Dönem 1 Hücre Bilimleri 2 Hücre yapısı organeller ve İnklüzyonlar

advertisement
Dönem 1 Hücre Bilimleri 2
Hücre yapısı organeller ve İnklüzyonlar
Sitoplazma:
Sitoplazma, şekilsiz temel madde ve şekilli unsurlardan oluşur. Temel madde, ışık
mikroskobu altında düzgün, homojen ve şekilsiz olarak gözlenir. Diğerleriyse, değişik
işlevlere sahip organellerden ve inklüzyon cisimciklerinden oluşan şekilli unsurlardır. Bunlara
“sitoplazmik cisimcikler” de denmektedir ve bunlar, bir komponentin (bölümün) içerisinde
asılı halde bulunurlar. Organeller, hücrenin canlı yapılarıdır ve membranlı (zarlı) (plazma
zarı, endozom, lizozom, granüler endoplazmik retikulum, düz endoplazmik retikulum, Golgi
kompleksi,
mitokondriyon,
peroksizom,
annulat
lamel)
ve
membransız
organel
(mikrotübüller, aktin filamentleri, ara filamentler, sentriyol ve mikrotübül organize edici
merkez, bazal cisimcik) olmak üzere ikiye ayrılırlar. Hücre, metabolizması sayesinde büyür
ve çoğalır. Ayrıca, solunumu da vardır. Böylece canlılığını devam ettirdiği gibi, bazı
maddeleri sentezleme, salgılama ve ihtiyaç duyduğu maddeleri emme işlevlerini yerine
getirir. Bunların yanında uyarılabilme, aldığı uyartıyı iletebilme ve kasılma özellikleri de
bulunmaktadır. İnklüzyon cisimleri, sitoplazmada yerleşiktir. Bunlar, hücrenin cansız kısmını
oluşturur ve aşağıdaki şekilde sınıflandırılır:
1 – Depo Edilen Gıda Maddeleri
a – Karbonhidratlar
b - Yağlar
2 – Pigmentler a - Endojen Pigmentler: Melanin ve hemoglobin b - Eksojen Pigmentler:
Karotenler, tozlar, mineraller, dövme boyaları
3 – Kristaller
Organeller
Mitokondriyon:
Organellerin en büyüğüdür.. Hücrenin enerji üretim merkezi konumundadır. Küresel, oval ve
lifsi gibi değişik şekilleri mevcuttur. Mitokondriyonlar, bölünerek ve birleşerek çoğalır.
Büyük mitokondriyonlar, ışık mikroskobunda ve küçükleri de EM‟de görülebilir. EM, enzim
histokimyasıyla ve bazı histolojik yöntemlerle gösterilebilir Bunlardan histolojik yöntemlerde,
taze fiksasyon ve ince kesit şartları yerine getirildiği zaman, ışık mikroskobunda barsak
mukozasının
proksimal
emici
hücrelerinde
büyük
mitokondriyonlar
görülebilir.
Mitokondriyonun boyanmasında Heidenhain’in demirli hematoksileni, janus yeşili – B,
metilen mavisi ve yeşili kullanılabilir. Mitokondiyonun etrafında, iki katlı birim zar bulunur. .
Bu organelin esas işlev gören kısmı, matriks ve bunu çevreleyen iç zardır. İç zar oldukça
özelleşmiş ve yarı geçirgendir. Burada, “krista” adı verilen katlantılar mevcuttur .
Mitokondriyonların çoğunun kristaları rafa benzer fakat, bunlar steroid salgılayan hücrelerde
tübüler yapıya dönüşmüştür.
.Ribozomlar:
Protein sentezleyen organellerdir. Mitokondriyonal ve sitoplazmik olmak üzere iki çeşidi
vardır. Mitokondriyonal tipi daha küçüktür. Her bir ribozom, birbirine eşit olmayan iki alt
birime sahiptir. Küçük alt birimde, mRNA için bağlanma yeri vardır. P – kenarı peptidil
transfer ribonükleikasit tRNA‟yı, A – kenarı ise amino-açil tRNA‟yı bağlar. Büyük ve küçük
alt birimler, protein sentezinin başlangıcına kadar ribozom oluşturmaz.. Mitokondriyonal
ribozomlar 50S ve 30S, sitoplazmik ribozomlar ise 60S ve 40S alt birimlerine sahiptir.
Sitoplazmik ribozomlar, çekirdekçikte üretilen ribozomal RNA‟dan ve sitoplazmada üretilen
diğer pek çok proteinden meydana gelir ve yoğun şekilde bazofiliktir. Ribozomların ışık
mikroskobu altında bez hücrelerinde görülen topluluklarına “ergositoplazma”, nöronlardaki
görünümüne ise “Nissl cisimcikleri” denir.
Endoplazmik Retikulum:
Bu organel zardan kanalcıklar, kesecikler ve torbacıklar topluluğudur. İki türü vardır.
Granüler
Endoplazmik
Retikulum
(GER):
Birbirleriyle
anastomozlaşan
yassı
keseciklerden ve kanalcıklardan meydana gelir. Bu kesecikler, istirahat halindeki hücrelerde
yassılaşmıştır ve bunların içinde madde toplandığı zaman, genişleyip yuvarlak veya değişik
şekilli sarnıçlara dönüşürler. Zarları 6 – 7 nm kadar olup, hücre zarından daha incedir ve dış
yüzeyine ribozomlar yerleşmiştir. Hücredeki miktarı, protein üretim yoğunluğuyla ilgilidir.
Işık mikroskobu altında, bazı hücre tiplerinde sitoplazma içerisinde bazik boyalarla boyanmış
olarak gözlenir. Buralara, “ergositoplazma” denir. Bu bölgeler, elektron mikroskobunda
granüler endoplazmik retikulum (GER) olarak tanımlanır.
Agranüler (Düz) Endoplazmik Retikulum (AGER): Üzerinde ribozomların bulunmaması
yönüyle, GER‟den ayrılır. Çevredeki sitoplazmik matriksle aynı boyandığı için, ancak
elektron mikroskobu altında görülebilir ve ışık mikroskobunda gözlenemez. Bunların zarları
düzgündür ve birbirleriyle bağlantılı olan tübüler veya veziküler elemanlardan oluşmuşlardır.
Zar kalınlıkları 6 – 7 nm kadar olup, lümen genişlikleri 50 nm kadardır.
AGER zarları, lipit ve karbonhidrat metabolizması için gerekli olan enzimleri içerir. Özellikle
steroid sentezinin yoğun olduğu adrenal kortekste, korpus luteumda ve testisin interstisyel
hücrelerinde belirgin şekilde AGER bulunur. AGER zarında, lipoproteinlerin lipit
kısımlarının üretilmesinde veya metabolizma tarafından oluşturulan zararlı bileşiklerin ve
ilaçların zehirli etkilerinin giderilmesinde (detoksifikasyonda) rol oynayan enzimler de
mevcuttur. AGER, karaciğer hücrelerinde glikojenin oluşumunda ve depolanmasında,
kolesterol ve lipoprotein sentezinde ve ayrıca, ince barsak epiteli içindeki prizmatik emici
hücrelerdeki monogliseritlerden ve yağ asitlerinden trigliseritlerin sentezlenmesi işleminde rol
alır.
Midenin paryetal hücrelerinde,
hidroklorik asidin oluşumuyla
ilgilidir.
Kas
hücrelerindeyse, sarkoplazmik retikulum adını alır ve kalsiyum iyonlarını depolar.
Golgi Kompleksi: Işık mikroskobu altında ve gümüşleme yöntemiyle, çekirdeğin etrafında
dallanan çubuklardan ve taneciklerden meydana gelen bir ağ şeklinde görülür. Golgi
kompleksi, proteinlerin translasyon işlemi sonrasında değişiklikten geçirilmesi, sıralanması ve
paketlenmesi işlemlerinde görev yapar.
Peroksizomlar (Mikrocisimler):
İlk kez, Rodin isimli araştırmacı tarafından 1954 yılında farelerin böbrek proksimal tübül
hücrelerinde tek zarlı, ince ve granüler bir matrikse sahip organeller şeklinde tanımlanmıştır.
Peroksizomlarda, katalaz enzimi bulunur. Memeli hücrelerinde, bu organellerin işlevi tam
olarak açıklanamamıştır. Fakat, kolesterol metabolizması içeren organizmalarda bol olarak
bulunmaları ve steroid sentezinde ve hipokolesterolemik ilaçların kullanılması sonrasında
sayılarının
oldukça
fazla
miktarda
artması
metabolizmasında yer aldıkları düşünülmektedir.
sebebiyle,
peroksizomların
kolesterol
Lizozomlar: Hidrolitik enzimler içeren ve asidik pH‟ye sahip organellerdir. Lizozomlar
sadece büyük moleküllerin, fagosite edilmiş olan mikroorganizmaların, hücre içindeki atık
maddelerin ve hücrelerin değil, aynı zamanda yaşlanan mitokondriyonların ve GER‟lerin de
sindirilmesinde görev yapar. Sindirim işlemi esnasında rol oynayan çeşitli enzimler, içeriye
alınan maddeleri küçük ve çözünebilir parçalara ayrıştırır.
Annülat Lameller: Sadece EM ile görülebilen, çekirdeğin yakınında yerleşim gösteren, zar
çapı 7 – 9 nm arasında değişen ve iki katlı zarla çevrili olan bir organeldir.
Sitoplazma İnklüzyonları:
Metabolik faaliyetlere katılmayan şekilli unsurlardır. Bunlardan bir kısmı, metabolizma
neticesinde şekillenir. Diğerleri ise, hücreye dışarıdan alınır.
Üç grupta toplanırlar:
(1) Depolanmış besinler,
(2) salgı maddeleri ve
(3) renk maddeleri.
Depolanmış Besin Maddeleri: Glikojen ve lipitlerdir. Glikojenin en çok depo edildiği yerler,
karaciğer epiteli ve kas hücreleridir
Lipitler: Sadece özelleşmiş adiposit hücrelerin içinde trigliseritler şeklinde depolanmayıp,
aynı zamanda çeşitli hücre türlerinde ve özellikle hepatositlerde yağ damlacıkları şeklinde
bulunurlar. Histoloji pratiğinde rutin olarak kullanılan çözücülerin çoğu, bu yağ
damlacıklarını çözerler ve içi boşluklu hücre (bal peteği) görünümüne yol açarlar.
Renk Maddeleri: Dışarıdan alınan renk maddelerinin en önemlisi, karoten grubudur. Karoten
grubu, organizmaya alındığında A vitaminine dönüştürülür. Hemoglobin ve melanin, vücutta
en fazla bulunan pigmentlerdir. Melanin deride, saçta, retinada ve beyindeki gri cevherde
bulunur.
Lipofuksin, diğer pigmentlerle birlikte hepatositlerde, kalp kasında ve özellikle çekirdeğin
etrafında, adrenal korteksin retiküler tabakasında, testiste ve özellikle Leydig hücrelerinde,
overlerdeki sarı cisimde (corpus luteumda), beynin, omuriliğin ve bazal gangliyonların sinir
hücrelerinde sitoplazmik inklüzyonlar olarak, kemik iliğinde ve böbrekte de bulunur.
Download