souchon`un oldubittisi

advertisement
K. Sarıöz
Goeben’den Yavuz’a
SOUCHON’UN OLDUBİTTİSİ
Eylül ortasında Yavuz Sultan Selim, Midilli ve Osmanlı donanmasının işe yarar
gemileri savaşa hazır hale gelmiş ve Amiral Souchon komutasındaki Osmanlı filosu
Marmara denizinde tatbikatlara başlamıştı. 15 Eylül günü donanma Yavuz Sultan
Selim ve Midilli başta olmak üzere Sultan Reşat önünde resmi geçit yaptı.
Osmanlı donanmasının komutanlığını Amiral Souchon’a kaptıran Amiral Limpus ve
İngiliz Islah Heyeti personeli 16 Eylül günü akşamüstü İtalyan bandıralı Sardegna
gemisi ile İstanbul’dan ayrıldılar. Amiral Limpus’u Doğu Akdeniz filosunun başına
geçiremeyen Churchill 17 Eylül’de Malta’daki Üs Komutanı Amiral Carden’i bu
filonun komutanlığına atadı. Amiral Limpus ise Carden’in yerine Malta üs
komutanlığına atandı. Amiral Carden gibi aktif kariyeri son ermiş pasif bir amiralin
Doğu Akdeniz Filosu komutanlığına atanması şaşkınlık yarattı.
İstanbul’da Osmanlı Donanması komutanlığına getirilen Amiral Souchon derhal
Karadeniz’e çıkarak Rus gemi ve limanlarına karşı harekat gerçekleştirmek istiyordu.
Bu konuda Harbiye Nazırı Enver Paşa kendisini destekliyordu ancak başta Sadrazam
Said Halim Paşa olmak üzere pek çok Nazır tarafsız kalma fikrini koruyordu.
Nitekim 18 Eylül günü Amiral Souchon’un Said Halim Paşa’yı ziyaret donanmayı
tatbikat amacıyla Karadeniz’e çıkarmak istediğini belirtti ancak Said Halim Paşa bu
talebe olumsuz yanıt verdi. Bunun üzerine Enver Paşa ertesi gün kendi inisiyatifini
kullanarak Amiral Souchon’a Yavuz Sultan Selim ve Midilli ile Karadeniz’de keşif
harekatı yapma izni verdi. Ancak Alman Büyükelçisi Wangenheim politik açıdan
Yavuz Sultan Selim ve Midilli’nin Karadeniz’e çıkmasını uygun bulmadığı için
Amiral Souchon ancak üç destroyeri Karadeniz’e çıkartabildi.
20 Eylül günü Amiral Carden Limni adasındaki Mondros limanında bulunan HMS
Defence zırhlı kruvazöründe flamasını çekerek Doğu Akdeniz Filosu komutanlığını
devraldı. Amiral Carden’e Birinci Deniz Lordundan gelen emirde kendisinin asıl
hedefinin Goeben ve Breslau olduğu ve bu gemilerin boğazdan dışarı çıkmaları
durumunda bayrak ve isimlerine bakılmaksızın batırılmaları emrediliyordu.
Boğazdan çıkacak Osmanlı gemileri konusunda inisiyatif Amiral Carden’e
bırakılıyordu.
Bu hızlı gelişmeler olurken Sadrazam Said Halim Paşa Almanların elinde oyuncak
olan Enver Paşa’nın bir askeri diktatörlüğe doğru gittiğini görüyor ve
endişeleniyordu. Enver Paşa’nın derhal Almanya yanında savaşa girmek istemesine
karşın kabinede sadece Talat Bey ve Cemal Paşa kendisini destekliyordu. Kabinenin
diğer üyeleri ve özellikle Said Halim Paşa ile Maliye Nazırı Cavid Bey bir savaşın
ülkenin sonu olacağını görüyordu. Diğer taraftan Wangenheim, Liman von Sanders,
Souchon ve von Usedom Osmanlı ordusunu savaşa sokmak için tek umutlarının
Enver Paşa olduğunu biliyorlardı.
Amiral Souchon İstanbul’da eli kolu bağlı kalmaktan çok rahatsızdı ve mutlaka
Karadeniz’e çıkarak Rus filosuna veya Rus limanlarına saldırmak istiyordu. Bu
amaçla 18 Eylül günü Said Halim Paşa ile görüşen Souchon donanmanın savaşa
hazırlanabilmesi için Karadeniz’e çıkmak zorunda olduğunu anlattı ancak Said
129
K. Sarıöz
Goeben’den Yavuz’a
Halim Paşa Souchon’un gerçek niyetini tahmin ediyordu. Ertesi gün Amiral Souchon
Enver Paşa’dan Yavuz Sultan Selim ve Midilli ile Karadeniz’de keşif harekatı yapma
izni almayı başardı. Amiral Souchon Enver Paşa’nın verdiği izne göre 20 Eylül günü
Karadeniz’e çıkmak için hazırlıklarını yaparken Said Halim Paşa yapılan kabine
toplantısında Enver Paşa tarafından verilen filonun Karadeniz’e çıkması iznini
kaldırtmayı başardı. Bu karara kızan Amiral Souchon kendisine izin verilmese dahi
Karadeniz’e çıkacağını iddia ettiyse da Kabine’nin kararlı tutumu nedeniyle Enver
Paşa ve Souchon geri adım atmak zorunda kaldılar ve 20 Eylül günü sadece Midilli
birkaç saatliğine Karadeniz’e çıkabildi.
Bu arada İngiltere ve Fransa ile Osmanlı devleti arasındaki gerginlik artıyordu. 21
Eylül günü İngiliz Donanma karargahından Amiral Carden’e gönderilen mesajda
Osmanlı gemilerinde Alman subay ve erlerinin de görev aldığı, bu yüzden boğazdan
çıkacak Osmanlı bayrağı taşıyan savaş gemilerinin düşman gemisi olarak
değerlendirilebileceği bildirildi.
Goeben ve Breslau’ın İstanbul’a kaçışı olayından sorumlu tutulan İngiliz amiralleri
Milne ve Troubridge’in savunmalarını alan İngiliz Donanma Komutanlığı 22 Eylül
günü Portsmouth’ta bir askeri soruşturma düzenledi. Konu ile ilgili bir askeri
yargılamaya gerek olup olmadığı konusunda yapılan bu soruşturma sonucu bir
askeri mahkeme oluşturulması ve bu mahkemeye Amiral Troubridge’in sanık,
Amiral Milne’in tanık olarak çağrılması kararına varıldı.
25 Eylül günü İngiliz Donanma karargahından Amiral Carden’e gönderilen mesajda
boğazdan gündüz veya gece çıkacak Osmanlı bayrağı taşıyan savaş gemilerine ateş
açılması emri verildi. Aynı gün Dışişleri Bakanı Grey’den İstanbul’daki elçi Mallet’e
gönderilen mesajda Osmanlı hükümetini gemilerini Çanakkale boğazından
çıkartmamaları konusunda uyarması istendi. İngilizler boğazın hemen dışında yer
alan İngiliz muharebe gemilerine İstanbul’daki Alman denizcilerin bir torpidobot
saldırısı yapmalarından endişe etmekteydiler.
27 Eylül günü Çanakkale boğazından çıkarak karasularını takiben İzmir’e gitmek
isteyen Akhisar torpidobotu Bozcaada önünde İngiliz Rattlesnake ve Savage
destroyerleri tarafından durduruldu. Akhisar’da boğaz çıkışındaki İngiliz gemileri
hakkında bilgi toplamak üzere Alman Albay Frege’de bulunuyordu. Akhisar’a çıkan
bir İngiliz subay Doğu Akdeniz Filosu komutanı emriyle hiçbir Osmanlı savaş
gemisinin boğazdan Ege’ye çıkamayacağını ve
Akhisar’ın geri dönmemesi
durumunda batırılacağını bildirdi. Bunun üzerine Akhisar geri dönmek zorunda
kaldı.
İngilizlerin kendi karasularında seyreden bir Osmanlı gemisine müdahalesi Osmanlı
tarafında büyük tepki buldu. Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı dış mayın
hattındaki açıklığı dört mayın ile kapattırdı ve böylece boğaz deniz trafiğine
kapatılmış oldu. Aynı gün boğazın dar kısmında dördüncü mayın hattının
döşenmesine başlandı. Boğazların deniz trafiğine kapatılması ile Karadeniz’den
gelen Rus gemileri haftalarca Haliç önlerinde demir atarak beklediler ancak
gerginliklerin giderek artması ile Çanakkale boğazının açılmayacağı anlaşılınca
Rusya’ya geri dönmek zorunda kaldılar.
130
K. Sarıöz
Goeben’den Yavuz’a
İstanbul’da bulunan ve ülkesi adına bir şeyler yapmak için çırpınan Amiral Souchon
çeşitli bahanelerle elindeki gemileri Karadeniz’e çıkartıyor ve Rus filosu ile
karşılaşmayı umuyordu. 3 Ekim günü Yavuz Sultan Selim, Turgut Reis ve Barbaros
Hayrettin Karadeniz’e çıktı ve hakiki mermilerle atış tatbikatı yaptı ancak Rus
gemileri ortada yoktu.
Said Halim Paşa Amiral Souchon’un bir oldubitti yapmasından korkuyordu ve
kendisini kontrol altına alabilmek için 7 Ekim günü amiral rütbesi ile Osmanlı
donanmasına katılmasını teklif etti. Amiral Souchon Karadeniz’de bir harekat
yapmaya kararlı olduğundan kendisini Osmanlı hükümeti kontrolüne sokacak bu
teklifi nazik bir şekilde reddetti. Ertesi gün Amiral Souchon Midilli’yi Rus filosunun
yerini bulmak üzere Karadeniz’e çıkarttı ancak Rus filosu Sivastopol’den dışarı
çıkmıyordu.
Bu sırada Batı cephesinde Alman ordusu Fransız ordusuna karşı siper savaşı
yaparken Belçika ordusunun son savunma hatlarını da kırmayı başarmıştı. 9 Ekim
günü Antverp’in düşmesi ile Belçika’nın işgali tamamlandı.
İstanbul’da bulunan Alman subayları bir şekilde Almanya’ya destek sağlayacak
harekatlar yapmak istiyorlardı. Bunun için Osmanlı devletini savaşa sokmaları
gerekiyordu. Bu amaçla en büyük kozları olan Harbiye Nazırı Enver Paşa’yı
muhtemel savaş planları üzerinde çalışmaya zorluyorlardı. 12 Ekim günü Amiral
Souchon Enver Paşa’dan tüm donanma ile Karadeniz’e çıkmak için izin istedi ancak
politik durumun henüz uygun olmadığını gören Enver Paşa buna izin vermedi. 22
Ekim’de Enver Paşa Harbiye Nezareti tarafından hazırlanan alternatif savaş
planlarını görüşmek üzere Liman von Sanders ve Souchon ile bir toplantı yaptı.
Planlarda Balkanlardan gelebilecek bir saldırıya karşı ordunun en önemli
bölümünün Trakya’da savunma konumunda yer alması öngörülmüştü. Bu durumda
Osmanlı ordusu ancak sınırlı sayıda birlik ile Mısır’da İngilizlere veya Kafkas
cephesinde Ruslara saldırabilirdi. Bu harekatların etkisinin sınırlı olacağı açıktı.
Ayrıca harekatların hazırlık süresi oldukça uzundu. Almanlar ise Ruslara acilen
çarpıcı bir darbe vurmak istiyordu. Bunun tek yolunun filonun Karadeniz’e çıkması
ve Rus gemi ve limanlarına saldırması olduğuna karar verildi.
Enver Paşa Almanlar ile savaş planları yaparken Osmanlı kabinesini oluşturan
nazırların çoğu hala tarafsızlığın korunması taraftarıydı. Hatta Kabine Osmanlı
hükümetini temsilen Halil ve Hafız Beylerin Berlin’e gönderilmesini ve Osmanlı
devletinin 6 ay süreyle tarafsız kalması konusunda Almanya’nın ikna edilmesi
konusunu görüşüyordu. Enver Paşa bu tür girişimlerin önünü kesmek üzere bir
oldubitti yapmak gerektiğini düşünüyordu. Enver Paşa’nın tercihi bu oldubittiyi
Amiral Souchon komutasındaki donanmanın yapması olacaktı ancak Alman
Büyükelçisi Wangenheim Amiral Souchon’un Karadeniz’de yapacağı bir harekat
sonrası Osmanlı hükümetinin bunun kendi bilgileri dışında olduğunu
açıklamasından korktuğu için Enver Paşa’dan yazılı emir istiyordu. 23 Ekim günü
Wangenheim Deniz Ataşesi Albay Humann’ı Harbiye Nazırı Enver Paşa’ya gönderdi
ve Amiral Souchon için yazılı emir taleplerini iletti.
131
K. Sarıöz
Goeben’den Yavuz’a
Amiral Souchon komutasındaki Osmanlı donanmasının Karadeniz’e çıkması ve Rus
filosunu tahrip etmesi fikrine Harbiye Nazırı Enver Paşa yanında Bahriye Nazırı
Cemal Paşa da sıcak bakmaya başlamıştı. 24 Ekim günü Cemal Paşa Osmanlı gemi
komutanlarına gönderdiği mesajda Amiral Souchon’un donanma komutanı
olduğunu hatırlattı ve verdiği emirlere titizlikle uyulmasını istedi.
25 Ekim günü Enver Paşa Amiral Souchon’a iki yazılı emir verdi. Birinci emirde
filonun tatbikat amacıyla Karadeniz’e çıkması ve Rus gemilerinin müdahalesi
durumunda mühürlü olan ikinci emrin açılması isteniyordu. İkinci emirde ise
Osmanlı filosunun Karadeniz’de hakimiyet tesis edecek şekilde Rus filosunu bulması
ve imha etmesi isteniyordu.
27 Ekim günü Osmanlı filosu hazırlanmaya başladı. General gemisinde bulunan
Alman subayları gemilere geçti. Filodaki Osmanlı gemilerinde de müşavir olarak
Alman subay ve astsubayları görevlendirilmişti. Alman subayları arasındaki
dedikodu İstanbul boğazı ağzında Rus filosunun mayın döktüğü ve kendilerinin bu
filoyu yakalayarak imha etmek olduğu şeklindeydi. Karadeniz’e çıkan filo aşağıdaki
gemilerden oluşacaktı.
Yavuz Sultan Selim muharebe kruvazörü
Midilli ve Hamidiye hafif kruvazörleri
Berk-i Satvet ve Peyk-i Şevket torpido kruvazörleri
Muavenet-i Milliye, Gayret-i Vataniye ve Yadigar-ı Millet torpidobotları
Samsun ve Taşoz torpidobotları
Nilüfer mayın gemisi
27 Ekim günü Saat 15.45’te harekata katılacak gemilerin komutanları Boğaz çıkışında
Sancak gemisi Yavuz Sultan Selim’de toplandı ve harekat emirlerini aldılar. Harekat
planında amacın İstanbul boğazına baskın yapmak amacında olduğu öğrenilen Rus
Karadeniz filosunun imhası olarak belirtilmişti. Buna göre filo akşam karanlığında
Karadeniz’e çıktıktan sonra ertesi gün az kömür harcamak için düşük hızla
seyrederek Rus filosunu arayacak ve üçüncü günün sabahı aşağıdaki gruplara
ayrılarak belirtilen Rus limanlarını bombalayacaktı.
Yavuz Sultan Selim ile Samsun ve Taşoz torpidobotları
Midilli ve Berk-i Satvet
Hamidiye
Muavenet-i Milliye, Gayret-i Vataniye ve Yadigar-ı Millet
Sivastopol
Novorsisky
Feodosiya
Odesa
Peyk-i Şevket torpido kruvazörüne Varna-Sivastopol telgraf kablosunu kesme görevi
verildi. Ayrıca İstanbul boğazına Rus gemileri tarafından mayın dökülmesini
önlemek üzere Turgut Reis ve Barbaros muharebe gemileri ile Burak Reis gambotu
ve iki torpidobot görevlendirildi. Akşam karanlığında 11 gemiden oluşan Osmanlı
filosu planlandığı gibi Karadeniz’e çıktı. Yadigar-ı Millet destroyeri kısa süre sonra
makine arızası nedeniyle geri dönmek zorunda kaldı.
Amiral Souchon saldırıların 29 Ekim sabahı eşzamanlı yapılmasını böylece Rusların
hazırlıksız yakalanmasını istiyordu. Muavenet-i Milliye ve Gayret-i Vataniye Saat 03
sularında Odesa’ya vardılar ancak aysız karanlık gecede liman girişini göremediler.
132
K. Sarıöz
Goeben’den Yavuz’a
Az sonra liman ağzından ışıkları yanan bir yük gemisi çıkması ile aradıkları fırsatı
yakalayan Muavenet-i Milliye ve Gayret-i Vataniye limana daldılar. Limanda yük
gemilerinin yanı sıra iki adet gambot bulunuyordu. Donetz gambotu 70 metreden
atılan bir torpido ile batırıldıktan sonra biri Fransız diğerleri Rus dört yük gemisi top
ateşiyle hasara uğratıldı. Ayrıca liman tesisleri ve sahildeki bir şeker fabrikası
bombalandı.
Muavenet-i Milliye ve Gayret-i Vataniye’nin saldırısı 04 sularında diğer Rus
limanları tarafından duyulmuştu. Yavuz Sultan Selim Sivastopol’e geldiğinde sahil
bataryaları ateşe hazır bir şekilde beklemekteydi. Rus Karadeniz filosunun ana üssü
olan Sivastopol’de 5 muharebe gemisi, 2 kruvazör, 4 destroyer ve 15 torpidobot
bulunuyordu. Limanın güvenliğini sağlamak üzere üç modern destroyer liman
girişinde karakol görevi yapıyordu. Yavuz Sultan Selim liman açığına geldiğinde 110
mayın yüklü Prut mayın gemisi limana girmeye çalışıyordu. Yavuz Sultan Selim’in
bombardımana başlaması ile kaçamayacağını anlayan Prut mürettebatı tarafından
batırıldı. Yavuz Sultan Selim’in bombardımanı 15 dakika sürdü ve sahil bataryaları
ile Georgy Pobedonosets muharebe gemisinden karşılık gören Yavuz Sultan Selim en
az üç isabet aldı ve bir kazanı hasar gördü. Liman açığında devriye gezen üç modern
Rus destroyeri uzaklaşan Yavuz Sultan Selim ve diğer gemileri takip etmeyi
denediler ancak en baştaki destroyer Leitenant Pushchin isabet alınca bu takipten
vazgeçtiler.
Sabahın ilk ışıklarıyla Hamidiye Feodosia açıklarına gelmişti. Bir Osmanlı ve bir
Alman subayı karaya çıkarak iki saat sonra limanın bombalanacağını bildirdiler ve
sivillerin uzaklaştırılmasını istediler. Saat 09.00’da başlayan bombardıman bir saat
sürdü ve bombardıman sonrası Hamidiye Yalta’ya yöneldi.
Berk-i Satvet Saat 09.00’da Novorosisky’ye varmıştı. Karaya çıkarılan bir subay
limandaki yetkililere bombardımanın bir saat içinde başlayacağını ve sivillerin
limandan uzaklaştırılmasını bildirdi. Midilli kruvazörü ise Kerç boğazına 60 mayın
döktüğü için ancak Saat 10.50’de Novorosisky’ye gelebildi. İki saat süren
bombardımanda sahildeki petrol tankları imha edildi ve limandaki 14 gemi batırıldı.
Saat 13.00 sularında Midilli Varna-Sivastapol telgraf hattını kesmek üzere Odesa’ya
yöneldi.
Osmanlı filosunun Rus limanlarına saldırması haberi İstanbul’a 29 Ekim günü
öğleden sonra ulaştı ve Osmanlı hükümetinde tam bir şok etkisi yaptı. İlk gelen
haberlerde Rus filosunun tatbikat yapmakta olan Osmanlı filosuna saldırdığı bunun
üzerine Osmanlı gemilerinin Rus limanlarını bombaladığı bildiriliyordu. Ancak
durumun böyle olmadığı kısa zamanda ortaya çıktı ve Kabine toplantısında
Sadrazam Said Halim Paşa, Maliye Nazırı Cavid Bey ve diğer üç Nazır istifa
ettiklerini açıkladılar. Ancak Enver Paşa memleketi zor günlerin beklediğini ve bu
zor günlerde kendisinin bilgi ve deneyimine muhtaç olduklarını belirterek
Sadrazam’ı istifasını geri çekmeye ikna etti.
Aynı akşam İstanbul’daki İngiliz, Fransız ve Rus elçileri bir toplantı yaparak Osmanlı
hükümetine Alman Islah Heyeti’nin görevine derhal son vermesi ve tüm Alman
personeli ülke dışına çıkartması için ültimatom vermeye karar verdiler.
133
K. Sarıöz
Goeben’den Yavuz’a
Ertesi gün yani 30 Ekim Cuma Kurban bayramının birinci günüydü. Rus, Fransız ve
İngiliz büyükelçileri sırayla Sadrazam’ı ziyaret ederek Osmanlı gemilerinin yaptığı
baskın harekatına tepkilerini bildirdiler. Rus elçisi Giers Osmanlı filosunun yaptığı
baskın harekatının bir savaş ilanı anlamına geldiğini söyleyerek İstanbul’u terk
etmek üzere pasaportunu talep etti. İngiliz elçisi Mallet ise Osmanlı hükümetine
taleplerinin yerine getirilmesi için 12 saat süre verdiklerini bildirdi.
31 Ekim günü Rus elçisi Giers İstanbul’dan ayrıldı ve ertesi gün resmi savaş ilanı
yapılmadan Kafkasya’daki Rus birlikleri doğu cephesinde sınırı geçerek bir saldırı
başlattılar. Aynı gün öğleden sonra İngiliz elçisi Mallet Sadrazam Said Halim Paşa’ya
veda etti ve 1 Kasım akşamı İngiliz ve Fransız büyükelçileri ile elçilik personeli trenle
İstanbul’dan ayrıldı.
1 Kasım akşamı Saat 21.45’te Churchill Amiral Carden’e bir mesaj gönderdi ve ertesi
günü iki İngiliz ve iki Fransız muharebe gemisi ile 12-14 bin yardadan Boğaz
ağzındaki giriş tabyalarını bombalamasını bildirdi. Henüz İngiltere Osmanlı
Devleti’ne savaş ilan etmemişti ve Churchill böylece Osmanlı donanmasının Rus
limanlarını savaş ilan etmeden bombalaması olayına misilleme yapıyordu.
2 Kasım günü Rusya Osmanlı devletine savaş ilan ettiğini açıkladı. Aynı gün İngiliz
Dışişleri Bakanı Grey kabine toplantısında durum ile ilgili bilgi verdi. Bu toplantı
sonrası Churchill Çanakkale açıklarındaki müttefik Doğu Akdeniz Filosu komutanı
Amiral Carden’e 3 Kasım günü boğaz girişindeki tabyaların bombalanmasını emretti.
3 Kasım günü sabah Saat 06.15 de Limni istikametinden üç hat halinde toplam 18
geminin boğaza doğru yol aldığı görüldü. Boğaza yaklaşan filonun niyeti belli
olduğundan tabyalar derhal top başı yaptı. Saat 06.55 de sancak gemisi olan
İndefatigable muharebe kruvazörü 12 kilometreden ilk ateşi açtı ve bu ilk ateşle
birlikte dört gemi birden giriş tabyaları üzerine mermi yağdırmaya başladı. İngilizler
Rumeli yakasındaki Seddülbahir ve Ertuğrul, Fransızlar da Anadolu yakasındaki
Kumkale ve Orhaniye tabyalarına ateş ediyordu. Gemilerin menzile girmesini
bekleyen Osmanlı tabyaları suskundu. Nihayet Saat 07.05’te Ertuğrul ve Orhaniye
bataryaları ateş açtılar. Ancak gemiler menzil dışında olduğundan bataryaların ateşi
etkisizdi. Karşılıklı ateş sonrası top başına sekiz mermi harcayan İngiliz-Fransız
filosu Saat 07.12 de ateş keserek çekilmeye başladı. 20 dakikalık bu bombardıman
sırasında Seddülbahir’deki bir batarya isabet aldı ve açıkta bulunan cephanenin
patlaması sonucu 5 zabit ve 80 er şehit oldu. Böylece Çanakkale’de ilk kan akıtılmış
oluyordu.
3 Kasım bombardımanı İstanbul’da tam bir panik havası yaratmıştı. İngiliz ve
Fransız gemilerinin boğazı geçerek İstanbul’a geleceği korkusu ile Sultan’ı ve kutsal
emanetleri Anadolu’ya götürmek üzere Haydarpaşa’da bir tren hazırlatılmıştı. Bir
başka tren hükümet üyelerini Eskişehir’e taşımak üzere hazırlandı. Bu arada başta
Yavuz Sultan Selim olmak üzere tüm savaş gemilerinin kazanları yakıldı ve filo
savaşa hazır hale getirildi.
134
K. Sarıöz
Goeben’den Yavuz’a
4 Kasım günü Londra’daki Osmanlı elçisi Tevfik Paşa Çanakkale boğazının
bombardımanı sonrası ortaya çıkan savaş durumu nedeniyle İngiltere’yi terk etmek
üzere pasaportunu talep etti. Ertesi gün İngiltere ve Fransa Osmanlı devletine savaş
Kasım başında Karadeniz’de hareketlilik sürmekteydi. 7 Kasım günü Rus filosuna ait
destroyerler İstanbul boğazı açıklarına mayın dökerken Rostislav muharebe gemisi,
Kagul kruvazörü ve 6 destroyerden oluşan filo Osmanlı donanmasının kömür
kaynağı olan Zonguldak’ı bombaladı. Bombardıman sonrası Rus filosu korumasız
olarak İstanbul’dan Trabzon’a malzeme ve cephane taşıyan Bezm-i Alem, Mithat
Paşa ve Bahr-i Ahmer yük gemilerine rastladılar ve her üç gemiyi de top ateşiyle
batırdılar. Bu sırada Karadeniz’de bulunan Yavuz Sultan Selim Rus gemilerinin
önünü kesmeye çalıştıysa da başarılı olamadı.
11 Kasım’da Sultan’ın bir iradesi ile Osmanlı devleti İngiltere, Fransa ve Rusya’ya
savaş ilan etti. 14 Kasım günü Sultan Reşat İngiltere, Fransa ve Rusya’ya karşı Cihadı Mukaddes fetvası yayınladı.
Osmanlı Donanma Komutanı Amiral Souchon Paşa ve maiyeti
Yavuz Sultan Selim ve Midilli’nin subayları gemilerinin güvertesinde görülüyor
135
Download