Uluslararası İşletmeciliğe Giriş

advertisement
Uluslararası İşletmecilik,
Bölüm I - Uluslararası İşletmelerde İKY
1
Uluslararası İşletmeciliğe Giriş
1. Genel Bilgiler
Uluslararası işletmeciliğin tanımı
Uluslararası işletmecilik, işletmeler tarafından düzenlenen ve ulusal sınırların dışında yürütülen her türlü işletme faaliyetidir. Gittikçe
küçülen bir ölçekte olsa da, bazı uluslararası işletmecilik faaliyetleri, politik ve stratejik amaçların gerçekleştirilmesi için halen devletler
tarafından yürütülmektedir. Bununla birlikte, uluslararası işletmecilik faaliyetleri çok büyük bir oranda özel işletmeler tarafından
üstlenilmektedir.
Uluslararası işletmecilik faaliyetleri kaç ana kategoriye ayrılır?
Uluslararası işletmecilik faaliyetleri iki ana kategoriye ayrılmaktadır: uluslararası ticaret ve uluslararası yatırım. Bir işletme, ürün ve
hizmetlerin ihracat ve ithalatı ile meşgul olduğu zaman dış ticaret gerçekleşir. Bir işletme, ana ülkesinin dışında işletmecilik faaliyetleri
yürütmek amacıyla kaynak transfer ettiği zaman uluslararası yatırım meydana gelir. İşletmenin uluslararası yatırım faaliyetleri, tamamına
sahip olunan şube tarafından yapılan yatırım ya da yerel bir işletme ile Joint Venture biçiminde kurulan ortaklıktan lisans anlaşması,
franchising faaliyeti ya da anahtar teslim projelere kadar değişen biçimlerde yürütülebilir.
Uluslararası işletmeciliğin ulusal işletmecilikten farklılıkları nelerdir?
- Uluslararası işletmecilik, ulusal işletmecilikten kültür, finansal ortam, hukuki çevre ve tüketici tercihleri açısından farklılık gösterir.
- İşletmenin faaliyet gösterdiği her ülke kültürel açıdan farklıdır. Başarılı olmak için işletme, ev sahibi ülke kültürünce belirlenen görgü,
gelenek, değer ve normlar çerçevesinde ve kültürel açıdan duyarlı bir şekilde faaliyet göstermelidir. Ulusal sınırların ötesinde işletme
yönetmek, farklı birimlerini kullanmayı ve işletmenin faaliyet özgürlüğünü sınırlayan farklı devlet yasalarını dikkate almayı gerektirir; örneğin,
ana ülkeye transfer edilecek kâr miktarına ilişkin sınırlamalar gibi.
- Faaliyetleri ve başarıyı etkileyebilecek kanun, tüzük ve yönetmeliklere işletmelerin özel duyarlılık göstermesini gerektiren hukuki çevre,
ülkeden ülkeye farklılık gösterir. Ev sahibi ülkenin kanunlarına saygısızlık ya da itaatsizlik, işletmenin mali durumuna ve imajına büyük
ölçüde zarar verebilir.
- Ülkeden ülkeye tüketici zevk ve tercihlerindeki farklılıklar ve kültürel farklılıklardan kaynaklanan talep modelleri, işletmenin maliyetleri en
aza indirecek ve işletmenin değerini koruyacak uygun üretim, tedarik ve pazarlama stratejilerini benimsemesini gerekli kılar.
Uluslararası işletmeciliği önemli kılan gelişmeler nelerdir?
- Teknoloji, rekabet, standardizasyon, iş çevresi, politik etkiler, ekonomik bütünleşme ve globalleşme konularında meydana gelen
gelişmelerin bir sonucu olarak, uluslararası işletmecilik son yıllarda daha fazla önem kazanmıştır.
- Teknolojik gelişmeler, dünyanın her köşesine uluslararası işletmecilik uygulamaları ile kazandırılabilir. Bu gibi nakillerin yararları dünya
genelinde paylaşılır.
- Uluslararası işletmenin yerel bir işletme ile ortaklık ya da şube biçiminde ev sahibi ülkeye girişi, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, ülke içi
rekabeti kamçılar ve artan işletmecilik başarılarına yol gösterir.
- Standardizasyon, dünya pazarlarında genellikle geçerli olan normların ve uygulamaların benimsenmesini ifade eder. Pek çoğu ABD ve
Batı Avrupa’da belirlenen bu standartlar, çoğu zaman uluslararası işletmeler tarafından global işletmecilik stratejilerinde örnek edinme
(benchmarks) olarak kullanılır.
- İşletme faaliyetlerinin artan ölçüde uluslararasılaşması sayesinde, iç ve dış çevre faktörleriyle ilgilenme yöntemleri daha standart hale
gelme eğilimi göstermektedir. Uluslararası işletmecilik, yerli işletmelerin uluslararasılaşmaya bir hazırlık olarak başarılı işletmecilik
politikalarını ve tekniklerini benimsemelerinde önemli bir rol oynamaktadır. Uluslararası işletmecilik faaliyetlerinin gelişmesinde ve
özendirilmesinde hükümetler önemli bir rol oynar. Hükümetler yabancı direkt yatırımları ülkelerine çekebilmek için, çoğu zaman komşularıyla
rekabet ederek, çok çeşitli finansal ve finansal olmayan teşvikler sağlar.
- Uluslararası işletmecilik faaliyetleri, ayrı ayrı hükümetleri etkileme ve denetleme yeteneğinin çok ötesine geçerek, çok daha çeşitli ve
karmaşık hale gelmiştir. Bütün bu gelişmelerin tek sonucu ise, ulusal ekonomilerin ayrı ayrı ya da bölgesel gruplar halinde tek global
ekonomiye katılıp bütünleştiği yeni bir dünya ekonomik düzeninin ortaya çıkmasıdır.
Uluslararası işletmeciliğin tarihsel süreç içindeki gelişimi, hangi dönemlerden geçerek bugünkü anlamını kazanmıştır?
- Uluslararası işletmeciliğin tarihsel süreç içindeki gelişimi dört ayrı dönem halinde incelenebilir:
Uluslararası İşletmecilik,
Bölüm I - Uluslararası İşletmelerde İKY
2
- Birinci dönem; 1500-1850 yılları arasındaki süreyi kapsayan ticaret dönemidir. Ticaret dönemi, çeşitli bireylerin ülke dışında şanslarını
denemek ve dış ülkelerden satın aldıkları malları Avrupa’ya göndermek yoluyla büyük kârlar sağladığı dönem olarak tanımlanabilir.
- İkinci dönem; 1850-1914 yılları arasındaki süreyi kapsayan Sömürgecilik dönemidir. Coğrafik keşiflerin tamamlandığı ve ülkelerin
birbirleriyle olan ticari bağlarının iyice genişlediği bu dönemin en belirgin özelliği, Sanayi Devriminin sonucunda büyük işletmelerin kurulmuş
olmasıdır.
- Üçüncü dönem; 1914-1945 yılları arasındaki süreyi kapsayan ayrıcalıklar dönemidir. I. Dünya Savaşını izleyen yıllarda dış ticareti
engelleyen politikaların ortadan kaldırılmasının etkisiyle, ayrıcalıklar döneminde uluslararası işletmeler artış göstermiştir.
- 1945′den günümüze kadar geçen süreyi kapsayan dördüncü dönem ise, Uluslararası dönemdir. Bu döneme kadar uluslararası işletmecilik
alanında Avrupa işletmelerine kıyasla oldukça pasif kalan ABD işletmeleri, özellikle 1950′li ve 1960′lı yıllarda dünyaya açılmaya başlamışlar
ve uluslararasılaşma neredeyse tüm dünyada bir ABD olayı haline gelmiştir.
1970′li yıllarda kaynak ve enerji konusunda daha etkili ve tedbirli davranan Avrupa ve Japon işletmeleri, ABD işletmelerine karşı büyük
üstünlükler sağlamışlardır. 1980′li yıllardan itibaren ise, uluslararası işletme yöneticileri kültürel farklılıkları daha fazla dikkate alarak
uluslararası işletmecilik faaliyetlerini yürütmeye başlamışlardır. Uluslararası dönem halen devam etmektedir.
McDonald’s’a Göre Dünya
Global yayılma ile elde edilebilecek fırsatlara yatırım yapan işletmeler içerisinde en bilinenlerinden birisi McDonald’s’tır. İlk McDonald’s
restoranı 1955 yılında Des Plaines, Illinois’te hizmete girmiştir. En çok beğenilen ürünlerinden biri olan Big Mac ise ilk defa 1968 yılında
müşterilerin beğenisine sunulmuştur. McDonald’s yeni yüzyıla, 117 ülkede, 6 kıtada, günde 40 milyon müşteriye hizmet sunan 25. 341
restoran ile girmiştir. İşletmenin ABD’de 12. 490, Avrupa’da 4. 556, Asya/Pasifik bölgesinde 5. 261, Latin Amerika’da 1. 554 ve Kanada’da
1. 458 restoranı bulunmaktadır. McDonald’s’ın faaliyet göstermediği tek kıta Antartika’dır ki, orada da yerleşim mevcut değildir. Japonya
toplam biftek üretiminin %10′u McDonald’s hamburgerlerinde kullanılmaktadır.
Uluslararası anlamda McDonald’s restoranları standart mönüler sunmaktadır. Ancak işletme, zaman zaman faaliyet gösterdiği ülkenin
kültürel tercihlerine göre farklı mönüler de geliştirmektedir. Kanada’da, peynir, sebze, biber ve lüks pizza, Uruguay’da üzerinde yumurta
bulunan McHuevo isimli bir hamburger mönüsü, Japonya’da, soya sosu ve karanfil ile tatlandırılmış kızarmış piliçburger, McDonald’s’ın
ülkelere göre geliştirmiş olduğu örnekler arasında sayılabilir. McDonald’s önemli bir uluslararası işletmecilik örneği olmasının yanında,
kültürel bir fenomendir. İşletme uluslararası faaliyetlerini genişlettikçe, birbirinden uzak ülkelerin kültürlerine ve insanlarına karşı
duyarlılıklarını artırmaya da devam etmektedir.
2. Uluslararası İşletmeciliğin Tanımı
Uluslararası işletmeciliğin olmadığı bir dünya hayal etmek güçtür. Tüketilen her şey, üretilen her şey ve yerine geliştirilen her finansal etkinlik
uluslararası işletmecilik faaliyetlerinden etkilenir. En küçüğünden en büyüğüne hemen her ulus, değişik türde uluslararası işletmecilik
faaliyetlerini yürüten işletmelere sahiptir. Dünyanın her yerinde üretilen çok çeşitli ürün ve hizmetlerin ticaretini yapmak ve bu ürün ve
hizmetleri yerel pazarlarda hazır bulundurmak yoluyla ulusların çıkar sağlamaları uluslararası işletmecilik faaliyetleri sayesindedir. Yerel
süpermarket raflarının incelenmesi, dışarıdan gelme meyve ve sebzelerden, şaraplardan ve peynirlerden mutfak gereçlerine ve diğer kişisel
ürünlere kadar ithal ürünlerin zengin bir çeşidini açığa vuracaktır.
Teknolojinin ilerlemesi ve fazla yayılması, modern ticaretin gelişmesine önemli katkı sağlamıştır. Karada (trenler) ve deniz taşımacılığında
(buharlı gemiler) başlayan basit ilerlemeler, telekomünikasyondaki, hızlı ve güvenilir kara, deniz ve hava taşıtlarındaki ve modern uçaklardan
dünyanın her yerindeki egzotik tatillere kadar uzanan ürün ve hizmetlerdeki hayret verici gelişmelerle en yüksek noktaya varmıştır. Dahası,
modern ticaret orta düzeydeki ürünleri, dünyanın dört bir yanındaki üretim süreçlerinde kullanılan tamamlayıcı parçaları (otomobiller,
bilgisayarlar v. b. ) ve ileri teknolojiyi içine almaktadır. Finansal hizmetler gibi, yakın zamanlara kadar yalnızca yerel olarak mevcut olan bazı
hizmetler, bugün modern telekomünikasyon sistemleri sayesinde dünyanın en uzak yerlerine kadar girebilmektedir. Şimdi ise internet yoluyla
ticaretin doğuşuna tanıklık edilmektedir.
Uluslararası işletmecilik, işletmeler tarafından düzenlenen ve ulusal sınırların dışında yürütülen her türlü işletme faaliyetidir. Gittikçe
küçülen bir ölçekte olsa da, bazı uluslararası işletmecilik faaliyetleri, politik ve stratejik amaçların gerçekleştirilmesi için halen devletler
tarafından yürütülmektedir. Bununla birlikte, uluslararası işletmecilik faaliyetleri çok büyük bir oranda özel işletmeler tarafından
üstlenilmektedir.
Uluslararası işletmecilik faaliyetleri iki ana kategoriye ayrılmaktadır. Bunlar; uluslararası ticaret ve uluslararası yatırımdır. Bir işletme ürün
ve hizmetlerin ihracat ve ithalatı ile meşgul olduğu zaman dış ticaret gerçekleşir. Bir işletme ana ülkesinin dışında işletmecilik faaliyetleri
yürütmek amacıyla kaynak transfer ettiği zaman uluslararası yatırım meydana gelir. İşletmenin uluslararası yatırım faaliyetleri, tamamına
sahip olunan şube tarafından yapılan yatırım ya da yerel bir işletme ile Joint Venture biçiminde kurulan ortaklıktan lisans anlaşması,
franchising faaliyeti ya da anahtar teslim projelere kadar değişen biçimlerde yürütülebilir.
Uluslararası ticaret ile uluslararası yatırım arasındaki fark nasıl açıklanır?
Bir işletme ürün ve hizmetlerin ihracat ve ithalatı ile meşgul olduğu zaman dış ticaret gerçekleşir. Bir işletme ana ülkesinin dışında
işletmecilik faaliyetleri yürütmek amacıyla kaynak transfer ettiği zaman ise, uluslararası yatırım meydana gelir.
3. Ulusal ve Uluslararası İşletmeciliğin Karşılaştırılması
Uluslararası İşletmecilik,
Bölüm I - Uluslararası İşletmelerde İKY
3
Ulusal işletmecilikteki gibi uluslararası işletmecilikte de işlere, fonksiyonlara ve süreçlere ilişkin aynı temel ilkeler uygulanır. Bununla birlikte,
ulusal ve uluslararası işletmelerin içinde faaliyet gösterdikleri ortam önemli ölçüde farklılık gösterir ve bu nedenle uluslararası işletmenin
işletmecilik uygulamalarında ülkeden ülkeye değişiklik yapmasını gerekli kılar. Ulusal işletme yöneticisinden farklı olarak, uluslararası
işletme yöneticisi daha büyük güçlüklerle, daha büyük belirsizliklerle ve daha önemlisi, daha büyük risklerle karşı karşıya gelir. Uluslararası
işletme yöneticisinin görevleri çok daha mücadeleci olmak zorundadır.
Bu güçlükler, belirsizlikler ve riskler politik, ekonomik ve hukuki çevredeki, kültürel çevredeki ve değişik yabancı para piyasaları ve döviz
kuru sistemlerindeki farklılıklardan kaynaklanır. Birçok durumda, bu sorunlar karar alma ve uygulama sürecini ülke içi koşullardan daha zor
ve bazen daha tehlikeli kılan sıkıntılar olarak kendini gösterir. Daha önemlisi, kültürel değerlere duyarsız kararlar çoğu zaman işletmenin
performansını, yönetiminin etkinliğini ve gelecekteki faaliyetlerini ciddi biçimde etkilemeden çözümlenmesi çok zor olan anlaşmazlıklara yol
açar. Ev sahibi ülkenin ekonomik, politik ve hukuki çevrelerindeki sürekli değişimin dinamik yapısı, uluslararası işletme yöneticisinin hemen
her gün ilgilenmesi gereken yeni güçlükleri ortaya çıkarır. Uluslararası işletmeciliğin ulusal işletmecilikten farklılıkları kültür, finansal ortam,
hukuki çevre, tüketici tercihleri faktörleri açısından incelemek uygun olacaktır.
Ulusal işletme yöneticisine kıyasla uluslararası işletme yöneticisi neden çok daha mücadele eder?
Uluslararası işletme yönetici görevleri için daha fazla mücadele eder. Ulusal işletme yöneticisinden farklı olarak, uluslararası işletme
yöneticisi daha büyük güçlüklerle, daha büyük belirsizliklerle ve daha önemlisi, daha büyük risklerle karşı karşıya gelir.
Kültür
İşletmenin faaliyet gösterdiği her ülke kültürel açıdan farklıdır. Başarılı olmak için işletme, ev sahibi ülke kültürünce belirlenen görgü, gelenek,
değer ve normlar çerçevesinde ve kültürel açıdan duyarlı bir şekilde faaliyet göstermelidir. Uluslararası işletme yöneticisi karşı durmak ya
da kendi kültürü içinde faaliyet gösteriyormuş gibi davranmak yerine, iş yaşamının ve sosyal yaşamın bütün yönlerindeki kültürel farklılıklara
saygı göstermeli ve uymaya çalışmalıdır.
Uluslararası işletme yöneticisi, ev sahibi ülkenin farklı kültürü içinde başarılı olabilmek için nasıl davranmalıdır?
Uluslararası işletme yöneticisi, karşı durmak ya da kendi kültürü içinde faaliyet gösteriyormuş gibi davranmak yerine, ev sahibi ülkenin
iş yaşamının ve sosyal yaşamının bütün yönlerindeki kültürel farklılıklara saygı göstermeli ve uymaya çalışmalıdır.
Finansal Ortam
Ulusal sınırların ötesinde işletme yönetmek, farklı para birimlerini kullanmayı ve işletmenin faaliyet özgürlüğünü sınırlayan farklı devlet
yasalarını dikkate almayı gerektirir; örneğin, ana ülkeye transfer edilecek kâr miktarına ilişkin sınırlamalar gibi. Hükümetler, yerel para
biriminin dünyanın başlıca para birimleri cinsinden değerine ilişkin günlük kararlardan, sabit ya da dalgalı kur sistemlerine kadar farklı döviz
kuru politikaları ve sistemleri uygularlar. Bu uygulamalar uluslararası finansal işlemlerin zaten yüksek risk ve belirsizlik taşıyan yapısına ek
riskleri ve belirsizlikleri getirir. Başarılı olmak için, işletme bu farklılıkların ve birleşik sorunların üstesinden gelecek uygun bir strateji
geliştirmelidir.
Hukuki Çevre
Faaliyetleri ve başarıyı etkileyebilecek kanun, tüzük ve yönetmeliklere işletmelerin özel duyarlılık göstermesini gerektiren hukuki çevre,
ülkeden ülkeye farklılık gösterir. Ev sahibi ülkenin kanunlarına saygısızlık ya da itaatsizlik, işletmenin mali durumuna ve imajına büyük
ölçüde zarar verebilir. Örneğin, varlıkların ortak mülkiyetine ilişkin kanunlar çoğu zaman çok karmaşık, bürokratik, engelleyici ve zaman
alıcıdır. Yatırım yapmak ya da mevcut işletme ile devam etmek konusunda başarısızlıkla sonuçlanabilen uzun görüşmeleri gerekli kılan
yasal zorluklar, çoğu zaman ev sahibi ülke hükümeti ile işletme arasında ciddi tartışmaların kaynağı olur.
Tüketici Tercihleri
Tüketici zevk ve tercihlerindeki farklılıklar ve kültürel farklılıklardan kaynaklanan talep modelleri, işletmenin maliyetlerini en aza indirecek ve
işletmenin değerini koruyacak uygun üretim, tedarik ve pazarlama stratejilerini benimsemesini gerekli kılar. Standart global ürünlerde bile,
ev sahibi ülke tüketicisine daha yararlı olacak ürün sunmak için bazı değişiklikler gerekebilir. Örneğin, ev sahibi ülke dilinde ürünün adı çirkin
ya da ambalajı yakışıksız olabilir.
4. Uluslararası İşletmeciliği Önemli Kılan Gelişmeler
Yukarıda değindiğimiz ulusal ve uluslararası işletmecilik arasındaki farklılıklar, uluslararası işletmeciliğin incelenmesi için geçerli nedenlerdir.
Bununla birlikte, teknoloji, rekabet, standardizasyon, iş çevresi, uluslararası işletmeciliğin politik etkisi, ekonomik entegrasyon ve
globalleşme gibi gelişmelerin bir sonucu olarak, uluslararası işletmecilik son yıllarda daha fazla önem kazanmıştır:
Teknoloji
Teknolojik gelişmeler, dünyanın her köşesine uluslararası işletmecilik uygulamaları ile kazandırılabilir. Bu nakil yalnızca her gün kullanılan
ürün ve hizmetler biçiminde değil, aynı zamanda çağdaş yönetim, üretim, pazarlama ve lojistik sistemleri biçiminde de gerçekleşir. İletişim
ve bilgi teknolojisindeki çarpıcı gelişmeler sayesinde, bu gibi kazandırmaların yararları dünya genelinde paylaşılır. Ev sahibi ülkeye araştırma
Uluslararası İşletmecilik,
Bölüm I - Uluslararası İşletmelerde İKY
4
ve geliştirme giderlerinden tasarruf sağlayan bu teknolojik yan ürünler çoğu zaman yerel ortaklar, tedarikçi işletmeler ve eğitim kurumlarıyla
paylaşılır.
Dünyanın her köşesine teknolojik gelişmelerin kazandırılması, yalnızca her gün kullanılan ürün ve hizmetler biçiminde mi
gerçekleşir?
Dünyanın her köşesine teknolojik gelişmelerin nakli, uluslararası işletmecilik uygulamaları ile sağlanır. Bu nakil yalnızca her gün
kullanılan ürün ve hizmetler biçiminde değil, aynı zamanda çağdaş yönetim, üretim, pazarlama ve lojistik sistemleri biçiminde de
gerçekleşir.
Rekabet
Uluslararası işletmenin yerel bir işletme ile ortaklık ya da şube biçiminde ev sahibi ülkeye girişi, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, ülke içi
rekabeti kamçılayabilir ve artan işletmecilik başarılarına yol gösterebilir. Dünya çapında üstün tecrübe, bilgi, teknoloji ve diğer ilgili kaynaklara
sahip olan uluslararası işletmeler, çoğu zaman daha düşük fiyat ve daha yüksek kalitede ürün ve hizmetler sunma yeteneğine sahiptir. Kısa
dönemde, etkin biçimde rekabet edemeyen yerli işletmeler endüstriyi terketmeye zorlanabilirler. Bununla birlikte, uzun dönemde, ölçek
ekonomileri, yatırımdaki büyüme ve araştırma ve geliştirme faaliyetleri sayesinde üretim, yönetim ve pazarlamada daha etkili tekniklerin
ortaya çıkmasını sağlayacaktır.
Standardizasyon
Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, işletmelerin karşılaştıkları en önemli güçlüklerden biri, pazarlama gibi temel işletme fonksiyonlarında ve
daha önemlisi ürünlerinin tasarım ve şartnamesinde evrensel standartların bulunmamasıdır. Standardizasyon, dünya pazarlarında
genellikle geçerli olan normların ve uygulamaların benimsenmesini ifade eder. Bazı durumlarda sonuç, dünyanın her yerinde benzer satış
tekniklerinin uygulanmasıyla satılan bir standart üründür. Pek çoğu ABD ve Batı Avrupa’da belirlenen bu standartlar, çoğu zaman
uluslararası işletmeler tarafından global işletmecilik stratejilerinde örnek edinme (benchmarks) olarak kullanılır. Ortak standartlar, tüketiciler
ve diğer ilgili taraflarca (örneğin, sağlık ve güvenlik otoriteleri) daha kolay ve daha etkili kıyaslamaların yapılmasını mümkün hale getirir.
Tüketicilerin zevk, tercih ve çıkarlarındaki ve pazar talep modellerindeki ulusal ve bölgesel farklılıklar; teknoloji, iletişim, ulaştırma ve
reklamcılık alanındaki ilerlemelerin bir sonucu olarak azalmıştır. Bu durum, ürün standardizasyonunu daha kolay bir tercih haline getirmiştir.
Daha yaygın standardizasyon için ek bir neden ise, ulus devletlerin ekonomilerini entegre etme ve vatandaşlarının ortak refahını yükseltme
konusundaki artan girişimleriyle sağlanmıştır. Avrupa ortak pazarının yaratılması, bu girişimlerin en önemli ve en heyecan verici
örneklerinden biridir. 370 milyonun üzerinde ikamet eden kişisiyle, Avrupa ortak pazarı, Avrupa Birliği içindeki ve dışındaki uluslararası
işletmelere benzer özellik ve şartnameye sahip ürünlerini pazarlama konusunda sınırsız fırsat ve olanaklar sunmaktadır.
İş Çevresi
İşletme, iç ve dış çevresi içinde faaliyet gösterir. İç çevre, işletmenin, üzerinde önemli ölçüde kontrol sahibi olduğu çevredir. Şirket
misyonunu, örgüt yapısını, işe alma politikasını ve tedarikçi firmalarla ilişkilerini belirlemek yoluyla, işletme kendi iç çevre faktörlerini
kararlaştırır. Dış çevre ise işletmenin, üzerinde çok az kontrol sahibi olduğu ya da hiçbir kontrole sahip bulunmadığı çevredir. İşletmenin ne
ölçüde kontrole sahip olabileceği, genellikle pazar gücünün sonucudur. Bu yüzden işletme, ister ulusal ister uluslararası ister global olsun,
dış çevre faktörlerine uyum sağlamalıdır; yoksa başarısızlığının sonuçlarına katlanır. Örneğin, sağlık ve güvenlik yasalarındaki, ticaret
politikalarındaki ve hukuki çevredeki değişmeler kaçınılmazdır. Dünyanın en büyük spor giyim imalatçılarından biri olan Nike, çocuk işgücü
istihdam ettiği kuşkusuyla Asyalı ortaklarından biriyle lisans anlaşmasını iptal etmeye zorlanmıştır.
İşletme kendi iç çevre faktörlerini nasıl kararlaştırır?
İç çevre, işletmenin, üzerinde önemli ölçüde kontrol sahibi olduğu çevredir: şirket misyonunu, örgüt yapısını, işe alma politikasını ve
tedarikçi firmalarla ilişkilerini belirlemek yoluyla, işletme kendi iç çevre faktörlerini kararlaştırır.
İşletme faaliyetlerinin artan ölçüde uluslarasılaşması sayesinde, iç ve dış çevre faktörleriyle ilgilenme yöntemleri daha standart hale gelme
eğilimi göstermektedir. Bu gelişmenin başlıca nedeni, uluslararası anlamda büyümeyi amaç edinen yerli işletmelerin çoğu zaman çevresel
değişmelere uyum sağlayarak mevcut uluslararası işletmelerle rekabet etmeleridir. Bir başka deyişle, uluslararası işletmecilik, yerli
işletmelerin uluslararasılaşmaya bir hazırlık olarak başarılı işletmecilik politikalarını ve tekniklerini benimsemelerinde önemli bir rol
oynamaktadır. Örneğin, ABD ve Avrupa işletmelerinin çoğunluğu, uluslararası pazarlarda olduğu gibi kendi pazarlarında da rekabetçi
kalabilmek için kalite çemberleri, tam zamanında üretim sistemi ve toplam kalite yönetimi gibi Japon yönetim tekniklerini benimsemişlerdir.
Uluslararası İşletmeciliğin Politik Etkisi
Uluslararası işletmecilik faaliyetlerinin gelişmesinde ve özendirilmesinde hükümetler önemli bir rol oynar. Hükümetler yabancı doğrudan
yatırımları ülkelerine çekebilmek için, çoğu zaman komşularıyla rekabet ederek, çok çeşitli finansal ve finansal olmayan teşvikler sağlarlar.
Ticaretin ve yatırımların artan ölçüde liberalleşmesi, yerli endüstrilerin düzensizliği ve devlet işletmelerinin özelleştirilmesi, yabancı işletmeye
temel amaçlarından biri olarak çekici gelmektedir. Bu programlar çok büyük uluslararası iş fırsatları yaratmaktadır. Uluslararası işletmeciliğin
bu alandaki başlıca etkisi, sınırlarını uluslararası ticaret ve yatırımlara açması, sistem ve yöntemlerin standartlaştırması, özellikle insan
hakları ve çocuk işgücü konusunda uluslararası anlamda kabul edilebilir değerleri ve tutumları benimsemesi ve demokratik kuruluşların
gelişmesine cesaret vermesine ilişkin olarak hükümetler üzerindeki baskı olmuştur. Örneğin, Dünya Ticaret Örgütü üyeliğine hak kazanmak
için, Çin hükümeti kapitalizme karşı tutumunu yumuşatmakta, insan hakları sicilinde düzelmeleri taahhüt etmekte, ticaret ve yatırım
politikalarını liberalleştirmekte ve çok düşük bir oranda da olsa devlet işletmelerini özelleştirmektedir.
Uluslararası İşletmecilik,
Bölüm I - Uluslararası İşletmelerde İKY
5
Ekonomik Entegrasyon ve Globalleşme
İkinci Dünya Savaşının sonundan beri uluslararasılaşma sürecinin en temel etkilerinden biri, ulusal ekonomilerin tek başına bırakılmalarının
sona ermesi olmuştur. Uluslararası ticaret ve yatırımların yerini, kademeli olarak ulus devletler arasındaki işbirliği ve koordinasyonu arttırmak
için tasarlanan ölçüler almaktadır. Daha geniş coğrafik alanlar üzerindeki işbirliği ve koordinasyon ihtiyacı, örneğin serbest ticaret bölgeleri
biçiminde bölgesel gruplaşmaların oluşumuna yol göstermiştir. Uluslararası işletmecilik faaliyetlerinin büyümesindeki hızlı artışa cevap
olarak, ayrı ayrı ekonomilerin daha büyük ekonomik bölgeye karışıp bütünleştiği bölgesel ekonomik entegrasyon yaratma girişimleri anlamlı
bir şekilde artmıştır.
Uluslararası işletmecilik faaliyetleri yalnızca gelişmekle kalmamış, aynı zamanda farklı hükümetlerin etkileme ve denetleme yeteneğinin çok
ötesine geçerek, çok daha çeşitli ve karmaşık hale gelmiştir. Bütün bu gelişmelerin tek sonucu ise, ulusal ekonomilerin ayrı ayrı ya da
bölgesel gruplar halinde tek global ekonomiye katılıp bütünleştiği yeni bir dünya ekonomik düzeninin ortaya çıkmasıdır. Globalleşme, dünya
pazarlarının ve mal ve hizmet üretiminin entegre ve birbirine bağlı hale gelmiş olduğu dinamik bir süreçtir. Ulusal hükümetler açısından,
ekonomilerini başka ekonomilerle entegre etme konusunda en zorlayıcı neden, globalleşmenin farkına varılan yararlarını maksimize etmek
için ortak önlemler alabilme yeteneğine sahip olabilmektir.
Global ekonominin hızla ortaya çıkışı, doğabilecek çıkar çatışmalarının çözümlenmesinde ve global faaliyetlerin gözlenmesinde global
yönetimle meşgul olan uluslararası kuruluşların rol ve etkinliklerinin yeniden gözden geçirilmesini gerekli kılmaktadır; bu kuruluşlar IMF ve
Birleşmiş Milletleri kapsamaktadır.
Ulusal hükümetlerin, ekonomilerini başka ekonomilerle entegre etmelerinin temel nedeni sizce nedir?
Ulusal hükümetler açısından, ekonomilerini başka ekonomilerle entegre etme konusunda en zorlayıcı neden, globalleşmenin farkına
varılan yararlarını maksimize etmek ve farkına varılan zararlarını en aza indirmek için ortak önlemler alabilme yeteneğine sahip olmaktır.
Sıra Sizde 7 Bugünün uluslararası işletmelerine öncülük eden XVII. ve XVIII. yüzyılın büyük İngiliz, Hollanda ve Fransız işletmeleri,
genellikle üretim işletmelerinden ziyade ticaret işletmeleriydi, çünkü bu dönemde özellikle sermaye olanaklarının sınırlı olması, üretim
faaliyetlerinin geniş çapta yapılmasına izin vermiyordu. Öte yandan, ülkeler arası ilişkilerin yapısı ve politik baskılar daha geniş çapta
faaliyetlere olanak sağlamıyordu.
5. Uluslararası İşletmeciliğin Tarihsel Gelişimi
Günümüzde tüm dünyada büyük önem taşıyan uluslararası işletmecilik ile ilgili konuların gelişimi, uzun yıllar süren birtakım gelişmeler
sonucunda gerçekleşmiş; çeşitli dönemlerden geçilerek bugünkü duruma gelinmiştir. Uluslararası işletmeciliğin tarihsel süreç içindeki
gelişimini dört ayrı dönem halinde inceleyebiliriz. Birinci dönem; 1500-1850 yılları arasındaki süreyi kapsayan ticaret dönemi, ikinci dönem;
1850-1914 yılları arasındaki sömürgecilik dönemi, üçüncü dönem; 1914-1945 yılları arasındaki ayrıcalıklar dönemi, 1945′den günümüze
kadar geçen süreyi kapsayan dördüncü dönem ise uluslararası dönemdir.
Ticaret Dönemi
Ticaret dönemi, 1500′lü yılların başlangıcından 1850′lerde Avrupa’da Sanayi devriminin ortaya çıkışına kadar devam etmiştir. Birçok risklerle
karşılaşılan bu dönemde sınırlı ticaret faaliyetleri yer almıştır. Ticaret dönemini, çeşitli bireylerin ülke dışında şanslarını denemek ve dış
ülkelerden satın aldıkları malları Avrupa’ya göndermek yoluyla büyük kârlar sağladığı dönem olarak tanımlayabiliriz. Bu dönemde sayısı
çok az olan kıymetli metallerin, baharatların, ipeklerin vb. malların ticareti daha çok göze çarpmaktaydı. Özellikle ipek ve baharat yollarının
etkisiyle zenginleşen XVII. ve XVIII. yüzyılın büyük İngiliz, Hollanda ve Fransız ticaret işletmeleri bugünün uluslararası işletmelerine öncülük
etmişlerdir. Bunlar genellikle üretim işletmelerinden ziyade ticaret işletmeleriydi. Zaten bu dönemde özellikle sermaye olanaklarının sınırlı
olması üretim faaliyetlerinin geniş çapta yapılmasına izin vermiyordu.
XVII. ve XVIII. yüzyılın büyük İngiliz, Hollanda ve Fransız işletmeleri, neden ticaret işletmeleri biçiminde faaliyet gösteriyorlardı?
Bu dönemde özellikle sermaye olanaklarının sınırlı olması üretim faaliyetlerinin geniş çapta yapılmasına izin vermiyordu.
Bu dönemde, ülkelerarası ilişkilerin yapısı ve politik baskılar daha geniş çapta faaliyetlere olanak sağlamıyordu. Bununla birlikte, çeşitli
ülkelerde bazı İngiliz, Hollanda ve Fransız işletmelerine ticari ve politik alanda birçok ayrıcalıklar tanındı. Bu bir anlamda batı ülkelerinin
üstünlük sağlamasına yaradı. Osmanlı İmparatorluğu zamanında Fransızlara birçok kolaylıklar tanınması yani kapitülasyonlar da bu
dönemde başlamıştı.
Bu dönemde ayrıca bankacılık önem kazanmaya başladı. Ülke dışı yatırıma ağırlık verilmesi bankacılık faaliyetini zorunlu kıldı. Çeşitli
kimseler bankacılık faaliyetini kârlı bir iş olarak gördüler. Örneğin, Floransa’daki Medici Ailesi, XV. yüzyılda bankacılıkta önemli girişimlerde
bulunmuş ve o dönemde dünyanın bilinen bölgelerinde bankalar kurmuştur. Ticaret dönemi Asya, Afrika ve Lâtin Amerika’da kolonilerin
oluşturulmasıyla ve Batı işletmelerine Japonya ve Çin’de bazı ayrıcalıklar tanınmasıyla sona ermiştir.
Sömürgecilik Dönemi
Sömürgecilik dönemi, Sanayi devriminden (1850) I. Dünya Savaşının hemen başlangıcına (1914) kadar devam etmiştir. Coğrafik keşiflerin
tamamlandığı ve ülkelerin birbirleriyle olan ticari bağlarının iyice genişlediği bu dönemin en belirgin özelliği, Sanayi devriminin sonucunda
büyük işletmelerin kurulmuş olmasıdır. Avrupa’daki büyük Sanayi devrimi sonunda, Avrupa işletmelerinin faaliyet konuları da değişmiştir.
Daha önce ticaret döneminin bir özelliği olan dışarıdan satın alınan egzotik malların ülke içinde satılarak kâr elde edilmesi yerine, daha
kolay ve ucuz olarak elde edilebilen sanayi mallarına dönük faaliyetler başlamıştır. Özellikle tarım ve madencilik faaliyetlerine önem
Uluslararası İşletmecilik,
Bölüm I - Uluslararası İşletmelerde İKY
6
verilmiştir. Afrika’ya yalnızca madencilik alanında yatırım yapılırken, Güneydoğu Asya ve Latin Amerika’ya hem tarım hem de madencilik
alanında yapılan yatırımlar önemli hale gelmiştir.
Dış yatırımların geniş çapta Batı Avrupa’dan Asya, Afrika ve Amerika’nın gelişmemiş ülkelerine aktığı sömürgecilik döneminde, özellikle
İngiltere’nin yatırımları hissedilir şekilde artmıştır. İngiltere’yi Avrupa’nın diğer ülkeleri izlemiş, özellikle Almanya, Hollanda ve Fransa önemli
yatırımlar yapmıştır. Ülke içinde altyapı yatırımlarının azlığı gelişmeyi yavaşlattığı için, bu dönemde ABD işletmeleri oldukça pasif bir
durumdaydı. Tek istisna olarak ise, 1876 yılında yeni Gümrük Vergileri Kanununun çıkarılması sonunda bir ABD silah işletmesi olan Du
Pont, mevcut iki Kanada barut fabrikasını satın almak suretiyle uluslararası alana giriyordu. Du Pont örneği ilk önemli ABD ülke dışı faaliyetini
temsil etmekteydi.
Sömürgecilik döneminde ABD işletmeleri Avrupa işletmelerine kıyasla neden oldukça pasif bir durumdaydı?
Ülke içinde altyapı yatırımlarının azlığı gelişmeyi yavaşlattığı için, sömürgecilik döneminde ABD işletmeleri Avrupa işletmelerine kıyasla
oldukça pasif bir durumdaydı.
Ayrıcalıklar Dönemi
Ayrıcalıklar Dönemi, I. Dünya Savaşının başlangıcından (1914) II. Dünya Savaşının bitimine (1945) kadar devam etmiştir. I. Dünya Savaşını
izleyen yıllarda dış ticareti engelleyen politikaların ortadan kaldırılmasının etkisiyle, uluslararası işletmeler artış göstermiştir.
Dış ülkelere yapılan yatırımlarda tarım ve madenciliğin önemli yer tuttuğu sömürgecilik döneminden sonra, ayrıcalıklar döneminde otomobil
sektöründe dış ülkelere yapılan yatırımlar önem kazanmıştır. Başta İngiltere, Fransa ve Almanya’da üretim işletmeleri kuran General Motors
olmak üzere, otomobil ve otomobil yedek parçaları yapan işletmeler Avrupa’da yayılmaya başlamışlardır. Modern uluslararası işletmelerin
kurulmasında ilk adım olarak ise, İngiltere’deki bir deterjan işletmesi olan ve ülke dışında üretim ve dağıtım tesisleri kuran Lever Brothers’ın
girişimini gösterebiliriz. Bu işletme, 1929 yılında Hollanda’nın Dutch Margarine Union isimli işletmesi ile birleşerek Unilever’i meydana getirdi.
Bu nedenle, Unilever ilk modern uluslararası işletme örneği olarak kabul edilmektedir. Bundan sonra diğer Avrupa işletmeleri ülke dışında
faaliyet göstermeye başladılar. Nestle, ICI, Philips ve Royal Dutch Shell bunun en belirgin örnekleridir.
Batı ülkelerinin uluslararası faaliyetlerde üstünlük kurmalarına karşın ABD işletmeleri oldukça zayıf kalmıştı. 1914 yılında bazı ABD
uluslararası işletmeleri yavaş yavaş ülke dışı yatırım yapmaya başladılar. Bu dönemde Singer, Coca Cola ve Woolworth gibi çokuluslu ABD
işletmelerinin ülke dışındaki faaliyetleri dikkat çekmeye başladı. I. Dünya Savaşı ile II. Dünya Savaşının sona erdiği tarihler arasındaki
dönemde büyük gelişmeler sağlandı. Uluslararası işletmelerin faaliyetleri bu dönemde yayılmıştır. Bu dönemde uluslararası işletmelerin
faaliyetlerini etkileyen iki önemli olay meydana gelmiştir. Birincisi 1929 yılında patlak veren büyük dünya buhranıdır. Özellikle batı ülkeleri
bu buhrandan çok etkilendiler. İşsizliğin artması ve üretilen malların elde kalması işletmeleri krize soktu. Bu durum Avrupa ve Amerika’nın
diğer ülkelerdeki gücünün azalmasında önemli rol oynadı. Yüksek ücretli batılı yönetici ve teknik elemanların yerine Afrikalı, Asyalı ve Latin
Amerikalıların tercih edilerek işlere yerleştirilmesi sonucunu doğurdu.
Ayrıcalıklar döneminde Avrupa ve Amerika’nın diğer ülkelerdeki gücünün azalmasında önemli rol oynayan olay nedir?
1929 yılında patlak veren büyük dünya buhranıdır. Özellikle batı ülkeleri bu buhrandan çok etkilendiler. İşsizliğin artması ve üretilen
malların elde kalması, işletmeleri krize soktu. Bu durum Avrupa ve Amerika’nın diğer ülkelerdeki gücünün azalmasında önemli rol oynadı.
Ayrıcalıklar döneminde uluslararası işletmelerin faaliyetlerini etkileyen ikinci önemli olay ise, Avrupa’da Dünya Savaşının sonucu olarak
çeşitli bölgelerin istila edilmesiydi. Almanya’nın işgali, bazı işletmelerin düşman işgali altında kalmasına neden oldu.
Uluslararası Dönem
Uluslararası dönem, II. Dünya Savaşının bitiminden (1945) günümüze kadar süregelen dönemdir. I. ve II. Dünya Savaşının olumsuz etkileri,
uluslararası işletmelerin gelişimini önemli ölçüde engellemiştir. Bu nedenle XX. yüzyılın ilk yarısında uluslararası işletmelerin yayılması
oldukça yavaş olmuştur. II. Dünya Savaşı’nın sona ermesinden 1970 yılına kadar geçen dönemde, işletmeler dünya çapında yeni pazarlar
ve üretici güçler aramaya başladıkları için bu yıllara (1945-1970) Global Genişleme yılları adı verilmiştir.
Hızlı ve etkili bir haberleşme ağının kurulması, Global Genişleme yıllarında işletmelerin daha uzak pazarlara girmelerine olanak vermiş ve
iletişim sorununu çok büyük ölçüde ortadan kaldırmıştır. Bu döneme kadar uluslararası işletmecilik alanında Avrupa işletmelerine kıyasla
oldukça pasif kalan ABD işletmeleri, özellikle 1950′li ve 1960′lı yıllarda dünyaya açılmaya başlamışlar ve uluslararasılaşma neredeyse tüm
dünyada bir ABD olayı haline gelmiştir. Bu yıllarda teknolojik ilerlemede Avrupa işletmelerini geçen ve dünyada en çok teknoloji transfer
eden bir konuma gelen ABD işletmeleri, sahip oldukları teknik, pazarlama, yönetim ve finansal üstünlüklerini, ücretleri daha düşük olan
denizaşırı ülkelerdeki işgücü ile birleştirmeyi denemişler ve çok büyük başarılar ve kârlar elde etmişlerdir.
1950′li ve 1960′lı yıllarda uluslararasılaşma neden bir ABD olayı haline gelmiştir?
Uluslararası döneme kadar uluslararası işletmecilik alanında Avrupa işletmelerine kıyasla oldukça pasif kalan ABD işletmeleri, özellikle
1950′li ve 1960′lı yıllarda dünyaya açılmaya başlamışlar ve uluslararasılaşma neredeyse tüm dünyada bir ABD olayı haline gelmiştir. Bu
yıllarda ABD işletmelerini geçmiş ve dünyada en çok teknoloji transfer eden bir konuma gelmiştir.
1970-1975 yılları arasında ABD işletmeleri ülke dışına yaptıkları yatırımların % 10′unu satmışlardır ve kurdukları yeni yatırımların sayısında
ise önceki yıllara kıyasla bir azalma olmuştur. Bu gelişmelerden açıkça anlaşıldığı gibi, 1950′li ve 1960′lı yılların aksine 1970′li yıllarda, ABD
işletmeleri için uluslararasılaşmanın çekiciliği yavaş yavaş azalmaya başlamıştır.
Uluslararası İşletmecilik,
Bölüm I - Uluslararası İşletmelerde İKY
7
Bu dönemde, uluslararası işletmelerin ekonomik, sosyal ve siyasal etkilerinden rahatsızlık duymaya başlayan ev sahibi ülkeler, bir yandan
uluslararası işletmelerin faaliyetlerini denetleyebilmek, bir yandan da ekonomik, sosyal ve siyasi dengelerini koruyabilmek amacıyla bazı
sınırlamalar geliştirmeye başlamışlardır. Bunlara örnek olarak tarifeler ve vergiler, ithalat kotaları, fiyatlarla ilgili sınırlamalar, yöneticilerin
uyruğu ile ilgili sınırlamalar, yerel kaynak kullanımı ile ilgili sınırlamalar ve sermayenin yatırımcı ülkeye dönmesi ile ilgili sınırlamalar
gösterilebilir. 1970′li yıllarda kaynak ve enerji konusunda daha etkili ve tedbirli davranan Avrupa ve Japon işletmeleri, ABD işletmelerine
karşı büyük üstünlükler sağlamışlardır. Avrupa ve Japon işletmeleri ellerindeki kaynakları değerlendirmek ve geliştirmek suretiyle, özellikle
gelişmekte olan ülkelere yapılan yatırımlarda ABD işletmelerinin yerini almaya başlamışlardır. Bu nedenle, 1970′li yıllarda ABD işletmelerinin
egemenliğini sona erdiren nedenlerden biri de kaynak kıtlığı olmuştur.
1970′li yıllarda Avrupa ve Japon işletmeleri, ABD işletmelerine nasıl üstünlük sağlamışlardır?
1970′li yıllarda kaynak ve enerji konusunda daha etkili ve tedbirli davranan Avrupa ve Japon işletmeleri, ABD işletmelerine karşı büyük
üstünlükler sağlamışlardır. Avrupa ve Japon işletmeleri ellerindeki kaynakları değerlendirmek, geliştirmek suretiyle, özellikle gelişmekte
olan ülkelere yapılan yatırımlarda ABD işletmelerinin yerini almaya başlamışlardır.
Bu dönemde uluslararası işletmelerin faaliyet alanları da çeşitlilik göstermeye başlamış ve uluslararası üretim ve hizmet işletmeleri, bankalar,
reklam ajansları, danışmanlık işletmeleri, bilgisayar ve yazılım işletmeleri gibi çok çeşitli alanlara yayılmışlardır. Teknoloji transferlerinin
arttığı ve rekabetin şiddetlendiği 1980′li yıllardan itibaren ise, uluslararası işletme yöneticileri kültürel farklılıkları daha fazla dikkate alarak
uluslararası işletmecilik faaliyetlerini yürütmeye başlamışlardır. Uluslararası dönem halen devam etmektedir.
6. Ölçme ve Değerlendirme
1. İşletmeler tarafından düzenlenen ve ulusal sınırların dışında yürütülen her türlü işletme faaliyetine ne ad verilir?
a. Uluslararası iş
b. Uluslararası işletmecilik
c. Uluslararası yönetim
d. Uluslararası pazarlama
e. Globalleşme
2. Uluslararası işletmecilik faaliyetleri aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
a. Uluslararası ticaret ve uluslararası yatırım
b. Uluslararası yönetim ve uluslararası yatırım
c. Uluslararası yönetim ve uluslararası ticaret
d. Uluslararası ticaret ve uluslararası finans
e. Uluslararası pazarlama ve uluslararası istihdam
3. Bir işletmenin ürün ve hizmet ihracat ve ithalat faaliyetlerini yerine getirmesine ne ad verilir?
a. Uluslararası yatırım
b. Uluslararası yönetim
c. Franchising
d. Lisans anlaşması
e. Dış ticaret
4. Bir işletmenin ana ülkesinin dışında işletmecilik faaliyetleri yürütmek amacıyla kaynak transfer etmesine ne ad verilir?
a. Dış ticaret
b. Lisans anlaşması
c. Uluslararası yatırım
d. Joint Venture
e. Uluslararası pazarlama
5. Faaliyetleri ve başarıyı etkileyebilecek kanun, tüzük ve yönetmeliklere işletmelerin özel duyarlılık göstermesini gerektiren ve ülkeden
ülkeye farklılık gösteren faktör, aşağıdakilerden hangisidir?
a. Kültür
b. Finansal ortam
c. Tüketici tercihleri
d. Hukuki çevre
e. Politik çevre
Uluslararası İşletmecilik,
Bölüm I - Uluslararası İşletmelerde İKY
8
6. Aşağıdakilerden hangisi dünya pazarlarında genellikle geçerli olan normların ve uygulamaların benimsenmesini ifade eder?
a. Standardizasyon
b. Teknoloji
c. Rekabet
d. Ekonomik entegrasyon
e. Globalleşme
7. Çeşitli bireylerin ülke dışında şanslarını denemek ve dış ülkelerden satın aldıkları malları Avrupa’ya göndermek yoluyla büyük kârlar
sağladıkları dönem aşağıdakilerden hangisidir?
a. Uluslararası dönem
b. Ticaret dönemi
c. Ayrıcalıklar dönemi
d. Yatırım dönemi
e. Sömürgecilik dönemi
8. Aşağıdaki dönemlerden hangisinin en belirgin özelliği sanayi devriminin sonucunda büyük işletmelerin kurulmuş olmasıdır?
a. Ticaret dönemi
b. Yatırım dönemi
c. Uluslararası dönem
d. Ayrıcalıklar dönemi
e. Sömürgecilik dönemi
9. İlk modern uluslararası işletme örneği aşağıdakilerden hangisidir?
a. Nestle
b. Philips
c. Unilever
d. Shell
e. Coca Cola
10. Sömürgecilik dönemi hangi yıllar arasındaki süreyi kapsar?
a. 1500-1850
b. 1914-1945
c. 1600-1700
d. 1850-1914
e. 1945′den günümüze
Download