laik ve anti-laik söylemlerde biz ve onlar çatışması

advertisement
LAİK VE ANTİ-LAİK
SÖYLEMLERDE BİZ VE
ONLAR ÇATIŞMASI
Lütfiye OKTAR
GİRİŞ
İDEOLOJİLER
•
kişinin , bir grubun ya da bir toplumun dünyayı algılama, anlamlandırma
ve yorumlama biçimine ilişkin düşünceler, inançlar, değerler, tutumlar ve
kategoriler sistemidir.
• kim olduğumuzun, neye taraf olduğumuzun, değer yargılarımızın ve
ötekiyle ilişkilerimizin göstergeleridir.
Diğer bir ifadeyle ideoloji, toplumsal sınıflar olarak BİZ ve ONLAR’ı
simgeleyen, kendine hizmet eden bir bütüncül düzendir (self-serving
schema). BİZ Ve ONLAR’ın toplumsal, ekonomik , siyasal ve kültürel
çıkarlarını yansıtır. (van Dijk 1998)
DİL
• İdeolojilerin ifade edilmesinde, değiştirilmesinde ve yeniden üretilmesinde
çok önemli bir rol oynar.
• toplumsal sistemlerin ve kuramların ideolojisiyle kurgulanan söylemsel
bağlamlar içinde kullanılır.
Bunlar göz önüne alındığında;
İdeolojik toplumsallaşma söylem aracılığıyla gerçekleşmektedir.
İdeolojilerin ne olduğunu, nasıl işlediğini, nasıl yaratıldığını, değiştirildiğini ve
yeniden üretildiğini anlayabilmek için, ideolojilerin söylemsel
gösterimlerini incelemek gerekir.
VERİ TABANI
Cumhuriyet ve Akit gazetelerinde 1997 yılının Şubat ve Mart aylarında
yayınlanan, her iki gazeteden 22’şer olmak üzere toplam 44 metin.
Cumhuriyet: Atatürk’ün ideolojisini izlemekte ve demokratik, laik sisteme
dayanan Türkiye Cumhuriyetini savunmaktadır. Kendini, Türk toplumunun
demokrasi, özgürlük, eşitlik, hukukun üstünlüğü, insan hakları, barış gibi
değerleri benimsemiş laik kesimiyle özdeşleştirmektedir.
Akit: Kendini politik/radikal İslamcıların tarafında konumlandırmakta,
dolayısıyla da Şeriatı savunmaktadır ki Şeriat düzeni
Cumhuriyeti’nin demokratik ve laik sistemiyle çatışmaktadır.
Türkiye
Bu iki gazetenin söylemleri Türkiye’de laik ve anti-laik gruplar arasındaki
çatışmayı açık biçimde sergilemektedir.
ARAŞTIRMA YÖNTEMİ
Eleştirel Söylem Çözümlemesi yaklaşımı:
• Belli dilsel düzeneklerin kullanılmasıyla oluşturulan ideolojik yükleme ve
bu yüklemenin temelini oluşturan güç ilişkileri çoğu zaman açık değildir.
• Eleştirel söylem çözümlemesi, söylemin bu örtük yönlerini açığa çıkarmayı
amaçlar, bunu yaparken de sözdizimsel göstergelerin, ideolojik olarak
kurgulanmış toplumsal anlamlar olduğu görüşünden hareketle, tümce dil
bilgisine öncelikli bir rol yükler.
Tümce dilbilgisinin üç boyutu dikkate alınmaktadır:
 geçişlilik
 kiplik
 konu gelişimi
Bu üç boyut da dilin
 düşünsel
 kişilerarasılık
 metinsel işlevlerine eşdeğerdir.
ÇALIŞMANIN AMACI
• Söylem düzeyinde dilin kişilerarasılık işlevini araştırmaktır: bu işlev ile dil
kullanıcısı hem kendi tutum ve yargılarını sergileyerek hem de ötekinin
tutum ve yargılarını yönlendirerek durum bağlamına atlamaktadır.
(Halliday, 1978: 112).
Bu da tümce dilbilgisinde kiplik kullanımıyla gerçekleşmektedir.
• Çalışmada,
veri tabanında yer alan önermelerde kiplik aracılığıyla ifade edilen yakınlık
derecesini yansıtan örüntüleme biçimlerini saptamaya dolayısıyla da laik ve
anti-laik söylemlerde yansıtılan ideolojik çatışma bağlamında sosyal
temsilleri denetlemeyi sağlayan olumlu kendi-sunumu (positive selfpresentation) ve olumsuz öteki-sunumu’nda (negative other-presentation)
söz konusu kiplik örüntülerinin rolü araştırılmıştır.
KİPLİK
• Eleştirel söylem çözümlemesi yaklaşımında dil kullanıcısının sözcesine
yüklediği olasılık ve yetki derecesini ve sözünü ettiği konuya ilişkin
tutumunu yansıtan dil kullanımları kiplik adı altında incelenir.
• Fairclough (1992) kipliğin öznel ya da nesnel olmasından söz ederken,
Hodge ve Kress (1993) ise, dizim yapısına ilişkin eylemsel ve ilişkisel
modelleri kiplik kullanımı olarak tanımlar.
• Çalışmada, bu kiplik örüntülerinden sadece eylemsel ve ilişkisel dizim
modellerinin kullanımı çözümlenmektedir.
Eylemsel dizimler:
 geçişli-etken
Polis göstericilere ateş açtı.
 geçişsiz-etken
Göstericiler öldü.
gibi yapılar içinde yer alan katılımcıları ve nesneleri olan süreçleri
içermektedir. Sınıflama ve yargılama eylemlerini simgelerler.
İlişkisel dizimler:
 eşitlik belirtir
Mehmet doktordur.
 niteleyicidir
Ayşe’nin babası yaşlıdır.
Süreç içermezler, iki varlık arasında ilişki kurarlar. Olayları simgelerler.
Olumlu kendi-sunumu ve Olumsuz ötekisunumu
Sosyal Kimlik Kuramı “taraf olma/taraf tutma” kavramını açıklamak için iki
aşamalı bir süreç sunar:
1. Kişinin bilişsel olarak toplumsal dünyayı “kendi”ni “öteki”nden
farklılaştıran, BİZ ve ONLAR diye, iki farklı kategoriye ayırmasının
gerekli olduğu süreç;
2. Kişilerin kendilerinin ait olduklarını düşündükleri toplumsal grubu (içgrup)
öteki gruptan (dışgrup) daha üstün görme eğiliminden kaynaklanan olumlu
öz saygı (positive self-esteem) arzusudur.
BİZ/ONLAR karşıtlığı biçiminde tanımlanan kutuplaşma şeması, toplumsal
grupların “kendi” ve “öteki”nin ideolojik imajını oluştururken, çoğunlukla
BİZ’i olumladıkları, ONLAR’ı da olumsuzladıkları ileri sürülmektedir. (van
Dijk, 1998: 68)
Böylece, karşılaştırma sürecinde “iyi” değerler genellikle BİZ biçiminde
sunulurken, ONLAR “kötü” olarak algılanmaktadır.
İdeolojik iletişim amacıyla söylemin kurgulanmasında kullanılan strateji 4
güdüden oluşur:
1. BİZ’e ilişkin “olumlu” bilgiyi vurgula
2. ONLAR’a ilişkin “olumsuz” bilgiyi vurgula
3. BİZ’e ilişkin “olumsuz” bilgiyi sakla
4. ONLAR’a ilişkin “olumlu” bilgiyi sakla
BULGULAR ve TARTIŞMA
TABLO 1. Cumhuriyet Gazetesi Tanımlayıcı İlişkiseller
1. … demokrasi demek bir ‘çoğunluk diktası’ demek değildir
2. Demokrasi Şeriat düzeninin “panzehiri”dir.
3. Şeriat düzeninde egemen olan Tanrı buyruklarını ya da kaynaklarını kendince yorumlayan
kişidir.
4. Demokrasilerde egemen olan “halk”tır.
5. … demokrasi “katılım” demektir.
6. Aslolan demokrasi, hukuk devleti düzenidir.
7. Şeriat hukuku özel yaşam alanıdır. 20 Şubat 1997
8. Şeriat dini hukuktur.
9. Şeriat din devleti kurmayı amaçlayan dini kurallar bütünüdür.
10. Laiklik dinsizlik değildir. 23 Şubat 1997
11. Laiklik devletin dinler inançlar karşısında tarafsız olmasıdır.
12. Şeriat dünyayı da ahireti de düzenleyen islam kuralları ve bu kurallara göre kurulduğu kabul
edilen teokratik devletin temelidir.
13. Atatürk, gerisine gidilmeyecek bir çizgi bırakmış adamdır.
14. Çağdaş uygarlık yolundaki laik Cumhuriyet çizgisidir bu.
15. Üzerinde ant içilen Cumhuriyet Anayasası’nın başlangıcında belirtilen temel ilkelere dayalı,
laik hukuk devleti niteliğini içeren Türkiye Cumhuriyeti’dir.
 Tablo 1’deki eşitlik gösteren tanımlayıcı ilişkisel dizim örneklerinin tümü
Cumhuriyet’in
laik
söyleminin
sınıflandırma
işleminin,
demokrasi/laiklik/hukuk devleti ve teokrasi/Şeriat/din devleti olmak üzere
ikiye bölünmüş bir dünya oluşturduğunu sergilemektedir.
 Toplumun kesin bir biçimde demokrasi/laiklik ve teokrasi/Şeriat olarak
kategorize edilmesi, okuyucu kitlesini de laik ve anti-laik ya da Şeriatçı
olmak üzere ideolojik olarak kutuplaştırma eğilimi göstermektedir.
Akit Gazetesi Tanımlayıcı İlişkiler
20. Ülkenin koruyucuları ve kollayıcıları da tam techizat ayaktadır.
21. … ilkelerin şaşmaz bekçileridir.
22. Bu ülkede sistemi eline almış, demokratik taleplere direnen, başkalarının yokluğu üzerie
varlık bina eden bir “laikler topluluğu” vardır.
23. … başörtüsüne özgürlük istemek “Atatürk’e hakaret” anlamına geliyor.
24. Bu elbette, bir tavrın, bir boşboğazlığı değil , mahut bir “zihniyet”in ürünü[dür].
25. İslam bir ‘şeriat’lı dindir.
26. Ama… Hıristiyanlık Şeriat’lı bir din değildir.
27. Şeriat ‘hukuk sistemi’ demektir.
28. Bütün ilahi dinler Şeriat’lı dindir. 22 Şubat 1997
29. Şeriat İslamdır.
30. Şeriat’a karşı olmak, İslam’a karşı olmaktır.
31. … İslam özü itibariyle siyasal bir dindir. 23 Şubat 1997
32. [Şeriat] İslam’ın ta kendisidir.
33. Şeriat din demektir.
34. Din de İslam’dır.
35. … bir mega sosyal proje olarak Şeriat, insana ve hayat dair getirdiği önerileri, buyruk ve
yasaklarıyla insanı en iyi anlayan sosyal projedir.
 Akit’in İslam ve Şeriat’ın olumlu yönlerini önceleyerek savunduğunu,
buna karşın laikleri, yani ONLAR’ı olumsuzladığını (20-24) ileri
sürebiliriz.
 Akit demokrasi ve laikliğe karşı, “anti-laik” yaftasının olumsuz bir nitelik
olduğunu bildiği için açıkça hiçbirşey söylememektedir. Bunun yerine
laikleri baskıcı, anti-demokrat hoşgörüsüz olmakla suçlamaktadır (22-24).
 İslam ve şeriat örtük bi biçimde olumlanmaktadır.
 Akit’in anti-laik söyleminde yer alan sınıflandırma işlemi, BİZ’i “iyi”,
ONLAR’ı “”kötü” göstererek Şeriat ve laiklik arasında güçlü bir
kutuplaşma sergilemekte dolyısıyla da İslamcıların/Şeriatçıların
başkaldırısını ya da direnişini laikleri olumsuzlayarak meşrulaştırmaktadır.
Tablo 2. Niteleyici İlişkiseller
CUMHURİYET
AKİT
1. … [amaç] derslere başörtülü öğretmenlerin girmesini ve
öğrencilere –görünümü ile de- şeriatçı etkisini yapmasını
sağlamak…
14. İnsanları sömürmek, robotlaştırmak kimsenin hakkı ve hadd
değildir.
2. [Amaç] Gelecek kuşakları ‘şeriata’ yönlendirmek
15. Her türlü tehditleriniz bir hiç mesabesindedir.
3. din devletinin alt yapısını hazırlamak…
16. Şu laikler marjinalleşti.
4. Amaç ‘türban’ özgürlüğü falan değil.
17. Hasan Cemal gibi ‘evham’ ve ‘kötü niyet’ numunesi aydınla
5. [amaç] başkalarına da zorla türban taktıracaklar bir düzen.
18. Dinde zorlama yoktur.
6. İslam dünyasında Şeriatçıların saldırıları yeni değildir.
19. Ama laiklikte zorlama vardır.
7. Şeriatçı yalnız Laik Cumhuriyet’e düşman değildir.
20. …zorbaklık ta vardır….
8. Dinleri geçim vasıtası yapmaktan bir türlü vazgeçmeyen
cerrarlar , mürailerdir.
21. …Allah’tan utanmazlar…
9. Türkiye’de Müslümanların demokrasiyle çelişkisi yoktur.
22. Atatürk ilkeleri, Laik Cumhuriyet, vatan, millet onlar için bir
kalkan… paravandır.
10. çelişki, Şeriat devleti isteyenlerle demokrasi arasındadır.
23. ….bizim çağdaşlar… tatminsiz yaratıklar…
11. Erhekan’ın ve tüm siyasal islamcıların kafasındaki
Kur’an’ın hükümlerini devlet yönetimine taşımak…
24. Sen hem başörtüsüne karşı çıkacaksın,
12. RP ile uygarlık arasında ters orantı var [dır].
25. Hem tanklardan yanasın.
13. Darbeci zihniyetli ‘Temiz toplum’ yaygaracılarının kirli
çamaşırları temiz çamaşırlarından daha fazladır.
26. Bundan ötürü de sen demokrat geçinen bir sahtekarsın.
27. Yerli Ku Klu Klancılar…
 Cumhuriyet’in laik söyleminde sergilenen ideolojik çatışma (1-12),
Şeriatçıların “kötü”, BİZ’in “iyi” olduğunu vurgulayan nitelendirmelerde
görülmektedir.
 Biz örtükleştirilmiştir.
 Laik söylemin yargılayıcı tutumu sistematik olarak şeriatçıların olumsuz
niteliklerini önceleyerek olumsuz öteki sunumuyla sergilenmekte,
dolayısıyla laiklerin olumlu nitelikleri örtük biçimde doğrulanmaktadır.
 Akit’in anti-laik söylemi için tam aksi geçerlidir yani niteleyici ilişkisel
dizim örneklerinin tümünde laikler, yani ONLAR sistematik biçimde
olumsuzlanmaktadır.
 İlişkisel ve eylemsel dizimlerin kullanımı üzerinde yoğunlaşan kiplik
çözümlemesi, BİZ/ONLAR arasındaki ideolojik çatışmanın, aslında,
çağdaşlık x çağdışılık, ilericilik x gericilik, uygarlık x barbarlık arasındaki
mücadele olduğunu göstermektir.
 Laikler çağdışı/gerici güçlere karşı savaşma görevini üstlenmekte, radikal
İslamcılara karşı uygarlığı/modernliği/Batılılaşmayı savunmaktadırlar.
 Radikal İslamcılar modernleşme ya da Batılılaşmanın tahrip ettiği İslami
değerleri koruma görevini üstlenmekte , demokrasi ve laikliğin baskın
değerler olduğu toplumd eşitsizlik ve adaletsizliğe karşı mücadele
vermektedirler.
SONUÇ
• İdeolojik amaçlı laik ve anti-laik söylemlerin kurgulanmasında olumlu
kendi-sunumu ve olumsuz öteki-sunumunun, kiplik belirticileri olarak
ilişkisel ve eylemsel dizimlerin kullanımıyla gerçekleştiği ortaya çıkmıştır.
• İdeolojik iletişim sistematik olarak dışgrubun olumsuzlanması, içgrubun da
olumlanmasıyla sağlanmaktadır.
• Bu anlamda laik ideolojinin kendi grubuna, yani BİZ’e yüklediği inanç ve
tutumlar:
Türkiye Cumhuriyeti demokratik ve laik bir sistemdir.
Demokrasi özgürlük demektir.
Demokrasi bir yaşam biçimidir.
Laiklik dinsizlik değildir.
Biz teokrasiye karşı demokrasiyi savunuyoruz.
Biz reformcuyuz.
Biz moderniz.
…
•
Bu ideolojik kendi-sunumunda ortaya çıkan olumsuz öteki-sunumu, yani
ONLAR:
Onlar yobazdır.
Onlar gericidir.
Onlar hoşgörüden yoksundur.
Onlar Hizbullah militanlarına “Allah’ın askerleri” diyorlar.
Onlar Türk toplumunu ortaçağın karanlıklarına götürmek istiyorlar.
Onlar her türlü yeniliğe karşılar.
…
• Siyasal/radikal islamın kendi grubuna, yani BİZ’e yüklediği inanç ve
tutumlar:
Şeriat İslamın ta kendisidir.
Şeriat dindir.
Şeriat hukuk sistemi demektir.
Biz inananlarız.
Biz ahlaki değerleri koruyoruz.
Biz uzlaşmacıyız.
…
• Bu ideolojik kendi-sunumundan ortaya çıkan olumsuz öteki-sunumu:
Onlar darbe zihniyetlidir.
Onlar kutsal Şeriata karşıdır.
Onlar baskıcı
Onlar Yaratıcı’ya karşı direniyorlar.
Onlar inananlara politik terör uyguluyorlar.
Onlar din cahili.
…
 “Öteki” BİZ’in olumsuz aynasıdır. Yani, BİZ’in ortak değer ve ilkelerinin
hiçbiri ONLAR’da yoktur. (Van Dijk, 1998: 291)
 Bu çalışma, gruplararası kutuplaşmanın bir kiplik düzeneği olarak ilişkisel
ve eylemsel dizim yapılarının kullanımıyla gerçekleştirilen olumlu kendisunumu ve olumsuz öteki-sunumu stratejisiyle dile getirildiğini ortaya
çıkarmıştır.
 Karşıt ideolojik yönelimleri olan iki günlük gazetede yayınlanan köşe
yazılarına uygulanan Eleştirel Söylem Çözümlemesinden elde edilen
bulgular, hem laik hem de anti-laik söylemlerde kullanılan ideolojik dilin
biçimsel yapıları, içeriklerine bakılmaksızın birbirinin aynıdır.
Yağcıoğlu, S. (Ed.) 2002. 1990 sonrası laik
antilaik çatışmasında farklı söylemle. İzmir:
Dokuz Eylül Üniversitesi.
Download