ergenlik ve ergenle iletişim cinsel eğitim tacizden korunma

advertisement
ERGENLİK
DÖNEMİ
Ergenlik nedir?





Gerek ergenlik gerekse gençlik dönemleri
insan yaşamının en güzel, en mutlu ve en
güçlü dönemleri olurken, aynı zamanda
birer kriz ya da bunalım dönemleridir.
Ergenlik, çocukluktan çıkıp genç kızlığa, bir
erkek için delikanlılığa adım atma
dönemidir.
Ergenliği, zamanı biraz farklı olsa da
herkes yaşar.
Ergenlik büyümenin doğal bir parçasıdır.
Ergenlikte fiziksel değişimler olur.
Aşırı hassasiyet ve alınganlık,
 Asabi davranışlar, çabuk sinirlenme,
 Aldırmazlık, boş vermişlik, dağınıklık,
unutkanlık,
 Kararsızlık, huzursuzluk,
 İnatçılık,
 Sabırsızlık,
 Sık sık yalnız kalma isteği, amaçsız ve
başıboş zaman geçirme,
 Hayal kurma, gündüz rüyaları,
 Bencilleşme.

Ergenlik Çağı Ne Zamandır?
Kızlar ,ergenliğe 11-13 yaşlarında
girer.
 Erkekler, ergenliğe 13-15 yaşlarında
girer.
 Ergenlik 18-20 yaşa kadar devam
eder.
 Kızlar erkeklerden 2 yıl önce
ergenliğe girerler.

Fiziksel değişim





Boy artışı en hızlı kızlarda 11-12 yaşlar;
erkelerde 13-15 yaşlar arasındadır.
Kızlarda 16-18 yaşlarında; erkeklerde
18-20 yaşlarında boy artışı durur.
Organlardaki büyüme sırası şöyledir;
baş - el, ayak - kol, bacak – beden
Bu büyüme sırası görüntüde dengesizlik
yaratır. Bedeninizi kontrol etmede
güçlük yaşayabilirsiniz. Ancak bu sorun,
büyüme tamamlanınca ortadan
kalkacaktır.
ERGENLERİN FİZİKSEL
DEĞİŞİKLİKLERİNE KARŞI TUTUMLARI
Ergenler için kendi görünüşleri önemlidir.
 Ayna karşısında saatler geçirebilirler.
 Kızlar erkeklere göre daha çok dış
görünüşleri ile ilgilenir.

FİZİKSEL DEĞİŞİKLİKLERİNE
KARŞI KAYGILARI :
Kendi bedeni ile başkalarının
bedenleri arasındaki farkı görebilir,
kaygılanabilir.
 Ani büyümenin nedenini öğrenmek
isteyebilir.
 Giysi bulmak sorun olabilir. Küçük
şeyler giymek onları üzebilir.


Ergenliğe yaklaşırken kızların ilk adet görme,
erkeklerin ise gece boşalmaları (ıslak rüyalar)
konusunda bilgilendirilmesi unutulmamalıdır.
Eğer bir çocuk, bunların ne olduğunu
bilmezse, karmaşık duygular içine girer.
Şaşkınlık, utanma, korku, suçluluk duyar.
Hatta belki de hastalandığını zannedebilir
Zihinsel Özellikler:
Kararlarında atak davranır,
 Elindekiyle yetinemez, mutlu olmaz,
 Eleştirmeye başlar,
 Hayatta farklı seçeneklerin olduğunun
farkına varır,
 Düşünme yeteneği artar,
 Sosyal düşünce biçimi gelişir, düşünceyi
sorgulamasında, yönlendirmesinde artış
görülür.

Sosyal Özellikler:
Aileden kopar, dış çevreye yönelir,
 Arkadaş çevresi oldukça önemlidir,
 Toplumsal olaylara ve politikaya ilgi
artar,
 Aileye ve kurallara karşı baş kaldıran
davranışlarda bulunur,
 Argo konuşmalar başlayabilir,
 İlgilerde çeşitlenme görülür

Duygusal Özellikler:







Duyguları değişiklik gösterir,
Kendi öz kimliğini arayış içindedir , “ Ben
kimim?” sorusuna cevap arar,
Bocalama, çelişki ve bunalımlar içindedir;
tepkilerinde iniş-çıkışlar vardır,
Bağımsızlık isteği vardır, anne - babasını
eleştirmeye başlar,
Çevre sine başkaldırır, başına buyruk
olmak ister,
Kaygı hali oldukça fazladır
İçe kapanabilir.
CİNSEL GELİŞİM
Kızlarda ve erkeklerde farklı değişimler olur.
 ERKELERDE:
 Kol ve bacak kasları gelişir. Omuzlar genişler.
 Sesler kalınlaşır.
 Sivilceler artar
 Yüzde bıyık ve sakal çıkar
 Vücutta kıllanma olur.
 Erkek üreme organı ve erbezleri (testis) büyür,
sperm üretilmeye başlar.
 Islak rüya (cinsel kaynaklı rüyalar görerek
spermler boşalabilir)

KIZLARDA;
Göğüsler büyür, kalçalar
yuvarlaklaşır.
 Sesler olgunlaşır.
 Sivilceler artar.
 Vücutta kıllanma olur.
 Adet kanaması başlar. Ayda bir
kanama olur.

Erkek Ergenlerde Doktora
Başvurulması Gereken Durumlar:






Tek ya da her iki testiste ani ya da giderek
artan sancı, ağrı
Skrotumun içinde testislerden birinin sürekli
yukarıda durması
Skrotumda şişlikler
Skrotum içinde iki yerine tek testis bulunması
Penis ucunda ağrılı şişme
İdrar yaparken ağrı, zorluk, yanma duygusu ve
eşlik eden ateş
Kız Ergenlerde Doktora Başvurulması
Gereken Durumlar:






9 yaşından önce âdet görmeye başlanması
16 yaşına kadar göğüs büyümesi, tüylenme
gibi ergenlikte görülen değişikliklerin
başlamaması ve henüz âdet görülmemesi
18 yaşına gelindiğinde ergenlikte görülen
değişikliklerin başlamış,
ancak henüz âdetin görülmemiş olması
Âdet kanamalarının 21 günden daha sık, 35
günden daha uzun aralıklarla olması
Âdet kanamalarının 7 günden uzun ya da 1
günden kısa sürmesi






İki âdet arasında kanamalar olması
Âdet kanamalarının aşırı miktarda
olması
Akıntılar:
Her genç kızda hastalık olmayan normal
bir akıntı vardır. Kokusuz, kirli beyaz bir
akıntı korkutmamalıdır.
Herkesin boyu ve kilosu nasıl aynı
değilse, akıntı miktarı da kişiden kişiye
göre değişir.
Akıntının sarı-yeşil renkli ve kötü kokulu
olması
Süt kesiği gibi pütürlü olması ve ekşi
kokması
 Her zamankinden çok daha fazla
akıntı olmaya başlaması
 Beraberinde kaşıntı ve yanma hissi
bulunması

Karın ve Kasık Ağrıları

Bazı genç kızlarda karın alt
bölgesinde değişik biçimlerde
kendini gösteren ağrılar olabilir. Bu
ağrılar, bir ağırlık ya da batma gibi
hafifçe başlayıp şiddetlenebilir ve
sonra azalabilir.
Âdet Öncesi Gerginlik
 Bazı genç kızlar, âdet görmeden önce
bir kaç gün süresince gergin ve
kırılgan olabilir.
 Böyle bir durum dünyadaki çoğu
kadının ortak sorunudur.

Âdet Sancısı:
Bazı genç kızlar, âdet kanamaları
sırasında bel ve kasıklarında ağrı
duyabilir. Sancı, kasılma biçiminde olup,
zaman zaman artıp azalabilir.
 Bu ağrı, âdetin ilk gününde ya da 1-2
gün öncesinde başlayabilir. Sancı ile
birlikte bulantı, kusma da olabilir.
 Âdet sancısını azaltmak için bel ve karın
bölgesini sıcak tutmak ve beden
hareketleri yapmak yararlı olabilir. Sancı
rahatsızlık veriyorsa bir hekime
başvurmalıdır.


Kramplara (adet sancılarına) karşı neler
yapabilirsiniz?
- Egzersiz
 - Ilık duş
 - Ayaklara sıcak su torbası
 - Normal gündelik etkinliklere devam

CİNSEL EĞİTİM

Çocukluğun ilk yıllarında başlayıp,
ergenliğin sonuna kadar devam etmelidir.
CİNSEL GELİŞİM VE CİNSİYET
EĞİTİMİ

İnsan birbiriyle etkileşen ve birbirleriyle
paralel gelişen bedensel, zihinsel, duygusal,
sosyal ve cinsel gelişim alanları ile bir
bütündür. Hiçbir gelişim alanı diğerinden
öncelikli düşünülmemelidir. Unutulmamalıdır
ki insan tüm gelişim alanlarında paralel
gelişim gösterdiğinde mutludur.
Cinsiyet rolünün kazanımında çocukların
geçirdikleri psikoseksüel gelişim evrelerin
de etkisi bulunmaktadır.
Normal gelişim gösteren ve özel eğitime
gereksinim duyan çocukların psikoseksüel
gelişimi
konusunda bilgi sahibi olmak,
çocuklarımızın
eğitimlerini
planlarken
bizlere yol gösterici olabilir.
5 PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM DÖNEMİ VARDIR
Oral dönem (0-18ay):
 Bu dönemde ilk zevk alınan bölge
ağızdır. Emme, çiğneme, ısırma
çocuğun oral olarak ilk eylemleridir.
 Açlık
ve
susuzluk
gibi
gereksinimlerin
anne
memesiyle
gideriliyor olması hoşnutluk verir.
Bunlar çocuğun ilk zevkleridir.

Bu dönem zeka gelişiminde de duyudevin dönemi olarak adlandırılır.

Bu
dönemde
duyulara
yönelik
gerçekleştirilen eylemler çocuğun pek
çok zihinsel yapı oluşturmasına da
hizmet eder.
Anal dönem (18-36.ay):

Bu dönemde zevk alınan ikinci bölge
anüstür. Çocuğa hoşnutluk veren beden
kontrolüne yönelik girişimleri onun
dışkısını kontrol etmesini sağlar.

Bu kontrol çocuğun edilgenlikten
bağımsızlığa geçmesini sağlayan ilk
eylemdir.

Çocuk çişini ve kakasını kontrol ederek
tamamen yetişkine bağımlı yaşamını bir
bağlamda da olsa sona erdirmektedir.

Bu ayrılma ve bireysellik çocuğun karmaşık
duygular yaşamasına da neden olmaktadır.
Bu dönem zeka gelişiminde işlem öncesi
dönemin,
sembolik
evresi
olarak
adlandırılmaktadır.

Çocuk duyu-devin dönemindeki kişi ve
nesnelerle etkileşme girişimlerine dayalı
olarak kişi ve nesnelerin sembolleri ile
ilişkilendirebilmektedir.

Bu nedenle tuvalet eğitimi yapılırken annenin
tavrı ve bakıcının tarzı çok önemlidir.

Uygun
olmayan
davranışlar
çocukta
inatlaşma, katı görüşlülük, aşırı düzen veya
cimrilik gibi davranışların alt yapısını
oluşturabildiği belirtilmektedir.

Her şeyin yolunda gittiği bir eğitim süreci
sonunda ise çocuğun uyumlu ilişkiler
geliştirebilme, özerk, bağımsız, girişimci,
kararlı ve iş birliği yapabilme yeteneklerinin
gelişmesine yardımcı olunacağı ifade
edilmektedir.
Fallik dönem (36-60.ay):

Bu dönemde zevk alınan bölge cinsel
organlardır.

Çocuk bedenini tanıma ve kontrol altına
alma girişimlerini bu dönemde de
sürdürdüğünden cinsel organlarıyla
oynama
çocuğun
sıkça
yaptığı
eylemlerdendir.

Normal gelişim gösteren çocuklarda bu
dönemde Oedipus ve Elektra karmaşasından
söz edilmektedir.

Çocuk hemcinsi ebeveyni ile özdeşim
kurmaya çalışırken diğer yandan da ceza
kaygısı hissettiğinden, ahlak dışı veya
günahkar
olarak
yargılanma
korkusu
yaşamaktadır.

Bu dönem zeka gelişiminde işlem öncesi
dönemin, sezgisel evresi olarak adlandırılır.

Çocuk zihinsel olarak sıralama, sınıflama
yapabilmekte, sembolik oyunlarla cinsel
korunumun gelişimini yansıtmaktadır.

Zihinsel
performansı
bu
dönemin
karmaşasını
anlamlandırarak
aşmasına
yetmediği için sıkça soru sorarak netleşmeye
çalışır.

Bu nedenle bu dönem en çok soru sorulan
dönemdir.

Çocuğun soruları geçiştirilmeksizin sabırla ve
anlayacağı
dilden
yanıtlanmalıdır.
Bu
dönemdeki
çatışmaların,
karmaşanın
halledilememesi
suçluluk,
cinsel
yönelimlerinin
bastırılması
ile
sonuçlanabileceği belirtilmektedir.
Gizil (Latent) dönem (6-11y):

Bu dönemde cinsel konulara olan merakın
azaldığı söylenmektedir.

Aslında önceki dönemlerde
pekiştirilme evresidir.

Çocuk kendi cinsine ilişkin toplumsal rolleri
(karşıt
cins
ebeveyne
sevgi
ile
yönelim)yineleyerek dener.
edinilenlerin

Öğrendiklerinin farklı ortamlardaki (okul,
oyun, akraba çevresi) geçerliliğini çevreden
aldığı dönütlerle sınar.

Bu denemeler, öğrenmelerini pekiştirirken,
uyarlama becerilerinin de arttırılmasına
yarar.

Gizlenmiş
gözlemleme
yoluyla
farklı
modellerle de özdeşimler kurmaya başlar.

Pekiştirme
evresi
olarak
iyi
değerlendirildiğinde önceki evrelere ilişkin
edinimlerin desteklenmesi ve eksiklerin telafi
edilmesi için uygun bir dönemdir.
Genital dönem (11- 18):

Bu dönem ergenlik dönemini de kapsar.

Çocuk fiziksel farklılığını anlamıştır ve
değişmezliği kabullenmeye çalışır.

İçinde yaşadığı toplumda cinsler arası
ayırımcılık ne kadar az ise bu süreç o
kadar kolaylaşır.

Bu dönemde bir gruba dahil olma çok
önemlidir.

Çocuğun kafasındaki ileriye dönük belirsizlik
(gerçekçi amaçlar, meslek belirleme) bazen
dahil olunacak grubun yanlış seçilmesine ve
ya grup değiştirmesine neden olur.

Hemcinsi olan ebeveyni model alarak
bağımsız bir yetişkin gibi karşı cinse
olgun bir sevgi gösterimi sergilemeye
çalışır.

Artık çocuğun ilgi odağı kendisi ve ailesi
dışında bir kişi olmuştur.

Aile ile ilgili çözümlenmemiş karmaşa
varsa yeniden gündeme gelir.
Özel eğitime ihtiyacı
olan çocuklarımız için
yeniden gözden
geçirelim ;

Özel
eğitime
gereksinim
duyan
çocuklarda
psikoseksüel
gelişim
açısından farklılıklar söz konusu mudur?

Cinsellik kavramının gelişimi duygu ve
aklın birlikte kullanımını gerektirir.

Zeka düşünmeyi, yorum yapmayı, olaylar
arasında
ilişki
kurmayı,
seçenekler
oluşturmayı, uygun tercihler yapmayı sağlar.

Cinsel gelişim, fiziksel gelişim ve olgunluğu
temel alan eylemsel girişimlerin zihinsel
kapasiteye
göre
anlamlandırılmasıyla
sağlanan cinse özgü duygusal ve sosyal
gelişim alt yapısının oluşturulması anlamına
geldiği söylenilebilir.

Özel
eğitime
gereksinim
duyan
çocuklarımızın eğitimlerini planlarken her
zaman normal gelişim evrelerinde edinilmesi
gerekenler rehber olarak kullanılmaktadır.

Genellikle özel eğitime gereksinim duyan
çocukların gelişim evrelerinden aynı sıra ile
ancak farklı süreçte geçtikleri fikri kabul
edilmektedir.

Bu zihin gelişimi için nasılsa cinsel gelişim
içinde öyle ele alınmalıdır.

Bu bağlamda cinsel gelişimi anlamamızı
sağlayacak psikoseksüel gelişim evrelerini
yeniden gözden geçirerek neleri ne zaman
öğretmemiz gerektiği konusunu gözden
geçirelim.

Özel
gereksinimli
çocukta,
Oral
dönemdeki (0-18ay) gelişimi sağlayan
emme, çiğneme, ısırma gibi ilk
eylemlerin
geciktiği
ya
da
hiç
gerçekleşmediği görülebilmektedir.

Çoğu zaman Özel eğitime muhtaç çocukta
duyusal algılara dayalı etkileşim girişimleri ve
devinime dayalı ilişkilendirmeler de sınırlı
kalmaktadır.

Oral dönemdeki gelişimi sağlayan açlık ve
susuzluğun anne memesiyle giderilmesiyle
yaşanacak olan hoşnutluk yaşanamaya
bilmektedir.

Temel gereksinimlerin giderilmesine bağlı
olarak gelişmesi beklenen temel güven,
bağımsız kişiliğin gerçekleşememesi sürekli
alma isteğinin, ağızla ilgili olumsuz
alışkanlıkların (parmak emme, tırnak yeme)
görülme olasılığının artmasına neden
olmaktadır.

Bu dönemi normal gelişim özelliği göstererek
geçiren özel eğitime muhtaç çocuklarımız
erken tanılandıklarında avantajlı sayılabilirler.

Bu dönemdeki edinimlerin sağlanabilmesi
için, ağızla yapılan girişimlerin zihinsel
gelişimi
destekleyici
denemelere
dönüştürülmesi planlanabilir.

Yumuşak
ve
yuvarlak
hatlı
sert
nesneler;farklı renkle kodlanmış farklı
tadlar; aynı renkte fakat farklı kokuyla
eşlenmiş
tadların
denetilmesi
gibi
etkinliklere yer verilebilir.

Anal dönem (18-36ay) ikinci zevk
bölgesi anüs kaslarına yönelik kontrol
girişimlerine dayalı dışkı kontrolünün
geliştiği dönemdir.

Böylece
çocuğun
edilgenliktenbağımsızlığa
geçişi
de
gerçekleşmektedir.
dönemde çocuk zeka gelişiminde
işlem öncesi dönemin sembolik evresinde
olduğundan, çoğu zaman özel eğitime
muhtaç çocuk duyu-devin dönemindeki
kişi ve nesnelerle etkileşme girişimlerine
dayalı olarak geliştirmesi gereken, kişi ve
nesnelerin sembolleri ile ilişkilendirilmesinde de sınırlı kalmaktadır.
 Bu

Bu
nedenle
tuvalet
eğitiminde
gecikmeler olabildiği
gibi
eğitim
sırasında klozet veya diğer aparatların
kullanımında da kullanımında zorluklar
yaşanabilmektedir.

Bazı çocuklarda ise kaka eğitimi
başladıktan sonra yeniden beze
dönme ısrarının oluştuğu gözlenmektedir.

Bu çocuğun ayrılmaya karşı gösterdiği
direnç olarak değerlendirilmeli tuvalet
kullanımı
desteklenerek
kararlı
olunmalıdır.

Eğitimi yapan kişinin çocukla etkileşim
biçimi bu döneme özgü inatlaşmanın
oluşmaması bağlamında önem taşır.

Anal dönem cinsel tacize karşı korunma
eğitiminin başlangıcını oluşturacak ebeveyn
tepkilerinin başlatılması gereken bir dönem
olarak da önemlidir.

Fallik dönemde (36-60ay) gelişimini sağlayan
zevk bölgesi cinsel organlardır. Bu dönemde,
cinsel organlarla oynama en sık görülen
davranış biçimidir.

Özel eğitime muhtaç çocuk bedeniyle
oynamayı tekrarlayan davranış biçimine
dönüştürebilir. Bu davranışın hoşnutluğu
kendi içinde olduğundan giderek sıklığı
artabilir.

Bu dönemde, en sık görülen ikinci davranış
soru sormadır. Özel eğitime muhtaç çocukta
soru sorma pek görülmez.

Benzer şekilde hemcinsi ebeveyni
özdeşim
kurma
girişimlerini
başlatmayabilir.

Bu nedenle normal gelişim gösteren
çocuklar için sözkonusu olan Oedipus ve
Elektra karmaşasını da yaşamazlar.
ile
de

Çocuk zihinsel performansına göre sıralama,
sınıflama yapma konusunda yeterliğe sahip
değilse cinsel korunumun gelişimine ilişkin
yansıtma da yapamaz.

Bu dönemde, cinsel organlarla oynama,
istenilen bir davranış değildir.

Bu yüzden kendini tanıma girişimi cinsel
kimliği öğretme ve benimsetme çalışması
şeklide değerlendirilmelidir.

Fallik dönem (36-60.ay) Çocukta sınıflama
ve sıralama becerileri gelişmeye başlamış
ise tacizden korunmada güven çemberi
çalışmasının yapılabileceği dönemdir.

Gizil (Latent) (6-11y) dönemde cinsel
konulara olan merakın azaldığı ve önceki
dönemlerde edinilenlerin pekiştirildiği bir
evredir.

Özel eğitime muhtaç çocuk kendini
geliştirmeye yönelik girişimleri kendisi
başlatmayacağı için bu dönemde planlanmış
çalışmalar
önceki
dönemlere
ilişkin
edinimlerin
telafi
edilmesi
için
değerlendirilebilir.

Özel eğitime muhtaç çocuk kendi cinsine
ilişkin toplumsal rollerin tam olarak farkında
olamayabilir ancak kaşıt cins ebeveyne sevgi
ile abartılı bir yönelim sergileyebilirler.

Erken tanılanmış ve eğitim alan bazı
çocuklarda
gözlemleme
yoluyla
farklı
modellerle de özdeşimler kurma gözlenebilir.

Gizil (Latent) dönemde kaşıt cins
yetişkine sevgi ile yönelimin olumsuz
sonuçlanmaması için bu dönem başında
iyi ve kötü dokunmanın öğretimi
yapılabilir.

Okulda yaşıt karşı cinse tepkili yönelim
ekip yöntemi ile kırılmaya çalışılmalıdır.
Gerekirse
izinsiz
fiziksel
temas
çalışılmalıdır.

Genital dönem (11- 18) dönemde Özel
eğitime muhtaç çocukta fiziksel gelişime
dayalı olarak farklılaşma başlar. Ancak çocuk
bu farklılığı anlamlandıramaz.

Ancak içinde yaşadığı toplumun cinsler için
belirlediği yaptırımlara uymak zorunda
olduğundan bu konuda çok iyi bir eğitimden
geçirilmesi gerekir.

Hemcinsi olan ebeveyni model alarak
bağımsız bir yetişkin gibi karşı cinse olgun
bir sevgi gösterimi sergilemeye çalışır.

Ancak çocuğun ilgi odağı kendisi ve ailesi
dışına çıkamadığı için sorunlar yaşanabilir.

Özel eğitime muhtaç çocuğun özellikleri ve
eğitim konusunda aile yeteri kadar
bilgilendirilmemiş
ise
aile
içinde
çözümlenmemiş karmaşa yeniden gündeme
gelir.
CİNSİYET EĞİTİMİ

Çocuğun
tüm
gelişim
alanlarındaki
gelişiminin takip edilerek cinsiyetine uygun
rollerini kabul etmesine, kendi cinsi ile
karşı cinsin özelliklerini anlamasına, kendi
cinsiyle ilgili özelliklerle bir bütünlük içinde
yaşamasına yardımcı olmak amacıyla
verilen bilgilendirme ve bilinçlendirme
çalışmalarıdır.

Çocuklukta başlaması gereken cinsiyet
eğitimi,
çocukta
cinsellik
kavramının
gelişimiyle ergenlik döneminde son şeklini
alır.

İnsandaki cinsellik anlayışı, hayvanlardaki
cinsel içgüdüden farklı olarak duygu ve
düşüncelerin birlikte ele alındığı bir eğitim
süreciyle geliştirilir.

İçinde yaşanılan kültür, gelenek, din, hukuk,
ekonomi vb. bağlı olarak cinsiyet eğitimi de
farklılaşır ve farklı cinsellik anlayışlarının
gelişmesine neden olur.

Çocuğun kendisinden beklenen uygun
cinsiyet rolünü kazanması, içinde yaşadığı
toplumun, çevrenin ve ailenin etkisiyle
sağlanmaktadır.

Tüm gelişim alanlarında gelişimini tamamlayan bireyin, bağımsız bir birey olmasını
sağlamak ulaşılmak istenen son noktadır.

Bağımsızlık, kendi sınırları içinde özerk ve
dokunulmaz olmak demektir.

Bireyin bedeni bu dokunulmazlık sınırını
oluşturur. Öyleyse, bireye bağımsız olduğunu
öğretmenin bir yolu, bireye öncelikle
bedeninin
dokunulmazlığı
olduğunu
öğretmektir.

Bunun için anne-babaların ve toplumun
tutum değiştirmesi gerekmektedir.

Her toplumda yaşanan sorunlar farklılaştığı
için de sorunların çözümünün her toplum,
her aile, her birey için değişmektedir
Cinsel Kimliğini Benimsetme

Anal dönemde (18-36 ay) başlayan ve
Fallik dönemde (36-60.ay) cinsel
korunum gelişimiyle devam eden bir
süreçtir.

Latent Dönemde (6-11 yaş) pekiştirilen
cinsel kimliğin yaşantıların niteliğine
göre
Genital
dönemde
yeniden
sorgulandığı da bilinmektedir.

Cinsel
Kimliği
Benimsetme
çalışmaları her gelişim dönemi
içinde gelişime paralel olarak
farklılaştırılarak sürdürülmelidir.
Her döneme ilişkin bazı etkinlikler veya
öneriler aşağıda sıralanmıştır.

Anal dönemde (18-36 ay) Bu dönemde
çocuk farklılıkları farketme boyutunda
cinsiyetini ayırt eder.

Ebeveynin kendisi için seçtiği giysilerin ve
renklerin cinsiyete uygun seçerek giydirme,

Aynada izlediği görüntüsünün (saç şekli)
cinsiyetine uygun olması,





Paralel oyun oynasa da karşıt cins ve kendisi
için seçilen oyuncaklarla, ebeveynin kendisi
için kullandığı “kızım”,”oğlum” sıfatlarıyla
konuşulması,
Paralel oyun fırsatlarını eğitim amaçlı
sohbetlerle tamamlanmalı
Kendisi için seçilen oyuncakların uygun olması
Farklı sıfatlarla seslenmek yerine cinsiyetine
uygun sıfatı daha sık vurgulanması
Farklılığı farketmesini sağlayacak oyunlara
dikkatini çekme ebeveyn ve eğitimciler
tarafından dikkat edilecek konulardır.
 Fallik

dönemde (36-60.ay)
Kendi
vücudunu
incelemesine
uygun
ortamlarda toleranslı davranma, Kendi
vücuduyla ilgili incelemelerine öğretim fırsatı
olarak değerlendirilmesi,Sorduğu soruların
tümüne düzeyine dil düzeyine uygun
verilmelidir.

Oynadığı sembolik oyunlara aldığı dönütlerle
cinsiyetine ilişkin ayrıntılarını öğrenir ve
kendi cinsiyetini benimseyerek karşı cins
ebeveyne sevgi ile yönelir.

Cinsiyetine uygun rolleri oynadığında
pekiştirme,Oynadığı sembolik oyunlarda
cinsiyetine uymayan rolleri benimsediğinde
eleştirmek yerine sohbet başlatma.



Karşı cins ebeveyne aşırı düşkünlüğünü
öğretim amaçlı kullanma,
Sevgi gösterim yollarını çeşitlendirme,
Fiziksel etkileşimleri izin alarak yapması
halinde onaylayıcı tepki verme ebeveyn ve
eğitimciler tarafından bu dönemde dikkat
edilecek konulardır.
Latent Dönemde (6-11 yaş)

Hemcinsi
olan
ebeveyni
gözlemlediğinden,
ebeveynin
kendi
cinsel rollerine ilişkin eleştirilerini
abartmamalıdır. Hem cinsi yaşıtlarının
tepkilerine ilişkin akıl yürütmeye çalışır.

Hemcinsi yaşıtlarının yaptıklarını anlatırken
dinlemeli yolunda gitmeyen tepkilerine ilişkin
farklı bakış açısı ile akıl yürütmesi
sağlanmaya çalışılmalıdır.

Karşı cins yaşıtlarıyla kıyaslanmamalıdır. Bu
dönemde yavaş yavaş karşı cins yaşıta karşı
yanlı bakmaya başlar .

Cinsiyetiyle ilgili sosyal rolleri fark eder,
kimilerini kabullenir.

Cinsiyeti nedeniyle sınırlama getirilmemeli,
farklı nedenlerle sınırlama açıklanmalıdır.

Karşı cins yaşıtlarıyla paylaşabileceği ortak
etkinlikler düzenlenmelidir.

Cinsiyetiyle ilgili sosyal rolleri oynadığında
abartılmamalı, rolünde yaptığı değişimler
üzerine sohbet edilmelidir.

Genital dönemde (11-18 ay) Cinsel gelişimi
nedeniyle oluşan değişimlerin etkisine
öfkelenebilir.

Cinsel gelişimi nedeniyle vücudunda oluşan
fiziksel değişimler nedeniyle kendini kontrol
edebilmesi için zararın göz ardı edildiği
denemelere yer verilmelidir.

Görünüşüne ilişkin yarattığı
farkedilmeli ve pekiştirilmelidir.
güzellikler

Rol modelindeki beğenmediği cinse özgü
davranışları farklı modellerle kapatmak için
yapacağı tercihler için sıkıntı duyar bunları
sorgulaması sağlanmalı.

Tek başına karar vermek ve değişmezliği
sorgulamak ister. Bağımsız aldığı kararların
mümkün olduğunca kendine sorgulatılacak
sohbetler yapılmalı, doğrudan yargılar
söylenmelidir.

Hormonal değişim nedeniyle oluşan öfkeli
davranışları içinde kızgınlık yokmuş gibi
değerlendirilmeli.

Cinsiyetine uygun olduğu ve daha önce
yerine
getirdiği
rollerinde
yarattığı
değişimlerle ilgili sohbet edilmelidir.

Cinsiyete uygun rolleri için olumlu birden
fazla örnek verilerek tercihler sıkıntı
giderilmelidir

Gelecekte yapacağı rolleri anlattığında
paniğe kapılmadan o rol için yapılması
gereken
hazırlıklar
üzerine
sohbet
başlatılmalıdır.

Değişmezliği sorgulamak istediğinde tarafsız
kalarak sohbet edilmelidir.
Okul Öncesi Dönemde Cinsel
Gelişim
Doğal ve Beklendik Davranışlar
 Kızlar ve erkekler arasındaki farkları araştırmak,
 Yakın
yetişkinlerin ve çocukların cinsel
organlarını ve göğüslerini ellemek, merak
duymak,
 Çıplak insanlara bakma fırsatını değerlendirmek,
 Cinsel organlar, göğüsler, cinsel ilişki ve
bebekler konusunda soru sormak,
 Çıplak olmaktan hoşlanmak, Başkalarına kendi
organlarını göstermek,
 Banyodaki insanları izlemeyi istemek,
Banyo ve cinsel işlevler hakkında ‘ayıp’
laflar söylemek,
 Kendi kakasıyla ilgilenmek,
 Başkalarının bedenini inceleyerek
doktorculuk oynamak,
 Evcilik oynamak, anne baba rollerine
girmek

Dikkat Edilmesi Gereken
Durumlar





Bütün soruları yanıtlanmasına rağmen cinsel
farklara ilişkin sürekli soru sormak,
Aileden olmayan yetişkinlerin cinsel
organlarını, göğüslerini ellemek, kendisini
ellemelerini istemek,
İnsanları çıplak gördükten sonra bile çıplaklara
bakıp kalmak,
Anne-baba, yaşına uygun bir şekilde soruları
yanıtlamasına rağmen insanlara sürekli soru
sormak,
Anne baba “hayır” dedikten sonra,
başkalarının yanında çıplak olmak istemek,
Sürekli olarak banyoda olup bitenleri
izlemeye ilgiyi sürdürmek,
 Anne baba “hayır” dedikten sonra evde ‘ayıp’
laflar söylemeye devam etmek,
 Birden fazla kez kakasını duvarlara ya da
yere sürmek,
 ” Hayır” dendikten sonra sık sık doktorculuk
oynamak. Diğer oyunlara ilgi göstermemek,
 Üstünde giysiler varken başka çocukları
ellemek istemek sıkıştırmak

Profesyonel Yardım Gerektiren
Durumlar
Erkek ve kadın rollerini; kızgın, üzgün ya
da saldırgan bir tarzda oynamak. Kendi
cinsiyetinden ya da karşı cinsten nefret
etmek,
 Sessizce yetişkinlere dokunmak.
Başkalarını ellemek için izin istemek,
kendini ellemelerini istemek,
 Başkalarının soyunmalarını istemek,
insanları soyunmaya zorlamak,
 Anne-baba yanıtladıktan sonra aynı
soruları yabancılara sormak. Yaşı için çok
fazla cinsel bilgi sahibi olmak,

Giyinmeyi reddetmek, pek çok ikazdan sonra
kendini gizlice başkalarına göstermek,
 Banyoda insanları yalnız bırakmayı
reddetmek, zorla banyoya girmek,
 Pek çok ikazdan sonra başkalarının yanında
ve evde ‘ayıp’ laflar söylemek,
 İkazdan sonra sürekli kaka ile oynamak,
 Başkalarını doktorculuk oynamaya, giysilerini
çıkarmaya zorlamak,
 Giysiler olmaksızın cinsel ilişki taklidi yapmak
ya da ilişkiye girmek.

SON ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE
Doğal ve Beklendik Davranışlar

Okul öncesi dönemin tersine, bu dönemde
kız ve erkek çocuklar, hemcinslerine yakınlık
göstermeye başlarlar

Kız çocuğun annesine ya da bir başka kadın
yetişkine, erkek çocuğun babasına ya da bir
başka erkek yetişkine benzemeyi istemesi

Göğüslere dokunmanın veya cinsel
organlarını göstermenin yanlış olduğunu
artık öğrenmişlerdir. Fakat resim
çizimlerinde, insan figürleri üzerine meme
veya cinsel organ çizme, kendi cinsel
organlarına dokunma ve cinsel organlarını
arkadaşlarıyla kıyas etme, cinsel fıkralar
anlatma ve hayvanların yavrulamalarını
seyretme gibi cinsel aktiviteler gösterirler.

Zihinsel engelli bireyin gelişimini
değerlendirirken, onun takvim yaşını değil
gelişim düzeyini göz önünde bulundurmak
gerekir. Örneğin “A” 17 yaşında, ancak zihinsel
gelişim düzeyi 6 yaşında bir bireydir. O halde;
“A”ya bazı şeyler öğretirken, onunla
konuşurken, anlatır ve ona açıklama yaparken
onun anlayabileceği bir düzeyin esas alınması
gerekir. Bu da “A” için 6 yaş düzeyidir.

Cinsel gelişimleri ise takvim yaşı ile paralel
ilerler.

Bunun için anne babaların yapması gereken
şey, öncelikle çocuklarının gelişim düzeyini
doğru bilmek ve buna göre davranmaktır. Bu,
cinsel eğitimle ilgili konularda da böyle
olmalıdır.

Örneğin “A” 17 yaşında olduğuna göre
vücudu gelişmiştir ve hormonları yaşına
uygun faaliyet göstermektedir. Bu durumda
“A”ya cinsellikle ilgili bilgileri anlayabileceği 6
yaş düzeyinde vermek gerekir. Takvim
yaşları değil gelişim düzeyleri dikkate
alınarak değerlendirildiğinde, anne-babaya
sorun gibi görünen pek çok durumun,
gerçekte sorun olmadığı görülecektir.

Örneğin; takvim yaşı 15, ancak zihinsel
düzeyi 6 yaş olan bir genç; cinsel organlar,
göğüsler, bebeklerin nasıl doğduğu ile ilgili
sorular sorabilir. Bu sorular, 6 yaş zihinsel
düzeyi için beklenen normal sorulardandır. Bu
durumda bireyin gelişimsel düzeyine uygun
eğitim ve tepkiler verilmelidir.

Zihinsel engelliler genelde yaşıtlarından daha
fazla cinsel ilgilerinin olduğu, daha fazla cinsel
içerikli davranışlar sergilediği düşünülür. Oysa
zihinsel engelliler, cinsel içerikli davranışların
nerede, ne zaman, hangi durumlarda uygun
olup olmadığını bilemedikleri için, yani bir
anlamda cinsel içerikli davranışlarını kontrol
edemedikleri için böyle algılanmaktadırlar.
CİNSELLİĞE KARŞI İLGİ
Çok soru sorarlar.
 •Sorulara verilen cevaplar ilerideki
tutumlarını belirler.
 •Sorulara cevap verilmemesi merakın
artmasına yol açar. Gereğimden fazla
bilgi ise kafasının karışmasına neden
olur.Soruların basit ve net olarak
cevaplandırılması en uygun yoldur.

Çocuklarda Görülen Cinsel İçerikli Oyun
Ve Davranışlar
Evcilik oyunu:
 •Doktorculuk
 •Sakin yerlerde birbirini inceleme
 •Argo ve küfür
 •Karsı cinse özgü tavır ve davranış
sergileme
 •Mastürbasyon

ÇOCUKLAR BU OYUN VE DAVRANIŞLARI
SERGİLEDİKLERİNDE NASIL
YAKLAŞABİLİRİZ?
Cinsel içerikli davranışların ilgi çekme ve
meraktan kaynaklandığını
unutmamalıyız!
 Hemen tepki vermek yerine çocuğun
neden bu davranışı yaptığını anlamaya
çalışabiliriz.
 Azarlamak cezalandırmak sorunu yok
etmez aksine ilgi odağı haline getirir.

CİNSELLİĞİN ÇOCUKLARDAN
GİZLENMESİ NEDENLERİ :
Cinsel ilgiyi zamanından önce uyandırmaktan
korkma
 Cinsel dürtüyü bastırmak isteme
 Dikkati çekmeyerek cinselliğe ilgi
göstermelerini engelleme
 Utangaçlık

CİNSELLİĞİN GİZLENMESİ SONUCU
ÇOCUKTA ORTAYA ÇIKAN
DAVRANIŞLAR
Yanlış davranış ve tutumlar oluşabilir.
 Cinsel bilgiyi çevreden yanlış olarak öğrenebilir.
 Ailenin cezalandırıcı tutumuna karşı isyankâr
olabilir veya içine kapanabilir.
 Aile bu konularda yasaklar koymak yerine
ergenin merakını karşılamalıdır.

ZİHİNSEL ENGELLİ BİREYLERE CİNSEL
EĞİTİM VERİLMESİNİN YARARLARI
Sosyal becerileri arttırmak,
 Haklarını koruma/savunma becerilerini
geliştirmek,
 Daha fazla bağımsızlık sağlamak,
 Vücut bakımı ve hijyeni sağlamak,
 Kendi cinselliği ile ilgili daha fazla sorumluluk
alma yeterliğini kazandırmak,


Cinsel istismara maruz kalma, cinsel
yolla bulaşan hastalıklara yakalanma
yada hamile kalma riskini en aza
indirmek,

Cinselliğini ifade etmek üzere daha
kabul edilebilir davranış geliştirme ve
uygun olmayan davranışları azaltmaktır.
ÇOCUKLARA CİNSELLİĞİ NASIL
ANLATABİLİRİZ?

Yaşa ve ihtiyaca uygun açıklama yapmak
gerekir.

•Cinsel sınırlar

•İyi bir model

•Basit ve anlaşılır bir dil

Anne-babanın bilgi verme görevini
yönlendirecek olan, çocuğun sorularıdır. Çocuk
soru sormuyorsa bunun sebebi, önceki
denemelerde reddedilişleri ya da baştan savma
cevapların verilmiş olmasıdır. Bu durumda, kimi
çocuklar bu konunun yasak olduğunu,
ilgilenilmemesi gerektiğini; kimileri yetişkinlerin
kendilerini ciddiye almadığını; kimileri de başka
kaynaktan alınan bilgilerin aileden saklanması
gerektiğini düşünürler.

Tüm yaşlarda sorulan cinsel sorular için en
önemli nokta, anne-babanın soruları cevaplama
anındaki tutumlarıdır. Çocuğu kesinlikle
ayıplamamak, azarlamamak, susturmamak
gerekir. Bu şekilde davranıldığında çocuk, bu
soruların sorulmaması gerektiği fikrine kapılır ve
cevapları başka kişilerde arayabileceği gibi
gözetleme veya deneyler yapma yollarına da
başvurabilir. Bu da cinsel eğitimin anne babanın
kontrolünden çıkması, bir anlamda istenmeyen
bir yöne gitmesi demektir. Oysa her aile
çocuklarına kendi aile yapısı ve kültürü
doğrultusunda bir cinsel eğitim vermek ister.
ERGENLİK DÖNEMİNDE AİLE İÇİ
İLİŞKİLER

Ergen bağımsızlık isteği doğrultusunda
anne, baba ve ailedeki diğer büyükleriyle
bazı tartışmalar yaşayabilir.

Bu çatışmalar genellikle gündelik
konulardadır; kiminle arkadaşlık
edileceği, zamanın nasıl geçirileceği, ne
yeneceği, ders çalışmanın nasıl olacağı
gibi.

Sorunlar karşılıklı birbirini dinlemeyle,
kızgınlığa ve kırgınlığa düşmeden,
hoşgörü ve yapıcı konuşmayla
çözülebilir.

Zamanını daha çok ev dışında geçirmeye
çalışacak ve nerede olduğunun sorulması
da onu rahatsız edebilecek.
Gidilecek yerler ve dönüş saatlerinin
tartışılması sancılı olabilir. Nereye
gittiğinin ve ne zaman döneceğinin
konuşulmasını bir denetim olarak
düşünebilir.
 Oysaki bu birlikte yaşayan insanların
birbirlerine saygılarının gereğidir ve aile
üyelerinin birbirlerini önemsediğinin bir
göstergesidir.


Büyüklerin önerilerini kendine
yönelik aşırı karışmalar olarak
algılayabilir.

Ergenlik döneminde kendi kararlarını
vermek ve bir an önce özgür olmak
isteyebilir.
AİLE ŞİKAYETLERİ



Hırçınlaştı. Ders çalışmıyor. Sorumluluk
duygusu yok. Canım sıkılıyor diyor. En
küçük isteklerini sert bir dille bildiriyor.
Kardeşlerini kızdırmaktan zevk alıyor.
Okuduğunu anlamıyor gibi. Durgunlaştı,
dalgınlaştı. Çabuk karamsarlığa düşüyor.
Ara sıra hiç yoktan huysuzlaşıyor. Sert
karşılıklar veriyor.
İleri derecede alıngan. Derslerinde gene
başarılı ama oyuna, eğlenceye çok düştü.
Olur olmaz her şeye ağlıyor. Evde huzursuz
dışarıda sıkılgan.

Her istediğini yaptırmak istiyor. Aşırı
süsleniyor. Siz bana karışmazsınız diyor.
Babasından çekindiği için dolambaçlı yollara
sapıyor.

Derslerinde başarılı. Hiç sorun çıkartmayan
bir çocuk. İki kez okula gitmemiş.
Arkadaşlarıyla gezmiş. Sorunca yalan
söyledi. Bu davranışı bizi çok şaşırttı.

Çok harçlık istiyor. Çok geziyor, eve girmek
istemiyor. Spora çok düştü. Derslerine boş
veriyor. Banyoya sokamıyoruz. Ellerini bile
yıkatamıyoruz. Saçını kestiremiyoruz.

Son derece asi ve hırçın olmaya başladı.
Başına buyruk olmak istiyor. Dayak, kötü
söz, tatlı söz hiçbiri sonuç vermiyor. Bir
psikologla mı görüşmeliyim?
ERGENLERİN ŞİKAYETLERİ

Büyüklerin anlayışsızlığı ve baskısı,
onur kırıcı davranışlar

Arkadaş edinmede güçlük, Ana-babanın
arkadaş seçimlerine karışmaları, Kız
erkek arkadaşlığının olmaması,

Kız erkek arkadaşlığının aile ve çevre
tarafından anlaşılmaması ve karşı
çıkılması

Boş zamanlarını etkin bir biçimde
değerlendirecekleri yerlerin, olanakların
olmaması

Evde ve okulda dayağın bir eğitim aracı
olarak kullanılması

Cinsel sorunlarını aile üyeleriyle
konuşamamak

Çocuk yerine konmak, ana-babaya karşılık
verememek

Yeni tanıştıkları insanlarla rahat
konuşamamak

Kendine güven duymamak, sık sık yaptığı
hatalardan dolayı utanmak

Ölüm korkusu, dini konulara aşırı eğilim,
neyin doğru neyin yanlış olduğunun
araştırılması

Dikkati toplayamamak, Ders çalışırken
zamanını iyi değerlendirememek

Ders çalışmasını engelleyecek birçok yan
uğraşların olması
 ÇOCUK
İHMALİ NE
DEMEKTİR?
 ÇOCUK
İSTİSMARI NE
DEMEKTİR?
ÇOCUK İHMALİ
 Çocuğun sağlığı, fiziksel veya
psikolojik gelişimi için gerekli
ihtiyaçların karşılanmaması
“Çocuk İhmali” olarak
tanımlanmaktadır.
 Çocuğun
sağlığını, fizik ve
psikolojik gelişimini olumsuz
etkileyen, bir yetişkin, toplum ya
da devlet tarafından bilerek ya da
bilmeyerek yapılan hareket ya da
davranışlara “Çocuk İstismarı”
denmektedir

Çocuk ihmali genelde ailenin, ilgili kurumların
yada devletin çocuğa karşı en temel
sorumluluklarını yerine getirmemesidir.

Bütün olarak toplum, kurumlar, bireyler
tarafından gerçekleştirilen ihmal davranışı,
çocukların hak ve özgürlüklerinden yoksun
bırakılması sonucunda onların en üst düzeyde
gelişimlerini engelleyici davranışlar ortaya çıkar.
Çocuk İhmali: Çocuğun beslenme,
barınma, giyim, hijyen, oyun, eğitim, güvenlik
ve sağlık hizmetini sağlama görevinin
reddedilmesi ya da yerine getirilmemesidir.
 Fiziksel ya da duygusal sağlığa bilinçli ve
isteyerek zarar verildiği taktirde "AKTİF";
bilgisizlik, olanaksızlık, umursamazlık gibi
nedenlerle oluşursa "PASİF" çocuk ihmalidir.

Aktif istismar ise anne-baba, bakıcının
çocuğa zarar vermesi, bilerek ve isteyerek
fiziksel zarar verme, kötü beslenme, cinsel
istismar, çıkar için kullanma, çocuğun fiziksel
ve zihinsel gelişimini kısıtlayıcı faaliyetleri
içerir.
 İhmal ve istismarı birbirinden ayıran en temel
nokta; istismar aktif, ihmal ise
pasiftir.İstismarda davranış vardır, ihmalde
eylem yoktur.


İstismar türleri içinde fiziksel istismar
belirlenmesi ve tanımlanması en kolay
olanıdır.

Çocukların bedensel, zihinsel ya da ruhsal
sağlıklarına zarar veren, gelişimlerini
engelleyen tutum ve davranışlar çocukları 5
şekilde örseleyebilmektedir.

Fiziksel: Bir erişkinin itaati sağlama,
cezalandırma ya da öfke boşaltma amacı ile
elle ve/veya aletle çocuğun vücudunun
herhangi bir yerine iz bırakacak şekilde
şiddet uygulayarak çocuğa bir zarar
verilmesidir. Bu dövülme, yanma, ısırılma vb.
yollarla olabilir. Sadece dayak değil, çocuğu
yaralayan, vücudunda iz bırakan, kaza
dışındaki her türlü eylem "Fiziksel
İstismardır".

Cinsel: Çocuğun kendisinden en az 4 yaş
büyük bir kişi tarafından cinsel haz amacı ile
zorla ya da ikna edilerek cinsel etkileşime maruz
bırakılmasıdır. Çocuğun rızası olsun olmasın
ırzına geçilmesi, cinsel organlarının ellenmesi,
müstehcen sözlere maruz bırakılması, yetişkinin
cinsel organlarını okşamaya yöneltilmesi veya
zorlanması, çocuğun pornografide ya da fuhuşta
kullanılması, çocuğa pornografik materyal
izlettirilmesi, teşhircilik vb. gibi davranışlara
maruz bırakılması "Cinsel İstismardır".

Duygusal: Çocuğun içgörüsünü ya da
duygusal bütünlüğünü bozan her türlü eylem ya
da eylemsizliktir. Reddetme, terketmeyle tehdit
etme, yalnız bırakma, aşırı koruma, aşırı
hoşgörü, baskı, sevgiden ve uyarandan yoksun
bırakma, sürekli eleştiri, aşağılama, tehdit,
korkutma, yıldırma, suça yöneltme, suçlama,
yok sayma, çocuğun yaşına ve özelliklerine
uygun olmayan beklentiler içinde olma, çocuğu
aile içi uyuşmazlıklarda taraf tutmaya zorlama,
aile içi şiddete tanık etme vb. davranışlar
“Duygusal İstismardır”.

Anne babası tarafından sürekli eleştirilen,
aşağılanan, sevgi ve ilgi ihtiyacı yeterince
karşılanamayan çocuklar, yetişkin
olduklarında pasif kişilik özelliklerine sahip,
kendine güveni olmayan ve anti-sosyal
davranışlar gösteren kişiler olabilir.

Ekonomik: Çocuğun gelişimini engelleyici,
haklarını ihlal edici işlerde ya da düşük
ücretli iş gücü olarak çalışması veya
çalıştırılması "Ekonomik İstismardır".
RİSK FAKTÖRLERİ
RİSK FAKTÖRLERİ
Bireysel
Ailesel
Çevre-Toplum
Okul
Bireysel
Ailesel
Çevre-Toplum
Okul
RİSK ALTINDAKİ ÇOCUK
RİSK FAKTÖRLERİ
AİLEYE AİT ÖZELLİKLER
Tek ebeveynle yaşama,
Parçalanmış aile,
Bağımlı anne-baba,
Kronik hastalığı olan bireyin varlığı,
Bedensel/zihinsel engelli bireyin varlığı,
Aile içi şiddet,
Aile üyelerinden bir/birkaç kişinin suç işlemiş olması,
Ailenin düşük ekonomik durumu,
Aile içi iletişim sorunları,
Ebeveyn-ergen arasındaki ilişki problemleri,
Ebeveynlerin ergenin gelişimini/okul/arkadaş ilişkilerini
izlememesi
Ebeveyn-ergen arasındaki otorite problemleri
RİSK ALTINDAKİ ÇOCUK
RİSK FAKTÖRLERİ
YAŞADIĞI ÇEVREYE AİT ÖZELLİKLER
Kültürel ahlaki yapısı,
Suç işleme oranının yüksek/hoş görülüyor olması,
Madde kullanım oranının yüksek/hoş görülüyor olması,
Şiddet oranının yüksek/hoş görülüyor olması,
Yasa dışı madde/silah vb. kolay ulaşılabilmesi,
İşsizlik oranının yüksek olması,
Göç oranının yüksek olması,
Yoksulluk oranının yüksek olması,
Sosyal olanakların azlığı.
RİSK ALTINDAKİ ÇOCUK
KORUYUCU FAKTÖRLER
AİLEYE AİT ÖZELLİKLER
Sıcak ve destekleyici ebeveyn-ergen ilişkisi,
Tutarlık ve disiplin,
Uygun rol modeli olma,
Aile işlevselliği,
Ebeveynlerle sık ve süreğen yapılan ortak aktivite,
Ebeveynlerin ergenin gelişimini/okul/arkadaş
ilişkilerini izlemesi.
RİSK ALTINDAKİ ÇOCUK
RİSK FAKTÖRLERİ
YAŞADIĞI ÇEVREYE AİT ÖZELLİKLER
Güvenli yakın çevre,
Olumlu komşuluk ilişkileri,
Etkin problem çözme becerilerinin uygulanması,
Yardım arayışlarına ve destek hizmetlerine kolay
ulaşılabilirlik,
Okul dışı sosyal, sanatsal ve sportif faaliyetler
Duygusal istismar ve ihmalin gerçekleştirilmesinde, ebeveynlik becerilerindeki
yetersizlikler ve anne babanın yaşadığı sorunlar rol oynamaktadır.
Duygusal istismar ve ihmalde bulunan annenin çocuklarına yeterli bakım
sağlamamasının nedeni ise çocuklukta yaşadıkları istismar öyküsü
gösterilmektedir. Bu anneler duygularını düzenlemekte ve çevreleriyle uygun
iletişim kurmakta zorlanmaktadırlar.
Fiziksel ve duygusal istismar yaşantısının çocuk
üzerindeki etkilerini belirleyen faktörler







İstismarın başlangıcı, süresi, sıklığı: istismar erken yaşta
başladığında, uzun süre devam ettiğinde, ve daha sık yaşandığında
daha yoğun etkiler yaratacağı söylene bilir.
Travmanın ve zorlamanın derecesi: istismar ne kadar yoğunsa
etkilerinin de o kadar yoğun olacağı söylene bilir.
Çocuğun yaşı ve gelişim düzeyi: çocuğun gelişim düzeyi arttıkça
yaşananlarla baş etmede daha az zorlanacağı söylenebilir.
Çocuk ile istismarcı arasındaki ilişkinin yakınlığı: yakınlık derecesi
artıkça çocuğun etkilenme düzeyi artar.
Ailesinin tepki ve derecesi: Aile üyelerinin yaşananlarla ilgili
destekleyicimi yoksa reddedici mi olacağı önemlidir.
Tıbbi ve psikolojik müdahale olanakları ve niteliği: bu olanakların
durumu da istismar sonrası iyileşmede belirleyici olabilir.
Yasal süreçlerin durumu: çocuğun korunması ve istismarı yapan
kişinin cezalandırılması yönündeki süreçlerin nasıl işlediği de
önemlidir.
CİNSEL ÇOCUK İSTİSMARI NEDİR?

BİR YETİŞKİNİN CİNSEL HAZ DUYMA AMACIYLA ÇOCUĞUN
CİNSEL ORGANLARINA DOKUNMASI, IRZINA GEÇMESİ,
TEŞHİRCİLİK YAPMASI VE ÇOCUĞUN PORNOGRAFİ ARACI
OLARAK KULLANILMASI GİBİ DAVRANIŞLARI KAPSAMAKTADIR.
GENELLİKLE İSTİSMARCILAR YETİŞKİN,
KURBANLAR ÇOCUKTUR
Cinsel istismara maruz kalan çocukların yaşa göre dağılımları
incelendiğinde; %30'unun 2-5, %40'ının 6-10, %30'unun 11 - 17
yaş grubunda olduğunu görüyoruz. Bir başka deyişle olguların
%70'ini küçük yaş grubu oluşturmaktadır. İstismarcıların %96'sı
erkek, %80'i de çocuğun tanıdığı birisidir.
ÇOCUKLAR YAŞADIKLARINI NEDEN SÖYLEMEZLER?
·
·
·
·
·
·
·
·
·
Kendilerine inanılmayacağından korkarlar.
Başlarının belaya gireceğinden korkarlar.
İstismarcının tehditlerinden korkarlar.
İstismarcıyı korumak isteyebilir, sevebilir ama yaptıklarını sevmezler.
Nasıl anlatılacağını bilmeyebilirler.
Cinsel davranışların yanlış olduğunu bilmeyebilirler.
Arkadaşları tarafından dışlanabileceklerinden korkarlar.
Homoseksüel olarak adlandırılabileceklerinden korkarlar.
Büyüklerle (otorite figürleriyle) cinsel
konuları konuşmaktan utanırlar, korkarlar.
· Gammaz olarak adlandırılmak istemezler.
· Iyi çocukların cinsellikle ilgili sözcükleri kullanmasının doğru olmadığı
söylenmiştir.
ÇOCUKLAR
SONUNDA NASIL
SÖYLERLER?
İstismarın derecesi, sıklığı artar ve çocuğu korkutursa, Cinsel
istismardan korunmayla ilgili bilgi alırsa ve kendisine yapılanın
doğru olmadığını fark ederse ve söylenmesi gerektiğini
öğrenirse, Çocuklar sırlarını en yakın arkadaşları ile paylaşmak
isteyebilirler.
Kardeşleri kendisinin ilk istismar edildiği yaşa gelmişse onları
korumak maksadıyla, Ergenliğe gelmişse hamilelikten korkar
ya da istismarcının baskısından kurtulmak için, Çocuk
güvenebileceği ve kendisi ile yakından ilgilenen bir yetişkinle
karşılaştığı zaman, Fiziksel bir yakınması (üriner enfeksiyon
vb.) sonrası doktora gittiğinde.
CİNSEL İSTİSMARA MARUZ KALAN ÇOCUKLARDA
GÖRÜLEBİLEN BELİRTİLER NELERDİR?
1-Tekrarlayıcı, rahatsız edici düşünceler, Olayla ilgili kabuslar,
Uykuya dalma güçlüğü (karanlık olayı çağrıştırabilir ya da
kabus göreceğini düşündüğü için uyumak istemez), öfke
patlamaları, konsantrasyon güçlüğü, İlkokul sonrası ve
adolesanlarda flashback’ler (olay anını yaşıyormuş gibi
hissetmeleri-durumu çıldırmış gibi hissettikleri şeklinde
açıklarlar),
2-Yaşına uygun olmayan cinsel davranışlar, Cinsel davranışlarda artma,
masturbasyon, Yaşadıkları cinsel travmayı yeniden yaşama ve tekrarlama
eğilimi: cinsel oyunlar oynama, erişkinleri ayartıcı davranışlarda bulunma
gibi, Cinsel kimlik bozuklukları, Cinsel işlev bozuklukları, Cinsel istismara
uğrayan çocukların %50'sinde travma sonrası stres bozukluğu görülmekte,
depresyon, düşük benlik saygısı, intihar davranışları, damgalanmışlık hissi,
alkol ve madde kötüye kullanımı eşlik edebilmektedir.
-Cinsellik veya seks konularına anormal ilgi gösterme veya
tamamen ilgisiz kalma.
-Uyku sorunları veya kabus görme.
-Depresyon veya arkadaşlardan, aile fertlerinden
uzaklaşma.
-Vücutlarının kirli olduğu veya cinsel organları bölgesinde
bir sorun olduğu gibi düşüncelere sahip olma.
-Okula gitmeyi istememe.
-Normalin dışında yaramazlık yapma/ söz dinlememe.
-Yaptığı çizimlerde, oynadığı oyunlarda cinsel tacizi
andıran resimler yapma/oyunlar oynama.
-Anormal bir şekilde saldırgan olma.
Cinsel İstismarın Sonuçları




Zedelenmiş cinsellik: Cinsel istismara
uğramış çocukta cinsel duygu ve tutumlar
normal gelişimlerinden sapabilir ve uygun
olmayan biçimler alabilirler.
İhanet duygusu: İstismarcı çocuğun ona
duyduğu güvenin sarsılmamasına ve
çocukta ihanete uğrama duygularının
yerleşmesine neden olacaktır.
Acizlik: İstek ve iradesi dışında cinsel
amaçlı kullanıldığı ve bunu
engelleyemediği zaman çocuk kendini
çaresizlik ve acizlik duyguları içinde
bulacaktır.
Damgalanmak: Çocuğun cinsel istismar
olayına eşlik eden “kötülük, utanç,
suçluluk” gibi kavramlar zamanla onun
benlik algısına karışır ve kendini böyle
algılamaya başlar

YANLIŞ

Çocuklar cinsel istismarı hayal
güçlerinin genişliği nedeniyle
uydururlar.

Yaşanmış bir iki olay önemli
değildir. Çocuklar olan biteni çabuk
unuturlar.

Olayı provoke eden çocuklar, Şirin
ve cazip kız çocuklar, Evden kaçan
çocuklar, İhmal edilmiş çocuklar
potansiyel kurbanlardır:

İstismarcılar genellikle yaşlı ve
yabancı erkeklerle sokaktaki
hırpani serserilerdir.

Parklar, genel tuvaletler, ıssız
sokaklar, karanlık yerler, boş inşaat
sahaları tehlikeli bölgelerdir.

DOĞRU

Çocuklar bu konuda genellikle yalan
söylemezler. İlk kural çocuğa
inanmak olmalıdır.

Bir kez olan ya da tekrarlayan cinsel
istismar çocuğun ruhsal ve fiziksel
sağlığı açısından ciddi derecede
zarar vericidir.

Kurbanlar her sosyo-ekonomik ve
her sosyo-kültürel gruptan gelen kız
ve erkek çocuklar olabilir.

Olguların %80-95’inde fail 20-40
yaşları arasındaki, kurban
tarafından tanınan evli ve çocuklu
erkeklerdir.

Olayın olduğu yer genellikle ev,
okul, ev ile okul arasındaki yol gibi
çocuğun içinde bulunduğu yakın
çevresidir.
Cinsel sömürüye uğrayanlara nasıl
yardım edebilirsiniz?






yapacağınız en iyi şey onu dinlemeye hazır olduğunuzu göstermeniz,
onu dinleyerek inandığınızı,
bunun onun suçu olmadığını,
olanlardan dolayı üzüldüğünüzü,
yardıma hazır olduğunuzu belirtmektir.
Bu durumu yaşayan bir genç veya çocuk olduğunda en iyisi güvenilen
bir yetişkini durumdan haberdar etmektir.
Çocukların Güvenliklerinin Sağlanması
Konusunda Öneriler

Güvenliklerini sağlamayı öğretin: Çocuklara güvende
olma hakları olduğunu ve kimsenin bunu ellerinden
alamayacağını söyleyin.

Bedenlerini korumayı öğretin: Çocuklara bedenlerinin
kendilerine ait olduğunu, özellikle mayo ile kapatılan
bölgelerin çok özel bölgeler olduğunu ve kimsenin bu
bölgelere dokunmaya haklarının olmadığını anlatın.

Hayır demeyi öğretin: Çocuklara herhangi birisi onları
incitmeye kalkarsa “Hayır” demeleri gerektiğini söyleyin.
Çünkü birçok çocuğa büyüklerin söylediklerine itaat
etmeleri öğretilmiştir.

Yardım istemeyi öğretin: Birisi onlara kötü, rahatsız edici
bir şey yaparsa arkadaşlarından ya da büyüklerden
yardım istemeyi öğretin. Yardım istediklerinde onlara
kızmayacağınızı söyleyin.

Onlara inandığınızı öğretin: Çocuğunuza inanın eğer
yardım istiyorsa bunu geri çevirmeyin. Çocuklar bu
konularda çok ender yalan söylerler.

Sır saklamasını öğretin: Çocuklarınıza bazı sırların hiçbir
zaman saklanmaması gerektiğini söyleyin. Onlara
söylemeleri gerektiğini ve istemeseler dahi bunların
açıklanması gerektiğini anlatın.

Dokunulmayı
reddetmeyi
öğretin:
Çocuklarınıza
kendilerinin ellenmesi ve öpülmesi durumunda eğer
hoşlanmıyorlarsa bunu reddetmelerini söyleyin. Eğer birisi
eller ve bunun sır olarak saklanması gerektiğini söylerse
mutlaka size bildirmesi gerektiğini anlatın.

Yabancılarla
konuşmamayı
öğretin:
Çocuklarınıza,
güvenliklerini korumak için gerekirse kendilerine zarar
veren kişiden kaçmak, yüksek sesle bağırmak ve onu
tekmelemek
gibi
bazı
kural
dışı
davranışlarda
bulunabileceklerini anlatın.
CİNSEL TACİZDEN KORUNMA İPUÇLARI
Cinsel tacizi önlemenim en iyi yolu, böyle bir
durumun yaşanabileceğinin farkında olmak
ve kendimizi, çocuklarımızı bu konuda
bilgilendirmektir.
 Tüm insanların vücutları üzerinde karar
vermeye hakları vardır.
 Çocuklar hangi durumu cinsel taciz olarak
algılayacaklar, böyle bir durumda ne
yapmalılar anlatmalıyız.


Cinsel tacize uğramış bir kişinin güvendiği
kişiden destek alması, tacizin şiddetini ve içinde
bulunduğu riski değerlendirebilmesi açısından
önemlidir.

Bu tip eğilim hissedilen kişilere karşı mesafeli
davranmak, oradan uzaklaşmak ve yalnız
kalmamak önemlidir.

Bu durumun devam ettiği durumlarda polis ve
güvenlik görevlilerinden yardım almak ve hukuki
yollara başvurmak gerekmektedir.
Download