Slayt 1 - Sosyal Bilgiler

advertisement
•
DOGU CEPHESİ
• I. Dünya Savaşı'nda, Kafkas Cephesi'nin
açılması üzerine Ermeniler'le Ruslar işbirliğine
yönelmişler ve Rusların kışkırtmalarıyla
Osmanlılara saldırmaya başlamışlardır.
Rusya’da ihtilal gerçekleşince Ruslar, Doğu
Anadolu’da işgal ettikleri yerleri Türklere
bırakarak geri çekildiler. Bu arada merkezi
Erivan olan bir Ermeni devleti kuruldu (28 Mayıs
1918). Ruslar çekilirken daha Türk ordusu
bölgeye ulaşmadan Ermeniler, Rusların yerini
aldı ve doğu Anadolu’nun kendilerine ait
olduğunu ileri sürüp, Gümrü, Iğdır, Arpaçay ve
Aras’a kadar ilerlediler.
• I. Dünya Savaşı'nın sona ermesi ve bölgede
bulunan Türk 3'ncü Ordusu'nun 30 Ekim 1918
Mondros Mütarekesi gereğince Kafkasya'yı
boşaltması sonucu Kafkaslar'da, Ermenistan
başta olmak üzere Gürcistan, Azerbaycan ve
Nahcivan Cumhuriyetleri kuruldu. Bu boşaltma
sırasında muhtemel Ermeni saldırı ve
tecavüzlerine karşı da Türk halkını korumak
maksadıyla Ardahan, Batum bölgesinde Acara
Şura Hükûmeti, Kars-Oltu-Sarıkamış-Kağızman
bölgelerinde ise Güneybatı Kafkas Geçici Milli
Hükûmeti kuruldu. Ancak bu iki hükümet 3 ay
sonra İngilizler tarafından dağıtıldı. Bu olaydan
sonra bölgenin Ermeni saldırılarına karşı
savunulması, karargahı Erzurum'da bulunan
15'nci Kolordu tarafından sağlandı.
• .
• 10 Ağustos 1920 Sevr Antlaşması hükümlerine
dayanarak Büyük Ermenistan'ı kurmak isteyen
Ermeni tedhiş hareketleri sonunda bölgedeki
durum giderek gerginleşti. İtilaf Devletleri,
Akdeniz ve Karadeniz’e çıkış kapıları olacak ve
sınırları Wilson tarafından çizilecek Büyük
Ermenistan düşünü gerçekleştirmek için Sevr
Antlaşması’na bir madde koydular
•
SAVAŞ DÜZENİ
• Bu cephede bulunan Türk 15'nci Kolordusu dört
tümen ile süvari ve topçu alaylarından
oluşmaktaydı. Muharip personel sayısı, 13.000
kişi idi. Ermeniler ise toplam 12 alaydan oluşan
dört tümene sahiptiler. Muharip personel
mevcutları; 15.000 idi. Ancak doğudaki
kuvvetlerimize karşı kullanabilecekleri mevcut
10.000 kişi kadardı.
• Cephe hattı Osmanlı-Rus Savaşı (1877-78)
sonrasındaki Osmanlı-Rus sınırını olan ArdeşenYusufeli-Oltu-Bayezit olarak belirlenmişdi.
• TBMM Hükûmeti ile Ermenistan Demokratik
Cumhuriyeti Arasındaki Savaş
• Kurtuluş Savaşı başlamadan önce Doğu
Anadolu'nun Ermenilerin eline geçmesine mani
olmak için Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
adıyla bir örgüt kurulmuştu. Bu kuvvetler Ermenilerle
Oltuda çatışma aline girmişlerdi.
• TBMM Hükümeti artan Ermeni sorunlarına ve
yayılmacılığına son vermek amacıyla 20 Eylül
1920'de bölgede bir askeri harekat yapılmasına karar
verdi. 15. Kolordu Komutanı Musa Kâzım Karabekir'i
tam yetkiyle Doğu Cephesi Komutanlığına atadı.
• 29 Eylül 1920'de saldırıya geçen Kâzım Karabekir
kuvvetleri, birkaç gün içerisinde Ardeşen-YusufeliOltu-Bayezit hattını aşarak Drastamat Kanayan
komutasinda Ermeni kuvvetleriyle catışmaya girdi.
Gümrü Antlaşması
• Barış isteğini kabul eden TBMM Hükümeti 2
Aralık 1920'de Ermenistan'la Gümrü
Antlaşmasını imzaladı. Antlaşmaya göre Batum,
Sarıkamış, Kars, Ağrı, Erzurum, Artvin, Oltu ve
çevresi TBMM Hükümetine bırakılırken savaş
esnasında Kazım Karabekir kuvvetlerinin eline
geçen Gümrü kenti ise Ermenistan'a bırakıldı.
Ayrıca, Mondros sonrasında Ermenistan'a
bırakılan Kulp(Tuzluca)kazası da TBMM
hükümetinin kontrolüne kaldı. Gümrü
Antlaşması'na Göre:
• Sevr Antlaşması'nın geçersiz olduğu
Ermenilerce de benimsenmiştir.
• Ermeniler Doğu Anadolu'daki her türlü
isteklerinden vazgeçmişlerdir. Büyük Ermenistan
kurma girişimleri sona ermiştir.
• 1878'de elden çıkan Kars ve çevresi Türkiye'nin
topraklarına katıldı.
• Gümrü Antlaşması TBMM'nin uluslararası
alanda ilk siyasi başarısıdır.
• Misak-ı Milli'nin doğu sınırları kısmen de olsa
belirlendi.
• Halk üzerinde ordu ve meclisin güveni artmıştır.
GÜNEY CEPHESİ
• Güney Cephesi, Fransız Cephesi veya Kilikya
Cephesi (Fransızca: La campagne de Cilicie), I.
Dünya Savaşı'nın ardından Fransız kuvvetleri ve
beraberindeki Ermeni Lejyonu ile TBMM
idaresindeki Kuva-yi Milliye arasında
gerçekleşen muharebelerden meydana gelen
cephedir. Fransa, Sykes-Picot Anlaşması ve
ardından Ermeniler ile imzalanan antlaşma ile
kendisine düşen topraklara yönelmiştir. 20 Ekim
1921 tarihli Ankara Anlaşması ile cephe
kapanmıştır.
• 1916 yılında imzalanan Sykes-Picot Anlaşması
ile Maraş, Antep, Urfa ve civarı İngilizlere, Musul
ise Fransızlara bırakılıyordu. Ancak Büyük
Britanya Musul'daki petrol kaynakları için Fransa
ile 15 Eylül 1919'da Suriye İtilafnamesini kabul
etti.Buna göre:
• Musul İngilizlere
• Maraş Antep ve Urfa civarı Fransızlara
bırakıldı.[2]
• İngiliz döneminde pek de önemli bir olay
yaşanmadı. Asıl olaylar Fransızlar döneminde
yaşandı.[3]
CATIŞMALAR
• MARAŞ
• I. Dünya Savaşı’nin sonlarına doğru
Müttefiklerinin yenilmesi üzerine, Osmanlı
İmparatorluğu 30 Ekim 1918'de imzalanan
Mondros Mütarekesi ile Anadolu'nun birçok yeri
gibi Maraş'ta işgal altına girmesi ile işgal
güçlerine karşı 11 Şubat 1920'de başlayan
savunma 5 Mart 1920 tarihinde işgalin ortadan
kalkması ile sonuçlanmıştır. Maraş'taki ilk
direniş, Sütçü İmam'ın, hamamdan çıkan
kadınlara sarkıntılık eden Ermeni askerlere
saldırması ile başlamıştır.
URFA
• Ali Saip Bey'in Jandarma komutanı olarak
Urfa'ya atanmasından sonra halkın örgütlenmesi
daha da süratlendi. Üçbin kişilik bir askeri güç
oluşturuldu. 12'ler olarak adlandırılan ve Urfa'nın
önde gelen 12 vatanseverinden oluşan Kuva-yi
Milliye hareketi, önderleri Hacı Mustafa
Hacıkamiloğlu vasıtasıyla 7 Şubat 1920'de
Fransız komutanlığına şehrin boşaltılmasını
isteyen bir ültimatom verdiler. 9 Şubat'ta şehrin
yarısı geri alındı ve 10 Nisan'da Fransızlar
çekildiler.
• Geri çekilen Fransızların neredeyse tümü, Urfa
muharebesine geç yetişmiş çevre aşiret birlikleri
tarafından kılıçtan geçirilmiştir.
Batı Cephesi
• Batı Cephesi veya Garp Cephesi veya Türk-Yunan
Cephesi (Yunanca: Μικρασιατική εκστρατεία /
Mikrasiatiki ekstrateia; anlamı: "Küçük Asya Seferi",
Μικρασιατική καταστροφή / Mikraasiatiki katastrophi;
anlamı: "Küçük Asya Felâketi", Μικρασιατικής
περιπέτειας / Mikraasiatiki peripeteias; anlamı: "Küçük
Asya Macerası"), Yunanistan Ordusu'nun 15 Mayıs
1919'da İzmir'e çıkmasıyla başlayıp aynı kentin 9 Eylül
1922'de Türkiye'nin TBMM Hükûmeti Ordusu tarafından
geri alınmasıyla biten savaş veya Kurtuluş Savaşı'nın
cephelerinden birine verilen ad. Aynı zamanda askerî
tarih açısından, savaş sırasında Batı Anadolu’da
Yunanistan Ordusu'nun genel taarruzuna karşı 25
Haziran 1920’de kurulup 1923’te kaldırılan askerî
birimlerden birine verilen ad.
• Kurtuluş Savaşı’nda ilk cepheler Yunanlıların
işgal ettiği bölgelerde kuruldu. Bunlardan ilki
Ayvalık Cephesi’ydi. 172. Alay komutanı Yarbay
Ali Bey (Çetinkaya), halkı da silahlandırarak 29
Mayıs 1919’da Ayvalık’ı işgal eden Yunanlılara
karşı direnişe geçti. Bu arada Yörük Ali Efe gibi
çete reisleri de zaman zaman Yunanlılara karşı
baskınlar düzenliyordu. Aydın Cephesi’ndeki
Kuva-yı Milliye, 28 Haziran 1919’da Yunan
askerlerine saldırıya geçti ve üç gün süren kanlı
çatışmalardan sonra işgalcileri Aydın’dan
çıkarmayı başardı. Ne var ki Yunanlılar kısa bir
süre sonra kenti yeniden işgal ettiler. Bu bölgede
faaliyet gösteren Çerkez Ethem Bey ise Salihli
Cephesi’ni oluşturmuştu
• Batı Cephesi’nin Kuruluşu
• Asıl olarak Yunanlılar işgaline karşı Batı
Anadolu’da verilen savaşları kapsayan
Batı Cephesi ya da Garp Cephesi, 22
Haziran 1920’de Milne Hattı’ndan
başlayan Yunanistan Ordusu'nun gelen
taarruzunun hemen ardından, 25 Haziran
1920’de oluşturuldu ve komutanlığına Ali
Fuat Paşa getirildi. Bu arada Yunan
kuvvetleri 24 Mart 1920’de Dumlupınar’ı,
28 Mart’ta da Afyon’u ele geçirmişlerdi.
Yunanlılara karşı verilen asıl savaşlar da
bu tarihten sonra oldu.[
• Ancak Ali Fuat Paşa, Yunanistan'ın genel
taarruzu ve Çerkez Ethem Bey'in faaliyetleri
karşısında[kaynak belirtilmeli] başarısız bulundu
ve Batı Cephesi komutanlığından alındı. TBMM
Hükümeti, 9 Kasım 1920’de Batı Cephesi'nin iki
kısma ayrılmasına karar vermiştir.
• Bu karara göre Kuzey Cephesi, İzmit, Ertuğrul,
Eskişehir, Kütahya sancaklarını kapsayacak ve
Genelkurmay Başkanı Albay İsmet Bey (İnönü)
komutasında olacaktır. Güney Cephesi ise
Afyonkarahisar, Isparta, Burdur, Denizli, Aydın,
Menteşe, Antalya, Konya, Silifke, Niğde ve
Adana merkez sancağını kapsayacak ve İçişleri
Bakanı Albay Refet Bey (Bele) komutasında
kurulacaktır.
• Yeniden teşkillenen Batı Cephesi
kuvvetleri, kuruluşunda 1.098 subay,
19.406 er, 10.283 tüfek, 90 ağır makineli,
23 hafif makineli, 45 top, 4.294 nakliye
hayvanı ve 439 araba idi.
BİRİNCİ İNÖNÜ
• Bu arada Yunanlılar 8 Temmuz 1920’de
Bursa’yı, 12 Temmuz 1920’de İznik’i işgal
etmişlerdi. 6 Ocak 1921’de Bursa yöresinden
saldırıya geçen Yunan birlikleri, 11 Ocak 1921’de
Birinci İnönü Muharebesi’nden sonra geri
çekildiler.
• Bir süre sonra Yunanlılar, Londra Konferansı
sürerken, Bursa’nın doğusundaki Dimboz’dan
Eskişehir yönünde yeni bir taarruz başlattılar. Bu
taarruz, 23 Mart-1 Nisan 1921 tarihleri arasında
yapılan İkinci İnönü Muharebesi sonucu
durduruldu. Bu muharebenin ardından, 3 Mayıs
1921’de Batı Cephesi İsmet Paşa (İnönü)’nın
komutanlığı altında yeniden birleştirildi.
• Bursa, Yunan kuvvetlerinin üslendiği en önemli
merkezlerden biri durumuna gelmişti. Sevr
Antlaşması’nı imzalaması için Ankara
Hükümeti’ni sıkıştırmaya ve Batı Cephesi
birliklerinin direncini kırmaya yönelik yeni bir
Yunan saldırısı da Temmuz 1921’de Bursa ve
güneyinden geldi. Türk birlikleri, bu saldırıya
karşılık verecek gerekli hazırlıkları tamamlamış
değildi ve bundan dolayı düzenli olarak geri
çekilmeye karar verildi. Bu çekilme Sakarya
Irmağı’nın doğusuna kadar sürdü. Bu arada
Yunan kuvvetleri 13 Temmuz 1921’de ikinci kez
Afyon’u, 17 Temmuz 1921’de Kütahya’yı ve 20
Temmuz 1921’de Eskişehir’i işgal etti.
İKİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI
• Londra Barış Konferansı’nın önerilerinin TBMM
Hükümeti’nce reddedilmesi üzerine, İtilaf Devletleri’nin
isteklerini zorla Türklere kabul ettirmekle
görevlendirilen[kaynak belirtilmeli] Yunanlılar, Bursa
üzerinden Eskişehir’e, Uşak üzerinden Afyon’a doğru 23
Mart 1921'de saldırıya geçtiler.
• Yunanlılar, Bilecik’i, İnönü’de Metris Tepe'yi ve Uşak’ı ele
geçirmeleri üzerine, TBMM Muhafız Taburu cepheye
gönderildi. Böylece güçlenen Türk kuvvetleri karşı
saldırıya geçerek Yunan saldırısını püskürttü. Batı
Cephesi Komutanı İsmet Bey’in savaş süresince verdiği
“mevzilerin kesin olarak savunulması” emri başarının
elde edilmesinde etken oldu.1 Nisan 1921’de Yunan
ordusu Bursa’ya çekilmeye başladı. Böylece Yunanlılar
İnönü’de ikinci kez yenildiler.
• Sonuç [değiştir]
• TBMM Hükümeti varlığını bütün Avrupa devletlerine,
resmen olmasa da kabul ettirdi; içte ve dışta nüfuz ve
saygınlığı yükseldi.[kaynak belirtilmeli]
• Avrupa ülkelerinde, İngiliz ve Yunan politikasına karşı
güvensizlik ve muhalefet başladı.[kaynak belirtilmeli]
• Ordu mensuplarında, her bakımdan kendilerine güven
arttı.[kaynak belirtilmeli]
• Bu durum karşısında, Fransızlar Zonguldak’tan,
İtalyanlar Güney Anadolu’dan çekilmeyi tercih
ettiler.[kaynak belirtilmeli]
• TBMM Hükûmeti ordusunun kazandığı zaferler, İtilaf
Devletleri’ni Türkler hakkında yararlı kararlar almaya
zorladı.[kaynak belirtilmeli]
• II. İnönü Muharebesi’nin kazanılmasından, Sovyet Rusya
ve Afganistan gibi dost devletlerde büyük bir memnunluk
duyulmuş ve bu resmen Ankara hükûmeti’ne bildirilmiştir.
KÜTAHYA-ESKİŞEHİR
• 10 Temmuz’da Yunan saldırısı İnönü-Eskişehir,
Afyon ve Kütahya hattında geniş bir cephede
başladı. Bu durumda Mustafa Kemal Paşa fazla
kayıplar verilmeden ordunun Sakarya Irmağı'nın
doğusuna çekilmesine karar verdi. Ordu,
Sakarya’nın doğusunda toparlanmaya başladı.
Yunanlılar da Sakarya Irmağı kıyılarına kadar
ilerlediler. Yunanlılar Sakarya Irmağı'nın batı
tarafında durmuşlar, yeni bir saldırı için
hazırlıklara başlamışlardı.Sonuçta Yunanlılar
kazanmıştı. Ordumuz, yokolmamak için Sakarya
Irmağı'nın doğu kıyısına çekilmişti.
• SONUÇLARI.
• Mustafa Kemal ilk iş olarak ordunun
gereksinimlerinin sağlanması için 7-8
Ağustos 1921’ de Tekalif-i Milliye Emirleri
(Ulusal Yükümlülükler) yayınladı. Tekalif-i
Milliye emirlerinin uygulanmasında çıkacak
aksaklıkları ortadan kaldırmak için çeşitli
yerlerde İstiklal Mahkemeleri açıldı.
Sakarya Meydan Muharebesi,
Ağustos 1921
• 23 Ağustos – 13 Eylül 1921 tarihleri
arasında yapılan ve Türk milleti için bir
ölüm kalım savaşı olan Sakarya Meydan
Muharebesi; Kurtuluş Savaşı içinde kader
tayin edici olmuştur.
• Bu savaştan önce Yunanlıların başlıca
hedefi; Ankara yönünde ilerleyerek, Türk
Ordusunu yok etmek ve Kurtuluş
Savaşı’nın sembolü ve direniş merkezi
haline gelen Ankara’yı ele geçirmekti.
• Böylece Türk azim ve direnme gücü yok
edilmiş olacaktı. Mustafa Kemal Paşa’nın
emir ve komutasında, Türk ulusunun
kanıyla yapılan en uzun meydan
muharebesi[kaynak belirtilmeli]; Türk
Kurtuluş Savaş’ı tarihine de subay
muharebesi diye geçen Sakarya Destanı
21 gün 21 gece devam etmiş ve 13 Eylül
günü Yunanlıların Sakarya Nehri’nin
doğusunu tamamen terk etmesiyle son
bulmuştur.
•
23 Ağustos 1921’de Yunan ordusunun
saldırısıyla başladı ve 22 gün-22 gece
sürdü. Başkomutan Mustafa Kemal’in
yönettiği Sakarya Savaşı, Yunan
ordusunun 13 Eylül 1921’de Sakarya
Irmağı’nın batısına çekilmek zorunda
bırakılmasıyla son buldu. Sakarya
zaferinin ardından ilan edilen seferberlik
Büyük Taarruz’un ilk işareti oldu.
• Başkomutan Mustafa Kemal, Sakarya
Meydan Muharebesi sırasında ülke
savunmasını şu şekilde ifade etmiştir:
• Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O sathı
bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı
ile ıslanmadıkça bırakılamaz. Onun için küçük, büyük her
birlik bulunduğu mevziden atılabilir; fakat, küçük büyük
her birlik durabildiği noktadan yeniden Yunan birliklerine
karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder.
Yanındaki birliğin çekilmek zorunda kaldığını gören
birlikler, ona uymaz; bulunduğu mevzide sonuna kadar
durmaya ve direnmeye mecburdur Sakarya Savaşı
sonunda; Türk Ordusu’nun 1683 yılındaki 2. Viyana
Kuşatmasındaki yenilgisinden beri süregelen çekilmesi
sona ermiştir. Bu savaş, Türk ordusu’nun son savunma
savaşıdır.
• Yunanistan Ordusu 10 Eylül’de karşı taarruzla AfyonKütahya hattına kadar atılmıştır.
• Muharebe Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanmıştır.
• Sonuçları [değiştir]
• Ulusal Kurtuluş Savaşının son savunma
savaşıdır.[kaynak belirtilmeli]
• Yunanistan Ordusu'nun saldırı gücü tükenmiş, Türk
topraklarını ele geçirme istek ve umudu yok olmuş,
savunmaya geçmişlerdir. [kaynak belirtilmeli]
• Bu savaşa Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Batı
Cephesi Komutanı İsmet İnönü Paşalar katılmıştır.
Subaylar savaşıdır. [kaynak belirtilmeli]
• Mustafa Kemal’e mareşallik rütbesi ve Gazi unvanı (19
Eylül 1921) verilmiştir. [kaynak belirtilmeli]
• Sovyetler Birliği ile Kars, Fransızlarla Ankara
Antlaşmaları imzalanmıştır. [kaynak belirtilmeli]
• TBMM Anadolu’da kesin egemenlik sağlamıştır.
•
Büyük Taarruz, Ağustos 1922
• 2 Eylül'de esir alınan Yunan Ordusu
komutanları: soldan sağa 4. Tümen komutanı
Dimaras, 1. Kolordu komutanı
(Başkumandanlığına yeni tayin edilen) Trikupis,
Kurmay Albay Adnan Bey, 2. Kolordu komutanı
Dighenis (Diyenis), Yüzbaşı Emin
• Ana madde: Başkomutanlık Meydan Muharebesi
• Uzun bir hazırlık döneminden sonra, 26 Ağustos
1922’de Mustafa Kemal’in başkomutanlığında
Büyük Taarruz başladı. Batı Cephesi birlikleri, 30
Ağustos 1922’de Başkomutanlık Meydan
Savaşı’nda Yunanlılara karşı büyük bir zafer
kazandı. İzmir’e doğru çekilen Yunanlıları
izleyen Türk birlikleri, 9 Eylül 1922’de İzmir’e
girdi.
• Hazırlık [değiştir]
• Başkomutan Mustafa Kemal Yunan
Ordusu'na kesin darbeyi indirmek için hızlı
biçimde hazırlıklara girişti.
• Doğu ve Güney cepheleri tam anlamıyla
güvenlik altına alındığından buralardaki
birlikler tam bir gizlilik içinde Batı’ya
kaydırıldı.
• Ordunun eksiklikleri giderildi.
• Taarruz [değiştir]
• Mustafa Kemal Haziran 1922’de taarruz kararı
aldı. 6 Ağustos 1922’de orduya gizlice taarruz
için hazırlanması emri verildi. Mustafa Kemal
Akşehir’e gelerek komutanlarla toplantı yaptı.
Toplantıda 26 Ağustos taarruz günü olarak
belirlendi. Taarruz Afyon’un güneyinden
Dumlupınar yönüne doğru baskın şeklinde
başlayacak ve sonra da meydan savaşına
dönüştürülerek Yunan kuvvetleri tümüyle yok
edilecekti.
• 26 Ağustos 1922 sabahı saat 05.30 da topçularımızın
ateşiyle Kocatepe’den taarruz başladı.Başkomutan
Mustafa Kemal de bu esnada taarruzu Kocatepe’den
sevk ve idare ediyordu. Siklet merkezi 1 inci Ordu da
olmak üzere, 1 inci Ordu güneyden, 2 inci Ordu
kuzeyden taarruzla, harekat kısa sürede başarılı bir
şekilde gelişti. Yunan savunma hattı parçalandı. 26/27
Ağustos gecesi Yunan mevzileri ele geçirildi. 27
Ağustos’ta Türk Ordusu Afyon’u Yunan işgalinden
kurtardı. Dumlupınar mevzilerine çekilen Yunan
birliklerine karşı 29 Ağustos’ta taarruz eden ordumuz, 30
Ağustos’ta Yunan ordusunu tamamen kuşatarak büyük
bir kısmını imha etmiştir. Yunanistan Ordusu
Başkomutanı General Trikopis esir alındı. Kütahya’daki
Yunan Ordusu temizlenmiştir. Bu savaşı Başkomutan
Mustafa Kemal doğrudan kendisi yönettiği için bu zafere
Başkomutanlık Meydan Muharebesi denir.
•
İzmir'in Kurtuluşu, 9 Eylül 1922
• Yunan ordusu, Başkomutan Mustafa
Kemal’in 1 Eylül 1922’de, Türk ordusuna
verdiği emrinin son paragrafı
• Ordular! İlk Hedefiniz Akdeniz'dir. İleri.
• şeklinde 2 Eylül 1922 tarihli Hâkimiyeti
Milliye gazetesinde yayımlanmıştır. Yunan
işgalindeki tüm yerler tek tek kurtaran Türk
ordusu 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdi.
BATI CEPHESİNİN KAPATILMASI
• Batı Cephesi’nin kaldırılması [değiştir]
• Büyük Taarruz’un ardından Mudanya’da
başlayan ateşkes görüşmelerine İsmet
Paşa, Batı Cephesi komutanı olarak
katıldı. Mudanya Mütarekesi’nin ardından
İsmet Paşa Batı Cephesi komutanlığından
ayrılarak hariciye vekili oldu. Batı Cephesi
komutanlığını Genelkurmay Başkanı Fevzi
Paşa üstlendi. Lozan Antlaşması’nın
imzalanmasından sonra, savaş ortamı
tamamen ortadan kalktı ve 1 Eylül 1923’te
Batı Cephesi karargâhı kaldırıldı.
NOT
• Not [değiştir]
• ^ Mustafa Kemal Paşa'nın Mudanya
Konrefenası Reisi Batı Cephesi Kumandanı
İsmet Paşa'ya yazdığı telgraf (8 Ekim 1922),
Atatürk'ün Bütün Eserleri, Atatürk'ün Bütün
Eserleri, Cilt: 13 (1922), Kaynak Yayınları,
İstanbul, Haziran 2004, ISBN 975-343-394-8, s.
401.
• ^ Mustafa Kemal Paşa'nın İkdam Yazarı Yakup
Kadri Bey'e Beuamat" (17 Eylül 1922),
Atatürk'ün Bütün Eserleri, Cilt: 13 (1922), s. 303.
Asıl metin: Türkiya Büyük Millet Meclisi
ordularının vazifesi "Misaki Milli" hükümlerini
temin etmektir.
Download