Tianeptin: Depresyon ve Eþlik Eden Anksiyete Tedavisindeki Yeri Nevzat Yüksel Prof. Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ankara Farmakodinamik özellikler ve etki düzenekleri Tianeptin, dibenzotiazepin çekirdeði ve terminal asidik grupla birlikte uzun bir aminoheptanoik asit yan zinciri içeren trisiklik yapýda antidepresan bir ilaçtýr. Yapýsal olarak amineptine benzer. Merkezi halkanýn 5 pozisyonunda bir elektron donörü heteroatom ve benzen halkasýnýn 3 pozisyonunda bir elektron alýcýsý içerir. Bu yapýsý ile klasik antidepresan ilaçlardan ayrýlýr. Rasemik yapýda bir madde olup klinik etkisinin (-) enantiomerine baðlý olduðu düþünülmektedir. Tianeptin analoglarýnýn antidepresan ve antipsikotik etkisi vardýr. Bu maddeler henüz araþtýrma aþamasýndadýr. Bu grupta yeni ilaçlarýn geliþtirilmesi beklenmektedir (SanchezMateo ve ark. 2003). Tianeptin, serotonin üzerinden etki etmekle birlikte etkisi diðer serotonerjik ilaçlardan farklýlýk gösterir. Tianeptin hem akut hem de süregen uygulamalarda serotonin geri alýmýnda presinaptik artýþa neden olur. Örneðin serotonerjik etki ile oluþtuðu bilinen ýslak köpek silkinmesi davranýþýný tianeptin azaltmaktadýr. Bu etki doz artýmý ile artmamaktadýr (Oluyomi ve ark. 1997). Saðlýklý gönüllülerde deksfenfluramin uygulamasýna yanýt olarak oluþan prolaktin salgýsýný küntleþtirir. (+) izomeri bu etkileri göstermemektedir. Antidepresan etkisi; rezerpin benzeri bileþikler, bulbektomi, immobilizasyon stresi, öðenilmiþ çaresizlik gibi standart depresyon modellerinde ve izolasyonla oluþan saldýrgan davranýþ üzerindeki etkileri ile gösterilmiþtir. Dopamin ve noradrenalin geri emilimi üzerinde doðrudan bir etkisi yoktur. Ancak birçok beyin alanlarýnda dopamin ve norepinefrin düzeyini arttýrmaktadýr. Bu etki geri emilim engelleyicilerinin etkisi ile tam bir zýtlýk gösterir. Bu þekilde serotoninin sinaptik kullanýmýný azaltýr. Bu etki korteks ve hipokampus gibi bölgelerde izlenirken mezensefalonda izlenmez. Ayný etkiyi tombositlerde de gösterir. Antidepresan ilaçlarda sýk olarak izlediðimiz ciddi biliþsel, psikomotor, uyku, kardiyovasküler sistem ve metabolizma üzerinde olumsuz etkileri yoktur. Cinsel yan etkileri de diðer antidepresan ilaçlara göre ileri derecede azdýr. Tianeptin GABA ve glisin gibi inhibitör nörotransmitterler tarafýndan oluþturulan iyon akýmlarýný inhibe etmektedir. Dorsal Raphe'de serotonin 1a agonistleri tarafýndan oluþturulan hücre içine K+ akýmýný da düzeltmektedir (Kim ve ark. 2002). Bu etki ile bu bölgede serotonerjik nöronlarýn uyarýlabilirliðini arttýrmasý sözkonusudur. Endojen serotoninin öðrenme ve bellek üzerinde daha belirgin olmak üzere biliþsel iþlevler üzerinde modülatör bir iþlevi vardýr. Bu açýdan serotonin üzerinde farklý etkileri olan antidepresan ilaçlarýn karþýlaþtýrýlmasý önemlidir. Bilindiði gibi serotonin geri alým engelleyicileri (SSRI) serotonin geri alýmýný inhibe ederken tianeptin tam zýttý biçimde serotonin geri alýmýný arttýrmaktadýr. Tianeptinin belleði güçlendirici etkisi vardýr. Bu etki 5-HT1d, 2a, 25 Yüksel N. 2c antagonisti ketanserin tarafýndan arttýrýlmaktadýr. Oysa 1a agonisti (WAY 100635), SB-224289 (5-HT1b invers agonist), SB-200646 (5-HT2b, 2c) antagonist), ondansetron (5-HT3 antagonist), GR 127487 (5-HT4 antagonist), SB-04-6790 (56 antagonist), DR 4004 (5-HT7 antagonist) ve fluoksetin ise tianeptinin etkisini bloke etmektedir. Serotonin deplesyonu maddeler uygulanmasý ise tianeptinin etkilerini tersine çevirmektedir. Tianeptin skoplolamin ve dizosilpin (non-kompetitif glutamaterjik antagonist) ile oluþan bellek bozukluklarýný da düzeltmektedir. Tianeptin ve fluoksetinin birlikte uygulanmasý bellek konsolidasyonu üzerinde olumlu bir etki yapmamaktadýr (Meneses 2002). Yineleyen uygulamalarda metoheksamin ve fenilefrine baðlý araþtýrýcý hiperaktiviteyi ve klonidine baðlý saldýrganlýðý potansiyalize etmektedir. Bu iþlevler bilindiði gibi α1 reseptörleri aracýlýðý ile gerçekleþmektedir. Yineleyen uygulama kortikal α1 reseptörlerde prazosin baðlamasýný arttýrmaktadýr. Bu gözlemler tianeptinin yineleyen uygulamalarýnýn α1 adrenerjik sistemin yanýt verebilme özelliðini arttýrdýðýný göstermektedir (Rogóz ve ark. 2001). Tianeptin CA1 piramidal hücrelerde ateþleme hýzýný arttýrýrken klasik trisiklik antidepresanlar azaltýr. Tianeptin ile dorsal Raphe nöronlarýnda deðiþiklik olmazken trisiklik antidepresanlar ile bu hücrelerde ateþleme hýzý azalýr. Tianeptin serotonin ile ortaya çýkan davranýþsal belirtileri düzeltir, trisiklik antidepresanlar ise bu belirtileri arttýrýrlar. Strese baðlý davranýþ bozukluklarýný da düzeltir. Hayvan deneylerinde dikkat, bellek ve öðrenme üzerine olumlu etki yapar. Klasik antidepresan ilaçlar bu parametreleri bozmaktadýr. Serotonin reseptörlerine baðlanmaz. Etkisini presinaptik düzeyde gösterir. Merkezi sinir sisteminde hücre dýþý serotonin düzeyi üzerindeki etkileri de diðer antidepresan ilaçlardan farklýdýr. Örneðin paroksetin uygulamasý Raphe çekirdeðinde hücre dýþý serotonin düzeyini önemli ölçüde arttýrýrken tianeptin böyle bir etki yapmamaktadýr (Malagié ve ark. 2000). Son yýllarda affektif hastalýklarýn oluþumu konusunda yapýsal plastisite bozukluklarý ve hücresel dayanýklýlýk sorunlarýnýn önemli olduðu konusunda görüþler artmýþtýr. Bu görüþlerin odaðýnda da hipokampal alan bulunmaktadýr. Hipokampusun bilindiði gibi epizodik bellek, ifadesel bellek, içerik ve uzaysal bellekte birincil önemi vardýr. Hipokampusun bu iþlevi yanýnda baþta 26 ACTH salgýsý olmak üzere vejetatif ve otonomik iþlevleri kontrol eden bir rolü de vardýr. Hipokampusun inme, kafa travmasý gibi etkilere, yaþlanma ve yineleyen stres etkilerine diðer beyin alanlarýna göre daha duyarlý bir yapýsý vardýr. Hipokampusta iki tip steroid reseptörleri de bulunmaktadýr. Bunlar bilindiði gibi mineralokortikoid ve glukokortikoid reseptörleridir. Bu reseptörler ile nöronal uyarýlabilirlik, nörokimyasal deðiþmeler ve yapýsal plastisite kontrol edilmektedir. Bu etkilerde uyarýcý amino asitlerin ve NMDA sisteminin birincil bir rolü vardýr. Adrenal steroidler geri dönüþlü olarak hipokampal nöronlarýn uyarýlabilirliðini modüle ederler. Bu þekilde öðrenme ve bellekte önemli olan uzun süreli potensiyasyon (LTP) denen süreci deðiþtirir ve uzun süreli depresyon (LTD) oluþtururlar. Antidepresan ilaçlarýn da bu bozukluklarý düzelttiði düþünülmektedir. Depresyon olgularýnda hipokampal dendritik yapýlanma deðiþmekte, girus dentatusta nörogenez baskýlanmaktadýr. Bu iki alanda bu deðiþikliklerle apoptosis koþutluk göstermektedir. Dentatusta hücre dönüþümünde azalma depresyon oluþumunda ve depresyon olgularýndaki hipokampal hacim azalmasýnda önemli rol oynamaktadýr. Bu hacim azalmasý olasýlýkla dendritik dallanma deðiþmeleri ve atrofilerine baðlýdýr. Girus dentatusta nörogenezin arttýrýlmasý antidepresan etki yapmaktadýr. Gerçekten lityum, elektrokonvulzif tedavi ve birçok antidepresan ilaç dentatusta nörogenezi arttýrmaktadýr. Antidepresan ilaçlar bu iþlevi cAMP yanýt elemenýna baðlanan protein (CREB), BDNF, Bcl2, MAP kinazlar gibi hücre büyüme ve geliþmesinde önemli olan sistemleri modüle ederek yapar. Tianeptin tedavisi temporal korteks ve girus dentatusta apoptozisi önemli ölçüde azaltmaktadýr (Lucassen ve ark. 2004). Nöronal dayanýklýlýðý arttýrmakta, hipokampal dendritik atrofiyi önlemektedir (Fuchs ve ark. 2002). Ayný etki fluoksetin ve fluvoksaminde izlenmemektedir. Yaþamýn ilk yýllarýndaki stres etkenleri insanlarý depresyona yatkýn hale getirmektedir. Hayvan modellerinde prenatal stresin de böyle bir etkisi olduðu bilinmektedir. Prenatal stres HPA eksen aktivitesinde geri bildirimle kontrol düzeneðini bozmaktadýr. CRH uygulamasý ve stres karþýsýnda kolinerjik duyarlýlýk artýþý olmaktadýr. Ayrýca bunlara ek olarak kortikosteron salgýsý ile biyolojik ritim bozulmaktadýr. Uyku ritmi de bozulmaktadýr. Prenatal strese tabi tutulmuþ sýçanlarda tianeptin uygulamasý immobiKlinik Psikiyatri 2004;Ek 4:25-31 Tianeptin: Depresyon ve Eþlik Eden Anksiyete Tedavisindeki Yeri lizasyon süresini belirgin ölçüde azaltmaktadýr (Morley-Fletcher ve ark. 2003). Serotoninin HPA eksenini uyardýðý ve prolaktin salýnýmýný arttýrdýðý bilinmektedir. Serotonin agonistleri ACTH düzeyini arttýrýr. Antagonistleri ise azaltýr. Etki düzeneði farklý olduðu halde tianeptin de benzer etkiler göstermektedir (Mück-Šeler ve ark. 2002, McEwen ve Magarinos 2001). REM süresi ve latansýný önemli ölçüde deðiþtirmez. Elektrofizyolojik veriler tianeptinin hipokampal piramidal hücre aktivitesini arttýrdýðýný göstermektedir. Ek olarak inhibitör maddelerin etkilerinin bitme süresini de kýsaltmaktadýr (Kim ve ark. 2002). Anksiyete için bazý hayvan modellerinde anksiyete giderici etki yapmaktadýr. Bu etkileri fluoksetin tarafýndan geri çevrilmektedir. D2, 5-HT1, 5-HT2, 5-HT1a, 1b, 1c, 5-HT3, α1, α2, ß adrenerjik, reseptörler ve imipramin baðlanma bölgelerinde ligandlarýn baðlanmalarýný etkilemez. GABA, glutamat, benzodiazepin, muskarinik, nikotinik, adenozin 1, adenozin 2, histamin reseptörleri ve kalsiyum kanallarýný etkilemez veya afinitesi ileri derecede düþüktür. Nukleus akkumbenste ve frontal kortekste hücre dýþý dopamin konsantrasyonunu arttýrýr. Bu etkinin antidepresan etkiye katkýda bulunduðu düþünülmektedir. ß reseptör sayýsýný azaltmasý ile klasik ilaçlardan ayrýlýr. Etkisi tümüyle presinaptik düzeyde gibi görünmektedir. Monoamin oksidaz aktivitesini de etkilemez. Tianeptin serotonin metabolizmasýný da deðiþtirir. Hayvan deneylerinde hücre dýþý 5-HIAA artar. Sedasyon yapmaz. Myokard iletimini etkilemez. Doza baðlý olarak farelerde lokomotor aktiviteyi arttýrýr. Tianeptin dopamin geri emilimini bloke etmemesine ve taþýyýcýlarýna ve reseptörlerine baðlanmamasýna karþýn bu etki dopamin antagonistlerince önlenmektedir. Rezerpin ve tetrabenazine baðlý pitozu yüksek dozlarda inhibe eder. Düþük dozlarda Porsolt testinde immobiliteyi inhibe eder. Farelerde termal uyarý ile oluþan aðrýyý giderici etkisi vardýr. Apomorfinle oluþturulan hipotermiyi antagonize eder. Yohimbin toksisitesini potansiyalize eder. Hayvan deneylerinde bellek üzerinde olumlu etki yapmaktadýr. Yine hayvan deneylerinde alkol alýmýný azaltýr. Etanol yoksunluðu belirtilerini de azaltýr. Alkolik hastalarda yinelemeleri azaltabileceði, alkolden uzak kalma süresini arttýracaðý düþünülmektedir (Favre ve ark. 1997). Tianeptin strese baðlý HPA eksen aktivitesini normale döndürmektedir. Strese baðlý davranýþ bozukluklarýný da inhibe etmektedir. Doðal olarak yukarda da bahsedildiði gibi strese baðlý nöronal atrofiyi de önler. Örneðin strese baðlý CA3 hipokampal nöronlarda strese baðlý dendritik dallanma azalmasýný normale döndürmektedir. Tianeptinin serotonin geri alýmýnýn arttýrýlmasý ile HPA ekseni üzerindeki baskýlayýcý iþlevi koþutluk gösterir. Bilindiði gibi serotonin stres ile depolardan salýnýr. Bu salýným adrenokortikal sistemi aktive eder (Wagstaff ve ark. 2001). Tianeptinin diðer bir etkisi de CA3 nöronlarýnda strese baðlý glutamaterjik sinaptik vezikül reorganizasyonunu da önlemesidir. Stres veya glukokortikoidlerle oluþan spasyal bellek sorunlarýný da düzeltmekte, bellek retansiyonunu arttýrmaktadýr (Morris ve ark. 2001). Lokus seruleusta noradrenerjik nöronlarýn ateþleme hýzýný azaltýr. Dorsal Raphe serotonin nöronlarýný etkilemez. Ancak CA1 ve CA3 nöronlarýndaki ateþlemeyi arttýrýr. Akut stres CA1 nöronlarýnda uzun süreli potensiyasyonu bloke eder. Bu etki tianeptin ile geri dönmektedir. EEG parametrelerini, toplam uyku süresini, uykuya geçiþ zamanýný, gece uyanmalarý, yavaþ dalga uykusunu, Klinik Psikiyatri 2004;Ek 4:25-31 Depresyon olgularýnda sitokin salgýsýnda bir artýþ olduðunda birleþilmektedir. Özellikle kanda interlökin 6 ve γ interferon düzeyinde artma olmaktadýr. Stres ile depresyon oluþmasýnýn altýnda yatan düzenek olasýlýkla sitokin artýþýdýr. Sitokinlerin merkezi sinir sistemine aktif olarak taþýnmasý depresyon olgularýndaki immün aktivasyonda kilit bir rol oynar. Sitokinler astrosit ve mikroglial hücreleri aktive eder. Sitokin oluþumu artar. Sitokinler bu etkileri yanýnda serotonerjik, noradrenerjik ve dopaminerjik iletimi de önemli ölçüde etkiler. Sitokin düzeylerini etkileyen ilaçlar olasý antidepresanlar ilaçlar olabilirler (Hindmarch 2001). Hayvan deneylerinde tianeptin stresin hipokampus üzerindeki etkilerinden hipokampusu korumakta, sitokin indükleyicisi olan lipopolisakkaridlerin davranýþsal ve nöroendokrin etkilerini de azaltmaktadýr. Lipopolisakkaridler HPA eksenini aktive eder ve paraventriküler çekirdekte Fos ifadesini arttýrýlar. Uzun süreli tianeptin uygulamasý bu etkileri azaltmaktadýr (Castanon ve ark. 2003). Hastalýk davranýþýnda periferik ve beyin kaynaklý sitokinlerin ve proinflamatuar sitokinlerin rolü bilinmektedir. Sitokinler nörotoksik etki 27 Yüksel N. yaparlar. Bu özellikleri ile de tianeptin nöral koruyucudur (Castanon ve ark. 2004). Hipoksiye karþý nöral hasardan da hücreyi korumaktadýr. NMDA ile gerçekleþen eksitotoksisitede ise etkisizdir (Plaisant ve ark. 2003). Nitrik oksidin (NO) merkezi sinir sisteminde serotonin, dopamin, GABA ve glutamat gibi birçok nörotransmitteri modüle ettiði bilinmektedir. Ayrýca noradrenalin, öðrenme, saldýrganlýk, lokomosyon, anksiyete ve depresyonda regülatör etki yapar. Nitrik oksit sentaz (NOS) inhibitörleri de antidepresan ilaçlara benzer etkiler göstermektedir. Sitalopram, paroksetin, tianeptin, imipramin hipokampal NOS aktivitesini önemli ölçüde azaltmaktadýr (Wegener ve ark. 2003, Wegener ve ark. 2003). Dikkat, bellek ve yargýlama gibi biliþsel iþlevler tianeptinden olumsuz olarak etkilenmemektedir. Psikomotor performans ve araba kullanmada performans da etkilenmez. Normal gönüllülerde EEG'de hafif düzeyde aktivasyona neden olur. Duygudurum ve dikkat olumlu yönde etkilenir. Farmakokinetik Biyoyararlanýmý %99 kadardýr. %95 oranýnda proteine baðlanýr. Hýzla ve tam olarak emilir. Gýda ile alýmý emilimini hafif olarak geciktirir. Plazma en yüksek düzeyi de gýda ile alýndýðýnda %25 kadar azalýr. Plazma en yüksek düzeyine ulaþma süresi de yarým saat kadar gecikir. Eðri altýnda kalan alan deðiþmez. Alkolle alýmý ile emilimi ve plazma düzeyi azalýr. Daðýlým hacmi düþüktür. Yarý ömrü 2.5 saattir. Plazma denge düzeyine bir ayda ulaþýr. Bu düzey 3 ay devam eder. Üç aydan sonra tianeptinin birçok farmakokinetik özelliði tek doz uygulamasýnýn ardýndan izlenenlere benzerlik gösterir. Üç ay sonraki eðri altýnda kalan alan baþlangýçta tek doz uygulamasýndakinden belirgin olarak yüksektir. 1-3. aylar arasýnda farmakokinetik özellikler deðiþmez. Kendi metabolizmasýný indüklemez. Bu özellikler tianeptini birçok ilaç yanýnda doz ayarlama gereksinimi, olasý etkileþmeler açýsýndan güvenilir kýlmaktadýr. Yarýlanma süresinin kýsalýðý doz atlamada sorun oluþturabilir. Ýlk geçiþ metabolizmasýna uðramaz. %8 oranýnda deðiþmeden böbreklerden atýlýr. Temel metabolizma yolu alifatik yan zincirin iki basamaklý ß oksidasyon sürecidir. Bu yolla üç temel metaboliti olan MC5 (pentanoik asit) ve MC3 (propionik asit) ve N28 laktam türevi (LMC5) oluþur. MC5 farmakolojik olarak aktiftir. Metabolizmasýnda heptanoik asit yan zincirinin dealkilasyonu da minör bir yol olarak görünmektedir (Pacher ve ark. 2001). Metabolizmasý CYP sisteminin dýþýnda olduðu için bu enzim sistemi içinde yer alan enzimlerin indüktörleri, inhibitörleri ve substratlarý ile etkileþmez. Kompanse sirotik olgularda farmakokinetiði önemli ölçüde deðiþmez. Bu nedenle bu olgularda doz ayarlamasý gerekmez. Bazý metabolitleri de antidepresan etki gösterir. Süregen böbrek yetmezliðinde tek doz 12.5 mg uygulamada farmakokinetik önemli ölçüde deðiþmez. Ancak yarý ömrü uzar. Bazý metabolitleri artar. Bu da metabolizma hýzýnýn azalmasýna baðlýdýr. Bu nedenle böbrek hastalarýnda doz ayarlamasý gerekir. Yaþlýlarda yarý ömrü uzamaktadýr. 70 yaþýn üzerindeki olgularda günlük doz 25 mg'a inilmelidir. Saðlýklý kiþilerde doz ve plazma konsantrasyonu iliþkisi çizgiseldir (Caccia 1998). Terapötik etkinlik ve anksiyete üzerindeki etkileri Tianeptinin antidepresan ve bunaltý giderici etkisi birçok karþýlaþtýrmalý çalýþmada denenmiþtir. Major depresyon, distimi, uyum bozukluðu, bipolar depresyon gibi durumlarda kullanýlmýþtýr. Bu çalýþmalarda tianeptin diðer antidepresan ilaçlara eþdeðer düzeyde etkin bulunmaktadýr. Trisiklik antidepresanlar ile arasýnda çok sayýda karþýlaþtýrmalý çalýþma vardýr. Amitriptilin, klomipramin, maprotilin, dothiepin, mianserin ile karþýlaþtýrýlmýþtýr. Depresyon ile anksiyetenin eþlik ettiði karma klinik tablolarda yüksek oranda etkindir. Depresyona eþlik eden anksiyetede amitriptilin, klomipramin ve mianserin kadar etkindir. Maprotilinden ise belirgin düzeyde üstün bulunmaktadýr. Tianeptin SSRI'lardan fluoksetin, paroksetin, sertralin ile de karþýlaþtýrýlmýþtýr. Tianeptin araþtýrma süresinde bu ilaçlara eþdeðer etkinlikte bulunmuþtur. Tianeptin karþýlaþtýrýldýðý bu ilaçlara göre cinsel yan etkiler açýsýndan belirgin olarak daha iyi bulunmaktadýr. Cinsel performans yanýnda libidoyu da etkilemez. Cinsel iþlev bozukluklarý ilaçlara baðlý olabilmekle birlikte depresyon olgularýnda da sýk olarak izlendiði bilinmektedir. Tedavinin baþýnda cinsel iþlev bozukluðu hastalar tarafýndan önemli bir sorun olarak görülmemekle birlikte duygudurumun düzelmesi ile birlikte önemli bir sorun olarak getirilmektedir. Ayrýca cinKlinik Psikiyatri 2004;Ek 4:25-31 Tianeptin: Depresyon ve Eþlik Eden Anksiyete Tedavisindeki Yeri sel iþlev bozukluklarýnýn kültürümüzde ciddi bir biçimde ifade edilme ve paylaþýlma sorunu vardýr. Sorulmadýðý takdirde anlatýlmamakta, tedavide sorun yok gibi görülebilmekte, yalnýzca bu nedenle olgular yeni tedavi arayýþlarýna girebilmektedirler. SSRI ile tedavide cinsel yan etkiler %60'lara dek çýkmaktadýr. SSRI'larda bazen ciddi bir sorun olan kesilme belirtileri tianeptinde izlenmemekte veya çok hafif geçmekte ve kýsa süreli olmaktadýr (Lôo ve ark. 1999). Bilindiði gibi anksiyete sýk olarak depresyona eþlik etmektedir. Bazý araþtýrmalarda anksiyete ve depresyon birlikteliði %80 gibi rakamlara ulaþmaktadýr. Anksiyete, depresyon olgularýnda tedaviyi zorlaþtýran, özkýyým olasýlýðýný arttýran bir risk etkeni olarak durmaktadýr. Anksiyete-depresif sendromlarý ayrý bir taný kategorisi olarak ele alýnmasý gerektiðini önerenler vardýr (Lepine ve ark. 2001). Tianeptin hayvan deneylerinde benzodiazepinlere benzer düzeyde bunaltý giderici etki yapmaktadýr (Cutler ve ark. 1997). Depresyona eþlik eden bunaltý tedavisinde tianeptin fluoksetine eþittir. Bazý çalýþmalarda olgulara ek olarak bunaltý giderici ilaç verme olasýlýðý tianeptinde daha düþük olmuþtur. Depresyona eþlik eden anksiyete üzerinde sertralin ve paroksetinle de karþýlaþtýrýlmýþtýr. Anksiyete üzerindeki etkileri benzerdir. Ýki grubun da ek bunaltý giderici ilaç alma gereksinimi ayný düzeyde olmuþtur. Paroksetine göre tianeptinde tolerans sorunlarý daha az olmuþtur. Amitriptilin, klomipramin, mianserin ve maprotilinle de depresyon ve eþlik eden anksiyete tedavisinde karþýlaþtýrmalý çalýþmalarda denenmiþtir. Tianeptin maprotilinden üstün, diðerleri ile eþdeðer etkinlikte bulunmuþtur. Bu araþtýrmalarda tolerans sorunlarýnýn daha az olmasý tianeptin lehine bir gözlemdir (Kasper ve Olié 2002) Yaþlýlarda da ciddi bir tolerans sorunu yaþanmadan kullanýlabilmektedir. Uzun ve kýsa süreli tedavilerde kardiyak parametrelerden hiçbirini etkilemez. Bu özelliði ile kalp sorunu olanlarda güvenilir bir ilaçtýr. Saiz-Ruiz ve arkadaþlarý (1998) 63 yaþlý depresyon olgusunda tianeptini 3 aylýk süre ile 25 mg/gün dozunda denemiþlerdir. Bu araþtýrmada yan etkiye baðlý olarak araþtýrmadan çekilen hasta olmamýþtýr. Düzelme depresyon belirtileri yanýnda biliþsel performansta da olmuþtur. Tolerans sorununun hekimler arasýnda ilaç seçiminde önemli bir sorun olduðu unutulmamalýdýr (Depont ve ark. 2003). Klinik Psikiyatri 2004;Ek 4:25-31 Uzun süreli kullanýmda yinelemeleri önleyici etkisi de kanýtlanmýþtýr. Plasebo kontrollü çalýþmalarda bir yýl içinde yineleme olasýlýðý plasebo grubunda yaklaþýk 2.5 kat daha fazla bulunmaktadýr. Karþýlaþtýrma daha önce geçirilen atak sayýsýna göre yeniden yapýldýðýnda aradaki fark tianeptin lehine daha da artmaktadýr. Uzun süreli kullanýmda da ciddi tolerans sorunlarý izlenmemektedir. Ýþtah ve kilo üzerinde, cinsel iþlevler üzerinde uzun vadeli kalýcý etkilerinin olmamasý bir üstünlük gibi durmaktadýr. Alkol baðýmlýlýðýna eþlik eden depresyonda ve yoksunlukta da etkindir. Bu dönemlerde bunaltý giderici etki de gösterir. Alkolden uzak kalma süresini de uzatýr. Doz ve uygulama Piyasada 12.5 mg'lýk tabletler þeklinde satýlmaktadýr. Olaðan etkin doz 37.5 mg/gün'dür. Zorunlu hallerde 50 mg/gün'e dek çýkýlabilir. Yaþlýlar bazen 12.5 mg/gün gibi düþük dozlardan da yararlanabilmektedir. Terapötik etkisinin birinci haftanýn sonundan itibaren ortaya çýktýðý kabul edilir. Buna karþýn düzelme bazý olgularda birkaç ay süre ile düzenli bir biçimde artabilmektedir. 15 yaþýn altýnda kullaným güvenliði kanýtlanmamýþtýr. Diðer antidepresan ilaçlara benzer biçimde MAOI ile kombine edilemez. Tianeptinden MAOI'ye geçmek gerektiðinde 2 hafta kadar ara verilmelidir. Yan etkileri Yan etkileri sýklýkla hafif-orta düzeyde ve kalýcý deðildir. Yan etkileri arasýnda aðýz kuruluðu, kabýzlýk, aðýzda acý tat, rüya içeriðinde deðiþme, baþ aðrýsý, baþ dönmesi, uyuþukluk, bulantý, karýn aðrýsý, kilo alma, ajitasyon, gerginlik, bulantý bulunmaktadýr. Yan etki nedeni ile ilacý býrakma oraný %5 kadardýr. Bunlar dýþýnda daha seyrek olarak, postural hipotansiyon ve taþikardi izlenebilir. Baðýmlýlýk ve yoksunluða neden olmaz. Depresyon olgularýnda hematolojik, metabolik, biyokimyasal, böbrek ve karaciðer ile ilgili parametreleri önemli ölçüde etkilemez (Yüksel 2003). Yan etkileri tedavi süresi uzadýkça azalmaktadýr. Libidoyu etkilemez. Nadiren karaciðer enzimlerinde yükselmeye neden olur. Ýlacýn piyasaya çýktýðý tarihten (1988) bu yana 3 olgu bildirilmiþtir (Wagstaff ve ark. 2001). 29 Yüksel N. SSRI'lardan farklý olarak dikkat ve belleði etkilemez. Vücut aðýrlýðýný etkilemez. Karþýlaþtýrmalý çalýþmalarda advers olay olasýlýðý 37.5 mg/gün tianeptin ile %19.4, 50 mg/gün sertralin ile %15.2 verilmektedir. Hiç bir olumsuz etkinin gözlenmediði olgularýn oraný ise tianeptinle % 17.2, sertralinle ise %11.2 kadardýr. Tianeptinle advers olaylar %4.8 oranýnda dispne, %2.9 kadar gastrik rahatsýzlýk, ve %1 kadar dismenore; sertralinle ise %3.7 kadar gastrik rahatsýzlýk, %2.8 egzantem, %1 oranýnda da tremor izlenmiþtir. Yaþlýlarda kalp sorunu olanlarda bile kardiyak parametreler üzerinde olumsuz bir etki olmadan kullanýlabilmektedir. Sedasyon yapmamasý ve antikolinerjik etkisinin olmayýþý yaþlýlarda kullaným güvenliðini arttýrmaktadýr. Yaþlýlarda eklem aðrýlarýna yol açabilmekle birlikte bu etki sýklýkla geçici olmaktadýr. Baðýmlýlýk potansiyeli ileri derecede düþüktür. Örneðin opiyat baðýmlýlarý 1-2 aylýk izleme süresinde tianeptin dozunu arttýrma eðilimi göstermemiþlerdir. Tianeptin býrakýlmasýnýn ardýndan ilaç arama davranýþý ve hernagi bir fizyolojik parametrede deðiþiklik izlenmemiþtir. Toksisite belirtileri de hafiftir. 337.5 mg tek dozda yalnýzca geçici bulantý kusma ve sedasyon izlenmektedir. 7 ay süre ile 1875 mg/gün alan bir olguda bile toksik etki izlenmemiþtir. Çok yüksek dozlarýnda uyarýcý etki izlenmektedir. Zehirlenme durumlarýnda hemodializ etkin deðildir. Yüksek dozlarýnýn güvenli olduðu kabul edilir. Nadiren hepatotoksik olabilir. Metabolitlerine karþý aþýrý duyarlýlýk olabilmektedir. Farelerde mikrovesiküler steatoz bildirilmiþtir (Selim ve Kaplowitz 1999). Aðýr olgular dýþýnda mikroveziküler steatoz prognozu genellikle iyidir (Fromenty ve Pessayre 1997). KAYNAKLAR Caccia S (1998) Metabolism of newer antidepressants. An overview of the pharmacological and pharmacokinetic implications. Clin Pharmacokinet, 34: 281-302. Castanon N, Konsman J, Medina C ve ark. (2003) Chronic treatment with the antidepressant tianeptine attenuates lipopolysaccharide-induced Fos expression in rat paraventricular nucleus and HPA axis activation. Psychoneuroendocrinology, 28: 19-34. Castanon N, Médina C, Mormède C ve ark. (2004) Chronic administration of tianeptine balances lipopolisaccharideinduced expression of cytokines in spleen and hypothalamus of rats. Psychoneuroendocrinology, 29: 778-790. Cutler MG, Rodgers RJ, Jackson JE (1997) Behavioral effects in mice of subchronic buspirone, ondansetron and tianeptine. I. Social interactions. Pharmacol Biochem Behav, 56: 287-293. Depont F, Rambelomanana S, Le Puil S ve ark. (2003) Antidepressants: psychiatrist' opinions and clinical practice. Acta Psychiatr Scand, 108: 24-31. trolled trials of tianeptine versus SSRI in the short-term treatment of depression. Eur Psychiatry, 17(Suppl 3): 331-340. Kim Y, Shin M, Kim S ve ark. (2002) Modulation of tianeptine on ion currents induced by inhibitory neurotransmitters in acutely dissociated dorsal raphe neurons of Sprague-Dawley rats. Eur Neuropsychopharmacol, 12: 417-425. Lepine JP, Altamura C, Anseau M ve ark. (2001) Tianeptine and paroxetine in major depressive disorder, with a special focus on the anxious component in depression: an international, 6-week double-blind study. Hum Psychopharmacol, 16: 219-227. Lôo H, Saiz-Ruiz J, Silva JAC ve ark. (1999) Efficacy and safety of tianeptine in the treatment of depressive disorders in comparison with fluoxetine. J Affect Disord, 56: 109-118. Lucassen PJ, Fuchs E, Czeh B (2004) Antidepressant treatment with treatment reduces apoptosis in the hippocampal dentate gyrus and temporal cortex. Biol Psychiatry, 55: 789-796. Favre JD, Guelfi-Sozzi C, Delalleu B ve ark. (1997) Tianeptine and alcohol dependence. Eur Neuropsychopharmacol, 7: 347351. Malagie I, Deslandes A, Gardier Amigdala (2000) Effects of acute and chronic tianeptine administration on serotonin outflow in rats: comparison with paroxetine by using in vivo microdialysis. Eur J Pharmacol, 403: 55-65. Fromenty B, Pessayre D (1997) Impaired of mitochondrial function in microvesicular steatosis. Effects of drugs, ethanol, hormones and cytokines. J Hepatol, 26 (Suppl 2): 43-53. McEwen BS, Magarinos AM (2001) Stress and hippocampal plasticity: implications for the pathophysiology of affective disorders. Hum Psychopharmacol, 16: 7-19. Fuchs E, Czéh B, Michaelis T ve ark. (2002) Synaptic plasticity and tianeptine: structural regulation. Eur Psychiatry, 17(Suppl 3): 311-317. McEwen BS, Magarinos A, Reagan LP (2002) Structural plasticity and tianeptine: cellular and molecular targets. Eur Psychiatry, 17(Suppl 3): 318-330. Hindmarch I (2001) Expanding the horizons of depression: beyond the monoamine hypothesis. Hum Psychopharmacol Clin Exp, 16: 203-218. Meneses A (2002) Tianeptine 5-HT uptake sites and 5-HT(1-7) receptors modulate memory formation in an autoshaping Pavlovian/instrumental task. Neurosci Biobehav Rev, 26: 309319. Kasper S, Olié JP (2002) A meta-analysis of randomized con- 30 Klinik Psikiyatri 2004;Ek 4:25-31 Tianeptin: Depresyon ve Eþlik Eden Anksiyete Tedavisindeki Yeri Morley-Fletcher S, Darnaudery M, Koehl M ve ark. (2003) Prenatal stress in rats predicts immobility behavior in the forced swim test. Effects of chronic treatment with tianeptine. Brain Res, 989: 246-251. Morris RGM, Kelly SSRI, Burney D ve ark. (2001) Tianeptine and its enantiomers: effects on spatial memory in rats with medial septum lesions. Neuropharmacology, 41: 272-281. Mück-Šeler D, Pivac N, Sagud M ve ark. (2002) The effects of paroxetine and tianeptine on peripheral biochemical markers in major depression. Prog Neuropsychopharmacol Biol Psychiatry, 26: 12351243. Oluyomi AO, datla KP, Curzon G (1997) Effects of the (+) and (-) enantiomers of the antidepressant drug tianeptine on 5-HTPinduced behavior. Neuropharmacology, 36: 383-387. Pacher P, Kohegyi E, Kecskemeti V ve ark. (2001) Current trends in the development of new antidepressants. Curr Med Chem, 8: 89-100. Plaisant F, Dommergues MA, Spedding M ve ark. (2003) Neuroprotective properties of tianeptine: interactions with cytokines. Neuropharmacology, 44: 801-809. Klinik Psikiyatri 2004;Ek 4:25-31 Rogóz Z, Skuza G, Dlaboga D ve ark. (2001) Effect of repeated treatment with tianeptine and fluoxetine on the central α1adrenergic system. Neuropharmacology, 41: 360-368. Saiz-Ruiz J, Montes JM, Alvarez E ve ark. (1998) Tianeptine therapy for depression in the elderly. Prog Neuropsychopharmacol Biol Psychiatry, 22: 319-329. Sánchez-Mateo CC, Darias V, Auxiliadora DM ve ark. (2003) Neuropharmacological study of hetero[2,1]benzothiazepine derivatives analogues of tianeptine. Farmaco, 58: 1-10. Selim K, Kaplowitz N (1999) Hepatotoxicity of psychotropic drugs. Hepatology, 29: 1347-1351. Wagstaff AJ, Ormrod D, Spencer CM (2001) Tianeptine: A review of its use in depressive disorders. CNS Drugs, 15: 231259. Wegener G, Volke V, Harvey BH ve ark. (2003) Local but not systemic, administration of serotonergic antidepressants decreases hippocampal nitric oxide synthase activity. Brain Res, 959: 128-134. Yüksel N (2003) Antidepresan Ýlaçlar. Psikofarmakoloji. Çizgi Týp Yayýnevi, Ankara. 31