avrupa birliği ulaştırma politikası, gümrük birliği ve taşıma kotaları

advertisement
“AVRUPA BĠRLĠĞĠ ULAġTIRMA POLĠTĠKASI, GÜMRÜK BĠRLĠĞĠ VE TAġIMA
KOTALARI” TOPLANTISI GERÇEKLEġTĠRĠLDĠ
Avrupa Birliği Ulaştırma Politikası, Gümrük Birliği ve
Taşıma Kotaları Toplantısı, Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği (TOBB) ve İktisadi Kalkınma Vakfı’nın (İKV)
işbirliğinde 8 Ekim Cuma günü Ankara’da
gerçekleştirildi. Alanında uzman pek çok konuşmacının
katıldığı toplantıda ulaştırma politikaları, Gümrük
Birliği ve taşıma kotaları çerçevesinde değerlendirildi.
İKV Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Halûk Kabaalioğlu konuşmasında serbest ticaret
anlaşmalarına ilişkin olarak AB’nin kendi başına birtakım anlaşmalar gerçekleştirdiğini, bu
alandaki müzakerelerin konusunun AB gümrük alanı olduğunu ve bu gümrük alanının da 27
üye ülke ve Türkiye’den oluştuğunu belirterek sözü edilen müzakerelere başlamadan önce
Türkiye’nin de mutlaka bu görüşmelerin içinde yer alması, en azından bunların paralel
müzakereler olması gerektiğini söyledi.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu toplantıda yaptığı konuşmada, vize, taşıma kotaları
ve serbest ticaret anlaşmalarındaki sorunlar üzerine yoğunlaştı. Başkan Hisarcıklıoğlu,
Türkiye’de ulaştırma sektörünün hem ekonomideki (yüzde 13) hem de istihdama katkısındaki
payına (yüzde 5) vurgu yaparak bu sektörün öneminin altını çizdi. Hisarcıklıoğlu konuyla
ilgili olarak, mal hareketlerinin her iki tarafta da serbestliği içerdiğini belirttikten sonra “Mal
hareketleri serbestken bu malı alacak ve satacak insanlar maalesef serbest değil. Mal almaya,
satmaya giderken vize engeli var, rakiplerinin böyle bir engeli yok. Burada müthiş bir
haksızlık var.” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin dünyada taşıma sektöründe bir numara
olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, taşıma kotalarıyla ilgili olarak da, belirlenen kotanın
üzerinde araç geçmesi durumunda AB ülkelerinde ceza uygulaması bulunduğunu ve bunun da
büyük bir haksızlık teşkil ettiğini sözlerine ekledi.
Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Talat Aydın da Türk taşımacılarına bazı
kısıtlamalar getirildiğini, kısıtlama getiren ülkelerin önemli bir bölümünün AB ülkeleri
olduğunu ve Türk taşımacılarından fahiş transit geçiş ücretleri alındığını belirtirken bu
durumda eşit rekabetten söz etmenin mümkün olmadığının altını çizdi.
Dünya Ticaret Enstitüsü ve Bern Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde görev yapan, toplantıya
yurt dışından katılan Prof. Dr. Thomas Cottier Türkiye-AB ilişkilerinde kara yolu
taşımacılığı sektörünü ve yasal çerçeveyi konu alan bir sunum gerçekleştirdi. Türkiye’nin AB
ile hukuki ilişkisi bağlamında (özellikle Katma Protokol’ün 42’nci maddesini de göz önünde
bulundurarak) kota konusuna da değinen Prof. Dr. Cottier, bu sorunun kompleks bir yapıda
olduğunu vurgulayarak, ulaştırma alanındaki bu problemin kara ve demir yolunu da içerecek
kapsamlı bir politikanın parçası olarak ele alınması gerektiğini belirtti.
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Ozan Turhan
toplantıda “Avrupa’ya Girişte Türk Taşıyıcılara Yönelik Geçiş Belgesi Uygulamalarının
Gümrük Birliği’ne Aykırılığı” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Ozan Turhan sunumunda,
Avrupa’ya ihraç malı taşıyan Türk taşıyıcılarına yönelik, Avrupa Birliği’ne üye ülkelerince
şart koşulan geçiş belgesi uygulamalarını Gümrük Birliği düzleminde ve ilgili mevzuat
çerçevesinde mercek altına aldı. Bu uygulamaların ne derece hukuka uygun olduğu da
konuşmacı tarafından irdelendi.
Toplantıda söz alan bir başka konuşmacı Sançar Sefer Süer ise “Karayolu Taşıma Kotaları:
Kavram, Türk Ekonomisine Etkileri ve Milletlerarası Hukuktaki Yeri” başlıklı bir sunum
gerçekleştirdi. TOBB Ticaret ve TIR Dairesi Başkanı Süer Türkiye’nin dış ticareti üzerine
genel bir bilgi verdikten sonra özellikle taşıma kotalarının Türk özel sektörüne olumsuz
etkileri ve uluslararası hukukta transit serbestîsi üzerinde durdu. İhracatın değer bazında
yüzde 42’sinin kara yolu taşımacılığı ile gerçekleştirildiğini hatırlatan Süer taşımacılıktaki en
büyük sorunun yetersiz taşıma kotalarını olduğunu vurguladı. Sunumunda kotalara ilişkin
verdiği bilgileri Yunanistan, İtalya ve Avusturya örnekleriyle somutlaştıran Süer, genel olarak
taşıma kotalarının yetersiz olması sebebiyle belli bir kotanın tükenmesi durumunda, taşımanın
Türk nakliyecisi tarafından gerçekleştirilemediğinin veya yüksek ek maliyetle
gerçekleştirildiğinin altını çizdi. Süer sunumunun sonuç bölümünde özetle, taşıma kotalarının
ticarete tarife dışı engel teşkil ettiğini, AB mevzuatından ve/veya uluslararası hukuktan doğan
hakların aranması ve kotaların bütüncül bir şekilde ele alınması gerektiğini vurguladı.
Türkiye’deki ihracatçılar ve taşımacılar tarafından sıklıkla dile getirilen, kara yolu
taşımacılarına AB üyesi ülkelerce uygulanan taşıma kotaları sorunu, Türkiye’nin taşımacılığa
değin yaşadığı sorunların başında gelmeye devam ediyor. Bu konuda pek çok çalışma yürüten
Uluslararası Nakliyeciler Derneği 2008 yılını “Kotasız Avrupa için Eylem Yılı” olarak ilan
etmişti.
Download