Ekonominin Genel durumu

advertisement
GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş.
GELİR AMAÇLI KAMU DIŞ BORÇLANMA ARAÇLARI
EMEKLİLİK YATIRIM FONU
2015 YILI FAALİYET RAPORU
1- Ekonominin Genel durumu
2015 yılı yurtiçinde genel seçimler ve Merkez Bankası faiz tartışmaları, yurtdışında ise
küresel ekonomik kriz, düşen petrol ve emtia fiyatları, Avrupa Birliği parasal genişleme
programı ve Fed faiz artırım kararı zamanlaması gibi belirsizlikler altında başladı.
Yurtiçi ve yurtdışı belirsizliklerin etkisinde Türkiye ekonomisi mütevazi bir büyüme
göstererek %3,5-4 seviyelerinde bir büyümeyle yılı tamamladı. Avro bölgesinin genelinde
görülen büyüme sorununa karşın Türkiye’nin büyüme rakamı olumlu olarak ayrışırken
ülke içindeki siyasi belirsizlikler ve üst üste 2 seçimin yaşanmasının yanında jeopolitik
risklerin yarattığı etki ve sınır ihlali yapan Rus uçağının düşürülmesi yabancı yatırımcının
risk algısını arttırmıştır.
Borç krizinde olan Yunanistan’ın etkilediği Avro Bölgesi’nde ekonomik büyüme sınırlı
kalırken, Amerika Birleşik Devletleri ekonomik olarak olumlu gelişme göstermiş ve daha
hızlı bir toparlanma süreci yaşanmıştır. Öte yandan Çin ve Japonya, küresel kriz ve emtia
fiyatlarının etkisiyle beklentilerin altında bir ekonomik performans gösterirken, küresel
büyüme rakamlarına katkısı sınırlı kaldı. Avro bölgesinde yaşanan parasal genişleme ve
merkez bankalarının düşük faiz politikaları da küresel ekonomik büyümeye istenilen etkiyi
yaratamadı.
Arz fazlası nedeniyle 2015 yılı genelinde düşen petrol fiyatları gelişmekte olan ülkeleri ve
petrol ithal eden ülkeleri olumlu etkilese de, toparlanan ABD ekonomisiyle beraber
güçlenen dolar gelişmekte olan ülkelerin para birimleri karşısında çok iyi bir performans
gösterdi. Küresel anlamda bütün para birimleri karşısında güçlü duran dolar, özellikle
Meksika pezosu, Brezilya reali, Güney Afrika rantı ve Türk Lirası karşısında ciddi değer
artışları yaşamıştır.
Yeni yıla 92.000 seviyesinde güçlü giren BIST100 yıl içinde dalgalı bir seyir izlerken,
gerek ulusal gerekse uluslararası belirsizliklerin etkisinde yılı 71.700 puan seviyelerinde
kapattı. Özellikle genel seçimler ve siyasi belirsizliklerin yanında jeopolitik etkiler BIST100
üzerinde ciddi dalgalanmalara neden oldu.
Petrol ve emtia fiyatlarının etkisiyle 2015 yılının genelinde azalma eğiliminde olan cari
açık yılı 32 milyar dolar seviyesinde kapattı.
Cari açık tarafında olumlu verilerin rahatlattığı piyasalara hedeflerin çok uzağında kalan
ve yılı %8,81 seviyesinde kapatan enflasyon olumsuz etki yaptı. 2015 yılında özellikle
1
Rusya krizi ve kuraklık gıda enflasyonunun istenilen seviyelere inmesinin önünde engel
oluşturdu.
Yıl içerisinde %9 seviyesine kadar gerileyen işsizlik oranı ise yılı %10,3 gibi yüksek bir
seviyede kapattı.
Merkez Bankası 2015 yılında haftalık repo faizini %7,5 seviyesine, bunun yanında faiz
koridorunun üst bandını %10,75’e, alt bandını ise %7,25’e indirdi. Yıl içerisinde daha
sonra herhangi bir değişikliğe gidilmedi.
Yıl içerisinde %7 seviyesinin altına kadar düşen gösterge tahvil, daha sonra yükselen bir
trend izleyerek yılı %10 seviyelerinde kapattı.
USD/TL paritesi 2015 yılına 2,30-2,40 bandında başlamış ve devam eden süreçte ulusal
ve
uluslararası
olumsuzluklara
karşı
koyamayarak
ABD
ekonomisinin
toparlanma
sürecinin de etkisiyle 3,07 seviyelerine kadar yükselmiş ve yılı 2,90 seviyesinde
kapatmıştır.
Devam eden jeopolitik riskler, yüksek işsizlik ve enflasyon rakamları, küresel anlamda
devam eden yavaş büyüme rakamlarının gölgesinde başlayan 2016 yılında, tüm bu
olumsuz tabloya rağmen Türkiye’nin ekonomik anlamda toparlanmasına devam ederek iç
tüketim kaynaklı ve daha hızlı bir büyüme gerçekleştirmesi öngörülmektedir.
2- Yatırım Politikaları ve Fon performansı
2015 yılı özellikle petrol fiyatında başta olmak üzere tüm emtia fiyatlarında hızlı
düşüşlerin yaşandığı bir sene olarak başladı. Yılın başında, bu düşüşün temel sebebi
olarak arz kaynaklı problemler öne çıktıysa da senenin geri kalanında bir çok gelişmekte
olan ülkedeki (özellikle de Çin’deki) problemlerin belirginleşmesiyle talep kaynaklı
sorunların da düşünülenden daha büyük olduğu görüldü. Dolayısıyla bu yıl, tüm global
piyasalarda gelişmekte olan ülkeler ve Çin dolayısıyla yaşanan bir yavaşlama dönemi
olarak gerçekleşti. Gelişmiş ülkeler tarafında ise, birbirinden ayrışan para politikalarının
etkisi devam etti. Özellikle FED’den uzun süredir beklenen sıkılaşmanın, Avrupa ve
Asya’daki gevşek para politikaları ile çakışması doların diğer tüm gelişmiş ülke para
birimlerine karşı kuvvetlenmeye devam ettiği bir dönemi getirdi. Bu trend doğrultusunda,
gelişmekte olan para birimleri de dolara karşı ciddi bir şekilde değer kaybettiler. Özellikle
bu kurlar arasında büyük emtia ithalatçısı olan (örn: Kolombiya), büyüme problemleri
çeken (örn: Brezilya) veya politik sıkıntılar içinde olan (örn: Türkiye) ülkeler çok daha
ciddi bir sıkıntı içine girdiler. Aynı dönemde zayıflamaya devam eden Euro ve Yen de, bu
ülkelerin kurlarındaki değer kayıplarını reel anlamda son derece sınırlı tuttu ve bu
ülkelerin rekabetçilik anlamında kazanımları da düşük oldu.
Özellikle petrol fiyatlarındaki düşüş sene içerisinde giderek daha etkili bir hal aldı. Petrol
ithalatçısı olan ülkelerin bu durumdan sağladıkları avantaj şimdilik sınırlı kalsa da,
2
kırılganlıklarının azalmasında bir miktar etkisi oldu. Bununla birlikte petrol ihracatçısı olan
ülkelerde mali ve enflasyonist baskının artması ve para birimlerinde değer kaybının
hızlanması gibi problemler kuvvetlendi.
Türkiye bu sene parlamento seçimlerindeki politik belirsizlik ve artan terör saldırıları
neticesinde, finansal piyasalarda dalgalanma yaşamıştır. Küresel piyasalarda yaşanan bu
geçiş
döneminin,
Türkiye‘deki
politik
belirsizlikle
birleşmesi
sonucu,
Türk
varlık
sınıflarındaki değer kaybı diğer gelişmekte olan ülkelere göre daha fazla yaşanmıştır. Söz
konusu gelişmeler finansal piyasalarda 200 seviyesinin altından başlayan Türkiye 5 yıllık
USD CDS’inin 300 seviyesinin üstüne çıkmasına sebep olmuştur. Dolayısıyla eurobond
faizlerinde yükselme görülmüştür. Ancak Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybı eurobond
fonlarının getirisine pozitif katkı yapmıştır.
Bu
dönem
içerisinde
piyasalarda
yaşanan
dalgalanmalardan
korunmak
amacıyla
pozisyonlarımızda özellikle kur riskini düşük seviyeye getirerek fonumuzun getirisini
artırmayı hedefledik.
31.12.2014-31.12.2015 tarihleri arasında fon getirisi %20.62 olarak gerçekleşirken,
benchmark getirisi %23.66 olarak gerçekleşmiştir.
Ayrıntılar için performans sunuş raporuna bakılmalıdır.
Fonun karşılaştırma ölçütü “%95 BIST-KYD Eurobond USD Endeksi, %3 BIST-KYD Repo
Brüt Endeksi, %1 BIST-KYD 1 Aylık Gösterge Mevduat TL Endeksi, %1 BIST-KYD 1 Aylık
Gösterge Mevduat USD Endeksi” olup, fon %80-100 aralığında eurobondlara, %0-20
aralığında
ters
repo/takasbank
para
piyasası
işlemlerine,
%0-20
mevduat/katılım hesabına yatırım yapar.
Performans Grafiği
30
25
20
15
Fon Getirisi
10
Karşılaştırma Ölçütü
Getirisi
5
2011
2012
2013
2014
2015
3
aralığında
3-Fonun İçtüzük, İzahname ve Tanıtım Formu Değişiklikleri
Fonun yatırım stratejisindeki değişiklikler, yatırım stratejisi bant aralığı bilgilerine,
içtüzük/izahname tadil metinlerine, uygulanan Fon Azami Toplam Gider Kesintisi ve Fon
İşletim
internet
Gideri
Kesintisi
adresinden
oranlarına
ilişkin
“kamuyu
sürekli
bilgiye
https://www.garantiemeklilik.com.tr
bilgilendirme
formu”
ulaşılabilmektedir.
Ahmet KARAMAN
Fon Kurul Üyesi
Cemal ONARAN
Fon Kurulu Başkanı
4
bölümünden
Download