evrim 11

advertisement
Hafta 11: Türlerin Kökeni
Prof. Dr. Mustafa SÖZEN
ZKÜ Fen-Ed. Fak.
Biyoloji Bölümü
Türlerin Kökeni
• Tür nedir?
• Yeni türler nasıl oluşur?
• Allopatrik türleşme fiziksel olarak bir birinden ayrı
populasyonlarda gerçekleşebilir.
• Simpatrik türleşme aynı alanda yaşayan populasyonlarda
gerçekleşir.
• Ekolojik izolasyon farklı populasyonları aynı alandaki farklı
habitatlara sınırlar.
• Kromozom sayısındaki değişiklikler bir populasyonun ani
üreme izolasyonu kazanmasına neden olabilir.
• Bir türde zaman içinde ortaya çıkan değişiklikler fosil
kayıtlarda görünür bir “türleşmeye” neden olur
• Adaptif yayılma süresince bir tür pek çok tür oluşturabilir
• Türler Arasındaki Üreme İzolasyonu Nasıl Sürdürülür?
Tür nedir?
• Dünyada niçin bu kadar çeşitli organizma vardır? Darwin
evrimin bu kompleksliği nasıl oluşturduğunu belirtmesine
rağmen; yaşamın çeşitliğini tam olarak açıklayamadı.
• Özellikle doğal seleksiyon, kendi başına canlıların farklı
gruplara bölündüğünü açıklayamamaktadır.
• Büyük kedilere baktığımız zaman farklı kaplan fenotiplerinin
aslanlara dereceli bir şekilde girdiğini göremeyiz. Biz aslan
ve kaplanları farklı olarak görürüz; fakat karakter
çakışmalarını göremeyiz.
• Her bir farklı grup tür olarak bulunur.
Tür nedir?
• Hawai Adaları’nda yüzlerce salyangoz türü yaşamaktadır.
Bunlar kabuklarındaki farklılıklarıyla birbirlerinden ayrılırlar.
• Fosil kayıtları bir çok jenerasyon boyunca kabuk biçimlerinin
farklılığını koruduğunu ortaya koymuştur.
• Bir yerde bu kadar benzer; fakat farklı türlerin çoğalmasına
ne yol açmış olabilir? Hawai adasında bu kadar farklı
salyangoz türü ortak bir atadan nasıl dallanmıştır?
Tür nedir?
• Türün orijinini araştırmadan önce bir türün ne olduğuna
kesin olarak karar vermek zorundayız.
• İnsanlık tarihi boyunca çeşitli tür tanımları yapılmış fakat bu
tanımlar türü tanımlamakta yetersiz kalmıştır.
• Genel olarak hızlı bir görsel karşılaştırmayla türleri
birbirinden ayırabiliriz.
• Örneğin kargalar, ördeklerden açık bir şekilde farklı olan
kartallardan belirgin bir şekilde ayrılır.
• Ancak karga, kartal veya ördek türlerini birbirlerinden
ayırmak daha zordur. Bilim adamları bu ince ayrımı hangi
standarda göre yaparlar.
Tür nedir?
• Bugün geçerli olan tür tanımı biyolojik tür tanımıdır:
• Belli bir zaman süresince belli bir coğrafi alanda yaşayan,
doğal şartlarda kendi aralarında verimli döller verebilen ve
başka gruplarla verimli döller veremeyen bireylerin
oluşturduğu populasyonlara (gen havuzlarına) “tür” denir.
Tür nedir?
• Bu tanımdaki en önemli kriter; türler arasındaki üreme
izolasyonudur.
• Bu yüzden bu tanımı eşeysiz üreyen, yani karşılıklı
üremeyen organizmalara uygulamak zordur. Bu sınırlamaya
rağmen pek çok bilim adamı biyolojik tür tanımını ve eşeyli
üreyen organizma türlerini birbirinden ayırmada başlıca
kriter olarak üreme birliği olgusunu kabul etmektedir.
Tür nedir?
• Biyologlar, görünümdeki farklılıkların her zaman iki
populasyonun farklı türlere ait olduğunu göstermediğini
belirlemişlerdir.
• Örneğin 1970’lerde yayınlanan arazi kılavuzları Myrtle
ötleğeni (Dendroica coronata coronata) ve Audubon
ötleğeni (Dendroica coronata auduboni)’ni (Şekil) ayrı türler
olarak listelemekteydi.
• Bu kuşların yayılış alanları ve boğaz bölgesinin renkleri
farklıdır. Ancak son yıllarda bilim adamları bu kuşların
sadece aynı türün lokal alttürleri olduğuna karar verdiler.
• Bunun nedeni bu kuşların yayılış alanlarının çakıştığı
bölgelerde karşılıklı üremesi ve ebeveynleri gibi fertil
yavrular üretmeleridir.
http://farm3.static.flickr.com/2204/2091939177_25383caf7a.jpg
http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/1/1
e/Dendroica_coronata_auduboni.jpg
• Karşılıklı üreme en önemli tür kriteridir. Myrtle ötleğeni (Dendroica
coronata coronata) (a) ve Audubon ötleğeni (Dendroica coronata
auduboni)’in (b) eskiden ayrı türler oldukları düşünülüyordu; ancak şimdi
sadece yaygın bir türün lokal alttürleri olarak kabul edilmektedir.
Yeni Türler Nasıl Oluşur?
• Darwin hiçbir zaman türleşme ile ilgili tam bir mekanizma
ortaya koymadı. Darwin yapmadıysa daha sonra kim yaptı?
Türleşme ile ilgili en açık mekanizmalar, Harward
Üniversitesinden Ernst Mayr (1905–2005) tarafından ortaya
konmuştur. Araştırıcı türleşmeyi iki faktöre dayandırmıştır:
– (1) İki populasyonun izolasyonu ve
– (2) genetik farklılaşma.
Yeni Türler Nasıl Oluşur?
• 1. Populasyonların izolasyonu. İki populasyonun tekrar
karşılaştıklarında karşılıklı üreyemeyecekleri kadar bir süre
bir birinden ayrı kalmasıdır.
• Daha sonra bunlar arasında nispeten az miktarda gen akışı
olabilir. Büyük miktarda gen akışı olursa bu durumda bir
populasyondaki genetik değişiklikler diğerinin içinde de
yayılır.
Yeni Türler Nasıl Oluşur?
• 2. Genetik farklılaşma. İki populasyonun izole olması yeterli
değildir. Bunlar izolasyon periyodu süresince yeteri kadar
genetik farklılık evrimleştirebilirlerse farklı türler olacaklardır.
• Bu genetik farklılıklar nedeniyle artık üreyemeyecekler ya
da bir araya gelseler bile verimli döller verebilecek yavrular
oluşturamayacaklardır.
• İzole olan populasyonlar küçükse genetik sürüklenme ile
değişim olayları çok daha önemli genetik farklılıklar
oluşturabilir.
• Hem küçük hem de büyük populasyonlar farklı çevrelerdeki
farklı çevresel baskılarla büyük genetik farklılıkların evrimini
ön plana çıkarabilir.
Yeni Türler Nasıl Oluşur?
• Evrim üzerinde çalışan biyologlar yeni türlerin orjini ile ilgili
farklı mekanizmalar ileri sürmüşlerdir. Bu mekanizmaları iki
ana kategoride toplamak mümkündür:
– (1) allopatrik türleşme; iki populasyon coğrafi olarak birbirlerinden
ayrılmıştır ve
– (2) simpatrik türleşme; iki populasyon aynı coğrafi alanı
paylaşmaktadır (Şekil).
• İki türleşme modelinde de gen akışı izolasyonu hayati önem
taşımaktadır. Gen akışı izolasyonu hem allopatrik türleşme
hem de simpatrik türleşmenin anahtarıdır.
•
•
Allopatrik
ve
simpatrik
türleşme.
Allopatrik türleşmede. (a) Tek bir tür (beyaz
fare) nispeten homojen bir habitatı işgal
eder. (b) Bir coğrafi engel habitatı iki
parçaya ayırır. Tür iki izole populasyona
bölünür. (c) Genetik sürüklenme ya da farklı
çevresel baskılar iki populasyonu genetik
olarak değişmeye zorlar. (d) Bariyer
kalkarsa, iki populasyonun üyeleri aynı
habitatı paylaşır. Eğer iki populasyon
arasındaki genetik farklılıklar üremeye
engelse, iki populasyon üreme bakımından
birbirinden izole olmuştur. Bu durumda iki
populasyon farklı türleri oluşturur.
Simpatrik türleşmede. (a) Tek bir tür (beyaz
fare) nispeten homojen bir habitatı işgal
eder. (b) İklim değişiklikleri ya da diğer
faktörler iki farklı habitat oluşturur. Habitatlar
arasında geçişi engelleyecek bariyer yoktur.
(c) İki habitattaki farklı çevresel baskılar her
bir habitatta yaşayan organizmaların
genetik olarak farklılaşmasına yol açar. (d)
Yeterli
genetik
farklılıklar
üreme
izolasyonunu oluşturur. İki habitatta iki farklı
tür meydana gelir (Audesirk et al. 2002).
• Allopatrik türleşme fiziksel olarak birbirinden ayrı
populasyonlarda gerçekleşebilir
• Allopatrik türleşme iki populasyon bir diğerinden coğrafi
olarak izole olduğu zaman gerçekleşir.
• Bu populasyonlar nehir ya da okyanus gibi bariyerlerle
birbirinden ayrılabilirler.
• İki populasyonun birbirlerinden ayrılmasından sonra doğal
seleksiyon baskısı iki lokalitede farklı olursa ya da
populasyonlar genetik sürüklenmeye yol açacak kadar
küçükse daha sonra iki populasyon büyük genetik farklılıklar
oluşturacak ve farklı türler olacaktır.
• Simpatrik türleşme aynı alanda yaşayan
populasyonlarda gerçekleşir
• Simpatrik türleşme tek bir coğrafi alan içindeki türleşmeyi
ifade eder. Simpatrik türleşme allopatrik türleşmede olduğu
gibi gen akışının kesilmesini gerektirir. Belli bir alanda gen
akışının kesilmesi için iki mekanizma vardır.
• (1) ekolojik izolasyon
• (2) kromozomal değişiklikler.
• Ekolojik izolasyon farklı populasyonları aynı alandaki
farklı habitatlara sınırlar
• Aynı coğrafi alan, besin kaynakları ve yuvalanma alanları
gibi faktörler bakımından iki farklı habitat tipinden
oluşuyorsa tek bir türün farklı üyeleri bu habitatlardan biri ya
da diğeri üzerine özelleşebilir. Bu habitat özelleşmesinde
doğal seleksiyon, tek bir türü iki türe bölebilir.
• Ekolojik izolasyon farklı populasyonları aynı alandaki
farklı habitatlara sınırlar
• Rhagoletis (Şekil), bir Amerikan alıç ağacı parazitidir.
Yumurtalarını alıç ağacı meyvelerinin içine bırakır. Kurtlar
yumurtadan çıkar ve meyveyi yerler.
http://bugguide.net/images/raw/HZ2LZZNLIZC
L4RHHXZKH6RFZKRLHKRLHSZZHER1L4R
RHQZOLMZLHPRYZYLELKRELFLCZ4RHHQ
ZPL.jpg
• Ekolojik izolasyon farklı populasyonları aynı alandaki farklı
habitatlara sınırlar
• Yaklaşık 150 yıl önce Rhagoletis’in Avrupa’dan Kuzey Amerika’ya
sokulan elma ağaçlarını enfekte ettiğinin farkına varıldı.
• Bugün Rhagoletis’in iki türe ayrıldığı görülmektedir. Bunlardan bir tanesi
elma, diğeri de alıç ağacında yaşamaktadır. Elma ağaçları ile alıç
ağaçları birbirlerine çok yakındırlar.
• Sinekler iki ağaca da uçarak ulaşabilir (gen akışı kesilmez). Buna
rağmen elma sinekleri ile alıç sinekleri arasındaki üreme niçin olmuyor?
• Bunun için en azından iki sebep vardır.
• Birincisi dişiler genellikle kendileri gelişip olgunlaştıkları aynı tip
meyveler üzerine yumurta bırakmaktadırlar. Erkekler de geliştikleri
meyveler üzerinde kalma eğilimindedirler. Bu nedenle elmaya bağlı
erkekler elmaya bağlı dişilerle karşılaşır ve çiftleşir.
• İkincisi alıç meyveleri olgunlaştıktan iki ya da üç hafta sonra elmalar
olgunlaşmaktadır. Böylece bu iki meyvenin faklı zamanlarda
olgunlaşması sineklerin birbirleri ile karşılaşmasını engellemektedir.
Halen iki sinek tipi arasında çok az miktarda gen akışı olmasına rağmen
bunların türleşmede iyi bir yolda oldukları ortadadır.
• Kromozom sayısındaki değişiklikler bir populasyonun ani bir
üreme izolasyonu kazanmasına neden olabilir
• Bazı durumlarda yeni türler kromozom sayısındaki değişikliklerle
bağlantılı olarak oluşur. Bitkilerde yaygın bir türleşme mekanizması
poliploididir (Şekil).
• Burada her bir kromozomun bir çok kopyası bulunur. Bir çok hayvan ve
bitkinin çifter kromozoma sahip olduğunu ve bunun da diploid olduğunu
biliyoruz.
• Ara sıra özellikle de bitkilerde döllenmiş bir yumurta ikiye bölünmeden
kromozom sayısını iki katına çıkarır. Böylece oluşan son hücre
tetraploid olur. Burada her bir kromozomun dört kopyası vardır.
• Daha sonraki hücre bölünmeleri normal olursa oluşacak hücreler
tetraploid olur. Böylece de tetraploid bitkiler meydana gelir. Bunlar
sağlıklı bitkilerdir ve başarılı bir şekilde mayoz bölünme geçirirler.
Poliploidi ile türleşme.
Özellikle bitkilerdeki
kromozomal mutasyonlar
her kromozomun ekstra
kopyalarının bulunduğu
poliploidiyle sonuçlanabilir.
Örnek tetraploid bir
mutantın başarılı bir şekilde
kendi kendini
dölleyebileceğini (veya
diğer bir tetraploid birey ile
karşılıklı üreyebileceğini) ve
bunun sonucunda yeni
tetraploid bireyler
oluşacağını; tetraploid ve
normal diploid bireyler
arasındaki çiftleşmenin ise
sadece steril yavrular
oluşturabileceğini
göstermektedir. Böylece
tetraploid mutantlar diploid
atalarından üreme
bakımından izole olur ve
yeni bir tür oluşturabilir
(Audesirk et al. 2002).
• Kromozom sayısındaki değişiklikler bir populasyonun
ani bir üreme izolasyonu kazanmasına neden olabilir
• Buna karşın gametler diploidtir. Bu diploid gametler
birleştiğinde tetraploid yavrular meydana gelir. Bu nedenle
tetraploidlerin o türün başka tetraploidleri ile ya da pek çok
bitkinin yaptığı gibi kendi kendine döllenmeyle üremelerinde
problem yoktur.
• Buna karşın tetraploid bir birey, ebeveyn türe ait diploid bir
bireyle üremeye teşebbüs ederse, başarısız olur. Örneğin,
tetraploid bir bitkiye ait diploid bir sperm ebeveyn bitkinin
haploid bir yumurtasını döllerse oluşacak yavru triploid
olacaktır. Burada her bir kromozom üç kopya taşımaktadır.
Bir çok triploid birey büyüme ve gelişme sırasında problem
yaşar.
• Kromozom sayısındaki değişiklikler bir populasyonun
ani bir üreme izolasyonu kazanmasına neden olabilir
• Triploid birey normal gelişse bile triploid bir hücre mayoz
bölünmeye teşebbüs edeceği zaman bu başarısız olur.
Çünkü tek sayıdaki (üçer adet olan) homolog kromozonlar
çiftler oluşturamazlar. Bu bitki kısırdır.
• Mayoz başarısız olur ve sağlıklı gametler oluşturamaz.
Böylece tetraploid-diploid çiftleşmeler kısır olacaktır. Bu
nedenle tetraploid bitkiler ve kendi diploid ebeveynleri
başarılı bir şekilde çiftleşemeyen farklı bir üreme
kommunitesi oluşturacaklardır.
• Böylece tetraploidi ile yeni bir tür tek bir jenerasyonda
oluşabilir.
• Kromozom sayısındaki değişiklikler bir populasyonun
ani bir üreme izolasyonu kazanmasına neden olabilir
• Poliploidi ile türleşme bitkilerde yaygındır. Bir çok bitki ya
kendi kendini döller ya da eşeysiz veya her ikisi ile birden
çoğalır.
• Tetraploid bir bitki kendini döllerse yavru yine tetraploid
olacaktır. Eşeysiz oluşan yavrular genetik olarak birbirinin
aynısı ve tetraploiddir. Her iki durumda tetraploid bitki kendi
yaşamını sürdürür ve yeni bir tür oluşturur. Ancak bir çok
hayvan kendi kendini dölleyemez ya da eşeysiz üreyemez.
• Bu nedenle tetraploid bir hayvan tetraploid bir yavru
oluşturursa yavru diploid ebeveynlerin üyeleri ile çiftleşecek
ve yavrular triploid olacaktır. Bu yavrular kısır olur.
• Poliploidi ile türleşme bitkilerde oldukça yaygındır; çiçekli
bitki türlerinin neredeyse yarısı poliploiddir ve bunların da
çoğu tetraploiddir.
• Bir türde zaman içinde ortaya çıkan değişiklikler fosil
kayıtlarda görünür bir “türleşmeye” neden olur
• Türleşme mekanizmaları ve üreme izolasyonu hayatın
evrim ağacında bir tür ikiye ayrıldığında çatallanan dallara
neden olur (Şekil).
• Dallanmanın bu çeşidi evrimsel değişimin bir anahtar
kaynağıdır. Ancak zaman içinde bir türde meydana gelen
değişimler de önemlidir.
• Zaman ilerledikçe ve evrimsel değişimler biriktikçe bir türün
bireyleri çatallanmayla her hangi bir türleşme olmasa da
uzak atalarından oldukça farklı bir hale gelebilir; yani yeni
bir tür oluşmasa bile.
(Audesirk et al. 2002)
• Bir türde zaman içinde ortaya çıkan değişiklikler fosil
kayıtlarda görünür bir “türleşmeye” neden olur
• Bir biyolog yaşayan organizmaların iki populasyonu ile
karşılaştığında bu populasyonlar aynı alanda yaşıyorlarsa
iki populasyon arasında üreme izolasyonu olup olmadığını
test eder ve böylece türleri ayırır.
• Ancak paleontolog bunu yapamaz. Fosiller üreyemezler. Bu
yüzden bir fosilin diğer fosillerden üreme bakımından izole
olup olmadığına karar vermek zordur.
• Daha da ötesi farklı fosil organizmalar birbirlerinden
binlerce, hatta milyonlarca yıl uzakta yaşamış olabilirler.
• Ayrıca yaşlı bir organizma ile daha genç bir organizma
arasında herhangi bir dallanma veya türleşme olayının olup
olmadığını belirlemek mümkün değildir.
• Bu yüzden paleontologlar biyolojik tür kavramına bağlı
kalmadan fosil organizmaları türlere ayırmak zorundadır.
• Bir türde zaman içinde ortaya çıkan değişiklikler fosil
kayıtlarda görünür bir “türleşmeye” neden olur
• Nesli tükenmiş organizmalar arasındaki farklılıklar
karşılaştırıldığında bu farklılıkların dallanan evrim nedeniyle
mi, yoksa tek bir torun hattındaki değişimden mi
kaynaklandığına karar vermek çoğu zaman mümkün
değildir.
• Bu yüzden paleontologlar iki fosil tek bir evrimsel dalın farklı
zaman noktalarına ait olsa bile anatomik olarak farklı
görülen fosilleri farklı türler olarak isimlendirmektedirler.
• Adaptif yayılma süresince bir tür pek çok tür
oluşturabilir
• Bazı durumlarda bir tür nispeten kısa bir sürede pek çok
yeni tür oluşturabilir.
• Adaptif yayılma (uyumsal açılım) olarak adlandırılan bu
işleyiş, tek bir türün populasyonları çeşitli yeni habitatları
istila ettiğinde ve bu habitatlardaki farklılaşan çevresel
baskılara cevap olarak evrimleşir.
• Adaptif yayılma pek çok organizma grubunda pek çok defa
olmuştur. Adaptif yayılma normal olarak iki sebebin
birisinden kaynaklanır: Birincisi, bir tür istila edilmemiş
çeşitli habitatlarla karşılaşabilir.
• Adaptif yayılma süresince bir tür pek çok tür oluşturabilir
• Örneğin atasal Darwin ispinozlarının Galapagos Adaları’na
ulaşması, veya keseli memelilerin Avustralya’yı ilk istila
etmeleri, veya Malawi Gölü’ne atasal bir sihlid balık türünün
ulaşması (Şekil).
• Kendi türünün diğer bireylerinin haricinde rekabetçinin
bulunmadığı bu durumlarda ulaşılabilen bütün habitatlar ve
besin kaynakları ilk istilacılardan evrimleşen yeni türler
tarafından hızlı bir şekilde kullanılmaya başlar.
(Audesirk et al. 2002)
• Türler Arasındaki Üreme İzolasyonu Nasıl Sürdürülür?
• Türleşme olayında üremenin yani gen akışının
engellenmesi önemlidir.
• Bu olaya “üreme izolasyonu” denir.
• İzolasyon periyodu süresince genetik farklılaşma yeni bir
türün orijini için gerekli bir koşuldur.
• Karşılıklı üremeyi engelleyen yapısal ve davranışla ilgili
modifikasyonlar izolasyon mekanizmaları olarak
adlandırılır. Üreme izolasyonunu sağlayan mekanizmalar
Tablo’da özetlenmiştir.
Tablo 3.1. Üreme İzolasyonu Mekanizmaları
1. Çiftleşme önce izolasyon mekanizmaları (türler arası çiftleşmeleri engelleyen
mekanizmalar)
a. İki populasyon fiziksel bir bariyerler ayrıdır (coğrafi izolasyon)
b. Aynı genel alandaki farklı habitatları işgal eden populasyonlar arasında
üreme olmaz, yani potansiyel çiftler karşılaşmaz (ekolojik izolasyon)
c. Önemli şekilde farklı üreme sezonları olan populasyonlar arasında üreme
olmaz (üreme zamanına bağlı izolasyon)
d. Potansiyel üreme yeteneğinde olan çiftler karşılaşır, ancak kur ve üreme
davranışları farklı ise üreyemezler (etholojik izolasyon)
e. Çiftleşmeye teşebbüs edilir, ancak sperm transferi olmaz (mekanik izolasyon)
2. Çiftleşme sonrası izolasyon mekanizmaları (türler arası çiftleşmelerin komple
başarısını azaltan mekanizmalar)
a. Sperm transferi olur, ancak yumurta döllenmez (gametik mortalite)
b. Yumurta döllenir ancak zigot ölür (zigotik mortalite)
c. Zigot yaşama yeteneği azalmış bir F1 hibrid üretir (hibridin yaşamaması)
d. F1 hibridi tamamıyla yaşabilirdir, ancak kısmen veya tamamen sterildir, veya
yetersiz F2 üretir (hibrid sterilliği).
• Türler Arasındaki Üreme İzolasyonu Nasıl Sürdürülür?
• İzolasyon mekanizmaları açık bir adaptif değerdir. Başka bir
türden bir bireyle çiftleşen her hangi bir birey muhtemelen
uyum yeteneği olmayan veya steril olan yavrular
üreyecektir.
• Bu yüzden üreme çabası boşa gidecek ve gelecek
jenerasyonlara hiç bir katkıda bulunamayacaktır. Bu yüzden
diğer türün bireyiyle çiftleşmeye karşı evrimsel bir baskı
vardır.
• Türler arasındaki çiftleşmeyi engelleyen uyumsuzluklara
“çiftleşme öncesi izolasyon mekanizmaları” denir.
• Türler Arasındaki Üreme İzolasyonu Nasıl Sürdürülür?
• Çiftleşeme öncesi izolasyon başarısız olduğunda veya
henüz evrimleşmemiş olduğunda farklı türlerin bireyleri
çiftleşebilir.
• Şayet oluşan hibrid yavrular gelişme sürecinde iken ölürse
doğal olarak iki tür hala üreme bakımından izole haldedir.
• Ancak bazı durumlarda yaşayabilir hibridler üretilir. Böyle
bile olsa şayet hibridler ebeveynlerinden daha az uyumlu
veya steril iseler iki tür hala ayrı olarak kalacak, ikisi
arasında gen akışı olmayacak veya çok az olacaktır.
• Türler arasında güçlü ve fertil hibridler oluşmasını
engelleyen uyumsuzluklar çiftleşme sonrası izolasyon
mekanizmaları olarak adlandırılır.
Download