www.musellem.net Kitap Özetleri Rasim Özdenören/Yeniden İnanmak Rasim Özdenören Yeniden İnanmak (Özet: Raif Koçak) "Hakk'ı, Hakk'ın zatına bakarak değil,adama bakarak tanıma temayülünden dolayı çarpık bir islam anlayışına sahip olduk" Allah'ın zalimleri birbirine musallat etmesi hikmetinin bir tecellisi olarak,birbirine diş bilemektedirler. (Syf:19) Insanlık, Allah'tan başkasını sığınak kabul edenlerin bütün sığınaklarını,Allah' ın başlarına çökerttiğini kesintisiz tarih süreci içinde, hep görülmüştür. (Syf.21) Eğer yüreğinizde bir bulantı, kafanızda bir kuşku hissediyorsanız,eğer varliginizda bir rahatsızlık, çevrenizde bir huzursuzluk varsa, kader sizi seçmeye çağırıyor demektir. Seçim hakkını kullanmamak da bir seçmedir . Ya uzatılan ipe sımsıkı sarılıp kurtulacaksınız,ya boynunuzda bükülü bir iple ateş vadisinde dolaşmaya boyun eğeceksiniz. (28) Hakikatin sesini işitmekten yasaklanmış bu insan,hakikatin sesini, o son "sayha" ile mi işitecek ? Bu sesi işitmemek için aslanın önünden kaçan yaban eşekleri gibi kaçıp dururken, ancak o" sayha" ile mi durdurulacak ? Güneş dürüldüğü,gök yerinden söküldüğü zaman mı? Hakikatin sesini işitmekten başka bir sesi işitmesine imkan bulamadığı, sığınak bulamadığı zaman mı? (40) Insan,ancak kendinden gafil olduğunda" zaman" hakikatini unutuyor. Onun da bir yaratık olduğunu, onun da vadesinin dolacağını unutuyor. (44) 1 www.musellem.net Kitap Özetleri Rasim Özdenören/Yeniden İnanmak Tarihi insanlar yapar ama tarih de kendini yapacak ve yürütecek insanları bulur. Tarih" toplumsal olay" ın zaman boyutu içinde görünmesidir. (49) Tarihin mevcut yörüngesini değiştirmesi, mevcut yörüngesinden kayıp yeni bir yörüngeye oturması, mevcut toplum düzeni içinde yaşayan insanların zihniyetinde meydana gelecek değişikliklerle ilgilidir. (50) Insan her zaman zulmün farkında mıdır acaba? Hem genel olarak zulmün, hem özel olarak kendine zulmettiginin. (53) Zulüm bir "şey" e ve birine hakkı olan bir şeyi vermemek diye tanımlanabilir sanırım. Bir şeyi ve birini kendi hakkından yoksun kılmak,o şeye ve kimseye zulümdür. (55) Yaratılmış olan her şeyin bir hakkı vardır. Nefsin hakkı,ona "kul" olma halini yaşatmaktır. Nefsin hakkı kul olmanın gereklerini yerine getirmektir,bunu yerine getirmekten onu yoksun kılmak nefse zulümdür. (55) Kalemin hakkı nedir? Yazmak. Öyleyse kalemi göz oymak için kullanırsan ona zulmetmiş olursan. (56) Öyle durumlar var ki.onların hakkı, sırlarını Allah'a havale etmektir. Üzerinde yorum yapacağım diye konuşmak onun sırrına zulüm olur. (56) Yeryüzü bir zulüm yuvası olmuşsa, hiç bir şeye kendi hakkı ile hükmedilmediğindendir. (56) Insandan başka hiç bir yaratık kendi sınırını aşma (tecavüz ) çabasını göstermemiştir. Bir de iblis... (58) Sınırının aşılma korkusu olmayan tek şey Allah dostluğudur. Bu dostlukta,hangi ileri noktaya varırsanız varın,daima daha varılacak,ulaşılacak yerler olduğunu hissedersiniz. Zulüm işleme korkunuz olmadan sınırlarını zorlayabileceğiniz tek şey bu dostluktur. Çünkü durduğun hiç bir nokta sınır sayılmaz bu dostluk için,daha ötedeki bir sınırı da zorlayabilirsin bu yüzden. Gücün yetiyorsa doğal olarak, kendi sınırların el veriyorsa...(59) Aslında,gayrı müslimlere benzeme gayreti içinde bulunan Müslümanlar,imanlarından bir şeyler kaybetmeyi göze almışlardır ama göze aldıkları fedakarlığın neye mal olacağını bilmemektedirler. Tanzimat olayı,böyle bir gafletin sonucu idi.Yoksa devlet eliyle bir fermanın çıkarabilmesi hayal edilebilirmi? (63) 2 www.musellem.net Kitap Özetleri Rasim Özdenören/Yeniden İnanmak Gayrimuslimlerin durumu Dince berlirlenmişken,onları Müslümanlarla aynı hukuki statü içinde mütalaa etmek,farkında olmadan Din'in öngördüğü bir hükmü hiçe saymak veya uygulamadan kaldırmak değilmidir. Fakat o gün müslümanlar bunun farkında değildi.(63) Kumarda boyuna kazanan birini görürseniz,bilinki,o,kumar oynamıyor, fakat hile yapıyordur. Malcom x (72) Malcom x hac'dan gönderdiği bir mektubunda: "Beyazların en beyaziyla,sarışınların en sarışınlarıyla burada dirsek dirseğe oturuyoruz,aynı kaptan yemek yiyoruz. deyip ırkçılığı bırakmalarını istediği zaman Elijah Muhammed bunu yaparlarsa bütün zencilerin kendilerini terk edeceklerini dolayısıyla bundan vazgeçemeyeceklerini söylüyor. Aslında Müslüman, ne zaman Allah’ın dışında bir bir rıza aramaya kalkmışsa,yani ne zaman Müslümanlardan başkasına şirin görünmeye girişmişse, bu bakımdan uğradığı zillet yüzüne çarpılıp durmuştur. ( 82) Malcom X Amerika da yaşayan zencilere yıllarca önderlik yaptıktan sonra şehit edilmesinden 1 yıl önce, hacca gittiğinde ilk kez namaz olgusuyla karşılaşır. O ana kadar namaz diye bir ibadetin bulunduğundan haberi yoktur.Fakat hayatının son 10-15 yılı Amerika da ki zenciler arasında İslamiyet’in yayılması için güttüğü çabalarla geçmiştir. İlk kez namaz kıldığında dizlerinin bükülmediğini fark eder. (84) Amerika da ki zenci önderleri İslam’ı sadece zenciler için gelmiş bir din olarak algılamış ,Bu görüşlerinde öyle ileriye gidiyorlardı ki Allah’ın siyah renk üzerine olduğu söylüyorlardı. Bütün davaları bir bakıma kara rengi kutsama çerçevesinde gelişiyor. Böylece, beyazlar karşısında aşağılık duygular içinde kıvranan zencilere moral aşılamak, kara rengin utanç verici telakkisinden onları kurtarmak,onlara yeni bir kişilik kazandırmak istiyorlardı. (87) İslam’ın hakkını verebilmek için, bütün önyargılarımızı bırakıp tıpkı ilk Müslümanların izlediği yöntemi uygulayarak yeni baştan Müslüman olmamız gerektiğine inanıyorum. (89) İmam Gazali’nin ifadesi ile bu çarpıklık “Hakkı Hakk’ın zatına bakarak değil adama bakarak tanıma temayülünden gelen bir yanlışlıktan doğmaktadır” (91) Akıl ve muhakemenin İslam’a teslim olmakta, sadece yollardan bir yol olduğunu, bu keyfiyetin, hidayet tecelli etmedikçe kendi başına yeterli bir süreç olamayacağını biliyoruz. Yani akıl, tahayyül edilebilecek en yüksek doruklarına tırmansa bile, kendisine hidayet erişmedikçe İslam’a teslim olmaktan yoksun kalacaktır. Bunun tersi de doğrudur: yani baştan hiçbir muhakeme yürütmediği halde kendisine hidayet nasip edilen kimsenin, hemen teslim oluvermesi . (100) 3 www.musellem.net Kitap Özetleri Rasim Özdenören/Yeniden İnanmak Aslında burada dinin diyalektiği ile felsefenin diyalektiği arasındaki farka dikkat edilmeli. Dinde, kanıtlamadan önce gelen meseleler vardır,kanıtlama konusu insanın bedahet hissine bırakılır,hatta bazı konuları müzakere etmenin sakıncalarına işaret edilir, burada inananların neye inanacağı ön alır. Oysa felsefede, fikrin doğruluğu kanıtlanmadan bir adım iler gidilemez, daha doğrusu adeta kanıtlamadan başka bir şey yapılmaz. Dinde inananlar için Allah,2ın ayetleri açık seçik deliller olduğu halde, inanmayanların bu ayetleri görmekten veya işitmekten yoksun bırakıldığı ifade edilmektedir. Yani felsefenin kanıtlamadan daha önemli bir meselesi yokken, kanıtlama dinde sorun değildir. Din, sadece inanlarını amel etmeye çağırır. Felsefede ise amel ikinci düzlemde kalır ( 104) Bediüzzaman’ın hayvanların kesilmesi konusunda ifade ettiği gibi ; Hayvanda ölüm fikri yoktur; hayvan kesildiği ana kadar kesileceğini bilmez, kesildikten sonra da kesilmiş olduğunu bilmez. Bu yüzden kendi bilincimizi hayvana ikame ederek hadiseye bakmamız yanlıştır. Çok kimse, düştüğü bu yanlışın farkında olmadığından kendinde doğan merhamet hissini merhamet hissini yanlış yönlendirir. (122) Mesele, kendimize “ Ne kadar bilgili bir adam “ dedirtmekse bunu başarmak kolaydır. Fakat bu durumda , eski bir benzetmenin "kitap yüklü merkep " benzetmesinin bize yaraştırılabileceğini unutmamalıyız. (139) Hadis : Beni İsrail arasında bozgunculuk şöyle başladı: Bunlardan birisi, günah işleyen diğer birisine rastlar, “Be adam, Allah’tan kork, yapmakta olduğun işi bırak, zira o iş sana helal değildir” der. Ertesi gün yine aynı adama aynı halde rastlar. Böyle olduğu halde, o adamla yiyip içmekten ve onunla düşüp kalkmaktan çekinmezdi. Onlar böyle yapınca Allah Teala bunların kalplerini birbirine benzetti. (142) Müslüman dediğimiz insan, aslında kendisine ait olmayan normlara göre bir hayat tarzını sürdürdükçe onun İslam’a bağlılığı zayıflayacaktır. (152) 4