31.03.2017 سانَ ِم ْن َ اْلن ِ ْ َ َخلَق: َْاق َرأْ ِباس ِْم َر ِبِّكَ الَّذِي َخ َلق ْ ق عَلَّ َم:الَّذِي عَلَّ َم بِ ْالقَلَ ِم:اق َرأْ َو َربُّكَ ْاْل َ ْك َر ُم: َ ٍ َعل سانَ َما لَ ْم َي ْعلَ ْم َ اْلن ِْ َّ صلَّى َّ قال َرسُول سلَّم َ اَّلل َ ِاَّلل َ علَ ْي ِه َو س َّه َل هللاُ لَهُ بِ ِه ُ سلَكَ َط ِريقا ً يَ ْلت َ ِم َ ،ًس فِي ِه ِع ْلما َ َم ْن لى ْال َجنَّة َ َِط ِريقا ً إ İslam’ın Okumaya-Öğrenmeye Verdiği Önem Değerli Müslümanlar! Dinimiz İslam; İlme, âlime, okumaya ve öğrenmeye çok büyük önem vermiştir. İlk vahyin oku emriyle başlaması ve bu emrin 5 kısa ayet içinde iki defa tekrar edilmesi okumanın ve ilmin dinde ve insan hayatında ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Nitekim Peygamberimiz’e (s.a.s.) nazil olan ilk ayetler bunu vurgulamaktadır. Bu ilk 5 ayette Rabbimiz mealen şöyle buyurmaktadır: “Yaratan Rabb'inin adıyla Oku! O insanı bir alakadan yarattı, Oku Rabb’in nihayetsiz Kerem sahibidir, O insana kalemle yazmayı öğretti, O insana bilmediğini öğretti” (Alak, (96): 1-5). Bu ayetlerden de anlamaktayız ki insan kendisini ancak ilim ile yani okuyarak ve öğrenerek geliştirebilir, insan ancak bu şekilde mükemmel bir hale gelir. Gelişmiş toplumlar ve medeniyetlerde ancak ilim sayesinde yükselmiş ve ortaya çıkmıştır. Okumak ise çaba ister, nitekim bir âyet-i kerimede Rabbimiz: “insan için ancak çalıştığının karşılığı vardır” (Necm, (53): 39) buyurarak bize irade gücümüzü, yani aklımızı ve gayretimizi kullanmak suretiyle bu dünyada nasıl üstün bir seviyeye gelebileceğimizi göstermiştir. Bir başka ayeti kerimede: “De ki hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu, ancak akıl sahipleri düşünüp öğüt alırlar” (Zümer, (39): 9) buyrulmaktadır. Değerli Müminler! Tek başına ilim ile ancak bu dünyada fayda görebiliriz fakat Rabbimiz bize: “Yaratan Rabb'inin adıyla Oku!” buyururken ilim ile birlikte Rabbimizi de tanımamızı istiyor. “Allah, içinizden iman edenleri ve ilim verilenleri yüksek derecelere çıkarır” (Mücadele, (58): 11) buyurarak, iman edip o imanın gereklerini yerine getirenlerin, ilimle meşgul olup öğrendiklerinin gereğini yerine getirenlerin de üstün makamlara, üstün derecelere ulaştırıldığı haberi veriliyor. İşte ancak bu şekilde hem dünyada hem de ahirette saadete ulaşabilir ve yüksek dereceler elde edebiliriz. Sevgili kardeşlerim! Bir Diğer husus ise ilim sahiplerinin üstünlüğü ile ilgili olarak Rabbimiz: “Allah'a karşı ancak kulları içinden âlim olanlar derin saygı duyarlar” (Fatır (35): 28) buyurmakta ve Peygamber efendimiz (s.a.s.) ise şöyle buyurmaktadır: “Allah kime Hayır dilerse ona din hususunda büyük bir anlayış verir” (Buhârî, İlim 10). Bir başka hadis-i şeriflerinde: “Yalnız şu iki kişiye gıpta edilmelidir: biri Allah'ın kendisine verdiği malı Hak yolunda harcayıp tüketen kimse, diğeri ise Allah'ın kendisine verdiği ilimle yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına öğreten kimse” (Buhari, İlim, 15) diye buyurmaktadır. Gerçekten samimi bir niyetle “Kim ilim tahsil etmek üzere bir yola girerse, Allah o kişiye cennetin yolunu kolaylaştırır.” (Müslim, Zikir, 11) O halde sevgili kardeşlerim ilmin değerini iyi bilmeli ve onu elde etmek için samimi bir çaba göstermeliyiz, çünkü ilerlememiz ve yükselmemiz bu sayede olacaktır. Unutmayalım ki ilim beşikten mezara kadardır ve herkesin mutlaka öğrenebileceği bir şey vardır yeter ki samimi bir niyetimiz ve gayretimiz olsun. Rabbimiz bizlere faydalı ilim ve onunla amel etmeyi, Rabbini bilen ve kendisini daima geliştiren nesiller yetiştirmeyi nasip etsin. Hutbemi Allah Rasûlü’nün (s.a.s.) yaptığı ve bizlere öğrettiğin şu dua ile bitirmek istiyorum “Ey Allah'ım kuşkusuz ki ben senden faydalı bir ilim temiz bir rızık ve kabul olunan bir amel istiyorum” (İbni Mace, 925). Mahmut OKYAPAR Fittja