(Microsoft PowerPoint - ANT. B\335L-1

advertisement
ANTRENMAN BİLGİSİNDEN
ANTRENMAN BİLİMİNE GEÇİŞ
Önceki yıllarda [yaklaşık 1990 yılına kadar];
Antrenman Bilgisi adı altında çoğunlukla derlemeler şeklinde , sınırlı ve tek yönlü
referanslara dayalı olarak verilen bilgilerin bir bölümü günümüzde de kabul
edilmekle birlikte, belli bir bölümü de gelişigüzel bilgilere dayanmaktaydı.
Günümüzde Spor Bilimlerinde yapılan bir çok bilimsel araştırmayla elde edilen
bilgilerin bilimsel bilgi düzeyine ulaşmasıyla artık Antrenman Biliminden
bahsedebiliriz.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ANTRENMAN BİLİMİNİN
ENTEGRE BİLİM DALI OLUŞU
Antrenman Bilimi, tüm bilimlerin ortak özellikleri olan,
kuramsal, nesnel, objektif, deneysel, sistematik, genelleyici,
interdisipliner oluş nitelikleri taşımakta ve gelişigüzel bilgiden
bilimsel bilgiye ulaşırken, bilimsel veri toplama – gözlem –
deneysel analiz aşamalarından geçmektedir.
Antrenman bilimi ile yakından ilişkisi olan bilim dallarından
bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
Anatomi, Kinesiyoloji, Egzersiz Fizyolojisi, Fonksiyonel Anatomi,
Kinantropometri, Biyofizik,Biyomekanik, Biyokimya, Beslenme,
Biyoistatistik, Motor Öğrenme, Spor Psikolojisi, Spor Pedagojisi,
Ölçme ve Değerlendirme, vs.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
TERMİNOLOJİK AÇIDAN ANTRENMAN
Antrenman kelimesi latince kökenlidir. Fransızca, İngilizce ve Almanca
olarak kullanılışları benzerlikler göstermektedir.
Fransızca ,l' entraînement
İngilizce, Training
Almanca, Training şeklinde kullanılmaktadır.
Türkçe söyleniş biçimi Fransızcadaki telaffuza benzemektedir.
“Alıştırma yapmak, yetiştirmek, eğitmek, terbiye etmek, idman
yapmak “ gibi geniş anlamlarda kullanılan bir fiilin isim halidir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ÇEŞİTLİ ANTRENMAN TANIMLARI
• Fiziksel egzersizler yardımıyla sporcuların fiziksel, teknik-taktik,
zihinsel, ahlaki hazırlığıdır [ Matveyev ].
• Sportif antrenman, komple spormotorik verime yönelik tasarlanan
hedeflere, durum değişikliklerine uygun, metodik ve organize
önlemleri içeren, planlı yönlendirilen, davranış değişikliği geliştirilen
bir süreçtir [ Martin ].
• Kondisyonel, koordinatif, teknik, taktik niteliklerin geliştirilmesine
veya korunmasına yönelik bir süreç, bir sistemdir. Bu süreç,
antrenman hedeflerine yönelik, antrenman bilgisi yasalarına göre
hazırlanmış antrenman içerikleri ile gerçekleştirilen, sistematik,
yönlendirilen davranışlardan oluşur [ Letzelter ].
Dr. Abdullah GÜLLÜ
TÜRK ANTRENMAN BİLİMCİLERİNİN TANIMLARI
• Organik bünyelerin verimleri, günlük hayattaki etkinliklerin meydana
getirdiği yükle doğru orantılı olarak artar. Yükün artması, bu yükü
karşılamak isteyen organizmanın olumlu anlamda fonksiyon ve yapısını
değiştirir. Organizmanın verimi maksimal [sınırsal] değere ulaştırılmak
istenirse, bu durumda kişiye özel olarak hazırlanmış, belirli hedefleri olan
bir takım yüklerin uygulanması gerekir. Bütün bu etkinliklere verilen isim
ise “ antrenman “ dır [Renklikurt ].
• Sporcunun kendi en yüksek verimliliğine ulaşabilmesi için, planlı biçimde
yaptığı bedensel ve ruhsal çalışmaların tümüdür [ Muratlı ].
• Fizik ve moral gücün, teknik ve taktik becerilerin, organik ve psikolojik
yüklenmelerle düzeltilmesi ve üst düzeye getirilmesi amaçlarına yönelik
bir eğitim sürecidir [Sevim].
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ANTRENMANIN AMAÇLARI
• 1. Fiziksel yetilerin geliştirilmesi:
• Bompa'ya göre fiziksel gelişim ikiye ayrılmaktadır.
• A. Çok yönlü fiziksel gelişim
–
–
–
–
–
–
• Dayanıklılığın geliştirilmesi
• Genel kuvvetin geliştirilmesi
• Süratin geliştirilmesi
•Hareketliliğin geliştirilmesi
• Koordinasyon yeteneğinin geliştirilmesi
•Uyumlu ve gelişmiş bir vücut.
• B. Spor dalı özelliklerine uygun fiziksel gelişim
• 2. Spor dalının Teknik gelişimi:
• Uygulanan spor dalına ait tekniğin geliştirilmesidir.
– Örneğin, basketbolda şut, futbolda pas, atletizmde takozdan çıkış tekniğinin geliştirilmesi.
• 3. Spor dalının Taktik gelişimi:
• Yarışmalarda bireyin kendinin ya da rakibinin yeteneklerini göz önüne alarak
hazırladığı stratejiye bağlı olarak değişen eylem planının geliştirilmesidir.
– Örneğin; takım sporlarında savunmada çok adam bulundurulması, hızlı hücuma geçiş, atletizmde
orta mesafe kosularında grubun arkasında koşup yarış sonlarında atak yapıp öne geçme.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
• 4. Zihinsel gelişim:
• Antrenmanın karmaşık zihinsel yetileri de geliştirecek şekilde planlanmasıdır.
– Örneğin; karmaşık taktik alıştırmalar, tekniğin geliştirilmesinde yaratıcılığa yönelik alıştırma
ödevlerinin verilmesi.
• 5. Psikolojik gelişim:
• Her antrenmanda değişik motivasyon öğeleri kullanılarak, yasamın ve sporun
doğasında bulunan mücadelecilik, kararlılık, tutarlılık gibi davranışların
verilmesidir.
• 6. Pedagojik gelişim:
• Antrenmanın kendisi bir eğitim etkinliğidir.
• Antrenman terimi, alıştırma yapmak, yetiştirmek, terbiye etmek gibi geniş
anlamda kullanılan bir fiilin isim halidir.
• Toplumsallaşma, yardımlaşma, kurallara uyma vb. pek çok eğitimsel özellik
içermektedir.
• 7. Sakatlıkların önlenmesi
• 8. Sporcunun sağlığının güçlendirilmesi
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Antrenman İlkeleri
•
•
•
•
•
•
Etkin Katılım İlkesi
Çok Yönlü Gelişim İlkesi
Özelleşme İlkesi
Bireyselleşme İlkesi
Çeşitlilik İlkesi
Antrenmanda Aşamalı Artan Yüklenme İlkesi
Antrenman Planlamasındaki İlkeler
• Antrenmandan beklenen; en üst düzeyde yararın sağlanabilmesi için, mantıksal,
sistematik, pedagojik vb. açılardan birçok ilkeye bağlı olarak planlanması
gerekmektedir.
• 1. Organizmaya yüklenme ve organizmanın dinlenmesi arasındaki orantının
“fazlaya tamlama (süper compensation)” ilkesi doğrultusunda planlamaların
gerçekleştirilmesi.
• 2. Düzenli olarak ve organizmanın yüklenebilme sınırları dâhilinde, gittikçe artan
(progressive) yüklenme prensibine uygunluk,
Dr. Abdullah GÜLLÜ
• 3. Antrenmanların uzun vadeli planlar ölçüsünde düşünülüp, bir plana uygun
olarak oluşturulması,
• 4. Planlanan hedeflerin mantıklı ve erişilebilir olması,
• 5. Antrenmanların periyodik olarak gerçekleştirilmesi.
• 6. Antrenmanların geliştirmeyi hedeflediği özelliklerin tümüne yönelik olarak
planlanması,
• 7. Genel ve özel eğitim ilkeleri çerçevesinde geçerli kurallara uyulması,
• 8. İçeriğin, yöntemin ve yüklenme normatiflerinin her antrenmanda
değişiklik göstermesi, antrenmanların monotonluktan kurtarılması,
• 9. Antrenmanların bireysel farklılıklar hesaba katılarak, bireysel gelişimi de
hedefleyecek şekilde organize edilmesi,
• 10. Genel gelişime uygunluk göstermesi,
• 11. Antrenmanların kesintisizce uygulanıp devamlılığının sağlanması.
• 12. Olası sorunlar düşünülerek, planlamada esneklik sağlanması, değişen
antrenman hedeflerine göre yüklenmelerdeki oranlamaların yeniden
gerçekleştirilmesi.
• 13. Antrenmanlarda teknolojinin sunduğu yardımcı araçlardan olabildiğince
yararlanılması.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Antrenman Çeşitleri
Antrenmanlar değişik bakış açılarına göre sınıflandırılabilir:
Amaçlarına göre:
• 1. Sportif verim (performans)
antrenmanı,
• 2. Koruyucu (prevantif) antrenman,
• 3. Rehabilitatif (yeniden sağlık
durumuna getiren) antrenman.
Yaş gruplarına göre:
• Çocuk, genç ve yetişkinlerin
antrenmanı olarak ele alınır ve uzun
vadede şu aşamalardan meydana
gelir:
• 1. Temel antrenman,
• 2. Ön-yapı (gelişim) antrenmanı,
• 3. Yüksek verim (performans)
antrenmanı.
Uygulama biçimi açısından:
• 1. Bedensel-aktif antrenman,
• 2. Gözlemsel (observatif) antrenman,
• 3. Zihinsel (mental) antrenman ya da
ideomotorik antrenman.
• 4. Otojen antrenman (zihinsel-ruhsal
konsantrasyon antrenmanı).
Antrenmanların yönetim biçimi açısından:
• 1. Otokratik antrenman,
• 2. Demokratik antrenman,
• 3. Serbest antrenman.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
SPOR TÜRLERİNİN SINIFLANDIRILMASI
• Genel olarak yapılmakta olan spor türlerini “Ferdi (Bireysel) Sporlar” ve “Takım
Sporları” diye iki ana başlık altında toplayabiliriz. Ancak bunları antrenman bilimi
çerçevesinde inceleyecek olursak, üç farklı aktivite çeşidi ortaya çıkacaktır.
Bunlar;
• 1-Simetrik (Ritmik-Cyclic) Sporlar
– Ziklik aktiviteler diye de anılır. Değişmeyen tempolar ve hareketler ile yapılan ritmik aktiviteleri
kapsayan spor dallarına denir. (Örnek: Koşular, yüzme, bisiklet vs.)
• 2-Asimetrik (Aritmik-Acyclic) Sporlar
– Aziklik aktiviteler diye de anılır. Değişen tempolar ve hareketler ile yapılan ritmik olmayan
(aritmik) aktiviteleri kapsayan spor dallarına denir. (Örnek: Futbol, voleybol, basketbol, güreş,
jimnastik vs.)
• 3-Bileşik Asimetrik Sporlar
– Ritmik bir hareketi takip eden aritmik hareketler serisidir. Yani aktiviteye ritmik bir hareketle
başlayıp, aritmik olan diğer bir hareketle bitirilen spor aktivitelerini içerir. (Örnek: Atletizmdeki
bütün atlama branşları, buz dansı, jimnastikte atlama beygiri vs.)
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ANTRENMANLARDA KULLANILAN ENERJİ SİSTEMLERİ
• Antrenman veya müsabakalar esnasında fiziksel çalışmaları yapmak ve
performansı geliştirmek için enerji şarttır. Antrenörler, uygulanan bütün
antrenmanlarda temelde kullanılan enerji sistemlerini ve buna bağlı olarak
organizmada hangi kapasitenin geliştiğini bilmek zorundadırlar.
• Yapılan çalışmalarda, temelde hangi enerji sistemi kullanılıyor ise doğru orantılı
olarak organizma bu enerjiyi sağlama kapasitesini geliştirecektir.
• Örneğin; bir sporcu uzun mesafe veya kros gibi koşu çalışmaları yapıyor olsun.
Bu tür çalışmalarda temelde oksijenli (aerobik) sistemi kullanan bir çalışma
yapıyor demektir. Buna bağlı olarak sporcunun organizmasında bazı kapasiteler
gelişecektir.
• Bunlar;
–
–
–
–
–
1-Oksijenli (aerobik) sistemden enerji üretme kapasitesi,
2-Akciğerin oksijen depolama kapasitesi,
3-Kalbin kaslara ve dokulara oksijenli kanı pompalama kapasitesi,
4-Yavaş kasılan kas gruplarının çalışma kapasitesi,
5-Bu tür çalışmalara veya müsabakalara olan dayanıklılığı artacaktır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
A – ATP (Adenosine Triphosphate) ENERJİSİ
Yiyecek maddelerinin vücutta oksijenle yakılması sonucunda açığa
çıkan enerji birimine ATP denir ve kaslarda depo edilir.
Enerji, kasların kasılması sonucunda meydana gelecek hareketlerin
istenilen seviyede gerçekleşmesi için kullanılır. Bu enerji;
ATP’nin ADP+P (Adenosine Diphosphate + Phosphate) dönüşmesi ile
açığa çıkar. Yani üç fosfatlı adenosin (ATP), iki fosfatlı adenosine (ADP)
dönüşmesi ile açığa çıkar.
Adenosinin enerji olarak kullanılabilmesi için de üç fosfatlı adenosin
halinde olması gerekir. Aksi halde organizma bunu enerji olarak
kullanamaz. Bu yüzden açığa çıkan enerjilerin bir kısmı iki fosfatlı
adenosini, üç fosfatlı adenosin formatına çevirirler.
ATP kaslarda az miktarlarda depolanabilmektedir. Dolayısı ile
fiziksel aktiviteleri sürekli yapabilmek için devamlı ATP
desteklenmesine ihtiyaç vardır.
ATP’nin sağlanması ve yenilenmesi yapılan fiziksel aktivitelerin
çeşidine göre değişir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
B – ANAEROBİK (Oksijensiz-O2’siz) SİSTEM ENERJİSİ
•
•
•
•
•
•
Bu enerji sistemi, oksijensiz ortamlarda gerçekleşebilir ve aktivitelerin sadece ilk
dakikalarında kullanılabilir. Yeterli miktarda oksijenin kan vasıtası ile hareketi sağlayan
kaslara ulaşması için belli bir sürenin geçmesi gerekir. İşte bu süre içerisinde (oksijensiz
ortamda) aktivitelerin gerçekleşmesini sağlayan ve süresi de kısıtlı olan bir enerji
sistemidir.
Aerobik sistem, O2’siz ortamlarda vücuda enerji sağladığından ve eğer hareketlerimizin
süresi de uzun olacak ise yeterli O2’nin kaslara ulaşabilmesi için bizlere gerekli zamanı
kazandıracaktır. Dolayısı ile hareketi sağlayan kaslarımız yeterli O2’yi alamamasına rağmen,
aktivitemiz aksamadan uzun süre devam edebilecektir.
Organizma içerisindeki metabolik olayların çoğu ancak ihtiyaç duyulduğu ve vücuda yeterli
uyarı geldiği zaman gerçekleşir. Dolayısıyla vücut harekete başlamadan yeterli miktardaki
O2’li kanı önceden kaslara taşımaz. Çünkü; organizmamız enerjisini en hızlı ve en
ekonomik yoldan kullanmaya özen gösterir.
Sonuç olarak; yeterli O2’nin çalışan kaslara taşınmasını sağlamak için vücuda yeterli
uyarının verilmesi gerekir ki bu da harekettir.
Yapılan bir egzersizin türü ne olursa olsun, vücut daima anaerobik (O2’siz) enerji
sisteminden enerji sağlayarak aktiviteleri gerçekleştirir.
Bunlar iki türlüdür:
Dr. Abdullah GÜLLÜ
1- ATP – CP (FOSFOJEN) SİSTEM ENERJİSİ
• ATP kaslarda çok az depolandığı için sürekli (uzun) çalışmalar
esnasında enerji tükenmesi çok çabuk oluşur. Kreatin Fosfat (CP)
kaslarda depolanır ve ihtiyaç halinde kreatin (C) ve fosfat (P) şeklinde
parçalanır. Bu parçalanma sonucunda enerji açığa çıkar ve bu enerji
de ADP’yi (ADP+P) ATP şekline dönüştürür. Açığa çıkan enerji
doğrudan kas çalışmalarında kullanılırken, bir miktarı da ATP
sentezlemek (yenilemek) için kullanılır.
• CP kaslara ancak çalışmaların ilk 8-10 saniyesi içerisinde enerji
sağlayabilir. Bu sistem özellikle çabuk ve patlayıcı aktivitelerde temel
enerji sistemi olarak kullanılabilir.
– Örneğin; kısa mesafeli sprint koşuları, sıçramalar ve atlamalar gibi kısa süreli
ve patlayıcı eforlar isteyen aktivitelerde kullanılırlar.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
2- LAKTİK ASİT (LA) SİSTEM ENERJİSİ
•
•
40 saniye ve çok az üzerindeki süreleri içeren aktiviteleri içerir.
Örneğin; 200 m ve 400 m sprintleri, bir çok jimnastik hareketleri gibi aktivitelerde
temel enerji sistemi olarak kullanılırlar. Bu tür çalışmalarda enerji, öncelikle ATP-PC
sisteminden sağlanır. 8-10 saniye sonra ise Laktik Asit (LA) sistemi devreye girer. LA
sistemi, kaslarda ve karaciğerde depolanmış olan glikojenin (glycogen) parçalanması
sonucu açığa çıkan enerji kas kasılmalarında ve ATP’nin yenilenmesinde kullanılır.
Laktik Asit (LA) Nedir?
• Spor aktiviteleri sırasında kas hücreleri glikozu yakmaya başlar. Fiziksel aktivitenin
çok yoğun olduğu çalışmalarda bu glikozun yanması için yeterli oksijen
sağlanamaz. Bu durumda az oksijenle yanan glikozdan LA denen madde oluşur.
Aslında LA dolaylı yoldan ve yavaş biçimde daha sonra enerji sağlanmasında
kullanılsa da kan dolaşımına girip kaslara ulaşınca, kas kasılma ritmini bozar.
Böylece kaslar yanar, kramplar belirir ve sporcu fiziksel aktivitesini durdurmak
zorunda kalır.
• Kasların LA ile yorgunluk problemi daha çok amatör sporcular için (hamlık ile)
daha belirgindir. Çünkü sürekli spor yapanlarda bol üretilen LA’nın biyokimyasal
parçalanmasını sağlayan kas enzimlerinin üretilmeleri de artmıştır. Böylece vücut
bu olaya bir çeşit adaptedir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
C – AEROBİK (Oksijenli-O2’li) SİSTEM ENERJİSİ
• Bu sistem ile süreleri 2 dakikadan 2-3 saate varan aktiviteleri
gerçekleştirebiliriz. ATP’nin yenilenmesi için gereken O2 miktarı
yeterince kas hücrelerine pompalanmalıdır. Bunun için kalp
atımının ve solunumun da yeterli seviyeye ulaşması gerekir.
Böylece yeterli O2 sağlanır, glikojen parçalanması gerçekleşir ve
sonucunda enerji açığa çıkarılmış olur.
• LA sisteminin tersine O2’li sistemde yeterli O2’nin sağlanması ile
glikojenin parçalanarak enerji açığa çıkarılması sonucunda
çalışan kas gruplarında LA birikmesi çok az olur veya hiç olmaz.
Bu durumda sporcu egzersizlerini daha uzun süre yapabilir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ÖZETLE;
Aerobik (oksijen) sistemde Glikojen 3 temel reaksiyon
sonucunda parçalanır;
Aerobik glikoliz sonucunda pirüvik asit oluşur ve bir miktar
ATP sentezlenir.
Glikoliz: Glikozun pirüvik aside dönüşüm sürecidir.
Krebs çemberinde CO2 üretilir, H+ ve e-(elektronlar) Elektron
Taşıma Sistemine (ETS) taşınır.
ETS de ise H+ , e- ve O2 den H2O meydana gelir ve çok
miktarda ATP sentezlenir.
Yağlar ve Proteinler de Krebs çemberi ve ETS reaksiyonlarına
girerek aynı şekilde ATP üretirler.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Aerobik ve Anaerobik Sistem Arasındaki Farkın Şematik Görünümü
Glikojen
Glikoz
(Kaslarda ve
karaciğerde)
(Kanda)
(Enerji) Pirüvik
ADP+P=
ATP
Asit
LAKTİK ASİT
Yetersiz
O2 ile
Şekil 1: Anaerobik (O2’siz ) sistemde gerçekleşen kimyasal olaylar zinciri
Glikojen
Glikoz
(Kaslarda ve
karaciğerde)
(Kanda)
(Enerji)
Pirüvik
Asit
ADP+P=
ATP
SU+CO2+ATP
Yeterli
O2 ile
Şekil 2: Aerobik (O2’li ) sistemde gerçekleşen kimyasal olaylar zinciri
Aerobik sistemde kas içerisinde LA yerine açığa çıkan ATP vücuda tekrar enerji
sağlamak amacı ile kullanılırken, CO2 nefesle ve H2O ise terleme
mekanizmasıyla vücuttan dışarı atılırlar.
Enerji kaynakları çalışmaların şiddetine ve süresine göre kullanılırlar. Çok kısa
süreli aktiviteler hariç, bir çok çalışmada bu iki enerji (LA ve O2’li) sisteminden
değişik oranlarda faydalanılır.
2 veya 3 saati aşan uzun süreli egzersizlerde yağların ve proteinlerin yakılması
sonucunda ATP desteklenmesi ve yenilenmesi sağlanır. Çünkü bu sürelerden
sonra kaslarda ve karaciğerdeki glikojen depoları neredeyse tükenmiş olacaktır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Enerji Sistemleri ve Antrenman Tipi
Zaman
0s 4s
A
T
P
10s
1dk
2dk
3dk
6dk
30dk +
Kuvvet-Güç Sporları
Halter, disk, gülle, yüksek atlama
ATP-PC
Güç sporları
Sprint koşuları, hızlı hücumlar
ATP-PC + LAKTİK ASİT
Anaerobik-Güç Dayanıklılık
200-400m, 100m yüzme
LAKTİK ASİT + AEROBİK SİSTEM
Aerobik- Dayanıklılık
>1500m, maraton
AEROBİK SİSTEM
Acil-süreli
Anaerobik sistem
Anaerobik+Aerobik Güç
Dayanıklılık
1500m, 400m yüzme
Kısa-süreli Anaerobik sistem
Kısa ve orta-süreli
Aerobik sistem
Uzun-süreli
Aerobik sistem
Aktiviteleri Süresine Göre Sınıflandırma
Bölge
Açıklama
Örnek
1
15 sn.lik kısa süreli maksimal eforlu aktivite şiddetlerini 100 m sprint
içerir. Bu bölgedeki fiziksel aktivitelerde organizmaya
koşuları, atlama,
yüksek oranda O2 sağlanmaz. Temelde ATP-PC (fosfojen) sıçrama vs.
sistemi kullanılır.
2
200-400 m
15 ile 60 sn.lik yüksek şiddetteki maksimal eforları içerir.
koşuları, 100 m
Temelde ATP-PC ve düşük oranda LA sistemi kullanılır.
yüzme vs.
3
1 ile 6 dk.lık aktiviteleri içerir. Yarı maksimal şiddet
bölgesi de denir. Temelde LA ve O2’li sistem kullanılır.
1500 m koşuları,
400 m yüzme,
güreş vs.
4
6 ile 30 dk.lık aktiviteleri içerir. Orta şiddet bölgesi de
denir. Temelde O2’li sistem kullanılır.
5000-10000 m
koşuları, 800-1500
m yüzme vs.
5
30 dk üzerindeki aktiviteleri içerir. Düşük şiddet
bölgesidir. Temelde O2’li sistem kullanılır.
Maraton koşusu,
takım sporları,
tenis vs.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ENERJİ SİSTEMLERİ GENEL ÖZELLİKLERİ
ATP-CP sistemi
LA sistemi
Oksijen sistemi
Oksijen ihtiyacı
anaerobik
anaerobik
aerobik
ATP üretim hızı
çok hızlı
hızlı
yavaş
Enerji üretim
kaynağı
depolanmış ATP ve
karbonhidrat
CP
karbonhidrat ve yağlar
ATP üretme
kapasitesi
çok sınırlı
sınırlı
sınırsız
1-3 dk kadar
süren şiddetli
aktiviteler
dayanıklılık gerektiren
aktiviteler
Laktik asit
birikimi olur,
yorgunluğa yol
açar
yağları kaynak olarak
kullanabilmek için O2
kullanım kapasitesinin
gelişmiş olması gerekir
çok şiddetli, kısa
Kullanıldığı egzersiz
süreli ve patlayıcı
türü
kuvvet gerektiren
Diğer özellikler
kas ATP ve CP
deposu sınırlıdır
Dr. Abdullah GÜLLÜ
AEROBİK VE ANAEROBİK ANTRENMANLARI
BELİRLEME METOTLARI
A- LAKTİK ASİT METODU
• Yapılan çalışmaların ve antrenmanların türünü belirlemede kandaki
laktat miktarı temel belirteçtir. Bu miktar “4 milimol (mmol)” dur.
• Çalışmalardan sonra kandaki laktat oranı 4 mmol’den yukarı ise
yapılan çalışmalar “ANAEROBİK KAPASİTE” yi artırıcı çalışmalardır.
• Çalışmalardan sonra kandaki laktat oranı 4 mmol’den aşağı ise
yapılan çalışmalar “AEROBİK KAPASİTE” yi artırıcı çalışmalardır.
• Çalışmalardan sonra kandaki laktat oranı 4 mmol seviyesinde ise
yapılan çalışmalar “hem AEROBİK hem de ANAEROBİK KAPASİTE”
yi artırıcı çalışmalardır diyebiliriz.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
B- KALP ATIM METODU
• Kalp atım sayısı antrenmanın şiddetinin belirlenmesinde önemli
bir kriter olarak kabul edilmektedir.
• Bir sporcunun kan laktat seviyesini ölçmek için yeterli imkan,
zaman ve laboratuar olmayabilir. Bu nedenle antrenman ve
çalışmalar esnasında yapılan aktivitelerin hangi kapasiteyi
geliştirdiğini anlamak için “KALP ATIM METODU” nu kullanabiliriz.
Bu metot ile yapılan ve yapılacak olan çalışmaların türü
belirlenebilir. Bunun için belirteç; dakikadaki ortalama kalp atım
eşiği 168-170 atımdır.
• Yapılan çalışmalar;
– kalp atım sayısını 168-170 atım/dk üzerine çıkarıyor ise bu tür
antrenmanlar “ANAEROBİK KAPASİTE” yi artırıcı,
– kalp atım sayısını 168-170 atım/dk altında tutuyor ise bu tür antrenmanlar
da “AEROBİK KAPASİTE” yi artırıcı çalışmalardır diyebiliriz.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
EGZERSİZLERDE KAS LİFİ TİPLERİ
TİP I Lifleri (ST)
• Yavaş kasılan, oksidatif lifler olup kapiller damarlar
yönünden zengin olduğundan, kırmızı lif adını da alırlar.
• Bu lifler daha çok dayanıklılık faktörü ile ilgilidir.
• Postürü sağlayan kaslarda bol miktarda bulunur.
• Anaerobik kapasiteleri düşük, oksidatif kapasiteleri
yüksektir.
ÖRNEK: Uzun mesafe koşuları.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
TİP II lifleri (FT)
Hızlı kasılan glikolitik liflerdir. Beyaz lif adı da verilir.
IIa , IIb ve IIc olmak üzere üç alt gruba ayrılırlar.
Tip lla (FTa); süratli kasılan oksidatif glikolitik (FOG),
Tip llb (FTb); süratli kasılan glikolitik (FGb),
Tip IIc (FTc); çok süratli kasılan glikolitik (FGc) fibrillerdir.
• Bu liflerin en önemli özelliği hızlı kasılmaları, kasılma sürelerinin kısa ve
kasılma gücünün ise yüksek olmasıdır.
• Yüksek şiddette ve daha kısa süreli aktiviteye iyi uyum sağlarlar.
• Anaerobik kapasiteleri yüksek, oksidatif kapasiteleri düşüktür. Bu
nedenle çabuk yorulurlar.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ANTRENMAN FAKTÖRLERİ
• Bir antrenmanın temel faktörlerini fiziksel, tekniksel, taktiksel,
psikolojik ve teorik hazırlıklar oluşturur. Herhangi bir
antrenman programında bu faktörlerin yanı sıra sporcunun
yaşını, bireysel kapasitesini, hazırlık seviyesini ve antrenman
safhalarını da göz önünde bulundurmak gerekir.
ANTRENMAN FAKTÖRLERİNİN SIRASINA GÖRE SAFHALARI
4
TEORİK HAZIRLIK (Zihinsel Antrenman)
IV.BASAMAK
3
TAKTİKSEL HAZIRLIK
III.BASAMAK
2
TEKNİKSEL HAZIRLIK
II.BASAMAK
1
FİZİKSEL HAZIRLIK
I.BASAMAK
Dr. Abdullah GÜLLÜ
I- FİZİKSEL HAZIRLIK
• Fiziksel hazırlık bir antrenman programında yüksek performansı
yakalamak veya elde etmek için en önemli safhayı oluşturur. Bu
hazırlığın temel amacı bir sporcunun fonksiyonel potansiyelini ve
biyomotor yetenekleri en üst seviyeye ulaştırmaktır.
• Bir antrenman programında fiziksel hazırlık dönemi şu sıraları
takip etmelidir:
1-Genel Fiziksel Hazırlık Dönemi
2-Özel Fiziksel Hazırlık Dönemi
3-Biyomotor Yeteneklerin Yüksek Seviyeye Çıkarılması
Dr. Abdullah GÜLLÜ
GELİŞME
SAFHASI
AMAÇ
ANTRENMAN
DÖNEMİ
1
2
3
Genel Fiziksel
Hazırlık
Özel Fiziksel
Hazırlık
Özel Biyomotor Yetenekleri
Mükemmel Duruma Getirme
HAZIRLIK DÖNEMİ
MÜSABAKA DÖNEMİ
• İlk iki safha hazırlık dönemlerinde gerçekleştirilir. Üçüncü safha ise
müsabaka dönemlerinde sporcunun önceden kazanmış olduğu
yetenekleri ve takımın ihtiyaçlarına göre mükemmel duruma
getirmek için yapılan çalışmalardır.
• Birinci (Genel Fiziksel Hazırlık) safhanın süresi ne kadar uzun olursa
sporcunun performansı da diğer safhalara geçerken o kadar yüksek
olur.
• Antrenman programının şiddeti takım ihtiyaçlarına göre, süresi ise
takım ihtiyaçlarına ve müsabaka takvimine göre ayarlanmalıdır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
1- Genel Fiziksel Hazırlık
• Genel fiziksel hazırlık döneminin temel amacı sporcu organizmasının çalışma
kapasitesini artırmaktır. Bir organizmanın çalışma potansiyeli ne kadar yüksek ise,
antrenman ve müsabaka dönemlerinde sürekli artan fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlara
adapte olması da o kadar hızlı olacaktır.
• Sonuç olarak; güçlü ve yüksek kapasitede genel fiziksel hazırlığa sahip olan bir
sporcunun biyomotor yetenekleri de yüksek seviyeye ulaşacaktır.
2- Özel Fiziksel Hazırlık
• Özel fiziksel hazırlık, genel fiziksel hazırlığın temeli üzerine inşa edilir. Temel amacı
sporcunun fiziksel olarak gelişmesini artırmaktır. Ancak bu fiziksel gelişim sporun
veya ilgili branşın fizyolojik ve metodolojik karakterlerine uygun olmalıdır.
• Performans seviyesi bütün sporcularda da yeterince yüksek seviyede olmalıdır ki;
başarılı müsabakalar çıkarabilsinler.
• Müsabakalara benzer veya eşit şekilde yapılan antrenmanlar, özel fiziksel hazırlığın
gelişmesini sağlar.
• Özel fiziksel hazırlığın süresi 2 ile 4 ay arasında olmalıdır. Kesin süre takımın
yapısına, ihtiyaçlarına ve müsabaka takvimine göre belirlenmelidir.
• Uzun süreli bir planlama 6 aydan 1 veya 2 yıla kadar organize edilebilir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
3- Özel Biyomotor Yetenekleri Mükemmel Duruma Getirme
• Özel biyomotor yetenekleri geliştirme çalışmaları hazırlık döneminin
sonlarına doğru başlayarak müsabaka dönemleri içerisinde ağırlık
kazanarak devam eder.
• Genel amacı; seçilmiş bir spor dalının özel ihtiyaçları için sporcunun
özel biyomotor yeteneklerini geliştirmek ve bunu mükemmel duruma
getirmektir.
• Bu dönemde ilk önce sporcuların kazanmış oldukları kuvvet ve güç
geliştirilir. Daha sonra ise sürat ve çabuklukları mükemmel duruma
getirilir.
• Fiziksel hazırlığın bu son döneminde çalışmanın şiddeti müsabakanın
ihtiyaçlarına, süresi ise müsabaka dönemlerine ve takvimine göre
ayarlanmalıdır. Ancak uzun müsabaka dönemi geçiren takımlarda bu
sürenin kısa tutulması tavsiye edilmektedir. Eğer zaman kısıtlaması
yok ise bu süreyi daha uzun tutabiliriz.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
FİZİKSEL HAZIRLIĞIN GELİŞMESİ İÇİN YAPILAN ÇALIŞMALAR
•
•
•
Yapılan spor dalının ihtiyaçlarına göre değişiklik gösterebilen ve sporcunun performansını
yükseltmek amacıyla sistemli olarak yapılan tekrarlı çalışmaları kapsar.
Antrenör sporcunun antrenman kapasitesini yükseltebilmek için bir çok çalışma içerisinden
hangileri daha fazla amaca yönelik ise çok dikkatli bir şekilde onları seçmesi gerekir.
Bu tür çalışmalar üç kategoride sınıflandırılabilir:
1)Genel fiziksel gelişim için yapılan çalışmalar.
2)Biyomotor yetenekleri geliştirmek için yapılan özel çalışmalar.
3)Spor dalına göre yapılan çalışmalar.
1-Genel Fiziksel Gelişim için Yapılan Çalışmalar
• Endirek veya dolaylı hareket egzersizleri de denir. Bunlar etkileri bakımından ikiye ayrılırlar;
A-Aletle Yapılan Çalışmalar: Ağırlık malzemeleri, halter, tırmanma ipi ve sağlık topları gibi
yardımcı aletlerle yapılan çalışmaları içerir. Bu tür çalışmaların hazırlık dönemlerinde
yapılması tavsiye edilir. Müsabaka döneminde bu çalışmaların tamamının uygulanması
önerilmez.
B-İlgili Sportif Çalışmalar: Sporcunun yaptığı branşın ihtiyaçlarına yönelik olarak benzer sportif
aktiviteleri yapmasıdır. Örnek: Güreşçilerin genel dayanıklılığı, sürati, koordinasyonu gibi
kapasiteleri geliştirmek için mini futbol ve basketbol gibi oyunlar oynamasıdır. Bu tür
yardımcı aktiviteler gevşeme, aktif dinlenme ve eğlence için de yapılmaktadır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
2-Biyomotor Yetenekleri Geliştirmek için Yapılan Özel Çalışmalar
•
•
•
•
Direk hareket egzersizleri de denir. Antrenman safhalarının büyük bir bölümünde yer alır ve her evrenin
ihtiyacına göre çalışma sıklığı belirlenir.
Özel egzersizler doğrudan “istenilen bir hareketi yapan temel kas gruplarını” içerir. Elit sınıf sporculara
yapılacak özel egzersizlerin sayısı biraz daha az, ancak daha fazla tekrarlar halinde olabilir.
Biyomotor yetenekleri geliştirmek için uygulanacak en etkili metot; mental (zihinsel) pratik metodudur.
Gerçekten öğrenme aşamasında olan bir sporcu, mental olarak kavrayamadığı bir çalışmayı veya drili
yapamaz.
Diğer önemli bir nokta ise, sporcunun müsabakalardan önce bir beceri veya drili yeterli sayıda tekrar
yapmasıdır. Bu durumda sporcu müsabaka esnasında gerçekleşebilecek rakip veya dış etkenlere karşı
tekniğini, taktiksel değişimlerini ve müsabaka stratejilerini daha etkili bir performansla
sergileyebilecektir.
3- Spor Dalına Göre Yapılan Çalışmalar
•
•
•
•
Uygulanan spor dalındaki özel hareketlerin ve değişiklerin tamamını kapsar.
Hazırlık ve resmi müsabaka öncesi dönemlerde organizmanın resmi müsabakalara olan adaptasyonunu
sağlamak amacıyla yapılan özel veya hazırlık müsabakalarını kapsar.
Eğer bir antrenör resmi müsabaka ortamına benzer çalışmalar (örnek; hakem ve seyircili özel
müsabakalar) yaparsa, bu metot sporcuya resmi veya asıl müsabakalarda gerekli olacak fiziksel,
tekniksel, taktiksel ve psikolojik hazırlıklar sağlar.
Hazırlık safhasının sonlarında bu metodun uygulanması sonucu antrenman ritmi veya temposuyla
beraber sporcunun performansı da gelişecektir. Çünkü “bir sporcu antrenmanlarda kullandığı
enerjisinin ve performansının daha fazlasını müsabakalarda harcar”
Dr. Abdullah GÜLLÜ
II- TEKNİK HAZIRLIK
•
Teknik, fiziksel bir çalışmada özel olarak ele alınmalıdır. Bir müsabakada iyi bir sonuç
elde etmek için sporcuların mükemmel bir tekniğe sahip olmaları gerekir.
İyi Bir Teknik = Yüksek Verim (Randıman) Demektir.
A- TEKNİK VE STİL
•
•
Genellikle bu iki terim aynı anlamda kullanılmaktadır. Nadiren de olsa bir şampiyonun
veya kazananın tekniği model olarak görülür. Bu modeller de tamamen uygulanması
gereken ve sabit bir yapısı olduğu düşünülür. Aksine, kişisel özelliklere göre bu
modellerin esnek olması gerekir.
Bir modeli uygulamak “teknik” bir becerinin, hareketin veya drilin bireysel özelliğe göre
yapılmasına ise “stil” denir. Yani stil, sporcunun bir teknik modeli kişisel tarzına göre
uygulama sanatıdır.
B-TEKNİĞİN GELİŞTİRİLMESİ
•
•
•
Teknik hazırlığın içerikleri, monoton ve birbirine benzeyen çalışmalardan ibaret
olmamalıdır. Her bir teknik “Müsabaka Tekniği” diye adlandırılan, müsabakaların
özelliğine göre süre ilerlemesi ve değişiklik göstermesi gerekir.
Bir sporcunun sahip olduğu tekniğin gelişmesi ve mükemmel seviyeye gelmesi onun
fiziksel ve psikolojik özelliklerine bağlıdır.
Müsabakanın ritim ve şiddet özellikleri rakibin kapasite seviyesine, sporcunun tekniğine
ve müsabaka tekniğine göre düzenlenmelidir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
III- TAKTİK HAZIRLIK
• Antrenör ve sporcuların kelime dağarcığında “Taktik ve Strateji” nin
önemli bir yeri vardır.
• Taktik; bir takımın veya sporcunun müsabakada kullandığı bir plandır.
Müsabaka esnasında direk veya endirekt rakiplerine karşı yeteneklerini
uygulama sanatıdır.
• Strateji; bir takımın veya sporcunun müsabaka ortamında oyununu
organize etmesidir.
• Başarılı bir taktiksel planın temeli, yüksek seviyedeki tekniğin üzerine
kurulmuştur.Böylece taktik daha doğru ve istenilen seviyede yapılacağı
gibi, müsabaka esnasında yapılacak olan taktiksel manevralar ve
değişiklikler de daha doğru ve hızlı bir şekilde uygulanabilir.
• Bazı spor dallarında taktiğin uygulanma seviyesi başarıyı belirleyici
faktördür. Örneğin; takım sporları, güreş gibi spor dalları. Bazı spor
dallarında ise sporcunun psikolojik yapısı teknik hazırlık seviyesinden daha
önemlidir. Örneğin; halter, jimnastik, buz dansı gibi spor dalları.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
IV- TEORİK HAZIRLIK
• Sporcular sadece pratik olarak değil, bunun yanında teorik olarak da antrene
edilmelidirler. Ancak günümüzde (özellikle ülkemizde) antrenörler sadece
sporcuların performansını yükseltmeyi düşünür, bu yönde kendilerini geliştirir ve
araştırmalar yaparlar. Sporcular ise sadece uygulamalı antrenmanlar yaparlar ve
müsabakalara katılırlar.
• Konsantre Çatışması; antrenör ile sporcuların farklı şeylere değişik ortam ve
zamanlarda konsantre olmasıdır. Böyle durumlarda antrenör ile sporcular
arasındaki diyalog eksikliğinin artması ile paylaşmaları gereken ortak hedef ve
çıkarlar farklı şekillerde ve değişik zamanlarda ortaya çıkacaktır. Örneğin; antrenör
çok önemli bir müsabakaya hazırlanırken, aynı heyecanı sporcusunda görmeyebilir
ve onları konsantre etmekte güçlük çekebilir.
Bu günün sporcuları, yarının antrenörleri olabilir.
• Öyleyse antrenörler bildiklerini sporcularına teorik olarak da anlatmak zorundadır.
Bu yöntem sayesinde sporcular antrenörlerini daha iyi tanımalarını sağlayacağı
gibi, bilgili bir antrenöre sahip oldukları için çalışmalara daha iyi konsantre
olacaklardır.
• Sonuç olarak;
– “Bir antrenörün görevi sadece antrenmanlar ile kısıtlı değildir. Bunun yanında
sporcuların genel ve özel eğitimleri ile de sorumludur.”
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ANTRENMAN TERİMLERİ
Terim
Açıklama
Örnek
1-Çalışma
Aralığı
Bir mesafenin belli bir zaman içerisinde ve
yüksek şiddette kat edilmesidir.
200 metreyi 30 saniyede
koşmak
2-Dinlenme
Aralığı
Çalışmalar ve setler arasındaki dinlenme
sürelerini içerir. İki yüklenme (çalışma)
arasındaki dinlenme periyodudur.
(1:1); (1:2) İlk rakam çalışma
zamanı, ikinci rakam
dinlenme zamanıdır.
3-Setler veya
Seriler
Çalışma aralığı ile dinlenme aralığının
oluşturduğu toplam süre.
1 SET=5 tane, 30 sn.de 200m
koşu+90 sn aktif dinlenme.
4-Tekrarlar
Bir set içerisinde yapılan çalışma aralığı sayısı.
5 tane 200m koşusu=
5 tekrarlı 1 SET’tir.
5-Çalışma
Zamanı
Çalışma aralığında yapılacak hareketin
süresidir.
Her 200 m, 30 sn.de
koşulacaktır.
6-Çalışma
Mesafesi
Yapılacak çalışmanın mesafesidir.
200 metre
7-Çalışma
Sıklığı
Bir hafta içerisinde yapılacak olan çalışmaların
uygulama sayısıdır.
Haftada 2 gün, 5x200 m koşu
Dr. Abdullah GÜLLÜ
EGZERSİZ SONRASI TOPARLANMA
•
•
•
•
•
Egzersiz sonrası toparlanma egzersizde meydana gelen O2 borçlanmasına, kullanılan enerji
kaynaklarına ve oluşan laktik asit düzeyine bağlıdır.
Egzersizden sonraki toparlanma periyodu sırasındaki enerji ihtiyacı, egzersiz sonlandığı için
egzersiz sırasındaki enerji ihtiyacından daha azdır.
Fakat toparlanma sırasında oksijen tüketimi belirli bir süre daha yüksek olmaya devam
eder.
Bu süre kısmen yapılan egzersizin şiddeti ile ilişkilidir.
İstirahat sırasında aynı süre için harcanması gereken oksijen miktarının üzerinde olan,
toparlanma sırasında harcanan oksijen miktarına “O2 borçlanması veya toparlanma
sırasındaki oksijen tüketimi veya egzersiz sonrası fazla oksijen tüketimi (ESFOT)" adı
verilir.
Toparlanma süreci: O2 borçlanması, enerji depolarının yenilenmesi, kan ve kastaki laktik
asidin uzaklaştırılması, miyoglobin O2 depolarının yenilenmesinden (myoglobin
oksijenerasyonu) oluşur.
Dinlenimde Enerji Metabolizması: Egzersizin türüne göre değişir.
•
Aerobik sistem için;
2/3 yağlardan
1/3 ise glikozdan elde edilir.
Proteinin katkısı önemsenmeyecek kadar azdır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
O2 AÇIĞI (Yetersizliği)
• Egzersizin başlangıcında (egzersiz şiddetine göre) organizmaya giren
oksijen miktarı ihtiyacın altındadır. Yani; kullanılan O2 miktarı, ihtiyaç
duyulandan düşüktür.
• Bu anda geçici bir O2 yetersizliği vardır. Egzersizin başlangıcındaki bu O2
eksikliğine ‘’oksijen açığı’’ denir.
• Bu O2 yetersizliği sırasında gerekli enerjinin çoğu ATP-CP ve laktik asit
sistemi tarafından sağlanır.
• Bu tür egzersizlerde O2 açığı devamlı oluşur.
• Bu geçiş döneminde kaslar aerobik metabolizma tarafından üretilenin
üzerinde bir enerji miktarını harcar.
• Bu O2 açığı kas seviyesinde gaz değişim sisteminin uyumunun
durgunluğundan doğar.
• Daha sonra, belli bir düzeyde organizma oksijen alımı ihtiyacını karşılar ve
kararlı denge (steady state) kurulur.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
O2 BORCU
Toparlanma döneminde normal dinlenme dönemine göre tüketilen
aşırı oksijen miktarı olarak tanımlanır.
Egzersiz sonunda bütün metabolik sistemleri tamamen normale
döndürmek için gerekli O2 miktarına O2 borcu denir.
O2 borcu; egzersiz sırasında belirli bir noktaya ulaştıktan sonra O2
tüketiminin ölçülüp, bazal O2 tüketiminden çıkartılmasıyla
hesaplanabilir.
Aerobik çalışmalarda oksijen açığı yoktur ya da çok azdır (% 5).
Maksimal bir egzersizden sonra sarf edilmiş olan ATP-PC ve glikojenin
tekrar sentezlenip yerine konması ve miyoglobin oksijenerasyonu
aerobik sistem ile sağlanır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Maksimal Bir Egzersiz Sonucunda
O2 Borcunun Oluşum Nedenleri
• Egzersizde aktif kaslara yönelen kanın tekrar normal akış düzeyine dönmesi için
%10 gibi fazladan O2 borcu gerekir. Bu da toparlanmada ödenir.
• Şiddetli egzersizlerde akciğer solunumu 8-15 kat artar ve bu nedenle solunum
kasları daha fazla O2’ye ihtiyaç duyar.
• Artan solunumsal, dolaşımsal, hormonal, iyonik, ve termal mekanizmaların
normale dönmesi için daha fazla O2’ye ihtiyaç duyulur.
• •ATP-PC depolarının toparlanma döneminde yenilenmesi,
• •LA’nın uzaklaştırılması
• •Enerji metabolizmasında LA oksidasyonu,
• •O2 depolarının tamamlanması,
• •İç (çekirdek) ısının artışı,
• •Kalp atım hızı, solunum ve diğer fonksiyonlarında normale döndürülmesidir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ALAKTASİT O2 BORCU
Fazla O2 tüketiminin gerçekleştiği ilk birkaç dakikalık dönemdir.
LA uzaklaştırılmasıyla ilişkisi yoktur.
Bu dönemde O2 tüketiminin de hızlı bir azalma meydana geldiği için hızlı
toparlanma dönemi de denir.
O2 depolarının ve fosfojenlerin yenilenmesi için gereken O2 genellikle 2-3 dk
içerisinde tamamen karşılanır.
LAKTASİT O2 BORCU
Egzersizde kas ve kanda biriken laktik asidin uzaklaştırılması için O2 kullanımına
bağlıdır.
Bu dönemde kullanılan O2’nin amacı laktik asidin uzaklaştırılmasıdır.
Dinlenme sırasında kanda az fakat sabit miktarda laktik asit mevcuttur.
Bu miktar 1mmol / L ’dir.
Laktik asidin uzaklaştırılması 1 saat veya daha uzun sürer.
Yarılanma süresi 15 dk ’dır ve toplam O2 açığının daha büyük bölümüdür.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
TOPARLANMADA ENERJİ DEPOLARININ
YENİLENMESİ
•
•
•
•
•
•
•
•
ATP esas enerji kaynağıdır ve kaslar tarafından direkt olarak kullanılır. CP ’nin parçalanması
ile ortaya çıkan enerji ile de acil olarak ATP sentezlenir.
Fosfojenler esas olarak çok kısa süreli egzersizler için gerekli enerjiyi sağlarlar, fakat çeşitli
boyutlarda olmak üzere her türlü kas aktivitesi sırasında gerekli olurlar.
Bu nedenle tekrarlayan egzersiz periyotlarının arasında fosfojen depolarının tekrar
yenilenmesi oldukça önemlidir.
Fosfojen (ATP-PC) depolarının yenilenmesi
Glikojen kaynaklarının yenilenmesi
Kas glikojeninin yenilenmesi
Glikojen depolarının boşalmasına neden olan egzersizin tipi
Toparlanma döneminde tüketilen karbonhidrat miktarı (diyet)
Kas Glikojeninin Boşalmasına Neden Olan;
– *sürekli–düşük şiddetli-uzun süreli egzersizler
– *aralılklı-yüksek şiddetli-kısa süreli egzersizler
•
Karaciğer glikojeninin yenilenmesi
– Egzersizi takiben 24 saatlik sürede yüksek karbonhidrat diyeti ile karaciğer glikojeni doldurulur ve
yenilenir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ANTRENMAN SONRASI ÖNERİLEN TOPARLANMA SÜRELERİ
Önerilen Toparlanma Süreleri
Toparlanmada Yenilenme İşlemleri
Minimum
Maksimum
Kas Fosfojen Depoları
2 dk
3 dk
Alaktasit O2 Borcu
3 dk
5 dk
Miyoglobin Depoları
1 dk
2 dk
Kas Glikojeni
-Uzun Süre. Ant. Sonrası
10 saat
46 saat
-İnterval egzersiz sonrası
5 saat
24 saat
LA’nın Kan ve Kastan Uzaklaştırılması
-Egzersizle (Aktif Dinlenme)
30 dk
1 saat
-Tam istirahatle (Tam Pasif Dinlenme)
1 saat
2 saat
Laktasit O2 Borcu
30 dk
1 saat
Dr. Abdullah GÜLLÜ
DİNLENME ARALIĞI AKTİVİTELERİ
1)Pasif Dinlenme
Örnek:Esnetme (stretching) veya jimnastik hareketleri
2)Aktif Dinlenme
Örnek:Yürüyüşler veya jogging (düşük tempolu koşu)
3)Pasif ve Aktif Kombinasyonu Dinlenme
Örnek:Jogging veya yürüme + stretching egzersizleri
Dinlenme Aralığı; genellikle çalışma aralığına göre belirlenir. Dinlenme aralığı
süresi ise uygulanan çalışma süresi ile orantılıdır. Örnek:1:1 veya 1:2 gibi.
1 SET (SERİ)=5x200 m; 30 sn; 90 sn; (1:3)
5:Tekrar sayısı; 200 m:Çalışma mesafesi; 30 sn:Çalışma zamanı;
90 sn:Dinlenme aralığı (zamanı); (1:3):Çalışma ve dinlenme oranı
Bu aktivitelerin hepsi bir seti veya seriyi oluşturur.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ANTRENMAN ÖĞELERİ
• Herhangi bir fiziksel aktiviteyi yapan bir sporcu anatomik,
fizyolojik, biyokimyasal ve psikolojik olarak değişikliklere maruz
kalır.
• Her bir aktivitenin verimi şu faktörlere bağlıdır:
A-Antrenman Hacmi; süresine, mesafesine ve tekrar sayısına,
B-Antrenman Şiddeti; yüküne ve tekrar sayısına,
C-Antrenman Yoğunluğu; performans sıklığına bağlıdır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ANTRENMAN HACMİ
• Antrenman hacmi yüksek seviyede
teknik, taktik ve özellikle fiziksel
başarılar için çok gerekli olan
miktarları içerir. Bunlar;
• 1-Antrenmanın süresi
• 2-Belirli zaman içerisindeki
antrenmanın mesafesi
• 3-Belirli zaman içerisindeki bir
egzersizin tekrar sayısı
• “Kısaca hacim; antrenman içerisinde
yapılan aktivitelerin toplamına
denir.”
ANTRENMAN ŞİDDETİ
• Antrenman şiddeti egzersizlerdeki
sinir uyarımlarının kuvvetini, yapılan
bir hareketin hızını, çalışma
aralıklarının değişimini ve tekrarlar
arasındaki dinlenmeleri içerir.
• Antrenmanlar ve müsabakalardaki
performanslar esnasında sadece
kasların değil, sinirlerin de enerji
harcamaları vardır. Dolayısı ile
antrenman şiddetinin derecesi
egzersizin çeşidine ve şekline göre
ölçülebilir.
• Bir egzersizin şiddeti yapılan spor
aktivitesine göre değişir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Aktiviteleri Süresine Göre Sınıflandırma
Bölge
Açıklama
Örnek
1
15 sn.lik kısa süreli maksimal eforlu aktivite şiddetlerini 100 m sprint
içerir. Bu bölgedeki fiziksel aktivitelerde organizmaya
koşuları, atlama,
yüksek oranda O2 sağlanmaz. Temelde ATP-PC (fosfojen) sıçrama vs.
sistemi kullanılır.
2
200-400 m
15 ile 60 sn.lik yüksek şiddetteki maksimal eforları içerir.
koşuları, 100 m
Temelde ATP-PC ve düşük oranda LA sistemi kullanılır.
yüzme vs.
3
1 ile 6 dk.lık aktiviteleri içerir. Yarı maksimal şiddet
bölgesi de denir. Temelde LA ve O2’li sistem kullanılır.
1500 m koşuları,
400 m yüzme,
güreş vs.
4
6 ile 30 dk.lık aktiviteleri içerir. Orta şiddet bölgesi de
denir. Temelde O2’li sistem kullanılır.
5000-10000 m
koşuları, 800-1500
m yüzme vs.
5
30 dk üzerindeki aktiviteleri içerir. Düşük şiddet
bölgesidir. Temelde O2’li sistem kullanılır.
Maraton koşusu,
takım sporları,
tenis vs.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Şiddet Seviyelerine Göre Kullanılan Enerji Sistemleri
Şiddet
Seviye
Çalışma
Süresi
Şiddet
Türü
Kullanılan
Enerji
1
1-15 sn
Süpermax
2
15-60 sn
3
Enerji Yüzdesi (%)
Anaerobik
Aerobik
ATP-PC
100-95
0-5
Max
ATP-PC+LA
90-80
10-20
1-6 dk
Yarımax
LA+O2
70-(40-30)
30-(60-70)
4
6-30 dk
Orta
O2
(40-30)-10
(60-70)-90
5
30 dk
ve üzeri
Düşük
O2
5
95
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Şiddet Seviyelerine Göre Tahmini Enerji Tüketimi
(Yaş: 20 yıl; KAHmax: 220 – 20 = 200 atım/dk)
Şiddet
(%KAHmax)
KAH (atım/dk)
% Karbonhidrat
%
Yağ
65-70
130-140
40
60
70-75
140-150
50
50
75-80
150-160
65
35
80-85
160-170
80
20
85-90
170-180
90
10
90-95
180-190
95
5
100
190-200
100
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Sporcunun Hedef Kalp Atım Sayısı
Antrenmanlar esnasında sporcular bir çok şiddet seviyeleri
içeren çalışmalara katılırlar. Organizmanın uygulanan çalışmalara
cevap verebilmesi ve adapte olabilmesi için uygulanacak
antrenman şiddetleri sporcuların kalp atım hızlarına göre
ayarlanmalıdır.
Sporcunun hedef kalp atım sayısı formülü (Karvonen Metodu):
KAHhdf=KAHdin + (%k)(KAHmax – KAHdin)
KAHdin:İstirahat halindeki kalp atım hızı
KAHmax:Maksimal kalp atım hızı
(%k):Antrenman şiddet yüzdesi
Örnek:Bir sporcunun istirahat halindeki kalp atım sayısı 65 atım/dk ve
maksimal kalp atım sayısı 185 atım/dk olsun. Bu sporcunun %70
şiddetindeki çalışmalarda KAHhedef hesaplaması;
KAHhdf=65+0,7(185-65) =149 atım/dk olarak bulunur.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
ANTRENMAN YOĞUNLUĞU
Bir sporcunun belirli bir zaman dilimi içerisinde yapmış olduğu hareket serileridir.
Yoğunluk, bir antrenmanda yapılan çalışmalar ile dinlenmeler arasında geçen
zamanın oranlarını belirler.
Uygun bir antrenman yoğunluğu antrenmanın verimini artırır ve sporcuların aşırı
yoğunluğa maruz kalmalarını önler.
1-Tahmini (Relatif) Yoğunluk (TY)
Bir sporcunun relatif yoğunluğu o sporcunun antrenmanlarda uygulayabileceği
tahmini çalışma kapasitesini belirler.
TY = (NHx100)/TH NH:Net Hacim TH:Tahmini Hacim
Örnek: Bir sporcunun net hacmi 102 dk ve tahmini hacmi ise 120 dk olsun. Bu
sporcunun Tahmini Yoğunluğu;
TY=(102x100)/120=%85 bulunur.
Yani bu sporcu çalışmalarda toplam antrenman süresinin %85’ini kullanabilir.
Toplam olarak 100 dk.lık bir antrenman için bu kapasiteye sahip bir sporcunun
maksimal çalışma süresi;
100x(85/100)=85 dk. dır.
Bu süreden daha fazla yapılan çalışmalar bu sporcunun kapasitesini aşırı
zorlayacaktır.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
2-Net (Mutlak) Yoğunluk (NY)
• Net yoğunluk bir antrenörün etkili bir antrenman hazırlamasına
yardımcı olur ve o antrenmanın etkisiz veya başarısız olmasını
engelleyebilir.
• Özellikle bazı spor dallarında antrenman yoğunluğu oranına karar
verilemediği durumlarda kullanılır.
• Bir sporcunun egzersizlerde uygulayacağı maksimal performansın
yüzdesini içerir.
• Bir sporcunun etkili bir çalışma yapıp yapmadığını belirlemek için
kullanılır.
NY = [(NH – DAH) x 100] / NH
NH:Net Hacim DAH:Dinlenme Aralığı Hacmi
•
•
Örnek: Bir sporcunun dinlenme aralığı hacmi 26 dk ve net hacmi ise 100 dk olsun.
Bu sporcunun Net Yoğunluğu;
NY=[(100 – 26)x100]/100=%74 bulunur.
– Bu sporcu bu tür çalışmanın %74’ünü etkili yapmıştır.
– Bu tür çalışmalar sporcunun kapasitesini %74 oranında artırabilir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Antrenmanın Etkileri
Solunumsal Değişimler
•
•
•
•
•
•
Maksimal dakika ventilasyonu artışı
Tidal Volüm artışı
Solunum frekansı artışı
Solunum verimliliği artışı
Akciğer volümlerinde artış
Difüzyon kapasitesi artışı
Diğer Değişimler
•
Vücut kompozisyonu
•
•
•
•
•
•
•
Toplam vücut yağında azalma
Yağsız vücut ağırlığında biraz artış veya
değişmeme
Toplam vücut ağırlığında artış
Kan kolesterol ve trigliserit seviyesinde
azalma
Egzersiz ve istirahat kan basıncında azalma
Isı aklimatizasyonunda artış
Kemik Ligament ve tendonların güçlenmesi
Dr. Abdullah GÜLLÜ
UYUM
(FAZLA TAMLAMA-SÜPERKOMPENZASYON)
• Kritik uyarı eşiği (%25-30) altında yapılan uyarılar uyum meydana
getirmez.
• Ancak bu kritik uyarı eşiğini geçen uyarılar organizmada uyum meydana
getirirler.
• Bunlar:
• – Pedagojik uyum,
• – Morfolojik uyum,
• – Fizyolojik uyum,
• – Psikolojik Uyum ve
• – Felsefi uyum
• Organizmada uyum yaratan uyarılara Yüklenme denir.
• Çok ağır şiddette yapılan uyarılar ise Sürantrenmana neden olabilir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
- Sistemli antrenman sonucu oluşan olumlu değişme bir dizi değişik uyaranlara, bedensel uyumla
sağlanır. Uyum süreci ile antrenman dozu arasında tam bir ilişki vardır (DeVries, 1980).
- Maksimal performansın % 30'unun üzerinde yapılan uyarılar organizmada uyum meydana
getirirler (Hettinger, 1966).
- Fazla Tamlama, organizmanın antrenman uyaranına uyum sağlamasının ve kastaki glikojen
depolarının dolmasının bir sonucu olarak, sporsal etki artışının doğal bir kaynağı olarak
görülmelidir.
Fazla Tamlama
Organizmanın
normal biyolojik
yapı seviyesi
Dinlenme
Yüklenme
• Meydana gelen bu uyumlar “süperkompenzasyon” kuramında
belirtilen “fazla tamlamalardır”.
• Fazla tamlama; yılın en önemli yarışması için fiziksel ve psikolojik
odaklanma sağlamak amacıyla, organizmanın çalışmasının ve tekrar
yenilenmesinin biyolojik kaynakları ile ilişkilidir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
• Uygun bir sürede diğer bir uyaran uygulanmamışsa (fazla tamlama evresinde)
yeniden kötüleşme oluşur.
• Bir antrenman biriminde uygun antrenman uyaranlarının ardından, fazla
tamlama evresi ile birlikte yenilenme süresi yaklaşık 24 saat olarak
belirlenmektedir (Herberger,1977).
• Buna karşın fazla tamlamanın oluşmasıyla ilgili değişkenlerin antrenman türüne
ve yeğinliğine bağlı olduğu da unutulmamalıdır.
• Örneğin, bireyin aerobik dayanıklılığı geliştirmeye çalıştığı bir antrenman birimi
ardından, fazla tamlama yaklaşık 6-8 saat sonra olabilir.
• Diğer yandan, MSS üzerine ağır bir yükleme oluşturan çok yoğun etkinlik, fazla
tamlamanın oluşması için 24 saatten bile fazla, bazı durumlarda 36-48 saate
varan gereksinimleri ortaya çıkarabilir.
• Maksimal şiddetteki uyaranların fazlaca vurgulandığı bir evre genel bir
yıpranmaya yol açar ve sporcunun veriminde düşüşe neden olur.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
SÜRANTRENE (SÜRANTRENMAN)
• Çalışma ile dinlenme sürelerinin iyi ve orantılı bir şekilde ayarlanamaması veya
gözden kaçırılması (önem vermeme) gibi durumların sonucunda sürantrene
durumu meydana gelir.
• Diğer bir deyişle; sporculara yüksek şiddette antrenman yüklemesi yapılmasına
karşın, organizmada meydana gelen aşırı yorgunluğun atılması için gerekli
dinlenme sürelerinin veya metotlarının yetersiz olması durumunda “Sürantrene
Durumu” meydana gelir.
• Bir antrenör uygulayacağı çalışmanın şiddetini ve buna bağlı olarak dinlenme
oranlarına çok dikkat etmelidir.
• Yüklenme şiddetine göre sporcusuna yeterli (ne az, ne de fazla) dinlenme süresi
vermelidir.
• Aksi durumlarda;
–
–
–
–
Sporcu organizması ikinci bir yüklemeye dinlenemediği için hazırlanamaz,
Yorgun bir organizmadan yüksek seviyeli performans,
Verim ve
Form elde edilemez.
SÜRANTRENENİN ÇEŞİTLERİ
Genel olarak iki türlü sürantrene vardır.
Bunlar:
1-Psikolojik Sürantrene
• Aşırı uyarılar ve aşırı streslerin meydana
getirdiği duyusal süreçlerdir.
• Örneğin; öfke, sinir, endişe ve aşırı
heyecanlanmalar gibi psikolojik
baskılardan dolayı kalp atımı ve
terlemenin artmasıdır.
2-Fizyolojik Sürantrene
• Aşırı ve yüksek hacimli antrenmanların
sonucunda yeterli dinlenme
verilmediğinde, sporcu organizmasının
normal işleyişini engelleyici faktöler artar.
• Örneğin; kansızlık, düşük kan basıncı,
sindirim bozukluğu vb gibi olumsuzluklar.
•
SÜRANTRENENİN BELİRTİLERİ
Bir sporcunun sürantrene durumuna girip
girmediğini anlamak için bazı belirtileri
dikkatli gözlemek gerekir.
• Bu belirtiler genel olarak üç başlıkta
toplanabilir:
1-Psikolojik Belirtiler
• Bir sporcunun psikolojik olarak
sürantreneye girdiğini gösteren
belirtilerdir.
2-Fizyolojik Belirtiler
• Fiziksel ve motorsal (hareket) belirtiler de
denir.
3-Fonksiyonel Belirtiler
• Sağlık açısından meydana gelen
rahatsızlıklardır.
•
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Sürantrene Belirtileri
Psikolojik
Hareket (Motor) ve Fiziksel
Fonksiyonel
A.Kolay heyecanlanma
B.Konsantre düşüklüğü
-kritiklere aşırı tepki
-antrenör ve takım
arkadaşlarından kendini
soyutlama eğilimi/isteği
-inisiyatif kullanma eksikliği
-depresyon
-kendisine ve çevresine
güvensizlik
C.Kazanma hırsı
-mücadele azminin
kaybolması
-müsabakalardan
çekinme/korkma
-taktik planı terk
etme/yapmama eğilimli
-Müsabaka/antrenman
dövüşme/kavga etme isteği
A.Koordinasyon
-kas gerilimi/kasılmanın artması
-yeni düzeltilmiş bir hatanın tekrar
nüksetmesi
-tutarsız ve çelişkili ritmik hareketler
-tekniksel hata/farklılıkları düzeltme
kapasitesinin düşmesi/azalması
B.Fiziksel hazırlık
-sürat, çabukluk, kuvvet ve dayanıklılık
seviyelerinde düşme
-toparlanma oranı yavaş ve süresinde
uzama
-reaksiyon (tepki) zamanlarında düşme
C.Sakatlanmalara eğilimli
-Antrenman/müsabakada basit
hareketlerde bile sakatlanmaya eğilimli
-uykusuzluk
-iştahsızlık
-sindirim
rahatsızlıkları
-kolay terleme
-akciğer/vital
kapasitenin
düşmesi
-kalp atımı
toparlanması
normalden uzun
sürmesi
-deri ve doku
enfeksiyonları
kapma eğilimi
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Sürantreneye Neden Olabilecek Faktörler
Antrenman Hataları
Sporcunun Özel Yaşantısı
Sporcunun Sosyal Çevresi
Sağlık
-Toparlanmaya önem
vermemek
-Organizmanın
kapasitesinden
fazlasını istemek
-Uzun dinlenme/
sakatlık sonrası
antrenman yükünü
birden artırmak
-Yüksek şiddette
uyarımlı yüksek
hacimli antrenmanlar
uygulamak
-Yetersiz uyuma süresi
-Organize edilmemiş/rast
gele günlük programlar
-Sigara, alkol, kahve vb
alımı
-Yaşama ortamının
yetersizliği/ uygunsuzluğu
-Arkadaş/çevresi ile
bozuşma, dargınlık/
geçimsizlik
-Zayıf/düzensiz beslenme
-Sürekli ve aşırı heyecan
verici yaşantı
-Aşırı/bunaltıcı ailevi
sorumluluklar
-Ailesi/arkadaşlarına olan
hayal kırklığı
-Profesyonel (mesleki)
tatminkarsızlık
-Aşırı stresli profesyonel
(mesleki) çalışmalar
-Aşırı uyarıcı aktivitelere
maruz kalma (TV, yüksek
seste müzik dinleme vs)
-Yaptığı sporla ilgili ailesiyle
bozuşma/ kavga etme
*Sakatlık
geçirme
*Hastalık
Yaşama
-Yüksek
ateş
-Mide
bulantısı
-Mide ağrısı
-Hazım_
sızlık vs.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
Sürantreneyi Tedavi Etme Teknikleri
Psikolojik Sürantrene
Fizyolojik Sürantrene
A.Özel Diyet (Beslenme)
-Vitamin A, C ve B grubu miktarlarını artırmak
-Alkali türü yiyeceklerle iştahı açmak/uyarmak (süt,
meyve, taze sebze)
-Uyarıcı gıdalardan (kahve, ilaç vs) kaçınmak, az
miktarda ve alkol derecesi çok düşük içeceklere izin
verilebilir
B.Fizyo-Terapi
-Açık havada yüzme
-15-20’ ve 35-37°C su sıcaklığında banyolar (saunaya
izin verilmez)
-Sabahları soğuk duşlar, havlu ile canlı ve hızlı
kurulanmalar
-Dinlendirici masajlar (uyarıcı masajlar tavsiye
edilmez)
-Hafif/ritmik egzersizler (jog, bisiklet)
C.Klimatik Terapi
-Çok az ultra-viyole ışınlar, fakat şiddetli ve uzun süreli
güneş ışınlarından kaçınılmalıdır.
A.Özel Diyet (Beslenme)
-Vitamin C ve B gruplarını artırmak
-Et, peynir, yumurta, kek çeşitleri
B.Fizyo-Terapi
-Değişkenli sıcak ve soğuk duşlar
-Değişkenli kısa soğuk duş ile orta derecede
kısa süreli saunalar
-Uyarıcı masajlar
-Aktif ve canlı hareketler
C.Klimatik Terapi
-Deniz seviyesindeki yükseltiler
-Canlandırıcı iklimler tercih edilmelidir. Bu
sporcunun tercihine göre belirlenir. Bazı
sporcular güneşli, bazıları ise yağmurlu/
bulutlu vs. havayı canlandırıcı bulabilir.
Dr. Abdullah GÜLLÜ
.
KONULARIMIZ BİTMİŞTİR
.
.
Download