canlıların dağılışını etkileyen paleocoğrafya özellikleri

advertisement
CANLILARIN DAĞILIŞINI
ETKİLEYEN
PALEOCOĞRAFYA
ÖZELLİKLERİ
PALEOCOĞRAFYA
 Paleocoğrafya
(Yun. palaios: eski; ge:
dünya; graphis: tarz), geçmiş çağların
coğrafyasını araştıran bilim dalı.
Paleocoğrafyanın başlıca ilgilendiği
konular: Kıtaların oluşumu ve geçmişten
günümüze iklim değişiklikleridir.
Bitki
ve hayvan türleri üzerinde
bugünkü şartlarla beraber
geçmiş dönemlerde hakim olan
çevre şartları da büyük ölçüde
etkilidir. Kıtalarda ve iklimlerde
meydana gelen değişiklikler,
canlıların yeryüzüne dağılışını
önemli ölçüde etkilemiştir.
 Yeryüzünde,
tek büyük kara parçası
olan Pangea'dan bugünkü görünümünü
alana kadar geçen süre boyunca kara ve
denizlerin dağılışında büyük
değişiklikler meydana gelmiştir.
Kıtaların yaklaşması ya da uzaklaşması
bitki ve hayvanların göç yollarının
değişmesine, daha önce bir arada
bulunmayan türlerin birbiriyle
karşılaşarak etkileşimine neden
olmuştur.
KITALARIN JEOLOJİK DEVİRLERDEKİ GÖRÜNÜMÜ
 Kıtalar yılda 1 – 2 cm gibi çok yavaş bir hızla hareket
etmektedir. Kuzey Amerika
ile Avrupa her yıl birbirlerinden 2,5 cm uzaklaşmaktadır.
Hareket her ne kadar yavaş olsa da milyonlarca yıl
devam ettiği için etkisi büyük olmuştur. Günümüzden
200 milyon yıl önce bütün karalar bir araya gelerek
Pangea'yı oluşturmuşlardır. Daha
sonra kırılarak birbirinden uzaklaşan kara parçaları iki büy
ük parçaya ayrılmıştır. Kuzeyde olana Laurasia
, Güneyde olana Gondwana adı verilmiştir.
135 milyon yıl önce bu iki kıta arasında Tetis jeosenklinal
i açılmıştır.
35 milyon yıl önce bu iki kıtada parçalanarak günümüzdeki
dağılım ortaya çıkmaya başlamıştır.

İKLİM
DEĞİŞİKLİKLERİ
Dünyanın iklimi; güneşten gelen enerji miktarından, atmosferdeki
sera gazı ve aerosol
miktarına, güneş enerjisinin ne kadarının tutulacağı ya da yansıyacağını
belirleyen yeryüzü
özelliklerine kadar, pek çok faktörden etkilenmektedir.
Karbon Dioksit (CO2), Metan (CH4) ve Azot (N2O) gibi sera gazlarının
atmosferdeki
yoğunlukları, endüstri devriminin başından bu yana önemli ölçüde
artmıştır. Bu durum
büyük oranda fosil yakıt kullanımı, arazi kullanımındaki değişiklikler ve
tarım gibi insan
faaliyetleri nedeniyle gerçekleşmiştir. Örneğin, günümüzde
atmosferdeki karbon dioksit
yoğunluğu son 650 000 yıldan daha yüksek düzeye gelmiş ve son on
yılda, 1960 yılında
ölçümler başladığından bu yana ölçülenden çok daha hızlı artmaktadır.
Sonuç olarak, 1750 yılından beri gerçekleştirilen insan faaliyetlerinin
dünya üzerinde küresel
ısınma etkisine yol açtığı genel olarak kabul edilmektedir.

İklim değişmeleri bazı türlerin yok olmasına, bazı
türlerin çevreye uyarak günümüze kadar gelmelerine,
bazı canlılarında uzak mesafelere göç etmelerine yol
açmaktadır. İklim değişmesi sonucu oluşan deniz
seviyesi değişiklikleri okyanus habitatlarının yok
olmalarına veya azalmalarına, deniz ilerlemeleri ile
karaların su altında kalması sonucu kara canlılarının
yaşam alanlarının daralmasına neden olmaktadır. Bu
değişimden en çok mercan kayalıkları etkilenmiştir.

Kıtaları birbirinden ayıran boğazların su altında
kalması veya kara haline geçmesi canlıların göç
yollarını da etkilemektedir. Bering Boğazının kara
haline gelmesi ile Sibirya’dan K. Amerika’ ya canlı göçü
olarak türlerin benzerliği gerçekleşmiştir.

 4.
Zamanda oluşan iklim değişmeleri bitki
örtülerini etkilemiştir. Ülkemize soğuk ve az
yağışlı devirde Avrupa ve Sibirya’da yetişen
bitkiler Anadolu’da yayılmıştır. Sıcak ve nemli
devirde Akdeniz iklim bölgesinde yetişen bitkiler
Anadolu’nun kuzeyine kadar ilerlemiştir.
Ülkemizdeki çeşitlilik sunan yer şekilleri daha
önceden yetişmiş olan bitkilerin tamamen
ortadan kalkmasını engellemiştir. Bu bitkilerin
korunup günümüze kadar gelmesi açısından özel
alanlar oluşturmuşlardır.

Bu etkilenmeler, özellikle buzulların erimesi ile
oluşacak deniz seviyesi yükselmeleri nedeniyle kıyı
kentleri ile küçük adaların ortadan kalkması, yağış
rejimlerinin değişmesi sonucu verimli tarım
arazilerinin kuraklaşacaktır. Kıyılara yakın temiz su
kaynaklarının denizle birleşmesi, Okyanus akıntılarının
durması( buzulların erimesi ile tuzluluğun azalması
sonucu yoğunluktan doğan akıntıların), suya bağımlı
enerji kıtlığı, orman alanlarının yok olması gibi
yaşamsal alanları etkileyecektir.Taşkın, sel vb. gibi
olaylar sonucu hastalık oluşturan canlıların taşınması,
yeni iklim desenleri, çiftçilerin bir bölümünü, ektikleri
tarım bitkilerini değiştirmeye zorlayacaktır.
İKLİMDE GÖZLENEN DEĞİŞİKLİKLER
Günümüzde küresel ısınma tartışılmaz bir gerçektir.
Hava ve okyanus sıcaklıklarının
arttığını, kar ve buzulların yaygın bir şekilde eridiğini ve
deniz seviyelerinin yükseldiğini
gösteren pek çok araştırma bulunmaktadır.
Daha özele inildiğinde, son 12 yılın 11’i (1995-2006)
küresel sıcaklığın ölçüldüğü 1850
yılından bu yana kaydedilen 12 en sıcak yıl arasında yer
almaktadır. Son yüzyıl boyunca
(1906 - 2005) küresel sıcaklık 0.74°C oranında artış
göstermiştir.

20. yüzyıl boyunca küresel
deniz seviyesi, dağlardaki ve kutup bölgelerindeki kar
ve buzulların erimesinden dolayı 17
cm yükselmiştir. Bunların yanı sıra, Antarktika’daki
sıcaklık ve buzullarda, okyanus tuzluluk
oranlarında, rüzgar modelleri ve kuraklıklarda, yağış
ve tropik siklonlarda olmak üzere
bölgesel değişiklikler de gözlenmiştir.
Önceki 1300 yıl ile karşılaştırıldığında, son yarım
yüzyıldaki sıcaklıklar oldukça sıra dışıdır.
Kutup bölgelerinin günümüzden daha sıcak olduğu
son zaman 125 000 yıl önce yaşanmış ve
deniz seviyesinde 4 ila 6 metrelik yükselme meydana
gelmiştir.

GİZEM
SUVARİ 11/A 789
Download