242-245 kan yoluyla bulansan - Hastane İnfeksiyonları Dergisi

advertisement
Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 2007; 11: 242-245
tan
H as
e
f
İn
ek
si
yonları
Kan Yoluyla Bulaflan ‹nfeksiyonlar
olarak tan›mlanm›flt›r. Kan ile herhangi bir etken
grubundan bulafl olabilmektedir (Tablo 1).
Dr. Ayhan AKBULUT*
‹nfeksiyon ajanlar› kan yoluyla insanlara iki
flekilde bulaflmaktad›r:
* F›rat Üniversitesi T›p Fakültesi, ‹nfeksiyon Hastal›klar› ve
Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dal›, Elaz›¤.
üvenli kan; “infeksiyon etkenleri ve zararl›
yabanc› maddeleri içermeyen ve verildi¤i
kiflide herhangi bir hastal›k oluflturmayan kan”
G
1. Direkt kan ve kan ürünleri al›n›m›: Tam kan,
eritrosit süspansiyonu, trombosit süspansiyonu,
taze donmufl plazma, kriyopresipitat, faktör VIII
ve IX konsantreleri ile bulaflt›¤› saptanm›flt›r. Ancak; albumin, immünglobulinler ve antitrombin
III ile bulaflt›¤› saptanmam›flt›r.
Tablo 1. Kan Yoluyla Bulaflan ‹nfeksiyon Etkenlerinin Görülme S›kl›klar›na Göre Da¤›l›m›.
I. Grup
II. Grup
III. Grup
HBV
CMV
HAV
HGV
HCV
EBV
HPV-B19
TTV
HIV 1-2
Stafilokok
HHV-6
SEN-V
Streptokok
Yersinia enterocolitica
HEV
Plasmodium
Babesia
HHV-8
Leishmania
SARS
Toxoplasma
WNV
Trypanosoma cruzi
Borrelia burgdorferi
Rickettsia
Ehrlichia
HTLV 1-2
Treponema pallidum
IV. Grup
CJD
vCJD
(kan›tlanmam›fl)
242
Kan Yoluyla Bulaflan ‹nfeksiyonlar
2. Kazara kan›n temas› sonucu bulafl iki flekilde olmaktad›r:
a. Perkütanöz yol:
• Enjektör ya da di¤er sivri uçlu aletlerin
batmas›,
• Kesici aletler ile derinin kesilmesi ve soyulmas›,
• Derinin di¤er hasar ve yan›klar›,
• Yara, akne ve günefl yan›¤›.
b. Mukozal yol: A¤›z, burun ve konjunktivaya
kan›n s›çramas›.
Ayr›ca kan içeren di¤er vücut s›v›lar› ile de
bulafl ortaya ç›kmaktad›r. Amniyotik, serebrospinal, perikardiyal, peritoneal, plevral, sinovyal s›v›lar, vajinal sekresyonlar, semen ve tükürük olarak say›labilmektedir.
‹nsan immünyetmezlik virüsü [Human Immunodeficiency Virus (HIV)], hepatit B virüsü
(HBV) ve hepatit C virüsü (HCV) sa¤lam deriden
geçemez, bütünlü¤ü bozulmufl deriden bulafl›r.
Bulaflma yolu, kan miktar› ve kandaki virüs miktar› ile; bulaflma oran›, bulafltan sonra antikor
geliflmesi ve bu antikorun saptanabilmesi için
geçen süre de¤iflmektedir. HIV ile infekte kan›n
perkütan temas›ndan sonra HIV’›n ortalama bulafl riski yaklafl›k olarak %0.3’tür. Mukoz membranlara temastan sonra bulafl riski ise %0.09’dur.
Potansiyel olarak infeksiyöz dokular ile kan d›fl›
di¤er vücut s›v›lar›n›n mesleksel temastan sonra geçifl riskinin oran› konusunda veriler yetersizdir. Organizma virüs ile karfl›laflt›ktan sonra
genellikle iki-alt›, bazen de 10-12 hafta içinde
ve hemen tamam›nda alt› ay içinde HIV antikorlar› oluflmaktad›r. Anti-HIV’›n saptanabilmesi
için geçen süre ortalama 2.4 ay olup, olgular›n
%95’inde alt› ay, %5’inde ise 12 ay içinde antikor
geliflti¤i gözlenmifltir. Polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) ile bulafltan sonraki bir-iki hafta içinde
HIV-RNA saptanabilmektedir. En yayg›n kullan›lan tarama testleri ELISA ve Western blott’tur.
ELISA ile iki kez pozitif sonuç al›nd›¤›nda sonuç
pozitif olarak kabul edilir. ELISA’n›n özgüllü¤ü
ve duyarl›l›¤› %99’un üstündedir. Western blott
ile do¤rulama testi yap›l›r ve HIV-RNA ile virüs
miktar› saptan›r (1,2).
HBV kanda ve seröz s›v›larda yüksek konsantrasyonlarda bulunur. Yap›lan çal›flmalarda
bulafl oran› HBeAg pozitif kaynaklardan %19-40,
HBeAg negatiflerden %5-6 olarak tespit edilmifl-
Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 2007; 11: 4
Akbulut A.
tir. HBV için kan merkezlerinde tarama serolojik
testlerle yap›lmaktad›r. ELISA ile HBsAg genellikle belirtiler ortaya ç›kmadan önce saptan›r.
Amerika Birleflik Devletleri (ABD) ve Fransa gibi
baz› ülkelerde anti-HBc de taranmaktad›r.
HCV, büyük oranda infeksiyöz donörden kan
ya da kan ürünlerinin transfüzyonu yoluyla bulaflmaktad›r. Anti-HCV’nin pozitif oldu¤u bilinen
bir hasta kayna¤›ndan i¤ne ya da kesici-delici
aletlerle temastan sonra anti-HCV serokonversiyon oran› ortalama %1.8’dir. E¤er HCV-RNA taranm›flsa, bu oran %10’a kadar ç›kmaktad›r. AntiHCV virüsün vücuda giriflinden befl-alt› ay sonra
saptanabilmektedir. HCV-RNA ise virüs ile temastan sonraki bir-iki hafta içinde serum ya da
plazmada taranabilir. Baz› Avrupa ülkelerinde
alanin aminotransferaz (ALT) taramas› yap›lsa
da HCV-RNA seviyeleri ile transaminaz seviyelerindeki dalgalanmalar her zaman paralel seyretmemektedir. Yap›lan çal›flmalarda, serumlar›nda HCV-RNA saptanan kiflilerin tükürüklerinde %32, semenlerinde %57, vajinal sekresyonlar›nda ise %22 oranlar›nda HCV-RNA saptand›¤›
gösterilmifltir (3,4).
ABD’de transfüzyon sonras› saptanan hepatitlerin %24’ünden HBV, %43’ünden HCV sorumlu tutulmufltur. Transfüzyonla HIV geçifl oran›
ABD’de %1.2, geliflmekte olan ülkelerde %10, ülkemizde ise %3.1 olarak gözlenmifltir (5).
Ülkemizdeki kan merkezlerinin donör tarama
testi sonuçlar› incelendi¤inde; HBsAg pozitifli¤i
%2.69, anti-HCV pozitifli¤i %0.72 ve anti-HIV pozitifli¤i %0.05 olarak saptanm›flt›r (6).
“Human-T Lymphotropic Virus 1,2 (HTLV-1,
2)” bir retrovirüs olup, bat› ülkelerinde uyuflturucu kullananlarda ve birkaç “Hair Cell” Lösemi vakas›nda saptanm›flt›r. Her iki tür de beyaz kürelerle iliflkili olup, plazma ile bulaflmamaktad›r.
ABD, Japonya ve baz› Avrupa ülkelerinde donör
kanlar›nda HTLV-1,2 aranmas› zorunlu k›l›nm›flt›r.
Sitomegalovirüs (CMV), lökositlerin genomuna yerleflmekte ve s›kl›kla hücresel komponentlerle bulaflmaktad›r. ‹mmünitesi sa¤lam kiflilerde primer CMV infeksiyonu genellikle asemptomatiktir. Ancak kemik ili¤i, periferik kök hücre
al›c›lar›, baz› solid organ al›c›lar› ve düflük do¤um a¤›rl›kl› yenido¤anlar gibi ba¤›fl›kl›¤› bask›lanm›fl hastalarda hayat› tehdit edici komplikasyonlara yol açmaktad›r. Bu tür hastalara CMV seronegatif kan ya da lökositten ar›nd›r›lm›fl kan
243
Akbulut A.
komponentlerinin kullan›m› ya da kan ve kan
ürünlerinin fotokimyasal bir ifllemden sonra kullan›m› önerilmektedir. Özellikle trombosit süspansiyonlar›n›n psöralen amotosalen HCl ve
uzun dalga ultraviyole ›fl›nlar› ile ifllemden sonra
kullan›lmas› önerilmektedir. Ayr›ca bu ifllem, viral, bakteriyel ve paraziter ajanlar›n nükleik asitlerine de etkilidir (7).
Parvovirüs B19’un primer infeksiyonunda çok
farkl› hastal›k tablolar› ortaya ç›kar. ‹mmün sistemi bask›lanm›fl hastalarda; klinik bulgular fliddetli olmakta, viral temizlenme gecikmekte ya
da eksik oluflmaktad›r. Kronik hemolitik anemili
hastalarda aplastik krizin ortaya ç›kmas›na neden olabilmektedir. Hematolojik kanserli hastalara verilmek üzere test edilen 2123 kan ürününün 21 (%1)’inde parvovirüs B19 DNA’s› saptanm›flt›r (8).
Creutzfeldt-Jakob hastal›¤› (CJD) en s›k görülen insan prion hastal›¤›d›r. Ço¤unlukla kadavradan elde edilen büyüme hormonu ve gonodotropik hormonla iliflkili bulunurken, düflük de olsa beyin cerrahi operasyon aletleri ve kan temas› ile de bulaflabilece¤i düflünülmektedir. ‹yatrojenik CJD’nin literatürdeki say›s› 260-270 olgu
olarak saptanm›flt›r (9).
‹nsan varyant Creutzfeldt-Jakob hastal›¤›
(vCJD)’n›n primer kayna¤›n›n; inek spongioform
ensefalitli [bowine spongioform encephatlopathy (BSE)] s›¤›r eti tüketilmesi oldu¤u düflünülür. Ancak t›pk› CJD’de oldu¤u gibi cerrahi ifllemler ve kan transfüzyonu ile bulaflabilece¤i riski
çeflitli deneysel çal›flmalarla gösterilmifltir (10).
SEN-V tek sarmall› bir DNA virüsüdür. SENV’nin A-H aras›nda sekiz genotipi saptanm›flt›r.
Dünya çap›nda pek çok ülkede izole edilmifltir.
Transfüzyon sonras› geliflen hepatitlerin bir k›sm›ndan sorumlu tutulmufltur (11).
Tayvan’da kan nakledilen 192 hastan›n takibinde befl hastada “Transfusion Transmitted Virus (TTV)” DNA’s› ve bunlar›n dördünde serokonversiyon gözlenmifltir (12). Ülkemizde kan
ba¤›flç›lar›n›n taranmas›nda PCR ile %6-80 oranlar›nda TTV DNA’s› saptanm›flt›r (6).
Kan›n kendi antibakteriyel gücü, sitrat ve so¤ukta depolanma bakteriyel bulaflmay› azaltmaktad›r. ‹ki flekilde bakteriyel bulafl olmaktad›r:
1. Asemptomatik infeksiyon sonucu: Spiroket, Brucella, Salmonella infeksiyonlar› gibi.
244
Kan Yoluyla Bulaflan ‹nfeksiyonlar
2. Geçici bakteremi sonucu: Stafilokok, streptokok, psödomonas, asinetobakter infeksiyonlar› fleklinde ortaya ç›kabilmektedir.
Kontamine kan›n transfüzyonuna septisemi
ile yan›t verilir. Genellikle semptomlar dakikalar
içinde geliflir. Üflüme hissi, titreme, atefl, bulant›, kusma, kar›n a¤r›s›, kanl› ishal, kas a¤r›lar›, hipotansiyon, böbrek yetmezli¤i, hemoglobinüri,
dissemine intravasküler koagülasyon gibi belirtiler gözlenir. Bu tablo ABO inkomplet transfüzyon reaksiyonundan güç ayr›l›r.
Bakteriyel etkenlerden en s›k görülen etken
olan Treponema pallidum’un neden oldu¤u sifiliz
bafll›ca cinsel yolla bulaflmakta olup, kan tranfüzyonu ve anneden bebe¤e vertikal yolla da geçebilmektedir. Konjenital sifiliz d›fl›nda latent,
primer, sekonder ve tersiyer safhalar› bulunmaktad›r. Kanda T. pallidum aramalar› için serolojik
testlerden faydalan›l›r. Primer sifilizde; VDRL
%44-76, RPR %70-73, ELISA %48-77, TPHA %50-83
oranlar›nda, primer d›fl›nda her safha için ELISA
%82-100, TPHA %85-100, TPPA %95-100 oranlar›nda hassas olduklar› saptanm›flt›r (13).
Düflük do¤um a¤›rl›kl› erken do¤an bir bebekte, splenektomili ve talasemili iki hastada transfüzyon sonras› bruselloz geliflti¤i gözlenmifltir (14,15).
‹srail’de belirgin intravasküler odak olmayan
4277 bakteremi ata¤›nda 3978 geçici baktereminin (bir günlük) 332 (%8)’sinin polimikrobiyal,
150 (%4)’sinin Acinetobacter spp., 123 (%3)’ünün
koagülaz-negatif stafilokok ve 19 (%0.5)’unun Salmonella oldu¤u saptanm›flt›r. Persistan baktereminin (iki günden fazla) ise 299 oldu¤u gözlenmifl ve 85 (%28)’inin polimikrobiyal, 32 (%11)’sinin Acinetobacter spp., 20 (%7)’sinin koagülaz-negatif stafilokok, 11 (% 4)’inin de Salmonella oldu¤u
saptanm›flt›r (16).
Ço¤unlu¤u Sahra-Alt› Afrika’da olmak üzere
dünya çap›nda y›ll›k 150 milyon s›tma vakas› ve
1-2 milyon ölüm gözlenmektedir. Ülkemizde Güney ve Güney Do¤u Anadolu Bölgelerinde endemik, di¤er bölgelerde ise sporadik olarak görülmektedir. Tek donör taze donmufl plazma ile bulaflma gözlenmemifl olup, bunun d›fl›nda kan ve
di¤er kan ürünleriyle malarya bulaflmaktad›r.
Akut malarya tan›s› için kal›n damla ve ince yayma preparatlar›n›n incelenmesi hala temel tan›
yolu olsa da, ço¤u durumlarda kan bankalar›n›n
malarya taramas› için yeterli de¤ildir. Endemik
olmayan ülkelerde spesifik antimalaryal im-
Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 2007; 11: 4
Kan Yoluyla Bulaflan ‹nfeksiyonlar
münglobulinlerle birlikte bekleme (donör erteleme) bulaflmay› minimuma indirmenin etkili bir
yolunu oluflturmaktad›r. Endemik ülkelerde daha spesifik donör sorgulanmas›, mevsimsel de¤ifliklik ve co¤rafi da¤›l›m›n düflünülmesi gerekmektedir. Bununla birlikte benimsenmifl, kabul
edilmifl bir strateji yoktur. Transfüzyon sonras›
ateflli hastalarda her zaman s›tma düflünülmelidir. ‹ngiltere’de temas etme öyküsü alt› aydan
daha fazla, ELlSA ile P. falcifarum antikoru negatif
ve semptomsuz olan kifliler donör olarak kabul
edilebilmektedir (17).
KAYNAKLAR
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
Moloughney BE. Transmission and postexposure
management of bloodborne virus infections in
the health care setting: Where are now? CMAJ
2001;165:445-51.
Trim JC, Adams D, Elliot TS. Healthcare workers’knowledge of inoculation injuries and glove
use. Br J Nurs 2003;12:215-21.
Busch MP, Satten GA. Time course of viremia and
antibody seroconversion following human immunodeficiency virus exposure. Am J Med
1997;102:117-24.
Akbulut A. Sa¤l›k personelinde infeksiyon riski ve
korunma: Kan yoluyla bulaflan infeksiyonlar. Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 2004;8:132-9.
Kocazeybek B. Kan ve kan ürünleriyle bulaflan infeksiyonlar: Rutin tarama testleri ve moleküler tan› yöntemleri. Cerrahpafla T›p Dergisi
2003;34:158-63.
Töre O, Uluhan R, Karakoç E, Altunay H, K›l›ç NB.
Türkiye’de transfüzyonla bulaflan enfeksiyon sorunu. XII. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon
Hastal›klar› Kongresi, Kongre Kitab›. Klimik
2005:109-19.
Roback JD, Conlan M, Drew WL, Ljungman P, Nichols WG, Preiksaitis JK. The role of photochemical treatment with amotosalen and UV-A light in
the prevention of transfusion-transmitted cytomegalovirus infections. Transfus Med Rev
2006;20:45-56.
Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 2007; 11: 4
Akbulut A.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
Plentz A, Hahn J, Knoll A, Holler E, Jilg W, Modrow
S. Exposure of hematologic patients to parvovirus
B19 as a contaminant of blood cell preparations
and blood products. Transfusion 2005;45:1811-5.
Pauli G. Tissue safety in view of CJD and variant
CJD. Cell Tissue Bank 2005;6:191-200.
Ironside JW. Variant Creutzfeldt-Jakob disease:
risk of transmission by blood transfusion and blood therapies. Haemophilia 2006;12(Suppl 1):8-15.
Yoshida EM, Wong SG. SEN virus: A clinical review.
Minerva Gastroenterol Dietol 2002;48:73-9.
Yang SS, Wu CH, Chen TH, Huang YY, Huang CS.
TT viral infection through blood transfusion: Retrospective investigation on patients in a prospective study of post-transfusion hepatitis. World J
Gastroenterol 2000;6:70-3.
Goh BT. Syphilis in adults. Sex Transm Infect
2005;81:448-52.
Al-Kharfy TM. Neonatal brucellosis and blood
transfusion: Case report and review of the literature. Ann Trop Paediatr 2001;21:349-52.
Economidou J, Kalafatas P, Vatopoulou T, Petropoulou D, Kattamis C. Brucellosis in two thalassaemic patients infected by blood transfusions from
the same donor. Acta Haematol 1976;55:244-9.
Chowers MY, Gottesman B, Paul M, Weinberger
M, Pitlik S, Leibovici L. Persistent bacteremia in
the absence of defined intravascular foci: Clinical
significance and risk factors. Eur J Clin Microbiol
Infect Dis 2003;22:592-6.
Kitchen AD, Chiodini PL. Malaria and blood transfusion. Vox Sanguinis 2006;90:77-84.
YAZIfiMA ADRES‹
Prof. Dr. Ayhan AKBULUT
F›rat Üniversitesi T›p Fakültesi
‹nfeksiyon Hastal›klar› ve
Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dal›
ELAZI⁄
Makalenin Gelifl Tarihi: 12.08.2007
Kabul Tarihi: 16.08.2007
245
Download