Deniz ve Okyanusların genel özellikleri

advertisement
Deniz ve Okyanusların genel
özellikleri
DENİZ VE İÇSU
BİLİMLERİ, OSEONOLOJİ


Okyanus ve denizler yeryuvarının çukur bölümlerini dolduran birbirleriyle
ilişkili su kütleleridirler. Kıtalar ise bu su kütlesiyle çevrilmiş büyük adalardan
ibarettirler. Yeryuvarında geniş bir alan oluşturan bu su kütlesinin, sınırları pek
belli olmayan geniş bölümleri için Okyanus, sınırları bariz bölümleri
için Deniz terimi kullanılır. Şüphesiz okyanus ve deniz terimleri genel
isimlerdir ve yalnız başlarına bulunduklarında bir mana ifade etmezler. Ancak
özel isimlerin sonlarına geldiklerinde Atlantik Okyanusu, Ege Denizi gibi özel
bir bölgeyi ifade eden bir anlam kazanırlar.
Okyanus veya Denizlerin kara içinde oluşturdukları geniş girintilere Körfez;
körfezden daha küçük boyutlardaki girintilere de Koy adı verilir (Antalya
Körfezi, Gülbahçe Koyu gibi). Sahillerde kıyı kordonuyla denizden az çok
ayrılmış tuzlu ve acısuların oluşturduğu bölgelere Lagün adı verilir. Okyanus
ile denizler veya denizlerle denizler arasındaki ilişkiyi sağlayan geçitlere Boğaz;
bu geçidin en sığ yerine de Eşik denir (Akdeniz ile Atlantik Okyanusunu
bağlayan Cebelitarık Boğazı ve Eşiği, Karadeniz ile Marmara Denizi arasındaki
ilişkiyi sağlayan İstabul Boğazı ve Eşiği gibi).
OKYANUSLARIN GENEL
ÖZELLİKLERİ







Okyanuslar Denizlerden aşağıda belirtilen özellikleriyle ayrılırlar;
– Denizlere göre çok geniş bir alana sahiptirler.
– Ortalama derinlikleri oldukça fazla olup, 4100m civarındadır.
– Birbirleriyle olan ilişkileri çok geniştir.
– Çeşitli kıtalara sahil verirler.
– Okyanusların büyük bir bölümü Güney Yarım Küresinde
(%80.9 su, %19.1 Kara), az bir bölümü ise Kuzey Yarım
Küresinde (%60.7 su, %39.3 kara) yer almıştır.
– Yeryüzünün üç büyük okyanusu ( Atlantik Okyanusu, Pasifik
Okyanusu, Hint Okyanusu ) Antarktiğin çevresinde yer almış
olup, aralarında geniş bir bağlantı mevcuttur.
DENİZLER VE GENEL
ÖZELLİKLERİ







– Genellikle okyanusların bitişiğinde bulunan denizlerin, okyanuslara göre
sınırları oldukça belirlidir.
– Bazı özel iklimsel koşullarda bulunduklarından belli özelliklere sahiptirler.
– Denizler topografik ve hidrografik özelliklerine göre dört bölümde
incelenebilir. Bunlar; Kenar Denizler, Kıtalararası Denizler, İç Denizler ve
Kapalı Denizler’dir.
Kenar Denizler : Okyanusların çevresinde yer alan denizlerdir. Bitişiğindeki
okyanusun bir çeşit körfezini oluştururlar. Genellikle okyanuslara geniş bir
şekilde bağlanmışlardır ve derinlikleri fazladır. ( Manş Denizi, Kuzey Denizi,
Bering Denizi gibi )
Kıtalararası Denizler : Bağlı bulundukları okyanuslarla zayıf ilişkisi bulunan
denizlerdir. Bunlar kıtaların içine yerleşmişlerdir. Kenar Denizlere göre
derinlikleri daha azdır. ( Akdeniz, Karaibler Denizi vb. )
İç Denizler : Dar ve derin olmayan bir eşikle başka bir denize açılan
denizlerdir. ( Kuzey Denizi ile ilişkide bulunan Baltık Denizi, İstanbul ve
Çanakkale Boğazlarıyla Akdeniz’e açılan Karadeniz gibi )
Kapalı Denizler : Bunların okyanus veya diğer bir denizle ilişkileri yoktur. (
Hazar Denizi gibi )




Okyanus : Kıtaları birbirinden ayıran geni su kütlelerine okyanus
denir. Örnek : Atlas Okyanusu, Büyük Okyanus (Pasifik
Okyanusu), Hint Okyanusu
Deniz : Okyanusların kıta içlerine doğru uzanan kollarına deniz
denir. Denizler okyanuslarla bağlantılarına göre ikiye ayrılır.
Kenar Deniz : Okyanus kıyılarında, okyanuslardan adalarla
ayrılan denizlere denir. Örnek : Japon Denizi, Çin Denizi (Sarı
Deniz), Umman Denizi, Kuzey Buz Denizi, Antiler, Tasman
Denizi, Mercan Denizi, Bering Denizi, Karayip Denizi
İç Deniz : Okyanuslara boğazlar aracılığıyla bağlanan kara içlerine
sokulmuş denizlere denir. Örnek : Akdeniz, Kızıldeniz, batlık
Denizi, Karadeniz, Marmara Denizi, Azak Denizi
Okyanuslarla Denizlerin Karşılaştırılması
Okyanuslarla denizlerin özellikleri birbirinden farklıdır.

DERİNLİK /(OKYANUSLAR) Denizlere oranla derinlik daha fazladır./
(DENİZLER)Okyanuslara oranla derinlik daha azdır.
KAPLADIĞI ALAN/(OKYANUSLAR) Denizlere oranla kapladığı alan daha
geniştir./ (DENİZLER)Okyanuslara oranla kapladığı alan dardır.
KARALARDAN ETKİLENME/(OKYANUSLAR) Denizlere oranla karaların
sıcaklık koşullarından daha az etkilenirler./ (DENİZLER)Okyanuslara oranla karaların
sıcaklık koşullarından daha çok etkilenirler.
TUZLULUK/(OKYANUSLAR) Okyanusların tuzluluğu %033,5 – %0 37,5 arasında
değişir./ (DENİZLER)Denizler bulundukları alanların özelliklerinden daha kolay
etkilenirler ve tuzlulukları daha çok değişir. Denizlerin Tuzluluğu %01,5 – %065
arasında değişir.
AKINTILAR/(OKYANUSLAR) Sürekli rüzgarların etkisiyle büyük akıntı sistemleri
görülür./ (DENİZLER)Seviye ve yoğunluk farklarıyla oluşan küçük akıntı sistemleri
görülür.
Deniz suyunun Sıcaklığı
Deniz suyu sıcaklığının yatay dağılışı enleme, akıntılara, mevsime, yoğunluğa
(tuzluluğa) buzullarla bağlı olarak değişir. Denizlerde bulunan buzullar iki
türlüdür.
Aysberg (Buz dağı) : Buzullardan kopup, denize kadar ulaşan kalın buzul
parçaları deniz içinde ilerlemeye devam eder. Buzun yoğunluğu, deniz
suyunun yoğunluğundan az olduğu için su tarafından kaldırılır. Yüzlerce metre
kalınlıkta ve kilometrelerce uzunluktaki bu buz dağlarına aysberg denir.
Deniz suyu sıcaklığını etkileyen temel etken enlemdir. Ekvator’a yakın
enlemlerde deniz suyu sıcaklığı yüksektir. Kutuplara yaklaştıkça su sıcaklığı
azalır. Tatlı su 0° C de donar. Tuzlu su ise yaklaşık -2°C donar. Bu nedenle
Ekvator’dan kutuplara doğru deniz suyunun donma olasılığı artar. Kutup
çevrelerinden denizlere katılan aysbergler akıntıların etkisiyle Kuzey Yarım
Küre’de 40° enlemine, Güney Yarım Küre’de ise 35° enlemine kadar inebilir.
Deniz Suyunun Tuzluluğu
Bir litre deniz suyunda erimiş halde bulunan madensel tuzların
gram olarak ağırlığına tuzluluk oranı denir. Deniz suyunun
tuzluluğu litre/gram ya da %0 olarak ifade edilir. Tuzluluk oranı
okyanuslarda %0 33,5 – %0 37,5 arasında, denizlerde %0 1,5 –
%0 65 arasında değişir. Deniz suyunun tuzluluğunu değiştiren
etmenler aşağıda sıralanmıştır.
Buharlaşma : Deniz suyunun buharlaşması tuzluluğunu artırır.
Yağış Miktarı : Yağış miktarı arttıkça deniz suyunun tuzluluğu
azalır.

Akarsu Sayısı ve Akım Miktarı : Denize ulaşan akarsu sayısı ve
akarsuyun taşıdığı su miktarı arttıkça, deniz suyunun tuzluluğu
azalır.

Buzul Oluşumu : Deniz suyunun karalarda buzul olarak birikmesi
ya da deniz suyunun donması tuzluluğu artırır. Kar ve buzul
erimeleri ise tuzluluğu azaltır.

Bankiz : Kutup çevresindeki denizlerde, suyun donması ile
oluşan buz kütleleridir. Donma, kıyılarda başlar ve sıcaklık
düştükçe artar. Deniz yüzeyini kaplayan buz kristalleri gittikçe
kalınlaşır, Buz tabakası halini alır. Bankiz adı verilen buz tabakası
yaz aylarında sıcaklığın artması ile küçülerek dağılır.
Deniz Suyunun Hareketleri
Deniz suları akarsular, rüzgarlar, buzullar gibi aşındırma ve biriktirme yolu ile
yeryüzünü şekillendirir. Deniz suları çeşitli etkenlerle hareket etmektedir. Bu
hareketlerden en etkili olanlar,
Dalgalar
Gel-git
Akıntılar
Dalgalar
Dalgalar, deniz ve göllerdeki kuzey sularının periyodik salınımlarıdır. Dalga
oluşumunun temel nedeni rüzgarlardır. Deniz yüzeyini yalayarak esen
rüzgarlar, sürtünme nedeniyle durgun sulara hareket kazandırır. Deniz yüzeyi
pürüzlenir ve sürekli biçim değiştirir. Deniz yüzeyinin salınım hareketine
dalgalanma deniz yüzeyinde beliren pürüze dalga denir.
Dalga Elemanları
Dalga, 4 temel elemandan oluşur. Bunlar, dalga sırtı, dalga
çukuru, dalga boyu ve dalga yüksekliğidir.
Dalga Sırtı : Dalgalı bir deniz yüzeyinde suların yükselen kısmına
dalga sırtı denir.
Dalga Çukuru : Dalgalı bir deniz yüzeyinde suların alçalan
kısmına dalga çukuru denir.
Dalga Boyu : Birbirini izleyen iki dalga sırtı arasındaki uzaklığa
dalga boyu denir.
Dalga Yüksekliği : Dalga sırtı ile dalga çukuru arasındaki
yükseklik farkına dalga yüksekliği denir.
Dalga Çatlaması
Dalgalar derin denizlerde kolayca oluşur. Ancak,
derinliğin dalga boyundan daha az olan yerlere
yaklaştıkça, dibe olan sürtünmeden dolayı dalga
hareketi engellenir ve dalgaların şekli bozulur. Bu
olaya dalga çatlaması veya kırılması denir. Kıyı
sığlaştıkça dalga çatlaması artar.
Dalga Aşındırma Şekilleri

Dalga aşındırmasına abrazyon denir. Dalgalar, üç biçimde aşındırma yaparak
kıyıları şekillendirirler :
Su kütlesinin kıyıya çarparken yaptığı basınç etkisiyle kıyı aşındırılır.
Dalga içindeki kum, çakıl gibi maddelerin kıyıya şiddetli çarpmasıyla kıyı
aşındırılır.
Deniz suyunun kıyıdaki tabakaları eritmesiyle (kimyasal yolla) kıyı aşındırılır.

Falez (Yalıyar) : Dalgalar aşındırma yaparken önce çarptıkları kıyı boyunca bir
çentik açar. Buna dalga oyuğu denir. Dalga oyukları derinleştikçe üzerindeki
kütleler kopar ve düşer. Böylece kıyı boyunca diklikler oluşur. Bu dikliklere
falez ya da yalıyar adı verilir. Türkiye’de, Karadeniz ve Akdeniz kıyılarında
güzel falez örnekleri görülmektedir.

Kıyı Aşınım Düzlüğü : Dalgaların kıyıyı kara
içine doğru aşındırması ve kıyıyı geriletmesi ile
oluşan falezler önünde az eğimli bir yüzey gelişir.
Kıyı aşınım düzlüğü ya da abrazyon platformu
adı verilen bu düzlüklerin üzeri genellikle kum ve
çakıllarla kaplıdır.
Dalga ve akıntılar dik kıyılarda aşındırma; alçak
ve basık kıyılarda ise biriktirme yolu ile kıyıyı
şekillendirir.
Kıyı Birikim Şekilleri

Denizin sığlaştığı yerlerde, dalgalar ve akıntılar
tarafından taşınan maddelerin biriktirmesi ile oluşan
şekillerdir.
Kumsal : Kıyılarda dalga ve akıntıların taşıdıkları
maddeleri biriktirmesi ile oluşan alanlara kumsal denir.
Girintili-çıkıntılı bir kıyıda dalgalar, denize çıkıntı yapan
dik burunlarda aşındırma, buradan kopardıkları
maddeleri koy içlerine taşıyarak kumsalların oluşmasını
sağlar. Bu nedenle kumsallar genellikle koy içlerinde yer
alır ve bir şerit halinde uzanır.

Kıyı Kordonu (Kıyı Oku) : Dalga ve akıntıların kıyıdan taşıdıkları maddeleri
küçük koylarda biriktirmesi ile oluşan, bir ucu karaya bağlı ve deniz doğru ok
şeklinde uzanan yığıntılardır. Kıyı kordonu bir koyun önünü kapatacak şekilde
gelişirse kıyı kordonu gerisinde lagün oluşur.
Lagün (Deniz Kulağı) : Kıyı kordonunun bir koyun önünü kapatması ile
oluşan göllere lagün, deniz kulağı ya da kıyı set gölü denir.
Örneğin Büyük Çekmece, Küçük Çekmece ve Terkos gölleri birer lagündür.
Tombolo (Bağlama Seti) : Kıyı okları karaya yakın adalara doğru
oluştuklarında, zamanla ada ile ana kara birbirine bağlanır. Oluşan bu şekle
tombolo denir. Örneğin Marmara Bölgesi’ndeki Kapıdağ Yarımadası bir ada
iken, tombolo ile ana karaya bağlanmıştır. Ayrıca Sinop ili de bir tombolo
üzerinde kurulmuştur.
Gel – Git
Gel-Git, Ay’ın ve Güneş’in çekim gücünün etkisiyle Dünya’daki
su kütlelerinin alçalması ve yükselmesi olayıdır. Ancak Ay,
Dünya’ya en yakın gök cismi olduğundan gel git olayında daha
etkilidir. Bir yerdeki gel-git, gün içinde 2 kabarma 2 çekilme
biçiminde 6 saatte bir gerçekleşir. Bu seviye değişmelerinde her
gün bir önceki güne göre 50 dakikalık bir gecikme olur. Çünkü
ay, Dünya’nın çevresindeki dönüşünü 24 saat 50 dakikada
tamamlamaktadır.
Gel-git genliğinin fazla olduğu denizlerde akarsu ağızlarında
haliçler, az olduğu denizlerdeki akarsu ağızlarında ise delta oluşur.
Türkiye’deki denizler iç deniz olduğu için gel-git belirgin değildir.
Bu nedenle akarsu ağızlarında haliç oluşmaz.
Gel-Git Genliği
Suların kabarma ve alçalması arasındaki seviye farkına gel-git
genliği denir. Gel git genliği, okyanus ortalarında 60-80 cm, iç
denizlerde 30 cm, kenar denizlerde 80-120 cm arasındadır.
Bir yerdeki gel git genliği, ay ve yıl içinde de değişir.
Ay içinde : Ay içinde yeniay ve dolunay dönemlerinde gel-git
genliği büyüktür. Çünkü bu dönemlerde Ay’ın çekim gücüne
Güneş’in çekim gücü de eklenir.
Yıl içinde :Yıl içinde 21 Mart – 23 Eylül tarihlerinde gel git
genliği büyüktür. Çünkü bu dönemlerde Ay’ın çekim gücüne
Güneş’in çekim gücü de eklenir.
Akıntılar

Deniz ve okyanus sularının kütlesel olarak yer değiştirmesine akıntı denir.
Akıntıların nedenleri :
Dalgalar : Dalgaların kıyıya çarpması, suların bir kısmının dibe dalmasına ya da
yüzeyde yön değiştirmesine neden olur.
Seviye ve Tuzluluk (Yoğunluk) Farkı : Seviye ve tuzluluk farkı alt ve üst
akıntılara neden olur. Daha ağır olan tuzlu sular alt akıntılarla, az tuzlu sular
üst akıntılarla yer değiştirir.
Sürekli Rüzgarlar : Yüzey suları sürekli rüzgarlarla sürüklendiği için akıntıların
temel nedenidir.
Gel-Git : Suların kabarması ve alçalması sırasında oluşan seviye farkı akıntılara
neden olur. Akıntılar suların kabarması sırasında karaya, alçalması sırasında
denize doğrudur.
Okyanus Akıntıları
Akıntıların yönleri ile hakim rüzgar yönleri arasında sıkı
bir ilişki vardır. Her iki yarım küre okyanuslarında
hakim rüzgar sistemlerine bağlı olarak kapalı akım
dairleri oluşmuştur.
Kuzey Amerika kıtasının doğu kıyısı boyunca güney
enlemlere doğru inen Labrador soğuk su akıntısı ile Batı
Rüzgarları ile Meksika körfezinden İskandinav
yarımadasına kadar ulaşan Golfstream sıcak su akıntısı
en önemlileridir.
Kıyı Tipleri
Yer şekillerinin uzanış yönüne, kıyıdaki tabakaların özelliğine ve
etkili olan dış güçlerin niteliğine bağlı olarak çeşitli kıyı tipleri
belirmiştir. Bunlar, boyuna, enine, alçak, rialı, volkanik, haliçli,
fiyord, skyer ve resifli kıyılardır.
Boyuna Kıyılar : Dağların kıyıya paralel uzandığı kıyı tipidir. Bu
kıyı tipinde; Dağlar denize paraleldir. Kıyıda girinti-çıkıntı azdır.
Kıta sahanlığı (şelf) dardır. Doğal limanlar azdır. Deniz etkileri
içerilere fazla sokulamaz. Yüksek, falezli kıyılardır. Boyuna
kıyıların özel bir türü Dalmaçya tipi kıyılardır.
Haliçli, fiyordlu, volkanik, skyer, watt ve mercan kıyı tipleri
Türkiye’de görülmez.

Enine Kıyılar : Dağların denize dik uzandığı kıyılarda, dağlar
arasındaki çöküntü alanlarının deniz suyu altında kalmasıyla
oluşmuş kıyılardır. Bu kıyı tipinde dağlar denize dik uzanır. Kıta
sahanlığı (şelf) geniştir. Kıyı çok girintili, çıkıntılıdır. Koy, körfez
ve limanlar fazladır. Denizel iklim içerilere kadar sokulur. Kıyı
birikinti ovaları fazladır.
Alçak Kıyılar : Geniş ovaların bulunduğu yerlerdeki kıyı tipidir.
Bu kıyı tipinde kıyı çizgisi genellikle düz olup, kıyı okları ve kıyı
setleri fazladır. Alçak kıyıların özel bir tipi Watt tipi kıyılardır.
Watt Kıyı Tipi : Gel-git olayının belirgin olduğu alçak kıyılarda
sular çekildiğinde deniz dipleri yüzeye çıkar. Bu durumun
görüldüğü yerlerdeki kıyı tipine Watt kıyı tipi denir.
Rialı Kıyılar : Nispeten yüksek ve akarsularla derin bir şekilde
yarılmış olan bir alanda, vadilerin aşağı kesimlerinin sular altında
kalmasıyla oluşan kıyı tipidir.

Haliçli Kıyılar : Yükseltisi az ve akarsularla hafifçe
yarılmış bir platonun veya tepelik bir alanda bulunan
vadilerin aşağı kesimlerinin sular altında kalmasıyla
oluşan kıyı tipidir. Haliçli kıyıların özel bir türü limanlı
kıyılardır.
Limanlı Kıyılar : Haliçlerin ağızlarının, zamanla kıyı
okları ile kapatılarak, açık deniz etkilerine karşı
korunaklı koylar haline getirilmesi sonucu oluşan
kıyılardır.
Fiyord Kıyılar : Buzulların oluşturduğu U şeklindeki
vadilerin sular altında kalmasıyla oluşan kıyı tipidir.

Skyer Kıyılar : Örtü buzullarının oluşturduğu
hörgüç kayalar ile moren depoların oluşturduğu
tepelerin sular altında kalmasıyla oluşan kıyı
tipidir.
Resifli (Mercanlı) Kıyılar : Mercan resiflerinin
kıyılarda oluşturdukları özel bir kıyı tipidir. Sıcak
kuşağa özgüdürler Resifin oluşum şekline göre
kenar resifi, set resifi ve atoller olarak alt tiplere
ayrılır. Atoller çember şeklinde kıyılar oluşturur.
Download