smail Eri* * Günümüz F*k*h Problemleri

advertisement
İSMAİL ERİŞ – GÜNÜMÜZ FIKIH PROBLEMLERİ
Fıkıh-Şeriat ayrımı
Fıkıh – Şeriat ayrımı
1. Fıkıh
2. Şeriat
3. Fıkıh-Şeriat ayrımı
Fıkıh
Fıkıh kelimesi sözlükte “mutlak olarak anlamak, konuşan kimsenin dediğini anlamak” .
Daha sonra fıkıh örneğin İmam Malike göre “Allah’ın kalplere koyduğu bir ışık” olarak
tanımlanmıştır. Nihayet fıkıh, “tafsilî delillerden elde edilen bilgiyle amelî-şer’î hükümleri bilmek”
olarak tanımlanan bir ilim haline gelmiştir.
Hicri ikinci yüzyıla kadar fıkıh, hem hukukî hem de itikadî meseleleri içermekteydi. Özellikle imam
Azam Ebu Hanife ile birlikte Fıkıh yeni boyutlar kazandı. Ebû Hanife fıkhı “kişinin hak ve
sorumluluklarını bilmesi” olarak tanımlamıştır.
Fıkıh “zihinsel faaliyet” olma özelliğini hiç kaybetmemiştir. Sahâbiler arasında hukukî kararlar veren
ve bu kararlarında aklı kullanmakla tanınanlar, “fukahâ” diye bilinmekteydiler. Bu terimlerin özellikle
İslam’ın ilk dönemlerinde ifade ettikleri anlamlar arasında yine de kesin bir ayırım yapılması oldukça
zor görünmektedir.
Fıkıh, ilâhî bir hukuk sistemidir. Çünkü fıkhın referansları vahiy ve onu açıklayan Sünnet’tir. Fıkhın
bu ilahi özelliği onu diğer beşeri hukuk sistemlerinden farklı kılmaktadır.
www.ti-entertainment.com
1
İSMAİL ERİŞ – GÜNÜMÜZ FIKIH PROBLEMLERİ
Fıkıh insanların
ihtiyaçlarına
cevap
verebilecek
genel ilkeleri
içermektedir.
insanı ve insanın
mutluluğunu esas
almaktadır
Allah emir ve
nehiylerine uyma
konusunda, tüm
insanlığı –kendi
yararları içinuyarmaktadır.
Fıkıh, adaleti
esas almakta
ve adaletli
davranmayı
istemektedir
Fıkıh-Şeriat ayrımı
Aklın
kullanılmasını,
düşünmeyi
ısrarla ister
hak, adalet, eşitlik
ve sevginin tüm
ilişkilerde esas
alınmasını ister
insanları sıkıntıya
sokmak için değil
de onların
problemlerini
çözmek için vardır
maslahata
ve örfe
dayanan
hükümler
esas alınır
Fıkıh
Fıkıhta
fetvaların
zamana,
mekana ve
kişilere göre
değişir
Fıkıh ilmi,
toplumun içinde
yaşar ve olaylarla
beraber vardır.
fıkıh derin
anlayışa
sahip
olmak
demek
ilahî kaynaklıdırrenk, dil ve ırk
ayırımı
yapmaksızın tüm
insanlığa hitap
etmektedir.
beşeriyete
kolaylık
sağlamak
demek
Fıkıh
içtihad etmek
demek
www.ti-entertainment.com
Fıkıh
2
İSMAİL ERİŞ – GÜNÜMÜZ FIKIH PROBLEMLERİ
Fıkıh-Şeriat ayrımı
Şeriat1
Sözlükte: açık hale getirmek, açmak şeriat: insanların ya da hayvanların su içtiği açıkta olan ve
kesilmeyen akarsu, bu suya giden yollar
Zamanla açık ve doğru kurallar yerleşik davranış biçimi (adet) ve Yahudi şeriatı Hristiyan şeriatı
tamlamalarında "bir semavi dine dayanan hükümler bütünü" anlamında kullanılmış.
Kuran' da şer' kökünden türemiş kelimeler 5 yerde geçer, "bireysel ve toplumsal hayatı düzenleyici din
esaslı kurallar" anlamında kullanılmıştır.
Ayrıca "yerleşik davranış biçimi" olarak ta kullanılmıştır.
Sahabe sözlerinde İslam’ın itikadı ve ameli hükümleri bazen tek tek bazen de bir bütün halinde ifade
edecek şekilde karşımıza çıkar. Abdullah ibn Mesud şeraa fiilini "Allah'ın hüküm koyması" anlamında
kullanır. Ancak sahabe sözlerinde ve hadislerde şerî nitelemesi yer almaz.
Şeriat kelimesi 2. yüzyıldan sonra yaygınlaşıp terimleşmiş. Bu dönemde telif edilen eserlerdeki
kullanım biçimi Hadislerdeki kullanımına paralellik arzetmektedir. Mesela Şafi Risalesinde tek bir
hüküm için kullanmıştır.
Klasik dönemde
Neredeyse tamamen "şerî hükümler bütünü" manasına tahsis edildi.
Şari Allah'tır, Peygamber de mecazen şarî sayılabilir.
İbrahim Musa eş-Şatibi müftünün de Peygamber gibi ilahi iradeyi tebliğ etmesi ve kendi içtihadına
göre mükelleflerin fiilleri hakkında hüküm vermesi dolayısıyla bir bakıma şari sayıldığını ifade eder.
Müftü adeta kendisine tabi olunması ve sözüne uyulması vacip olan bir şari makamında bulunur.
Müçtehitlerin fetvaları mukallitler için şerî deliller konumundadır.
Şeriat'ın iki anlamı vardır:
1) geniş anlamı: Allah tarafından insanlar için din olarak öngörülen hükümler bütünü ifade eder.
( itikadı, ameli fark etmez) => din ve millet karşılığıdır, bunların farklı şekilde kullanılmaları
itibaridir. Şeriat=> ilahi irade tarafından öngörülen hükümler bütününe konulmuş olmaları
yönüyle, Din => kendilerine uyulması yönüyle, Millet => yazılmaları yönüyle
Bundan dolayı Fıkıh kelimesinin tanımı: "şerî amelî hükümler " , yani şerî = ilahi iradeye nispet edilen
itikadî ve ameli hükümlerin tamamını ifade etmekte ameli= söz konusu hükümler bütünü içerisinde
fıkıh alanını belirler. Geniş kullanımına örnek: usulü fıkıh yerine usulüşşer' tabiri. Yanı sadece ameli
hükümler değil, itikadi hükümler de kastedilmektedir (= Kuran, Sünnet ve İcma ). Bu tabiri Hanefi
usulcüler kullanmış.
Hükmü açığa çıkarması açısından ‘Hitabullah’ kelimesiyle irtibatlandırılabilir. Ancak bu iki terim
örtüşmez. Tam bir girişimlilik söz konusudur, zira Hitabullah kelimes daha geniş bir alanı kapsar.
2) dar anlamda: her Peygamber devrinde değişebilen hükümler yanısıra kuran ve sünnetteki
neshe açık hükümler de kastedilmekte. Dar anlamda şeriat itikadî hükümleri kapsayamaz zira
1
DİA maddesi özetidir
www.ti-entertainment.com
3
İSMAİL ERİŞ – GÜNÜMÜZ FIKIH PROBLEMLERİ
Fıkıh-Şeriat ayrımı
itikadi hükümler değişken değil, hakikattir, dolayısıyla değişime tabi değildir. => dar anlamda
şeriat sadece ameli hükümleri kapsar.
 Her iki anlamdaki kullanımı erken döneme aittir
Dini hükümler 2’ye ayrılır:
- şerî = sadece şeriat yoluyla bilinen hükümler bunlar 2 türlü: a) nazarî (usul) b) amelî
şer’î amelî ahkâm dendiğinde itikadî değil nazarî ahkâm dışarıda bırakılır. Zira itikadi ahkam zaten
şeri olarak değil, akılla bilinen hükümlerdir.
- gayri şerî
Erken dönem Şeriat kelimesinin kullanımı:
İmam Ebu Hanife: getirilen din tek, şeriatler ise farklıdırlar, gibi bir ifade de bulunur -> şeri hükümler
değişmeye tabidir
Çağdaş eserlerde şeriat terimini sadece nas yoluyla bildirilen hükümlerle sınırlayan bir yaklaşım
mevcut ancak:
Usulüne uygun biçimde yapılan istinbat (içtihat) sonucu hükümler şerîlik niteliği kazanmışlardır.
Şeriat= ilahi iradenin hüküm şeklinde tezahürü
Istinbat = ilahi iradenin keşfine yönelik bir işlem
İbn Teymiyye'nin ayrımı: şer’i münezzel (tâbî olmak herkese vacip) / şer’i müevvel ( herkese vacip
değildir, içtihadı hüküm onu istinbat eden müçtehidi ve ona uyan kimseyi bağlar.
 Bu ayrım hükmün Şari’nin iradesine aidiyetinin kesin olup olmadığını ortaya koymak için
yapılır. Müftünün verdiği hüküm, yani kaza yetkisini elinde bulunduranın verdiği hüküm
bağlayıcı değil anlamında değildir.
-> sonuç: Fıkıh ile Şeriat kavramları arasında şer’îlik açısından bir ayrıma gidilmesi isabetli değildir.
Klasik Literatürde Şeriat kelimesinin 3 temel işlevi
> şer’î delil tabirinde olduğu gibi bir şeyin sırf akla dayanmadığını göstermek için
Devlet idaresi alanında siyaset- i şer’iyye tabiri kullanılır, buradaki şer’iyye nitelemesi
düzenlemelerin şer'in "İnsanların yararını (maslahat ) gerçekleştirme" şeklinde formüle edilen temel
amacının dışında olmadığını belirtmek için gelmiştir
> şer’î tabiri olması gerekeni vurgular: şer’î amelî ahkâm tabirinde olduğu gibi, şer’î burada
hükümlerin normatif karakterde olduklarını ifade eder
> şer’î nitelemesi değerlendirme ölçütlerine göre değişebilen bir meşruiyeti gösterir ve bu
meşruiyet ilahî iradeye uygundur:
1. Şer’î kelimesi ilke olarak aynı anda hem uhrevî hem de dünyevî geçerlilik anlamında bir
meşruiyet ifade eder, örneğin:
Bid’i talak dünyevî sonuç doğurur ancak uhrevi sorumluluğu beraberinde getirir,
www.ti-entertainment.com
4
İSMAİL ERİŞ – GÜNÜMÜZ FIKIH PROBLEMLERİ
Fıkıh-Şeriat ayrımı
Şer’î boşama ise uhrevî ve dünyevî sonuçları birlikte doğuran boşamadır
Şer’î boşama bid’i boşamanın mukabili olarak kullanılır ve bu dini boşama kavramına denk düşer.
2. Şer’î nitelemesi sadece dünyevi geçerliliği belirtmek için de kullanılabilir. Mesela: şer’î borç =
uhrevî bakımdan olmasa bile hukukî bakımdan talep edilebilir borç.
-> yani: söz konusu meşruiyet hem diyaneten hem kazaen olabileceği gibi bazen sadece kazaen de
olabilir. Dolayısıyla şeri nitelemesindeki vurgunun öncelikle hukuki değil de ahlaki olduğu iddiası
doğru değildir.
Uhrevi değerlendirme insanların içsel tutumlarını esas alır. Dünyevi değerlendirme ise bunu yapamaz,
nesnel olmak zorundadır. Bu sebeple de biçimseldir.
Dolayısıyla:
Şeriatı oluşturan hükümlerin her biri uhrevi sorumluluğu kaldırıcı bir meşruiyeti garanti etmediği
gibi şeri nitelemesi de her zaman uhrevi geçerlilik anlamında bir dinilik-ahlakilik vurgusu
taşımamaktadır.
www.ti-entertainment.com
5
İSMAİL ERİŞ – GÜNÜMÜZ FIKIH PROBLEMLERİ
Fıkıh-Şeriat ayrımı
Fıkıh-Şeriat İlişkisi
Şeriat kelimesi sözlükte; “doğru yol, içilecek su yolu” anlamına gelmektedir.
Terim olarak şeriat, “Allah’ın kullarına indirdiği, inandıklarında ve inandıklarıyla amel ettiklerinde
dünya ve ahiret mutluluğuna erecekleri hükümlerin tamamı”na denilmektedir.
Bu anlamıyla şerîat, uyulması gereken itikadî hükümleri, bezenilmesi gereken ahlakî değerleri ve
bugünkü ifadesiyle özel ve kamu hukuku ile ilgili yerine getirilmesi gereken tüm hükümleri
içermektedir ki, bu hükümlerin tamamına “Kur’ân fıkhı” adı da verilmektedir.
•Her fıkıh faaliyeti şeriattır, noksansız
değildir
•mutlak manada doğruluk iddiası
yoktur. Fukahaanın içtihadına dayanır.
. Fukahânın ictihadları ise, bazen
isabetli olurken bazen de yanlış
olabilmektedir.
•Hükümler değişebilir- zaman ve
mekana göre- insan aklının dahli söz
konusu
olduğu için her zaman tartışmaya
açıktır ve değişebilir niteliktedir.
Şeriat
Fıkıh
Şeriat ile Fıkıh Arasındaki Farklar
•ancak her şeriat fıkıh değildir.
•noksansızdır
•tüm insanlığa hitap etmesi bakımından
geneldir
•Şerîatın içerdiği hükümler doğrudur
(mutlak manada) koyduğu hükümlerle
bütün insanlığı bağlayıcı bir özelliğe
sahiptir
•içerdiği hükümler ebedî ve
değişmezdir
İslam hukuku literatüründe "hukuk" kavramı karşılığında "eş-Şeria" kavramı kullanılmaktadır. Şıra
kökünden türetilen bu kelime dilimizde, yol, geniş yol, doğru yol, kaynak, Allah'ın kulları için vaz'
ettiği din, ilahi kanun, dinin ameli ile ilgili hükümlerin tümü, dinin zahiri ve dünya ile ilgili
hükümlerinin tamamı, İslam Hukuku gibi farklı anlamlara gelmekte. Terim olarak ise "Allah
tarafından peygamber vasıtasıyla vaz ve tebliğ olunan ilahi kanun’ yerinde kullanılan bir tabirdir, yani
ahkam-ı şeriyye-i ilmiyyedir. Fakat şeriat bazen din manasında da kullanılmakta ve bu açıdan itikadı,
ibadeti, ahlak ve muamelatı da içine almaktadır.
Kuran-ı Kerim'in muhtelif ayetlerinde şeriat kelimesi yukarıdaki anlamlarda kullanıldığı gibi, dinî
muhtevalı sözlüklerde de aynı anlamlar verilmektedir.. Kur'an' da yer alan şeriat kelimesi tefsir
bilginleri tarafından din anlamında yorumlanmıştır.
İslam'ın ilk dönemlerinde şeriat ve fıkıh kelimesi aynı anlamları ifade etmek üzere kullanılmışlardır.
www.ti-entertainment.com
6
Download