Fiziksel Şiddet Olaylarında Transfer Edilen DNA’nın LCN Tekniği ile Tiplendirilmesi: Bir Modelleme Çalışması Transfer DNA Typing in Physical Violence Using LCN Methodology: A Modeling Study E. Hülya YÜKSELOĞLU a, Ayşegül ÖZTUNÇ a, Eylem GÜL a, Itır ERKAN a,b, Ş. Şebnem ÖZKAL c, Ersi KALFOĞLU b a b c İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü, Cerrahpaşa Kampüsü, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Sağlık Yönetimi Bölümü, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, İstanbul Yazışma Adresi/Correspondence: Yrd. Doç. Dr. E. Hülya Yükseloğlu, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü, Cerrahpaşa Kampüsü, 34303 Istanbul, Türkiye. [email protected] Özet Amaç: Bu çalışmanın amacı; fiziksel şiddet gören mağdura transfer olan primer ve sekonder DNA’nın, mağdurun cilt yüzeyinden belirlenebileceği ve failin kimliklendirilebileceğini, onamları alınmış gönüllülerle kontrollü deneme modelleri kullanarak kanıtlamaktır. Bu çalışma ülkemizde ilk kez yapılmaktadır. Gereç ve Yöntemler: Aydınlatılmış onamları alınan 21-80 yaşları arasında olan tokat, yumruk, elle boğma modellemeleri uygulanan 30 yetişkin gönüllü bireyin yanak, parmak ve boynun çeşitli yüzeyleri ve karşılaştırma amacı ile ağız içi sürüntü (buccal swab) örneklerinden elde edilen DNA’lar Düşük Kopya sayısı (LCN) tekniği kullanılarak AmpF/STR® SGM Plus™ PCR amplifikasyon kiti (D3S1358, vWA, D16S539, D2S1338, Amelogenin, D8S1179b, D21S11, D18S51, D19S433, THO1, FGA) ile çoğaltıldı ve ABI 310 cihazında kapiller elektroforez yapılarak tiplendirildi. Bulgular: Çalışmaya 21-80 yaşları arasında (12’si erkek, 18’i kadın) toplam 30 gönüllü katıldı. 78 ve 80 yaşlarında olan gönüllülerin cilt yüzeyinden tiplendirme yapılamadı. Parfüm, nemlendirici, pudra gibi kozmetik ürünler kullanan bireylerden elde edilen DNA miktarının, bu kozmetik ürünleri kullanmayan bireylere göre daha az oranda olduğu tespit edilmiştir. Bu durumun da sonuçları önemli ölçüde etkilediği görülmüştür. Boğma, tokat ve yumruk modellemeleri karşılaştırıldığında, boğma modellemesinde temas alanın büyüklüğüne bağlı olarak diğerlerine oranla daha başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Sonuç: Elle boğulma, tokat, yumruk gibi şiddetli temas içeren olaylarda DNA profilinin elde edilmesi faillerin belirlenmesinde önemli rol oynar. Yapılan çalışmalar fiziksel şiddet sırasında saldırgandan mağdura transfer edilen DNA’nın elde edilebileceğini kanıtlamaktadır. Fiziksel şiddetin faili olan kişinin tanımlanması ya da mağdurun şiddetli temasın gerçekleştiği bölgesinden alınan sürüntü örneği ile suçlu kişinin DNA’sının elde edilmesi adli bilimlerde insanlığa etki edecek bir araç olabilir. Ayrıca bu çalışma erkek, kadın ve çocuklardaki fiziksel şiddet ve istismar hakkındaki araştırmalarda da katkı sağlayacaktır. Anahtar kelimeler: Fiziksel şiddet, İkincil DNA transferi, PZR, Düşük Kopya sayısı (LCN), Adli Bilimler ABSTRACT Purpose: This study aims to reveal that the primary and the secondary DNA can be obtained from the skins of the victims of physical violence and perpetrators can be identified using controlled modelling experiments on volunteers. It has to be mentioned that concerning the purpose this is the first study in Turkey. Material and Method: Thirty adults (male: 12, female: 18) between the ages of 21 and 80 were subjected to simulations of strangulation, slap or punch. Swabs from their cheeks, fingers and necks were obtained whereas their buccal swabs were also provided for comparisons. DNA was analyzed using Low Copy Number (LCN) methodology with AmpF/STR® SGM Plus™ PCR amplification kit and ABI 310 capillary analysis. Results: While touch DNA can mostly be successfully typed, DNA typing of the skin swabs obtained from the 78 and 80 year old victims failed. Cosmetics such as parfumes, lotions and powders significantly affect the quantity of DNA obtained. Strangulation, slap and punch compared to modeling, successful results was obtained from strangulation modeling than others, as depending on the size of the contact area. Conclusion: DNA profiling is of great importance in the identification of perpetrators, particularly in violent actions such as strangulation, slap or punch. There are several studies proving that the DNA transferred from the perpetrator to the victim in a violent action can be succesfully obtained and analyzed. Obtaining the DNA of the perpetrator and the identification is very valuable in forensic sciences, which might positively affect the humanity. This study can also contribute to the research on physical violence and abuse in woman, child and/or elder people. Key words: Physical violence, Seconder DNA transfer, PCR, Low copy number (LCN), Forensic Science GİRİŞ Her alanda olduğu gibi adli bilimler alanında da geçmişten günümüze çok yol kat edilmiştir. Gerek moleküler genetik tekniklerinin gelişmesi ve adli bilimler alanında uygulanabilirliliği, gerekse eser miktarda DNA’nın analizini mümkün kılan ticari temelli kitlerin kullanıma sunulması en karmaşık kriminal olguların bile çözülmesinde büyük bir başarı sağlamaktadır. Ancak teknik ve kitlerin getireceği başarı biyolojik delillerin olay yerinden maksimum özen ve dikkatli toplanmasına bağlıdır. Moleküler tekniklerin bazılarının ayırım gücü, bazılarının ise tekrarlanabilirlikleri yüksektir. Bu nedenle moleküler tiplendirmede kullanılacak yöntem, amaca göre değişiklik göstermeli, yani bir teknik diğerinin yerini almak yerine o tekniğe katkıda bulunmalıdır1. Adli genetiğin temel amaçlarından biri de olay yerinden elde edilen eser miktardaki biyolojik örneklerin orjinini belirlemektir2,3. DNA örneklerinin bir zanlıyı suçlamadaki ya da aklamadaki önemi, olay yerinden transfer edilen DNA örneğinin miktarına ve kalitesine bağlıdır. Tek bir hücreden bile profil elde etmeyi sağlayan gelişmiş DNA analiz teknikleri, biyolojik örnek miktarının sınırlı olduğu adli olaylarda büyük avantaj sağlamaktadır4. Çalışmamızda hedef DNA kaynağı epitel hücre olup LCN tekniği kullanılarak tiplendirme yapmaktır. Tekmeleme, itme, ısırma, yumruk atma, tokatlama ve boğma şiddetli temas içeren olgular olarak tanımlanmaktadır. Şiddetli temas olguları sıklıkla yaralama ya da ölümle sonuçlanan eylemlerdir. Bu tür temaslardan elde edilen epitel hücrelerinden DNA’nın tiplendirilmesi adli olayların çözümlenmesinde oldukça önemli bir yer tutar. Son yıllarda özellikle boyun bölgesinden ve parmak ucundan elde edilen epitel hücrelerinden hem olaya karışan hem de olayla ilgisi bulunmayan kişilerin DNA analizlerinden başarılı sonuçlar alınmaktadır5. Tokat modellemesi yapılan olgularda, tokat atan kişinin el iç ve dış yüzeyinde bulunan epitel hücreler mağdura geçebilmektedir. Tokat ile yumruk modellemeleri, örnek eldesi açısından karşılaştırıldığında yüzey genişliğinin tokat atma olgusunda daha fazla olmasından dolayı, tokat atmada daha fazla örnek elde edilmesi mümkündür. Boğma modellemelerinde failin eli ile mağdurun boyun bölgesindeki temas sonucu elde edilen DNA’nın aktarım yolları Şekil 1’de gösterilmiştir6. Şekil 1: Failin eli ile mağdurun boyun bölgesindeki temas sonucu elde edilen DNA’nın aktarım yolları Günümüzde, eser miktardaki biyolojik örneklerden DNA profili çıkarılması mümkündür. Kısa tekrarlı dizin analizi (STR), 100 pg’nin altında DNA’dan tipleme yapmaya izin vermektedir7. Düşük kopya sayısı (Low Copy Number, LCN) ile tiplendirme tekniği rutin STR tekniğinin bir uzantısı olarak adli bilimler alanına 2000’li yıllarda girmiştir. Söz konusu teknik kullanılarak, çıplak gözle görülemeyen birkaç hücreden bile DNA çoğaltılarak başarıyla tiplendirme yapılabilmektedir8. Bu tekniğin uygulanmasındaki temel prensip, şüphelinin olay yerinde temas ettiği nesnelere ya da kişilere parmak izinden bırakabileceği deri hücreleri veya ter gibi biyolojik örneklerden transfer edilen DNA’nın tiplendirilmesidir9. Ancak söz konusu tekniğin uygulamadaki başarısı kişinin ortama epitel hücre bırakma kapasitesine bağlıdır. Eser miktarda DNA’nın çalışılabilmesi ve istenilen sonuca ulaşılmasında birçok faktör rol oynamaktadır. Bunlardan başlıcaları bu tür biyolojik örneklerin olay yerinden toplanması, transferi, çekitlemesi, çoğaltılması ve sonuçların yorumlanması olarak sıralanabilir. Herhangi bir temas yolu ile (dokunarak ya da tutarak) bireyin DNA’sının başka bir bireye ya da nesne üzerine transferi birincil transfer (primer) olarak tanımlanmaktadır. İkincil transfer (sekonder) ise DNA içeren eser miktardaki biyolojik örneğinin çeşitli yollar ile asıl bırakıldığı yüzey ve nesnelerden başka yüzey ve nesnelere aktarımı olarak ifade edilmektedir8,10. Onamları alınmış gönüllü bireyler üzerinde yapılan bu çalışmada hedef DNA kaynağı epitel hücre olup, primer ve sekonder DNA transferinin LCN tekniği kullanılarak, mağdurun cilt yüzeyinden belirlenebileceği ve failin kimliklendirilebileceği amaçlanmaktadır. Ayrıca bu çalışma; erkek, kadın ve çocukların maruz kaldığı fiziksel şiddet olgularında fail ya da faillerin kimliklendirilmesinde de büyük katkı sağlayacaktır. Gereç ve Yöntemler: İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İnsan Etik Kurulu tarafından onaylanmış olan bu çalışma, aydınlatılmış onamları alınan 21-80 yaşları arasında; 12’si erkek 18’i kadın 30 gönüllüden oluşan bir çalışma grubuyla İ.Ü. Adli Tıp Enstitüsü Adli Moleküler Genetik Laboratuvarı’nda gerçekleştirilmiştir. Ön çalışma olarak gönüllülerin cilt yüzeylerinden kuru swap ve distile su ile nemlendirilmiş swaplar kullanılarak sürüntü örneği alınmıştır. Kuru swap ile alınan örneklerde tiplendirme yapılamazken distile su ile nemlendirilmiş swaplar ile alınan örneklerde tiplendirme yapılabildiği tespit edilmiştir. Gönüllü bireylere yapılan anket uygulaması sonrasında yumruk, tokat ve boğma gibi fiziksel şiddet içeren modellemeler uygulanmıştır. Boğma modellemelerinde fail rolündeki bireyden, eliyle mağdur rolündeki bireyin boynunu kavrayarak 1 dakika boyunca baskı uygulaması, tokat ve yumruk modellemelerinde ise mağdur rolündeki bireyin yanağına fail rolündeki birey tarafından orta derecede şiddetle tokat ve yumruk atması istenerek gerçekleştirilmiştir. Modellemeler sonrasında nemlendirilmiş swaplar ile cilt yüzeylerinden sürüntü örnekleri alınmıştır. Karşılaştırma amacı ile alınan ağız içi sürüntü örneklerinden DNA çekitleme işlemi Chelex yöntemi uygulanarak, modelleme sonrası cilt yüzeyinden alınan sürüntü örneklerinden DNA çekitlemesi ise QIAamp® DNA Mini Kit kullanılarak yapılmıştır. Farklı yöntemlerle çekitlenen DNA’ların konsantrasyonu Qubit® Florometre (Invitrogen) cihazında, The QuantiT™ ssDNA HS Assay Kit (Qubit ssDNA Kit Quick Reference Card, 2010) kiti ile ve The Quant-iT™ dsDNA HS Assay Kiti ile belirlenmiştir. Konsantrasyonları saptanan DNA örnekleri AmpF/STR® SGM Plus™ PCR Amplifikasyon (D3S1358, vWA, D16S539, D2S1338, Amelogenin, D8S1179b, D21S11, D18S51, D19S433, THO1, FGA) kiti ile GeneAmp®PCR 9700 Applied Biosystems (Canada,USA) cihazı kullanılarak çoğaltılmıştır. PZR parametreleri; kontrol amaçlı ağız içinden alınan DNA örnekleri için şu şekilde uygulanmıştır: 95°C 11 dk başlangıç inkübasyonu, 28 döngü 94°C 1dk , 59°C 1dk , 72°C 1 dk ve son uzama aşaması 60°C 45 dk. Cilt yüzeyinden alınan eser miktardaki DNA örnekleri için PZR parametreleri ise 95°C de 11 dk başlangıç inkübasyonu , 34 döngü 94°C 1dk , 59°C 1dk , 72°C 1 dk ve 60°C 60 dk son uzama aşaması şeklinde uygulanarak PZR ürünleri elde edilmiştir ve %2’lik agaroz jelde ürünler yürütülerek görüntülenmiştir. Amp F/STR® SGM Plus™ kit kullanımı ile PZR ürünleri ABI Prism 310 kapiler elektroforez cihazında elektoforeze tabi tutularak tüm örneklerdeki aleller tespit edilmiştir. Bulgular: Çalışmaya 21-80 yaşları arasında; 12’si erkek, 18’i kadın olmak üzere 30 gönüllü katılmıştır. 78 ve 80 yaşlarında olan gönüllülerin cilt yüzeyinden alınan örneklerden tiplendirilme yapılamamıştır. Geriye kalan 21 gönüllüye uygulanan boğma modellemesi sonucunda elde edilen DNA konsantrasyon aralığının 0.12-0.66 µg/ml arasında olduğu, tokat modellemesinde 0.3- 0.26 µg/ml arasında olduğu, yumruk modellemesinde ise 0.35- 0.49 µg/ml arasında olduğu saptanmıştır. Elde edilen DNA’lar Polimeraz Zincir Reaksiyon (PZR) cihazında çoğaltıldıktan sonra kontrol amaçlı etidyum bromürlü % 2’lik agaroz jel üzerinde yürütülmüştür ve çıkmayan örnekler tekrar çoğaltılmak üzere PZR işlemi tekrar edilmiştir (Şekil 2). Şekil 2: PZR ürünlerinin agaroz jel üzerinde yürütülmesi Gönüllüler arasında şiddetli temas sonucu gerçekleşen DNA transferini ve olayla ilgisi olmayan kişileri yani ikincil DNA transferini belirleyebilmek amacı ile elde edilen PZR ürünleri ABI 310 Genetik Analiz Cihazı ile tiplendirilmiştir. Boğma, yumruk ve tokat modellemelerinden elde edilen ABI elektroforegram sonuçları (Şekil 3-5) ve bu sonuçlara ait D3S1358, vWA, D16S539, D2S1338, Amelogenin, D8S1179b, D21S11, D18S51, D19S433, THO1, FGA lokusları Tablo 1-3’te gösterilmiştir. Lokuslar Mağdur-22 Fail-23 Transfer Tip D3S1358 15-18 16-17 15-16 vWA 17-20 16-16 16-17 D16S539 11-12 12-12 D2S1338 17-24 18-18 Amelogenin XX XY XY D8S1179b 13-16 11-12 11-12-13 D21S11 30-30 28-29 D18S51 15-16 14-15 D19S433 12-15 13-15.2 12 TH01 6-8 8-9 FGA 24-25 25-26 Tablo 1: Tokat modellemesinin DNA analiz sonuçları Transfer tip sütununda siyah renkte yazılan lokus numaraları mağdura ait lokusları, kırmızı renkte yazılan lokus numaraları ise failden transfer olan lokusları göstermektedir. Şekil 3: Tokat modellemesi sonucu transfer edilen lokusların elektroforegram ile gösterimi *T: Failden ya da başka bireylerden kaynaklan temas sırasında transfer edilen lokuslar Lokuslar D3S1358 vWA Mağdur-4 16-17 17-18 Fail-27 16-17 16-17 Transfer Tip. 16-17-15 16-17-18 D16S539 12-13 9-10 12-13 D2S1338 19-20 18-21 19-20 Amelogenin XX XX XX D8S1179b 12-14 12-13 11-12-13-14 D21S11 29-30.2 29-30 28-29-30.2 D18S51 12-14 15-20 12-14 D19S433 15.2-16.2 13-16 TH01 9-9.3 6-6 8-9-9.3 FGA 22-22 22-20 21-22-22 Tablo 2: Boğma modellemesinin DNA analiz sonuçları Transfer tip sütununda siyah renkte yazılan lokus numaraları mağdura ait lokuslar, kırmızı renkte yazılan lokus numaraları failden transfer olan lokuslar, mavi renkte yazılan lokus numaraları ise ikincil transfere ait olan lokusları göstermektedir. Şekil 4: Boğma modellemesi sonucu transfer edilen lokusların elektroforegram ile gösterimi *T: Failden ya da başka bireylerden kaynaklan temas sırasında transfer edilen lokuslar Lokuslar D3S1358 vWA D16S539 D2S1338 Amelogenin D8S1179b D21S11 D18S51 D19S433 TH01 FGA Mağdur-11 14-17 14-15 11-13 17-17 XX 10-13 28-30 12-19 14-14 9-9.3 19-24 Fail-14 16-17 14-15 12-13 17-20 XX 10-13 29-30 14-19 14-14 6-7 19-24 TransferTip. 13-14-16-17 14-15-18-19 12-13 XX 10-13-16 29-30 12 14-14 9-9.3 19-24 Tablo 3: Boğma modellemesinin DNA analiz sonuçları Transfer tip sütununda siyah renkte yazılan lokus numaraları mağdura ait lokuslar, kırmızı renkte yazılan lokus numaraları failden transfer olan lokuslar, mavi renkte yazılan lokus numaraları ise ikincil transfere ait olan lokusları göstermektedir. Şekil 5: Boğma modellemesi sonucu transfer edilen lokusların elektroforegram ile gösterimi *T: Failden ya da başka bireylerden kaynaklan temas sırasında transfer edilen lokuslar Tartışma: Kişilerin teması sonucu deri yüzeyinden dökülen epitel hücreler adli bilimler açısından önemli bir delil grubunu oluşturmaktadır. Epitel hücreler, olay yerinde çeşitli materyaller üzerinde bulunabildiği gibi doğrudan yüzey üzerinde ve kişilerin cilt yüzeylerinde de eser miktarda bulunabilir. Dolayısıyla günümüzde mağdurun ve failin kimliğini belirlemek, kayıp kişiler hakkında bilgi sağlamak, eser miktarda DNA’dan yeterli bilgi elde etmek amacıyla çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Eser miktarda transfer edilen DNA’nın tiplendirilmesi; cinayet, silahlı soygun, fiziksel şiddet ve cinsel saldırı gibi çeşitli olayların çözümüne yardımcı olmaktadır. Adli bilimlerde eser miktarda DNA, 100 pg’den az miktarda DNA olarak tanımlanmakla birlikte bazı laboratuvarlar bu eşik aralığını 200 pg olarak kullanmaktadır11. Araştırıcılar eser miktardaki DNA’nın adli bilimlerdeki önemini vurgulamak için çeşitli modelleme çalışmaları yapmaktadır. Bu çalışmada da gönüllüler üzerinde farklı temas etkileşimlerini göstermek amacıyla deneysel anlamda bazı modellemeler (tokat, yumruk, boğma) gerçekleştirildi. Modelleme sonrası alınan örneklerdeki DNA, LCN tekniği ile AmpF/STR® SGM Plus™ PCR Amplifikasyon (D3S1358, vWA, D16S539, D2S1338, Amelogenin, D8S1179b, D21S11, D18S51, D19S433, THO1, FGA) kiti ile çoğaltılan PZR ürünleri ABI 310 kapiler elektroforez cihazı kullanılarak tiplendirildi. Kişinin cilt yapısına göre yüzeye epitel hücre bırakma durumu “iyi verici” veya “kötü verici” olarak tanımlanmaktadır. Bu durum şöyle açıklanabilir; bazı kişiler yüzey ile temas ettiklerinde saptanabilir miktarda epitel hücre bırakabilirken, bazıları ise yüzeyle temas ettiklerinde saptanabilir miktarda epitel hücre bırakmayabilir12,13,14. Deri döküntülerinin transferi sonucu çekitlenen DNA miktarı bazı faktörlere bağlıdır. Cinsiyet, yaş, cildin yapısı, ortama epitel hücre bırakma durumu, temas alanının büyüklüğü, çevresel faktörler ve olay yerinden elde edilen örneklerin toplanması, korunması, transferi gibi koşullar tiplendirme belirlenmesinde başarısını etkilemektedir8. Bu durum bizim yaptığımız çalışma ile örtüşmekte olup cilt tipi yağlı olan bireylerde ve özellikle yaz mevsiminde ter oranının artması sebebiyle 1, 2, 4, 11, 15, 21 ve 25 numaraları ile kodlanmış gönüllülerden alınan sürüntü örneklerinden tam profil elde edilebilmiştir. Çalışmamızın ilk denemelerinde çoğaltılamayan örnekler, Taq miktarının 0,3 μl’den 0,5 μl’ye çıkarılmasıyla DNA profilleri başarılı bir şekilde tespit edildi. Çalışmamızda 12, 18 ve 24 numaraları ile kodlanmış gönüllülere uygulanan boğma modellemesi sonrasında cilt yüzeylerinden ilk sürüntü örneklerinden DNA tiplendirilememiş olması nedeniyle tekrar sürüntü alınmış ve PZR aşamasında da Taq miktarının arttırılmış olmasına rağmen tiplendirme yapılamamıştır. Epitel vericiliğinin bireylerde farklılık gösterdiği, çalışmamızda da görülmüştür. Elde edilen bu sonuç Ladd ve arkadaşlarının çalışma sonuçlarıyla paralellik göstermektedir15,16. Çalışmaya katılan gönüllü bireylerin boyun yüzeylerinden nemlendirilmiş swap ile alınan sürüntü örneklerinden DNA çekitlemesi yapıldı. DNA miktarlarının belirlenmesi sonucunda boyun bölgesinde parfüm, nemlendirici, pudra gibi kozmetik ürünler kullanan gönüllü bireylerden çekitlenen DNA miktarının 0,11- 0,22 µg/ml aralığında olması, kullanılan kozmetik ürünlerin DNA’nın geri kazanımını etkilediği görüldü. Yumruk modellemesi uygulanan 7 ve 19 numaralı gönüllülerden alınan sürüntü örnekleri tiplendirilememiştir, tokat modellemesi uygulanan 16, 22 ve 23 numaralı gönüllülerden alınan sürüntü örnekleri ise kısmen tiplendirilebilmiştir (Tablo 1, Şekil 3). Boğma modellemesi uygulanan gönüllülerden alınan sürüntü örneklerinden elde edilen DNA tiplendirilmesinde diğer modellemelere göre daha başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Bunun sebebi de modellemenin uygulandığı temas yüzeyinin genişliğidir (Tablo 2, Şekil 4). 16 gönüllü birey üzerinde yapılan bir başka modelleme çalışmasında da, maksimum DNA transferini gösterebilmek için, saldırgan rolündeki gönüllüden mağdur rolündeki gönüllünün kollarını iki eli ile 1 dakika boyunca kavrayarak bir mücadele modellemesi gerçekleştirmesi istenmiştir. Şiddetli temas uygulanan bölgelerden alınan sürüntü örnekleri tiplendirmesi yapılarak fail rolündeki bireyin kimliği belirlenebilmiştir. Ancak saldırgan ve mağdura ait lokuslardan farklı olarak 3. bir kişinin DNA’sı da tespit edilmiştir5,17. Çalışmamızda 14 numaralı gönüllüden alınan sürüntü örneğinin tiplendirilmesi sonucu, epitel hücre vericiliğinin daha yüksek olduğu düşünülen 3. bir kişiye ait lokuslar Tablo 3 (mavi renkle) ve Şekil 5’te gösterilmiştir. Tiplendirme sonucunda 3. bir kişiye ait DNA’nın tespit edilmesi sekonder DNA transferi olarak tanımlanmıştır. van Oorschot ve ark., bir kişi ile tokalaşıldığında ya da temas edildiğinde o kişi üzerinde DNA bırakılabileceğini ve o kişi suça karıştığında temas ettiği diğer kişinin DNA’sının da olay yerinde olabilme ihtimaline dikkat çekmiştir18. Olayla hiçbir ilgisi olmayan kişinin DNA’sının gün boyunca kişiler arasındaki etkileşim sonucu transfer olup olmadığı tam olarak bilinmemektedir19. Bizim çalışmamızda da buna benzer sonuçlar gözlenmiştir (Tablo 2, Şekil 4; Tablo 3, Şekil 5). Bu sonuç, esasen olayla ilgisi olmayan 3. masum bir kişinin profilinin de elde edilebileceği anlamına gelmektedir. Yapılan bir araştırmada sekonder DNA transferinin, ciltten cilde ve ciltten objeye transfer olabileceği gösterilmiştir15. Ortaya çıkabilecek potansiyel sorunlara rağmen LCN tekniği kullanılarak yapılan DNA tiplendirilmesi ile cilt üzerinde kişiye ait olmayan DNA belirlenebilir. Bu konu hakkında pek çok araştırma yapılmaktadır5,20,21,25. Günümüzde birçok suçlu, olay yerinde arkalarında delil bırakmamak için gerek medyayı gerek son teknolojileri takip ederek daha dikkatli davranmaya çalışmaktadır. Bu durumda olay yerinde bulunan eser miktardaki DNA’nın elde edilebildiği ortam koşullarından, olayı çözümleyecek bilgilerin elde edilmesi adli bilimler açısından büyük önem arz etmektedir. DNA örneklerinin bir zanlıyı suçlamadaki ya da aklamadaki önemi, olay yerinden toplanan biyolojik örnekteki DNA miktarına ve kalitesine bağlıdır4. Gelişmiş delil toplama, çekitleme ve miktar tayini teknikleri sayesinde, temas edilen nesnelerdeki eser miktarda DNA ile genetik profil çıkartılarak suç soruşturmalarında maksimum başarı sağlanabilecektir22,23. Sonuç: Günümüzde eser miktarda biyolojik örneklerden DNA profili çıkarılması mümkündür. Tek bir hücreden bile profil elde etmeyi sağlayan duyarlı DNA analiz teknikleri, biyolojik örnek miktarının sınırlı olduğu adli olaylarda büyük avantaj sağlamaktadır4,24. Elle boğma, tokat, yumruk gibi şiddetli temas içeren olaylarda DNA profilinin elde edilmesi faillerin belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Çalışmamızda onamları alınmış gönüllülere kontrollü fiziksel şiddet modellemeleri uygulanarak, mağdura aktarılan primer ve sekonder DNA’nın, mağdurun cilt yüzeyinden belirlenebildiğini ve failin kimliklendirilmesinin yapılabildiğini tespit ettik. Bu çalışmada hedef DNA kaynağı epitel hücredir. Temas alanının büyüklüğüne bağlı olarak boğma modellemelerinde tam, tokat modellemesinde kısmi DNA profillemesi elde etmemize karşın, yumruk modellemesinde profilleme yapılamamıştır. LCN tekniğinin ve kaynak olarak epitel hücrenin kullanıldığı bu tür çalışmalarda önemle üzerinde durulması gereken; temas alanının büyüklüğü, epitel hücre vericiliği, örneklerin olay yerinden ve mağdur üzerinden büyük bir dikkatle toplanması, çıkan sonuçların yorumlanması ve sekonder DNA transferi gibi parametrelerin sonucu etkileyebileceği dikkate alınmalıdır. Ayrıca bu çalışmanın erkek, kadın ve çocuklardaki fiziksel istismar ve şiddetin kim tarafından yapıldığının belirlenmesi aşamasında da büyük katkı sağlayabileceğini düşünmekteyiz. Kaynaklar: 1. Berk E., Kustimur S., Kalkancı, A., Öztas O. M. [DNA Extraction and Identification of Trichophyton rubrum by Real-Time Polymerase Chain Reaction from Direct Nail Scraping Specimens of Patients with Onycomycosis]. Mikrobiyol. Bul., 2011, 45(1): 150-158. 2. Castella V., Mangin P., DNA profilling success and relevance of 1739 contact stains from caseworks, Forensic Science International, 2008, 1(1):405-407. doi: 10.1016/j.fsigss.2007.10.071 3. Bond J.W., Phil D., Hammond C., The Value of DNA Material Recovered from Crime Scenes, J. Forensic Sci., 2008, 53(4):797-801. 4. Peel C., Gill P., Attribution of DNA profiles to body fluid stains, International Congress Series, 1261, 2004, 53-55. 5. Graham E.A.M., Ruty G.N., Investigation into ‘Normal’ Background DNA on Adult Necks: Implications for DNA Profiling of Manual Strangulation Victims, J.Forensic Sci., 2008, 53(5): 1074-1082. 6. Rutty G. N., An investigation into the transference and survivability of human DNA following simulated manual strangulation with consideration of the problem of third party contamination, Int. J. Legal Med., 2002,116(3): 170-3. 7. Port N.J., Bowyer V. L., Graham E.A.M., Batuwangala M. S., Rutty G.N., How long does it take a static speaking individual to contaminete the immediate environment, Forensic Science Medicine and Pathology, 2006, 2(3): 157-163. 8. Farmen RK, Jaghø R, Cortez P, Frøyland ES., Assessment of individual shedder status and implication for secondary DNA transfer, Forensic Sci. Int. Genet. Suppl. Ser., 2008, 1:415-417. doi:10.1186/2041-2223-1-14. 9. Lowe A., Murray C., Richardson P., Wivell R., Gill P., Tully G., et.al., Use of low copy number DNA in forensic inference, International Congress Series, 2003,1239, 799-801. 10. Rudin N, Inman K., Interpretation of DNA Typing Results, Forensic DNA Analysis: An Introduction to Forensic DNA Analysis, 2nd ed., CRC PRESS Boca Raton London New York , Washington, D.C., 2002, 97-131. 11. van Oorschot R.A.H., Ballantye K.N., Mitchell R.J., Forensic trace DNA: A review, Investigative Genetics,2010, 1(1):14. 12. Lowe A, Murray C, Whitaker J, Tully G, Gill P., The propensity of individuals to deposit DNA and secondary transfer of low level DNA from individuals to inert surfaces, Forensic Sci. Int., 2002, 129(1):25–34. 13. Phipps M., Petricevic S., The tendency of individuals to transfer DNA to handled items, Forensic Sci. Int., 2007, 168(2-3):162-168. 14. Djuric M., Varljen T., Stanojevic A., Stojkovic O., DNA typing from handled items, Forensic Sci. Int. Genet., 2008, 1(1): 411-412. 15. Ladd C., Adamowicz M.,Bourke M.T.,Scherczinger C.A.,Lee H.C., A Systematic Analysis of Secondary DNA, J. Forensic Sci., 1999,44(6):1270-1272. 16. Vallone P.M., Just R.S., Coble M.D., Butler J.M., Parsons T.J., A multiplex allele spesific primer extension assay for forensically informative, Int. J. Legal Med., 2004, 118(3):147-157. 17. Wiegand P., Kleiber M., DNA typing pf epithelial cells after strangulation, International Journal of Legal Medicine, 1997, 110(4):181-183. 18. van Oorschot R.A.H., Jones M.K., DNA fingerprints from fingerprints, Nature, 1997, 387(6635):767. 19. Graham E.A.M., DNA reviews: low level DNA profiling, Forensic Sci. Med. Pathol., 2008, 4(2):129-131. 20. Goray M., Eken E., Mitchell R.J., van Oorschot R.A.H., Secondary DNA transfer of biological substances under varying test conditions, Forensic Sci. Genet., 2010, 4(2):62-67. 21. Goray M., Mitchell R.J., van Oorschot R.A.H., Investigation of secondary DNA transfer of skin cells under controlled., Legal Medicine, 2010, 12(3):117-120. 22. Budowle B., Eisenberg A.J., van Daal A., Validity of Low Copy Number Typing and Applications to Forensic Science, Croat Med. J., 2009, 50(3):207-217. 23. Gill P., Buckleton J., A Universal strategy to interpret DNA profiles that does not require a defination of low-copy-number, Forensic Science International, 2010,4(4):221-227. 24. van Oorschot R.A.H., Goray M., Eken E., Mitchell R.J., Impact of revelant variables on the transfer of biological substances, Forensic Science International, 2009, 2(1): 547-548. 25. Morenos L., van Oorschot R.A.H., Guarino F.D.,Mitchell R.J.,Evaluation of the use of freezer mill to improve DNA retrieval from dried cotton swabs, Forensic Science International: Genetics Supplement Series 1 , 2008, 55–57. Anket verileri ve DNA Miktarları Örnek Bay Medeni Yaş No Bayan Durum 1 2 3 4 5 6 7 Bay Bay Bayan Bayan Bay Bayan Bay 21 22 25 26 26 26 26 Bekar Bekar Bekar Bekar Bekar Bekar Bekar 8 9 10 11 12 Bayan Bayan Bayan Bayan Bay 27 27 29 31 31 Evli Bekar Bekar Evli Evli 13 14 Bayan Bayan 31 33 Evli Evli Swap yapılan alan ve Simülasyon modeli Boyun, boğma Boyun, boğma Boyun, boğma Boyun, boğma Boyun, boğma Boyun, boğma Yumruk Parmak, el sıkışma Boyun, boğma Boyun, boğma Boyun, boğma Boyun, boğma Pamak, el sıkışma Boyun, boğma Cilt Tipi Kullanılan Kozmetik ürünler DNA miktarı (µl/ml) Yağlı Yağlı Kuru Yağlı Kuru Kuru Kuru 0,15 µg/ml Parfüm 0,15 µg/ml Parfüm,nemlendirici 0,12 µg/ml 0,36 µg/ml 0,40 µg/ml 0,33 µg/ml okunmadı Kuru Karma Kuru Yağlı Karma 0,49 µg/ml 0,32 µg/ml 0,12 µg/ml 0,18 µg/ml 0,48 µg/ml Parfüm Parfüm Kuru Kuru Nemlendirici,pudra 0,13 µg/ml 0,17 µg/ml 0,12 µg /ml 0,13 µg/ml 0,29 µg/ml 0,33 µg/ml 0,35 µg/ml 0,49 µg/ml 15 16 17 18 19 20 Bayan Bay Bay Bayan Bay Bayan 35 35 40 40 42 46 Bekar Bekar Evli Bekar Evli Evli Boyun, boğma Yanak, tokat Boyun, boğma Boyun, boğma Yanak,yumruk Boyun, boğma Yağlı Karma Kuru Kuru Kuru Kuru 21 Bay 48 Evli Boyun, boğma Yağlı 0,66 µg/ml 22 23 24 25 26 27 28 29 30 Bayan Bay Bayan Bayan Bayan Bayan Bay Bay Bayan 48 50 52 52 53 61 61 78 80 Evli Evli Evli Evli Evli Evli Evli Evli Evli Yanak, tokat Yanak,tokat Boyun, boğma Boyun, boğma Boyun, boğma Boyun, boğma Boyun, boğma Boyun, boğma Boyun, boğma Karma Kuru Kuru Yağlı Karma Karma Kuru Karma Karma 0,3 µg /ml 0,26 µg/ml okunmadı 0,11 µg/ml 0,22 µg/ml 0,14 µg/ml 0,56 µg/ml okunmadı okunmadı Traş losyonu Nemlendirici,pudra Parfüm Gönüllüler İçin Tasarlanmış Anket Örnek kimliği: Bay/Bayan: Yaş: Medeni durum: Swab yapılan alan ve swab yöntemi: Cilt Tipi: Boyun bölgesinde kullanılan ürünler (parfüm, nemlendirici, makyaj malzemesi gibi): Boyun bölgesinde DNA transferi ile sonuçlanabilecek son faaliyetler (kısaca açıklayınız): Ellerinizi yıkadıktan sonra size ait olmayan DNA’nın transferi ile sonuçlanabilecek bir aktivitede bulundunuz mu?