Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya PID KONTROL 835 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Hata-Küpü Kontrol Yapısının Teorik İncelenmesi Baris Baykant Alagoz1, Abdullah Ates2, Celaleddin Yeroglu2 (1) Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü (2) Bilgisayar Mühendisliği Bölümü İnönü Üniversitesi, Malatya, Türkiye [email protected] adaptif kontrol uygulamalarında da yer edinmiştir [13-16]. Doğrusal hata sinyali, yaygın olarak referans sinyal ile çıkış sinyali arasındaki fark olarak tanımlanır e(t ) I (s) O(s) . Doğrusal hata ile negatif geri beslemeli kapalı çevrim kontrol sistemleri gerçekleştirilmiş ve böylece sistemlerin kararlılığı ve kontrol edilebilirliği sağlamıştır. Doğrusal hata, PID, kayan kipli denetimli kontrolör, kesir dereceli PID kontrolör, Lag-Lead yapıları.. gibi bir çok kontrol yapısında kullanılmıştır. Doğrusal olamayan hata-karesi kontrol yapısı 2 ( e(t ) (I (s) O(s)) ) ise literatür de incelenmiş avantaj ve dezavantajları tartışılmıştır [17]. Bu çalışmada, ise doğrusal olmayan hataküpü kontrolü, klasik PID yapısına uygulanmıştır. Hata-küpü, doğrusal hata işaretinin küpü ile elde dilmiştir. Hata-küpünü kullanan bu tip kapalı çevrim kontrol mimarisi, hata-küpü kontrol sistemi olarak isimlendirilmiştir. Hata küpü kontrol yapısının avantaj ve dezavantajları analiz edilmiştir. Hatanın-küpü PID kontrol sisteminin kontrol performansı çift motorlu TRMS simülatörün de test edilmiş, doğrusal hata PID kontrol ve kesir-dereceli PID kontrol birim basamak cevapları ile karşılaştırılmıştır. Özetçe Bu makalede hata-küpü kontrol yapısı için teorik bir çalışma sunulmuştur. Çalışmada, kapalı çevrim bir kontrol sisteminde, hata işaretinin küpünün kullanılması durumu değerlendirilmiştir. Hata-küpü, kontrol sistemine doğrusal olmayan bir hata sinyali sağlamaktadır. Bu sinyalin düzeyine bağlı olarak, hatanın zayıflatıldığı ve kuvvetlendirildiği bölgelerin oluştuğu görülmüştür. Bu doğrusal olmayan hata bölgeleri, düşük aşımlı kontrol imkânı sağlar iken, oturma noktasında kalıcı hal hatalarına yol açmaktadır. Hata-küpü kontrolünün, doğrusal hata kontrol sistemini kesir dereceli kontrol sistemine dönüştürdüğü saptanmıştır. Hata-küpü PID kontrolör yapısı ile TRMS (Twin Rotor MIMO System) simülatörün de test edilmiş ve elde edilen bulgular tartışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Doğrusal olmayan kontrol, PID, kesir dereceli kontrol, hata küpü 1. Giriş Kapalı çevrim PID kontrol sistemleri gerçekleme kolaylığı ve etkin kontrol kabiliyetleri nedeni ile uzun yıllardır pratik uygulamalarda tercih edilmektedir. PID kontrolör konusunda ilk çalışmalar Minorsky [1] ve Callender [2] tarafından sırasıyla 1922 ve 1936 yıllarında gerçekleştirilmiştir. Daha sonraları, PID yapısı akademik çalışmalarda ve endüstriyel uygulamalarda önemli bir yer edinmiştir [3-9]. Günümüze kadar bu kontrolör yapısının, kararlılığı ve optimumum kontrol problemleri ile ilgili sayısız çalışma yapılmıştır [3,4,10-12]. Yapay zeka yöntemleri yardımı ile PID kontrolör yapıları 2. Metot 2.1. Hata-Küpü Sinyali: Kapalı çevrim kontrol sistemlerinde, hataküpü işareti aşağıdaki gibi tanımlanabilir, eküp (t ) (r (t ) o(t ))3 . 1 836 (1) Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Bu denklemde, geçiş noktası katsayısıdır. sırasıyla sistemin çıkış ve o(t ) ve r (t ) girişleridir. Hata-küpü, doğrusal hata işaretini ( e(t ) ), hata işaretinin enerjisi ile ölçekler, eküp (t ) (e(t )) 2 e(t ) . Şekil 1, 1 için hataküpünün, e(t ) ’nin -1.5 ve +1.5 aralığındaki karakteristiğini göstermektedir. Etiket 1 ile gösterilen değer aralığı, hatanın zayıflatıldığı bölgeyi göstermektedir. Etiket 2 ile gösterilen değer aralığı, hatanın kuvvetlendirildiği bölgeyi göstermektedir. Hata’nın zayıflatıldığı ve kuvvetlendirildiği bölgeler geçiş noktasında (GN) birleşmektedir. Geçiş noktasının konumu eGN 1 / ile ayarlanır. Hata-küpü kontrolünün, avantaj ve dezavantajları şöyle özetlenebilir: 2.1. Hata-Küpü Kapalı Çevrim Kontrol Yapısı Analizi: Şekil 2’de hata-küpü kapalı çevrim kontrol yapısı temsili olarak gösterilmiştir. Bu kontrol mimarisi, doğrusal kontrol yapılarına, hataküpü bloğu eklenerek elde edilmiştir. r (3)’de GN T ( s ) O( s ) / R ( s ) 2 0 0.5 düzenlemeler (4) (C ( s)G( s))1 / 3 ( s) (C ( s)G( s))1/ 3 (5) eGN -0.5 (3) ifadesi elde edilir. Gerekli düzenlemeler yapılırsa, hata-küpü kontrolörün, kapalı çevrim transfer fonksiyonu için, -1 -1 gerekli 1/ 3 ( R(s) O(s))(C (s)G(s))1/ 3 O(s)1/ 3 1 eGN (2) ( R(s) O(s))3 C(s)G(s) O(s) GN -3 G(s) Şekil 2’deki kapalı çevrim kontrol sistemi için denklem (3) yazılabilir. 1 -2 u Eküp (s) ( R(s) O(s)) 3 2 0 C (s) Hata küpü sinyali s tabanındaki denklem (2) ile ifade edilir: 3 0 Şekil 2. Hata–Küpü kapalı çevrim kontrol sistemi blok diyagramı Denklem yapılırsa, 2 eküp eküp Zayıflatma bölgesinde, hata işaretin zayıflatılması, osilatif bileşenleri kompanze edebilirken, kalıcı hal hatalarına sebebiyet verebildiği görülmüştü. Kuvvetlendirme bölgesinde, hata işaretinin kuvvetlendirilmesinin sistemin cevabını hızlandırabildiği görülmüştür. e3 e 1 ifadesi yazılabilir. Burada, 1/ 3 2 / 3 (s) O(s) ’dir. O( jw) 0 için e Şekil 1: Hatanın sinyali (Kesik Çizgi) Hata sinyalinin küpü (Kalın Çizgi) hatanın küpü kapalı çevrim sisteminin transfer fonksiyonu zayıf kontrol transfer fonksiyonu T (s) 0 ’a olan yakınsamaktadır. 2 837 o Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya i 1,2,3, , n sağlaması durumunda hata-küpü kontrol sistemi kararlı olacaktır. O( jw) 1/ 2 1/ eGN olduğu zaman ise hataküpü kontrol sistemi, Denklem (6) ile ifade edilebilen kesir dereceli kontrolör ve sistem fonksiyonuna sahip, kapalı çevrim kontrol sistemine yakınsar. T ( s ) O( s ) / R ( s ) (C ( s)G( s))1/ 3 1 (C ( s)G( s))1/ 3 3. TRMS Simülasyon Sonuçları Hat-küpü PID kontrol, TRMS simülatörü ile incelenmiştir. TRMS simülatörü, laboratuar koşullarında helikopter uçuş kontrol deneyleri yapılmasına imkan sağlayan bir deney setidir [18]. TRMS, Şekil 3’de MATLAB simulink simülasyon modelinde resmedildiği gibi, dikey seviye hareketini sağlayan asıl rotor ile yatay seviye hareketini sağlayan kuyruk rotorundan oluşmaktadır. Rotorlar, DC elektrik motorları ile imal edilmiştir. Uygulanan giriş voltajı ile, dönme hızları ayarlanarak, açısal olarak istenen bir konuma getirilebilmektedir. Fakat, TRMS sisteminin kontrolü, aerodimaik etkileşimleri içeren, doğrusal olmayan bir kontrol problemidir [20, 21]. Şekil 4’de hata-küpü PID kontrol ile klasik kontrol sistemi birim basamak cevapları karşılaştırılmıştır. Hata-küpü kontrol yapısı, manuel olarak ayarlanmıştır. ( K p 5 , K i 7 , K d 10 ). Elde edilen PID katsayıları ile klasik PID kontrolör (Doğrusal hata) test edilmiştir. Şekil 4’de görüldüğü gibi, hata-küpü kontrolü daha düşük maksimum aşım vermiş ve oturma zamanı performansı daha iyi elde edilebilmiştir. (6) Hata-küpü kontrol sisteminin çıkışı 0 dan 1/ 2 değerine ulaşırken, hata-küpü kontrol sisteminin karakteri zayıf kontrolden ( T ( s) 0 ) , kesir-dereceli kontrol sistemine evrilir. Bu durum, doğrusal olmayan hata işareti kullanımının, sistemin karakterini, çıkış işaretine bağlı olarak değişken kıldığını gösterir. Hata-küpü kapalı çevrim sistemin karakteristik polinomu Denklem (7) ile ifade edilebilir. (s) 1/ 3O(s) 2 / 3 (C (s)G(s))1/ 3 (7) Bu sistemin kararlılığı için, kutuplar sol yarı düzlemde yer almalıdır. 1O(s) 2 C (s)G(s) 0 (8) Diğer bir ifade ile, Denklem (8) ile gösterilen karakteristik denklemin, kökleri p1 , p2 , p3 ,,, pn olsun, Arc pi / 2 her 3 838 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Şekil 3. TRMS sisteminin dikey seviye hareketi sağlayan motorun MATLAB simulink modeli 0.7 0.7 PID 0.6 PID 0.6 0.5 0.5 0.4 0.4 Hata-küpü 0.3 Hata-küpü 0.3 0.2 0.2 0.1 0.1 0 10 20 30 40 50 60 70 0 80 10 Şekil 4. TRMS sisteminin dikey seviye hareketi sağlayan motorun MATLAB simulink model 20 30 40 50 60 70 Şekil 5. Hata-küpü PID kontrol ile klasik kontrol sistemi birim basamak cevapları PID katsayıları, öncelikle klasik PID yapısına göre optimize dilmiştir ( K p 5 , K i 8 , K d 10 ). Sonra, aynı katsayılar ile hata-küpü kontrolü gerçekleştirilmiştir. Şekil 5’de görüldüğü gibi, hata-küpü kontrolü düşük maksimum aşım veriyor olmasına rağmen, kalcı hal hatası sergilediği görülmüştür. Hata-küpü kontrol yaklaşımının önemli bir dezavantajı katsayılar iyi ayarlanmadığı durumda, kalıcı hal hatası bırakmasıdır. Şekil 6’da hata-küpü PID kontrol ile kesir dereceli PID kontrol sistemi karşılaştırılmıştır. Kesir dereceli PID bloğu için Valerio’nun non-integer simulink bloğu kullanılmıştır [21]. Hata-küpü kontrol yapısı, için ( K p 5 , K i 8 , K d 10 ) kullanılmıştır. Kesir dereceli PID yapıda manuel olarak ayarlanmıştır( K p 1, K d 2 , Ki 2 , 1.1 , 1.05 ). Simülasyon sonuçları, hata-küpü kontrol yapısının, kesirli derece kontrol yapısı ile kıyaslanabilir birim basamak cevabı sergileyebileceğini göstermiştir. PID 0.6 0.5 Hata-küpü 0.4 0.3 0.2 0.1 0 10 20 30 40 50 60 70 80 Şekil 6. Hata-küpü PID kontrol ile kesir dereceli PID kontrol sistemi Şekil 7’de hata-küpü PID kontrol ile klasik kontrol sistemi bozucu etki cevapları karşılaştırılmıştır. Kalıcı hal hatasına neden olan problem, bozucu etki karşısında hataküpü kontrol yapının başarısını oldukça düşürmüştür. Hata-kare kontrol yapısında [17] gözlemlendiği gibi hata-küpü kontrol yapısında da hata zayıflatma bölgesinde 4 839 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya osilatif cevap görülmüştür. veya kalıcı hal hataları [3] J. G. Juang, R. W. Lin, W. K. Liu, Comparison of classical control and intelligent control for a MIMO system, Applied Mathematics and Computation 205 778–791, 2008. [4] B.C. Kuo, Automatic Control Systems, sixth ed., Prentice-Hall, Englewood Cliffs, NJ, 1995. [5] J.G. Ziegler, N.B. Nichols, Optimum settings for automatic controllers, Trans. ASME ,759–768, 1942. [6] M. S. Saad, M. Jamaluddin, I.Z.M. Darus, Implementation of PID Controller Tuning Using Differential Evolution and Genetic Algorithms, International Journal of Innovative Computing, Information and Control 9, 7761-7779, 2012. [7] M. R. Rani, H. Selamat, H. Zamzuri, Z. Ibrahim, Multi-Objective Optimization For PID Controller Tunning Using The Global Ranking Genetic Algorithm, International Journal of Innovative Computing, Information and Control 8, 269-284, 2012. [8] M. Tokuda, T. Zamamoto, Self-Tuning PID Controller Based on Control Performance Evalutions, International Journal of Innovative Computing, Information and Control 6, 3751-3762, 2010. [9] R. Sanchis, J. A. Romero and P. Balaguer, Tuning of PID controllers based on simplified single parameter optimisation, International Journal of Control 83, 1785-1798, 2010. [10] Rihem Farkh, Kaouther Laabidi, and Mekki Ksouri, Computation of All Stabilizing PID Gain for Second-Order Delay System, Mathematical Problems in Engineering, Article ID 212053, 17 pages, 2009. [11] Tan, N. and D. P. Atherton, “Feedback Stabilization Using the Hermite Biehler Theorem,” Proc. of the 2nd Int. Conf. on the Control of the Indisturial Processess, pp. 253-256, New Castle, UK, 1999. [12] Tan, N. and D. P. Atherton, “Absolute Stability Problem of Systems with Parametric Uncertainties,” European Control Conference, Karlsruhe, Germany, 1999. [13] C. R. Madhuranthaka, J. Singh, A. Elkamel, H. Budman, Optimal PID controller parameters for first order and second order systems with time delay using a connectionist approach, Engineering Optimization 42, 295–303, 2010. [14] R. Sanchis, J. A. Romero and P. Balaguer, Tuning of PID controllers based on simplified single parameter optimisation, International Journal of Control 83, 1785-1798, 2010. [15] C. C. Wong, S. A.Li, and H. Y. Wang, Hybrid Evolutionary Algortihm For PID Controller Design Of AVR system, Journal of the Chinese Institute of Engineers, 32, 251-264, 2009. 0.9 0.8 0.7 PID 0.6 0.5 0.4 Hata-küpü 0.3 0.2 0.1 0 10 20 30 40 50 60 70 80 Şekil 7. Optimize hata-küpü PID kontrol ile optimize klasik kontrol sistemi bozucu etki cevapları 4. Sonuçlar Bu çalışmada, hata-küpü control yapısı incelenmiş, avantaj ve dez-avantajları tartışılmıştır. Hata-küpü control yapısının, aşımsız birim basamak cevabı verebilmesine ragmen, kalıcı hal hatası sergilediği görülmüştür. Bunun temel nedeni, hatanın zayıflatma bölgesinde, genliğinin düşürülmesi ve PID kontrolör cevabının bu nedenle zayıflamasıdır. Ancak, hata kuvvetlendirme bölgesinde sergilenen hata genliği güçlendirmesi, düşük aşımlı hızlı cevaba olanak sağlamıştır. Hata-küpü kontrol sistemi, kesir-dereceli transfer fonksiyonuna sahip olduğu görülmüştür. Kaynaklar [1] N. Minorsky, Directional stability of automatically steered bodies, J. Am. Soc. Naval Eng. 280–309, 1922. [2] A. Callender, D.R. Hartree, A. Porter, Time-lag in a control system, Philos. Trans. R. Soc. Lond. 415– 444, 1936. 5 840 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya [16] C.C. Kao, C.W. Chuang, R.F Fung, The self-tuning PID control in a slider–crank mechanism system by applying particle swarm optimization approach, Mechatronics 16, 513-522, 2006. [17] Myke King, Process Control: A Practical Approach, Process Control: A Practical Approach, Wiley, 105-113,2011. [18] Feedback Instruments Twin Rotor MIMO System Control Experiments 33-949S (For use with MATLAB R2006bversion 7.3, 2006) Control withInterval Gain and Phase Margins Assignment”, IEEE [19] A. Ates, C. Yeroğlu, M. F. Talu, Gerçek Zamanlı TRMS için Geliştirilen YSA Algortiması, Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK12, Niğde, 2012. [20] A. Ateş, C. Yeroğlu, TRMS İçin Referans Modele Dayalı Optimal Kesir Dereceli PID Tasarımı, Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK12, Niğde, 2012. [21] D. Valerio, Ninteger v. 2.3 Fractional Control Toolbox for MATLAB, http://web.ist.utl.pt/~ duarte.vale (Son erişim tarihi 08.05.2013) 6 841 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Hidrolik Bir Sistemin YSA ile Modellenmesi ve GA-PID ve PSO-PID ile Kontrolü Erdal Yılmaz1, Vedat Topuz2, A. Fevzi Baba3 1 Uzaktan Eğitim Merkezi Okan Üniversitesi, İstanbul [email protected] 2 Teknik Bilimler Yüksekokulu Marmara Üniversitesi, İstanbul [email protected] 3 Teknoloji Fakültesi Marmara Üniversitesi, İstanbul [email protected] optimal değerleri Genetik Algoritma (GA) ve Parçacık Sürü Optimizasyonu (PSO) ile bulunmuştur. Özetçe Bu çalışmada hidrolik eğitim seti üzerinde bulunan hidrolik motor kontrol sisteminin yapay sinir ağları ile modellenmesi yapılmıştır. Sistem modelinin ve sistemin kontrolü için kullanılan PID kontrolör parametrelerinin optimal değerlerinin bulunması için de genetik algoritma ve parçacık sürü optimizasyonu yöntemleri kullanılmıştır. 2. Sistemin Yapısı 2.1. Sistemin Çalışma Prensibi Sistemin hız kontrolü için bilgisayardan koşturulan yazılımdan veri toplama kartına RS232 portu üzerinden bir kontrol bilgisi gönderilir (1), veri toplama kartındaki sayısal-analog dönüştürücü ile kontrol bilgisi analog bilgiye çevrilerek dönüştürücü karta verilir (2) [7]. Dönüştürücü karta gelen analog değer servo hidrolik valfin kontrol giriş değerleri olan 0-10 volt değerlerine çekilerek kontrol sinyaline dönüştürülüp servo hidrolik valfe verilir (3). Valf kendisine gelen kontrol sinyaline bağlı olarak hidrolik güç ünitesinden gelen basınçlı hidrolik yağın oranını ayarlayarak hidrolik motora iletir. Hidrolik motorun milinden hidrolik motorun kendisine gelen hidrolik yağ miktarına bağlı olarak bir hız üretir (4). Hidrolik motorun miline bir kayış sistemi ile bağlı olan tako jeneratöre de hidrolik motorun milindeki hız aktarılır. Aktarılan bu hız sonucunda bir gerilim oluşur. Oluşan bu analog gerilim bilgisi dönüştürücü karta verilerek 0-5 volt aralığına çekilir (6). 0-5 volt aralığındaki bu analog bilgi veri toplama kartının analogsayısal dönüştürücü birimine verilerek sayısallaştırılır. Sayılaştırılan bu bilgi RS232 portu üzerinden bilgisayara verilir (7). Şekil 1’de sistemin çalışma prensibi blok diyagram şeklinde gösterilmiştir. 1. Giriş Literatürde hidrolik sistemlerin modellenmesi ve kontrolü üzerine yapılmış birçok çalışma bulunmaktadır. İstif ve Kutlu elektro hidrolik bir sistemin PD kontrolünü gerçekleştirdikleri çalışmada, PD kontrol parametrelerini Ziegler-Nichols (ZN) sürekli titreşim yöntemi ile hesaplamışlardır [1]. Bercan ve arkadaşlarının, yapmış olduğu çalışmada hidrolik konum kontrol sisteminin gerçeğe yakın benzetimi yapılmıştır. Çalışmada akışkanın sıkıştırılabilirliği özelliği dikkate alınarak sistem PD kontrol algoritması ile kontrol edilmiştir [2]. İstif ve arkadaşları, servovalf ve hidrolik motordan oluşan elektro hidrolik sistemi Bond-Graph ile modellemişler, konum kontrolünü PD kontrol ile gerçekleştirmişlerdir. PD kontrol katsayıları ve sistem parametreleri arasındaki ilişkileri irdeleyerek, sistemin dinamik davranışlarını gözlemlemiştir [3]. Şengirgin, servovalf ve hidrolik motordan oluşan hidrolik sistemin açısal hız denetimi incelenmiştir. Sistemin matematiksel modelini çıkarttıktan sonra Matlab Simulink kullanılarak benzetimi oluşturmuştur. Daha sonra sistemin değişik yükler altındaki dinamik davranışı ve P, PD ve PID denetimleri için en uygun denetim organı parametreleri ZN cevap ergisi yöntemi ile tespit etmiştir [4]. Çağrı, gerçek bir hidrolik asansör sisteminin hız kontrolü sağlanmıştır. Kontrol yöntemi olarak geleneksel PID, koşullandırılmış PID ve kayma kipli kontrolör tipleri birleşimleri kullanmıştır [5]. Katrancıoğlu ve arkadaşları hidrolik bir motorun hız kontrolünü bulanık mantık kontrolörü ile gerçekleştirmişlerdir [6]. Yapılan bu çalışmada, literatürde belirtilen çalışmalardan farklı olarak sistemin modeli Yapay Sinir Ağları (YSA) ile çıkartılmış, kontrol algoritması olan PID'in parametrelerine ait Şekil 1. Sistemin Çalışma Prensibi 842 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya bağlı olarak sistem öğrenilir ve sistemin dinamik modeli elde edilir. 2.2. Sistemin Donanımsal Yapısı Çalışmada kullanılan sistem donanımsal olarak, servo hidrolik valf (1), hidrolik motor (2), veri toplama kartı (3), bilgisayar (4), tako jeneratörü (5) ve hidrolik güç ünitesinden (6) oluşmaktadır. Sistemin donanımsal yapısı şekil 2’de gösterilmiştir. 3.1. Sistemin YSA ile Modellenmesi Sistemin modellenmesinde Seri-Paralel İleri Tip modelleme kullanılmıştır. Bu tip modellemede m adet gecikmeli girişe karşılık n adet gecikmeli çıkış yanı sıra bir de model ve sistem çıkışı arasındaki hatanın bir öğrenme algoritmasından geçirilerek elde edilen üç veri kullanılır. Şekil 4'te Seri-Paralel ileri tip modellemenin şeması verilmiştir [9]. Şekil 2. Sistemin Donanımsal Yapısı 2.3. Sistemin Açık Çevrim Cevabı Şekil 4. Seri-Paralel İleri Tip Modelleme Şeması Çalışmada kullanılan hidrolik sistemin davranışını belirlenmesi için sistemde bulunan servo hidrolik valfe 1-10 volt arasında 1 voltluk değişimler ile kontrol sinyalleri uygulanarak sistemin açık çevrim cevabı elde edilmiştir. Şekil 3'te sistemin 1-10 volt arasındaki farklı kontrol sinyallerine karşılık vermiş olduğu açık çevrim cevapları bulunmaktadır. Sistemin YSA ile modellenmesinde kullanılan veri setindeki verilerin %70’i YSA modelinin eğitilmesi, %15 modelin doğrulanması ve %15’i de modelin testi için kullanılmıştır. YSA modelinin eğitilmesi sırasında Levenberg-Marquardt eğitim algoritması ve performans olarak da sistem çıkışı ile model çıkışı arasındaki verilerin regresyon değeri kullanılmıştır. Tablo 1'de de görüldüğü gibi YSA modelleri için farklı nöron sayısı ve geçmiş mod sayısı kullanılmıştır. Performans değeri 1' en yakın olan model sistemin dinamik modeli olarak seçilmiştir [9]. Tablo 1. Farklı YSA Modelleri ve Sonuçları No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 Şekil 3. Sistemin Açık Çevrim Cevapları Şekil 3’te görüldüğü gibi sistemin kontrol sinyallerine cevapları belirli bir gecikme ile olmuştur. Kontrol sinyali olarak verilen 1 volt için sistemin cevabı diğer kontrol sinyallerine göre daha gecikmeli olarak başlamış ve salınım şeklinde devam etmiştir. Ayrıca kontrol sinyalinin değeri 7 volt ve üzeri durumlarda ise sistemin cevabı birbirine benzer şekilde olmuştur. 3. Sistemin Modellenmesi ve Kontrolü Klasik modellemede sistemin elemanları arasındaki bağlantı fiziksel kanunlara bağlı olarak ifade edilir [8]. Karmaşık sistemlerde bu işlemin gerçekleştirmesi oldukça zordur. Bunun yerine sistemden alınan veriler yardımı ile giriş-çıkış veri seti oluşturulur. Bu veri seti ile bir öğrenme algoritmasına 843 Model Parametreleri Gizli Katmandaki Geçmiş Mod Nöron Sayısı Sayısı 5 2 5 5 5 10 10 2 10 5 10 10 20 2 20 5 20 10 30 2 30 5 30 10 30 20 Performans Sistem Çıkışı Model Çıkışı Regresyon 0.99233 0.99085 0.98258 0.99396 0.99036 0.99784 0.74797 0.98601 0.99767 0.64621 0.99278 0.99768 0.99896 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya verilmiştir. Elde edilen model ile sistemin belirli kontrol sinyallerine karşılık vermiş oldukları açık çevrim cevapları şekil 5'te Şekil 5. Belirli Basamak Girişler için Sistem ve Modelin Açık Çevrim Cevapları Şekil 5'te görüldüğü gibi model ve sistem belirli bir gecikme ile cevap vermiştir. Ayrıca modelin çıkışları sistemin çıkışlarından önce ve daha yüksek değerde olmuştur. Ardı ardına verilen faklı kontrol sinyalleri için sistemin ve modelin cevapları şekil 6'da verilmiştir. Şekil 6. Rastgele Verilen Kontrol Sinyalleri için Sistem ve Model Çıkışları Şekil 6'da model ve sistem 0.5 saniyelik periyotlarda değişmek koşuluyla ardı ardına verilen kontrol sinyallerine karşı vermiş oldukları açık çevrim cevapları verilmiştir. 844 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya rk: k’nıncı referans değeri, yk: k’nıncı sistem çıkış değeridir. 3.2. Kontrol Algoritması ve Parametrelerinin Optimal Değerlerinin Bulunması 3.2.1. GA için tablo 2'de verilen parametreler, PSO için tablo 3'te verilen parametreler kullanılmıştır [9]. Kontrol Algoritması Tablo 2. GA Parametreleri Sistemin kontrolünde PID kontrol algoritması kullanılmıştır. PID kontrolörün basit yapısı ve kullanışlığı ile endüstriyel kontrol sistemlerinde halen yaygın olarak kullanılan geri beslemeli bir kontrol yöntemidir. [8]. Bir PID kontrolör ölçülü bir süreç içinde değişen ve istenilen ayar noktası ile arasındaki farkı olarak bir "hata" değerini hesaplar. Bu hata değerini belirli parametreler ile işleme tabi tutarak bir kontrol sinyali üretir. Şekil 7'de PID kontrolörün yapısı verilmiştir. Parametre Tipi Büyüklüğü Popülasyon Sonlandırma Kriteri Sınırlama Parametreleri Değer Çift vektör 20 Jenerasyon 100 Başlangıç ceza Ceza faktörü 10 100 Tablo 3. PSO Parametreleri Parçacık Sayısı 40 Şekil 7. PID Kontrolörün Yapısı 1 E ( z ) Kd (1 z 1 ) 1 z 1 Öğrenme Faktörleri 1 İterasyon Sayısı 20 Şekil 8'de GA ve PSO'nun PID parametrelerini bulmasındaki akış şemaları verilmiştir. Şekil 7'de verilen PID algoritmasının ayrık zamandaki formülü (1) denklemdeki gibidir [8]. U ( z ) E ( z ) Kp E ( z ) Ki Parçacık Boyutu 3 (1) Ayrık zamanda verilen PID kontrolörün (1) fark denklemi ile yazılmış hali (2) denklemidir [10]. U [ E0 * (Kp Ki Kd )] [ E1* ( Kp (2 * Kd ))] ( E 2 * Kd ) (2) Şekil 8. GA ve PSO ile PID Parametrelerinin Bulunması 3.2.2. Kontrolör Parametrelerinin Optimal Değerlerinin Bulunması Tablo 4'te GA ve PSO ile optimal değerleri bulunan PID parametreleri verilmiştir. PID kontrolörün parametreleri olan Kp, Ki ve Kd'nin optimal değerlerinin bulunması için genetik algoritma ve parçacık sürü optimizasyonu algoritmaları sistemin YSA ile elde edilen modeli üzerinde kullanılmıştır. Referans ve çıkışın GA ve PSO uygun hale getirilmesinde (3) denklemindeki uygunluk fonksiyonu kullanılmıştır [8]. Tablo 4. GA ve PSO ile Bulunan PID Parametreleri GA PSO n (rk y k ) 2 k 1 n Kp 0.22732 0.17213 PID Ki 0.025571 0.018225 Kd 0.68682 -0.50142 4. Deneysel Çalışmalar (3) GA ve PSO ile bulunarak tablo 4’te verilen PID kontrolör parametreleri ile kontrol edilen sistem ve modele farklı referans değerlerde basamak girişler uygulanarak elde edilen cevaplar şekil 9 ve şekil 10’da gösterilmektedir [9]. Burada; k: örnek sayısı, n: toplam veri sayısı, 845 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Şekil 9. Belirli Basamak Girişler için Sistemin GA-PID ve PSO-PID Cevapları Şekil 10. Belirli Basamak Girişler için Modelin GA-PID ve PSO-PID Cevapları Sistem ile model üzerinde GA-PID ve PSO-PID kontrolörler ile 164 rpm, 219 rpm ve 247 rpm değerlerindeki basamak girişler ile yapılan çalışmalarda yükselme zamanı, yerleşme zamanı, maksimum aşım, sistem ve model çıkışları ve kontrol sinyalleri arasındaki regresyon değeri tablo 5'te verilmiştir. 846 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Tablo 5. Belirli Referanslar için Sistem ve Modelin GA-PID ve PSO-PID Sonuçları Referans (rpm) 164 219 247 Kontrolör GA-PID PSO-PID GA-PID PSO-PID GA-PID PSO-PID Yükselme Zamanı (sn) Yerleşme Zamanı (sn) Sistem 0.04060 0.10257 0.09616 0.10684 0.09830 0.10684 Sistem 0.52 0.67 0.86 0.69 0.73 0.75 Model 0.04273 0.10043 0.10043 0.10898 0.10257 0.11325 Model 0.52 0.47 0.45 0.52 0.52 0.47 Maksimum Aşım (%) Sistem 14.70 7.71 13.60 8.49 10.90 6.35 Model 15.30 5.77 9.14 4.38 6.45 2.51 Sistem ve Model Çıkışları Regresyon 0.99501 0.99380 0.99655 0.99666 0.99644 0.99754 Sistem ve Model Kontrol Sinyalleri Regresyon 0.90738 0.95108 0.91169 0.96245 0.84122 0.94447 regresyon değerine göre ise PSO-PID kontrolörün GA-PID kontrolörden daha iyi bir performans sergilediği görülmüştür. Şekil 9 ve şekil 10’dan yararlanılarak oluşturulan tablo 5’deki veriler incelendiğinde yükselme zamanı kriterine göre GAPID kontrolörün PSO-PID kontrolörden daha iyi sonuç verdiği görülmektedir. Yerleşme zamanı kriterine göre kontrolörler arasında kıyaslama yapılabilecek bir istikrar bulunmamaktadır. Maksimum aşım kriterine göre PSO-PID kontrolörün GA-PID kontrolörden daha iyi sonuç verdiği görülmektedir. Kaynakça [1] İstif, İ. ve Kutlu, K., "Elektro Hidrolik Bir Servosistemin PD Kontrolü", Ulusal Makine Teorisi Sempozyumu, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul, 509-516, 1995. [2] Bercan, M. R., Kuzucu, A. ve Kutlu, K., "Hidrolik Konum Kontrol Sistemlerinin Gerçeğe Yakın Benzetimi.", Tr. J. of Engineering and Environmental Sciences, TÜBİTAK, 22, 125-130, 1998. [3] İstif, İ., Kutlu, K. ve Sağırlı, A., "Servovalf Kontrollü Bir Hidrolik Motor Sisteminin Modellenmesi Ve Konum Kontrolü", 10. Ulusal Makina Teorisi Sempozyumu, Selçuk Üniversitesi, 451-458, 2001. [4] Şengirgin, M., "Elektohidrolik Valf Denetimli Motor Sisteminde Açısal Hız Denetimi", III. Ulusal Hidrolik Pnömatik Kongresi Ve Sergisi, 391-399, 2003. [5] Bahadır, Ç., "Servo Elektronik Valfler ile Hidrolik Asansörde Hız Kontrolü", Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi, 2008. [6] Katrancıoğlu, S., Yılmaz, E. ve Baba, A., F., "Trajectory Tracking Speed Control of Hydraulic Motor with Fuzzy Logic and PID Algorithms", The 2nd International Symposium on Computing in Science & Engineering (ISCSE), 2011. [7] Katrancıoğlu, S., Savaş, K. ve Erdal, H., "A Modular And Low-Cost Data Acquisition Card Design With Multitasking Support", Procedia - Social and Behavioral Sciences, 2, 2, 5266–5270, 2010. [8] Ünal, M., "PID Kontrolörün Karınca Kolonisi / Genetik Algoritma Tabanlı Optimizasyonu ve Gunt Rt 532 Basınç Prosesinin Kontrolü", Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008. [9] Yılmaz, E., "Hidrolik Bir Sistemin Yapay Sinir Ağları ile Modellenmesi ve Katsayıları Genetik ve Parçacık Sürü Optimizasyonu Algoritmaları ile Optimize Edilmiş PID ile Kontrolü", Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012. [10] Ünal, M., Erdal, H. ve Topuz, V., "Trajectory Tracking Performance Comparison Between Genetic Algorithm And Ant Colony Optimization For PID Controller Tuning On Pressure Process", Computer Application in Engineering Education, 2010. 5. Sonuçlar Bu çalışmada hidrolik eğitim setinin üzerinde bulunan hidrolik motorun sisteminin YSA ile dinamik modellenmesi çıkartılması, GA ve PSO kullanılarak sistemin kontrol algoritması olan PID’in parametrelerinin optimal değerlerinin bulunması, elde edilen parametreler ile oluşturulan GA-PID ve PSO-PID ile sistem ve modelin farklı referanslarda çalıştırılarak karşılaştırılması verilmiştir. Hidrolik güç kaynağı, servo hidrolik valf ve hidrolik motordan oluşan sistemin modellenmesi için YSA kullanılmıştır. Sistemin YSA modeline önceki modlarının da eklenmesi için seri-paralel ileri tip modelleme yöntemi seçilmiştir. Sistem modelinin belirlenmesi için farklı nöron sayılarında ve farklı geçmiş mod sayılarından deneyler yapılmıştır. YSA ile elde edilen modellerden performans değeri 0.99896 olarak hesaplanan ve model parametreleri gizli katmandaki nöron sayısı 30, geçmiş mod sayısı 20 olan model sistemin YSA modeli olarak kullanılmıştır. Sistemin ve modeli kontrolü PID kontrolör ile sağlanmıştır. PID kontrolörün parametrelerinin optimal değerleri GA ve PSO yöntemleri ile bulunmuş ve tablo 4'te verilmiştir. Bulunan bu değerler ile GA-PID ve PSO-PID kontrolörleri elde edilmiştir. Sistem ve model GA-PID ve PSO-PID ile farklı referans, 164 rpm, 219 rpm ve 247 rpm, değerlerinde çalıştırılarak bu deneylerin sonuçları yükselme zamanı, yerleşme zamanı, maksimum aşım, sistem ve model çıkışları ve kontrol sinyalleri arasındaki regresyon değeri kriterlerine göre değerlendirilmiştir. Yükselme zamanı kriterine göre, GA-PID hem sistem hem de modelde PSO-PID'e göre daha başarılı olmuştur. Yerleşme zamanı kriterine göre, GA-PID ve PSO-PID arasında istikrarlı bir kıyaslama söz konusu olmamıştır. Maksimum aşım ve kriterine göre PSO-PID kontrolörün GA-PID kontrolörden hem sistem hem de modelde daha iyi sonuç vermiştir. Sistem ve model çıkışları arasındaki regresyon değeri kriterine göre kontrolörler arasında bir kıyaslama yapılamamaktadır. Son kriter olan sistem ve model kontrol sinyallerine arasındaki 847 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya CFOA İle Oransal Ağırlıklı PID Denetleyici Tasarımı Mehmet Sağbaş1, Muhammet Koksal2, Umut Engin Ayten 3 1 Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Yeni Yuzyil Üniversitesi, Zeytinburnu, İstanbul [email protected] 2 Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Haliç Üniversitesi, Şişli, İstanbul [email protected] 3 Elektronik ve Hab. Mühendisliği Bölümü Yıldız Teknik Üniversitesi, Esenler, İstanbul [email protected] diyagramdan devrenin gerçekleştirilmesine dayanmaktadır. Bu sebepten dolayı kuvvetlendirici, integral alıcı, türev alıcı ve ağırlık toplayıcı devrelerine ihtiyaç vardır. Bu da önerilen devrelerde kullanılan aktif ve pasif eleman sayılarının çok fazla olmasını sağlamıştır. Ayrıca Yüce vd. sırasıyla, iki ve üç pozitif tip ikinci nesil akım taşıyıcı, ayrıca beş veya altı adet pasif eleman kullanarak PID denetleyici tasarlamışlardır [15,16]. 2006 yılında Yüce ve Minaei, akım modlu iki-girişli iki-çıkışlı, pasif eleman seçimlerine göre PID denetleyici veya enstrümantasyon kuvvetlendirici olarak çalışabilen aktif devre yapısı önermişlerdir [17]. Yapıda sadece bir aktif eleman kullanılmış olmasına rağmen, kullanılan çift çıkışlı ikinci nesil akım taşıyıcı ticari olarak temin edilebilen bir aktif eleman değildir ve iki adet ticari olarak temin edilebilen CFOA kullanılarak gerçekleştirilebilmektedir. Ayrıca ters bant-geçiren filtre yapıları PID denetleyici olarak kullanılabilmelerine rağmen, literatürde önerilen yapılar iki ve daha fazla aktif elemandan oluşmaktadırlar [18-24]. Bu çalışmada, ticari olarak temin edilebilen sadece bir aktif eleman (CFOA) kullanılarak PID denetleyici gerçeklemesi için yeni bir yöntem önerilmiştir. Önerilen devrede ayrıca iki direnç ve iki sığaç kullanılmakta olup düşük empedanslı gerilim çıkış özelliğine sahiptir. Önerilen PID denetleyici 2. Bölüm’de verilmiş. 3. Bölüm’de tasarım eşitlikleri tartışılmış, 4. Bölümde PSPICE benzetim sonuçları verilmiştir. 5. Bölümde elde edilen sonuçlar tartışılarak çalışma sonuçlandırılmıştır. Özetçe Bu çalışmada, ticari olarak üretilen aktif elemanlardan birisi olan geri beslemeli işlemsel kuvvetlendiricisi (Current Feedback Operational Amplifier, CFOA), iki tane direnç ve iki tane sığaç kullanılarak, Oransal-İntegral-Türev (ProportionalIntegral-Derivative, PID) denetleyici tasarımı gerçekleştirilmiştir. Tasarlanan PID denetleyici devresi, yüksek empedans gerilim girişine ve düşük empedans gerilim çıkışına sahip olduğu için diğer gerilim modlu yapılarla ardışık olarak bağlanmaya uygundur. Ayrıca çalışmada akım geri beslemeli işlemsel kuvvetlendiricinin idealsizlik etkileri analiz edilmiş ve önerilen yapının çalışmasını kanıtlamak için gerekli benzetim çalışmaları PSPICE devre benzetim programı kullanılarak yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Akım taşıyıcılar, PID denetleyici, Akım geri beslemeli işlemsel kuvvetlendirici, PID, AD844. 1. Giriş PID denetleyici tasarımı, kontrol sistemleri alanında çok kullanılan ve ilgi gören bir yöntemdir. PID denetleyici tasarımı basit ve ucuz olup, PID parametrelerin ayarlanması kolaydır [1]. CFOA, ikinci nesil akım taşıyıcılar (Second Generation Current Conveyors, CCIIs), gerilim izleyicili akım farkı kuvvetlendiriciler (Current Differencing Buffered Amplifiers, CDBAs), (Current Feedback Transconductance Amplifiers, CBTAs) gibi akım taşıyıcı ve akım taşıyıcı tabanlı aktif elemanlar kullanılarak, bağımlı kaynakların gerçekleştirilmesi, empedans dönüştürücüler, jiratörler, osilatörler, aktif filtreler gibi çeşitli aktif devre yapıları önerilmiştir [2-10]; ayrıca PID denetleyici tasarımında da sıklıkla kullanılan kuvvetlendirici, türev alıcı, integral alıcı ve ağırlık toplayıcı gibi çeşitli analog hesaplama elemanları önerilmiştir. İşaret akış diyagramları (İAD) kullanılarak gerçekleştirilen analog PID denetleyici sentez işlemleri referans [11.-14.]’de verilmiştir. Bu metot, verilen PID denetleyici transfer fonksiyonundan işaret akış diyagramının çizilmesi ve bu 2. CFOA-tabanlı PID Denetleyici CFOA ticari olarak temin edilebilen tümleşik devre olup piyasada Analog Device AD844 olarak satılmaktadır. Şekil 1’de blok diyagramı görülmekte olup uç denklemleri aşağıdaki gibidir [25]. iy=0, vx=vy, iz=±ix, vw=vz (1) İdeal durumda, CFOA’nın giriş empedansları y ucunda sonsuz, x ucunda ise sıfırdır. Çıkış empedansları z ucunda sonsuz ve w ucunda sıfırdır. 848 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Bu denklemler, önerilen PID denetleyicinin üç kazanç parametresinin devredeki dört pasif elemanın (R1, R2, C1, ve C2) değerlerinin uygun şekilde seçilmesi ile ayarlanabileceğini göstermektedir. Bu seçim sonraki bölümde ayrıntılı bir şekilde incelenecektir. Şekil 1: CFOA’nin (AD844) blok diyagramı. 3. Tasarım Eşitliklerinin Bulunması Genel bir PID denetleyicinin transfer fonksiyonu aşağıdaki gibi yazılabilir [26]. PID denetleyici devresi için Denklem (5)’te ifade edilen kazanç parametrelerine dayanarak, gerekli özellikleri tasarlamak için aşağıdaki tasarım metodu sırasıyla izlenebilir. Denklem. (5b,c)’den, T (s) V2 (s) 1 KP KI KDs . V1 (s) s (2) C1 Burada, V1(s) giriş gerilimi; V2(s) çıkış gerilimi; KP oransal kazanç sabiti, KI integral kazanç sabiti ve KD türev kazanç sabitidir. Önerilen gerilim modlu PID denetleyici devresi Şekil 2’de görülmektedir ve sadece bir CFOA, iki direnç ve iki sığaç elemanı içermektedir. Önerilen devrenin transfer fonksiyonu aşağıda verilmiştir: V2 (s) s 2 R1R2C1C2 s(R1C1 R2C2 2R1C2 ) 1 V1 (s) s2R1C2 şeklinde yazılabilir. Sonuç olarak parametreleri aşağıdaki gibi bulunur. KP 1 PID KP 1 1 R2 R 2KD KI 1 . 2 R1 R2 (7) PID denetleyici tasarım gereksinimlerine göre, KD ve KI’nin bağımsız olarak seçilebilen parametreler olduğunu farz edersek, KP’nin minimum değeri aşağıdaki gibi hesaplanır; (3) (4) denetleyicinin 1 C1 1 R2 , 2 C2 2 R1 (6a, b) elde edilir. Bu denklemlerin Denklem (5a)’da kullanılmasıyla Denklem (7) elde edilir. Denklem (3) yeniden düzenlenirse, V2 RC R C 1 1 R2C1 [1 1 1 2 2 ] s V1 2R1C2 2R1C2 s 2 1 2K D , ve C2 . 2R1KI R2 R2 x olarak seçilirse R1 (8a) 2K D K I 1 KP 1 x . 2 x (8b) Denklem (8b)’den KP’nin minimum değeri x’in aşağıdaki değeri için elde edilir x 2 KD KI . (5a) (9) Sonuç olarak, KP’nin minimum değeri Denklem (10)’daki gibi bulunur. KI 1 , 2R1C2 (5b) KD R2C1 . 2 (5c) K pm 1 2 K D K I . (10) Denklem (10)’dan görüleceği gibi KP’nin minimum değeri KD ve KI’ye bağlıdır. Böylece önerilen metotta KP (1 2 KDKI ) (11) olup, ağırlıklı olarak oransal denetim katsayısı öne çıkar. Denetleyici devresinin pasif bileşenleri ile ilgili PID kontrol parametrelerinin belirlenmesi işlemi için, aşağıdaki adımlar takip edilmelidir: Denklem (8a)’dan, R2=xR1 (12) bulunur. Daha sonra Denklem (6a)’dan C1 2K D . xR1 (13) elde edilir. Denklem (8a) yeniden düzenlenirse Denklem (14) x cinsinden ikil biçimde şeklinde yazılabilir; Şekil 2: Önerilen PID denetleyici devresi. 849 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya x2 2(KP 1)x 4KDKI 0 . (14) Denklem (11)’deki şart nedeniyle Denklem (14)’ün daima iki reel kökü vardır. Bunlar, x1,2 (KP 1) (KP 1)2 4KD KI . (15) Sonuç olarak, Denklem (11)’i sağlayan KP, KI, KD parametreleri için, pasif elemanlar ile ilgili tasarım parametreleri aşağıdaki adımlarla bulunabilir: i) ii) iii) iv) v) Keyfi bir R1 seçilir, Denklem (15)’ten x hesaplanır, Denklem (12)’den R2 hesaplanır, Denklem (13)’ten C1 hesaplanır, Denklem (6b)’den C2 hesaplanır. Şekil 3: CFOA’nın ideal olmayan modeli. V2 1 R2 C1 1 1 R2C1s . V1 (1 ) R1 C2 R1C2 s 4. İdeal Olmayan Durumda Analiz Sonuç olarak PID denetleyicisinin parametreleri aşağıdaki gibi ifade edilir CFOA aktif elemanının idealsizlik etkileri göz alınırsa uç denklemleri aşağıdaki gibi yeniden yazılabilir. iy=0, vx=βvy, iz=αix, vw=γvz R2 C1 K P 1 , ( 1 ) R1 C2 (16) Burada, β=1-εβ, γ=1-εγ; ve α=1-εα, sırasıyla ideal olmayan gerilim ve akım kazançlarını göstermektedir. εβ, εγ; εα parametreleri sırasıyla gerilim ve akım izleyici hatalarını göstermekte olup düşük frekanslı uygulamalarda çok çok küçük (<<1) kabul edilir. Yüksek frekans uygulamalarında aktif elemanın frekans bağımlılığı da göz önüne alınmalıdır. β=1-εv ve α=1-εi’dir. εv (|εv|<<1) ve εi (|εi|<<1), sırasıyla gerilim ve akım izleyici hatalarını göstermektedir. Şekil 3’te CFOA aktif elemanının giriş ve çıkış empedanslarını göz önüne alan basit devre modeli görülmektedir. CFOA, ideal pozitif tip CCII (CCII+) ve birim kazançlı gerilim tampon devresinden oluşmaktadır. Şekildeki pasif elemanlar CFOA’nın parazitik giriş ve çıkış empedans etkilerini modellemek için kullanılmıştır. Şekil 3’te görülen ve parazitik giriş ve çıkış empedansları olarak temsil edilen direnç, kapasite ve endüktans elemanlarının yanı sıra, CFOA aktif elemanının frekansa bağlı akım ve gerilim izleme kazançları da önerilen PID denetleyici devresinin ideal olmayan gerilim transfer fonksiyonu ve PID denetleyici parametrelerini etkilemektedir. Şekil 3’te görülen Ry ve Rz sırasıyla yüksek seviye giriş ve çıkış rezistansları, Rx ve Rw ise yine sırasıyla düşük seviye giriş ve çıkış rezistanslarıdır. Cy, Cx; Cz, sırasıyla giriş ve çıkış kapasitansları ve son olarakta Lx, CFOA’nın x giriş ucundan görülen endüktanstır. Bu parazitik elemanların AD844 tümdevresi için değerleri Ry= 10 MΩ, Rx= 50 Ω, Rw= 15 Ω, Rz= 3 MΩ, Cy=2 pF, ve Cz= 4.5 pF’tır [25]. Denklem (16)’daki idealsizlik etkileri düşük frekanslar için gözönününe alındığında, önerilen PID denetleyicisinin gerilim transfer fonksiyonu aşağıdaki gibi elde edilir; V2 V1 (1 ) s 2 R1R2C1C2 s(R1C1 R2C2 sR1C2 1 R1C2 ) 1 (18) KI KD 1 , (1 ) R1C2 (1 ) R2C1 . (19a) (19b) (19c) Önerilen PID denetleyicinin ideal olmayan giriş (Z1) ve çıkış empedanları (Z2) aşağıdaki gibidir. Z1 Ry || 1 , Z 2 Rw . sC y (20) 5. Benzetim Sonuçları Şekil 2’de verilen CFOA tabanlı PID denetleyici devresinin çalışması PSPICE devre benzetim programı kullanılarak denenmiştir. Bu benzetimlerde, ticari olarak temin edilebilen AD844 tümdevresi kullanılmış olup besleme gerilimleri VDD=VSS= 12 V alınmıştır [25]. Devredeki pasif devre elemanları R1=R2=1 kΩ, C1=C2=1 nF olarak seçilmiştir. Bu değerlere karşı düşen PID denetleyici parametreleri Kp=2, KI=5x105, KD=5x10-7 olarak hesaplanmıştır. Devrenin, PSPICE devre benzetim programı ile elde edilen kazanç frekans karakteristiği Şekil 4’te görülmektedir. Şekilden görüleceği gibi teorik sonuçlar ile benzetim sonuçları geniş bir frekans bandı (100 Hz - 3 MHz) boyunca neredeyse aynı çıkmıştır. Teorik ve benzetim sonuçları arasındaki fark, AD844 tümleşik devresinin 10 MHz’ten büyük frekanslar için idealsizlik etkilerinden kaynaklanmaktadır [25]. Düşük frekanslardaki fark ise Şekil 3’te görülen parazitik empedanslardan ve düşük frekanslardaki akım ve gerilim izleyici hatalarından kaynaklanmaktadır. (17) Denklem (17) yeniden düzenlenirse, 850 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Şekil 4: Seçilen parametreler için PID denetleyicinin frekans cevabı. Şekil 6: Uygulanan giriş gerilimine göre teorik ve benzetim çıkış gerilimleri (Yükselme Zamanı: 40 ns). Önerilen PID denetleyicinin zaman bölgesi davranışını göstermek için devrenin girişine tepe değeri 1 V ve yükselme zamanı 100 ns olan birim basamak işareti uygulanmıştır. v2 çıkış ve v1 girişinin benzetim sonuçları Şekil 5’te verilmiştir. [0-100] ns zaman aralığında önerilen denetleyicinin oransal etkisi oldukça baskın çıkmıştır. 100. ns’de Girişin türevi ani azalma gösterdiği için türev kontrol etkisiyle gerilim çıkışında ani düşüş meydana gelmiştir. Son olarak 100 ns’den sonra giriş gerilimi sabit kalırken integral kontrolün etkisiyle çıkış gerilimi hemen hemen doğrusal olmuştur. Benzetimler giriş gerilimi 1 V ve yükselme zamanı 40 ns olan birim basamak işareti için tekrarlanmış olup sonuçlar Şekil 6’da verilmiştir. Pasif devre elemanları R1=R2=1 kΩ, C1=10 pF, C2=10 nF olarak seçildiğinde ise PID denetleyicinin parametreleri Kp≈1.5, KI=5.104 ve KD=5.10-9 olarak hesaplanmıştır. Teorik ve benzetim sonuçlarının karşılaştırılması Şekil 7’de verilmiştir. Giriş ve çıkış empedansları AD844’ye bağlı olup 10 Hz – 100 MHz frekans aralığında önerilen devrenin giriş empedansı 11.11 MΩ olarak ölçülmüştür. Çıkış empedansı, 10 Hz frekansında 15 Ω değerinde başlamış olup hemen hemen sabit olarak kalıp 40.24 MHz frekansında 21.33 Ω değerine ulaştığı görülmüştür. Ayrıca yapılan benzetimler göstermiştir ki önerilen devrenin toplam güç tüketimi 0.16 W’tır. Önerilen devrede kullanılan CFOA’nın gerçekleştirilmesinde AD844 yerine MOS transistorlar kullanılması durumunda yukarıda ölçülen değerler doğal olarak daha da iyileşecektir. Şekil 7: Seçilen parametreler için önerilen devrenin frekans cevabı. 6. Sonuçlar Bu çalışmada, sadece bir CFOA kullanılarak gerilim modlu PID denetleyici devresi sunulmuştur. CFOA ticari olarak temin edilebilen bir aktif eleman olup piyasada AD844 olarak bilinmektedir. Önerilen devrede ayrıca pasif eleman olarak iki direnç ve iki sığaç de kullanılmıştır. Çıkış empedansı düşük empedans özelliğinde olduğu için önerilen devre, tampon devresi kullanmaksızın diğer gerilim modlu yapılara ardışık olarak bağlanma özelliğine sahiptir. Yapılan PSPICE benzetimleri önerilen yapı için [10 Hz, 100 MHz] frekans aralığında tutarlı ve tatmin edici sonuçlar vermiştir. Bu frekans aralığı dışında kalan frekanslarda ise AD844 tümleşik devresinin idealsizlik etkilerinden dolayı tutarsızlıklar meydana gelmiştir. Önerilen PID denetleyicinin düşük güç ve yüksek frekans uygulamalarına uygun olmasına rağmen tek dezavantajı, oransal denetim katsayısının integral ve türev kazanç sabitleri tarafından belirlenen belirli bir düzeyin altına indirgenemez olmasıdır. Bu nedenle, önerilen devre baskın oransal PID denetleyici olarak adlandırılmıştır. Önerilen devrenin parametrelerinin çok kolay şekilde tasarlanması ve çoğu kontrol sistemlerinde oransal kontrolün baskın özellik göstermesi ve bu dezavantajı bertaraf etmektedir. Not: Bu bildirinin İngilizcesi uluslararası bir konferansta daha önce sunulmuştur [27]. Şekil 5: Uygulanan giriş gerilimine göre teorik ve benzetim çıkış gerilimleri (Yükselme Zamanı: 100 ns). 851 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya [14] A. U. Keskin, “Design of a PID controller circuit employing CDBAs,” International Journal of Electrical Engineering Education, Cilt: 43, no. 1, s:48–56, 2006. [15] E. Yuce, S. Tokat, A. Kizilkaya, O. Cicekoglu, “CCIIbased PID controllers employing grounded passive components,” International Journal of Electronics and Communications, Cilt: 60, no. 5, s:399–403, 2006. [16] E. Yuce, S. Tokat, S. Minaei, O. Cicekoglu, “Lowcomponent-count insensitive current-mode and voltagemode PID, PI and PD controllers,” Frequenz, Cilt: 60, no. 3-4, s:29–33, 2006. [17] E. Yuce, S. Minaei, “New CCII-based versatile structure for realizing PID controller and instrumentation amplifier Current Backward Transconductance Amplifier,” Microelectronics Journal, Cilt: 41, s:311–316, 2010. [18] N. Herencsar, A. Lahiri, J. Koton, K. Vrba, “Realizations of second-order inverse active filters using minimum passive components and DDCCs,” in Proceedings of 33rd International Conference on Telecommunications and Signal Processing - TSP 2010, Vienna, Austria, 2010, s:38-41. [19] S. S. Gupta, D. R. Bhaskar, R. Senani, “New analogue inverse filters realized with current feedback op-amps,” International Journal of Electronics, Cilt: 98, no. 8, s:1103–1113, 2011. [20] S. S. Gupta, D. R. Bhaskar, R. Senani, A. K. Singh, “Inverse active filters employing CFOAs,” Electrical Engineering, Cilt: 91, s:23–26, 2009. [21] A. Leuciuc, “Using nullors for realisation of inverse transfer functions and characteristics,” Electronic Letters, Cilt: 33, s:949–951, 1997. [22] B. Chipipop, W. Surakampontorn, “Realisation of current mode FTFN-based inverse filter,” Electronic Letters, Cilt: 35, s:690–692, 1999. [23] H. Y. Wang, C. T. Lee, “Using nullors for realisation of current mode FTFN-based inverse filters,” Electronic Letters, Cilt: 35, s:1889–1890, 1999. [24] M. T. Abuelma’atti, “Identification of cascadable currentmode filters and inverse-filters using single FTFN,” Frequenz, Cilt: 54, s:11–12, 1999. [25] Analog Devices, Linear products data book, Norwood, Ma, 1990. [26] B. C. Kuo, Automatic Control Systems, Prentice-Hall, Upper Saddle River, NJ, 1997. [27] M. Sagbas, M. Koksal, and U. E. Ayten, “Design of dominantly proportional pid controller using single commercially available active component,” Proc. of TSP 2013- 36th Int. Conf. on Telecommunications and Signal Processing, IEEE, Czechinvest, pp. 427-430, Rome, Italy, July 2-4, 2013. Kaynakça [1] S. Bennette, “Development of the pid controller,” IEEE Control Systems Mag. Cilt: 13, s:58–65, 1993. [2] A. M. Soliman, “Generation of CCII and CFOA filters from passive RLC filters,” Int. Journal of Electronics, Cilt: 85, s:293-312, 1998. [3] S. Minaei, O. K. Sayin, H. Kuntman, “A new CMOS electronically tunable current conveyor and its application to current-mode filters,” IEEE Transactions on Circuits and Systems Part-I: Regular Papers, Cilt: 53, s:1448–1457, 2006. [4] E.Yuce, S.Minaei, “Amodified CFOA and its applications to simulated inductors, capacitance multipliers, and analog filters,” IEEE Transactions on Circuits and Systems Part-I: Regular Papers, Cilt: 55-1, s:254–263, 2008. [5] M. Koksal, U. E. Ayten, and M. Sagbas, “Realization of new mutually coupled circuit using CC-CBTAs,” Circuits, Systems and Signal Processing, Cilt: 31, no. 2, s:435-446, 2012. [6] W. Jaikla, M. Siripruchyanun, D. Biolek, and V. Biolkova, “High output impedance current-mode multiphase sinusoidal oscillator employing current differencing transconductance amplifier based allpass filters,” International Journal of Electronics, Cilt: 97, no. 7, s:811-826, 2010. [7] M. Sagbas, “Design of CDBA Based Active Polyphase Filter for Low-IF Receiver Applications,” Turkish Journal of Electrical Engineering and Computer Sciences, Cilt: 19, no. 4, s:565-574, 2011. [8] M. Sagbas, U. E. Ayten, H. Sedef, and M. Köksal, “Floating Immittance Function Simulator and Its Applications,” Circuits Systems and Signal Processing, Cilt: 28, no. 1, s:55-63, 2009. [9] U. E. Ayten, M. Sagbas, N. Herencsar, J. Koton, “Novel floating General Element Simulators Using CBTA,” Radioengineering, Cilt: 21, no. 1, s:11-19, 2012. [10] N. Herencsar, J. Koton, K. Vrba, A. Lahiri, U. E. Ayten, M. Sagbas, “A new compact CMOS realization of sinusoidal oscillator using a single modified CBTA” in Proceedings of the 21st International Conference Radioelektronika, Brno, Czech Republic, 2011, s:41 - 44. [11] C. Erdal, H. Kuntman, and S. Kafali, “A current controlled conveyor based proportional-integralderivative (PID) controller,” Istanbul University-Journal of Electrical & Electronics Engineering, Cilt: 4, no. 2, s:1243-1248, 2004. [12] C. Erdal, A. Toker, and C. Acar, “A new proportionalintegral-derivative (PID) controller realization by using current conveyors and calculating optimum parameter tolerances,” Istanbul University-Journal of Electrical & Electronics Engineering, Cilt: 1, no. 2, s:267-273, 2001. [13] C. Erdal, A. Toker, and C. Acar, “OTA-C Based Proportional-Integral-Derivative (PID) Controller and Calculating Optimum Parameter Tolerances,” Turkish Journal of Electrical Engineering, Cilt: 9, no. 2, s:189198, 2001 852 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Kesir Dereceli PID Denetleyicisinin Elektronik Devre Tasarımı Özkan ATAN1, Mustafa TÜRK2, Remzi TUNTAŞ1 1 Elektronik Haberleşme Bölümü Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Van [email protected],rtu 2 Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Fırat Üniversitesi, Elazığ [email protected] yaklaşımından faydalanarak gerçekleştirilen devre modelidir[14-17]. Bu çalışmaların temelinde Ahmad ve Sprott [18] tarafından yapılan çalışma bulunmaktadır. Bu yaklaşımlardan yola çıkarak kaotik sistemler tasarlanabilmektedir ve KD kaotik devre modelleri oluşturulabilmektedir. Bu çalışmada KD sistem Matlab/Simulink modelleri oluşturulup iki kaotik sistem arasında senkronizasyon denetimi gerçekleştirilmiştir. Denetleyici olarak KDPID kullanılmıştır. Ayrıca KD devre modelinden yararlanılarak KD iki kaotik sistem oluşturulmuş ve bu sistemlerin senkronizasyon denetimi için yine KDPID denetleyicinin devre modeli gerçekleştirmiştir elde edilen sonuçlar karşılaştırılmıştır. Özetçe Bu çalışmada kesir dereceli PID (KDPID) denetleyicisi elektronik devre elemanlarıyla gerçekleştirilmiştir. Kesir dereceli sistemlerin analog olarak gerçekleştirilmesi için Crone yaklaşımı kullanılarak elde edilen transfer fonksiyonu, direnç ve kondansatör gibi pasif devre elemanları kullanılarak elde edilmiştir. Yine bu devre modelinden yola çıkarak, kesir dereceli bir kaotik lorenz sisteminin devre modeli oluşturulmuş ve bu kaotik devrelerin senkronizasyon denetimi yapılmıştır. Denetleyicinin katsayı ve derecelerinin belirlenmesi için bulanık parçacık sürü optimizasyon modeli kullanılmıştır. Elde edilen modelin uygulanabilir olduğu ve senkronizasyon denetiminde iyi sonuçlar verdiği gözlenmektedir. 1. 2. Giriş Kesir dereceli (KD) sistemlerin 17yy’dan beri bilinmesine rağmen, mühendislik alanında ilk uygulamaları 21yy’ın başlarında gerçekleştirilmiştir [1]. KD sistemler; nonlineer sistemler, sinyal işleme, kontrol sistemleri gibi birçok alanda uygulamaları bulunmaktadır. KD sistemlerin üzerine yapılan araştırmalar; KD kaotik sistemler, kaotik senkronizasyon ve kaos denetimi ve KD denetleyici üzerinde yoğunlaşmaktadır. KD sistemlerin denetim sistemlerinde ki uygulamaları; kararlık, parametre belirlenmesi ve tasarımı gibi sıralanabilir [2-7]. KD sistemlerin lineer olmayan devre modellemeleri ve gerçekleştirmeleri üzerine araştırmalar ise hala sürmektedir. Literatürde; KD kontrol sistemlerinin en yaygın türü KDPID ve KD kayan kip kontrol yöntemleridir [8-11]. KDPID denetleyicide bulunan türev veya integral operatörünün tam sayı dışında herhangi bir reel sayı olması prensibine dayanır. Bu kontrol sistemleri klasik kontrol sistemleriyle karşılaştırıldığında daha dayanıklı denetim sağladığı literatürde ki birçok çalışmada görülmektedir [12]. KDPID denetleyicilerin en önemli dezavantajları ise denetleyici parametrelerinin belirlenmesi ve denetleyicilerin gerçekleştirilmesidir [7,13]. KDPID tipi denetleyiciler lineer olmayan sistemlerin denetiminde iyi sonuçlar vermektedir. Bu nedenle kaotik sistemlerin denetiminde de iyi sonuçlar vermesi beklenmektedir. Bu tür denetleyicileri gerçekleştirilmesi için çeşitli yaklaşımlar kullanılmaktadır. Bunlardan biride crone 2.1. Kesir Dereceli Hesaplama Yöntemi ve Kesir Dereceli Denetleyiciler Kesir Dereceli Hesaplama Yöntemi 17yy. KD sistemlerin keşfinden sonra bu tür sistemlerin analizi üzerine birçok farklı çalışma yapılmaktadır. Bunları en yaygın bilinenleri; Grunwald–Letnikov’ un Denklem (1)’de verilen, ayrık sistemler için kullanılan yöntem ve Denklem 2’de verilen sürekli sistemler için kullanılan Riemann– Liouville yöntemdir. [(t a)/ h] ( k ) 1 f ( x kh) (1) a Dt f (t ) Lim h ( )h k 0 (k 1) a Dt f (t ) m f ( ) d t d (m ) dt a (t )1(m ) 1 (2) Bir başka çözüm yöntemi ise Laplace dönüşüm yöntemidir. Laplace dönüşüm yönteminde başlangıç değeri sıfır kabul edildiğinde; d f (t ) s F (s) dt ( ) L I f (t ) s F ( s ) L , R 853 (3) Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya şeklinde bir eşitlik elde edilir. Burada sµ ve sλ şeklindeki ifadenin değeri, Crone yaklaşımıyla transfer fonksiyonuna dönüştürülür. s 1 N z ,a s C a 1 1 s p,a (2a 1 ) (4) z ,a l ( h ) 2 N l (2a 1 ) p,a l ( h ) 2 N l Şekil 1: Kesir dereceli devre modeli Örnek olarak derecesi 0.9 olan bir sistemin transfer fonksiyonu Denklem 7’da verilmiştir. Bu transfer fonksiyonundan yola çıkarak elde edilen KD devre modeli Şekil 3’de verilmiştir. Devre 3 direnç ve 3 kondansatörden oluşmaktadır. Direnç ve kondansatör sayısı transfer fonksiyonuna göre seçilir. burada C0, ωh ve ωl aşağıda verildiği gibi seçilmelidir. 0 C0 l h 0, (0,1) 2.2. (5) s 0.9 KDPID Denetleyicileri ( s 0.01292)( s 2.154)( s 359.4) 2.26( s 1.29)( s 215.4) (7) KDPID, KDPID denetleyicisinde bulunan türev ve integral operatörlerinin derecesi herhangi bir reel sayı olan KD denetleyicidir. Klasik PID denetleyicisi de aslında türev ve integral derecesi 1’ eşit olan bir KDPID denetleyicisidir. KDPID denetleyicisi Denklem (6)’de verilen transfer fonksiyonuna sahiptir. G(s) K p , R 1 s Td s Ti (6) , 0 Şekil 2: Derecesi 0.5 olan bir türev alıcı devrenin yapısı Burada Kp oransal katsayı, Ti integral sabiti, Td türev sabiti ve µ, λ sırasıyla türev ve integral sabitleridir. KDPID denetleyici için bu parametrelerin ayarlanması, denetleyicinin performansı için önemli bir rol oynamaktadır. Bu katsayılar belirlenmesi için çeşitli yöntemler vardır. Bu yöntemlerden bazıları akıllı sistemlere dayalı hesaplama yöntemidir ki bunlar başarılı sonuçlar verdiği daha önceki çalışmalarda açıkça gözlenmektedir[19]. 3.2. Kesir Dereceli Denetleyicilerinin Devre Modeli KD denetleyiciyi elektronik olarak tasarımı için literatürdede [20-22] kullanılan yöntemle denetleyici modeli tasarlanmıştır. Burada kondansatör ve direnç değerleri FAPSO yöntemine [19] göre optimize edilen denetleyici katsayı ve derecelerine göre seçilmiştir. Bu model Şekil 3’de gösterilmiştir. 3. Kesir Dereceli Sistemlerin Devre Modeli ve Denetleyicilerin Gerçekleştirilmesi 3.1. Kesir Dereceli Sistemlerin Devre Modeli KD sistemin devre modelini oluşturmak için KD türev ve integralin Laplace yöntemine göre elde edilen transfer fonksiyonundan yararlanılır. Literatürde bu alanda yapılan çeşitli modeller bulunmaktadır. Bunlardan biride Şekil 1’de verilen, Wang ve Liu tarafından oluşturulan devre modelidir. Şekil 3: KD PID denetleyicisinin devre modeli 854 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Denetleyicinin denetim parametreleri Tablo 1’de verilmiştir. Burada kesir derecesini transfer fonksiyonuna çevirirken 3. dereceden transfer fonksiyonuna çevrilerek tasarım yapılmıştır. R29 R31 R35 C12 C10 C11 R34 R30 2 11 U6A R36 U6B R32 1 6 R37 11 3 R33 7 4 9 11 5 U6C 8 4 10 4 R38 C14 R39 R41 R43 Tablo 1: Denetleyici dereceleri ve parametreleri X1 X2 Y1 Y2 u(t) VS+ W Z VS- 13 C13 11 R44 U6D 14 R42 2 11 12 R45 U7A R46 1 4 6 11 3 R72 U7B 7 4 5 4 C17 R56 R54 R50 C18 C16 R48 6.25 0.025 50 0.88 0.98 U10 X1 X2 Y1 Y2 VS+ W Z VS- R55 9 11 U7C 8 R53 13 11 10 U7D R51 R52 14 4 R49 2 11 12 U8A 1 4 3 4 Global 4. R40 Değerleri KDPID parametre ve dereceleri Kp Ki Kd λ µ C15 R47 U9 Şekil 5: Slave kaotik devre Kesir Dereceli Denetleyici ile Lineer Olmayan Kesir Dereceli Devrenin Senkronizasyon Denetimi Master ve Slave adlı iki KD kaotik sistemlerin (Denklem 8 ve Denklem 9’da matematiksel modelleri verilen) denetimi KDPID ile gerçekleştirilecektir. d x1 ( x1 y1 ) dt d y1 (8) x1 y1 x1 z1 dt d z1 z1 x1 y1 dt Şekil 6. KDPID denetleyici modeli d x2 ( x2 y2 ) dt 5. Simülasyon Sonuçları d y2 x2 y2 x2 z2 u (t ) dt (9) Master kaotik devrenin x1 çıkış işareti Şekil 7’de gösterilmektedir. Denetim olmaksızın slave devrenin çıkışı, olan x2 işareti ise Şekil 8’de gösterilmektedir. Bu iki işaret karşılaştırıldığında başlangıç durumu farklı olan kaotik devrelerin öngörüldüğü gibi farklı işaretler ürettiği gözlenmektedir. d z2 z2 x2 y2 dt Burada (Denklem (9)’da) verilen eşitlikteki u(t) denetleyici girişi olup, senkronizasyon hatasına göre denetleyici tarafından giriş sinyali üretilir. Yukarıda verilen Denklem 8 ve Denklem 9’den yola çıkarak oluşturulan elektronik devre modeli Şekil 4 ve Şekil 5’de gösterilmiştir. Bu iki devrenin kaotik senkronizasyonu sağlamak için kullanılan denetleyici modeli Şekil 6’da gösterilmiştir. R1 C2 R3 R7 C1 C3 R6 R2 2 U1A 11 R8 U1B R4 1 6 R9 11 3 R5 7 4 9 U1C 11 5 8 4 10 4 R10 C5 R11 R13 R15 C4 C6 R19 U4 X1 X2 Y1 Y2 R12 VS+ W Z VS- 13 11 R16 U1D 14 R14 2 11 12 U2A R18 1 4 R17 6 U2B 11 3 7 4 5 4 C8 R28 R26 R22 C9 C7 R20 U5 X1 X2 Y1 Y2 VS+ W Z VS- R27 9 11 U2C 8 R25 13 11 10 U2D R23 14 4 R24 R21 2 11 12 U3A 1 4 3 4 Şekil 7: Master kaotik sistemin çıkışı Şekil 4: Master kaotik devre 855 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Şekil 10: KDPID denetleyicisi kullanıldığında oluşan senkronizasyon hatası Şekil 8: Slave kaotik sistemin çıkışı Senkronizasyon için klasik PID yöntemi kullanıldığında hatanın zamana göre değişimi Şekil 9’da gösterilmektedir. KDPID ile yapılan denetim sonucu hatanın değişimi Şekil 10’da gösterilmiştir. 6. Sonuçlar Literatürde bulunan KD sistemlerin elektronik olarak gerçekleştirilmesi, bu çalışmada KDPID denetleyicisi gerçekleştirmek için kullanılmıştır. Ayrıca oluşturulan devre modeli iki KD kaotik lorenz sisteminin senkronizasyonu için kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre senkronizasyon 1ms gibi kısa sürede gerçekleştiği gözlenmektedir. Ayrıca klasik PID yöntemine göre daha hızlı senkronizasyon gerçekleştirdiği gözlenmektedir. KDPID elektronik devre elemanlarıyla tasarlanabildiği ve denetim sistemlerinde başarılı sonuç verdiği simülasyon sonuçlarında görülmektedir. Kaynakça 1. I, Podlubny, “Fractional-Order Systems and PIλDµ Controllers” IEEE Transactions on Automatic Control, Cilt: 44, No: 1, s:208-214, 1999. 2. B, Vinagre, I, Podlubny, A, Hernandez, ve V, Feliu, “Some Approximations of Fractional Order Operators Used in Control Theory and Applications” Fractional Calculus and Applied Analysis, Cilt:3, No:3, s:231-248, 2000. 3. I, Podlubny, I, Petráš, B.M, Vınagre, P, O’leary ve L, Dorˇcák, “Analogue Realizations of Fractional-Order Controllers” Nonlinear Dynamics, Cilt:29, No:1, s:281–296, 2002. 4. H, Özbay, C, Bonnet ve A.R, Fioravanti, “PID controller design for fractional-order systems with time delays” Systems & Control Letters, Volume, Cilt:61, No:1, s:18-23, 2012. 5. Y, Tang, M, Cui, C, Hua, L, Li ve Y, Yang, “Optimum design of fractional order PIλDμ controller for AVR system using chaotic ant swarm” Expert Systems with Applications, Cilt:39, No:8, s:6887-6896, 2012. 6. T, Vinopraba, N, Sivakumaran, S, Narayanan ve T.K, Radhakrishnan “Design of internal model control based Şekil 9. Klasik PID denetleyicide oluşan Senkronizasyon hatası 856 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya fractional order PID controller” Journal of Control Theory and Applications, Cilt: 10, No:3, s:297-302, 2012. 7. S.E. Hamamci, An algorithm for stabilization of fractional-order time delay systems using fractional-order PID controllers, IEEE Transactions on Automatic Control, Cilt: 52, No:10, s:1964–1969, 2007. 8. M.Ö, Efe, “Fractional Order Sliding Mode Controller Design for Fractional Order Dynamic Systems” New Trends in Nanotechnology and Fractional Calculus Applications, 2010, s: 463-470. 9. M.Ö, Efe, “A Sufficient Condition for Checking the Attractiveness of a Sliding Manifold in Fractional Order Sliding Mode Control” Asian Journal of Control, Cilt:14, No:4, s:1118–1122, 2012. 10. D, Wang ve X, Gao, “H∞ Design with Fractional Order Controllers” Automatica, Cilt: 48, No:5, s: 974-977, 2012. 11. F, Zhou, Y, Zhao, Y, Li ve Y, Chen, “Design, Implementation and Application of Distributed Order PI Control” ISA Transactions, In Press, 2013. 12. H.S, Li, Y, Luo ve Y.Q, Chen, “A Fractional Order Proportional and Derivative (FOPD) Motion Controller: tuning rule and experiments” IEEE Transactions on Control Systems Technology, Cilt:18, No:2, s:516–520, 2010. 13. S.E, Hamamci ve M, Koksal, “Calculation of All Stabilizing Fractional Order PD Controllers for Integrating Time Delay Systems” Computers & Mathematics with Applications, Cilt:59, No:5, s:1630–1636, 2010. 14. H, Cao, R, Zhang ve F, Yan, “Spread spectrum communication and its circuit implementation using fractional-order chaotic system via a single driving variable” Communications in Nonlinear Science and Numerical Simulation, Cilt: 18, No:2, s: 341-350, 2013 15. H.F, Cao ve R.X, Zhang, “Parameter Modulation Digital Communication and Its Circuit Implementation Using Fractional Order Chaotic System Via a Single Driving Variable, Acta Physics, Cilt: 61, No:2, p. 020508/1-8, 2012. 16. R, Zhang, ve S, Yang, “Chaos in fractional-order generalized Lorenz system and its synchronization circuit simulation” Chine Physics B, 18 (2009), pp. 3295–3303. 17. R.X, Zhang ve S.P, Yang, “Chaos in the fractionalorder generalized Lorenz system and its synchronization circuit simulation” Chine Physics B, Cilt:18, No:8, s: 3295– 3302, 2009. 18. W.M, Ahmad ve J.C, Sprott, “Chaos in fractionalorder autonomous nonlinear systems” Chaos, Solitons and Fractals, Cilt:16, No:2, s:339-351, 2003. 19. F.Q, Wang ve C.X, Liu, “A new multi-scroll chaotic generator” Chinese Physics, Cilt:16, No:4, s:942-946, 2007. 20. C.X, Rong, L.C, Xin ve W.F, Qiang, “Circuit realization of the Fractional Order Unifed Chaotic System” Chinese Physics B, Cilt:17, No:5, s:1664-1669, 2008. 21. D, Chen, C, Liu, C, Wu, Y, Liu, X, Ma, Y, You, “A New Fractional-Order Chaotic System and Its Synchronization with Circuit Simulation” Circuits Systems and Signal Processing, Cilt:31, No: 5, s:1599–1613, 2012. 22. Ö, Atan, M, Türk, ve R, Tuntaş, “Kesir Dereceli Denetleyici Parametrelerinin Bulanık Adaptif Parçacık Sürü Optimizasyon Yöntemi ile Belirlenmesi” Otomatik Kontrol Türk Milli Komitesi- Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, Niğde, Türkiye, s: 2012. 857 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Model Taban Öngörülü Tepe Gözleyicisi Yöntemi ile PI Kontrolör Tasarımı E. Sahin1, M. Güzelkaya2, İ.Eksin3 1 Sürmene Abdullah Kanca Meslek Yüksek Okulu Karadeniz Teknik Üniversitesi, Trabzon [email protected] 2, 3 Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği Bölümü İstanbul Teknik Üniversitesi, 34469, Maslak, İstanbul 2 [email protected], 3 [email protected] eklenerek ilk aşım değerinin daha düşük seviyelere çekilmesi sağlanmıştır. Önerilen yöntemlerin başarımları çeşitli sistemler üzerinde benzetim çalışmaları ile karşılaştırmalı bir şekilde gösterilmiştir. Özetçe Bu çalışmada, tepe gözleyicisi yöntemi klasik PI kontrol yapısına uyarlanarak uygulanmıştır. Tepe gözlemleyicisi yöntemi ilk olarak PID tipi bulanık mantık kontrol yapılarında kullanılmıştır. Yöntemin temel prensibi aşım değerlerinden yaralanarak kontrol parametrelerini uygun bir biçimde değiştirip sistem başarımını arttırmaktır. Bu çalışmada, tepe gözleyicisi yöntemi içsel model kontrol yöntemi ile tasarlanmış klasik PI kontrol yapısına ilişkin aşımlı sistem yanıtlarını düzeltecek bir şekilde yeniden ele alınmıştır. Ayrıca, tepe gözleyicisi yöntemi geliştirilerek model taban öngörülü bir yeni yapı önerilmiştir. Önerilen yöntemlerin başarımları çeşitli sistemler üzerinde benzetim çalışmaları ile karşılaştırmalı bir şekilde gösterilmiştir. 2. İçsel Model Kontrol Yöntemi İçsel model kontrol yönteminde model mertebesi indirgenerek PI ve PID kontrolör parametreleri basit analitik kurallar kullanılarak ayarlanabilir [4]. Bu yöntem ile sistem yanıtlarının gürültüye ve referans değişikliklerine karşı daha dayanıklı olduğu gösterilmiştir. Bu yöntemde, ilk olarak modeli bilinen sistemin yaklaşık sistem modeli, model indirgeme kuralları uygulanarak birinci dereceden veya ikinci dereceden ölü zamanlı olarak elde edilir. Birinci mertebeden ölü zamanlı yaklaşık sistem modeli kullanılarak PI kontrolör parametreleri hesaplanır. Birinci mertebeden ölü zamanlı yaklaşık sistem modelinin zaman sabiti ve ölü zamanın hesaplanması için kullanılan ifadeler aşağıda gösterilmektedir. 1. Giriş PID kontrolör basit, dayanıklı olması ve kontrol alanındaki geniş uygulama çeşitliliği sayesinde endüstride yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu kontrolörlerin parametrelerini belirlemek üzere birçok çalışma yapılmıştır [1,2,3]. İçsel model kontrol (SIMC) yöntemi ile PID parametreleri tek bir değer belirmesine indirgendiği bilinen bir gerçektir [4, 5]. 1 10 0 Klasik PID kontrolörlerinde olduğu gibi bulanık PID kontrolörlerinde de parametrelerinin ayarlanması üzerine çeşitli yöntemler bulunmaktadır [6,7,8,9,10]. Tepe gözleyicili öz-ayarlama yöntemi sistem yanıtında oluşan tepe ve ters tepe değerlerinden yararlanarak bulanık PID kontrolöre ilişkin ölçekleme çarpanlarını çevrimiçi olarak ayarlamayı hedeflemektedir [6]. Yöntemde, sistem yanıtının ilk aşım değerine ulaşılmasına izin vermekte, o andaki aşım değerine bağlı olarak PID kontrolöre ilişkin, oransal, integral ve türev katsayılarına karşı düşen ölçekleme çarpanlarını uygun biçimde değiştirilmektedir. 20 (1) 2 20 2 i 0 T j0 i 3 j h 2 (2) Yukarıda verilen ifadelerde τ10, τ20 ve θ0 orijinal sistemin zaman sabitlerini ve ölü zamanını, TJ0 sistemin var ise sıfırlarını ve h örnekleme zamanını, ifade etmektedir. Örnek olarak ikinci mertebeden ölü zamansız (3) sistemi ele alınabilir. G1 ( s) 1 ( s 1)(0.2s 1) (3) (1) ve (2) de verilen ilişkiler kullanılarak elde edilen yaklaşık sistem modeli (4)’te gösterilmektedir. Bulanık PID kontrolörler için geliştirilmiş olan tepe gözleyicisi yöntemi, literatürde ilk olarak bu çalışma ile klasik PI kontrol yapısına uyarlanmıştır. Klasik PI kontrolörü içsel model kontrol yöntemi ile tasarlanmış olup parametre ayarlamaları tepe gözleyicisi mantığı ile yapılmıştır. Tepe gözleyicisi yöntemine model taban öngörülü bir yeni yapı g1 ( s) 858 1 e 0.1s (1.1s 1) (4) Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya uygulanmış olur. Düzeltme işlemine ilk tepe değerden sonra her karşılaşılan tepe veya ters tepe (vadi) değerinde devam edilir. Yaklaşık sistem modelinin ve orijinal sistemin açık çevrim birim basamak yanıtları Şekil 1'de gösterilmektedir. Sistem yanıtından görüldüğü üzere orijinal sistemin ve yaklaşık sistemin açık cevrim birim basamak yanıtları birbirlerine çok yakındır. 1.4 1.2 1.2 1 Gercek sistem yanıtı Yaklaşık sistem yanıtı 0.8 Genlik Genlik 1 1. Tepede hesaplanan hata değeri 0.8 0.6 2.Tepede hesaplanan hata değeri 0.6 0.4 0.4 0.2 0.2 0 0 0 1 2 3 4 5 6 Zaman (San.) 7 8 9 1 1.5 2 2.5 3 Zaman (Sn.) Tepe ve ters tepe anlarında hesaplanan İçsel model kontrol yöntemi ile hesaplanmak istenen PI kontrolör parametrelerine ilişkin ifadeler aşağıda verilmektedir. Bu parametreler sıra ile oransal katsayı ve integral zaman sabitidir. 0.5 1 0.5 ' k k 3.5 4 4.5 5 j lamda değerleri Şekil 3'te gösterilmektedir. Bu yöntemin klasik PI kontrolüne uyarlanmasında ise, kontrolör katsayılarını aşamalı olarak küçültmek amacıyla tepe değerleri gittikçe azalan ve birden küçük bir değer aldığından hesaplanan j lamda değerleri doğrudan bir çarpan olarak kullanılmıştır. Sonuç olarak, tepe değerlerinden sonra sisteme uygulanacak olan yeni kontrol parametreleri aşağıda biçimde ifade edilebilir. (5) i min(1,8 ) 0.5 Şekil 3: Üst ve alt tepe anlarında hesaplanan hatanın mutlak değeri (δ katsayısı). Şekil 1: Orijinal ve yaklaşık sistem modellerinin karşılaştırılması. kc 0 10 (6) Yukarıda verilen ilişkiler yardımıyla örnek sistem için hesaplanan oransal katsayı 5.5, integral zaman sabiti 0.8saniye olarak bulunmuştur. Sistemin birim basamak yanıtı şekil 2'de gösterilmektedir. k p ( yeni) k p (eski) j (7) ki ( yeni) ki (eski) j (8) Bölüm 2’de (3) denklemi ile verilen sistemin, (5) ve (6) denklemleri ile belirlenmiş olan PI kontrolör katsayıları tepe gözlemleyicisi yöntemi değiştirilmiş ve elde edilen sistem yanıtları Şekil 4'te gösterilmiştir. 1.4 1.2 1 Genlik 1.4 0.8 Tepe gözlemleyicili sistem yanıtı İçsel model kontrol yanıtı 1.2 0.6 1 Genlik 0.4 0.2 0 0 0.5 1 1.5 2 2.5 3 Zaman (Sn.) 3.5 4 4.5 0.8 0.6 5 0.4 Şekil 2: Sistemin içsel model kontrol ile sistem yanıtı. 0.2 Şekil 2'den görüldüğü üzere içsel model kontrol yöntemi ile sistem yanıtında %24'lük bir aşım ve çok az miktarda salınım görülmektedir. 0 0 0.5 1 1.5 2 2.5 3 Zaman (Sn.) 3.5 4 4.5 5 Şekil 4: Sistemin tepe gözleyicili yanıtı. 3. Tepe Gözleyicisi Yöntemi Görüldüğü gibi tepe gözleyicisi yöntemi ile sistem yanıtındaki salınımlar engellenmektedir. Tepe gözlemleyicisi yöntemi, ilk defa, önceden tasarlanmış PID tipi bulanık bir kontrolörün başarımını artırmak amacıyla kullanılmıştır [6]. Bu yöntemde, tasarlanmış bir kontrolör ile elde edilen sistem yanıtı ilk aşım değerine kadar gözlenir. İlk aşım değerine ulaşıldığında kontrolör katsayıları bu aşım değerine bağlı bir ifade ile çarpılarak değiştirilir. Böylece tepe değeri kullanılarak hataya bağlı bir düzeltme işlemi 4. Model Taban Öngörülü Tepe Gözleyicisi Yöntemi Bu yöntem ile amacımız, sistemin ilk tepe noktasına ulaşmasını beklemeden müdahale ederek meydana gelecek 859 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya aşımı azaltmaktır. Bu amaçla, ilk olarak, önceden tasarlanmış olan kontrolör parametreleri ile oluşacak olan sistem yanıtının yapması beklenen aşım değeri ön belirlenir. Sistem yanıtı Tepe gözlemleyicisi ile model taban öngörülü tepe gözlemleyicisi yöntemlerine ilişkin sistem yanıtları karşılaştırılmak üzere Şekil 7'de verilmektedir. referans değeri geçtiği anda kontrolör parametreleri (1/ ön ) 1.4 katsayısı ile çarpılır. Bu çarpma işlemi ile her iki kontrolör parametresinin de büyütülmesi amaçlanmaktadır. Hatanın negatif bölgede olması nedeniyle yüksek kontrolör parametrelerinin aşım değerini azaltıcı etki yaratacağı açıktır. Bu model taban öngörülü sistem yanıtına daha sonra tepe gözleyicisi yöntemi uygulanır ve salınımlar azaltılır. Bölüm 2’de (3) denklemi ile verilen sisteme (5) ve (6) denklemleri ile belirlenmiş olan PI kontrolör katsayıları uygulandığında sistem yanıtında 0.24'lük bir aşım görülmektedir. Sistem yanıtının referans değeri aşma noktasında kontrolör parametrelerinin (1/ ön = 1/0.24=4.16) 1.2 Genlik 1 Tepe gözlemleyicili sistem yanıtı İçsel model kontrol sistem yanıtı Model taban öngörülü sistem yanıtı Model taban öngörülü ve tepe gözlemleyicili sistem yanıtı 0.2 0 1.4 0 1 2 3 4 5 6 Zaman (Sn.) 0 1 2 3 Şekil 7: Tepe gözlemleyicisi ile model taban öngörülü tepe gözlemleyicisi yöntemlerine ilişkin sistem yanıtları. 1.2 Şekil 7'den görüldüğü üzere önerilen yöntem ile sistem aşımı azaltılmış, salınımlar neredeyse yok edilmiş ve yerleşme zamanı önemli ölçüde kısaltılmıştır. Önerilen yöntemin bozucuya karşı dayanıklılığı Şekil 8'de gösterilmektedir. Sisteme 5. saniyede bozucu giriş olarak 0.1 saniye süreli birim darbe giriş işareti uygulanmıştır. 1 Genlik 0.6 0.4 ile çarpılması sonucunda elde edilen sistem yanıtı Şekil 5'te gösterilmektedir. 0.8 0.6 0.4 İçsel model kontrol yanıtı Model taban öngörülü sistem yanıtı 0.2 0 0.8 0 0.5 1 1.5 2 2.5 3 Zaman (Sn.) 3.5 4 4.5 1.2 5 1 0.8 Genlik Şekil 5: Sistemin içsel model kontrol ve model taban öngörülü yanıtları. Şekil 5'te elde edilen sistem yanıtından görüldüğü üzere sistemin aşımı azaltılmış fakat salınımı artırılmıştır. Meydana gelen salınımı engellemek için sisteme tepe gözlemleyicisi yöntemi uygulanır. Aşımı azaltılmış sistemin tepe gözlemleyicili yanıtı ise Şekil 6'de gösterilmektedir. 0.6 0.4 Tepe gözlemleyicili sistem yanıtı İçsel model kontrol sistem yanıtı Model tabanöngörülü ve tepe gözlemleyicili sistem yanıtı 0.2 0 1.4 0 1 2 3 4 5 6 Zaman (Sn.) 7 8 9 10 Şekil 8: Tepe gözlemleyicisi ile model taban öngörülü tepe gözlemleyicisi yöntemlerinin bozucu karşı sistem yanıtları. 1.2 Genlik 1 Önerilen yöntemlerin sistemde oluşabilecek bozucu girişlerine karşı da dayanıklı olduğu gözlemlenmiştir. 0.8 0.6 5. Sonuçlar 0.4 Model taban öngörülü sistem yantı Model taban öngörülü ve tepe gözleyicili sistem yanıtı 0.2 0 0 0.5 1 1.5 2 2.5 3 Zaman (Sn.) 3.5 4 4.5 Bu çalışmada, ilk olarak tepe gözlemleyicisi yöntemi klasik PI kontrolöre uygulanmıştır. PI kontrolör katsayıları içsel model kontrol yöntemi belirlenmiştir. Tepe gözleyicisi yöntemi klasik PI yapısına uygulanarak kontrolör parametreleri doğrudan aşım değeri ile çarpılmış ve sistem yanıtları incelendiğinde salınımların azaltıldığı gözlemlenmiştir. Ayrıca, geliştirilen model taban öngörülü tepe gözleyicisi yöntemi ile sisteme referans değerine ulaşıldığında müdahale 5 Şekil 6: Model taban öngörülü ve tepe gözleyicili sistem yanıtları. 860 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya edilerek ilk aşım değeri de azaltılmıştır. Geliştirilen yöntemlerin başarımı ve bozucu girişlere karşı dayanıklılığı yapılan benzetim çalışmaları ile gösterilmiştir. Kaynakça [1] Äström, K.J. and Hägglund, T., 1995: PID Controllers: Theory, Design and Tuning, Instrument Society of America, Research Triangle Park, North Carolina. [2] O’Dwyer, A., 2000: A Summary of PI and PID Controller Tuning Rules For Processes With Time Delay. Part 2: PID Controller Tuning Rules. IFAC Digital Control: Past, Present and Future od PID Control,Teressa,Spain. 211-216. [3] Mudi, R.K. and Dey, C., 2009: An Improved auto-tuning scheme for PID controllers, ISA Tras, 306-409. [4] Skogestad S.,2002: ''Simple analytic rules for model reduction and PID controller tuning'' Journal Process Control 13, 291-309 [5] Riveria, D.E., Morari, M. & Skogestad, S., ''Internal model control. PID controller design'' Ind.En.Chem.Res., 25 :252-265 [6] Qiao, W.Z., Mizumato M., 1996: ''PID type fuzzy controller and parameters adaptive method,'' Fuzzy Sets and Systems 78, 23-35. [7] Mudi, R. K., & Pal, N. R. 1999: A robust self-tuning scheme for PI- and PD-type fuzzy controllers. IEEE Transactions on Fuzzy Systems, 7(1), 2–16. [8] Güzelkaya M., Eksin İ., Yesil E., 2003: “ Self-tuning of PID-type fuzzy logic controller coefficients via relative rate observer”, Engineering Applications of Artificial Intelligence, 227–236. [9] Ahn, K. K., Truong, D. Q. , 2009: Online tuning fuzzy PID controller using robust extended Kalman filter. Journal of Process Control, 19, 1011-1023. [10] Yesil E., Guzelkaya M., Eksin I., 2004: Self-tuning fuzzy PID-type load-frequency controller. Electrical Conversion and Management. 45/3, 377-390. 861 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Manyetik Askı (MAGLEV) Sisteminin Kontrolünde PID Tabanlı Yöntemler Emre Dincel, Uğur Yıldırım, Mehmet Turan Söylemez Kontrol Mühendisliği Bölümü İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul {dincele, yildirimu, soylemezm}@itu.edu.tr gösterilebilir [12], [13]. Bazı kontrolü zor sistemlerde klasik PID kontrolör yapısı ile istenilen performans ölçütlerinin sağlanması zor olabilmektedir. Bu nedenle, sistemlerin kontrolünde PID tabanlı birden fazla serbestlik derecesine sahip kontrolör yapıları da kullanılabilmektedir. Çalışmanın ikinci bölümünde üzerinde çalışılan sistem ve problem kısaca anlatılmış, üçüncü bölümde de bu sisteme ilişkin matematiksel model verilmiştir. Elde edilen sistem modeli belirlenen bir çalışma noktası civarında doğrusallaştırılmış ve dördüncü bölümde, elde edilen doğrusal yaklaşım kullanılarak sistem için uygun yapıda kontrolörlerin tasarımı yapılmıştır. Beşinci bölümde ise tasarlanan kontrolörler fiziksel sisteme uygulanmış ve sistem yanıtları incelenmiştir. Elde edilen tüm sonuçlar altıncı ve son bölümde karşılaştırılarak teorik ve pratik sonuçların birbirleri ile uyumluluğu yorumlanmış ve sistemin kontrolünde kullanılabilecek olan kontrolör yapıları konusunda yorumlar yapılmıştır. Özetçe Bu çalışmada çeşitli doğrusal kontrol teknikleri kullanılarak manyetik askı (MAGLEV) sisteminde konum kontrolü yapılması amaçlanmıştır. Doğrusal olmayan bir karakteristiği bulunan manyetik askı sisteminin kontrolü için öncelikle Taylor seri açılımı yardımıyla doğrusal model elde edilmiş, sonrasında hedeflenen performans ölçütlerini sağlayacak olan kontrolörler bu doğrusal model üzerinden tasarlanmıştır. Tasarımı yapılan kontrolörler (PID, PIV ve PI-PD tipi kontrolörler) MAGLEV deney seti üzerinde test edilmiş ve aşım, yerleşme zamanı gibi performans ölçütleri göz önünde bulundurularak karşılaştırılmıştır. Elde edilen sonuçlardan hareketle bu sistemin kontrolünde kullanılması mümkün olan kontrolörlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. 1. Giriş Manyetik askı sistemi günümüzde oldukça geniş uygulama alanı bulunan ve bu nedenle üzerinde durulması gereken önemli bir problem halini almıştır. Manyetik askı sistemlerinin manyetik yataklar [1], ulaşım araçları [2], [3], tele operasyon sistemleri [4], yarı iletken levha taşımacılığı [5] gibi çeşitli alanlarda uygulaması bulunmaktadır. Bu sistemlerin kontrolü kontrol sistem tasarımında önemli bir yere sahip olan ve gerek doğrusal olmayan bir yapıda olması gerekse bozucu ve gürültü etkilerine duyarlı olmasından dolayı zor bir problemdir. Literatürde bu tip sistemlerin kontrolü için önerilmiş çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Özellikle sistemin doğrusal olmayan karakteristiğinden dolayı kayma kipli kontrol [6], [7], geribesleme doğrusallaştırması [7], [8] gibi doğrusal olmayan kontrol yöntemlerine ya da model tabanlı adaptif kontrol [9], [10] gibi tekniklere başvurulduğu görülmüştür. Bu tip yöntemler daha geniş bir aralıkta çalışma imkanı vermesine karşın hem kontrolörlerin tasarımı hem de tasarlanan kontrolörlerin uygulamaya geçirilmesi ve işletilmesi, doğrusal kontrolörlerin tasarımına ve uygulanmasına göre daha zor olmaktadır. Bunun yanında endüstride PLC’ler gibi programlanabilir kontrolörler içerisinde bulunan hazır PID blokları ile ya da yazılımı basit fonksiyon bloklar ile gerçekleme yapılması tercih edilir. Özellikle sistemin çok geniş bir aralıkta çalışmasının gerekmediği durumda basit kontrolör yapıları hem tasarım hem de uygulama sırasında kolaylık sağlayacaktır. Bu amaçla, bu çalışmada manyetik askı sisteminin kontrolünde doğrusal kontrolör tasarımları ele alınmıştır. Teknolojik gelişmelerle birlikte kontrol kuramında önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Ancak günümüzde özellikle endüstrideki süreçlerin büyük çoğunluğu hala PID kontrolörler ile kontrol edilmektedir [11], [12]. Bunun önemli nedenleri olarak kontrolörün parametrelerinin ayarlanmasının basit olması, kolay uygulanabilmesi ve kabul edilebilir dayanıklılığı 2. Manyetik Askı Sistemi Bu çalışmada kullanılan Quanser™ firmasına ait manyetik askı deney düzeneği Şekil 1’de verilmiştir. Amaç, çelik bilyenin manyetik alan yardımı ile yerçekimi kuvvetine karşı istenilen konumda sabit tutulmasını ve ayrıca denge noktasından ±1mm sapmalar için sistem yanıtının istenilen performans ölçütlerini sağlamasıdır. Şekil 2’de sistemin temsili gösterimi verilmiştir. Kontrol edilmek istenilen mesafesi çelik bilyenin elektromıknatıstan uzaklığı olarak tanımlanır ve bu sistemde 0-14 mm arasında değer alır. Şekil 1: MAGLEV deney seti. 862 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya (5) ifadesine ulaşılır. Öncelikle sistemin transfer fonksiyonları yardımıyla modelini elde edecek olursak, (1) ifadesinin Laplace dönüşümünün alınması ile elektriksel alt sisteme ilişkin transfer fonksiyonu, (6) olarak bulunur. (5) ifadesi doğrusal bir eşitlik olmadığından öncelikle çalışma noktası civarında doğrusallaştırılması gerekmektedir. Öncelikle sistem belirli bir çalışma noktasında dengede iken, bu çalışma noktasındaki bobin akımı (7) eşitliği kullanılarak aşağıdaki gibi bulunabilir. (7) (8) Taylor seri açılımı ile (5) ifadesinin doğrusallaştırılması sonucunda, Şekil 2: MAGLEV sistemi temsili şema [14]. (9) Yukarıda verilen şemaya göre sisteme ilişkin parametreler ve değerleri Tablo 1’de verilmiştir. Sistemin modellenmesi aşamasında bu parametreler kullanılmıştır. elde edilir. Bu ifadede (8) ifadesi yerine konulur ve gerekli sadeleştirmeler yapılırsa sonuç olarak, Tablo 1: MAGLEV sistemi parametre listesi ve değerleri Parametre Değer Birim Lc 412,5 mH Rc 10 Ω Rs 1 Ω (10) doğrusal ifadesine ulaşılır. Buradan da mekanik alt sisteme ilişkin transfer fonksiyonu, Laplace dönüşümü yardımıyla, (11) 2 g 9,81 m/s Km 6,5308 x 10-5 N.m2/A2 Mb 0,068 kg xb0 7 mm biçiminde bulunur. Bu durumda manyetik askı sisteminin açık çevrim transfer fonksiyonu, (12) 3. Sistemin Modellenmesi olur. Sistemin durum uzayı modelinin oluşturulmasında ise durum değişkenleri, İlk olarak elektriksel alt sisteme ilişkin diferansiyel denklem yazılırsa, (13) (1) elde edilir. Yerçekimi kuvvetine ilişkin ifadenin, olarak alınabilir. Bu durumda, (2) (14) ve elektromanyetik çekme kuvvetine ilişkin ifadenin, (15) (3) (16) olduğu da göz önünde bulundurularak, Newton’un ikinci hareket yasası, yerçekimi ve elektromanyetik çekme kuvvetleri etkisi altında havada dengede duran bilyeye uygulanırsa, ifadelerine ulaşılır. Matris gösteriminde ise aşağıdaki durum uzayı modeli elde edilmiş olur. (4) 863 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya Şekil 3’ten akım çevriminin yaklaşık %10 aşım yaptığı ve 25ms süresinde yerleştiği görülüyor. Performans ölçütlerinin tam olarak sağlanamamasının sebebinin PI kontrolörün baskın bölgeye eklediği sıfır olduğu söylenebilir. (17) 4.2. Konum Kontrolü İçin PID Tasarımı Elektriksel alt sisteme ilişkin PI tasarımı yapıldıktan sonra artık bu kısma ait olan transfer fonksiyonu yaklaşık olarak 1 alınabilir. Bu durumda (11) ifadesi ile verilmiş olan mekanik alt sisteme ilişkin transfer fonksiyonundan yola çıkarak kontrolör tasarımına devam edilebilir. Şekil 4 sistemin kontrolünde kullanılacak olan klasik PID kontrol yapısını göstermektedir. 4. Kontrol Sistemi Tasarımı Bu bölümde, bir önceki bölümde elde edilen transfer fonksiyonları yardımıyla öncelikle akım çevrimi için bir PI kontrolör tasarlanacak ve ardından konum kontrolü için PID tabanlı kontrolörler (PID, PIV, PI-PD) tasarlanacaktır. Bununla birlikte kullanılacak olan tüm yapılarda, sistemi hızlıca çalışma noktası civarına getirmek için ilave olarak bir ileri besleme kazancı kullanılacaktır. Kff R E + - Kp+Ki/s+Kd.s + + Ge(s) ≈ 1 Gm(s) Y Şekil 4: İleri beslemeli PID kontrol yapısı 4.1. Elektriksel Alt Sistem PI Kontrolör Tasarımı Elektriksel alt sisteme ilişkin transfer fonksiyonu (6) ile verilmiştir. Birinci mertebeden bir sistem olduğu için bu sistemin kontrolünde PI kontrolör kullanımı yeterlidir. Sistem parametreleri yerine konulduğunda transfer fonksiyonunun, Daha önce de belirtildiği gibi sistemin denge noktası civarına hızlı bir biçimde taşınması amacı ile ileri yol besleme yapısı kullanılmıştır. İleri yol besleme kazancı aşağıdaki şekilde hesaplanabilir. (19) olduğu görülebilir. PI kontrolör yapısı, Şekil 4 ile verilen sistemde çıkış ve giriş arasındaki transfer fonksiyonu yazılırsa, (18) biçiminde verilir. İç çevrimin yani olabildiğince hızlı olması gerekliliği bulundurulduğunda ve performans ölçütü 20ms yerleşme zamanı seçildiğinde, kutup PI kontrolör katsayıları, (20) akım çevriminin de göz önünde olarak 0 aşım ve atama yöntemi ile elde edilir. Gm(s) ifadesi de yerine konulursa sonuç olarak kapalı çevrim transfer fonksiyonu, (21) olarak bulunur. Sistem parametrelerinin yerine konulması sonucu (21) ile verilen transfer fonksiyonu aşağıdaki gibi olur. olarak elde edilir. Yapılan bu tasarımla birlikte kapalı çevrim sistemin basamak yanıtına bakacak olursak Şekil 3’teki gibi bir yanıt elde ederiz. (22) Step Response 1.4 Performans ölçütü olarak 0 aşım ve 0,5s yerleşme zamanı seçildiğinde buna ilişkin karakteristik denklem (23) ifadesindeki gibi olacaktır. 1.2 Amplitude 1 (23) 0.8 Kapalı çevrim sistem yanıtı parametresinin çeşitli değerleri için incelenmiş ve kontrol işareti gibi sınırlayıcı etkiler de göz önünde bulundurularak alınması uygun görülmüştür. Bu durumda, 0.6 0.4 0.2 0 0 0.005 0.01 0.015 0.02 0.025 0.03 0.035 0.04 0.045 0.05 Time (seconds) olarak PID kontrolör parametreleri hesaplanmıştır. Şekil 3: PI kontrolör ile birlikte elektriksel alt sistemin yanıtı 864 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya 4.3. Konum Kontrolü İçin PIV Tasarımı 4.4. Konum Kontrolü İçin PI-PD Tasarımı Fiziksel açıdan bakıldığında konum kontrolü için PID yerine PIV seçilmesi, girişteki ani referans değişimlerinin kontrol işaretinde büyük genlikli tepeler oluşturmasını engellemeye yardımcı olmaktır. Sistem doğrusal olmadığı için kontrol işaretinde oluşabilecek olan bu tip tepeler sistemin denge noktası civarından fazla sapmasına ve kararlılık açısından problemlere neden olabilir. PIV kontrol yapısında ise türev terimi çıkıştan bilgi alır ve çıkıştaki değişimler referans değişimlerine göre daha yavaş kaldığı için fazla problem oluşturmaz. Ayrıca PID kontrol yapısı sisteme iki adet sıfır eklerken, PIV kontrol yapısında yalnızca 1 adet sıfır eklenmektedir. Bu da bazı durumlarda istenilen performans ölçütlerinin sağlanması açısından önemli olabilmektedir. Şekil 5 uygulanacak olan kontrol yapısını göstermektedir. Tasarlanmış olan PID ve PIV tip kontrolörler ile birlikte özellikle kontrolör sıfırlarının etkisinden dolayı sistem istenilen performans ölçütlerini tam olarak sağlayamayabilir. Bu bölümde son olarak kontrolör sıfırının etkisinin azaltılması ve istenilen performans ölçütlerine daha yakın sonuçlar elde edilmesi amacıyla daha önceden tasarlanmış olan PID kontrolörden yola çıkarak bir PI-PD kontrolör tasarımı yapılacaktır. Bu tasarımın avantajı, kontrolörün sisteme bir adet sıfır eklemesi ve bu sıfırın konumunun da istenildiği gibi değiştirilebilir olmasıdır. Böylelikle sıfırın konumu uygun şekilde belirlenerek sistemin istenildiği gibi davranmasını sağlamak mümkün olmaktadır. Uygulanacak olan PI-PD yapısı Şekil 6 ile verilmiştir. Kff Kff R R E + - Kp + Ki/s + + - Ge(s) ≈ 1 Gm(s) E + - Y Kpi + Ki/s + + - Ge(s) ≈ 1 Gm(s) Y Kd.s+Kpd Kv.s Şekil 6: PI-PD kontrol yapısı Şekil 5: PIV kontrol yapısı Şekil 5 ile verilen sistemde çıkış ve giriş arasındaki transfer fonksiyonu yazılırsa, Kontrolöre ilişkin ve parametreleri bölüm 4.2’de tasarlanmış olan PID kontrolöre ilişkin katsayılara denktir. ve katsayıları arasında ise (27) ile verilen ilişki söz konusudur. (24) (27) Sonuç olarak bir parametre diğeri cinsinden elde edilebilmekte ve sistemin kapalı çevrim transfer fonksiyonu tek bir parametreye göre yazılabilmektedir. Bu parametrenin değişimine göre sistem yanıtının incelenmesi sonucunda da sistemin en uygun yanıtı verdiği parametre değeri belirlenebilmektedir. Buna göre kapalı çevrim transfer fonksiyonu parametresine göre yazılmış ve parametrenin değişimine göre sistem yanıtı incelendiğinde için en iyi yanıtlardan birine ulaşılmıştır. Bu durumda da kontrolör parametreleri, ve son olarak Gm(s) ifadesi yerine konulursa, (25) ifadesine ulaşılır. Değerler yerine konulursa PIV kontrolör ile birlikte kapalı çevrim transfer fonksiyonu aşağıdaki halini alır. (26) Dikkat edilirse, kapalı çevrim karakteristik denklemi sistemin klasik PID kontrolör ile kontrol edildiği durumdaki kapalı çevrim karakteristik denklemi ile aynıdır. Ancak, yeni durumda sisteme yalnızca bir adet sıfır eklenmektedir. Performans ölçütü olarak bir öncekine benzer şekilde 0 aşım ve 0,5s yerleşme zamanı seçildiğinde, istenilen karakteristik polinom (23) ifadesi ile aynı olacaktır. Bu durumda da kapalı çevrim sistem yanıtı parametresinin çeşitli değerleri için incelendiğinde belli bir değerden sonra sistem yanıtında çok fazla değişiklik olmadığı görülmüş ve bu nedenle alınmasına karar verilmiştir. Buna göre kutup atama sonucunda kontrolör parametreleri, olarak elde edilmiştir. 5. Uygulama Sonuçları Bu bölümde tasarımı yapılan kontrolörler deney seti üzerinde MATLAB yardımıyla denenmiş ve elde edilen sistem yanıtlarından hareketle kontrolörler kıyaslanmıştır. Uygulama sırasında sistemin denge noktası civarındaki referans değişimlerine vermiş olduğu cevaplar incelenmiştir. Şekil 7, Şekil 8 ve Şekil 9 sistemin sırasıyla PID, PIV ve PIPD kontrolörlere vermiş olduğu yanıtları göstermektedir. olarak bulunur. 865 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya MAGLEV Sistem Yanıtı (PID Kontrolör) MAGLEV Sistem Yanıtı 2 (PID Kontrolör) 9 14 12 Konum (mm) Konum (mm) 8 7 10 8 6 6 5 10 11 12 13 14 15 16 Zaman (saniye) 17 18 19 4 10 20 Şekil 7: PID kontrolör ile birlikte sistem yanıtı (6-8 mm) 11 12 14 15 16 Zaman (saniye) 17 18 19 20 Şekil 10: PID kontrolör ile birlikte sistem yanıtı (5-9 mm) MAGLEV Sistem Yanıtı (PIV Kontrolör) MAGLEV Sistem Yanıtı 2 (PIV Kontrolör) 9 10 9 8 8 Konum (mm) Konum (mm) 13 7 7 6 6 5 5 10 11 12 13 14 15 16 Zaman (saniye) 17 18 19 4 10 20 Şekil 8: PIV kontrolör ile birlikte sistem yanıtı (6-8 mm) 11 13 14 15 16 Zaman (saniye) 17 18 19 20 Şekil 11: PIV kontrolör ile birlikte sistem yanıtı (5-9 mm) MAGLEV Sistem Yanıtı (PI-PD Kontrolör) MAGLEV Sistem Yanıtı 2 (PI-PD Kontrolör) 9 10 9 Konum (mm) 8 Konum (mm) 12 7 6 8 7 6 5 5 10 11 12 13 14 15 16 Zaman (saniye) 17 18 19 20 4 10 Şekil 9: PI-PD kontrolör ile birlikte sistem yanıtı (6-8 mm) 11 12 13 14 15 16 Zaman (saniye) 17 18 19 20 Şekil 12: PI-PD kontrolör ile birlikte sistem yanıtı (5-9 mm) Sistem yanıtlarından da görüldüğü üzere tasarlanan kontrolörler ile birlikte sistem aşım yapmamakta ve PID kontrolör için yaklaşık 0,75 saniye, PIV kontrolör için yaklaşık 1,15 saniye ve PI-PD kontrolör için yaklaşık 1,5 saniyede yerleşmektedir. Çalışma noktası civarından sapmanın artması ile birlikte sistem performansının ne kadar değiştiği de bu çalışma içerisinde ele alınmıştır. Bu amaçla 6-8 mm aralığında çalıştırılan sistem 5-9 mm aralığında çalıştırılmış ve elde edilen sistem yanıtları PID, PIV ve PI-PD için sırasıyla Şekil 10, Şekil 11 ve Şekil 12 ile verilmiştir. Grafiklerden de açıkça görüldüğü üzere PIV ve PI-PD kontrolörler için çalışma aralığı denge noktasından ±2mm sapmaya kadar çıkarıldığında, kontrolörlerin performanslarında bir miktar düşme gözlenmiş olsa da sistem kararlı kalmakta ve kabul edilebilir sistem cevapları alınmaktadır. Bu nedenle PIV ve PI-PD kontrolörler bu sistemin kontrolü için kullanılabilir. Ancak PID kontrolör kullanıldığı durumda sistem cevabına bakılırsa, sistemin kararlı kaldığı ancak her an kararsızlığa gidebilecek bir görüntü çizdiği görülür. Özellikle PID kontrolör kullanılması halinde referans işaretindeki değişim miktarının artmasının sonucu olarak kontrol işaretinin müsaade edilen sınırları geçtiği ve buna bağlı olarak sistemin daha önceden öngörülmeyen bir şekilde osilasyonlu bir çıkış verdiği gözlenmiştir. Her ne kadar çalışma noktası civarında PID kontrolör daha hızlı bir yanıt vermiş olsa da çalışma aralığının bir miktar arttırılması sonucunda kararsızlık problemi ortaya 866 Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK2013, 26-28 Eylül 2013, Malatya çıkarabildiğinden PID kontrolörün kullanılması bu sistem için uygun görünmemektedir. [9] 6. Sonuçlar Bu çalışmada doğrusal olmayan bir karakteristiğe sahip olan manyetik askı sisteminin PID tabanlı kontrolörler ile kontrol edilmesi amaçlanmıştır. Hem kontrolörün tasarım aşamasının hem de pratik gerçekleme aşamasının kolay olması, endüstride sıklıkla tercih edilmesi gibi sebepler PID tabanlı kontrolörlerin ele alınmasında önemli rol oynamıştır. Sistemin kontrolü için PID, PIV ve PI-PD kontrolörler tasarlanmış ve tasarlanan kontrolörlerin performansları pratik gerçekleme sonucu incelenmiştir. Teorik hesaplamalar ile pratikte elde edilen sonuçlar arasında bazı farkların olduğu görülmüştür. Bunların sebepleri olarak da doğrusallaştırmadan kaynaklanan hatalar, elektriksel alt sistemin ihmal edilmesi, kontrol işareti sınırlandırmaları, ölçme elemanından kaynaklanan problemler gibi hatalar düşünülmüştür. Ayrıca sistemin denge noktası civarından fazla sapması durumunda doğacak sonuçlar da incelenmiş ve PID kontrolörün dayanıklı bir yapı ortaya koymadığı görülmüştür. Sonuç olarak, PIV ya da PI-PD kontrolörlerin benzer yanıtlar verdiğini ve manyetik askı sistemin kontrolünde kullanılmalarının daha uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır. [10] [11] [12] [13] [14] 7. Kaynakça [1] S.C. Mukhopadhyay, J. Donaldson, G. Sengupta, S. Yamada, C. Chakraborty, D. Kacprzak, “Fabrication of a repulsive-type magnetic bearing using a novel arrangement of permanent magnets for vertical-rotor suspension”, IEEE Transaction on Magnetics, Cilt: 39, No: 5, s: 3220-3222, 2003. [2] M. Proise, “System concept definition of the Grumman superconducting electromagnetic suspension (EMS) Maglev design”, Maglev’93 Conf., Argonne Nat. Lab., IL, May 19–21, 1993. [3] B.V. Jayawant, P.K. Sinha, and D.G. Aylwin, “Feedback control system for D.C. electromagnets in passengercarrying vehicles”, Int. J. Control, Cilt: 24, No: 5, s: 627– 639, 1976. [4] B. Unger, R. Hollis, “Design and operation of a forcereflecting magnetic levitation coarse-fine teleoperation system”, Proceedings of the 2004 IEEE International Conference on Robotics and Automation, Cilt: 4, s: 41474152, 2004. [5] E. Shameli, “Design, Implementation and Control of a Magnetic Levitation Device”, Doktora Tezi, University of Waterloo, Mechanical Engineering, Waterloo, Ontario, Canada, 2008. [6] D. Cho, Y. Kato, D. Spilman, “Sliding Mode and Classical Control Magnetic Levitation System,” IEEE Control Systems Magazine February 1993, No: 1, s: 4248, 1993. [7] S.B. Akat, M.Ö. Efe, “Bir Manyetik Askı Sisteminin Kontrolünde Dört Yöntemin Karşılaştırılması”, Otomatik Kontrol Ulusal Toplantısı, TOK’07, İstanbul, 2007. [8] D.L. Trumper, J. Sanders, T. Nguyen, M. Queen, “Experimental results in nonlinear compensation of a one-degree-of-freedom magnetic suspension,” in Proc. NASA Int. Symp. Magn. Suspension Techonol., NASA 867 Langley Research Center, Hampton, VA, Aug. 19–23, 1991. E. Shameli, M.B. Khamesee, J.P. Huissoon, "Application of a model reference adaptive feedback linearization controller to a magnetic telemanipulation system," IEEE International Conference on Mechatronics and Automation, ICMA 2008, s: 219,223, 5-8 Aug. 2008. L.H.S. Torres, L. Schnitman, C.A.V.V. Junior, J.A.M.F. Souza, "Feedback Linearization and Model Reference Adaptive Control of a Magnetic Levitation System", Studies in Informatics and Control, ISSN 1220-1766, Cilt: 21 (1), s: 67-74, 2012. K.J. Aström, T. Hagglund, Advanced Pid Control, ISAThe Instrumentation, Systems, and Automation Society, 2006. K.J. Aström, T. Hagglund, Pid Controllers, International Society for Measurement and Control, 1995. K. J. Åström, and T. Hägglund, PID controllers: Theory, design and tuning. Research Triangle Park, NC: Instrument Society of America. Magnetic Levitation Plant Manual, Quanser Inc. Markham, Ontario, Canada.