ımf küresel ekonomik görünümü

advertisement
IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ
Hazırlayan: Sıla Özsümer
AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği
Uzman Yardımcısı
IMF Küresel Ekonomik Görünümü
IMF düzenli olarak hazırladığı Küresel Ekonomi Görünümü Raporu’nun Nisan ayı güncellemesini
geçtiğimiz haftalarda yayınlamıştır. Raporun özetlenmiş hali altta bilgilerinize saygılarımızla arz
olunur.
Uzun süredir devam etmekte olan düşük büyüme oranlarında ufak da olsa hızlanma
beklenmektedir. 2016 yılı küresel büyüme oranı %3,1 iken 2017 yılında bu rakam %3,5’e 2018
yılında ise %3,6’ya yükseltilmiştir. Bu tahminler önceki tahminlerin az da olsa üzerindedir. Küresel
ekonomi 2016 yılının dördüncü çeyreğinde yükselişe geçmiş olup bu hızlanmanın devam etmesi
beklenmektedir. Fiyatlardaki yükselme ve Çin’deki büyümeye bağlı olarak küresel ekonomik
koşulların düzelmesi ile gelişmekte olan ekonomilerin toparlanması beklenmektedir.
Grafik 1: Gelişmiş, Gelişmekte Olan Ülkeler ve Küresel Ekonomi Büyüme Oranları
6,00%
5,00%
4,00%
3,00%
2,00%
1,00%
0,00%
Gelişmiş Ülkeler
Gelişmekte olan Ülkeler
Küresel Ekonomi
2016
1,70%
4,10%
3,10%
2017
2,00%
4,50%
3,50%
2018
2,00%
4,80%
3,60%
Kaynak: IMF Küresel Ekonomik Görünüm Raporu
Fakat yapısal sorunların çözülmemesi halinde daha hızlı bir büyüme ve toparlanma mümkün
görünmemektedir. Özellikle orta vadede riskler mevcuttur. Düşük üretkenlik oranları ve gelir
eşitsizliği gibi konular özellikle gelişmiş ekonomiler için ciddi tehdit oluşturmaktadır. Bu durumun
küresel ekonomiye yansıması ise entegrasyon ve işbirliği konularında gerilemeler olarak
öngörülmektedir. Bu noktada en çok etkilenecek olan taraflar ise gelişmekte olan ekonomiler
olarak belirtilmektedir.
İç politikaların talep ve bütçeyi dengesini destekleyici olması gerekmektedir. İhtiyaç duyulan
zamanlarda üretkenliği, istihdamı ve yatırımı arttırmak için yapısal reformlar uygulanması ve arz
destekleyici mali tedbirler alınması önemlidir. Bu tedbirlerin arasında kamu altyapısını güçlendirmek,
teknolojik değişimler ve küreselleşmeye uyum sağlayamayan tarafları desteklemek bulunmaktadır.
Buna ek olarak birçok ülkede kamu borcunun sürdürülebilirlik kapsamında değerlendirilmesi
gerekmektedir. Gelişmekte olan ülkeler için mal ve hizmetlerden gelen gelirlerdeki düşüşler ve
finansal zayıflıklar ülkelerin önünde çözülmesi gereken en önemli sorunlardan bir tanesidir. Aynı
zamanda bu ülkelerin küresel ekonomiye entegrasyonu da önemli bir konudur.
Orta vadede risklerin daha görünür olmasının en önemli sebepleri arasında Çin ve ABD’de politika
desteğinin yeterli gelmemesi veya sürdürülebilir olmaması bulunmamaktadır. Genel olarak
bakıldığında ise korumacı politikalarda artış, dolayısıyla küresel ticarette ve ülkeler arası
yatırımlardaki azalmaya bağlı olarak orta vadede riskler görülmektedir. Yine ABD’de faiz artışının
beklenenden daha hızlı olması durumunda finansal piyasaların sıkılaşması ve doların hızlı değer
kazanması kırılgan ekonomiler için risk teşkil etmektedir.
1
Grafik 2: Gelişmiş Ülkeler İthalat, Gelişmekte olan Ülkeler İthalat ve Küresel Ticaret
5,00%
4,50%
4,00%
3,50%
3,00%
2,50%
2,00%
1,50%
1,00%
0,50%
0,00%
2016
Gelişmiş Ülkeler İthalat
2017
2018
Gelişmekte olan Ülkeler İthalat
Dünya Ticareti
Kaynak: IMF Küresel Ekonomik Görünüm
Grafik 3: Gelişmiş Ülkeler İhracat, Gelişmekte olan Ülkeler İhracat ve Küresel Ticaret
5,00%
4,50%
4,00%
3,50%
3,00%
2,50%
2,00%
1,50%
1,00%
0,50%
0,00%
2016
2017
Gelişmiş Ülkeler İhracat
Dünya Ticareti
2018
Gelişmekte olan Ülkeler İhracat
Kaynak: IMF Küresel Ekonomik Görünüm
Küresel ekonomideki ekonomi dışı risklere bakıldığında ise yükselen jeopolitik gerginlikler, ülkelerin
içlerinde yaşadığı siyasi sorunlar, yönetimsel zayıflıklar, yolsuzluk ve rüşvet, terör ve güvenlik
sıkıntıları ve hava koşullarında yaşan sorunlar öne çıkmaktadır. Küresel ekonomiye bu etkenlerin
de büyük etkileri bulunmaktadır. Ekonomik ve siyasi risklerin birbiri ile bağlantılı olduğu gibi aynı
zamanda birbirlerini de destekleyerek daha ciddi riskler oluşturmaktadır. Bu durumun en iyi
örnekleri arasında artışa geçen korumacı politikalar ile azalan ticaret ve yatırım bulunmaktadır.
Dolayısıyla ülkelerin politika seçimlerinin küresel riski şekillendirmesi kaçınılmazdır. Özellikle
makroekonomik talep yönetimi küresel ekonominin içerisinde bulunduğu döngüsel tıkanma
konusunda öne çıkmaktadır.
Uzun dönemdir devam eden düşük enflasyon sorunu yaşayan ülkeler için talep yönetimi çok
önemlidir. Üretkenliğin yetersiz olduğu ülkeler için güvenlik ağlarını mali politikalar yardımıyla
kuvvetlendirmek ve dolayısıyla üretimi arttırmak orta ve uzun vadede ekonominin desteklenmesini
2
sağlayacaktır. Ek olarak ülkelerin kamu borçlarını sürdürülebilir bir yola girmesi için stratejilerin
geliştirilmesi gerekmektedir.
Ülkelerin bireysel olarak yaşamakta olduğu sorunlara da kolektif bir çözüm aranması gerekmektir.
Çok taraflı işbirliği yolu ile ülkelerin sorunlarının çözülmesi daha etkili olacaktır. Kolektif çalışmanın
en önemli olduğu alanlar serbest ticaret sisteminin korunması, küresel mali istikrar, eşitlikçi bir
vergi sisteminin oluşturulması, düşük gelirli ülkelere gelişme yolunda desteğin devam ettirilmesidir.
Gelişmiş Ekonomiler
2016 yılında ABD’de zayıf yatırım ve envanterlerin dengelenmesi gibi konular sebebiyle düşük
kalmıştır. 2017’de ise ülke ekonomisinde toparlanma başlamıştır. 2017 ve 2018 yıllarında küresel
ekonomide beklenen hızlanmalar düşük olsa da önem teşkil etmektedir. 2016 yılının ikinci yarısında
beklenenin üzerinde büyüyen ekonomi özellikle gelişmiş ekonomilerin toparlanmasında etkili
olmuştur.
Japonya ve Avrupa’nın ekonomik görünümünde de toparlanma izlenmektedir. Özellikle küresel
üretim ve ticarette 2016 yılının ikinci dönemindeki yükseliş olumlu katkılarda bulunmaktadır. ABD
seçimleri sonrasında ekonomi politikasının genişlemesi kapsamında küresel ekonomide olumlu
öngörüler oluşmuştur.
Gelişmiş ekonomilerde enflasyonda oranlarında yükselişler başlamıştır. Genel olarak yükselen mal
ve hizmetlerdeki fiyat artışına bağlı olarak yükselen temel enflasyona rağmen ana enflasyon
kalemlerindeki fiyatlar hala düşük olarak seyretmektedir. Japonya ve Euro Bölgesi’nde enflasyon
oranlarında toparlanma mevcuttur. Gelişmiş ekonomilerin düşük talep, düşük enflasyon, zayıf
ödemeler dengesi ve kırılgan üretkenlik oranları ile ekonomik riskleri oluşturmaktadır. Talebin ve
kamu bütçesinin desteklenmesi için kademeli vergilendirme faydalı olacaktır.
Yaşlanan nüfus gelişmiş ülkeler için önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. Bu noktada
istihdam alanında eğitim ve işçi hareketliliği de önem kazanmaktadır.
Grafik 4: Gelişmiş Ülkeler ve Seçilmiş Ülkelerin Büyüme Oranları
4,00%
3,00%
2,00%
1,00%
0,00%
2016
2017
2018
ABD
Euro Bölgesi
Almanya
Fransa
İtalya
İspanya
İngiltere
Japonya
AB
Gelişmiş Ülkeler
Kaynak: IMF Küresel Ekonomik Görünüm Raporu
3
Gelişmekte Olan Ekonomiler
2017 yılında gelişmekte olan ekonomiler için büyümenin hızlanması beklenmektedir. Gelişmekte
olan ülkelerde büyüme ağırlıklı olarak ABD’nin beklentilerin üzerinde büyümesi ile bağlantılıdır.
Fakat bazı büyük gelişmekte olan ekonomilerin düşük seyretmesine bağlı olarak gelişmekte olan
ekonomilerin ortalaması da düşmektedir. Bu sebeple IMF gelişmekte olan ekonomilerin büyüme
beklentilerinde aşağı yönlü ufak revizyonlar gerçekleştirmiştir. Bu kapsamda Latin Amerika ve Orta
Doğu’da düşüşte olan ekonomik performans öne çıkmaktadır. Yıllar içerisinde küresel ticaretteki
düşüş, petrol üretimi kesintileri ve bölgenin kendine özgü sorunları sebebiyle olumsuz etkiler
görülmektedir.
Diğer taraftan beklenenden yüksek ekonomik politika desteği ile Çin için 2017 ve 2018 yılları
öngörüleri daha olumludur. Rusya ise ekonomik olarak en kötü dönemi atlatmış ve yükselen petrol
fiyatlarının da etkisiyle toparlanma sürecine girmiş olarak görülmektedir. Yükselen mal ve hizmetler
fiyatına ek olarak 2015 ve 2016 yıllarında gelişmekte olan ekonomilerin para birimlerinde yaşanan
kayıplar sebebiyle de gelişmekte olan ekonomilerde enflasyon oranlarında yükselişler başlamıştır.
Orta vadede ise küresel ekonomideki belirsizlikler ve ülkelerin politik yaklaşımları dolayısıyla
görünüm risklidir. Kısa vadede hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler için ciddi bir risk
görülmese de belirsizliklerin olumsuz sonuçlanması durumunda risk oranlarında keskin bir yükseliş
olması mümkündür.
Grafik 5: Petrol Fiyatları Değişim Oranları
35,00%
30,00%
25,00%
20,00%
15,00%
10,00%
5,00%
0,00%
-5,00%
2016
2017
2018
-10,00%
-15,00%
-20,00%
Kaynak: IMF Küresel Ekonomik Görünüm Raporu
Gelişmekte olan ekonomilerin finansal zorlukları Çin’in hızlı kredi büyümesi ve diğer gelişmekte
olan ülkelerdeki ödemeler dengesindeki zayıflığı sebebiyle daha belirgin bir hale gelmektedir.
Gelişmekte olan ülkelerin finansal istikrarsızlık ve dış koşullardan olumsuz etkilenmesini engellemek
için dengeleyici önlemler alınması gerekmektedir.
Gelişmekte olan ekonomilerin bir başka problemi ise bir süredir devam eden üretim ve maaşlar
arasındaki eşitsizliktir. Üretim artışı ile maaş artışı son 30 yıldır eşit bir seyir izlememektedir.
Dolayısıyla çalışanların ülke geliri içerisindeki payı da düşüş göstermektedir. Bu durum talepteki
düşüşü de tetiklemektedir. Orta vadedeki risklerin azaltılması için istihdam alanına yapılacak olan
yatırımlar önem teşkil etmektedir. Hayat boyu öğrenim, yüksek kaliteli eğitim, mesleki ve coğrafi
4
hareketliliği destekleyici politikalar ve yapısal reformlar bu konuların arasındadır. Teknolojik
gelişmelere uygun olarak ekonomik yapının desteklenmesi için de işçilerin doğru eğitimi ile
mümkündür. Gelişmekte olan ekonomilerin önündeki bir başka tehdit ise iklim değişikliğinin
getirdiği değişikliklere uyum sağlamaktır.
Sonuç olarak küresel ekonominin önümüzdeki dönemde küresel ekonominin daha ivmeli bir
büyüme sürecine girmesi beklenmektedir. Fakat orta ve uzun vadede hem gelişmiş hem de
gelişmekte olan ülkelerin önünde riskler bulunmaktadır. Bu kapsamda ortak bir çerçeve
geliştirilmesi önem teşkil etmektedir.
5
Download