Ortodontist Dr.Med.Dent. Benan OĞUZ Dr.Med.Dent. Cem CANİKLİOĞLU e-bülten KASIM 2009 - 32 Online randevu alabilmek İçin tıklayınız. İÇİNDEKİLER DİŞLERİ TEMİZLETMEK ZARARLI MIDIR? Yetişkinlerde diş kayıplarının büyük bir çoğunluğu diş etlerinden ve dişleri çevreleyen kemikten kaynaklanır. Devamı için tıklayınız ERİŞKİN BİREYLERDE ORTODONTİK TEDAVİ Ortodontik tedaviler genellikle çocuk ve gençlik yıllarında yapıldığı bilinmekle... Devamı için tıklayınız ORTOGNATİK CERRAHİ TEL Eğer sorun sadece dişler ile ilgili ise ortodontistiniz bunun üstesinden apareylerle gelecektir. Devamı için tıklayınız AYIN VAKASI EĞLENCE KÖŞESİ Eğlenceli Karikatürler Devamı için tıklayınız Devamı için tıklayınız HABERLER GRİBİ BOL SIVI ALARAK YENİN Devamı için tıklayınız Web sitemize kullanıcı adınızı ve parolanızı girerek, başlangıç ve bitiş fotoğraflarınıza ulaşabilirsiniz www.ortonorm.com Adınızı posta listemizden kaldırmak için lütfen Soru veya yorumlarınız mı var bize yazın: BURAYI TIKLAYIN ve iletiye ‘REMOVE’yazarak bize yollayın. [email protected] DİŞLERİ TEMİZLETMEK ZARARLIMIDIR ? Yetişkinlerde diş kayıplarının büyük bir çoğunluğu diş etlerinden ve dişleri çevreleyen kemikten kaynaklanır. Dişeti hastalıklarına, film tabakası kalınlığında, dişlerin yüzeyine yapışan ve plak denilen bakteriler sebep olur Eğer plak temizlenmezse tartar (kalkülüs) denilen diştaşlarına dönüşür. Plak ve diştaşlarının birikmesi ağzımızda tahrip edici bakterilerin çoğalmasını sağlar ve bunun sonunda diş ve dişeti arasında cep denilen boşluklar ve dişeti çekilmeleri oluşur. Bakteriler dişin çevresindeki kemik tahribine yol açan enzim salgılarlar.Ve sonunda diş kaybedilir. Diş temizliği dişeti hastalıklarıyal mücadelenin temelini oluşturur. Çünkü diş eti hastalıkları ile başa çıkabilmek için plakların, tartarların ve dişeti cebindeki bakterilerin ağız ortamından uzaklaştırılması gerekir. Ultrasonik cihazlarla ya da uygun el aletleriyle yapılan müdaheleler sonucunda bu zararlı oluşumlar çıkarılır. Bu aletler diş minesine kesinlikle zarar vermezler çünkü diş hekimlerince kullanılan profesyonel aletlerdir. Diş taşlarını temizlerken hava, su ve püskürtülen özel bir temizleme tozundan da faydalanılır. Diş temizliğinin ilk amacı plakların, tartarların ve hastalıklı bazı dokuların uzaklaştırılmasıdır. Dolayısıyla zararını bırakın oldukça faydalı bir tedavi metodudur. Daha önceden diştaşları nedeniyle dişetleri çekilmişse, diştaşlarını temizleyince de doğal olarak diş kökleri açığa çıkar. Kişiler diştaşlarını temizletince köklerinin açığa çıktığını zannedebilirler. Aslında onlar önceden kötü ağız bakımı ve diştaşları sebebiyle oluşmuş çekilmelerin sonucudur. Yapılan temizlik işleminin bir sonucu değildir. Operasyonla dişeti çekilmeleri yerine getirilemiyorsa dişetlerinin daha fazla çekilmemesi için iyi bir ağız hijyeni şarttır. Diş taşı temizliği çok sık yapılıyorsa ağız hijyeniniz iyi değil anlamına gelir. Ortalama 6 ayda bir gittiğiniz diş hekiminiz sizi bu konuda uyaracaktır. Unutmayın ki ,diş temizliğinden sonra yeniden diştaşı oluşumunu engellemek sizin elinizdedir. Diş hekiminizin gösterdiği şekilde fırçalayarak ve arayüz bakımını yaparak istenen ağız sağlığına kavuşursunuz. Dişlerinizi temizlettirdikten sonra hızlı bir şekilde yeniden diş taşı oluştuğunu düşünüyorsanız fırçalama şeklinizi gözden geçirmelisiniz.Temizlenen bir yer yeniden kirleniyorsa iyi bakılmadığı anlamına gelir. Ağız sağlığının genel vücüt sağlığının bir parçası olduğunu düşünerek dişetlerinizin bakımını ihmal etmeyin ve gerekiyorsa dişlerinizi mutlaka temizlettirin. ERİŞKİN BİREYLERDE ORTODONTİK TEDAVİ Ortodontik tedaviler genellikle çocuk ve gençlik yıllarında yapıldığı bilinmekle birlikte son yıllarda halkın bilgilenmesi ve teknolojinin ilerlemesi ile erişkin ve ileri yaşlarda ortodontik tedaviler çok başarılı uygulanmaktadır. Çocuk ve gençlik yılların da pek çok sebepten bu tedaviyi yaptıramayan kişiler de aşağıdaki bulgulara rastlanır. 1- Estetik ve psikolojik sorunlar ( gülme sorunları ) 2- Dişlerin ara yüzlerin de çürümeler ve renklenmeler 3- Diş etlerinde kanamalar, diş etlerinde şişlik, morluk, diş eti çekilmeleri 4- Dişler de eğrilikten dolayı rahat fırçalamadığı için dişlerde aşırı kirlenme, temizleme zorluğu 5- Ağız kokusu 6- İleri dönemlerde dişler de sallanma ve diş kayıpları. Erişkin dönemde bu sorunlar genellikle dişlerin şekil bozukluğu ve diğer sebeplerin ortadan kaldırılması için porselen kaplamalar ile telafi edilmeye çalışılmaktadır. Bu yöntem çoğu zaman yanlıştır. Artık erişkin ve ileri yaşlarda ortodontik tedaviler çok başarılıdır. Bu dönem de ortodontik tedaviye başlamak için gereken dolgular ve diş eti bakımları yapılarak tel tedavisine hemen başlanılmalıdır. Uygulanacak ortodontik tedavi ile elde edilecek düzgün dişler ve ideal gülüşler sağlanılır. Sağlıklı dişlerin kesilmeden ve yapay kaplamalar oluşturulmayarak gerçek dişleri yaşatarak bireye çok daha uzun yıllar hizmet ederler. Sonuç olarak,doğal dişlerimizi tüm imkanlarımızı kullanarak ağızda korumak ve en uzun süre yaşatmak olmalıdır. En güzel yapay dişler bile doğal dişlerinize oranla sağlıksızdır ve yaşam süreleri kısadır. Artık bazı ortodontik bozukluklar,dişlere braketler yapıştırılmadan düzltilebiliyor.Son yıllarda geliştirilen Ve invisalign ve orthoclear teknikleri sayesinde,dişler bilgisayar ortamında dizayn edilen şeffaf damaklıklar Kullanılarak düzeltilebilmektedir.Dişlerin durumuna göre değişik sayılarda üretilen bu damaklıklar,iki haftada bir değiştirilmekte ve dişlerde istenen hareketler sağlanmaktadır. ORTOGNATİK CERRAHİ TEL Eğer sorun sadece dişler ile ilgili ise ortodontistiniz bunun üstesinden apareylerle gelecektir. Ama kemikteki sorunlar ortognatik cerrah ile birlikte düzeltilmelidir. Ortognatik cerrahinin bu noktada avantajı sonuca daha erken ulaşmaktır. Aparey takımıyla yaklaşık 1 yıl sonunda sonuç alınırken cerrahi ile istenilen sonuca hemen ulaşılır. Diş filmi çekilmesinin yararları nedir? Pekçok diş ve dişeti hastalığı dışarıdan bakmakla görülmez. Örneğin: Dişler arasındaki çürükler Kemik enfeksiyonları Gelişimsel anomaliler Bazı tumor çeşitleri Dental sorunları erken safada tanıyıp tedavi etmek sizi gereksiz para ve zaman kaybından ve acıdan kurtarır. Hatta film sayesinde gizli bir tümörün yakalanması hayatınızı kurtarır. Diş hekimliği acilleri nelerdir? Dişlerinize, dudaklarınıza, yanağınıza,damağınıza ve dilinize alacağınız darbeler yaralanmalara ve acillere yolaçabilir. Bunun için ağzınızı korumak ve yaralanma sırasında ne yapacağınızı bilmek çok önemlidir. Örneğin spor yararken ağız koruyucusu takmak yaralanma riskini azaltır. Popcorn (petlemış mısır), sert şeker ve buz yemek diş kırıklarına neden olabilir. Çocuğumu ilk ne zaman diş hekimine götürmeliyim? İleride oluşabilecek diş problemlerinin erken dönemde önlenebilmesi için, çocuğunuzun ilk dişi çıktığı zaman yada ilk yaş gününden hemen sonra diş hekimine getirmeniz gerekmektedir. HABERLER GRİBİ BOL SIVI ALARAK YENİN Gribin hızla yayıldığı bugünlerde özellikle yedikleriniz ve içtiklerinize dikkat etmelisiniz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü Sorumlusu Ferdane Gül Çarkoğlu, kış aylarında görülme sıklığı artan grip gibi hastalıklarda yeterli sıvı alımına dikkat edilmesinin önemini vurgulayarak, özellikle ishal ve ateş durumlarında su başta olmak üzere, bol sıvı tüketilmesi gerektiğini bildirdi. Çarkoğlu, pandemik gribin etkisini her gün biraz daha artırdığına işaret ederek, buna karşı bağışıklık sistemini koruyup güçlendirmenin her zamankinden daha önemli olduğunu söyledi. Enfeksiyon durumunda vücudu bağışıklık (immün) sisteminin savunmaya başladığını dile getiren Çarkoğlu, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için alınması gereken önlemlere ilişkin şu bilgileri verdi: “Yeterli ve dengeli beslenmeli. Bunun için de 4 temel besin grubundan süt, yoğurt ve peynir gibi süt ürünleri, et–balık ve kümes hayvanları, sebze-meyveler, ekmek ve tahıl ürünlerinden yeterli miktarda alınmalı. Tek taraflı beslenme ya da yetersiz gıda alınması, enfeksiyonlara kaşı vücudun hassasiyetini artırır. Günde en az 3 ana öğün olmak üzere, 3 ara öğün de eklenerek temel besin grupları tüketilmeye çalışılmalı. Ara öğünler, özellikle şeker hastaları tarafından kesinlikle atlanmamalı. Proteinli gıdaların alınmasına dikkat edilmeli. Et, balık, tavuk–hindi, süt ve süt ürünleri ile yumurta gibi besinlerden en az biri günlük beslenmede mutlaka bulunmalıdır. Bitkisel protein kaynakları olan nohut, fasulye ve mercimek gibi kuru baklagiller de haftada 2–3 kere tüketilmeye çalışılmalıdır. Balık tüketimi, bağışıklık sistemini güçlendiren güneşin az olduğu kış aylarında D vitamini için iyi kaynaktır. Böylece virüs ve bakterilerle savaşacak bağışıklık sistemine yardımcı hücreler için protein sağlanmış olur. C vitamini de bağışıklık sistemi için önemli ögelerden biridir. Her öğünde tüketilmeye çalışılmalıdır. Mevsimsel meyvelerden portakal, mandalina, limon, greyfurt, kivi ile kuş burnu ürünleri yenmelidir. C vitamini düzeyleri yeterli kişiler, enfeksiyonları kısa sürede atlatabilmektedir. Yeterli A vitamini almayan kişiler enfeksiyonlara karşı daha duyarlı olur. Bu nedenle özellikle kışın A vitamininden zengin gıdalar tercih edilmelidir. Balık, süt ve yumurtanın yanı sıra, A ve C vitamini gibi antioksidan vitaminleri içeren havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, yeşil biber, patates, soğan, sarımsak gibi sebzeler bolca tüketilmelidir. Dünya sağlık otoriteleri de günde 5-9 porsiyon sebze ve meyve tüketilmesini önermektedir. E vitamini için de sıvı yağların tüketilmesi gereklidir. Yağ tüketiminin kısıtlı olduğu durumlarda en az 5 adet fındık, badem, ceviz tüketilebilir. Katı yağlar yerine sıvı yağlar tercih edilmelidir. Folik asit ve B12 vitamini, bağışıklık sisteminde önemli görevler üstlenmektedir. Folik asit, koyu yeşil yapraklı sebzelerde bulunur. Hayvansal kaynaklı her gıda ise B12 vitamini içerir. B12 ve folik asitin azlığında savunma sistemi zayıflar.” EĞLENCE KÖŞESİ AYIN VAKASI ÖNCE SONRA