doxorubicin içeren manyetik albumin

advertisement
ÖZEL EGE L SES
DOXORUB C N ÇEREN MANYET K ALBUM N
NANOPART KÜLLER N HAZIRLANMASI VE LAÇ
TA INIMINDA KULLANIM OLANAKLARININ
ARA TIRILMASI
HAZIRLAYAN Ö RENC LER:
DANI MAN Ö RETMEN:
Barkın Özyamaner
(11A)
Turu san afak
(11A)
Mesut Esen
ZM R
2011
ÇER K L STES
PROJEN N AMACI……………………………………………………………………………. 3
1.G R …………………………………………………………………………………………. 3
2.YÖNTEM……………………………………………………………………………………... 7
2.1. PROTE N TAY N ………………………………………………………………………… 7
2.2. Albumin nanopartiküllerinin sentezlenmesi……………………………………….. 8
2.3. Optimum albumin konsantrasyonunun belirlenmesi……………………………. 9
2.4. Doxorubicin standart grafi inin hazırlanması…………………………………….. 10
2.5. Albumin nanopartiküllerine doxorubicin yüklenmesi…………………………..
10
2.6. Doxorubicin enkapsülasyonu üzerine pH etkisi………………………………….. 11
2.7. Doxorubicin içeren manyetik albumin nanopartiküllerinin sentezlenmesi….. 11
2.8. n vitro ilaç salınımı…………………………………………………………………….. 11
3. SONUÇLAR VE TARTI MA………………………………………………………………. 12
3.1. Albumin standart grafi i……………………………………………………………….. 12
3.2. Doxorubicin standart grafi i…………………………………………………………... 12
3.3. Nanopartikül hazırlama ve hazırlanılan nanopartiküllerine ilaç yükleme
ko ullarının optimizasyonu…………………………………………………………….
13
3.4. Nanopartiküllerden doxorobicin salımı……………………………………………… 16
4. TE EKKÜR………………………………………………………………………………….. 17
5. KAYNAKLAR………………………………………………………………………………… 18
PROJEN N AMACI
Kanser tüm dünyada hızla artmakta ve ölüm nedenlerinin ba lıca sebepleri arasında
yer almaktadır. Son istatistiksel bilgilere göre 2020 yılında dünyadaki kanser hastası
sayısının 15 milyondan fazla olaca ı belirtilmi tir. Ço u kanser türleri lokalizasyonuna ve
evrelerine ba lı olarak cerrahi müdahele, radyoterapi ve/veya kemoterapi gibi uygulamalarla
tedavi edilebilmektedir. Antrasiklin bir antibiyotik olan doxorubicin en geni kullanım alanına
sahip ve gerek tek bir ajan gerekse kombinasyonlu biçimde intravenöz olarak hastaya
uygulanan antikanser ilaçlardan biridir. Ba ta over kanseri olmak üzere, meme, akci er, tiroid
kanseri, yumu ak doku sarkomaları ve bazı tür lösemilerin tedavisinde kullanılır.
Doxorubicinin düzensiz kalp atı ları, kalp yetmezli i gibi istenmeyen birçok yan etkisi vardır.
Bunun yanısıra a ız yaraları, sindirim problemleri, saç dökülmesi, el ayak sendromu di er
yan etkileri arasında yer almaktadır. Doxorubicinin belirtilen yan etkilerinin giderilmesi
amacıyla günümüzde klinik uygulamalarda kullanılmakta olan lipozamal doxorubucin ve
PEG-lipozomal doxorubucin türevleri olu turulmu
fakat yan etkiler tamamen ortadan
kaldırılamamı tır. laç uygulaması sırasında el ve ayaklara so uk kompres uygulanmasına
ra men özellikle yapılan ikinci tedavi sonrası el ve ayaklarda yanıklar, su toplanması, i me
ve iyile meyen yaraların yanında a ız içinde beslenmeye engel olabilecek büyüklükte yaralar
ve yutkunma güçlü ü gözlenmektedir. Doxorubucinin yan etkilerini azaltmak için geli tirilmi
lipozomal PEG-Doxorubucinin de bu gibi yan etkileri ortadan kaldırmakta yetersiz olması, ve
yan
etkilerinin
hastanın
ya am
kalitesini
dü ürmesi
nedeniyle,
hedef
hücreye
gönderilebilecek doxorubucin türevinin hazırlanması çalı mamızın temelini olu turmaktadır.
Bu amaçla, albumin kullanılarak nanopartiküller hazırlanmı ve hedeflenen bölgeye ilacın
ta ınımı için nanopartiküllere manyetik özellik kazandırılmı tır.
1.G R
Nanoteknoloji, nanometre ölçe indeki objeleri ele alan bir teknolojiyi sunar.
Nanopartiküllerin; yükleme kapasitesinin fazla olması, immün sistem tarafından tanınmaması
dolayısıyla hedefe daha etkili bir biçimde ula mak amacıyla yüzeylerinin çe itli moleküller ile
modifiye edilebilmesi, kan beyin bariyeri ve hücreler arası sıkı ba lantılar gibi fizyolojik
bariyerlerden
geçi i
sa layabilecek
ekilde
dizayn
edilebilmesi,
polimer
kaplı
süperparamanyetik materyallerin manyetik rezonans görüntülemeye olanak sa layarak
partiküllerin diagnostik uygulamalarda kullanılabilmesi, bir ligand ile konjugasyon aracılı ıyla
oldukça spesifik doku hedeflendirmesini mümkün kılması gibi özellikleri bulunmaktadır (Ak,
2010, Soloviev, 2007). laç ta ıyıcı sistemler olarak nanopartiküller, polimer, metal veya
seramik materyallerinden olu abilir. Kullanılan materyale ve üretim metoduna ba lı olarak
ekil ve büyüklükleri de i en partiküllere farklı özellikler kazanmaktadır. Lipozomlar, katı lipid
partkülleri, miseller, küreler, dendrimerler, konjugatlar, hidrojeller vb. bu konuda ara tırılan
sistemlerdendir (Wang,et all.,2008) ( ekil 1).
ekil 1. Ara tırmaları süren terapötik nanopartiküler platformlardan bazıları (a) lipozom (b)
polimer-ilaç konjugatı (c) polimerik nanopartikül (d) dendrimer (e) demir oksit
nanopartikülü Kırmızı noktalar hidrofilik ilaçları, mavi noktalar hidrofobik ilaçları
göstermektedir (4).
Polimerik nanopartiküller, kontrollü ilaç salımı ve hastalı a spesifik lokalizasyon
sa laması amacıyla karakteristikleri ve yüzey kimyası de i tirilerek üretilebilir (Singh and
Lillard, 2009). Polimerik nanopartiküllerin hazırlanmasında do al ve sentetik polimerler
kullanılmaktadır. Do al polimerler, proteinler (albumin, jelatin vb.) ve polisakkaritler (aljinat,
kitosan, dekstran vb.) olmak üzere iki gruptan olu maktadır. Sentetik polimerler ise önceden
sentezlenen ( polianhidrit, polikaprolakton-PCL, polilaktik asit-PLA, poli laktik-ko-glikolik asitPLGA vb.) veya hazırlama sırasında sentezlenen polimerlerden polisiyanoakrilat-PACA vb.)
olu maktadır (Ak, 2010).
Nanoteknolojik ilk ilaç ta ıma sistemi 1960’larda tanımlanan ve daha sonra lipozomlar
olarak kabul edilen lipid vezikülleridir. Ardından çe itli organik ve inorganik biyomateryaller
ilaç ta ıma sistemi olarak ara tırılmı tır. Kontrollü salım yapan ilk polimer sistemi 1976’da
tanımlanırken, 1980’de pH de i imlerine cevap vererek ilaç salımı yapabilen daha kompleks
bir sistem olan ve hücre-spesifik hedefleme gerçekle tiren lipozomlar sentezlenmi tir. 1987
de uzun süre sirkülasyonda kalan ilk modifiye lipozomlar tanımlanmı tır. Ardından polietilen
glikolün (PEG) lipozomların ve polimerik nanopartiküllerin sirkülasyon zamanını uzattı ı
belirlenmi tir. 1995 de ise gerekli onaylar alınarak polietilen glikol ba lı lipozomal doxorubicin
AIDS ili kili Kaposi Sarkoması tedavisinde kullanılmaya ba lanmı tır (Farokhzad and Langer
2009). Bazı ilaç ta ıyıcı sistemler günümüzde klinik uygulamalarda kullanılmakta olup çe itli
formları ara tırılmaya ve çalı ılmaya devam etmektedir (Wang,et all.,2008).
Kanser, kontrolsüz hücre bölünmesi ve hücrelerin orjinden veya primer bölgeden
vücudun di er bölgelerine invazyonu ve yayılmasıyla karakterize olan bir hastalık grubudur.
Kanserin büyüme sinyallerinin kendi kendini yönetmesi, hücrelerin büyüme inhibisyon
sinyallerinden ve apoptosisten kaçması, limiti olmayan bölünme potansiyeli, anjiogenez,
invazyon ve metastaz olmak üzere ayırıcı özellikleri oldu u bilinmektedir (Pecorino, 2006).
Kanser tüm dünyada hızla artmakta ve ölüm nedenlerinin ba lıca sebepleri arasında
yer almaktadır. Son istatistiksel bilgilere göre 2020 yılında dünyadaki kanser hastası
sayısının 15 milyondan fazla olaca ı belirtilmi tir (Kairemo, et all., 2008). Ço u kanser türleri
lokalizasyonuna ve evrelerine ba lı olarak cerrahi müdahele, radyoterapi ve/veya kemoterapi
gibi uygulamalarla tedavi edilebilmektedir. Kemoterapi uygulamasında farmakolojik olarak
aktif kanser ilacı tümör dokusuna dü ük spesifite ve doza ba ımlı toksisitesi ile ula ır.
Kullanılan ço u antikanser ajan tümör hücreleri ile sa lıklı hücreleri birbirinden ayıramaz,
dolayısıyla sistemik toksisiteye ve yan etkilere neden olur. Bu durum ilacın alınabilen
maksimum dozunu sınırlar. Ayrıca hızlı eliminasyon ve geni bir alana yayılım ilacın fazla
miktarda uygulanmasını gerektirir ancak bu durum ekonomik de ildir ve istenmeyen etkilerin
ortaya çıkmasına sebep olur. Nanopartiküler ilaç ta ıyıcı sistemlerin daha etkili ve daha az
zararlı olması bu problemlerin bazılarını ortadan kaldırır (Sinha, et all., 2006). Hedeflenen
tümör dokusuna nanopartiküllerin ula abilmesi için elimine olmadan dola ımda uzun süre
kalmaları gerekmektedir. Yüzey modifiye olmayan veya hidrofobik nanopartiküller dola ımda
iken büyüklük ve yüzey karakteristiklerine ba lı olarak ba lıca karaci er ve dalak olmak
üzere mononükleer fagositik sistem (MPS) tarafından yakalanırlar. Bu sorunu ortadan
kaldırmak için nanopartiküller hidrofilik polimerler ile kaplanabilirler, böylece partiküller
makrofajlarca yakalanmaktan korunurlar. Hidrofilitenin artırılması ayrıca partikülü suda daha
çözünür yapmasının yanında enzimatik degradasyona kar ı daha az hassas olmasını ve
böylece biyouyumlulu unun artmasını sa lar (Wang, et all., 2008). lacı hedef hücreye
göndermenin bir yolu da fiziksel hedeflemedir. Fiziksel hedefleme, dı arıdan verilen uyarılar
ile ilacın vücut içerisindeki spesifik bir bölgede yo unla masını sa layan yeni bir hedefleme
tekni idir (Vasir and Labhasetwar, 2005). Manyetik alan ve ultrases uygulanarak
gerçekle tirilir. Manyetik hedeflendirme yakla ımı manyetik ilaç ta ıyıcısına ba lı veya
ta ıyıcıya enkapsüle edilmi bir terapötik ajanın intravenöz enjeksiyonu ve dı arıdan lokalize
manyetik alan uygulamasıyla tümör dokusuna yönelmesini kapsar ( ekil 2). Manyetik cevap
veren ilaç ta ıyıcıları genellikle magnetit, demir, nikel, kobal vb. gibi materyaller içerir. laç
ta ıyıcıları ise manyetik lipozomlar, mikroküreler, nanoküreler ve koloidal demir oksit
solüsyonları olabilmektedir.
ekil 2. Manyetik hedefleme stratejisi(11)
Antrasiklin bir antibiyotik olan doxorubicin en geni kullanım alanına sahip ve gerek
tek bir ajan gerekse kombinasyonlu biçimde intravenöz olarak hastaya uygulanan antikanser
ilaçlardan biridir. Ba ta over kanseri olmak üzere, meme, akci er, tiroid kanseri vs., bazı
yumu ak doku sarkomaları ve bazı tür lösemilerin tedavisinde kullanılır.
ekil 3’de
gösterildi i gibi yapısında tetrasiklin halkası ve bu halkaya glikozidik ba
ile ba lı
daunozamin ekeri içerir (Waterhouse, et all., 2001).
O
OH
O
OH
O
O
OH
O
H3C
O
OH
CH3
OH
NH2
ekil 3. Doxorubicinin yapısı
Doxorubicinin düzensiz kalp atı ları, kalp yetmezli i gibi istenmeyen birçok yan etkisi
yanında a ız yaraları, sindirim problemleri, saç dökülmesi, el ayak sendromu (PPE) gibi di er
yan etkileri de vardır (Devoti, 2006, Jung, 2001). stenmeyen bu etkiler yanı sıra bir di er
önemli konu ilaç dirençlili idir. Doxorubicinin belirtilen yan etkilerinin giderilmesi amacıyla
günümüzde klinik uygulamalarda kullanılmakta olan lipozamal doxorubucin ve PEGlipozomal doxorubucin türevleri olu turulmu
fakat yan etkiler tamamen ortadan
kaldırılamamı tır. Doxorubicinin bu türevleri kalp rahatsızlıklarının azalmasını sa lamı fakat
tedavi gören hastalarda özellikle el-ayak sendromu olarak bilinen yanıklar, yaralar, a ızda
olu an yaralar, sindirim problemlerini önleyememi tir. laç uygulama sırasında el ve ayaklara
so uk kompres uygulanmasına ra men özellikle yapılan 2. tedavi sonrası el ve ayaklarda
yanıklar( ekil 3), su toplanması,
i me ve iyile meyen yaraların yanında a ız içinde
beslenmeye engel olabilecek büyüklükteki yaralar ve yutkunma güçlü ü tedavinin bazı yan
etkileridir. Doxorubucinin yan etkilerini ortadan kaldırmak için geli tirilmi lipozomal PEGDoxorubucinin de bu gibi yan etkileri ortadan kaldırmakta yetersiz olması ve yan etkilerinin
hastanın ya am kalitesini dü ürmesi nedeniyle, hedef hücreye gönderilebilecek doxorubucin
türevinin hazırlanması çalı mamızın temelini olu turmaktadır. Bu amaçla, farklı ba lanma
bölgeleriyle ilaçları ba lama kapasitesine sahip olan, dü ük molekül kütleli bir protein,
albumin kullanılarak nanopartiküller hazırlanmı ve hedeflenen bölgeye ilacın ta ınımı için
nanopartiküllere manyetik özellik kazandırılmı tır.
ekil 3. Lipozomal-Doxorubucin Yan Etkisi, El-Ayak Sendromu
2. YÖNTEM
Sı ır serum albumini (BSA) Sigma ve glutaraldehit (%25) Merck ve doxorubicin Deva
firmasından ticari olarak sa landı. Çalı mada kullanılan di er kimyasallar da analitik
saflıktadır. Manyetik partikül hazırlanması amacıyla kullanılan Fe3O4 partikülleri Hacettepe
Üniversitesinde sentezlendi.
2.1. Protein tayini
Çalı mamızda protein miktar analizleri Bradford yöntemi kullanılarak yapıldı
(Bradford, 1976). Bradford reaktifi 40 mg Coomassie-Brilliant Blue G-250’nin tartılıp % 98’lik
50 ml etanolde çözülmesi ve üzerine 55 ml % 88’lik fosforik asit ilave edilerek distile su ile 1
litreye tamamlanmasıyla hazırlandı. 0,02, 0,05, 0,10, 0,15, 0,20 mg/ml konsantrasyonlarda
bovin serum albumin (BSA) çözeltileri olu turuldu ve 0,05 ml çözelti üzerine 1 ml Bradford
reaktifi eklenerek 10 dakika oda sıcaklı ında inkübe edildi. Süre sonunda Perkin Elmer
UV/VIS spektrofotometrede 595 nm’de absorbanslar ölçülerek konsantrasyonlara kar ılık
absorbansların esas alındı ı standart grafi i çizildi. Örnek analizlerinde de aynı yöntem
uygulandı ve standart grafi i denklemi kullanılarak ölçülen absorbanslara kar ılık albumin
konsantrasyonları hesaplandı.
2.2. Albumin nanopartiküllerinin sentezlenmesi
Albumin nanopartikülleri Weber ve arkada larının, Langer ve arkada larının
geli tirdikleri yöntemlerin modifikasyonu ile desolvasyon metodu kullanılarak gerçekle tirildi
(Weber, et all., 2000, Langer, et all., 2003). Albumin 1 ml distile suda çözüldü ve 480 rpm
hızla orbital karı tırıcı üzerinde 4 ml etanol, pompa (ERC HPLC Pump 64) yardımıyla 1 ml/dk
akı hızında eklendi.
Elde edilen karı ım içerisine % 8’lik glutaraldehit çözeltisinden 0,588µl/ mg BSA
olacak
ekilde eklendi. 24 saat oda sıcaklı ında çalkalamaya bırakılan albumin
nanopartikülleri süre sonunda eppendorf tüplerine alınarak 13000 rpm’de 3x20 dk Beckman
Mikrofuge E cihazında santrifüjlendi. Üst faz bir tüpe alınarak ayrıldı ve eppendorf tüplerinin
içerisine 1’er ml distile su eklenerek 13000 rpm’de 2x20 dk santrifüjlenerek yıkama i lemi
yapıldı. Santrifüj sonrasında üst faz 1. yıkama suyu olarak ayrı bir tüpe alındı ve
nanopartiküller aynı i lemlerle ikinci defa yıkandı. 2. yıkama suyu da bir tüpe koyulup
nanopartiküller +4 ºC’ye kaldırılarak depolandı.
2.3. Optimum albumin konsantrasyonunun belirlenmesi
25, 50, 75, 100 mg/ml albumin konsantrasyonlarında nanopartiküller hazırlanılarak
optimum albumin miktarı belirlendi. Üst faz ve yıkama sularında Bradford yöntemi
kullanılarak protein tayinleri yapıldı ve desolvasyon % de erleri a a ıdaki formül kullanılarak
hesaplandı.
Desolve albumin (mg) = Eklenen toplam albumin (mg) – Desolve olmayan albumin
(mg)
Nanopartikül olu turan albumin miktarı yüzdesi ise desolve albumin miktarının
eklenen toplam albumine bölünüp 100 ile çarpılmasıyla a a ıdaki formülde gösterildi i gibi
hesaplandı.
% Desolvasyon =
Elde edilen nanopartiküllerin boyutları ise zeta boyut ölçüm cihazı ile (Malvern
dynamic laser scattering zeta sizer Nano SZ, zmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Fen
Fakültesi, Kimya Bölümü) belirlendi.
2.4. Doxorubicin standart grafi inin hazırlanması
Doxorubicinin UV/VIS spektrofotometrede dalga boyu taraması yapıldı ve maksimum
absorbans verdi i dalga boyu 480 nm oldu u saptandı. lacın 0.010, 0.015, 0.025, 0.0375,
0.050 mg/ml konsantrasyonlarda çözeltileri hazırlanarak standart grafi i çizildi.
2.5. Albumin nanopartiküllerine doxorubicin yüklenmesi
0,5, 1, 2, 2,5 mg/ml doxorubicin kullanılarak hazırlanılan nanopartiküllerde ilaç
enkapsülasyon verimleri
incelenerek optimum doxorubicin konsantrasyonu belirlendi.
Doxorubicin ve albumin 1 ml distile suda çözülerek nanopartiküller olu turuldu. 24 saat
sürenin ardından santrifüj i lemlerine geçildi ve süpernatantlar doxorubicin analizi yapmak
üzere ayrı bir tüpe alındı.
Üst
faz
ve
yıkama
sularında
doxorubicin
miktarları
analizlendi.
Albumin
nanopartikülleri içerisinde enkapsüle edilen doxorubicin miktarı, a a ıda belirtilen formül
kullanılarak hesaplandı.
Enkapsüle doxorubicin (mg) = Eklenen toplam – Enkapsüle olmayan
doxorubicin (mg)
doxorubicin (mg)
lacın enkapsülasyon verimi ise enkapsüle doxorubicin miktarının eklenen toplam
doxorubicine bölünüp 100 ile çarpılmasıyla a a ıdaki formülde gösterildi i gibi hesaplandı.
% Enkapsülasyon verimi =
laç yüklü nanopartiküllerin boyutları zeta boyut ölçüm cihazı ile ölçüldü.
2.6. Doxorubicin Enkapsülasyonu üzerine pH etkisi
Optimum olarak seçilen oranlarda doxorubicin (1 mg/ml) ve albumin (25 mg/ml)
tartılarak pH= 2-9 aralı ında pH de eri NaOH ve HCl kullanılarak ayarlanmı distile suda
çözüldü ve nanopartikül her bir pH de erinde sentezlendi. Doxorubicin enkapsülasyon
verimleri hesaplanarak maksimum enkapsülasyon veriminin saptandı ı pH de eri optimum
pH olarak belirlendi.
2.7.
Doxorubicin
içeren
manyetik
albumin
nanopartiküllerinin
sentezlenmesi
Manyetik ajan olarak seçilen Fe3O4 Chen ve arkada larının çalı masında belirtilen
oranlar(18) dikkate alınarak kullanıldı. Buna göre 25 mg albumin, 1 mg doxorubicin ve 10
mg Fe3O4 1 ml pH’ı 6,5 olarak ayarlanmı d-suda çözüldü standart ko ullarda nanopartiküller
sentezlendi.
2.8. n Vitro laç Salımı
1ml doxorubicin içeren manyetik nanopartikül süspansiyonu 12000 molekül kütleli
maddelere geçirgen gözenek boyutuna sahip diyaliz torbasına konularak 10 ml pH 5.0 ve
fizyolojik pH de eri olan 7.4’ e ayarlı saf su içeren reaktöre yerle tirildi ve 200 rpm hızla
çalkalayıcı su banyosunda 37
o
C de inkübe edildi. Belirli zaman aralıklarında suda
doxorubicin tayinleri yapılarak nanopartikülden doxorubicin salımı belirlendi.
3. SONUÇLAR VE TARTI MA
3.1. Albumin Standart Grafi i
Bradford yöntemiyle 0-0.2 mg/ml aralı ında BSA kullanılarak çizilen standart grafi i
kullanılarak albumin miktarları belirlendi.
ekil 4. Albumin Standart Grafi i
3.2 Doxorubicin Standart Grafi i
Doxorubicinin dalga boyu taraması UV/V S spektrofotometre kullanılarak yapıldı ve
480 nm de Doxorubicinin maksimum absorban verdi i saptandı. 0-0.05 mg/ml aralı ında
Doxorubicin kullanılarak çizilen standart grafi i kullanılarak tüm denemelerde Doxorubicin
konsantrasyonları saptandı ( ekil 5).
ekil 5. Doxorubicin Standart Grafi i
3.3 Nanopartikül Hazırlama ve Hazırlanılan Nanopartiküllere laç Yükleme
Ko ullarının Optimizasyonu
Farklı miktarlarda albumin kullanılarak hazırlanılan nanopartiküllerde desolvasyon %
de erleri her bir albumin oranı için hesaplandı ve örneklerin partikül boyutları zeta potansiyel
ile saptandı. Albumin miktarı 100 mg/ml alındı ında desolvasyon yüzdesi 91.6 de erine
yükselsede nanopartikül boyutlarındaki görülen artı nedeniyle tercih edilmemi tir. 25 mg/ml
albumin konsantrasyonunda desolvasyon % de eri 83.4 olarak saptanmı tır. 50 mg/ml
albumin konsantrasyonunda ise bu de er 84.5’ dir. Desolvasyon % de erinde fazla artı
olmaması nedeniyle a ırı albumin kullanımına gerek duyulmamı
ve partikül boyutları
yakla ık 120 nm olarak saptanan 25 mg/ml albumin konsantrasyonu sonraki denemeler için
tercih edilmi tir.
ekil 6’ da 25 mg/ml albumin konsantrasyonu kullanılarak hazırlanılan
nanopartikül boyutlarının yarıçapının 61.58 oldu u görülmektedir.
ekil 6. 25 mg/ml Albumin Konsantrasyonunda Hazırlanılan Nanopartikül Boyutu
Optimum albumin konsantrasyonu ve farklı miktarlarda (0,5, 1, 2, 2,5 mg/ml)
doxorubicin
kullanılarak
hazırlanılan
nanopartiküllerde
ilaç
enkapsülasyon
verimleri
incelenerek optimum doxorubicin konsantrasyonu belirlendi.
ekil 7. Doxorubicin Konsantrasyonunun Etkisi
ekil 7’ de görüldü ü gibi, 1 mg/ml konsantrasyonunun üzerinde Doxorubicin
kullanılarak
nanopartikül
hazırlanıldı ında
enkapsülasyon
veriminde
büyük
artı
gözlenmemi tir. laç miktarı olarak bu nedenle 1 mg/ml konsantrasyon de eri seçilmi tir.
Optimum albumin (25 mg/ml) ve Doxorubicin(1 mg/ml) kullanılarak farklı pH
de erlerinde hazırlanılan nanopartiküllerde ilaç enkapsülasyon verimleri
verilmi tir.
ekil 8. pH Etkisi
ekil 8’ de
Enkapsülasyon veriminin maksimum oldu u 6,5 de eri optimum pH olarak seçilmi tir.
Fe3O4 kullanılarak manyetik albumin nanopartikülleri hazırlanmı ve manyetik nanopartikül
içerisine Doxorubicin enkapsüle edilmi tir. Hazırlanılan ilaç içermeyen, ilaç içeren ve
manyetik özellik gösteren nanopartiküller
ekil 9’ da fotograflanmı tır.
ekil 10’ da ise
hazırlanılan manyetik nanopartiküllere magnet yakla tırıldı ında gözlenen manyetik özellik
gösterilmi tir.
ekil 9. Nanopartiküller
ekil 10. Manyetik Nanopartiküller
3.4. Nanopartiküllerden Doxorubicin Salımı
Doxorubicin içeren manyetik nanopartikül süspansiyonu 10 ml pH de eri 5.0 ve 7.4’ e
ayarlanmı
saf suya kar ı diyalizlendi 37oC çalkalayıcı su banyosunda belirli zaman
aralıklarında doxorubicin miktarı ölçülerek ilaç salım yüzdesi her bir pH de eri için belirlendi.
Nanopartiküllerin diyaliz torbasına konularak hazırlanılan reaktör fotografları görülmektedir.
Kanser, kontrolsüz hücre bölünmesi ve hücrelerin orjinden veya primer bölgeden
vücudun di er bölgelerine invazyonu ve yayılmasıyla karakterize olan bir hastalık grubudur.
Kanserin büyüme sinyallerinin kendi kendini yönetmesi, hücrelerin büyüme inhibisyon
sinyallerinden ve apoptosisten kaçması, limiti olmayan bölünme potansiyeli, anjiogenez,
invazyon ve metastaz olmak üzere ayırıcı özellikleri oldu u bilinmektedir. Ço u kanser türleri
lokalizasyonuna ve evrelerine ba lı olarak cerrahi müdahele, radyoterapi ve kemoterapi gibi
uygulamalarla tedavi edilebilmektedir. Kemoterapi uygulamasında farmakolojik olarak aktif
kanser ilacı tümör dokusuna dü ük spesifite ve doza ba ımlı toksisitesi ile ula ır. Kullanılan
ço u antikanser ajan tümör hücreleri ile sa lıklı hücreleri birbirinden ayıramaz, dolayısıyla
sistemik toksisiteye ve yan etkilere neden olur. Bu durum ilacın alınabilen maksimum dozunu
sınırlar. Ayrıca hızlı eliminasyon ve geni
bir alana yayılım ilacın fazla miktarda
uygulanmasını gerektirir ancak bu durum ekonomik de ildir ve istenmeyen etkilerin ortaya
çıkmasına sebep olur. Nanopartiküler ilaç ta ıyıcı sistemlerin daha etkili ve daha az zararlı
olması
bu
problemlerin
bazılarını
ortadan
kaldırır.
Hedeflenen
tümör
dokusuna
nanopartiküllerin ula abilmesi için elimine olmadan dola ımda uzun süre kalmaları
gerekmektedir. Yüzey modifiye olmayan veya hidrofobik nanopartiküller dola ımda iken
büyüklük ve yüzey karakteristiklerine ba lı olarak ba lıca karaci er ve dalak olmak üzere
mononükleer fagositik sistem (MPS) tarafından yakalanırlar. Bu sorunu ortadan kaldırmak
için nanopartiküller hidrofilik polimerler ile kaplanabilirler, böylece partiküller makrofajlarca
yakalanmaktan korunurlar. Hidrofilitenin artırılması ayrıca partikülü suda daha çözünür
yapmasının yanında enzimatik degradasyona kar ı daha az hassas olmasını ve böylece
biyouyumlulu unun artmasını sa lar. lacı hedef hücreye göndermenin bir yolu da fiziksel
hedeflemedir. Fiziksel hedefleme, dı arıdan verilen uyarılar ile ilacın vücut içerisindeki
spesifik bir bölgede yo unla masını sa layan yeni bir hedefleme tekni idir. Manyetik alan ve
ultrases uygulanarak gerçekle tirilir. Manyetik hedeflendirme yakla ımı manyetik ilaç
ta ıyıcısına ba lı veya ta ıyıcıya enkapsüle edilmi
bir terapötik ajanın intravenöz
enjeksiyonu ve dı arıdan lokalize manyetik alan uygulamasıyla tümör dokusuna yönelmesini
kapsar.
Doxorubicin, ba ta over kanseri olmak üzere, meme, akci er, tiroid kanseri vs., bazı
yumu ak doku sarkomaları ve bazı tür lösemilerin tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir
kanser ilacıdır. Doxorubicinin düzensiz kalp atı ları, kalp yetmezli i gibi istenmeyen birçok
yan etkisi yanında. a ız yaraları, sindirim problemleri, saç dökülmesi, el ayak sendromu gibi
ya am kalitesini dü ürücü yan etkileri de vardır. Bu çalı mada, yan etkilerin ortadan
kaldırılması amacıyla kanser hücresine hedeflenen manyetik nanopartiküller sentezlenerek
ilaç salımı incelenmi tir. Nanopartiküller albumin kullanılarak desolvasyon metoduyla
sentezlenmi
nanopartikül hazırlanılmasında optimum ko ulların tespiti amacıyla albumin
konsantrasyonunun etkisi incelenerek ilaç konsantrasyonunun, pH’ ın ilaç yükleme verimi
üzerine etkileri ara tırılmı tır. 25 mg/ml albumin konsantrasyonunda desolvasyon % de eri
83.4 olarak saptanmı ve bu konsantrasyonda hazırlanılan nanopartiküller farklı oranlarda
ilaç yüklemesi yapılarak ilaç enkapsülasyon verimleri saptanmı tır. Enkapsülasyon veriminin
%85
oldu u
1
mg/ml
konsantrasyonunda
Doxorubicin
kullanılarak
nanopartiküller
hazırlanmı ve enkapsülasyon verimi en yüksek pH 6.5’ de erinde gözlemlenmi tir. Optimum
ko ullarda hazırlanılan Doxorubicin yüklü nanopartiküllerin boyutları zeta potansiyel
kullanılarak saptanarak farklı pH ortamlarında ilaç salımı izlenmi tir. Fizyolojik pH 7.4 dür.
Kanser doku çevresinde pH de erinin dü tü ü literatür verilerinde belirtilmi tir (Ak, 2010,
Pecorino, 2006). Bu nedenle pH 5 olan ortamda da ilaç salımı izlenmi tir.
TE EKKÜR
Proje Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyokimya Laboratuarlarında gerçekle tirilmi tir.
Teorik ve laboratuar desteklerinden dolayı Doç.Dr. enay anlıer, Asistan Güliz Ak ve Habibe
Yılmaz’a te ekkür ederiz.
Çalı malarımız sırasında bize danı manlık yapan Biyoloji ö retmenimiz Mesut
Esen’e, Bilim Kurulu E Ba kanımız Dr. Ay e Türker’e, bize her konuda destek olan okul
yöneticilerimize ve ailelerimize te ekkür ederiz.
KAYNAKLAR
Ak, G., (2010). Folat-PEG-Doxorubicin türevinin sentezlenerek teknesyumla i aretlenmesi ve
kanser görüntüleme ajanı olarak kullanım olanaklarının ara tırılması, Ege Üniversitesi
Yüksek Lisans tezi, danı man Doç.Dr. enay anlıer.
Soloviev, M., (2007), Nanobiotechnology today: focus on nanoparticles, Journal of Nanobio
technology, 5(11), 1-3.
Wang, X., et all., (2008), Application of Nanotechnology in Cancer Therapy and Imaging, A
Cancer Journal For Clinicals, 58(97).
Zhang, L., et all., (2008), Nanoparticles in Medicine:Therapeutic Applications and
Developments, Clinical Pharmacology and Therapeutics, 83, 761-769.
Singh, R. And Lillard J.W., (2009), Nanoparticle-based targeted drug delivery, Experimental
and Molecular Pathology, 86, 215-223.
Farokhzad, O.C. and Langer, R., (2009), Impact of nanotechnology on drug, American
Chemical Society Nano, 3(1), 16-20.
Pecorino, L., (2006), Molecular Biology of Cancer-Mechanism, Targets and Therapeutics,
Oxford University Press Inc., New York, 243.
Kairemo, K., et all., (2008), Nanoparticles in Cancer, Current Radiopharmaceuticals, 1, 3036.
Sinha, R., et all., (2006), Nanotechnology in cancer therapeutics: bioconjugated naoparticles
for drug delivery, Molecular Cancer Therapeutics, 5(8), 1909-1917.
Vasir, J.K. and Labhasetwar, V., (2005), Targeted drug delivery in cancer therapy,
Technology in Cancer Research and Treatment, 4(4), 363-374.
http://www.physorg.com/news 80837449.html
Waterhouse, D.N., Tardi, P.G., Mayer, L.D. and Bally M.D., 2001. A comparison of liposomal
formulations of doxorubicin with drug administered in free form-changing toxicity profiles,
Drug Safety, 24(12):903-920).
Devoti, J.M., (2006), The Cellular Basis of Cancer, 10-21, Cancer Drugs, Triggle, D.J.(Ed.),
Infobase Publishing, New York, 136.
Jung, K. and Rezska, R., (2001), Mitochondria as subcellular targets for clinically useful
anthracyclines, Advanced Drug Delivery Reviews, 49:87-105.
Bradford, MM, (1976), A rapid and sensitive method for the quantitation of microgram
quantities of protein Utilizing the principle of protein-dye binding, Anal Biochem, 72, 248-254.
Weber, C., et all., (2000), Desolvation process and surface characterization of protein
nanoparticles, International Journal of Pharmaceutics, 194:91-102.
Langer, K., Balthasar, S., Vogel, V., (2003), Dinauer., von Briesen. H., Schubert.D.,
Optimization of the preparation process for human serum albumin (HSA) nanoparticles,
International Journal of Pharmaceutics, , 257, 169-180.
Chen, D., Tang, Q., Xue, W., Xiang, J., Zhang, L., Wang, X., (2010), The preparation and
characterization of folate-conjugated human serum albumin magnetic cisplatin nanoparticles,
Journal of Biomedical Research, , 24(1), 26-32.
Download