BİOMARKET MegaFlu`yu görücüye çıkardı

advertisement
92_98_Firma_syf:Layout 1
3/27/13
5:41 PM
Page 92
FİRMALARDAN
BİOMARKET MegaFlu’yu görücüye çıkardı
arım sektörünün sorunlarına biyolojik çözümler sunmak amacıyla yola çıkan BİOMARKET, Türkiye’de tescillenmiş üç mikrobiyel gübreden birisi olan BM-MegaFlu’yu, zirai ilaç ve gübre bayileri, tarım danışmanları ve
sebze meyve komisyoncularının yoğun ilgi gösterdiği bir
toplantı ile tanıttı. Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Feramuz Özdemir ve Akdeniz Üniversitesi Elmalı Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Halil
Demir’in de katıldığı toplantıda, Atatürk Üniversitesi’nden
Prof. Dr. Ramazan Çakmakçı ve Doç Dr. Recep Kotan, MegaFlu hakkında önemli bilgiler aktardılar. Toplantının ilk konuşmacısı Prof. Dr. Çakmakçı, özellikle son 50 yıldır verimi artırmak amacıyla kullanılan tarımsal girdilerin, artık insanların sağlığı üzerinde ciddi sorunlar oluşturmaya başladığını
dile getirdi. 2010 yılı rakamlarına göre dünyada kullanılan
toplam pestisit sayısının 400, kullanılan gübre miktarının 230
milyon ton civarında olduğunu belirten Çakmakçı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kullanılan pestisit sayısının 400 olması, sizlere küçük bir rakam gibi gözükmesin. Farklı ticari markalar ve
kullanılan miktarlar düşünüldüğünde, ortaya çıkaracağı sonucu tahmin etmek zor değildir. Kullanılan gübre miktarının 154 milyon tonunu azot oluşturmaktadır
ki, azot iki tarafı keskin bir kılıçtır. Çünkü bitkileri beslerken azot vermezsek olmaz, verirsek de buharlaşarak
T
Soldan sağa
Prof.Dr. Feramuz Özdemir, Biomarket Pazarlama Müdürü Sefa
Çelik, Prof.Dr. Ramazan Çakmakçı, Doç.
Dr. Recep Kotan, Ayhan Kasapoğlu, Osman Dirican.
92
hasad bitkisel üretim, nisan 2013, y›l: 28, say›: 335
havaya, yıkanarak yeraltı sularına karışmaktadır. Dünya genelinde azottan kaynaklanan nitrat zehirlenmeleri ön plana çıkmaktadır. Hal böyle olunca tarım alanlarında çalışanlar, tarım ürünlerini tüketenler büyük
risk altına girmektedir. Son yıllarda ortaya çıkan kanser vakaları üzerine yapılan araştırmalar, tarımsal üretimde kullanılan girdilerin önemli bir payı olduğunu
göstermektedir.”
Sağlığımızı olumsuz etkileyen risklerin ortaya çıkmasıyla
beslenmede bilinçlenmenin de arttığını belirten Çakmakçı, Dünya’da biyodinamik, sürdürülebilir, organik tarım
gibi isimlerle yeni bir tarım anlayışının hızla geliştiğine vurgu yaptı. “Bu tarım modelleri uygulamaya geçince, kullanılan bütün kimyasal girdilerden hemen vazgeçilebileceği anlamı çıkarılmamalıdır” diyen Çakmakçı,
“Mümkün olan yerlerde organik tarıma geçilmeli, bazı yerlerde kimyasal kullanımı yeniden düzenlenmelidir” dedi. Dünyadaki bilimsel araştırmaların neredeyse
%50’sinin biyolojik çalışmalar olduğunu, kimyasal gübrelerden kurtulmanın yolunun mikrobiyel gübrelerden geçtiğini belirten Çakmakçı, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Mikrobiyel gübrelerin içerisinde değişik bakteri türleri
bulunuyor. Bu bakterilerin, türlerine ve ırklarına göre
farklı faydaları vardır. Türkiye’nin farklı bölgelerinde
yaptığımız araştırmalarla, bitkilerin köklerinden çok
92_98_Firma_syf:Layout 1
3/27/13
5:41 PM
Page 93
Prof. Dr. Ramazan Çakmakçı
sayıda bakteri izole ettik. Bu konuda yaklaşık 20 yıldır
çalışan birisi olarak, tarımın hizmetine sunulabilecek
çok sayıda bakteri türüne sahip olduğumuzu söyleyebilirim.” Türkiye’nin, bakteriler kullanarak biyolojik gübre ve
biyo pestisit elde etme konusunda diğer ülkelerin çok gerisinde bulunduğunu vurgulayan Çakmakçı, açıklamalarının
devamında şu ifadelere yer verdi: “Uzun Ar-Ge çalışmaları
sonucunda elde edilen BM-MegaFlu, 3 farklı bakteri türünü içeren mikrobiyel bir gübredir. Bu bakteriler Bacillus megaterium KBA-10, Pantoea agglomerans RK134 ve Psudomanas flurescens FDG-37’dir. Tarımsal üretimde karşılaşılan farklı problemleri çözmek için bunlara benzer değişik mikroorganizma alternatiflerimiz
var. Tescillemedeki sıkıntılar aşılabilirse, Türk tarımının
hizmetine sunmaya hazırız.”
Toplantının diğer konuşmacısı Bakteriyolog Doç. Dr.
Recep Kotan, artan nüfusun beslenebilmesi için ürün miktarının arttırılması gerektiğini, tarım alanlarını fazla artırma
şansı olmadığından, sorunun birim alandan elde edilen verimin arttırılması ile çözülebileceğini ifade etti. Verimi artırmak amacıyla yoğun kimyasal gübre ve pestisit kullanımının tarım alanlarını yok ettiğini, kanser vakalarının görülme
sıklığının son yıllarda arttığını belirten Kotan, tarımsal üretimin ana materyalinin toprak olduğundan ve toprakta bakteri, actinomycetes, solucan gibi birçok canlının yaşadığına
işaret ederek açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Araştırmalara göre, bitkisel üretimde kullanılması gereken ideal bir
toprağın 1 cm3’nde, yaklaşık 90 milyon bakteri bulunuyor. Bu bakteriler tesadüfen burada bulunmadığına
göre, mutlaka toprakta belli işleri yapıyorlar. Yoğun
girdi kullanılan alanlarda toprağın bu canlı yapısı bozulduğundan, bitkiler mevcut mineral maddelerden
tam olarak yararlanamıyorlar.”
Doğada yaşayan bitkilerden elde edilen Bacillus megaterium, Pantoea agglomerans ve Psudomanas flurescens bakterilerinin karışımıyla elde edilen MegaFlu’nun, kendi alanında ülkemizde tescillenen 3 üründen birisi olduğunu
söyleyen Doç. Dr. Kotan, açıklamalarına şöyle devam etti:
“MegaFlu organik katkılı, çevreye zararı olmayan ve ta-
Doç. Dr. Recep Kotan
mamen doğal sıvı mikrobiyel bir üründür. Bakteriler
beş dakikada ikiye katlanarak çoğaldıklarından, uygulamadan hemen sonra yoğunlukları hızla artmaktadır. Dolayısıyla MegaFlu kullanıldığında, aktif bakteri
faaliyeti sebebiyle bitkilerin kök bölgesine İndol Asetik Asit, Gibberellik Asit ve Salisik Asit gibi büyüme
düzenleyicileri salgılanır. Bunlar da bitkilerin gelişimini ve dolayısıyla verimliliği etkiler. MegaFlu’dan beklenen faydaları kısaca özetlemek gerekirse:
• Fidelerin çimlenmesini teşvik eder.
• Bitkilerde kök oluşumu üzerine son derece etkilidir. Oluşan sağlıklı kökler de bitkinin sağlıklı gelişmesini sağlar.
• Havanın serbest azotunu fikse ederek, bitkilerin kullanabileceği nitrat ve amonyum formuna dönüşmesine
yol açar.
• Topraktaki fosfatın çözünürlüğünü artırdığından, bitkiler daha fazla yararlanır.
• Toprakta bulunan Fe (demir) gibi iz elementlerin yarayışlılığını arttırır.
• Yapraklardaki kloril miktarı arttığından bitkiler daha fazla fotosentez yapar.
• Bitkilerde oluşan çiçek, sonrasında oluşan meyveler
daha kaliteli olur.
• Topraktaki yararlı mikroorganizmaların sayesinde, hastalıklara dirençli hale gelen bitkiler, daha az ilaçlanır ve
maliyet düşer.
• Bütün bu özelliklerin bir araya gelmesiyle de kullanılmayanlara göre birim alandan daha fazla verim elde edilir.
Doç. Dr. Recep Kotan konuşmasını şu ifadelerle tamamladı: “Dünya genelindeki araştırmalar biyolojik ürünler
üzerine yoğunlaşmaktadır. Kimyasal gübre ve pestisitlere alternatifler üzerinde çalışılıyor. Örneğin; Hindistan’da 410, Çin’de 327, Amerika’da 231, Kanada’da 83,
Avrupa Birliği’nde 57 biyolojik pestisit tescillenmesine
rağmen, Türkiye’de bu rakam sıfır (0)’dır. Ülkemizde de
bu konuda çalışan önemli bilim adamaları bulunmaktadır. Bu çalışmaların tarım sektörünün hizmetine sunulabilmesi için, tescilleme konusundaki mevzuat eksikliğimizin bir an önce giderilmesi gerekiyor.” hasad bitkisel üretim, nisan 2013, y›l: 28, say›: 335
93
Download