Kıdem tazminatında işletmelerin maliyetini artıracak ve işçi

advertisement
03 Haziran 2016
TİSK Mayıs ayı Ekonomi Bülteni’nden dikkat çeken uyarı:
Kıdem tazminatında işletmelerin maliyetini
artıracak ve işçi-işveren ilişkilerini bozacak
düzenlemelerden kaçınılmalı
TİSK, ekonomi yönetiminin çalışma hayatına yönelik regülasyonlardan
ziyade kaynak sorununun çözümü olarak çalışma hayatına ilişkin
düzenlemelere yöneldiğini vurguladı. TİSK, özellikle kıdem tazminatında
işletmelerin maliyetini artıracak ve işçi-işveren ilişkilerini bozacak
düzenlemelerden kaçınılmasını önerdi.
TİSK, Ülkemizin büyüme oranının gelişmiş ülkelere kıyasla iyi olmakla
birlikte, potansiyel büyüme oranı olarak görülen yüzde 5’in 2012’den beri
yakalanamadığını kaydetti.
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından hazırlanan Mayıs ayı Ekonomi
Bülteni’nde, ekonomi yönetiminin kaynak arayışı içerisinde olduğuna dikkat çekildi. Ekonomi
Bülteni’nde, otomatik bireysel emeklilik yaklaşımı ve kıdem tazminatında yeni bir sistem
oluşturma isteğinin de çalışma hayatına yönelik regülasyonlardan ziyade kaynak sorununu
çözmek amacı taşıdığı ifade edildi. TİSK Bülteni’nde, “İç tasarrufları artırmak herkesin iştirak
ettiği bir amaç olmakla birlikte, özellikle kıdem tazminatında işletmelerin maliyetlerini
artıracak ve işçi-işveren ilişkilerini bozacak düzenlemelerden kaçınılması gerekiyor” uyarısı
yapıldı.
Türkiye’de kritik fiyat değişkenleri olan faiz oranı ve döviz kurundaki kırılganlıkların devam
ettiğini vurgulayan TİSK, “Cari açığın gerilemesine rağmen, ihracattaki azalış bu düşüşü
gölgeliyor. İhracat 2015 Ocak ayından bu yana sadece üç ay artış gösterdi, on üç ay ise azaldı.
Cari açığın finansmanı net hata noksan olgusuna dayalı. Yılın ilk dört ayı sonunda merkezi
yönetim bütçe dengesi yapısal reformlar uygulanmak suretiyle değil, TCMB’nin kâr transferi ile
sağlandı” yorumunda bulundu.
Türkiye potansiyel büyüme oranını yakalayamıyor
Büyümedeki yavaşlama ve küçülmenin şu anda dünya ekonomisinin en büyük problemi olduğu
kaydedilen TİSK Ekonomi Bülteni’nde, likidite tuzağına çekilen ekonomilerin “sürekli
durgunluk” trendi izlediği belirtildi. TİSK Ekonomi Bülteni’nde Ülkemizin büyüme oranının
gelişmiş ülkelere kıyasla yüksek olduğu, ancak 2012 yılından bu yana yüzde 5’lik potansiyel
büyüme oranının yakalanamadığı hatırlatıldı. Bülten’de, “Oldukça kırılgan yapıdaki bu
ortamda ekonomik birimlerin temel beklentisi, 65. Hükümet’in işbaşına gelmesi ile birlikte yurt
içi ve yurt dışı kaynaklı risklerin en aza indirilmesi ve ekonomide güven ortamının yeniden
sağlanmasıdır.” denildi.
1
Merkez Bankası’nın kârı Bütçeyi rahatlattı
2016 yılının ilk dört ayında iktisat politikasının maliye bacağında göreli başarı sağlandığı ifade
edilen TİSK Bülteni’nde, “Merkezi yönetim bütçesi Nisan ayında 5 milyar 357 milyon TL, OcakNisan döneminde ise 5 milyar 404 milyon TL fazla vermiştir. Diğer yandan Nisan ayında faiz
dışı bütçe fazlası geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7,8 oranında artışla 8 milyar 41 milyon TL,
Ocak-Nisan döneminde ise geçen yıla göre yüzde 22 oranında artışla 24 milyar 55 3 milyon
TL’ye ulaşmıştır” denildi. Nisan ayında bütçe fazlasının yüzde 289,7 oranında arttığını ancak
bunun yapısal reformların bir sonucu olmayıp, TCMB’nin 2015 yılına ait 13 milyar 857 milyon
TL’lik vergi sonrası net kârının 9 milyar 303 milyon TL’sini Nisan ayı içinde Hazine’ye
aktarmasına dayandığını belirten TİSK, bu gelişmeyi “Ödediği kurumlar vergisi de buna
eklendiğinde TCMB’nin bütçeye katkısı 11 milyar 653 milyon TL’ye ulaşmaktadır. Bu da Bütçe
Kanununda 2016 yılı için öngörülen bütçe açığının yüzde 44,2’sine denk gelmektedir.
Dolayısıyla TCMB’nın kârının bu kadar yüksek olması merkezi yönetim bütçesini
rahatlatmıştır.” şeklinde yorumladı.
İhracat azalıyor
Bülten’e göre, Nisan ayında ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 10,2 azalarak 11 milyar
983 milyon dolara, ithalat ise yüzde 11,9 azalarak 16 milyar 190 milyon dolara geriledi. OcakNisan 2016 döneminde ihracat yüzde 7,4 azalarak 46 milyar 681 milyon dolar, ithalat yüzde
10,9 azalarak 62 milyar 975 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Böylece dış ticaret açığı Nisan
ayında yüzde 16,3 azalarak 4 milyar 207 milyon dolara, Ocak-Nisan döneminde de yüzde 19,7
azalarak 16 milyar 294 milyon dolara geriledi.
İhracatın 2015 yılının Ocak ayından bu yana sadece üç ay artış gösterdiğini ifade eden TİSK,
son yıllarda cari açık düzeyinin belirlenmesinde etkili olan parasal olmayan net altın
ihracatının da İran’a uygulanan ambargonun kalkması ile birlikte önemini yitirmeye
başladığını ve Nisan ayında ihracatta en fazla düşüşün yüzde 61,6 ile altında gerçekleştiğini
ifade etti.
Cari açık azaldı
Bülten’e göre, Mart ayında cari işlemler açığı, 2015 yılının Mart ayına göre 1 milyar 92 milyon
dolar azalarak 3 milyar 677 milyon dolara, Ocak-Mart dönemi cari açığı da 2 milyar 645 milyon
dolarlık düşüş ile 7 milyar 878 milyon dolara geriledi. Yıllık cari açık da 29 milyar 491 milyon
dolara düzeyine kadar indi. Cari açığın azalmasında Ocak-Mart döneminde 2015 yılında 11
milyar 408 milyon dolar olan dış ticaret açığının 8 milyar 149 milyon dolara gerilemesi başlıca
etken oldu.
Seyahat gelirlerinde çarpıcı düşüş
2016 yılında cari açık hacminin belirlenmesinde seyahat gelirlerindeki kayıpların etkili
olduğunun belirtildiği TİSK Ekonomi Bülteni’nde, Mart ayında net seyahat gelirlerindeki
çarpıcı düşüşe dikkat çekildi. Seyahat gelirleri geçen yılın aynı ayına göre 381 milyon dolar
azalarak 721 milyon dolara geriledi. Ocak-Mart döneminde seyahat gelirlerinden Türkiye’nin
kaybı 931 milyon dolara ulaştı. TİSK, bu kalemden kaynaklanan kaydın 2016 yılında en az 5
milyar dolar olacağı tahmininde bulundu.
2
Doğrudan yabancı yatırımda azalış sürüyor
Cari açığın finansman kalemlerinden olan doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler,
geçen yılın aynı ayına göre 144 milyon dolar azalarak, 650 milyon dolar oldu. Bu kalemden
Ocak-Mart dönemindeki girişler geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyar 897 milyon dolar
küçüldü ve üç aylık net doğrudan sermaye girişi 1 milyar 268 milyon dolarda kaldı.
TİSK, buna karşılık portföy yatırımlarında uluslararası sermaye portföyünü idare edenlerin
Mart ayından bu yana “boğa” davranışına geçmesiyle Türkiye’ye yönelik sermaye girişinin
pompalandığını kaydetti. TİSK’e göre Mart ayındaki net sermaye girişi 2 milyar 693 milyon
dolara ulaşırken giren sermayenin 999 milyon doları hisse senedi, 512 milyon doları tahvil
alımında kullanıldı. Mart ayında bankacılık sektörü geçmiş dönemde aldığı krediler için 1
milyar 537 milyon dolarlık, Hazine 493 milyon dolarlık geri ödemede bulunurken, banka dışı
kesim de 1 milyar 760 milyon dolarlık net borçlanmaya gitti.
Maliyet artışları sanayiciyi zorluyor
2016 yılı Mart ayında geçen yıla göre yükseliş göstermiş olsa da sanayi üretiminde aylık bazda
kırılganlığın sürdüğüne dikkat çeken TİSK, Mart ayında sanayi üretiminin, Şubat ayına göre
yüzde 0,5 oranında azaldığını, tüm alt sektörlerin ivme kaybettiğini ifade etti. Sanayi
üretiminin yıllık bazda yüzde 2,9 oranında yükseldiğini belirten TİSK, şu değerlendirmede
bulundu: “Mart ayındaki durağanlık Nisan ve Mayıs’ta da görülebilir. Sanayi sektöründe,
özellikle imalat sanayiinde üretim 2016 yılının ilk çeyreğinde istikrar bulamadı. Maliyet
artışlarının yanı sıra jeopolitik riskler sanayiciyi zorluyor.”
Kamu sektöründe istihdam artışı yüksek
2014-2016 döneminde işsizlik oranının belirlenmesinde kamu sektörünün izlediği istihdam
politikasının etkili olduğu yorumunu yapan TİSK, kamu istihdamının son üç yılda 381 bin kişi
arttığını kaydetti.
TİSK HAKKINDA
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), gönüllü teşkilatlanma esasına göre faaliyet gösteren ve Türk işverenlerini
endüstri ilişkileri alanında yurtiçinde ve yurtdışında temsil eden tek üst kuruluş. 20 Aralık 1962’de kurulan Konfederasyona,
ekonominin değişik sektörlerinde faaliyet gösteren 21 İşveren Sendikası üye. Bu İşveren Sendikalarına bağlı 9 bin 600 işyerin de, 1
milyon 230 bin çalışan istihdam ediliyor.
Türk sanayinin, yarım asrı aşkın süredir sosyal boyutunu temsil eden, “İşletmelerin Sesi” olma mantığı içinde faaliyet göster en
Konfederasyon, ulusal düzeyde sosyal taraf olarak üçlü temsil esasının geçerli olduğu (Ekonomik ve Sosyal Konsey, Üçlü Danışma
Kurulu, Çalışma Meclisi, Türkiye İş Kurumu, Sosyal Güvenlik Kurumu, Mesleki Yeterlilik Kurumu, TBMM’nin ilgili Komisyonları
gibi) tüm platformlarda ve ulusal düzeydeki 50’ye yakın kurum ve kuruluşta işveren kesimini temsilen yer alıyor.
TİSK, uluslararası düzeyde de Uluslararası Çalışma Teşkilatı (ILO), Uluslararası İşverenler Teşkilatı (IOE), Avrupa İş Dünyası
Konfederasyonu (BUSINESSEUROPE), G20/B20 Süreci, OECD Nezdinde Ticaret ve Sanayi İstişari Komitesi (BIAC), Türkiye–AB
Karma İstişare Komitesi (KİK), Akdeniz Özel Sektör Konfederasyonları Birliği (BUSINESSMED), Küresel İşbaşında Eğitim Ağı
(GAN), Avrupa İşbaşında Eğitim Birliği (EAfA), Küresel İlkeler Sözleşmesi (Global Compact) ve Karadeniz ve Hazar İş Dünyası
Birliği (BCB) nezdinde Türk İşverenlerini temsil ediyor. TİSK hakkında detaylı bilgiye www.tisk.org.trinternet adresinden
ulaşılabilir.
3
Download