BÜLTEN ŞUBAT 2015 SAYI: 74 MEDICANA SAĞLIK GRUBU AYLIK ÜCRETSİZ YAYINIDIR BU SAYIDA NİKOTİN, PSİKOLOJİK BAĞIMLILIĞIN YANI SIRA FİZİKSEL BAĞIMLILIK DA YAPAR. NİKOTİN, PSİKOLOJİK BAĞIMLILIĞIN YANI SIRA FİZİKSEL BAĞIMLILIK DA YAPAR. Sigara içilmediğinde vücuttaki nikotin miktarı azalır ve vücut bunun yoksunluğunu duymaya başlar. yanınızda taşıyın. Bu kararı size destek olacağını düşündüğünüz yakınlarınızla paylaşın. Nikotinin yoksunluk belirtileri geçicidir. En çok 2-3 hafta süreyle sizi zorlayabilir. Yaklaşık üç hafta süren huzursuzluk, uykusuzluk, bazen uykuya eğilim, sinirlenme, aşırı tepki verme, bazen kabızlık, yoğunlaşma güçlüğü gibi sorunlar yaşanabilir. Bu dönem sigara içme isteğinin en yoğun olduğu dönemdir ve yoksunluk belirtilerinin şiddeti kişiden kişiye değişir. Bırakmayı denedi¤iniz gün “Acaba bırakabilecek miyim?” kaygısına kapılmayın. Gerginli¤inizi giderecek u¤ralar bulun. Yürüyüe çıkmak, sigara içmeyen bir yakını ziyarete gitmek, alıveri yapmak olabilir. Elinizde bir su iesi bulundurup, sigara içme iste¤i geldi¤inde su içebilirsiniz. Kendi kendinize bırakmayı denediğinizde zorlanıyorsanız, etkinliği kanıtlanmış tıbbi tedavi yöntemlerinden yararlanabilirsiniz. ‹lk 2-3 hafta sigara içilen ortamlara girmeyin, istek geldi¤inde 3-5 dakika içinde geçecektir, bu süreyi atlatmak için; meyve ya da çi¤ sebze (havuç, marul, salatalık vb) atıtırın. Sigarayı bırakmak için önce hazırlanın; Bırakamayacağınızı düşünmek ya da buna inanmak çabanızı olumsuz etkiler. Bu nedenle karamsarlığa izin vermeyin. Bırakmak için kendinize gün belirleyin ve ertelemeyin. Sigarayı bırakma nedenlerinizi yazın, her zaman görebileceğiniz yerlere asın, 20. dakika; Nabız, kan basıncı ve vücut ısısı normale döner. 24. saat; Kanda karbon monoksit gazı hızla azalır. 2 hafta-3 ay sonra; Efor kapasitesi artar, öksürük azalır, 3 ay içinde kaybolur, balgam varsa iki haftada yarı yarıya azalır, soluk alıp verme kolaylaşır, koku ve tat alma duyuları iyileşir, bağışıklık sistemi güçlenmeye başlar. 1. yıl; Kalp krizi riski %50 azalır, Beyin kanaması ve bacaklardaki damar hastalığı riski %30-50 azalır, solunum yetmezliğine yol açabilecek (KOAH vb.) hastalıkların ortaya çıkması engellenir. 5. yıl; Ağız, gırtlak, yemek borusu, idrar torbası kanseri riski yarı yarıya azalır. 15. yıl; Kalp krizi riski hiç içmeyenlerle aynı olur, felç olma riski hiç sigara içmemiş olanlarla aynı olur. ÇOCUKLARDA ZEKA GELİŞİMİNİ ETKİLEYEN BESİNLER KANSERİ ÖNLEMEK ELİMİZDE! Sigarayı Bırakmanın Yararları Sigaranın bırakılması ile kanser kalp krizi, bronşit ve felç riski önemli ölçüde azalır. Sigara bırakıldıktan 2 gün sonra nikotin vücuttan tamamen atılır, öksürük ve hırıltılı solunum azalır cilt rengi düzelir, kırışıklıklar azalır. HASTANEMİZLE İLGİLİ DETAYLI BİLGİLERE www.medicana.com.tr medicanasaglikgrubu medicanasaglik medicanasaglik medicanasaglik SAYFALARIMIZDAN ULAŞABİLİRSİNİZ MEDICANABÜLTEN ÇOCUKLARDA ZEKA GELİŞİMİNİ ETKİLEYEN BESİNLER Çocukluk gelişimi çocukların hayatın erken dönemlerindeki fiziksel, mental ve sosyal gelişimini kapsamakta ve beslenme, sağlık, zihinsel gelişim ve çocukların sosyal iletişimleri için gerekli tüm girişimleri içermektedir. Çocuklarda gelişimi etkileyen 3 ana faktör vardır. İlk olarak çocukların anne karnından başlayarak doğru beslenmesi, çevre ve eğitim ile birlikte gelişim süreci devam eder. Çocuklarda beyin gelişimi anne karnına düştükten sonra başlar ve ergenlik çağına kadar devam eder. Beyin gelişiminin en hızlı olduğu zaman dilimi ise anne karnından başlayarak ilk 2-3 yılda olur. Çocuklar 2 yaşındayken yetişkin ağırlığının %18’ine ulaşmışken, beyinleri ise yetişkin ağırlığının %80’ine ulaşmış olur. Dolayısıyla bu hızlı büyümenin desteklenmesi için beslenme çok önemlidir. İlk 6 ay boyunca anne sütü bebeğin beyin gelişimi için gerekli tüm besinsel ögeleri içerisinde bulundurur. 6. Aydan itibaren doğru ek besinler verilerek, 1 yaşından itibaren de çocuğu yeterli ve dengeli besleyerek hem fiziksel gelişiminin sağlıklı olmasını hem de beyin gelişiminin desteklenmesini sağlayabilirsiniz. Yeterli ve Dengeli Beslenme Zeka Gelişimini Etkileyen Önemli Bir Faktördür İlk 6 aydan sonra çocukların yeterli ve dengeli beslenmesi çok büyük önem taşır. “CENTERS FOR DISEASE CONTROL AND PREVENTION (CDC)” okul çocuklarında beslenme ile ilgili 2011 yılında bir rehber yayınlamıştır. Bu rehbere göre doğru olan çocukların tek bir besin ögesiyle değil, farklı yapı ve özellikteki gıdalarla beslenmesidir. Bu besin ögelerinden her gün çocuklar farklı öğünlerde tüketmeliler. Çocukların günlük olarak alması gereken gıdaları 5 grupta toplayabiliriz: 1. Süt ve sütten üretilen gıdalar (yoğurt, peynir, kefir) 2. Et, tavuk, balık, hindi, yumurta ve diğer hayvansal gıdalar 3. Ekmek ve diğer tahıl ürünleri 4. Meyve ve sebzeler 5. Yağ Çocuklarda Zeka Gelişimini Etkileyen Besinler Kolin: Kolin çocuk beslenmesinde esas besin ögelerindendir ve beyin gelişimini destekler. Kolinin en çok bulunduğu besin yumurtadır. Bunun yanında kurubaklagillerde, sütte ve kuruyemişlerde de kolin bulunur. Omega-3 ya¤ asitleri, EPA ve DHA: Beyinin yapısının %50 - %60’ını yağlar oluşturur. Bu sebeple beyinin beslenmesi için yağlar çok önemlidir. Çocuklarda beyin gelişimi için en yararlı yağ asitlerinin omega - 3 yağ asitleri olduğu çalışmalarla gösterilmiştir. Omega3’ün en bilinen besinsel kaynağı balıktır. ‹yot: Fazla iyot tüketiminin beyin gelişimini desteklediği bir çalışma yapılmamıştır. Ancak iyot eksikliği ciddi ve geri dönüşümsüz beyin hasarına sebebiyet vermektedir. Bu sebeple iyotlu tuz kullanımı büyük önem taşır. Çinko: Çinko eksikliğinde beynin ön bölgesinde aktivite değişiklikleri ve okuma performansında bozukluk olduğu yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. Çinkonun en iyi besinsel kaynakları; et, karaciğer, yumurta, deniz ürünleri ve tahıllardır. B grubu vitaminler - B12 vitamini: B12 eksikliği olan çocuklarda algı, hafıza testlerinde reaksiyon zamanları daha uzun, okul başarısı daha düşük ve dikkat dağınıklıklarının fazla olduğu Guetemala’da okul çocuklarında yapılan bir çalışmada bulundu. B12’nin tek kaynağı hayvansal gıdalardır. Kırmızı et, yumurta ve yoğurtta B12 bulunur. Bu sebeple çocuklara haftada 2-3 kez kırmızı et tükettirmek çok önemlidir. ŞUBAT 2015 SAYI: 74 KANSERİ ÖNLEMEK ELİMİZDE! Hepimizin korkulu rüyası kanser, kader değil, büyük oranda önlenebilir bir hastalık. Kanser bir sürü faktörün bir araya gelmesiyle oluşur. Diyet ile ilgili faktörler yani obezite ve yanlış beslenme yaklaşık yüzde 50’sini oluşturuyor. Sigara ile ilgili olanlar yüzde 35, mesleki kansorejenler yüzde 5, diğer nedenler de yüzde 10 civarında. Genetik faktörler sadece yüzde 5 oranında etkili. Sağlıklı beslenerek, daha fazla hareket ederek ve kontrollerimizi zamanında yaptırarak kanseri önleyebiliriz. Kanserin Başlıca Nedenleri; Diyet Faktörleri Burada ilk önce aklımıza yağlar ve yüksek kalorili gıdalar geliyor. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre kanser vakalarının yüzde 50-70’ine diyet faktörünün yol açtığı ortaya koyulmuş. Doymuş yağ asitlerinden yüksek beslenme meme, prostat ve kolon kanseri riskini artırıyor. Yine hayvansal proteinin fazla tüketilmesi, örneğin kırmızı et, prostat, kolon, meme ve rahim kanseri riskini artırıyor. Özellikle sigara ile beraber alınan alkol, dudak, ağız içi, yemek borusu ve karaciğer kanserlerinin nedeni oluyor. Tuzlanmış, tütsülenmiş, yanmış yiyecekler… Bunlar aslında sağlıklı besinler ama yanlış hazırlandıklarında kansorejen özellik kazanıyorlar. Örneğin tütsülenmiş balıklar, mangalda pişirilen ve fazla kömürleşmiş etler yemek borusu ve mide kanserine yol açıyor. Salam, sucuk, sosis gibi yiyeceklerin içine konulan koruma maddeleri de mide, bağırsak ve yemek borusu kanseri riskini artıyor. Kimyasal Faktörler En başta sigarayı sayabiliriz. En önemli kimyasal ve yüzde 85-90 oranında akciğer kanserlerinin baş sorumlusu. Ayrıca gırtlak kanserinden, yemek borusu, mesane kanserine kadar pek çok kansere yol açıyor. Hem aktif hem de pasif içiciler için aynı tehlike geçerli. Diğer bir kimyasal faktör de Türkiye’de çok yaygın olan aflatoksindir. Özellikle nemli gıdalarda, fıstıkta, kırmızı biberlerde ve kuru incirde yani iyi kurutulmayan nemli gıdalarda bulunmaktadır, bir nevi küf mantarı gibidir. Karaciğer kanserine yol açabilir. Sanayide kullanılan boyalar mesane kanseri riskini arttırır. Arsenik, katran ve yağlar akciğer ve deri kanserlerine yol açar. Badana olarak kullanılan asbestos’a, uzun süreli maruziyet akciğer ve akciğer zarı kanserine sebep olur. Mikrobiyel Ajanlar Safra yollarına yerleşen ve idrar yollarındaki bazı parazitler de kansere yol açabilir. Virüsler özellikle hepatit B virüsü önemli bir kanser nedenidir. Önce siroza sonra da karaciğer kanserine sebep olabilir. Cinsel yolla bulaşan Human Papilloma virüsü ise çoğu zaman erkeklerden kadınlara geçer, rahim ağzı ve rahim kanserine yol açabilir. Fiziksel Faktörler İyonizer radyasyon bilinen en önemli kanser nedenlerindendir. DNA hasarı yaparak kanserleşme sürecini başlatır. Güneş ışınına fazla maruziyet, özellikle açık tenlilerde cilt kanserine yol açar. Sa¤lıklı beslenmek ve hareket etmek art Öncelikle yaam tarzımızı düzenlememiz gerekir. En büyük kanser nedenlerinden olan obeziteye sebep olan iki konu vardır: Sağlıksız beslenme ve hareket etmeme. Lif oranı yüksek besinler yani bütün sebzeler, meyveler, tam tahıllı gıdalar kanser koruyucu besinlerdir. Kabak, karnabahar, brokoli gibi sebzeler, soya fasulyesi ve fasulyeler özellikle bol tüketilmelidir. NEFROLOJİ Böbrek rahatsızlıkları geç kalındığında dİyalİz ve organ naklİne kadar İlerleYEbİlİr. Böbrekler İdİr. vücudumuzun süzgeçler rİnizde ve İdrar yolları şİkayetle rİnİzİ le ek r b ö b a d r a şl ya en y İlerle kontrol ettİrİN.