tarih dergisi sayı 32

advertisement
348
N EJ AT CöYUNÇ
da büyük (kebir) sayıl maktadırlar. Birkaçma kısaca
olunan belgelerdeki aile tiplerinin te ker teker daba uzun bir
incelenrneslnden, Kafk as lard an gelen müslüma n bir topluluğa ait de
olsa, pek önemli bazı sonuçlara varilabilir . Bunlardan birisi de ailelerde ki erkekleri n hep te k kadınla evli görü nmeleridir . Muht emelen
bu tür başka belgeleri n de incelenmesinden geçen yüzyılın Osmanlı
ailesi hakkında daha gerçe kçi başka neti celere de ulaşılabilir ve bir
kısım nazari bilgilere da yanan yanlış yargı lardan da kurtulunabilir.
daha
yaşlıları
işaret
ISTANBUL FENERBAHÇES I HAKKI NDA
BAz ı
BILGILER
M. Mü..;r Aktepe
Osman lı padişihl arı nın ,
Bursa ve Edirne gibi imparato rluğun
sonra İstanbul'a her bakımdan özel bir önem verdikleri herkesee malflmdur. Bu şe hri, bilhassa, saraylar. cimi' ve
mescidler , mekte b ve medreseler. sebll ve çe ş meler, hanlar ve hamamlar ile kaar- ve köş k ler yanında, s!ir mim ar! değeri yüksek eserlerle ve bu arada has-bah çelerle dahi süslerney i ihmi l etme dikleri
açıkca görülmektedlr. İstanbul'un eski giizelliğini muh Maza edebilmesi , daha do ğrus u sosya l alanda imarı içün elden geleni yapmı ş
ve kendileri ne bu h us üsda vezirleri, ilim adam ları ve şe hrin h ayır
sahibi zenginle ri de imk an nis betinde yardımcı olınağa çalı şm ı ş la r­
d ır. Nit ekim bugün dahi İstanbul 'un topoğrafyası Incelenecek olursa , vakti yle kiml erin İstanbul 'un nerelerinde, neler yapmış oldukları , ne gibi eserle r bıraktıkl an biriz bir şekilde ortaya ç ıkar.
İstanbul sidece Osmanlı Türkleri devrinde değil, daha önceki
yüzyıllarda, Doğu Roma'nın merk ezi olduğu devi r lerde. Bizans I'"
paratorluğu zamanında dahi , Yakın Doğu 'nun d i ğer şe h irle ri arasın­
da önem ini muhafaz a eden bir merkez olara k v arlı ğını koruyor du' .
Tü rk ler İstanbul'u fetb ettikte n sonra ise, bu beldeni n ~{üslüman­
Tü rk kültür ve medeniyetinin merkezi olma vasfı nı muhafaza edehilm esi ve her bakımdan zamanına uygun, medeni bir şehi r hAlinde
inki şMının sağlanması i çün çalı şılmış tı . Işte bu sebepler dolayısiy­
le, Osmanlı İmparatorluğu 'nun en güze l cami 'leri, medreseleri
baş şehirlerinden
1 $emavi Eytec. Son devir Bf.:an8
m imıimi.
btanbul 1963. s. 6Q.69.
•
"
"l. "W IS'ın
350
ıSTANBUL
AKTEPE
ve mekte bleri ile çe ş me ve sebilleri, en zengin k üt üph aneleri.
s aray, köşk ve k asrları, bu nların etrafını s üsleyen bahçeler ile mesire yerler i, yilni t ümü ile sivil mimari örnekleri, dah a ziyade bu şe·
hirde yer almış bulunuyordu. Sonraları zaman zaman Avrupa'dan
getirilen resim ve plilnlara göre, İstanbul yeni bi r düzene sokulmaya çalışıl mış ve bilhassa bazı saraylar ile bah çeler. Fransa'dak i örneklerin e göre i nşa edi lmek i stenilmişti ; hatta Kağıdhilne gibi, Ha!iç ve Boğazi çi gibi mahallerde, uygulamalara dahi geçilmişti' .
Bu yazımızda bizlm üzeri nde durmak istediğimiz husüs ise , İs­
tanbul'un mestre yerlerinden biri ola rak şöhret yapan Fen erbah çesi'nin tarihçesi hakkında tamamlayı cı bazı bilgi ler vermekdir. şüp.
hesiz İstanbul'da buraya benzer daha bi r çok mesire yerleri ve sa ray ba hçeleri , has-ba hçeler vardır. Bir örnek olmak üzere, bilhas sa Muzaffer Erdo ğan'ın . arşiv ves ika larına dayanar a k h azırladığı
ve Vakıfbı r Derg i8i'nde yayınl adı ğı makalesi ne bakıl acak olursa, Osman lı devri, İstarıbul bah çe ve mesirelerine ai d kilii der ecede bilgi
edinilebilir'. Ancak biz, İstanbul'da bu lunan bu kadar çok hils·bahçe
ve mesire yerinden sa dece bir tanesi üze ri nde durmak ve Fe ner ba hçesi'ne dilir, şimdiye kadar verilen bil gileri tamamlayı cı mahlyetde
gö rdü ğümüz bilzı hıısüsları sunmak istiyoruz. Bu çalış mam ızda hiç
şüphe yok ki, arşivlerimizden ve vekayi'namelerimiz ile diğer mebaz la rdan elde ettiğimiz yeni malümat, bah is kon usu yazı mızın esas ı nı teşkil etmiş olacaktır.
Fener bahçe'nin
Coğrafi
Mevki'i :
Fenerbahçe, bugün Is tanbul il
sınırları
içinde olup,
Kadıköyü
kazasına bağlı bir semt adıdır ve coğrafi mevki 'i itibariyle lstanbul'·
un Anadolu
yakasında, Kayış-d ağı 'nın güney- batıaın da
bulunmak-
MUnlr Aktepe. e KAg-ıdhln e'ye dlir bA.zı bU;gi.len ısmail Ha kk ı Uzunçar§1l1 A. rmağanı, Ankara 1916. 335·363. Ayr ı ca bk. Jean Thevenot . 16S.6-16 S6'.
2
dt:ı Til rk tyt: ı tre . Nu raş Yıldız, İStanbu l 1918, s. 70, 16. M elUng , Voya-ge
tOre'$qıı.t:
ete
Ct»U tc:uıt inople
P it-
et des " ve.. du BO$ph.ore, Par18 1819. c. i ve II. muhtellf yerter: Ahmed naaım, ,Ruimli ve hari ta h O.snuı"h T a rih i, İstıınbul 1327/
1329. c. m. 8. 1321.1339, fAlde 2ei.
3 :otuu rter Erdoi'an. eOsmanh de vrtnde ts taubu l bah~lerb Vaktflar Der.
g ıs f~
An kara 1958, e. IV, s. 82·H9 .
FEl'o."ERBAHÇEst
351
ta dı r. Batısında K alami ş
koyu, kuzeyinde Fi kirtepesi ve Göztepe,
da Erenk öyü vardır. Güne yi ise tamamen Mar mara Denizi 'ne aç ı lmak tad ır. Fe nerbahçe, hey'ct-i umümiyesi itiba riyle, kuzey doğudan, gün ey batıya doğru, !>larmara Denizi'ne uzanan bir
yazı m adadır ve bu yarım adan ın güney batıs ında Fener-burnu, gü.
ney doğusund a da Laz·burnu den ilen iki burun mevcutdur . Her iki
burunun aras ın da, Fenerbah çe Körfezi yer almakt adır. Fener -burnu
önü ndeki kayalı klerdan ( Yılan adalarından) en büyük kaya üzerinde ayrıc a, bugün Çakar ad ı verilen küçük bir Fener daha vardır ve
bun un bulunduğu kayahğa Yı lan-taş ı veya Ö reke-taşı ad ı dah i verilmektedi r-, Yarım adan ın kıyılanndan Itibaren kuzeye d oğru yü kselen arazi ise , vaktile üzeri çeşitli ağaç l arla örtül ü, bağh k ve bahçelık yeşil bir sah a yani meslre yeri idi'. Bu yarım ada evvelce özel
bir t ren yoıiı ile Haydarpaşa-Ba ğdad demir yoluna ba ğl anıyordu. Fakat Mart 1970 tarihinden itiba ren söküımeye başlanan bu yol, hillen
tamame n kaldırı lm ış durumdadı r.
doğus und a
Fener bahçe'nitı
Ad, ve Td rihçesi :
Bugün Fenerbahçe adı nı ve rdiği m i z yarım ad a üzerinde, ilk zamanl arda 1ras ila hesine a id bir mabe di n bulunduğu ve bununla da
yarımadaya çok eski devirl erden itibaren 1rea adının verildiği rivil·
yet edilmektedir. Ayni zamanda, yarı m adanın b atı burnu ucunda
olan kayalıklardak i Küçük Fener ile bu fe ne rin üzerinde lıı!j a olunduğu adacı ğ ın adın a dahi 1reas denildiği matümdur-, Bizanslılar devr inde ise, bugünkü Fenerbahçe yarım adasına Herelen yahud Junon
(Here ) fen eri veya Hieri on tesmiye ediliyordu' . Bahis konusu maR eııad Ekrem 1{oçu.
Istanbul A n.tikloped iai, e. X , s. a623·2:j.
RAif , .Mtr"dt ~. Ista Kbul, Istanbu l 13H, s . 17 v.d. : Mehme c1 Sar A.
D elfl ü'l-A sitdne, !Stanbu l 1331. s . 277 v.d,
"
5
}ı.{@hnıed
ii)
Er~mya Çtl ebl K(jma rclyaıı, lsta"1Jtıl Ta r Ott, XVII . aeırda İstanbul.
Hrand D. Aııd reesyen te rcümes i, Istanbul ı9~2, s. 3 03 'deıı na klen bk, tne lc1yan.
Bw JU SaJlfiyeltrl, ve aedık 1794. s. 50 v.d. De Patrta rc he Constantios. Con stantmiade. Ccns tantt no ple 1846. P . 19 3 v.d. ; P .G. Ineıcıyan . XVI IL. a.3"1n:fa fa ta nhııl.
Hrand D . An dreasya n te rcümesi, Istanbul 19 ~ 6. s . 112.
7 Dr. P.A. Oethler, u B08p h o ~ et COMt on t btop ~. D s"crtp t{Octl topogrophi·
qu.e e t hi.storique , v tenae 1873. P . 76-7 7; Celtı.l Es 'ad, E 8k f 18 t<ı n bul. Abfddt ce
MeMNI.si, Is tanbul 1S28. s . s5 ve A. Sa lm, t statlbul ve EIJki eBerleri, h tnnbul
1933 , s. 1S6 .
352
ha lle, XVI.
ll. ı.rONlR AKTEPE
yüzyıl vesikalarında
Kelemiç
(= ~)
ISTA X Bt:L F EI" ERBAH ÇE S!
burn u
adının
ve-
rildiğini
dahi görmekteyiz'. Ancak Kanuni Sultan Süleyman devrinde buraya yapılan büyük fen erden sonradır ki , Türkler mezkür mahille Fenerbahçe veya Fenerlibahçe demeğe başlamışlardı'. Diğer
taraftan, Fenerbahçe burnunun batı ueundaki kayalıklar da, son zamanlarda Yılan adalan ismini almışdı,
Yukarıda bahia konusu ettiğimiz üzere, 1ras !lihesine iid bir
mibedin bulunduğu söylenilen bu bölge , Bizans devrinde ve çok da ha önceleri hüküm darların. imparatorların rağbet ettikleri, bağlık
bahçelik mimür bir mahil idi. Bizans imparatorlanndan J us ti nian us ,
burada imparatori çe Theodora'nın ikAmeti içün yazlık bir saray
yaptırmıştı. Theodora, Istanbul'daki ih ti lAllerden ve şehrin gürültü.
lü hayatından uzaklaşmak istediği , rakit buradaki sarayına çekilirdi. Daha sonra gelen Bizans imparatorlan da zam an zaman bu sarayı timir etti rmiş lerdi. Bizı Bizans impara torları ise , Anadolu seferleri içün Haydarpaşa sahrasında toplanan Bizans ordusunu u ğur­
la mak gayesiyle karşı silıile geçtiklerinde. bugün Fener bah çe adını
verdiğimi z mahıildeki saraya gelip, bir müd det burada kalır, daha
sonra da kayık ile Ahırkapısı, yani esas saraylart tarafına geçerle rdi. Bizans donanmas ının . bi zı Akdeniz seferi dön üşlerinde, havanın
müsait olmad ığı anlarda Kalamış körfezi önlerine de mirlediği , için .
dekilerin Fenerbahçe'de olan Hieria Sarayı'na çıktıkları dahi görlllmekde idi'· . Mebmed Ziya Bey ise, Istanbul ve Boğaziçi isimli eserinde . Bizans imparatorları şayed denizden !stanbul'a gelirse, iakelede karşıla nırdı. Anad olu seferinden avd etde ise, ya Haydarpaşa
Sarayı'na veya Hleria (Feneraki) Sarayı 'nda evvela bir müddet t evakkuf eder ve yal dızlı kapıdan içeri girmek içün oradan .. . yolları.
na devam ederlerdie diyor " .
Mezkur mahalde, ayrıca Bizans devrinden ve belki de J ustinianus zamanından kalma iki kilis e ile liman te'sisleri, form dehlizleri, umumi bir hamam ve sahrıne harabeleri bulunuyo rdu. ~tesela
KanCnl Sultan Süleyman·ın U_kOdar kadLIma ferm Anı. Topkapı sa.rayı
A111vL E. M 16.
Enmya Çelebi Kömürc:iyan. Jataftbd TonA'- l&taııbul 19Ş2. s. M .
Dr. A. Mordtmanıı • .-Dle Hatenquartiere von Byzaııv M Ute U.u.geı. da
De&ct.cA.eıt EZlC'N~ ·cılılb tn. Con.stantiaopel , 189ı Hen III . Constanttnopel,
P . 18.
II Dk. Adı g e çere eser, bta.Dbul 1336, c. 1 So 231 -32 .
8
MÜzesi
9
10
353
Bizans imparatorlarından Makedonyalı i. Vasil'in, burada bulunan
bir sabrıncı temlzlettirdiği ve bizı bina l arı da timir ettirdiği kayd
olunmaktadı r, Ancak bu eserle ri n hiç birin de kitibe olmadığı içiin
bugiln tari hleri hakk ında mUsbet bir şe)' s öylenemiyor, XVIII. yüz)"11 Ermeni mücllirl erinden P.G. Inciciyan'a nazaran, bu semtde "c
kayalar üzeri nde , evvelce Grekee yazılı bir kit&be mevcu tdu, Fakat
1816 yılında bu kitibeyi Avrupalılar alı p götürmüş lerdi . Xiteklm
üzerinde, görüşen iki adam kaba rtması mevcut bir başka aşı dahi
Avru palılar, çok sonraları, Fenerbahçe demiryolunun yap ıldığı esnada buradan sökerek , Berlin müzesine nakl etmiş lerdl v,
Hulasa, Bizans devrinde güzel bir sayfiye mahalli olarak, yazlık
saraylar ve diğer te'sislerle meskün bulunan bu yarım adanın , Osmanlıların !Stanbul'u f ethinden sonra da padiş2.lılara mahsus yazlık
kasırlar, bahçe ve mesire yerleri ile ayni önemi muhafaza etti~ görü lUyor . Mesela. XVI. yüzyıl ş3.irlerinden Mustafa sa'i Çelebi 'nin
Tetk iretii'l-Ebniye'sinde, M inıa.r S inan 'ın Fenerbah çe Sarayı 'nı tecdlderı bina ettiğini ve meşhür Osmanlı seyyahı Evliyi Çelebi'nin,
Fenerbahçesi'ndc Yavuz Sultan Selim 'in umüma a id olmayan latü
bir cami'·j has yaptınlığını; II. Selim 'in da hi buradaki te 'sislerde
kaldığını kayd etınesi hus üslarma dikkat edili rse, bu mahallin Osmanlı lar devrinde hilkümdarlara, yani Osmanlı p adlşahlarına aid
özel bazı binaları ve bah çeleri ihtiva ettiği açı kça an laş ı lır". Diğer
ta raftan devrimiz m imarlarından olup, burad a bazı kazılar dabi
yapmış bu lunan Sed at Ha kk ı E ldem, ç alı ş m a larında Fenerbahçesi
içün . Sulta n II . Mehmed, I. Selim ve I. Silleyman zamanlarınd a ya pı lan inşaat ve yeniliklere di ir kayıdlar vardır> diyor".
Öyle anlaşılıyor ki, Fenerbahçesi 'nin Osmanlılar devrinde esaslı şe kilde i marı, XVI. yüzyılın başlarında ve bilh assa Kanüni Sultan
12 Hraı:ı d O. A-n d..rt:uyım'ID tercümest olan. XVIII. a.nrda. l.ta" hwı adlı
es erden naklen. lneıeiyan, R ıZan.. Sat//il/eterl. Ve:ıt!dik l i g". 8. :in ..·.d.: P atrtarcbc CollSta.Dtios, A ırK f ese r. s. 193 v.d. : Dr . PA. Detnıe r, Le Bo.ap1ı.on et
CotUta"ı mople. vreeae 1813. P . 77 ; ceuı Es 'ad , E.kl l.ta "b tııl, 1sta.ı:ıbul 1328,
s .85 v.d. : Ayn ı yazar. KadıköyV hokkmda tedklkJt -1 beledivye, İStaııbul 1329• •.
IS ; Charles Texıer. K Wçiik A ŞJld, AU suee ıere.• latanbul 1!39. c. i . s . 1 39~U O.
13 Ev UyA Çeleb ı" Seyo hat KdJ'M, Istanbul 13U, C, i. i . ·n 3. c . n. s . 60 ve
c. nı. .i . 4.3 7; Rıtkı )(e1o.1 :ıı:~ r1ç. M lmdr SiNan. HOJıl4h ve E.e-r~n. Ankar a 1965,
i . 118 ; Meydcut-Larov,ue, c . IV. s. 587 .
U Sedat Hakkı E1<%t'm. K Öfkler ee K Utrla r, e. n. s . 61.
Tarih Dn-gi$' F : tU
M. }olONtR
354
AKT ~PE
Süleyman devrinde bu mahalle yapılması kararlaştırılan fenerin in şasından sonra ele alınmıştır. Bu hususta kaynaklarımızda fazla bir
malüm at olmam akla beraber, Reşad E krem Koçu , Istanbul A.ı.riklo­
pedisi"nde, genelolarak şunları yazmaktadı r.
• Fener bahçesi deniz
feneri :
Yanm adanın batıya doğru uzanmış burnundadır. XVI. yüzyıl­
da Kanünı Sultan Süleyman zamanında bu mevki 'de padişahlara
mahsüs bir bahçe, Fenerbahçesi adı ile anıldığına göre, bu deniz fenerinin daha o zaman mevcut olduğu aydın olarak bellidir. Muhtemeldir ki, burada ilk deniz feneri Bizanslılar zamanında yapılmış
olsun. CellU Es'ad Bey , Eski Istanbul adındaki eserinde, Bizans devrinde burada bir kulenin mevcud iyetini kayd ediyor. Fakat bu ku leyi bir deniz feneri olarak değil, onun eski devirlerde ateş ile muhaberelerde kullanıldığını söylüyor" .
Bugünkü deniz fen eri kulesinin XVII. yüzyılda, IV. Sultan Murad tarafından yapıldığına da ir, çok sonraları yazılmış kayıdlar vardır. Bizce IV. Sultan Murad bu feneri ih ya etmiş olabilir. Biz sarlh
bir kayda rastlamadık. Kıyı emniyeti bakımından Fenerbahçesi deniz fe nerinin her gece ışık vermeye başlaması, 1253 (1837. 1838 ) de
başlamıştır" . Fencr kulesinin kitabes! yoktur. İnşa tarihini tespit
ede medik. Bugünkü kul enin de II . Mahmud devrinde 1837·1838 ara15 cew Es'ad Bey bu hus(lsda fUnlan yazınaktadır :
e Fe nerin uk& t&rafında içe riye dOÇU büyücek bir daı g6 rQnür ki. buraya Oamanlılar Kay1J cıaıı teırn lye et mişle rdir. B1zana vaktinde burada bır manu tır varmlf ki. el'aa td. rına. tuA.d üf olunur: ha ttA oralarlDI tedkık ederken.
bizzat top rak lç lnde bır c;;ok mozayıldar buldum . Bu mlUlutırm yanında. bir
de mu hlbetlt- ı raaadiyey e rna.hstl.t b ır ateş kuleal vardı kı. bu kule dige r tepeterdeki kulelerde yakılan ateşle r v u ı tu lyle muhAberc ederek, a1dıgı ~ret·
le ri F ener bahçe 'de bulunan kul eye, o da ka.rtıda.. ıstanbul 'da, Saray-tçt'ndekt
kuley e vere re k bu veeb üe hu dut d.a d Q.ıj man zuhQ.ru ve saire htllIı.de, mu hlberA.t - ı
'eM tcrasuıa htemct eden1b, Bk . Bak i l ..ta1'lbul. Abiddt ce Mebd1'lbi. Istanbul
1328, s. 86 ve aynı mü eütr, Kcuük~vG 1lakktltda f~kfkaı·ı b~ledfvye, İStlU:Iibul
1329, li. 16.
16 Rqad Ekrem Koçu, h er ne kadar, Fenerbahçe tetlerinin 1253 (1 8371838) tArihinden lUblren, he r gece ı..ık vermeye ba~1ad.ı~nl kayd ediyor iM de,
xvn. yüzyıl Ennenl ma ellifle rtnden Eremy4 Çele bi Köm ürelyan. bu tenerm
ISTANBUL
F E~ ERBAHÇE S t
355
s ında yapılmış o lması
muhtem eldir. 80, 21 metre yiiksekliğind e kesHer a ltı saniyede bir beyaz ş i mşek göster ir.
I ş ı ğ ı on mil aç ıktan görill üt-.. .•" .
Reşad Ekrem Koçu'nun kayna k göstermeden verdiği bilhassa
bu son bilgiler ve Kanuni devrinde yap ılan fener mes'elesi hakkın­
dak i tahminleri, Topkap ı Sarayı ~{üzes i Arşivi 'nde rnevcüt bir veslka ile bu gün artık tamamen aydınlığa kavuşmuş bulunmaktadır.
K arıaatirnizce , Fe nerbahçe burnunun önünde ve k ayal ık l ar üzerinde
olan ilk küçük fene r, yani lreas feneri, Bizanslılar devrinde dahi
kullanılmı ştır. Fakat zamanla bu fener muattal veya kitayetsiz kalmış olmalı ki, diğer büyük fen erin Inşası lçün Kanüni Sultan Sül eyman, 21 Mart 1562 ( e vas ı t- ı Receb 969) tarihinde, aşağıdak i husüsl
f erm an buyurmuştu.
me
taştan yapıl mıştır.
K öııUni
Sül eyman'a a id
fermiının
Kanuni Sultan Süleyman 'a
metni aynen
iıid bır tuğradan
şöyledir.
sonra meti n
kısmı :
. K ı dvetü ' l ·k uzat ve'l-hü kk üm ma'din ü'l-f azl ve'l -kela m Mevliı ·
na Os küdar kadısı zlde fazluhü, tevk r -t refi' ·i humayfın vasıl olıcak
ma'l üm ola ki, haliya Kad ıköyii dimekle ma'rüf mahalle karib Ke-
eOemUerl ka yalara ça rpmakdan koru mak içU:ı he r gece sabaha kadar bil" yilgtbi parladı flm yazıyor ( B k . Idatıkı Tarihi , XVii. a,Jtrdo l ıfatab u' , H rand
D. Andrea.sy aıı terc ümest, İstanb ul 1~2 , s . 54 v.d. ).
KezA XVm.. yüzyl1 vak'a-nQvtal~ rinden R4..(1d dahI. hicrl 1133 ( 172Q.1721)
aec.est olaylan meyAnında bu fener hakkında. tu malClmAtı "'erm ekt edlr :
c. .. Fen erbah çesi'nde o1&n te ner gibI Kızkulesi'nde dah i bIr kandil Icld ve
lkld olunmak mülhem-I tab'-ı nakkld-ı hazret-I sadr-ı Aıt td.bet-mu'tld olma tın bundan ek dem ku le -i m ea ıeüreuın bir taratında bir ka ndll-i f UrQzan ın,,! ve
IcAd ve her gece Fenerbahçui renert gibi lkid olunu p.. .• ve c .. . F ea erbehees t'nde Karadeniz Botazı'nda olan fene rler klrgtr olup , bunun d.ah1 kArgtr binA. olunması iStıhsa.n ve ... . oldu ( S k. Tdrih-' R4fid. !stanbul 1282. c. V, i . 300 ) .
Görtl!Oyor ki. Fene rbahçe te Derl, x v n . ve X VIU. y(lı::yıl1uda dahi klrgtr
olarak ve her gece devartılı ııekUde ı.ııık veren bir fener vazly elindedir. D iker taeenee, X vııı. yu.zyıI m Ik lnd yarunnda yafAyan ve bUhusa İstanbul'u n cAmi'
ve meııcldleri hakkuıd& genl{ bilgi veren müelltrleedea HUseytn Ay van sarayl
de e Foenerbahçes l'ode bır ma~o..s kul e vardır ki. aetln elerin gecelerde m Ariır
ve u bü rl a rı ıcun bAlA.amda kebl r kandil yanar. . .• dlyo r (B k. Ilod lka tü'l-Cevd mt'.
lstanbul 1281, c. II. s. Z50).
17 B k. ııı:tanbtıl .An.sikl oped" i, c. X. s. 562 1 v.d.
d ız
:M. ~ıuNtR AKTEPE
ISTAN BUL FE~ERBAHÇESI
Iemiç-burn u Dam mevzi'de m üsl ümanların ve gayrin gemileri gece
ile gelüp geçerken fan Us olmamağın, ekse r zamanda taşa çalup zarar ve ziyan o lmağın, kı d vet ü ' l-havass ve't-mukarribin, umde-i 85ha bü'l-izz ve' t-temkin, mu'temedü'l-millük ve's-selat ln enis ü'l-hazreU'I-aliyyet U's-sultilniyye celis ü'd -devleti's-senlyye el-hakaııiyyeti'l­
mu htassu bi-mezld-i inayetillahl'l-ma tl üb Kapum ağası Yakub dilme u1Uwehu milill-i mezkürda bir fanUs yer i bina etmek murad
edinmeğin, buyurdum ki, müşiuiin-ileyh zikr' olunan maJıilde fan Us
yeri bin a etmek istedikde, hilM·ı şe r' -i şe rif kim esne ınfuıi ' olmaya.
Şöyle bilesiz a1amet-i şerife i'timad kııasız. Tahrire n fi evasi t- ı Recebü'l-m ürccce b sene tis'a "e sittın ve tis'a mJe (969) .
ni. görüyoru z" . Keza XVII. )ilzyılın son yarısında yaşayan şili rlerl­
mızden ve Fenni mahlası ile meşhür olan İstan bullu Mehm ed Dede
Efendi de, SAhll.nam e'sinde, Fener ba hçesi i çün yalnızca şu beyU
356
Be - makam- ı
Kostanti niyyetü'l-mahmiyyea" .
Yukarıd a gördüğümUz
vechile, inşası ele a lınan fen erln tamamsonra bu mahill, Osmanlılaz devrinde de milmür ve yeşii bir saha olarak önemin! muh 1ı faza etmiştir diyebiliriz. Nitekim
Kanünı Süleyman devri ve n. Selim ile nr. ~ı urad de vir lerini yaşa­
mış olan Mimar Sina n 'ın Tuhfeta'l-Mi'mlirin adlı eserinde, bi r Fenerbahçe S aray ı 'nd an ve onun tecdidinden bahs olunması " ve ~ıu­
zaffer Erdoğan'ın, ilk de!'a hicrl 991 (1583) tilrihli ~I evacib Defterl'nde, Fenerbahçe (Bahçe-i Fener) adının geçmiş olduğunu yazmas ı '· husüslarına dikkat edilirse, an cak hlerl 969 (1562) tAri hli
fermandan bir mUddet sonra bu mahallin ismi nin Osmanlı mehazl arında yer almağa başlamış old uğu söylenebi lir.
Mamafih bu bilgiler dahi, g örül d üğü üzere çok yetersizdir. Daha sonraki devirlerd e, mesela XVIL yüzyılın ortalarında yaşayan
Ev liya Çelebı 'ni n dahi bu h aval ıden ba hs ederken, Fe ner bahçesi içün
sad ece . HUnkAn n Fenerbahçea is ifadesini ku llanm akla iktifa e ttiğilanmasından
il
l
18
Topkapı Sarayı
MUzest Artıv i . E. :if76 . Burada bahl. kcıı usu edilen
bugünkü FeDerbahçe burnu oldutunu. Topltapı Sarayı MUtasnıf ifdcıı Ord. P rof . b man Hakkı Uzunçanıılı , tunif ttşlerine
K~l e m lç~ bumu 'nuD .
see t Ar~VrD I
ka yd etm1ıj bul unmaktadır.
19 Rıtlu MetAl ),{crlç, .Himd r Sinan. Hay41l ee E.se'rlm. A nkara 1965. 5.
40 ve LLS,
20 Sk. «Os maıılı devrinde İs tanbul bahçelen, Vakıfltır Derg" '. c. IV, s.
ı 74 .
357
yazmışt ı r.
. ... Fikr-i ruhsarı ile yandı tenlm bilmez ml
Aceb ol mAh Fener bahçesi'ne gelmez ml
Gaılba Fennl tam am eyllyecekdir zevki
Adalar _eyrine düşmüş o perlnln şevki.".
Ancak 1637 yılında İstanbul 'da doğan ve 1695 senesinde yine
!Stanbul'da ölen Ermeni yazarlarından Eremya Çelebi K ömürciyan,
1661-1681 yılları arasında kaleme ald ığı Istanbul Tarihi adlı eserin.
d~, bun.laı:a nazaran, Fenerbahçesi hakkında biraz daha Wsllatlı şe­
kı lde bılgıler vermek tedir. Meselil :
_ . .. . Uzak dan gör!lnen adalar ile Keşiş -d a ğı ve padişahlara mahsus olan Fenerll-bahçeyi temaşa et .. . ». - Kadıköy'den Fenerlibahçeye
k~: ~zanan sa~~ ~~ıeri okşayan bağlarla örtülüd ür . Burada k öş­
k~ onilnde, d~nı~ın ıçme atı~mış metin bir temel üzerınde ye k pare
bır h.eykel gıbı yüksek kulenın tepesinde fener yanmaktadır. Bahçe
ve koşk, yarım günlük mesAfeden görülmekde olan bu fenerin adı ile
yad edilir. Fener, gemiler! kayalara çarprnaktan koru mak içtin her
gece sabaha kadar bir yıldız gibi parlar. Çınar ve servilerle dolu olan
bu padişah bahçesinin karşısında, denizin içine uzanmış ve her ta rafdan görülmekde olan güzel bir köşk vardır. Akdeniz'den ve İz.
~t'den gelen ve İstanbul'dan giden bütün gemller, bu batıya nazır
k~~d~n temAşil edili r. Fenerin sol tarafından bır çok küçük ad alar
görülür. Arka tarafına düşen sahil ise, İzmit yoludur...• demekte-
dı r".
GörülUyor ki, bu bilgi ler dahi Fenerbahçe'deki binaların mAhIye.ti, şe.kiIJeri . ve, onların kuruluş tArihleri hakkında çok geneldir .
Halbukı Tü rk:ye y~ gelen bazı yabancı seyyahlar, Fener bahçe'deki
bu yapılara da ir bıze daha etraflı ma luma t veriyor lar, ~ıesela bunlardan en mühimi , X VII. yilzyıl seyyahlarmdan Grelo t 'dur. Grelo t
21 Bk . Se:yd1tatttdm4!l, İstanbul UU. c . n. s . 60.
22 HUsey in Ayvansuayı, Hadikata'l-ee ı.:d rni', c . II, 8. 254.
23 Bk. I.'althl Tan1lf. XVII. Marda la toııbul, Hra:ıd D. AndreasYııl.D tne ü mes ı, htanbuı 1952, • . 2 ve .54 v.d.
~ı. ~IUN ıR
35s
IS TA KllUL F EXERBAHÇE Sl
AKTE P E
seyahatniınesinde, Sultan II. Süleyman'ın haremi ile birlikde, zaman
zaman vakit gec;irmek içün bu cazib mevki'de bir köşk in§! ett irdiğini yazmakda , da ha sonra da, kôşk ve bahçelerin durumunu anlatarak bu mevki'in Panoramasını vermektedir", Bahis konusu eser den ~niş ölçüde faydalanan P ro f . Sedat Hakkı E ldem ise . Grelot '
nın eseri 16 O yılında neş r edildiğine ve II . Sul tan SUle>m an bundan
yedi sene sonra tahta çıktığına göre, köşkün bu sultan tarafından
in§! edilmiş olduğunu Grelot'nın iddia et mesi bazı tereddUdler uyandırabittre diyor" . Fakat Grelot'nın burada bahis konusu ettiği pa dişillıın, 1687-1691 tarihl eri arasında hükümdarlık yapan IV. ~ıeh·
med'in kardeşi ve Sultan ıbrahim'in oğlu II . Su lt an Süleyman olmayıp, Avrupalıların baziLo II . Süleyman dedikleri Kanüni Sultan SÜ·
leyman olması daha doğrudur. Bu iti bar la, bizim kaynaklanıDızdan
dah i anlaşı lacağı üzere, Fenerbah çe KöşkU'nUn ve F eneri ile bu a ra da yapılan diğer bazı binaların, KanUni Su ltan SUleym an devrinde
ve ondan sonraki padişillılar zamanında, esaslı şekilde ele alınarak,
Fenerbah çesi'nin ma mür bi r hale getirihniş olduğunu kabW etmek
doğru olur; ayni zam anda Grelot'nın verdiği bilgil er bakkında t ereddUd etmeye mzüm kalmaz d iyebiliriz. Diğer tar aftan, Prof. Seda d
Hakkı Eldem, Fener bahçe KöşkU ve bulunan diğer binaların durumu
ile bunlann planlan nı ve detaylarını , Grelot 'd an milad a , Laos'ın
1710 tarihli gravUrlerine ve 1704 tarihli tefriş listesi vesikası ile
tarihsiz diğer bir ves tkaya dayanarak, etraflı şekilde yayınladığı
içUn" biz bunlar üzerinde tekr ar durmayı faydasız bulduk. Ancak
şunu kayd edelim ki, XVIII. yüzyıl başlat-ında, yani III. Ahm ed' in
henUz tahta çıktığı bir sırada, burada Fener Köşkü, Şadırvan Köş­
kU, Derya KöşkU gibi bir kısım k ô şklerle, bun lann ön ünde birer büyü k Divan-hAne ve servis binaları, hamam, meseid, selsebil ve havuzlardan ma 'ad a etrafı çevi ren çiçek bahçeleri ve ni hayet Bostancılar'a mahsus daireler ile bir mescid vardın ve Fener Kulesi de her
gece sabaha kada r ı şık veriyordu. Fe nerbahçe'nin Ule devrinde
(1720-1730) , Xevşehi rli m .mad ıbrahi m Paşa 'nın sadnazamlığı zamanında dahi gözde bir mes!re mahAJli old uğunu ve buradaki havualardan birinin ihya edildiğini Nedim'In div anında mevcu t bir kasldes inden an lı yo ruz " . Diğer taraftan baz ı eserlerde bu köşk! erin her ne
kadar 1. Mahm ud zamanında harft b old uğu kayd edilmiş ise de",
Gudenus 1740 yı lı nda Fener Köşkii'n ü görüp, p lan ını ç izdiğine nazaran, burası X VIII . yüzy ı lın ortalarında, 1. ~ıa hmud devrinde dahi
önemin i muhiLfaza edi yordu diyeb iliriz. Ancak 1730 yılınd a, Patrona
Halil isyanı sırasında, diğer büt ün k ö ş k , kasr ve bahçelerde olduğu
gibi , Fenerbahçe dahi kısmen t ah rib ed il miş ve bir süre içün metriik
kalmış olabilir. Fakat mubak ka k ki, 1. ~I ahmud devrinde de piLdişilli
ve devrin r icali, zaman zaman buraya ge liyor du, Mese lft, i . Mahmud'un S ır katiplerinden Sa lM I Efen di, padi§!h ın emri ile kaleme aldığı
Ruzndme'sinde şöyle demekded ir : . 25 ~ıuharrem 1148 (17 Haziran
28
Bk. X edtm DJoo.u , A .
msı pın arlı
nefrl,
İstanbul 19 ~ ı , 8 .
219·22L.
cU sküdac'cta Fener-ba.t~s1ne :
Şt' henııt. h- ı mua111-pA.ye Sultan Ahmed ·t G1z1
Ki oldu d.ye·t adllnde AbAdan bOtUn dtlDya
üıbı1-lebdlr cihan &hdinde en \' A,'· l meserreüe
Hema:ı he r blr günü b ır lyd-I nevdır Alemln güyi
SltanbU1'un hele her cinlbin rCf k -1 behf.tt ettl
Bu da'vAşA. deltl oLur mu Sa'd·A.bAd'd.aJı a'lı\
Ç ıb ı kh , Gö iır.su alır g(ı -1e g'ÜIt' menı:iletler he p
Za.rni.n·ı de vlet ıade her blrt oldu cihan- pırt.
Eter &e)°r-etmedlnı;e her birmln ta rn-ı dıl - cüsun
Bu dy·ı dU-güpy ı ~r de anla anları a ev'a
Ki evvel o1mu~ 1d.1 hUsn-ü Anı l.şve&1 mes tur
K abı- yı köhne ~e bir diı-mM-yı mlh-rQ. A.s4.
Pes ol destür - ı zt-tan nAib-1 hOf-tab'- ı dAnAya
Buyurdu tl ki tarh· ı dU-ttrtbl.rı. eee mUstescA
O mt'ma r-ı hUner de eyleyıp u d f evk Ile hldmet
2-1 Grelot. R~latiOft, N ow.t:elle d'UM VOll(1!1~ M COn.ttdtltÜlOple. Pa", 1680,
8. "':lı v.d , Eremya Çelebi Ke müre lyan. blOK bul TdriAi. X VLL. a81rdB l.rta "b"l, Is·
Güz~l
pik1ze ma'nA thtl rl' et t ! hele hakk!
pilke ba.k da etee-ı yArı grUr y .A:da
mahll gö r de M rt Dlydütun bU klmet- I bAJA
Ş u havz-ı
ta nbul 1952, i. 3034 .
Sedad Hakkı El dem. Kaş kıer ee Ko.aırZ4 ,.. c . II, s. 69.
sedad Hakkı Eldem. KÖfkle r t.:~ Ka ltrwr, e . n. s . 61-9-1: .
HUseyin. Ayvansara)'t. Hadtka tM'Z.CWt1"'i'. ıstanbul 1281, c . II. s. 250 ~ 1; ~(usta.fB. Xurl Paşa, Xetdyici'ı· VuJcıı;'4t. !stanbul 1327. c . nı, 8. 93 ; Tayya rz.ld~ Ahm ed Atl. T4rih -i Atd , talanbul 1292. c . i . 8. 58. 30S v e 310 .
359
Şu
~
2ô
21
B u m ısra"l a N edlmA. dedi tahs in blTle t.A:rf h ln
Bu nUzhet -glhl IbrAhtm
29
PA4ı\
eyledi thycb.
nk. T iirk AuiklofUldi.tl. c" XVI, sO233:
Meyda,, -Ları:;ru.t&e',
e. IV, a .687"
M . MU NtR AKTEPE
360
ıSTANB UL FEXERBAHçEsı
Perşenbe.
Sanda! ile Fenerbahçesi'ne gidildi. Büyük havuz
kurulan çadırda bir mikda r gölgelendiler. Son ra deryil
tarafındaki tentenin altına gi tdiler. Denize para at arak nedi mIerln,
dilsizleri n , cüceterin ve çavuşlarm para kapışmak içiln esvabları ilc
denize atılmalarını seyr etdiler. Deniz Içindeki bir kaya üzerine dest!
konulup, tüfen k-endilz kullarına nişlin atdırdılar. Hazı rlan an muhtasar yemeği havuz başındaki çadırda, taht üzerinde yedil er . Nedimlerine evle faslından çal up söylemeler in i işaret ettiler. Sonra karadan Has-cdalı kulları ile mu htasarca Yemişci-başı ku llarının kon a ğına gitdiler
Böylece, gerek Salam Efendi'ni n Rüznilmesi'ndeki
bu ifad eye, gerekse Gudenus'un verdiği planlara dayanarak diyebili ri z ki, L Mahmud devrinde de burası henüz padişlihlar tarafından
ziyaret edilen bir mesire mahal lidir.
Sedad Hakkı E ldem, Fe nerbahçe'de yap ı lan hafriyat sonunda,
buradaki binaların Iki devresi olduğunu yazıyor ve . Bir inci yapı peri yodu hangi devrin ese ridi r. Bu nu şimdiki hiıJde kat'lyetle tayin
etmek kabil değildir. Fakat XVI. yüzyıl en geç olarak kab ül edilebilecek bir tarihdir. Kalıntılann Fatih de vrine a id olmalan da imkansız değildir. Binanın planı ahşab revilk ile kargir kısımların durumu,
bu köşkü Edirne ve 1stanbul'dan bildiğimiz Yeni-Saray Arz-odaları'·
na çok yakın göstermektedir. " demek sureti yle, buradaki köşklerin
eskiliği hakkında açık bir fikir veriyor. Ona göre ikinci periyot, yani
buranın esaslı şekilde tadila t görmesi Ise, XVIII. yüzyıl başlannda
olmuştur ve bu değişiklik, daha ziya de Lao s'un 1710 tar ihli resimleri nde göriil mektedi r.
Bütün bu mütiı!aalar sonunda şu husüs ortaya çıkıyor. Bizanslılar zamanından be r i bir sayfiye maha lli olarak kullanılan bu saha ,
İstanbul'un fethinden sonra da önemini muhafaza etmiş ve Fatih
devrlnden itibaren, i. Selim", Kanünl Sultan Sül eyman" ile IV.
~ıurad" gibi padlşiihlar zamanında ve da ha sonraki asırlarda. XVIII.
1735 )
kenarında
SaLAht Efendi, Rliznd lft4!!: t."4I!1fa zab t· ı Vek.!yi'-i
'Cntvers lte KOtQphlnes t, Türk çe Yazma. Dr. 2518. ve. 6 /b -1Ia.
31 seda t Ha kk ı E!dem, A.ynı eaer, s . 76 .
32 E;'llyA Çe lebı' S-ydlla""!",,,. e. i, s . 473.
33 Rıtkı Melm ),{eriç, ınmcl ,. SütlUt-Hoyall ee E serim. An ka ra 1~. s .
30
Ha..ı1ne· 1 hAssa. Sır·kJ.t1b l
Şeh riya ri.
us .
34
Tay)'u-ztdc A hmed AtA,
A nsiklope'd..,. e. XV I. 5 . 233.
Tarih- ı
AM,
İstanbul
YÜZYılın ikinci yarısına gelinceye ka dar , zaman zaman onarılmak,
biızı binalara ila "eler yapılmak ve baze n de esaslı tadilat görmek
suret iyle, Osmanlı padişlihlan , vezir leri ve sair devlet adamları tarafından yazlık bir mahal olarak kullanılmıştır. Mesela Kasım 1703
(Receb 1115) tari hinde, Sadrtazam Ka vanoz Ahm ed Paşa 'nın . devrin ye ni pad işahı II I. Ahmed'e, Fenerbahçesi'nde bir ziyafet vermeyi
düşünmesi hususuna dikkat edilirse, bu rasının XVIII. yüzyıl başın­
da ne derece milmür bir yer olduğu daha iyi anlaşılır". Bundan maa.
da, Hacegandan Osman Efendi'nin oğlu ve III. Ahm ed devri ulemasından olan meşhur Ahmed Tili b Efendi'nin, XVIII. yüzyıl başların­
da, Fenerbahçesi mukabilinde iuşa ettirdiği kasra, devrin Şeyhülis­
lıimı ile Kapudan Paşa'yı dav et edere k, ziYafetier vermesi" dahi, Fenerba~çe'n in bu devirde henüz gözde bir mesl re mahalli olduğunu
bıze goster me ktedir . Ancak bundan sonra, yani XVIII. yüzyılın ikincı yarısı başlarından itibaren burasının pildişahlara mahsüs bir yer
olma öne mini yavaş yavaş gaybetmeğe başladığı anlaşılıyor.
Fenerbahçe sayiiyesinin öneinini gaybetmesinde, belki de Boğuiçi 'nin ziyad esiy!e rağbet bula rak XVIII. yüzyıldan iti baren orada yapılmaya başlayan yeni sahilsarliyların büyük ro lü olmuşdur
diyebiliriz. Bununla beraber , yukanda dahi gördüğümüz üzere,
XVIII. yüzyılın başlanndan itibaren, Fenerbahçe'nin adına, tari hle.
rimizde yine sık sık tesadüf etm ek teyiz.• Iesela Sadrııizam Amca.
zade Hilseyin Paşa'nın yeri ne sadarete tayin ed ilen, Bağdad valis!
Daltaban Mustafa Paşa, İstanbul'a geli rken, evvela 21 Eylul 1702
(28 Rebi 'illahır- 1114 ) tarihinde Fenerbahçesi'ne uğramış. burada
İstanbul Kaymakam. Yusuf Paşa tarafından şerefine düzenlenen
ziyafetde bulunmuş ve Arnca- zade Hüseyin Paşa'nın kethüda larm,
dan Zülfikar Efendi·zade Osman Ağa ile Gümrük-emini Doygun
Mustafa Ağa'nın hediyelerini kabülden bir giin sonra, Edirne'ye gitmek Üzere Fener bahçes i'nden ayrılarak, Florya bah çesine geçmiş­
di" . Diğer tarafdan 26 Ocak 1704 (19 Ramazan 1115 ) tarihinde şey_
hülislamlıkdan azı ed ilere k, Bursa'ya süriilen !milm-, Su ltlini Mehmed F..fendi, Dergi h.• iili Kapucu başılarından Küçük Hasan Ağa
vasıt""iy!e, Fen erbahçes i'nde biizır bekleyen bir çekdiriye bindiril~
1292 , e . i . s . 58 : T Urk
361
36
31
Bk. Rıl.fld. Td rih. teteeeuı 1282, e. III. 8 . 105.
Küçilk Çelebi-uCe İsmail As:m. TdriA. Istan bul 1282. s . 17 ı.
R~1d. Tdrlh , Ietaeecı 1282, c. II, i . 538 -40.
..
M,
362
~ıuN1R
ISTA l\'BUı.
AKTEPE
FE." ER BAHÇESl
363
mek s uretiyle, Mudanya üzerinden Bursa'ya götürülmüşdü". nı. Ahmed zamanında Kub be vezi rliğine yükselti len Seyyid Firan Hasan
Paşa ise, Sadnazam Çar lulu Ali Paşa'nın husümeti yüzünden, 26
Ağustos 1707 (27 Cernaziyelevvel 1119 ) tarihinde, Çadır-köşkü'nde,
padişahın önünde sorguya çekildik den sonra , Bestanc ı- başı tarafın ­
dan bir sarıdal ile Fenerbahçesi 'n e götürülmüş ve burada Fenerel
odasının için de, fenere çıkan kapı dib inde bo ğdurulup, kesilen başı
Sarayburnu'ndan ve başsı z kalan vücudu da, Fenerbahçe önü ndeki
kayalıklardan denize atılmışdı'", Haleb " aıiliğinden sa daret içün tstanbul'a çağrılan Baltacı Mebmed Paşa dahi, 26 Eylü l 1710 (2 ŞA­
han 1122) tarihinde Fenerbahçe'ye gelmiş, burada ni. Ahmed tarafından kendisi içün h:l.zırlatılan bir çadıra inmiş ve padişahın emrini beklemeğe başlamışdı . Nihayet devrin şeyhülislamı Başmakcı­
zade Ali Efend i, ikinci vezir Fazıl Ali Paşa, üçüncü vezir Kaymakam
Abaza Sül eyman Paşa ve Kazasker Efendiler ile İstanbul Kadı.sı Mirza.zade Şeyh Mehmed Efendi, Nakib Salıaf-zade es -Seyyid eş-Şeyh
Mebmed Efendi, Defterdarlar ve Kapüdan-ı derya Mehmed Paşa gece yansına doğru Fenerbahçe 'ye gelerek, burada Baltacı Mebmed
Paşa'yı karşılam ış, bilahire bu bey'er bir ge ce Fen er bahçe'de istirahilt buyurdukdan sonra İ stanbul'a, Yalı-köşkü'ne dönmüşdü". Bu
tarihler den bir müddet sonra, 18 Mayıs 1731 (11 Zilka'de 1143 )'de,
canım Hoca Mehmed Paşa dahi Kepüdü n-ı dsryalıkdan azı edilince,
meşh ür Yalı-k ö şkü'nden , Bostancı Ağa sandalı ile evve la Fenerbahçesi 'ne götürülm ü ş ve bila hire buradan bır çek dirmeye konulup, Girid'in Res mo sancağı beyliğine gönderilmişdi " .
i. )'labmud devrinde, uzun s üre devam eden Osmanl ı- İran savaş'
ları sırasında, karşılıklı olarak iki taraf birbirlerine çok def'a elçi
yol lamışdı. Bunlardan bir def'asında !'\adi r Şah'ın gönderdiği Hacı
Han isim li elçi, üç bin kişilik maiyyeti erkanı ile büyük bir sal tanat
ve ihti ş am içinde, Bağdad, Haleb ve Orta Anadolu yolunu takiben
tstanbul'a gelmişdi. Bu sebeple padişah , Hacı Han', ve yanındaki
e d ilmiş d i ".
SUl hdAr' Fınd ı k.l ı lı Mehmed A ğa, N U3"re tnti me, Parm aksızo~lu neş rl ,
1966. c. n. Fas. 1. s . 210 ve Rqfd. Tô rih. Istanbul 1282, c . ııı . s. 121 .
39 SU!h4!r Fuıdıkl ı ll :\tehme d A t a, NWJNltNdm~, c. II. F as . 2, 8 . 236-37.
~O SilahdAr Fındı kld ı ::'otehmed Ag &. Nusrebtdme , c. II, Fas . 2, a, 263.
.n SAm I-Şlklz-.Subhl . T a ri h , !stanbul 1198. c. J. vrk. 23/ b v e oŞ'em'ddni­
=dM F mdÜ\':hh S Uley rnıı n Efen4i Tdrih l, :MUnil" Aktepe neş ri,. Istanbul 197 6,
c. i . s . 21.
42 saml-Ş'klr-Subh l., Td rih, c. L 190/8. ve .ş'em 'dd:nl-zdde F utdıklıl , Süleıy ­
Efendi Ttirih ~ . MUn1r Ak tepe ueşr f , İatanb ul 1976, c. I, s. 102-3.
43 · SA m l-Şt k lr -Sub hi, Td rih, İs tanb ul 1198, c . I, vrk. 2OO/ a ve ~ e m 'd6 1't I­
.tdd~ Fl1'ıd'lkl .ı. Siileyman E f'Yftdi Tarih i. ),t On lr A k te pe ne~rt . C. L LLL. 106.
H. Kadı Omer E fen d ı. Rıi ,tl'td m e-j Sultart .lfahmKd Han , ~ml e t K üt üphan est, A H EmIr! E!endi KitablttJ,. ae. 423. vr k, ·47tb.
,~
~ I!m'dıhtf· ı-ade Ft.ıd tkl ı Zl S üleyma " Efendi T4rih l, c. I. s . 133.
3S
İ sta n bul
adamları karşılamak, ayni zamanda bunları Fenerbahçesi'nde tayin
olunan yemekliğe götürmek üzer e, 5 Mart 1741 (17 Zi'l-hicce 1153 )
tarihinde mlhman dar olarak, eski Def ter eminieri nden Şerif
Hal il Efendi'yi me 'mü r ettiği i çün Şerif Halil Efendi, dör t beş yüz
kişilik adamlariyle Usküdar tarafına geç di. Fenerbahçesi 'ne yarun
saatli k mesafede, resmi bir karşı lama töreni yap ı ldı. Fakat bu esnada pr oto kolde, taraflar arasında çı kan anlaşmazlık yüzünden, Hac ı Han ile Şerif Halil Efendi ay rı ayrı yollardan, Fe nerbahçe'deki
ziyaf et yerine geldiler. Ancak Nadir Şab 'ın elçis i ve yanında bulunan sef aret hey'e ti m ensu bları , küskünlüklerini belirtmek amaciyle, sadece su ve sü t içilp ekmek yedil er. Hazırlanan yemeklere asla
dokunm adılar. Bir gün sonra da , Haydarpaşa ve Üs klldar yoliyle
İstarıbul'a ge çdiler- ".
Hacı Han 'ın yanında bulunan bu hey'et, Is tanbul'daki görevini
tamamladıktan so nra tran'a dönerken , yine Us k üdü r tarafına geç.
miş ve mu 'tad olan uğurlama törenine bu def 'a Şıkk-, evvel def terdarı Atıf Efendi me'mür edilınişdi. Bu nedenle 3 Temmuz 1741 (L8
RebiUliih ır 1154 ) tarihine tesadüf eden Pazartesi günü, elçi Hacı
Han'a, Atıf Efendi tarafından yi ne Fener ba hçesi'nde bir ziyafet verildi. Faka t bu def 'a pro tokolde berhangi bir anlaşmazlık zubür et mediğinden, gelen tran bey'eti badisesiz olarak İstanbul'dan ayrıl ­
dı " . Bu olaydan takriben bir sene sonra da , ik inci del'a sadarete get irilen H ek i m -o ğlu Ali Paş a, 26 Nisan 1742 (20 Safer 1155) 'de, Fenerbah çe'de şerefi ne düzenlenen bir ziyafete katılmış ve ayni gün
dönerek, S aray-ı büm ayün'da padişahIn huz üruna ç ık mı şd r", Keza
24 Ağustos IHi'de sadaretden azı ed ilen Tiryaki Ha c ı Mehmed Paşa 'nı n yerine vezlr-I a 'zamlığa davet olunan Eğri Boyun Abdullah
Paşa dahi Aydın'dan !stanbul'a gelirken, evvela Fen er bahçesi 'ne uğ­
ramı ş ve buradan vaz iyetin Darü's-sadde Ağası'na bildirilmesi üze rine akşam k aran lığında Beşiktaş' dak i canibi-Sarayı'na misaf ir
malı
M.
364
ML~
AKTEPE
lSTAN BUL FENERBAHÇESl
Bu bilgiler bize gösteriyor ki, Fenerbahçe, XVIII. yüzyılın ortalarına, yani I. ~Iahmud devri nin sonlarına kadar, Saray-ı hliına ·
yün'a merbüt faal bir malı8.ldir ve ttirlü ves ilelerle Fener bahçe'de
bulunan te'sis lerden istifade edilmekdedi r. Ancak bundan sonraki
dönemlerde Fener bahçe' nin yavaş yavaş önemini gilyb ederek, dah a
ziyade askeri bir alan ve genel mahiyetde bir mealre yeri haııne ge ldiği anlaşılıyor. Mesem 1759 senesi başlarında Fener bahçe'ye dikilen hedeflere toplarla atış yapıldığını gö rmekdeyiz. m. Ahmed zamanında. üçer kanlar güIle atar iki ade d top dökü!müşdti. III. Osman kendi devrinde, keza üçer kanlar güIle atan iki to p d ö kd ü rmüş
ve sonra da bu topları tecrübe etm ek maksadiy le «Tophan e' den Fenerbah çesi'ne, gerek üçer kantarhdan ve saireden, menzil ve sekdirme to plar atd ırıp, kend isi Sarayburnu 'ndan at ışları temaşa buyurmuşdu s » .
ikinci yarıs ı ortalarında, bilhassa O smanlı-Rus
büt Un şiddetiyle karada ve denizlerde devam etdiği, UI .
Mustafa " e ı. Abdülh ami d devirleri nde ise. Fe nerbahçe'nin durumu
hak k ında fazla bir bilgiye aihib değiliz. Fakat XIX . yüzyılı n başla­
rından itibaren, imparatorluğun siyasi durumu sebebiyle, İstanbul '­
un bir çok mahô.lleri gibi, bu sahanın dahi mec büren as keri bir bölge haline getirildiğinl görüyonız.
Napoleon Bonap art 'ın, Orta Avrupa ülkeler ine gi rerek . Rusya
üzerine yürüdüğü bir sı rada, yan i m. Selim zamanında, Devlet-i
a liyye gün ün siyiseti icabı bir ara Fransa tarafına temayü l gös te rdiği içün Rusya lle müttefi ki bulunan İngiltere, derhal mukabil f aaliyete geçmiş ve evvela İstanbul'dan Fransız elçisi Seb as tiyani'nirı
uzaklaşdın lmasını, daha sonra da İngiltere ve Rusya ile Osmanlı
İmparatorluğu aras ında mevcud anlaşmalann yenilenm esini istemiş­
lerdi. Bu devletl er, aksi takdirde Rus kuvv etleri nin karadan Devlet-i
aliyye topraklanna gireceği ve İngiltere donanmasının da İstanbul'a
geleceği husüsunda anlaşmaya vardıklarını bir nota ile Osmanlı
XVIU.
yüzyılın
savaşların ın
w-
paratorluğu'na bild irmiş bul unuyorlardı.
Fakat İstanbul'da bulunan Fransız sefir i Sebastiyani'nin te'airi yle Osmanlı Devleti daha ziyad e Napol eon Bonapart tarafını t utarak. Rusya ve İngiltere'nin müşterek te klifleri ne red cevabı verin46
İstanbul
Ş'~m~dô"f -%dde Fu«hkhlı SW1e y ma " Efetl di
1918. c . IllA. J. 31.
Tdr'hi. MU-Dlr A,ktepe ııeırı,
365
ce, sonunda iki taraf savaş haline geldi ve 23 Aralık 1806 (12 Şev­
~o:ı 1221) Çarşamba gü nü Osmanlı İmparatorluğu Rus ya 'ya harb
ılan et mek mecburiyeti nde kaldı ". Nihayet Rusl arm daha sür'atli
hareket ederek. Tuna boylarından Osmanlı sını rlarına tecavüz etmeleri üzer ine de. imparatorluğun her tarafından as ker celbine baş­
landı. Yeniçeri ortaları Tuna cephesine gönderildi. Burada bulunan
Alemdar :'Ius tafa Paşa'nın yanına ve İsmail kal'as ı muhafazasına
çok mikdarda as ker sevk olundu. Osmanlı donanınası Istanbul Boğazı 'nda, Büyükder e önUnde toplandı. Boğaz civarındaki kal'a1ann
as ker ve mühimrnatı arttırıldı. Aynca Boğazın haricinde ve ıstan­
bul civarında. denizden asker çıkanlması muhte mel mahallere tabyalar inşasına başlandı. Bu tabyalara karakol beklemek üzere askerler yerleştirildi ".
Başlaran savaşın ilk anlarında. Osmanlı lmparatorluğu topraklarına tecavüz eden Rus kuvv etler inin Bükreş havilisinde ve İsmail
kal 'as ı 'na yakın Sahi b-köyü civarında mağlubiyetlere uğratıldığı du.
yuld u. Avlonya'da bir ad ed Rus savaş gemisinin, Kurt Paşa Damadı İbrahim PllJla tarafından esir alındığı haberi İstanbul'a geldI. Fakat bu başarı ve sevinç haber lerinin h enüz İ stanbul'a ulaştığı bir
sırada, Rusya'nın müttefiki olan İngiltere Devleti donanmas ının dahi Bozcaada önünde toplandıkdan sonra, bir kurban bayramı sabahı (i8 Ş~bat 1807) , Çanakkale Boğazı'nı ve Marmara Deni zi'ni geçerek . anıden İstanbul önlerine geldiği gö rüldü. Tabl'I bu durum büt Un Istanbul'Iulara korku ve dehşet vermişdi v, Meyd ana gelen beko
lenmedik bu ha dise karşısında, Osmanlı devlet adamları derbil to p.
w:ı arak • Istanbul kıyı larının muhMazası husüsunda yapılacak işleri
gorüşmeye başladılar ve bazı yerlere bir an önce tabyalar inşAsına
karar v;rdiler. Bu ned enle ReisUlküttib Galib Efendi Ahır-kapısı ,
Defterdar Osman Efendi Çatladı-kapısı. sabık Sadiret kethüdisı
İbrahim Nesiın Efendi Kum-kapısı, aibı k Defterdir Hasan Tahsin
Efe ndi Samatya-kapısı .ahillerinin , Hubilbat nilzın Haeı Must af a
Efendi Yediku le taraflarının ve yine eski defte rdar lardan Mustafa
R~ü Efendi de Harem Iskeles i ile Kadıköyü ve Fenerbahçe semt ıen kıyılarının mUda f aa ve muhMazasına me'm ür edildi ler. Bu ve
47 Cevdet Pıuıa.. Tdr tJl...f Ce txkt, İS tanbul 1309. c.
4,8 Cevdet Pq a. Ayn i uer, e . vm. Bo 103.
49 Cevdet Pq-a, AyNi UCr, e . vnı. s . lOS,
vm.
8. 100-10 1.
ISTANBUL
M. MtlNIR AKTEPE
366
On dokuzuncu yüzyıl vak'a·nlimlerinden Şani-zade Mehmed
Ataullah Efendi, her ne kadar Ağustos 1808 tarihinde bu mevki'in
bir mesire yeri olduğunu kayd et mekde ise de" , Fenerbahçe salıra­
sının daha sonraki yıllarda, 1stanbul'un diğer bazı mahaller inde olduğu gibi, yine as ke ri te'slsleri n v ücuda getirildiği bir yer halini
almağa başladığını görm ekdeyiz" . Mesela Cevdet Paşa bu hususda
şunları yazmaktadır :
ılO
~ı
Cevdet Paşa, AY"i eser, e . VnI. s . 111·12.
Mehme<l AtAuUah. Ş4,d·zdde T4riki. İStanbUl 1290, c. ı. i . 47.
52 Ce\'c1et Paşa, T 4rih· f Ceoo d , b tanbul 1309. c. XII, a. ı~.
367
de emr-i ehe mm muhafazaya ihti ma m ve hem boş du rm ıyarak taalltime dahi i ş ti gill. i tam eylemek . " .
Diğer t ar af dan, Vak'a-n üvis Ahm ed Lütfi Efen di, hic rl 1249
(1833) senesi vuku 'atı son larında, Sahaf lar Şeyhi-zade Vak 'a-nüvis
Es'ad Efendi 'nin eserinden faydalanmak suretiyle verdiği bilgide,
Kavalalı Mehm ed Ali Paşa'nın oğlu ıbrahim Paşa, Mısır askeriyle
Batı Anadolu 'ya . KUtahya civarına geldiği es nada, H ünkar İskelesi'n­
de bulunan Rus ku mandanı tarafından tayin edilen iki mühendis ve
bir Kazak ( ";1;;) me'mürunun , Ebniye Müdürü Halim Efendi refa·
ka tinde, İstanbul civarında yapılacak tahkima tl ar dolayısiyle, Fene r bahçe bölgesini dahi gezdiklerinl yazıyor ". Topkapı Sarayı MU·
zes i Arşivi'n de hu lun an" ve Prusya subayl arınd an Baron Funk
( J4) tarafından 16 E kim 1838 (27 Receb 1254) sen esinde yapı­
larak, ~Iek teb-i Harbiye-i Mansüre 'd e, ikinci sınıf talebelerinden
EyUb Efend i'nin temi ze çek diği , 1/ 1000 adım mi kyaslı harita, Fene rbahçe yarımadası ve bilhassa bun un ger isinde kalan s ahanın
. BUyük Talim Me ydanı . haline ge ti rildiğini bize göstermektedir".
Nihayet yine Vak'a-n üvis Ahm ed Lütfi Efendi , hierl 1257 (1841) senesi olayları meyAnında ve . Talim·i Asker> başlığı altında, Fen er bahçes i'yle ilgi li olarak şu bilgileri vermekdedir :
. Hlissa :\IUşiri Rı za Paşa'nın tertibi ile o esnada Fener bahçesi
sahasında H1Lssa Al aylan' nın atış talim! icri olundu. Temi\şilsına
zat - ı hazre t-i padiş a h ı n ile ki ff e-i vük ela ve zabitan ve mUşiran ve
ıl ec lis· i Alıkılın· ı Adliye a'zal arı ve s üfera da'vet oldular. Hazırla­
nan çadırlardan. mevcüd askerlerin icra eyledikleri melekat ·, askeriyyeleri temilşil k ı lındı . Asilk ir·i hilasa'n ın i ş bu t a'llm ve tanzirn-I le vaz ım·ı askeri yye ler i hu süsunda rneşhüd olan hüsn-l himmet ve gayretini takdiren m ü şarün-il eyh Rıza Paşa'ya giyet baM'
lı, gabzası mücevherat ile süslü bir kılıc ... ihsan bu yu ruldu ....
Işte bu ifadeler ve Başbakanlık Arşivi , ırade.Dihiliye kısmında mevcut, sürerlerint ekde v erd iğimiz vesikala r " bize gösteri yor
bunlara benzer dah a bazı viiksek dereceli devlet adamları , 1stanbul
Boğazı ile Marmara sAhilierinde, bir tarafdan Yeşilköy'e ve diğer
tar afdan Anadolu yakasında ~ıaltepe'ye kadar olan mevzi'lere toplar yerleştirmeğe başladılar>, NiM yet böy l..ce Fenerb~h.çe ve h~.
va lis i, muvakkat da olsa, bir s üre içün askeri bır saha halıne gelmış
oldu diyebili riz.
.... ve zikr olunan sekiz binbaşıdan iki binbaşı Bab-ı Ser- as keri 'd e kain kışlalarında ikame ile hi'l -münavebe derün-ı Aatane'de
kain ces im kolluklara bırer yüzbaş; neferatı ile ta'y in birl e, ol kolluğa merbüt mu htasar kolluk lara yüzbaşılar tarafından orıbaşılar ir s ali ile leyle n ve neM re n esvak ve maMUatın muhilfazasına ihtimam olun mak ve diğer altı binbaşı maiyyetinde bulunacak asker
ile Davud-Paşa ve Usklidilr'da bina la rma şü rü' olunmu ş ve oluna cak kışlalara, iktiwına göre taks im ve ikame kılınarak, Usküdar
kışlası 'nda bulunan binbaşılar tarafından, Fene rbahçesi'n den Bahr-i
Siyah Boğazı'nın Anadolu tarafında vaki' Fener kal'ası'na kadar ,
gerek kıla'ı ve gerek tuğyan-ı Rum'da Bostancı neferatından ~u.
vazzaf müstahtız terti biy le inşa o lunu p, bu de!'a neferat·ı mezkure
ilgisiyle Karagolh ane sü re t iride ibk a olunan yed i tabya kışlalarına
Ve meva ki'·i mukteziye-i sa ire ye ikame içtin mikdür-ı küay e münavebe neferatı te rtib ." ve veeh-i meşrüh üzere ibka olun an karagolha ne ve mevak i'· i saireye bi'l -mün ôvebe as ker tertibiyle muhafaza
kılınmak ve kışlalannda kalanlara ta'lim ve taal ltime iştigill etmek
ve sAlifU'z·zl kr binbaşılar ve neferat daima münav ebe süretiyle
ahadd-hilmil aharın yerine nakl ve tahvil Ile ctimlesi gerek kışlala­
rında ve ge rek Saray. i Ser -askeri'de ve gerek kılı1' ve karagel-hane-
FEıo:ERBAHÇES!
Ji
53
M
65
56
51
68
~9
Cevdet Pa.şa , TdnA-i Ce vdet, ıstan bul 1309. e . X U . i . 213 ·74.
Ahm ed LCtn. L i tf l T4ri h l, İstanb u l 1306, c . IV, s . 152.
Bk . nr, E 12428 .
Bk. P lAn I .
Sultan AbdU1mec1d'dlr.
Ahme d LÜtft. Liit fl TdriA'. lstanbul 1306. c. VII. :Lo 17 · ı 8 .
Bak . l rAde .Oa.hUly e, N o. ~723. Vesika.. I. n . ll, IV.
,
i
M. MÜ:."tR AKTEPE
ISTANBUL FEXERBAHçES ı
ki, XVIIL yüzyıl sonlariyle, XIX. yüzyılm ilk yarısında. F enerbahçe ve civarı, siyasi olaylar sebebiyle daha ziyade, İstanbul'un korunması arnaeile, askeri işlere tahsis edilen bir yer halini almışdır ve
bu yüzden evvelee Fenerbahçesi 'nde Inşa olunan k ö şk ve kasırlar­
dan , bu devrede kafi dere ce istifade olunamıyarak , burası muattal
bir hille gelmişdir. ~{amarih binaların kullanılmaz bir durumda 01mas ına rağmen , yarım ada üzerindeki park ve ağaçlıklardan bir
mesire yer! olarak, yin e de istifade edildiği anlaşı lıyor", II. Abdtilhaınid devri rieaıinden ~{üşir Deli Fuad Paşa, bu rada büyük bir koruya ve güz el bir köşke sahib bulunuyord u" . Reşad Ekrem Koçu
_Fener bahçesi halka açık bir mesire olarak en parlak devrini II. Sul tan Abdülh am id devrinde yaşad ı . diyor. İstanbul'un Anadolu yakasında, Osküdar ve Kadıköyü taralında oturan insanlar, bilhassa
Fenerbahçe tren yolunun inşasından sonra. akın akın bu ağaçlık
ve bağlık bahçelik meslre yer ine gelerek, yazları seri n ve hoş bir
vakit geçiriyorlardı. Yarım adanın sahil boyunca e trafına yapılan
yo lda, arabalarla turlar , geziler tertip ediliyordu. Bu devri yaşayan
Ahmed Rilsim Bey, Şehir Mek tübla n 'nda Fe ner ba hçesi'ni şu şekil­
de canıandırıyor.
_Fener ba hçe meslresinde fakir ve orta tabaka halk , t eker lekleri n ve arabalara koşulmuş hayvanların ayaklarının kaldı rdığı kes if
bir toz bulutu altında çimenlere se r ilir, hoşça bir gün geç irmeye ça lı şı rdı . Ar ab alar, Fenerbahçe turunu. durmadan fıld ır fıldır döner ler di, Kibar ta kımı birinci t urdan sonra dönü p giderdi. Bu araba
se linde İstanbul'un her çeşit arabası gör ün ürdü. Çek çeklerden tutun da Paraşol Ba ğ-arabası, Payton, Brik, Kupa ve Landon, tek atlı , çift atlı ve saıre gi bi. .. dolma, helva tabaklarını yenecek yemiş
ve saireyi hil.ınil olan sepetler arabada en ge r ide bulunurdu...•" .
Fener bahçesi'nde mevcud mastre yerleri yanında, onlar kadar
meşhür olan deniz hamamları da vardı . Bunlardan er kekle re malı­
SÜR olan harnamlar; bilahire açık plaj hilline gelmişdi. Kad ın ham amları ise , uzun süre muhafaza olun muşdu , Bugün ise Fenerbahçe ya -
rım adasının kuzey kısmı tamam en yeni mahalleler ve binalarla dolmuşdur. Eski köşk ve kasırlar ile hils bahçeler ortadan kalkmıştır".
Ancak yanm adanın doğusunda, Devlet Demi r Yolları'na ve ~lilU
Sa.vunına Bakanlığı'na aid dinlenme te'sisleri vardır. Yarım adanın
kuzey-batı kıyıları da gen elolarak Fenerbahçe ve Galatasaray spor
kulüblerinin te'slsleri taralından işgal edilmişdir. Bu kulüplere a..ıd
sandal. s ür'at motoru, yat ve kotralann kıyıda işgal ettikleri yerler
368
369
ile tamir -hanelerin durumu ise, bu güze l mesi re yerinin tabi'i görünümünü berbat etmiştir. Yarım adanın güneyinde ve bu te'sislerin
arasında kalan küçük bir park" ile halkın denize girdiği plajlar, hazı sahil gazinoları , bUfeler mevcuttur. Ancak eski meşhür Fener,
önemini yine mu hafaza etmekde ve bir askeri birlik tarafından komnmaktad ır.
1937-1938 yıllarında, Fen erbahçesi'nden körfeze doğru uzanan
bir de mendirek inş! olunmuşdur. Reşad Ekrem Koçu'nun kaydına
nazaran, bu mend ireğin ucunda mevcud fenerde şu kitabe vardır.
_Atat ürk' ün ve onun Başvekili Celal Bayar'ın deniz sporlarına gös terdikleri yüksek himayenin yen i bir ese ri olan bu kotra mendireği
1938 senesinde !ktisad Vekili Şô.kir Kesebir'in emri ile İstanbul Deniz Ticareti Müdürlüğü taralından yapdırılmışdırs..,
Atat ür k, 17 Mayıs 1936 taribınde, Ank ara'd an İstanbul'a gelirken, Fener-bahçesi 'ni gör mek istediği Içün , hus üs i treni, Fe ner -yolu
istas yonun da döndürülerek , kendisi Fener-bahçe mesi re mahalline
gitmiş ve burada bir gün boyunca gezlnerek Isti rahat buyurduktan
sonra, İstanbul'a dönmüştür, Ancak bu geziyi müteakıb, Atat ürk'Un
burada bir köşk yaptıracağı ve bu iş içün meclisten 500.000 lira tah.
sisat dahi çıktığı şayi'aları ortalığa yayılmış ise de , sonradan bu ma M ili n havasının Atat ürk 'ün sıhhatı Içim se rt olması nedenlle köşk
yapm aktan vaz geçilmişti
Öyle anlaşılıyor ki, bu ziyaret ve teşebbü sten sonra, bahis konus u mendirek. o de vri n ricaıı öncülüğü sonunda inşa edilmiştir.
63
Stma.vı Eyiee. t"tB.nbul ',ldm A"-'ikıope.di.ai. İstanbul 1966. eoı: 53IB.
12 14 ~4 .
60 Gotttrld Albert. cDle P r fnz enlnsel A Dtlgo ni und der Aidos-Berp
t~aVAgtrl
neııt..clıeK
(ıUt ­
Ezcurd ).. . ·Clubao bı cOQtG"r m.o~I ). 1891 Hen
Co l1S tantln_ı 189t. P. 2s.
61 Rel!jad Eknm KOçu, I.tol'lbtil Atu:ikloped ili. c . X. s . 562:)
62 ~-f8 d Ekrem Koçu , Iatenb ul A tt.S lklopeodıt l. e. X M. 5621.
du
ın.
Bt Bu pa rkın da bır müddet son ra. kulQblltrm araba parkı h4.Une getece'l.D.deD fUphemlz yoktur.
M ı.ta nb wl AtUikl~dirl. c. X. i . 5622.
66 A ı ım Us., 1930-1950 B dtmJ "otla" : IU lYda.. 1950 yılııto kGd4.,. Atatiirk
ee /.mtt 1"6tıil deı.'MeriM 4U .eç mtl /1kralar. İst1Uıbul 1966, s. 122 .
Tııırl.\
D ergiri F .. ! ..
370
M.
~ıtl N/R
EK : i
Ma'mı-,
,.
iı,''
t.
"
! STA NBU L F ENERBAHÇE S!
AKTEP E
çaker-i kemineıeridir ki :
Ma'lüm-ı ili-i vekalet-peniiblleri buyurulduğu üzere iş-bu Pencüşenbih giinil hava mllsa 'Id olduğu hald e Fener-ovası'nda ta'llm-i
umümi lcrüsı bi-mennihi-te' al a musammem olduğuna velt-ni'met -I
bi-minneti mlz vall-ni'met- i celtIil'l-eser şehinşah-ı asker-perver Efeı;'­
dimiz hazretlerinin dahi yevm-i mezkürda lütfen ve kerem en ve as a kir- i şahane kullarını taltlfen mahall-i mezbüru teşrif müb ahiit-elif-i
mülüklineleri ma'ali-efzii-yı vukü' olacağına biniien ziit-ı viila -yı sadaret-penablleri ve cerıab-ı mualla elkab-ı fetva-penabl vesair ~e­
la_yı f eMm hazerau ile münasib zevatın dahi azimet eyl~melerı ve
yevm-i mezbürun ferdası Cunı'a günü rüz-ı Kasım oldugundan ve
as akir.i niz&m!ye.i şiihiinenin elbise-i şitiiyesi ilbas ve i'tiisının mevsim i vürüd etmiş bulunacağından yevm-i ta'limde asiıkir-i şiılıane­
nin elbise-i şitiıiyesiyle çıkarılmaları hususları nezd-i ~":,"et-pena:
hilerinde tens ib olunduğu ve muvafık irade-i şevket-ıfade-ı hazret-ı
şehriyui buyurulduğu halde iktizii eden çadı r .ve I~vazı~iit.ı ;ıahii:
nenin icm-yı tanzim ve tesvi yes i zıronında keyfıyet ır~de-ı s~myye-'
cenab-ı pll.dişihinin süy-i çak eriye iş'iirı bahında emr u ferman hazret-i men lehtl'l-emrindir.
371
sı musammem ola n ta 'Ilm-i um ümin in say e-i şevket -vaye -i hazret-i
mülükanede mu'ayene Ve temaşa. sı sımnuıda sen üverleri ve zi t-ı va li - yı meş i h at-penah! ve sa ir vükela-yi feM m h azera tı ile zevat- ı mUnasl benin bulunmaları ve asakir-i nizamiye-i şahiinenin yevm-i mezbürda elbise-I ş l tii iyesi yle çık arılm al arı h us üs l arında irade-i seniyye-i cerıüb - ı cihiin-bani istizan olunmuş olmağla ol-vechi le icm-yi
iktizaları muvilfık irade-I lütf-ade -i hazret-i şehrlyari buyurulur ise
icr a-yi tcs bma Ibtiddr olunacağı beyaniyle tezkire-i senaverf terkIm
k ı lındı efendim.
EK : III
Ma 'mz-ı
çaker-i
musildıkat-güst erleridi r
ki :
Hame-pim·yi ta'zim olan iş-bu tezkire-i samiYo/e-i iisafan eleriyle Ser-asker-i m ü ş arün-ileyh hazretlerinln zikr olunan tezkireleri
mauzür-ı m e 'a li-mevfür-ı hazret- I şahane b u yu ru l muş ve saye ·i şev ..
ket-vaye-i cenab-ı mU ınkline d e ta'lim-i mezkürun mu'üyen e ve temaşas ı zımnınd a zat- ı ali-yi asafane leri yle cenğ b- ı mualla elkab-ı meşi hat-penahi .ve s&ir vü kela-yi fehilm baaeratının ve zevat-ı münasi benin mahall-! mezk ürd a bulunmaları ve as akir- i merktimenin dahi yevm -i mezb ür da elbise-i ş i tai yes i yle ç ı karılmaları rnünasib ola cağından i ş 'ar ve is t izan o lunduğu Uzere icr a-yi icilbına ibtid ar olunm as ı mtlte 'al lık ve şeref-su d ur buyurulan irade-i seniyye- i hazret-i
şe hriya ri muk tezd-yi mtlnifinden bu l u nmuş ve tezki re-i mezkü re yine savb-ı a lileri ne iade ve tisyar k ı lınmış olmağl a ol-babda emr tl
fermin hazret-i veliyyU'l-emrindir.
E K : II
E K: IV
SeniyyU'l-hUmema devletl ü inayct lü atwetlü Efendim hazretl eri :
Devletl o. Ser-asker Paşa Hazretleri 'nin manzür- ı me'ali-mevfür-ı hazret-i şehriyfu-l huyurulmak içUn irsal-i s üy-I valaları kılı­
nan bir kıt'a tezkireleri mealinden müs tefad olacağı vechile bl-men-
nihi-tc'ala iş-bu Pencüşenbih günü Fenar-bahçesi sahrğsında icra-
Ma'roz -ı
çiker-i kemineler idir ki :
Fenar ovası 'nda i ş -bu PencUşe nbi h günü l erası tasmim o lu n muş
olan ta 'llm -i umümln ln mu ayene ve temaşas ı z ımnında zat· ı me'all-
372
M. •ltlNİR AKTEPE
simat-ı
vekalet-penahileriyle
ve sair
vükeıa·yi fehiıın hazeriltının teşrifleri iltimasını
cenab-ı
muaI la
elkü b-ı meşihal-peruihi
ve yevm -i
elbise-i şitiıiye ile çıkanlmalan istiziı·
mm şiımil olan t ezkire-i bendeginemle hAk-pa·yi hUmiıyüıı·1 şev­
ket- makrün-ı hazret-i mülükaneye arz ve takdim buyurulan bir kıt'a
tezkire-i samiye-i sadfıret-penahileri Mmişin e şeref-efza·yi sün üh
ve sudür buyurulan irilde-i seniyye-i cen üb-ı ş ehinşahi meşhüd-ı
aciz i olmak üzere zik r olunan te zkire-i samiye-i &safaneleri tezkire-i
mezküre-l acizlnem le savb- ı çakeraneme irsal buyurulmuş olduğun­
dan mefhüm-ı münifi rehin-lkan-ı bendcginem olup ancak iş-bu gü n
beril -yi rü'yet ve temlişa mahiıll·i ta'limi teşrif-i hümaylln·ı me'iıIi·
nümün -ı şehinşahi şerer-vukü' bulmuş ve yağmur münasebetiyle maMll-i mezk ür ziyadece çamurlu olduğundan ta'lim-i mezkürun hava nın küşiıyiş vaktine ta'likan te'hiri ve elbise-i şitiıiyenin dahi bu
gün iksfı etdiri lmesi emr U ferıniın buyurulmuş ve muktezfı-yi münifi Uzere elbise -I mezlıürenin heman i1bas ve iksiisı ıazım gelenlere
ifade ve i ş 'ar ve mezkür tezkirelerine savb-ı sami·i asafanelerine ia de ve tisyar kılınmış olduğu ve ta'Ilm-i mezk ürıın her ne vakit icrasına irilde·i sen iyye-i mülükan e müte'allı k -ı şeref -sü nüh buyurulur
ise hlk-pa·yi iililerine iş'ara ibtidiır kılınacağı mu hat-ı ilm-i alileri
buyuru lduk da ol-ba bda em r ü ferman hazret -i men lehü'f-ernrind ir.
mezlıürda asiılıir-i şiıhiınenin
GO LEŞT l (ROMANYA ) 'DE KüÇÜK BlR TüRK HATıRASI
Alemdar Mustafa adına H. 1221 (= 1806 ) tarihli bir kitabe
Sema ci E y lcc
Bir symposium'a katılmak üzere 1977 yılı Eylül ayı başlannda
Romanya'ya gitıniş ve Bükreş'de yapılan toplantı ların sonunda 14
Eylül Çarşamba günü yapılan bir gezid e bulunmuştuk. Gezi Bük,:,ş:den başlayarak kuzeye doğru olmuş , ve Curtea de Argeş'deki ta.
r ihi eserler görüIdükten sonra Piteşti üzerinden geri dönülmüştü.
Dönüş yolculuğu sırasında, ana yoldan sağa sapan bir ara yoldan
Goleşti adındaki eski bir çiftlik evine uzamlmıştı . Osmanlı devrinde
E fta k (; Valachia) eyalet inin için de ka lan bu ye r, eski ve soyl u ai.
Ielerden birinin malikanesi idi ve 1942-1943 ile 1960-1961 yıllarında
mükemmel biçimde t ami r ed llerek bir mUze haline getirilmişti. Eflak'ın boyarlarından Oolescu ailesine ait ola n bu mal ika ne (rumen
dilinde ~u raya conacu! = konak denmekte dir ), dört köşesinde yu varlak bırer kul e olan muntazam bir dikdörtgen meyd an a getiren bir
duvarla sımrlanmıştır'. Bu duvann doğuya bakan cephesinde ise Iki
tarafından birer çeş me bul unan esas giriş vardır. Konak etrafı duvarla çevrili parkın içind e ve bir kenarda yükselmekte, kuzey-batı
köşede ise kü çllk bir hamam göze çarpmaktadır'. 1977 yılı Eylülünde
i
.i
ı :M. Pcpescu ve C. rııeseıı, Golqti• .Ji<mv rneJlle le patnci JI.OO&t~. Bucure"tt 196d. Rumen dil indekl bu küçük rehberde yazımıza. konu cıaa kitabıeli ta.
ıın
baNt geçmez.
2 Bu hamama, TOr k hamamt dea ümekte b e d~. mımarısıade biZ klAsik
Türk kona k hamamtarının öze:UUdertnl pek bulamadık.
i
.\t. "tKTKPE
987
...
988
.II. AK T EPE
'-~
~
"'
"'
'-<
~
,~ 'J
:> '
. ~
'-<. '
.~
:~ ,
:~
,
~o
•"lo;
•
.
',)' . '.', "
....•
.....
~
,
ı.
o
'~.~ o.'
'-...
o....
"~.
'~ '
.1
. '\
\
~
~
o .~
\
.
',-~
-"
"1
-(),,'
- .~
'. ~
", ~
.,; ~:~
... o,
"'\'
o ...
\
."
oL
'\;...
•
N
.-"
ı:ı
~
ı:ı
..
::
.
~
~
: =
> ;;
O
ol
,, ~
...
:i .~
~ :,,\
:
o~o
~
....~
-e
~
~
"'::l
' .~
·L
t·
o~
o~
\
,~
\.
'o~
'
.
:;-
00
.ı
.\
~
:~
"'
~
.'\:.
~o
1
o L'
o~
. ~
. ~~
..
•
.
:ı .
i .
o.~o
o
:~
\. i
~.
~\
' ~ .:
.
.:~....
•
"'
~
,::t'
'.,\
~ "'::l
oj
'0 '"\
'-
~
o~
-
...
.j
oo ~
-
."
<
-\
.""''
:J
-\
\ '
~
.....
~
'o~
.'
~.
' .J •
\i)
~
...... ·r,
"'\
'::)
.. ,
,.
\ '
ci
. 0
. -:l
~...
~
o•
".
.~
"
~
.
-"
~.
ı.
."'
'3
-\
-,
~
• ı..
."
~ '.
~.
:\'
J
.'
o,
\
.~ o
.
~
."
o: )
\
-.
.~
'3
.. ~
.~
'r
o~
:> ,
':i
.
L,'
~
-,
\j
"'ii,
99'
M. AKTEPE
900
•
\
.ll. AKTE PE
992
-.:"
-
-
- .....""" -
_~
at'
.r
. _
S . EYICE
993
'. i
-- -. '
.
c
..•
E
v
.
:i
il
e
•
ss
:i
v•
...•
. 1·
,
"
f
i
f<
/
• 'o
... . ."
.
•
.~••••
.. .
,
-
. - <; . ..,.~ ~
. 1
"
:o.
.. -
•
.. '
,
'"to. '""c
r
;;•
"
•c
.•
"
Ö
..
c
o
~
~
•
S
..
2
Pen er-ba ğe es t ,
.:
'ii
'ii ."
•
BUyÜk ta1 1m
RE'" lm : ı .
M eyda nı .
Tarih Derg is i F :
~.s
<>
Download