s. 47-50 - İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

advertisement
İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri
ADOLESAN SAĞLIĞI II
Sempozyum Dizisi No:63 Mart 2008; s.47-50
TÜRKİYE'DE KARŞILANMAMIŞ CİNSEL SAĞLIK BİLGİSİ
İHTİYACININ ADOLESAN SAĞLIĞINA YANSIMASI VE UNFPA
Dr. Gökhan YILDIRIMKAYA
UNFPA
Ergenlik dönemi; fiziksel, ruhsal, biyokimyasal ve sosyal yönden hızlı büyüme,
gelişme ve olgunlaşma süreçleriyle çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir. Ergenlik
dönemi genellikle kızlarda 10-12 yaşlar, erkeklerde ise 11-14 yaşları arasında
başlamaktadır.
Ergenliğe özgün gelişme evreleri biyolojik, psikolojik ve sosyal süreçlerdir.
Adolesan dönemi, genç insanların yeni yetenekler edindiği ve birçok yeni durumla karşı
karşıya kaldığı hızlı bir gelişme dönemidir. Bu dönem sadece ilerleme için fırsatlar
sunmakla kalmaz, aynı zamanda sağlık ve iyilik konusundaki riskleri de beraberinde
getirir. Adolesanların ihmal edilmesi hem o dönemde, hem de ileri dönemlerde önemli
sorunlara yol açabilir. Ancak, aynı zamanda da bu dönem bir fırsat dönemidir. Yeniliğe,
değişime, gelişmeye en açık olan bu yaş grubuna, doğru yöntemlerle, doğru yerde, doğru
kişilerle ulaşıldığında birey ve toplum sağlığı açısından çok önemli gelişmeler
sağlanacaktır. Bugünün dünyası adolesanlara hem önemli fırsatlar, hem de sağlık açısından
riskler sunmaktadır. Adolesanların okula gidebilme ve teknolojik ilerlemeden
faydalanabilme oranı geçmişte olduğunda daha yüksektir.
Tüm dünyada 10-25 yaşları arasındaki kişilerin sayısı 1.5 milyara ulaşmıştır. Bu
şimdiye kadar gelmiş geçmiş en geniş genç nüfustur. Adolesanların büyük çoğunluğuyüzde 87'si- gelişmekte olan ülkelerde ve birbirinden oldukça farklı ekonomik ve sosyal
çevrelerde, farklı aile yapılarında ve kültürlerde yaşamaktadırlar. Türkiye'de de 15-24 yaş
arası gençler sayıca 12 milyonu bulmaktadır. Gençlerin toplam nüfustaki bu geniş payı ve
gençlik döneminin kendine özgü biyolojik, psikolojik ve sosyal özellikleri gençlere bir
takım özel programlar oluşturulması için yeterli bir sebeptir.
Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de evli olmayan adolesanların
korunmasız cinsel faaliyette bulunma riski artırmaktadır. Erken evlenme ve çocuk sahibi
olma, anne ve çocuk ölümlerinin yüksek olmasına neden olmaktadır. Ayrıca, ülkemizde
hala akraba evlilikleri sağlık açısından önemli sorunları doğurabilmekte, ayrıca ensest ve
cinsel istismarın sıklığı bilimsel çalışmalarla ortaya konulamamakla birlikte ortaya çıkan
olgularla olumsuz sonuçlarına tanık olunmaktadır. Ülkemizde de HIV/ AIDS dahil olmak
üzere cinsel yolla bulaşan hastalıklar adolesanlar için önemli sağlık riskleri arasında yer
almaktadır. Dünya Sağlık Örgütü yayınları, gençler arasında intihar riskinin arttığını
vurgulamakta, şiddet ve cinsel istismar bu riski daha da artırmaktadır.
47
Dr. Gökhan YILDIRIMKAYA
Adolesan dönemi, sağlık açısından risklli davranışların tanınması, korunma yollarının
kazanılması ve sürdürülmesi açısından önemli fırsatların yakalanabileceği bir dönemdir.
Bu dönemin gençlerin bu konularda duyarlandırılması açısından önemi hep akılda
bulundurulmalı ve öncelenmelidir. Adolesan döneminin olumlu bir özelliği adolesanların
yeni fikirlere açık olmalarıdır; gençler bu dönemde karar verme konusundaki yeteneklerini
geliştirmeye isteklidirler. Bu nedenle topluma dayalı sağlık hizmeti sunulması ve 10-24
yaş grubu gençlerin bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Bu konudaki en etkili araçlardan
biri de akran eğitim programları ve networkleridir.
Ülkemizde, sağlık personeli yetiştiren fakülte ve yüksek okullarda adolesan dönemi
sorunları ve çözüm önerilerine ilişkin konular ders programlarında yeterince yer
almamaktadır. Aynı zamanda sahada hizmet sunan personelin adolesan dönemi
konusundaki bilgisi oldukça sınırlıdır. Yetişkinler de adolesanlar hakkında yeterli bilgiye
sahip değildir.
Ülke nüfusumuzun yaklaşık dörtte birini oluşturan gençler cinsellik konusunda yeterli
bilgiye sahip değil. Gençler hem kendi bedenini, hem de karşı cinsin bedenini yeteri kadar
tanımıyor. Gençler, gençliğe hazırlıksız yakalanıyor. Özellikle kadınlar bu konuda daha da
dezavantajlı. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan ve istenmeyen gebeliklerden
korunmada erkekler genelde isteksiz, bu görevi ve sorumluluğu kadınlara yüklüyor. Genç
kızlar ilk âdet görmeyle korku ve endişeye kapılıyor. Aynı endişeyi genç erkekler farklı
alanlarda yaşıyorlar. Türkiye'de cinsel ilişki yaşı giderek düşmesine karşın, gençler ne
bedenleri ne de cinsellik hakkında yeterli bilgiye sahip.
Gençlerin cinsel sağlık ve üreme sağlığı gereksinimlerine göre hizmetlerin
planlanması, yönlendirilmesi ve yürütülmesi için düzenli aralıklarla bilgi toplanmasına
gereksinim vardır. Bu nedenlerle, 15-24 yaş grubu gençlerin cinsel sağlık ve üreme sağlığı
konularındaki bilgileri, üreme hakları ve cinsel haklar konusunda bilgileri ve yaklaşımları,
toplumsal cinsiyet konusundaki bazı görüş ve yaklaşımları, cinsel sağlık ve üreme sağlığı
gereksinimleri (bilgi, hizmet vb) ve cinsel sağlık ve üreme sağlığı konularında hizmet
beklentilerinin saptanması amacıyla 2007 yılında Nüfüu Bilim Derneği ve UNFPA
Türkiye Ofisi'nin işbirliği ile 2007 Türkiye Gençlerde Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı
Araştırması gerçekleştirilmiştir.
Sonuçları 11 Mart 2008 tarihinde Ankara'da açıklanan bu araştırmanın dikkat çekici
bazı bulgularını sizinle paylaşmak istiyorum:
 Türkiye'de 15-24 yaş arası gençliğe ilişkin sonuçları ulusal düzeyde temsil eden
ilk çalışmadır.
 10 gençten sadece dördü bebeğin geliştiği organı (rahim) doğru olarak
bilmektedir.
 Her dört kadından biri, kadın üreme organlarının isimlerini bilmediklerini ifade
etmişlerdir.
 Gebelik oluşma zamanına dair bilgisi olduğunu belirten her dört gençten sadece
biri doğru bilgiye sahiptir.
 Her dört gençten biri tek bir cinsel ilişki ile gebelik oluşmayacağını
düşünmektedir.
 15-24 yaş arası her on gençten yalnızca biri HIV/AIDS konusunda doğru bilgiye
sahiptir..
48
TÜRKİYE'DE KARŞILANMAMIŞ CİNSEL SAĞLIK BİLGİSİ İHTİYACININ ADOLESAN SAĞLIĞINA YANSIMASI VE UNFPA








HIV/AIDS'i duyan gençlerin yaklaşık üçte ikisi, HIV/AIDS ile yaşayan bir kişi ile
aynı odada bulunmaktan rahatsız olacaklarını belirtmişlerdir.
Gençlerin ideal olarak gördükleri ilk anne olma yaşı ortalama olarak 24,2 ilk baba
olma yaşı ise 26,2'dir.
Genç kadınların cinsellik konusunda kişi odaklı bilgi kaynaklarının başında kız
arkadaş, anne ve kız kardeş gelmektedir. Erkeklerin kişi odaklı temel kaynakları
ise "erkek arkadaş" şeklindedir. Basın, özellikle görsel basın, gençler arasında %
34 ile önemli bir bilgi kaynağı olarak gösterilmektedir.
Gençlerin % 90'ı "Kadın, erkeğin kondom kullanmasını isteme hakkına sahiptir"
önermesine katılmaktadır.
Genç kadınların % 83'ü ergenlik sırasında yaşadıkları değişimlerden dolayı
endişe duyduklarını belirtmişlerdir.
Gençlerin yaklaşık üçte ikisi şimdiye kadar bir sevgilileri olduğunu ifade
etmişlerdir.
Erkeklerin % 9'u askerlikte cinsel sağlık ve üreme sağlığına yönelik bilgi almış
olduklarını ifade etmişlerdir.
Gençlerin yaklaşık % 97'si üreme ve cinsel sağlık hizmeti sunulmasını olumlu
karşılamaktadır.
Araştırma sonuçları da gösteriyor ki ülkemizde gençler için cinsel sağlık üreme sağlığı
(CSÜS) alanında atılmış olan adımlar, uluslararası taahhütlerimize ve hedeflere ulaşmada
henüz yeterli değil. Bu konuda hepimizin üstüne düşen görevler var. Bu görevleri üç temel
alanda toplayabileceğimizi düşünüyorum:
Eğitim- Bireylerin sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürdürmelerinde ve cinsellikle ilgili
doğru karar verme becerilerini geliştirmelerinde önem taşımaktadır. Sağlıklı karar verme
süreci, gençlerin davranışlarının sorumluluğunu üstlenmesi, olası sorunlarla mücadele
edebilmeleri zamanında karşılanması gereken önemli bir gereksinim ve yaşam becerisidir.
Bu konuda gençlerin yeterli hale gelmelerinin temel basamaklarını;
- Gençlerin cinsel gelişim süreçlerini bilebilmeleri, bu konuda temel bilgilere ve
yaşam becerilerine sahip olmaları,
Yaşayış ve paylaşımlarının sorumluluklarını taşıyabilme bilincine ve
duyarlılığına sahip olabilmeleri,
Bu temel bilgi, beceri ve öngörüleri zamanında sağlıklı kaynaklardan edinebilme
hakkına ve olanaklarına sahip olabilmeleri oluşturur.
Araştırma sonuçlarında da görülebileceği gibi gençler, cinsel sağlık ve üreme sağlığı
konularında bilgi almak istemektedirler ve bilgi almak istedikleri kaynaklar arasında okul/
öğretmen önemli bir yere sahiptir. Örgün eğitimin tüm gençlere ulaşmadaki önemi
yadsınamaz.
Toplum bu alanda başta örgün eğitim olmak üzere gerekli alt yapıyı hazırlamadıkça ve
gençlerin erişimine hazır hale getirmedikçe; gençler cinsel yaşam açısından her zaman
bilmemenin maliyeti ve önemli riskleri ile yüzyüze yaşayacaklardır. Bu maliyet doğal
olarak sosyal, sağlık, toplumsal ve ekonomik yönlerden de topluma yansıyacaktır. Örneğin
çok basit önlemlerle önüne geçilebilen bir cinsel yolla bulaşan enfeksiyonun yol
açabileceği kısırlık, ileride tedaviye yönelik yüksek maliyetler gibi ekonomik sorunlarla
49
Dr. Gökhan YILDIRIMKAYA
birlikte; damgalanma ve boşanma gibi sosyal sonuçlara da yol açabilmektedir.
Örgün Eğitim: Kısaca Bu amaçla atılması gereken adımları;
-
Örgün eğitimde gerekli müfredat uyarlamalarının gerçekleştirilmesi,
Bu programların yürütülmesi amacıyla öğretmen ve öğretmen adaylarının
eğitimi,
Gerekli eğitim araç gereçleri ve dokümanlarının hazırlanması ve kullanıma
sunulması,
Geliştirilen örgün eğitim programlarının akran eğitimi uygulamaları ile
zenginleştirilip desteklenmesi şeklinde ana başlıklar altında toplayabiliriz.
Sağlık- Gençlerin CSÜS durumlarının iyileştirilmesinde önemli bir müdahale alanı
da genç dostu sağlık hizmetleridir. Gençlerin, yaş, cinsiyet ve medeni durum ayrımı
yapmaksızın kaliteli CSÜS tanı, tedavi ve danışmanlık hizmetlerine ulaşma hakları vardır.
Ülkemize baktığımızda sağlık hizmeti sunumu alanında genç dostu hizmet sunumunu
temel alan bir hizmet sunum modeli geliştirilmiştir ve mali olanaklar ölçüsünde
yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır. Araştırma sonuçları da gençlerin neredeyse tamamına
yakınının CSÜS hizmetlerinin sunulmasını olumlu karşıladıklarını göstermektedir. Bu
hizmetlerin tüm gençler tarafından erişilebilir olması için gerekli çalışmalar
sürdürülmelidir. Eğitim kurumları ile sağlık kuruluşları arasında ortak çalışmalar
yapılarak, gençlerin gereksinimlerine yönelik ek bilgilendirme ve danışmanlık hizmetleri
yürütülmelidir.
KAYNAKLAR
1-2007 Türkiye Gençlerde Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Araştırması, Özet Raporu, Ankara Mart 2007
2-Faktörler Projesi (Özet Rapor). Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı ve Dünya
Sağlık Örgütü, Ankara, Türkiye.
3-Birleşmiş Milletler, (1994). Nüfus ve Kalkınma, Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansında Kabul Edilen
Eylem Planı, Kahire, Mısır, 5-13 Eylül 1994.
4-Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), (2003). 2000 Genel Nüfus Sayımı, Nüfüsun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri,
Yayın No: 2759, DİE Matbaası, Ankara, Türkiye.
5-UNFPA, (2007). Supporting Adolescent and Youth, http://www.unfpa.org/adolescents/index.htm
6-World Health Organization (WHO), (2007a). Adolescent Sexual and Reproductive Health,
http://www.who.int/reproductive-health/adolescent/
50
Download