Amanos’un Eteklerindeki Bitkiler MAKİ TÜRLERİ (AMANOSLARIN ETEKLERİNDEKİ BİTKİLER) Maki, Akdeniz ikliminin egemen olduğu bölgelere özgü, ortalama 1-2 metre boyundaki küçük ağaç ya da çalıların oluşturduğu bitki örtüsü. Bu bitki örtüsüyle kaplı alanlara makilik denir. Makilikler, eskiden ormanlık olan alanların yangın ya da insanlar tarafından yok edilmesi sonucu da oluşmuş olabilir. Maki bitkileri Akdeniz ikliminin kurak koşullarına yani ortamdaki yetersiz sudan olabildiğince yararlanmaya uyarlanmış derin köklü, ufak ve sert yapraklı, hatta dikenli ağaçlık ve çalılardır. Bu ufak yaprakların yüzeyi genellikle su kaybını önlemek için mumsu ya da reçineli bir katmanla kaplanmıştır. Makiliklerde rastlanan pek çok ağaç türü arasında başlıca yabani zeytin, funda, katran ardıcı, keçiboynuzu, sakız ağacı, laden, böğürtlen, Dağ çileği, Zakkum, Sandal ağacı, defne, menengiç, mersin, kocayemiş, kermes meşesi, pırnal meşesi sayılabilir. Maki bitki örtüleri genellikle geçit vermeyecek kadar yoğun bir biçimde gelişerek toprağın yüzeyinde oldukça sık bir doku oluşturur. Çoğu su gereksinimini gecenin neminden sağlar. Özellikle denize bakan yamaçlar, yapraksız dikenli çalılıklarla kaplıdır. Türkiye’de maki tipi bitki örtüsü en çok Akdeniz ve Ege, özellikle Güney Ege kıyılarında yaygındır Marmara ve Karadeniz kıyılarında ise daha seyrektir. Dünyanın başka bölgelerinde de makiye benzeyen bitki örtüsüne rastlanır, ancak bunlar bulundukları yöreye göre değişik adlar alır. Ege ve Akdeniz ikliminde vardır Maki kısa boylu bodur ağaçlara denir ve Akdeniz Bölgesinde yer alır. Orman alanlarının tahrip edilmesiyle makiler, makilerin tahrip edilmesiyle de garikler oluşur. Tipik Akdeniz İkliminin Hüküm Sürdüğü Yerlerde Görülen Maki Türleri: 1-Kocayemiş (Yör. Hartlap, diğer. Mamıla, Sandal) 13-Defne (Yör. Gar veya Har) 2- Katır Tırnağı (Yör. Boruk) 14-Erguvan (Yör. Gelincik) 3-Funda (Yör. Püren, diğer. Süpürge Çalısı) 15-Katran Ardıcı 4- Laden Gülü 16-Zakkum 5-Menengiç (Yör. Sakızlık) 17-Tesbih 6-Sakız 18- Tavuk Çiçeği 7-Mersin (Yör. Murt) 8-Keçiboynuzu (diğer. Harnup, Yör. Hannip) 19-Ağaç Minesi 9-Pırnal Meşesi (Yör.Kesme, Tırık) 20-Hayıt (Beşparmak) 10-Bozpırnal Meşesi 11-Kermez Meşesi (Yör. Kesme Çalısı, Tırık ) 12-Delice (Yör. , diğer. Karamık) KOCA YEMİŞ Koca yemiş (Arbatus Unedo ), fundagiller ( ericaceae ) familyasından çalı formunda bir bitki olup yapraklarını dökmez, herdem yeşildir. Kıyı bölgelerimizde doğal olarak yetişen bu bitkinin bazı türleri ise park ve bahçelerde süs bitkisi olarak da yetiştirilmektedir. Giresun´da bu bitkiye ´enderek´ denir, bazı yörelerde ise davulga, dağ çileği ...denir. Koça yemiş ilginç bir bitkidir; sonbahar ve kışın hem çiçek açar, hem de meyveleri olur. Küre şeklinde kırmızı renkli nefis çileklerini yerken gözünüzü inci gibi beyaz çiçeklerinden alamazsınız. Koca yemiş hermafrodit ( erdişi ) bir bitki olduğundan tozlaşma sorunu olmaz. Tohumdan, çelikle ve kökten ayırma ile ürer. Güneşli yerleri ve ılıman iklimi severse de soğuğa ve kuraklığa da dayanıklıdır. Toprak bakımından seçici değildir, en kötü tarafı ise çok yavaş büyüyor olmasıdır. Koca yemiş alkaloit bir biti olduğundan fazla yenmemesi gerekmektedir, benden hatırlatması. KATIR TIRNAĞI Familyası: Baklagiller (Legüminosae). Türkiye’de yetiştiği yerler: Akdeniz, Karadeniz, Ege ve Marmara bölgesi.Yuvarlak, yeşil gövdeli, az yapraklı, sarı çiçekli, 1-3 m yüksekliğinde ağaççıklar. Kışın yaprağını dökmez. Mayıs, eylül aylarında çiçek açar. Yapraklarının ucu dikenlidir. Daha çok sarp yamaçlarda yabani olarak yetişir. Çiçekleri sarı boya verirler. Bütün bitki, özellikle çiçek ve tohumları zehirlidir. FUNDA Fundagiller familyasındandır. Alçak boylu, yaprak dökmeyen 500 kadar çalı türünün ortak adıdır. Türlerinin bazıları süs bitkisi olarak kullanıldığı halde, bazıları da orman altı zararlı florasındandır. Gök funda (Erica cinerea) adlı türü, evcil hayvanlar için altlık olarak kullanılır. 1-3 m boyunda, beyaz renkli güzel kokulu çiçekleri vardır. Erica scoporia isimli özel bir tür olan funda, yeşilimsi çiçeklidir. 2-3 m boylu olup, süpürge yapımında kullanılır. LADEN GÜLÜ Laden Gülü halk arasında pamuk otu olarak da bilinen ve ülkemizde Ege, Akdeniz ve Güney Anadolu bölgelerimizde orman içleri ve eteklerinde kendiliğinden yetişen gülgiller familyasından bir bitkidir. Çalı görünümlü boyu yaklaşık 50 cm. civarında yaprakları tüylü ve elips şeklindedir. Bahar aylarında beyaz ve pembe renklerde çiçek açar ve çiçeklerinin kendine has güzel bir kokusu vardır. MENENGİÇ Çitlenbik-Celtis Australis Melengiç, sakızlak, çitlenbik, çıtlık, buttum ve çatlangüç adıyla da bilinen bu bitkimiz İç Anadolu ve Güney Anadolu bölgelerimizde yabani olarak yetiştiği gibi aşıla yapılarak da üretilen 15-20 metre boyunda sivri uçlu ve kenarları dişli olan bir ağaçtır. Meyveleri 10-15mm. büyüklüğünde yeşil üzeri mavi ve koyu yeşil renklerde kabukludur. Bu ağaç aşılandığında Antep fıstığı ağacı olur. Ayak terlemesine ve kokusuna diş eti yaralarına, böbrek ve idrar yolları enfeksiyonlarına, taş ve kum dökmeye, öksürük ve soğuk algınlığına, balgam söktürmeye, mide ve bağırsak sancılarına, nefes darlığı ve astıma, kalbi güçlendirmeye, dalak hastalıklarına ve saçları beslemeye iyi gelmektedir. Meyveleri taze olarak çerez gibi yenilir, yaprağı ve meyveleri kaynatılarak suyu içilir, kavrularak kahvesi yapılır, öğütülüp bala karıştırılıp yenilir. Ağacın sakızı mide hastalıklarına kullanılır. Sabunu yapılır bıttım sabunu olarak saçlara kullanılır. MERSİN AĞACI Hambeles, Mort, Murt, Sazak ağacı Mersingiller familyasında yer alan aynı cinsten 1000 kadar bitki türünün genel adı Mersin”dir. Anayurdu Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda olan, kış mevsiminde yapraklarını dökmeyen ve 2-5 m”ye kadar boylanabilen ağaç ya da ağaççıklardır. Burada sözünü edeceğimiz, Yabani ya da Adi mersin (M. communis) adı verilen tür, Akdeniz Bölgesi”nin bitkisi olup Batı ve Güney Anadolu kıyı şeridimizde bulunan güneşli ve kurak alanlardaki makiler arasında bol bol yetişmektedir. Üst yüzeyinde pek çok saydam nokta (yağ bezeleri) bulunan yaprakları sert, meşinimsi, kenarları düz, küçük, üzeri koyu yeşil, altı daha açık yeşil ve tam ortası boydan boya çizgili olur. Mersinin yaz ortasından sonbahara kadar açan altın renkli erkek organlı beyaz çiçekleri ve yuvarlak kesitli, kırmızımsı renkte dalları vardır. Bitkinin ikinci yılında dalları bej renge dönüp odunsulaşır. Başlangıçta etli ve beyaz olan meyveleri, olgunlaştığında koyu mavi-siyah renge döner. Mersin bitkisinin dal, yaprak, çiçek ve meyveleri hoş kokuludur. Bitki, döktüğü tohumlarla kendiliğinden çoğalır ya da gövde çelikleriyle üretilir. Mersinin yaprak ve çiçekli dallarında tanen, reçine, acı birtakım maddeler ile uçucu yağlar; meyvelerinde yüksek oranda A vitamini, tanen, şeker ve asitler bulunur. Tatlı ve hoş kokulu meyveleri pazarlarda satılır ve yenir. Körpe yaprakları ise, defne gibi, et yemeklerine çeşni vermesi için kullanılır. KEÇİBOYNUZU İngilizcesi her ne kadar “carob” ise de, genelde “St.Johns Bread” olarak bilinir. Almanca’sı da “johannisbrot” dur. Her iki lisanda da “Yakup Peygamberin Ekmeği” anlamına gelir. Yakup peygamberin çölde ekmek yerine tükettiği bir meyvedir. Yaklaşık 5000 yıldan beri bilinen bir meyvedir. Birkaç yüzyıl öncesine kadar yapılan tatlılarda ağırlıklı olarak harnup kullanılırdı veya şeker yerine yenilirdi. Günümüzdeki beyaz şeker üretiminin başlaması ile bu kültür ve sağlıklı beslenme yapısı yok olmuştur. 1930 yıllarında İspanya’daki savaş esnasında çocukların sağlıklı beslenebilmelerini koruyabilmelerinde keçiboynuzu tüketiminin önemi çok büyük olmuştur. İkinci Dünya Savaşında Alman’ların işgalinde olan Yunanistan adalarında yaşamakta olan halk, açlık tehlikesini keçiboynuzu sayesinde aşmışlardır. Harnup ağacı ilk 15 yıl hiç meyve vermeyen bir ağaçtır. Yetişkin bir ağaç 1000 kiloya kadar meyve verebilmektedir. PIRNAL MEŞESİ Çalıdan 30 metrelik ağaca kadar farklı boyutlarda görülebilen herdem yeşil meyveli bir bitkidir. Yaprakları ve meyve çanak kenarları dikenlidir. Odunu kömür yapımında ve yakacak olarak tercih edilir. Bozpırnal Meşesi Kermes Meşesi (Yör. Kesme Çalısı, Tırık ) Çoğunlukla sık dallı, 2-3 m boyunda, herdem yeşil bir çalı, ender olarak 10 m´ye kadar boylanan ufak bir ağaçtır. Genç sürgünleri yıldız tüylerle örtülmüştür, esmer renklidir ve sonradan bu tüyler dökülür. Deri gibi sert olan yaprakları geniş eliptik ya da geniş yumurta biçimindedir. 1.5-5 cm boyunda, 1-3 cm eninde ve kenarları dikensi dişli olup dişler sivri ve batıcıdır. Ayanın dip tarafı yuvarlakça veya yürek şeklindedir. Yaprak ayası düz veya dalgalıdır.. Üst yüzü parlak koyu yeşil, alt yüzü donuktur. Yaprak sapı 1-5 mm uzunluğundadır. Meyvenin olgunlaşması 2 yılda olur. Yarım küre biçimindeki kadeh hemen hemen sapsız veya kısa kalın saplıdır. Kadeh pulları dört köşeli, uçları biz gibi sivri, sert ve batıcıdır, bazen de geriye doğru kıvrıktır. Kadeh, yumurta biçimindeki palamutun 1/2-1/3 kısmını içine almıştır.Akdeniz ikliminin tipik bitkisi olan Kermes Meşesi ülkemizde doğal olarak yetişir.Akdeniz bölgesine özgü bir bitkidir. Türkiye´de Marmara, Ege bölgelerinde bulunur. Karadeniz bölgesinde; Zonguldak, Giresun ve Tokat´ta lokal olarak bulunur. Delice (Yör. , diğer. Karamık) Defne (Yör. Gar veya Har) Defne ilçemize adını veren, efsanelere konu olmuş bitki. Sabunu, yağı ve kremleriyle bölgemiz ekonomisi için değerli bir orman bitkisidir. Erguvan (Yör. Gelincik) Erguvan (Cercis siliquastrum), baklagiller (Fabaceae) familyasından, 10 metreye kadar boylanabilen, tek gövdeli, yaprak döken, çalı görünümünde bir ağaççıktır. Yapraklar karşılıklı, basit, dairemsi 7–12 cm kadardır. Dip kısmı kalp şeklinde, ucu yuvarlak, kenarlar tamdır. Gençken kırmızımsı-mor daha sonra mavi-yeşile döner. Yüzeyi dalgalı düşmeden önce sarıdır. Çiçekler 1,5– 2 cm uzunluğunda kırmızı-mor 3-6 tanesi bir arada bulunur. Meyve legümen (fasulye biçiminde) olup, 7–10 cm uzunluğundadır. Diğer bir önemli özelliği de toprağa azot bağlamasıdır. Erguvan meyveleri fasulye görünümünde, 9–10 cm. uzun, 2–5 cm. geniş, kızılsı kahve renginde, karın çizgisinde dar ve uzunca kanat bulunur. Tohumu boldur. Sonbaharda olgunlaşan meyve kış boyunca bitki üzerinde kalır. Nisan-Mayıs ayında açan çiçekleri hermafrodit olup yapraklanmadan önce açarlar. Uzun saplı olan çiçekler 3-8 çiçekli salkım kuruluşunda ve erguvan kırmızısı rengi ile çok dekoratiftir. Erguvan, yapraklanmadan önce Nisan ayı sonuyla Mayıs ayı başında yalnızca birkaç haftalığına baharın müjdecisi kabul edilen morumsu pembe renkte çiçekler açar. Bazı Hıristiyan inanışlarına göre İsa´nın ihanet eden havarisi Yahuda kendini bu ağaca asmıştır. Efsaneye göre bu olaydan sonra önceleri beyaz olan erguvan çiçekleri utançtan ya da kandan kırmızıya dönmüştür. Yazın sap kısmından girintili yuvarlak yaprakları olur. Sonbaharda ise fasulye benzeri tohumlar bırakır. Erguvan çiçeği havaların güzel gitmesi durumunda bazı sonbaharlarda da açar. Katran Ardıcı Katran ardıcı (Juniperus oxycedrus); çoğunlukla çalı, bazen de 10 metreye değin boylanabilen herdem yeşil küçük bir ağaçtır. Akdeniz iklimine özgü bir bitkidir. Keçiler filizlerini yemeyi çok sever. Çapı 30 cm. santimetreye ulaşılabilen bir ağaç olmasına karşın, keçilerin saldırıları nedeniyle genellikle çalımsı görünür. Başlangıçta mavi renkli olan kozalakları olgunlaşınca kırmızımsı olur. Dallardan elde edilen katran, deri hastalıklarının tedavisinde kullanılır. İğne yapraklar, sürgünlere dik bir açı ile üçlü çevrel dizilmişlerdir. Uçları sivri batıcı olup, üst yüzlerinde iki adet stoma çizgisi vardır. İğne yapraklar 12-18 mm uzunluğunda, dipleri geniş, uca doğru daralarak sivrilmektedir. Zakkum Zakkum (Nerium oleander), Apocynaceae familyasından Haziran-Eylül ayları arasında beyaz, pembe, kırmızı, sarı ve krem renklerde çiçekler açan 2-5 m yüksekliğinde zehirli bir bitki türü. Dere yataklarında ve su kenarlarında yetişir. Susuzluğa en dayanıklı bitkilerdendir ve kışın yapraklarını dökmez. Ayrıca bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir. Gövdeleri dik, esmer renkli ve silindir şeklindedir. Yaprakları mızrak şeklinde, kısa saplı, karşılıklı veya üçlü dairesel durumlarda dizilmiştir. Çiçekler, yalancı şemsiye durumunda toplanmış, güzel kokulu, büyük çiçeklerin sapları tüylü ve oldukça kısadır. Bitki zehirlidir. TESPİH AĞACI (AYI FINDIĞI) Tespih ağacı da denir. Tarımı yapılmayan doğal bir bitkidir. Meyvelerini uçları sivri ve üzeri tüylüdür. Hoş kokulu beyaz çiçekleri vardır. Sabit yağ ve asit içeren tohumlarından tespih yapıldığı gibi storaks adıyla anılan ve buhur olarak kullanılan reçine elde edilir. Mikrop öldürücü özelliği vardır. Bronşite iyi gelir. Etli kısmı ezildiğinde sabun gibi köpürür. Bazı köylerde çamaşır yıkarken deterjan olarak kullanılır. Tavuk Çiçeği 1-3 metre boylanabilen herdem yeşil, eflatun renkli çiçekli, parlak oval yapraklı, hoş kokulu bitkidir. AĞAÇ MİNESİ Yaprak döken ve herdemyeşil çalılardır. Göz alıcı çiçekleri vardır. Ağaç Minelerinin Asya, Afrika ve Amerika’ da yayılım gösteren 150’den fazla türü vardır. Yılın çoğunda çiçeklidirler. Bundan dolayı kıymetli peyzaj materyalidir. Sıcağı seven bu bitkiler, don olmayan yerlerde herdemyeşil kalırlar. Soğuk iklimlerde ise mevsimlik olurlar. Hızlı büyüyen çalılardır. Sıcağı, kurağı ve zayıf topraklara tolere ederek bu tip problemli yerler için çözüm oluştururlar. Güney bölgemize bolca kullanılmaktadır. HAYIT (Beşparmak) 1-3 m yükseklikte, çalı görünümünde, soluk pembe ya da mavi çiçeklidir. Akdeniz maki vejetasyonunun tipik elementidir. Deniz kenarı ve kayalık bölgelerde, genellikle tınlı bünyeli, nötr ve hafif alkali, kireççe fakir, tuzluluk etkisinin olmadığı, değisen miktarlarda organik madde içeren, azotlu ve azotça zengin, fosfor bakımından zengin,potasyumca eksik toprakları tercih eder. DEFNE AĞACI Defne (Laurus nobilis) yabani bir ağaç olmasına rağmen, eski çağlardan beri insanlar tarafından bilinen ve yararlanılan bir bitkidir.Çoğu kez maki özelliği gösteren defne bazen de ağaç halinide olur..Herdem yeşil yapraklı olup çok güzel kokuludur.Siyah renkli meyvelerinden ve yapraklarından defne yağı elde edilir. Defne yağı sabun ve kozmetik sanayinde kullanılır.Defne yaprakları bazı yemeklere lezzet verir ve ağız kokularını önler.Toz haline getirilerek baharat olarak da kullanılmaktadır. DİKEN ARDICI (PITIK) KARAÇALI (paliurus spina christi) Sıklıkla, içine girilemeyen ağaçlıklar oluşturan istilacı, arsız bir bitkidir. Deniz seviyesinden 1500 (-2300) metre yüksekliklere kadar, seyrek Meşe ormanlarından, çalılık, fundalık, bodur orman toplulukları, vadi yamaçları, boğazlar, nehir vadileri, temizlenmiş orman açıklıkları, tahrip olmuş orman alanları ve hatta boş arazilere kadar geniş bir yayılım gösterir. Doğu Akdeniz bölgesinin türlerinin günümüzdeki coğrafik dağılımı insan aktivitelerinden doğrudan etkilenmesine rağmen, KARAÇALI nispeten geniş çevresel adaptasyon yeteneğine sahip olması ve yaygın şekilde bulunan meyvelerin dikenli dallarla çevrili olması nedeniyle kendisini koruyabilmektedir. Bunun en bariz örneği Hindistan’ın kuzeydoğu Himalayalar bölgesinde KARAÇALI nın yaklaşık 2100 m yükseklikte görülmesidir.