İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ

advertisement
İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ
Arş. Gör. Dr. Gülender Gökten Ayan
• Bir ilacın diğerinin etkisini kalitatif ve/veya kantitatif
bakımdan değiştirmesine ilaç etkileşmesi (veya ilaçilaç etkileşmesi) denir.
• Etkileşme için, iki ilacın, genellikle birlikte alınması ve
vücutta aynı zamanda bulunması gerekir. Etkileşme, iki
ilaç birlikte alındıkları zaman daha yararlı oldukları için
bazen istenerek oluşturulur. Çoğu zaman da
istenmeyen ve bazen de öngörülmeyen bir şekilde
ortaya çıkar.
• Bir ilaç diğerinin farmakokinetiğini (absorpsiyon, dağılım,
metabolizma veya itrahını) değiştirmek suretiyle onun
plazmadaki ve dolayısıyla etki yerindeki
konsantrasyonunu değiştiriyorsa (yani bunun sonucu
etkisini azaltıyor ya da çoğaltıyorsa), bu tür etkileşmelere
farmakokinetik etkileşme denir.
İLAÇ ETKİLEŞİMİNİN
MEKANİZMASI
A. Farmasotik faktörler:
Bazı ajanlar kimyasal ve fiziksel faktörlerin sonucu olarak
etkileşirler. Tiopental yüksek pH'lı (10.5 pH) aynı
enjektöre düşük pH'lı opioid ile birlikte çekildiği zaman
presipite olur. Bir asit molekül olan heparin, protamin ile
karıştığı zaman inaktif tuzlarına dönüşür.
B. Farmokokinetik faktörler
1. Bir ajanın absorbsiyonunu ikinci ajan değiştirebilir. Lokal
anestetiklere epinefrin eklenmesi, absorbisyonu geciktirerek
blok süresini uzatır. N2O'nun volatillere eklenmesi volatilin
AC'lerden kana alınmasını artırır.
2. Ajanın vücuttaki distribüsyonu diğer ajan tarafından
etkilenebilir. Özellikle proteine bağlanan ajanlar. Yalnızca
bağlı olamayan kısım farmakolojik olarak aktiftir. Tiopentalin
sulfisoxazole ile bağlanması azdır, anestetik etkisi artar.
• 3. Bazı ajanlar diğerlerinin biyotransformasyonunu etkiler.
Barbitüratlarla kronik tedavi hepatik enzimleri indükliyerek
diğer ajanların (Örn: antikoagülan) metabolizmasını
kolaylaştırır. Echotiophate glokomda kullanılan bu ajan
plazma kolinesterazını inhibe ederek Sch etkisini uzatır.
4. Bir ajan diğerinin ekstraksiyonunu etkileyebilir. Opioidler
volatil anestetiklerin alveoler eliminasyonunu solunum
depresyonu ile azaltabilirler.
C. Farmokodinamik faktörler
Ajanlar aynı reseptör üzerinden etki gösteriyorlarsa
sinergizm veya antagonizm ortaya çıkar.
Neomisin pankuronyumun nöromusküler etkisini
potansiyalize eder.
Naloxane opioidlerin depresan etkilerini antagonize eder.
SPESİFİK İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ
A. H2 Antagonistler
1. Simetidine: Bir H2 reseptör antagonisttir, hepatik enzim
inhibisyonu ve hepatik kan akımında azalmaya yol açar. Bu
da yüksek hepatik ekstraksiyon hızı olan ajanların
metabolizmasını azaltır.
Simetidine alan hastalarda şu ilaçların metabolizması
yavaşlar: Benzodiazepinler, Sch, theophyline, lidocaine, ß
adrenerjik antagonistler, antikoagülanlar ve opioidler. H1 ve
H2 reseptör antagonistleri histamin salınımına neden olarak
kan basıncını düşüren ajanların bu etkilerini önler.
2. Ranitidine: Bir diğer H2 reseptör antagonistidir.
Hepatik enzim sistemlerine etkisi simetidin'den daha
azdır. Bu hepatik kan akımındaki hafif azalma ile ilgili
olabilir.
B. Benzodiazepinler
1. Benzodiazepinler ve barbitüratlar: Aynı reseptörü
etkilerler sinerjizme neden olurlar. Eş zamanlı
uygulandıklarında her iki ajanında dozunun azaltılması
gerekir.
2. Benzodiozepinler, bupivakainin eliminasyon yarı
ömrünü uzatırlar. Ayrıca santral sinir sistemi toksisitesi
yapıcı etkisini azaltırlar, fakat kardiovasküler toksisite
eşiğini değiştirmezler.
3. Fentanil (50-100 g/kg) hemodinamik stabilite ile
karakterizedir. Ancak diazepam veya midazolam ile
uygulanırsa kan basıncını ve sistemik vasküler rezistansı
azaltırlar. Bu katekolamin düzeylerindeki azalma ile
ilişkili olabilir. Lorazepamın böyle bir etkisi yoktur.
C. Kas gevşeticiler
1. Non-depolarizan kas gevşeticilerin etkileri inhalasyon
anestetikleri ile artar. Bu etki izofluran ve enfluran ile en
büyük, halotan ve N2O ile en azdır. Mekanizma iskelet
kaslarına kan akımının artması veya direkt nöromuskuler
kavşağa etki ile ortaya çıkar.
2. Akut hidrokortizon uygulaması non-depolarizan kas
gevşeticilerin etkisini potansiyalize eder. Kronik
hidrokortizan uygulaması ise antagonize eder.
3. Nitrogliserin kas gevşeticilerin blok süresini uzatır.
Kalsiyum kanal blokerleri (Verapamil) hem non-depolarizan
hem de depolarizan ajanları potansiyalize eder.
• 4. Antibiyotiklerden bazıları non-depolarizanların etkilerini
potansiyalize ederler. Hem transfer salınımını inhibe ederler, hem
de post-junctional reseptörleri etkilerler. Antibiyotiklerle ilgili bu blok,
hem Ca++ hem de asetilkolinesteraz ile revers edilir. Ancak
antibiyotik kullanan hastalarda monitörizasyon yararlıdır.
5. Mg++, kas güçsüzlüğü oluşturur ve hem depolarizan hem de
non-depolarizan kas gevşeticilerin etkilerini artırır. Mg++, volatil
anestetiklerin MAC'ını da düşürür. Preeklampsi ve eklampside
Mg++ olan hastalarda Sch'dan önce defasikülan dozda non-
depolarizan yapılmaması önerilir.
6. Furosemid ve mannitol, non-depolarizanların etkisini
artırır. Bu, muhtemelen nöromusküler kavşaktaki
etkilerine bağlıdır.
7. Kas gevşeticiler disritmilere neden olabilir. Eğer
hastalar halotan, digital veya trisiklik antidepresanlar
alıyorsa bu insidans artar. Bu muhtemelen parasempatik
sinir sistemi aktivitesinin artmasına bağlıdır. Büyük
dozda fentanil ve sufentanil uygulanan hastalarda Sch
bradikardiye yol açar.
D. Antiaritmik ajanlar
1. Kinidin, lidokain ve prokain kas gevşeticilerin etkisini
artırır. Kinidin, digoksinin plazma konsantrasyonlarını
artırır. Muhtemelen digoksini proteinlerden ayırır.
Lidokain, düşük dozlarda sinir sistemi depresanıdır ve
inhalasyon anestetik gereksinimini azaltır.
2. Amiodorone, refrakter ventriküler aritmi tedavisinde
uygulanır. Anestezi sırasında ciddi III. kalp blogu ve
bradikardi gözlenir. Preoperatif pacemaker gere
kir.
E. ß-adrenerjik antagonistler
1. ß-adrenerjik antagonistler, myokardiyal depresyon ve
periferal vazokonstriksiyona neden olurlar. Anestetik ajanlar
ß blokerlerin kardiyak depresan etkilerini artırır. ß bloker
alan hastalar güvenle uyutulabilir. Çünkü ß antagonistlerin
aniden kesilmesi rebound hipertansiyona yol açar. ß bloker
alan hastalarda ilaç operasyona dek kesilmez.
2. K+'un reuptake'ini inhibe ettikleri Sch'den sonra yüksek
K+ plazma düzeylerine yol açabilirler. Bu; yanıklar, böbrek
yetmezliği ve travma hastalarında özellikle tehlikelidir.
3. ß-antagonistler KC kan akımını azaltarak ve hepatik
oksidatif metabolizmayı inhibe ederek birçok ajan ile
etkileşirler. Bupivakain ve lidokainin klirensi propranolol
ile inhibe olur.
4. ß antagonistler aminofilinin ve ß2 agonistlerin
bronkodilatatörler etkilerini azaltırlar. Esmolol, yüksek ß
bloker etkisi, nedeniyle astım ve kronik obstrüktif
pulmoner hastalarda tercih edilir yapar.
Ketamin:
• Beyin tarafından hızla uptake’e ve redistribüsyona uğrar.
• Eliminasyonu;biyotransformasyon son ürünleri
böbreklerden atılır.
• indüksiyonda solunum minimal etkilenir ancak hızlı iv
enjeksyon veya önden opioid alınması apne yapabilr.
• Bronkodilatasyon yapar.
• Üst solunum yolu refleksleri intakt olsa da aspirasyon
pnömonisi riski olan hastalar yine de entübe edilmelidir
Ketamin:
• Ketamine bağlı artmış sekresyonlar,antikolinerjik
premedikasyonu ile önlenebilir.
• Nondepolarizan kas gevşeticilerin etkilerini potansiyalize
eder Teofilin ve ketamin kombinasyonu nöbete yol
açabilir.
• Diazepam,ketaminin kardiyostimülan etkisini azaltır ve
yarı ömrünü uzatır.
• Li, ketaminin etki süresini uzatır.
Propofol:
• GABA üzerinden etki eder
• KC de konjugasyon sonrası oluşan inaktif metabolitler
idrar ile atılır.
• Orta derecede siroz propofol farmakokinetiğini çok
etkilemez
• Yoğun bakımdaki çocukların uzun dönem sedasyonu için
propofol infüzyonu kullanılması lipidemi,metabolik asidoz
ve ölüme sebep olur.
Propofol:
• Eliminasyon; metabolitleri primer olarak idrarla atılır
• Üst solunum yolu reflekslerini baskılar ve entübasyon veya
LMA uygulanmasında avantaj sağlar.
• Histamin deşarjı yapabilir, Astımlı hastalarda kontrendike
değildir
• Antikonvülzan etkisi var. Status epileptikusu sonlandırır
• Antipruritik etkisi var
• Alfentanil ve fentanilin konsantrasyonlarını yükseltir
Etomidat
• RAS’ıdeprese eder ve GABA’nın inhibitör etkilerini taklit
eder.
• Barbitüratların tersine ,ekstrapiramidal motor aktiviteyi
kontrol eden merkezler üzerinde disinhibisyon yapıcı
etkisi olabilir.Bu disinhibisyon myoklonusdan
sorumludur.
• Redistribüsyona uğrar.
Etomidat
• Hepatik mikrozamal enzimler ve plazma esterazları
tarafından yıkılır
• Biyotransformasyon oranı tiyopentalden 5 kat
fazladır.idrarla atılır
• Barbitürat veya benzodiyazepinlere göre solunum daha
az etkilenir
• Opioid verilmediyse indüksyon sırasında apne
görülmeyebilir
• İndüksyon dozu geçici olarak kortizol ve aldesteron
sentezleyen enzimleri inhibe eder. Uzun süreli
infüzyonlarından sonra adrenokortikal supresyon olur ve
kritik hastalarda mortaliteyi arttırabilir
• Fentanil ,etomidatın plazma seviyesini yükseltir ve
eliminasyon yarıömrünü uzatır.
• Opioidler ,etomidat indüksyonunda görülen myoklonusu
azaltır.
Proton pompası inhibitörleri
• Proton pompası inhibitörleri hepatik sitokrom enzimleri
tarafından metabolize edilir. Bundan dolayı bu yol ile
temizlenen diğer ilaçların eliminasyonu ile etkileşebilir.
Proton pompası inhibitörlerinin varfarin (esomeprazol,
lansoprazol, omeprazol ve rabeprazol), diazepam
(esomeprazol ve omeprazol) ve siklosporin (omeprazol
ve rabeprazol) ile etkileştiği gözlemlenmiştir.
Levodopa
• B6 vitamini (piridoksin) levodopanın periferik yıkımını
arttırır. Fenelzin gibi MAO inhibitörleri, levodopa ile
birlikte kullanıldığında katekolamin sentezi artar, yıkım
azalır ve hipertansif kriz oluşur. MAO inhibitörleri
kullananlarda levodopaya geçmek için ilaç kesilmeli ve
en az 2 hafta beklenmelidir.
• Antipsikotikler levodopanın antiparkinson etkisini
engellerler.
Antipsikotikler
• Antipsikotiklerin farmakodinamik etkileflimleri
farmakokinetik etkileşimlerinden daha önemlidir. Bu
ilaçlar sedatif, adrenerjik bloker, antikolinerjik ilaçlarla
birlikte kullanıldıklarında aditif etkiler oluşur.
• Ziprasidon ve tioridazinin kinidin benzeri etkileri olduğu
için benzer etkili ilaçlarla etkileşirler.
• Çeşitli farmakokinetik etkileşimler rapor edilmiş olsa da
bunların hiçbirinin klinik anlamı yoktur.
Heparin
• Oral antikoagülanlar, trombolitikler, dekstran,
antiagreganlar, NSAII, parenteral sefalosporinler ve
penisilinler, antihistaminikler, tetrasiklinler, kinin, nikotin,
digoksin heparine bağlı kanama riskini arttırırlar.
• Nitrogliserin heparinin etkisini azaltır.
İsoniazid
• Antipirin, dikumarol, probenesid, tolbutamidin
metabolizmasını inhibe eder.
Rifampisin
• Kumarin, antifungal azoller, kortikosteroidler, teofilin,
tolbutamid,antikoagülanlar, digitoksin, glukokortikoidler,
metadon, metoprolol, oral kontraseptifler, prednisolon,
propranolol ve kinidinin metabolizmasını arttırır.
Fenitoin
• Fenitoinin çoğu (%95) esas olarak CYP2C9/10, daha az
oranda da CYP2C19 tarafından karaciğerde metabolize
edilir.
•
Fenitoinin metabolizması doyurulabilir olduğundan, bu
enzimler tarafından metabolize edilen diğer ilaçlar
fenitoinin metabolizması bu enzimlerin substratı olan
diğer ilaçların yıkılma hızı fenitoin tarafından baskılanır;
varfarin buna örnektir ve varfarin kullanan bir hastaya
fenitoin verilmesi kanama bozukluğuna yol açabilir.
Fenitoin
• İlaç etkileflmesinde bir diğer mekanizma fenitoinin çeşitli
CYP’leri indükleyebilmesinden kaynaklanır; bu enzimler
tarafından metabolize edilen ilaçların ve fenitoinin bir
arada verilmesi, birlikte verilen ilaçların yıkımında artışla
sonuçlanabilir. Bu yönden oral kontraseptifler açısından
özel bir önem vardır, bu ilaçlar CYP3A4 tarafında
metabolize edilir; fenitoin tedavisi oral kontraseptiflerin
metabolizmasını arttırabilir.
Metronidazol
• Metronidazol aktif SSS hastalığı olanlarda nörotoksisite
potansiyeli nedeniyle, dikkatli kullanılmalıdır. İlaç aynı
zamanda yüksek doz lityum kullanan hastalarda, lityum
toksisitesinin SSS işaretlerini bozmaktadır.
• Karaciğerde mikrozomal metabolizmayı inhibe eden
simetidin gibi ilaçlar tarafından metronidazolün plazma
seviyeleri yükseltilebilir.
• Kumadin antikoagülanları ile tedavi edilen hastalarda
metronidazol, protrombin zamanını uzatabilir.
Sülfonamidler
• Sülfonamidlerin en önemli etkileşimleri oral
antikoagülanlar, sülfonilüre grubu hipoglisemikler ve
fenitoin gibi antikonvulsanlarladır. Bu etkileşimlerde
sülfonamidlerin, diğer ilaçların etkilerini birincil olarak
metabolizmalarını inhibe ederek ve muhtemelen
albuminden ayırarak arttırdığı düşünülmektedir.
• Bu ilaçlar bir sülfonamidle birlikte kullanıldıklarında dozaj
ayarlaması gerekebilir.
Aminoglikozitler
• Loop diüretikleri ile birlikte kullanımları ototoksik etkilerini
arttırır
Eritromisin
• Astemizol, sisaprid, terfenadin, teofilin ile ilaç
metabolizmasnın inhibisyonuna bağlı toksisite riskinde artış
görülür.
Florokinolonlar
• Karaciğerde sitokrom P450 enzim inhibisyonuyla teofilin ve
kafeinin yıkımını azaltırlar.
• Pefloksasin ve siprofloksasin, penisilin ve aminofilin ile
farmasötik olarak geçimsizdir.
• Sukralfat, siprofloksasin, norfloksasin ve muhtemelen diğer
kinolonların gastrointestinal emilimini azaltır.
Amiodaron
• Amiodaronun çok sayıda ilaçla etkileşimi vardır ve
amiodaronla birlikte herhangi bir ilaca başlanırken veya doz
ayarlaması yapılırken tüm ilaçlar birlikte düşünülmelidir.
Amiodaron CYP3A4 substratıdır ve bu enzimi inhibe eden
ilaçlar (örn. simetidin) plazma seviyesini yükseltirken, bu
enzimi indükleyen ilaçlar (örn. rifampin) plazma seviyesini
düşürür.
Amiodaron
• Amiodaron karaciğerde ilaç metabolize eden sitokrom
enzimlerini inhibe ederek digoksin ve varfarin gibi ilaçların
kan seviyelerini yükseltir. QT intervalini uzatan diğer
ilaçlarla birlikte verilmesi, ciddi bradikardi ve atrioventriküler
blok riski oluşturabilmesi nedeniyle tavsiye edilmez.
Antasitler:
• Antasitler gastrointestinal sistem içinde ilaçlara bağlanarak
onların emilimlerini azaltabilirler (örn. demir, florokinolonlar,
ketokonazol, tetrasiklinler, tiroksin). Antasitler mide
boşalmasını hızlandırarak ilaçların bağırsağa ulaşma
hızlarını arttırırlar.
• Bazı antasitler (örn. magnezyum hidroksitle birlikte
aluminyum hidroksit) idrar pH’sını yükselterek atılımları idrar
pH’sına bağlı olan ilaçlarla etkileşirler.
• Demir, Gastrointestinal sistemde ilaçlara bağlanarak
emilimlerini azaltır (örn. kinolonlar, tetrasiklinler, tiroid
hormonları).
• Diltizem metilprednison düzeyini önemli oranda yükseltir.
• Bazı kalsiyum antagonistleriyle birlikte 250 ml greyfurt suyu
içilirse ilaçların serum düzeyleri yükselir.
• ACE inhibitörleriyle potasyum tutan spironolaktonun
kombine edilmesi hiperpotasemiye yol açabilir,
• Antasitler, ACE inhibitörlerinin biyoyararlanımlarını
azaltabilirler.
• Aspirin ve diğer NSAİ ilaçlar, ACE inhibitörlerinin
antihipertansif yanıtlarını azaltabilirler.
• ACE inhibitörleri digoksin ve lityumun plazma düzeyleri ile
allopurinole Aşırı duyarlık reaksiyonlarını arttırabilirler.
Opioidler:
Genellikle hipotansiyon ve bradikardi ile karakterizedir
(dolantin taşikardi yapar).
Hipnotiklerle additif etki gösterirler.
İnhalasyon anesteziklerinin MAC değerini düşürürler
Mide boşalması ve barsakların geçişini geciktirirler. Hem
sistik hem de oddi sfinkterinin tonusunu arttırarak safra
boşalmasını güçleştirir.
Nalorfin hem güçlü analjezik hem de antagonist etkiye
sahiptir.
Morfin
• MAO inhibitörleri ile birlikte kullanıldıklarında hiperpireksik
koma ve hipertansiyon görülebilir.
• Düşük doz amfetamin, hidroksizin ve trisiklik antidepresanlar
analjeziyi arttırır.
• Morfin sedatif-hipnotiklerle birlikte kullanıldığında solunum
depresyonu başta olmak üzere santral sinir sistemi üzerine
depresif etkileri artar.
Morfin
• Antipsikotikler morfinin sedatif etkilerini arttırır.
• Solunum depresyonu yapıcı etkiler de şiddetlenebilir.
• Antipisikotiklerin antimuskarinik ve β bloker etkilerinden
dolayı morfinin kardiyovasküler etkileri kuvvetlenir.
Metadon
• Rifampin ve fenitoin metadon metabolizmasını hızlandırır ve
yoksunluk semptomlarını başlatabilir.
Nöromusküler blokerler:
• İnhalasyon anestetikleri (enfluran, isofluran, sevofluran)
diazepam, antibiyotikler (aminoglikozitler, linkozamidler,
polimiksinler), diüretikler, lokal anestetikler ve antiaritmik
ilaçlar (lidokain, kinin, kinidin), antihipertansifler,
magnezyum, lityum ve dantrolen nöromusküler blokajı
arttırırlar.
Nöromusküler blokerler:
• Nitrogliserin panküronyumun etkisini arttırır.
• Neostigmin ve organik fosfatlar gibi asetilkolin esteraz
inhibitörleri, antikonvülsanlar ve furosemid nondepolarizan
blokerlerin etkisini azaltır
Sülfonilüreler
• Klofibrat, fenilbutazon, salisilatlar ve sülfonamidler, plazma
proteinlerinden sülfonilüreleri ayırırlar.
• Allopurinol, probenesit, fenilbutazon, salisilatlar ve
sülfonamidler, sülfonilüre ve metabolitlerinin idrarla
atılımının azalmasına neden olurlar.
• Dikumarol, kloramfenikol, MAO inhibitörleri ve fenilbutazon,
karaciğerdeki yıkımlarını azaltır.
• Her üç etkileşim tipi de ilaçların hipoglisemik etkilerini
arttırır. Ayrıca, alkol, anabolik steroidler ve propranolol de
sülfonilürelerin yaptığı hipoglisemiyi arttırabilir.
Statinler
Son çeyrek yüzyılda kullanımı hızla artan statinler
esnasında emniyetli ilaçlardır. Rabdomiyoliz ve miyopati
riski fevkalade düşüktür fakat bazı ilaçlarla beraber
kullanılmaları halinde bu riskler katlanarak arttığı için
dikkatli olmak gerekir. Statinlerle etkileşmeye girebilecek
başlıca ilaçlar fibratlar (özellikle gemfibrozil), niasin,
warfarin, verapamil, azol grubu antifungaller, azitromisin ve
klaritromisin, bazı antidepresanlar (venlafaksin, sertralin,
floksetin) ve greyfurt suyudur. Özellikle simvastatin
kullanan hastaların greyfurt suyundan kaçınması uygun
olabilir.
Warfarin
İlaç etkileşimleri arasında en ehemmiyetli konu oral
antikoagülan kullanan hastaların taşıdığı risktir. Warfarin
(Coumadin) uygulaması sırasında hastaların bir yıl içinde
majör kanama riski %0.5-7.0 arasında değişmektedir ve
risk antikoagülasyonun derecesiyle doğru orantılıdır.
Parasetamol, amiodaron, eritromisin, flukonazol,
floksetin, metronidazol, salisilatlar, sulfametoksazol,
tamoksifen ve tiroid hormonu warfarinin antikoagülan
etkisini arttırırlar; antitiroid ilaçlar, barbituratlar ve
karbamazepin ise azaltır. Bazı herbal preparatların da
kanama riskini arttırdığını tekrar hatırlatalım.
Aspirin
• Birçok hasta geleneksel NSAİ ilaçlarla veya COX-2
inhibitörleriyle birlikte “kardiyoprotektif” düflük dozda
aspirin almaktadır. Epidemiyolojik çalışmalar bu
kombinasyon tedavisinin NSAİ ilaç sınıflarından birinin
yalnız kullanılmasına kıyasla gastrointestinal istenmeyen
olay olasılığını anlamlı derecede arttırdığını
göstermektedir.
Aspirin
• Trombosit COX-1’inin aktif bölgesinde sık kullanılan bir
NSAİ ilaç olan ibuprofen ile önceden işgal edilmesi,
aspirinin hedefi olan Ser 529’a ulaşmasını engeller ve
geri dönüşümsüz trombosit inhibisyonunu önler.
Aspirin
• Salisilatların plazma konsantrasyonu genellikle diğer
ilaçlardan çok az etkilenir, fakat aspirinin eşzamanlı
uygulanması indometasin, naproksen, ketoprofen ve
fenoprofen konsantrasyonlarını en azından kısmen
plazma proteinlerinden ayırarak azaltmaktadır.
• Aspirin, antasitlerle alındığında emilimi azalır; heparin
veya oral antikoagülanlarla alınırsa hemoraji olur (oral
antikoagülanların dozu azaltılmalıdır); probenesit ve
sülfinpirazon ile birlikte alındığında bu ilaçların ürikozürik
etkisini azaltır.
• Aspirinin, tiyopental sülfinpirazon, fenitoin, naproksen,
bilirubin, tiroksin veya triiyodotironin ile etkilefliminde
plazma aspirin konsantrasyonu artar, yarılanma ömrü
uzar, toksisite oluşur.
• Aspirin spironolaktonla indüklenen natriürezi antagonize
eder
• Aspirin penisilinin BOS’tan kana aktif transportunu bloke
eder.
Teofilin
• Teofilin, CYP1A2 sistemi ile metabolize olur.
•
Rifampisin, karbamazepin, fenitoin, fenobarbital ve sigara
içme teofilinin metabolizmasını arttırarak plazma
konsantrasyonunu azaltır. Takrin, fluvoksamin, eritromisin,
troleandomisin, diltiazem, verapamil ve zileuton teofilin
metabolizmasını yavaşlatır.
• Oral kontraseptifler, eritromisin, siprofloksasin, Ca kanal
blokerleri, flukonazol ve simetidinin plazma
konsantrasyonunu yükseltir
Östrojenler
• Metabolizmaları indüklenebilir. Bağırsak florasının
azalmasıyla (örn. antibiyotiklerle) östorojenin
enterohepatik sirkülasyonu durabilir ve bu şekilde oral
kontraseptif etkileri azalır.
• Östrojen kortikosteroidlerin metabolizmasını azaltır.
• Fenitoin, primidon, rifabutin ve rifampin östrojenin
metabolizmasını hızlandırır.
Kalsiyum kanal blokerleri
• Kalp hastalığı olanlarda β blokerlerinin kullanımında
kanıtlanmış mortaliteye yararı olduğundan bu sınıf ilaçlar
tedavide ilk seçenektir. Ancak bir β blokerler ve nitratlarla
anjina yeterince kontrol edilemediği zaman, özellikle eğer
koroner vazospazm bileşeni varsa bir Ca kanal blokerinin
ilavesi ile bazen ek iyileşme sağlanabilir. Ca kanal
blokerlerinin kimyasal sınıfları arasındaki farklılıklar, β
blokerler ile önemli beklenmeyen veya yararlı ilaç
etkileşimlerine yol açabilir.
• Eğer hasta halen verapamil veya diltiazemin maksimal
dozları ile tedavi ediliyorsa β adrenerjik reseptör
blokajının ilave yarar göstermesi beklenmemelidir ve
aşırı bradikardi, kalp bloğu veya kalp yetmezliği
gelişebilir.
• Ancak nifedipin gibi bir dihidropiridinle veya nitratlarla
tedavi edilen hastalarda önemli refleks taşikardi sıklıkla
bu ajanların etkililiğini sınırlar. Bu durumda, egzersizle
daha düşük kan basıncı ve kalp atım hızı oluşturan bir β
adrenerjik reseptör antagonisti eklenmesi yararlı olabilir.
Amlodipinin etkililiği bir β adrenerjik reseptör antagonisti
kombinasyonuyla iyileştirilebilir.
Digoksin
• Plazma K+ konsantrasyonunu düşüren ilaçlar (örn. loop
diüretikleri) ve atılımını ve dokulara bağlanmasını
değiştirerek sanal dağılım hacmini azaltıp plazma düzeyini
yükselten ilaçlar (örn. kinidin, amiodaron ve verapamil
iskelet kasında digital bağlanma kapasitesini azaltırlar;
ayrıca eritromisin ve tetrasiklin) digoksine bağlı
kardiyotoksisite olasılığını yükseltirler.
Digoksin
• Potasyum ve digoksin birbirlerinin Na+/K+ ATPaz’a
bağlanmasını engeller; bu nedenle hiperkalemi digoksinin
enzim üzerine etkisini azaltır, hipokalemi ise kolaylaştırır.
Hiperkalemi digoksinin kardiyak otomatisiteyi arttırıcı
etkilerini azaltır.
Besin destekleri
Greyfurt (suyu)
• Greyfurt (suyu), alprazolam, atorvastatin,
sisaprid, siklosporin, midazolam ve triazolamın
metabolizmasını inhibe eder.
Greyfurt suyu içeriği bağırsaklardan ilaçların
atılımında rol oynayan P-glikoproteinlerin de
inhibitörüdür ve siklosporin gibi bazı ilaçların
biyoyararlanımını arttırır.
Aloe vera
• Oral antidiyabetik ilaçlar, diüretikler, kortikosteroidler ve
digoksin ile birlikte kullanılmamalıdır.
Echinacea
• İmmünsupresanlar, antineoplastikler, antiaritmikler,
antifungal ilaçlar ile birlikte kullanılmamalıdır.
Efedra (ma huang)
• Digoksin, halotan, guanetidin, MAO inhibitörleri, kafein ve
dekonjestan ilaçlar ile birlikte kullanılmamalıdır.
TEŞEKKÜRLER…
Download