Beyin ve Sinir Gelişimi. - Ankara Üniversitesi Açık Ders Malzemeleri

advertisement
BEBEKLİK DÖNEMİNDE
GELİŞİM DERSİ
Gelişimin Önemi ve Gelişimi Etkileyen
Faktörler
Doç. Dr. Müdriye YILDIZ BIÇAKÇI
Çocuk gelişimi, çocukların büyüdükçe aldığı ve
zenginleştirdiği bilgi, beceri ve davranışlarıyla
birlikte ilerleyen bir gelişme süreci olarak
tanımlanmaktadır. Bebeklik dönemindeki
gelişim ise, bebeklerin uygun ve zamanında
yaşadığı deneyimlerle birlikte karmaşık bir
şekilde gelişen yetenek ve becerilerinin
dönüşüm süreci olarak ifade edilmektedir.
Bebeklik dönemindeki bu süreç ilerleyen
yıllardaki gelişimin temelini oluşturması
nedeniyle oldukça önemli bir gelişim dönemi
olarak kabul edilmektedir.
Bebeklik dönemi, vücutta ve beyinde fiziksel,
algısal ve düşünsel kapasitelerini, dil gelişimini
ve insanlarla ilişkilerini destekleyen önemli
değişiklikleri ve gelişimleri barındırmaktadır.
İlerleyen yıllarda ortaya çıkabilecek olan bir
gelişimsel problemle ilgili ipuçları elde etmek
ve bebeğin gelecekte kaydedeceği gelişim
kapasitesini maksimum düzeye çıkarmak adına
bebeklik döneminde gelişimi izlemek ve bu
dönemdeki gelişimi desteklemek gerekli ve
zorunlu görülmektedir.
Bebeklerin gelişim alanlarıyla ilgili yapılan
çalışmalarda bebeklerin gelişimini tanımlamak
yanında gelişim ve değişimlerin neden ve ne
zaman meydana geldiğine odaklanılmıştır. Bu
değişimlerin neden ve ne zaman olduğuna
ilişkin bilgilerin gelişimsel riskleri belirlemek
ve önlemek açısından büyük yarar sağladığı
düşünülmektedir.
Bebek/çocukların gelişim aşamalarını sağlıklı
bir şekilde geçmeleri ve bir problem
durumunda vakit kaybetmeden müdahale
edilmesi kritik dönemlerin takibiyle ilgili
olduğu görülmektedir. Örneğin, işitme
yetersizliği olan çocuklara uygulanan "koklear
implant" ameliyatı iki yaş öncesinde
yapıldığında daha iyi sonuçlar alınmakta ve
erken müdahale eğitimiyle beraber çocuklar
altı yaş civarında sağlıklı bir iletişim
becerisine kavuşabilmektedirler.
Her engel durumu için bu şekilde kritik
dönemler olmasa da, tanısı yapıldıktan sonra
tedaviye kadar geçen sürenin kısalığı yapılan
müdahale hizmetlerinden alınan sonuçla doğru
orantılı olduğu yorumlanmaktadır.
Kalıtım
Çevre
BEBEKLİK VE İLK ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE
GELİŞİM NEDEN ÖNEMLİDİR?
→İnsanoğlunun düşünce ve duygularının üretildiği yer olan
beynin kendini gerekli ve olası koşullara göre uydurabilme
yeteneği sayesinde düşünce ve duygular daha ileri düzeyde
gelişim göstermektedir.
→Beyin paralel bir işlemci gibi çalışmaktadır. Bu nedenle dış
dünyadan gelen uyarıcılar beyinde paralel olarak gerçekleşen
milyarlarca kimyasal reaksiyona girmekte, veriler eş zamanlı
olarak işlenmekte ve kaydedilmektedir
9
BEYİN ve BEYİN GELİŞİMİ
→İnsanoğlunun düşünce ve duygularının üretildiği yer olan
beynin kendini gerekli ve olası koşullara göre uydurabilme
yeteneği sayesinde düşünce ve duygular daha ileri düzeyde
gelişim göstermektedir.
→Beyin paralel bir işlemci gibi çalışmaktadır. Bu nedenle dış
dünyadan gelen uyarıcılar beyinde paralel olarak gerçekleşen
milyarlarca kimyasal reaksiyona girmekte, veriler eş zamanlı
olarak işlenmekte ve kaydedilmektedir
10
BEYİN ve BEYİN GELİŞİMİ
→İnsanın beynindeki nöronlar, içsel ve dışsal girdilerin, uyarıcıların
şiddetine, tekrarına, düzeyine, durumuna dayalı olarak bağlantılar
kurmakta, bu bağlantılar, uyarıcının vücudun ihtiyaçlarına ve beynin
beklentilerine, anlamlı olup olmamasına, gerekli ya da gereksiz oluşlarına
göre ya zayıflayarak koparılıp atılmakta ya da çok güçlü ise beyine
kazınarak yeni bağlantılar oluşturulabilmektedir. Öğrenmenin merkezini
de beyin oluşturmaktadır.
→ Beyin, insan zekâsının, duygularının, bilincinin, algının, algılamanın,
karar vermenin, planlamanın, sevmenin, nefretin, kasıtlı ve kasıtsız,
doğrudan ve dolaylı öğrenmenin merkezi olup organizmayı sevk ve idare
etmektedir. O halde organizmayı sevk ve idare eden, aklın, bilincin,
ruhun, duyguların ve öğrenmenin merkezi olan beyni incelemek,
tanımak, anlamak öğrenmenin, öğretimin ve eğitimin ilk hedefi
olmalıdır
11
Sinir Sistemi
İnsanı, içinde yaşadığı çevre ile ilişkiye geçiren, insanla çevresi
arasında iletişimi sağlayan sinir sistemidir. Sinir sistemi
vücudun her köşesinde, her organında olup bitenleri başlatan,
devam ettiren ve sonlandıran muhteşem bir koordinatördür.
12
Sinir Sistemi
Sinir Sistemi Nasıl Çalışır?
Sinir sisteminden vücudun çeşitli dokularındaki hücrelere uyarı
gönderilir. Gelen uyarılar algılayıcı hücreler tarafından algılanır.
Organlardaki cevap verici dokular, uyarılara tepki verir. Örneğin
elinize ısırgan otu değdi ve kaşıdınız. Bu sırada vücudunuzda yapılan
iş ve işlemler şu şekilde gerçekleşir:
→Isırgan otu elinize değdi.
→Elinizden kolunuz boyunca devam edip beyne ulaşan sinir ağları
tahriş ve kaşıntı bilgisini beyne iletti.
→Beyin kaşınma duyumunun vücudu rahatsız ettiğini fark etti.
→Beyindeki yorumlama sonucu kaşınan eli diğer elin kaşıması gerektiği
kararı verildi.
→Beyinden diğer ele “Kaşı!” emri iletildi.
→Diğer el kaşımak için harekete geçti, kaşıma işlemini gerçekleştirdi
13
Sinir Sistemi
Sinir Sistemini Oluşturan Unsurlar
Sinir sistemi, vücudu bir ağ gibi saran milyarlarca sinir
hücresinden meydana gelir.
Sinir sistemi Çevresel ve Merkezî sinir sistemi olmak üzere
iki bölüme ayrılır.
14
Sinir Sistemini Oluşturan Unsurlar
Şekil 2. Merkezi sinir sistemi
15
Sinir Sistemi
Çevresel Sinir Sistemi:
Çevresel sinir sistemi, merkezî sinir sistemi ile organlar arasındaki
iletişimi sağlar. Merkezî sinir sistemi dışında yer alan milyonlarca
sinir, çevresel sinir sistemini oluşturur.
Merkezî sinir sistemine bilgi sağlar ve hareketleri yönetir.
Sıcaklık, soğukluk gibi dışarıdan algılanan değişikliklerle mesanenin
dolması gibi vücut içinden algılanan değişiklikleri merkezî sinir
sistemine nakleder. Merkezî sinir sisteminden gelen uyarıları
hedef organlara iletir.
16
Sinir Sistemi
Merkezî Sinir Sistemi:
Vücudun yönetimini ve denetimini merkezî sinir sistemi sağlar.
Merkezî sinir sistemi beyin, beyincik, omurilik soğanı ve
omurilikten oluşur.
Beyin, beyincik ve omurilik soğanı kafatasının içinde yer alır,
omurilik ise omurganın içinde yer alır.
17
Beyin
Merkezî sinir sisteminin en gelişmiş organı
milyarlarca sinir hücresinden meydana gelir.
olan
beyin,
Beyin; öğrenme, hafıza ve yönetim merkezidir. Beyin, sinir
sistemi yoluyla gelen uyarıları alan, algılayan, yorumlayan,
uyaranlara karşı gerekli tepkiyi kararlaştıran ve yaptıran bilinç
merkezidir.
Beyin, etrafı korteks denen bir zarla kaplı (2-6 cm), sağ ve
sol olmak üzere iki yarı küreden (hemisfer) oluşan bir organdır
18
Beyin
Yetişkin bir bireyde yaklaşık 100 milyar sinir hücresi
bulunmaktadır. Sinir hücreleri ilk oluştuklarında “nöroblast” adı
verilen yapılardan meydana gelir. Bu yapılar anne karnında
4dördüncü aya kadar devam eder. Daha sonra “nörofibril” adı
verilen
sinir
tanecikleri
oluşur.
Nöronlar
bölünerek
çoğalamazlar ve yenilenmezler.
Nöronlar Sensör Nöron, Internöron ve Motor Nöron olmak
üzere üç çeşittir.
19
Beyin
Sensör nöronlar; reseptör adı verilen yapıları ile uyarıları
alırlar ve bu uyarıları sinyaller şeklinde beyin ve omiriliğe
iletirler.
Beyin ve omurilikte yer alan internöronlar gelen sinyalleri işler
ve motor nöronlara iletirler.
Motor nöronlar da uyarıları kas ve salgı bezlerine iletirler.
Bunların dışında “Nöroginal” adı verilen ve nöronları fiziksel
olarak koruyan, destekleyen ve görevlerinde yardımcı olan
hücreler yer alır.
20
Beyin
Nöronlar tüm zihinsel etkinliklerden sorumludur.
Nöronlar beynin gri alanını oluşturur.
Beyin, bilgi alıp verme ya da bilgi iletme gibi birçok işlemini
nöronlarla yapar.
Nöronlar birbirleri arasında ilişki ve bağlantı kurarlar. Bazı
psikologlara göre, nöronlar arasındaki bu bağlantı ve ilişki,
kişilerin düşünmesini, öğrenmesini ve hatırlamasını sağlar.
Nöronların oluşturduğu bağlantı sayısı ne kadar fazla olursa,
bilgi işleme süreci o kadar güçlü olur. Yetişkinlerde bir nöron
diğer tek bir nöronla binden fazla ilişki kurabilir ve bu
bağlantılar beynin diğer bölgeleriyle de ilişki içindedir.
Kullanımda olan bağlantılar uzun ömürlü olurken, hiç
kullanılmayanlar yok olurlar
21
Beyin
Nöronlar tüm zihinsel etkinliklerden sorumludur.
Nöronlar beynin gri alanını oluşturur.
Beyin, bilgi alıp verme ya da bilgi iletme gibi birçok işlemini
nöronlarla yapar.
Nöronlar birbirleri arasında ilişki ve bağlantı kurarlar. Bazı
psikologlara göre, nöronlar arasındaki bu bağlantı ve ilişki,
kişilerin düşünmesini, öğrenmesini ve hatırlamasını sağlar.
Nöronların oluşturduğu bağlantı sayısı ne kadar fazla olursa,
bilgi işleme süreci o kadar güçlü olur. Yetişkinlerde bir nöron
diğer tek bir nöronla binden fazla ilişki kurabilir ve bu
bağlantılar beynin diğer bölgeleriyle de ilişki içindedir.
Kullanımda olan bağlantılar uzun ömürlü olurken, hiç
kullanılmayanlar yok olurlar
22
Beyin
Şekil 3. Nöronun yapısı (www.zohreanaforum.com)
23
Beyincik
Beyincik, omuriliğin beyinle birleştiği yerde, birbiri üzerine
katlanmış, kırışmış ufak bir yapıdır.
Beynin arkasında ve alt tarafta yer alan beyincik de, beyin
gibi korteksle kaplanmış ve üzerinde girinti çıkıntılar vardı.
Beyinciğin görevi, kasları koordine ederek hareketleri düzgün
ve akıcı hale getirmektir. Vücudun hareket ve denge merkezi
beyinciktir.
Duyu
organlarından
veya
vücudun
diğer
kısımlarından gelen bilgileri alarak vücudun dengesini sağlar.
Beyincik beynin küçüğü değildir.
Beyinciğin denge ile ilgili işlevleri de vardır
24
Omurilik Soğanı
Beynin alt tarafında, beyinle omurilik arasındadır. Omuriliği
beyine bağlar. Kalp hızı ve kan basıncı gibi sindirim ve
solunumun kontrolünden sorumludur.
Denge ile göz hareketlerinin
fonksiyonları, karaciğer, mide,
olmadan çalışan iç organlarla nefes
kusma gibi isteğe bağlı olmaksızın
eder.
kontrolünü, hayatî (vital)
böbrek gibi isteğe bağlı
alma, öksürme, hapşırma ve
gerçekleşen olayları kontrol
Uyku ve uyanıklık halini düzenler.
25
Omurilik
Beyinle vücudun diğer bölümleri arasında iletişimi sağlar. Omurilik
soğanından başlayıp kuyruk sokumuna kadar uzanan omurilik, omurga
içerisinde yer alan bir sinir halatıdır.
Reflekslerin merkezi omuriliktir. Refleks, herhangi bir uyarıcıya karşı
düşünülmeden, kendiliğinden verilen tepkidir. Örneğin sıcak sobaya
veya kesici bir alete farkında olmadan dokunulduğunda şunlar olur:
• Uyarı, temas noktası olan deriden omuriliğe kadar duyusal bir sinir
ağıyla taşınır.
• Uyarı burada yeni bir uyarı oluşturur.
• Bu uyarı da omurilikten kol, el ve parmak kaslarına iletilir.
• Kaslar söz konusu uyarıyla kasılır ve elin geri çekilmesini sağlar.
Bütün bunlar saniyenin onda biri kadar kısa bir zaman içinde olur.
26
Beyin Ve Öğrenme
Beyin de kalp ya da akciğer gibi bir organdır. Her organın vücutta
bir işlevi vardır.
Beynin işlevi de öğrenmektir. Çünkü beynin bitmez, tükenmez bir
öğrenme kapasitesi vardır.
İnsanlar beynin bu uçsuz bucaksız kapasitesini ve nesneleri
anlamlandırma kapasitesini göz ardı etmektedir. Oysa beynin 1
saniyede 100 bitlik veri işleme kapasitesine sahip olduğu
bilinmektedir.
Belirli işlevler beynin farklı alanlarında gerçekleşse de beyin
bir bütün olarak çalışmaktadır.
27
Beyin Ve Öğrenme
Beynin yapısı ve nasıl çalıştığını öğrenmek oldukça karmaşıktır.
Öğrenme amacıyla, beyni farklı kategorilere ayırmak gerekir.
Beyin; üst, orta ve alt bölümlerden, iki yarı küreden
(hemisfer) ve dört lobdan oluştuğu görülmektedir (Şekil 4,
Şekil 5).
28
Beyin Ve Öğrenme
Şekil 4. Beyindeki bölümler (www.rehberlikvepsikoloji.com)
29
Beyin Ve Öğrenme
Öğrenme ile ilgili oluşumlar beynin orta ve alt bölümlerinde yer
alır. Beynin orta bölümünde yer alan nasırsı madde (korpus
kallosum), iki yarı küreyi birbirine bağlayan, beynin her iki
tarafında oluşan bilgilerin kolayca bir yarı küreden diğerine
geçmesini sağlayan aksonlardan oluşan sıkı bir banttır
30
Beyin Ve Öğrenme
Yaklaşık 250 milyon sinir lifinden oluşur. Nasırsı madde bir
yarı kürenin diğerinin yaptığından haberdar olmasını sağlar.
Nasırsı madde olmasaydı, “kedi” kelimesini okuyup anlayabilir
(sol yarı küreyi kullanarak) ama kediyi gözümüzde
canlandıramazdık (sağ yarı küreyi kullanmayı gerektirir).
31
Beyin Ve Öğrenme
Thalamus duyu organlarından gelen bilgileri alır ve beynin diğer
bölgelerine yollar.
Hypothalamus sindirimi, dolaşımı, hormon salgılamasını, cinselliği,
beslenmeyi, uykuyu ve duyguları kontrol eder.
Hippocampus bilginin işleyen bellekten uzun süreli belleğe aktarılması
sırasında öğrenmenin oluşmasında önemli bir rol oynar. Bu yapı
anlamlandırma açısından önemlidir.
Amygdala duyu organlarından gelen bilginin işlenmesinden ve beynin
duygusal hafızasının kodlanmasından sorumludur.
Alt bölümde yer alan cerebellum hareketten, duruştan, koordinasyondan,
dengeden, motor hafızadan ve yenilikleri öğrenmeden sorumludur.
Ön beyin, beyincik ve omurilik soğanı arasında yer alan Pons enine sinir
tellerinden oluşur. Varol köprüsü de denilen bu yapı beyinciğin iki yarı
küresi arasındaki uyarı iletimini sağlar
32
5. Beyin Ve Öğrenme
Beyin arka, ön, üst ve yan lob olmak üzere dört lob bulunmaktadır (Şekil.5)
Şekil 5. Beynin lobları (Çetin, 2010)
33
Beyin ve Öğrenme
Beyin arka, ön, üst ve yan lob olmak üzere dört lob bulunmaktadır.
Arka (Oksipital-ense) lobun temel sorumluğu görme olup beynin arka
kısmının ortasında yer alır.
Ön (frontal-alın) lob; alın bölgesinde yer alır, yaratıcılık, problem
çözme, planlama, duygular, bilinçli düşünme ve hareketlerden
sorumludur.
Kafanın üst arka tarafında yer alan üst (Parietal-çeper) lob acıyı
hissetme, dokunma duyusu ve vücut ısısını düzenleme gibi duyumsal
işlemleri ve dil fonksiyonlarını yerine getirir.
Sağda ve solda kulakların üstünde yer alan yan (temporal-şakak) lob,
duyma, bellek, anlamlandırma fonksiyonlarından sorumludur.
Aynı zamanda yan lobda yüzler, mekânlar gibi karmaşık uyaranlar ve
söylenmek istenilen kelimeler organize edilir
34
Beyin ve Öğrenme
İnsan beyni ayrı, fakat birbirleri ile iletişim içinde olan iki
yarıküreden/yarı küreden oluşmaktadır. Sağ ve sol yarı küreler kendi
aralarında iletişim sistemini kuran bir kalın sinir ağı olan korpus
kallosum tarafından birleştirilmektedir. Araştırmalar beynin iki yarı
kürenin farklı fonksiyonun doğuştan var olduğunu ve bebeklerin
beyninin verimli bir şekilde işleyebilmesi için bu ikisi arasında iyi bir
iletişime ihtiyaç duyduğunu ortaya koymaktadır. Fakat her yarı
kürenin işlevi, birey farklı etkinlikler ile meşgul oldukça ve beceriler
geliştirdikçe değişebilir. Çocukların faydalanabilecekleri ve beynin her
iki yarı kürenin fonksiyonunu geliştirecek etkinlikler içinde bulunması
zorunludur. Erken çocukluk dönemi eğitimcileri, küçük çocukların hem
sol hem de sağ beynin fonksiyonunu harekete geçirecek etkinlikler ile
meşgul olmasını sağlayacak şekilde planlama yapan kişiler olarak çok
önemli bir pozisyondadır.
35
Beyin ve Öğrenme
İnsan beyni ayrı, fakat birbirleri ile iletişim içinde olan iki
yarıküreden/yarı küreden oluşmaktadır.
Araştırmalar beynin iki yarı kürenin farklı fonksiyonun
doğuştan var olduğunu ve bebeklerin beyninin verimli bir şekilde
işleyebilmesi için bu ikisi arasında iyi bir iletişime ihtiyaç
duyduğunu ortaya koymaktadır.
►Erken çocukluk dönemi eğitimcileri, küçük çocukların hem sol
hem de sağ beynin fonksiyonunu harekete geçirecek etkinlikler
ile meşgul olmasını sağlayacak şekilde planlama yapan kişiler
olarak çok önemli bir pozisyondadır
36
Beyin ve Öğrenme
İki yarı küre birçok şekilde birbirleri ile ilişkili bir şekilde
çalışır. Bazen her iki yarı küre da kendi uzmanlaştıkları
işlevleri en iyi şekilde yapacakları biçimde bir görevi
bölüşürler. Yarı küreler bireysel olarak da çalışırlar; bir yarı
küre diğerine baskın çıkar ve birisi işlev dışındayken, diğeri
çalışır. Yarı küreler aynı zamanda rekabet içinde de olabilirler
ve bazen diğer yarı kürenin daha iyi yapacağını bildiği bir işi
de yapmaya çalışabilir.
37
Beyin ve Öğrenme
Sağ yarı kürede ise; görsel şekillerin ve imajların (grafikler,
haritalar
ve
çizgiler),
uzamsal
bilginin,
kendiliğinden
rastlantısal, açık uçlu fikirlerin işlenmesi, sezginin kullanılması,
yeniliklere, belirsizliklerle ilgilenme ve vücudun sol bölgesini
kontrol etme işlemleri yapılmaktadır. Konuşma ve yazma
merkezi beynin sol yarı küresinde yer alır. Ayrıca sol yarı küre
matematiksel işlevleri, yön bulma, yapısal biçimleri tanıma gibi
işlevleri de üstlenir. Beynin iki yarı küresinden sol yarı kürede;
mantıksal sıralama, karar verme, harfleri yorumlama, dil ile
ilgili fikirlerin işlenmesi, düşüncelere yapı ve sıra verilmesi,
fikirlerin sınıflandırılması, sayılarla ve hesaplarla ilgilenerek
fikirlerin kritik analizinin yapılması ve vücudun sağ bölümünün
kontrol edilmesi işlevleri yapılmaktadır.
38
Beyin ve Öğrenme
Beynin sağ yarı küresi, daha çok, algısal, dikkat çekici,
uzaysal, bütüncül, artistik bilgiyi işler, konuşma dışı işlevleri
yönetir. Bir simgeyi, bir sözcüğü tanıma ve anlama daha çok
beynin sağ yarı küresinde yapılır. Beynin sol yarı küresini
kullananların okuyarak, sağ yarı küresini kullananların ise
görerek ve deneyerek öğrendikleri vurgulanır. Bununla birlikte
beyinin her iki yarı küresi, birbiriyle eşgüdüm ve sıkı iletişim
içinde çalışarak bütünleşir. Eğer bir öğretim programı tek
yönlü oluşturulursa çocuğun/gencin gelişimi yarım kalır.
39
Beyin ve Öğrenme
Caine ve Caine’ne (2002) göre beynin her iki yarı küresinin de
aktif kullanımı beynin kapasitesini iki kat değil, kat kat
arttırmaktadır. Hızlı ve etkili öğrenme için beynin her iki yarı
küresinin da koordineli şekilde kullanılması gerekir. Örneğin;
kitap okumak beynin her iki yarı küresini da dengeli şekilde
çalıştıran etkili bir faaliyettir. Çünkü kitap okurken beynin sol
yarı küresi, sözel kavramları kavrarken; sağ yarı küre da
bunları tasvir edip, şekil, imge ve yeni düşüncelere dönüştürür.
Oysaki televizyon izlemek beynin sağ yarı küresini pasif
bıraktığı
için,
beynin
gelişimine
pozitif
bir
katkısı
olmamaktadır. Beyinde oluşan zedelenmeler gelişim sürecini
engellemektedir.
40
Beyin ve Öğrenme
Sol-beyin merkezli okullarda, öğretim sırası standarttır; ders ve etkinlik
saatlerine katı bir şekilde uyulur. Çocuklar düz bir şekilde yerleştirilmiş
sıralarda düzen içinde otururlar. Öğretmenler uyumsal düşünmeyi harf
notları ile ödüllendirirler. Dil/gramer ve matematik dersleri programın
temelini oluşturur. Sanat, müzik ve hareket gibi sağ beyin etkinliklerine
eşit zaman, dikkat veya bütçe ayrılmaz ve bütçe kesintisi olduğunda belki
de ilk kaldırılan alanlardır. Sol beyin işlevleri daha çok gelişmiş
öğretmenler, ders anlatımı ve tartışma yoluyla öğretim yapmayı tercih
ederler. Sıraya uymak için konu başlıklarını tahtaya yazarlar ve
zamanlamaya çok sadıktırlar. Çocuklara bağımsız şekilde çözecekleri
problemler sorarlar. Sol beyin işlevlerine daha öncelik veren öğretmenler
daha çok araştırma ve yazma ödevleri verirler, sessiz ve düzenli bir sınıf
ortamını tercih ederler. Sınıfları düzenli ve temizdir, eşyalar yerli
yerindedir. Sol beyin öncelikli öğretmenler, tek başına çalışmayı seven
sol beyin ağırlıklı çocuklar ile iyi anlaşırlar. Dikkat dağıtacak şeylerin
olmadığı sessiz bir sınıf ortamını tercih ederler. Tersine, sağ beyin
işlevleri daha gelişmiş olan öğretmenler, uygulamalı etkinlikleri tercih
ederler.
41
Beyin ve Öğrenme
Sağ beynin tüm resmi görme tercihi ile uyumlu olarak, bu
öğretmenler sanata, el becerilerini geliştiren etkinliklere, görsel
etkinliklere ve müzik derslerine daha çok yer verirler. Çoklu zekâ
kavramını benimsemeye daha yatkındırlar. Grup projeleri ve
etkinlikleri yaptırmayı severler ve aktif bir sınıf ortamını tercih
ederler. Örneğin, kitaplar ve materyaller sınıfa dağılmış şekilde
durabilir. Sağ beyin öncelikli çocuklar grup çalışmalarını tercih
ederler. Sanat projeleri yapmayı severler ve örneğin, tasarım
yapmayı ve bir kolaj oluşturmayı bir dönem ödevi yazısı yazmaya
tercih ederler. Beynin fonksiyonuna ait bilgiler öğrenme için hem
fırsatlar oluşturur hem de göz önünde bulundurulması gereken
zorluklar çıkarır. Güçlü sol veya sağ beyin işlevleri olan çocuklar
kendi nörolojik becerilerine uyumlu bir eğitim-öğretim metodunu
tercih ederler .
42
Beyin ve Öğrenme
Beyin yarı kürelerinin etrafı beyin kabuğu (korteks) denilen bir
zarla çevrilidir. Beyin kabuğu düşünme ve duyumsama, yani
duyular yoluyla algılama için kullanılan bölümdür. Yapılan işin
bilincine varılmasını bu bölüm sağlar. Beyin kabuğunun bağlantı
kurucu alanları öğrenme, düşünme ve dil gibi yüksek beyin
işlevleri ile ilgilidir
43
Beyin ve Öğrenme
Beynin öğrenmesinde limbik sistem de önemli bir yer tutmaktadır.
Limbik sistem, çevreden gelen uyarıcıları beyinde düzenleyip, beden
ile çevre arasındaki dengeyi kuran sistemdir. Beynin birçok yapısı
limbik sistemde bulunmaktadır. Limbik sistemdeki yapılardan birisi
de hipokampustur. Hipokampus hafızanın merkezi olup duyusal
bellekten, kısa süreli belleğe gelen bilgileri alır, kodları
anlamlandırır ve uzun süreli bellekte kalıcı olarak depolanması için
gönderir. Gönderilen bilgiler uzun süreli bellekte (kalıcı bellekte)
kaydedilir ve gerektiğinde kullanılır
44
Beyin Gelişimi
Beyin gelişimini sağlayan genetik program, embriyo döneminde
ektodermden işe başlar.
İnsan beyni bebeklik döneminde çok hızlı büyüdüğünden bu
dönemler en önemli zamanlar olarak kabul edilir.
Yeni doğanda insan beyninin ağırlığı yaklaşık 350 gramdır.
Hayatın ilk yılının sonunda insan beyni yaklaşık 1000 gram ve
erişkin yaşlarda ise 1200-1400 gramdır.
45
Beyin Gelişimi
Hücresel gelişim fetal dönemde, miyelinlenme doğum sonrası
dönemde ve çocuklukta en hızlıdır. Beyin gelişiminin hızlı olduğu
diğer bir dönem de ergenliktir. Fetus bol sayıda sinir hücresi
ile (nöronla) doğar ve yaşamın ilk yıllarında fizyolojik olarak
nöron sayısı azalır. Yeni doğanların beyinlerindeki nöron sayıları
bir yetişkininki ile yaklaşık olarak eşittir. Bunlar arasındaki
bağlantılar ise henüz yeterince oluşmamıştır. Hayatın ilk 8
ayında beyinde sinapslar hızla gelişir.
46
Beyin Gelişimi
İki yaş civarında snapslarin sayısı yetişkin seviyesine ulaşır. Üç
yaşında çocuğun beyni 1000 trilyon snaps barındırır ki bu
yetişkin beyinlerinde bulunanın iki katıdır. Bebeklerin beyinleri
çok yoğun olarak adlandırılır. Bu dönemde beyin başka hiçbir
dönemde olmadığı kadar karmaşık bağlantılar içerirler ve
metabolizması da hızlı çalışır ve çok yüksek enerji tüketir.
47
Beyin Gelişimi
Üç yaşına kadar bir çocuğun beynindeki sinaps gelişimi devam
eder. Ergenlik yıllarında beyin üretebildiğinden çok daha fazla
snaps kaybetmeye başlar. Sekiz yaşındaki bir çocuğun snaps
sayısı hemen hemen yarıya inmiştir.
48
Beyin Gelişimi
Bebeklik döneminden sonra insan beyninde kullanılmayan veya
ihtiyaç duyulmayan bağlantıların "korunmadığı" bir süreç
başlar. Bazı bilim adamları bunun bir "kullan ya da kaybet"
süreci olduğuna inanmaktadır.
Yeterince
sıklıkta
kullanılmayan
snapslar
yok
olurken
yaşantılarla pekiştirilenler kalıcı hale gelir. Örneğin düşünme ve
dil gelişiminden sorumlu serebral kortekslerini çalıştıran
bebeklerde bu bölgelerdeki bağlantıların çoğu kalıcı hale
geleceğinden bu alanlar da daha yetkin hale geleceklerdir.
Bunları kullanmayan bebekler ise düşünme ve dil konusunda geri
kalabilirler.
49
Beyin Gelişimi
İnsan yaşamının ilk yıllarında beyin yapısı ve zihin fonksiyonlarının
gelişimi çok hızlı olmaktadır. OECD’nin 2007 raporuna göre çocuklarda ilk
altı yıl beyin sistemi hızla gelişmekte, altı yaşında beyin gelişiminin % 90’ı
tamamlanmaktadır. Doğum öncesi dönemin en çarpıcı özelliklerinden biri
beyin gelişimidir. Bebekler doğduklarında 100 milyar nöron ya da sinir
hücresine sahiptir ve bunlar beyinde hücre düzeyinde işlerler. Doğum
öncesi gelişim boyunca nöronlar doğru yere yerleşim ve bağıntılı kurmaya
başlamak için zaman harcarlar. Bu nöronlar doğum öncesinden başlayarak
hızla gelişmekte, birbirleriyle bağ kurarak bebeğin görme, işitme,
hareket etme, heyecan duyma gibi işlemlerini kontrol etmeye
başlamaktadır. Nöronlar dışarıdan gelen uyarıcıların tekrar edilmesiyle
harekete geçmekte ve gelişmektedir. Uygun uyarıcıların olmaması
nöronlar arasında bağ kurulmamasına ve bazı nöronların zamanla
körelmesine neden olmaktadır. Beyin “kullanılan gelişir, kullanılmayan
körelir.” ilkesine göre çalışmaktadır
50
Beyin Gelişimi
Bu nedenle bebeklerin anne ve babalarıyla etkileşimde
bulunması, onların sesini duyması, söylediklerini dinlemesi,
kokularını alması, görmesi, nöronları harekete geçirmekte ve
beynin hızla gelişmesini sağlamaktadır. Bu işlemler bebeğin
dinleme,
hatırlama,
anlama,
öğrenme,
düşünme
gibi
becerilerinin gelişimi açısından da çok önemlidir. Yeni doğan
bebeğin nöron gelişimi ve zihinsel kapasitesi öğrenme açısından
çok önemli olmakta, yeni doğan bebek çevresindekileri
keşfederek, uygun uyarıcılardan yararlanarak dil ve zihinsel
becerilerini geliştirmektedir..
51
Beyin Gelişimi
İnsan beyni, önceleri kişinin nefes alması, ağlaması, meme
emmesi, uyuması ve bazı basit işlemleri öğrenmesini sağlarken,
çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik gibi daha ilerki devrelerde çok
daha karmaşık işlemleri yapar.
Çocukluk yıllarında en fazla gelişim, beynin korteks denilen önüst kısmında gerçekleşir. Bu bölüm anlama, mantık yürütme,
planlama, karar verme, konuşma gibi bilişsel birçok işlemden
sorumludur.
52
Beyin Gelişimi
Beyin her bir yarı küresi birbirinden bağımsız olarak hatırlama,
algılama ve hissetme yeteneğine sahiptir.
Duyuların algılanması, beyne yerleştirilmesi, kullanılması,
yorumlanması,
akıl
yürütülmesi
için
beyinde
birtakım
biyokimyasal işlevlerin oluşması gerekir. Bu biyokimyasal
olaylar elektrik akımının yardımıyla oluşur.
Normal akıl yürütme, beyne alınan bilgilerin olgunlaşması ile
gerçekleşir.
53
Beyin Gelişimi
Erken yaşlarda uygun uyarıcıyı nasıl
nitelendirebiliriz?
Buna cevap verebilmek için araştırmacılar iki far;lı beyin
gelişimini iyi ayırt etmişlerdir.
Birinci deneyimler-sonucu-beklenen beyin gelişimidir. Bu
gelişim nesnelere dokunma, görme,
konuşma dili ve diğer
sesleri duyma, hareket etme ve etrafını inceleme gibi sıradan
deneyimlere bağlı olarak genç beynin hızlıca organize olmasıdır.
Milyonlarca yıllık evrim sonu tüm bebeklerin ve diğer tüm küçük
çocukların deneyimlere sahip olmaları normal bir gelişim
göstermelerini sağlar.
54
Beyin Gelişimi
Erken yaşlarda uygun uyarıcıyı nasıl
nitelendirebiliriz?
İkinci beyin gelişim ise deneyime-bağımlı beyin gelişimidir ki bu
da tüm yaşantımız boyunca gerçekleşir. Bu, ek bir gelişimi ve
bireylere ve kültürlere bağlı olarak değişim gösteren özel
öğrenme deneyimlerinin sonucu olarak beyin yapısının yeniden
yapılandırılmasını içermektedir. Okuma ve yazma, bilgisayar
oyunları oynama, karmaşık kilim dokumacılığı yapma, keman
çalma
bu
özel
öğrenme
deneyimlerine
verilebilecek
örneklerdendir..
55
Beyin Gelişimi
Erken yaşlarda uygun uyarıcıyı nasıl
nitelendirebiliriz?
Keman çalan bir bireyin beyin yapısı bir şaire göre farklıdır,
çünkü ikisi de bu özel yeteneklere sahip olabilmek için beynin
farklı alanlarını kullanmaktadır. Deneyimler sonucu beklenen
beyin gelişimi erken yaşta ve doğal bir şekilde gelişir. Elde
edilen bu gelişim, yaşamın daha sonrasında ortaya çıkan
deneyime-bağımlı beyin gelişiminin temelini oluşturmaktadır.
Müzik, jimnastik, okuma gibi yoğun bir çalışma gerektiren
becerileri kazanmak için yaşamın ilk birkaç yılındaki her
dönemin kullanılması gerektiğini gösteren hiçbir delil yoktur.
Bunun aksine, öğretmede acele edilmesi beynin nöral
devrelerine baskı kurarak ona zarar verebilir
56
Beyin Gelişimi
Erken çocukluk döneminde çocuklara sunulan deneyim ve
fırsatlar nöronlar arasındaki bağlantıları güçlendirmektedir. Bu
bağlantılar, çocuklar kendi çevrelerini keşfettikçe, oyun
oynadıkça ve diğer insanlar ile ilişkiler geliştirdikçe
oluşmaktadır. Bağlantılar beyin gelişiminde önemli bir yer
tutmaktadır. Erken yaşlarda şekillenen nöral patikalar,
sinyalleri taşımakta ve yaşam boyunca bilginin işlenmesini
sağlamaktadırlar. Her ne kadar öğrenme yaşam boyu sürüyor
olsa da, beynin belli bir çeşit öğrenmeyi sağlayan nöral
patikalar yaratmada özellikle etkili olduğu kritik dönemler
vardır.
57
Beyin Gelişimi
Çocukların bu duyarlı dönemlerde yaşadığı deneyimler nöral
patikaları sağlamlaştırır. Örneğin, görsel ve dilsel gelişim için
fırsat çok erken yaşlarda ortaya çıkar ve on yaş civarında
kaybedilir. Erken çocukluk döneminde, oyun kritik bir öneme
sahiptir. Çünkü nöral patikaların gelişmesine katkıda bulunacak
önemli deneyimler yaşanmasını sağlar. Çocuklar yenilerini
öğrenmeye geçmeden önce daha önce öğrendikleri becerileri
uygulamak ve geliştirmek için zamana ihtiyaç duyarlar. Bununla
birlikte, öğrenme anlamlı, sevgi ve desteğin sunulduğu bir
ortamda gerçekleşmelidir .
58
Beyin Gelişimi
Hamileliğin ilk dört ayında yaklaşık 200 milyar sinir hücresi
oluşur. Fakat bu sinirlerden yarısı, büyüyen fetüsün herhangi
bir alanı ile bağlantı kuramadığı için yok olur. Bu amaçlı nöron
yıkımı genetik olarak programlanmıştır. Annenin gebelikte alkol
ya da uyuşturucu alması, iyi beslenmemesi beyin hücrelerinin
gelişimini engeller, hatta zihinsel problemlere yol açabilir.
Beyin hücrelerinin çoğu doğum öncesi dönemin 4. ve 7. ayları
arasında gelişir. Bu aylarda fetüs dakikada 250.000, saatte
15 milyon nöron üretir. Nöronlar geniş bir ağ oluşturarak diğer
hücrelerle bağlantı kurarlar. Yeni doğmuş bir bebeğin beyninde
bir trilyondan fazla bağlantı vardır.
59
Beyin Gelişimi
Beyin uyum sağlayıcı bir organdır. Gerekli olmayan ve
kullanılmayan milyonlarca hücre bağlantısını atar. Yeni doğanda
nöronlar henüz olgunlaşmamıştır, aksonların etrafında miyelin
zarı yoktur ve nöronlar arasında çok az bağlantı vardır.
Serebral korteksin pek çok bölümü durgundur. En hareketli
bölge
motor
hareketlerle
ilgili
olan
beyin
sapı
ve
serebellumdur.
60
Beyin Gelişimi
Beyin Gelişiminde Duyusal Yoksunluk ve Zenginleştirilmiş Çevre
Beynin gelişimi, küçük bir çocuğun genleri (kalıtım) ve yaşam
deneyimleri (çevre) arasındaki karmaşık ilişkiye dayanmaktadır.
Genetik ve çevre beyin gelişimi sırasında birbirleri ile ilişki
kurarlar.
61
Beyin Gelişimi
Beyin Gelişiminde Duyusal Yoksunluk ve Zenginleştirilmiş Çevre
Genetik bilgi nöronların oluşumunu, nöronların nasıl çalışıp hayatta
kalacağı ve majör nöronal bağlantıların nasıl yapılacağı hususunda
bilgi sunar.
Çevre ve tecrübeler nöronlar arasındaki detaylı sinapsların
şekillenmesinde rol oynar.
Bu süreçte kullanılan sinapslar güçlenerek kullanılmaya devam
ederken anılmayan sinapslar kaybolurlar.
62
BEYİN GELİŞİMİ
Çevre;
Çevre ve tecrübeler nöronlar arasındaki detaylı sinapsların
şekillenmesinde rol oynar. Bu süreçte kullanılan sinapslar
güçlenerek kullanılmaya devam ederken anılmayan sinapslar
kaybolurlar. Gelişen bir beyin şekillenmeye açık ve esnektir;
yeni sinaps ve bağlantılar ile hızlı bir gelişim göstermeye
açıktır. Beynin elastikliği onun sürekli olarak yapısının
değişmesine ve dış deneyimlere karşılık olarak işlemesine imkan
tanır.
63
BEYİN GELİŞİMİ
Çevre;
Yalnızca beyindeki hücre sayısını ve onun etrafındaki bağlantı
sayısını değil, bağlantıların kurulma şeklini de etkiler. Beyin
zamanla çevresi ile iletişim kurma doğrultusunda gelişir, bu
yüzden, zengin bir çevre, gelişimin çeşitli yönlerini aynı anda
etkiler.
İhmal ya da kötüye kullanma çocuğun gelişen beyin işlevlerini
olumsuz yönde etkiler.
Eğer çocuk erken yaşlarda çok az uyarıcı alırsa, sinapslar
oluşmaz ve beyin çok az bağlantı kurmuş olur.
64
BEYİN GELİŞİMİ
Bebeklik Dönemi;
Bebeklere algısal, motor, dil ile ilgili deneyimler sağlamak
beyinde dendritlerin oluşmasını sağlayarak ve snapsların
oluşmasını arttıracaktır. Tabii ki aşırı uyarılma (beynin sürekli
görsel ve işitsel uyaran bombardımanına tutulması) sağlıklı
beyin gelişiminin aleyhine çalışacaktır.
Bu gibi durumlar nöron gelişimini engelleyebilecek ve strese
sebep olacaktır.
Beyin gelişiminde en çok bebeklerin ebeveyn/bakıcılarıyla
duygusal bağ kurması şeklinde tanımlanan bağlanma sürecidir.
65
BEYİN GELİŞİMİ
Bebeklik Dönemi;
Bebekler ana-babalarından ilgi gördüklerinde bu yetişkinlerle
aralarında bir güven ilişkisi geliştirirler. Bu bağ çocuğun beynini
stres ve travmadan korur. Bebekler stres yaşadıklarında
vücutta kortizol denilen bir hormonun seviyesi artar. Bu
hormon snapsları yok edici ve nöronları zayıflatıcı etkisiyle
beyin gelişimine zarar veren bir elementtir.
Büyük stres altında büyüyen bebeklerin (ör. İhmal, istismar)
beyin gelişiminin sekteye uğrama ihtimali yüksek kortizol
hormonu seviyesi ile katlanarak artar. Bu durum özellikle
beynin duygusal dengeyi sağlayan alanlarının etkilenmesine
neden olur.
66
Beynin bitmez, tükenmez bir öğrenme kapasitesi vardır.
İnsanlar beynin bu uçsuz bucaksız kapasitesini ve nesneleri
anlamlandırma kapasitesi göz nünde bulundurularak beynin
yapısı ve nasıl çalıştığını öğrenmek ve bu konu hakkında
araştırmalar yapmak gerekmektedir.
Bu doğrultuda beyin ile ilgili araştırmaların yapılması, erken
dönemde çocuklara sunulan deneyim ve fırsatların nöronlar
arasındaki bağlantıları güçlendirdiği gerçeğinden hareketle
çocuklara zengin uyarıcılı çevrenin sunulması önerilebilir.
67
Kaynaklar
Aral, N., Beyin ve Sinir Gelişimi. Bebeklik ve İlk Çocukluk Döneminde
(0-36 Ay) Gelişim, Duyuların Gelişimi ve Desteklenmesi, Eğiten Kitap,
Ankara, 2015.
Yıldız Bıçakçı, M. (Editör), Bebeklik ve İlk Çocukluk Döneminde (036 Ay) Gelişim, Duyuların Gelişimi ve Desteklenmesi, Eğiten Kitap,
Ankara, 2015.
Download