Düşük Sıcaklıklı Isıtma, Yüksek Sıcaklıklı Soğutma Ve Isı Pompası Sistemleri Dr. İbrahim ÇAKMANUS Özet Isı pompaları ve bunlara uygun bina içi dağıtım sistemleri yenilenebilir enerji teknolojilerine dayalı sürdürülebilir geleceğin araçlardan birisidir. Burada uygun bina içi dağıtım sistemleri düşük sıcaklıklı ısıtma ve yüksek sıcaklıklı soğutma sistemleridir (örneğin döşemeden ısıtma, tavandan veya duvardan soğutma-ısıtma, betona gömülü termal aktif sistemleri-TABS). Bir başka ifade ile ısı pomapları yüksek sıcaklıklı ısıtma (radyatör, fan coil) ve düşük sıcaklıklı soğutma (fan coil) sistemleri ile verimli çalıştırılabilmeleri mümkün değildir. Bu bağlamda AB enerji direktifi EPBD’de, 2020’de %20 yenilenebilir enerji hedefini tutturmada ısı pompalarına önemli bir yer almaktadır. Bu bağlamda AB komisyonu ısı pompalarını yenilenebilir enerji olarak tanımlamaktadır. Isı pompaları ve 2021’de “yaklaşık sıfır enerjili binalara” ulaşma ve benzer şekilde binaların renovasyonlarının da enerji verimli hale getirme hedefinin de önemli araçlarından birisi olarak görülmektedir. 1.Giriş Yukarıda belirtilen bina içi dağıtım sistemlerinin ısıl çıktıları 40-80 W/m2 civarındadır. Bunun anlamı, geleneksel Türkiye bina yapım şekli (örneğin TS 825’e uygun binalar) ile bu sistemlerin verimli biçimde kullanılamayacağıdır. Bu nedenle bu sistemlerin verimli biçimde kullanılabilmesinin ön şartı bina kabuğunun ısıl performansının yükseltilmesidir. Bu ise mimari disiplinden başlamaktadır. Enerji simulasyonu ile deneme yanılma yaparak ilk yatırım ve işletme maliyetleri açısından optimum bir çözüm bulunabilir. Diğer yandan soğutmada verim her bir derece sıcaklık için değişir. Enerji verimliliği ve konfor için tavandan soğutma sistemleri (chilled beam sistemleri de benzedir) gidwerek önem kazanmaktadır. Bu sistemlerin avantajları aşağıdaki gibidir. Bu sistemlerin bazı yararları aşağıdaki gibi özetlenebilir. Konvensiyal (sınırlı) enerji kaynakları tüketiminin minimuma indirilmesi CO2 ve diğer sera etkisi yaratan, küresel ısınmaya katkısı olan gaz oluşturmaması nedeniyle çevre dostu olması Tamamen sessiz çalışma ve estetik dizayna sahip bulunuşu nedeniyle yerleştirileceği alan konusunda seçenek sağlaması Tek bir cihaz yatırımı ile ısıtma, soğutma ve sıcak su elde etme imkanı Bina otomasyon zorunluluğu olmaması Çok az mekanik oda ve şaft gereksinimi Yüksek enerji ve ekserji verimi Ekonomik bakım ve işletme maliyeti İhtiyaca göre kolaylıkla cihaz ekleme ve kısmi açılış yapabilme. Yüksek enerji verimliliğine sahiptir. Basit kontrol teknolojisi söz konusudur. Mahallerde fan coil, iç ünite, radyatör vb. yoktur. Fan ve filtre olmadığı niçin işletme basit ve işletme maliyetleri düşüktür Gürültü yoktur. Kuru veya yaş uygulamalar yapılabilmektedir. Mahalde hava akımları (cereyan) ve toz kalkması çok azdır. Binanın termal özelliklerini artırır. Sistemler genişlemeye müsaittir. Fabrikasyon imalat ve çok hızlı montaj yapılabilir. 2. Tasarıma İlişkin Hususlar Bu sistemler ısıtmada düşük (genellikle 45-30 C arasında), soğutmada yüksek sıcaklık (genellikle 16-21 C civarında) rejiminde çalışırlar. Bu sıcaklıklar bina içinde konfor sıcaklığı olan 20-26 C değerlerine çok yakın olduğu için doğal ortamdan ısı pompaları veya doğrudan yer altı suları kullanılarak enerjinin elde edilmesini kolaylaştırmaktadır. Radyatörler ve fan coiller 60 C üzerinde, soğutmada fan coiller 12 C civarında çalışmaktadır. Bu sıcaklık rejimlerinin doğal ortamdan elde edilmesinin ne kadar zor olacağı görülebilir. Aşağıdaki şekilde de ısı pompalarının verimlerinin fan coil ve radyatör gibi sistemlerle çalışma durumunda verimlerinin yarıya yakın düştüğü görülmektedir. Şekil Isı pompalarının sezonluk performansı. Şekilde görüldüğü üzere su/su ısı pompalarının verimi hava/su sistemlerine göre %100 daha fazladır. Bu nedenle su soğutmalı sistemlerin seçilmesi ve düşük sıcaklık uygulamaları önemli olmaktadır. Diğer yandan düşük enerjili binalar için ısı pompaları, güneş enerjisi desteği ve ısı geri kazanım desteği sağlanırsa çok uygun sistemler olmaktadır. Ancak yukarıda açıklandığı üzere bu sistemlerin uygulanabilmelerinin ön şartı; bina kabuğunun iyileştirilerek ısıtma ihtiyacınınb 40-80 W/m2 civarına indirilmesidir. Bu ise iklim şartlarına bağlı olarak 15 cm üzerinde yalıtımı, cam alanlarının mümkün olduğunca azaltılmasını, cam ısıl performansının artırılmasını gerektirmektedir. Bu tasarımda enerji modelleme (simülasyon) çok önemli bir araçtır. Bina stoğunun yenilenmesinin hedeflendiği bir ortamda bu hususların dikkate alınması ülkemizin enerjide dışa bağımlılığın azaltılması için çok önemlidir. Öte yandan bu sistemler binalara, endüstriyel alanlara, toprak altı ısıtma, tarımsal uygulamalara kadar çok çeşitli alanlarda kullanılabilmektedir. 3. Uygulama Şekilleri Aşağıda bu sistemlerin uygulamalarına ilişkin örnekler görülmektedir. Döşemden ısıtma ve betona gömülü sistemler. İşletmede sağlanan tasarruflar. KAYNAKLAR [1] Wahlström, A, “Is it possible to achieve zero energy demand while rebuilding multı-dwelling buildings?”, Rehve Journal, August 2011. [2] Kremer, S., İntegral İngenieure.