BEDENSEL VE DEVİNSEL GELİŞİM Bedensel büyüme ve gelişmenin bireyin kişiliği üzerinde, çok önemli bir etkisi olduğu söylenebilir. Çünkü karmaşık bir sistem ve alt sistemlerden oluşan bedensel yapı, insanın yaşaması için gerekli olan tüm işlevler ve davranışları için bir temel oluşturur. Dolayısıyla bedensel büyüme ve gelişme bireyin tüm olarak gelişmesini de etkiler. Kişilik bu etkileşim sonucunda oluşur. Bağımsız hareket etmenin ve kendi kendine yol göstericiliğin keşfi, kişilik gelişiminin yeni bir evresidir. Yeni yürümeye başlayan çocuk yeni bir yürüme biçimi geliştirmiş gibi bir gurur içindedir ve bunu yapmaktan dolayı mutludur. Eğitimle uğraşan herkesin özellikle de öğretmenlerin önce insanın bedensel yönden büyümesini ve gelişmesini bilmesi gerekmektedir. İnsan yapısını ve onun nasıl büyüyüp olgunlaştığını incelemeden sağlık ve öğrenme sorunlarını, bireyin bir bütün olarak gelişmesini anlamak çok güçtür. Gelişim, yaşamın başlangıcından sonuna kadar devam eden dinamik bir süreçtir. Gelişimin bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal yönleri vardır. Bu yönler birbirini etkilemektedir. Bedensel gelişimin diğer gelişim yönlerinin temelini oluşturması nedeniyle onların üzerinde önemli bir etkisi söz konusudur. Çünkü sağlıklı bir gelişim için sağlıklı bir bedene gereksinim vardır. Bireyin her gelişim döneminin kendine özgü gelişim ödevlerini yaparken bedenini kullanma zorunluluğu vardır. Çocuğun yürüme davranışını zamanında ve uygun bir biçimde yerine getirmesi yaşına uygun kas, İskelet ve sinir sistemlerinin büyüme ve gelişimine bağlıdır. İlk öğrenimine başlayan çocuğun kalem tutup yazı yazmayı başarabilmesi kas, iskelet ve sinir sistemlerinin olgunlaşmış olmasına bağlıdır. Bu nedenlerle öğretim ortamında ortaya çıkabilecek bazı sorunların nedeni olarak bedensel büyüme ve gelişme gösterilebilir. Bunu öğretmenlerin bilmesi öğrencinin sorunun çözülmesi için doğru bir yaklaşım içinde bulunmasını sağlar. Öğrenciyi "tembel", "başarısız" olarak tanımlamak yerine bedensel büyüme ve gelişmesine yardımcı olacak çalışmalarda bulunulabilir. Büyüme Genel olarak büyüme kilogram ve santimetre olarak tanımlanır. Normal koşullarda ve ortalama olarak çocuğun doğduğu andaki boyu 50-52 santimetre, ağırlığı ise 3000-3600 gramdır. Doğumdan sonraki ilk yılda büyüme hızlıdır. İkinci yılda da hızlı olmakla birlikte, birinci yıla göre daha yavaştır. Çocuk ilk altı ayda ağırlığının iki, birinci yaş sonunda üç katına ulaşır. Birinci yaşta boy artışı yüzde elli kadardır. Üçüncü yaştan erinlik yıllarına kadar sürekli fakat yavaş bir büyüme görülür. Erinlik ya da ilk ergenlik yıllarına kadar erkekler kızlardan biraz uzun ve ağır olmakla birlikte, erinlik yıllarında kızlar erkekleri geçer. Çünkü kızlar erkeklerden bir iki yıl önce erinliğe girdikleri için daha çabuk uzar ve onları geçerler.Ergenliğin son yıllarında ise erkekler kızlardan boy ve kilo olarak, biraz daha ileride olurlar. Büyümenin en hızlı olduğu dönem, önce doğum öncesi, sonra da yaşamın ilk yılıdır. Beden Oranı Yetişkinlerle çocuklar arasında, özellikle küçük yaşlarda, beden oranları bakımından farklılıklar vardır. Doğumdan önce baş yaklaşık olarak bedenin yarısı, doğumda ise dörtte biri kadardır. Yetişkinlerde bu oran sekizde birdir. Doğumda gövde bedenin sekizde üçüdür ve bu oran yetişkinlikte de korunur; bacaklar bedenin sekizde biri kadar olduğu halde yetişkinlikte yarısı kadar olur. Her ne kadar bütün organlar büyürse de, bacaklarda görülen büyüme diğerlerine göre daha hızlıdır. Yetişkinlikte kollar da dengeli bir şekilde uzar ve güçlenir. Sözü edilen bu değişmeler, insanın çevresine daha rahat bir şekilde uyum yapmasını sağlar. Sinir sistemi içerisinde, beynin büyüme ve gelişmesinin incelenmesi önemli bir yer tutar. Beyin doğumdan başlayarak hızla büyür. Çocuk dört yaşına geldiğinde yaklaşık olarak beyin ağırlığının %80'i, sekiz yaşında %90'ı kazanılır; geriye kalan %10'luk bölüm ise, sekiz-yirmi yaşları arasında tamamlanmış olur.Beyinde meydana gelen değişikliğin büyük bir kısmı, var olan beyin hücrelerini birbirine bağlayan bağlantıların çoğalmasıyla açıklanabilir. Ayrıca yaş ilerledikçe aksonları kapsayan miyelin tabakasında da bir gelişme gözlenir. Çocuklar büyüdükçe güçlerinde bir artış oluşur, dolayısı ile küçük yaşlarda kendilerine zor gelen konuları bir-iki yıl sonra daha kolay bir şekilde yapabilirler. Bu nedenle, belirli bir yaşta anlamakta ve kavramakta güçlük çektikleri konuların sonraya bırakılması eğitsel açıdan büyük bir önem taşır. Erinlik döneminde dört önemli fiziksel değişme görülür. Beden ölçülerindeki değişmeler boy ve ağırlık değişmeleri olarak kendini gösterir. Erinliğin ilk yılları uzamanın en çok olduğu yıllardır.Bu yıllarda pitüiter (hipofiz) bezi çok çalışmakta, çok salgı salmaktadır. Erkeklerde boy uzaması kızlardan daha uzun sürer ve 20-22 yaşları arasında erkekler yetişkin boylarına ulaşırlar. Ergenlik döneminde bedenin bütün bölümlerinde büyüme hızı aynı olmadığından oransız bir görüntü ortaya çıkmaktadır. Burun, eller ve ayaklar, bu oransız büyümenin en çok göze çarpan bölgelerdir. Bacaklar bedenin en uzun kısmıdır ve 15 yaşına kadar böyle uzun kalırlar. Hem kızlarda hem de erkeklerde büyüme belirli bir sırayı takip eder. Eller ve ayaklar ilk büyüyen organlardır. Daha sonra kollar ve bacaklar ve en sonra da beden gelişir. Bu nedenle önce ayakkabılar küçülür, daha sonra pantolonlar küçük gelmeye başlar ve en sonunda da gömlek, bluz ve ceketler değişir. Bedensel gelişim sırasında kızlarda kas gelişimi, erkeklerinkine göre ikinci planda kalır. Bunun sonucu olarak, tam anlamıyla gelişmiş bir kadının bedeninde daha çok yağ bulunur, erkeğin bedeninde ise daha fazla kas vardır. Ergenlik çağındaki bedensel gelişimin ilginç yönlerinden biri de kızlar ile erkekler arasındaki ciğer ve kalp gelişimindeki farklılıktır. Erkeklerin ciğer ve kalbi kızlarınkine göre daha büyüktür, kalp atış sayısı beden durgun haldeyken daha düşüktür ve kanın oksijen taşıma kapasitesi daha yüksektir. Bu nedenle ergenlik çağında erkekler kuvvet, hız ve bedensel dayanıklılık bakımından daha yüksek bir etkinlik gösterir. Devinsel (Psiko-motor) Gelişim Çocuğun kol ve bacakları ile tüm organlarını kullanmada güç ve hız kazanmasına, beden organları arasında eşgüdüm sağlanmasına ve onları denetim altına almada becerikli duruma gelmesine devinsel gelişim denir. Bu gelişme bedensel gelişmeye paralel olarak oluşur ve kişinin çevresine uyum yapmasını sağlar. Bireyin bir bütün olarak gelişmesinde önemli rol oynar. Çocuk hareket yeteneği kazandıkça deneyimlere girişir; nesneleri eller, ağzına götürür, yere vurur ve onların niteliklerini öğrenir; çevresini araştırır ve yoklar; böylece zihinsel gelişmesi için gerekli ham maddeleri oluşturur. Psiko-motor etkinlikler çocuğa toplumsal ilişkilerde ve işbirliğinde, öğrenmede bir araç işlevi görür. Devinsel gelişme bazı yeterliklere dayanır. Bu yeterliklere ulaşıldığı zaman, psiko-motor gelişme büyük ölçüde tamamlanmış olur. Eşgüdüm(koordinasyon):Beden organları arasında bir uyumun olmasıdır. Psikomotor etkinliklerin tümü, beden organları arasında yeterli bir uyum gerektirir. Beden organları arasındaki uyumun gelişmesi, olgunlaşma ve alıştırmalara bağlıdır. Güç: Her psiko-motor etkinlik belli bir gücü gerektirir. Gücün artması, kemiklerin, kasların büyümesine ve bedenin olgunlaşmasına bağlıdır. Büyüme ve olgunlaşma gerçekleşmeden ve belli bir güç elde etmeden bazı etkinlikler yapılamaz. Tepki ve hız: Tepki uyarıcıya verilen yanıttır. Bir kimsenin bir uyarıcıya karşılık verinceye kadar arada geçen zaman tepki zamanı ya da tepki hızı denir. Dikkatsizlik ya da kas denetiminin yeterli olmaması tepki zamanını uzatabilir. Okuma, yazma, koşma, atlama, gözlem ve deney yapmada, herhangi bir alet kullanmada vb. hareketlerin belli bir hızlılıkta yapılması zorunludur. Harekette hızlılık hem uyumu ve başarıyı, hem de ekonomik çalışmayı sağlar. Dikkat: Psikofizik enerjinin bir noktada toplanması, yoğunlaştırılmasıdır. İster dışarıdan gelen uyarıcılara verilen tepkide, ister bireyin kendi etkinliklerinde olsun, dikkatin önemli bir yeri vardır. Özellikle ince ve hızlı yapılan işlerde bu önem daha da artar. Denge: Yürümede, bisiklet kullanmada olduğu gibi devinsel etkinliklerin çoğu bedenin dengeli bir biçimde durmasını gerektirir. Esneklik: Bale, atletizm ve çeşitli oyunlar gibi devinsel etkinliklerde belli bir esnekliğe gereksinme duyulur. Küçük yaşlarda beden çok esnektir. Yaş ilerledikçe bu esneklik kaybolmaktadır. Okul Öncesi Dönem Bedensel Büyüme ve Gelişim Okul öncesi dönemde büyüme ve gelişim diğer yaşam dönemlerine göre en hızlı olma özelliğine sahiptir. Okul öncesi dönemde bedensel gelişme hızı, bebeklik dönemine oranla yavaşlar. Yaşamın ilk ve üçüncü yılları arasındaki büyüme üçüncü ve beşinci yılları arasındaki büyümenin yaklaşık iki katıdır. Devinsel Büyüme ve Gelişim Bebekler bedenlerinin bölümlerini hareket ettirmeyi sağlayan bir genel yetenekle ve refleks adı verilen önemli bir kurulu davranışsal tepkiler dizisiyle birlikte doğarlar. Bebeğin birlikte getirdiği refleksleri yaşamı sürdürme amacını güder. Bu reflekslerden bazıları emme, yutma, ayak parmaklarına dokunulduğunda ayağı bükmekten ve parmakları yelpaze gibi açmaktan oluşan babinski refleksi, bedenini yana çevirmesini sağlayan tonik boyun refleksi, başın arkaya atıldığı zaman kolların açıldığı moro refleksi ve avuç içine dokunulduğunda belirgin yakalama refleksi gibi otomatik tepkilerdir. İlköğretim Dönemi Bedensel Büyüme ve Gelişim Okul öncesi dönemde başlayan büyüme hızındaki düşme, on-onbir yaşlarına kadar süregelir. Yedi yaşındaki erkek çocukları ortalama olarak 127 cm boyundadır. On yaşlarına gelindiğinde ise boyları 138 cm'i bulur. Bu çağdaki kızlar erkeklerden ortalama 4-5 cm daha kısadırlar. Devinsel Büyüme ve Gelişim Motor yeteneklerde, okul öncesi döneme oranla her iki cinste de gelişme gözlenir. İlköğretim çocukları rahatlıkla koşar, tırmanır, paten kayma, iki tekerlekli bisiklete binme gibi beceriler bu dönemde kolaylıkla kazanılır. Özellikle ilköğretimin ilk üç yılında yürüme, koşma gibi kaba motor kontrolünü gerektiren becerilerin gerçekleştirilmesinde hiçbir sorun olmamasına karşın, özellikle erkek çocukların ince motor kasların koordinasyonunda sorunları vardır. Bu nedenle çok uzun süreli kalem tutma ve küçük puntolarla yazmayı gerektiren ödev ve okul çalışmaları, okula karşı olumsuz bir tutum geliştirilmesine neden olabilir. Ortaöğretim Dönemi Bedensel Büyüme ve Gelişim Çocukluk döneminde göreceli olarak yavaşlayan bedensel büyüme ve gelişme, ergenlik döneminde yeniden hızlanarak, bu dönem sonunda yetişkinlikteki yapısına ulaşır. Genç için hızlı bir gelişim sürecine girilen ergenlik dönemi, oldukça çalkantılı bir dönemdir. Gençler ne "yetişkin" ne de "çocuk" olarak kabul edildikleri bu geçiş dönemine uyum sağlamakta zorluk çekerler. 11-12 ile 17-18 yaşları arasını kapsayan ergenlik döneminde fizyolojik ve hormonal değişiklikler kendini gösterir. Cinsiyet hormonlarının üretiminin artması, erkeklerde sperm, kızlarda yumurta hücrelerinin etkin hale gelmesi, vücutta birtakım değişiklikler olmasına neden olur. Erkek ve dişi cinsiyet hormonlarının salgılanmaya başlaması ve bu hormonların vücuttaki öteki hormonlarla birleşmesi, kemik ve kaslardaki büyümeyi hızlandırır. Devinsel Büyüme ve Gelişim Ergenlik döneminde güçte, hızda eşgüdümlenmiş hareketlerdeki kazanımlar sayesinde genç beden gücünün hemen hemen en yüksek noktasına erişir. Ergenlik döneminde gençlerin çoğu yalnız devinsel etkinlikler bakımından değil, aynı zamanda.etkin olma isteği yönünden de en yüksek noktaya ulaşırlar. Ancak ergenliğin ortalarına ve sonlarına doğru beden eylemlerinin gelişmesinde bir gerileme görülür. Bedensel eylemlerde enerjik olma dürtüsü, ergenlik yıllarının sonlarına doğru hızını kaybeder. Çocukluk döneminin, özelliği, etkinlik isteği olmasına karşın, olgunluk döneminin belirtileri sakinleşme, durulma eğilimidir. Ergenlikte Cinsel Gelişim Cinsel gelişme yaklaşık olarak beynin tam karşıtı bir gelişme göstermektedir. Beyindeki hızlı gelişim süreci, cinsel gelişmenin en yavaş olduğu döneme rastlar. Buna karşın cinsel gelişmenin en hızlı olduğu dönemde beyin gelişmesi çok yavaşlar. On dördüncü yaşta cinsel organlar gelişmelerinin ancak yüzde yirmisini tamamlarlar. Cinsel gelişmenin hızlı olduğu on dört yirmi yaşları arasında cinsel organ gelişimi yüzde seksene ulaşır. Bu dönemin başlangıcında, çocuklar hem bedensel hem de cinsel gelişme yönünden hızlı bir döneme girmiş olurlar. Cinsel bezlerin olgunlaşması nedeniyle çıkardıkları hormonların beden büyümesini uyardığını, bu yüzden ergenliğin başlangıcında görülen hızlı bedensel büyümenin nedenini oluşturduğu ileri sürülebilir. Bedensel ve Devinsel Gelişimde Bireysel Farklılıklar Okul öncesi dönem ve ilköğretim dönemindeki gelişim özellikleri açıklanırken kızlar ve erkekler arasında gerek boy ve kilo, gerekse büyük ve küçük kasların kullanım yeterliliği açısından farklar olduğu açıklanmıştı. Elbette sadece cinsiyete göre değil aynı cinsiyet içinde de gelişim hızı ve özellikleri farklıdır. Bu farklılıklar belki de en çok ergenlik döneminde belirgindir ve ergenin psiko-sosyal gelişimini etkilemesi açısından önemlidir. Anaokulu çocuğunun sağ veya sol elli olduğu artık kesinlikle belirginleşmiştir. Sol elli bir çocuğu sağ elini kullanma zorunda bırakmanın çocukta sinirlilik, şüphe, kendini suçlu ve yetersiz hissetme bazen de kekemelik gibi ciddi uyum sorunları yaratacağı unutulmamalıdır.