yememiştir. Allah elçisi Hz. Davut bile kendi el İSLAM`DA

advertisement
İSLAM'DA ÇALIŞMANIN ÖNEMİ
‫ف ي ُٰرى‬
ِ ْ ‫ْس ِل‬
َ ُ‫س ْعيَه‬
َ ‫سعٰ ى َواَ ان‬
َ ‫ان ا اَِّل َما‬
َ ‫ْل ْن‬
َ ‫س ْو‬
َ ‫َوا َ ْن لَي‬
ِ ‫س‬
Muhterem Müminler
Yüce Dinimiz İslam, çalışmayı emreder.
Çalışmak, insan olmanın gereğidir. Alın teri ve el
emeği dinimizce kutsal kabul edilmiştir.
Çalışarak, alın teri dökerek elde edilen kazanç en
makbul kazançtır. İnsan için onurlu yaşamanın
tek yolu çalışarak kazanmaktır. Çalışmak ve
çalışarak kazanç sağlamak insan için ayıp değil,
bilakis insan olmanın gereğidir. Dinimiz de bunu
böyle kabul eder. Tembelliği, işsiz-güçsüz
dolaşmayı, zamanını başıboş geçirmeyi katiyetle
reddeder.
Atalarımız ne demiş: "işleyen demir pas
tutmaz. Ağlamayan çocuğa meme vermezler.
Akıllı kişi kendi işini kendi yapar. iki el bir baş
içindir. Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz
ovada yolunu şaşırır." Evet, bütün bu sözler ile
dedelerimiz, bizlere çalışmayı ve çalışarak
kazanmanın önemini açıklamışlardır. İsterseniz
atasözlerimizden
şunları
da
hatırınızda
tutabilirsiniz.
Çalışan kazanır. Bugünün işini yarına
bırakma. Ekmek bile çiğnemeden yutulmaz.
Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz.
Karıncadan ibret al yazdan kışa hazırlan. Hazıra
hazine dayanmaz...
Çalışmamak, tembel tembel oturmak biz
insanların yaratılışına terstir. Çünkü kâinatta yer
alan her şey hareket halindedir. Kendi yaratılış
özelliğine göre dünyada çalışmayan hareketsiz
duran hiçbir canlı varlık yoktur. Yakın çevrenizde
yaşayan canlı varlıklara bir bakınız; kuşlar,
balıklar, arılar, karıncalar ve tüm varlıklar... Hep
koşmakta ve hiç durmadan çalışmaktadırlar.
Hiçbiri tembel tembel oturup yiyeceklerini bir
başkasının getirmesini beklemezler.
Canlı varlıkların en yücesi ve en şereflisi
olan biz insanlara çalışmamak: kazancımızı alın
terimizle sağlamamak hiç yakışmaz. Çalışmayanı
ne Allah sever ne de peygamberimiz sever.
Bakınız çalışma konusunda Peygamberimiz ne
buyurmuşlar:
"Veren el alan elden üstündür." "İki günü
birbirine eşit olan kişi aldanmıştır." En hayırlı
kazanç, insanların alın teri ve emekleri karşılığı
elde ettikleri kazançlarıdır. Kişi, emeğinin
karşılığından daha yararlı ve hayırlı kazanç
yememiştir. Allah elçisi Hz. Davut bile kendi el
emeği karşılığı olan kazancını yiyordu".
Diğer taraftan sevgili peygamberimiz,
çalışmayan tembel tembel oturanlara selam
vermemiş. Dilenciliği kati surette menetmiş ve bu
konuda müslümanları şu veciz sözleri ile
uyarmıştır:
"Dilenmek suretiyle kazanç sağlayacağına
aklı yatsa bile yoksul kişilerin, bir ip alarak dağa
çıkmaları; topladıkları odunları ip yardımı ile
sırtlarında taşıyarak pazara getirmeleri ve bu
odunları pazarda satarak yiyeceklerini temin
etmeleri, kendileri için dilenmekten ve bu yolla
kazanç sağlamaktan daha hayırlıdır" demiş ve
dilenciliği, tembelliği reddetmiştir. Ayrıca
işveren durumunda olan müslümanlara da şu
uyarıda bulunmuştur: "Sizler iş yaptırdığınız ve
adınıza çalıştırdığınız kişilere ücretlerini daha
henüz terleri kurumadan ödeyiniz. İşi karşılığı
alacağı ücreti belirleyiniz ve bunu kendisine
önceden bildiriniz".
Buraya kadar yaptığım açıklamalardan da
anlaşılacağı üzere dinimiz İslam, çalışmayı
emretmiştir. Emeği kutsal tanımıştır. Tembelliği
reddetmiştir.
Emek karşılığı kazancı yararlı görmüş,
başkalarının sırtından geçinmeyi şiddetle
yermiştir
Kuranı
Kerim,
"Ancak
çalışanın
kazanabileceğini ve alın terinin dışında bir yolla
yararlı bir 'kazanç sağlayamayacağını" haber
vermiş ve yeryüzünde yaşayan her canlı varlığın
kendi özel yaradılışı doğrultusunda çalıştığını
açık açık beyan etmiştir. İslam dini çalışmayı esas
aldığından müslümanların haftalık bayram günü
olan cuma günü bile cuma namazından sonra
müslümanlara çalışmalarını öğütlemiştir.
Çalışmak hem müslümanlığımızın hem de
insanlığımızın gereğidir. Her günün kendine özel
işleri vardır. Bu nedenle bugünün işi yarına
bırakılmaz. Ziya Paşanın dediği gibi: "Ayinesi
iştir kişinin, lafa bakılmaz; şahsın. Görünür rütbei aklı eserinde" diyelim ve hutbemizi İstiklal
marşı şairimiz Mehmet Akif’in şu iki mısraını
birlikte terennüm ederek bitirelim.
Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek
parası
Dostunun
yüzkarası,
düşmanının
maskarası.
Eylül 1979
Download