ili - Ankara Muftulugu

advertisement
İLİ
: ANKARA
AY-YIL : TEMMUZ - 2010
TARİH : 02/07/2010
MİRAÇ KANDİLİ
Muhterem Mü’minler!
Önümüzdeki Perşembe gününü Cuma gününe
bağlayan gece, Miraç Kandili’dir. İslam âlemi olarak
böyle mübarek bir geceyi idrak etmenin sevinç ve
mutluluğunu yaşamaktayız.
Miraç; insanlığın kurtuluşu için gönderilen
sevgili Peygamberimizin yaptığı, mukaddes ve manevi
bir yolculuktur.
Birçok ilahî sırrı, hikmet ve bereketi bünyesinde
barındıran bu gece, İsrâ suresinin ilk ayetlerinde şöyle
ifade edilmektedir:
“Kendisine âyetlerimizden bir kısmını
göstermek üzere kulu Muhammed’i, bir gece Mescidi Haram’dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescidi Aksa’ya götüren Allah’ın şanı ne yücedir. Hiç
şüphesiz o, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” 1
Aziz Mü’minler!
Miraç hadisesi, ilahî kudret ve lütfun bir
tezahürü olması yönüyle mü’minler için madde ve
ötesini birlikte düşünme ve algılama imkânı, Allah’a
olan iman ve Hz. Peygamber’e bağlılıklarını pekiştiren
bir sınav, Peygamber Efendimiz için de Yüce Mevla’nın
yardım ve desteğine mazhar olarak risâlet görevinde
moral kazanma vesilesi olmuştur.
Yaratılanların en şereflisi olan Hz. Peygamberin,
Rabbinin huzuruna kabul edilişini temsil eden İsrâ ve
Miraç mucizesi bizlere; insanın, ilahî rızaya ve desteğe
ulaştığında akıl ve idraki zorlayan nice üst derecelere
ulaşabileceğini gösterir. Ayrıca, mana âleminde yükselip
ilahî rahmet ve huzura erişmenin; öncelikle gönül ve ruh
temizliğinden, ahlakî erdemlere yükselişten, her şeyin
sahibi olan Yüce Allah’a bağlılık ve boyun eğmeden
geçtiğini de hatırlatır.
Miraç gecesi farz kılınan beş vakit namazın
“Mü’minlerin miracı” olarak nitelendirilmesi de,
namazın böyle bir yükselişte ne derece etkin ve önemli
bir ibadet olduğunu gösterir. Gerçekten sadece bedeni ile
değil özüyle, gönlüyle, duygu ve düşüncesiyle Allah’a
yönelen ve namazda Rabbi ile baş başa kalmanın
mutluluğunu yakalayan bir mü’min, daima O’nun
gözetimi ve desteği altında olduğunu hatırından hiç
çıkarmaz, bu bilinçle hayat çizgisini anlamlı kılar.
Ahlakî ve manevî sağlığımızı tehdit eden, insanî
ilişkilerimizi ve sosyal ödevlerimizi zayıflatan bunca iç
ve dış etkinin altında bunaldığımız günümüzde, Kur’an-ı
Kerim’in İsrâ hadisesinden ismini alan sûresinde, bizlere
kurtuluş yolunu gösteren şu ilahî prensipleri
hatırlayalım:
“Allah’a ortak koşma, yalnız ona inanıp ona
ibadet et, ana-babaya iyi davran, akrabaya yoksula,
yolda kalmış kimseye haklarını ver, cimrilik yapma,
müsrif ya da savurgan olma, açlık korkusu ve geçim
kaygısıyla çocukları öldürme, zinaya yaklaşma, cana
kıyma, yetimin malına el uzatma, verdiğin sözü
yerine getir, ölçerken ve tartarken eksiklik ve
noksanlık yapma, hakkında kesin bilgi sahibi
olmadığın şeyin peşine düşme, yeryüzünde
böbürlenerek yürüme, kibirlenme ve gururlanma.”
Öyleyse Değerli Mü’minler!
İnanç, ahlak ve maneviyat dünyamızın, barış ve
huzur içinde birlikte yaşamamızın vazgeçilmez
değerlerine işaret eden bu ilahî buyrukları yaşamak ve
yaşatmak, bizlere miracın manevî atmosferini teneffüs
etme imkânı sağlayacaktır.
Miraç, Peygamberimizin şahsında insanlığın
önüne açılan sınırsız bir yükseliş ufkudur. Varlığın
özüne ve anlamına yolculuktur. Çünkü miracın özünde
her türlü kötülükten arınma, insanlığın yararına değerler
üretme, fedakârlık, paylaşma, sorumluluk, zamanın
önemini kavrama ve ilahî emirlere teslimiyet göstererek
yüce mertebelere erişmek vardır.
Miraç gecesi duygu ve düşüncelerimizi
yenileyerek ilahî rahmeti kazanacak işler yapmamız,
kulluk bilincine ulaşarak dua ve niyazda bulunmamız
için güzel bir fırsattır.
Bunun için manevî duygularımızı canlandıran, iç
dünyamızı
değerlendirme
imkânı
sağlayan,
sorumluluğumuzu
hatırlatan
bu
geceyi
iyi
değerlendirelim. Duyguların ve hislerin coştuğu, dua ve
niyazların semaya yükseldiği, inananların huzur bulduğu
bu gecede, gönüllerimizde ümit ve ilahî aşk kandillerini
yakalım, miracın engin mesajını ruhlarımızda
hissedelim. Yüce dinimiz İslam’ın, “yaratılanı
yaratandan ötürü sevme” prensibini hatırlayarak gönül
kapılarımızı herkese açalım. Miracın, ilahî yükselişin,
gönül ve ruh temizliğinden geçtiğini unutmayalım.
Bunalan ruhlara, manevî hayatın ihmaliyle
daralan kalplere bu gecenin huzur getirmesi dileğiyle
Miraç Kandilinizi tebrik ediyor, bu gecenin insanlığın
barış, huzur ve mutluluğuna, bütün mü’minlerin de
arınmasına ve affına vesile olmasını Yüce Allah’tan
niyaz ediyorum.
1. İsrâ 17/1
* Bu huıtbe D.İ.B’nın Minberden Öğütler adlı kitabından
derlenmiştir.
Download