2016 cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli

advertisement
2016 CİNSEL YÖNELİM VE CİNSİYET KİMLİĞİ TEMELLİ
İNSAN HAKLARI İZLEME ARA RAPORU
KAOS GL DERNEĞİ
“Bu rapor, Kaos GL Derneği tarafından, Açık Toplum Vakfı'nın ana destekçisi olduğu LGBTİ’lerin
İnsan Haklarının İzlenmesi Programı Projesi kapsamında yayınlanmaktadır. Bu, Açık Toplum
Vakfı’nın resmi görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.”
İÇİNDEKİLER
2016’YA GENEL BAKIŞ
TEŞEKKÜRLER
BİRİNCİ BÖLÜM
: NEFRET SUÇLARI ve YAŞAM HAKKI İHLALLERİ
İKİNCİ BÖLÜM
: AYRIMCILIK VE NEFRET SÖYLEMİ
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
: 2016 YILINDA DEVAM EDEN DAVALAR
BEŞİNCİ BÖLÜM
: 2016 YILINDA SONUÇLANAN DAVALAR
SONUÇ
2016’ya Genel Bakış
Kaos GL Derneği olarak 2006 yılından beri düzenli olarak lezbiyen, gey, biseksüel ve
transların insan hakları ihlallerini izlemek ve raporlamak için çalışıyoruz. Raporda bulunan
ihlaller medyaya yansıyan vakalar. Bu yüzden bu rapor, lezbiyen, gey, biseksüel, translar
ve interseksler (LGBTİ) açısından Türkiye’de insan hakları ihlallerinin tamamını
göstermiyor.
Bu raporu sunarken “2016 Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Temelli İnsan Hakları İhlalleri
İzleme Raporu” olarak sunuyoruz. Ancak eşcinsel ve biseksüel kadınların sorunları ve trans
erkekler ile intersekslerin maruz kaldığı ayrımcılık ve insan hakları ihlallerine ulaşma
noktasında yaşadığımız sıkıntı devam ediyor.
2016 yılı OHAL gölgesinde devam etmektedir. Tüm temel hak ve özgürlüklerin askıya
alındığı, kolluğa çok geniş yetkilerin verildiği bir ortamda “toplumsal değerlerin” tümüne
aykırı olan LGBTİ’ler daha da korunmasız hale gelmiştir.
2016 yılının ilk altı ayında medyaya yansıyan; 3 nefret cinayeti, 8 nefret saldırısı (3’ü
birden fazla kişi tarafından, 2’si polis eliyle, 2’si kesici aletle) ve 1 intihar vakası
yaşanmıştır.
Medyaya yansıyan 5 ayrımcılık vakası yaşanmıştır. Bu vakalardan 1’i hapishanede, 1’i
çalışma hayatında gerçekleşmiştir. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nda
cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve interseks durum temelli ayrımcılığın koruma kapsamı
dışında bırakılması ile devlet eliyle ayrımcılık meşrulaştırılmıştır.
4 nefret söylemi vakasının 1’i siyasi figür tarafından sarf edilmiş, LGBTİ’leri hedef gösteren
afişler üniversite ve sokaklara asılmış ve buna ilişkin herhangi bir cezai ya da idari
soruşturma yapılmamıştır.
LGBTİ’leri hedef gösteren nefret söylemlerine karşı hiçbir önlem alınmamış, Valilik
tarafından İstanbul, Ankara ve İzmir’de LGBTİ’lerin yürüyüşleri engellenmiştir.
2
Teşekkürler!
2016 Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Temelli İnsan Hakları İhlalleri İzleme Raporu İnsan
Hakları İzleme Çalışmaları kapsamında Açık Toplum Vakfı desteğiyle yayınlanmaktadır.
Kaos GL Derneği’nin farklı alanlarda yürüttüğü faaliyetlerin ortak ürünü olan bu çalışmanın
gerçekleşmesine katkıda bulunan, Kaos GL Derneği’nin İnsan Hakları İzleme faaliyetlerine
ve Kaos GL Medyalarına destek veren Siyah Pembe Üçgen ve Pembe Hayat Dernekleri
başta olmak üzere bütün LGBTİ örgütlerine, kaosGL.org yerel muhabirlerine ve Kaos GL’yi
destekleyen SİDA ile Kaos GL Derneği İnsan Hakları İzleme Çalışmalarını destekleyen Açık
Toplum Vakfı’na teşekkür ederiz. İnsan hakları izlenmesi ve raporun hazırlanması
konusunda, kaosGL.org editörleri Yıldız Tar, Gözde Demirbilek ve Ali Erol’a, derneğimizin
Avukatı Hayriye Kara’ya, Kaos GL Muhabir Ağı’na, LGBTİ örgütlerine ve bu alanda çalışan
avukat ve insan haklarına savunucularına teşekkür ederiz.
3
BİRİNCİ BÖLÜM
Nefret Suçları Ve Yaşam Hakkı İhlalleri
2016 yılında nefret suçlarına ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Herhangi bir
düzenlemenin olmayışı yargıya yansıyan vakalarda “önyargı saikinin” hem soruşturma hem
de kovuşturma sırasında araştırılmaması sonucunu doğurmaktadır.1
Nefret suçlarının kayıt altına alınmasına ilişkin devlet kanalında bir veritabanı mevcut
değildir. Bu raporda da tespit edilen vakalar, 2016 yılının ilk yarısında medyaya yansıyan
ve Kaos GL’nin kendi ağından eriştiği ve haberleştirdiği vakalardır.
2016 yılının ilk altı ayında medyaya yansıyan; 3 nefret cinayeti, 8 nefret saldırısı (3’ü
birden fazla kişi tarafından, 2’si polis eliyle, 2’si kesici aletle) ve 1 intihar vakası yaşandı.2
Transfobik saldırgan: “Zevk için yapıyorum!”
Tarih: 9 Şubat 2016
Kaynak: Kaos GL/Pembe Hayat
Ankara'da 8 Şubat gecesi 12 sularında Seyran Bağları Caddesi’nde çalışmakta olan iki trans
kadın bıçaklı saldırıya uğradı.
Transfobik nefret saldırısının ardından Berna ve Hazal hastaneye kaldırıldı. Daha sonra
karakola giderek şikayetçi olan kadınların yaptıkları şikayet üzerine transfobik saldırgan
yakalandı.
Pembe Hayat’ın haberine göre yakalanan saldırganın ifadesinde “Zevk için yapıyorum.
Daha çok travestiyi bıçaklayacağım” dedi.
Jandarmadan trans mahpusa: Topa kelepçe takın!
Tarih: 9 Şubat 2016
Kaynak: Kaos GL
İstanbul Maltepe 3 No’lu L Tipi Cezaevi’nde bulunan Azerbaycan vatandaşı trans kadın
mahpus Sibel, kendisini hastaneye götürmesi gereken jandarmanın transfobik
hakaretlerine maruz kaldı.
Sibel yaşadıklarını 4 Şubat günü görüşüne giden arkadaşlarına anlattı. Görüşçülerinden
Eldar Güney’in aktarımıyla Sibel’in yaşadıkları şöyle:
“Sibel 30 Aralık 2015 Tarihinde Maltepe açık cezaevi kampüsünün önünden hastaneye
götürecek olan ring aracına götürülüyor. Ring aracına varmak üzereyken orada bulunan
1
Nefret Suçlarının Kovuşturulması-Pratik Kılavuz http://www.kaosgldernegi.org/yayindetay.php?id=148
Homofobik ve transfobik nefret suçlarının soruşturulması ve kovuşturulması sırasında “önyargı” saiki
araştırılmamaktadır. Bu nedenle vakalarda, eylemin gerçekleştiriliş biçimi, saldırı sırasında ya da soruşturma ve
kovuşturma sırasında failin sarf ettiği sözler baz alınarak rapora nefret suçu olarak işlenmiştir.
2
“Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı”nın
yasalaşmasıyla “nefret suçu” kavramı Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) tanımlanmış ancak mevcut düzenleme ile
“cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği” temelli nefret ve ayrımcılığa karşı herhangi bir koruma getirilmemiştir. Anılan
maddede ayrımcılığın nefret nedeniyle yapılması durumunda cezai yaptırım öngörmüştür. Ayrıca madde “nefret”
in ne olduğu ve nasıl tespit edileceğine dair bir düzenleme içermediği gibi nefret suçlarına ilişkin istatistiki veri
toplamaya ilişkin bir düzenleme de mevcut değildir. Bu, AGİT standartlarına uygun değildir.
4
sevk devriye komutanı, jandarmalara Sibel’i işaret ederek ‘Topa kelepçe takın’ diyerek
hakaret ediyor.
“Sibel, jandarmaya ‘Benimle doğru konuşur musun’ diyerek doktor tarafından kendisine
verilen transseksüel raporunu uzatıyor. Komutan, ‘doktor kim ki sana rapor veriyor’, ‘top,
şu haline bak utanmıyor musun’ ve ‘siktir git almıyorum seni’ diyerek hastaneye götürmeyi
reddediyor.”
Sibel’in yaşadığı ayrımcılık ve hakaretlere ilişkin herhangi bir soruşturma açılmazken,
jandarmalar Sibel’den şikayetçi oldu. Sibel’in ifadesi alındı.
Esmeray’a tehdit: “Yazmaya devam edersen sonun iyi olmaz”
Tarih: 18 Şubat 2016
Kaynak: Kaos GL
Feminist, trans aktivist, oyuncu, Taraf gazetesi ve kaosGL.org yazarı Esmeray, bugün
akşam saatlerinde Beyoğlu’nda kimliği belirsiz iki kişi tarafından tehdit edildi.
Esmeray, İstiklal Caddesi girişinde iki kişinin yolunu kesip “Bir daha devleti eleştiren yazılar
yazarsan sonun hiç iyi olmaz” dediğini belirtti
Polisten translara: ‘Yukarıdan emir geldi, artık burada çalışmayacaksınız!’
Tarih: 29 Şubat 2016
Kaynak: Kaos GL/Pembe Hayat
Polis, Ankara İskitler’de trans kadınlara, evsizlere, kağıt toplayıcılarına ve mültecilere
coplarla saldırdı.
Polis 26 Şubat gecesi 23.30 sularında Ankara’da transların çalıştığı bölgeye saldırdı.
Ellerinde copları ile bir anda bölgeye gelen onlarca polis çevredekileri darp etti.
Görgü tanığı trans kadın B. olayı şöyle anlattı: “Yıllardır seks işçiliği yaptığımız İskitler’de
polisler bizi tanır. Biz de onları tanırız. Ancak gece bir anda onlarca polis bölgeye baskın
düzenledi. Ne olduğunu anlayamadık. Çevremizdeki herkese saldırıyorlardı. Ben hemen
oradan uzaklaştım. Yolda tanıdık bir polis gördüm. Bölgede bir cinayet işlendiğini söyledi.
Sonra başka bir tanıdık polis ise ‘Artık burada çalışmayacaksınız! Yukarıdan böyle emir
geldi’ dedi. Ne olduğunu anlayamadan diğer kızlarla birlikte uzaklaştık. Çünkü önlerine
geleni dövüyorlardı.”
İstanbul’da transfobik nefret cinayeti3
Tarih:4 Mart 2016
Kaynak: Kaos GL
İstanbul Bakırköy’de trans kadın Buse yaşadığı evde ölü bulundu.
Kendisinden haber alamayan arkadaşları Buse’nin yaşadığı eve gitti. Kapı açılmayınca
çilingirle açtıran arkadaşları Buse’nin transfobik nefret saldırısı sonucu hayatını kaybettiğini
gördü. Buse’nin arkadaşları polise haber verdi.
Kesici bir aletle öldürülen Buse’nin bedeninin birçok yerinde darp izlerine rastlandı. Nefret
saldırısının iki gün önce olduğu tahmin ediliyor. Saldırganlar hakkında henüz bir bilgiye
ulaşılamadı.
3
Yapılan soruşturma sonucunda şüpheli yakalandı http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=21252
5
Savcı’nın evdeki incelemeleri devam ediyor. Saldırganın genç
düşünülüyor. Katilin bulunması için kamera görüntüleri incelenecek.
bir
erkek
olduğu
Çorlu’da transfobik nefret cinayeti
Tarih: 21 Mart 2016
Kaynak: Kaos GL/Pembe Hayat
Çorlu’da F.T. isimli saldırgan trans kadın seks işçisi Aleda’yı bıçaklayarak öldürdü. F.T.
bindiği takside cinayeti itiraf etti.
Transfobik katil F.T. evine gittiği Aleda ile bilinmeyen bir nedenle tartışmaya başladı.
Ardından Aleda’yı bıçaklayarak olay yerinden kaçtı.
Pembe Hayat’ın haberine göre kanlı kıyafetleri ile bindiği takside, taksiciye birisini
öldürdüğünü anlattı. Taksici, F.T.’yi gideceği yere bırakır bırakmaz polisi arayarak haber
verdi. Taksicinin verdiği adrese gelen polis ekipleri evde Aleda’nın cansız bedenini buldu.
Aleda’nın cesedi otopsi için Çorlu Devlet Hastanesi morguna götürüldü.
Olaydan yaklaşık 1 saat sonra güvenlik güçleri, katil F.T.’yi evinde bularak gözaltına aldı.
F.T. sorgulanmak üzere Çorlu Emniyeti’ne götürülürken olayla ilgili başlatılan
soruşturmanın sürdüğü belirtildi.
Ankara’da trans kadınlara keyfi gözaltı
Tarih: 7 Nisan 2016
Kaynak: Kaos GL/Pembe Hayat
Ankara İskitler’de geçtiğimiz ay başlayan polis saldırısı hız kesmeden devam ediyor. Dün
akşam saatlerinde evlerine gitmekte olan iki trans kadın, polis ekiplerince durdurularak
gözaltına alındı. O sırada çalışmadıklarını sadece oradan geçtiklerini belirtseler de polisler
tavırlarında ısrarcı oldu.
Pembe Hayat’tan Av. Rıza Yalçın Koçak ve Av. Sinem Hun olayın üzerine karakola geldi.
Avukatların gelmesinin ardından haklarında Kabahatler Kanunu’ndan ceza yazılan trans
kadınlar serbest bırakıldı.
Gözaltı sırasında polis memurları avukatlara “Eğer şikayetçi olursanız biz de işlem yaparız”
şeklinde tehditler savurdu. Avukatların işlemin neye göre yapılacağını, gözaltının hukuksuz
olduğunu ve müvekkillerinin şikayetçi olabileceklerini belirtmesi üzerine polisler geri adım
atmak zorunda kaldı.
İskenderun’da nefret cinayeti: “Arkadaşımın ölümü unutulmasın!”
Tarih: 18 Nisan 2016
Kaynak: Kaos GL
İskenderun’da bir eşcinsel öldürüldü. Nefret cinayeti sonucu yaşamını yitiren A.K.’nın
arkadaşı kaosGL.org’a, “Eşcinsel arkadaşımın ölümü unutulmasın. Nefret öldürüyor” dedi.
Hatay’ın İskenderun ilçesinde bir eşcinsel erkek yaşadığı evinde ölü bulundu. Dün gece
bilinmeyen kişi veya kişilerce bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybeden A.K.’nın cenazesi
yapılan incelemenin ardından Adana Adli Tıp Kurumu’na gönderilmek üzere İskenderun
Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.
İskenderun yerel basını 8gunhaber.com cinayeti “İskenderun’da sır cinayet” olarak
duyurdu. kaosGL.org’a ulaşan A.K.’nın arkadaşı ise yaşananların nefret cinayeti olduğunu
belirtti.
6
İskitler’de translara organize saldırı!
Tarih: 26 Mayıs 2016
Kaynak: Kaos GL
Ankara İskitler’de 15 kişilik bir çete trans kadınlara demir sopa, taş ve bıçakla saldırdı. Bir
trans kadın sırtından bıçaklandı. Saldırganlar transların arabalarını da tahrip etti.
Son günlerde Ankara İskitler’de yoğunlaşan transfobik saldırılara bir yenisi daha eklendi.
Bu gece (25 Mayıs) yaklaşık 15 kişilik bir grup trans kadınlara taş, bıçak ve demir sopalarla
saldırdı.
Saldırıda Pembe Hayat LGBTİ Dayanışma Derneği üyesi bir trans kadın sırtından
bıçaklanarak yaralandı. Saldırganlar trans kadınların araçlarını da tahrip etti.
LGBTİ Onur Yürüyüşü’ne Alperenler ve Müslüman Anadolu Gençlik’ten tehdit
Tarih: 15 Haziran 2016
Kaynak: Kaos GL
Müslüman Anadolu Gençlik grubunun ardından Alperen
gerçekleştirilecek 2016 LGBTİ Onur Yürüyüşü’nü tehdit etti.
Ocakları,
26
Haziran’da
Sosyal medyada örgütlenen Müslüman Anadolu Gençliği isimli bir grup, 19 Haziran Trans
Onur Yürüyüşü ve 26 Haziran’da gerçekleştirilecek 2016 LGBTİ Onur Yürüyüşü’ne karşı
‘Onursuz sapıkları yürütmüyoruz’ adlı bir etkinlik çağrısı yaptı. Homofobi ve transfobi
karşıtlarının tepkisi sonucu önce grubun etkinlik sayfası sonra grubun kendi sayfası
kapatıldı.
Alperen Ocakları Vakfı
söyleminde bulunarak
da küçük bir grup
provokasyon yaratan
ifadeleri şöyle:
İstanbul İl Başkanı Kürşat Mican da homofobik ve transfobik nefret
26 Haziran LGBTİ Onur Yürüyüşü’nü tehdit etti. Geçtiğimiz yıllarda
olarak Onur Yürüyüşü zamanı İstiklal Caddesi’nde toplanan,
ancak yürüyüşü engelleyemeyen Alperen Ocakları’nın başkanının
“İsmi onur yürüyüşü olan ama aslı ahlaksızlık olan ve toplumun sinir uçlarına dokunan bu
tip ahlaksızlıkların normalleştirilmesine, özendirilmesine asla müsaade etmeyeceğiz.
“Tepkimiz çok net ve sert olacaktır. Mübarek bir ayda hep aynı şeyleri yapıyorlar.
Değerlerimiz hiçe sayarak alay edercesine bizimle dalga geçiyorlar. Sayın devlet yetkilileri
bunlarla bizi uğraştırmayın. Ya gereğini yapın ya da biz gereğini yapacağız. Biz her şeyi
göze aldık direk yürüyüşü engelleyeceğiz.
“Devletimizin de milli değerleri göz önünde bulundurarak buna dur demesi gerekiyor.
Çünkü bu normal bir özgürlük değil. Biz şimdi uyarıyoruz. Önceden olacakları bildirdik,
bundan sonra olacakların sorumlusu biz değiliz.”
Hêvî LGBTİ aktivistlerine “Allahüekber” diyerek saldırdılar!
Tarih: 19 Haziran 2016
Kaynak: Kaos GL
Hêvî LGBTİ üyeleri İstiklal Caddesi’nde sivil görünümlü homofobik, transfobik bir grubun
saldırısına uğradı. Saldırganlar “Allahüekber” nidalarıyla aktivistleri darp ederken, polis de
aktivistlere “Gidin buradan ibneler” dedi.
Trans Onur Yürüyüşü’ne dönük polis saldırıları devam ederken, sivil bir grup da Hêvî LGBTİ
üyelerine saldırdı. Polisin izlemekle yetindiği saldırı İstiklal Caddesi’nde gerçekleşti.
7
Maçka Parkı’nda homofobik nefret saldırısı
Tarih: 23 Haziran 2016
Kaynak: Kaos GL
Trans Onur Yürüyüşü’ne polis ve sivil görünümlü transfobik çetelerin saldırısından üç gün
sonra Maçka Parkı’nda eşcinsel bir genç saldırıya uğradı.
22 Haziran akşam saatlerinde iki kişinin saldırısına uğrayan Uğur’a çevredekiler yardım
etmedi. Güvenlik ve polis ayrımcılık yaparak ilgisiz davrandı.
Yaşadıklarını kaosGL.org’a anlatan Uğur, “Eşcinselsen kimse senin sözünü dikkate almıyor”
dedi. Uğur’un anlatımıyla saldırı şöyle gerçekleşti:
“Maçka Parkı’nda dün akşam saatlerinde bir arkadaşla buluşmuştum. Birden arkamızdan
birileri yaklaştı ve bizi tuttu. Bizi zorla kavrayan adam, “Napıyorsunuz lan burada” dedi.
Arkadaşım kaçtı ama ben kaldım. ‘Napıyoruz’ dedim ben de. Ardından bana, “Kırık mısın
lan sen? Ramazan Ramazan napıyorsun burada?’ dedi. Ben de ‘Çok sorunun varsa ara
polisi gelsin’ dedim kendimi korumak için. Ardından ‘Biz biliyoruz senin burada ne bok
yediğini’ diyerek telefonumu istediler. Vermeyince dövmeye başladılar. Yere yatırdılar ve
özellikle kafama vurmaya başladılar.”
Uğur, saldırıya uğrarken çevredeki insanların kendisine yardım etmediğini belirterek şöyle
devam etti:
“Etrafta insanlar vardı ama bir kişi bile geri dönüp bakmadı. Ben sürekli bağırıyor ve
yardım istiyordum. Kimse yardım etmedi. Hatta bir kişi ‘Kes lan ne yardımı’ bile dedi bana.
“Bilmiyorum ne kadar zaman dayak yedikten sonra güvenlik geldi. Beni dövenlerin birisi
güvenliğin geldiğini görünce diğer arkadaşına ‘Daha fazla vurma, bırak’ dedi. Diğeri hiç
dinlemedi ve güvenlik gelince onlara, ‘Arkadaşımın yarağını yalamaya çalıştı, asıldı ibne,
biz de sinirlendik’ diye yalan söyledi.”
Güvenlik görevlilerinin kendisiyle ilgilenmediğini de söyleyen Uğur, “Bu durumun ardından
‘Evet ben eşcinselim ama böyle bir tavrım olmadı, böyle bir teklifte dahi bulunmadım’
dedim. Ama beni umursamadılar. Ben de en sonunda dernek üyesi olduğumu, polis
çağırmalarını söyledim. Ancak o zaman biraz ilgili davrandılar” şeklinde konuştu.
Uğur’un anlatımına göre güvenlik görevlileri polisi çağırdı ancak polis gelene kadar
saldırganlar olay yerinden uzaklaştı. Polis de meseleyi önemsemedi ve Uğur bütün bunların
ardından ‘herhangi bir şey çıkmayacağı için’ şikayetçi olmaktan vazgeçti.
Ankara’da dört trans kadın gözaltına alındı
Tarih: 30 Haziran 2016
Kaynak: Kaos GL/Pembe Hayat
Ankara’da Esat Caddesi üzerinde dört trans kadın gözaltına alındı. Esat Caddesi üzerindeki
trans kadınların yanına gelen polis ekipleri hakaret ederek kimlik göstermelerini istedi.
Polis ekibinin transfobik hakaretlerine karşı çıkan trans kadınlar gözaltına alındı.
Avukatlarını çağırmak isteyen trans kadınlara araç içinde hakaret etmeye devam eden polis
ekibi trans kadınları Esat Karakolu yerine Ankara İl Emniyet Genel Müdürlüğü’ne götürdü.
Pembe Hayat avukatı Rıza Yalçın Koçak’ın İl Emniyet Genel Müdürlüğü’ne gitmesi üzerine
ise trans kadınlara hakaret eden polisler bir anda tavırlarını değiştirerek kötü muamele ve
hakaretten dolayı şikayetçi olunmamasını istedi. Av. Koçak’ın bu hukuksuzluk teklifine
8
karşı çıkması üzerine trans kadınlara Kabahatler Kanunu kapsamında idari para cezası
yaparak serbest bıraktılar. Av. Koçak yazılan cezalar hakkında itiraz dilekçesi verdi.4
“Türkiye, LGBTİ mültecilere geldikleri ülkelerin koşullarının aynısını dayatıyor”5
Tarih: 30 Haziran 2016
Kaynak: Kaos GL
Denizli’de 28 Haziran Salı günü lezbiyen mülteci yaşamına son verdi. Ailesi sahiplendi,
cenazesi İran’a götürülecek.
Cenazenin nakil işlemleri Denizli’deki LGBTİ mülteciler, Denizli LGBTİ ve Aileleri ve Kaos GL
işbirliğinde dayanışmayla yapılıyor.
İntiharın ardından görüşlerine başvurduğumuz Kaos GL Derneği’nden Umut Güner,
“Mülteciler geldikleri ülkelerden ayrılma sebeplerinden çok da farklı olmayan bir ortamla
karşılaşıyorlar Türkiye’de. Sosyal haklara erişim neredeyse sıfır. Mültecilerin hem haklara
erişiminden hem de güvenliğinden sorumlu devlet ve yerel yönetimler çoğu zaman
görevlerini yerine getirmek yerine ekstra sorunlar çıkartıyor. Bu durum mültecilerin
özellikle de LGBTİ mültecilerin yalnızlaşmasına, sorunlarının artmasına yol açıyor. Kaos GL
Derneği gibi LGBTİ mültecilerle dayanışma çalışmaları yapan kurumlar da alanda yalnız
kalıyor, destekler yeterli olmuyor. Türkiye, LGBTİ mültecilere geldikleri ülkelerin
koşullarından farklı olmayan koşulları dayatıyor. Hepimizin özellikle de LGBTİ toplumunun
başı sağ olsun” dedi.
İKİNCİ BÖLÜM
Ayrımcılık ve Nefret Söylemi
Bu bölümde cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılık vakaları ile LGBTİ’lerin ya
da LGBTİ örgütlerinin doğrudan hedef alındığı, ayrımcılığı ve nefreti meşrulaştıran, özellikle
toplumsal figürler tarafından sarf edilen söylemlere yer verilmiştir.
Medyaya yansıyan 5 ayrımcılık vakası yaşanmıştır. Bu vakalardan 1’i hapishanede, 1’i
çalışma hayatında gerçekleşmiştir. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nda
cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve interseks durum temelli ayrımcılığın koruma kapsamı
dışında bırakılması ile devlet eliyle ayrımcılık meşrulaştırılmıştır.
4 nefret söylemi vakasının 1’i siyasi figür tarafından sarf edilmiş, LGBTİ’leri hedef gösteren
afişler üniversite ve sokaklara asılmış ve buna ilişkin herhangi bir cezai ya da idari
soruşturma yapılmamıştır. Ankara Emniyet Asayiş Şube Müdürü’nün LGBTİ örgütleri ile
Şubat 2016 tarihinden bu yana Ankara başta olmak üzere farklı şehirlerde trans kadınlara yönelik polis baskısı ve
saldırılar artmıştır. Bu saldırılara karşı Pembe Hayat daha önce Ankara Valiliği’nden 3 kez görüşme talep etmiş
ancak görüşme talepleri reddedilmiştir. Daha sonra Ankara Barosu Gelincik Merkezi ve Pembe Hayat olarak
yapılan görüşme talebi de reddedilmiştir.
4
LGBT intiharları toplumsal bir meseledir. Eşcinsel intiharlarına ilişkin, Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma
Derneği’nin “Eşcinsellik” başlıklı 10. Bilgilendirme Dosyası uluslararası araştırmalardan bilgilere yer veriyor.
Dosyaya göre, gey, lezbiyen ve biseksüellerin (GLB) yaşamları boyunca intihar düşüncesi ve intihar girişimi sıklığı
heteroseksüellerden daha fazla. Toplumsal ve kurumsal ayrımcılık ve nefret nedeniyle LGBT intiharlarıyla
doğrudan bağlantısı olabiliyor. http://kaosgl.org/sayfa.php?id=15708
5
LGBT intiharlarının nedenleri ve bu intiharların önüne geçilmesi konusunda Devlet’in yükümlülüğündedir ancak
bu konuda herhangi bir çalışması bulunmamaktadır. Bu nedenle LGBT intiharları yaşam hakkı başlığı altında ele
alınmıştır.
9
yaptığı görüşmede “seks işçiliğini suç olarak görüyoruz, çalışmanıza izin vermemiz
mümkün değil” ifadesi polisin keyfi tavrının ve önyargılarıyla hareket ettiğinin
göstergesidir.
‘Cinsel eğilim farklılığı’ havalandırmaya çıkmaya engel!6
Tarih: 15 Ocak 2016
Kaynak: Kaos GL
Trans Tutsak Esra İle Dayanışma İnisiyatifi, Menemen T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sürgün
edilen Esra’nın durumu hakkında bilgi vermek ve mektup kampanyasına çağırmak için
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı yaptı.
“Menemen T Tipi Kapalı Cezaevi’nde taciz var, tecrit var, işkence var” pankartının açıldığı
basın toplantısında, Esra’nın kendi isteği dışında Samsun’dan Menemen’e gönderildiği ve
erkek cezaevinde kalmak zorunda kaldığı vurgulandı.
İHD Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Mine Nazari, “Esra’nın yaşadığı basit bir yer değiştirme
değildir. Ortada rıza dışında gerçekleşen bir sürgün var” dedi. Yetkilileri harekete geçmeye
çağıran Nazari, “Umudumuz az ama insani bir duruş geliştirmelerini ve Esra’ya uygulanan
tecritin son bulmasını talep ediyoruz” dedi.
İnisiyatif adına basın açıklamasını okuyan Nergiz Şen, 6 Ocak günü Esra ile görüşmeleri
sonucu cezaevinde tecrit, taciz, gerekçesi olmadan hücrede tutulma, revire çıkartılmama,
dilekçelerinin işleme alınmaması gibi hak ihlallerinden haberdar olduklarını söyledi.
Esra’nın cinsiyet kimliği dolayısıyla hemen her hapishanede benzer hak ihlallerine maruz
kaldığını hatırlatan Şen, “Menemene sevkinden bu yana herhangi bir gerekçesi olmadan
‘tekli oda’ denilen bir hücrede tutuluyor ve bu sebeple birçok hakkından mahrum kalıyor”
diyerek yaşananları özetledi.
Şen, Esra’nın aynı koridorda kalan hükümlülerle beraber havalandırmaya çıkma isteğinin,
“hükümlünün cinsel eğiliminin farklı olması sebebiyle diğer hükümlülerle birlikte
havalandırmaya çıkmasının uygun görülmediği” gerekçesiyle reddedildiğini söyledi.
Esra’nın yaşadığı hak ihlallerine ilişkin başvurularının cezaevi yönetimince ‘asılsız iddialar’
olarak değerlendirildiğini belirten Şen, Menemen T Tipi’nde eşcinsel bir mahpusun da baskı
altında olduğunu vurgulayarak, “LGBTİ bireylere ‘dışarıda’ bile özgür bir yaşam neredeyse
imkansızken cezaevlerinde mahpus olan LGBTİ bireyler içinse özgürlüğün hayali dahi
imkansızlaşıyor” dedi.
Son olarak söz alan Esra’nın vasisi Merve Arkun, “12 yıldır cezaevinde ve ağırlaştırılmış
müebbetten yatıyor. Kaldığı her cezaevinde şu anda yaşadıklarına benzer ve bazen daha
ağır hak ihlali ve işkenceye maruz kaldı. Taciz, tecavüz ve birçok hak ihlali…” dedi.
Arkun, Esra’nın kendisine anlattığı kadarıyla Menemen T Tipi’nde tacize maruz kaldığını
belirtti:
“Tekli oda olarak adlandırılan açık bir şekilde hücre olan odada barındırılıyor. Kaldığı erkek
cezaevinde bir kadın olarak yaşadığı sorunlar ortada. Kalan başka erkek mahpuslar,
‘Vücudunun şurasını aç’ gibi sözlü tacizlerde bulunuyor. Cezaevi yönetimi bu sistematik
tacizlere zemin hazırlıyor. Bireysel olarak izleyebileceği bütün hukuki yolları denedi. Bu
başvuruların çoğu gönderilemedi. Göndermesi engellendi. Cezaevi bu iddiaları asılsız
diyerek gerekçelendirdi. Acil olarak, geçen haftaki görüşün ardından bir yazı yazmasını
istedim ve cezaevi bu yazının dışarıya gönderilmesini engelledi. Mektupları da
gönderilmedi.”
Boşanma komisyonunda homofobi ve transfobi: “Lezbiyenler kendi başına
bırakılamaz”
X v Türkiye kararında AİHM Türkiye’yi madde 3 ve 14 (ayrımcılık ve kötü muamele) ihlalinden mahkum etmiştir.
X eşcinsel olduğu için hapishanede aylarca hücrede tutulmuştur http://www.aihmiz.org.tr/?q=tr/node/251
6
10
Tarih: 29 Şubat 2016
Kaynak: Kaos GL
Meclis Boşanma Komisyonu’nda Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı, Prof.
Dr. Aliye Mavili Aktaş’tan homofobi ve transfobi: “Kadınlık organını aldırmak isteyen bir
lezbiyeni engelledim. Bu çocuğu kendi özgürlüğü içinde bırakamayız.”
Boşanmaların araştırılması için Aralık 2015’te alınan kararla kurulan Meclis Araştırma
Komisyonu’nda ayrımcılık devam ediyor.
İki hafta önceki toplantıda AKP Isparta vekili Sait Yüce, sunum yapmak için davet edilen
Eşitlik İzleme Kadın Grubu’ndan (EŞİTİZ) avukat Hülya Gülbahar’a “Konumunuzu bilerek
konuşun”, “Gidin dışarıda konuşun”, “Ben sana haddini bildirmeye çalışıyorum” gibi ifadeler
kullanmasının ardından bu sefer de komisyonda homofobik ve transfobik ayrımcılık yapıldı.
Komisyonun 25 Şubat’taki toplantısına uzman olarak katılan Selçuk Üniversitesi Sağlık
Bilimleri Fakültesi Dekanı, Prof. Dr. Aliye Mavili Aktaş, lezbiyenlerle trans erkekleri
karıştırdı. “Lezbiyenlerin kendi haline bırakılırsa değerli kendilik geleceğinden mahrum bir
kadere mahkûm edileceğini” iddia etti.
AGD’den Yıldız Teknik’te homofobik nefret afişleri
Tarih:3 Mart 2016
Kaynak: Kaos GL
Anadolu Gençlik Derneği
homofobik afişler astı.
(AGD)
Yıldız
Teknik
Üniversitesi
Davutpaşa
kampüsüne
“Rabbinizin sizin için yarattığı eşleri bırakıyorsunuz da (bu kadar) insan içinden erkeklere
mi gidiyorsunuz? Doğrusu siz haddi aşan bir kavimsiniz. (Şu’ara 165-166)” ifadelerinin yer
aldığı afişlerle nefret söylemi üreten AGD’lilere kampüsteki homofobi ve transfobi karşıtı
öğrenciler tepki gösterdi.
GAP eşcinsel çalışanını istifaya zorladı7
Tarih: 16 Mart 2016
Kaynak: Kaos GL
GAP, eşcinsel çalışanına mobbing uyguladı, istifaya zorladı. LGBTİ örgütleri ‘Delikanlı ol’
gibi ifadelerle ayrımcılığa uğrayan çalışanın mücadelesini destekleyeceklerini açıkladı.
Uluslararası tekstil perakende firması GAP’ta çalışan bir eşcinsel homofobik baskıya maruz
kaldı, istifaya zorlandı.
İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği öncülüğünde harekete geçen LGBTİ örgüt ve
aktivistleri ortak açıklamayla mobbing ve tehdide karşı hukuki mücadele başlattıklarını
duyurdu.
Adalet Bakanı Bozdağ: “Kanuna cinsel yönelim filan eklemeyiz, siyasi tavrımız”
Tarih: 7 Nisan 2016
Kaynak: Kaos GL
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’dan TBMM Adalet Komisyonu’nda homofobi ve transfobi:
“Hükümet olarak kanuna cinsel yönelim filan eklemeyiz. Bu siyasi tavrımız. Muhafazakar
demokrat partiyiz. HDP ya da CHP iktidar olursa onlar ekler.”
7
Konuya ilişkin yargı yoluna başvurulmuş ve dava İstanbul Adalet Sarayı 23. İş Mahkemesi'nde devam etmektedir
11
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’nun dün (6 Nisan) gerçekleşen
toplantısında Adalet Bakanı Bekir Bozdağ hükümetin LGBTİ haklarına ilişkin tutumunu bir
kez daha açıkladı.
Emniyetin haberi yok, Genelkurmay da kendine ivedi!8
Tarih: 8 Nisan 2016
Kaynak: Kaos GL
IŞİD’in aralarında Kaos GL’nin de olduğu birçok yeri hedef alacağına ilişkin istihbarat
belgesinden Ankara Valiliğinin haberi olmadığı anlaşıldı. Dernek, Genelkurmay ve
Başbakanlık’tan hâlâ cevap bekliyor.
Kaos GL Derneği, belgenin dolaşıma girmesinin hemen ardından GATA Komutanlığı ve
Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ile iletişime geçti.
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünden “böyle bir istihbaratın kendilerine ulaşmadığı”
cevabı alan Dernek, Genelkurmay Başkanlığı tarafından resmi olarak kabul edilmese de
gayri resmi olarak Ankara GATA Komutanlığı tarafından telefon üzerinden belgenin “iç
yazışma” olduğunu teyit ettirdi.
Kaos GL Derneği, Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) kaynaklı, “ivedi” damgalı, “eylem
ikazı” konulu istihbarat belgesinin sosyal medya dolaşıma girmesi üzerine Ankara Valiliği,
Emniyet, Başbakanlık ve Genelkurmay’a yazılı olarak da başvurdu.
kaosGL.org’a bilgi veren Dernek avukatları Hayriye Kara ve Oya Aydın, başvurularına
Genelkurmay (GATA) ve Başbakanlık’tan (BİMER) henüz yazılı açıklama gelmediğini
belirttiler.
"Seks işçiliğini suç olarak görüyoruz, çalışmanıza izin vermemiz mümkün değil"
Tarih: 19 Nisan 2016
Kaynak: Kaos GL
Ankara’da trans seks işçilerinin çalışma alanı olarak kullandığı bölgelerde olağanüstü hal
uygulamaları devam ediyor.
Trans seks işçilerinin çalışmasının engellenmesi, seyahat özgürlüklerinin kısıtlanması,
işkence ve kötü muameleye tabi tutulmalarını engellemek için harekete geçen Kaos GL,
Pembe Hayat ve Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği’nin çalışmaları
sürüyor.
Pembe Hayat ve Kırmızı Şemsiye Derneği çalışanları ve Pembe Hayat avukatı Rıza Yalçın
Koçak, Ankara Emniyet Asayiş Şube Müdürü ile görüştü. Görüşme şube müdürü, kanunlara
rağmen seks işçiliğini suç olarak gördüklerini, seks işçilerinin çalışmasına izin vermelerinin
mümkün olmadığını ifade etti.
Kaos GL Derneği’nin Ankara Valiliği’ne yaptı koruma talebi Valilik tarafından ciddiye alınmamış Dernek
avukatları Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne yönlendirilmiştir. Ankara Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube tarafından
koruma talebi Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne yönlendirilmiştir. http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=21442
8
12
LGBTİ’lere ayrımcılık yapan İnsan Hakları Kurumu Resmi Gazete’de9
Tarih: 22 Nisan 2016
Kaynak: Kaos GL
Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılığı görmezden gelen, LGBTİ’lere
ayrımcılık yapan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Resmi Gazete’de
yayınlandı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 6 Nisan’da görüşülerek kabul edilen kanun Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın da onaylamasıyla resmen yürürlüğe girdi.
Ayrımcılıkla mücadelede yeni bir dönemi başlatacağı iddia edilen kanun cinsel yönelim ve
cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılığı görmezden gelmesinin yanı sıra üyelerinin hükümet ve
cumhurbaşkanı tarafından atanacak olması sebebiyle de eleştirildi.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun karar organı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik
Kurulu olacak. Yasada kurulun görev ve yetkilerini bağımsız olarak yerine getireceği
belirtiliyor. Ancak 11 üyeli sekiz üyesi hükümet, üçü de cumhurbaşkanı tarafından
seçilecek.
Kurum idari ve mali özerkliğe sahip, özel bütçeli, ancak ‘başbakanlıkla ilişkili bir yapıda’
olacak.
Kurumun çalışma alanlarında insan onurunu temel alarak insan haklarının korunması ve
geliştirilmesi, kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, işkence ve
kötü muameleyle etkin mücadele etmek yer alıyor.
Kanuna göre cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik
köken, servet, doğum, medeni hal, sağlık durumu, engellilik ve yaşa dayalı ayrımcılık
yasak olacak.
Eskişehir’de LGBTİ’leri hedef gösteren afişler
Tarih: 21 Haziran 2016
Kaynak: Kaos GL
Ümmetin Gençliği imzasıyla Eskişehir’in merkezinde birçok noktaya asılan afişlerde “İbne
istemiyoruz” ifadeleri yer aldı.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu kurulması hakkında yasa tasarısı TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nda 17
Şubat 2016 tarihinde incelendi. CHP ve HDP’nin tasarıya ‘cinsel yönelim ve cinsel kimlik’ eklenmesi talepleri
AKP’nin homofobik tepkisi sonucu kabul edilmedi. HDP, komisyon çalışmalarından çekildi.
9
Hükümet’in gündeme getirdiği ve 17 Şubat’ta İnsan Haklarını İzleme Komisyonu’ndan geçerek TBMM’ye
gönderilen“Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Yasa Tasarısı”na ilişkin insan hakları örgütleri 18 Ocak'ta ve 17
Şubat'ta komisyon toplantısından önce ortak açıklamalar yaptı.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD), İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma
Derneği (Mazlum Der), Helsinki Yurttaşlar Derneği (HYD), İnsan Hakları Gündemi Derneği (İHGD), İnsan Hakları
Araştırmaları Derneği (İHAD), Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi (UAÖ Türkiye) tarafından 18 Ocak'ta yapılan
ortak açıklamada tasarı ‘insan hakları kurumsallaşmasına araçsal bakıldığı’ gerekçesiyle eleştirildi.
İnsan hakları örgütlerinin 17 Şubat'taki açıklamasında, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin eklenmesi önerisi yer
almadı.
13
Afişte “Onlar tehedcüddeler ama o edepsizliği yapanları engelleyecek kudreti olduğu halde
onlar engellemiyorlar, helak onlarada gelecek. Ahirette emelleriyle diğerlerinden ayrılırlar.
İbne istemiyoruz” ifadeleri (yazım hataları kendilerine aittir) yer aldı.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
2016 yılının ilk yarısında LGBTİ’leri hedef gösteren nefret söylemleri nedeniyle etkinlikler
iptal edilmiştir. Aynı şekilde İstanbul, Ankara ve İzmir’de Valilik tarafından LGBTİ
yürüyüşlerine izin verilmemiştir. Gerekçe olarak da toplumsal hassasiyetler gösterilmiştir.
Ankara Valiliği’nin Homofobi ve Transfobi Karşıtı Yürüyüşü engellemesi üzerine 2008
yılından beri her yıl yapılan yürüyüş 2016 yılında gerçekleştirilememiştir. Valilik yasağına
rağmen İzmir’de Onur Yürüyüşü gerçekleştirilmiş ancak İstanbul’da LGBTİ ve Trans Onur
Yürüyüşüne polis saldırmış, çok sayıda aktivist yaralanmış ve gözaltına alınmıştır.
Keskesor LGBTİ: Özgür topluma giden yol LGBTİ özgürlüğünden geçer
Tarih:11 Nisan 2016
Kaynak: Kaos GL
Diyarbakır’da Keskesor LGBTİ ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) LGBTİ Meclisi’nin
Pazar günü düzenlemek istediği panel homofobik ve transfobik linç kampanyası sonucu
iptal edildi.
Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Februniye Akay Akyol, Demokratik Bölgeler
Partisi (DBP) Parti Meclisi Üyesi Demir Çelik ve Keskesor LGBTİ’den Dilan Çiçek ve Atalay
Göçer’in konuşmacı olduğu ‘Devlet Şiddetine Karşı Özerk Mücadele Alanları ve LGBTİ
Hareketi’ paneli Hüda-Par’a yakın basın organlarının homofobik ve transfobik nefret
kampanyasının hedefindeydi.
Yerel basın organlarının yanı sıra #DiyarbakırdaSapkınlığaDURde hashtagi ile sosyal medya
nefret kampanyası başlatıldı. “Diyarbakır İslami Sivil Toplum Kuruluşları” ismiyle bir araya
gelen homofobik ve transfobik bir grup Memur-Sen’de yaptıkları basın açıklamasıyla
tehditler savurdu, LGBTİ’ler için “en iğrenç bir şekilde faaliyet yürüten gayri insani vasıf ve
ahlaklarıyla yaşayan grup” ifadelerini kullandı.
Linç kampanyası örgütlenmesinin üzerine panel iptal edildi.
"LGBTİ’lerin sosyal
edeceğiz!"
Tarih: 9 Mayıs 2016
Kaynak: Kaos GL
hizmetlere
ve
sağlığa
erişimi
için
mücadeleye
devam
Balıklıgöl Hastanesi’nin SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası) panosuna
asılan LGBTİ’lerin sosyal hizmetlere erişimini konu alan etkinliğin afişi, 4 Mayıs 2016
Çarşamba günü Urfa Balıklıgöl Hastanesi Başhekimliği ve başhekimin taşeron şirkette
çalışan oğlu tarafından homofobik saldırıya uğradı.
Kaos GL Sosyal Hizmet Çalışma Grubu, yayınladığı basın açıklamasıyla bu saldırının
hastanelerde LGBTİ’lerin gördüğü muamelelere ayna tuttuğunun altını çizdi.
14
Ankara Valiliği Homofobi ve Transfobi Karşıtı Yürüyüş’ün güvenliğini sağlamayı
reddetti10
Tarih: 20 Mayıs 2016
Kaynak: Kaos GL
Homofobi ve Transfobi Karşıtı Yürüyüş’ün güvenliğinin sağlanmasına ilişkin Kaos GL
Derneği’nin başvurusuna Ankara Valiliği’nden yanıt geldi: “Bazı kesimler tarafından tepki
gösterilebileceği ve provokasyonlara neden olabileceği için yürüyüşün yapılmasını uygun
bulmuyoruz.”
Ankara Valiliği derneğin gerekli önlemlerin alınması talebine verdiği yanıtta “birtakım
toplumsal duyarlılıklar nedeniyle toplantıya katılacak olan grup ve şahıslara yönelik olarak
bazı kesimler tarafından tepki gösterilebileceği ve provokasyonlara neden olabileceği
bildirilmiştir” ifadeleri yer aldı.
Valilik, yürüyüşün düzenlenmemesini uygun bulduklarını söyledi.
İzmir Onur Yürüyüşü’ne de Valilik yasağı!
Tarih: 3 Haziran 2016
Kaynak: Kaos GL
Ankara’da 17 Mayıs Uluslararası Homofobi ve Transfobi Karşıtlığı Günü Yürüyüş’ün Valilik
tarafından yasaklanmasının ardından İzmir Onur Yürüyüşü’ne de yasak geldi.
İzmir Valiliği, yarın (4 Haziran) yapılması planlanan İzmir Onur Yürüyüşü’nü ‘terör örgütü
propagandası yapılacağına dair istihbarat alındığı’ gerekçesiyle yasakladı. İzmir’deki LGBTİ
Ankara Valiliği; 18.05.2016 tarih ve 37349786-622.0220437 sayılı yazı ile 22.05.2016 tarihinde düzenlenmesi
planlanan açık hava toplantısının “bir takım toplumsal duyarlılıklar nedeniyle toplantıya katılacak olan grup ve
şahıslara yönelik olarak bazı kesimler tarafından tepki gösterilebileceği ve provokasyonlara neden olabileceği”
gerekçesiyle İl İdaresi Kanunu madde 11/A, 11/c ve Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu madde 17 uyarınca
uygun görülmediği 19.05.2016 tarihinde bildirmiştir.
10
Anılan karara karşı 20.05.2016 tarihinde “yürütmeyi durdurma” talepli iptal davası açılmıştır. Ankara 15. İdare
Mahkemesi “dava konusu işlemin konusunun belirli bir tarihte gerçekleşecek olması ve uygulanması halinde
telafisi güç zarar doğabilecek nitelikte bulunması” gerekçesiyle davalı idarenin savunması alınmaksızın aynı gün
yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. 20.05.2016 tarihinde kalemden teslim alınan YD kararı elden saat 17.00
sularında bir dilekçeyle Ankara Valiliği’ne verilmiştir. Ardından Ankara Valiliği tarafından yürüyüşün yapılmaması,
koruma açısından Kolej Kavşağından toplanılıp basın açıklaması yapıldıktan sonra topluluğun dağılması sözlü
olarak talep edilmiştir, 15.00-18.00 saatleri arasında Kolej Kavşağının kapatılası durumunda bu talebin kabul
edileceği sözlü olarak valiliğe bildirilmiştir. Valiliğin Kolej Kavşağının 22.05.2016 tarihinde 15.00-18.00 saatleri
arasında müvekkil Derneğin organize ettiği toplantı için kapatılmasını kabul etmesi üzerine “ 22.05.2016 tarihinde
15.00-18.00 saatleri arasında Kolej Kavşağının kapatılması şartıyla yürüyüş yapılmayıp, Kolej Kavşağında
toplanıldıktan sonra basın açıklamasının ardından topluluğun dağılacağına” ilişkin el yazısıyla dilekçe hazırlanıp
Valiliğe verilmiştir. Bu süreç Av. Hayriye Kara ve Av. Rıza Yalçın Koçak tarafından tutanak altına alınmıştır.
Ankara Valiliği YD kararına karşı 20.05.2016 tarihinde mesai saatinden sonra itiraz etmiş Ankara Bölge İdare
Mahkemesi 1. Kurul 2016/1997 YD İtiraz Nolu kararıyla “kitlesel tepki ve provokatif eylemlere zemin
oluşturabileceği gerekçesiyle yasaklanan toplantının, anılan tarihte yapılmasını zorunlu kılan geçerli bir neden
ortaya konulmadığından, uyuşmazlığa konu işlemin uygulanması halinde davacı derneğin telafisi güç ve imkansız
zararının oluşmasından söz edilemeyeceğinin açık olması” gerekçe gösterilerek Ankara Valiliği’nin itirazını yerinde
görüp Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin YD kararının kaldırılmasına karar vermiştir. Bölge İdare Mahkemesinin
kararı karşı Kaos GL Derneği tarafından Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmuştur.
15
insan hakları oluşumlarının oluşturduğu Gökkuşağı Dayanışma Ağı’nın düzenlediği, Konak
Kent Konseyi’nin destek verdiği yürüyüşün yasaklama gerekçesi şöyle:
“Eylem boyunca terör örgütleri adına hareket eden bazı müzahir kişi ve ya grupların kitle
arasına sızdırılacağı, kitleyi kışkırtarak toplumun huzur ve sükûnunu bozmaya yönelik
provakatif eylemlerde bulunulacağı, eylem esnasında yasadışı terör örgütlerini övücü
sloganlar atılacağı, yasadışı örgütlerin sözde bayrağı ile bez parçalarının açılacağı, toplanan
kitle içerisine sızan bazı kişi ve gruplar tarafından cevrede görev alan emniyet güçlerine,
kamu kurum ve kuruluşlarına, kamuya ve özel şahıslara ait özel araçlara taş, sopa, Molotof
kokteyli, el yapımı patlayıcı ile saldırıda bulunacağı, terör suçlarının işleneceğine dair bir
takım ihbarlar alınmış, istihbari bilgilerle bu husus kısmen doğrulanmıştır.”
İstanbul Valiliği: “Onur Yürüyüşlerine izin verilmeyecek”11
Tarih: 17 Haziran 2016
Kaynak: Kaos GL
Valilik; sitesinde yer alan açıklamayla 19 Haziran Trans Onur Yürüyüşü ve 26 Haziran
LGBTİ Onur Yürüyüşü’ne “izin verilmeyeceğini” söyledi.
İstanbul Valiliği, 19 Haziran Trans Onur Yürüyüşü ve 26 Haziran LGBTİ Onur Yürüyüşü’ne
ilişkin açıklama yayınladı. Valiliğin internet sitesinde yer alan açıklamada şu ifadeler yer
aldı:
“Bazı basın organları, internet siteleri ve sosyal medyada, LGBT üyeleri tarafından 19-26
Haziran 2016 tarihlerinde Taksim’de düzenleyecekleri bir yürüyüşe çağrı yapıldığı
anlaşılmaktadır.
“Valiliğimizce, başta katılımcılar olmak üzere vatandaşlarımızın güvenliği ve kamu düzeni
gözetilerek anılan günlerde bu yönde bir toplantı ve gösteri yürüyüşü tertip edilmesine izin
verilmeyecektir. Bu tür etkinliklerin nerelerde yapılabileceği de, yasa gereği önceden ilan
edilmiştir. Değerli İstanbullu hemşehrilerimizin bu tür çağrılara itibar etmemelerini,
Güvenlik Güçlerinin bu yönde yapacağı uyarılara riayet ederek yardımcı olmalarını rica
eder, kamuoyuna saygıyla duyururuz.”
İstanbul Valiliği’nin 26 Haziran LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nü yasaklaması ve ardından basın açıklaması bildirimine
de “hassasiyetleri” gerekçe göstererek, “uygun bulmuyoruz” cevabı vermesinin ardından Onur Haftası Komitesi
tarafından 24 Haziran 2016 tarihinde açıklama yapıldı.
11
Komitenin açıklamasında, “14. Onur Yürüyüşü’nü gerçekleştiremeyeceğimizi üzüntüyle duyuruyoruz. Ancak bizim
kendimize duyduğumuz güven, ufkumuz ve hayallerimiz bir yürüyüşten, İstiklal Caddesi’nden, bu şehirden ve bu
ülkeden çok daha geniştir. Varoluş mücadelemiz dünü, bugünü ve geleceği aşar çünkü biz hep buradaydık,
buradayız ve burada olacağız” dedi. Pazar günü Beyoğlu’nun her sokağında “birbirine kavuşma” çağrısı yaptı.
26 Haziran 2016 tarihinde polis, Anayasaya aykırı olarak basın açıklamasının okunmasına dahi izin vermedi. Elinde
gökkuşağı bayrağı olan herkesi hırpaladı ve bazı aktivistleri gözaltına aldı.
16
Trans Onur Yürüyüşü’ne polis saldırısı!12
Tarih: 19 Haziran 2016
Kaynak: Kaos GL
Polis, İstanbul Valiliği’nin hukuk dışı yürüyüş yasağının ardından 7. Trans Onur Yürüyüşü
için Taksim’i abluka altına aldı. İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği'nin bulunduğu sokağa
yığınak yaptı, giriş çıkışlara kapattı.
Transfobi karşıtları İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği önünde toplandı. Cumhuriyet Hlak
Partisi (CHP) Milletvekili Selina Doğan da kitlenin yanındaydı.
Polis, İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği yetkilileri ile görüşmek istedi. Dernek yetkilileri
Fransız Kültür Merkezi önünde görüşmek istediklerini söyledi. Polis, “Eğer gidebilirseniz
görüşürsünüz” diyerek tehdit etti.
Polis görüşmelerden sonra dernek önünde basın açıklaması yapılmasına izin verdi ardından
açıklamayı da engelledi. Polis basın açıklamasını okuyan İstanbul LGBTİ’den Kıvılcım Arat'ın
mikrofonuna vurdu. Gözaltına almaya çalıştı.
Bu sırada polis, sokaktan gazetecilerin bir kısmını dışarı çıkardı ve kalkanlarla darp ederek
kitleyi dağıtmaya çalıştı. Görüntü ve fotoğraf almaya çalışan gazeteciler de polis tarafından
darp edildi.
Polis, kitlenin dağılmaması üzerine bu kez gaz bombaları ve plastik mermilerle saldırdı.
Gözaltılar var.
Polis, İstiklal Caddesi ve çevresinde grupların bir araya gelmesine izin vermezken, bir kişi
gökkuşağı bayrağını yakarken görüntülendi.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
2016 Yılında Devam Eden Davalar
‘Titizlikle’ aranan katil baba yine bulunamadı!
Tarih: 5 Nisan 2016
Kaynak: Kaos GL
Ahmet Yıldız davasının 22. duruşmasında ‘titizlikle’ arandığı iddia edilen katil baba Yahya
Yıldız’ın hâlâ bulunamadığı ortaya çıktı.
Ahmet Yıldız’ın eşcinsel olduğu için babası tarafından 2008 yılında öldürülmesinin ardından
açılan davanın 22. duruşması bugün Kartal 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Katil babanın hâlâ bulunamadığı davanın son duruşması 30 saniyeden kısa sürdü. Dava 8
Eylül’e ertelendi. Hêvî LGBTİ Dayanışma Derneği’nin babanın yakalanması ve adaletin
yerini bulması için imza ve bilgi edinme kampanyası dikkate alınmadı.
Trans kadının çantasını çalanlara 15 yıl hapis istendi
Tarih: 7 Nisan 2016
Kaynak: Kaos GL
Antalya'da 7 Haziran 2015 gecesi polise başvuran 27 yaşındaki trans kadın Hande
otomobille yanına müşteri gibi yaklaşan 5 kişinin elindeki çantasını kapıp kaçtığını söyledi.
19 Haziran 2016 Trans Onur Yürüyüşü İnsan Hakları Gözlem Raporu
http://www.kaosgldernegi.org/yayindetay.php?id=149
12
17
Çantada 300 lira ve cep telefonu olduğunu belirten Hande aracın plakasını vererek
şikayetçi oldu.
Aracın Koray A. tarafından kiralandığını tespit eden polis, olay gecesi araçtaki Koray A. ile
yanındaki Mehmet T. , Doğan Ö., Ahmet U. ile Hakan Ö.'yü gözaltına aldı. Şüphelilerin
üzerinden çıkan cep telefonu Hande’ye teslim edilirken, adliyeye sevk edilen şüpheliler
tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Şüpheliler hakkında 'elde veya üstte taşınan
eşyayı çekip almak suretiyle hırsızlık' suçundan Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
Ancak suçun hırsızlık değil, 'yağma' olduğuna kanaat getirilmesi üzerine dosya ağır ceza
mahkemesine gönderildi.
Milli Eğitim Müdürü’nün homofobisi yargıya taşındı
Tarih: 20 Nisan 2016
Kaynak: Kaos GL
Eğitim Sen 2 No’lu Şube Başkanı Bozdoğan, Çankaya Milli Eğitim Müdürü Mehmet Yılmaz’ın
Eğitim-Sen’in LGBTİ komisyonlarını hedef alan “sapık, azgın topluluk” ifadelerini yargıya
taşıdı.
Çankaya İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Yılmaz, okul müdürlerine whatsapp aracılığıyla
mesaj attı. Yılmaz mesajında, LGBTİ’ler ve Eğitim-Sen hakkında ‘‘sapık, azgın topluluk’’
gibi ifadeler kullandı.
Birgün’den Burcu Cansu’nun haberine göre Eğitim Sen 2 No’lu Şube Başkanı Özgür
Bozdoğan, Yılmaz hakkında Eğitim Sen’e iftira ve ağır hareketlerde bulunduğu gerekçesi ile
Ankara Adliyesi’nde suç duyurusunda bulundu.
“Şaban’la Recep’in aşkı”na dava
Tarih:27 Mayıs 2016
Kaynak: Kaos GL
Onur Yürüyüşü’nde “Şaban’la Recep’in aşkına Ramazan engel olamaz” pankartı açan 3 kişi
hakkında “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçundan 6’şar
aydan 1’er yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Ekim ayında davanın ilk duruşması
görülecek.
İddianamede şu ifadeler yer aldı:
“Anayasada düşünce özgürlüğünün kişilerin din ve vicdan özgürlüğünü ihlal etmediği
sürece sınırsız olduğu anlatılarak, inanamayanların çeşitli dinlere inancı olan insanlara
saygı duyması gerektiği gibi inananların da inanmayanlara karşı aynı saygıyı
göstermelerinin gerekliliği belirtilmiştir. Müslümanlar için üç ayların büyük bir öneme sahip
olduğu herkesçe bilinmektedir. Buna rağmen şüphelilerin Onur Yürüyüşü adı altında
düzenlenen yürüyüşte açtıkları Şaban’la Recep’in Aşkına Ramazan Engel Olamaz!!!
şeklindeki pankart ile Müslümanlar için büyük önem taşıyan aylarla alay etmişlerdir.”
Homofobik GAP davası ertelendi
Tarih:8 Haziran 2016
Kaynak: Kaos GL
Eşcinsel çalışanına baskı uygulayarak istifaya zorlayan Uluslararası GAP şirketine açılan
davanın 2. Duruşması İstanbul Adalet Sarayı 23. İş Mahkemesi'nde görüldü.
İstifaya zorlanan çalışan için kampanya başlatan İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği; kadın
ve LGBTİ kuruluşlarının imzacı olduğu açıklamada “Şirket değerleri içinde ‘ayrımcılık
karşıtı’ olmayı çalışanlarına ve müşterilerine karşı benimsemiş görünen bu firma; Eşcinsel
çalışanına karşı gösterdiği bu tutum ile şirket değerlerinin kâğıt üzerinde kaldığını gösterdi.
Mücadelemiz, ötekileştiren ve ezen sömürü düzeninin bütününe karşıdır” demişti.
18
GAP şirketine açılan davada mobinge uğrayan çalışanın savunmasını ise Av. Eren Keskin
yaptı.
Dava sonrası açıklama yapan İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği Yerel Yönetimler
sorumlusu Ejder Narsap ise sendikaların tutumunu eleştirerek, “Homofobi ve transfobi ne
yazık ki yaygın ve toplumsal bir olgu. Sınıf sendikacılığı yaptığını iddia eden sendikalar dahi
söz konusu homofobi olduğunda sessiz kalıyorlar. Başlattığımız kampanyanın duyurusunu
birçok sendika ile paylaştık. Fakat bir dönüş gerçekleşmedi“ dedi. LGBTİ haklarının
sendikal haklar olduğunu belirten Narsap, eşcinsel çalışanlara yönelik mobing
uygulamalarının takipçisi olacaklarını belirtti.
Dava yeni şahitlerin dinlenmesi için 19 Ekim tarihine ertelendi.
Homofobi Karşıtı Yürüyüş’e Valilik yasağı AYM’ye taşındı
Tarih:17 Haziran 2016
Kaynak: Kaos GL
Kaos GL, 17 Mayıs Uluslararası Homofobi ve Transfobi Karşıtı Gün dolayısıyla Ankara’da
yapılması planlanan Homofobi ve Transfobi Karşıtı Yürüyüş’e Ankara Valiliği’nin getirdiği
yasağı Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.
Kaos GL Derneği, 17 Mayıs Uluslararası Homofobi ve Transfobi Karşıtı Gün dolayısıyla bu
yıl 22 Mayıs’ta yapmak istediği Homofobi ve Transfobi Karşıtı Yürüyüş’ün Ankara Valiliği
tarafından yasaklanmasını Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdı.
Derneğin 2008 yılından beri Ankara’da yaptığı yürüyüşü “Birtakım toplumsal duyarlılıklar”ı
gerekçe göstererek ‘uygun bulmayan’, yürüyüşün güvenliğini sağlamayı reddeden Valilik;
bu kararına gelen yürütmeyi durdurma kararını da gece yarısı Bölge İdare Mahkemesi’ne
itiraz ederek kaldırtmıştı. Kaos GL Derneği Bölge İdare Mahkemesi’nin kararını Anayasa
Mahkemesi’ne taşıdı.
İHD ve İstanbul LGBTİ’den Onur Yürüyüşleri’ne tehditlere suç duyurusu
Tarih:15 Haziran 2016
Kaynak: Kaos GL
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi ve Trans Onur Haftası’nı düzenleyen İstanbul
LGBTİ Dayanışma Derneği, 19 Haziran Trans Onur Yürüyüşü ve 26 Haziran LGBTİ+ Onur
Yürüyüşü’ne dönük tehditlere ilişkin suç duyurusunda bulundu.
Müslüman Anadolu Gençlik ve Alperen Ocakları hakkında bugün İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunan dernekler dilekçede Onur Yürüyüşü’nün tarihine
değindi. Orlando katliamını hatırlatarak, “bu tarz tehditlerin çağdaş demokrasileri
zedelediğini” belirtti.
BEŞİNCİ BÖLÜM
2016 Yılında Sonuçlanan Davalar
Yüzden fazla bıçak darbesine ‘haksız tahrik’ indirimi!
Tarih: 21 Ocak 2016
Kaynak: Kaos GL
Trabzon'da, sosyal paylaşım sitesinden tanışarak buluştuğu trans kadın Tutku Linda’yı,
öldüren sanık Vedat T.’nin yargılandığı dava sonuçlandı. Yüzden fazla bıçak darbesiyle
Tutku’yu öldüren Vedat T.’ye cinayeti “haksız tahrik altında işlediği” gerekçesiyle indirim
uygulandı. Transfobik katil 15 yıl hapis cezası aldı.
19
Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Vedat T. ile taraf
avukatları katıldı. Savunması alınan sanık Vedat T. Giresun'da Otomobil lastiği işi yapılan
bir dükkanda çalıştığını anlatarak, olay öncesi Rize'deki bir çay fabrikasında çalışan ve
Trabzon'da ev kiralayan Tutku Linda ile sosyal paylaşım sitesi üzerinden tanıştığını anlattı.
İlişkiye girmek için Trabzon'a geldiğini söyleyen Vedat T., yanındaki "sustalı" tabir edilen
bıçak ile trans kadını vücudunun çok sayıda yerinden bıçakladıktan sonra bu kişiye ait
kıyafetleri giydiğini söyledi. Kendisine ait kıyafetleri de bir poşete koyarak çöp kutusuna
attığını söyleyen Vedat T. daha sonra Giresun'a döndüğünü itiraf etti.
Kararını açıklayan mahkeme heyeti de sanık Vedat T.’ye önce "kasten öldürme" suçundan
müebbet hapis cezası verdi. Heyet, sanığın suçu 'haksız tahrik' altında işlediğini ve suçunu
kabul ettiğini öne sürerek, Vedat T'nin cezasını 15 yıla indirdi.
Milat gazetesinin nefret saçan haberine takipsizlik
Tarih: 17 Şubat 2016
Kaynak: Kaos GL
Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ Çalışmaları Kulübü’nün kendilerini hedef gösteren Milat
gazetesi hakkında suç duyurusu sonuçlandı.
Bir film gösterimleri hakkında “Boğaziçi Üniversitesi’nde örgütlenen sapkın LGBTİ
mensupları, öğrencilere uzun metrajlı eşcinsel porno film gösterimi yaptı.” İfadeleriyle
haber yapan gazeteye suç duyurusuna takipsizlik kararı verildi.
Boğaziçi LGBTİ, nefret suçlarını düzenleyen bir yasa olmadığı için “hakaret”, “halkı kin ve
düşmanlığa tahrik” ve “hedef gösterme” suçlarından suç duyurusunda bulunmuştu.
Takipsizlik kararında, “...sapkının ise "bir görevin özellikle bir fizyoloji görevinin ters bir
yön alması" anlamına geldiği, dolayısıyla haberin verilişinde tahrik edici bir dil
kullanılmayıp, ölçülülük ilkesine uyulduğu...” ifadeleri yer aldı.
Nefret cinayetine ömür boyu hapis
Tarih: 23 Mart 2016
Kaynak: Kaos GL
İnternetten tanıştığı M.Ş.S’yi 2013 yılında boğazını keserek öldüren Abdurrahman Yavuz’a
ömür boyu hapis cezası verildi.
Adana’da 2013 yılında internetten tanıştığı M.Ş.S’yi öldüren Abdurrahman Yavuz’a ömür
boyu hapis cezası verildi.
Şanlıurfa'da mobilyacılık yapan M.Ş.S (44), iddiaya göre internette eşcinsel arkadaşlık
sitesinde Adana'da yaşayan Abdurrahman Yavuz (45) ile tanıştı. 2013 Nisanında Adana’ya
giden M.Ş.S’den 11 ay haber alınamadı. 11 ay sonra Mart 2014’te Adana Emniyet
Müdürlüğü’nün yürüttüğü operasyonda M.Ş.S’nin ölü bedeni Yavuz’un evinin bahçesindeki
kanalizasyon çukurunda bulundu. S.’nin poşet içine konulmuş kesik başı ve kemik haline
gelen cesedini eşi Kadriye teşhis etti. Cinayet suçlamalarını reddeden Yavuz, tutuklandı.
17 Mart’ta karar duruşmasına çıkan sanık, yine suçlamaları kabul etmezken; mahkeme
heyeti, Yavuz'u ömür boyu hapis cezasına çarptırdı.
Eşcinsel nefret cinayetine müebbet
Tarih: 1 Nisan 2016
Kaynak: Kaos GL
B.E. 8 Ocak 2015 tarihinde para karşılığı birlikte olduğu Necat Yenel tarafından boğazı
sıkılarak öldürüldü.
20
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, cinayet, “maktulün
erkeklerle ilişkiye girip ekonomik kazanç elde ederek hayatını idame ettirdiği, Yenel’in
maktul ile ilişkiye girdikten sonra aralarında tespit edilemeyen bir nedenle tartışma çıktığı
ve maktulü boğazını sıkarak öldürdüğü, cesedinden kurtulmak için halıya sararak etrafını
koli bandı ile bantladığı, halıyı odadaki bazanın içerisine koyup üzerini kapattığı, eve
gelenlerin görmemeleri için oda kapısını kilitleyip anahtarı bazanın altına attığı…”
ifadeleriyle anlatıldı.
Sanık Yenel ise ifadesinde maktule kendisiyle ilişki kurmakta ısrar etmesi üzerine
saldırdığını iddia etmişti. Yenel mahkemedeki savunmasında da “Ben bu suçu işlemedim.
Allah da biliyor. Burada kurban olarak bulunuyorum” dedi.
Savcı mütalaasında, sanığın kasten öldürme suçuyla müebbet hapis cezasına
çarptırılmasını talep etti.
Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava sonuca bağlandı. Mahkeme heyeti,
sanığın TCK 81/1 maddesine istinaden müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.
Heyet ayrıca, cezada indirime gitmediği kararda, “sanık lehine taktirsel indirim sebebi
bulunmadığından sanık hakkında TCK’nın 62/1 maddesinin uygulanmasına ve sanığın
cezasından başkaca kanuni ve takdiri indirim yapılmasına yer olmadığına” hükmetti.
Trans kadına işkence yapan saldırgana 16 yıl hapis
Tarih: 20 Ağustos
Kaynak: Kaos GL
Ankara ’da, E.K. adlı trans kadını kaçırıp bıçakla tehdit eden, döven, bacağında sigara
söndüren, parasını gasp eden ve tecavüze kalkışan Selahattin Göngör’e mahkemeden ceza
geldi.
Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre; soruşturma aşamasında tutuksuz halde olan
Güngör’ü cezaevine gönderine Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi, dava sonunda sanığa ‘cinsel
amaçlı nitelikli yağma’dan sekiz yıl dört ay, ‘hürriyetten yoksun kılmak’tan beş yıl, ‘cinsel
saldırı’dan iki yıl dört ay, ‘uyuşturucu bulundurmak’tan bir ay, ‘trafik güvenliğini tehlikeye
sokmak’tan da 25 gün hapis cezası verdi. Güngör’ün bir yıl boyunca tedavi görmesine
hükmedilirken, velayet ve vesayet hakkı da elinden alındı.
E.K.’nin avukatı Ahmet Toköz, “Mahkemenin kararı trans kadınları eşit yurttaş olarak
görmeyen failler için cevap niteliğindedir. Tutuklama kararı oldukça geç alınsa da nihai
kararın adil olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Trans kadına gaspa 12’şer yıl hapis cezası
Tarih: 14 Nisan 2016
Kaynak: Kaos GL
Antalya’da 14 Ekim 2015’te trans kadın A.O. kalabalık bir grubun saldırısına uğradı.
Seks işçiliği yapan A.O. caddede beklerken yanına yaklaşan grup, “Sen travestisin. Sende
para çok olur. Paranı bize ver” diyerek A.O’yu gasp etmeye çalıştı. A.O. para
vermeyeceğini söyleyince saldırganlar trans kadını sopalarla darp etti.
Saldırganlar, A.O. arabasına binerek olay yerinden uzaklaşmaya çalışırken arabasının
camlarına saldırdı. A.O’nun karşı kaldırımda duran trans kadın arkadaşları olaya tepki
gösterince onlar da saldırıya uğradı. A.O. can havliyle olay yerinden uzaklaştı.
Nefret saldırısının ardından kimliği tespit edilebilen H.D. ve 18 yaşın altındaki diğer sanık
hakkında gasptan dava açıldı. Nefret saldırısına maruz kalan A.O. hakkında da arabasıyla
kaçarken H.D’nin motosikletine zarar verdiği gerekçesiyle mala zarar vermekten dava
açıldı.
21
Davanın karar duruşması dün Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya
nefret mağduru A.O.’nun avukatı olarak Ahmet Çevik katıldı. Savcı’nın gasp yerine
yaralama ve mala zarar vermeden hazırladığı mütalaa kabul edilmedi.
Mahkeme, transfobik saldırganlar hakkında “gaspa teşebbüs”ten 12’şer yıl hapis cezası
verdi. Yaşı küçük saldırganın yaşından dolayı ceza indirimine gidilerken, H.D’nin cezasında
değişiklik yapılmadı. Trans kadın A.O. ise hakkındaki “mala zarar verme” iddialarından
kamu davası düştü.
22
SONUÇ
Türkiye Cumhuriyeti, taraf olduğu ve ulusal hukukun bir parçası haline getirdiği Birleşmiş
Milletler Ekonomik ve Sosyal Haklar Sözleşmesi’nin, Birleşmiş Milletler Siyasi ve Medeni
Haklar Sözleşmesi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin gereklerini yaparak insan
hakları alanında gerekli düzenlemeleri yapmalıdır. Bunun için;
•
Lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve intersekslerin (LGBTİ) eşit yurttaşlık haklarının
Anayasa’da teslim edilmeli ve “cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve interseks
durumunun” (CYCKİD) korunan kategoriler arasında Anayasa’nın ayrımcılık
maddesinde kapsamalıdır
•
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nda CYCKİD’na dair korumayı da
içerecek şekilde düzenlemeler yapılmalı, Kurumun tarafsızlığına ilişkin Sivil
Toplumun tavsiyeleri gözetilecek şekilde kanun yeniden düzenlenmelidir
•
Kamunun sosyal politika çerçevelerinde LGBTİ içerilmelidir
•
Politikacıların, kamu yetkililerinin ve kanaat önderlerinin homofobik ve transfobik
nefret söylemleri ile etkin mücadele edilmelidir
•
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü başta olmak üzere tüm ilgili kamu kurumlarının LGBTİ
mültecilerin farklı sorunlarına dair hassasiyet ve politika geliştirmelidir
•
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ve Kamu Denetçiliği Kurumu görev ve
yükümlülük alanlarına giren her türlü insan hakkı, demokrasi ve hukuk ihlallerini
CYCKİD temelli yaklaşımı gözeterek ele almalıdır
•
Hukuk sisteminde ayrımcılık yasağını düzenleyen maddelere CYCKİD ibareleri
eklenmelidir.
•
Nefret Suçları ile ilgili düzenleme yaşam hakkı, beden bütünlüğü, eğitim, barınma
gibi temel haklar ile nefret söylemini de kapsayacak şekilde genişletilmeli, CYCKİD
ibareleri nefret suçları düzenlemesinde yer almalıdır. LGBTİ’lere yönelik nefret
suçlarına karşı gerekli cezai önlemler alınmalı; “ağır tahrik” indirimlerinin nefret
suçları sonrası uygulanamayacağına dair düzenleme yasada yapılmalıdır.
•
T.C. Anayasası, Türk Ceza Kanunu, Medeni Kanun, Kabahatler Kanunu gibi kanunlar
ile çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında uygulanan yönetmeliklere dâhil olan “genel
ahlak”, “kamu ahlakı”, “müstehcenlik”, “iffetsizlik” ve “yüz kızartıcı suçlar” gibi
muğlâk
ifadeler
mevzuattan
çıkarılmalı
ya
da
LGBTİ’lerin
aleyhine
yorumlanamayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
•
Türkiye, kurucu olduğu Avrupa Konseyi'nin, 2010 yılında yayınladığı Cinsel Yönelim
ve Cinsiyet Kimliği Ayrımcılığıyla Mücadele Bakanlar Kurulu Tavsiye Kararına tam
uyum için gereken tüm yasal ve politik adımları derhal yerene getirmelidir.
•
LGBTİ’lerin maruz kaldıkları nefret suçları, ayrımcılık, polis şiddeti gibi hak ihlalleri
sonrası soruşturma ve kovuşturma evresinde mağdurların mağduriyetlerini artıran
kolluk kuvvetlerinin ve adli birimlerin ayırımcı ve/veya önyargılı tutumlarını bertaraf
edecek önlemler alınmalıdır.
•
TSK’nın Sağlık Yeteneği Yönetmeliği’nde eşcinsellik ya da transseksüelliğin “cinsel
kimlik ve davranış bozuklukları” olarak nitelendirilmesinin ve askerlikten muaf
23
tutulma sürecinde eşcinsel, biseksüel ya da trans bireylerin maruz kaldıkları onur ve
haysiyet kırıcı uygulamalar bertaraf edilmelidir.
•
Eşcinselliği “gayri tabii mukarenet” şeklinde damgalayarak cezalandıran,
cezalandırmakla kalmayıp söz konusu suçlama ile eşcinsel subayları çalışma
hayatında cinsel yönelim ayrımcılığına maruz bırakarak işten atılmasını düzenleyen
Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu değişmeli ve eşcinsellik suç olmaktan
çıkartılmalıdır.
•
Hükümet çalışma hayatında CYCKİD ayrımcılığını düzenlemelidir. İş duyurularında,
işe alınmada, iş ilişkisinin devamında ve işe son verme süreçlerinde LGBT
çalışanlara yönelik ayrımcılığı yasaklayan düzenlemeler yapılmalıdır. İş Kanunu’nun
ayrımcılık maddesinde cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve interseks durumunun
korunan kategoriler arasına alınmalıdır
•
Eğitim, istihdam ve sağlık kamu ve özel kurum ve kuruluşları ile hizmetlere erişim
alanlarında LGBTİ’lerin yaşadıkları hak ihlallerini bertaraf edecek toplumsal ve
kurumsal eğitim programları devletin pozitif yükümlülüğü olarak uygulanmalı ve
takip edilmelidir.
•
İnsan haklarını ilgilendiren her konuda ve bilhassa ayrımcılığın önlenmesini konu
alan düzenlemeleri yaparken, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa
Birliği’nin ilgili birimlerinden görüş alınmalıdır. Tüm bu çalışmaları insan hakları
örgütleri, kadınların insan hakları alanında çalışan örgütler ve LGBTİ örgütleri ile
işbirliği içinde hareket ederek gerçekleştirmelidir.
•
Ayrımcılığın ortaya çıkarılmasına yardımcı olacak istatistiksel çalışmalar yapılmalıdır.
•
Adil yargılanma sürecinin gerçekleşmesi için, kolluk kuvvetlerine ve yargı
organlarının mensuplarına yönelik homofobi, transfobi, ayrımcılık temalı insan
hakları eğitimleri düzenlenmelidir. Bu eğitimler için sivil toplum örgütleri ile işbirliği
içinde hareket edilmelidir.
•
Cezaevi rejimi cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve interseks durumu itibariyle
düzenlenmeli, izolasyon sona erdirilmelidir.
•
Tüm bu çalışmalar çerçevesinde LGBTİ örgütleri ile kamu kurumları ve Parlamento
arasında diyalogun ve işbirliğinin tesis edilmelidir
24
Download