bozulmanın oluşması esasına
dayanmaktadır.
Bu aşamadaki önlemler güç sisteminin tasarımı ve kullanılacak olan donanımların
seçimini kapsar. Güç sisteminde tesis edilecek transformatörün bağlantı şekli veya
kullanılacak kesintisiz güç kaynağı, hız kontrol cihazları gibi donanımların toplam
harmonik bozulma oranlarına göre seçimi bu aşamada alınabilecek önlemlere örnek
verilebilir.
99
Ancak genellikle harmoniklere karşı önlemler kurulu bir güç sisteminde karşılaşılan
problemlerdir. Bu nedenle güç sisteminde var olan donanımın daha düşük THB’ye
sahip bir donanımla değiştirilmesi çoğu zaman maliyet etkin olmayacaktır.
Uygulamada harmoniklere karşı alınan tedbirlerin çoğu, güç sisteminin işletilmesi
safhasında olup, bu çalışmada da bu konu ağırlıkla ele alınmıştır.
5.7.1. Zigzag bağlı transformatörlerin kullanılması
Zigzag transformatör sıfır sequence bileşen akımlarının nötr üzerinden akmaları için
düşük bir empedans değeri göstererek harmonik filtre etkisi yapmaktadır. Bu da nötr
üzerinden transformatöre giden akımlar için daha kısa bir yol olarak bu akımların
oranını azaltır (Şekil 5.22). Harmonik azaltma etkinliğini arttırmak için
transformatörün devrede yüke mümkün olan en yakın bölgeye tesis edilmesi gerekir.
Ticari yüklerin çoklukla kullanıldığı yerlerde nötr hattında ciddi seviyede ısınma
problemleri ile karşılaşılır. Bu tip problemler uygun zigzag transformatörün
kullanılmasıyla çözümlenebilir. Bazı yeni ticari binalarda kullanılan, 34,5/0,4 kV
orta
gerilim
düşürücü
transformatörün
sekonder
tarafında
zigzag
sargı
kullanmaktadır. Kaynak transformatörün sekonderine yerleştirilen zigzag sargı nötr
iletkeninde ısınma problemine uygun bir çözüm olmaktadır [4].
Şekil 5.22. Zigzag sargı ile nötr akımının azaltılması [11]
100
Zigzag sargıda, tek bir nüvedeki amper sarım değeri diğer nüvelerdekini
sönümlemektedir. Böylece eşdeğer devrede üçüncü harmonik akımlarının geçtiği
empedans çok küçük değerde olmaktadır. Zigzag reaktansı üç ve üçün katı
harmoniklerinin sirkülasyonu için düşük bir empedans sağlamaktadır. Dolayısıyla
elektrik sistemiyle nötr hattı arasında dolaşan 3. derece harmoniklerinin azalmasını
sağlar. Zigzag transformatörlerle ilgili yapılan çalışmalar bu transformatörlerin
üçüncü harmonik akımlarının % 50’nin üzerinde bir oranla filtreleyebildiğini
göstermektedir. Dolayısıyla zigzag transformatörleri sıfır sequence akımlarından
kaynaklanan nötr akımlarını istenen seviyelere düşürebilir.
Zigzag transformatörleri üçüncü harmoniklerin bulunduğu, nötr hattında ısınmaların
olduğu ve transformatörlerin yıldız noktalarında problemlerin olduğu yerlerde
kullanılmalıdır. Bu özelliklerinden dolayı zigzag transformatörleri genellikle, tek
fazlı yüklerin yoğun olarak kullanıldığı, aydınlatma ve bilgisayarların ağırlıklı
olduğu, ticari binalarda sıfır sequence harmonik bileşenlerin elimine edilmesi için
kullanılırlar [4].
Harmoniklerin oluşturduğu zararlı etkileri engelleyebilmek için tasarım aşamasında
alınabilecek tedbirler çoğu zaman yeterli olmaz. Ayrıca bir güç sisteminde bulunan
harmonik akımların şebekeye geçmesini engellemek için tasarım aşamasında
önlemler alınmış olsa dahi, güç sisteminde zamanla ortaya çıkan ihtiyaçlar
doğrultusunda harmoniklerin önlenmesi amacıyla güç sistemine ilave donanımların
tesis edilmesi gerekmektedir. Sisteme tesis edilen ve harmonik bozulmaları azaltan
bu devrelere harmonik filtre adı verilir.
Harmonik filtrelerinin görevi, bir ya da daha fazla frekanstaki harmonik akım veya
gerilimlerin etkisini azaltmak veya yok etmektir. Genelde harmonik filtreleri en etkin
harmonik bileşeni yok etmek için tasarlanırlar. Sisteme etkisi az olan harmonik
bileşenler için ise bu etkiyi zayıflatıcı filtreler tasarlanabilir. Çalışma prensiplerine
göre pasif ve aktif olmak üzere iki tip harmonik filtre kullanılmaktadır [4].
101
5.7.2. Pasif filtreler
Pasif filtreler isminden de anlaşılacağı üzere pasif devre elemanları olan R, L ve C
elemanlarından oluşurlar. Bu elemanlarla meydana getirilen bir harmonik filtresi,
belli bir frekansta, dizayn edilen filtre türüne göre düşük veya yüksek empedans
gösterir. Pasif filtreler devreye bağlanış şekillerine göre paralel pasif filtreler ve seri
pasif filtreler olarak ikiye ayrılırlar.
Seri pasif filtreler
Seri filtreler, kaynak ile harmonik üreten eleman arasına seri olarak bağlanan
endüktans (L) elemanından oluşmaktadır. Seri bağlanan bu empedans, harmonik
frekanslara yüksek empedans göstererek onların geçişlerini engeller iken temel
frekansta ise düşük empedans gösterirler. Şekil 5.23’de seri pasif filtrenin prensip
şeması ve örnek filtre reaktörü görülmektedir.
(a)
(b)
Şekil 5.23. (a) seri pasif filtre prensip şeması, (b) örnek seri pasif filtre
Temel bileşen frekansında ise düşük bir empedans değerine ayarlanarak temel
frekanstaki bileşende kayıpların önlenmesi sağlanır. Seri filtreler uygulamada
genellikle; motor hız kontrol sürücüsü, evirici gibi özel doğrusal olmayan yüklerin
filtrelenmesi amacıyla bu tip cihazların önlerinde kullanılmaktadır. Seri pasif
filtrelerde kullanılacak endüktans elemanı (reaktör) EN 61000-2-2’de belirtilen
gerilim dayanımında olmalıdır.
102
Seri pasif filtrelerinin kullanımındaki en önemli olumsuzluklar; tüm yük akımının
filtre elemanları üzerinden geçmesi, hat gerilimleri için yalıtılması gerekmesi ve
hatta önemli gerilim düşümüne sebep olmalarıdır. Yük akımının tamamının filtre
elemanları üzerinden geçmesi filtreleme maliyetinin ve boyutunun artmasına neden
olmaktadır. Seri pasif filtrelerin paralel pasif filtrelere nazaran rezonans olaylarına
sebep olmama gibi bir olumlu yönü bulunmasına karşın, belirtilen olumsuzlukları
nedeniyle paralel pasif filtrelere göre daha az tercih edilirler.
Paralel pasif filtreler
Paralel pasif filtrelerde amaç, yok edilmek istenen harmonik bileşen frekansında
rezonansa girecek, endüktans (L) ve kapasitans (C) devre elemanlarının değerlerini
hesaplayarak
bu
devreyi
güç
sistemine
bağlamaktır.
Tasarlanan
filtrenin
karakteristiği kalite faktörü (Q) adı verilen bir katsayı ile tanımlanır.
Filtre tasarımcıları tasarlanan filtrede kullanılacak devre elemanlarının toleransını,
hesaplanan değerlere göre kapasitans için % 15 fazla olacak şekilde ve Endüktans
için ± %5 olacak şekilde kabul eder Ancak uygulamada bu toleranslar filtre
performansına kayda değer olumsuz etkisi olmasının yanında, güç sisteminde zararlı
rezonansların oluşmasına da neden olabilirler. Bu nedenle filtre tasarımında son
adımın filtrenin uç sınırlar için kontrolünün yazılımla yapılması gerekir.(Dugan ve
ark. 1996). Şekil 5.24’de endüktans (L) ve kapasitans (C) devre elemanlarından
oluşan bir pasif paralel aktif filtre şeması ve filtre tertibatı görülmektedir.
(a)
(b)
Şekil 5.24. (a) Paralel pasif filtre prensip şeması, (b) örnek paralel pasif filtre
103
Paralel pasif filtrelerde, her bir harmonik frekansı için ayrı rezonans kolları
oluşturularak, ayrı ayrı harmonik bileşenler elemine edilebilir. Ancak bu işlem en
baskın yani genlik değeri yüksek harmonik frekansları için yapılmalıdır. Her
harmonik bileşen için ayrı bir rezonans kolu oluşturmak optimum bir çözüm
olmayacağından sadece genlik değeri yüksek harmonik frekansları için rezonans kolu
oluşturulmalı, mümkün olduğunca genliği yüksek olmayan harmonik frekansları için
tek bir rezonans kolu oluşturulmalıdır.
Paralel pasif filtreler, seri pasif filtrelere nazaran maliyet ve boyut açısından oldukça
düşüktür. Çünkü paralel pasif filtrelerde filtre elemanları üzerinden yalnızca
ayarlanan harmonik bileşen akımı akmaktadır. Ayrıca filtre tasarımında kullanılan
kapasitans ile reaktif güç düzeltmesi de yapılabilir. Ancak bu olumlu yönlerine
karşın sistemde tehlikeli rezonans problemlerine neden olabilmektedirler (Bkz. Şekil
5.24). Bu nedenle paralel pasif filtreler tasarlanmadan önce sistemin özellikleri ve
tasarımı yapılan filtreye güç sisteminin cevabı iyi analiz edilmelidir.
Tasarım şekillerine göre paralel pasif filtreler dört grupta incelenmektedir. Bunlar;
Tek ayarlı (bant geçiren) filtreler, Çift ayarlı filtreler, Otomatik ayarlı filtreler ve
Yüksek geçiren sönümlü filtrelerdir.
Tek ayarlı (bant geçiren) filtreler
Tek ayarlı filtreler, düşük empedans veya kısa devre oluşturarak ayarlanan
frekanstaki harmonik akımının bastırılmasını sağlarlar. Tek ayarlı filtreler seri R-L-C
devre elemanlarından meydana gelir. Tek ayarlı filtre devre örneği Şekil 5.25’de,
görülmektedir. Bu filtrenin çalışma prensibi, istenen harmonik frekansında filtrenin
rezonansa gelerek XL=Xc şartının sağlanmasıdır. Şekil 5.26’da temel frekansın 60 hz
olduğu bir sitemde 5. harmonik bileşen ayarlanmış tek ayarlı filtrenin empedans (Z),
frekans (f) değişim grafiği verilmiştir. Ayarlanan frekansta (300 Hz) XL=Xc koşulu
sağlanmıştır. Filtre ayarlanan frekans dışındaki frekanslara ve temel frekansa yüksek
empedans özelliği göstermektedir. Tek ayarlı filtrede filtre empedansı (Zf) ve kalite
faktörü (Q);
104
Şekil 5.25. Tek ayarlı paralel pasif filtre
Şekil 5.26.
Tek ayarlı filtrenin Z-f değişim grafiği (f1=60 Hz, f5=300 Hz, Q=30)
[25]
Eş. 5.45 ve Eş. 5.46’da;
Zf
: Tek ayarlı filtrenin istenen harmonik frekanstaki empedansı,
Q
: Kalite faktörü,
R
: Tek ayarlı filtredeki endüktans ve kapasitansın iç direnci,
XL
: Tek ayarlı filtrenin endüktif reaktansı,
Xc
: Tek ayarlı filtrenin kapasitif reaktansı,
105
fn
: n. harmonikteki frekans,
L
: Tek ayarlı filtrenin endüktansı,
C
: Tek ayarlı filtrenin kapasitansı,
n
: Ayarlanan harmonik derecedir.
Tek ayarlı filtreler sisteme uygulandığında filtredeki kapasite, sistemin temel
frekansı
ve
ayarlanan
harmonik
frekansı
dışındaki
frekanslarda
sistemde
kompanzasyon etkisi göstereceğinden filtre hesaplanırken, filtrede kullanılacak
kapasite değeri sistemin kompanzasyon ihtiyacını karşılayacak değerde belirlenmeli
ve daha sonra bu değerle rezonansa girecek endüktans değeri hesaplanmalıdır.
Tek ayarlı filtrelerin olumlu özellikleri şunlardır:
 Eğer istenerek eklenmiş bir direnç yoksa kayıplar çok azdır.
 Ayarlanan harmonik frekanstaki harmonik akıma sıfıra yakın bir empedans
gösterir.
 Filtre edilecek birden fazla harmonik akımı için birden fazla filtre paralel
kullanılabilir.
Tek ayarlı filtrelerin olumsuzlukları ise;
 Tasarımındaki hassas devre elemanı hesaplamalarından dolayı filtreyi
oluşturan elemanların değerinde zamanla oluşan değişmelere karşı oldukça
duyarlı olmasıdır. Bu durum güç sisteminin düzenli izlenmesi ve gerekli devre
elemanı değişiklikleri ile giderilebilir.
 Tek ayarlı filtreler sadece gücü sabit olan nonlineer yüklü sistemlerde
kullanılabilir. Çünkü üzerlerindeki kapasite değerleri değişken olmadığından
sistemdeki endüktif yükler kalktığında kondansatörler devrede kalmaya devam
edeceğinden bu durumda aşırı kompanzasyon oluşabilir. Güç sistemindeki
doğrusal olmayan yüklerden bir kısmı devreden çıktığında, devreden çıkan
yükleri süzen tek ayarlı filtre sistemde kalacağından enerji kaybına yol
açacaktır. Bu nedenle bu filtreler sabit doğrusal olmayan yüklerin bulunduğu
sistemlerde kullanılmalı ve yük ile birlikte devreye girip çıkacak şekilde tesis
edilmelidir.
106
Çift ayarlı filtreler
Adından da anlaşılacağı gibi iki ayrı frekansa ayarlı olup ayarlandıkları bu
frekanslarda düşük empedans göstererek bu iki frekanstaki harmonik bileşenlerin
süzülmesini sağlarlar. Teorik olarak, üç ve dört ayarlı filtrelerde tasarlamak
mümkündür, ancak bunlar ayar zorluklarından dolayı kullanılamazlar.
Çift ayarlı filtrelerin en önemli özelliği temel frekansta güç kaybının az olmasıdır.
Ayrıca endüktansların sayısının ayarlanması ile darbe gerilimlerine karşıda kontrol
sağlarlar. Örnek bir çift ayarlı filtre şeması Şekil 5.27’de gösterilmiştir.
Şekil 5.27. Çift ayarlı paralel pasif filtre şeması
Temel frekansın 60 Hz olduğu bir sistemde 11. (660 Hz) ve 13. (780 Hz) harmonik
bileşenlere ayarlı çift ayarlı filtrenin frekans-empedans değişimi Şekil 5.28’de
verilmiştir.
Çift ayarlı filtreler ile tek ayarlı filtreler karşılaştırıldığında temel frekanstaki güç
kaybının az olması bu filtrelerin en önemli özelliğidir. Ancak uygulamada, filtre
elemanlarının hassaslığının ayarlanmasından kaynaklanan zorluk nedeni ile daha az
tercih edilirler [5].
107
Şekil 5.28.
11. ve 13. harmonik bileşenlere ayarlı çift ayarlı filtrenin Z-f değişim
grafiği (f1=60Hz, f11=660 Hz, f13=780 Hz, Q=30) [25]
Otomatik ayarlı pasif filtreler
Bu tip filtrelerde, kullanılan filtre elemanlarının kapasitesi ve endüktansı
ayarlanabilirdir. Güç sistemindeki reaktif gücü ölçen ve ölçülen güce göre hem
sistemdeki güç faktörü düzeltmesini hem de ayarlandığı harmonik bileşene göre
filtreleme sağlayacak L ve C değerlerini hesaplayarak, devreye alan bir kontrol
sisteminden oluşmaktadır.
Yüksek geçiren sönümlü filtreler
Yüksek geçiren filtreler, belirli bir frekansın üzerinde düşük empedans gösteren
filtrelerdir. Bu filtrelerin tek ayarlı filtreler ile birlikte kullanılması uygundur. Tek
ayarlı filtreler yüksek genlik değerine sahip düşük harmonik frekansları her
harmonik için farklı paralel kollarla süzerken, yüksek geçiren filtreler genlik değeri
düşük yüksek harmonik frekansları tek bir paralel kol yardımı ile süzebilirler.
Tasarım açısından dört farklı yüksek geçiren filtre tipi mevcuttur. Şekil 5.29’da
yüksek geçiren filtre tipleri ve bunların şemaları verilmiştir.
108
Şekil 5.29. Yüksek geçiren sönümlü filtre tipleri (a) birinci derece, (b) ikinci derece,
(c) üçüncü derece
Birinci dereceden yüksek geçiren sönümlü filtreler: Bu tip filtreler büyük bir
kondansatör gücü gerektirdiğinden ve güç sisteminde aşırı bir kayba sebep
olduğundan tercih edilmezler.
İkinci dereceden yüksek geçiren sönümlü filtre: Filtreleme performansı iyi olan bir
filtre tipidir. Fakat üçüncü dereceden filtre ile karşılaştırıldığında daha yüksek temel
frekans kayıplarına sahiptir.
Üçüncü dereceden yüksek geçiren sönümlü filtre: İkinci dereceye göre en büyük
avantajı, C2 kondansatöründen dolayı temel frekansta empedansının artmasına
karşılık bu frekansta kayıpları önemli ölçüde azaltılmış olmasıdır.
C tipi yüksek geçiren sönümlü filtre: Filtreleme performansı, ikinci ve üçüncü
derecen filtrelerin filtreleme performansı arasındadır. Temel avantajı, Ca ve Lm seri
olarak bağlandığından temel frekansta kayıplarının düşük olmasıdır. (Şekil 5.30) Bu
tip filtrelerin olumsuz yanı temel frekanstaki sapmalara ve eleman değerlerinin
zamanla değişimine karşı duyarlı olmalarıdır.
109
Şekil 5.30. C tipi yüksek geçiren sönümlü filtre şeması
Eş. 5.47, Eş. 5.48 ve Eş. 5.49’da;
XS
: Temel frekanstaki kısa devre reaktansı
XLm : Temel frekanstaki Lm’nin reaktansı
XCa : Temel frekanstaki Ca’nın reaktansı
Ca
: Yardımcı kondansatör
R
: Fitre rezistansı
hT
: Filtre tasarlandığı harmonik bileşen frekansı
Is
: Sistemde izin verilen en fazla harmonik akım (ht değerinde)
Cm
: Kompanzasyon için kullanılan kondansatör
Lm
: Filtre bobini,
110
Temel frekansın 60 Hz, kalite faktörünün 1,75 olduğu ve 3. harmoniğe ayarlı C tipi
yüksek geçiren bir filtrenin frekans-empedans ilişkisini gösteren grafik Şekil 5.31’de
verilmiştir. Grafikte de görüldüğü gibi filtre temel frekansta yüksek empedans
göstermekte, ayarlanan 3. harmonik frekansında en düşük empedansı göstermekte ve
ayarlanan frekansın üstünde ise temel frekansa nazaran daha düşük empedans
göstermektedir.
Şekil 5.31. C tipi filtrenin frekans-empedans grafiği [25]
C tipi filtrede filtre karakteristiği, güç sisteminde ayarlanan harmonik frekanstaki izin
verilen akımın (Is) pu değerine bağlıdır. Şekil 5.32’de n=5,5’e ve Is’nin 0,1, 0,3 ve
0,5 pu değerlerine ayarlandığı C tipi filtrenin Is akımı ve harmonik frekans grafiği
verilmiştir [4]
C tipi filtrenin performansı ikinci derece yüksek geçiren filtre performansına
benzerdir. (Şekil 5.31) Filtre rezistansı R’ye eşittir. Bu nedenle filtre kayıpları R’nin
değerine bağlıdır. Yüksek frekanslarda Ca düşük ve Lm yüksektir. Bu nedenle
yüksek frekanslarda baskın reaktans Lm’nin reaktansı olacaktır [26].
111
Şekil 5.32. C tipi filtrenin Is-n ilişkisi
C tipi filtrenin performansı ikinci derece yüksek geçiren filtre performansına
benzerdir. (Şekil 5.33) Filtre rezistansı R’ye eşittir. Bu nedenle filtre kayıpları R’nin
değerine bağlıdır. Yüksek frekanslarda Ca düşük ve Lm yüksektir. Bu nedenle
yüksek frekanslarda baskın reaktans Lm’nin reaktansı olacaktır [26].
Şekil 5.33. C tipi ve 2. derece yüksek geçiren sönümlü filtre Z-n değişimi
112
Yüksek geçiren sönümlü filtrelerde, filtrenin performans karakteristiği kalite faktörü
(Q) ile tanımlanır ve yüksek geçiren sönümlü filtrelerdeki direnç değeri kalite
faktörüne göre hesaplanır. Yüksek geçiren filtrelerde kalite faktörü genellikle 0,5 ile
5 arasında kabul edilir. Kalite faktörü;
(5.47)
şeklidedir. Burada;
Q
:Kalite faktörü (Yüksek geçiren filtrelerde 0,5 ile 5 arasında sabit bir katsayı),
R
:Yüksek geçiren sönümlü filtrede kullanılacak direnç değeri,
Xn
:Yüksek geçiren filtrenin ayarlandığı frekanstaki endüktif reaktans değeridir
[4].
Yüksek geçiren filtrelerde kalite faktörü genellikle 0,5 ile 5 arasında kabul edilir.
Yüksek geçiren filtrelerden, 4. harmoniğe ayarlanmış örnek bir ikinci derece filtrenin
farklı kalite faktörlerine bağlı filtre performansı Şekil 5.34’de gösterilmektedir.
Şekil 5.34. İkinci derece filtrenin performansının kalite faktörüne bağlı değişimi
113
5.7.3. Aktif filtreler
Elektrik enerji sistemlerindeki harmoniklerin giderilebilmesi için, düşük maliyetleri
nedeniyle çoğunlukla pasif filtreler kullanılmaktadır. Ancak pasif filtrelerin
harmoniklerin oluşturduğu güç kalitesi problemlerini çözmede yetersiz kaldığı
durumlarda tesis maliyetleri çok yüksek de olsa aktif güç filtrelerinden yararlanılır.
Pasif filtrelerin güç sistemindeki harmoniklerin filtrelenmesinde yetersiz kalmasına
neden olan etkenler,
 Pasif filtrede kullanılan elemanların (kondansatör, bobin ve direnç), zamanla
değerinde sapmalar olması ve buna bağlı olarak filtrenin ayar frekansının
değişmesi nedeniyle performansın da azalmaların olması,
 Güç sisteminde filtrenin tasarlanmasından sonra, sistemdeki nonlineer yükler
artması ya da azalması durumunda filtrenin performansının gözden geçirilmesi,
 Güç sistemindeki elemanlarla tasarlanan filtre elemanlarının harmonik
frekanslarda rezonansa girme riskidir.
Bu problemleri çözmek amacıyla aktif güç filtreleri geliştirilmiştir. Günümüzde
kullanım alanı gittikçe yaygınlaşan aktif güç filtresi düşüncesinin temelleri Bird
(1969) tarafından atılmış, daha sonra Ametani (1972) tarafından genelleştirilmiştir
[21].
Genel yapı olarak aktif güç filtreleri, dijital kontrol birimi olan PWM inverterden
ibarettir. Aktif güç filtreleri yük tarafından çekilen harmonikleri analiz ederler ve
uygun bir fazda yüke aynı harmoniği ters fazda enjekte ederek harmoniği yok
ederler. Güç elektroniği devre elemanlarından oluşan aktif güç filtrelerinin güç
sistemindeki harmoniklerin yok edilmesi kullanılmasının yanında, reaktif güç
kompanzasyonu, gerilim ve akım dengesizlikleri, nötr akımı kompanzasyonu ve
şebeke geriliminin regülasyonu için de kullanılırlar.
Aktif güç filtreleri belirtilen olumlu özelliklerinin yanında, pasif filtrelere nazaran
yüksek maliyetli olmaları, güç sistemindeki doğrusal olmayan yüklerin artması
114
durumunda harmonikleri gidermede yetersiz kalmaları gibi olumsuz yönleri de
bulunmaktadır.
Güç elektroniği uygulamaları geliştikçe ve bilgisayar desteğiyle bu konu da ilerleme
göstermiştir. Aktif filtreler harmonik giderme işlemini devreye iki şekilde bağlanarak
sağlarlar. Bu nedenler aktif filtreler paralel ve seri olmak üzere ikiye ayrılırlar.
Paralel aktif filtre
Paralel aktif filtre adından da anlaşılacağı gibi güç sisteme paralel bağlanır. Yükün
çektiği harmonikli akımları tanımladıktan sonra bunlarla aynı genlikte fakat ters
fazdaki akımları sisteme enjekte eder. Paralel aktif filtrenin güç sistemine bağlantı
prensip şeması Şekil 5.35’de gösterilmektedir.
Şekil 5.35. Paralel aktif filtrenin prensip şeması [20]
Seri aktif filtre
Seri aktif filtrelerin güç sistemine bağlantı prensip şeması Şekil 5.36’da verilmiştir.
Şekilde de görüldüğü gibi seri aktif filtreler güç sistemine bir transformatör ile
bağlanır. Seri aktif filtre ile gerilim harmonikleri elimine edilir. Seri aktif filtre ile
gerilime
bağlı
kompanzasyonlar
düzeltmesi de gerçekleştirilir.
gerilim
dengesizlikleri,
dalgalanmalarının
115
Şekil 5.36. Seri aktif filtrenin prensip şeması [20]
Aktif güç filtresinin yapısı
Bir aktif güç filtresinin blok diyagramı Şekil 5.37’de görülmektedir. Aktif güç
filtreleri, dönüştürücü (PWM jeneratörü), akım kontrol devresi ve harmonik
belirleme bloğu olmak üzere 3 ana bölümden oluşmaktadır.
Şekil 5.37. Aktif güç filtresinin blok şeması [20].
Vk
:Kaynak gerilimi,
Ik
:Kaynak akımı,
Iy
:Yük akımı,
If
:Aktif güç filtresi akımıdır.
116
Lf
:Kaynak uçlarındaki gerilim ile filtre tarafından üretilen PWM gerilimi
arasında tampon görevi gören endüktanstır.
5.7.4. Pasif ve aktif filtrelerin karşılaştırması
Bir güç sisteminde harmoniklerin filtrelenmesinde, pasif filtrelerin kullanımında
temel yaklaşım, Direnç, Bobin ve Kondansatörden oluşması nedeniyle güvenilir
sağlam ve yüksek güç ve akımlarda, düşük maliyetle kullanılabilmesidir. Ancak
düşük frekanslarda kullanımında filtrede kullanılan bobinin ebatları ve ağırlığı
artacak ve dolayısıyla maliyeti yükselecektir.
Aktif filtreler ise, güç sistemindeki yüklerin harmonik spektrumunun değişken
olduğu, düşük güçlerde, örneğin elektronik sistemler, radar ve uydu sistemleri gibi
yüklerin bulunduğu güç sistemlerinde kullanılmalıdır.
Pasif ve aktif filtreler, özellikleri itibari ile birbirlerinin yerine kullanılması çoğu
zaman uygun değildir. Çizelge 5.6’da pasif ve aktif filtrelerin olumlu ve olumsuz
özellikleri açıklanmıştır. Buna göre, örneğin alçak gerilim güç sisteminin yük
harmonik spektrumu, gün içerisinde harmonik bileşen sayısı ve genlikleri açısından
büyük değişiklikler gösteriyor ise bu güç sisteminde pasif filtre kullanmak çok doğru
değildir. Yine yüksek güç tüketiminin olduğu ve sınırlı sayıda harmonik bileşenin
olduğu, bir güç sisteminde de aktif filtre kullanmak maliyet etkin olmayacaktır.
Bu nedenle, güç sistemindeki harmoniklerin azaltılması için kullanılacak filtre, güç
sisteminde bulunan yüklerin gücü ve harmonik spektrumu, gün içerisinde devreye
girme ve çıkma süreleri, güç sisteminin yapısı, çözüm maliyeti, vb. pek çok bilgiye
dayanarak seçilmelidir. Ayrıca aktif ve pasif filtrelerin birlikte kullanıldığı hibrid
filtrede maliyet etkin bir çözüm yöntemi olabilir.
117
Çizelge 5.6. Pasif ve aktif filtrelerin özelliklerinin karşılaştırması
Pasif Filtreler
Olumlu
Özellikler
Aktif filtreler
Güç kaynağı gereksinimi yoktur
Endüktans yoktur
Yüksek akım ve gerilimde kullanılabilir
Dizaynı kolaydır.
Güvenirliği yüksektir
Düşük güçler için yüksek giriş
empedansı ve düşük çıkış empedansı
gösterir
Filtrede az sayıda elaman kullanılır,
Yüksek kazanç katsayısı ile üretilebilir
basittir.
Gürültü yalnızca dirençte oluşur
Genellikle ayar yapmak kolaydır
Bant aralığı sınırı yoktur.
Küçük ebat ve ağırlıkta üretilebilir.
Reaktif güç kompanzasyonu yapabilir.
Filtre tipine bağlı Reaktif güç
kompanzasyonu/Gerilim
regülasyonu
yapabilir
Kurulum maliyeti oldukça düşüktür
Rezonans riski yoktur
Düşük frekanslarda
büyüktür
bobinin
ebatı
Güç kaynağı gereksinimi vardır.
Bazı bobinlerde (troidal olmayanlarda)
Modülasyonun çok hassas olması gerekir
ekranlama ihtiyacı vardır.
Ayarlama nedeniyle fazla bobine ihtiyaç Giriş akımından ve DC
duyması üretim ebatlarını sınırlar
parazitlerine karşı hassastır
Olumsuz
Özellikler Düşük tolerans (%1-2) ihtiyacı pahalıdır.
Op-amp kazancı
sınırlıdır
bant
gerilim
genişliği
ile
Güç sisteminde devreye giren ve çıkan Op-amp'ın yük akımı değişikliklerini
yüklere göre tasarım ihtiyacı vardır.
karşılama oranı sınırlıdır.
Rezonans riski vardır
Birçok devre elemanından oluşur.
Güç sistemine bağlı periyodik kontrol
İlk kurulum maliyeti yüksektir
gerektirir
118
6.
GÜÇ KALİTESİ İLE İLGİLİ YÖNETMELİK VE STANDARTLAR
Güç kalitesi problemlerinin sınıflandırılmasına ve güç kalitesi problemlerinin
özellikle endüstride yol açtığı iş gücü ve maddi kayıplara önceki bölümlerde
değinilmiştir. Yol açtığı kayıplar ve üretimde neden olduğu aksamalar göz önüne
alındığında, güç kalitesinin yalnızca elektrik dağıtım şirketinin sağladığı enerji
kalitesi ya da kullanıcıların önlem alınması gereken bir konu olarak ele alınması
düşünülemez. Bu nedenle ulusal ve uluslararası standardizasyon kuruluşları güç
kalitesi
üzerine
çalışmalar
yapmış
ve
çalışma
sonuçlarının
yıllara
sari
yayımlamışlardır.
Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Koordinasyon Komitesi Enstitüsü (IEEE) güç
kalitesi problemlerinin en önemlilerinden harmoniklerin etkileri ve harmoniklerin
sınırlandırılması konusunda önde gelen ve en kapsamlı çalışmayı (IEEE std. 5191992) yapmıştır. Yine Cenevre merkezli Uluslararası Elektroteknik Komisyonu
(IEC) güç kalitesi konusunda en ayrıntılı standart olan IEC 6100 serisi standardını
hazırlamıştır. Birçok ülke de bu standartlara göre ulusal mevzuatını oluşturmuştur.
Örneğin Türkiye’de dağıtım şirketleri tarafından sağlanan enerjinin kalitesi ile ilgili
olarak Avrupa Standardı EN 50160, ulusal standart olarak kabul edilmiş ve TS EN
50160 olarak kullanıma sunulmuştur.
Bu bölümde güç kalitesi problemleri ile ilgili farklı kuruluşlar tarafından hazırlanan
(IEEE, IEC, EN, CIGRE, EPDK) standart ve yönetmelikler incelenmiş, alçak gerilim
güç sistemlerinde güç kalitesi ile ilgili sınırlamalar ve standartlar arasındaki
farklılıklar belirlenmiştir. Standartların tek başına bir bağlayıcılığı olmaması ve
tavsiye niteliğinde dokümanlar olmasına rağmen, ülkelerin ulusal mevzuatında
referans doküman olarak kullanılması ile tüketicilerin, elektrik dağıtım şirketlerinin
ve cihaz üreticilerinin uyma zorunluluğu bulunmaktadır.
119
6.1. Elektrik Şirketleri Tarafından Sağlanan Elektriğin Gerilim Kalitesi
Bir ulusal enterkonnekte dağıtım sisteminde, elektrik enerjisinin dağıtımından
sorumlu tutulan dağıtım şirketlerinin, müşterilerine sağladığı elektrik enerjisinin güç
kalitesi gerilim karakteristiği EN 50160 “Genel elektrik şebekeleri tarafından
sağlanan elektriğin gerilim karakteristikleri“ standardında tanımlanmıştır. Bu
standartta gerilim karakteristiği Alçak Gerilim, Orta Gerilim ve Yüksek Gerilim
olmak üzere üç seviyede incelenmektedir [13]. Bu tez çalışmasının konusu itibari ile
alçak gerilim seviyesindeki gerilim karakteristiği incelenmiştir.
6.1.1. Alçak gerilim besleme karakteristiği
Alçak gerilim şebekelerinde dağıtım şirketi tarafından sağlanan elektriğin gerilim
karakteristiği;
 Sürekli olaylar; yük modelinden, yük değişimlerinden veya doğrusal olmayan
yüklerden dolayı, zaman içerisinde sürekli olarak meydana gelen, anma
değerden sapmalar,
 Gerilim olayları; önceden tahmin edilemeyen arızalar, hava şartları ve diğer
tüketicilerden kaynaklanan, normal veya arzu edilen dalga şeklinden ani ve
önemli sapmalar olarak incelenir.
Aşağıda alçak gerilim dağıtım sisteminde, sürekli olayların içerisinde yer alan
gerilimin karakteristik özellikleri ve sınırlamalar açıklanmıştır.
6.1.2. Şebeke frekansı
Besleme geriliminin anma frekansı 50 Hz olmalıdır. Normal çalışma şartlarında 10 s
boyunca ölçülen frekansın ortalama değeri aşağıdaki aralıklar içerisinde olmalıdır.
 Enterkonnekte sisteme senkron bağlantılı sistemler için:
 50 Hz (±)% 1 (49,5 Hz - 50,5 Hz arasında) bir yılın % 99,5’i boyunca,
 50 Hz (+) % 4 / (-) % 6 ( 47 Hz - 52 Hz arasında) her zaman (% 100)
120
6.1.3. Gerilim değişimi
EN 50160 standardında kesintili periyotlar dışında, normal çalışma şartları altında,
besleme gerilimi değişimlerinin anma geriliminin (Un)’nin ± % 10’unu aşmaması
gereklidir. Ayrıca sürekli durumdaki gerilim değişimleri ANSI Standard C84.1'de
belirtilmiştir. Bu standarda göre 600 V'a kadar kadar olan şebeke gerilimlerinde
değişim, gerilimin nominal değerinin ± %5'i kadar olmalıdır. Kısa süreli
değişmelerde ise en fazla %5,8 kadar gerilim artmasına ve %8,3 kadar gerilim
azalmasına izin verilebilir şeklindedir [31].
Şebeke gerilimindeki değişimin nedenlerinden biri de özellikle ark fırınları gibi hızlı
değişen ve büyük güçlü yüklerdir. Bu tip yükler şebeke geriliminde dalgalanmalar
oluşturmakta ve bu durum diğer tüketicilere olumsuz etki yapmaktadır. Bu gerilim
değişimi %0,5 - %0,6 arasında olmakta ve yaklaşık 10 saniye ile 1saat arasında
sürmektedir. Bu tip yüklerin şebekede oluşturduğu etkiler ile ilgili özel sınırlamalar
getirilmiştir [9].
6.1.4. Kırpışma şiddeti
Normal çalışma şartları altında, bir haftalık her bir periyot boyunca oluşabilecek
kırpışma şiddeti için sınır değerler Çizelge 6.1’deki gibidir [22].
Çizelge 6.1. Kırpışma şiddeti için sınır değerler
Fliker Şiddeti Endeksi
Pst
Plt
Sınır Değerler
≤ %1
≤ %0,8
6.1.5. Besleme gerilimi dengesizliği
Normal çalışma şartları altında, bir haftalık her bir periyot boyunca besleme
geriliminin negatif faz sıralı bileşeninin 10 dakikalık ortalama etkin değerlerinin
% 95’i, pozitif faz sıralı bileşeninin (temel) % 0 ile % 2 aralığında olmalıdır.
121
6.1.6. Doğru akım bileşeni
Normal koşullarda güç besleme sistemlerindeki gerilimde önemli bir d.a. bileşen
seviyesi mevcut olmazken, simetrik olmayan bir biçimde kontrol edilen belli
yüklerin bağlanması, bu durumu meydana getirir. Bu akımın değeri oldukça
değişkendir çünkü bu değer, ilgili devrenin d.a. direnci tarafından belirlendiği gibi,
d.a. bileşeninin gerilimi tarafından da belirlenir. Bu yüzden, izin verilebilen d.a.
gerilimi, sadece duruma göre belirlenebilir.
6.1.7. Çentik
Güç sistemlerinde gerilim sinyalinde oluşan çentiklere IEEE std. 519-1992 “Elektrik
Güç Sistemlerinde Harmonik Kontrol Gereksinimleri ve Uygulama Tavsiyeleri” ile
sınırlama getirilmiştir. Alçak gerilim güç sistemlerinde gerilim sinyalinde oluşan
çentiğin alan ve derinliğine bağlı sınırlama Çizelge 6.2’de verilmiştir. Çentiklerle
ilgili sınırlamada tek bir sınır belirlenmemiş, güç sisteminin özelliğine göre üç
kategoride sınırlandırılmaya gidilmiştir.
Çizelge 6.2. Gerilimde oluşan çentikler için sınır değerler
Çentik Özellikleri
Özel
Uygulamalar1
Genel
Sistemler
Ayrı
Sistemler2
% 10
% 20
% 50
16 400
22 800
36 500
Çentik Derinliği (DN)
Çentik Alanı (AN)
1
Hastane ve Havaalanı uygulamalarını içerir
2
Özellikle konvertör tipi yükler içindir
6.1.8. Harmonik gerilim
Harmoniklerle ilgili standardizasyon çalışmalarının ilki, 1981 yılında kurulan CIGRE
(International Council on Large Electric Systems)’nin çalışma grubu tarafından
hazırlanmıştır. Bu çalışmada belirlenen yüksek sınır değerleri, daha sonra hazırlanan
122
EN 50160 “Genel elektrik şebekeleri tarafından sağlanan elektriğin gerilim
karakteristikleri“ standardında harmonik sınırlamalar ile ilgili bölümün esasını
oluşturmuştur.
Çizelge 6.3’te CIGRE çalışma grubu tarafından 1981’de hazırlanmış olan, Avrupa
Birliği ülkelerini kapsayan bir çalışma grubu sonucu verilmiştir. Yapılan çalışmaya
göre harmonik bozulmayla ilgili sınır değerler düşük değer ve yüksek değer olmak
üzere iki kategoriye ayrılmıştır. Buna göre;
 Düşük değer: Dağıtım sistemine genellikle sürekli bağlı büyük güçlü tesisler ve
kuruluşlar için kullanılır,
 Yüksek değer: Dağıtım sistemine nadiren bağlanan küçük güçlü tesisler ve
kuruluşlar için kullanılır.
Çizelge 6.3. CIGRE Çalışma Grubu tarafından hazırlanan Avrupa Birliği Harmonik
Bozulma Sınır Değerleri [28]
Düşük Değer
Yüksek Değer
(%)
(%)
3
1,5
2,5
15
5
4
6
17
1
2
7
4
5
19
0,8
1,5
9
0,8
1,5
21
11
2,5
3,5
23
0,8
1,5
13
2
3
25
0,8
1,5
n. Harmonik
n. Harmonik
Düşük Değer
Yüksek Değer
(%)
(%)
≤0,3
≤0,3
EN 50160 “Genel elektrik şebekeleri tarafından sağlanan elektriğin gerilim
karakteristikleri “ standardına göre, normal çalışma şartları altında bir haftalık her bir
periyot boyunca her bir münferit harmonik gerilimin 10 dakikalık ortalama etkin
değerlerinin % 95'i Çizelge 6.4’te verilen değerlere eşit veya daha az olmalıdır.
Ayrıca besleme geriliminin THB'si % 8'e eşit veya daha az olmalıdır.
123
Çizelge 6.4. Alçak gerilim sisteminde şebeke bağlantı noktasında izin verilen
harmonik gerilimin değerleri
Tek Harmonikler
3'ün Katları Olmayanlar
Derece (n)
Bağıl genlik Un
Çift Harmonikler
3'ün Katı Olanlar
Derece
Bağıl genlik
Derece (n)
Bağıl genlik Un
5
6,0%
3
5,00%
2
2,00%
7
5,0%
9
1,50%
4
1,00%
11
3,5%
15
0,50%
6...24
0,50%
13
3,0%
21
0,50%
17
2,0%
19
1,5%
23
1,5%
25
1,5%
* 25’ten daha yüksek dereceli harmonikler genellikle küçük aynı zamanda rezonans etkileri
sebebiyle önceden tahmin edilmesi oldukça zor olduğundan bunlar için hiçbir değer verilmemiştir.
EN 50160 standardında THB’nin bulunmasında 40. dereceye kadar olan harmonikler
dahil edilerek hesaplama yapılmakta iken, IEEE std. 519-1992 ‘de THB’nin
bulunmasında 50. dereceye kadar olan harmonik bileşenler hesap edilmektedir.
6.1.9. Harmonik akım
EN 50160 ”Genel elektrik şebekeleri tarafından sağlanan elektriğin gerilim
karakteristikleri “ standardında, alçak gerilim güç sistemlerinde yalnızca gerilimdeki
harmonik bozulmaya ilişkin sınırlama getirilmiş, akımdaki harmonik bozulmaya
ilişkin herhangi bir sınırlama tanımlanmamıştır.
Alçak gerilim güç sistemlerinde akımdaki harmonik bozulmaya ilişkin sınırlama,
IEEE std. 519-1992 “Elektrik Güç Sistemlerinde Harmonik Kontrol Gereksinimleri
ve Uygulama Tavsiyeleri” standardında getirilmiş ve THB bulunmasında 50.
dereceye kadar olan harmonik bileşenler dahil edilmiştir.
124
Çizelge 6.5. 120V-69000V Şebeke bağlantı noktasında izin verilen akım harmonik
bileşenlerin sınır değerleri
Harmonik Bileşenler İçin Sınır Değerler (%IL)
ISC/IL
<11
11≤n≤17
17≤n≤23
23≤n≤35
35≤n
TDD
<11
4
2
1,5
0,6
0,3
5
20<50
7
3,5
2,5
1
0,5
8
50<100
10
4,5
4
1,5
0,7
12
100<1000
12
5,5
5
2
1
15
>1000
15
7
6
2,5
1,4
20
* Ara harmonik bileşenler için sınır tam katsayı bileşenlerin %25 fazlasıdır.
* DA içermemelidir.
* Tüm jeneratörler için ISC/IL oranına bakılmaksızın harmonik bileşenler için belirtilen değerler
geçerlidir.
∑
(6.1)
(6.2)
√ ∗
√ ∗ ∗
(6.3)

Eş.6.1, 6.2, 6.3 ve Çizelge 6.5’de;
TDD : Toplam talep yük değerine bağlı akımdaki bozulma oranıdır.
ISC
: Ortak bağlantı noktasındaki maksimum kısa devre akımı,
IL
: Ortak
SSC
: Ortak bağlantı noktasındaki kısa devre gücüdür.
bağlantı noktasındaki maksimum temel frekans talep akımıdır.
THD (Total Harmonic Distortion), birçok uygulama için çok kullanışlı bir tanımlama
iken, IEEE std. 519-1992’de THD (Total Harmonic Distortion) değil, TDD (Total
Demand Distortion) tanımlanmıştır. Bunun nedeni, THD ölçümünün bazen yanıltıcı
olmasıdır. Örneğin yaralanabilir hız kontrol cihazlarının çok düşük yüklenme ile
çalışmaları esnasında THD ölçümü yapılırsa, ortaya çıkan harmonik bozulma çok
yüksek olacaktır. Ancak bu harmonik bileşenlerin genlikleri çok düşük olacağından
güç sistemine etkisi dikkate alınmayacak kadar az olacaktır. Bu tip durumlarda THD
125
yerine TDD ölçülmesi daha doğru olacaktır. Çünkü harmonik bileşenlerin etkisi tam
yük akımına oranla bulunmakta ve daha doğru sonuç vermektedir.
6.1.10. Ara harmonikler
Temel frekansa (50 Hz ya da 60 Hz) yakın bir frekansta meydana gelen ve besleme
geriliminin genlik modülasyonuna sebep olan ara harmonik gerilim durumu için,
uyumluluk seviyeleri verilmiştir (Çizelge 6.6.). Özellikle aydınlatma cihazları gibi
duyarlı yükler, kırpışmaya neden olan vuru etkisi gösterir. Vuru frekansı, ara
harmonik ve temel frekanslar arasındaki farktır.
Çizelge 6.6. Alçak gerilim şebekelerinde kırpışma etkisine göre uyumluluk seviyesi
değerleri
Um %
Derece (m)
Ara harmonik frekans (Hz)
0,20 < m ≤ 0,60
10 < fm ≤ 30
0,51
0,60 < m ≤ 0,64
30 < fm ≤ 32
0,43
0,64 < m ≤ 0,68
32 < fm ≤ 34
0,35
0,68 < m ≤ 0,72
34 < fm ≤ 36
0,28
0,72 < m ≤ 0,76
36 < fm ≤ 38
0,23
0,76 < m ≤ 0,84
38 < fm ≤ 42
0,18
0,84 < m ≤ 0,88
42 < fm ≤ 44
0,18
0,88 < m ≤ 0,92
44 < fm ≤ 46
0,24
0,92 < m ≤ 0,96
46 < fm ≤ 48
0,36
0,96 < m ≤ 1,04
48 < fm ≤ 52
0,64
1,04 < m ≤ 1,08
52 < fm ≤ 54
0,36
1, 08 < m ≤ 1,12
54 < fm ≤ 56
0,24
1,12 < m ≤ 1,16
56 < fm ≤ 58
0,18
1,16 < m ≤ 1,24
58 < fm ≤ 62
0,18
1, 24 < m ≤ 1,28
62 < fm ≤ 64
0,23
1,28 < m ≤ 1,32
64 < fm ≤ 66
0,28
1,32 < m ≤ 1,36
66 < fm ≤ 68
0,35
1,36 < m ≤ 1,40
68 < fm ≤ 70
0,43
1,4 < m ≤ 1,8
70 < fm ≤ 90
0,51
(Un= 230 V)
126
Ara harmonikler ile ilgili IEEE std. 519-1992’de ayrıca bir sınırlama getirilmemiştir.
Yalnızca Çizelge 6.5’de tam katsayı harmonik bileşenler için belirtilen sınır
değerlerin % 25 fazlasına izin verilebileceği belirtilmiştir.
6.2. Cihazlar Açısından Harmonik Sınır Değerler
Cihazlar ile ilgili harmonik sınırlamalar EN–6100–3–2 Sınır değerler (Harmonik
akım emisyonları için sınır değerler) standardında tanımlanmıştır. Buna göre elektrik
enerjisi tüketen cihazlar için harmonik sınırlamalar üç grupta incelenmektedir.
Cihazlar ile ilgili Toplam Harmonik Bozulmada, TS 7370 IEC 50-161:1996/T1 (TS
7370 IEC 60050-161) Milletlerarası elektroteknik sözlüğüne göre 40. harmonik
bileşene kadar olan harmonikler dikkate alınmaktadır.
 Faz Başına Akımı 16 Amperden Küçük Cihazlar
 Üç Fazlı Dengesiz 16 Amper ile 75 Amper Arasında Olan Cihazlar
 Üç Fazlı Dengeli 16 Amper ile 75 Amper Arasında Olan Cihazlar
6.2.1. Faz başına 16 amperden küçük cihazlar için sınır değerler
Elektrik şebekesine aktarılan harmonik akımların sınırlandırılması amacıyla, faz
başına 16 Ampere kadar (16 Amper dahil ) giriş akımına sahip olan cihazların
üretebileceği giriş akımının harmonik bileşenlerinin sınır değerleri, cihazların
sınıflarına göre aşağıda belirtilmiştir. Ayrıca hiçbir harmonik akım sınır değerinin
uygulanmadığı cihazlara da bu sınırlamalar uygulanır.
Cihazların sınıflandırılması
Harmonik
akımlarının
sınıflandırılmaktadır.
sınırlandırması
amacıyla
cihazlar,
aşağıdaki
gibi
127
 Sınıf A Cihazlar;
 Dengeli 3-fazlı cihaz,
 Sınıf D olarak belirtilen cihazlar hariç olmak üzere evde kullanılan aletler,
 Taşınabilir aletler hariç diğer aletler,
 Akkor lambalar için kısıcılar,
 Ses cihazları.
 Sınıf B Cihazlar;
 Taşınabilir aletler;
 Profesyonel olmayan ark kaynakları.
 Sınıf C Cihazlar;
 Aydınlatma cihazları.
 Sınıf D Cihazlar;
 Kişisel bilgisayarlar ve kişisel bilgisayar ekranları
 Televizyon alıcıları.
Kullanılan cihaz parçalarının sayısı, kullanım süresi, eş zamanlı kullanma, güç
tüketimi, harmonik spektrum gibi özelliklerinde değişiklik olması durumunda izin
verilen harmonik akım sınırları yeniden değerlendirilebilmektedir. Diğer üç sınıftan
birinde belirtilmeyen cihazlar, sınıf A olarak dikkate alınmaktadır.
Sınıf A cihaz için harmonik sınır değerleri
Sınıf A cihazlar için giriş akımı harmonik bileşenlerin sınır değerleri Çizelge 6.6’da
tanımlanmıştır.
128
Çizelge 6.7. Sınıf A cihazlar için giriş akımının harmonik sınır değerleri
Harmonik mertebe
Azami izin verilebilen harmonik akım
n
(A)
Tek harmonikler
3
2,3
5
1,14
7
0,77
9
0,4
11
0,33
13
0,21
15 ≤ n ≤ 39
0,15*15/n
Çift harmonikler
2
1,08
4
0,43
6
0,3
8 ≤ n ≤ 40
0,23*8/n
Sınıf B cihaz için sınır değerler
Sınıf B cihaz için giriş akımının harmonikleri, Çizelge 6.7’de verilen değerlerin 1,5
katını aşmamalıdır.
Sınıf C cihaz için sınır değerler
Aktif giriş gücü 25 Watt’tan daha büyük bir güce sahip olan aydınlatma cihazları için
harmonik akımlar, Çizelge 6.7’de verilen sınır değerlerini aşmamalıdır.
Aktif giriş gücü ≤25 W 25 W’a eşit ya da daha küçük bir aktif giriş gücüne sahip
olan aydınlatma cihazlarında; harmonik akımlar, Çizelge 6.8’de belirtilen güce
ilişkin sınır değerleri aşmamalıdır ya da temel akımın %’si olarak belirtilen 3.
harmonik akım, % 86’yı aşmamalıdır ve 5. harmonik ise, % 61’i aşmamalıdır.
129
Çizelge 6.8. Sınıf C cihazlar için giriş akımının harmonik sınır değerleri
Harmonik mertebe
In/IL (%)
(n)
2
2
3
30 ·λ
5
10
7
7
9
5
11 ≤ n ≤ 39
3
Çizelge 6.8’de;
λ
: Sistemin güç faktörüdür.
In : n. Harmonik bileşen akımıdır (A)
IL
:
Temel Bileşen akımıdır (A)
Sınıf D cihazlar için sınır değerler
Sınıf D cihazlar için harmonik akımlar ve güç, Çizelge 6.9’da verilen değerleri
aşmamalıdır.
Çizelge 6.9. Sınıf D cihazlar için sınır değerler
Harmonik
Watt başına azami izin verilebilen
Azami izin verilebilen
mertebe (n)
harmonik akım (mA/W)
harmonik akım (A)
3
3,4
2,3
5
1,9
1,14
7
1
0,77
9
0,5
0,4
11
0,35
0,33
13 ≤ n ≤ 39
3,85
(tek harmonikler)
(Bkz. Çizelge 1)
130
6.2.2. Faz başına akımı 16 amper ile 75 amper arasında olan cihazlar
Elektrik şebekesine aktarılan harmonik akımların sınırlandırılması amacıyla, faz
başına 16 Amper ile 75 Ampere kadar (75 Amper dahil ) giriş akımına sahip olan
cihazların üretebileceği giriş akımının harmonik bileşenlerinin sınır değerleri, üç
fazlı dengeli cihazlar için Çizelge 6.10’da ve üç fazlı dengesiz cihazlar için Çizelge
6.11’de gösterilmiştir.
Çizelge 6.10. Üç fazlı dengesiz cihazlar için harmonik akım limitleri
En düşük
İzin Verilen Harmonik Akım
İzin Verilen Harmonik
RSCE
(%In/Iref)
Parametreler (%)
I3
I5
I7
I9
I11
I13
THBI/Iref
KAHA/Iref
33
21,6
10,7
7,2
3,8
3,1
2
23
23
66
24
13
8
5
4
3
26
26
120
27
15
10
6
5
4
30
30
250
35
20
13
9
8
6
40
40
≥350
41
24
15
12
10
8
47
47
12. ve daha büyük harmonik bileşenlerin değeri (16/n %) değerini aşmamalıdır.

Çizelge 6.11. Üç fazlı dengeli cihazlar için harmonik akım limitleri
En düşük
İzin Verilen Harmonik Akım
İzin Verilen Harmonik
RSCE
(%In/Iref)*
Parametreler (%)
I5
I7
I9
I11
THBI/Iref
KAHA/Iref
33
10,7
7,2
3,1
2
13
22
66
14
9
5
3
16
25
120
19
12
7
4
22
28
250
31
20
12
7
37
38
≥350
40
25
15
10
48
46
* 12 ve daha büyük harmonik bileşenlerin değeri, (16/n %) değerini aşmamalıdır.
131
Çizelge 6.10 ve Çizelge 6.11’de;
RSCE = SSC/S
SSC = Un2/Z
RSCE
: Kısa
Devre Oranı
S
: Cihazın görünür gücü
SSC
:
Un
: 3 Fazlı sistemde Fazlar arası Gerilimin rms değeri,
Z
: Kısa devre Empedansı,
Iref
: Temel Bileşen akımı rms değeri,
In
: n. Harmonik bileşenin akımı rms değeri
THBI
: Toplam
Kısa Devre Gücü
Harmonik Akımın r.m.s değeri,
KAHA : Kısmi Ağırlıklı Harmonik Akımın r.m.s değeri,
6.3. Elektromanyetik Uyumluluk Seviyeleri
6.3.1. Uyumluluk seviyesine ilişkin şartlar
Elektromanyetik uyumluluk (EMU), cihazın içinde çalıştığı elektromanyetik ortamda
mevcut olan bozulmalar nedeniyle elektrik ve elektronik cihazın performansında
oluşabilecek muhtemel kötüleşmeyle ilgilidir. Uyumluluk için, iki esas şart
mevcuttur:
 Elektromanyetik ortamdaki bozulmalar, söz konusu ortamda çalışmakta olan
cihazların performansında kabul edilemez bir kötüleşmeye neden olan bir
seviyenin altında tutulmamalıdır.
 Elektromanyetik ortamda çalışmakta olan tüm cihazlar, ortamda bulundukları
seviyelerdeki tüm bozulmalara karşı yeterli bağışıklığa sahip olmalıdır.
Bozulma ve bağışıklığa ilişkin sınır değerler, birbirinden bağımsız olarak
ayarlanamaz. Bozulma seviyesi ne kadar etkin bir şekilde kontrol edilirse, cihaza
ilişkin bağışıklık talepleri o kadar az kısıtlayıcı olacaktır. Benzer şekilde, cihaz,
yüksek seviyede bağışıklığa sahipse, bozulmaların yayınına ilişkin sınır değerleri
daha esnek olacaktır.
132
Bu nedenle bozulma ve bağışıklık için benimsenen sınır değerler arasında daha yakın
bir koordinasyon olması gereklidir. Bu çalışmada bahsedilen bozulma olayları,
kamuya ait alçak gerilim güç besleme sistemlerinin düşük gerilim şebekelerinde
iletilen olaylardır. Elektrik enerjisinin, üretildiği yerden kullanıcı cihaza kadar
iletildiği nakil yolu, aynı zamanda, istenmeyen elektromanyetik bozulmaların da,
aynı iletim hattı yoluyla cihaza ulaştığı yoldur.
Her bir olaya ilişkin uyumluluk seviyesinin ayarlanmasında aşağıdaki üç
değerlendirme dikkate alınmalıdır:
 Uyumluluk seviyesi, aşılması düşük bir olasılık (% 5) dahilinde olan bir ortam
içerisinde
oluşması
beklenen
bozulmanın
seviyesidir.
Bazı
bozulma
olaylarında, şiddet seviyeleri yüksektir ve bu yüzden, uzun dönemli bir
incelemeye gerek duyulur,
 Uyumluluk seviyesi, bozulmaya ilişkin uygulamadaki sınır değerlerinin
sağlanmasıyla elde edilebilen bozulma seviyesidir,
 Uygun fark değerleriyle birlikte ilgili ortamda çalışan cihazların sahip olmuş
olduğu bağışıklığın bozulma seviyesi, uyumluluk seviyesidir.
Bu nedenle uygulamada, bozulma seviyesinin olmadığı bir enerji dağıtım sistemi
tesis etmek veya tüm bozulmalara dayanabilecek kadar bağışıklık seviyesi yüksek
cihazlarla donatılmış bir güç sistemi kurulamaz. Bir güç sisteminde, izin verilen
bozulmaların sistemde kullanılan cihazların bağışıklık seviyesinin altında olduğu güç
kalitesi yeterli olacaktır.
Yeni kurulacak tesis ve güç sistemlerinde maliyet etkinlik analizi sonucu, ihtiyaç
duyulan bağışıklık seviyesine uygun cihaz seçimi yapmak çoğu zaman en ucuz ve
etkili yöntem olacaktır. Ancak özellikle hâlihazırda kurulu tesislerde genellikle bu
mümkün olmaz ve cihazların bağışıklık sistemini artırmak yerine, güç sistemindeki
bozulmanın seviyesinin cihazların bağışıklık seviyesinin altına çekilmesi daha uygun
bir çözüm olacaktır. Bunun içinde güç kalitesi probleminin tespit edilmesi ve
değerlendirilmesi ve maliyet etkin olan çözüm yönteminin belirlenmesi gerekir.
133
6.3.2. Planlama seviyeleri
Planlama seviyeleri, birincil olarak orta gerilimli ya da daha yüksek gerilimli
şebekelerle ilgilidir. Ancak, düşük frekanslı iletilen bozulmalar, düşük gerilimli ve
daha yüksek gerilimli şebekeler arasında her iki yönde de iletilebilir. Yayın sınır
değerlerinin koordinasyonunda, tüm gerilim seviyeleri hesaba katılmalıdır.
Planlama seviyesi, belirli bir bölgedeki güç besleme sisteminin planlanmasından ve
çalıştırılmasından sorumlu olan kurum tarafından benimsenen bir değerdir ve söz
konusu bölgedeki sisteme bağlanacak olan büyük yükler ve tesisatlar için yayın sınır
değerlerinin ayarlanmasında kullanılır. Planlama seviyesi, yayın sınırlama işinin
mümkün olduğunca eşit bir şekilde dağıtılmasında araç olarak kullanılır.
Planlama seviyesi, uyumluluk seviyesinden daha yüksek bir seviyede olamaz. Genel
olarak,
ilgili
bozulma
olayı,
besleme
şebekesinin
yapısı
ve
elektriksel
karakteristikleri (yeterli bir şekilde tasarımlanması ve bakımının yapılması şartıyla),
bozulmanın var olan seviyeleri, rezonans olasılığı ve yük profilleri gibi faktörlere
bağlı olan bir marj değeri kadar daha düşüktür. Bu yüzden, planlama seviyesi içinde
bulunulan duruma özgüdür.
Planlama seviyesinin, temelde büyük cihazlarla ve tesisatlar ile ilgili olmasına
rağmen, düşük gerilimde bağlanan çeşitli düşük güçteki cihazlar gibi diğer bozulma
kaynakları da dikkate alınmalıdır. Büyük tesisatlardan gelen yayınları bir araya
getirmek için mevcut olan marj değeri, sınır değerlerinin, düşük güçteki cihazlara ne
kadar etkin bir şekilde uygulandığına bağlıdır. Bu konudaki herhangi bir zorluk,
düşük güçteki cihazlardan kaynaklanan yayınlara ilişkin daha katı bir yaklaşımın
gerekli olduğunun göstergesidir. En önemli amaç, öngörülen bozulma seviyesinin
uyumluluk seviyesini geçmemesinin sağlanmasıdır.
134
6.3.3. Uyumluluk, yayın, bağışıklık ve planlama seviyeleri
Elektromanyetik uyumluluk seviyeleri ve sınır değerleri, Şekil 6.1’de gösterilmiştir.
Burada matematiksel olarak net olmamakla beraber, değerler arasındaki ilişkiler
gösterilmiş, şematik açıdan önemli olması amaçlanmıştır. Özellikle, iki eğrinin
birbirine göre olan konumları, üst üste binmenin meydana gelebileceğini gösterir
ancak üst üste binmenin ne kadar çok olduğuna ilişkin doğruluk göstergesi olarak
değerlendirilememektedir.
Şekil 6.1. Uyumluluk seviyesi ile bağışıklık seviyesi arasındaki ilişki
6.4. Elektrik Piyasası Dağıtım Yönetmeliğinin İncelenmesi
EPDK tarafından yayımlanan enerji piyasası dağıtım yönetmeliği hükümleri dağıtım
şirketlerinin; iletim sisteminden dağıtım sistemine bağlantı noktasında verilen
elektrik enerjisinin hizmet kalitesine bağlı olarak, sunduğu elektrik enerjisinin
kalitesine ilişkin hususları açıklamaktadır [22].
135
Bu yönetmelikte sorumlu dağıtım şirketleri görülmekle birlikte, dağıtım şirketleri
sorumlu tutulduğu güç kalitesi kriterlerinden bazılarına (reaktif güç tüketimi,
harmonik seviyelerine uyum vb.) müşterilerinin uymasını isteme hakkı tanınmıştır.
Dağıtım şirketleri bu yönetmelikte belirtilen güç kalitesi sınır değerlerine (frekans,
gerilim değişimi, gerilim dengesizliği, harmonik bozulma ve fliker) uymamaları
durumunda tüketicilere karşı tazminat ödemekle yükümlüdür.
Ayrıca bu yönetmeliğin kullanıcılar açısından önemi; belirtilen güç kalitesi seviyesi
değerlerinin, kullanıcıların donanımları için tercih edecekleri bağışıklık seviyesine de
işaret etmektedir. Seçilecek ya da tesis edilmiş donanım ile bağışıklık seviyesi
karşılanamıyor
ise
bozulmalara
karşı
önlem
alınmasına
ihtiyaç
olduğu
değerlendirilmektedir.
6.4.1. Frekans
Dağıtım şirketi tarafından normal işletme koşullarında sistem frekansı 49.8-50.2 Hz
aralığında kontrol edilir. Sistem frekansının olağanüstü durumlarda 52.0 Hz’e
çıkabileceği veya 47 Hz’e düşebileceği göz önünde bulundurularak, kullanıcıların
donanımını 47.5-52.0 Hz aralığında sürekli, 47.0-47.5 Hz aralığına her girişinde ise,
en az 20 saniye süre ile çalışacak şekilde tasarlanması gerekmektedir. Türkiye’nin
enerji dağıtım sisteminde, sistem frekansı Elektrik Piyasası Şebeke Yönetmeliğinde
belirtilen sınırlar içerisinde Türkiye Elektrik İletim A.Ş. tarafından kontrol edilir.
6.4.2. Gerilim regülasyonu
Dağıtım sisteminin işletilmesinde kararlı durum altındaki gerilim seviyesi, ilgili
standartlara uygun olmalıdır. Normal işletme koşullarında; bağlantı noktasındaki
gerilim, nominal gerilimin en fazla (±) % 5’i kadar değişebilir. Acil durumda kısa bir
süre için bu gerilimin en fazla (-) % 8 ile (+) % 6 arasında değişimine izin verilir.
Dağıtım şirketinin gerilim regülasyonuna ilişkin performansı, sistemin alçak gerilim
tarafından ölçülür.
136
6.4.3. Gerilim dengesizliği
Faz gerilimleri arasındaki en yüksek ve en düşük gerilim farkının, nominal gerilime
oranı, her türlü yüklenme durumu için YG/AG dağıtım transformatörlerinin AG
çıkışlarında % 10’u aşmaması gerekir.
6.4.4. Harmonik bozulma
Dağıtım şirketi ve kullanıcı, EN 50160 “Genel elektrik şebekeleri tarafından
sağlanan elektriğin gerilim karakteristikleri” standardında belirtilen harmonik sınır
değerlerine uymakla yükümlüdür. Buna göre harmonik bozulmaya neden olan
kullanıcıya, dağıtım şirketi tarafından durumun düzeltilmesi için otuz iş gününden az
olmamak üzere süre tanınır. Bu süre içinde kullanıcı tarafından kusurlu durumun
ortadan kaldırılamaması durumunda, iki gün öncesinden ihbar edilmek kaydı ile
kullanıcının bağlantısı kesilir.
Toplam harmonik bozulmaya ilişkin hizmet kalitesinin sağlanabilmesi için, ölçülen
toplam harmonik bozulmanın, ölçüm süresinin % 5’inden daha uzun bir süre içinde
% 8’den daha yüksek olmaması gerekir.
6.4.5. Kırpışma (Fliker)
Dağıtım şirketi, fliker etkisi için kullanıcının ilgili standartlara uymasını sağlar.
Fliker Pst ve Plt göstergesi aracılığıyla ölçülür.
Fliker’e ilişkin hizmet kalitesinin sağlanabilmesi için; ölçülen Pst değerinin, ölçüm
süresinin % 5’inden daha uzun bir süre içinde % 1’den daha yüksek olmaması
gerekir. Bu sınır EN 50160 standardında da % 1 olarak tanımlanmıştır. Elektrik
Piyasası Dağıtım Yönetmeliğinde ilave olarak, gerilim dengesizliği için Pst’ye bağlı
bir tanımlama da vardır (Bkz. Çizelge 6.1).
137
6.4.6. Hizmetin sürekliliğine ilişkin performans göstergeleri
Hizmetin sürekliliği, dağıtım şirketlerinin kullanıcıya sundukları hizmetlerin
güvenilirliğini ifade eder. Hizmetin sürekliliğine ilişkin performans göstergeleri, bu
göstergeler için öngörülen sınır değerler dikkate alınarak oluşturulur. Performans
göstergelerinin oluşturulmasında, bir dakika ve üzerindeki kesintiler göz önüne
alınır. İletim sisteminden kaynaklanan kesintiler, acil durumlar, ülke genelinde
meydana gelen olağanüstü durumlar ve kullanıcı tarafından ödeme yapılmaması veya
sözleşme ihlalleri nedenleriyle yapılan kesintiler bu kapsamda dikkate alınmaz.
Hizmetin sürekliliğine ilişkin tanımlanmış performans göstergeleri aşağıda
açıklanmıştır.
EKSÜREGf
∑
(6.4)
EKSÜREGj
∑
(6.5)
Burada;
EKSÜREGf : "f" fiderinin altı aylık dönemde uğradığı kesintilerin toplamı (saat),
EKSÜREGj : Kullanıcı "j"nin altı aylık dönemde uğradığı kesintilerin toplamı (saat),
ti
: i’inci kesintinin süresini,
TKSf
: "f" fiderinin altı aylık dönemde uğradığı toplam kesinti sayısıdır.
TKSj
: "j" kullanıcısının altı aylık dönemde uğradığı toplam kesinti sayısıdır.
Yukarıda belirtilen performans göstergeleri dışında, dağıtım şirketinin genel hizmet
kalitesi performanslarının ölçülmesinde aşağıdaki göstergeler kullanılır. Bu
göstergelere ilişkin sınır değerler olmamakla birlikte, dağıtım şirketinin sağladığı
enerji kalitesinin ölçümünde doğrudan kullanılmaktadır. Çünkü bu göstergeler
sağlanan enerjinin sürekliliği konusunda en net bilgiyi verir.
138
∑
OKSÜREG
OKSIKG
∗
∑
(6.6)
(6.7)
Eş.6.6 ve Eş. 6.7’de;
OKSÜREG
: Sistem Ortalama Kesinti Süresi Göstergesi
OKSIKG
: Sistem Ortalama Kesinti Sıklığı Göstergesi
a
: j olayının süresi
b
: j olayından etkilenen kullanıcı sayısı
c
: j olayında sistemdeki kullanıcı sayısı
d
: Sistemdeki kullanıcı sayısı
Bir fider için, aynı hesap döneminde hem EKSÜREGf hem de EKSIKGf göstergeleri
için sınır değerlerin aşılması durumunda, dağıtım şirketi tarafından kullanıcıya en
yüksek olan tazminat miktarı ödenir. Kullanıcıya ödenen tazminatlar, kullanıcının
kendi hatasından kaynaklanmaması kaydı ile teçhizatta ortaya çıkan zararın tazminin
talep edilmesi yönündeki haklarını da ortadan kaldırmaz.
139
7.
ALÇAK GERİLİM GÜÇ SİSTEMİNDE HARMONİK ÖLÇÜMÜ VE
HARMONİKLERİN AZALTILMASI
Güç kalitesi problemlerinin en önemlilerinden biri haline gelen harmoniklerin tespiti
ve gerekli önlemlerin alınmasının gerekliliğine önceki bölümlerde değinilmişti. Tez
çalışmasının bu bölümünde, seçilen örnek bir alçak gerilim dağıtım sisteminde enerji
(güç) analizörü ile ölçümler yapılarak, ölçüm sonuçları değerlendirilmiş ve alınması
gereken önlemler belirlenmiştir.
7.1. Ölçüm Yapılan AG Dağıtım Sisteminin Belirlenmesi
Ölçüm yapılacak alçak gerilim dağıtım sisteminin seçiminde, tespit edilmesi
amaçlanan harmoniklerin, oluşmasına neden olan yüklerin yoğunlukla bulunmasına
dikkat edilmiştir. Ayrıca ölçüm yapılabilecek çok sayıda dağıtım transformatörü ve
dolayısı ile alçak gerilim dağıtım noktası olmasına rağmen ölçüm yapılan dağıtım
sisteminde yüklerin çeşitliliğinin fazla olmasına da dikkat edilmiştir.
Alçak gerilim dağıtım sistemindeki harmoniklerin ölçülmesinde, öncelikle belirtilen
ölçütlere bağlı olarak birçok alçak gerilim dağıtım sistemi incelenmiş ve ölçüm
yapılacak dağıtım sistemi seçilmiştir. Seçilen dağıtım sistemine ait dağıtım
transformatörünün tek hat şeması Şekil 7.1’de, dağıtım sisteminin kolon şeması Şekil
7.2’de ve dağıtım sisteminin tek hat şeması Şekil 7.3’dedir.
Seçilen dağıtım sistemine ait dağıtım transformatörü, 34,5 kV gerilim seviyesinde
kapalı bir OG dağıtım sistemine bağlıdır. Dağıtım transformatörünün gücünün 400
kVA olması nedeniyle giriş hücresi için ayırıcı ve çıkış hücresi için SF6 gazlı kesici
kullanılmıştır. Seçilen dağıtım transformatörünün çıkışında birçok alçak gerilim güç
dağıtım panosu bulunmaktadır. Seçilen alçak gerilim ana dağıtım panosu ve buna
bağlı yükler ile dağıtım sistemi üzerinde ölçüm yapılan nokta Şekil 7.3’de
gösterilmiştir.
140
Şekil 7.1. Ölçüm için seçilen dağıtım transformatörünün tek hat şeması
141
Şekil 7.2. Ölçüm için seçilen dağıtım sistemine ait kolon şeması
142
Şekil 7.3. Ölçüm için seçilen dağıtım sistemine ait tek hat şeması
Seçilen alçak gerilim dağıtım sistemindeki yükler, kesintisiz güç ihtiyacına bağlı
olarak, dağıtım şebekesi üzerinden veya ayrı bir SKGK hattı üzerinden
beslenmektedir. Ölçüm yapılan dağıtım sistemindeki yüklerin tipleri ve güç bilgileri
dağılımı Çizelge 7.1’de görülmektedir.
143
Çizelge 7.1. Ölçüm yapılan dağıtım sistemindeki yükler
Faz
Sayısı
Dağılım
Adet
Toplam Güç
(kW)
Flüoresan (Elektronik Balastlı 18W)
1
Dengeli
650
11,7
Bilgisayar
1
Dengeli
75
22,5
Server
1
Dengesiz
2
0,5
Yazıcı
1
Dengesiz
6
1
Baskı Devre Cihazı
1
Dengesiz
1
1,5
Klima
1
Dengeli
22
26,4
Termosifon
1
Dengeli
3
4,5
Plotter
1
Dengeli
3
5
Hidrofor
3
Dengeli
1
1,1
Özel Aydınlatma (Halojen)
1
Dengeli
48
2,4
Ölçü Aletleri Laboratuvarı
1
Dengeli
*
5,5
Kalibrasyon Laboratuvarı
1
Dengesiz
*
4,8
Statik Frekans Konvertörü (400 Hz)
3
Dengeli
1
8
Projektör
1
Dengesiz
7
4,5
Yük Tipi
Toplam
99,4
* Laboratuvarlarda çok sayıda faklı tip ve kapasitede test ve ölçü aleti bulunmaktadır. Bu nedenle
laboratuvarlarda bulunan cihazların toplam gücü verilmiştir.
Seçilen dağıtım sistemindeki yükler incelendiğinde, hidrofor (asenkron motor)
dışındaki yüklerin tamamının toplam akım harmonik bozulma (THBI) oranının
önemli seviyede olduğu söylenebilir. Ticari binalarda ve meskenlerde yoğunlukla
kullanılan yüklerin, gerilim ve akım toplam harmonik bozulma oranları Çizelge
7.2’de verilmiştir [29].
Seçilen dağıtım sisteminde bulunan yükler (Çizelge 7.1) ile Çizelge 7.2’de toplam
gerilim harmonik bozulma (THBV) ve toplam akım harmonik bozulma (THBI)
ölçümleri yapılan yükler incelendiğinde büyük ölçüde benzerlik gösterdiği
görülmektedir. Buna göre seçilen dağıtım sisteminde yapılan ölçümler sonucunda,
THBV’nin en fazla % 4 ve THBI’nın en fazla %99 olması beklenmektedir.
144
Çizelge 7.2. Örnek bazı yük tiplerinin harmonik bozulma oranları [29]
THDv (%) THDı (%)
Yük Tipi
Güç
Test Edilen
Irms (A)
Televizyon
50W
0,374
3,331
91,244
Monitör
100W
0,597
3,001
99,724
Şarj Cihazı
12V, 3A
3,068
3,286
45,581
Fan
80W
0,401
0,343
13,178
Floresan Lamba
2x55W
0,471
3,224
29,621
Klima
1100W
5,028
3,285
44,719
Soğutucu
220V, 4,4A
4,475
3,286
44,673
Çamaşır Makinesi
500W
2,774
3,285
42,013
Hidrofor
1HP
4,01
0,328
0,318
Su Isıtıcısı
1000W
5,186
3,272
24,384
7.2. Harmonik Ölçümlerin Yapılması
Harmonik ölçümlerinde, kalibreli ve teknik özellikleri Çizelge 7.3’te verilen, Fluke
marka 434B model enerji analizörü (Resim 7.1) ve ölçüm aksesuarları (Resim 7.2)
kullanılmıştır. Ölçümler cihazın belleğine kaydedilerek, OC4USB model izoleli
optik kablo ile bilgisayar ortamına aktarılmıştır.
Resim 7.1. Ölçümde kullanılan enerji analizörü
145
Resim 7.2. Ölçümde kullanılan enerji analizörünün aksesuarları
Belirlenen alçak gerilim dağıtım sisteminde, öğleden önce ve öğleden sonra olmak
üzere gün içerisinde iki kez, bir hafta süre ile ölçümler yapılmıştır. Yapılan tüm
ölçümler değerlendirildiğinde, aktif güç tüketim oranında yaklaşık %15’lik ve
toplam akım harmonik bozulmada (THBI) ise yaklaşık %5’lik değişim olduğu
gözlemlenmiştir. Yapılan ölçümler ile dağıtım sistemindeki THB’nın seviyesi tespit
edilmek istenildiğinden güç tüketiminin en fazla olduğu değil, en yüksek harmonik
bozulmanın olduğu ölçüm tez çalışmasında değerlendirilmiştir.
Buna kapsamda seçilen alçak gerilim dağıtım sistemindeki ölçüm sonuçları aşağıda
verilmiştir.
146
Çizelge 7.3. Ölçümde kullanılan cihazın teknik özellikleri
Gerilim (Vrms)
Gerilim Crest Faktörü
(CF)
Akım
Crest Faktörü (CF)
Model
Ölçüm aralığı
Çözünürlük
Hassaslık
434-II
1 V ila 1000 V fazö
1,0 > 2,8
0,1 V
Vn ±%0,5'i
0.01
±%5
5 A ila 6000 A
1:00 AM
± %0,5 ± 5 sayım
1 ila 10
0.01
±%5
42,50 Hz ila 57,50
H
Max. 6000 MW
0,01 Hz
± 0,01 Hz
0,1 W ile
1 MW
0,001
±%1 ± 10 sayım
i430
1
Hz
Watt (VA, var)
i430
0 ila 1
Güç faktörü (Cos j/DPF)
kWh (kVAh, kvarh)
i430
10x
Pens ölçeklendirme ve V anmaya
bağlıdır
±%0,1 @ anma yük
k ll
±%1 ± 10 sayım
Harmonik sıra (n)
DC, 1 ile 50 Gruplandırma: IEC 61000-4-7'ye göre harmonik
gruplar
Harmonikler arası sıra
(n)
Kapalı, 1 ile 50 Gruplandırma: IEC 61000-4-7'ye göre harmonik
ve harmonikler arası alt gruplar
%f
%0,0 ila %100
0,10%
±%0,1 ± n x %0,1
%r
%0,0 ila %100
0,10%
±%0,1 ± n x %0,4
Mutlak
0,0 ila 1000 V
0,1 V
± %5
THD
%0,0 ila %100
0,10%
±%2,5
%f
%0,0 ila %100
0,10%
±%0,1 ± n x %0,1
%r
%0,0 ila %100
0,10%
±%0,1 ± n x %0,4
Mutlak
0,0 ila 600 A
0,1 A
±%5 ± 5 sayım
THD
%0,0 ila %100
0,10%
±%2,5
Faz Açısı
0° - 360°
1°
± n x 1°
Plt, Pst, Pst(1dk) Pinst
0,00 ila 20,00
0,01
±%5
Gerilim
Akım
Gerilim
%
%0,0 ila %20,0
0,10%
±%0,1
Akım
%
%0,0 ila %20,0
0.10%
±%1
Çalışma sıcaklığı
0 °C ~ +40 °C; +40 °C ~ +50 °C pil hariç
147
Şekil 7.4. A,B,C fazlarına ait gerilim
dalga şekli
Şekil 7.5. A,B,C fazlarına
dalga şekli
ait
akım
Şekil 7.6. A fazına ait gerilim ve akım
dalga şekli
Şekil 7.7. B fazına ait gerilim ve akım
dalga şekli
Şekil 7.8. C fazına ait gerilim ve akım
dalga şekli
Şekil 7.9. A,B,C fazlarının
gösterimi
vektörel
148
Şekil 7.10. Nötr akımının harmonik
spektrumu
Şekil 7.11. Gerilim harmonik bileşenleri
ve seviyeleri
Şekil 7.12. Gerilim harmonik spektrumu
Şekil 7.13. Akım harmonik bileşenleri
ve seviyeleri
(a)
(b)
Şekil 7.14. Akım harmonik spektrumu (a) 2.-17. bileşenler (b) 18-34. bileşenler
149
Şekil 7.15. A fazına ait akım harmonik
spektrumu
Şekil 7.16. B fazına ait akım harmonik
spektrumu
Şekil 7.17. C fazına ait akım harmonik spektrumu
7.3. Harmonik Ölçümlerin Değerlendirilmesi
Seçilen alçak gerilim dağıtım sisteminde yapılan ölçümler ile güç sistemindeki harmonik
bileşenlerin sayısı ve genliği, güç sisteminin güç faktörü, yüklerin dağılımı ve büyüklükleri,
sistemden çekilen en fazla aktif ve reaktif güç bilgisi, güç sistemdeki akımda ve gerilimde
oluşan toplam harmonik bozulmanı en fazla olduğu seviye vb. bilgiler elde edilmiştir.
Ölçümler sonucunda, güç sistemindeki yükler (Bkz. Çizelge 7.1) ile bu yüklerin toplam
harmonik bozulma değerlerinin (Bkz. Çizelge 7.2) uyumlu olduğu gözlemlenmiştir. Güç
sisteminde akım ve gerilimde en fazla toplam harmonik bozulmanın görüldüğü ölçüm
sonuçları Çizelge 7.4 ve Çizelge 7.5’de verilmiştir.
150
Seçilen dağıtım sisteminde, gerek gerilimde oluşan toplam harmonik bozulma oranı
gerekse harmonik bileşen genlikleri açısından sınır değerler içerisinde olduğu, akımdaki
harmonik bozulmanın ise gerek toplam harmonik bozulma oranı gerekse harmonik bileşen
genlikleri açısından sınır değerlerin çok üzerinde olduğu gözlemlenmiştir. Nötr akımındaki
toplam harmonik bozulma oranın yüksek olmasına karşın, nötr akımının çok düşük olması
nedeniyle önemsenmemiştir.
Akım harmonik bileşenleri incelendiğinde, en yüksek genliğe sahip bileşenlerin 5. ve 7.
bileşenler olduğu görülmektedir. Güç sistemindeki tüm yükler incelendiğinde, bu harmonik
bileşenlerin yoğunlukla güç sistemindeki 6 darbeli SKGK’dan kaynaklandığı
değerlendirilmektedir. Ayrıca güç sisteminde elektronik balast, güç kaynağı ve
konvertörlerin olması, yüksek dereceli harmoniklerin bulunmasına neden olmaktadır.
Çizelge 7.4. Ölçülen akım harmonik bileşenlerinin büyüklükleri
Harmonik
Bileşen (n)
Ia
Ib
Ic
In
(%)
(A)
(%)
(A)
(%)
(A)
(%)
(A)
2
3
4
5
7
9
11
13
15
17
19
21
23
25
27
29
6,5
14,7
3,4
60,2
51,3
3,2
15,1
3,8
2,1
<0,5
4,5
<0,5
5,5
<0,5
<0,5
4,5
21,4
48,4
11,2
198
169
10,5
49,7
12,5
6,91
<3
14,8
<3
18,1
<3
<3
14,8
6,8
3,0
3,9
63,5
42,9
2,1
10,1
4,5
<0,5
<0,5
4,5
<0,5
5,0
<0,5
<0,5
4,5
21,9
9,66
12,6
204
138
6,76
32,5
14,5
<3
<3
14,5
<3
16,1
<3
<3
14,5
7,1
12,6
4,5
71,1
52,2
3,9
14,8
3,6
2,1
<0,5
6,0
<0,5
4,0
<0,5
<0,5
4,0
22,6
40,1
14,3
226
166
12,4
47,1
11,4
6,68
<3
19,1
<3
12,7
<3
<3
12,7
<0,5
37
<0,5
13,4
6
6,9
2,4
1,2
0,8
<0,5
3,2
<0,5
1
<0,5
<0,5
<0,5
<0,5
<0,5
THB (Akım)
83,0
273
78,3
252
91,7
292
40,6
8
151
Çizelge 7.5. Ölçülen gerilim harmonik bileşenlerinin büyüklükleri
Harmonik
Bileşen(n)
Va
Vb
Vc
Vn
(%)
(V)
(%)
(V)
(%)
(V)
(%)
(V)
2
3
4
5
7
9
11
13
15
<0,5
0,5
<0,5
3,1
2
0,8
<0,5
<0,5
<0,5
<1
<1
<1
6,76
4,36
1,74
<1
<1
<1
<0,5
0,5
<0,5
3,3
2,2
<0,5
<0,5
<0,5
<0,5
<1
<1
<1
7,16
4,77
<1
<1
<1
<1
<0,5
<0,5
<0,5
2,9
2,2
<0,5
<0,5
<0,5
<0,5
<1
<1
<1
6,26
4,75
<1
<1
<1
<1
<0,5
37
<0,5
13,4
6
6,9
2,4
1,2
0,8
<0,5
<0,5
<0,5
<0,5
<0,5
<0,5
<0,5
<0,5
<0,5
THB
(Gerilim)
3,9
8,5
4,1
8,9
3,7
7,99
40,6
0,1
7.4. Tespit Edilen Harmoniklerin Filtrelenmesinin Simülasyonu
Seçilen güç sisteminde yapılan ölçümler neticesinde, sistemdeki harmonik bileşenler
ve genlikleri tespit edilmiştir. Harmonik bileşenler incelendiğinde 3.,5.,7.ve 11.
harmonik bileşenlerin genliklerinin yüksek olduğu ve toplam harmonik bozulmanın
önemli kısmını bu bileşenlerin oluşturduğu görülmektedir. Her bir fazdaki
harmonikler incelendiğinde ise sistemdeki tek fazlı yüklerin dağılımı nedeniyle
toplam harmonik bozulma oranlarının farklılık gösterdiği görülmektedir. Ancak her
fazda aynı harmonik bileşenler en yüksek genliğe sahiptir. Buna göre güç sisteminde
3.,5.,7.ve 11. harmonik bileşenlerin süzülmesinin akımdaki harmonik bozulmayı
önemli oranda azaltacağı değerlendirilmektedir.
Sistemdeki
3.,5.,7. harmonik bileşenlere tek ayarlı paralel pasif filtre tesis
edilmesinin ve 11. harmonik bileşenin süzülmesi için ise yüksek mertebedeki
harmoniklerin de kısmen süzülebilmesine imkan veren C tipi yüksek geçiren filtre
tesis edilmesinin uygun çözüm olacağı değerlendirilmiştir.
152
7.4.1. Filtre elemanlarının değerlerinin belirlenmesi
Güç sisteminde pasif filtre elemanları ile harmonikler filtrelenirken aynı zamanda
reaktif güç kompanzasyonun da yapılabildiğinden daha önce bahsetmiştik. Şekil
7.18’de filtrede kullanılan bobin ve kondansatörün frekansa bağlı değişimi
gösterilmektedir. Buna göre temel frekans değerinde gerekli kompanzasyonu
sağlayabilecek kondansatör değeri için, azaltılması istenen harmonik bileşenin
frekansında
filtre
empedansını,
kalite
faktörüne
bağlı
istenilen
değere
ayarlayabilecek bir endüktans değeri seçilebilir. Filtre ile istenilen harmonik
bileşenin genliği azaltılabilirken, temel frekansta da reaktif güç kompanzasyonu
sağlanmış olur [30].
Şekil 7.18. Filtre elemanlarının değerlerinin frekans ile değişimi
153
Qc
: Reaktif güç kompanzasyonu için gerekli kondansatör gücü (VAr),
P
: Güç Sisteminin aktif gücü (W),
1
: Sistemin
güç açısı,
2
: Sistemin
istenen güç açısıdır.
Güç sisteminde azaltılması uygun görülen dört harmonik bileşeni daha önce
belirlemiştik. Buna göre sisteme 3 adet tek ayarlı paralel pasif filtre ile 1 adet C tipi
yüksek geçiren filtre tesis edilecektir. Bu nedenle reaktif güç kompanzasyonu için
gerekli kondansatör gücü 4 filtre ile karşılanacağından her bir filtrenin empedansı;
4
5,9571
4
23,8284
(7.3)
Eş. 7.3’de bulunan değer doğrudan filtrenin kapasitansı yani XC’si olarak
kullanılabilirdi. Ancak bu durumda filtrede kullanılacak bobinin endüktif reaktansı,
istenilen oranda reaktif güç kompanzasyonun yapılabilmesini engelleyecektir. Bu
nedenle Eş. 7.3 ile bulunan değer temel frekanstaki (50 Hz) empedansı, kapasitif
reaktans ile endüktif reaktans arasındaki farktır. Bu farka göre reaktif güç
kompanzasyonu yapılacağından temel frekanstaki filtre empedansı ve kapasitif
reaktans;
(7.4)
(7.5)
(7.6)
Eşitliklerde;
n
: Filtrenin ayarlandığı harmonik bileşen frekansı
Xn filtre : Filtre kolunun empedansı
XC
:
Filtre kolundaki kondansatörün reaktansı
XL
:
Filtre kolundaki bobinin reaktansı
154
Buna göre, 3. harmonik bileşen için tesis edilecek tek ayarlı paralel pasif filtre
elemanlarının değerleri;
,
26,807
5,386
,
(7.7)
(7.8)
26,807
3
2,9785
,
9,48
(7.9)
şeklinde bulunur.
11. ve daha yüksek mertebedeki harmonik bileşenler için tesis edilecek C tipi filtre
tasarımında, güç sisteminin temel frekanstaki reaktansı (XS) 1Ω ve filtrenin
ayarlandığı frekanstaki izin verilen harmonik akım (ISF(hT)) 0.1 p.u. alınmıştır. Buna
göre filtre elemanlarının değerleri;
,
23,828Ω
/
(7.10)
1,1055Ω
(7.11)
,
,
,
,
,
,
,
5,35 3,003 (7.12)
(7.13)
Diğer filtre kollarında kullanılan filtre elemanlarının değerleri de hesaplanarak,
kullanılacak kondansatör ve reaktör değerleri belirlenir (Çizelge 7.6).
155
Çizelge 7.6. Tasarlanan filtrelerdeki elemanların değerleri
150
Tek
Ayarlı
250
3
5
7
11
Xc (Ω)
26,81
24,82
24,325
23,828
Qc (VAr)
5387
5818
5936
6060
XL (Ω)
2,98
0,99
0,50
L (mH)
9,48
3,16
1,58
Q
100
100
100
R (Ω)
0,09
0,05
0,03
Filtre Tipi
Frekans (Hz)
Harmonik bileşen (n)
Tek Ayarlı
Tek Ayarlı
C Tipi
350
550
XLm (Ω), Xcm (Ω),
Is(pu)
9,559
5,350
3,003
0,1
Ayrıca filtre elemanlarının, tepe gerilimi, etkin gerilim değeri, akımı reaktansı gibi
karakteristik değerleri ölçüm sonuçları doğrultusunda belirlenir.
Seçilen güç sisteminde, belirlenen harmoniklerin azaltılması için gerekli filtre
elemanlarının değerleri belirlenmiştir. Simülasyonda Matlab 7.11 (R2010b) Simulink
programında bulunan harmonik filtre blokları kullanılmıştır.
7.4.2. Hesaplanan filtrelerin rezonans kontrolü
Filtrenin öngörülmeyen rezonans problemlerine yol açmaması için yapılan
değerlendirmedir. Sisteme tesis edilen filtre ile şebeke ya da trafo empedansı dikkate
alınarak sistemin rezonansa gireceği frekans değerinin kontrol edilmesidir. Tesis
edilen filtrelerin rezonans frekansları Eş. 7.14 kullanılarak hesaplanmıştır.
Hesaplanan rezonans frekansları ile seçilen filtrelerin uygun olduğu görülmektedir
(Çizelge 7.7).
(7.14)
h0
: Filtre tesis edilmiş iken güç sisteminin rezonans frekansı
156
XT
: Transformatörün empedansı (Ω),
XC
: Filtrenin kapasitif reaktansı (Ω),
XL
: Filtrenin endüktif reaktansıdır (Ω).
Çizelge 7.7. Seçilen filtrelerin rezonans frekansları (XT = 0,03Ω)
Frekans (Hz)
Harmonik bileşen (n)
h0 (n)
150
250
350
3
5
7
2,985
4,926
6,7976
7.4.3. Güç sisteminin bilgisayar destekli modellenmesi
Bir güç sisteminde doğrusal yük grupları aktif (P) ve reaktif (Q)güç tüketim
değerlerine göre R, L ve C elemanları kullanılarak modellenebilir. Burada P ve Q
değerlerinin bilinmesi yeterli olacaktır.
Şekil 7.19. Doğrusal olmayan yük gruplarının modellenmesi [9]
Doğrusal olmayan yük gruplarının güç sisteminden harmonik bileşenleri içeren
akımlar çektiği daha önce belirtilmişti. Buna göre doğrusal olmayan yük grupları
157
modellenirken, şebekeye ters bağlı ve içerdiği harmonik bileşen frekansında bir akım
kaynağı olarak modellenir (Şekil 7.19). Doğrusal olmayan yük gruplarının
modellenebilmesi için harmonik bileşenlerin sayısı ve bu bileşenlerin genlikleri
bilinmelidir. Seçilen güç sisteminde güç analizörü ile harmonik bileşenler ve
genlikleri belirlenmişti (Bkz. Çizelge 7.4).
Buna göre seçilen alçak gerilim güç dağıtım sistemi, ölçüm sonuçlarına göre Matlab
7.11(R2010b) Simulink programında Şekil 7.20’deki gibi bilgisayar destekli
modellenebilir.
Güç sisteminin bilgisayar destekli modeli, doğrusal ve doğrusal olmayan yük
grupları bloğu, ölçüm bloğu ve harmoniklerin azaltılmasının simülasyonunda
kullanılacak harmonik filtre bloklarından oluşmaktadır.
DOGRUSAL OLMAYAN
YUK GRUBU
pow ergui
Faz A
Discrete,
Ts = 5e-005 s.
Faz B
Faz C
A
Out1
Conn1
a
A
B
DOGRUSAL YUK GRUBU
Brk1
Conn4
B
a
Conn2
b
Conn5
C
c
Conn3
Uc Faz Transformator
34.5/0.4kV 400kVA
A
b
B
c
C
B
A
f5
f7
C
c
C
B
b
B
A
a
A
C
B
A
C
B
A
Brk
f3
B
C
Conn6
OLCUM BLOGU
C
C
A
f 11
Şekil 7.20. Seçilen güç dağıtım sisteminin bilgisayar destekli modeli
158
Doğrusal olmayan yük bloğu, her bir faz (A, B, C) için ayrı ayrı ölçüm sonuçlarından
elde edilen harmonik bileşenler ve genlikleri kullanılarak Şekil 7.21’deki gibi
oluşturulmuştur. Ölçüm sonuçlarında, her bir fazdaki harmonik bileşenlerin
genlikleri farklı olduğundan ve tasarlanan filtrenin her bir faza etkisinin ayrı ayrı
görülmesi istendiğinden doğrusal olmayan yük bloğu her faz için ayrı
oluşturulmuştur.
1
IA3
150 Hz
IA5
250 Hz
IA7
350 Hz
IA9
450 Hz
IA11
550 Hz
IA13
650 Hz
IB5
250 Hz
IB7
350 Hz
IB9
450 Hz
IB11
550 Hz
IC5
250 Hz
IC7
350 Hz
IC9
450 Hz
IA19
950 Hz
IA23
1150 Hz
IB15
750 Hz
IB19
950 Hz
IB23
1150 Hz
IB29
1450 Hz
IC15
750 Hz
IC19
950 Hz
IC23
1150 Hz
IC29
1450 Hz
IA29
1450 Hz
IB13
650 Hz
3
Faz C
IC3
150 Hz
IA15
750 Hz
2
Faz B
IB3
150 Hz
Faz A
IC11
550 Hz
IC13
650 Hz
Şekil 7.21. Doğrusal olmayan yük bloğu
Ölçüm bloğu; aktif ve reaktif güç ölçümü, 3 faz akım ve gerilim dalga şekillerinin
grafiği, her bir faza ait akım ve gerilimin dalga şekli ile etkin değerlerini, her bir
fazdaki toplam akım harmonik bozulma değerini ve Fast Fourier Transform (FFT) ile
güç sistemindeki her bir fazdaki harmonik bileşenlerin değerlerini ölçebilecek ve
harmonik spektrumu gösterebilecek şekilde tasarlanmıştır (Şekil 7.22).
159
V
I
1
A
Vabc
3 faz VI
PQ
Active & Reactive
Power
P ve Q
Conn1
RMS
Iabc
1
2
B
a
Conn2
i
-
+
Conn4
Ia
b
3
C
c
Conn3
Uc Faz
V-I Olcumu
Ia rms
4
IaIbIc
i
-
+
Conn5
Ib
i
-
+
5
Ic
F(n)
6
f (k)
Conn6
FFT
1
RMS
Giris Matrisi
FFT
RMS
2
Harmonik Bilesen Degerleri
1
Out1
Va rms
THD
+ v
-
THB Ia
-K3
Ia %THD
Va
+
- v
Vb
+ v
-
Vc
VaVbVc
THD
THB Ib
THD
THB Ic
-K4
Ib %THD
-K5
Ic %THD
Şekil 7.22. Ölçüm bloğu
7.4.4. Güç sistemindeki harmoniklerin azaltılmasının simülasyonu
Alçak gerilim dağıtım sistemi tasarlanan harmonik filtrelerin, devrede olmadığı ve
devreye alındığı iki durum esas alınarak incelenecektir.
Güç sisteminde harmonik filtre devrede değil
Seçilen alçak gerilim dağıtım sisteminde, harmonik filtre devrede değil iken elde
edilen simülasyon sonuçları; üç faza ait gerilim ve akım dalga şekilleri Şekil 7.23’te,
her bir faza (A, B ve C) ait akım dalga şekli Şekil 7.24’te, her bir fazdaki harmonik
bileşenler ve genliklerinin yer aldığı ölçüm bloğu Şekil 7.25’de ve güç sistemin
harmonik spektrumu Şekil 7.26’da verilmiştir.
160
Şekil 7.23. Üç faza ait gerilim ve akım dalga şekli (filtre devrede değil)
Şekil 7.24. Her bir faza ait akım dalga şekli (filtre devrede değil)
161
Şekil 7.25. Filtre devrede değil iken ölçüm sonuçları
Çizelge 7.8. Ölçüm ve simülasyon sonucunda THBI oranları
Faz
Ölçüm THBI
Simülasyon THBI
A
83,0
84,76
B
78,3
78,45
C
91,7
90,24
162
Alçak Gerilim Dağıtım Sisteminde Harmonikler, Filtre Devrede Değil (Simulink)
Total RMS = 296.8
DC = 3.6
Fund. RMS = 228.2
Harm. RMS = 189.7
AC
RMS = 296.8
300
284.4
5.1
221.8
177.9
284.3
307.2
0
229.7
204
307.2
Ia
Ib
Ic
250
Akım (A)
200
150
100
50
0
5
10
15
20
25
30
Harmonik Bileşenler
Şekil 7.26. Harmonik filtre devrede değil iken akım harmonik spektrumu
Güç sistemindeki, her bir fazdaki toplam akım harmonik bozulmanın ölçüm ve
simülasyon sonucunda elde edilen değerler çizelge 7.8’de verilmiş olup, simülasyon
ile ölçüm sonuçları arasında ortalama %1 oranında değişim olduğu görülmektedir.
Güç sisteminde harmonik filtrenin devrede olması durumu
Güç sistemindeki hangi harmonik bileşenlerin azaltılması gerektiği ve bunun için
gerekli filtre elemanları belirlenmişti. Belirlenen filtre elemanlarının değerlerine göre
seçilen filtrelerin güç sistemine etkisi, Şekil 7.20’deki bilgisayar destekli modelde
filtrelerin devreye bağlandığı kesicisinin kapatılması ile sağlanmıştır. Güç sistemine
daha önceden belirlendiği gibi 3., 5. ve 7. harmonik bileşenler için tek ayarlı paralel
pasif filtre ve 11. harmonik bileşene ayarlı C tipi yüksek geçiren filtre tesis
edilmiştir.
163
Tesis edilen filtreler ile toplam akım harmonik bozulmanın azaltılması amaçlandığı
gibi güç sisteminde ihtiyaç duyulan reaktif güç düzeltmesinin de yapılmasıdır.
Harmonik filtre devreye alındığı durumda; üç faza ait gerilim ve akım dalga şekilleri
Şekil 7.27’de, her bir faza ait gerilim dalga şekli Şekil 7.28’de, her bir faza ait akım
dalga şekli Şekil 7.29’da, her bir fazdaki harmonik bileşenler ve genliklerinin yer
aldığı ölçüm bloğu üzerinden elde edilen ölçüm sonuçları Şekil 7.30’da, her bir
fazdaki filtrenin empedans frekans grafiği Şekil 7.31’de ve güç sistemin harmonik
spektrumu Şekil 7.32’de görülmektedir.
Şekil 7.27. Üç faza ait gerilim ve akım dalga şekli (filtre devrede )
164
Şekil 7.28. Her bir faza ait gerilim Va, Vb, Vc dalga şekli (filtre devrede )
Şekil 7.29. Her bir faza ait akım Ia, Ib, Ic dalga şekli (filtre devrede )
165
Şekil 7.30. A, B,C, fazlarındaki filtrelerin empedans frekans grafiği
166
Şekil 7.31. Harmonik filtre devrede iken ölçüm bloğu sonuçları
Şekil 7.32. Harmonik filtre devrede iken akım harmonik spektrumu
167
Simülasyon sonuçlarının değerlendirmesi
Alçak gerilim dağıtım sisteminde bulunan akım harmonik bileşenleri incelendiğinde,
sistemde bulunan yüklerin özellikleri nedeniyle 3. ile 29. arasındaki tüm tek
harmonik bileşenlerin bulunduğu, THBI‘nin ortalama %85 gibi yüksek bir değerde
olduğu görülmektedir. Bununla birlikte THBI‘ye en çok etki eden bileşenler de 3., 5.,
7. ve 11. harmonik bileşenlerdir.
Tek ayarlı ve C tipi filtrelerden oluşan harmonik filtre devrede değil iken ve devreye
alındıktan sonra filtre tesis edilen harmonik bileşenlerin büyüklükleri Çizelge 7.9’da
gösterilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre sisteme tesis edilen filtreler oldukça iyi
performans göstermiş, filtre tesis edilen harmonik bileşenlerin büyüklüklerinde
önemli oranda azalma sağlanmıştır. THBI oranı ise % 85 seviyelerinden, %15
seviyelerine indirilmiştir.
Şekil 7.28’deki harmonik filtrenin devreye alınması sonrasındaki akım dalga şekli
incelendiğinde, akım dalga şeklinin oldukça sinüssele yaklaştığı ve belirgin olarak
yalnızca yüksek harmonik bileşenleri içerdiği görülebilmektedir.
Çizelge 7.9. Harmonik filtre devrede ve değil iken harmonik bileşen büyüklükleri
Harmonik
Bileşenler
(n)
Ia
Filtre
Devrede
Değil
Ib
Filtre
Devrede
Filtre
Devrede
Değil
Ic
Filtre
Devrede
Filtre
Devrede
Değil
Filtre
Devrede
3
39,83
2,83
6,90
1,52
34,30
2,58
5
191,40
10,93
200,50
11,97
220,40
12,77
7
170,70
13,78
142,30
14,37
169,60
14,89
11
51,02
10,37
34,25
7,15
50,25
13,35
13
15,60
5,78
18,01
5,33
14,81
6,88
15
9,72
7,67
15,46
9,91
10,24
7,67
THBI
84,76
14,49
78,45
13,59
90,24
14,64
168
Güç sistemindeki donanımın maruz kaldığı faz akımları 296 A seviyesinden 170 A
seviyesine indirilmiştir. Böylelikle harmonik bileşenlerden kaynaklanan enerji
kayıpları önemli oranda azaltılmış ve sistemdeki donanımın ömrünün uzaması
sağlanmıştır.
Güç sistemindeki harmonikler önemli ölçüde azaltılmasına karşın % 15 seviyelerinde
kalmıştır. Bunun nedeni güç sistemindeki güç elektroniği esaslı yüklerin yüksek
harmonik bileşenleri içermesidir. Sisteme tesis edilen filtreler sonrasında elde edilen
harmonik azalmanın pek çok yük grubu için yeterli olacağı değerlendirilmektedir.
Tesis edilen filtreler ile sistemdeki toplam akım harmonik bozulma önemli oranda
azaltılmıştır. Ancak bu tip filtrelerde hassas yapılan hesaplama ve ayarlardan dolayı,
filtreyi oluşturan elemanların değerinde zamanla oluşan değişmelere karşı sistemin
izlenmesi gerekir.
Ayrıca tesis edilen filtrelerin kapasitif değerleri, sistemin reaktif gücüne göre
değiştirilemediğinden
sistemdeki
endüktif
yüklerde
azalma
olduğunda
kondansatörler devrede kalmaya devam edeceğinden, sistemin güç açısı kapasitif
reaktife geçebilir. Bu durum tesis edilecek filtredeki kondansatör gücü azaltılarak,
şebeke ölçüm noktasındaki merkezi kompanzasyon ile rahatlıkla önlenebilir.
Yalnızca günün belli saatlerinde sistemde bulunan nonlineer yüklerin bulunduğu
dağıtım sistemlerinde bu tip filtreler yüke en yakın yere tesis edilmelidir. Ayrıca
seçilen alçak gerilim dağıtım sisteminde olduğu gibi gün içerisinde yük karakteristiği
çok fazla değişmeyen sistemlerde filtreler, zaman saati ve kontaktörden oluşan basit
ve maliyeti düşük kontrol elemanları ile kullanılabilir.
169
8.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Elektrik enerjisi dağıtım sisteminde temel olarak güç kalitesi; sürekli, değişim oranı
sınır değerler içerisinde kalan frekans ve genlikte, sinüs dalga şeklinde gerilim ile
tanımlanabilir. Önceki yıllarda neredeyse olağan olarak kabul edilen elektrik enerjisi
dağıtım sisteminde kısa kesintiler ve gerilim dalgalanmaları, günümüzde özellikle
hassas üretim yapan endüstri kollarında ve ofislerde önlem alınmaması kabul
edilemez güç kalitesi problemleri haline gelmiştir. Güç kalitesi problemleri özellikle
elektronik ve mikroişlemci kontrollü cihaz ve makinelerde, çeşitli arızalara sebep
olmakta, hatta güç kalitesine karşı duyarlı bu cihazlar arızalanmasalar bile, hatalı
ölçme ve kontrol sonucunda kullanıldıkları endüstriyel üretim sistemlerde önemli
ekonomik kayıplara neden olmaktadır.
Bu çalışmada güç kalitesine yönelik ABD’de ve AB’de yapılan araştırma sonuçları
incelenmiş, güç kalitesi problemlerinin yol açtığı ekonomik kayıplar sektörel bazda
incelenmiştir. Ayrıca bu problemlere karşı alınan tedbirler ve bu tedbirlerin kullanım
sıklıkları incelenmiştir. Ülkemizde de benzer bir çalışmanın, ulusal boyutta ve çeşitli
sektörleri (ticari, endüstri, mesken, hizmet, ulaşım vb.) kapsayacak şekilde
yapılmasına ihtiyaç olduğu değerlendirilmektedir.
Güç kalitesi problemlerinden kaynaklanan ekonomik kayıpları en aza indirmek için,
ya bozulma seviyesinin olmadığı bir enerji dağıtım sistemi tesis etmek ya da tüm
bozulmalara dayanabilecek kadar bağışıklık seviyesi yüksek cihazlarla donatılmış bir
güç sistemi kurulması gerekir. Ancak uygulamada böyle bir güç sistemi kurmak
mümkün değildir.
Bir güç sisteminde, izin verilen bozulmaların sistemde kullanılan cihazların
bağışıklık seviyesinin altında olduğu güç kalitesi yeterli olacaktır. Yeni kurulacak
tesis ve güç sistemlerinde maliyet etkinlik analizi sonucu, ihtiyaç duyulan bağışıklık
seviyesine uygun cihaz seçimi yapmak çoğu zaman en ucuz ve etkili yöntem
olacaktır. Ancak özellikle elektrik dağıtım sistemi altyapısı kurulmuş tesislerde,
genellikle bu mümkün olmaz ve cihazların bağışıklık sistemini artırmak yerine güç
170
sistemindeki bozulmanın seviyesinin cihazların bağışıklık seviyesinin altına
çekilmesi gerekir. Bunun içinde güç kalitesi probleminin tespit edilmesi ve
değerlendirilmesi ve maliyet etkin çözüm yönteminin belirlenmesi gerekir.
Bu çalışmada güç sistemlerinde ortaya çıkabilecek güç kalitesi problemlerinin tespiti,
sınıflandırması yapılmıştır. Güç kalitesi probleminin sınıfına göre alınması gereken
önlemler belirlenmiş, farklı çözüm yöntemlerinin teknik açıdan olumlu ve olumsuz
yönleri, maliyetleri, işletme ve bakım unsurları ortaya konmuştur.
Güç kalitesi ile ilgili standartlar ve ulusal mevzuat incelendiğinde çok önemli bir
eksiklik olduğu söylenemez. Uluslararası kuruluşlar tarafından hazırlanan güç
kalitesi ile ilgili standartlar incelendiğinde, özellikle bazı terimlerin belirlenmesinde
ve güç kalitesi ölçümü için kullanılacak terimin belirlenmesinde farklılıklar
bulunmaktadır.
Bu
farklılıklar
her
ülkenin
kendi
mevzuatında
açıklığa
kavuşturulmuştur.
Güç kalitesi ile ilgili ulusal mevzuat açısından en önemli problem ise, ilgili
yönetmelikte güç kalitesi problemlerinde dağıtım şirketlerinin tüketicilere tazminat
ödemesini zorunlu kıldığı sınırların oldukça yüksek olmasıdır. Ayrıca belirlenen sınır
değerlerin aşımında dağıtım şirketleri tarafından tüketicilere ödenecek tazminatlar
oldukça düşüktür. Burada abone sayısının çok fazla olması nedeniyle bu
değerlendirme yapılmış olabilir. Ancak yönetmelikte tanımlanan tazminatı zorunlu
kılan sınır değerlerin azaltılması ve tazminat miktarlarının artırılması, elektrik
dağıtım şirketlerini güç kalitesi konusunda tedbir almaya ve dağıtım sistemi
altyapısını güçlendirmeye sevk edecektir.
İlgili yönetmelikte, hem tüketiciler hem de dağıtım şirketleri açısından güç kalitesi
problemleri ile ilgili sınır değerlerin belirlenmesine esas teşkil edecek, ABD ve
AB’de yapılan çalışmalara benzer, güç kalitesi ile ilgili mevcut durumu ortaya
koyacak ulusal düzeyde bir çalışma yapılması gerekir. Bu çalışmadan elde edilecek
bilgiler ile ulusal düzeyde bir güç kalitesi planı belirlenmeli, önümüzdeki yıllar için
hem tüketicilere hem de dağıtım şirketlerine bu konuda rehberlik edecek bir
171
doküman ortaya konmalıdır. Aksi takdirde güç kalitesi ile ilgili belirlenen
sınırlamalar, daha önce örnekleri olduğu gibi ya yetersiz kalacak ya da uygulamaya
geçirilemeyip sürekli ötelenecektir.
Birçok orta gerilim dağıtım transformatör merkezi ve bunlara bağlı alçak gerilim
dağıtım sisteminden oluşan bir güç sisteminde, özellikle giriş harmonik bozulma
oranları yüksek yük tiplerini barındıran bir alçak gerilim dağıtım sistemi harmonik
ölçümü için seçilmiştir. Seçilen sistemde bir hafta süre ile her gün ve günün farklı
saatlerinde ve harmonik ölçümü yapılmış, ölçüm sonuçları ve yük tipleri
değerlendirilmiştir. Seçilen sistemdeki toplam akım harmonik bozulma oranını
(THBI) azaltılmasına yönelik tek ayarlı ve C tipi paralel pasif filtreden oluşan filtre
tasarımı yapılmıştır. Tasarlanan filtrenin performansı Matlab 7.11 (R2010b)
programında simülasyonu yapılarak test edilmiştir. Tasarlanan filtre ile güç
sistemindeki THBI değeri % 85‘den %15 seviyesine indirilmiştir. Ayrıca filtrenin
tasarımı ve kullanımına ilişkin hususlarda incelenmiştir.
Bir güç sisteminde ortaya çıkan güç kalitesi problemini gidermek için birden fazla
yöntem olabileceği göz önünde bulundurulmalı, öncelikle sistemde kullanılan yükler
veya mevzuat açısından gerekli asgari güç kalitesi belirlenmeli ve bunu sağlayacak
çözüm yöntemleri içerisinde maliyet, işletme, bakım, güvenirlilik, kullanım ömrü
gibi hususlara göre karar verilmelidir. Örneğin bu çalışmada incelenen alçak gerilim
dağıtım sistemindeki THBI oranı seçilen yöntem ile %15 seviyesine indirilmiştir.
Daha düşük bir THBI oranı gerekli olduğunda, tüm harmonik bileşenleri filtreleyen
bir yöntem olan aktif filtre seçilmelidir. Ancak bu durumda kurulum maliyeti
oldukça artacak ve reaktif güç kompanzasyonu için ayrı bir sistem kurulması
gerekecektir.
Bir dağıtım sisteminde güç kalitesi problemi tespiti iyi yapılmalı, gerekli güç kalitesi
seviyesi belirlenmeli, bu seviyeyi karşılayacak çözüm yöntemi, teknik hususlar ve
maliyet açısından değerlendirilerek seçilmelidir.
172
KAYNAKLAR
1.
Bollen, M.H.J., “Overview of power quality and power quality standards”,
Understanding Power Quality Problems, John WILEY&Sons Inc., England,
2, 22 (1999).
2.
Robert, A.,” Power quality”, Elektric Power System, Crabbe, M., John Wiley &
Sons, Inc., Great Britain, 136-138 (2008).
3.
Andersson, T., Nilsson, D., “Test and evaluation of voltage dip immunity”,
STRI AB and Vatenfall AB, Sweden, 6-8, 13,14 (2002).
4.
Dugan, R.C., Mcgranaghan, M.F., Beaty H.W., Santoso S., "Electrical Power
Systems Quality 2nd ed.", McGraw-Hiil Comp., New York, 59-71, 78, 260-71
(1996).
5.
Chattopadhyay, S., Mitra, M., Sengupta, S., “Electric Power Quality” Springer,
Kolkata, 8-12 (2010).
6.
Targosz, R., Manson, J., “European power quality survey report”, Leonardo
Energy, European Copper Institute, Proceedings of 19th International
Conference on Electricity Distribution (CIRED 2007), Vienna, 4, 23, 25-27
(2007).
7.
Eberhard, A., “Power Quality” Intech, Croatia, 2-24 (2011).
8.
Reid, E. W., “Power quality issues-standards and guidlines”, IEEE Trans on IA,
Vol 32 No 1, 36-38 (1996).
9.
IEEE std. 519 “Recommended practice for harmonic control and reactive
compensation of static power converters”, 15, 57, 61, 62 (1992).
10. İnternet : Power Electronics Technology Magazine “CBEMA gerilim eğrisi”
http://www.powerqualityworld.com/2011/04/cbema-curve-power-qualitystandard.html (2012).
11. Arrillaga, J, Smith, B.C, Watson, N.R, and Wod, A.R, " Power System
Harmonic Analysis 2nd ed.", John WILEY&Sons Inc., Norwich, 81, 82, 150153 (2003).
12. İnternet : Power Electronics Technology Magazine “ITIC gerilim eğrisi”
http://www.powerqualityworld.com/2011/04/itic-power-acceptability-curve.html
(2012).
13. TS EN 50160 “Genel elektrik şebekeleri tarafından sağlanan elektriğin gerilim
karakteristikleri“, 7-12 (2010).
173
14. IEC 62305, “Protection against lightning”, 4, 5, 11-18, 23 (2006).
15. Phoenix Contact,“ Power and Signal Quality, Trabtech Product Catalog”,
190-191 (2012).
16. Yumurtacı, R., “Elektrik Tesislerinde Harmonikler”, Birsen Yayınları, İstanbul,
54-55 (2003).
17. İnternet : ClimateTechWiki “Energy Storage: Superconducting magnetic energy
storage”
http://climatetechwiki.org/technology/jiqweb-ee (2013).
18. Sankaran, C., “Power Quality”, CRC Press LLC, New York, 86,87 (2002).
19. Gencer, Ö.Ö., Yörükeren, N., Alboyacı, B., İnan, E., “Aydınlatma aygıtlarındaki
harmoniğin ölçümü, yok edilmesi ve simule edilmesiyle ilgili yeni bir
algoritma”, 2. Ulusal Aydınlatma Sempozyumu, Diyarbakır, 82-84 (2003).
20. Sucu, M., “Elektrik Enerji Sistemlerinde Oluşan Harmoniklerin Filtrelenmesinin
Bilgisayar Destekli Modellenmesi ve Simülasyonu”, Yüksek Lisans Tezi,
Marmara Üniv. Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 8-11, 22-29, (1993).
21. Kocatepe, C., Uzunoğlu, M., Yumurtacı, R., Karakaş, A., Arıkan, O., “Elektrik
Tesislerinde Harmonikler”, Birsen Yayınları, İstanbul, 8-11, 150-156, 222-227
(2003).
22. EPDK, “Elektrik Piyasasında Dağıtım Sisteminde Sunulan Elektrik Enerjisinin
Tedarik Sürekliliği, Ticari Ve Teknik Kalitesi Hakkında Yönetmeliği”, 6-11
(2008).
23. Kocatepe, C., Demir, A., “Güç Sistemlerinde Harmonik Üreten Elemanlara
Genel Bakış”, Kaynak Elektrik Dergisi, 113: 46-50 (1998).
24. Temiz, İ.,”Farklı Stator Sargılı Asenkron Motorların Hava Aralığında
Meydana Gelen Dalga Şeklinin Analizi”, Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri
Dergisi, 15: 24-30 (1999).
25. İnternet : Mathworks, “Documantion Center, Sym Power Systems”
http://www.mathworks.com/help/physmod/powersys/index.html (2013).
26. Dwyer, R., Nguyen, H. V., Ashmore, S. G., “C Filters for Wide-bandwidth
Harmonic Attenuation with Low Losses”, IEEE Power Engineering Society
Meeting, Singapore, 28-31 (2000).
27. Baggini, A., “Handbook of Power Quality”, John WILEY&Sons Inc., Bergamo,
226-228 (2008.)
174
28. Meynaud P., Robert A., GT CIGRE/ CC02 “Harmonics, characteristic
parameters, methods of study, estimates os existing values in network” Electra,
77: 35-54 (1981).
29. Venkatesh, C., Kumar, D.S., “Modelling of Nonlinear Loads and Estimation of
Harmonics in Industrial Distribution System”, Fifteenth National Power
Systems Conference (NPSC), IIT Bombay, 593-595 (2008).
30. IEC 61642 “Industrial a.c. networks affected by harmonics – Application of
filters and shunt capacitors” 48-54 (1997).
31. ANSI Standard C84.1, ANSI “Standard for Electrical Power Systems and
Equipment-Voltage Ratings”, 3-4 (2006).
175
ÖZGEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler
Soyadı, adı
: UZAN, Osman
Uyruğu
: T.C.
Doğum tarihi ve yeri
: 15.08.1979 Konya
Medeni hali
: Evli
Telefon
: 312 298 5296
E-posta
: [email protected].
Eğitim
Derece
Eğitim Birimi
Mezuniyet tarihi
Lisans
Kocaeli Üniversitesi/ Elektrik Mühendisliği
2004
Önlisans
Dokuz Eylül Üniversitesi/Elektrik Bölümü
2000
Lise
Çınarlı Teknik ve EML/Elektrik Bölümü
1996
İş Deneyimi
Yıl
Yer
Görev
1996-1998
İzdermak. Ltd.Şti.
Elk.Sis.Tek.
2005-Halen
3’üncü HİBM K.lığı
Konf.ve Prj.Ynt.Ş.Md.
Yabancı Dil
İngilizce
Hobiler
Basketbol, Tenis, Bilardo, Seyahat
Download