İşaret gestalt ve sosyal bilişsel kuram.

advertisement
İŞARET –GELSTALT KURAMI
• EDWARD CHACE TOLMAN
EDWARD CHACE TOLMAN’ıN HAYATı
• Amerikalı öğrenme psikologlarından biridir. Aslında mühendislik eğitimi almış,
fakat sonra psikolojiye yönelmiştir.
• PSİKOLOJİye ara değişken ve bilişsel harita kavramlarını kazandırmıştır.
TOLMANıN AMAÇLı DAVRANıŞLıLıĞı
• Tolman’a göre davranış objektiftir ve açıkça ölçülmesi gerekir.
• Ona göre organizma uyarıcıya tepkide bulunmaz; inancı, tutumu, amacı ile
etkinlikte bulunur. Etkinlikte önemli olan kas hareketi değildir.
TOLMANıN AMAÇLı DAVRANıŞLıLıĞı
• Organizmanın çabası amaca ulaşmaktır.
• Davranış değişen koşullara göre de değişir, uyum sağlar.
• kafesteki kuş kafesten kaçmak için çabalarken; satıcı kuşun satışından kar elde
etmeye uğraşır. Tolman davranışı amaç etrafında organize ettiğinden,
kuramına amaçlı davranışçılık adı verilmektedir
BÜTÜNCÜ (MOLAR) DAVRANıŞ
• Davranışı küçük parçalara, elementlere ayırarak çalışmak davranışın anlamını
kaybettirmektedir.
• Bütünsel davranışlar reflekslerden farklı olarak, öğrenilmiş davranışlardır.
• Örnek; Farenin labirentte yiyeceği bulması,işe arabayla gitme,yemek
pişirme,vb. Davranışlar moleküler değil bütüncüldür (molar).
• Kuramın Gestalt yönü buradan kaynaklanmaktadır. Gestalt pskilojinde bireyler
şeyleri (olgu, kavram, nesne, sembol, vb.) bütüncül algılama eğilimdedir.
TOLMAN’A GÖRE ÖĞRENME
BEKLENTILER
• Tolman'a göre kuramın temel sayıltısı şudur; Organizma bilgiyi, çevresel
olaylara dikkat etme ve onları keşfetmesinin bir sonucu olarak kazanmaktadır.
Bunun için ödül gerekli değildir.
• Amaca yönelik I. Uyarıcı, I. Tepki ve II. Uyarıcı sırasıyla gelirse beklenti güçlenir.
BEKLENTI
• Tolman'ın kuramının temelinde diğer
davranışçılardan farklı olarak; öğrenmeyi
davranış kuramlarında olduğu gibi küçük
birimlerle değil bütüncül olarak ele almasıdır.
• Ona göre her davranışın bir amacı vardır. Diğer
kuramcılar davranışı küçük birimler incelemişler
bütünü gözden kaçırmışlardır.
BILIŞSEL HARITALAR
• Yer öğrenmesidir. Çevremizle ilgili
zihnimizde oluşturduğumuz haritadır.
Örnek; bilmediğimiz bir şehre gittiğimizde
yaşadığımız durum
DENEY
• Tolman farenin, birkaç gün yiyecek olmaksızın
labirentte serbestçe dolaşmasını sağlamıştır.
• Daha sonra labirentin çıkış noktasına yiyecek
koymuş, farenin labirentin çıkmaz yollara
sapmadan kolaylıkla yiyeceği bulduğunu
gözlemiştir.
• Bu durum, henüz yiyecek konmadan farenin labirenti
tanımaya çalıştığını ve labirentin yollarını öğrendiğini
kanıtlamaktadır
• Tolman’a göre öğrenme pekiştireç olmadan
gerçekleşmektedir.
ZIHINSEL DENEME YANıLMA
• Eğer organizma bir amaç için bir çözüm üretecekse
kısa çözüm yolları için alternatifler arar. Bunu zihinsel
deneme-yanılma ile gerçekleştirir.
PERFORMANSA KARŞı ÖĞRENME
• Tolman öğrenme ve performans arasında kesin bir ayrım yapar. Performans
öğrenilenlerin gerektiğinde gözlenebilir davranışa dönüşmesidir.
• Organizma ihtiyaç duyduğunda bilişsel haritasındaki bilgilerden yaralanarak
ihtiyacını giderir.
• Pekiştireç öğrenmeyi değil performansı güçlendirir.
• Örnek: Kırmızı ışık durmayı bilme =öğrenme
Kırmızı ışık yanınca durma=Performans
Örneğin doktor hasta muayene etmeyi bilir (öğrenme) hasta başı ücret alırsa daha çok hasta muayene eder.
(pekiştirecin performansa etkisi)
TEPKİ ÖĞRENMEYE KARŞI AMAÇ ÖĞRENME
KANITLARI
• Tolmana’a göre organizma elde edeceği ödülü ya da pekiştirme koşullarını
bilerek hareket eder ve ona ulaşma yollarını öğrenir.
• Tolman ÖDÜL BEKLENTİSİ; YER ÖĞRENME ve ÖRTÜK ÖĞRENME ile ilgili yaptığı
deneylerle öğrenme kuramına güçlü kanıtlar sağlamaktadır.
ÖDÜL BEKLENTISI
• Organizma problem durumlarında amaca ulaşmak için çaba sarfeder. Hangi yolu takip ederse
ödüle ulaşabileceğini öğrenmek temel esastır. Ödül beklentisi doğrulanmadığında
öğrenmenin gerçekleşmesi zordur. Ödül beklentisiyle ilgili ilk önemli gözlemlerden birisini
Tinklepaugh (1928) yapmıştır. Deneyinde maymunun gözü önünde iki kutudan birinin altına
muz yerleştirilmiştir. Ancak,maymunun kutuyu ve muzu hemen alması engellenmiştir. Birkaç
saniye sonra maymun hiç yanılmadan doğru kutuyu seçerek muzu almıştır. Bu davranış
kazanıldıktan sonra,deneyin diğer aşamasında önce muz bir kabın altına saklanmış sonra
maymun görmeden muz kabın altından alınarak yerine marul yaprağı konmuştur. Maymun
yiyeceğin saklandığı doğru kabı bulmasına rağmen, tercih ettiği muz yerine marul yaprağını
bulunca şaşkınlık ve kızgınlık göstermiş ,yiyeceği reddetmiştir.
• Tolman’a göre ödül, performansı etkiler, öğrenmeyi değil!
• Ödül-beklentiyi karşılayacak nitelikte olmalı (ata et ite ot atılmaz). Beş yaşındaki çocuk için
paranın ödül olarak bir değeri olmayabilir. Buna karşılık bir çikolata çok önemli bir ödül…
YER ÖĞRENME
• Tolman farelerin uyarıcı- tepki bağlantısı ile hareket etmek yerine, koşullara en
uygun alternatiflere yöneldiğini ileri sürmüştür.
• Yer öğrenme deneyleri, organizmanın davranışlarının basit uyarıcı- tepki
bağlantısı yoluyla açıklanamayacağını kanıtlamak amacı ile düzenlenmiştir.
S2
Siyah perde
Siyah perde
C
F2
F1
S1
*“Yiyecek” yazılı olan yerin yemekhane olduğunu
varsayın.
Karnınız aç ve yemekhaneye doğru gitmek
istiyorsunuz. Hangi yolu kullanırsınız?
*En kısa olan A yolunu mu, daha uzun B yolunu
mu, yoksa en uzun yol olan C yolunu mu?
*Büyük olasılıkla A yolunu seçersiniz.
*Peki, A yolunun X engeli yüzünden kapatılmış
olduğunu gördünüz, o zaman hangi yola
yönelirsiniz?
*B yolunun da kapalı olduğunu, en uzun yol olan
C yolunu seçmeniz gerektiğini düşünürsünüz.
Tolman ve Honzik tarafından yapılan deneyde fareler de tıpkı bizim gibi
davrandılar!
DENEY
TOLMAN VE HONZIK DENEYDE, ÜÇ GRUP AÇ
FARE KULLANMIŞLARDIR;
• Birinci grup, labirentte hedef olan çıkış
noktasına her ulaştığında yiyecekle
ödüllendirilmiştir, İkinci grup hiç
ödüllendirilmemiştir, Üçüncü grup ise yalnızca
son on gün labirentte hedef noktaya
ulaştıklarında yiyecekle ödüllendirilmiştir.
DENEYIN SONUÇLARI
Her üç grup fare de başlangıçta daha
fazla hata yapmıştır. Sürekli ödül olarak
yiyecek alan grup, en hızlı
ilerlemeyi
göstermiştir. Onbirinci gün ikinci
gruptakiler de pekiştirilmeye başlayınca,
birden ilk gruptaki fareler düzeyinde
başarı göstermişlerdir.
ÖRTÜK ÖĞRENME
• Bu noktada, ödüllendirilen grupta öğrenmenin gerçekleştiği ve
ödüllendirilmeyen grupta ise öğrenmenin gerçekleşmediği sonucuna
varılabilir. Fakat yiyecek koyulmayan gruptaki fareler de labirenti öğrenmiştir,
sadece bunu bildiklerini göstermek için bir nedenleri yoktur. TOLMAN ve
Honzik, daha önce ödüllendirilmeyen bu ikinci gruptaki fareler için labirentteki
ödül kutusuna yiyecek bırakmışlardır. Bu gruptaki farelerin hızlarında ve hata
sayılarında hızlı bir değişme gözlenmiştir. Çünkü ödüllendirilmemiş denemeler
/ tekrarlar esnasında gizil öğrenme gerçekleşmiştir .
• Örtük öğrenme performansa dönüştürülmemiş öğrenme
ÖRTÜK SÖNME
• Diğer kuramcılar sönmeyi bir müddet pekiştirilmeyen tepkiler olarak
açıklarken.Tolman sönmeyi ,organizmanın kendisine verilen gözlem yapma
fırsatlarıyla tepki-uyarıcı beklentisi öğrenmektedir.Örneğin belli bir tepkinin
kendisini yiyeceğe götürdüğünü öğrenir.Daha sonra organizma bu tepkinin
,yiyeceğe götürmediğini gözlerse,bu gözlemler sönmeyi meydana getirir.
• Pekiştirilmeyen performans sonu performans sönmesi yoksa biliş haritasında
ilgili bilgi vardır.
ÇEVRESEL
DEĞİŞKENLER
ÖĞRENMENİN
DEĞİŞKENLERİ
BİREYSEL
FARKLILIKLAR
ARA
DEĞİŞKENLER
ÇEVRESEL DEĞIŞKENLER
• Beslenme programı
• amaç nesnenin uygunluğu,
• verilen uyarıcıların tür ve biçimleri,
• öğrenme durumunda gerekli olan motor tepkilerin türü
• labirentte ilerleme ve başarılı olma biçimi,
• deneme sayısı ve bu denemelerin birikik doğası.
BIREYSEL FARKLıLıKLAR
• Kalıtım
• Yaş
• Önceki eğitim
• Organizmanın hormon, ilaç ve vitamin koşulları
ARA DEĞIŞKENLER
• TOLMAN ara değişken olarak bilişi görmektedir. Biliş, hem uyarıcıya hem de
tepkiye müdahale eden bir öğedir.Karmaşık davranış çeşitliliğinin nedenlerini
açıklarken ara değişkenleri kullanmıştır.
• Ara değişken örnekleri:bilişleri,beklentileri, amaçları, varsayımları ve istekleri
kapsar.
Örneğin beklentiler:TOLMAN'a göre bir beklenti,her bir başarılı tepkiyi bir
ödül takip ettiğinde ortaya çıkar.Bir beklenti bir kere ortaya çıktığı zaman,
davranışın yön bulmasında ve kontrolünde rol oynar
KATEKSİS
HAREKET
BİÇİMLERİ
EŞDEĞER
İNANÇLAR
ÖĞRENME TÜRLERİ
DÜRTÜ
AYRIMLARI
ALAN
BEKLENTİLERİ
ALAN BİLİŞ
YOLLARI
KATEKSIS SÜRECI
•
Susayan bir çocuk gazoz görür, aslında
susuzluğa ilişkin güdülenme, gazoza yönelir.
Tolman bu transferansa “kateksis süreci” adını
vermektedir. Kateksis, belli dürtüler ile belli
nesneleri ilişkilendirme anlamını taşımaktadır.
Kateksisin bir sonucu olarak, gazoz şimdi
tercih edilen bir amaç objesidir ve ilerde bu
çocuk, susamasa bile gazoz almak için
güdülenecektir.
KATEKSıS SÜRECI
• İstenen durumlara yönelik yapılan tercihlere “olumlu kateksis” adı
verilmektedir.
ÖRNEK: Karadenizlilerin açlığını hamsi ile gidermesi.
• Tam tersine, belli durumlardan kaçınma da “olumsuz kateksis” olarak ele
alınmaktadır.
ÖRNEK: Hinduların inek eti, Müslümanların domuz eti yememesi.
EŞDEĞER İNANÇLAR
• Tolman’a göre öğrenmede fizyolojik dürtülerden çok
sosyal dürtülerin doyurulması önemlidir. Bazen alt
amaç, gerçek amaçla aynı etkiye sahip olduğunda alt
amaç, eşdeğer inanç oluşturmaktadır. Örneğin;
yüksek not alma sevgi ve kabul göreme ihtiyacını
karşılayabilir.
ALAN BEKLENTILERI
• Burada organizma neyin neye götüreceğini öğrenir. Yani bir işareti gördüğünde
bir sonrakinin onu izleyeceğini öğrenir. Buna Uyarıcı- uyarıcı öğrenme
denmiştir.
• Lokanta da garsonu görme(uyarıcı) bir müddet sonra garsonun masa geleceği
(uyarıcı) belkentisini uyarır.
ALAN BILIŞ YOLLARı
• Bir problem çözme stratejisi ya da yaklaşımdır. Belli durumlarda algısal alanı
düzenleme eğilimidir. Önemli olan problemi çözmede etkili olan bir stratejinin
gelecekte benzer durumlarda da kullanılmasıdır. Tolama göre bu eğilimler
doğuştan gelmekle birlikte yaşantılarla değiştirilebileceği konusunda kuşkuları
vardır.
DÜRTÜ AYRıMLARı
• Organizmanın kendi dürtü durumunu belirlemesini ve buna uygun tepkide
bulunmasını kapsamaktadır. Ör: Sevgiye ihtiyaç duyan birisinin davranışı,
yiyeceğe ihtiyaç duyan birisinin davranışından farklı olacaktır.
• Neye ihtiyaç duyduğunu bilme
HAREKET BIÇIMLERI
• TOLMAN kuramlarında esas olarak fikirlerin ilişkilendirilmesiyle ilgilenmiştir.
Bu nedenle hareket biçimini öğrenme, bir eksiği gidermeye dönüktür.
• Klasik U-T ilişkisi
TOLMAN'IN KURAMıNIN EĞİTİM AÇISINDAN DOĞURGULARI
• Davranış belli bir amaca dönük değilse, organizma öğrenme çabasından
vazgeçer. O halde eğitimle kazandırılacak amaçlar, öğrencinin amaçlarıyla
tutarlı olduğu, öğrencinin gereksinimlerini karşıladığı ölçüde, öğrencinin
öğrenme çabasını sürdürmesini sağlayacaktır.
• Dersler öğrencide öğrenmeye karşı istek ve ihtiyaç yaratmalıdır.
• Konular mantıksal ve aşamalı bir sıra izleyecek şekilde yapılandırılmalıdır
• Tolman'a göre organizmanın denence kurması ve bu denenceleri test etme
süreci onun biliş haritasının gelişiminde önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle
öğretme-öğrenme ortamında öğrencilere denence kurma ve denenceleri test
etme, zihinsel olarak deneme-yanılma fırsatları verilmelidir.
• Organizma, yapacağı davranış sonucunda bir ödül beklentisine sahiptir. Eğer
bu beklediği ödülü elde edemezse kızgınlık duyar. Bu durumda öğrencinin
performansı sonucunda verilecek ödül,.onun için anlamlı ve beklentisine
uygun olmalıdır. Aksi taktirde performansta düşme gözlenebilir.
SOSYAL BILIŞSEL KURAM
• ALBERT BANDURA
GÖZLEM YOLUYLA ÖĞRENME
• Bandura’ya göre gözleyerek öğrenme; sadece bir kişinin diğer kişilerin
etkinliklerini Miller ve Dollard’ın dediği gibi basit olarak taklit etmesi değil,
bununla birlikte çevredeki olayları bilişsel olarak işlemesiyle kazanılan bilgidir.
• Gözlem yoluyla öğrenme, taklidi içerebilir de, içermeyebilir de. Ör: Sınavda
yanındaki arkadaşının kopya çekerken yakalandığını ve cezalandırıldığını gören
bir öğrenci, böyle bir duruma düşmemek için soruları kendisi cevaplamaya
çalışır. Bu durumda öğrenci gözlemleri yolu ile öğrenmiş ancak taklit
etmemiştir.
• Bandura’nın Sosyal Öğrenme Kuramı , klasik ve edimsel şartlanmayı iki temel
öğrenme türü olarak kabul ettikten sonra, gözlem yoluyla veya modelleme
yoluyla öğrenme adını verdiği özel bir ayırt etme öğrenmesi üzerinde durur.
Birey herhangi bir duruma tepki vermeyi, uygun davranımı yapmayı,
başkalarını gözlemleyerek öğrenir ve kişiliği böylece şekillenir
• Bandura ve Tolman’ın kuramları birer pekiştirme kuramları değil, bilişsel
eğilimli kuramlardır.
• Bandura da Tolman gibi öğrenmeyle performansı birbirinden ayırmıştır. Bunu
1965 yılında üç grup çocuk üzerinde yapmış olduğu deneyle açıklamaya
çalışmıştır.
• Bandura’ya göre davranışların çok büyük bir kısmı, diğer insanların
gözlenmesi, yani davranışı gösteren bireylerin model alınması sonucu
öğrenilir.
• Öğrenmenin etkili olmasında, gözlenen davranışların taklit edilmesi ve bunun
sonucunda alınan ödül veya ceza etkilidir.
• Bandura öğrenme ve performans arasındaki
farkı yaptığı bir deneyle açıklamıştır. Yapılan
deneyde, bir grup çocuğa bir film izletilmiştir.
Filmde, "Bobo doll" adı verilen bir oyuncağa
bağırıp çağıran, söven, onu tekmeleyen bir
yetişkin vardır. Deneyde çocuklar üç gruba
ayrılmışlardır.
• Birinci gruptaki çocuklara: oyuncak bir bebeğe vuran, döven saldırgan bir
yetişkin modelin bu saldırgan davranışlarının pekiştirildiği film izletilmiştir
• İkinci gruptaki çocuklara: saldırgan modelin bu saldırgan davranışlarının
cezalandırıldığı bir film izletilmiştir.
• Üçüncü̈ gruptaki çocuklar: ise saldırgan modele nötr davranılan, yani
saldırgan modelin ne pekiştirildiği nede cezalandırıldığı bir film
izlemişlerdir. Daha sonra her üç gruptaki çocuklara filimdeki ne benzer
bir bebek verilmiş ve bebeğe karşı saldırganlık davranışları ölçülmüştür.
DENEY SONUCUNDA
• Saldırgan davranışları pekiştirilen modeli izleyen gruptaki çocukların
saldırganlık davranışlarında bir artış gözlenmiş;
• Cezalandırılan modeli izleyen gruptaki çocukların saldırgan davranışları
azalmış.
• Saldırgan davranışları ne pekiştirilen ne de cezalandırılan modeli izleyen
gruptaki çocukların saldırgan davranışları ise iki grup arasında yer almıştır.
ÖĞRENMEYİ SAĞLAYAN DOLAYLI YAŞANTILAR
Dolaylı Pekiştirme
Davranışı pekiştirilen modeli izleyen
bireylerin, modelin davranışlarını daha kısa
sürede ve sıklıkla taklit ettiği görülür.
Derse katılan öğrenciyi öğretmenin
övmesi ona yüksek sözlü notu vermesi
diğer öğrencileri de derse katılması için
cesaretlendirir.
Dolaylı Ceza
Bireylerin, kurallara uymalarını sağlamada
ve istenmeyen davranışları engellemede
önemli role sahiptir.
Yalan söyleyen bir öğrencinin
cezalandırıldığına şahit olan arkadaşları
aynı durumla karşılaşmamak için yalan
söylemezler.
Dolaylı Güdülenme
Gözlenen davranış, değer verilen bir ürünle
sonuçlanırsa, birey davranışta bulunmaya
istek duyar. Ayrıca gözlemci o davranışı
yapabileceğine inanmalıdır.
Sınıfında burs kazanan ve kendi
düzeyinin de bu bursu kazanmaya
uygun olduğunu gören öğrenci, bursu
kazanmak için harekete geçebilir.
Dolaylı Duygu
Birçok duygu gözlem yoluyla kazanılır. Birçok insan doğrudan zarar görmedikleri halde
ölüden, periden, fareden, köpekten, yılandan, öğretmenden, sınavdan korkar. Bu korkuların
nedeni söz konusu korkulara sahip modellerin gözlenmesidir
MODEL ÖZELLIKLERI
• İnsanların bir davranışı öğrenebilmeleri için, o davranışın başkaları tarafından
nasıl yapıldığını görmeleri gerekmektedir
• model ile gözlemleyen arasındaki etkileşimde bazı temel özellikler
bulunmalıdır. Bunlar:Yaş-Cinsiyet Karakter-Benzerlik-Statü.
• Bandura’ya göre bireysel faktörler, bireyin davranışı ve çevre karşılıklı olarak
birbirlerini etkilemektedir. Davranış çevreyi, çevre de davranışı değiştirebilir.
SOSYAL BILIŞSEL KURAMıN DAYANDıĞı
TEMEL ILKELER
SEMBOLLEŞTİRME KAPASİTESİ
• Bandura insanların, dünyanın
kendisinden çok bilişsel temsilcileriyle
etkileşimde bulunduklarını; bilişsel
temsilciler yoluyla dünyayı sembolik
olarak gördüklerini savunmaktadır.
ÖNGÖRÜ KAPASİTESİ
• Bireyler sahip oldukları ön bilgilerle daha sonraki
yaşantıları yordayabilme - kestirebilme becerisi
geliştirirler. Bu durum, davranışların seçilmesi ve
planlanması açısından önem taşır.
DOLAYLı ÖĞRENME KAPASITESI
• Bandura’ya göre insanlar başkalarının
davranışlarını ve o davranış sonuçlarını
gözlemleyerek öğrenmektedirler.
Gözlemleyerek öğrendikleri davranışları
kendi davranışlarına eklemektedirler.
ÖZ DÜZENLEME KAPASITESI
• Bandura’ya göre insanlar kendi
davranışlarını kontrol edebilmelidirler.
İnsanlar ne kadar çalışacaklarını, ne kadar
uyuyacaklarını, neleri yiyeceklerini vb.
birçok davranışı kendileri kontrol ederler.
Bunlar kendi güdülerine dayalıdır
ÖZ YARGıLAMA KAPASITESI
• Bireyler düşündüklerini uyguladıktan
sonra sonuçları değerlendirip,
kendilerini yargılayabilirler. İnsanın
kendinin farkında olması ve kapasitesi
ile yapacağı iş arasında değerlendirme
yapması öğrenme sürecinde önemli bir
durumdur.
GÖZLEM YOLUYLA ÖĞRENME SÜREÇLERI
DIKKAT ETME SÜRECI
• Bir davranışı tam olarak öğrenmek için birey
dikkatini modele ve modelin ortaya koyduğu
davranışa yoğunlaştırmalıdır.
HATıRDA TUTMA SÜRECI
• Gözlem yoluyla edinilen bilgilerin hatırda
tutulması, anlamlı bir bütünlük göstermesine
bağlıdır. Çünkü organizma ancak anlamlı bilgileri
birbiriyle eleştirerek kodlamaktadır
DAVRANıŞı MEYDANA GETIRME SÜRECI
• Bu aşamada dikkat ve hatırda tutma süreçlerinde
duyusal aktarıcılar tarafından alınarak belleğe
kodlanan bilgilerin, davranışa dönüştürüldüğü
aşamadır.
• Davranış oluşmadan önce, birey zihninde olayın
akışını yeniden canlandırmak ve hedeflediği
davranış biçiminin temel öğeleriyle karşılaştırmak
gereksinimindedir. Bu sırada gözlemcinin kendi
davranışlarını, modelin davranışları ile de
karşılaştırması gerekir
GÜDÜLEME SÜRECI
• Güdülenme süreci öğrenilenleri
performansa dönüştürmeyi sağlayan bir
süreçtir.
• Bireyler öğrendikleri her şeyi davranışa
dönüştürmezler. Ancak, bu durum bilgini
kazanılmadığı anlamına gelmez. Kazanılan
bir davranışın sergilenebilmesi için
sonuçlarının birey açısından anlamlı olması
gerekir.
MODEL ALMA YOLUYLA KAZANıLAN ÜRÜNLER
Bandura’ya göre gözlemci modelden beş şey
öğrenmektedir;
1. İnsan başkalarını gözlemleyerek, izleyerek etkili
okuma, problem çözme, bir oyun oynama gibi
becerileri öğrenebilir.
2. Birey model aldığı kişiyi gözlemleyerek önceki
öğrenmiş olduğu yasaklar ya güçlenir yada
zayıflar.
3. Gözlemci yeni değerler, inançlar kazanabilir.
MODEL ALMA YOLUYLA KAZANıLAN ÜRÜNLER
4. Gözlemci modelden çevrenin ve eşyanın nasıl
kullanılacağını da öğrenir.
5. Gözlemci modelin duygularını açıklama biçimini
gözlemleyerek kendi benzer duygularını da benzer
biçimde açıklar.
ÖZ YETERLIK
• Bandura’ya göre. Öz yeterlik inancı, dört farklı öz yeterlik kaynağından
etkilenerek gelişir. Bu etkilenmede en önemlisi; insanın kendi deneyimleridir.
Diğer kaynaklar ise sosyal modellerin gözlenmesi ile elde edilen dolaylı
yaşantılar, sözel ifadeler ve kişinin psikolojik durumudur
BANDURANıN SOSYAL ÖĞRENME KURAMıNıN EĞITIM
AÇıSıNDAN DOĞURGULARı
Model olarak, çocuklara pek çok istendik davranışları kazandırabilirler (rol
model olma).
Ör: Çocukların başkalarına saygılı ve nazik/kibar olması isteniyorsa
ebeveynlerin de onların yanında birbirlerine ve diğer insanlara karşı saygılı ve
nazik olması gerekir.
Öğrencilerin sigara içmeleri istenmiyorsa öğretmenlerini okul önlerinde sigara
içerken görmemeleri gerekir vb.
Öğretmenler çocuğa “yaratıcılığı”, etkili öğrenme ya da çalışma stratejilerini,
problem çözme becerilerini öğretmede, kendileri model olmalıdırlar.
Gözlem yoluyla öğrenmenin temel süreçlerinden biri dikkat etmedir. Bu
nedenle anne-baba ya da öğretmenler, çocukların model almalarını istediği
davranışları dikkat çekici hale getirmelidirler.
Öğretmenler model alınacak etkinlikleri düzenlerken öğrencilerin sözel
yeteneklerini, dili anlama ve kullanma becerilerini dikkate almak
durumundadırlar. Ayrıca öğretmenler, öğrencilere bellek desteleme ve
kodlama yollarını öğreterek, onların, modelin davranışlarını hatırda
tutmalarını kolaylaştırmalıdırlar.
Öğretmenin dikkat etmesi gereken bir diğer husus da öğrencinin bilişsel
olduğu kadar fiziksel özelliklerinin de model alınan davranışı yapmaya uygun
olmasıdır.
Öğrencinin ödevlerini değerlendirme kriterleri önceden belirlenmeli ve
öğrenci, bu konuda bilgilendirilmelidir. Böylece öğrenci, başarılı olması için
yapması gerekenleri bilerek çaba harcayacaktır.
Öğrenciye ödevinin her aşamasında sık sık dönüt verilmelidir. Bu dönütler,
öğrencinin performans ölçütlerine ne kadar yaklaştığı konusunda bilgi verir ve
başarmak için çabasını sürdürmesini sağlar.
Öğrencinin genellikle kötü yaptıklarından çok, iyi yaptıkları söylenerek amaca
ulaşması teşvik edilmelidir.
KAYNAKÇA
• Gelişim, Öğrenim ve Öğretim – Kuramdan Uygulamaya
Prof. Dr. Nuray SENEMOĞLU (Ders Kitabı)
Download