MANİSA-TURGUTLU-URGANLI TERMAL TURİZM BÖLGESİ MANİSA İLİ AHMETLİ İLÇESİ CAMBAZLI MAHALLESİ 89, 91, 185, 247, 248PARSEL GÜNEŞ ENERJİ SANTRALİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU 1-PLANLAMA ALANI GENEL TANIMI: Manisa ili,Ahmetli ilçesi Cambazlı mahallesi 89,91,185,247 ve 248 parselin bulunduğu alanda Güneş Enerji Santrali amaçlı Nazım İmar Planı yapılmıştır. Planlama alanı,Türkiye'nin batısında Ege Bölgesinde Manisa ili Ahmetli ilçesi sınırları içersinde yer alır. Harita1 :Manisa İl Haritası Ahmetli, 38° 31′ Kuzey enlemi ile 27° 57′ Doğu boylamının kesiştiği noktada, Ege Bölgesinin iç kısmında, Orta Gediz Havzasında yer alır. Doğusunda Salihli, Batısında Turgutlu, Kuzeyinde Gölmarmara ve Saruhanlı, Güneyinde Ödemiş ilçeleri ile çevrilidir. Deniz seviyesinden yüksekliği 83 m. olan ilçenin yüzölçümü, 227 km.2’dir. Ahmetli, II. zamanın sonu ile III. zamanın başlarında Alp-Himalaya dağ oluşumu sistemi ile ortaya çıkan horst (Boz Dağlar) ve grabenlerden (Gediz Ovası) oluşur. I. derece deprem bölgesi içerisinde yer alır. Gediz Ovası üzerine kurulu bulunan ilçenin Güneyindeki Boz Dağlar (2.159 m.) ile Kuzeybatısında Çal Dağı (1.034 m.) Ege Denizine dik olarak uzanmaktadır. Menderes masifinin bir parçası olan Bozdağ kütlesi, Orta Gediz Havzasının temelini oluşturan en yaşlı birimdir. Bozdağ metamorfik kütlesi, Paleozoik şist serisi ile bunlardan daha yaşlı olan kompleks gnayslardan oluşmuştur. Gediz Ovası; çökme sonucu oluşmuştur. Gediz Nehrinin getirdiği alüvyonlar, çöken kısımları doldurarak mevcut ovayı meydana getirmiştir. Bu nedenle Gediz Ovası, Türkiye’nin en verimli ovalarından biridir. Harita 2:Ahmetli İlçe Haritası İlçede Akdeniz iklimi hakimdir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Yağışlar genellikle yağmur, nadiren ve kısa süreli olarak kar şeklinde görülür. Az da olsa kış aylarında sabahları don görülmektedir. İlçe, yağış etkinliği açısından, kurak-yarı nemli bir bölgede yer almaktadır. “Akdeniz tipi yağış rejimi” görülen ilçede, yıllık ortalamayağış miktarı 500-550 mm.’dir. İlçede yıllık ortalama sıcaklık16,5 C ̊ dolayındadır. 5 C ̊ ile kışın görülen en düşük ortalama sıcaklık, 27,5 C ̊ ile yazın ise en yüksek değerine ulaşmaktadır. İlçede bağıl nem oranları, kış aylarında ortalama %40-49 iken, Temmuz ayında ortalama %70-75 seviyelerine çıkmaktadır. İlçedeki bulutluluk değerleri ise düşüktür. Yıl içerisinde genel bulutluluk seyrine bakıldığında kış aylarında 5,3-6,4, ilkbaharda 3,6-5,3 arasında seyreden genel bulutluluk değerleri, yaz aylarında 1,1 gibi oldukça düşük seviyelere iner. İlçede sisli günler pek fazla değildir. Bu değerler, kış aylarında bile vejetasyon döneminin kesintiye uğramadığını ya da tarımsal faaliyetlerin kış aylarında da yapılabilmesi için uygun koşulların var olduğunu göstermektedir. İlçede, kışları ılık ve nemli, yazları sıcak ve kurak geçen Akdeniz iklimine uygun Doğu Akdeniz bölgesine ait kurakçıl (kserofit) karakterde bitki şekilleri yaygındır. Çal Dağı’nda ve Bozdağ yamaçlarında karakteristik bitki topluluğu maki ve gariglerdir. Bu bitki toplulukları Gediz Ovası tabanından Bozdağ kütlesinin kuzey yamaçlarında 600 metreye kadar çıkarken, Çal Dağı’nda 800 metreye kadar çıkabilmektedir. Maki ve garigformasyonuna ait bitkiler; kermez meşesi (Quercus coccifera), laden (Cistuscreticus), menengiç (Pistaciaterebinthus), sakız (Pistacialentiscus), sandal (Arbutusandrachne), adi koca yemiş (Arbutusunedo), delice zeytin (Oleaeuropaea), funda (Ericaarborea), akçakesme (Phillyrealatifolia), böğürtlen (Rubus sp.), abdest bozan (Poteriunspinosium) yaygın olarak görülmektedir. Akdeniz iklim şartlarının klimaks bitkisi olan kızılçamın (PinusBrutia) geniş sahalarda yayılış göstermesi beklenir. Ancak, yerleşim alanları çevresindeki tarımsal faaliyetlerin yarattığı baskı, kızılçam alanlarının maki elemanları ile işgaline yol açmıştır. Garig (frigana) topluluğu ise maki topluluklarının tahrip edilmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Kızılçam ormanları çok uzun dönemden bu yana tahribe uğradığından çok yerde yayılış sahasını makilere terk etmiştir. Boz Dağlarda ve Çal Dağında bulunan kızılçam ormanları 400-500 metrelere ulaşan maki topluluğundan sonra başlayıp 800-900 metrelere kadar çıkabilmektedir. Karaçam (PinusNigra) ormanları, Boz Dağların Kuzeye bakan yamaçlarında 800-900 metrelerden sonra kızılçamlarla karışık olarak bulunurken daha yükseklerde tek olarak 1.400-1.500 metrelere kadar yayılış göstermektedir. Bunun yanında Boz Dağlar ve Çal Dağında meşe ve çınar ağaçlarına da rastlanılmaktadır. Gediz Ovasında ise çoğunluğu üzüm, zeytin ve bahçe bitkileri olmak üzere kültür bitkileri yetiştirilmektedir. İlçenin 4 km. Kuzeyinden Ege Bölgesinin en büyük nehri olan Gediz geçmektedir. Yine kaynağını Boz Dağlardan alan Kelebek Çayı (halk arasında Ahmetli Çayı denmektedir) ilçe merkezinden geçip Gediz Nehrine dökülmektedir. İlçenin kuzey doğusunda Gölmarmara Gölü bulunmaktadır. Bu gölden ve akarsulardan Gediz Ovasının tarımsal alanlarının sulanmasında yararlanılmaktadır. Gediz Ovası, Kuzeyindeki ve Güneyindeki dağlardan ve alüvyon yapısından dolayı yer altı suları yönünden de çok zengin yapıya sahiptir. Gediz Ovasında artezyen kaynaklardan sulama amaçlı yararlanılmaktadır. İlçe sınırları içinde, Milattan önceye ait bir yerleşim bölgesi görülmemektedir. Bununla birlikte, Hititlerin, İyonların, Frigyalıların, Lidyalıların, Perslerin, Makedonyalıların, Romalıların, Bizanslıların ve Selçukluların ilçemizin de içinde olduğu bu coğrafyada yaşadıkları bilinmektedir. Fakat ilçemizde, Lidyalılardan kalan Tümülüsler (höyük-mezar) dışında bu kavim ve devletlere ait herhangi bir iz bulunmamaktadır. Ancak Miletos ve Efesus’tan başlayan, Orta Anadoludan Kızılırmak’tan geçerek Mezopotamya’ya giden “Kral Yolu” ilçemizin içinden geçmektedir. 1313 yılında Saruhanoğulları, Manisa’yı Bizanslılardan aldıktan sonra, güvenliği sağlama ve düşman tehlikesini önlemek için Karaca Bey komutasında bir kuvveti Ahmetli ve yöresine göndermiştir. Bu kuvvet, önceleri Ahmetli’nin güneyindeki bugünkiGüldede Mezarlığı yamaçlarına yerleşmiştir. Düşman tehlikesi kalktıktan sonra Karaca Bey, mahiyetiyle dağ eteklerinden ayrılarak ilçemizin bu günkü Kurtuluş Mahallesinin bulunduğu yere yerleşmiştir. Daha sonra başka yerlerden gelenlerle burası bir köye dönüşmüştür. Gelenlerin içinde Rumlar da bulunmaktadır. Nitekim, 1877 Osmanlı-Rus Savaşında Ruslara mağlup olan ve Osmanlıya sığınan Çerkezler de Ahmetli’ye yerleşeceklerrdir. Saruhanlılar zamanında köy olan Ahmetli'nin o zamanki adı resmi kayıtlarda Karacalar (Ilıca)olarak geçmektedir. Karacalar Köyü, 1870 yılı sonlarına doğru resmen nahiye olmuş ve “Seyit Ahmetli” adını almıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra "Seyit Ahmetli" adı değiştirilerek Ahmetli olarak resmi kayıtlara geçmiştir. Bu ismin nereden geldiği kesin olarak bilinmemekle brlikte çeşitli kaynaklarda Karaca Bey’in adının Ahmet olduğu iddia edilmekte (Karaca Ahmet Bey veya Seyit Ahmet) ve bu ismin oradan geldiği ileri sürülmektedir. Başbakanlık Arşiv Dairesinin 166 numarasında kayıtlı H. 937-iS. 1530 tarihli defterin 466. sahifesinde “Sart Kazası Sipahilerinin” zeameti olan köyler arasında Ahmetli ve Yaraşlıköylerinin isimleri de vardır. Bu zeametin 100-109 akçelik hasılatı bulunduğu görülmektedir. Sart 49, Ahmedli 13, Yarışlu 7 vergi haneliktirler. Yine o yıllarda 13 hane ve 2 mücerretten (yalnız yaşayan) oluşan Ahmetli Köyü (tahminen 67 kişi), XIX. yüzyılın Saruhan Sancağına ilişkin ilk nüfus sayımlarından olan 1835 tarihli nüfus yoklama defterine gore, 95 Müslim ve 45 gayr-ı Müslim olmak uzere toplam 140 nüfusu bünyesinde barındırmaktadır. Bu tarihte Ahmetli’de ayrıca Derici Aşiretinden oldukları ifade edilen 22 erkek nüfus daha bulunmaktadır. 1875 yılında demir yolu hattının Köyün merkezinden geçmesi ile Ahmetli’nin önemi artmış ve ilk belediye teşkilatı 1875 yılında kurulmuştur. Kaynaklardan anlaşıldığına göre Ahmetli, II. Abdülhamit döneminde, 1894'te, büyük bir deprem felaketi yaşamış ve harap olmuştur. Ahmetli, 19 Haziran 1987 gün ve 3392 sayılı "103 İlçe Kurulması Hakkında Kanun"la ilçe statüsüne kavuşmuştur. 2-PLANLAMANIN AMACI: YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ GEREKLİLİĞİ Enerji, çağımızda en önemli tüketim maddelerinden biri ve vazgeçilmez bir uygarlık aracıdır. Gelişmişlik düzeyi yüksek ülkelerin en önemli ihtiyaçlarının başında gelen enerji tüketimi, sürekli artmakta ve bu artış gelecekte de devam etmektedir. Bugün sahip olduğumuz teknolojik gelişmelerin devam etmesi ve sunduğu imkanların yaşamımızda sürmesi için doğrudan ve dolaylı olarak enerji tüketmek zorundayız. Tüketmek zorunda olduğumuz enerjinin bugün büyük bir çoğunluğu fosil yakıtlarından, geri kalanı ise nükleer ve yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanmaktadır. Fosil yakıt kullanımının çevre ve insan sağlığına verdiği tüm dünya üzerindeki zararları, önlem alınmazsa bu zararların telafisi için gelecekte yaşayacak insanların ödeyeceği bedelin çok büyük boyutlara erişeceğini kaçınılmaz olacaktır. Enerji üretiminde fosil kaynak kullanımının devam edebilme olanağının kalmadığı, kabul edilmesi gereken bir gerçektir. Bu durumda, sanayinin gelişmeye başlaması ile kullanımı giderek artan, kalkınma ve sanayileşme yolunda verdiği zararlar, önceleri göz ardı edilen bu enerji kaynaklarının yerine çevremizin kendi doğal ürünü olan yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasının arttırılması gerçeği her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Hava, su, toprak kirliliğinden bitki örtüsünün ve hayvanların yok olmasına kadar uzanan çevre sorunları, bu sorunlardan etkilenen insanlarda gelecek kaygısı uyandırmış, bu kaygı ile beraber, çevrenin korunmasına karşı hassasiyet de giderek artmaya başlamıştır. Fosil yakıtlar kullanılarak elde edilen enerjinin kullanılmasının neden olduğu dışa bağımlılık, yüksek ithalat giderleri, küresel ısınma gibi önemli çevre sorunlarıdır. Bilinen bir diğer olumsuzluk da fosil kaynakların yakın gelecekte tükenecek olmasıyla ortaya çıkacak enerji sorunudur. Hammadde ve enerji kaynakları kapasitelerinin sınırlı olmasına karşın, hammadde ve enerji ihtiyacının hayatımızda her geçen gün giren yeni teknolojik ürünlerin kullanımı ile sürekli ve hızlı bir biçimde artış göstermesi, insanlığı yeni kaynaklar bulmaya zorlamaktadır. Var olan petrol, doğalgaz, kömür vb. fosil kaynakların gelecekteki nüfus artışı ve günlük yaşamda kullanılan cihazlarin artması nedeniyle hızlı bir şekilde azalması beklenmektedir. Bu nedenle, yerel ve yenilenebilir doğal zenginlikler konumunda olan yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı hem ülkemizde hem de diğer dünya ülkelerinde enerji ihtiyacının karşılanması bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu yüzden tüm dünyada yenilenebilir enerji kaynaklarına hem teknolojik araştırmalar açısından hem de bu kaynaklardan üretilen enerjileri kullanmaya yönelme baş göstermiştir. Bu bağlamda, “enerji çeşitlendirilmesi”, enerji güvenliği ve sürekliliğini sağlamak açısından vazgeçilmez hale gelmiştir. Geleneksel anlamıyla enerji güvenliği, enerji kaynaklarının çeşitliliği ve bu kaynaklara ulaşılabilme kolaylığıdır. Ancak enerji üretimi ile yaşadığımız çevre arasındaki etkileşimin neden olduğu olumsuz sonuçların önlenmesi zorunluluğu günümüzde, enerjinin temiz ve güvenli olması kavramını içerecek biçimde yeniden tanımlanmasını ve benimsenmesini gerektirmiştir. Enerjide dış kaynaklara bağımlılığın önüne geçilmesi ve herhangi bir kaynaktan ileri gelebilecek bir azalma, tükenme, kesilme gibi aksaklıkların ortaya çıkmasına karşı önlemlerin alınması, enerji çeşitlerinin arttırılması ile mümkün olabilmektedir. Tek tür kaynaktan sağlanacak enerjinin bağımlılığı doğuracağı dikkate alınmalıdır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasıyla: • İthal edilen yakıtlara olan bağımlılık azalacak • Yerli öz kaynaklara öncelik verilmesi sağlanacak • Yerli üretim sonucu istihdam artacak, • Sürdürülebilir ekonomik büyüme ve gelişmeye imkan sağlayacak, • Enerji arz güvenliğini artacak, • Enerji talebini karşılamada sağlanan güvenlik ile enerjiyi kullanan sektörleri olumlu yönde etkileyecek ve yatırım yapmalarını teşvik edecek, Üretimde ve tüketimde sağlanan güven ortamı ile istikrar artacak, • Sosyal ekonomik hayatta refah, istikrar da artacaktır. Enerji üretmek amacıyla kurulacak her santral tipi için, maliyetler hesaplanırken bütün detaylar dikkate alınmaktadır. Örneğin işletme, üretim, atıkların yok edilmesi vb. maliyetler. Tüm bu maliyetler dikkate alındığında yenilenebilir kaynakların ekonomik açıdan da avantajlı olduğu görülmektedir. Şebekeye bağlanmadan üretildiği yerde tüketilme imkanına sahip yenilenebilir kaynaklar, özellikle iletim ya da dağıtım hatlarının erişiminin zor olduğu ya da küçük ölçekli enerji ihtiyacı nedeniyle hat yapımının ekonomik olmadığı bölgelerdeki enerji üretimi için rahatlıkla kullanılabilir. Örneğin, güneş ve rüzgar gücü, evlerin dağınık olduğu kırsal bölgeler için çok uygun olmaktadır. Devletin enerji kablolarının taşıyacağı maliyetler düşünüldüğünde ilk yatırımda bu tip enerji yatırımları teşvik edici olmaktadır. Güneş ve rüzgar gücüne dayalı yatırımlar, büyük ölçekli tesislere ayıracak yüksek mali kaynaklar yerine daha uygundur. Böylelikle güç ithalatı yapmak yerine; rüzgar, güneş ve diğer yenilenebilir enerji türlerinin yaygınlaştırılması, yerel iş alanları da yaratılacağından işsizlik ve göçe de çare olabilecektir. Yenilenebilir kaynaklar ülke ekonomisine yeni bir dinamizm kazandıracak, petrol ve doğal gaz ithalatı için harcanan giderlerin azaltılması için katkıda bulunacaktır. Enerjide yenilenebilir kaynakların kullanımının artması, gerek doğrudan gerekse dolaylı istihdam da yaratacaktır. Yenilenebilir enerji kaynakları ile üretim yapan santrallerin inşasında, kurulmasında, üretiminde, ayrıca bu santrallerin bakım ve onarımlarının yapılmasında işgücü gereksinimi doğacaktır. Böylece yerel işgücü istihdamının artmasıyla o bölgedeki işsizlik oranı da azalmış olacaktır. Örneğin, rüzgar enerjisi projelerinin tesis edilmesi için kullanılması gereken arazinin sahibi olan çiftçilere ödenen kira ya da satın alma bedelleri kırsal alanlarda önemli bir ek gelir sağlamaktadır. İnşaat çalışmaları çoğu kez yöredeki işgücünü seferber eden yerel şirketlerce gerçekleştirilmesi ve bakım işleri için uzun dönemli iş olanakları yaratılmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynakları ülkenin çeşitli bölgelerinde dağınık bir biçimde bulunduğundan, ekonomik ve sosyal açıdan gelişmemiş, sanayinin geri kaldığı coğrafi bölgelerde uygulanma potansiyeline sahiptir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması sonucu üretimi teşvik edilmiş olan ekonomik uygulamalardaki artış, örneğin uzak tarım sektörünün geliştiği bölgelerde biyoenerji ürünlerinin ekimi (enerji tarımı), güneş ya da rüzgar potansiyeli yüksek olan bölgelerde bu enerji kaynaklarının kullanılması sonucu artan kalkınma düzeyi ile beraber önceden az gelişmiş olan bölgelerin rağbet görmesine ve gelişmesine neden olabilir. Böylece bölgeler arası gelişmişlik farkının giderilmesinde, ekonomik ve sosyal dengesizliğin azalmasında yenilenebilir enerji kaynakları etkili olabilir. Üzerinde durulması gereken çok önemli bir konu da yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlasması için toplumsal destek sağlanmasıdır. Her şeyden önce, bu kaynaklardan üretilen enerjinin özelliklerinin insanlar tarafından bilinmesi, yararlarına inanılması kısaca yenilenebilir kaynaklar lehine bir kamuoyu bilincinin ve duyarlılığının oluşturulması gerekmektedir. GÜNEŞ ENERJİSİ Başlıca yenilenebilir enerji kaynağı, fosil ve hidrolik enerjinin de asıl kaynağı olan ve dünyamızı ısıtan "güneşenerjisi"dir. Günesin enerjisi, hidrojenin helyuma dönüşmesi sırasında ortaya çıkan enerjinin ışınım biçiminde uzaya yayılmasıdır. Güneş daha milyonlarca yıl ışımasını sürdüreceğinden, dünyamız için sonsuz bir enerji kaynağıdır. Güneş, dünyadaki tüm enerji kaynaklarına dolaylı ya da dolaysız olarak temel oluşturmaktadır. Güneş ışınları ile dünyaya 170 milyar MW güçte enerji gelmektedir. Bu değer, dünyada insanoğlunun bugün için kullandığı toplam enerjinin 15-16 bin katıdır. Günümüzde dünyaya ulaşan güneş enerjisinin değerlendirilmesinde iki yol izlenmektedir: ısıya dönüştürme ve elektrik enerjisine çevirme. Güneş enerjisini ısı enerjisine dönüştürmede “toplaçlar”; doğrudan elektriğe dönüştürmede de “güneş hücreleri-güneş pilleri” kullanılmaktadır. Günümüzün teknolojik ve ekonomik koşullarında güneş enerjisinin özellikle ısı kullanımı önem kazanmıştır. Dünyanın küresel olarak pek kullanmadığı, ancak geleceğin en çok kullanılabilecek enerji kaynağı olan güneş enerjisinden elektrik üretimi, doğrudan dönüşüm ve dolaylı dönüşüm olmak üzere iki ayrı yöntem ile gerçekleştirilir. Bu enerji ile ısıtmadan soğutmaya çok farklı ısı etkisinin kullanıldığı uygulamaların yanı sıra değişik teknolojiler ile elektrik enerjisi üretimi de gerçekleştirilmektedir. Fotovoltaik hücreler (PV hücreler-güneş hücreleri) gürültüsüz, çevreyi kirletmeden, herhangi bir hareket eden mekanizmaya gereksinim duymadan güneş enerjisini doğrudan elektrik enerjisine çeviren sistemlerdir. İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar güneş enerjisinin önemini fark etmiş ve bir şekilde güneş enerjisinden yararlanma yoluna gitmiştir. Örneğin, tarım ürünlerinin ve etin kurutulmasında veya kışlık besin kaynağı olacak yiyeceklerin üretilip kurutulmasında güneş enerjisi kullanılmıştır. Güneşten teknik olarak yararlanma ısı enerjisine dönüştürme şeklinde olmuştur. Bu yönüyle güneş-ısı dönüştürümleri güneş enerjisinin teknik kullanımının en eski yoludur ve bugün de önemini korumaktadır. Bugün için güneş enerjisinin kullanılmasının arttırılması ile fosil yakıtların ölçülü kullanımına ve giderek azaltılmasına yardımcı olmaktır. Güneş kullanıldığı üç temel alan karşımıza çıkmaktadır. Bunlar: Yapıların ısıtılmasında güneş enerjisinin kullanılması, Güneş enerjisinin elektriğe dönüştürülerek kullanılması ve güneş kaynaklı elektrik santrallerinin geliştirilmesi, (çok geniş bir alana yayılmış içbükey yüzeylerle bir noktaya odaklanmış güneş ışığından elde edilen çok büyük ısıyı kullanan termik düzeneklerin ısıttığı akışkan buhar ile dönen jeneratörlerle ya da güneş pillerinin kullanılması yoluyla güneş ışığından doğrudan doğruya – fotovoltaik hücrelerelektrik elde edilir. Geleceğin yakıtı olan hidrojenin elektroliz yöntemi ile güneş enerjisinden hidrojen gazının sudan elde edilmesi ve elektrik üretilmesinde kullanılması. Güneş enerjisini doğrudan elektrik enerjisine dönüştürmek için fotovoltaik sistemler (güneş pili sistemi) kullanılır. Bu sistemlerde güneş izleme düzeni ve elektronik güç dönüştürücüleri kullanılarak her an mümkün olan en yüksek güneş enerjisinden yararlanılır. Güneş enerjisinin kullanıldığı güneş elektrik santralleri; güneş enerjisini doğrudan elektrik enerjisine dönüştüren güneş hücreleri (solar cells) giderek yaygın kazanmaktadır. Başlangıçta kol saatleri, hesap makineleri gibi küçük ölçeklerde kullanılan güneş hücreleri, giderek daha geniş kullanım alanlarına yayılmışlardır. İlk büyük ölçekli kullanım alanı olan uzay çalışmalarında, uzay araçlarına enerji sağlamada güneş gözeleri en önemli gereç olmuştur. Kullanımın yaygınlaşması ile fiyatlar da düşmüştür. Günümüzde bu gözelerle çalışan otomobiller, güneş uçağı, elektrik santralleri vs. mevcuttur. Fotovoltaik güç sistemleri diğer elektrik enerjisi üretim sistemleri ile karşılaştırıldığında günümüzde çok pahalı olarak görünseler de, yakın gelecekte güç üretimine önemli katkısı olabilecek sistemler olarak değerlendirilmekte ve konu üzerinde tüm dünyada yoğun araştırma ve çalışmalar sürdürülmektedir. Güneş enerjisinin günlük yasamın ayrılmaz bir parçası olması nedeniyle verimli olarak kullanılabilmesi amacına yönelik Ar-Ge (araştırma-geliştirme) çalışmaları her gecen gün artmakta ve bu enerji kaynağının yaygın olarak kullanılabilmesi çalışmalara devam edilmektedir. Avantaj ve Dezavantajları: Güneş enerjisi temiz, yenilenebilir ve sürekli bir enerji kaynağıdır. Güneş enerjisi ile çalışan sistemler kolaylıkla taşınıp kurulabilir. Çevreyi kirletici atıkları olmayan, çevre dostu, gerektiğinde enerji ihtiyacına bağlı olarak kolayca değiştirilebilen sistemlerdir. Güneş enerjisinin, yakıt sorununun olmaması, işletme kolaylığı, mekanik yıpranma olmaması, modüler (değişebilir) olması, uzun yıllar sorunsuz olarak çalışması gibi üstünlükleri vardır. Güneş pili, dayanıklı, güvenilir ve uzun ömürlüdür. Elektrik şebeke hattı bulunmayan ya da şebeke hattının götürülmesinin pahalı olduğu kırsal yörelerde güneş pillerinin kullanımı daha ekonomik olabilmektedir. Her ev, kendi enerjisini çatısına kurduğu güneş pilleri ile karşılayabilir. Böylece iletim ve enerjiyi taşıma maliyetleri ve kayıpları ortadan kalkar. Güneş enerjisinin bütün bu avantajlarının yanı sırabazıdezavantajları mevcuttur. Bunlar; Güneş Pillerinin verimleri düşüktür (%15 civari),Fotovoltaik pillerin üretim kaynaklı başlangıç ve tüketim maliyeti yüksektir, ancak teknolojik gelişmeler ile enerji giderek yaygınlaşmakta ve maliyette düşmektedir. Kullanımın yaygınlaşması ile maliyetlerin daha da azalacağı beklenmektedir. Kesintili bir kaynak olan güneş enerjisinin depolanma imkanları sınırlıdır. Depolama ünitelerinin bakımı ve ömürleri gibi dezavantajlar sistemin verimini düşürmekte ve enerjinin maliyetini artırmaktadır. Yukarıda değindiğimiz olumsuzluklar, güneşten, suyun elektrolizi yoluyla hidrojen gazı üretimi biçiminde yararlanma yoluna gidilmektedir. 3-FİZİKİ YAPI-ÇEVRESEL KAYNAKLAR: 3.1-Bitki Örtüsü: Planlama alanında mevcut durumda herhangi bir bitki örtüsü bulunmamaktadır.Güney ve batı kısımlardaki komşu parsellerde zeytinlik ve bağlık alanlar mevcuttur.Planlama alanının kuzey kısmında pek seyrekte olsa yer yer çalılık ve makilik bitki örtüsüne rastlanır. 3.2-Akarsu ve Dereler: Planlama alanını oluşturan parsellerin bitişiğinden,yağışa ve topoğrafyaya bağlı olarak oluşmuş bir dere bulunmaktadır.Bu dereden yağış haricinde herhangi bir su akışı ve debisi yoktur.Planlama alanına en yakın akarsu yaklaşık 1.5km güneyinden geçmekte olan Gediz Nehridir. Resim-1:Gediz Gehri 3.3-Topoğrafya ve Eğim Planlama alanın oldukça eğimli bir alandan oluşmaktadır.Parsellerin deniz seviyesinden yüksekliği en düşük kotta 91 metre en yüksek kotta 180 metredir. Arazi güneyden kuzeye doğru yükselen bir eğim göstermektedir. Bu eğim güneyden kuzeye doğru yaklaşık 50.metreden sonra başlamaktadır. Harita 3:Eğim Haritası 3.4-Ulaşım Planlama alanına ulaşım,Ahmetli ilçe merkezinden Cambazlı mahallesi yolundan sağlanmaktadır.Bu yol DSİ 'ye ait kanal yolundan oluşmaktadır.Ana ulaşım ise Turgutlu ilçesi sınırlarında bulunmaktadır.Cambazlı mahallesi yakın zamana kadar Turgutlu ilçesine bağlıyken yapılan referandum ile Ahmetli ilçesine bağlanmıştır.Ana Ulaşım Aksı İzmir-Ankara karayoluna eskiden Turgutluya bağlı olan Urganlı Beldesinden sağlanmaktadır.Cambazlı mahallesi Manisa iline 58 km, Ahmetli ilçesine 18 km uzaklıktadır. Planlama alanının yakınından İzmir-Ankara otoyolu geçmekte olup,bu yol şuan inşaa halindedir. Planlama alanının İzmir-Ankara devlet yoluna bağlantısıCambazlıdan güneye doğru devam eden Urganlı yerleşimini geçerek Akçapınarmahallesinden bağlantısı sağlanır. Cambazlı mahallesinden planlama alanına ulaşım Toprak bir patikadan sağlanmaktadır.Ulaşım bağlantısında herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Resim 2:Planlama alanı ulaşım yolu Cambazlı mahallesinin yaklaşık 2km doğusunda bulunan planlama alanı arasında genişliği 2 ile 5 metre arasında değişen kadastral bir yolla bağlantı sağlanmaktadır. 3.5-Planlama Alanı Sınırlayıcıları: Planlama alanında sınırlayıcı olarak DSİ etüdünde de görüleceği dere yatakları ve Zeytinlik alan dır. Harita 4:Sınırlayıcılar Haritası 4-PLANLAMA ALANININ 1/25.000 ÖLÇEKTE GÖSTERİMİ Planlama alanı K19-c4 paftasında kalmaktadır. Harita 5:1/25000 ölç.harita 5-JEOLOJİK YAPI Planlama alanı için yapılan ve 20.10.2016 tarihinde Manisa Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce onaylanan Jeolojik/jeotekniketüd raporunda planlama alanı Önlemli alan ÖA-2.1 ve Uygun Alan (UA-1.1) olarak belirlenmiştir. Harita 6:Jeolojik/Jeoteknik Harita 6-MÜLKİYET DURUMU: Planlama alanı mülkiyeti şahıs ve Ahmetli Belediyesine ait 87 numaralı parsellerden oluşmaktadır.Mülkiyeti Ahmetli Belediyesine ait olan parseller mevcut durumda yol olarak kullanılan parsellerdir. 247 248 Harita 7:Mülkiyet Haritası 185 91 87 89 7-PLAN KARARLARI: Manisa ili,Ahmetli İlçesi Cambazlı mahallesi 89,91,185,247,248 Parselde yapılan Güneş Enerji Santrali Amaçlı Nazım İmar Planı 9.45 hektarlık bir alandan oluşmaktadır.Bu alanlarda GES Alanı,Tarım Alanı,Dere Alanı ve Yol-Otopark alanından oluşmaktadır. Harita 8:1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı İmar planı yapılırken kamu kurum ve Kuruluşlarından alınan öz izinler doğrultusunda bu imar planı hazırlanmıştır.Kurumlardan alınan görüşler bu plan üzerine yansıtılmıştır. Planlama Alanı Alan Kullanımları: ALAN KULLANIMI MİKTAR(ha) % Güneş Eneji Santral Al. 8,31 87.93 Yol-Otopark 0.88 9.32 Yeşil Alan 0.05 0.52 Tarımsal Nitelikli Alan 0.11 1.16 Dere Alanı 0.10 1.06 T O P L A M...............................................9.45......................................100.00 Tablo 2:Alan Kullanımları GÜNEŞ ENERJİ SANTRALİ ALANI; Planlama alanında 8.31 ha'lık kısımdan oluşmaktadır.Planlama alanının %87.93 'lük kısmını kapsar.Bu alan içersine güneş panelleri yerleştirilecektir.Paneller zemine demir boru çakılarak yapılacaktır.Bu alanda elde edilen enerji trafo merkezinde toplanarak Enterkonnekte elektrik sistemine verilecektir.GES alanı içersinde İdari merkez ve trafo alanı bulunacaktır. GES alanında yapılaşma Emsali E=0.05 olup bina yüksekliği Yençok=Serbest olup Üretim teknolojilerinin gerektirdiği yükseklik olacaktır. YOL-OTOPARK ALANI: Planlama alanında 0.88 ha'lık kısmı oluşturmaktadır.Yollar yaya ve trafik olmak üzere 2 kademede oluşmuştur.Yaya yolu DSİ'nin vermiş olduğu kurum görüşü doğrultusunda Dere'nin her iki yakası tarafında servis amaçlı olarak bırakılmıştır. Planda trafik yolu olarak bırakılan yollar planlama alanının güneyinde mevcut kadastro yolunun 10 metreye çıkarılması ve Planlama alanının kuzey kısma doğru giden otopark ile sonlandırılan yollardan oluşmaktadır. Yol alanları planlama alanının %9.32'lik kısmını oluşturmaktadır. Güneş Enerji Santrali imar planında yol genişlikleri yaya yolunda 5 metre,trafik yolunda 10 metre olarak belirlenmiştir.GES alanları arasında bulunan trafik yolunun bir kısmı Mülkiyeti Ahmetli Belediyesine ait olan ve mevcut durumda yol olarak kullanılan 87 numaralı parselden geçmektedir. YEŞİL ALAN: Planlama alanının doğu kısmında dere ile parsel sınırı arasında kalan ve kullanılabilirliği çok az olan bir alandır.Büyüklüğü 0.05 ha'dır.Planlama alanının %0.52'lik kısmını oluşturur. TARIMSAL NİTELİKLİ ALAN: Planlama alanı içersinde Manisa İl Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünce verilen görüş doğrultusunda Zeytin dikili alanı kapsamaktadır.Bu alan 0.11 ha olup planlama alanı içersinde%1.16'lık kısmı oluşturur. DERE ALANI: Planlama Alanının güney-kuzey istikametinde uzanan mevcut kuru dere yatağını oluşturmaktadır.Planlama alanı içersine giren miktarı 0.10 hektardır.Mevcut planlama alanı mülkiyet sınırlarına giren kısımları plan uygulama sürecinde Dere alanı olarak terki yapılacaktır.Planlama alanının %1.06'lık kısmını oluşturmaktadır. YAPI YAKLAŞMA SINIRLARI: Planlama alanında yapı yaklaşma sınırları 10 metrelik yollardan 10 metre diğer komşu parsellerden 5 metredir. Manisa ili,Ahmetli ilçesi Cambazlı mahallesi 89,91,185,247 ve 248 parselin bulunduğu alanda Güneş Enerji Santrali amaçlı Nazım İmar Planı Kamu kurum ve kuruluşlarından alınan görüşler doğrultusunda,3194 sayılı İmar Kanunun İlgili Yönetmelik Hükümlerine ve Mekansal Planlama Yönetmeliği Hükümlerine uygun olarak yapılmıştır. KURUM GÖRÜŞLERİ